Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18MART1993PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Mumcuanısına
sergi
• Kültür Servisi -
Karikatürcüler Derneği.
L'ğur Mumcu anısına 20
mart-15 rrisan tarihleri
arasında kankatiir sergisı
açacak. Kankatürcüler
Derneği'nden yapılan
açıklamada. Uğur Mumcu
anısına biraraya getınlen
kankatürlerden oluşan sergi
ıle terörü bır kez daha
laneılemek istedıkleri
bildirildı. Dernek
Merkezi'nde açılacak sergıde
İsmail Gülgeç, Semih
Balcıoğlu, Turhan Selçuk,
Bedri Koraman ve Nehar
Tüblek'in de aralannda
bulunduğu 30
kankatürcünün.yaklaşık 60
esen sergi lenecek.
Radau'nun
sergisi uzatıldı
• Kütür Sen isi - Zümrüt
Yasemin Radau'nun İsıanbul
Atatürk Kültür Merkezi'nde
4marttarihindeaçılanresim
sergisi I nısan tarihıne kadar
uzatıldı. Bu sergısmde tuval
sınırlan içinde üçüncü
boyuta yönelen sanatçı,
geçmiş ve gelecek zamanlan
kendi resim dılıyle
yorumluyor. Marmara
Güzel Sanatlar Fakültesi
Hüsamettın Koçan
Atölyesi'nden mezun olan
Radau. 1991 yılında
gerçekleştirilen 52. Devlet
Resım Yanşmasf nda
ikincilik ödülü kazanmıştı.
Öte yandan Almelek Sanat
Galerisi'nde sürmekte olan
Cafer Bater'in suluboya
sergisi de 29 marta kadar
uzatıldı. Ortaköy
Alaturka'da ise Hatice
Sezer'in çalışmalan
sergileniyor (258 79 24)
Kamil Fırat'ın
dia gösterisi
• Kültür Servisi - Boğaziçi
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Kulubü 3. Sanat Bayramı
kapsamında Kamil Fırat
bugünsaat 12.00'debırdıa
gösterisi sunacak. "•K.B'nin
Kent Düşleri" adını taşıyan
gösteri Boğaızıçı Ünıversitesi
Turgut Noyan Salonu'nda
gerçekleşecek.
James Stevvart
hastanede
•SANTA MONİCA (AA) -
Amerikan sinemasının
çizdigi unutulmaz kovboy
tipleri ile sinemaseverlenn
gönüllerini fetheden ünlü
aktör James Stewart. kalp
rahatsızlığından hasteneye
kaldmldı. ABD'nin
Califomıa eyaletının Santa
Monica kentindeki St. Jean
Hastanesi sözcüsü, 84
yaşındaki aktörün düzensiz
kalp atışlan nedenıyle geçen
cuma hastaneye
kaldınldığını söyledi. Sözcü.
Stewart'ın bu günlerde
taburcu edilmesinin
beklendiğinı söyledi.
'Çevremizi
koruyalım'
• Kültür Servisi - İstanbul
Eğitim ve Kültür Vakfı
(İSTEK). vakfa bağlı 11
okulun öğrencileri arasında
bır afış vanşması düzenledi.
"Eskı eserlenyle. doğasıyla
çevremizi koruyalım, gelecek
kuşaklara hediyeedelim"
konulu yanşma sonucunda
ilk lOöğrenri
ödüüendirilecek. Birinci
olacak öğrencinin afişi
yurtiçınde coğaltıhp
dağıtılacak.
Beatles'ın
eşyaları
• LONDRA(AA)-Pop
' müzığinin unutulmaz
topluluğu The Beatles'ın
üyelerinın özel eşyalan
açıkarlırma ıle satılacak.
Londra'nın Picadilly
meydanındaki "Trocadero"
alışveriş merkezinde 21
nisanda düzenlenecek
açıkartırmada, eşyalann
toplam 300 bin sterhne
satılması bekleniyor.
ı Satılacak 500 adet eşya
' arasında müzikaletleri.
giysiler. fotoğraflar, sanat
eserleriveevlilik
cüzdanlannın bulunduğu
bildırildi. Satışa sunulacak
eşyalar arasında, John
Lennon'ın 1962'deCynthia
, Povvellve 1969'da YokoOno
ıle yaptığı evhlikleri
• belgeleyen evlılik
cüzdanlannın büyük ilgi
görmesi bekleniyor.
Emil Galip Sandalcı, bir derviş gibi acısını kendine sakladı, doğru olanı sevdi, doğrularla yaşadı ve doğrularlaöldü
Birlikte düştinmeyi özleteııbir aydıııdı O
ERDAL ÖZ
12 Mart, Emil Galip'in geçmişinde önemli
duraklardan biridir. Öyle bir durak kı. bır-
takım kanun kaçaklanna yataklık yapmak,
uçak kaçırmak gibi suçlamalarla iceri alınıp
ışkencelerden gectiğı, aylarca tutuklu
kaldığı, sonunda da - elbette- aklanıp salıve-
nldiği çirkin ve karanlık bir durak.
Ne kadar başı kalabalık bır ınsandı.
Yalnız başına kalmayı hiç sevmezdı. Onu
evinde yalnız yakalamak herkese nasıp ol-
mamıştır. 12 Mart öncesınde de öyleydi.
ama cezaevı döneminden sonra çok daha
kalabalık yaşadı O hücre döneminden son-
ra başlayan koğuş kalabahklanna öylesınej
alışmıştı kı. cezaevi sonrasında evi. sanı-
klann konaklama yerine dönüştü. Onlarsız
edemedı. Kendıni sanki onlara adadı.
12 Mart öncesinde. Ankara'da Sergi Kıta-
bevi'mize gelirdı. Kitaplan seçıp ayınrken.
çevresınde gencecik insanlar olurdu. Arka-
daşlan hep gençlerdi. O zamanlar. yanılmı-
yorsam, TRT'nın dış haberler bölümünde."
türkiye'nın Sesi Radyosu'nda şeftı. Bu gö-
revı sırasında, TRT içinde bırtakım yazılı
bültenler yayımlardı Dünyanın dört bir
yanında yazılmış en seçkın yazılar, yorum-
lar, secilipçevirtilir. teksir edilerek çoğaltılır.
sonra da bunlar cıltlenirdi. Bu ciltleri edin-
mek, en büyük çabamjzdı. Emin Galıp. o za-
manlar, dünya ile aramızda bu müthiş ıleti-
şım araanın yönetiasıydi ve bundan büyük
bir keyif alıyordu. Sanınm, bu büyük çevın
çabasından dolayı da sorgulanıp yargılandı
Urctüği. çoğalttığı bu altler, dünyaya açılan
çok önemli bir pencereydi çünkü. Bugün,
hala o ciltleri birtakım evlerde görürseniz
şaşırmayın. Koca bir kültür kitaplığıdır o
ciltlcr Ve edcbıyat doludur.
Onunla hapis yatmak da güzeldi
Evi, evlen severdi Emil Galip. İkı yanında
yığılı kitaplannın arasmdaki eskı koltuğuna
oturup tartışmayı severdi.
Onunla düşünmek çok güzeldi. İçinden çı-
kamadığım zamanlar ona gıder. yalnız bu-
lursam sorunlanmı ona açardım : Onunla
birlikte düşünmek içın yapardım bunu. Hiç
incitmeden, ama hiç de evirip çevirmeden,
içinden çıkamadığım konularda öne sürdü-
ğü düşüncelerle. sorunu kafamda çözümler-
dı. Karşı çıkardı söylediklerime. tartışırdık,
sonra başka türlü karşı çıkardı: sonunda
aydınhğa çıkan ben olurdum. O, birlikte dü-
şünmeyı özleten bırduşünürdü.
En büyük özlemlerinden biri. roman yaz-
maktı. Bir romana başlamıştı yıllar önce.
Uzun tsrarlanma dayanamayıp yazdığı bö-
lümleri bir gün bana okutmuştu. Okudu-
12 Mart, ona çok acı çektir-
di. 12 Eylül de çekrirdi, ama
12 Martın izleri onda daha
çoktur. Emil, 12 Maıtı hiç
unutmadı; kendi çektikle-
riyle değil, ama çevresini sa-
ran dostlannın çektikleriyle
unutmadı. 12 Marta olan
öfkesini de bu kez böyle dile
getirdi: Bir 12 Mart günü
toprakla buluştu.
ğunı metnı ona yakıştıramamıştım ; bunu
ona söylemek güçtü, ama belli etmiştım.
Sanınm o çalışmasını ondan sonra sürdüre-
medi.
Gazetelere köşe yazılan yazdığı dönemleri
düşünüyorum : Dılınden sevgı dökülen o za-
rif insanın yazılanndan fışkıran öfkeye
bayıhrdım. Edebi-
yat yüklü o ,yazı-
lannı sürdüremedi.
En güvendiği, en
beğendiği gazeteci
arkadaşlan da. ona
bir gün olsun ' Gel
bizim gazetemızde
yaz' demediler.
Sanınm bunu hep
ekledı. Ama demediler. Neden bu kadar çe-
kinildi ondan, neden yakınlara sokulmadı.
bugün daha iyı anlıyorum.
Mamak Cezaevındeydık. Benim. Denız
Gezmış'lenn koğuşuna gızlıce gırdığım gün-
lerdi. Bır Emil biliyordu bunu. Gece koğuşa
dönüşümü bekler, koğuştakilerin çoğunun
uyuduğu o saatlerde yatağıma tırmanır. be-
nım. notlanma bakarak fısıltıyla anlattıkla-
rımı dinierdi. O notlan cezaevinden kaçınl-
manın yollannı da birlikte aramıştık. O kita-
bımın cn yakın tanığı Emil'dir.
Güzel bır Ankara akşamı Zülfü Livaneli"-
nın evine götürmüştüm onu. O gün Zülfü'-
nün sazını ilk kez birlikte dinlemiştik. fşte o
• Jean- Jacques Rousseau, o ünlü 'Emil'ini, bizim
gerçek Emil'i tanısaydı, yazamazdı. En azından öyle
yazmazdı, Emil nasıl bir eğitimden geçip geldiyse, çağdaş
bir aziz olarak çıkmıştı karşımıza, almayı bilmeyen, görevi
yalnızca vermek olan bir aziz.
sazlı. sözlü gün, sonradan. sıkıyönetımde.
bizim gizli örgüt toplantımız olarak çıkanldı
karşımıza.
Emil Galip'le birlikte olmak güzeldi, ama
onunla hapıs yatmak daha da güzeldi. Ben-
den oldukça büyüktü. ama koğuşun yöneıi-
cısı bendım. Onun ıncecık yapısı, yaşının
benden büyük oluşu. neden bilmem, hep
bana hüzün vermişür. İçeride, belli etmeden,
onu konımaya çalışmışımdır. Ama belli
etmeden, asıl koruyanın o olduğunu şimdi
daha iyi anlıyorum.
Oysa, öylesine gençti ki, ona "Emil Ağa-
bey* demek hiç gelmedi içimden. Ona hep
'Emil', dcdım. Jean-Jacques Rousseau. o
ünlü 'Emil'i. bizim
gerçek Emil'i tanı-
saydı, yazamazdı.
En azından öyle
yazmazdı. Emil.
nasıl bir eğitimden
geçip geldiyse. çağ-
i daş bir aziz olarak
| çıkmıştı karşımıza.
almayı bilmeyen,
görevi yalnızca vermek olan bir aziz.
Bız sosyalizmin değjşik kulvarlannda ko-
şarken, o şaşmaz sağduyusuyla her zaman
yanımızda olurdu: bizı dınler. gevrek kahka-
halanyla bızı ığneler. konuşur, konuşurdu.
Emil. sosyalıst olmadı. Kendini sosyahzmle
sınırlamadı. Yoğun kültürü ve sağlam dün-
ya görüşüyle çerçevesini saran ve onu çok se-
ven dostlannın her zaman haklı olduklan
yanda oldu. Nerede bir haksızık gördüyse
çekinmeden uzenne gıtlı, konuştu. tartıştı.
Bır derviş gibi acısını kendine sakladı. doğru
olanı sevdı. doğrularla yaşadı. doarularla öl-
dü.
Modigliani'niııtiplerinebenzer yüzü
12 Mart. ona çok acı çektırdı. 12 Eylül de
çektırdi. ama 12 Martın izleri onda daha
çoktur. Emil. 12 Martı hiç unutmadı: kendi
çektikleriyle dcğil. ama çevresini saran dost-
lannın çektikleriyle unutmadı.
12 Marta olan öfkesini de bu kez böyle
dile getirdi: Bir 12 Mart günu toprakla bu-
luştu Çok sevdiğim ünlü İtalyan ressamı
Modigliani'nin liplenne benzer ınce uzun
yüzüyle Emıl'ın bende ilk bıraktığı 'zlenim,
onun ıyi biriçkıcı olduğu yönündeydı. Onun
içkıden hiç ama hiç hoşlanmadığını öğrenin-
ce çok şaşırmıştım. Sanınm o güzel yüzünü
örten incecik sakalını biraz da bu ızlenimı bı-
rakmamak için kesmezdı. O genç güzel in-
sanın yanaklanndan bir kez daha öpüyo-
rum.
PEN'den
Ağaoğlü'na
destek
Kültür Servisi - PEN Yazar-
lar Derneği Başkanı Şükran
Kurdakui. yazar Adalet Ağa-
oğlu'nun "Fiknmin İnce Gülü'
adlı romanından sinemaya
uyarlanan filmle ilgjli basında
çıkan yazılar ve yönetmenin
yazar haklan konusundaki
tavn hakkında şu açıklamayı
"Ulkemızde yazar hak-
lannın henüz gerekli yasalarla
güvence altında olmadığı bi-
linmektedır. Bu koşullarda.
geçerli yasalann bile görmez-
likten gelinerek keyfı davranı-
lması ve yazann yapıtı üzerin-
de yalnız maddi değil. manevi
haklannın da bulunduğunun
gözardı edilmesi. özellikle an-
laşmalann hiçe sayılması ya-
ratma özgürlüğüne ve ya-
ratıcının temel haklanna teca-
vüzdür. Bu türden sorumsuz
bir davranışı bizlere de
yapılmış sayıyor. kamuoyunu
ve basını duyarlı olmaya
çağınyoruz."
Aksanat
yakında
Beyoğlu'nda
• Galeri, 150 kişilik çok
amaçlı salon ve plastik sa-
nat atölyeleri.müzik ve ses
kayıt. bale ve dans stüd-
yolan içeren Aksanat
Kültür Merkezi 8 nisanda
açılacak.
İSTANBUL (AA) - Beyoğ-
lu İstiklal Caddesi üzerindeki
19. yüzyıl mimarisının en gü-
zel örneklerinden olan bır
bina. Aksanat Kültür Merke-
zi olarak 8 nisanda sanatse-
verlerin hizmetine sunuluyor.
Merkezin birinci katında,
resim ve heykellerin sergilene-
ceği bir galen ve fuaye bulunu-
yor. İkincı katta. 150 kişilik si-
nema ve dia gösterilerinin de
yapılabıleceğı çok amaçlı bir
salon yer alıyor. Üçüncü katta
ise hey kel, resim ve baskı gibi
plastik sanat atölyelen bulu-
nuyor.
Dördüncü katta, idari kad-
roya aynlmış bürolar ve cafe-
bar ıle bir kış bahçesi, beşina
katta da amatör ve profesyo-
nel sanatçılann kullanımı için
müzık ve ses kayıt stüdyolan
bulunuyor. Altıncı ve son kat-
ta ise Istanbul'un en büyük
bale ve dans stüdyosu sanatse-
verlerin hizmetine sunulacak
Akev'de ilk sergi, Sakıp Sa-
bancı nın özel koleksiyonun-
dan seçilmış eserlerden oluşa-
cak.
Modern cazın devlerinden Chick Corea, bugün Cemal Reşit Rey 'de akustik piyanoyla iki konser verecek
îstanbuTda ChickCorea fırtınasıesecekKültür Servisi- Sisley tarafın-
dan düzenlenen "Best Of Sisley
Konserieri/ Caz SerisT, Chick
Corea'nın bugün Cemal Reşit Re>
Salonu'nda >ereceği iki konserle
sürüyor.
Dört yaşında piyano calmaya
başlayan ve Boethoven. Vlozart.
Bach gibi ırstaların klasik eseıieri-
ni dinleyerek büyüyen Chick Co-
rea, genclik y ıllannda Bud PoneU,
Charlie Parker ve Lester Young
gibi caz efsanelerinin müziklerine
ilgi duymaya başladı. Bir süre
Herbie Vlann. Cal Tjader \e
Mongo Sanlamaric gibi Latin mü-
ziğinin ustalanyla çalışan sanatçı
daha sonra Stajı Getz, Sarah \a-
ughan. Blue Mitchell ve Gary Bur-
ton'a akustik piyanoda eşlik etti.
1968 vılında \liles Davis'in "In
a Silent Way" ve "Bitches Brevv"
adlı çok önemli iki yapıtına im-
zasmıattı. 1968-1971 vılları ara-
sında "Circle" adlı toplulukla
avant-garde müzik çalışmalan
vaptı. 19701i yıllarda Staniey
Clark ile kurduğu "Return to Fo-
rever" topluluğu, fusion tarzının
en kuvetli ve aranan gruplanndan
biri oldu. 1980'li yıiların başında
akustik piyanoya ağırlık veren
Korea. I985'te "Chick Corea
Electric Band"i kurarak elektrikli
piyanoya döıriîş yaptı. Caz dün-
yasının en popüler Lsimlerinden
biri olan sanatçı. Grammy ödülü
de dahil olmak üzere birçok müzik
ödülüne layık görüldü.
Ne çeşit müzik çalıyor olursa
olsun -ki bu sok> piyano, yaylı
çalgılar dörtlüsü veya büyük bir
orkestra olabilir- elektrik ya da
akustik bir düzenlemede Corea.
modem cazın en kendine özgü ve
kimliği hemen fark edilen ustala-
nndan biri olarak nitelendirili-
yor. Eleştirmenlere göre Corea'-
nın orkestrasıy la çıkardığı be-
şinci albiimü oîan "Beneath The
Mask" daha önceki çalışmala-
nndan farklı.
Corea 'dan çok şeyler içeren al-
büm bu kez yeni unsuriarla destck-
lenmiş. Corea en büyük değişikli-
ğin enstrümanta) renklerde oldu-
ğunu söylüyor.
Koca bir albüm için gerekli mal-
zemey i oturup birkaç günde çıkar-
tabilmekle ünlüCorea, beste yap-
ma sürecini şöyle aktarıyor: Yeni
bir albüm için beste yapmaya baş-
ladığımda, kendimi canlı bir kon-
serdeymiş gibi düşünüp buMuğum
tümüvle yeni müziksd temayı is-
lerim ve daha sonra bunu yine
canlı konserin gereklerine adapte
ederim."
Chick Corea, bugün Cemal Re-
şit Rey Konser Salonu'unda saat
18.30 ve 21.30'daki konserlerini
akustik piyanoda verecek.
Esat Tekand'm son çabşmalan 29 marta kadar Nişantaşı Urart Sanat Galerisi'nde
Kibar Hırsız,
4
Venüs'ün Doğıışu'na karşı
FATTV1A ORAN
İkı yıldır sergi açamayan Esat Tekand,
Urart Sanat Galerisı'nde gerçekleştirdıği
altıncı kışısel sergısınde tuval resmi yerine
bır dızi 'ışıklı düzenek'le çıkıyor karşımı-
za. Bunlar ilk bakışta ışık ve metaTin bir
arada kullanılmasıyla oluşturulan düzen-
Lemeler gibi görünse de daha yakından
bakıldığından Erken Rönesans Dönemı
ressamı Sandro Botticeffi'nin ünlü tablo-
lanndan "Venüs'ün Doğusu"nun ironik
bır analızı olduğu dikkati çekiyor. Te-
kand'ın 'gayri akli" birçağnşım yönlemini
hedefledığı bu sergısinde on "düzenleme"
yer alıyor...
Böyle ilginç bır çalışmayla karşımıza
çıkmasmın serüvenıni anlatmasını istedı-
ğimde, aslında bunu yillardır düşündüğü
bır çalışma olduğunu söylüyor Tekand.
"Ama" dıyor, "Bunu hazırlayan etkenler-
den biri de kaynak cammı keşfetmemdi."
Nasıl kesfettiniz?
Kaynak yaparken keşfettim. Kaynak
camı ışığı bır yerde topladığı için ışık
dağılmıyor. Işığa bakabilmek. gözünün
içıne bakabilmek hadısesi önemlıydi. Bot-
ticelli'yle, "Venüs'ün Doğuşu"yla "uğraş-
mak" bir bahaneydi aslında.
En iyi örnek o ımıydu?
Öyle bir ıddiam yok. ona denk geldi. Bu
çalışmaya başladığım sıralarda bırdergıde
•'Venüs'ün Doğuşu"nu görmüştüm; be-
nim yaptığım gibi resmi dörde beşe böl-
müşler. Sonra bu işe ne kadar sıkıldığımı.
bunlann hikâyelerinden artık ne kadar
bıktığımı düşünürken yavaş yavaş bana
•gelmeye' başladılar ve son hali gördüğü-
nüz gibi oldu işte.
'Düzenleme'lerinizin "Venüs'ün Doğu-
şu"nun ironik bir analizi olduğunu vurgu-
lamtştık demin...
Evet. Benım okuduğum o dergide de
analiz ediliyordu, yeniden bir başka açı-
dan ele alınıyordu "Aman bu kısmı çok
önemli, buna dikkat etmemiştik. bunu da
yeniden keşfettik" falan dıye. binlerce se-
nedirbu'meret'resimhâlâanalizediliyorve
beni hiç ılgilendirmiyor. Üstelik ben nefret
edenm bu resımden. Bana en 'kitch' gelen
resımlerden bmdir.
Evet. "Venüs'ün Doğuşu" yerine .\tona
Lisa'yı da seçebilirdiniz...
Ama onu Duchamp yaptı, benim had-
dime düşmez. Eğer öyle bir yerden bir
hırsızlık yaptıysam, mükemmelen Duc-
Tekand, Boticeüi'nüV \ enüs'ün Doğuşu'nun ironik bir analizini yapıyor.
hamp'tan yaptım. İlk saldınyı belki o
yaptı. Bizim problemımiz farklı. Onlar
Batı sanatının içindeydiler Duchamp için
böyle bır çalışma, geleneksel aile bağlannı
çözmek gibi bır şeydi. Ama benim için?
Ben hep üvey evlat gibi bunlann yanında
sığıntı Senelerdır Batı sanatının kenar-
lannda "beni de ıçınize alsanıza' dıye yal-
varan 'geri zekâlı'lıklı. Tabıi zaman içinde
ınsan bu tepkıyi göstermeye başlıyor.
Onun için "ırrasyoner dedim ben bu ça-
lışmaya.
Malzemelerinizden de söz eder misiıüz
biraz?
Çinko ve kaynak camı. Onun dışında
en ilkelinden bir elektrik tesisatı: duy. am-
pul. kablolar, borular. Malzemclerde bel-
ki ışin özüyle ılıkili bırtakım bağlantılar
var. Ben bu resmin uzenne fikir yürütme.
çözümleme, genye dönüp nedenlerinı
araştırma olaylannı kurcaladım. Derken.
Venüs'le 'anılan' bir sürü simge çıktı. gül-
meye başiadım: Güvercin, Venüs'le ala-
kalı. Senelerce kullandık; banşoldu. uçur-
duk, darbe oldu, yolduk. Koç desenız. Ve-
nüs binip gjtmiş, güller Venüs'ün üstüne
yağmış, deniz köpüklerinden doğmuş. ve-
saıre.
Teknolojik öğelerin ağır bastığı söylene-
bilir mi bu sergide?
Yok, söylenemez. Çünkü bu, artık dün-
yanın en kötü teknolojisi. Teknoloji de-
meye bin şahıt ister. Evdeki en adi ampul
düzeneğinden daha kötü birdüzenek bu.
Siz mi istediniz öyle olmasını?
Evet, öyle olmasını özellikle tercih et-
tim. Şimdi bu böyle "teneke" bir "dünya'
aslında. Metal, ışık, kablolar. Meıali kul-
lanmakla devTeye bır "sağlamlık' nosyonu
sokuyorum: Buradaki fıkirleri, öne sürü-
len şeyleri veya 'Venüs'ün Doğuşu'nun
bilmem kaç yüzüncü kopyası bir fotoğ-
rafını dahi "tel örgü'lerle muhafaza altına
alıp sakınmak, her zaman tedavüle hazır
vaziyette, güvenlıkte tutmak için. Metalin
sergideki işlevi o. "Sağlamlık" ve "koruya-
bilmek" hissini verebilmekten başka, bir
de içinde ışıklar yakıp, özel kutular, özel
bolümier açabilmek için kullandım meıa-
lı.
Yoksa tüm bunlar Botticelli'nin ışık/göl-
ge oyunlanna bir laf atma mı?
Botticelli'nin resım tarzıyla alakalı hiç-
bir şey yok asiında burada. Çünkü artık
karşımızda Botticelli'nin olup olmadı-
ğından şüpheliyim ben Birtakım simgeler
var; bunlar da artık tamamen 'medya'nın
araçlan. Venüs'ün kendisı öyle zaten, öyle
kullanılıyor. Bütün bu ifFet hadıselen. Batı
fikri, dengeler. ölçüler. zarafet elemanlan;
kuğu gibi uzun bır boyun, güveran. koç,
haşhaş, gül. ınci, istiridye kabuğu. Bütün
bu semboller her gün karşımızdalar Be-
nim oynadığım oyun oydu: Bunlan yan
yana getırip "kargaşalığı' olduğu gibi
yansıtabılmektı. Daha da içinden çıkılmaz
bir hale getinyor bclkı, ama hiç olmazsa
bir "müdahale'ydi bu.
Ama ilie de İıırsızlık' yaptığınızı söylü-
yorsıınuz bu çalışmanızda...
Göğsümügeregeresöylüyorum. Benım
burada akrabalanm var: Duchamp var.
Magritte var. Doğu kültüru var. Ben
hırsızlığın açık açık yapılmasından ya-
nayım. Dozuyla. uslalıkla yapılmış bir "kı-
bar' hırsızlığın kalitesi vardır çünkü.
CeyhunAtıf
KansuŞiir
Ödülü
Kamkuş'un
• Seçici kurulun oy
çokluğuyla aldığı karar
gereğince. Hidayet Kara-
kuş'un "Sesini Bana
Bırak" adlı kitaplaş-
mamış yapıtı ödülü ka-
zandı.
ANKARA (Cumhuriyet) -
1993 Ceyhun Atuf Kansu Şiir
Ödülü "Sesini Bana Bırak" adlı
yapıtıyla Hidayet Karakuş'a vc-
nldi.
Gülten Akın, Talip Apaydın,
Refik Durbaş. \hmet Erhan.
Bahar Gökler, İsmail Karaah-
metoğlu ve Emin Özdemir'den
oluşan ödül seçıcı kurulu. 14
martgunü toplanarak 1993yılı
için odüle aday olan 25 yapıtı
ınceledi. Seçıcı kurulun oy
çokluğuyla aldığı karar gere-
ğince. Hidayet Karakuş'un "Se-
sini Bana Bırak" adlı kitaplaş-
mamış yapıtı ödülü kazandı.
Hidayet Karakuş. ödülü 20
mart cumartesı günü Devlet
Resim ve Heykel Müzesi'nde
saat 17 00'da düzenlenecek tö-
ren ve şıır gecesınde alacak.
Hidayet Karakuş
kimdir?
Ceyhun Atuf Kansu Şiir
Ödülü'nü kazanan Hidayet
Karakuş, 6 Eylül I946'da Yal-
vaç'ın Kurusan köyünde doğ-
du. I964'te Ispana Gönen II-
koğretmen Okulu'nu. I966'da
Selçuk Eğitim Enstitüsü Edebi-
yat Bölümü'nü bıtirdi. Kara-
kuş'un Günaydın Gül Yaprağı,
Kemeraltı Şıirlen. Hangi Ley-
lasın Sen (1982 Nevzat Üstün
Şiir Başan Ödülü) adlı şiir ki-
taplan bulunuyor. Karakuş'un
"Yağmur Nereye Yağar9
" adlı
yapıtı 1981 Mehmet Ali Yalgn
roman ödülünü, "Uyku^u Dc-
nn Şehır" adlı yapıtı da 1991
Fcrıt Oğuz Bayır roman odülü-
nü kazandı.