Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT1993 ÇARŞAMBA
12 DIZI
Üstün yetenekli çocuklann aileleri kendi dertleriyle baş başa
Milli Eğitim'in katkısı sıfir
Bu yaa dizimizde, üstün yetenekli çocuklann ge-
nel sorunlan ve eğitirn sıkıntılannı ele aldık. Ülke-
mizde bu çocuklarla ilgılı neler yapıldığı üzerinde
durduk. Gördüğümüz manzara hiç de parlak de-
ğikü. Yüzde 10 ile yüzde 1 orarunda çocuk nüfusu-
nun üstün yeteneklılerle ılgili eğıtıme muhtaç oldu-
ğunu uzmanlar behrtiyorlar. Bu çocuklarâ özel
veya bireyseUeştirilmış eğitim yapılmazsa, büyük
sıkınülar çekıyorlar ve okullan terk etme noktası-
na kadar vanyorlar. Bu çocuklar yüzde bir oranın-
da bile olsa sayılan yüz binlere ulaşıyor.
Geleceğe yönelik projeler
Ülkemizde ise bu yaa dizisi suasında ışaret ettı-
ğinüz gibi ilkokul düzeyinde bir okul var. Bir kar-
ma eğitim yapan ilkokul var. tnanç Vakfı'nın kur-
tnayı kararlaşürdığı ve gelecek yıl eğitimine başla-
nacak bir proje var hepsi bu kadar. Mılh Eğitim
BakanlığYnm ise geleceğe ilişkin projeleri olduğu
belirtiliyor. Yanı bu çocuklann, ancak 150-200 ka-
dan eğitim olanağı bulabiliyor. Geri kalan çocuk-
lar ise aılelenyle, kendilennden haben olması
mümkün olmayan 70 kişıhk sınıflanyla yani ka-
derleriyle baş başa. Büyük çoğunluğunun ola-
naksızîıklar yüzünden eğitimlerini yanda bıraktığı.
ağır psıkolojik sorunlara düştüğünü biliyoruz.
Ülkemizde eğitim eksiklıği yanında bu konuda
yeterli uonana ve altyapıya sahip olmadığımız da
• Ülkemizde eğitim eksikliği
yanında bu konuda yeterli uzmana
ve altyapıya sahip ohnadığımız da
bir gerçek. Bu tür sıkıntılara düşen
ailelerin ve çocuklann başvuracağı
merkezler ve bu konuda özel eğitim
görmüş uzmanlar parmakla
sayacak kadar az.
bir gerçek. Bu tür sıkıntılara düşen ailelerin ve ço-
cuklann başvuracağı merkezler ve bu konuda özel
eğitim görmüş uzmanlar. parmakla sayacak kadar
az. Aynı şekilde başvurulacak kaynaklar da sırurlı.
Çok az sayıda insan bir şeyler yapabilmek ıçin ça-
babyor.
Her şey çok yetersiz. MiUi Eğitim Bakanlığı bu
konuya acil bir şekilde el atmak zorunda. Bu alana
hızla ve önemle yatınm yapılmalı. Bir uzmanın şu
sözlen çok çarpıa: "Biz bir altın madenı üzerinde
oturuyoruz, ama bunun değerini bilmiyoruz." Ço-
cuklann altın madeni kadar dayanıklı olmadığı ise
ayn bir gerçek. Eğer bu maden işlenmezse bir süre
sonra işe yaramaz ve zararh bir metal haline dönü-
şebilir.
Doç.Dr.Füsun Akarsu, bu eğitımsızliğin yo-
rumunu yaparken şunlan söylüyor: "Üstün ahın-
sel yetenekMlerin yuzde sıfır okuİlaşma oranı ile re-
ÇOCUĞUNUZ
ÜSTÜN ZEKALI
OLURSA
MMLÇMJŞUR
kor kırdığı gözlenmektedir.Bu istatistik iki biçimde
yorumlanabilir:
• a- Ülkemizde üstün zihinsel yetenekli çocuk
yoktur. Dolayısıyla onlann eğitimi gibi bir sorunu-
muz yoktur.
• b- Ülkemizdeki üstün zihinsel yetenekli ço-
cuklara (Genelde çağ nüfusunun yüzde 2'si yani
yaklaşık 500.000 okul çağı çocuk), onlann özel ih-
tiyaçlannı karşılamaya yönelik riiçbir sistematik
eğitim faaliyeti yoktur, dolayısıyla üstün zihinsel
yeteneklilerin eğitimi gibi çok ciddi bir sorunumuz
vardır.
"Biz, istatistik diline olan güvenimize, gözlem-
lerimize ve çocuklanmıza karşı duyduğumuz so-
nımluluk bıh'ncine dayanarak ikincı seçeneğin
doğruluğunu düşünüyoruz. Üstün zihinsel yete-
nekli çocuklann özelli'klerinı bir kategorik sınıfla-
ma ık değil, göreliliğe dayalı bir dereceleme ile ele
BİR ÖĞRETMEN KENDİNİ SAVUNDU
Dalıa öııce
bilinçsizdikCoşku İlkokulu 3.sınıf öğret-
menı Ilter Arpacık: İlk öncelen
ben onlan tanımıyordum, onlar
beni tarumıyordu. Başta epeyce
zoıiuk çektık Zaman içinde ço-
cuklar arasındaki farklıhklar or-
t?ya çıktı. Baalan biigiü fakat
haşan davranıyor-
lardı, serttıler. Ço-
cuk kendini ispat-
lamak için kıvranı-
yor, bir şeyler gös-
termet istiyor. Bu
arada k ncı da olu-
yor. Sonra ne ya-
payım diye dûşün-
diim Mesela bir
öğrencim var. flk
önce onda zorluk
çeküm. 25 yülık
millı eğitim kurum-
lannda öğretmen-
lik yaptım. Çok gü-
zel olaylar ya-
• şadım. Bugüne ka- -fr—
dar, bu tür çocuk- » t e r
larla ilgilendım ve birçok şeyler
yaptım. O zaman da ustun yete-
nekli çocuklan okuttum, fakat
burada o tür çocuklarâ okulun
bılim kurulunun yardımıyla
daha bilinçli yaklaşıyorum. Bu
çocuk ilk önce benı çok yordu
Yazı yazmadı, dinlemedi, de-
vamlı konuşmak istedi. kendisi-
ni göstermek istedi. Bir ara hu-
zuru sağlamak için teyp getire-
lımdedik.
"fstedığıniz müa'ği çalayım, bu
arada siz yaan' sözlerim etkili ol-
du. Teyp çok ışe yaradı. müziğı
dinlediler. Bu arada müzikte an-
laşamadık.Bazılan arabeski sev-
diğini, bir grup pop müziği be-
ğendığını söyledı. Çocuklann
kendilerini göstermeleri için pro-
jeler verdik. Bu arada yetenekle-
rinı öğrendik. Bazısı tarihi,
bazısı coğrafyayı, banlan hay-
vanlan seviyor. öğrencilere iste-
diği ödevı verdiğimiz zaman
daha başanb oluyorlar. Sınıfa
Ali köşesi, Memo köşesi gibi ço-
cuklann ürünlennin köşelerini
yaptık. Projelerinı getirdıler
haarladılar oralara astık. Bu
arada sınıfa yeni bir kız öğrencı
geklı. Kendini göstermek isteyen
öğrencim hemen ortaya çıktı ve
kendini göstermek istedi. Bak
bunlan ben yaptım diye öne
atıldı. Şımdi çok sakıniz çok iyi-
yiz. Şirndi daha fazla ileriye gıde-
bilmemız lazım. Şimdı üçüncü
sınıfta okuyoruz, çocuklarâ dör-
düncü sınıfın derslenni veriyo-
rum ve çocuklar bunu ahyorlar
Hemen anlayamayanlar da var.
Onlar için tekrar yapıyorum. Bu
kez çabuk öğrenenkr tepki gös-
teriyor.
Seviye farkı
Öğrencılerin hepsi birbirine
\akın seviyede olsa daha başanlı
olurum. Farklılıklan işi zor-
laştınyor. Geoenlerde emekli ol-
duğum okuluma gittim. Gerçek-
ten o zamankj sıruflarda da üs-
tün zekâlı çocuklar varmış. Biz
onlara zeki çocuklar diyorduk.
Bir çoğu daha sonra kolejleri ka-
zandılar.Öğretmenler gününde
arkadaşlanmın yanına gıtüğim-
de hep bu çocuklann durumunu
sordum. Yaptıklan hareketleri
'sordum. O zaman onlara davra-
nışlanmı ve onlann davranışlan-
nı düşündüm. Her şeyi bi-
lıncsız yapıyormuşuz. Bazı arka-
daşlanm, bir kısım çocuklan an-
latırken onlardan şıkayet ediyor-
lar. Yaramazlık yapıyor, beni öl-
dürüyor, diyerek çaresızlıklerinı
beUrtiyorlar. Baa bıbnçli sorular
sordum ve bu çocuklann gerçek-
ten yetenekli ol-
duklan ortaya
çıktı. Böyle ço-
cuklan arka-
daşlanm har-
cadıklannı
sanmıyorum.
Sınıflar kala-
balık olunca.
buradaki eğiti-
mi orada yap-
mak mümkün
değil.
MiUi Eğıti-
mın devlet
okuüannda ye-
—J
dek öğretmen-
ler var. Bu ye-
dek öğretmenlerden bu yetenekli
çocuklar için yararlamlabılir
Omeğın çocuk için o ders sıkıa
ve hafıf geliyorsa. öğretmeni onu
yedek öğretmene gönderebilme-
h'. Devlet okullannda öğretme-
nin böyle bir yetkisi yok. Bu ko-
nuda bir yönetmelik çıkanlabi-
ür.
Coşku İlkokulu Müdürü
AydmCebeci Bu noktada öğret-
menin hızrnet ıçi eğitimi son de-
rece önemü. öğretmenin bu işe
inanması gerekır Inanmıyorsa,
kusura bakmayın bu iş sıanle
yüriimez diyebilmeli.Bu tür ço-
cuklar zor cocuklardır. Tıpkı
özel eğitim alaruna giren ÇOCT1
C-
lar gibi.
Üstün yetenekliler için Türkiye oidukça kısır bir ülke. özel okul saytsının azhğı,
devtetin ilgigitligi velikr tarafından protesto edüiyor.
YENIUFUKLAR
Normalüstü
zekâhkmn
okulııTürkiye'de yetenekli çocuklar için kurulan ilk
özel oİcul Yeni Ufuklar okulu. Bu okulun nasıl
bir eğitim yaptığını, amaçlannın neler
olduğunu okulun Genel Müdürü Gülten
Ülgen'esorduk. Ülgen şunlan aniattı: Bİ2
okula asgari 115IQ dereceb çocuğu alıyoruz.
Zeka testleri ıkı vıida bir yeni ek ve
değerlendırmelerle ele aknır ve uy gulanır. Biz
bu gelişmeleri takip eden bir uygulama
içindeyiz. 38 milyon tabii ki çok yüksek bir
ücret. Ama sınıflanmız 8-10 çocukla eğitim
yapıyor. Bazan 6 çocuğa 6 öğretmen bakıyor.
Pek tabii bu ücretlerin yükselmesine,
maliyetlerin artmasına neden oluyor.
Okulumuzda lQ'sü 171 olan bir çocuk var. 160
cıvannda 8-10 çocuğumuz bulunuyor. Bu
çocuklarâ üstün zekâlı demek yerine nonnal
üstü demek daha doğru. Çünkü 115IQ derecesi
normalin üstü anlamına geliyor. Üstün
yetenekli çocuklarla, normal çocuklan aynı
okulda okutmak rru. yoksa normal üstü
çocuklar için özel eğitim kurumlan açmak mı
daha doğru, henüz bu tartışma sonuca
bağlanmış değil. Ancak diğer çocuklardan
daha çabuk öğrenen. farklı özellik ve
yetenekler gösteren çocuklarla özel olarak
ilgilenen, onlara uygun bir eğitim veren
kurumlara kesin ihtiyaç olduğu inancındayım.
Bize gelen çocuklann birçoğu, normal
okullarda eğitim sıkıntısı çekiyorlardı,
uyumsuzluk sorunuyla yüzyüzeydiler. Burada
bu sorunlan özel eğitimcilerin, uzmanlann
yardımıyla aştığımızı söyleyebilirim.
Böyle bir okulun paralı olması sorun. Ama
ülkemizin koşullan belh. Asbnda bu çocuklar
da özel eğiüme muhtaç çocuklar kategorisi
içinde. Eğitim zorluğu çekiyorlar. Bunlara
destek gerek. Belki uluslararası alanda destek
bulabilinz umudu içindeyiz.
Klasik okullaranlayışsızÜstün yetenekti çocuklarâ sahip aile-
ler bu sıkıntıyla en fazla yüz yüze geüyor-
lar. Çocuğun eğitim sorununu çözmek,
gündetik hayata uyumunu sağlamak için
bûtüh olanaklarnı seferber ediyorlar.
Çünkü, bu çocuklarâ yaklaşım büyük in-
ceBk istiyor. Yapılacak bir hatalı dav-
ramş, öoıûr bo>ıı kalıcı olumsuz izler bı-
rakabüiyor. Bazı aileler yaşadıklannı
şöyle anlattdar Yeni Lfuklar llkokuhı
İ^ınıf öğrencisi Cem'in annesi Halkfe:
Cem benim ikinci çocuğum. Şirndi üni-
versitede okuyan kızım. zekâ düzeyi ne-
deniyle çok sikıntı çekmişti. Çe>Tesiyle
uyum güçlüğü »çindevdi. Genümü ve zor
bir öğendlik dönemi geçirdi. Cem için bu
okul bir çözüm oldu. Onun birçok ihti-
\acina okul cevap verebiliyor. Çocuğu-
mun şimdi daha rahat olduğunu söyleye-
bilirim.
Yeni Ufuklar İlkokulu 3. Smıf öğren-
cisi Denizhan'ın annesi Füruzan, çocuk-
larnm küçükten itibaren, hızlı öğrenme-
si, iki yaşlnda okuma yazmayı sökmesj
nedeniyle, onun ihtiyaçlanna uygun bir
çözüm arayışj peşine düştükJerini söyJe-
di. Sırf çocuğun okuma ve öğrenme so-
runlannı çözebümek için İstanbul'a gel-
diklerim anlattı. Demzfaan'm sekiz yaş
grubunda satrancta Türkiye şampiyonu
oktuğunu söyfcyen annesi, çocuğun bu
okulda muthı otduğunu beürtti. ftner'in
babası Turhan ise şunlan söyiedi: u
Ay-
bars çok sıkmtı çekti. Her gittiğhniz yer-
de, yaşıtlarryla ilişkide sorunlar çıktı.
Hep bilgisi ve farklılığı nedeniyle dışian-
mak tefab'kesiyle yüz yûze geldi. Onun so-
rularma ve ihtiyaçlanna cevap vermekte
güçlük çekiyoruz. Kmlgan bir yapıa var.
Aramızda, onun sürekli sorularma doğru
fakat sade cevap vermek şeklinde bir flke
bethiedik. Yine de tam bir uyum kurdu-
ğumuzu söyleyemeyiz. Okul bir ölçöde
yanümcı oluyor."
KAŞİFLER KULUBÜ1991YHJINDA KURULDU
Üstünyeteneklilerin hıftasonıı eğlencedAcıbadem'de bir çocuk kulübü. Hafta sonlan
5-10 yaşlan arasında çeşiüi yaşlardan çocuklar
bir araya geliyorlar. Bu çocuklann IQ'lan en az
125-130. Kâşifler Kulübü. Petek ocuk Yuyası'-
na bağb olarak 1991 yıhnda kurulmuş. Üstün
yeteneklı(özellikb') çocuklann bo§ zaman etkin-
liklerindeeğjtilmesi ve ailelerin karşılaşüklan
sorunlarda onlara daruşmanbk yapıhııası ama-
ayla çalışüklannı belirtıyor, Petek Çocuk
evinin kurucusu Nihan Büyüksezer. Okul
Müdürü Aynur özdemir ise, Doç.Acar
Baltaş'ın ayda bir kez bu kulübe gelip seminer
verdiğini söylüyor. Seminerin konusu ise.
anne-baba ve çocuk arasında iletişim tekniği.
Okulun psikoloğu Kutlu Ardab her hafta
çocuklann ve ailelerinin karşılaşüklan
sorunlara yardıma olmaya çahşıyor.
Kâşifler Kulübü, aynı zamanda üstün yetenekb'
çocuklar konüsunda tanınmış bir kunıluş olan
vemerkezi fngiltere'de bulunan 'National
Associaüon For Gıfted Oıildren'in (NAGQ
üyesi. Yöneticiler, kulübün temel ilkesini şöyle
açıkbyorlar "Her çocuğun kendi yeteneğine
göre eğıtılme hakkı vardır. "Kulüpteki
faab'yetler şunlar: Resim, seramik, vitray. El
sanatlan, marangozluk. 15 günde bir
dönüşümlü fotoğrafçıhk ve bilgjsayar. Kültürel
animasyon. Satranç, leggo vepuzzle. Bu çabş-
malara aileler de gönüllü olarak
katılabılıyorlar Üstün yetenekli çocuklann
yeteneklerini gebştirmeleri ve öğrenme
ihtiyaçlanna cevap vermeyi amaçlayan bu
kurum, kendi olanaklanyla küçük de olsa bu
alanda bir şeyler yapmaya gayret ediyor.
Çağdaş demokrasinin ve Atatürk ilkelerinin
yılmaz savunucusu, onurlu ve aydın insan
UĞUR MUMOPnun
katledilmesini nefretle kınıyor, ailesi ve tüm
ulusumuza başsağhğı diliyoruz.
İÇEL ECZACILAR KOOPERATtFİ
Sevgili
UĞURMUMCU
Çoğalmaktayız...
DEVLET TtY^TROSU
ÇALIŞANLARI
Degerli basın emekçisi
UĞUR MUMOPnun
banş ve demokrasi uğrundaki mücadelesini
destekliyoruz. Yaşama hakkı ve düşiince
özgürlüğünü yok etmeye çalışanlan şiddetle
kınıyoruz.
DUDULLU PHILIPS İŞÇİLEHİ
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMEDKEMAL
AymYente-.
abnak yerinde olur. Kaba bir tanımla, bu tür ço-
cuklar yaş gruplanndaki normal arkadaşlanndan
daha erken, daha çabuk, daha iyi ve daha farkb bir
biçimlerde öğrenen cocuklardır. Dolayısıyla bun-
lara sağlanacak eğıtimın daha kısa zamana yayıl-
maa, daha zenginleştıribniş ve iyi niteükte obnası
ve öğretim, eğitim programlannın farkhlaşünlması
gerekmektedir."
"Sorunlann boyutundan da anlaşılacağı gibi ül-
kemizde üstün zihinsel yeteneklilerin eğitimi büyük
ve çetın bir mücadele alanı olarak durmaktadır.
Gerek genel eğitimde karşılaştığımız engeller, ge-
rekse alanın kendine özgü zorluklan önümüzdeki
yülarda bu konuya gereken önceliğin veribnesıni
kaçınıbnaz kılmaktadır. Bu alanda Doğu'da ve
Batı'dakı pek çok ülkenın kat ettiği yol, deneyimle-
rin çeşitblıği ve zenginliği kendi modebmizi yarat-
mada yardıma olabilir. Şu aşamada önemiı olan j
bu tür eğiüme duyulan ihtiyacın farkına vararak <
gerekü haarbklara ve deneme çabşmalanna başla- '
rnakür."
Evet doğru söze ekleyecek bir şey yok. Üstün zi-
hinsel yeteneklilerle ilgili yeni adimlar atıbnasını
bekbyoruz. Bu sahipsiz alan mutlaka doldurulmalı
ve bu cocuklanmızın ve ailelerinin sıkıntılanna or-
tak olunmabdır. Ancak, şu anda görünen o ki bu
işin asıi sahipleri ailelerdir. Birleşmek ve olanaklan
zorlamak önce onlann görevidir.
BİTTI
Adı, Macar Mustafa'ydı, taharri memuru da derlerdi.
Taharri memuru, yani gizli polis (ya da ajan). Ardından
konuşurken Mustafası'nı dâ atarlar, sadece Macar kalır-
dı. Küçük meyhanelerde görünürdü.. girer, birtane atar,
çıkar; bir tane daha atardı. Elçilik şoförleriyle senli ben-
liydi. Büyükelçilerin nerede olduğunu, nereye gidecek-
lerini onlardan ögrenirdi.
Bu Macarlık ona nereden gelmişti merak ederdim.
Günün birinde öğrendim Macar işçiler yenileşmekte
olan kente dolmaya başlayınca etii butlu, sarışın bir Ma-
car kızıyla evlenmişti. Bu yüzden adının başına bir Ma-
car kondurmuşlar, olmuş Macar Mustafa!.. Mübadil
dedikleri Balkan göçmenlerindendi Her dilden çat pat
birkaç sözcük bilir, konuşurdu.
Kent o yıllarda kaynıyor. Ne olup, ne bittiğini öğren-
mek için kulağı delik, "taharri memuru"na gerek var.
Kentin ünlü polis komiseri Arnavut Hasip'ten iş istiyor; o
da,
"Gel seni taharri yapalım" diyor. Oluyor gizli polis (ta-
harri memuru)... Sivil giyinmiş, kalabalık yerlerde dola-
şırken kendini saklamış sanıyor, ama erbabının gözün-
den kaçmıyor, şıpınşak anlaşılıyor; elbise Sümer Bank'-
tan, kundura Beykoz'dan... Millî Şefli, tek partili, Ismet
Paşa yönetimi, muhalifleri onlarla izletiyor, düşünceleri
onlarla denetliyor.
O yıllarda, 1940ların savaş Ankarası'nda böyle "teb-
dil" gezen birçok gizli polis vardı. Bunlardan biri de
Macar Mustafa'ydı. Ya Bulgar ömer? O da röleve şap-
kası ile caddelerde gezer, bütün fiyakası ile gece kulüp-
lerinde görünmez miydi? Yakın dostu Fethi Giray'dı.
Savaş sırası sürgüne gönderilen aydınlar ve şairlerle
düşüp kalkılmasını istemezdi, Fethi'yi uyanrdı, biz de
uyanalım.
Jurnal vermek, gammazlamak Abdülhamit dönemin-
den beri var, Cumhuriyet döneminde niye olmasın?
Cumhuriyet de kendine göre hafiye bulmuştur. Bunlar
eski jurnalciler olmuştur?
Son zamanlara gelince, solcu Ecevit hükümeti kurul-
duğunda (Millî Selamet'le) telefonlarının MİT tarafından
izlendiği, dahası telefon paralarının MİT tarafından
ödendiği ortaya çıkmıştır Önce olay bir skandal olarak
karşılanmış, sonra unutulmaya bırakılmıştır.
Kontrgerillanın bir türlü üstüne varılamamıştır. Kimi
siyasal iktidarlar bunu yadsımış, kimi de bilmezlikten
gelmiştir.
Faşist cuntanın bir kolu olan Faik Türün zamanında
Ziver Bey'de işkence hücreleri kurulmamış mıdır? Konu
ortaya çıktığında da hep yan çizenler olmuştur. Bugün
ülkemiz işkenceci olarak tanınıyorsa bu yüzden değil
midir?
Bugün yüksek bir mahkemenin başkanı olan Yekta
Güngör Özden, "Belki odamı bile dinliyorlar" diye ya-
kınmıyor mu? Şöyle söylüyor.
"Ben mafya babası, vergi kacakçısı, beyaz kadın taciri
miyim? Ben yüksek bir mahkemenin başkanıyım. Ana-
yasaya göre görev yapıyorum. Benim bekçim, polisim
yok. Oğullanmın televizyonu, dostlarımın gazetesi yok."
Yakınlarına tehdit telefonları geliyor. Odalar dinleni-
yor. Sevinilecek bir olay da bütün demokratik kuruluşla-
rın Yekta Güngör'ün yanında yer almasıdır. Bu, az güç
ve kuvvet değildir. Bunun geçmişte örnekleri de var. Bir
yüksek yargıcın üstüne gidildiğinde Yargıtay'ın üyeleri,
yargı organlarının temsilcileri cüppelerini soyunup Anıt-
kabir'de Atatürk'ün kabrine koymadılar mı? Bu cüppeler
sonucu yeryerinden oynamadı mı?
Demokrasiyi her zaman sıcak tutmak gerekiyor. Bü-
tün cözümler demokrasi içinde vardır Sadece demok-
rasi istemekle yetinilmez. Demokrasi birdüşünce rejimi
olduğu kadar. bir de kendi kendini koruyan sistemdir.
Herkes için demokrasi olduğu gibi, demokrasinin kendi
koruması için de demokrasi gereklidir.
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1
l/Lütfiö.Akad'm."Ge-
Kn" ve "Düğün" fılmle-
riyle bir üçlü oluşturan
fılmi...Zaman. çağ. 2/
Yük asansörü. 3/ Tırpa-
na balığına verilen bir
başka ad... Telli çalgılar-
da tellen yüksekçe tutan
tahta köprücük. 4/ Ağır-
lama... Boru sesi. 5/ Gü-
zel sanat... Yapraklan
sebze olarak kullanılan
bir bitki. 6/ Kesıntilerden
sonra kalan miktar...
Kansızlık. 7/ Çabuk davranma
alışkanlığında olan. 8/ Yerli mah
simgeleyen harfler... Bir nota...
Uluslararası Basın Enstitüsü"nün
simgesi. 9/ Bir peygamber... Bir
alay işareti.
VUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Şerif Gören'in, yurtiçinde ve
yurtdışında birçok ödül kazanmış
bir filmi... Titan elementinin sim-
gesi. 2/ Asya'da bir ırmak.
Fransa'da bir kent. 3/ "Sâdıklan
tahkir ile red kâide oldu/Hırsızlara ikram ü inâyet - çıktı" (Ziya
Paşa).. "Aptal kutusu"'nun kısa yazılışı. 4/ Etek ucuna doğru
genişleyen givsi... Yabana. 5/ Uzakhk işareti... Zeki ve yara-
maz çocuk. 6/ Çalgıç. 7/ Göğüs... SSCB'nin ünlü lideri. 8/ Tıp
dilinde derinin kanlanmasına verilen ad... Matemaükte kulla-
nılan sabit bir sayı. 9/ Yerfıstığı.
A\HE_
cLüZ
l\H\L
£\A\Y
rV]T^
R_
I
D
A
~Â
I\K\AMI
e\6\Â\ı\e
T\A\F\O\N
• ^k'j •/
emc 1/ \s
7AWWK
Bu ulusun;
Atatürkçü, demokratik, laik, çagdaş evladı
UĞUKMUMCU
Senin için yüreğimiz yanıyor. Sevgisi, mücadelesi
büyûyecek. Cumhuriyet ailesinin ve Türk
halkının başı sağolsun.
DENİZLtVleıı SeUhattin Smg, Zekal Ergat, Ali
Helvacıo^n, tbrahim Bayrakçı, Ftrden Odnncnoghı,
Fâsnıı Baykent, Darnt DoJfnn, Derya SanyıMız, SaUh
Co«ar, Mattalip Gtataş, Kadir Bilgetekin, Aynnr Sag,
Perrin Ergnt, Admmn W**j, UraUm Ibkat
Demokrasinin cesur savunucusu, vatansever salrıncah
piyadc
UĞUR MUMOPvu
kaybetmenin üzûntüsö içindeyiz. Başta ailesi,
Cumhuriyet gazetesi ve onu seven bütün halkımızın
acılannı paylaşır, bassağlığı dileriz.
SOSYAL DAYAMŞMA BtRIİĞt ADINA BAŞKAN
MERAL KAYAU XV. ARKAOAŞLAJU BERN-İSVİÇRE