Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 MART1993 PERŞE^BE
12 DIZIYAZI
Akıııaıı: Fihııi seyretmedim
Turgut Özakman Anlatıyor
Yorgun
Savascı'nın9 9
gızlı oykusu
GÖKHAN AKÇURA
• Bu yasal ve
doğal olmayan
hal çaresi yerine,
TRT yasal ve
doğal denetim
yolunu tercih
etseydûacaba ne
olurdu?
Kerim Avdın Erdem
Konscy'ın. Yorgun Savaşçı dizisi-
nin aslının ve kopyalannın yakılması
için vcrdiaı karar. 17.6.1983 aün \e
O9OI-I55-83(HRK) sayıiı yaa ilc
Başbakanlık'a bildirilir. Konseyin
cmri. Başbakan Sayın Bülcnd Ulusu"-
nun imzaladığı. 28.6.1983 günlü gizli
bir emirle de ilgili yerlere tebliğ edilir.
Bu yasal ve doğal olmayan hal çare-
si yerine. TRT yasal ve doğal denetim
yolunu tcrcih ctseydi.acaba ne olurdu''
Belki. o dönemin olağanüstü şart-
lan içinde. beliren hassasiyet yüzün-
dcn.olsa olsa. film orası burası buda-
narak yayımlanır veya birçok emsali
gibi yavımlanmadan arşive kaldmlıp
saklanırdı.Ama herhalde yakılması
söz konusu olmazdı! Nitekim TRT
arşivinde. uygun görülmediği için
yayımlanmamış birçok program. dizı
vc film bulunmaktadır. Bu olaya ka-
dar. TRT'nın gcçmişinde. film yakıl-
ması gibi birayıp yoktur!
Sayın Bülend L'lusu tarafindan im-
zalanan 4 maddelik.08-M.G.\c Mil.
İşl.D.02269 sayılı emrin 3.maddesi
şöyledır:
"İstikbalde bu filmin teletizyondan
yayımlanma ihtimalini önlemek
maksadıyla, filmin aslı ve kopyalan;
Başbakanlık'tan, Milli Savunma ve
içtşleri bakanlıklarından, Tanırma
Müsteşarlığı'ndan birer yetkili temsil-
cinin iştiraki ile oluşacak he>et önünde
yakılacaktır." P Şubaı 1986 günlü
Mılliyet gazetcsının 1. sayfasında ya-
yımlanmış olan cmrin fotokopisını de
vcriyorum!
Basında çıkan bir çok yazılarda. bu
cmrin.bızım 5 Ekim 1983 günlü rapo-
rumuz üzerine verildıği yer almıştır.
Bu karann bizim toplanmamızdan 3
a> öncc verildiği. nedensc hep dikkat-
ten kaçmıstır.
Filmin akıbcti hakkında karar ve-
rcnlcrden biri bile diziyi seyretmiş ol-
saydı. iş bütünüyle değişirdi.Buna
şımdi de inanıyorum. Diziyi ne Sayın
Kenan Evren. ne Konseyin sayın üye-
leri. ne Sayın Necdet Ürüğ. ne de
Yorgun Savaşçı filminin oyuncularından Devlet Tiyatrosu sanatçısı Can Gfirzap
Sayın Başbakan seyretmiştir. (Milli-
yet", 10 Şubat 1993,14 Şubat 1993,12
Şubat 1993) Tepkiler. söylentıler. lel-
kınler. dedıkodular. sanat ve tarihle
yakın uzak hiçbırilgisi olmayanlardan
alman sözlü ve yazılı bilgilerle karar
verilmıştir.
İşin asıl düşündürücü yanı. Yorgun
Savaşçı'yı.escnn sahibi olan TRT Ge-
nel Müdürü Sayın Macit Akman da
seyrctmemiş.
"Filmin bir karesini bile seyretme-
dim." (Güneş. 18 Eylül 1990) Aynı ifa-
deyı. Shov TVde de bir marifetmiş
gibi açıkladı.
Öğrenebildiğim kadanyla. o dönem
yayıncılan yakım karanna tepkı gös-
teriyorlar! Sayın Macit Akman da
Başbakanlık emrinin 2. maddesinde
söz konusu edilen çalışmayı yaptın-
yor. 2. Maddc şudur:
"Filmin senanosunun daha önce
denetimden geçip geçmediği, denetim-
den gecmiş ise onaylanmış senaryo met-
ni ile film arasında farklılık olup ol-
madığı hususu incelenerek 15 Temmuz
1983 tarihine kadar Başbakanlık'a bil-
dirilecektir."
Sonucu Başbakanlık'a 20.7.1883
gün ve Gen.Md.Prog.Yard. 1200,208
sayılı yazıyla bildiriyor. Bu yazının
tam metnini sağlayamadım.
3 sayfa ve 10 madde olduğu Söz
gazetesinde açıklanan bu yazmın son
maddesi. gazeteye göre şöyle:
"10. İlgili emrin 2.maddesine göre se-
naryo metni ile film arasındaki farklı-
lıkları gösterir kurum ealışması ek l'de
sunulmuştur. Senaryo Genelkurmay
Başkanlığı'na kadar. birçok kademele-
rin denetiminden gecirilerek çckim ka-
rarı alındığına görevönetmen tarafın-
dan senarvomın çekim esnasındaki yo-
mmlanışı, çok büyük önem taşımak-
tadır. Bu sebeple kurum dışından teşkil
edilecek bir heyetle. senarvo \e netice-
lenmiş çekimin tekrar denetlenerek yö-
netmenin durumunun tespitinde büyük
yarar olduğu düşünûlmektedir. Bu tek-
İifle ilgili bir karar alınıncaya kadar fil-
min muhafazasına devam edileceği,
eğer bö> le bir tetkike gerek görülmü) or
ise ilgili emrin 3.maddesinin Filmin ya-
kılması hakkındaki madde uygulan-
ması ile ilgili iş'ar beklendiğini.emirleri-
nize arz ederim." (Söz aazetesı. 6 Ara-
hk 1987)
Görüldüğü gıbı TRT üst yönetimı.
Gen. Kur. Başkanlığı'nın da deneti-
minden geçtiği için scnaryoyu suçlaya-
mıyor ama filmj savunmayı da göze
alamıyor. sakmcah sahnelerin. yönet-
menin yorumlayışmdan kaynaklandı-
İşin asıl
düşündürücü
yanı, Yorgun
Savaşçryı,eserin
sahibi olan TRT
Genel Müdürü
Sayın Macit
Akman da
seyretmemiş.
ğı görüşünü işleyerek sorumluluğu,
yönetmenin sırtına yıkmak istiyor.
Kendi notlanma dayanarak hemcn
söyleyeyim: "Çekim. bir kaç ufak ve
önemsiz değişiklikle senaryoya uy-
gundur. (..)Görüntüler.senaryonun
temasına.metnine ve atmosferine ay-
kın değildir. Senaryo tekstine aykın.
ters ve çelişik görüntüler yoktur." Bu
husus. 5 Ekim 1983 günlü raporumuz-
da şöyle yer alacaktır.
"Incelenen senano ile bitirilen çekim
arasında, esasta bir fark yoktur."
Belgelere ne oldu?
Başbakanlık 29.7.1983 gün ve 08
MG ve MİL.İŞL. D.02426sayı yazıile
TRTyi cevaplar. Bu cevap da yazık ki
bulunamıyor. Bulunsa. sonraki geliş-
meler daha objektif değerlendırilebi-
lirdi. TRT'ciler Sayın Macit Akman-
ın. Sayın Behçet Devayın ve TRT Ge-
nel Sekreterliği'ni yüriiten Sayın Alb.
Funcay Ayber'in. TRT'den aynlırken
bütün belgeleri ya imha ettiklerini ya
da birliktegötürdüklerini söylüyorlar.
Nitekim bu olayla ilgili olarak TRT
arşivinde pek az belge olduğu anlaşıl-
maktadır. Ama gelışmeden şu belli
oluyor. Başbakanlık. yakım emrinin
hemen.derhal yerine getinlmessinde
ısraretmemektedir. Filmin negatifı de
pozıtifı de örselenmemiş bir şekilde,
TRT'nin elinde durmaktadır.
Ama bazı çcvrclenn. filmin yakılma-
sında ısrarlı olduklannı. 5 Ekim
1983 günü bütün açıkhğı ile yaşaya-
caktık.O tarihte Devlet Tiyatrolan
Genel Müdürü'ydüm. Başbakanlık
tarafından Kültür BakanhğYna. 29
Eylül 1983 günü, gizli- çok ivedi' bir
yazılı emir gelmiş. Müsteşar
Yardımcısı Sayın T.R.Gökalp tele-
fonla. "Yorgun Savaşçı'yı denetleye-
cek bir heyette bakanlık temsilcisı ola-
rak bulunmakla göre,vlendirildiğimi"
tebliğ etti.
Sürecek
Olüntsüzleştin
Ankara'nın taşına bak,
Gözlerimin yaşına bak,
Uğur Mumcu şehit oldu.
Şufeleğınişinebak.
Şarkı oldum dillerimizde.
Duy gu yüklü dize, dize.
Anıt oldun.
Kazıldın. şekillendin
yüreklcrimizde.
Seni silemezler.
katledemezler artık.
Çünkü sen inanç. fıkir
düşünceANITISIN
ÖLÜMSÜZLEŞTİN
YÜREKLERİMİZDE
Senin sevgin bugün
Ellcrimizdekı bınlerce
kırmızı karanfıllerde.
Cumhurivet nefesalıyor.
Demokrası deviniyor.
Naaşın suskun dcğil.
Senin coşkun bugün
Türk ulusunun yüreğinde.
Bcyinlerimizde sen.
İnançlanmızda sen,
Hadi Sakıncalı Piyadc
Bugün bu ordunun.
Komutanı yincscn.
Senı katledenler, boğulur
sulanmızda.
Erirler öfkelerimizde.
Kaybolurlar seni seven
yüreklerimizde.
Kılıcı kalemden,
Silahı fıkirden.
Ncfretı sevgıden
Savaş; banştan. üstün
kılan İslam.
İştc bugün uıançla,
UğurMumcu'danalm
ilham.
Hakkı scvmck kolay.
Hakkı scvmck zordiycn
Mevlana.
Bugün Uğur Mumcu
Milyonlarca. inançlı aydının
Sığmıyor omuzlanna.
ŞerifeMLTLL/İZMİT
O N B I N L E R
İÇİNYAZD1
Nereve kadar?Efendim geOmiş şö>lc baklığımızda. bundan "20 yıl" önce her şey o
kadar iyiydi ki. Nasıl iyiydı? En ufak olayda dahi hemen toplum
sokağa dökülür, tepkisini gösterirdi. Az mı yiğit yitirdik. Denizler.
Yusuflar, Hüscyinler. Mahirler. Ya şımdi? Bu düzen. bu sistem.
nereye kadar gidecek? Bunun sonu ne olacak. hıç düşündük mü?
Maalesef. Düşünüyoruz da işımızı gelmiyor.
Arıık. bırlik ve beraberlik altında olalım. Her şey ne olacak diye
beklemeyelım. yoksa bir şehit daha vermeyclim. Bugün "Uğur
Mumcu" şehit oldu. Ama ne oldu? Hiçbir şey. Ancak cenaze
törenınde bıraz içimizi döktük. SHP'si, DSP'sı ve CHP'si ayn, ayn
gruplar halinde orada, burada döndü durdular. Kımi yerden
bağırtılar ""solcular birleşin". Şımdi bız orayd propaganda yapmaya
gitmedik. Bız oraya. bir şehit verdik, dcmokrasi için yürüdük.
Propaganda yapmaya dcğil. Bunlar tutarsızlıktır. Biraz gercekçı
olalım lütfen. Mademki dert yanıyoruz "Uğur Mumcu"nun
ölmesinı mi bekledik. Yoksa yann "AzizNesin mi?".
HAK AN DOĞAN/GAZİ \NTEP
Alçakça katledilen Mumcu için ulusun her yanından yurttaşlar tepkilerini dile getirdiler.
UĞUR
MUMCU'YA
Bir bomba patladı
Yalnız senin bedeninde değil
Yüreğimde. yüreklerde
Dünyanın üstünde.
Sen ölmedin ki
Ellerin. kaşlann. gözlerin
Ayaklann yok belki.
Ama yaşıyorsun
Yaşıyorsun sen.
Dev gibi büyük
düşüncelerinle...
Bilirmisinsen?
Avucunun içinde duymak
yürek atışını
Bilirmisinsen?
Ölmek. ölmek
Defalarca. bin defa
düşüncelerde.
Sen gittin ya
İstanbul garip,
İstanbul sessiz.
Haykınş. isyan, nefret
İstanbul sensiz. korkunç bu
gece.
Şu gördüğün
Denizin mavisinde
Şu gördüğün
Gökyüzünün dennliğinde
Ak güvercinin kanadında
Kasımpatılannda
Milyonlann yüreğinde
Yaşıyorsun sen.
Düşünebildiğin. sığdırabildiğin
hcr şey
Ağlamaklı bu gccc.
Sen giltin ya
İçimdc tarifsiz bir hüzün
İçimdc bin bir acı
İstanbul'da scssizlik var bu
gcce.
CİHANGÜLTLLİS
Kalpaksız Kuvayn MMyed UğurMumcu
AV.EROL ERTLĞRUL
Ayclın İn\an Hak. Derneği B$k.
"Kırmızı gul değil nardüğün,
yüreğim kanıynr."
24Ocak 1993 gunü, UğurMumcu'nun. Ankara-
daki cvinın önünde. karanlık güçlcr tarafından al-
cakca öldürülmesı ü/crine. Türkiyç'nin hcryerindc
olduğu gıbı Aydın'da da Aydın İHD'nın öncrİM
ü/etine vc Aydın Barosu'nun organı/asyonu ilc
tüm dcmokraıık kıılc örgütlcrinin kutılımı ilc bir
yürüv.u') dü/cnlcndı.
Bı/'cr bılıvoru/ ki Uğur'a yapılan bu saldın gcr-
çcktc. C,'ağda> Türkıyc'yc, Türkiyç'nin bdlünmc/
huHinliıûünc. dcmokrasiyc, insan haklanna vc
Ataturk dcvnmlcrinc karşıdır.
27 (Xak I W fünii saai l4.Wlc, Aydın Adliyc-
sı'nııı «ıııündcn yüruyu'j başladı.
Hiiyük hır kalabulık, bulvardan, bclediyc önün-
dcki Atatürk anılına doğru yürüyor. Avukatlar.
giybilcri ilc yürüyorlar. Doktorlar. mühcndislcr.
mcmurlar. siyasi partiler vc halk birliktc yürüyor.
Alkış lutuluyor, sloganlar alılıyor. Herkesin ya-
kasında Uğur Mumcu'nun rcsmi var. Büyük bir
portrcsi Türk bayrağının önünde taşınıyor. Hcrkes
üzgün. Ancak hcrkes kararlı.
Bu ölüm, lüm Kemalısllcri. dcmokratlan bir
araya gctinyor. Yol kcnannda izleycnlcr. gözyaş-
lannı tulamıyorlar. Aydın'da böylc bir olay. hiç
görülmcdı. Boylc inançlı bır lopluluk hiç yürü-
mcdi. Göstcrmclik hiçbir şey yok. Hcr şey oldukça
ıçtcn.
Ataıürk anıiı önünc gcliniyor Çclcnklcr konu-
luyor. Saygıduruşuyapılıyor. Demokratik kıllc ör-
gütlcrinin ortak açıklaması okunuyor. İzlcycnlerin
gözya^lan. Başlardik, boğazlarda bırdüğüm
Daha bır >ıl öncc Aydın'daydı. İns;ın Haklan
Dcrncğı'nm panclindc yığilçc konu^uyordu Alkı-
•jlanıyordu. Şımdi yinc alkışlunıyor Yalnı/ Aydın
dcğil. Türkıyc ayakla. Türkiyc yanıyor, ama ayak-
la. Hcrkcs görüyor ki Ataıürk dcvrimlcn çok güç-
lü. Kurtuluş iavaşını vcrcnlcr. boşa yaşamlannı
vcımcdilcr. Evct onunçok övündüğü Kuvay-ı Mil-
liyccilerin ülküsü csiyor. Vc lartışmasız Uğur
Mumcu. kalpaksız Kuvay-ı Milliycci.
Onu ilk kcz. l960'lı yıllann başında. Ankara
Hukuk Fakültcsi'ndc. sınıflar arasında yapılan bir
münazarada görüp tanımıştım. Esprili vc güzcl ko-
nuşuyordu, bcğcni lopluyordu.
Sonra tanışlık. Bcnden birsınıföndcydi. Ankara
Hukuk Fakültcsi Öğrcnci Derneği Başkanhğı
yaptı. O döncmdc dc sık görüştük, birliktc olduk.
îlk lanıdığım gündcn bu yana. ö/clliklcri. yiğıtliğı
hiç değişmcdı. Daha sonra Öğrcnci Dcrncğindcki
görcvinı bcn dcvraldım. Görüşmclcrimiz sürüyor-
du. Konuşmaları yürcğımızi ısitırdı.
1992 yılı basında. yıllar sonra Muğla'da. Muğla
Barosu'nun dü^cnlcdiği bır pancldc buluştuk. Pa-
ncl önt'CM, Gökovada. dcniz ilc ormanın buluştuğu
bir rcsloranda. birkaç kışi ilc birliktc olduk Fakül-
tc günlcnndcn konu^ıuk. cskı arkada^lardan sö/
cltik.
Eski dcrgilcri, cski kitaplan çıkardım. Fakültcdc
öğrcncilik yıllanmı/da çıkardığımız. Ankara Hu-
kuk Fakültcsı'nin dcrgısi: Ccndc-i Karilar. Uğur"-
un yazıları var. Bir yazısı "Biz bu ihtilali nasıl yap-
lık". kara gülmccc. Oylc güzcl yazmış ki o zaman
bile. Bugün dc tatla okunuyor.
Hcr taraf çiçcklcrlc dolu. Bir sürc. söncn mum-
ları. yananlardan tuıuşturuyoruz. Rcsminc bakı-
yoruz. Bakışlanmız buluşuyor. Çcvrcdedinlcndiri-
ci bir scssi/lik var. Ycni bir çifl gcliyor. Orla yaşı
j.'cçkincc bir çift. Hanımın başı örtülü. Kulsal bir
görcv yapıyor. Erkck. Uğur'un rcsmini alıyor. ya-
vuşça öpüyor. sonra yerine koyuyor. Anıtlan
aynlıyoru/.
28'Ocak 1993 günü. İlhan Şcleuk'a ycni bır ıcl
vekıyorum. Tcli. ronolele. lelcfonla ytı/.dmyorum.
Tclin sonu "'başımız Miğ olsun" diyc bitiyor. Stın
sö/cüklcri NÖylcyince. fonoicldc ki görcv li. "hepinıı-
/in bjışı sağ olsun" dıyor.
Sana bınlerce sclam. vına bınlerce alkış...
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Okul Arkadaşlam...
Her yazıda bakanlık çalkalanıyor da, yine bir şey ol-
muyor "Aslan Hemşerim"e\ Bir yandan mahkemeler,
duruşmalar sürüyor, bir yandan yiten ünlü tabloların
saptanan -devede kulak- değerleri, her ay "Aslan Hem-
şerim'm aylığından kesiliyor. Onunki bir şey mi? Tril-
yonları yürütenlere ne demeli?
Yolda, belde karşılaştıklarım soruyorlar:
- O yazıda geçen kim yav, söyle ne olur?
Söylemiyorum. Önemli olan birinin kimliği, kişiliği,
onun açıklanması değil; kamu görevlisinindurumu, yap-
tıkları. Ö benim hemşerim; daha yakınım da olabilirdi.
Yine yazardım. Kendi kusurlarımı da yazmak isterim.
Avrupalarda, sokaklarda yittiğimi yazmıyor muyum? Ki-
mı görsem:
- Yav, insan kaybolduğunu yazar mı? diyor...
- Kayboldum, ne yapayım? Doğrusu bu! Ali Sirmen:
- O da bır şey mi, demişti, biz başımızdan geçenleri
yazsak roman olur!
'Aslan Hemşehm"\r\ okul arkadaşlarından da mek-
tuplar geldi. Bunlardan birini, -kendi yazmasına karşın-
adını saklı tutarak iletmek istiyorum. Şöyle diyor BursV-
dan yazan okur K.Ş.:
"Değerli Ekmekçi,
15 Aralık 1993 günlü 'Ankara Notları'nızı ilgiyle oku-
dum. Aslan Hemşerim' hakkında soyleyeceklerim var.
Aslan hemşerinizle, üç yıl aynı okulu ve aynı masayı
paylaştım. Masanm sağında Kastamonu-Gölköy Ensti-
tüsü çıkışlı A.E., ortada ben (K.Ş., Kırklareli-Lüleburgaz
Kepirtepe Köy Enstitüsü çıkışlı), solumda da Konya Ivriz
Koy Enstitüsü çıkışlı (Adını bir türlü yazmak istemediği-
niz, XX.).
'A.1
sessiz, sakin, az konuşan, alçakgönüllü, birkişili-
ğesahip. Tam Müslüman. Dinliliğini çıkar için kullanma-
yan birisi.
Bendeniz daima aydınlığı seven birisiyim. Karanlığın
her çeşidinden ürkerim. Kurallara, yasalara saygılı,
doğrucu bir insanım. Az konuşurum. Tanrı ve Atatürk
adlannın gerektiği yerde anılmasını isterim.
Aslan hemşeriniz tarihi çok sever, cumhuriyet döne-
mi öncesi Osmanlı tarihine bayılır. Mehteran takımı onu
her zaman heyecanlandırmıştır.
Çok konuşur, çevresi geniştir, yaygaracıdır. Espri
yapmayı pek beceremez. Konuşmayı da... Öğretmenle-
rimize yağ çekmeyı daha okul sıralarmda başarıyla
uygulardı. Bu özelliğinden dolayı 'Geleceğin parlak ola-
cak, yükseleceksin!' sözümü anımsar. A.' bu sözüme
tanıktır.
'Y.'ye resim öğretmeni olarak atandı. Yüksek makam-
la (Vali) ilgilenmek onun için bir onurdu. Sayın valiyle
samimiyeti ilerlettı ve kızıyla evlendi. Bir kız, bir erkek
çocukları oldu. Ekranda daha çok görünmek için kızını
TRT'yegelın verdi.
Elindeki olanakları duşünerek oğlunu arkeolog olarak
yetiştirdi. Sanırım, ören yerlerinden birinde kazı işlerin-
de çalışyor (Not: K.Ş. son durumu bilmiyor, oğlu da, kızı
da aynı bakanlıkta birlikte). 'A.' ve benim çocuklarım, iş-
çi kadrolannda asgari ücretin az üzerinde çalışıyorlar.
'Y'den kısa birsüre sonra, büyük yere (Ankara) "Mek-
tupla Öâretim'jö/rim/Qe atandı. İşi. parasal yatırım ge-
rektiriyofdu. BasımevT sahipleriyle, kapı arkalarında
daha rahat pazarlık yapılabilirdi. Bu çabalar, ufak ufak
koşe dönme denemeleriydi. Dilerseniz, benim mal var-
lığımla (900.000 TL.'lık minik bir dairem var) hemşerini-
zin mal varlığının dökümünu yaparak bir karşılaştırma
yapabilirsiniz.
Görev süresince, makamını ve üst duzey yetkilileh
nasıl kullandığını sfz sergilediniz. Ben öğrencilik günle-
rimize dönmek istiyorum...
Üçümuz de (üç arkadaş) yoksul olduğumuz için, oku-
lun (G.E.E.) ping-pong masasını, kantini, çayhaneyi ça-
lıştırarak ufak harçlıklar sağlamaya çalışıyorduk.
Hemşerinizle birlikte 15 gün kantin işletmeciliği yap-
tık. Süre bitti. Yetkili dernek üyesi:
- On beş lira açığınız var. İlgili arkadaşlarla görüştüm.
Size bağışlıyoruz. Ama, bir daha kantinde çalıştınlma-
yacaksınız! dedi. O an, yenn dibıne girdım dıyebılınm.
Bir süre sonra, yine hemşerinizle bu kez çayhanede ça-
lışmaya başladık. (X.X.) cebine aralıklarla 10-15-20 ku-
ruş atmaya başladı. Gördüğümü anlayınca, benim cebi-
me de para atmak istedi, reddettim. Kantinde, neden 15
lira açık verdiğimizi bu örnekle anlamış oldum.
1954-55 yılı ilkbahar sonlannda (X.X.) A." ile bana:
- Haydi İsmet Paşa'ya gidiyoruz, tıraş olun! dedi.
Gerçekten de İsmet Paşa ya gittik. Değerli Mevhibe
Hanım, bizi misafır odasına aldı. İsmet Paşa, istirahatte
olduğu için bir süre hanımefendiyle sohbet ettik. Bize
şeker ikram etti. Birsüre sonra salondan ayrıldı.
Aslan Hemşerim' bize ikram edilen şeker kabını açtı.
Birkaç tane yedikten sonra da A.' ile bana birer tane ik-
ram etti; utanarak bu şekerleri yedik! İki köşedeki sehpa
üzerinde. ağızlan kapalı kapları açtı. O kaplarda da şe-
ker vardı. İlki gibi, birkaç tane daha şeker yedikten son-
ra, tekrar bize ikram etmek istedi: reddettik. Bir süre
sonra, İsmet Paşa geldi, bizimle ilgilendi: sohbet etti,
uyarılarda bulundu. O da bizlere şeker ikram etti!..
Hayranlarınızdanım. Yaşamboyu Cumhuriyet okuyu-
cusuyum. Sevgi ve saygılanmla."
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Mahmut Makal'm.
köy gerçeklerini konu
alan ünlü yapıtı. 2/ Dağ
geçidi... Eski dilde gelin.
3/ Erkek kümes hayvan-
larının en iri ve yaşlı ola-
nı... Ensız. 4/ "Herçiçek-
ten bal eyledik, —'ya
saydılar bizi" (Pir Sukan
Abdal).. Herkesin gözü
önünde yapılan. 5/ Iğdış
etmek. 6/ Bir gida mad- 8
desı... Doğu Anadolu'da g
yctiştırilcn bcyaz tüylü
koyun ırkı... Bir nota. 7/ Su çullu-
ğu. 8/ Duman lekesi... Ekmek...
Bir gazete ya da dcrginin günlük
yayımından ayn ve ücretsiz verdiği
parça. 9/ İnsana uyku hastalığmı
aşılayansinek... I9l6"da ortaya çı-
kan bir sanat ve cdcbiyat akımı-
nın, sırf anlamsız bir sözcük oldu-
âu için benimsediei ad.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA
1/ Mario Puzo'nun aynı adlı roma-
nından Francis Ford Coppola'nın
sinemaya aktardığı film... Türk müziğinde bir makam. 2/ El ve
yüz harckctlcriylc göstcrme... Tavlada bir sayı. 3/ Bebeklere iç
çitmaşırı olarak gjydirilcn giysi. 4/ Verme, ödeme... Memeliler-
dc ana ilc dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ. 5/
Giimüşbalığına bcnzer bir balık. 6/ Akım şiddeti birimi kiloam-
perin simgesi... Bir foloğrafın. desenin ya da karikatürün gös-
lcrdiği şcyı belirten yazı. 7/ Uzak yolculuklarda soförlerin yol-
dan aldıklan yolcu. 8/ Çin'in para birimi... Bir şiir üzerine
bcstcicnmiş müzik yapıtı. 9/ Eski adı Seylan olan ülke.