Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Özgen Acar •Genel
Yayın Koordın?!örü: Hikmet Çerinka\a
• Yazı tşler Müdünj. Celal Başlangıç ;
• Haber Merkezi Müdürü: Mustafa Balbay
Görsel Yonetmen Aü Acar •Düzenleme Mustafa Sağlamer Ankaıa Temsılcısr Cüneyt Arcayıirek #Haber Mudurlen: Işık Kansu, Hakkı Müessese Müdur V . Erol Erkut •Koordına-
• Ltanbul Haberlen Şeıtay Kalkan «Dış Haberler Ergun Bakı Erdem Z Gokdlp BI\.İnkılap S 'No.l9 4. Tel 4331141-47. Telex: 42344, Fax. tör Abnet Konfcan »Muhasebe Büienl Ye-
• 1} - Ekonomı Dinc Ta>anç •Yurt Haberlen Mehmet Saraç (4)4330565 • İzmır Temsılcı V : Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352S.2 3Tel.83123O, ner • İdare Hüseyin Gürer »Işletme Onder
• Makaleler Sami Karaören • Spor. Abdölkadir Yücetman «Du- Telex: 52359.Fav (51 (895360 • Adana Temsilcisı Çetio Yiğenoğlu İnönü Cd. Çelik • Bilgj-tşleni Nail tnal •Bılgısayar Sis-
zeltme Abdııllah Yaacı 119SNo 1 Kaı. I, Tel: 59 37 52(4hat).Telex:62155, Fax:(71) 5925 78 • tem: Mürâvet ÇUer • Reklam Refca Işıtman
YaynUyiK Yeoı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıneılık A Ş Basm: Cumhunvet Maıbdacılık ve Gazelecılık T AŞ
Türkocafc Cad.39,41 Cağaloğlu34334lsı.PK.246IsunbulTel.5120505Telex 22246. Fdx (1)5138595
4ŞLBAT1993 İmsak 5 38 Guneş7O5 Öğle 12.22 Ikmdr 15 05 Akşanv 17.30 Yatsı: 18 51
Orgazm hapı
• ATİNA (AA) - Yaklaşık
90 yıl önce keşfedilen ve
gebehkle ilgili en çok
kullanılan ilaçlardan birini
oluşturan "Oksıtosin"'
(Oxytocın) adlı bir kimyevi
maddenin insanlara "bireşe
gerek du>madan sayısız
tatmin" sağlavabileceğı
belırlendi. Omni dergısinde
yayımlanan biryazıya göre
bılım adamlan.konuyla ilgili
araştırmalannın henüz
haşlangıç aşamasında
olmasına rağmen söz konusu
maddenin, "kadınlan sekse
hazırlayabileceği, tek eşli
e\ lilikleri güçlendırebileceği,
erkeklerde iktidarsızhk gibi
sorunlan ortadan
kaldırabiieceği ve keyifli bir
tatmin sağlayabileceği"
^ahminınde bulunuyorlar.
Kahve
tiryakilerinin
dikkatine
• ATİNA(AA)- Kahve de
sigra kadarzararlı ml? Bazı
psıkologlar. kahvenın çok
daha ciddı sorunlara yol
açabıleceğjnı düşünüyorlar.
Vermont Üniversitesi
psikiyatristlenndenJohn
Hughes. "kafein çekılmesi"
adını \erdığı hastahğın
Amerikan Psikıyatristler
Derneği'nın "Diagnostıc and
Statistıcal ManuaT" (Teşhis
ve İstatistiki Bilgıler Rehberi)
kitabının yeni baskısında
özel bir psikolojik durum
olarak gösterilmesini istedi.
"Kafein çekılmesi" için
yeterince kanıt bulunduğunu
kaydeden Hughes. bugüne
kadaryapılan
araştırmalarda bazı
insanlara gerçek kahve
yenne kafeinden anndınlmış
kahve verildiğınde başağnsı,
yorgunluk ve uyuşukluk
hissettıklerinin belirlendiğmı
ifadecttı. Hughes kafein
bağımlılığı konusunda
bugüne kadar kesın bir kanıt
bulunamamasını da bu
konunun henüz
araştınlmamış olmasından
kaynaklandığını savunarak
"Toplumumuz bağımlılık
yapan ilaçlar konusunda bu
ılaçlann tıbbi etkileri ortaya
çıkmadanönce
endişelenmiyor" ıfadesini
kullandı.
Aktuna'nın basın
toplantısı
• ANKA RA (Cumhuriyet
Bürosu)-Sağlık Bakanı
Aktuna. dün düzenlediğı
basınla sohbet toplantısında.
bakanhk olarak I993'te
gerçekleştırecekleri
çalışmalar, yapacaklan
yatırımlar hakkında bilgi
verdi. Aktuna, altyapı,
personel, teknoloji
yetersizlikleri nedenivle başta
Istanbul. Ankara ve İzmir
olmak üzere büyükşehirlere
yönelik sağlık göçünü
durduracaklannı söyledi.
Bakan Aktuna, "Artık
Artvın'deki birböbrek
hastası. diyalıze gırmek için
Rızeye gıtmeyecek. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgesinde yaşayan
insanlanmız kalp ameliyaü
için İstanbul'a gelmek
zorunda kalmayacak" dedi.
1993 yılında yapılacak
yatınmlarla herkesin
bulunduğu bölgede tedavi
edilmesıni sağlayacaklannı
kaydeden Aktuna. Van'da
yapımı süren ilk bölge
hastanesinin Mayısayından
ıtibaren kısmen faaliyete
geçeciğıni. bu yıl içinde
hemodiyaliz merkezi
bulunmayan ıl
kalmayacağını bildirdi.
Çimento
fabrikalarına
denetim
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-
Çevre Bakanlığı. çimento
fabrikalannın yol açtığı
kirlıliğe "dur" dedi. Bakanhk
ile Türkiye"dekı 47 çimento
fabrikası arasında, çimento
fabrikalannın çevreye
verdikleri kirlilik yükünün
azaltılması konusunda bir
deklarasyon imzalandı.
Çevre Bakanlığı ile fabrika
yetkilılen arasında. dün Özel
Çevre Koruma Kunımu'nda
bir teknik toplantı
düzenlendi. Çevre Bakanı
Doğancan Akyürek,
toplanünın açılışında yapüğı
konuşmada. çevre ve
kalkınmanın el ele olması
gerektiğine dikkat çekerek
amaçlannın çimento
fabrikalannın yarattığı
kirlilıği "kabul edilebilir"
sevıyeye getirmek olduğunu
söyledi. Akyürek,
Türkıye'nin çevreye
duyarhlık açısından,
İsveç'ten sonra ikinci sırada
geldiğinı de belinerek
"'Devlet, bugüne kadar
imkânsızlığını sizin üzerinize
atmış. Bundan sonra, olur
olmaz yerlerde çimento
fabnkası yapılmayacak"
dedi.
Kentleşme ve çevrede yetki karmaşası giderilemiyor değişik bakanlıklarca değişik yaklaşımlar sergileniyor
Yasalarda 'taslaklar' karmaşası• Ortaya çıkan tasanlarda
'yasalar arası eşgüdüm' anlayışı
yine erteleniyor. Örneğin kent
içindeki bir yeşil alanın İmar
Yasası'na göre 'park', Turizmi
Teşvik Yasası'na göre ise 'otel
alanı' olarak belirlenebilmesi,
taslaklar yasalaşsa bile
önlenemeyecek.
• TBMM gündemine
önümüzdeki günlerde 'sırayla'
getirilmesi hedeflenen
kentleşme-imar ve çevreye
yönelik yeni yasal düzenlemeler
arasında İmar Yasası değişikliği,
Çevre Etki Değerlendirmesi,
Koruma ve Belediye yasalan,
Boğaziçi, İhale ve Turizm Teşvik
Yasalan yer ahyor.
OKTAY EKİNCİ
Kentleşme, imar ve çevre mevzuatındakı
yetki ve kavram kargaşası, yeni yasa tas-
laklannda da varhğını sürdürüyor. 1992 yılı
boyunca değişik bakanhklarda 'değişik yak-
laşımlar' içerisinde sürdürülen çalışmalar so-
nuçlanma aşamasına gelirken ortaya çıkan
tasanlarda 'yasalar arası eşgüdüm' anlayışı
yine erteleniyor. Örneğin kent içindeki bir
yeşil alanın fmar Yasası'na göre 'park', Tu-
rizmi Teşvik Yasası'na göre ise 'otel alanı'
olarak belirlenebilmesi, taslaklar yasalaşsa
bile önlenemeyecek. Benzer konularda Çev-
re Bakanlığı, koruma kurullan gibi diğer 'so-
rumlu' kunımlann yetkileri ise yine 'etkisiz'
kalabilecek.
TBMM gündemine önümüzdeki günlerde
sırayla' getirilmesi hedeflenen kentleşme-
imar ve çevreye yönelik yeni yasal düzenle-
melerdeki son durum şöyle:
İmar Yasası değişikliği: Bayındırlık Ba-
kanhğı'nın sadece 'kendı binmleri arasında'
yürüttüğü çahşmalarda, yürürlüktekı ya-
sanın 'gereksiz aynntılarla etkinliğini yitirdi-
ği' görüşü ağır basıyor. Yapı İşlen Genel
Müdürlüğü'nde hazırlanan raporda, İmar
Yasasf nın 'bölgelere göre ayn ayn düzen-
lenmesi', ülke düzeyinde ise 'Genel ilkelerin
belirlendiğı bir çekirdek yasa'nın geçerli ol-
ması savunuluyor. Bakanhktaki bu görüşler
yasalaşma sürecıne gırdıği takdirde teşkilat-
lanma yasalannda da yeni düzenlemeler ge-
tirilecek.
Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED): Yeni
imar yasası hanrîıklannda 'yerelleşme' ağır
basarken, Çevre Bakanlığı'nca yüriitülen
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yö-
netmeliği çalışmalannda, tersi bir yakla-
şımla, 'merkezi otoritenin güçlendirilmesi'
hedeflenıyor.
1992'nin son aylannda tartışmaya açılan
ÇED Yönetmeliği taslağında. yatınmlann
çevresel etkileri bakımından deneüenmele-
rinde yöresel demokratik örgütlenmeler dev-
re dışı bırakıbyor. Uluslararası çevre sözleş-
melenne de aykın olan bu sistemle, doga ve
kültür değerlerinin yine 'bürokrasideki üka-
nıklığa' kurban gitmesinden ve uygula-
manın politik beklentilerden etkilenmesin-
den kaygı duyuluyor.
Koruma Yasası: Türkıye'nin doğal ve ta-
rihsel kimliğinin 'bekçisi' sayılan Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma Yasası'ndaki
değişiklik çabşmalan da son aşamasında.
1992 yüında ikı kez değıştirilen taslağm son
şeklinde, yurt düzeyinde yaygm bir denetim
için "İl koruma kurullan" önerisı yer ahyor.
Belediye Yasalan: İçışleri Bakanlığı'nca
hazırlanan belediye yasalanndaki değişiklik
taslaklannda da yürürlükteki 'vesayeti'
kaldıran ve merkezi yönetim ile yerel yöne-
timler arasındaki yetki çatışmaJannı gidere-
cek önlemler yer almıyor.
3030 sayıh Büyükşehir Belediyelerinin
Yönetimı Hakkındaki Yasa'da, ilçe beledi-
yelerinin ımar yetkileri üzerinde anakent yö-
netiminin denetimi güçlendirilirken beledi-
yeler arasında, planlı kentleşmeye yönelik
bir imar eşgüdümünün nasıl sağlanabileceği
belirlenmemiş durumda. Aynı şekilde. 1580
sayılı Belediyeler Yasası'nda da, yine kent
yönetiminde 'demokratikleşme' yönünde
yeni açınımlar önerilmiyor; 'sivil katıhm'
önemsenmiyor.
Boğaziçi Yasası: İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi'nce hazırlanan taslakta, yürürlükte-
ki yasanın 'bölgelendirmelere göre imar ku-
rallan' anlayışı terk ediliyor: yerine, 'planla-
maya dayanan koruma ve kullanma denge-
si' ilkesi geüriliyor. Boğaziçi'nin 'yasaklarla'
korunamadığı, o nedenle 'planla' konına-
bileceği görüşüyle hazırlanan taslağm 'dör-
düncü' ve son şekli tartışmaya açdmış du-
rumda.
İhale Yasası: Kentleşme ve çevre ilişkile-
rinde önemli yer tutan kamu yaünmlannm
projelendirilmesi ve ihalesiyle ılgili yeni yasal
düzenlemeler ise Devlet İhale Kanunu'nda
öngörülen değişikliklerle yapılıyor.
Turizmi Teşvik Yasası: Turizm yaünm-
lanna, doğal ve kültürel değerler göz ardı
edilerek 'ayncalıkJı imar haklan sağlatan' bu
yasa ise anayasanın geçici 15. maddesinin
'koruması'alünda. 12Eylüldönemineaıtol-
duğundan, anayasaya aykınhğına rağmen
işlevini sürdürmekte olan yasanın merkezi
hükümete tanıdığı imar yetkilerini Turizm
Bakanlığı elden bırakmak istemiyor. Böyle-
ce, imar planlanna aykın spekülatif'turizm
merkezi' yapılaşmalannın kentler ve çevre
üzerindeki yasal dayanağı varhğını sürdürü-
yor...
POIİTİKACILAR
Evrimde
yenibir
kurammı?Haber Merkezi - Fransız çizer
Morchoisne'm yeni bir evrim
kuramı var. Politikaalann
maymundan geldiklerini ileri
sürüyor.
Morchoisne bunu ka-
nıtlamak için ünlü Fransız
politikacılan ve onlann atası
olabilecek maymunlan
çizerek bu iddiasını ortaya
koyuyor.
Morchoisne, CNRS'den
diplomalı olduğunu söylüyor.
Ama bu CNRS, Cenevre'dekı
ünlü Bilim Araşürmalan
Merkezi değil.
Morchoisne, Karikatür
Araştırma Okulu mezunu.
Fransız çizer, "Maymundan
Gelen Politikacı" adh
kitabında politikacılar ile
maymunlar arasındaki
bağlantıyı sergilerken,
kuramını şu görüşlerin
üzerine kuruyor:
"Maymun el kol hareketi
yapar, politikacı da öyle.
Maymun, insana en çok
benzeyen hayvandır,
politikaa da öyle."
Karşılaştırmayı yapın,
Morchoisne'm kuramı doğru
mu siz karar verin.
Soldaki Fransa
Cumhurbaşkanı François
Mitterand, Cumhuriyetçi
Birlik Partisi Başkanı, aynı
zamanda Paris Belediye
Başkanı Jacques Chirac ve
sağın öteki iki lideri Charles
Pasqua ve Raymond Barre'm
karikatürler, politikacılar ile
maymun arasındaki
bağlanüyı açıkça ortaya
koyuyor. Fransız karikatürcü Morchoisne Maymundan Gelen Politikacı adlı yapıtında politikacılar ile mavmunlar arasındaki bağlantıyı sergiiliyor. Bu bağlanöya ömek
olarak Françoise Mitterraııd, Paris Belediye Başkanı Jacaues Chirac ve sağm öteki iki lideri Chârles Pasqua ve Raymond Bairre'yi gösteriyor.
Sağlık Bakanlığı pamukpaketlerinin üzerine uyarı konulmasını istedi
Hîdrofil pamuk paketleri steril değilŞEBNEM GÜNGÖR
ANKARA - Piyasada tükerikn değişik am-
balaj ve gnunajlardaki hidrofil pamuklann,
yanuş alışkanlıklar nedenivle 'tıbbi" amaçlarla
kullanıldığının saptanması üzerine, Sağlık Ba-
kanhğı yayınladığı bir genelgeyle, hidrofil pa-
muk paketleri üzerine, vatandaşlan uyancı ni-
teh'kte ibareler konulması şartmı gerirdi. Buna
göre, satışa sunulan hidrofil pamuk paketlerinin
üzerine, "Steril değiklir. Açık yara üzerine doğ-
rudao uygulanmaz. Pansuman amacıyla kul-
lanıknası için sterilize edihnelidir" yazılacak.
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımctsı Dr.
İsmail Koca imzasıyla, 27 Ocak 1993 tarihinde
yaymlanan genelgede, eczaneler ve marketlerde
satışa sunulan hidrofil pamuklann, günlük ha-
yatta pek çok insan tarafından sıhhi ve kozmetik
amaçlarla kullanddığı betirtikrek, bu pamuk-
lann zaman zaman bilinçsiz bir şekilde vatan-
daşlarca açık, kanayan yaralar üzerine pansu-
man malzemesi olarak uygulandığına dikkat çe-
kildi. Hidrofil pamuk üreticilerine gönderilen
genelgede, "Steril ohnayan hidrofil pamuğun bu
şekilde uygulanışı, kanayan yaranın daha çok
kanamasına ve organizmanın mikrop kapma
tehlikesine yol acmaktadır" denildi.
Bir defaiık kullanım teşvik edilecek
Genelgede aynca, vatandaşların. sıhhi amaç-
lar için bu tür pamuklar \erine, gazlı bez >e steril
pansuman tamponlarını kullanmalan yönünde
bilgüendirilmeleri de istendi. Genelgede, bir de-
falık kuUannnlar için kücük steril pamuk paket-
lerinin üretiminin teşuk edilmesi amacı\la çalış-
maların başlatıldığı da kavdedikli.
Sağlık Bakanlığı genelgesine göre, hidrofil pa-
muk üreten firmalar bundan sonra piyasaya sü-
recekkri pamuk paketlerinin üzerine , dikkati
çekecek ve kolayca okunabilecek puntolaria
"Steril değildir. Açık yara üzerine doğrudan uy-
gulanmaz. Pansuman amacıyla knDamlması
için sterilize edilmeüdir" ibaresini yazacaklar.
Firmalar tarafından üretilecek bu paketler, an-
cak bakanlık tarafından onaylandıktan sonra
piyasaya sürülebflecek. Uyan ibaresi bulunma-
yan. ya da istenilen nitelikte ohnayan paketler
ise toplatüacak.
600'eyakıntürvar
Çiçekleride
kuruttuk
• Çiçek gen kaynaklan-
nın yurtdışına yasadışı
yollarla çıkanlması çi-
çeklerin yok olmasın
neden olabilir.
ADANA (Cumhuriyet Güoey
İUeri Bürosu)-Tüm Avrupa'da
ancak 540 tür çiçek
bulunurken, Türkiye'de 600'e
yakın çiçek türü bulunduğuna
dikkat çekildi. Gen
kaynaklannın yasadışı yoüarla
yTirtdışına çıkanlması. çiçek
cenneti Türkiye'de çıçeklerin
yok olmasına neden olabilecek.
Çukurova Üniversitesi Çevre
Sorunlan Araştırma ve
Uyguluma Merkezi'nin
konuğu olarak kente gelen
Ankara Gazi Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi
Biyoloji Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Tuna Ekim, "Türkiye'den
ihraç edilen Geofıt'ler ve ahnan
önlemler" konusunda bir
konferans verdi. Konferansta
ülkemizin çiçek türleri açısndan
bir cenneti andırdığını anlatan
Prof. Dr. Tuna Ekim, halen
sonınlar bulunmasına karşın
türlenn korunması alanında
önemh ilerlemeler kaydettiğini
belirtti. Türkiye'de 600'e yakın
çiçek türü bulunduğunu,
bunlann kolayca yetışebildiğini
vurgulayan Tuna Ekim, tüm
Avrupa'da ise bu türlerin ancak
540'ının bulunduğuna dikkat
cekti. Buçiçeklerin batıh
ülkelere ihraç edildiğini,
ıhracatın yüzde 85*inın
Hollanda'ya yapıldığını
aktaran Prof. Ekim, bu ülkenin
de dığer çiçeklen dünya
ülkelerine dağıtüğını. çiçeklerir
zaman zaman tıpta da
kullanıladığmı bildirdi.
İhracatçı fırmalann rekabeti
yüzünden çiçek tohumlannın
henüz olgunlaşmadan
söküldüğünü, bu nedenle de
bazı türlerin popülasyonunda
azalmalar gördüklerini anlatan
Tuna Ekim, toplandıktan
sonra da konınamayan bu
çiçeklerin daha depolara
ulaşmadan solduğunu,
dolayısıyla doğanın tahrip
edildiğini kaydetti. Ancak
fırmalann bir dernek çatısı
alünda toplanıp yöneücilerinin
eğitilmesi sonucu bu tahribaün
önüne gecildiğine dikkat ceken
Ekim, şunlan söyledi:
"İhracatçı firmalann
yöneticilerine doğayı koruma
bilinciyerleştirdik. Rekabeti
çok aşağıya çektik. Çiçek
türlerimiz için asıl tehlıke
ülkemize tunst olarak gelen
yabancılann gen kaynaklannı
toplayarak yurtdışı çıkarması.
Bunun hiçbır kontrolu yok.
Sevgilisinin kansını öldürmüştü
Amerika'da'Amy' firtması
Amy,ABD'deilgiodağı.
Haber Merkezi -NBC, CBS
ve ABC televizyonlan
sevgilisinin kansını öldüren 17
yaşındaki Amy Fischer'in
yaşam öyküsünü ekranlara
getirdi. Bugüne kadar hiçbir
zaman üç ayn kanal aynı
konuda film hazırlamamıştı ve
iki ayn kanalda aynı anda aynı
konuda bir film gös-
terilmemişti.
19 Mayıs 1992'de sevgilisi
Joey Buttafuoco'ntın kansı
Mary Joe'yu öldüren Amy
Fischer'in bugüne kadarki ve
bundan sonraki yaşamı
Amerikan halkının başbca ilgi
konulanndan birisi olmuş
durumda. Televizyonlarda
mahkemeyle ilgili programlar
>apılıvor. Beş-on beş yıl arası-
nda hapıs yatacak olan Amy'-
nin affediİmesi için kampan-
• Sevgilisi Joey Buttafuoco'nun kansı Mary Joe'yu
öldüren Amy Fischer'ın bugüne kadarki ve bundan
sonraki yaşamı Amerikan halkının başbca ilgi
konulanndan birisi olmuş durumda. Televizyonlarda
mahkemeyle ilgili programlar yapılıyor. Beş - on beş yıl
arasında hapis yatacak olan Amy'nin affediİmesi için
kampanyalar yürütülüyor. Sansasyon gazeteleri ve
televizyonlar konuya dört elle sanlmış durumda.
yalar yürütülüyor.
Seks, şiddet ve şehvet med-
yada çok satmanın bir
numarah yolu. Amy Fischer'in
öyküsü bütün bu unsurlan
kapsadığı için sansasyon
gazeteleri ve televizyonlar
konuya dört elle sanlmış
durumda.
Amy'nin öyküsü kısaca şöy-
le: New York'un banlıyösü
Long Island'da yaşayan Amy,
Joey Buttafuoco adb evli bir
oto tamircisine aşık olur. Joey,
Amy'yi fahişeliğe sürükler.
Daha sonra, Joey kansından
boşanmayacağını söyleyince,
Amy onu terkeder. Joey
yeniden Amy'nin peşine
düşünce, Amy ılişkilerinın
sürmesi için bir şart koşar.
Joey'in kansı Mary Jo'yu
öldürecekür. Bir silah satın alır
ve 19 Mayıs'ta Mary Jo'yu
öldürür.
Martin Scorcese ya da Lx>uis
Malle gibi bir yonetmen. Amy'-
nin öyküsünden yararlanarak
bugürîkü banliyölerde insanla-
nn bomboş yaşamlannın filmi-
nı çekebılirdi. Ancak televizyon
kanallan her zaman olduğu gi-
bi ucuz sansasyon yaratarak iz-
leyicileri ekran başma toplama-
yı yeğledi. Bunda da başanh
oldu. 28 aralıkta göstenlen
NBC'nın fılmıni izleme oranı
yüzde 19.1 ile mevsimin en yük-
sek düzeyine ulaştı. ABC ve
CBS televizyonlan ise filmlerini
3 ocak gecesı a\nı saattc ya>ı-
na soktular. Ikı kanaİ da
ızleyici ekran başma getirmekte
çok başanlrydı. ABC'nin
ızleyici oranı yüzde 19.4. CBS'-
inkı yüzde 15.8 oldu. Bu
kanallarda göstenlen bir
programın ortalama izlenme
oranı ise yüzde 12.