24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT1993 PERŞEMBE HABERLER Küçük'ten TRT'ye dava • ANKARA (AA)- Yazar Yalçm Küçük, PK K lideri Abdullah Ocalan ilebir süre önce yapüğı röportajı, fıkir vc sanat eserlcri yasasına aykın olarak birkaç kez yayınladığı gerekçesiyle TRT Genel Müdürlüğühakkında200 milyon liralık tazminat davası açtı. Yazar Küçük'ün avukalı Şanal Sanhan tarafından nöbetçi Aslıye Hukuk Mahkemesı'ne verilen dava dilekçesindc, Yajçın Küçük'ün Yeni Ülke Gazctesi'nin Genel Yayın Danışmanı olduğu, gazeteye röportaj haarlamak üzere bir süre önce PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştüğü kaydedildi. Dilekçede, bu röportajın 3 kez TRT'de yayınlandıjp vurgulanarak. 100milyon Iırasımaddi, I00 milyon lirası manevi olmak üzere toplam 200 milyon liralık tazminat isteminde bulunuldu. Gerçek Dergisi toplatıldı • İç Politika Servisi- Haftahk Gerçek Dergisi'nin 45. sayısı "Terör örgütünü övdüğü" gerekçesiyle toplatıldı. Dergiden yapılan açıklamada toplatma nedeninin Yalçın Küçiik ilc yapılan söyleşı olduğu bıldinlerek. "Basına yönelik saldınlann yoğunlaşüğı birTürkiye'de artık habcr yapmarun nesncl koşullan ortadan kaldınlmak isteniyor. Dergimize vedığer devrimci yurtsever basına yönelik keyfı uygulamalan şiddetle kınıyoruz" denildi. Anayasa Mahkemesi üyeliği • ANKARA (AA)-YÖK, Prof. Dr. Süleyman Arslan'ın üniversite dönme karanyla boşalan Anayasa Mahkemesi üye adaylığı içın bu ayın ortalannda seçim yapacak. YÖK' den alınan bilgiyc göre, Yüksek Mahkeme'nin üyc adaylığı için şeçim yapılması amacıyla YÖK'ün 24 kişilik genel kurul üyelerineçağn yapıldı. YÖK üyeleri, Anayasa Mahkemesi üyeliği için adaylığını bildiren öğrclim üyeleri ile genel kurul üyeleri tarafından bildirilcn adaylann durumunu görüştüktcn sonra, gizH oy ile 3 aday seçecek. Bir yüzbaşının SHP'li Menge'yi öldürtmek üzere Rıfat Akış'a baskı yaptığı iddia edildi Diyarbakır'dasiparişlesuikastANKARA (Cumhuriyet Bürosu)ı - >HE p Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Sever, kontrgeri- met Emin'sever^fan^mecnul'^nasi cına- ' a n ı n - Diyarbakır II Genel Meclisi'nin SHP'li Mehmcl Menge'yj öl- yetlcrden sorumlu tuttuğu konirgerila- dürtmek için Rıfat Akış'ı zorla görevlendirdığini iddia clti. Sever, sui- nm, Diyarbakır İl Genel Meclisi'nin kast siparişini kontrgerilla olduğunu ileri sürdüğü. Silvan'daki askeri SHP'li üyesi Mehmet Menge'yi dc öl- birlikte görevli Yüzbaşı Bülent Eroğlu'nun planladığını söylcdi. Scvcr, dürme>i planlandığını ilcri sürdü. Sil- "Olay İsmet Sezgin'e duyurulmasına karşın, deliller yok edildi" dedi. lcrin lahkıkatlan sonucu da lccrübcylc mesiylcbaşladığını, I992yılısonunaka- sabit olmuşiur" diyen Sever. kontrgcril- * " ' varı'daki askeri birlikte görcvli Yüzbaşı Bülent Eroğlu'nun, Menge'yi öldürmesı için 17 yaşındaki Rıfat Akış'ı azmeuir- diğini ıferi süren Scver. Rıfat Akış'ı İçış- leri Bakanı İsmet Sezgin'lc görüştürdü- ğünü belirterek. Akış'ın. bakanın ma- kamından Yüzbaşı Eroğlu ilc lelefonla yapuğı temasta. yüzbaşının banda alı- nan konuşmada cinayct lalımatını yi- nclcdiğini söylcdi. Yü/başı Eroğlu'nun kontrgerilla üyc^i olduğunu iddia eden Sever, Başbakan Süleyman Demirel'in dc haberdar olduğunu söylcdiğı olaya ilişkin delillcnn daha sonra yokcdildiği- ni ileri sıırdü. Kontrgerilla eylemleri Sever, dün düzenlediği basın loplanlı- sında, kontrgenlla konusu ü/erindc durdu. "Tüm kanlı ayak ızlcrinın gclip kontrgerillanm kapısında kaybolduğu, şimdiye kadar gcrçcklcşlirdiğı faalıyel- lanın gcrçcklcştirdiğini ilcri sürdüğü cy lcmlcrc şu örnekleri vcrdı: "'1969 İslanbul-Taksim kanjı pazar katliamı. 12 Mart dönemindc İstanbu! Küllür Sarayı vc Marmara Gemısı yan- gınlan, Eminönü Arabalı Vapuru'na sabolaj, 30 marl 1972'dcki Kızıldcre opcrasyonu, 1973'tc Zivcrbcy Köşkü'- ndcki işkenceli sorgular, 1 Mayıs 1977 kailiamı, 1977'dcki Eccvil suıkaslı, I987"dekıÖzalsuikaslı." Konlgcrillayı "dcvlctin illcgal çckir- dcği" olarak lanımlayan Scvcr, konlr- gcrillanın son yıllarda görcv alanını Gii- ncydoğu Anadolu'ya kaydırdığını sa- vundu. Scvcr. bölgcdc konirgcrillanın gcr- çcklcşlirdiğini önc sürdüğü faili mcçhul cınayctlcnn l3Haziran 1991'dcMardin Midval'la Rama/an Aslan'ın öldürül- dar da. aralarında HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın vc Gazctcci- Yazar Musa Anter'in dc bulunduğu toplam 431 cinayct işlcndığini söylcdi. Yakılarak boşaltılan köyler Scvcr, şimdiye dcğin 295 köyün konlrgcrilla larafından yakılarak boşal- tıldığını iddia cdcrck, "Bu korkunç manzaradan da anlaşılacağı gibi, amaç bölgeyi insansı/laşlırmakıır" dcdi. '"Konlrgcrilla cylcmıylc ilgili çarpıa bir örnek daha vcrmck istiyorum" diycn Sever, şöylc dcvam cttı: "Bu örncklc dc, kontrgcrillanın kim- lcrdcn nasıl dcstck vc ccsarct aldıklan- na. daha sonra nasıl ödüllcndirildiklcri- nc lanık olacaksını/. Tarih, mart 1992. Ycr, Diyarbakır. Silvan. Silvan Ta- buru'nda görcvli vc konlrgcrilla olduğu bilincn yüzbaşı Bülcni Eroğlu, 17 yaşın- daki Rıfal Akış'ı çağınr. Yü/başı Eroğlu. Akış'lan akrabası olan SHP Diyarbakır İl Gcncl Mcclisi Üycsi Mehmcl Menge'yi öldürmcsini islcr vc işkcnccylc bunu kabul cttirir. Menge'yi öldürmc gcrckçcsi isc, Mcn- gc'nin "valan haini vc PKK'lı' ol- masıdır. Ancak. cinaycti işlcmcdcn An- kara'ya kaçan Akış. carcyi bizc sığı- nmakla buldu. Bix bu arkadaşı İçışlcri Bakanı İsmet Sczgin ilc görüşlürdük. Rıfal Akış. bakanın makamından. yüz- başı Eroğlu'na tclcfon cdcrck, olayı bir kez daha konuştu. Yüzbaşı, Rıfal Akış'a silahın ycrini söylüyor vc "Gil Mehmet Menge'yi imha ct' diycrck tali- malını bir kez daha dilcgctiriyor. Bülün konuşmalar kascllcrc kaydedildi. Olay- dan Başbakan da haberdar edildi. İçiş- lcri Bakanı. bu olayı çö/mck içın müslc- şannı bizzat görcvlcndirdi. Ama daha sonra bu olay hakkında hiç bir işlem yapılmadığı gibi yüzbaşı tallif edildi, scs kascllcri. silah vcsairc ortadan kaybc- dildi. Başbakan ve İçişlcri Bakanı ilc konlrgcrilla yokiur diycnlcrc bu olayı ithafcdiyorum". Içel'de RPlilerden DYP'ye büyük kathm DYP Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Mehmet Gölhan DYPnin büyüyen tek parri olduğunu savunarak, birlik ve beraberliğin çünentosu olduklannı söyledi. İçel'in Silifke ilçesine bağlı Narlıkuyu beldesinin RP'li Belediye Başkanı Mustafa Ünlü ile RPli dört belediye meclis üyesi, dün düzenlenen törenle DYP'ye katıldı. Törende, Narlıkuyu'dan 600 vatandaşın da DYP'ye üye olduklan bildirildi. Gölhan, katılunlar sırastnda yaptığı konuşmada, Türkiye'de istikrarı saelavan tek partinin DYP olduğunu savundu. 20 ekim seçimlerinde parlamentoya giren DYP dışındaki partilerin bölündüğünü anımsatan Gölhan, "Milletvekili sayısını da artırarak. büyüyen tek parti DYP. Her zaman iddia ediyonız ki, milli birlik ve beraberliğin çimentosuyuz" dedi. Gölhan, hükümetin 14 ay içinde tüm sorunlan çözdüğünün söylenemeyeceğini, ancak anarşi ve teröre büyük ölçüde darbe vurulduğunu kaydetti. Gölhan, "1993 veonu takip eden yıllarda Türkiye enflasyon belasından da kurtuJaeak" dedi. KONTRGERİLLA SHPMeclis araştnması istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP'li 14 milletvekili. kontrgerilla konusunda Meclis araştııması açılmasını istediler. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü. bu konu- daki sorulara."Haberim yok" karşıbğını verirken. SHP Grup Başkanvekillerinden Aydın Güven Gfirkan da, "Önce gruba baş- vurmalan gerekir" dedi. Kontrgerilla konusunda Meclis araştırması açılmasını isteyen milletvekillerinden Adıyaman Mil- letvekili Celal Kürkoğhı da, "Biz gruba başvurduk. Grup yönetimi uygun görürse TBMM BaşkanlıgVna önergemiz verile- cek. Uygun görmezlerse yine vereceğiz" diye konuştu. Önerge, SHP milletvekilleri Salman Ka- ya, Celal Kürkoğlu, Mehmet Kerimoğlu, Ibrahim Gürsoy. Halil Çulhaoğlu, Ural Köklü, Ender Karagül. Mustafa Yılmaz, Erdal Koyuncu, Mehmet Alp, Sinan Yerli- kaya. Güler İleri, Ziya Halis ve Sabri Yavuz'un imzalannı taşıyor. Önergede "Bugüne dek kontrgerillanm varlığının ya da yasadışı eylemlere, cinayetlere, provo- kasyonlara bulaştığı savlannın resmi ağız- larca yalanlandığı" anımsatılarak, "Uğur Mumcu'nun cenaze töreninde tüm kuşku- lar İslanıi örgüüer üzerinde yoğuniaşroası- . na karşın, yüzbinlerce insan kontrgeriUayı suçlayanslogaBİaratü"denikJi,,.|..r.,,1 -. , Atatürk ilke ve devrimlerinin, özgürlüğün, laikliğin, cumhuriyetin yılmaz savunucusu UĞUK MUMCU'ya yapılan saldınyı nefretle kınıyoruz. KARAÖZÜ YARDBHLAŞMA ve DAYAMŞMA DERNEĞt/ANKARA İnsan onurunun ve özgürlüğünün simgesi UGUR MUMOPyu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Demokrasi, laiklik ve uygarhk yolundaki uğraşını sürdüreceğiz. TÜRK PSİKOLOJİ DERNEĞİ UĞUR MUMCU'ya DATABANK ve DATAJANS ÇALJŞANLARI Büyük patlama, nasıl evrenin başlangıcı ise UĞUR MUMCU'nunyiğit yüreğinde patlayan bomba da onun düşüncelerinin ve eyleminin tüm ülkeye yayılmasıdır. OzgUrlük, çağdaşhk, ülke bütünlüğü, laiklik, insan haklan, sosyal adalet, dürüstlük, korkmadan araştırmak, yazmak ve söylemek... Ülkenin çoğu aşılandı. Çocuklar ve gençler büyüdükçe erdemlilik kök salacaktır. ULUDAĞ ÜNİVERStTES! TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYELERt Atatürkçülüğün içten ve bilgili savunucusu, devlete sahip çıkanlann yürekli desteği, doğruluk ve dürüstlük simgesi UĞUR MUMCU 24 ocaktan beri yazmıyorsun, konuşmuyorsun, ama adını ananlar her gün çoğalıyor; Atatürkçüler artık birleşiyor. Ne güçlüsün! ŞEREF DURUGÖNÜL Atatürkçülüğün... İnsan haklarının... Ve demokrasinin... Yiğit savaşçısı UĞUR MUMCU'yu katlettiler... Işıltılı düşüncelerini YOK EDEBİLDİLER Mİ?.. O'nu yüreğimizle ve bilincimizle yaşatacağız... Demokratik kitle örgfltlerî adına ESKİŞKHİR DEMOKRASİ PLATFORMU PERŞEMBE 1 Kutsal bir görevi yerine getirmeye çalışırken 1 canlarını yitiren sevgili çalışma arkadaşlanmız; 1 Büyükçekmece CHP İlçe Başkanı Dr. ERDAL KAYAHAN ve Ilçe Sekreter üyesi ATİLÂ KUMBASAR'ı, Sevgili UĞUR MUMCU'nun ardından ebediyete uğurladık. Anılarını yaşatacağız. CUMHURÎYET HALK PARTİSt GENEL MERKEZİ Atatürk devrimlerinin, laikliğin, demokrasi ve insan haklarının yiğit savunucusu UĞUR MUMCU savaşımı ve yapıtlarıyla, dün olduğu gibi yann da yolumuzu aydınlatacaktır. ŞEHİR TÎYATROSU ÇALIŞANLARESDAN: Hatice AĞCA, Hale AKINLI, Hamit AKEVU, Mmtafa ALABORA, Sesai ALTEKtN, Aslan ALTIN, Leyla ALTIN, Adnan ALTAY, Atacan ARSEVEN, lurgnt ARSEVEN, Mustafa ASLAN, Uğnrtan ATAKAN, Oya AYDONAT, Adnan BATMAZ, Dinçer ÇEKMEZ, Metin ÇEKMEZ, Rıdvan ÇELEBİ, Savaş DtNÇEL, Haydar DOĞAN, Haldnn ERGÜVENÇ, Demiray ERÜL, Bercü FESÇİ, Erdoğan GEMİCİOĞLU, Şttkran KAHRAMAN, Sadettin KARU, Cengis KESKİNKIUÇ, Macit KOPER, Püiz KUTLAR, Burçin ORALOĞLU, Başar SABUNCU, Candan SABUNCU, Ersin SANVER, Tbncer SEVİ, Oktay SÖZBİR, BUkay TEKBEN, Sophi TEKNİKER, Füiz TOPRAK, CelUeTOYON,Tanju TUNCEL, Cüneyt TİJREL, Sevil ULUYOL, DenİE UYGUNER, Enan UYSAL, Ahmet UZ, Aliye UZLTVATAĞAN, Aytaç YÖRÜKASLAN, Feysa ZEYBEK, Ha^met ZEYBEK, Bilge ZOBU ORHAN BURSALI Bilime Ateşleme Ülkemiz biliminin nihayet bir plana programa sokul- duğunu umut edebilir miyiz? Türkiye'nin de bir bilım po- litikası olacak mı sonunda? Ulkemiz bilim güçleri der- lenip toparlanacak, ülke çıkarlarının gerektirdiği önce- likli alanlarda yoğunlaşacak mı? Yasalara göre ülkemizde bilimin en üst düzeydeki patronu olan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun dün Başbakanın başkanlığında toplanarak aldığı kararlara bakılırsa, bu sorulara ihtiyatlı bir evet demek gerekir. Bilime 75 milyar liralık bir ek fon aktarılıyor. Mikro elektronik, haberleşme ve bilgisayardaçağı yakalamak ve geçmek gibi, Türk bilim güçlerinin önünde bir hedef var artık. Ruslarla bir uydu işbirliği yapılıyor ve ulusal gözlemevi kuruluyor. Türkiye Bilimler Akademisi tasarı- sı Meclis'e sevk edıliyor. Bir Beyin Araştırmaları Merke- zi, Istanbul'da bir Teorik Araştırmalar Merkezi kurulu- yor. ••• Türkiye'nin bilim politikası yok muydu bugüne dek, di- ye sorabilirsiniz. Kocaman bir hayır. Türkiye'nin bir bi- lim politikası yoktu. Bilim güçlerimiz zayıf ve dağınıktı. Devlet, hükümet ve siyasi partiler bilimi oluruna bırak- mış durumda. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) ülkenin uzun vadeli bilim ve teknoloji politikalarının saptanmasından, ülke bilim güçlerinin geliştirilmesinden başlıca sorum- lu. 1983'te kurulmuş, 1989'da bir kez toplanmış; aldığı kararları, kurulun baş patronu başbakanlar (özal döne- mi) bile ciddiye almamış ve uygulamamış. Bilimsel ba- kış, bilimsel düşünce, bilimsel tutum yaygınlaşırsa, poli- tikacıların palavra sıkacakları alanlar daralacak diye mi korkuldu, kimbilir, kurum oyle garip bırakıldı. ••• Ülkemiz bilim güçlerinin durumu ileri ülkelere kıyasla komiktir, 10 kez daha geridedir. Şu bir kaç rakam bunu yeterince açıklıyor: •Ülkemizde 10 bin çalışan nüfusa sadece 7 bilim ada- mı/ araştırmacı düşmektedir. ABD'de bu sayı 70, Fran- sa'da 40'tır. Ülkemizdeki araştırmacı kabul edilenlerin kaçı gerçekten araştırıyor, bu da tartışmalı Yani. 7 ra- kamı bile abartılı bizce . * Araştırma geliştirme için yapılan harcamaların gay- ri safı milli gelirımıze oranı sadece yüzde 0.33, yani yak- laşık 92- 100 milyon dolar. Bu parayla doğru dürüst ve yeni hiç bir şey üretemezsiniz. Bu rakam ABD'de yüzde 2,7 ve isveç'te ise2.8. Yani ileri ülkeler, araştırmaya mil- yarlarca dolar akıtıyorlar *Dünya bilimine katkımız yılda ancak yaklaşık 1100 bilimsel makale kadar ve bu sayı Türkiye'yi dünya bilim sıralamasında 4O.lıktan daha iyı bir sıraya getiremiyor. •Üniversite kütüphanelerimize gıren yıllık yabancı ki- tap ve süreli yayın sayısı sadece 20 bin. (1988 sayımı). 5 milyonluk Danimarka'da ise üniversite ve kütüphanele- re her yıl 303 bin (1981) kitap ve süreli yayın girdiğini öğ- reniyoruz. Ingiltere'de bu rakami milyon 670 bine ulaşı- yor (1980). Japonya'da 7 milyonu, Almanya'da 2,5 milyo- nu aşıyor. Bu kıyaslama üniversite öğretim üyelerinin, öğrencilerin ve hepimizin ne kadar okur, araştırıcı vb ol- duğumuzu ne güzel g'österiyor, değil mt? ••• Ulkemizin şiddetle bir bilim eksenine, toplumsal haya- tın \fe ülke ekonomisinin güçlü bir bilim ayağına gereksi- nimi var • l 'Pekf bu ekseni kuracak olan kim? ; Ülkenin bütün temel kaynaklarını uyumlu bir düzen içinde yönetme görevi olan politikacı tabii ki! Politikacılarımız, bırakın güçlü bir bilim hayatının ge- liştirilmesine katkıda bulunmayı, bilimi yönetmekten bi- le kaçındılar. Bilimin "güçlü, zengın ülke" yaratmada oynadığı rolün bile ayırdında olmadılar sanki! (Belki de değiller?) Dünya ekonomisinin günümüzde daha çok bilım ve teknoloji üzerinde yükseldiğini; bilimin iktidar, güç, ege- menlik gibi kavramların payandası, bazen ta kendisi, zengin ülkelerin eti kemiği olduğunu sanki görmediler. Bilim güçlerinin bırakın toplumsal veekonomikgetiri- lerini, bazen politikacının bile kurtarıcısı, toplumsal ve siyasi başarısının anahtarı bile olabileceğini anlamadı- lar. Ekonomik yansımalarının yanısıra, bilimin zengin dü- şünsel ve toplumsal boyutundan, tartışmalı, eleştirel, di- namık, yeni düşüncelere açık özelliklerınden de ülke- mizin yararlandığı soylenemez. Ülkemizde bilim şimdi politikadan ilk kez aldığı bu "ateşleme " ile, kurumlaşma ve ülke yazgısında söz sa- hibi olma hakkını kazanıyor belki de. Daha doğrusu oyle olduğunu ummak ıstiyoruz. Cumhurbaşkanın önemli kararlar arifesinde ABD'ye gittiği söyleniyor OzaTuı siyaset kararı ABD gezisinden sonra TUNCAYÖZKAN ANKARA - Cumhurbaşka- nı Turgut özal'ın. yeni oluşu- mun basına geçip gecmeme konusundakı kesin karannı Amcrika gezisinin sonrasuıda vereceği belirliliyor. Özal'ın, Amerika gezisi öncesinde gö- rüştüğü yeni oluşumculara, kurulacak partinin basına ge- çip gecmeme konusunda, "Ben Amerika"dan dönüşte kesin karanmı vereceğim" de- diği bildirildi. Cumhurbaşkanı Özal'ın Amerika'da hem fınans çevre- leri. hem de yönetim ile görüş- meler ve özellikle de Amerika'- nın yeni Başkanı Bill Clinton ile yapacağı görüşme sonrasın- da aktif siyasete dönüp dön- meme konusunda bir karara varacağı iddia ediliyor. Cum- hurbaşkanına yakın çevreler, özal'ın önemli kararlannın öncesinde yaptığı Amerika a- yaretlerine dikkal çekiyorlar. Amerika'ya gitmeden önce, Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yeni oluşumculardan üç ay- n grubun görüştüğü öğrenildi. Görüşenlerden bir kısmının Özal'a, Cumhurbaşkanlığı'- ndan aynlması durumunda siyasi arenada çok yıpraülaca- ğı uyansında bulunduklan ve dikkatli olmasını istedikleri öğrenildi. Bu gurubun Özal'a, "Sizin yola çıktığınız 17 millet- vekili ile düşündüklerinizi ya- pabilmeniz mümkün değil. Bu iş bunlarla yüriimez. Sıze iş ya- pacak ve kamuoyunda etkili olacak 15 kişi lazım. Şu anda çevrenizde de bunlar yok. Böy- leisimlersizj anlatmalı, siz son- ra onlann kurduklan binanın basına gelmelisiniz" dediğı be- lirlendi. Özal'ın bunlara karşı, kendi- sinin 10 yıl önce Cumhurbaş- kanı olmayı hayaJ bile etmedi- ğini, ancak uğraşlanyla bunun gerçekleşüğini anlattığı ve "Sanki dönmemi islemiyor gi- bi konuşuyorsunuz. Ben Cum- hurbaşkanı olarak elbette bazı konularda çok rahatım. An- cak burada by-passlarla yetki- lerim elimden ahnıyor. Sözüm dinlenmiyor. Oysa çok büyük tecrübelerimiz ve ülkeye daha pek çok vereceğimiz hizmet var. Ben şimdi daha iyi nasıl hizmet verebiiirim, onun yolu- nu anyorum. Bu oluşumun basına ne zaman ve nasıl döne ceğim konusunda size Ame- rika'dan döndükten sonra bir kesin cevap vereceğim" dediği ifade ediliyor. Özal ile görüşen bir diğer grubun ise, Özal'dan, kurula- cak partinin basına geçmek için genel seçimleri bekleme- mesi isteğinde bulunduğu ifa- de ediliyor. Bu grubun Özal'a, aktif siyasete hemen dönmesi çağnsında bulunduğu ve genel seçimlere iki yıl varken siyasete dönmenin yararlı olacağını di- le getirdiği belirtiliyor. Buna karşın baa miUetvekilleri ile eşki ANAP kuruculannın Özal'a, Cumhurbaşkanlığıru bırakması durumunda ne tür sorunlarla karşılaşabileceği konusunda görüşlerini aktar- dıklan kulislerde anlatıbyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle