Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28MART1993PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Başkanlık rejimi Türkiye'yi kurtanr mı?
Başkanlık rejımınin gereklıliğine ılışkın Sayın Özal tarafından
yapılan onende, sadece yurütmeyı değıl; aynı zamanda yasama ve
yargüama organlannı da etkıleme düşüncesinın yattığı kolayca
sezümektedır.
Prof.Dr.NECİPBİLGE
B
dsin haberlenne gore
Cumhurbaşkanı Sayın
Ozal. hemcn her ko-
nuşmasında. memleke-
tımızde başkanlık rejı-
mını benımsementn
gerekhlığındeıı soz etmekte. bırçok so-
runun tek çozum yolunun bu olduğu-
nu savunmaktadır Ortaya atılan bu
gorüşıi ırdelemek gerekır
1- Bılındığı uzere bır devlette yasa-
ma, yurutme ve yargılama olarak üç
lemel gorev ve bunlan karşılayan uç
temel organ vardır Yasama veyurut-
me guçlen pratık yaşamdakı etİcın'ık-
lennden ötüru. yargı gucune orunla
daha etkın sayılmaktadır Bu necienle
de ulkedekı sıyasal rejımın nıtehğı. ya-
sama ıle yurutme guçlen arasındakı
ılışkıye gore saptanmaktadır Bunun
bır nedenı. çağımızda yasama ve yu-
rütme organlannın sıyasal partıler ta-
rafından temsıl edılmesıdır Halbukı
yargı organı açısından boyle bır temsıl
soz konusu değıldır \e bunun olma-
masına dıkkat edılır Çağdaş anay asa-
larda. yargı yetkısının bağımsız mah-
kemeler ve tarafsız hakımler elıyle
yurutuleceğı belırtılmektedır
2- Yasama ve yurutme organlannın
bırbırlenyle ıhşkısı açısından guçler
bırhğınden \e güçler aynlığından söz
edılır Guçler bırlığınde. butun \etki-
ler -mona's.ıler bır yana bırakılırsa- bır
kurulda. yanı vasama meclısınde top-
lanır Memleketımızde Ulusal Kurtu-
luş Savaşı sırasındakı I921 vecumhu-
rıyetın kuruluşundan sonra yapılan
1924 anayasalannda guçler bırlığının
esas alındığı soylenebılır Zıra bu ana-
yasalarda yasama yetkısı ıle yurutme
gorevının TBMM'de toplandığı belır-
tılmıştır (m 3.5) Boylece yurutme or-
ganı hukuksal açıdan Meclıs adına
gorev yapar gozukmektedır Oysa
1961 ve 1982 anayasalan yumuşak
guçler aynlığına ornek gostenlır Ya-
sama ve yurutme organlarının genel-
lıkleeşıt sayıldıklan, ancak kımı yetkı-
lerle bırbırîennı etkıledıklen bu reııme
parlamenter rejım de denılmektedır
Bu sıstemın onemlı ozellıklennden bı-
nsı, yurutme gücunun yasamaya karşı
sıyasal açıdan sorumlu olmasıdır Bu
nedenle hükumet genellıkle Meclıs
uyelennden oluşur, onun guvenıy le ış-
başına gelır ve bu güvenın devamı su-
resınce ışbaşında kalır Meclısın bu
yeıkısıne karşılık, yurutme gucunun
de belh koşullar altında Meclısı feshe-
derek yenı seçımlere gıdebıleceğı kabul
olunmuştur
V Bırle^ık Amenka da -ve bır bakı-
ma Fran^a'dan bdşka- Gune\ Amen-
ka devletlennde sert \a da kdtı guçler
aynlığı sistemının egemen olduğu soy-
lenebılır Buna başkanlık sistemı de
denılmektedır Ornek alınan Amenka
Bırleşık Devletlen Anayasası'nd gore
yasama ve yurutme guçlen bırbınn-
den lamamen ayndırlar ve kural ola-
rak bırbırlennın ışlenne kanşamazldr
Başkan ve onun sekreten durumunda
olan bakanlar. yasama organı uvesı
olamazlar Başkan meclısı feshede-
mez Buna karşılık. vasama organı da
yurutmenın ışıne karışamadığı gıbı
guvensızlık oyu vererek hukumetı du-
şuremez Zıra bakanlar. yasamd orga-
nına karşı değıl. başkana karşı sorum-
ludurlar Aynı zamanda başkomutan
durumunda olan başkanın genış yet-
kılennden oturu. ıdare mekanızması
da sıyasal bır nıtelığe burünmuştur
orada
4- Başkanlık sıstemı sadece teonk
olarak değıl. pratıkte gorulen sonuçla-
nyla değerlendınlırse. denebılır kı.
demokrası geleneğı ıvıce yerleşmış
olan ulkelerde bu sıstem syı ışleyebıl-
mekte, fakat bu geleneğın tam yerleş-
medığı ve dolayısıyla demokraıık
yaşamın henuz alışkanlık halınc gel-
medığı ortamlarda ıyı sonuç verme-
mektedır Boylece başkanlık sıstem;
bu gıbı yerlerde başkancı sisteme do-
nuşerek yozlaşmakla ve sonuçta dık-
tatorluğe yol açmaktadır Gerçekten
anayasalan Amcrıka Bırleşık Devlet-
len Anayasası'ndan esınlenmış olma-
sına karşın. demokrası geleneğı yerleş-
memışolanGuney Amenka ulkelenn-
de sıyasal darbelenn eksıkı olmavışı
bunun kanıtını oluşturmaktadır
Memleketımızde ıse geçınlmış olan ıkı
darbenın sıkıntılan halâ atlatılabılmış
değıldır
5- Bu ıtıbarla Türkıyemız de de de-
mokratık vaşam geleneğının koklu
bıçımde yerleştığı kolayca soylene-
mez Çağdaş demokrası ılkelennden
bırısı hukukun ustunluğune saygıdır
Bu saygının ozellıkle ust duzey yonetı-
cılennce gostenlmesı gerekır Fakat
ustlendığı gorevın gereğı olarak ""ana-
yasaya. hukukun ustunluğune. de-
mokrasıye laık cumhunyete bağlı
kalacağına. tarafsız davranacağına
namus ve şeref sozu" verdığı halde.
"Anayasayı bır kez de bız ıhlal etsek
ne çıkar0
' denılebılen. belh partılenn
ıçışlenne kanşan bır başkanın bulun-
duğu ortamda demokrasının ve hu-
kuk ustunluğunun gerçekten ve ıçten-
lıkle bcnımsendığı soylenebılır mı1
Yetkıler daha da genışletıldığı takdır-
de benzer yonetıcılenn ne yapacağına
guvenılebılır mı'7
6- Başkanlık rejımınde cumhurbaş-
kanının mıllet tarafından seçılmesı ve
genış yetkılerle donatılması da ongo-
rulur Seçımde başanlı olmak ıçın.
adayın ya partılı olması ya da bır partı
tarafından desteklenmesı gerekır Bu-
gunku anayasaya gore sınırlı olan yet-
kılen zorladığı sayısız orneklenyle
basına yansıyan bır başkanın. bır de
partılı olması ve genış yetkılerle dona-
tılması halınde neler yapacağını tah-
mm etmek zor değıldır Başkanlık reıı-
mının gereklıliğine ılışkın Sayın Ozal
tarafından yapılan onende. sadece yu-
rutmeyı değıl, aynı zamandd yasama
ve vargılama organlarını da etkıleme
duşuncesının yattığı kolayca sezılmek-
tedır Zıra Özal'a gore anayasanın bu
kadar aynntılı olması gerekmedığı gı-
bı yargınm da her ışc karışması doğru
değıldır Hukukçu olmadığı hdlde
Anayasa Mahkemesı'nın ıptal karar-
lannı eleştırmekten ve bu mahkeme-
nın etkı altında kaldığını soylemekten
(1) çekınmeyecek başka ust yonetıcıler
de çıkabılır
Sonuç
7- Bu zıhnıyet değışmedıkçe. bızde
başkanlık rejımınin guçler aynlığına
değıl. yurutmenın ve onun başının us-
tunluğune dayanan guçler bırlığınc
yol açması ve bunun da sonuçta baş-
kancı sısteme. yanı tek adam ıktıdan-
na donuşmesı kaçınılmaz olur
Yukandan ben açıklanan nedenler-
le sonucunun ne getıreceğı belh olma-
yan başkanlık Mstemı şeklındekı bır
seruvene atılmaktansa. ıçınde bulun-
duğumuz parlamenter sıstemı kuralla-
rına uygun olarak yurutmeye ve gelış-
tırmeve çalışmak ve kusuru sıstemde
değıl. kendımızde aramak daha ıyı
olursanınz
(I) Bkz H Pulur ŞcrCcphoı vc Kılku>rjklar Mıl-
lıvct GaKtcsı H 1 1991
ARADABIR
VURAL ARIKAN
Eski Maliye Bakanı
Gökova Sorunu
Gökova'da ANAP donemınde yapılmaya başlanan
nukleer santralın doğayı çevreyı tahrıp edeceğı ılerı su-
rulduğu zaman, donemın başbakanı gunumüz teknığı-
nın bunu onlemeye musaıt bulunduğunu futursuzca
ıfade etmışlerdı
Doğancan Akyurek ın çevre bakanlığına getırılmesın-
den sonra, konu çevreye vereceğı zarar yonunden gun-
deme getırılmış, Sayın Basbakan Demırel de ınşaata
devam edılmeyeceğını kamuoyuna duyurmuş ıdı
Ne var kı haberlere gore muteahhıdın sıkıştırılarak
tesısın bıtırılmekte olduğu ve 1993 yılında çalıştırılacağı
anlaşılmaktadır Enerjı Bakanı Faralyalı da ozellıkle ka-
muoyunu etkılemek amacı ıle yorede dolaşmaya başla-
mıştır
Oysa, yanılmıyorsam 198O'lı yılların sonuna doğru Sa-
yın Kenan Evren Gokovanın yerının kendısıne helıkop-
terle yanlış gosterıldığını, Sayın Özal da Sayın Semra
Özal Hanımefendı ıle o bolgede yuzerlerken yapılan
yaıilışlığı anladıklarını ıfade etmekten kaçınrtıamışlar-
dır
tşte ulkemızın halı purmelalı'
Onun ıçındır kı bu yazımızda Halıç'ı Izmır Körfezı'nı
Izmıt Körfezı'nı koruyamamış olmamıza bakarak ya da
Akçımento'nun Buyuk Cekmece yı, Nuh Çımento'nun
Darıca'yı yaşanır olmaktan çıkardığını soyleyerek konu-
ya yaklaşacak değılız Yaklaşmamız daha çok kamu
ekonomısı ozellıkle kamusal malların nıtelıklerı açısın-
dan olacaktır
Bılındığı gıbı, devletın temel gorevı toplumsal ıhtıyaç-
ları gıdermektır Bunun ıçın devlet kamu hızmetı, bır
başka anlatımla kamusal mal uretır Devlet bunu butçe
araçlarını kullanarak yapar Bu araçların vergıler, har-
camalar ve borçlanmalar olduğunda kuşku yoktur
Ulkemızde 1970 lı yıllara kadar kamu hızmetlen ya da
kamusal mallar hep hukuksal yonden ıncelenmış iktısa-
dı tahlıllerı yapılmamıştır Öğretıde ' kamu ekonomısı'
ıçerısınde artık bunların ıktısadı araştırmaları yapılmak-
tadır
O halde 'kamusal mallar' nedır ve nıteliklerı neler-
dır? Kamusal mallar toplumun butün bıreylerı tarafın-
dan bırlıkte ve eşıt olarak tuketılen mallar dıye tanımla-
nır
örnek olarak da tek bır radyo verıcısınden radyo alıcı-
sı olan butun bıreylerın eşıt bır bıçımde yararlandıkları
gostenlır
Bu malların ozellıklerı bolunmezlıklerınde, kolektıf tu-
ketımın oluşunda,dışsal ekonomı ya da dışsal yarar ya-
ratmalarında toplanır Gerçekten savunma hızmetlen
bolunmezlığe, sıvrısınek yataklarının yok edılmesı ko-
lektıf tuketıme eğıtım hızmetlerinden yararlanan kışının
sağladığı faydanın topluma ve çevresıne de yayılması
dışsal yarara ornek olarak gostenlır Bu ozelliklerın do-
ğurduğu bır sonuç da kamu hızmetı ya da kamusal mal-
ların uretımınde kaynağın zorlamaya, yanı vergılere
dayanmasıdır
Işte burada santralın 'kamu ekonomısı" ıçerısındekı
yerının tayın ve tespıtı gelmektedır Elektrık enerjısı ure-
tımının bolunmezlığınden soz edılemez Tersıne, enerjı
uretımı hem bolunebılır hem de pazarlanabılır nıtelıkte-
dır Genellıkle kolektıf tuketım konusu olamaz Dışsal
yarar yerıne genelde satın alarak enerjıyı tuketenler ıçın
özel yarar yaratır Bu ozelliklerın doğurduğu başlıca so-
nuç, santral yerının kaydırılması halınde kuruluş malıye-
tındekı ve ışletme gıderlerındekı artışın, santralın ıktısa-
di ömru boyunca, bolunebılırlık ve pazarlanabılırlık
nıtelığı gereğı telafı edılebıleceğı, karşılanabıleceğıdır
Ya kaydırma yapılmayıp da doğa tahrıp olursa, ışte bu-
nun karşılanması olanaksızdır
Kısacası ulkemızde ormandan ıkt ağaç kesenın ceza-
landırıldığını bılıyoruz Nedenı orman varlığının tahrıp
edılmesıdır Yıne son gunlerde ıkı bakanın kışısel çıkar
gozetmedıklerı halde sırf yol yapımında ulkeyı zarara
uğrattıkları ıçın Yuce Dıvan da yargılanmakta oldukları-
nı gozlemlıyoruz Ya çevreyı, doğayı mahvedenlere nı-
çın bır yaptırım duşunmuyoruz
7
TART1ŞMA
İLAN
ERZURUM 3. ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1992/497 Esas
Davacı K H Erzurum Cumhunyet Başsavcıhğı tarafından davalı
Yakup Duman ve nüfus müdürlüğü aleyhıne açmış bulunduğu kayıt
ıptalı davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen karar gere-
jınce,
Davalı Erzurum ılı Kürabet köyü nüfusuna kayıtlı bulunan Meh-
met oglu 1949 doğumlu Yakup Duman'ın aleyhıne açılan kayıt ıptalı
davasında adı geçenın tum aramalara rağmen bulunamadığından dava
davetnamesının duruşma gününün ılanen teblığıne karar venlmış olup
duruşma gûnü olan 11 5 1993 günü saat 9'da duruşmaya gelraedığı-
nız veya bır vekıl de göndermedığınız takdırde duruşmada ve venle-
cek karann gıyabınızda devara edecegı ılanen teblığ olunur 9.3 1993
Basın 23475
Boşanmalar kolaylaşmalı mı?
S
on gunlerde
değışık
çev relerde
surdurulen vc
gıttıkçe
yoğunla^anbır
târtîşma da ulkemızde
boşanmalann
kolaylaştınlmdsının gercklı
olupolrruıdığıdır Yasal
durumun boşanmalan
zorlaştırdığı bunun da
onulmazsosVı.l varalara neden
olduğu. bu nedenle \asa\la
boşanmalan koldyldştınnak
gcrcktığı goruşundc olanlar
vardır İJuna karşı
boşanmaldnn
kolav Idşünlmasının kadının
aleyhıne olduğu. kadını
yetennce korunıak ıçın
boşdnmaları kolaykıştırmak
değıl. zorlaştırmak eereklığı
gorujunde olanlar da cksık
değıldir
Asıl amaç. "kadınlan
haksızlıklardan korumak" ıse
boşanmanın kadınlar
yonunden hangı sakıncdlan
doğurduğunu belırleyerek bu
sdkıncalan gıdenneyeyonelık
çozumler aramak olmalıdır
E^lcr. draljnnda mal reıımı
sozleşmesı vapmdsalarbılc.
\ asd şereâı geçerlı olacağı
kabul cdıîecekoyle bır sıstem
getırılmelıdır kı bu sısteme
gore eşlcnnhcrbınnın.
evlenmevcboşanma tarıhlen
draMndacdındıklerımallarvc
scrvet. boşanmalarında yan
yanvaaralannda
payfaşılmalıdır Ancak. eşlcnn
zaıen ev lcnmeden once sahıp
bulunduklan mallar ıle. onlara
kcndı hısımlanndan mıras
kalan mallar. bu paylaşmanın
dişinda luıulmalı ve kendılenne
an olmalıdır Medenı
Kdnunumuzudldığifnızulke
olan t Â
y p y
değışıkhklcne. bü onerdfflmıze
bcnzcr yasal mal reıımlcrncabtıi
edılmıştır (Is MK 197vd 210.
215. Alm MK I W v d 1378.
P84)
Amaç kadının korunmasıysa.
bunu boşanmalan
zorlaştırarak değıl. boşanma
sonrası karşılaştığı kötu
sonuçlan kaldırarak sağlamak.
aklayatkınolanıdır Bu
nedenle y ukanda onenlen y asal
mal rejırnını (evlılık boy unca
kazanılan mallann paylaşımı
ılkesıne davalı rejım) bır reform
y asası ıle ıv edı olarak kabul
etmelıdır
Boyle bır yasal reform. kadının
ekönomık geleceğını guvencede
gormesı ıle, artık
dayanılamayacak boyutlara
ulaşmış vc ınsan onuru ıle
bağdaşmayan durum ve
dav rdnışlara koru korune
boy un eğme zorunluğundan
onu-kurtaracdk dolayısıvld
boşamnayı artık bırfelak'el ve
va^amın sonu olarak
gormektcn vazgeçcn kadın.
boşanmayadahakolay razı
olacak. bu da yenne gore
boşanmay ı kolaylaştıncı clkı
vapacaktır
Sorunu karşıt goruş açısından
ele alırsak. boşanma halınde
kadının erkeğın malı ve
servetındepay sahıbı olmasını
sağlayan bır sıstemde, bı>
durum çoğu erkek bakımından
boşanmadan caydıncı bıretken
olacak ve yenne görede
boşanmalar dolay lı y oldan
zorlaştınlmış olacaktır
Boylelıklehersomutolayın
koşullan ve gereklenne gore
boşanma dolay lı yoldan
kolaşlaştınlmış ya da
zorlaştınlmış, fakat çaresız
kadını koruma amacı da
gerçekleşmış olacaklır O halde
karşıt goruştekılenn el ele
v ererek bır an once mal
rejtmıne ılışkın reformu
gerçekleştırmelen asıl amaç
olmalıdır.
Prof. Dr. Aydın Zevkliler
DokuzEylülÜnı Huk.
Fak. Medenı Hukuk
Anabılım Dalı Başkanı
Mikroforilu Don Giovanniozart'ın Don
Giovanni
Operası,
k
1% /•I ^ L # • dünyasında
I ^f B gündemdeki
- ^ - " ^ ^ - yerinihep
korumuştur. Kierkegaard, "Don
Giovanni l >ertünı bestecinin en
kusursuz v apıtıdır" der.
sahnelenmesi gercekleşmlştir.
Bu bağlamda türlü
sahnelenişleri Lzleme olanağı
buMum; itiraf etmeliy im ki
mikrofonlusunu hiç '
duymamıştun. 18 Mart 1993
günu. G174 numaralı koltukta
\nkara'da izlediğim temsilde
gerek solistlerin, gerekse
orkestranın sesi sanki
gazinoday mış gjbi
hoparlorlerden y ankılanıv ordu.
Bu, o temsile ozgu bir teknik
arıza mı. voksa opera
müdürlüğü gelecekteki yetersiz
sesler için kulaklarımızı
•gazinovari' mikrofon olgusuna
mı al^tınyor, bilemiy orum.
Algıladığun bunun \ anlış bir
uygulama olduğu.
Ö^ravı Naci Ozguç ilk kez
ği d i i d
^ gç
y önettıği program dergisinde
yanyor. Don Giovanni aynı
Kadın ve dayak
D
ayağın kadını.
çocukldrııle
bırlıkte olumu
goze alacak
kadar
yıldırtmasıuzun
surebasındaveraldı Olayın
sorumlusu eşınıkıvasıyd
doven koca mıdır1
Sorunu
toplumsal boyutlarda
duşunduğumuzde sorumluluk.
halen kadının dayak yemesını
olağan karşılavan toplun
zıhnıyetımızdeve kadını
koruyamavan ıdan ve adlı
mekanızmadadır
Dayak karşısında kadın çaresız
veçozumsuzbırakılmıştır
Dayak yıyen kadının
sığınabıleccğı devlet kurum vc
kuruluşlan bulunmamaktddır
Uygulamada day ak v ıv en
kadın ya da yakınları emnıvetc
başvurudd bulunduğunda
kan-kocaarasınd
gınlcmeycceğındcn bahısle
olayamudahale
edılmemektedır Şdhsıccza
davaldnnınbırçoğundadayak
fiılıne ılımlı bakılardk caydıncı
olmaktan uzak kararlar
venlmektedır Budurumdd
erkek. fiılınısurdurmeye devam
etmekte kadın. çıkmazave
maddı manevı mağdurıyete
ıtılmektedır
Boşanmd ddv alarında da
v orumlamdldr genelde
toplumun bakışaçısını
yansıtmaktadır \argıtay2
Hukuk Daıresı'nın 11 02" 1990
tanhlıkardrında "Ddvacı
kocdnındd\dlıkansını
do\duğu. davdlının da değışık
zaman ve yerlerde kocasına
ağır hdkaretlcn gerçekleşmış
bulıınması vebudurumda
tdrafldrddn bınnın kusurunu
dığenne ustun tutmdnın
olandksı? olmasına ve Medenı
Y asd nın I ^4 maddesı
uvdnncdeşıt kusurnedenıyle
boşanmdyd kdrdrvenlmesı
gerekırken mahkemece venlen
boşanmanın reddıne daır
zamanda \iicel Erten'in
sahnelediği bir opera.
Orkestranın sahne uzerine
çıkarılması, nota sehpası
ışıklannın goz alması.
recitativlenn muzıkten
arındınlarak Turkçeleştirilmesi,
operanın en can alıcı bölümü
olan son perderun y etersü
tasarlanrnası bu ilk sahneleniş
deneyimini bağışlatabilir mi?
Belki bir "deneme sahnesi"nde
boy le ilk deneyımler olasıdır,
ama profesyonel sanatçıların
göre\ üstlendiği opera
sahnesinde tutarsızlıklan
karann boşdnma volunda
bozulması "sonucuna
vdnlmıştır
Dayağın hakaretle
karşılaştınlması.suçnevı ve
fıılın kışıler uzenndekı bedensel
\ e psıkoloıık elkılen y onunden
mumkun değılken esdeğerde
tutulması gerçeklerle ve hukuk
mantığı ıle bağdaşmdmaktadır
Olaya objektıf olarak ve
mantık kurallan açısından
bakıldığında day ak yıyen
kışının atana karşı tepkı
gostermesınındoğalbırolgu
olduğu açıktır Dovulenın
tepkısı fızık gucu ve konumu
ıçensınde(hakaret karşılıklı
darpvb gıbı)gerçekleşecektır
Aıle bırlığı ıçınde ıse kadın
genelde ağlay arak sessız
kalmakdışında bırseçcncğe
sahıp olamamaktadır
Evlılık bırlığınde dayak fıılı
sovme ıle hırsını alamayan
kocdnın başv urduğu ey lem
olup hakaretle bırlıkte
gerçekleştınlmektedır Zatcn
hoşgörmemiz en çok opera
kurumuna zarar verecektir.
Donna \nna >e Leporello
roUerinin y orum za> ıflıklan,
orkestranın seslendirmedeki
hantallığı müziksel
eksikliklerdir. Perde
kapanırken masanın devrilmesi
sahne müdüriinün dikkatini nasıl
çekmez? Sorumlulara operadaki
'eeza puanı" sistemi
uygulanmalıdır. Opera aşkına,
artık bu gibi hafıfliklere bır son
>erilmelidir.
ÜmitGültekin
Sanat Tanhçisi / Ankara
kansını dovebılecek y apıda
olan kışının eşıne karşı sessız ve
nazık olamayacağı da bır
gerçektır
Insan haklannın uluslararası
onem ve guncellığını hergeçen
gun drtiırdığı y umıncı y uzy ılın
sonyıllannda tumdunyada
dayağınbıreyleruzenndekı
fızıkselvepsıkolojık
olumsuzluklan, saptanan
tartışmasızgcrçeklerdır
Gelışmış toplumlarda buna
karşı tepkılersuımekteve
onlemlcrdlınmaktadır
Çağdaş bır loplum ıçın bırey
olarak her bınmızın ınsanı
aşağılayandavak fiılıne karşı
duşuncedc ve ev lemde tepkı
gostermemız gerekmektedır
Devletın dayağa karşı alacağı
onlemlcr vc day ağa odun
vermeyen yargı kararlan.
toplumun bakışdçısını
değıştırct.ek en buy uk etken
oldcdktır
Av.SalihaEsen
PENCERE
Petrol Coğrafyasında
Türkiye'nin yeri?
Bır evın dunyası, kımı zaman daralır, ufalır, kuçulur, ıkı
uç odanın duvarları arasına sıkışır, cocuk şamatası, karı
koca kavgası kaynana dırdırı ortalığı cehenneme çevı-
rır Cocuklar sumuklerını cekıp bırbırlerıyle kavga eder-
ler kaynana gul gıbı kızını damat olacak herıfe verdığı
ıçın dovunur kadın sabah akşam kocasından yakınır,
adam evlenıp de bır tuzağa duştuğune ınanır Evın ıçın-
dekı uç kuşak, bır ıncır çekırdeğı doldurmaz dıdışmele-
rın ıçınde gunlerını geçırırler
Kımse ustune alınmasın, bozulmasın, basının da bu-
yuk katkısıyla ulkede dırdır soylentı, dedıkodu, çekışme
ve on para etmez mavra ustune sıyaset yapılıyor
Oysa olağanustu bır tarıh yaşanıyor, dunyanın denge-
lerı değışıyor, yenı ufuklar açılıyor
Bız 'vtzyon'u ya Ankara'dakı sıyaset kodamanı ya da
Istanbul'dakı holdıng babasının telefon goruşmesınde
aradığımız ıçın susuz bostan kuyusu dolabını çevırıyo-
ruz ^
Sovyetler dağılıncaya kadar Turkıye Rusya ya ve As-
ya ıçlerıne yonelık Amerıkan savaş planlarının ussu gı-
bıydı Batı, komunızm tehlıkesı uzerine ayarlanmış bır
saatın zembereğını kuruyordu Anadolu 'olası' bır nük-
leer savaşın ilk deneme tahtası sayılıyordu Ankara'dakı
ıktıdarlar hıç tartışmadan, bu oyundakı rollerını 1950-
den berı ustlendıler
Anadolu Kafkasya ya Rusya ıçlerıneve Orta Asya'ya
donuk saldırının tramplenıydı
Ama yetmıyordu
Ortadoğu da petrol kaynakları uzerınde yukselen em-
peryalıst duzenin bozulmasına Batı goz yumamazdı,
Turkıye bu yolda da sırası geldığınde kullanıldı
1989'da Sovyetlerdağıldı OrtaAsya'da bağımsızTurk
cumhurıyetlerı kuruldu komunızm tehlıkesı' ortadan
kalktı, dunya dengelerı oylesıne değıştı kı Turkıye'nın
ufukları ıster ıstemez açıldı ve buyudu
Ne yazık kı bu ufukları bız yaratamadık, şımdi dışımız-
dakı oluşumlar bızı zorluyor
•
Cumhurıyet ın dunku sayısında (27 Mart 1993) man-
şetten verılen haber
Petrole yenı korfez Ceyhan!
Eğer 'Ceyhan Projesı gerçekleşebılırse Turkıye'nın
konumu da değışecek Çunku gezegenımızde petrol
coğrafyası yenıden oluşuyor belkı de ulusal sınırlardan
daha onemlı bır harıta çızılıyor Orta Asya ve Kafkasya
petrolu, Anadolu uzerınden Akdenız'e ulaştığında Nâ-
zım Hikmet'ın unlu şıırındekı dızelerı anımsatan bır şey
oluşacak
'Dort naia gelıp uzak Asya dan
Akdenız e bır kısrak başı gıbı uzanan
Bu memleket bızım '
20'ncı yuzyılın ilk çeyreğınde Enver Paşa, Turan'ı fet-
he çıkmıştı
21'ıncı yuzyılda Turan ın kaynakları Akdenız'e aka-
cak.
Orta Asya petrolu ya Hınt Okyanusu'na, ya Basra
Korfezı'ne ya da Akdenız'e yonelecek Yeryuzunun bu-
yuk guçlerı bu ışın tasarımlarını yapıyorlar Avrupa, Kaf-
kasya ve Orta Asya'dan Batı ya doşenecek petrol boru
hattının, şerıatçı Iran dan değıl, laıkTurkıye'den geçme-
sını ve Akdenız e akmasını ıstıyor
Eğer bu tasanm yasama geçınlırse, hem Irak'tan ge-
len hem Kafkasya dan doşenecek olan boru hatlanyla
Iskenderun Korfezı (artık adı Ceyhan Korfezı mi ola-
cak') Basra Korfezı nı aşan bır onem kazanacak
Pekı, Turkıye yenı dunya dengelerınde, ABD'nın gö-
zunde nasıl bır yere konacak"?
•
Kurt sorunu yenı ufukların açılımı ıçinde ancak bir
parantez' oluşturabılır
Anadolu ınsanı, dunya dengelerını hesaba katmadan,
Kurt sorununu bır kan davasımn ya da mıkro-mıllıyetçılı-
ğın bağnazlığında ele alırsa, kendısine yazık eder; bu
durumda 21'ıncı yuzyıl uygarlığınındışınaduşebılırız
Çağdaş uygarlıkla şovenlık bırbırıne ters duşen ıkı
kavramdır, petrol coğrafyasında suregelen bır etnık kav-
ga, ancak emperyalızmın ekmeğıne tereyağı surer
ENGLISH CENTRE
* Tamamı Ingılız ve Profesyonel
Ogretmenterle
• Genel Ingılızce Kursları
• MEB-OSYM Lısan Sınavı Hazırlık Kursları
• KPDS Hazırlık Kursları
ENGLISH CENTRE
• ' Busmess Englısh Kursları
• FCE Hazırlık Kursları
• TOEFL Hazırlık Kurslan
ENGLISH CENTRE
• Yogun programlar
• Yan yoğun programlar
0 Normal programlar
TC.M.E.B. OZEL EMSA OİL EGITlM MERKEZİ KURSU
ISTANBUL : Rumelı Cad No 924-5-6 Osmanbey
Tel (1) 247 09 83 241 20 34 252 82 71 - 72
ANKARA : Selanık Cad No 8 Kat 5 Kızılay
Tel (4) 435 23 97 - 435 30 94 - 435 25 03
Devnmcı arkadaşımız ve vakfımızın kurucu üyesı
VELİYILMAZ'ın
25 yıldır bağımsızlık, ozgurluk ve demokrası ıçın çarpan kalbı
27 mart cumartesı gunu durdu
Sevgıyleanıyoruz
29 mart pazartesı gunu saat 12 00"de Şışlı Camısf ndekı
torenden sonra Zıncırlıkuyu Mezarhğı'nda toprağa
venlecektır Dostlanmızı torene kaülmaya çagınyoruz
68'ÜLER BİRLİĞİ VAKn YÖNETİM KURULU