Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 7ŞUBAT1993PAZAR
8 PAZAR KONUKLARI
Leyla Tavşanoğbi, Sosyaldemokrat bianı adanu ve mdikalIslamayazarla konuştu
Akat: Türkiye laik
bir devlet değil- A. ürkiye'de İslam radikalleri, Kema-
listler >e sol kesim arasındaki kutuplaş-
ma oluşumlarını nasıl değcrlendiriyorsu-
nuz?
AKAT -İki şey birden oldu. Bir taraftan
gerçekten bir kutuplaşma eğilimi belirir
gibi oldu. Ama aynı anda da. son derece
sevındincı bir olay. bir sürü kesimde de,
"Aman kutuplaşmayın. Çok vanhştır" bi-
çiminde bir cğilim de var. kutuplaşma
kötü. Ama Türkiye'de kutupiaşmayı ıste-
meyen insanlann da küçümsenmeyecek
say'ıda olduklannın bu fırsattan istifade
görülmesi bence iyi bir şey. Kutuplaşma
yanlış. Kutuplaşa'rak değıl de, fikirlerin
yanşarak yönetıme talip olduklan genel
atmosferi üretmesi lazırn. Tabii ki toplum-
la ilgıli. kültürle ilgili. siyasetle ve ekono-
miyle ilgılı genelde ıçinde yaşadığımız top-
lumun nasıl yönetileceğiyle ilgılı farklı fi-
kirler olacak. Bu fikirler iktisadi çıkarlar-
dan hareketle oluşabilir. Kültürel olavlar-
dan kaynaklanabilir. İnançlardan kay-
naklanabilir. Fikirlerin farklılığı toplum-
ların zenginliğidir. Çünkü ancak fikirler
farklıysa buruann tartışılması sırasında
doğru fıkırlere doğru gidebiliriz. Ama fıkir
farklılığı ve inanç farklılığı baanda oluşan
aynlma bir yanş halinde olmalı diye dü-
şünüyorum.
Kutuplaşma eğüimleri
Türkiyc'de ikisi birden yaşanıyor. Bir
tarafta Türkiye'nin geçmışinden kalan
güçlü kutuplaşma eğilimleri var. Türkiye'-
de kuıuplaşma objektif olarak yaşanmıs.
Bunu inkâr edebifmemiz mümkün değil.
Bu kutuplaşmanın dinle ve dille ilgili bo-
yutunu şu anda aşmamız gerek. Çoğulçu-
luğu. çoksesliliğe ulaşmamız gerek diye
düşünüyorurn. Benim de içinde olduğum
"İlerici" dediğimiz cenahta "dindar eşittir
şeriatçT özdeşliği çok uzun süredir eecerli.
Bunu. 1950lerde. 1960'lardaTürkryeçok
ağır bir şekılde yaşadı. Bu, sürekli bir siya-
si malzeme oldu. Kendinden farklı düşü-
nenleri ya da kendinden farklı bir siyasi
örgiit içinde olanlan. farklı birsiyasi şüreci
bu konuya indirgerne eğilimi oldu. Örne-
ğin Demokrat Parti. Halk Partisi tarafı-
ndan 'şenatçı' ılan edildi. Ama geıiye dö-
nüp bakıyoruz. Celal Bayar, Ataturk'ün
başbakanı. Adnan Menderes Halk Partili.
Demokrat Parti'nın şeriatçı olmadığı belli.
27 Mayıs olduğunda bir mıktar da şeriat-
tan kurlulduk, duygulan yaşanmıştı.
Çünkü onlar dincileri kullanıyorlar. diye
bir argüman da söz konusuydu. Bunun da
çok doğru olmadiğı ortaya çıkıyor geriye
Profc AsafSavaş
Akat
1943 yümda Ankara 'da doğdu.
Gakttasaray LJsesi 'nibitirdi. Daha sonra
AFSbursuylabiryılABD'dekaldı.
Yüksek öğrenimini İÜ İktisat
Fakültesi'nde yaptı. AİESEC bursuyia
Noneç Merkez Bankası ııdasıajgördü.
fngiltere de London Schooîof
Economics 'egitti. Vniversiıede akademik
kariyerinıyaptı. YÖK'lehirlikte
ünh'ersiteden isüfa etti. Bir ticari
knrulıışla danısman olarak çalıstı.
Şimâikrde yeniden üniversiteye aöndü.
İran'a" diye slogan atıldı....
AKAT- Eskıden ""Solcular Moskova'-
ya" denirdi. Türkiye'nin. kendi insanlannı
Türkiye'de tutmayı öğrenmesi lazım. Ko-
münis'tlerimizi de vaktiyle Moskova'ya
göndermememizgerekiyordu. Aynı şekil-
de fanatik dincilenmizle de bir arada otur-
mayı öğrenmemiz gerek.
Şiddetten yana olanlann ceza görmcsinı
sert bir biçimde savunmalıyız. Yani teröre
karşı çıkmalıyız. Ama bu başka bir şey.
Şiddet kullananlarla birtakım ortak özel-
lıkleri olan bütün insanları kafamızda
mahkum etmemiz anlamına gelmemeli.
Yani onlarla beraber yaşamayı öğrenme-
miz lazım.
Bir Musa Anter öldürüldü. Onu öldü-
renleri gerçekten lanetlememiz lazım.
Uğur Mumcu'yu katledenleri lanetleme-
miz lazım. Çok insan öldü. Bu cinayetlerin
küçümsenmevecek bir bölnmü de faili
takdirde, hızla bu demokratik reformlan
yapıp, esnek bir demokratik ortam içine
giremediği takdirde mevcut katılıklann,
sorunlann çözülmemesi dolayısıyla da
patlamalara yol açılması endişesini lasıyo-
rum. Ya sorunlan esnek mekanizmalarla
çözersiniz ya da sonın kendi kendini. pat-
layarak çözer. Bunun başka çaresi yoktur.
Brejnev dönemi SSCB hiçbir şey yap-
madığınız takdirde sonunda sorunun nasıl
çözüleceğinin en güzel ömeğidir. 20 vil bo-
y unca SSCB'de reformlar bırbiri ardından
yapılsaydı SSCB iki yıl içinde yok ol-
mazdı Ama yok oldu.
Bunlardan yola çıkarak bütün insan-
lanmızın bu kutuplaşmaya karşı çıkması
lazım. Kutuplaşma yanlıştır. Sorunlan-
mızı tartışarak çözmeliyiz. Bunun için de
şu aşamada sorunlann üzerini kapatma
değil de bunlan tartışma arayışı içinde ol-
mamız lazım. Yenı çözüm önerenleri
mümkün olduğu kadar karalama yönün-
de değil de bunlan önerenlere kendi çi>
zümlerimizle vanıt vermemiz gerek. Tabii
bu kolay değil. Hepimizin bildıği gibi tor5-
lumun aerinlerinden gelen bu kutuplaşma
eğilimi var. Bütün kutuplaşmalar totaliter
eğilimleri gösterjr. 'Ben totaliterliğe karşı
kutuplaşıy orum' diyen de aslında totaliter
eğilim taşir. Komünizmi, "totaliterdir' diye
yasakladığınız zaman siz de totaliter olu-
yorsunuz. Çünkü yasakçısınız.
Aynı mantık seriatçılara davranışta da
geçerli. Şeriatçılann totaliter olduklan
varsayımından hareketle ^eriatçılığı ya-
sakladığınız anda siz de ilke olarak şeri-
atçılarla bazı şeylerin yasaklanması gerek-
tiğinde anlaşıyorsunıiz.
- Sizin bir de savunduğunuz görüş var:
Devlerie din arasındaki ilişki kesinlikle
ayrıisın...
AKAT - Ben diyorum ki devlet vergi ge-
lirlerinden bir kuruşunu dahi dini faaîiyet-
lere harcayamaz. Imamlara nıaaş vere-
mez. Benden vergıyi benim gönlümle
almıyor. Benden vergiyi jandarmayla. po-
lisle alıyor. Ödemedığim takdirde hapsc
atıyor. Buna itirazım yok. Devletin ol-
masını istiyorum, vergi vermeyi istiyorum.
Vergimin ne olacağı. ne kadar vergi vere-
ceğim konusunda da siyasi partiler
aracıhğıyla verdieim oylareğilimimi tayin
edıyor. Âma ondan sonra verdiğim vergi-
nin dinı etkinliklerin fınansmanında kul-
lanılmasına karşıyım. Devlet imama maaş
veremez. Bunun iki istısnası vardır: Eğer
devleı valandaşlannı bir vere toplamış ve
onlann dışan çıkmalanna izin vermiyorsa
onlara dini hizmcl gölürrnek zorundadır.
Bunlardan biri cczaevidir. Cezaevindekı
•^Dsrsokrda ve laıkiik neyaak kiTikkiyecfcvaşandığı
gibi birbirini dtşlayan, birbiriylezıtlaşan kavramİardeğildir.
Tam^^ICTŞTK... Demokrasiteikliği kapsar. Dwnokratik bir
deviettanımicabilaiktir. DînvecfevfetavTilmîşör. Boıbunuçok
uzunsûredirsavunuyorum. KamuiTKkanknnda baksuıhkkrda,
Mecfis'te mcscitoİamaz.CMuyoreaTürkiye laik degil. DevletdiniA
olandevlet laik değDdir.
• Kutu^aşma yanbş. Kutu^aşarak değilde,
fîkirierin yanşarak yönetime taöp oldukian ger^
leri üretmesi laam. Tabii ki toplumla üşli,4
küftürie i^li, ayasetJe veekonomiyle i
genekteiçindeyaşadığnraz toplumı
nasıl yönetifcoeğiyleilgjli farklı
fikirte" olacak.
Dilipak: Devlet
şeriatıkorumalı- \J ğur Mumcu cinayetiyle, son iki
yıl içinde işlenen siyasi cinayetler arası-
nda bir bağlantı kuruvor musunuz?
DİLİPAK - Çetın "Emeç olay; çok daha
baska. özel bir hareket. Daha'farklı özel-
likler taşıvor. Belki Muammer Aksoy ye
Bahriye Uçok cinayetleri arasında' bir
yakınlık görülebilir. Ama yine aynı değil.
Çünkü bazı noktalarda farklı özellikler
gösterivor. Turan Dursun olayı farklı
özellikler gösteriyor. Uğur Mumcu olayı
çok daha karmaşık. Kimilerinin ifade etti-
ği gibi bir koyundan birkaç post çıkar-
mayı amaçlıyor.
Çetin Emeç olayının içinde başka he-
saplaşmalar olabilır. Bu hesaplaşmalann
nitelihleri çok farkh olabilir. Mesela Bah-
riye Uçok olayı tamamen Müslümanlan
mahkum etme ve laik Kemalist çevreleri
Islama karşı kışkırtmak için bir iç komplo
gibi geliyor. Yani bu kadıncağızı feda etti-
ler. Bu fikirler ciddive alınıvorsa korkunç
bir şey. İnsanlar böyle düşünememeli.
Böyle düşündüğü zaman kınanmalı. Dev-
letin denetimi dışında böyle birtakım
odaklar varsa, terör işlivorlar ve bunlann
hesabı görülemiyor ise bu. dev let için çok
da onur verici bir durum değil. Ciddi bir
durum. Bazı yanlışlıklar düzeltilmedikçe
bu cinayetlerin durdurulacağından emın
değilim. Bu da Türkiye'de insan haklannı.
hukuk devleti olma özelliklerini. açıklık
rejiminin güvence.ye kavuşturulmasıyla
mümkün olabilir. İnsanlar yargıdan eniin
değiller. Yargıya güvenrniyorlar. Bu in-
sanlar devlettçıi emin değiller. Devlete gü-
venmiyorlar. İnsanlar bugün politikaaya
güvenmiyorlar. Bu insanlar birbirlerine
eüvenmiyorlar. Farklı ideolojik gruplar.
farklı etnik gruplar. farklı kültürel grup-
lar. çıkar gruplan birbirlerinin yokluğun-
da kendilerine varlık anyorlar.' Korkunç
bir şey bu. Bu. bir toplum için intihar felse-
fesidir. toplumsal intihann bir başka biçi-
midir. Gazetelcr arası bu ansıklopedi
yanşı bıle müesseselerin birbirlerini vok
etme çabalanna kadar varabiliyor. V*ani
rekabet sınınnın çok ötesinde..' Yeni bir
toplumsal ahlaka ihıiyacımız var.
•Farklılığımız kültürümüzün zenginliği-
dir' diyebilmek. farklılıklan korumayı
amaçlayan. ama farklılıklan korumayı
derken. farklılıklar içinde bir arada yaşa-
ma temelinde... Yoksa illa da herkes par-
çalansın. atomize olsun, anlamında değil.
İnsanlar katılsınlarvekarşıçıksınlar. Ama
bizi bir arada tutan ilkefer de olsun. Bu
topraklarda birlikte yaşamanın altyapısını
oluşturabilelim.
- Burada bir nokta var. Uğur MınncıT-
nun öldüriilmesinden sonra telefon eden
Abdurrahman
Dilipak
/949 'da Adana. Hanmiye 'de
doğdu. bnarn Haıip Okıilu nda
okudtıkum smra hıa/ıhul Ticari
îiimier AkademisiGazeteıUik ve
Halklu tlişkiler Yiiksek Okulu nu
biıirdi. Bu arada judo
ıuıtrenorlüğü vaptı. Admtdcrgisi
ve MilUGıtzeteyuzarı. fslanti
Çevre Harekeii ve Maltipe Çevre
Külnırii Grtıbu üyesi. Pek çok
kitap vazdı.
Sürvanılerdir. Bız Baıı kültürüne karşı
Süryanı Hıristiyanlığını öne çıkarabilir-
dik.'Biz Patrikhane'vı de keder edinmişiz.
Oysa Patrikhane bı'zim için bir avantaj.
Patrikhane Anadolu Hıristıyanlığırun Ro-
ma'ya meydan okumasıdır. Buna biz halk
olarak sahip çıkmadık. Ya da Ermeni kül-
tûrü...
Müslüman dflşünûrler nerede?
Türkiye'deki Müslümanlar daha dün
baâmsızlığjına kavuşan Arap ülkelerin-
deki Müslüm3n yazarlann eserlerıni ter-
cüme ederek İslamiyeti anlatmaya başla-
dılar. Neden? Çünkü İslamiveti devlet
kendi içinde bastırdı. Kavnaklanrnıza el
koydu, referanslanmızı yol< etti. Türk solu
ne yaptı? Daha 20 yıl önce bağımsızlığına
kavuşan ya da ayaklan üzerinde durarak
sosyalist devrim gerçekleştiren Latin
Amerika ülkelerinden sosyalist kıtaplar
tercüme etti.. Oysa dünyarun en eski sosya-
list kültürü İran Komünist Parfisi Tudeh'-
Bu kadar karmasa içinde bir Hizbullah pole-
miğıne girmek, hele hele bir partiyle yayı-
nlannda paralellik görülen bir gazete için
pek de kolay bir tercih olmasa gerek. O an-
lamda belkı bir mazeret bulunabilir. ama
ben vayından sorumlu bir kişi değilim.
- Din adına terör vapılmasını lanetler misi-
niz?
DİLİPAK - Sadece bugün ıçın değil. ben
dün de aynı şeyleri söyledîm. Bir olay prtaya
çıküktan sonra söz soylemesı kolay.'Önernli
olan hiçbir şey yokken ilkenizi ortaya kova-
bilivor musunuz? Çünkü insanlar sızi o ilke-
nizfe sorgularlar. Benim daha önceden hem
konuşmalanmda. hem gazete yaalanmda
ya da kitaplanmda ifade ettiğim'bir şey var:
Haksızlık kimden gelirse gelsin. kime yö-
nelik olursa olsun ben her zaman mazlumun
yanında zalime karşı olacağım. Dini. ırkı,
cinsiyeti beni hiç ilgilendirmivor. Haklı ve
haksız... Mazlum ve zalim... "Ben mazlum-
dan yanayım. Babam isterse ulemadan bir
kimse olsun bir Hıristiyana zulmediyorsa
ben mazlumdan yanayım. Ben haklının.
mazlumun ve özgü'rlüklenne tecavüz edilen-
lerin yanındavım.
- 'Kara Ses' adıyla bilinen Cemalerrin Kap-
lan Alman\a'da. ordu kurdum, insanları ciha-
da çağırıyorum, dive açıkladı. İnsan Islamiyet
adına Dunu \apşbilir mi?.
DILİPAK - İnsanlar jslamiyet adına. de-
mokrasi adına ya da laiklik adına birçok
şeyler yapıyorlar.
- Çemalettin Hoca üsteiik din adamı...
DILİPAK - Sorunlardan birisi bu. Islam-
da ruhban sınıfı yoktur. Onun için de laiklik
yok. Bu, laiklik iyi-kötü tartışmasının
dışında. Laiklikle ulaşılmak istenen şey
İslarn'ın içinde mündemiç. ayn değerler var.
Bir dinin topluma hukuk olmaması. emredi-
ci, buyurgan olmaması. herkesin kendi hu-
kukunda özgür olması... Laikliğe göre in-
sanın ruhban olmama hakkı var. Onun için
laiklik Batıda iyidir. Başka bir şey... Laiklik
dinle devlet arasındaki ılişkiyi tayin etmez.
Yoksa insanlar dinlerinden mücerret day-
ranamazlar. Din hakikatin bilgisidir. Politi-
ka. bilim, gercekliğin bilgisidir. Yani birisi
kabul edilen değerlerdir. birisi ulaşılan de-
ğerlerdır. Hakikatle gerçek arasında düzlem
farkı vardır.
Laiklik devletle din arasındaki ilişkiyi de-
ğil. kilisevle devlet arasındaki ilişkiyi tayin
ediyor. Batı'da bu. devletle kilise arasında
bir mütareke, banş çizgısidir. Ama Türkive'-
de bir savaş alanına döndürüldü. Her nelca-
dar şöyle böy le de desek maaşlı din adamlan
var. Din adına böyle dini birtakım otoriteler
ortaya çıjaı.
Bız, İslam'ın şeriat yapısını. cemaat
vapısını yok edince ve onun yerine de başka
bir şey k'oyamayınca bir sür'ü kendi başına
buvruk birimleroluştu. Tarikatlar. meznep-
• Laiklik, devîetle din arasındaki ilişkiyi değil, kiliseyle devlet
arasmdaki ilişkiyi tayin ediyor. Batı'da bu, devletle kilise
arasında bir mütareke, banş çizgisidir Ama Türkiye'de bir
savaşalanına döndürüldü. Her ne kadar şöyleböyle de desek,
maaşlı din adamlan var. Din adına böyledini birtakım
otoritelerortaya çıktı.
donup baktığımızda. Atatürk sonrası.
İnönü dönemi CHP geleneği daha agnos-
tik görünüyor. Dindarlık boyutu az olan
bir lavgalâşma. DP kısmen bürokratik,
seçkinci bir parti olmasının getirdiği bir ra-
hatlık içinde. Böyle bir parti olmasının
hem sebebi hem sonucu olarak görülebilir
DP'nin daha organik. toplumun içinden
kurulmuş bir parti olarak dini konularda
toplumun özlemlerini çok daha ivi
yansıttığını da söyleyebıliriz. Ama böyle
bir kavga çıktı. Bunun olmaması laam
diye düşünüyorum. Öbür tarafta da aynı
şeyi yapma eğilimi zaten var. Orada da
aerçckten şeriatı aetirmek isteyen kesimler
kendilerı dışındaki herkesi dfnsiz ilan et-
meye son derece yatkınlar.
Şimdi karşı tarafta bakıyoruz yüzde
10-15 laik birkesim var. Bu da garip. Birey
laik olmaz. Devlet laik olur. Burada kav-
ram yanlışı var. Birey ya Müslümandır ya
atcdir ya agnostiktir va Hıristiyandır ya
Musevîdir vs... Onun dışında siyasi olarak
laik diyemezsiniz. İnsan demokrat olur.
Demokrasıvi savunduğu için de laik bir
devletı savıinuyor olabilir. Müslüman ve
demokrattır. laik devleti savunuyordur.
Ama Türkiye'de böyle değil. Bir laik kav-
ramı var. Burada insanlar laik oluyor.
Bakıyorum fanatik Müslümanlar da laik
sözcûğünü dinsiz anlamında yerleştirmeye
çalışıyorlar. Onlar da nüfusun vüzde 10'-
unu oluşturuyor dıvelım. Geri kalan yüz-
de 80'i şenatçı. Bunlar da diğerlerini dinsiz
ilan etme eğilimindeler. Ama bütün bun-
lar uç pozısyonlar. Bence toplumun çok
büyük kesimi Müslüman, laik değil. fakat
demokrat. Demokrat olduğu için de Tür-
kiye'de laik bir devletten yana. Böyle bir
kutuplaşma ortadaki insanlan. yani nüfu-
sun büyük çoğunluğunu nasıl etkiler?
Olumsuz etkiler diye düşünüyorum. Ku-
tuplaşmanın yalnış olduğunu düşünüyo-
rum.
Eskiden akıntıya aykın fikirler söyle-
diğim zaman kendkni daha yalnız hisse-
derdim. Şimdi biraz daha geniş bir çevre-
nin içinde hissediyorum. foplumda ger-
çekten küçümsenmeyecek sayıda insan.
"Bu terör olayı kötüdür. Kimden gelirse
gelsin kötüdür. Buna karşı tavır koy-
malı.Mz" diye düşünüyor. Ama teröre
karşi tavır koyuyoruz. diye terörün temel
faillerinin bulunduklan tarafın tümüne
birden savas ilan etmeye dönüştürmemeli-
yiz. Uğur Mumcu'yu gerçekten İslami ha-
reketin içinde yer alan ve şiddete inanan
birtakım insanlar katlettiler, diyelim. Bu,
Türkiye nüfusunun vüzde 99unu oluştu-
ran Müslümanlann bu işi şu ya da bu şe-
kilde onayladığı anlamına gelmez. Aynı
sekilde bir sol örgüt benzer bir terör hare-
fceti yaptığı zaman Türkiye'de küçümsen-
meyecek demokratik sol kesimi içermez.
Dolayısıyla bu hatanın yapılmaması gere-
kir.
- Ama yapılıyor. Uğur Mumcu anısına
düzenienen gösterilerde "Şeriatçılar
meçhul cınavet olarak kalısor.
- Gazetelerde gördünüz mü? Bir gazete-
nin manseti cinayetlerden birisivle ilgili bir
şey söyierken diğeri tamamıyla aksini.
bambaşka bir şeyi söylüyor...
AKAT - Türkiye'de bu cinayetlerin faili
bir süre bulunuyormuş gibi olur. Sonra
unutulur. Belki o arada bir şey çıkar. ama
hiç olmazsa son 30-40 yıldır siyaseti izle-
yen biri olarak benim deneyimim bu. Ben-
ce vatandas da gazetelerdeki yaalanlan is-
kontoyla okuyor.
Esas konumuza dönersek; siyasi şid-
detin sonuçlan kamuoyunda daha fazla
konusuluyor, duyuluyor. Ama bunun
dışında Türkiye'de yoğun biçimde siyasi
cinayet, siyasi'siddet var. Bu nedenle kü-
çümsenmeyecek savıda insan ölüyor. Bu-
nun düşünülmcsı lazım. Kutuplaşmanın
bence bir başka sakıncası var. O da son
derece önemlı. Uzun bir süredir Türkiye'-
nin siyasi, idari, iktisadi ve hatta kültürel
yapısında çok köklü değisimlere ihtiyacı
olduğunu savunuyorum. Yani Türkiye bu
mevcut yapılarla 21. yüzyılı karşılayamaz.
Çok büyük israf vardır. Hem kaynak kul-
lanımı açısından israfa yönelik bir sıstem-
dir bu, hem dünyanın bir bölümünde ge-
çerli ilkelerin uygulanması açısından so-
runlar vardır hem de demokrasi sorunlan
vardır.
Burada insanlar laik oluyor.
Bakjyorum fanatik
Müslümanlarda laik sözcûğünü
dinsizanlamında yerleştirmeye
çalışıyorlar.
Toplumun ihtiyaçlanna cevap vere-
meyen bir atalet. bir durağanlık vardır.
Bunlar nedeniyje büyük reformlara ihti-
yaç olduğunu âüşünüyorum. Birey-devlet
ılişkisi değiştirilmeli. ters yüz edilmelidir.
Artık kutsal devletten bireye giden. cum-
huriyet dönemine damgasmı vurmus milli
devlet kurma anlayısı yerine, özgün birey-
den demokratik dev lete giden bir ilişki ku-
rulmaü. Özgün birey, örgütlü toplum, de-
mokratik devlet üçlüsü olmalı. Dolayısıy-
la kutsal devleti korumak amacıyla toplu-
mun örgütlenmesine izin vermeyen bir an-
layıştan" toplumun tümüyle örgütlenmesi
bizında bir anlayışa gecilmelı. Tabii bu
ikisiyle birlikte toplumu deneıleyen bir
devlet değil de toplum tarafından denetle-
nen demokratik, şeffaf bir devlete dönüş-
türülmesi lazım. Bunlar büyük reformlar,
anayasada köklü değişiklikler. siyasi fel-
sefenin değişmesi demektir. Bu açıdan
bakınca böyle bir kutuplaşma Türkiye'nin
reformcu hamlesini de engelleme. bloke
etme. statükonun devamından yana olan-
lan güçlendirme sonucunu verebilir. Bu-
nun tehlikeli olduğunu döşünüyorum.
Türkiye'nin, bu reformlan yapamadığı
ımama, papaza, hahama maaş verecek.
Çünkü cezaevindeki adamın dışan çıkıp
camiye, kiliseye, havraya gitmesine izin
vermıyor. İkincisi de askeri kışla. Burada
da aynı durum var. Bu iki durum dışında
devlet imamlara maaş veremez. Din eğiti-
mi yapan okullan finanse edemez. Do-
lavısıyıa benim söylediğim şu: Diyanet
İşleri Başkanlıgı dağıtılmalıdır. maaş alan
bütün imamlar devlet dışına çıkmalıdır.
Bütün tmam hatip okullan ve ilahiyat fa-
külteleri kapatılmalıdır.
Demokrasi laikliği kapsar
Kamunun elinde ibadete açık yerlerin
mülkiyeti de olamaz. Kamunun mülki-
yetinde demek benim mülkiyetimde. be-
nim vergimle alındı, demek. Bu olamaz.
Oncelikle Tevhid-i Tedrisat'ı kaldırmamız
laam. Yani devlet din adamı yetiştirmi-
vorsa cemaatler kendi din adamı eğitım
kurumlannı kurabilmeli. Buna itirazım
yok. Yani demokrasi ve laiklik ne yazık ki
Türkiye'de yaşandıği abi birbirini dışla-
van. birbiriyle atlaşan tavramlar değildir.
Tam tersine... Demokrasi laikliği kapsar.
Demokratik bir devlet tanım icabı laıktır.
Din ve devlet aynlmıştır. Ben bunu çok
uzun süredir savunuyorum. Kamu me-
kânlannda bakanlıklarda. Meclis'te mes-
cit olamaz.
- Ama oluyor...
AKAT - Çünkü Türkive laik değil. Dev-
let dini olan devlet laik değildir. Türkiye'-
nin devlet tarafından tanımlanmıs bir dini
var. Onun etraftnda da. o din ne olmalıdır.
kavgası var. O din şeriatçılann tanımladığı
Müslümanlık mı olmalıdır. Kemalistlerin
tanımladığı Müslümanlık mı olmalıdır?
Devlet, DÎyanet İşleri aracılığıyla fetva ve-
recek... İşin prensıbi yanlış. Eğer Türkiye'-
deki cemaatler kendi içlennden bir merke-
ziyetçi örgütlenmeye gidebiliyorlarsa git-
sinler. Ama biz bunu devlet olarak yapa-
mayız. Yaptığımız takdirde laik değılız.
Türkiye devleti laik değil. bir Müslüman
devletidir. Yalnız devletin. Kemalizmin
İslamiyet versiyonuyla şeriatçılann İsla-
miyet versiyonu farklıdır.
Böyle bir durumda, devletle din işleri
birbirine kanşmıyor. diyeceksıniz. Bu
mümkün değil. Kavramlan fazla zorla-
yamazsınız. Din. bireyin. dolayısıyla sivil
toplumun işidir, cemaatlerin işıdir. Devle-
tin şörevi bu cemaatlerin birbirlerinin üze-
rinde baskı kurmalannı engellemektir.
Devletin görevi azınlıklan korumaktır.
70 yıldır bizim laik kesimlerin İslam an-
layışıyla şenatçı kesimlerin İslam anlayısı
arasında fark vardır. Hatta laik kesimin
kendi içinde İslam anlayısı arasında. De-
mokrat Parti geleneğiyle Ismet Paşa gele-
neğinin İslam anlayısı arasında fark
vardır. Yani aslında devlet laik değil Müs-
lümandır. ama nasıl Müslüman olacağı
konusunda üç farklı eğiiinı görülüyor.
şahıslar, bu işi islami Kurlıılus üstlendi de-
çiler. Başka bir tclcfonda başka bir sahıs
İslami Cihad'ın üstlendiğini sövledi. Başka
verlerden Hizbullah adı çıktı. Bunlann hep-
si İslamcı örgütler. Oysa İslanüyette terör,
cinavet işlemek günahtır...
DILİPAK - Hz. Aliyi öldürenler de
Kuran'dan ayetler okuyarak.öldürdüler.
Biz onlara Hariciler diyoruz. İnsanlar ka-
til ruhlannın üzerine asker. poliş, poli-
tikacı elbisesi olduğu gibi herJıangi bir di-
nin elbisesini de giyebılirler. Önernli olan
bütün bu ilkelere feğlı kalınabiliyor mü?
Ben Müslümşmm diye benim her
yaptığım şeyin Islama mâl edılmesi doğru
olmaz. Ben Müslümanım. ama İslam dışı
şevler yapabijivorum. O zaman bana eöre
Isfam değil. İsiama göre benim yaraılan-
mam. sorgulanmam gerek. Beri Nfüslü-
manım. dıvorsam benim yaptığım şey
İslama maî edilmemeli. İslâma göre DU
yaptığım şevin hükmü tartışılmalı. Bir de
suçun şahsiliği prensibi var. Bir Hıristiyan
mal çalmışsa Hıristiyan tüccar soygun
yaptı olmaz. Suçun şahsiliği prensibi var.
O bir Hıristiyan olabilir, ama vaptığı
hırsızlık bütün Hıristıyanlara maf edile-
mez. Hatta insanlann büyük çoğunluğu
bövle olsalar bıle ıstisnalann varlığını ka-
bul etmek gerekir.
İnsanlar'olavlara adaletle vaklaşmalı-
dırlar. Ne yazık ki biz öyle cfeğiliz. Sev-
mediğimiz bir kişinin güzeljiklerini gör-
müyoruz. Sevdiğimiz bir kişinin de hata-
lannı görmüyoruz. Sanıyorum. bu insanın
en büyük zaafıdır. Bu sadece birey deeil.
kitlelcr. ideolojik gruplar. etnik eruplar
için de bir zaaf. Bunun üzerine çıkabildiği-
miz ölçüde bız insanız.
. - Bütün bunlar kullanılarak Türkiye'de
İslami radikallerle kemalistler. hatta sos-
yalistler arasında kutuplaşmalar varatıl-
mak isteniyor. Bunu nasıl değerlendiriyor-
sunuz?.
DİLİPAK - Türkiye, coğrafya olarak
dünyanın en zengin.kültürüne. en zenein
birikimlcrines;»hrp. İklimi çok zenein. Yc-
rin altı maden dolu. Türkiye'de 2.500 adet
sanayıde. gıda ve ilaç sekt'öründe kullanı-
labilecek nıtelıkte bitki var. Üç tarafımız
denizlerle çevrili. Bu topraklar öteden beri
medeniyetierin besiği olmuş. medenivetle-
rin at yolu üzerinde bulunuyor. Biz ıslam
coğrafyasının bir parçasıyız. Avrupa'yla
uzun süre savaşlar. barışlâr ya da ittifak-
lanrnız olmuş. Dünyanın hîçbir verinde
hiçbir ulus bu kadar köklü tarih referansı-
na sahip değildir. Ama sunu bilmemiz ge-
rekiyor: Tarih övgü ya da sövgü kitabı de-
ğildir. Tarihten ders alınır. Yıne şunu bil-
memiz gerekiyor: Uluslann tarihı yoktur.
insanlığın tan'hi vardır. Uluslar kendi ta-
rihlenni evrensel tarihle bütünleştirdikleri
ölçüde güçlenirler. Soyutlandıklan ölçüde
gerilemeye başlarlar.
Türk lialkı ne yazık ki bu şanslannı ken-
di cliyle vok etti. Çünkü farklılıklannı bir
kültürel zenginliğe dönüştürmek yenne
farklılıklannı bir keder yaptı. Dünyanın
en cski Hıristıvan kültürlerinden binsi
te. Bizim sol yeni bir komünist manifesto-
yu oluşturamadı. Yani özgün kültürünü
bluşturamadı. Ortaya.çıkanlan da kendi
içinde yok etti. Bir İdris Küçükömer'i
Türk solu yeterince sahiplenemedi. Ya da
Kemal Tahir'in.. ujusaı sol hareketini
özümseyemedi. Öbürlerini taklit etmek
daha kolay geldi. Hıkmet Kjvılcımlı yı sa-
hiplenemedi. Taklite dayab sürekli bir bö-
lünmüşlük var. Biz Güneydoğu'daki olay-
lan bife BBC'den dinleriz. Türkiye'deki
İslarni hareketin aelişmesiyle ilgili olarak
CIA'nin yayımladıâı raporhernTürk dev-
leti hem de Türk halkı için iyi bir refe-
ranstır. Türkiye'deki aydıniar Türkiye'-
deki İslami hareketi pek ciddiye almazlar.
Türkive'deki İslami hareketle ilgili olarak
Batılıfann yazdığı kitaplan okur solcular.
Bunu bir kesimi eleştirmek için söylemiyo-
rum. Sonuçta olay şuraya geldı: Birbirimi-
zi vok ederek keridımize varlık yaratmak.
Yâni kendi iç dinamiğinden. aücünden
kendi varlığını üreten bir eylem değil. baş-
kalannın yok olduğu o.rtamda var oldu-
ğunu sanan bir külUir. İşte bu. toplumsal
çatışma dinamiğini oluşturdu. Bunu da iç
ve dış faktörler ajite ettiler.
- Cüneydoğu'da bir Hizbullah olay ı var.
Bazı cevreler, hatta yazarı olduğunuz Milli
Gazete bu örgütten Kürt Müslümanlar diye
söz ediyor. İNeden?
DİLİPAK - Kürt Müslümanlann genel
bir kıtlesel yapısı var. Hızbullah'ın örgüt
Türkiye'de birtakım isimleri herkes
fason olarak kullanıyor. Yani İslami
Cihad, Hizbullah... Kamuya
sempatik gelen birtakım isimleri
herkes rahatkkla kullanabiliyor.
olarak yapısı var. bir de Allah'ın partisi
anlamına geliyor. Bunu siyasi anlamda
kullanacak olursanız bunun'da kendi için-
de ikiye bölünmüş^lüğü vardır. Birisi Lüb-
nan'da Fadlallah ın örgütlediği Hizbul-
lah. Lübnan'daki Hizbuİlah'ın varlık ne-
denlerinın çok daha sağlam temellere da-
yandığını düşünüyorurn. Bu. Lübnan
Şia'sının siyasal örgütüdür. Lübnan'da
eline silah almayan siyasi parti yok. Lüb-
nan'ınjeleceğin'de savaşan bir taraftır. Fi-
listin Oraütü neyse. Hizbullah odur.
Hizbuİlah'ın Türkiye'deki uzantışı çok
tekniktaşırnıyor. Birdeşu var- Türkiye'de
birtakım isimleri herkes fason olarak kul-
lanıyor. Yani İslami Cihad. Hizbullah...
Kamuya sempatik gelen birıakım isimle-
ri herkes rahatlıkla kullanabiliyor. Sanı-
yorum Milli Gazete Güneydo|û olaylan-
nda mümkün olduğu kadar Hizbüllah'ı
örgüt olarak zikrcınıemeye çalışıyor. Böl-
gedeki Kürt Müslümanlan genel olarak
ele alıyor. Hizbullah olayı kendi içinde bir-
ıakım fraksiyonkırifade:
ediyor. Hizbullah
olayı dışında başka Müslüman Kürt hare-
ketlen var. Aynca Hizbüllah'ı fason ola-
rak kullanan oaşkagüçlerdensözediliyor.
ler, fakihler varaı. haMnıer >OK şımdi.
şimdi hüküm koysaruz fakih oldunuz diye
size uymak zorunda değilim. Alimler içti-
had ederler. ben istediğim alimi taklit ede-
rim. Ya o konuda ehliyet, bilgi sahibiyim va
da bilgi sahibini ben'seçenm. Bırileri. d"in
benim dedığim gbidir. aörüşüyle ortaya çı-
kmaya başladı. Benim dediğımi vapmâzsan
dinden çıkarsın, diyor. Haşa... Dinin kendi
yapısı bozuldu. Bunu bozan da bu laikler-
dir. Yani laiklik adına dinin kendi hıyerarşi-
sini. kendi yapısını. camiyi bozdu. Cami
şimdi bir devlet dairesı. Ben şimdi imamlara
esprili bir şekilde diyorum ki: '.'Şimdi me-
mur sendikaları kuruluyor. Sizin yerinizde
olsam ben de İmam-Sen i kuranm. * Sabah.
akşam. yatsı namazlan fazla mesaiye giri-
yor. Ben de greve giderim. Camiye. bu iş ye-
rinde arev vardır, diye asanm.
Herkes imam olabilmeli. Dolayısıyla
İmam Hatip Okulu olmaz. Ama biz Imâm
Hatip Okulu'nu nive kurduk? Bunu biz
kurmadık. 1946'da Amenka'nın tavsiyesiy-
le imam okullan. Papalıân parasal
yardımıyla kuruldu. İslam toplumunda la-
ikliği kökleştirmek için ruhban sınıfı yetiş-
tirmek gerekiyordı;. Devlet eliyle nasıl kapı-
talist yetiştirdiler. İşte devlet eliyle ruhban
sınıfı da kuruldu. Onun için Türk sol laikleri
bu çehşkiyi çözemivorlar. Bunu biz seçme-
dik. Ama sonra onfann oyunlannı bozduk.
Ben İmam Hatip Okulu'na gittım, ama hiç-
bir zaman bu okula namaz kıldırma me-
muru olmak için gitmedim.
Şimdi hem runban, hem laik olacaksın,
diyorlar. Nasıl olur? Zaten bireyin laikliği
tahışma konuşudur. Devlet de laik olmaz.
Hukuk sistemi laik olur. Laikliği çok yerli
yerine oturtmamız gerekiyor. Batı'da laik
olan ve laik olmayanVuhbanlar var. Ve ruh-
banlar da devletin içinde yer atırlar. 12 Av-
rupa ülkesinin sadece üç'tanesmin anaya-
sasında laiklik bir hukuk kurumu olarak
vardır. Bizim siyasilerden laikliğin ne oldu-
ğunu bilen daha üç kişi duyrnadım. Adam
laikliğin ne anlama aeldiğini bilmıvor. Kimi
diyor. birey laik oîmaz, devlet laik olur.
Nerden çıkıyor bu? Devleti temsil eden bi-
reydir. Avrıipa'da Fransa, Almanva. Hol-
landa'dan başka laik ülke voktur.
Herkes imam olabilmeli
- Şiz.bir şeriat duzeni ister misiniz?
DİLİPAK - Tabu. Kitabımın adı "Ya-
şasın Şeriat.' Bizler ayn ayn dillerde aynı
şarkıyı sövleyen insanlanz" Siz demokrasi.
insan hakfan adına neyi düşünüyorsanız şe-
riat adına daha fazlasını düşünün. Şeriat ke-
lime itibanyla otoban demek. Pınann gözü
va da pınara giden büyük yol, anlamına ge-
liyor. Şeriatın hukuk anlamı ise hukuk. le-
aalite. Şeriatın terim olarak bir başka an-
ramı da meşruiyet. meşruiyetin kaynağı...
Şeriatın kavramsal karşılıgı ise bir dinin
emirleri ve yasaklan. Devletin. anayasa ve
yasalann varlık ve meşruiyet sebebiyse hem
insanlann hukukunu korumak. hem de in-
sanlann sahip olduklan fikirlerin. bunlann
mesruiyet kavramlarının sınırlannı koru-
maktır. Yani devlelin varlık sebebi şeriatı
korumak ve hâkim kılmaktır.