Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ŞUBAT1993 PAZAR* CUMHURİYET SAYFA
19HABERLEREV DEVAMI
Türkiye'den Rusya'ya rapor:
Boğazham petrol
taşımaya elverîşsîz
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA
ANKARA(Cumhııriyet Bü-
rosu) - Türkiye, Rusya Federes-
yonu'nun isteği üzerine, boğaz-
larda neden ham peirol laşıma
yapılamayacağinı açıklayan bir
raporu bu iUkenin büyükelçili-
ğine verdi.
Rusya Federasyonu Büyü-
.ilcisi Albert Çeıroşev, Rusya'-
nın resmi tepkisinin, edinilen
bilgiler ışığındaki değerlendir-
melerden sonra ortaya çıkaca-
ğını söyledi.
Çeşitli üniversiteler ve deniz
taşımacılığVyla ilgili birimlerin
çaîışmalanna dayanılarak ha-
arlanan raporda, tstanbul Bo
ğazTnın bir nehir gjbi kıvnlarak
gittiğı belirtilerek, gemilerin en
az 12 kez rota degiştirmeleri ge-
rektiği, bu arada gûçlü akıntılar
nedeniyle, özellikle Yeniköy ve
Kandilli'deki dönüşlerin büyük
tehlike oluşturduğu yer alıyor.
Çernişev, Cumhuriyet'e dün
yaptığı açıklamada, önceki gün
Dışişleri Bakanlığı Müsteşan
özdem Sanberk'le yaptığı görüş-
mede boğazlar konusunun ete
alınmadığını söyledi. Çernişev,
Büyükelçüikten bir yetkilinin
Dışişleri Bakanbğı'na giderek.
Rusya'nın Montreux Sözleş-
mesi'ne uyulması konusundaki
hassasiyetini aktardığını söyle-
di. Rusya Federasyonu'nun
resmi bir tepkide bulunmadığı-
na dikkat çeken Çernişev, Dı-
şişleri Bakanlığı'nın kendileri
için gerekli bilgileri bu yetkiliye
ilettiğini de sözlerine ekledi.
Konuya yakın kaynaklar,
Rusya'nın Bogazlan kullan-
rnak konusunda ısrarh olması-
run ve Montreux'nün uygulan-
maması olasılığından duyduk-
lan rahatsızlığın, ekonomik ve
yasi nedenlere dayandığını
^ıldiriyorlar. Rusya, boğazlar
yoluyla ham petrol taşınmasın-
dan yılda 200 milyon dolar ka-
dar geçiş ücreti alabılecek. Ay-
nca, Kazakistan ve Azerbay-
can'ın en önemli gelirlerinin
ham petrol olduğuna dikkat çe-
ken kaynaklar, "musluğun"
Rusya'nın eline geçmesiyle bu
ülkelerin diploması boyutunda
da Moskova'ya boyun eğmek
zorunda kalacağını bildiriyor-
lar.
Rusya'ya verilen raporda.
Boğazlann coğrafi-fıziksel ya-
pısı, Montreux rejimi, trafık
hacminin riskleri, çevre açısın-
dan riskleri konusunda bilgiler
bulunuyor. Rapordan bazı
alıntılar şöyle:
-Kıvnlarak uzanan Boğaz'da
çok keskin dönemeçler bulun-
maktadır. Gemiler en az 12 kez
rota değiştirmek zorundadır.
Boğaz'ın en dar yeri olan (700
metre) Kandilli'deki 45 derece-
lik dönüş ve Yeniköy'deki 80
derecelık dönüşlerde gemiler
arka tarafı görememektedirler.
-Teknolojik gelişme sonucu
tonajlannın artması ve boylan-
nın manevra yeteneğini azalta-
cak şekilde 400 metreye ulaş-
malan sonucu, Boğaz'ın en dar
yeri olan ve en keskin virajın
bulunduğu Kandilli önlerinde
seyir gûvenhğinin sağlanması
imkansızdır.
-Boğaz'da çok kuvvetli, hızı
ve yönü değışken (alt üst ters
anafor) akıntılar vardır. Hızı
saatte 5-8 mile kadar çıkan ve
yön değiştiren bu akınülarda
gemileri kontrol altında tutmak
çok güçtür. Bu ters ve kuvvetli
akıntılann özellikle keskin dö-
nemeçlerde yoğunlaşması so-
nucu gemiler savrubnakta,
sürüklenmekte ve kotrolden çı-
kabilmektedir.
-Birinci Boğaz Köprüsü'nün
ayaklanndan birisi denizin için-
dedir. Bu ayağa çarpılması,
Boğaz Köprüsü'ne büyük teh-
dit oluşturabilir. Kar, yağmur
ve sis şartlannda görüş mesafesi
600-700 metrenin altına düşe-
bilmektedir. Bu durumda radar
da güvenli seyri sağlamakta ye-
tersiz kalmaktadır.
Kanlı hesaplaşnıa
l Baştarafi 1. Sayfada
dan ahnm" şeklinde açıklama-
sının ise doğru olmadığını öne
sürdü.
Savaşın devam ettiği, askeri
harekatın sürdüğü bir sırada
Hüseyinov'un Karabağ'daki
ordu komutanlığı görevin
alınmasının doğru olmayacağı-
nı söyleyen Azat Isazade, "Eğer
bir suç varsa yasalarla araştın-
lır ve cezalandınlır, ama yoksa
bu yıkıalıkür. Savaş olan bir
zamanda sorumlulugu altında
tank. top, asker olan bir kimse
için yoruma gıtmek veya iftira
etmek olmaz. Ulkede çok kritik
bir durum yaratan bu söylenti-
lerin neden olabileceği bir iç
savaş yine halkımızın anlayışı
ve sağduyusu ile önlemiştir. Bu
son beş yîlda 3. veya 4. kez ülke-
de buriran olmuştur ve bu son
iki üç gün onlardan biridir" de-
di.
Ermenfler 7 yerleşnn
biriminialdı
Azerbaycan Savunma Ba-
kanlığı Basın Merkezi'nden
Hafız Gayibov ise özellikle ya-
bancı basının çağnldığı toplan-
tıda son günlerin askeri olaylan
ve nedenleri üzerinde durduğu
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK
m Baştarafi 1. Sayfada
komandolar tarafından basddt-
ğtm, koğuftakikriıı işkenceden
geçniLBğim" öne sürmüşlerdir.
Bu savlar doğru mudur?
Diyarbakır Cumhuriyet Baş-
savcısı Fahri Kasırga da şu açık-
lamayı yapmıştır: "Adakt
Bakanhğt 'mn terör suçlanyla U-
giSgene/gesûtiuygulamayaçah-
pyoruz. Cezaevinde temsUd&k
olayuan kahhnlması gerekiyor.
Daktiloya iziıt veribneyecek.
Görüşler 15 günde bire auSrile-
cek. Bumı kabul etmeyen tutuk-
hdar açhk grevine başlanuşttr.
Genelgemn bugüne kadar uygu-
lanmaması yanhşttr. Biz buyaıt-
hşı ortadan kalıbrmaya çahştyo-
rvz."
Adalet Bakanı Seyfî Oktay,
olay yerine müfettiş göndermiş-
tir; ayrıca dört milletvekili de
incelemeler yapacaklar.
Diyarbakır Cezaevi'ndeki ko-
mlları kamuoyuna olduğu gibi
msıtmak için her şey yapüma-
lıdır. Arttk 'Diyarbakır'sözcüğü
ile ifkence' bir arada kullanıl-
mamalıdv; Tûrkiye'de bu soru-
mm çözülmesigerekiyor.
Güçhik şu noktadadtr: Eğer
cezaevindeki eylemler, koşulla-
rtn ağırlığından, baskûardan,
zuHimden kaynaklanmıyorsa,
PKK'ntn emirleriyle gündeme
giriyorsa, bu konuntm kamuoyu-
nun gözünde aydınlatdması zo-
runludur.
Koalisyon hükümetinin Baş-
bakanı Saym Demirel "karakol-
lannfeffaflaşacağı"m söylemiş-
ti. Oncelikle Diyarbakır Ce-
zaevi'nin saydamlapnası,
yaşanan olaylarm ve hapishane
düzeninin gerçekliğinin ortaya
çıkarûması. kaçınümaz olmuf-
tur.
•••
12'2'
0* -8*
ı
Meteorotojı Genel Müdürlüdu'nden alınan bilgıye göre, yurdun ku-
zey ve ûoğu kesımlen çok bofutlu, Marmara'nm doğusu. Batı ve
Orîa Karaden z kıyılan Doğu Karadenız Doğu Anadolu ile Güney-
doğu Anadolu nun doğusu yağışiı, otekı yerler az buluttu ve a ç *
geçecek Hava sıcaklığı değışmeyecek Ruzgar, kuzey yonlerden
nafıf, ara sıra orta kuvvette. öoğu böigelenmıade kuvvetiıce esecek.
Van Golü'nde hava çok bulutlu ve kar yağışlı geoecek.
Adana
Afyorı
Ağn
Ankara
Antalya
Aydın
Balıkesır
Bursa
Canakkale B 3" - 1 *
Diyarbakır K 2° -8"
1 " - 4 '
- T -16'
-3'-12*
-1 "-10"
3
-
-r
-6 '-14-
B 0 • -1 T
A 13*0'
A 1CT-3"
B 11 * 3 -
K 3* -3'
Edırne
Erzurufn
Erzıncan
Eskişehır
Istanbul
Izmır
Kars
Konya
Muğla
Samsun
Trabzon
Yağmuriu ı Bulutlu Sisli
Zonguktak K
flP Güneşli
9" 1 '
-7"-14'
- 2 ' - 1 2 '
10 " - 1 "
-1 *-4"
2* 1*
-r-5"
Amman
Atına
Bağdat
Bonn
Bruksei
Cenevre
Cezayır
Frankfurl
Letkosa
GOZLEM
Bosııamitingî sönüktü
DENİZ TEZTEL
_ Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın isteği nedeniyle özel
izinle Taksim Meydanı'nda dü-
zenlenen "Bosna-Hersek mitin-
gi" beklenen ilgiyi görmedi.
Mitinge "konuşma yapmak
üzere" davet edilen siyasi parti
genel başkanlanna ve yönetici-
lerine ise söz verilrneyeceği mi-
ting sırasında bildirildi. Yeni-
den Doğuş Partisi Genel Baş-
kanı Hasan Celal Güzei kendi-
sine söz verilmeyeceğini
öğrenince "Bu, Bosna Hersek'e
destek mitingi değil, özal'a des-
tek mitingi. Özal şova dönüş-
tü" diyerek Curnhurbaşkanı
özaPın konuşmasının başında
miting alanından aynldı. Bü-
yük Birlik Partisi Genel Başka-
nı Muhsin Yazıcıoğlu da yaptığı
açıklamada özal'ı şov yapmak-
la suçlayarak "Milletin duyarlı-
lığma karşı bazı şovlar yüzün-
den bu tavır değerlendirileme-
miştir" dedi
Düzenleme komitesinin "Al-
lah için" herkesi çağırdığı ve
300 bin kişinin katılacağının
açıklandığı Bosna-Hersek mi-
tingine katılanlann sayısı on
bini bulmadı. Cem Karaca, Ek-
rem Bora, Hülya Koçyiğit, Ay-
şen Gruda da kaülanlar arasın-
daydı.
Bir gece önceden çok sıkı ön-
lemlerin alındığı. girişlerde her-
kesin arandığı Taksim Mey-
danı'nda bulunanlann çoğun-
luğunu MHP ve MHP kökenli-
lerin oluşturduğu gözlendi.
özürlülerin de katıldığı miting-
te konuşmalar sağır ve dilsizler
için işaret diliyle anlatıldı.
Ses düzenini ANAP'ın eski
teknik danışmanı Erkal Zen-
ger'in yaptığı mitingi eski DPT
Müsteşan Yıkbnm Aktfirk yö-
netti. "İnsan Haklan Savunu-
culan Uyuyor mu?", "Tükürün
ehl-i salib'in hayasız yüzüne.
tükürün onlann asla güvenil-
mez sözüne", "Müslüman ol-
mak suç mu?" pankartlannın
bulunduğu mitingte sık sık "Ya
Allah, ya Bismillah. Allahüek-
ber" diye bağnldı. "Ordu
Bosna'ya", "İmam haüpliler
orduya" sloganlan da atıldı ve
cihat bayraklan açıldı.
Miting saat 13.10 da bir daki-
kalık saygı duruşuyla başladı.
Saygı duruşu sırasında Fatiha
okundu. İlhami Gencer'in. İs-
tiklal Marşı'nı okutması ve
Bosna Ulusal Marşı'nın çabn-
masından sonra mitinge katılan
YDP Genel Başkanı Hasan Ce-
lal Güzel, ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı LütfuUah Ka-
yalar, Hak-İş Genel Başkanı
Necati Çeiik. Gümülcine ba-
ğımsız milletvekili Sadık Ab-
met, Sancak Müslüman Milli
Meclisi Eğıtim Bakanı Rıza Gu-
nıda, DP Genel Başkanı H«y-
rettin Erkmen ve baa Müslü-
man ülkelerin diplomalik
temsilcileri kürsüye gelerek
topluluğu selamladı. Daha son-
ra Bosna Cumhurbaşkanı AJi-
ya tzzetbegoviç'in gönderdiği
mesaj okundu.
Mehteran Bölüğü'nün alan-
da yerini almasından 10 dakika
şpnra Cumhurbaşkanı Turgut
Özal saat 13.05'te alana girdi.
Eşi Setnra özal ile birlikte gelen
Cumhurbaşkanı Özal, Bosna
için toplanıldığını, mitinge katı-
lan herkesin bütün İslam dün-
yasının. insanhk âleminin ortak
vicdanını temsil ettiğini söyledi.
Özal'ın "Türkiye Laik bir ülke-
dir". "Türkiye demokratik bir
ülkedir" sözlerini yuhalayan
topluluk "Türkiye Müslüman
bir ülkedir" sözlerini alkışladı.
Konuşmasında Türkiyenin "İs-
lam devjeti" olduğunu da söy-
leyen Özal, Bosna-Hersek'in
tanhini de kısaca anlattı.
Özal, Amerika gezisinden
bahsederken de yuhalandı.
Özal'ın konuşmasından son-
ra kürsüdekiler ve miting ala-
nında bulunanlar el ele tutuşa-
rak Bosna'ya dayanışma selamı
verdiler. Bu sırada alana "Sev
Dünyayı" şarkısının yayını ya-
pıldı. Ancak yayın yuhalamalar
üzerine kesildi. Mitingin bittiği-
nin anons edilmesi üzerine ön-
de Mehteran Bölüğü arkada
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
ve eşi Scmra Özal ile mitinge
katılanlar Harbiyc Askeri Mü-
zesinc'nc kadar yürüdü. Özal
veeşi gruplan HarbıyeOrduevi
önündc aynldılar. Özallann
Harbiyc Orducvi'ne girmesin-
dcn sonra bir grup, Israil ve
Yugoslav havayollannın bina-
lannı laşladı. Binalann içinde
kimsc bulunmadığı için yarala-
nan olmadı. Yürüyüşçüler As-
keri Müzcönündedurdurulun-
ca bir grup oturma eylemi
yaptı. Emniyct güçlerinin uya-
nlannın ardmdan göstericiler
dağıldı.
bir brifıng verdi. Konuşmasın-
da şubat ayırun ilk günlerinde
Enmenilerin yanıltıa olarak ge-
liştirdikleri harekatlann durdu-
rulmasına ragmen Ermeni bir-
liklerin 5 şubatta Akdere ili
topraklannda büyük bir saldın
başlattığıru. Azerbaycan sa-
vunmasının yanlması sonucu
iki gün içinde 7 yerleşim birimi-
nin kaybedildiğini, ellerindeki
bilgilere göre Ruslann 127.
gümrük alayının 128. bölûğü-
nün bu harekata katılmasının,
ahnan sonucun başlıca neden-
lerinden biri olduğunu belirtti.
Gayibov, "Önce Rus askerleri
hücum etti, sonra da geri çekil-
diler ve Ermeniler boşalan yer-
leri doldurdu" dedi.
Hafız Gayibov, yenilginin di-
ğer nedenleri olarak da Kara-
bağ'ın kuzeyine yerleştirilen
Ermeni bırlikJerin en güçiü ve
yetenekli Ermeni askerlerinden
öluşması ve Ermeni haberalma
servislerinin iyi işlemesini gös-
terdi. Karabağ'ın kuzeyindeki
bu yörede stratejik önem taşı-
yan 7 yerleşim birimini almala-
nna ragmen Ermenilerin, Azer-
baycan tarafından tahmin edi-
len planlannı gerçekleşüreme-
dikleri öne sürüldü. Amaan
bölgedeki Sersenk gölünün çev-
resinden geçen, Akdere ile Er-
menistan- Karabağ arasındaki
Kelbecer ilini bağlayan yolun
işgali oldugu, ama Azeri asker-
lerinin Ermenileri durdurduğu;
ilerleyerek de ayın 6'sından
sonra bazı yerleri de geri aldığı
bildirildi.
Toplantıda Ermenistan'ın
Karabağ içinde yerleşmiş olan
askeri ve teknik gücü hakkında
da bilgi verilerek, "Azerbaycan
Karabağlılarla değil, Ermenis-
tan ile savaşıyor. Genel karar-
gah Yerivan'da, yerlisi Han-
kent'te bulunuyor" dendi.
Operasyon süresince Ermenis-
tan Savunma Bakanf nın böl-
gede askeri yönettiği, aynca
Fuzuü'ye atılan bir hava koru-
ma roketinin knıg sistemi oldu-
ğu, bunun kurulması için uzun
bir süre gerektiği, bunun daha
önce Ermenistan'da bulunma-
sma ragmen getirilip Karabağ'-
da yerleştirildiği, salt bu iki
olayın savaştıklan gücün Er-
menistan olduğunu kanıtladığı
söylendi.
Son aylardaki gelişmelerin
toplu olarak değerlendirildiği
toplantıda Ermenilerin önceleri
Sovyet ordusunun 366 birliği-
nin teknik ve askerini kullandı-
ğı, 16 mayısta Laçin'in düşme-
sinden sonra yalnız haziranın
ilk haftası Karabağ'a 102 tank
olmak üzere insan ve teknik gü-
cün Ermenistan'dan getirildiği,
ekim ayında Azerbaycan aske-
rinin Laçin merkezıne 3 km.
yaklaştıklan, bugün Laçin ilin-
de 25 ve 40 km arasında olmak
üzere topraklannın işgal altın-
da bulunduğu anlatılarak, "Ar-
tık Ermenistan ile Karabağ'-
daki silahlı güçler birleşti"
denildi. Hafız Gayibov, "Bize
karşı vuruşan bu gücü biz artık
Azerbaycan toprağındaki Er-
menistan silahlı kuvvetlerinin
birleşmeleri veya Ermenistan
işgalci ordusu diye adlandınyo-
ruz" dedi.
Tatih şehre giriyor9
Biz Kosova'da
I Baştarafi 1. Sayfada
ediyorlar.
Miting bir Cumhurbaşkanh-
ğı mitingiydi. Yanında Cum-
hurbaşkaru'nın taraftan millet-
vekilleri Yıldınm Akbulut,
Yuşuf özal, Hüsnü Doğan.
Özal konuşurken iyice yanı-
na yaklaşüm, ne dediğini, nasıl
konuştugunu dikkatle izlemeye
çalıştım. Semra Hanım'a bak-
tım. Cengiz'in, değerli Cum-
hurbaşkanımızın hasletleri
üzerine yazdıği o muhteşem
övücü yaalann nedenini anla-
maya çalıştım. Denebilir ki o
kadar yanına yaklaşmakla de-
ğil, fikirlerine ve siyasi çizgisine
bakmakla değeri anlaşılabilir.
Biliyorum. Ben Cumhurbaşka-
nımızın fikirlerini biliyorum da
bunca hasleti bir türlü kavraya-
mıyorum. Belki o kadar yakını-
na gelince bilmediğim, hisset-
mediğim bir şey oluyordur.
Cengiz belki bu nedenle böyle
yazıyordur diye düşündüğüm
için iyice yanına yaklaşüm.
Semra Hanım'a sözüm yok.
Çanh ve dinç görünüyor. Ama
özal konusunda hayal kınklı-
ğına uğradım. Bir kere konuş-
ması etkili değil. Bir saat bo-
Türkiye" diyor yuhalaruyor.
Konuşmasını sürdürüyor.
"Müslüman Türkiye" diyor al-
kışlanıyor. Artık bunlan işittik-
ten sonra, duaya başlaması ve
Yasin okuması gerekirdi. İyi bir
hatip öyle yapardı. Onu da yap-
madı. Biteviye bir şekilde ko-
nuşmasını sürdürdü.
Bir de yeni doslu Clioton'daıı
çokça söz etti ve bu yüzden de.
çok yuhalandı. O tür kalabalık-
lar önünde böyle konuşmaması
gerekirdi. Bence, Cengiz bunla-
n kendisine notlar halinde ak-
tarmalı.
En çok da Hasan Celal Gü-
zel"e üzüldüm. Bosna için canı-
nı tehlikeye atıp geziler yaptı.
Meydanda ona bir söz bile ver-
mediler.
Cumhurbaşkanını'nın sanat-
çılan da pek kalabalık sayıl*
mazdı. Hülya Koçyiğit Ekrem
Bora, Ayşen Gruda ve Selda
Alkor dışında benim pek tanı-
dığım yoktu.
Emniyet Müdürü Necdet
Menzir mitingçileri selamlar-
ken duygulanru belli etmeyen
bir çehreyle bakıyordu. Vali
Kozakçıoğlu sırf protokol gere-
ği oraya gelmiş gibiydi. Zaten
yunca söyledilderini, bir cüınle miting de bir protokol mitingi
ile anlatması mümkündü. So- havasındaydı. Başanaz bir
ğukta aynı cümleleri defalarca
tekrar etti. Aynca izleyicilerin
nabzını da tutamıyor. "Laik
Sevginın
M Baştarafi 1. Sayfada
edeceklere bir
sözümüz yok! Ancak sevgilisiy-
le birlikte "kalabahğa kanş-
mak" isteyenler için mini bir
rehber hazırladık: Sheraton
Oteli'nin La Coupole, Conrad
İstanbul Oteli'nin Monteverdi
restoranlan ile yine Conrad'ın
Gülizar Cafe'sine yolunuz dü-
şerse özel mönülü akşam yeme-
ğiyle romantik bir gece geçire-
bilirsiniz. Swissotel'deki La
Conre D'or, Miyako, Swiss
Farm ile Cafe Suisse'de ise içki-
lerinizi yudumlayıp, yemekleri-
nizi tadarak, piyango çekilişle-
rine kaühr, şansınızı arayabi-
lirsiniz.
protokol mitingi. Ben Bosnalı
olsam bu havadan umutsuzlu-
ğa kapılırdım.
Beni dünkü mitingte en çok
mehter takımının Özal kürsüye
Vıkarken söylediği "Fatih Top-
kapı'dan Şehre Giriyor" marşı
etkiledi. Birden 12 Eylül'ün ilk
günlerine döndüm. Mamak
Cezaevi'nin hücrelerinde bu
marş bizlere zorla söyletiliyor
ve dayak bahanesi olarak kul-
lanılıyordu.
Fatih'in Topkapı'dan şehre
girdiği falan yok. Bizim Bosna'-
yı kurtarma umudumuz da bu
mitinglerle çözülecek gibi değil.
Özal'ın arkasına MHP'Iileri
alarak yaptığı Harbiye yürüyü-
şü pek parlak değildi. Başanlı
değildi. Özal'a güvenerek
ANAP'tan aynlan milletvekil-
lerinin gelecek için umutlu ol-
masını gösterecek bir tablo da
ortaya çıkmadı.
• Baştarafi 1. Sayfada
Dolmuş motorlannın çığırt-
kanlan. gündemin bilinci ve
"Mitinge motor-maça motor"
çifte kararlılığıyla Kadıköy nh-
tımında. hafta sonu maişetini
doğrultmarun yollannı anyor.
Köfte ekmekçi, kestaneci, tahta
sandıkta lahmacuncu. hem sta-
dahem de meydana mevzilen-
mış durumda.
Taksi şoförleri, arabanın ka-
pısına el uzatan müşterilerine
kuşkuyla bakıp gözgöze geldık-
lerinde ilk deklarasyonu yapış-
tınyor. "Abi Taksim tarafina
sokma beni." Şoförlerin para-
noyası, Taksim'e yaklaşıldığın-
da anlamsızlaşıyor. Durum,
'Sıkışık trafık abi" bahsı için
korkulacak gibi değil. Eskiyi bi-
lenler. yüzbinlerin sığamadığı
Taksim Maydanı mitinglerini
haürlayanlar. bu paranoyanın
haklı nedeni olabileceğini kesti-
rip ıtiraz edemiyor başlangıçta.
Dillendirilmeyen, ama birçırpı-
da hissedilen kanlı 77'nin kötü
hatırası gözlerden de okunabili-
yor. "Bir hadise olur. Belli mi
olur?"
Her potansiyel mitingçinin
gözdesi. 1 Mayıslann gelenek-
sel alanı, aalı Taksim Meydanı,
yıllar sonra devlet eliyle mitinge
açılıyor. Özenle ve özel bir dik-
katle mitinglere kapalı tutulan,
sakırulan meydan, "zararsız"
ama "yararh", dışişleri politi-
kasına uygun, devlet-millet be-
raberliği ruhuyla mitinge açılı-
yor. Faşizmi teline alışık
meydan, aslında yine faşizmi
teline yardım ediyor. Sırp faşiz-
mi lanetleniyor. Meydan her
zamanki mağrur hakhlığında.
meydanda toplananlarda...
Milli duygular, "tüylerim di-
ken diken" kıvammda. McDo-
'nald's markah hamburgercinin
önünde mehteran bölüğü.
Bosna'ya yüreyecek kadar ha-
zır.
Bıyıksızlann protez bıyıkla-
n düştüdüşecek. Kırmızı beyaz
"Büyük Türkiye" flamalan,
bayraklar... Köslerin sesi du-
yulduğunda, mehteran hare-
Greve THY 'hayır', HAVAŞ 'evet' dedi
ketlendiğindc milli duygular
biraz da çığınndan çıkıyor gibi.
20-25'inde sıradan bir Sırplının
televizyonda dediği, "Kosova'-
yı unutmadık, Türklerin gele-
cekleri varsa görecekleri de
var^jdehşetine benzer bir tepki
duyuluyor. "Biz bunlara Ko-
sova'da gecirmiştik." Tarih,
işin ıçıne zaman zaman gerek-
sizoe giriyor. Yaşı bıraz geçkin,
belki emekli tarih öğretmeni öf-
keli: "Bunlar Kazıklı Voy-
voda'nın zürriyeti, karaktersiz-
lik seciyelerinde var."
Mitinge katılım için fıyasko
demek biraz ağır, ama "bekle-
nenin altında" saptaması da ne
yank ki hafıf. Ağırlıkla MHP'-
liler, ellerinde üç hilalli bayrak-
lan, tekbirler... Katliamı lanet-
leyen öfkeli pankartlar. "Bir
gece ansızın gelebilinz. din kar-
deşlerimiz için ölebiliriz" örneği
ise bambaşka...
Amigo Birol milli şuurudışa-
vuruyor. Alana Taksim-Bos-
tancı dolmuş duraklannın kar-
şısından giren ve "Hepinizin
temiz ve seciyeli alınlannı öpe-
rim" girizgahıyla konuşmasına
başlayan özal'a milli amigo Bı-
rol bağinyor:
"Saym Cumhurbaşkanım.
Saym Cumhurbaşanım, kırmı-
zı beyaz, en büyük Türkiye Sa-
yın Cumhurbaşkanım."
Kürşüden zaman zaman
"Tûrkiyeni temiz tut, yeşili ko-
ru" şianyla anonslar yapılıyor.
Amaç zaten sayısı üç beşi geç-
meyen celimsiz meydan ağaçla-
nna tüneyip dallan kıran, çi-
çeklere basanlan uyarmak.
Uyan, adabıyla ve Hz. Mu-
hammet'ten bir alınüyla yapılı-
yor. "...'Peygamber efendimiz
kıyamcte bir dakika kalsa ağaç
dikerdim' demiş. Lütfen yeşili
koruyalım arkadaşlar '
Cumhurbaşkanı Özal neden-
se formsuz görünüyor. Belagatı
eski istikrannda değil. Konuş-
ma metninde, "Türkiye bir İs-
lam ülkesidir. Ama dünya
yüzünde yaşayan İslam top-
lumlanndan son derece farklı
bir yere sahiptir" cümleleri yer
ahrİcen, belki de bu formsuzlu-
ğundan. "Türkiye bir İslam
devletidir" deyiveriyor.
gre-
• Baştarafi 1. Sayfada
ve hayır, 3 bin 11 kişi ise greve
evet dedi. HAVAŞ'taki oylama
sonuçlannda da bin 274 evet,
934 hayır oyu cıktı. Böylece
THY'de grev hakkı yasal ola-
rak ortadan kalkü. Hava-İş
Sendikası, toplu iş sözleşmesi-
nin 15 gün içinde sonuçlandın-
lamaması halinde, Yüksek
Hakem Kurulu'na başvurmak
zorunda. HAVAŞ işyerinde ise
greve evet karan çıktı. Sendika
yöneticileri, HAVAŞ'ta işvere-
ni masaya davet edecekİerini,
görüşmeden sonuç alınamama-
sı halinde greve çıkma karan
alabileceklerini açıkladı.
THY Genel Müdürü Tezcan
Yaramana, THY'deki greve
hayır karannı, 'Bu karar çah-
şanlann müesseselerine sahip
çıkma kararlılıklannı, greve git-
mek istemediklerini, açıkladığı-
mız ücreti beğendiklerini ve
toplusözleşmenin uzatılmadan
bir an önce bitirilerek, THY'-
nin yeniden huzurlu bir şekilde
çalışmasını istediklerini, aynca
sendika yöneticilerinin keyfı
kararlanna alet olmak isteme-
diklerini gösterdi" şeklinde de-
ğerlendirdi. Oylama sonuçlan-
na göre çalışanlann 'sendikaya
evet, keyfı yöneticilere hayır'
dediklerini savunan Yaraman-
cı, "Böylece Türk Ekonomisi'ni
bir milyar liraya varacak zarar-
dan korudular. Gerek THY,
gerekse işlerinin devamını sağ-
ladılar. Ben böyle bir oylamada
onlann şuurunu açUğım ve en-
düstri ilişkilerinde böyle bir
örnek kaydedebildiğimiz için
büyük bir zevk duyuyorum"
dedi. Topun şimdi sendikada
olduğunu söyleyen Yaramancı,
çahşanlann oylamada son açık-
ladıklan ücret teklifıni ve neyi
kabul edip etmeyeceklerini bil-
diklerini belirterek şöyle devam
etti: " THY çalışanlan toplu-
sözleşmenin bu şartlarda imza-
lanmasını istiyorlar. Sendika
yönetimi de artık ideolojik ve
siyasi emellerini bir yana bırak-
sın". Hava-İş Sendikası yöneti-
cileri ise karann çahşanlann
özgür iradesini yansıtmadığını
savunarak, "Sabaha kadar teke
tek baskılar sürdü. Evlerden in-
sanlar toplandı. Emeklilere oy
kullandınldı. Uçaklann rötar
yapmasma göz yumularak oy
kullandınldı. Aynca kapsam
dışı bin kişi de oy kullandı' de-
diler. Sendika yöneticileri önle-
rinde iki yol bulunduğunu be-
lirterek şöyle devam ettiler: 'Ya
işverenin son söylediği ücretlere
imza atacağız ya da sözleşmeyi
Yüksek Hakem Kurulu'na
göndereceğiz. Önümüzdeki
günlerde yönetim kurulumuz-
da yapılacak değerlendirmeye
göre da\Tanacağız'. Hava-İş
yöneticileri, greve evet karan çı-
İcan HAVAŞ işyerleri içinse,
işvereni masaya davet edecekle-
rini söylediler.
Bakaıı
• Baştarafi 1. Sayfada
ANAP'tan DYP'ye ge-
çen tzmir milletvekilleri Işılay
Saygın ve Cemal Tercan bu ka-
rann ardından devreye girerek,
İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in
bu karan iptal etmesini sağla-
mışlardı. Bakanlığın ıptal kara-
n ise başta İzmir Anakent Bele-
diye Başkanı Yüksel Çakmur
ve belediye meclis üyeleri ol-
mak üzere birçok yerden tepki
almıştı.
İçişleri Bakanlığı'nın karan.
programında yerel yönetimle-
rin güçlendirilmesi ve yetkileri-
nin arttınlması vaadi yer alan
koalisyon hükümetini oluştu-
ran ortaklar arasında da sorun
yaratmıştı. SHP'li İzmir Beledi-
ye Başkanı Çakmur da bu tar-
tışmalar arasında, İçişleri Ba-
kanlığı'nın karan 1 marta
kadar düzeltmemesi durumun-
da istifa edeceğini açıklamışu.
UĞUR MUMCU 27 Arahk 1987
• Baştarafi 1. Sayfada
ününden de çok çoğalıyor gün geçtikçe..
Kim bu Ahmet?
- Marlboro Ahmet..
Niçin "Marlboro Ahmet?" Çünkü bu ünlü sigara şirke-
tinin işlerini devlet katında izleyen Ahmet, işte bu Ah-
met.
Ha, ha, ha.. O işte.. Şu kısa boylu canım, hani pilotluk
da yapıyor.. O, o, bildiniz.
"Liberallik" üzerinde mi duralım? Ekonomiye "devlet
müdahalesinin" en çok bu dönemde yoğunlaştığını,
"ayrıcalıklı şirketler" yararına kullanılan bu müdahale-
nin hangj yasalara dayandığını mı anlatalım? Yoo, pazar
günü okunmaz bu konular iki yılışığa ders vermek için
sizleri bu konularla sıkmak istemem bugün..
Bugün pazar.. Şöyle güzelce bir dinlenin..
"Hayali ihracat" ve "altn kaçakçılığı" mı?
Doğrusu bu ya, ben bıktım bu konulardan.. Dışsatım
derken "kara para " bu yolla aklanıp geliyor. Yurtdışına
gümrük bildiriminde sözünü ettiğiniz malları satmıyor-
sunuz; ancak satmadığınız bu mal karşılığında dolar
geliyor, mark geliyor, frank geliyor..
Türkiye den altın gidiyor, dolar geliyor; uyuşturucu gi-
diyor, dolar geliyor. Yurtdışında daha önce silah kaçak-
çılığından elde edilen "kara para", yine bu yolla "akla-
nıp" geliyor.
Bu dosyaları mı açayım bugün? "Altın kaçakçılığı yo-
luyla palazlanan yeniyetme işadamlarının nerelere tır-
mandıklarını mı? Boğaz'da yaptırdıkları kacak inşaatları
mı? Bu işadamlarının dosyalarını mı?
Yok yok; bu konular da sıkar..
Dışişleri Bakanlığı na alınan zırhlı araç ve gereçlerle
ilgili dosyadan mı söz edeyim?
Şu "yürek hoplatan" konudan..
Ne anlatayım örneğin?
Zırhlı araç ve gereçleri bakanlığa satan Düsseldorf
"Benrather-Schlob-Allee 10" adresindeki "Schuca
GMBH" şirketinde yönettci olarak çalışan Türkün niçin
konuşmaktan bu kadar korktuğunu mu? Bu Türkün kim-
lere, ne gibi bilgiler verdiğini mi? Neler anlattığını mı?
Bu şirketin büyük ortağı Dr. Reiner Schutte'nin 1985
yılında elinde bomba patladığını, bir kolunun bileğinden
koptuğunu mu?
Yoksa, yoksa; Dr. Schutte ve ortağı Tiener'in, Düssel-
dorf yakınlarındaki gözlerden uzak otellerinde neler ol-
duğunu mu?
Evet, Herr Schutte'nin otelciliğe, eğlence dünyasına,
kadtnlara kızlara ve video çekimlerine merakı nereden
gelmiş? Bu konuları araştırsak..
Allah Allah..
Neyse, gelelim şu "Marlboro" işine.
Demek, daha önce sigara kaçakçılığı yapılıyordu. bu
kaçakçılık "şırrak diye" kesildi ve kaçakçıların ceplerine
giren para şimdi toplu konut yapımına ayrılıverdi..
Oh ne güzel..
Peki, milletvekili lojmanları ne oldu? Yapıldı Eski mil-
letvekilleri lojmanlarındançıkmadıkları içinyenileraçık-
takaldı.
Bu yüzden olacak, yeni Milli Savunma Bakanımız Er-
can Vuralhan da Ankarada "Ahenk Sokak 7/11" adre-
sinde güzel bir kata yerleşmişti.. Kirası mı?
600 bin..
Milletvekilliği aylığı mı? O da 805 bin TL.
Ne yapsın koskoca eski Riyad Büyükelçisi geriye ka-
lap 205 bin lira ile? Gerçi milletvekillerine aylıkları dışın-
da "kirayardımı" olarak üçyüz bin liraödeniyor, ama bu
enflasyonda bu para ile geçinmek o kadar güç ki...
Neyse ki bakan oldu.. Bugünlerde, daha geçen ay tut-
tuğu evden çıkıp, bakanlık lojmanına yerleşeçek...
Bugün pazar.. Ne yazayım bugün? Ne okumak isterdi-
niz bugün?
Mıımcu'yarekor ilgi
I Baştarafi 1. Sayfada
gündeminde yer alan olaylar-
dan daha yüksek çıkü. Bu so-
nucun. Uğur Mumcu olayının
toplum tarafından benımsen-
mesinin bir göstergesi olarak
değerlendirilebileceği kaydedil-
di.
Uğur Mumcu cınayetı ile ilgi-
li görüş ve değerlendirmelerin
saptanması amacıyla Piar tara-
fından gerçekleştirilen anketin
20 yaş üzeri Türkiye nüfusunu
temsil niteliğine sahip 1050 kişi
üzerinde uygulandığı belirtildi.
Ankete göre Kamuoyunun
yaklaşık üçte biri (yüzde 30.2)
sahip olduğu düşüncelerden
dolayı Uğur Mumcu'ya suikast
yapıldığı görüşünde. Kamuo-
yunun beşte biri ise (yüzde 20.3)
Uğur Mumcu'ya karşı gerçek-
leştirilen saldınnın daha çok
Atatürk ilkelenne ve Türk mil-
liyetçiliğine karşı yapıldığı dü-
şünüyor.
Uğur Mumcu'ya saldınnın
"Türk demokrasisine karşı ya-
pıldığı" kanaatinde olanlar
kamuoyunun yüzde 11.9'luk
kesimini oluşturuyor. Kamuo-
yunun yüzde 9.7'lik kesimi ise
saldınnın "Uğur Mumcu'nun
şahsına yönelik" yapıldığı ka-
naatinde. Ülkedeki mevcut is-
tikran bozmak amaayla Uğur
Mumcu'ya bu saldın yapılmış-
tır düşüncesinde olanlann ka-
muoyunun yüzde 8.7'lik kesi-
mini oluşturuyor. Saldınnın
Laiklik ilkesine karşı yapılmış-
tır görüşünü paylaşanlar ise
kamuoyunun yüzde 4.1 'lik ke-
simı.
Uğur Mumcu suikastini içe-
ride ve dışanda örgütlenmiş ir-
tica/şeriat yanlısı aşın dinci
gruplann gerçekleştirdığini dü-
şünenlerin oranı kamuoyunun
üçte birine yakını (yüzde 32).
Kamuoyunun yüzde 63'ü
İran'ın Uğur Mümcu cinayeti-
ne kanştığı, yüzde 31'i de ka-
nşlmadığı kanaatinde.
Kamuoyunun hemen hemen
üçte ikisi (yüzde 64), emniyet
güçlerinin Uğur Mumcu'nun
kaü'llerini yakalayacağı beklen-
tisi içinde."Emniyet güçlerinin
Uğur Mumcu'nun katillerini
yakalayacağıru düşünmüyo-
rum" diyenlerin oranı ise yüzde
34.4.
Kamuoyunun yaklaşık beşte
dördüne göre (yüzde 78) hükü-
met ve devlet yetkilileri Uğur
Mumcu cinayetine gereken
hassasiyeti gösterdi.
Kamuoyunun yansı, Uğur
Mumcu cinayetine gösterilen
geniş kapsamlı toplumsai tep-
kinin özellikle laik ve Atatürk-
çü düşünce sahiplerinin tepkisı
olduğu kanaatinde. Beşte birlik
bir kamuoyu kesimi ise, gösteri-
len tepkinin özellikle sol ve sos-
yal demokrat göriişlerine sahip
kişilerin tepkisi olduğu fikrine
sahip.
Uğur Mumcu cinayeti gibi
olaylann tekrar meydana gel-
memesi için kamuoyunun üçte
ikisinden fazlası (yüzde 68), bu
olayın failinin yakalanmasını
ve şiddetle cezalandınlmasını
isüyor. Bunun yanısıra ka-
muoyunun yüzde 14'ü dedevle-
tin laiklik ve milliyetçilik gibi
Atatürk ilkelenne sahip çıktığı-
nı açıkça göstermesi gerektiği
kanaatinde.
Şırnak Yalisi yanıt bekliyor
ANKARA(Cumbunyet Bü-
rosu) - Başbakan Sükyınan
Demirel, Şımak Valisi Mustafa
Malay'ın. Bakanlar Kunılu'-
ndaki tartışmadan sonra görev-
den azledilmesini istemesi ile
ilgili olarak. gazetecilere, "Et-
miştir belki, bilmiyorum gidin
ba§ka şeylerle uğraşın" dedi.
içişleri Bakanı İsmet Sezgin
ise," diğer bakanlara gönderdi-
ğini bana da göndermiş" dedi.
Sezgin, "ne düşünüyorsunuz ?"
sorusu üzerine, " şimdilik bir
şey düşünmüyorum" diye ko-
nuştu.
Sezgin, gazetecilerin," konu-
yu Başbakan'a mı bırakacaksı-
nız?" sorusuna, "Neden Başba-
kan'a bırakayhn. Yeni aldım
daha. Pazartesi günü bakaca-
ğjm" karşılığını verdi.
İçişleri Bakanı İsmet Sez-
gin'in başkanhğında yapılan
olağanüstü hal koordinasyon
kurulu toplantısına katılan
Malay, toplantının sona erme-
sinin ardından Ankara'dan ay-
nldı. Azledilme isteğini yazıyla
tüm bakanlara ileten Malay bu
isteği yerine getirilinceye kadar
Şırnak valiliği görevini sürdüre-
cek.
Bakanlar Kurulu karanyla
atanan valinin görevden ahn-
ması için de yine aynı şekilde
karar abnması gerekiyor. Vali
bu görevinden kendi isteğiyle
aynlamıyor. Valinin istifası an-
cak meslekten aynlmasında
sözkonusu oluyor.
Şırnak Valisi Mustafa Ma-
lay, Başbakan Süleyman Demi-
rel'in daveti üzerine Bakanlar
Kurulu'nda Şırnak ilinin so-
runlan ile ilgili bilgi verirken,
işe almalarda para alındıgını
öne sürmüş, Bayındırlık ve İs-
kan Bakanı Onur Kumracıbaşı
da, valiye sert çıkarak, sözleri-
nin terbiye sınırlannı aştıgını
söylemişti. Tartışmarun basın-
da yer aİması üzerine, vali Ma-
lay da, görevinden azledilmesi-
ni istemişti.