Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎAYFA CUMHURİYET 14MART1993PAZAR
PAZAR YAZHARI
Adunbaşı Sararnıış fotoğraflardan süzülenilkele
JTRECHT
METİN
TÜKENMEZ
Hava soğuk. Gökyüzü masmavi Gü-
neş. Pierre Loti'nin İzlanda Balıkçısı'nda
dediği gibı dünyanın kuruluşundaki ilk
ginlerdeki kadarparlak. Ama insanı ür-
perten soğuğun etkisini azaltmakta bir
rolü yok.
Utrecht Hollanda'nın küçük kentle-
rinden bin. Tipık bır Avrupa yerleşim bi-
rüni. Temız, düzgün ve birbirine benze-
ycn caddelerinın iki yanında ınsan gözü-
ni rahatsız etmeyen iki katlı evler. Geniş
yeşil alanlann içinde yükselen yapraksız,
sararmış ağaçlann aynmına varamıyor-
sunuz. Kanallann kenannda tek tük
yaşlı insanlar. kalın giysileri ve ellennde
oltalan ile balık tutuyor. Şehnn ortasın-
da kanal ve oltalanyla balık tutan in-
sanlar. Bir ara Haliç'i, Göksu'yu ve
Küçüksu'yu düşünmekten kendini ala-
madım.
Şehir merkezinde dolaşırken esrner.
bıyıklı. Anadolu kökenli olduğu belli in-
sanlarla karşılaşabilirsiniz. Bakışlanmız-
dan Utrech'te konuk olduğumuzu anla-
mışçasına. bın yanımıza yanaşıp 'hoş-
geldiniz' dtyor. Kayserili olduğunu söy-
leyen vatandaşımız eğer istersek 'Türk
strasse'ye gıdip orada Türk ycmekleri yi-
yebileceğımizi söylüyor.
"Türk caddesi diye bir yer mi var"ın
merakıyla tanımladığı yöne doğru gidi-
yoruz. Hong Kong, Tel Aviv. Çin resto-
rantlannın içinde bildik ısimler. Saray
Restaurant, Pamukkale Restaurant...
Saray'ın içine girdiğimizde lokanta,
kahvehane. bar kanşımı bir mekânla
karşılaştık. Bir masada kâğıt oynayan-
lar, etrafında birkaç izleyici, yemek yi-
yenler. barda iş dönüşü günün yorgunlu-
ğunu atmak isteyen bir kişi. girişte atan
oynayan birkaç genç. Ortam sessiz. Dı-
şanda sulu kar yağıyor. tçerde ise kaset-
çalarda Emel Sayın'ın "Yağdır Mevlam
Su' şarkısı.
Utrecht'in büyük alışveriş merkezlen-
nin içinde Uzakdoğu ve Italyan mutfağı
ağırhklı küçük lokantalanna sıkça rast-
lamak olası. Eğeroturmak isterseniz. is-
teklerinizi İngilizce anlatmak zorunlulu-
ğunuz yok. Çünkü garsonlann çoğunlu-
ğu Türk ve biri size "Ben Ankara'nın Er-
yaman"ındanım'" veya 'Konyalıyım'
derse şaşırmayın. Otobüse bindiğinizde
sürücü Türk olduğunuzu anlayıp Avnı-
palı Türkçesiyte 'buraya geldiğırni ha-
tırlamıyorum, ama Kayseri'nin Pınar-
başfndanım" derse de...
Eğer eczaneye yolunuz düşerse ye ra-
mazan ayıysa tezgâhın üzerindeki bın
Türkçe olmak üzere beş dilde ramazan
ve orucu anlatan broşür de ilginizi çeke-
bilir.
Fotoğraflar iyice sararmış. Sarardıkça
uzakJaşmış anıîar. UzaklaşUkça kasvet
çökmüş. Çöktükçe daha sık bakılır olmuş
arulann kasvetsiz san fotoğraflanna
- İşte şurada ilkokulda piyoner örgürü
üyesiyim.. Şurada komsomol kongresinde-
yim.. Şu da komünist partisine girdiğim
gûn.. Öteki fotoğraf benim parti sekreteri
olduğum dönemde bir kır gezisnden.. Beriki
ise 1 Mayıs'ta Kızıl Meydan'daki miting-
den...
Küçük gözlennde büyük bir hünerle bir-
leştiriyor coşku ve keden. Fotoğraflar bu-
güne yaklaştıkça kede ağır basıyor. gözle-
ri lyioe kısılıyor, omuzlan darahyor, kam-
buru çıkıyor Sanki kahrolası bugünden o
mutlu geçmışe dönememenin aasını bütün
ihtıyar vücuduyla yaşıyor.
- Ne oldu bize? Faşist Almanya'yı dize ge-
tirip dünyayı kurtaran biz değil miydik?
Uzaya ilk insanı gönderen, askeri sanayi
dalında herkesi hayrete düşüren buluşlar ya-
pan bir başkası mı? ABD'nin karşısına diki-
lebilen, diiny ada denge sağlay an o süper güç
bizim ülkemiz değil miy di?
Tanhın, kalın kıtaplardakı sıkıa cümle-
lerden sıynlıp saçlan ağarmış. yüzünün ke-
mikleri, ellerinin damarlan fırlamış birihtı-
yar adam olarak insanın karşısına çıkması
biraz ürkütücü geliyor bana. Eski camlan
bardak yapmaya, yalnız bugünümüzle
yaşamaya öyle alışmışız ki... Şimdı bu ada-
ma "Geçti o dönemler amca! Şimdi parça-
lanmış ve yoksul bir ülkenin üç kuruş maaş
alan sıradan bir emeklı yurttaşısm işte! Ve
bir daha geri gelmeyecek o eski günler" de-
mekle onun yaşh kalbine bir hançer sapla-
mak arasında bir fark var mı?..
- Oğlumu örnek bir komünist olarak ye-
riştirmiştim. Ne yazık ki o da modaya uydu
ve partimizi terk etti. Radikal reformistliğe
başlayarak kapitalizmi kurmaya gjrişti. To-
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
runum ise Batı müziğinin notalanna göre
zıplarnaktan ve garip giysiler gi\meklen
başka bir şeyle ilgjlefimiyor. İkisinden de
utanıyorum.
Asİında galiba yaşayan bir ölü bu. Kal-
bine saplanan hançerlerin de haddı hesabı
yok anlaşıian. Ama canh rolünü başanyla
oynayan bir ölü. Ülkesinden, geçmişinden
ve fikirlerinden söz ederken gürleştirdiği
sesi. el kol hareketlen bır hayal ashnda.
Gerçek olan. bazen cümlelerin arasında
donup kalan yüz ifadesi. dahp gjden yor-
gun gözleri. Gösterdiği sararmış fotoğraf-
lardan hıçbir farkı yok bu adamın!..
- Her şey bitmedi! Partimizi kuruyoruz;
komönistleri birleşririyonız. Sosvaüzme
dönmenin, dağılan ülkeyi toparlamanm gii-
vencesi biziz! Halk düşmanlarının cezasmı
vermek. bizim insanlık borcumuzdur.
Bır an ıçin dediklennın gerçekJeşebilece-
ğini düşündüğümde, bu ihtıyar adama
karşı duyduğum merhamet, korkuya dö-
nüşüyor. "İnsanlık ve yurtseverhk"' adına
katledilen. sürgünlere göndenlen milyon-
larca insan... Tanklann altında ezılen kent-
ler. ülkeler... KGB korkusuyla geçen gün-
ler, yıllar... Hayır, yann dünün tekraryaşa-
nacağmı sanmıyorum. İhtiyar, patlak bir
balonu şişirmeye çalışarak geçıriyor son
giınlerini.
- Onurhı bir yaşam sürdûm. Partide. işye-
rimde, özel yaşantımda Leninci ilkelerden
ayTibnadım. Ölene kadar da asla ödün ver-
mem ilkelerimden...
İhtiyar adarru dinlerken duygulanm sü-
rekli değişiyor. İçimi bir merak kaplıyor
Acaba çocukken mahallenin afacanlanyla
birlikte kedılenn kuyruğuna konserve ku-
tusu bağlayıp koşturmadı mı? Ailesini ve
öğretmenlerinı atlatarak sıkıcı derslerde
okuldan kaçtığı olmadı rnı hiç? Ertesi gün-
kü komsomol veya parti toplantısına ha-
zırlanması gerekirken her şeye boşverip
sıcak yatağında uyumayı tercih etmedi mi
bir kere bile. Nedensız yere işine gecikip bir
bahaneyle erkenden çıktığı görülmedi mi?
Mitinglere, polıtik bir görev yapmaktan
çok, genç kızlarla bir arada olma isteğiyle
gittiğini hissetmedi mi? Güzel bir sanşının
çıplak omuzlannı ve uzun bacaklannı iz-
lerken aklından "kötü şeyler" geçirdiği,
kansını aldatmayı düşündüğü olmadı mı
hiç? İlkelerin bağh geçirdiğıni söylediği ya-
şamını belgeleyen şu sararmış fotoğraflar,
göründüğü kadar saf ve temiz mı acaba?..
Temiz
olmanın
dayanümaz
çekkiliği
Eğitım.zoriştir. Hele
eğıtilmesi gereken.
çocuklarolunca.
Çocuklara bır bılgiyı, bır
davranış tarzını aktarmak
için. eğıtımi. onlann da
katılacağı zevkli bir oy un
haline getırmek gerekiyor
Fransa'da biranaokul
öğretmeninin çocuklara
temızlik abşkanlığı
vermek içın geliştirdıği
yöntem ise çok başanlı
sonuçlarveriyor.
Çocuklar, gün boyunca,
kendilerini, arkadaşlannı
veetraflann!
"kirletmekte" özgur
bırakılıyor. Gün boyu tün^
maharetlenni orta> >
koyançocukla-
"postmodernist" yapıtla
gerçekleştiriyorlar.
Akşam ıse.onlan sıcak bir
duş bekliyor. Artık yavaş
yavaş "kırlı" dolaşmaktan
sıkılan çocuklar,
yıkanmanm ve
temizJenmenin keyfini
çıkanyorlar. Çocuk
eğitımcileri. bu yöntemın
çok işe yaradıgını,
yumurcaklara temizlik
alışkanhğını çok başanlı
bır şekilde aktardığmı
belırtiyorlar. Yönteminın
başansı.yasaklara
dayanmıyorolması. Bu
yöntemde. ""Yapma!",
"Dökme!", "Kirletme!"
>ok. Tersine çocuklar.
temiz olmanın keyfini
kendileri keşfediyorlar.
Almanlar: Eıı turistnıillet• Almanlar ashnda seyahate çok meraklı bir millet. AlmanJar, dünyanın en
çok seyahat eden toplumu olarak biliniyor. Geçen yıl 44 milyon Alman seya-
hate çıkmış. En fazla ilgi ise Ispanya'ya. Sonra İtalya'ya, ardından da A vustur-
ya, Fransa ve Yunanistan geliyor.
Film Festivab"nin hemen
ardından bir uluslararası gövde
göstensine daha sahne oldu
Berün. 1966'danbuyanaheryıl
ünJü radyo kulesi (Funkturm)
altındaki sergi sahasında açılan
Uluslararası Turizm Fuan 6
gün sürdü. Fuara, 163 ülkeden
5 bine yakın seyahat acentesi ve
40 binden fazla turizm uzmanı
katıldı. Dünyanın dört bir yö-
resinden doğa güzelliklerinin
sergilendiği fuan 6 gün içinde
yine rekor sayıda ziyaretçı gez-
di: 135 bin kişı.
Almanlar ashnda seyahate
çok meraklı bir millet. Alman-
lar, dünyanın en çok seyahat
eden toplumu olarak biliniyor
Geçen yıl 44 milyon Alman se-
yahate çıkmış. En fazla ilgi ise
îspanya'ya- Sonra İtalya'ya,
ardından da Avusturya, Fransa
ve Yunanistan geliyor. Türkiye
ise 6. sırada. Her yıl yıllık iznını
geçirmek üzere Türkiye"ye bir
mılyonun üstünde Alman turis-
ti gjdiyormuş.
Onümüzdeki yıllarda bu
sayıda önemli bır artış bekleni-
yor. Örneğın bu yıl 1.5 milyon
kadar Alman'ın Türkıye'ye ge-
leceği tahmin ediliyor. Öte yan-
dan Türkiye'ye dış ülkelerden
en çok tunst Almanya'dan geli-
yor.
Turist sayısıru 7 miryona, bu
sektörden elde edilen dövizleri
de son 10 yıl içinde 300 milyon-
dan 4 milyar dolara çıkaran
Türkiye, Berlin'deki Uluslara-
rası Turizm Fuan'na büyük
önem veren ülkeler arasın-
daydı. Türkıye'den 130'un üze-
GÜNER
YÜREKLİK
rinde seyahat acentesi katıldı
fuara. Turizm Bakaru Abdülka-
dir Ateş de fuar nedeniyle Ber-
hn'e geldi ve yerli-yabancı gaze-
tecilerle basın toplantısı düzen-
ledi, Türkiye tunzmi üzerine
aynntılı bilgıler verdi.
Türkiye'de turizmin yeni
veni geliştiğini belirten Bakan,
kötu orncklcrden dersler aldık-
lanru, amaçlannın ekonomik
yönden her keseye uygun ve do-
ğanın korunmasına yönelik bir
turizm gelıştirmek olduğunu
söyledi. Bu yıl Türkiye'de 8.5
milyon turistin gelmesi ve 4.5
milyar dolar döviz elde edilmesi
beklenıyor.
AJmanya'nın en büyük ve
önemli bir turizm ışletmesj olan
Tounstik Union Intematio-
nal'ın (TUİ) 25 bın turist ara-
sında yaptırdığı bir araştırma
Türkıyt açısından oldukça il-
gınç. Araşurmanın sonuçlanna
göre son on yıl içinde turizm
yönünden en büyük gelişmeyi
gösteren ülke Türkiye 198I'de
uçakla Türkiye'ye giden Alman
turisüerin sayısı 21 bin iken bu
sayı geçen yıl bir milyonu
aşmış.
Almanlar Türkiye'yi Fas ile
birlikte Akdeniz'ın en egzotik
ülkesi olarak görüyorlar. Kül-
türünü, atmosferinı beğeniyor-
lar, Akdeniz'ın en temiz kıyı-
lanna sahip olduğunu söylü-
yorlar. Kitle tunzmınm olma-
ması hoşlanna gjdıyor. Otelleri,
tesisleri çok iyi buluyorlar, ama
plajlannı beğenmiyorlar. Bu-
güne dek turistler içın Türkiye
çok ucuz denirdi, TUİ'nin
araştırmasına katılan Alman
tunstler bunun değiştıği inancı-
ndalar
Araştırmanın ortaya
çıkardığı bir diğer ilginç veri de
güvenlik konusunda. Her ne-
dense Alman tunstler Türkiye'-
deki askeri darbelerden ve te-
rörden pek etkilenmiyorlar.
Türkiye'de kişisel güvenlikleri-
nin olduğu savındalar. Netice-
de Alman tunstler için Türkiye,
seyahat edilecck en iyi ve en gü-
ze'l ülke.
Fuarda ilginç bır de soru
atıldı ortaya: Almanlar dün-
yanın en çok seyahat eden top-
lumu da. niçin bu ülkede ya-
bancı düşmanhğı var? Turizm
uzmanlanyla sosyologlar bu
soruya şu yarutı verdiler: Gerçi
Almanlann her yıl yüzde 70'e
yakını tatilini ülke dışmda geçi-
riyor, ama gjttikleri ülkenin
kültürüne, insanlanna önem
vermiyorlar. Nitekim bu konu-
da yapılan bır araştırmanın so-
nucuna göre Almanfarm ynzde
75'i yurtdışına "dınlenmek,
günlük yaşamı unutmak için'
gidiyorlar. Gittiği ülkeyi, 'kül-
türünü ve insanlannı tanımak
için' seçtiğini söyleyen Alman
turisüerin sayısı oldukça dü-
şük.
Netas
NETAŞ - NORTHERN ELECTRIC
TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN
Sırkıiımı/ın 1W2 tjjlnt-t ytlı Olagjn C.cncl Kurul Toplanlı-ı. ,ı>a^ıd.ıkı «ıınck-mi
goaısıııck u/cıv 31 Man 1993 Carşanılı.ı jjiinıı vıat lOtD'da İManbııl l mranıVL- \k.-mdjj>
Cıddcs. \(i 1^1 (Jckı Mrkı.1 nK'rkczınılc > jpıljı.ıkıır
Topl.ınlHİj lı.ı/ır lıulıın.ıtak cmaklann toplanlıd.ın cn .1/ hır lutta oncc saHıp
(»klukl.ırı hı^-^." strK'llcnnı vu\a İHinlann lıır b.ınka\.ı \.ttınidıklanna ıliî>kın !xınka
nı.ıkl>ıy/unıı ->ırkı-I ımTktvım- AVJL/ ıifc.n-1» >;ırıs kjnı .ıliD.ıl.ın f.'trfkınfktttlır Topl.ınııva
I11//.11 katılanıavaıak ıınakl.ınmı? j$ujtKİJ «rnejlı ^cnltn »«.•kâlcınamc ılc kımdılcrinı
îı-niMİ «.ıtıa-bılırlfr
^ırkc!ı^ıı/ı^ WıZ \ılınj an Hıljrno. Kâr Zarar hc^alıı ılc Yonclını Kunıkı \e
IX*ncımı Kıınılu r.ıporian loplanıı lanhindt'n 1^ fjün r>m"L*sîndı.'n ılı)v.ırı.*n Nırkct •
nıcrkıvımk" On.ıklanmı/ın ınıelcnıelennc h.ı/ır bulıındıırul.ıtaklır
s.um O«akl;ırımı/ın Kıpl.ıntiM Iı.'>ntlı.-rı rıta olunur
GÜNDEM
1 ll.ısk.ınhk l>ı%anıTı-.kılt
2 \<>nLiını Kunıkı \c IX-n<.'Kik'r 1992 Kaporunun okunınjsı
3 1992 Fa.ılnLt \ılı Hılân«,o>u Kâr Z.ır.ır Hcvıl>ının okunması mu/jkcrc-ı. oıuvUnnuM
K1
Yonclım Kunıkı nun ıbr.ısı \ı.- Ofni'Uılcnn ıbrası
\ 1992 Kâr Da^ıtımı hakkında nııı/.ıkcrc \e k.tr.ır
5 >ı>nc!ıııı ıc lX'n«ını Kıınıllanna »apılan sı%ıı;ıl<.nn onatbnnusı
6 Yonelım Kunıkı u\fk-n vı- IX'n«.-lnlcnn SLT. 1111.
~ ^<>n<.1ıın Kunıkı l \ck-n luı/ıır lıakkı \c n<-"n<.i>.ıler iKrclı lıakkında muuki'ic «.• karar
S Scnna\e Pı\asası nıcv/ual
1
^crc^ıncc >(jnctını Kunjlu larahndan M.xılun Iı.ıgınısi7 dı^
dcnrtmı ^ırkctınm on.ui.ınnıaM
9 Tıırk Iıtaıvl Kanıınıı nun ^3-4 \c M^ nıaddt-kTindc >*onetını Kunıkı u\clt*n nın
gctnlmıv ı.ıbdıtk'nn kaldınîın.ısı kıtnııstımın konıiMılması \c karar
İD Tckhflcr
VEKÂLETNAME ÖRNEĞİ
Vıhıbı okJuğunıi j / l \cu> Vmhem Ekxmı Tclckomunıkasvon ^nonım >irkfiı tarj-
tından ıhr.n, edılını^ lıısM.-kTim(ı/Kk-n dogjn hıkııınk- haklanmı(?ıi 31 Sijtn 1993 tan-
lıındc vuı 10'Xid:ı \apılaıak c)lag.ın Genol Kunıl ToplamiMnda nanı \c hesabıma(ızj)
kullannıa\a vtikılı olmnk u/crc
s.ı\ ın
Isım l n\an-
Tanh
!nı/a
Dîreniştramvayı,
DireııişMüzesi'ne gîder
AMSTERDAM
ÖMER FARUK
CtRAVOĞLU
Abnanya'da Hessen eyaletin-
deki secimlerde ırkçı parti % 8'-
leri aşan miktarda oy topladı.
Şimdi ledirgjnlik' biraz bû-
yüyor. Hollanda. şubat grevleri-
ni aıtma toplantılan düzenliyor.
Yd 1941. Şubatın 24'ü. Hol-
landa, Alman işgali altmdadır.
O zamanki Hollanda'mn ırkçı sentbol obnuştur. Meijer'in dire-
partisi (ISSB), Almanlann önü- nişi sembolize eden heykeli,
ne düşmüş, yol gösteriyor. Ülke- meydanm orta yerinde Diitün
yi Abnanlara teslim etmiş, karşı görkemiyle durmakta. bugün de
çtktşlan da ihbar etmektedir. ırkçıiığa meydan okumaktadır.
Günlerccöneesindenkıpırtılar Her JT) 25 şubatta Amster-
başlamıştır. O gün CPN'nin dam'da 'direniş tramvayrna bi-
(Hollanda Komünist Partisi) nerek mücadelenin yoğun ya-
dağıttığı bfldirilerle halk greve şandığı, \ ahudiler'in çoklukla
çağnlmıştır. Teksirie ço- oturduğu semtlerde bir tur atabi-
lirsiniz. Direniş tramvayının son
Moııaeoyollannakatraıılıçözüm
ğaltdmış grev çağnsı gizlice el-
den ele dolaşmaktadır.
Sabah tramvaylar sefere çık-
mıyor, başlıyor grçv. Bu iyiye
işaret. Irkçı partinin provakas-
yonlan önlenemiyor. grev gj-
derek yayılıyor, güçleniyor. Er-
tesi gfin tramvay vatmanlannı
evlerinden alarak arkalannda
bir Alman askeri, silah zoruyla
işkrini sördiiriiyorlar. Gre>cile-
rin üzerine ateş açılıyor. EI bom-
balan atılıyor. Dokuz kişi ya-
şammı yiririyor. Liman işçîsi,
Jonas Danicl Meijer bunlardan
biridir. Bugün kendi adıyla anı-
lan. 'şubat grevleri'nin anıldığı
meydan ırkçılıkla mûcaddedc
durağı 'direniş müzesi." Tram-
vayda bugünie ilgili bilgi ve belge
almabilir, miizcde şubat grevle-
rini yeniden yaşayabilirsiniz.
Çeşitli miİIiyetlerden 300 bin
"kişi katılmtş grolere. .\mster-
damlüar bugünleri unutmuyor.
Venlo'da "Türkiyelinin ölü-
möyle sonoclanan olaym sonım-
lulan göre>den ajınmalıdır'
çağnsma yanıt yok. Lstelik Be-
lediye Başkanı *"()lümiin polisin
tavnndan mı, yoksa başka ne-
denle mi meydana geldiğini
araştınyonız" diyor.
Haydiü! 'Direniş Müzesi'ne!
'Direniş Tramvayı' kalkıyooor!
Bundan 50 yıl önce ölen Er-
nest Guglielminetti adlı İsvicre-
li'yi kımse tanımaz sanınm.
Ancak her gün rahmetle
andığımız bu Brigli bilim adamı
ve sağmanını belkı ınşaat fakül-
tesi bitirenler Dr. Goudron diye
anımsayacaklardır.
1. Dünya Sa%aşı öncesi yayıl-
macılığın moda olduğu dö-
nemde Hollanda kolonılerinde
uğraşı veren Bay Guglielminet-
ti psikolojık araştırmalar ya-
nında oksijen aygıtına kadar
bir
Sınırlar ötesi ünü. onun
Prens Albert 1 tarafmdan Mo-
naco'ya çağnlmasına neden ol-
muş. Sağmanlık konferansın-
dakı açıklamalan alkış top-
lamış. ama prensin derdi bam-
başka, araçlann kaldırdığı toz
bulutuymuş.
Monaco, şimdiki gibi o za-
ZURIH
S.DOĞAN
ABALIOĞLU
manlarda Avrupa"nın üst kay-
mağını yiyenlerce aranılan ülke
konumunda. Henüz tek tük or-
tahkta dolaşan otomobillerin
atalan orada öylesine yoğun.
Toz sorun olabihyor.
"Hındistan'da hastanelerde
tahta döşemelen katranladıkla-
nnı gördüm. Böylece ge-
çirmeyen ve kolay siİinen özel-
ük sağlanıyordu. Katranı yerde
uygularsak sonuç değişmeyebi-
lir." Prens, emekleme aşama-
sındaki turizmin sorunu olan
tozu altetmek çabasıyla çaresiz
bu öneriyi kabullenmiş. Ve he-
men ertesi gün, 13 Mart 1902'-
de, Monaçolular'ın anlaya-
madıklan bir işlem yapılmış.
1 gün sonra katran kurumuş,
sürülen 40 metrelik ilk bölümde
toz söz konusu olmaktan
çıkmış. Böylece yollan katran-
lama süreçi başlatılmış.
Girişimine gülünen adam
salt bu buluşuyla 37 ülkede
ödüllendırilmiş. bir sıra unvan
almış ve Dr. Goudron olarak
tarihe geçmiş. Ancak her İsvıç-
reb gjbi açıkgöz (veya para
hırslı) biri olmadığıru işin pa-
tentinı almamakla gösteriyor.
Bırakın diğer milletleri, tümü
84 bin kilometre tutan İsviçre'-
nin yollan bile onu servet sahibı
yapabilir, yükünü tutabilirdi
deniliyor. Bazılan niye insanlık
için çalışırlar, anlaşıhr gibi de-
ğil. Hele köşe dönme kişinin
kendi ellerinde olursa...
:, geleceğimiz v« zaforlmtz için
6 Mart v« y«ni bir "yerinde infaz" daha
tfiçbirflüçctevrim yûrûyöşjmıüai -I Kontrgsrillanın araştınlmasına yasak...
tkırdufaınayacçk Olağanüstü Hal'e dovam...
• Direnm«K meşrudur
• Yeni v* daha güçlü N«wroz
ü Kuşkuculuk tarihimizin roddidlr
_] Ceza«vl«rimtold diraniş sürüyor
J8 Mart kadın savaşçılaranmn omuzlannda
yükMİIyor
J ODTÜ'de faşizm* karşı antl-faşIst birlîk
• Eski Çeltek madenieri... Sağlık emekçileri sürgünde...
"Nüfus cüzdanı için ayak izleri alınsın"... Sovyet halk-
ları Stalin'i yaşatıyor... Fotoğraflar ve kadınlarımız...
AIVTİKALARIIVIZI
DEĞERLENDİRİN
PORT.^KAL SANAT \E KdL1t)R E\1 ilc
LDSEMİLİ ÇOCUKLAR \ AKH tarafindaıı
diizenlenen ve 25 \!a>is 1993 Salı akşanu
OONR.\D(M'h(le>a|)ilacak.
MÜZAYEDEiçın ucretsız ekspertizleıv lıaşlannııştır.
Başvuru:
LOSBMILI ÇOCUKUR VAICO
Tel 631 13 12 - Neşe Gözeci
PORTAKAL SANAT VE KOLTOR EVI
Mım Kemal Oke Cad 12 Nışaniaşı
Tel 225 46 57-225 46 88
SS GÜZELKENT HUKUKÇULAR VE
İDARECİLER KONUT YAPI
KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞINDAN
DUYURU
28.2 1993 günü salonun küçük olması nedeniyle sonradan salonun bo-
şalmasından ve çoğunluğun dûşmesı nedenıyle >apılamayan kooperatıfı-
mızın 1992 \ ılına daır ışlen, karariar ve hesaplannın görüşüleceğı olağan
genel kurul loplanumızın aynı gıindem ile 25 4.1993 saat 10.30'da Kadı-
kö> Acıbadem Sarayardı Cad. Fatıh Sokak Alkan İş Hanı 6/26'da Aktaş
Duğun Salonu'nda vapılması, gerekli çoğunluk bulunmazsa toplantının
d>nı yerde a>nı gündem ve saalte 2 5 1993 günü yapilması kararlaştınl-
mıştır.
GÜNDEM
a-Sa\gı Duruşu
b- Başkanlık Dıvanı Seçimı
c- Toplantı lutanaklannın genel kurul adına imzalanması yeücisinin
dıvan başkanlığına venlmesi.
d- Bılanço. yönetım kurulu çalışma raporu ile denetçı raporunun
okunmas,!. göruşülmesı ve aklanması.
e- Toplanu tarihıne kadar gerçekleşen ortakhktan çıkarma karan ile
ılırd7ıarsa göruşölüp karara bağlanması.
f- tnşaatın devamı yapılmış ve yapılacak ışler ve ad çekme kararlan
hakkında görüşmeler ve abnması gereken karariar.
g- Yönetım kuruluna eskıden venlen yetkılenn gözden geçınlıp gere-
ken \enı vetkılerin \enlmesı.
h- Tahmını bütççnın. yönetım \edenetım kurullannın hakkı huzurlan
hakkında görüşmeler.
ı- Dilek. temenniler. kapamş.
YÖNETfiVl KURLLU