23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21ŞUBAT1993PA2AR CUMHURİYET SAYFA oz. KÜLTÜR 11 BM'deilk pesital •NENVYORK(AA)- Bırleşmiş Milletler'de yıhn ilk resilalini. Türk arp sanatçısı Bahar Göksu verdi. Ankara Devlet Opera ve Ba'esi Orkestrası'nda arpist olarak görev yapan Bahar Göksu'nun dün New York'ta,BMsosyal etkinlikleri çerçevesinde verdiği resital ilgiyle ızlendi Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'nün verdiğı devlet bursu ile halen New York'ta calışmalanna devam eden sanatçı, resıtalde arp içın yazılmış dört eseri başanyla seslendirdı. 'Kadınlar da Savaşı Yitirdi' • DİYARBAKIR(AA)- Diyarbakır Beledıyesi Dr. Orhan Asena Şehir Tıyatrosu. "Kadınlarda Savaşı Yıtırdi" adlı ıkı perdelik oyunu sahneye koyuyor. 2. Dünya Savaşı sırasında. erkeklerin yenılgılennı psıkolojik olarak yaşayan kadınlann anlatıldığı oyun, Şehir Tıyatrosu'nda dığer oyuncularla dönüşümlü olarak sezon sonuna kadar sahnelenecek Kültüp-sanat elçileri •ANKARA (UBA)- Kültür Bakanbğı. kültür ve sanat alarunda önemli değışiklikler ıçeren " 131ü Reform PaketT'ni Bakanlar Kurulu'na sunmaya haarlanıyor. Yeni düzenlemede 'devlet sanatçılığı'na kısıUama getinlecek. Buna göre yılda en fazla üç kişmin seçıbnesı öngörülen devlet sanatçıhğı unvaru 'Türk Kültür-Sanat Elçisı' olacak. Parlamentoda grubu olan partılenn temsilcilerinden. sanat kuruluşlanndan ve çeşitli kuruluş temsilcilennden oluşan kurulun seçeceğı 'elçiler'e kırmızı pasaport venlecek, haberleşme alanında kolaylıklar sağlanacak. İş Bankası galerileri •ANKARA (LBA)- Ankara, Istanbul ve İzmır'deki İş Bankası sanat galerilerinde yenı sergjler açıldı. Ankara Sanat Galerisi'ndekı Zenra Beyazıt'ın sergisı 27 şubata kadar, tstanbul Erenköy Sanat Galerisi'nde Gfineş Kocabav veSadettin Yeğenoğlu'nun sergileri 5 marta kadar ızlenebıhr. İzmır Sanat Galensı'ndekı özgünbaskı eserlen ıle karma sergi ise 5 marta kadar açık kalacak. Sinema yönetmeni Nopman öldû • LONDRA(AA)-İngiliz sinema yönetmeni ve yapımcısı Leslie Norman öldü 82yaşındakı Norman'ın kalp knzi geçirerek öldüğü ailesi tarafından açıklandı. 16yıl önce sinemayı bırakan Norman'ın ünlü fılmleri arasında "Dunkırk" ve "The Cruel Sea" yer alıvor. Fellini ATİNA (AA) - Ünlü İtalyan yönetmen Federico Fellini, iki yılı aşkın bır aradan sonra yeniden kamera karşısında. Bu yıl kendisıne 'Özel Oscar Ödülü' venlecek olan yönetmen, ilkbaharda '"Actor's Job" adlı fılmi çekecek. İkı yıldıryapmak için uğraştığı filme. yönetmenin 1990'daçektiği " Voıce of the Moon" fılmınde oynayan aktör-yönetmen Paolo Villaggio da eşhk edecek. İPkçılığı kınamak •NEWYORK(AA)- Grammy müzik ödülü adayı Amerikah beyaz rap şarkıcısı Marky Mark (21) geçmişte kanştığı ırkçı şiddet olaylanndan dolayı özür diledi. Mark yaptığı bir açıklamada " 1986'da birçoğu Afro-Amerikah bir grup okul öğrencisine bır gezı sırasında kötü davrandım. 1988'de ise bir bira meselesi yüzünden iki Vietnamlıya saldırdım. Bu eylemler sırasında ırkçı sözler söyledim ve bu insanlar yaptıklanmdan dolayı büyük zarar gördüler. Gerçekten üzgünüm. O zaman çok gençtim ve ırkçı düşüncelerle zehirlenmıştim. Ama elbette bu bır mazeret değil." dedı. Marky Mark, bağnazlığın her türünü kınayanbirreklam kampanyası başlatacağını da bildırdi. Ekonomik krizden sonra 'klasik'lere yeniden yönelen okurlar dünyaca ünlü yapıtlan yeğliyorlar Kültür Servisi -Avrupa'da klasık edebıyat yapıtlanna olan ilgı artıyor Özellıkle 1991'den bu yana ekonormsinde büyük bir durgunluk yaşanan İngıl- tere'de okurlar, yeni basılan, yazarlan yeni bır Tolstoy ya da George Elliot olarak tanıtılan kıtaplara göre fıyatlan daha or- ta halli olan dünyaca ünlü klasık yapıtlan tercih ediyorlar Jane Austen.James Joyce. Tolstoy gıbı yapıtlan klasikleş- mış yazarlara olan ilgidekı ar- tış, 'Ekonomik knzin hoş ve beklenmedik bir sürprizi' ola- rak nıtelenirken Independent gazetesınde çıkan bir yaada, bu yeniden canlaruşın kaynaklan araştınlıyor, bazı nedenlere bağlanıyor."Elimizın altında. kitaplık raflanmızda yatan on- ca okunmamış değerli yapıt varken. bomba etkisı yarata- caklan söylenen yenilerinı ne- den okuyalım" sorusuyla baş- layan yaada "Belkı de. okuna- bilirlık düzeyini ancak yakala- yabılen öykülerin 'Ölümsüz Yapıtlar' olarak sunulduğu Klasik,yeni olan veyeıükahuuhrokur kıtlesı aruk aptal yerine konmaktan bıkmıştır. Ya da çağdaş bır Tolstoy veya Thac- kery olarak tanıtılan yeni ya- zarlann ilginç ve değışik yapıt- lanndan çok, gerçek romanlan okumayı yeğliyorlar" denili- yor. Klasik nedir? Yazarlar ve eleşürmenler hangı yapıtlann klasık sınıfına gınp hangilerinın girmedıği üzerine az çok bır anlaşmaya vanrken 'klasik nedir" sorusuna yanıt bulrnakta oldukça zorla- nıyorlar. Ünlü yazar Ezra Po- und'a göre "klasik. >enı olan ve yeni kalan"dır. Bazılanna göre de 'klasık' değen üzerinde bellı bır ortak kanıya vanlmış. genış okur kitlelerince onaylanmış yapıtlardır Ya da klasik yapıt- lan. ciddılik ve sertlikle bağdaş- •Nasü klasikleri 'çağdaş' olanı bilmeden anlamak olanaksızsa, çağdaş olanı da klasiği tanımadan anlayabilmek olanaksızdır. Çünkü klasik bir yapıtın her zaman söyleyecek bir şeyleri vardır. Çağdaş yapıtlar ise eskilerinin omuzlan üzerinde yükselirler. tıran düşüncenın aksıne her za- man daha taze ve yaşam dolu olandır. Eleştırmen George Steiner ise 'Klasik yapıt. ertesi günü yannından biraz daha yeni olandır' dıyor. Independent'dakı yaada bü- tün bu görüşler "Klasık olanı tanımlayan başlıca özellik, yapıtın kendisının, bır eleştın- nın hakkında söyleyebileceğın- den daha zengın ve ilginç kal- masıdır. Bu tür yapıtlar bütün kuşatmalann üstesınden gele- rek uzun yıllar dayanırlar" şek- lınde özetleniyor. Modern eleş- tinnın başlıca ıkı akımı klasik yapıtlara duyulan ılgi ve öne- min derecesini azalttı. Bunlar- dan 'Yapısalahk' dıyebileceği- miz ve yazann text karşısındaki değersizlığını, 'Ölümünü' ilan eden Roland Barthes'ı ünlü eden akım. 'iyı olan'la 'ıyı ol- mayan' arasında bilimsel ya da mantıksal olarak kanıtlanabılır herhangi bir fark olmadığı savı- nı temel alarak 'başyapıt' deyi- mınin geçerliliğjnı sorguluyor- du. Materyalıst ya da Marksist olarak adlandınlan akım ise belkı klasık yapıtlan değil ama klasik zevki "nostaljik emperya- list bir kalıtım' olarak aşağılar- ken ünlü eleştirmen David Campbell. yapıtlan klasik sayı- lan Tolstoy, Shakespeare. Mil- ton ve Blake gıbı yazarlan 'Kas- vetli, Ölü, Beyaz Avrupah Er- kekler' olarak adlandınyordu. Bu akıma göre özellikle bu ya- zarlann yapıtlan 'saf zefur' salgılıyor ve yapıtlann temel al- dığı etik de kan ve şiddete daya- nıyordu Yukarda kısaca özetlenen bu iki akıma karşı daha sonradan bir tepki olarak doğan akım ise yönünü şaşırarak eğıtim ala- nında çalışanlarca 'klasiklerin z»r ve yabancılaştıncı olduğu ancak ceza verme amaayla kul- lanılabileceği' gibi yanlış bir kanıya dönüştü. Klasikle çagdaşın sentezi Independent'da çıkan yaa- da, okur kitlesinin bütün bu en- gelleri ve kahplan aşarak Coo- rad, Lawreoce gıbi yazarlara ve Tolstoy'un Savaş ve Banş, Jane Austen'in Aşk >e Gunır. Joyce 'Ulysses' gjbi yapıtlanna yeni- den ilgi gösterdikleri behrüh- yor, Başyapıtlann kolay kolay or- taya çıkmadığı ve çoğu jyı ya- zann da klasıklerle beslendiğıni savunan yazı, bugünkü gençle- rin yaşam tarzlanna ve değerle- rine uymadığı gerekçesiyle geç- mışi silmeye çahşan eğjümin tersıne gençlenn daha fazla klasik okuması gerektiği görü- şünü ortaya koyuyor Çağdaş olanla klasik olan arasında diyalektik bir bağlan- tının kurulduğu yazıda "Nasıl klasıklen 'çağdaş' olanı bilme- den anlamak olanaksızsa, çağ- daş olanı da klasiği tanımadan anlayabilmek olanaksızdır. Çünkü klasik bir yapıtın her za- man söyleyecek bir şeyleri var- dır. Çağdaş yapıtlar ise eskileri- nin omuzlan üzerinde yükselir- ler" deniliyor. "Hiç kımse eski kitaplann yenilerinden üstün olduğunu id'dıa edemez. Bu an- cak içi boş bir tepkiselcilik olur. Kendini yalnızca eski yapıtlara adayan bir kültür nostaljik, pü- riten ve içe dönük olmaktan kurtulamaz" şeklindeki değer- lendırmeye yer veren yazı, klasik olanla çağdaş olanın ba- nşmasından doğacak bir denge sentezini öngörüyor. Devlet Sanatçısı Bedia Muvahhif in '70. Sanat Yılı' salı günü kutlanacak Türk salıııesiııiıı4 ııa(lideKültfir Senisi- Sahne yaşarru- na 1923 yılında adım atan Dev- let Sanatçısı Bedia Muvahhit'in "7O.Sanat Yıh" kutlanıyor. İs- tanbul Büy^ukşehır Beledıyesi Kültür İşlen Daıresi Başkan- lığı'nın düzenlediğı saygı gecesi 23 şubat salı günü saat 19.00'da gerçekleştirilecek. "Türk Ay- dınlanmasına Katkıda Bulu- nanlar" dizisınin altıncısını oluşturan gecede, İstanbul Şe- hir Tiyatrolan'nın haarladığı bir gösteride sanatçının tiyatro yaşamı belgesel olarak sunula- cak Gece.Belediye Başkanı Nu- rettin Sözen 'in açış konuşma- sıyla başlayacak. Ardından Fû- sun Akatlı 'nın yazdığı Engin Uludağ'ın yönettiğı göstende Bedia Muvahhıt'in yaşamın- dan kesitler yer alıyor. Dekor kostümünü Aydoğmuş'un yap- üğı, danslannı E^f Girgin ve Murat Ersan 'ın gerçekleştirdiğı gösteride ellıyı aşkın sanatçı rol ahyor. Bedia Muvahhit'i Defne Hal- man ve Tomris locer 'in can- landıracaklar. Cüneyt Türel Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ali Taygun Yahya Kemal Be- yatlı. Argun Kınal eşı Ahmet Refet Muvahhıt, Ani Ipekkaya Eliza Binemacıyan. Funda Pos- tacı Kınar Hanım. Toron Kara- caoğlu Vasfi Rıza Zobu, Ertıan Abir Muhsin Ertuğrul rollerinı üstlenecekler Geceye konuk olarak katılan İsmet Ay ve Haldun Dormen anılannı anlatacaklar Gosten ıçınde Bedia Muvahhit'in sine- ma oyunculuğu üstune. Si- nema-TV Merkezı tarafından hazırlanan kısa bır belgesel de ızleyicilere sunulacak Aynca Vasfı Rıza Zobu ıle Bedia Muvahhit'in başrolünü oynadıklan "Hisse-ı Şayia" oyununun televizyon çekımin- den de kısa bir bölüm gösterile- cek. İstanbul Büyükşehır Beledi- yesı Kültür İşleri Daire Baş- kanhğı tarafından Gokhan Ak- cura 'ya hazırlaülan "Bedia Muvahhıt: Bır Cumhuriyet Sa- natçısı" adlı kitap da "70 Sanat Yılı" onuruna düzenlenen gece- de okuyuculara sunulacak. Ki- tap Bedia Muvahhit'in yaşam serüvenini; yazı. belge ve fotoğ- raflar yardımıyla aktanyor. Bosna-Hersek için dayanışma Yazarlardan banş çağnsı Vasfi RızaZobu, Bedia Muvahhit'i, 'Türk sahnesinin nadide çiceği'olarak tammlamıştı. Kunsthalle Tübingen'de dev boyutlu Paul Cezanne retrospektifı açıldı Güııeş ışığı altmda şapkah bir ressam NECMİSÖNMEZ TÜBİNGEN - Kunsthalle Tübın- gen'de açılan büyük boyutlu Paul Ce- zanne retrospektıfi, modern resmın bu büyuk ustasına ait 50'den fazla çalış- mayı dıdaktık bır sergıleme metoduyla izleyiciye sunuyor. Sıradan taşralı bır iz- lenıma mı yoksa kübızmin babası mı olduğu bugün bile tartışılan Cezanne, 1839'da Aıx-en-Provence'da doğdu. Li- sede ünlü yazar Emile Zola'ya sıra arka- daşı olan sanatçı, banker olan ba- basının baskısı yüzünden ancak ba- basının ölümünden sonra Paris'e 22 yaşında resım eğıtımi alabilmek için ge- lebıldi. Bu sergide Cezanne'ın gençlik, olgunluk ve geç dönemlenne ait olan re- simleri, sanatçı üzenne olan yoğun araştırmalanyla tanınan Götz Adrianı tarafından yeru bulunan önemli dokü- manlara göre yeniden ele alıruyor. Tübingen retrospektifinde dıkkatı çe- ken ılk özellik, gereğınden fazla sıklıkla yan yana asılan resimlerin, izleyiciyi daha fazla detay görmeye zorlaması. Cezanne'da belki de hiçbir izlenimci res- samda görülmeyecek denli titiz ve çoğu kez de bır örümcek ağıyla kıyaslanabile- cek olan "boyama stıh"nı algılayabıl- mek için en küçük detaylara dek bak- mak gerekıyor. Bu detay zenginlıği ıçin- de kullanılan renkler, resmedılen nesne- nın dış yuzeyıru parçabyor ve bu parça- Ianış sırasında gündeme gelen "görün- tü" izleyialere tamamen soyut bır dün- yanın kapısını aralıyor. Cezanoe, doğa ile resim arasmda konu ne olursa otsun çok sesli formlar oluşturur. Bir natürmorttakı elmaya, bır portre- deki saç kıvnmlanna ya da ünlü Saınte- Victoire dağındakj ağaçlara bakan Ce- zanne, doğa ile resim arasında konu ne olursa olsun çokseslı formlar oluşturur "Anat, doğaya paralel bır armonidır" diyen sanatçı, günlüğüne şu ilginç dü- şünceleri de not etmiştir: "Çizgi ve formlandırma artık yoktur, desen çiz- mek yalnızca siyah ve beyaz tonlannda bir rapor vermek gibıdir. Bu tonlann karşıtlığı ve söylemi resmın gizemını oluşturur." Bugünün gözüyle bakıldığında biraz dekoratif olarak görülebılecek olan bu resimler, ilk kez 1874 yılında ünlü tzle- nimciler Sergısi'nde gösterildiğinde san- ki kıyamet kopmuştu Paris'te. Cezanne Avrupa sanatının 500 yıldan beri koru- duğu merkezı-perspektıfı çözüp resım yüzeyindeki boşiuğu grupsal olarak hı- yerarşik olmayan bir perspektıfe dönüş- türdüğünde. resim artık bir karşıtlık, ressam ise bu karşıthğı üçboyutlu ola- rak algılayan kışı oluyordu. 21. yüzyıla yaklaştığımız bır zaman diliminde, bu sarsıcı devrimi yetennce kavramamız mümkün. Doğadaki bir görüntünün, ızlenimm Cezanne'van bir perspektif algısmdan geçmesi, aynı zamanda "de- formasyon" anlamına da gelıyor. Tüm ızlenımcı ressamlar detaydan kurtulup gölgeli, sısli bir noktaya varmak ıster- ken. Cezanne. kızgın Akdeniz güneşı alünda tamamen detaya inmek ve optik olarak mümkün olduğunca doğayı gö- rünür kılmak istıyordu. Tübingen retrospektifinde ortaya çı- kanlan fotoğraflara baktığımızda, şap- kası, tuvali, gözlükleriyle Madame Ce- zanne, 1906'da eşi öldükten sonra ünlü atölyeyi kapatmamış ve sürekli olarak ressamlara kiralamıştı. Provence'deki bu atölyede çalışma fırsatı bulan bır Türk ressamı, Tiraje Dikmen, bana bü- yük bır heyecanla Cezanne'ın şap- kasını, şemsiyesini hatta fırçalannı us- tanın son kez bırakuğı gibi gördüğünü anlatmışü. Evet, Paul Cezanne'ın şar> kası, elmalan. yıkanan çıplaklan büyük bir heyecan, büyük bir olay nitelığinde. Ama bunu. ustanın katolik heyecanlan dışında. kullandığı fonnun genye ve ile- riye doğru hareket edercesıne kıpırtılı resimselıçenğinde aramalıyız. Kunsthalle Tübıngen'dekı Paul Ce- zanne retrospektifı,' 2 mayısa dek sürü- yor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - PEN üyesi yazarlara, Bosna-Hersek'e "kâlıcı banş sağlama" çağnsı yapıldı. Tür- kiye PEN Vazarlar Derneği >e Vlülkiyeliler Birliği \ akfı'nın çağnsı üzerine, Balkan PEN Merkezleri temsilcileri. Bal- kanlarda kalıcı barış için daa- ntşma karan aidılar. PEN Yazarlan. Bosna-Her- sek sommına "kalıcı çözüm" bulunması amacıyla Ankara'da biraraya geMiler. Lluslararası Pen Başkanı György Konrad. Ulusiararası Pen Genel Sekre- ieri Alexander Blokh'un da katıldığı day aıuşma toplantısın- da, tûm PEN merkezlerine yönelik bir sonuç bildirgesi ya- ymladı. Bildirgede, edebiyatı siyasal eylemterden ayırmanın olanaksız olduğu belirtikrek. "özellikle Balkanlar'da yaşa- nanlar, PEN'in banş >e insan hakları kontılannda sonımlu- luk üstlenmesini gerekli kıl- maktadır"' denildi. Bildirgede. Bosna-Hersek'te insanlık suçlannın işiendiği ve Birteşmiş Vİilletler'in somut ön- lemler uygulamada yetersiz kaklığına dikkat çekilerek, bü- tün PEN üycleri "temel insan hakları ihlallerini soruşturma"- y a çağrıldı. Bildirgede, alınan kararlar şöyle belirtikli: **- Tüm yazarlar, özellikle kitte iletişim araçlanyla yûrü- tülen ve yaşanan çatışrnâların armasına yol açacak Balkan- lar'daki dunımu daha tehlikeli hale getirecek toplumsal ve ulu- sal nefret kampany alarından uzak durmalı ve bunlara etkin biçimde tepki göstermeli. - Tüm yetkili makamlara, âzeükle de Birlesmiş Millet- ler'e, eski Vugoslavya toprakal- nndan sürûlen herkesin ülkesine dönebilmesi, taşınmaz- ların geri verilmesi \e kayıpla- nn tazmin edilmesinin sağlanması icin çağnda bulu- nulması. - Mülteci yazariara her türlü yardrnım vapıünası. MUAMMER KETENCOĞLU I SEVDALI KIYILAR YUNANCA ŞARKILARDAN HOŞLANIYORSANIZ VE SİZE ŞİMDİYE KADAR SUNULANDAN DAHA SEÇKİN BİRTAT PEŞİNDEYSENİZ, HELE BİR DE "REBETİKO" FİLMİNİ SEYRETTİYSENİZ 'SEVDAU KIYILAR" SlZl BEKLİYOR. M U ? I K KALAN MUZm LTO ŞTI **C6 BtOK NO 65t?UHKAP*r# ISTAN6UC TEL 5*235 "3FM 529 1134
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle