18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13ŞUBAT1993 CUMARTESİ HABERLER SHP'detüzük kurultayı ertelendi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-SHP'nin. 20-21 şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek olağanüstü tüzük ve program kurultayı, "program ve tüzük değişikliklerinin örgütlerde yeterli biçimde tartışılması olanağı bulunamadığı" gerekçesiyle ertelendi. Olağanüstü kurultayın, 3-4 nısan tanhleri arasmda yapılacağı bildirildi. SHP Genel Sekreteri Cevdet Sehi erteleme karanrun önceki akşam gerçekleştirilen SHP MYK toplantısında alındığını belirterek "'Yaptığımız değerlendirme sonucunda, program ve tüzük değişikliklerine ilışkin taslaklann örgüt binmlennde. bölge ve illerde yeteri kadar tartışilma ımkânı bulunamadığnn tespitettik"dedi. Çakmur'a destak • İZMİR (Cumhariyet Ege Bürosu) - Anakent Belediye Meclisi'nin 4 minibüs hattıru iptal eden karannı bozan fçışleri Bakanlığı'na yönelik tepkılere iş dünyası da katıldı. Ege Genç İşadamlan Dernei (EGİAD) ve Ege Sanayicileri ye İşadamlan Derneği (ESİAD) başkanlan yaptıklan açıklamalarda Içişleri Bakanlığı'nın yaklaşırrunın İzmır halkına yapılnuş b>ir saygısızlık olduğunu belirttiler. Bu arada minibüsçülerin başvurusünu inceleyen Izmir 2. Idare Mahkemesi'nin Anakent Belediyesi lehinde karar verdiği öğrenildi. Bakan Ateş Budapeşte yolcusu • Istanbul Haber Servisi - Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, 15 Şubat 1993 tarihinde yapılacak olan, "Turizmin Gelişmesi ve Devletin Sorumlulu&u" konulu seminere kaülmak üzere Budapeşte'ye gkjecek. Dünya Turizm Örgütü'nce düzenlenen seminere Bakan Ateşıe birlıkte Azerbaycan, Kazakistan, Kargızistan, Türkmenısun ve Özbekistan cumhuriyetleri bakanlan katılacak. Seminere katılacakolanTürk cumhuriyetleri bakanlan Ateş'in konuğu olarak dün Istanbul'a geldiler. Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş ile birlikte Budapeşte'ye gidecek olan bakanlar, Türk cumhuriyetlerinin uluslararası fonımlannda tanıtılması, Batı normlanna uyum sağlanmas ve Avrupa üikeleri ile turizmin geliştirilmesi konulannı ele alacaklar. löşubatta Istanbul'a dönecek olan bakanlar, 17 şubatta Bakan Ateş ile birlikte TÜYAP Fuan'nın açılışına katıldıktan sonra ülkelerine dönecekler MHrtten DYP'ye transfer • KIRIKKALE (Cımıhuriyet) - 7 hazıran belde seçimlerinde belediye başkanhğınaMÇP'den adaylığını koyarak seçilen Irmak Belediye Başkanı Saülmış Bilgen, DYP Genel Merkezi'nde Başbakan Süleyman Demirel'in de hazır bulunduğu bir törenle DYP'ye transfer oldu. Törende Kınkkale'nin üç DYP'li milletvekili, Hacı Filiz. Sadık Avundukluoğlu ve Abdurrahman Ünlü ile DYP İl Başkanı Mustafa Timurlenk de hazır bulundu. DYP'ye katıbmlann gerçekleştiği törende konuşan Başbakan Süleyman Demirel, "Partimiz her geçen gün büyüyor. Ülkemizın birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Aynhklara ve kopukluklara tahammül edebilecek durumda değiliz" dedi. Törende konuşan eski MHP'li, yeni DYP'li Belediye Başkanı Saülmış Bilgen de "Zaten eskiden AP'li idim. Yuvaya dönmekten zevk duyuyorum" dedi. Ceytoın'un kaöulü • ANKARA (AA) - Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun, Hindistan'daki Babr-i Camii'nin yakılmasından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, 'Bu caminin yapılması için elimizden geleni yapacağım' dedi. Devlet Bakanı Ceyhun, Babr-i Camii'neyapılan saldınlar konusunda temaslarda bulunmak üzere Türkiye'de bulunan Pakistan Parlamento Heyeti Başkanı Hameeda Khura ve heyet üyelerini makamında kabul ederek bir süre görüştü. Başbakan Kahramanmaraş'ta, devletin cinayet işleyen örgütü olmadığını söyledi: Devletcinavet isleıııezDOĞAN AKIN KAHRAMANMARAŞ Başbakan Süleyman Demirel, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'- in Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın gezilerine katılmaması konusunda, "Böyle bir kaide yok. 15 gün süren geziye niye kaülsın Dışişleri Bakanı, Tür- kıye'nin başka işi yok mu? İs- terse 3 gün sürsün, Türkiye'nın başka işi yok mu?" değerlendır- mesini yapü. Kontrgerilla id- dialan konusunda, "Devletın cinayet işleyen bir teşkilatı yok- lur" diyen Başbakan, ABD'nin Bosna-Hersek planıyla ılgıli olarak da, "Umalım etkin ol- sun. Zor kullanmayı ABD he- nüz telafTuz etmiyor. Diploma- sınin imkanlannı en sonuna ka- dar kullanmaya kararlı oldu- ğunu ortaya koyuyor. Diplo- masınin imkanlan tükendiği yerde, 'Eh, bu kadar oluyor, bundan sonraki olmuyor' de- meyecektir. ABD'yı idare edi- yor değiliz ki" görüşünü ifade etti. • İki gündür bulunduğu Kahramanmaraş'ta bir basın toplantısı düzenleyen Demirel, kontrgerilla iddialan konusunda, "Devletin cinayet işleyen bir teşki- latı yoktur" dedi. Başbakan, ABD'nin Bosna-Hersek planıyla ilgili olarak da, "Umalım etkin olsun. Zor kullanmayı ABD henüz telafTuz etmiyor. ABD'yi idare ediyor değiliz ki" görüşünü ifade etti. gea Cumhurbaşkanı'na ail" di- ye araya giren bir gazeteciye de, "İyi ya, 15 gün süren geaye niye katılsın Dışişleri Bakanı? Tür- kiye'nin başka işi yok mu? İs- terse 3 gün sürsün, Türkiye'nin başka işi yok mu? Bizim siste- mimizde iç politikadan da. dış politikadan da hükümct so- rumludur. Yani hükümcti an- gaje edecek hiçbir şeye, hükü- met karar verrnedikçe, kimse- bu işin içine girmemesi Demirel, Türkiye'de İran'la bağlanüsı görülen cinayetler konusunda. bu ülkeye venlen bilgilerin "resmi" olduğunu be- lirterek, "Hükümetlerin söyle- diği şeyler her zaman doğrulan- mayı gerektirmez. Söylenmiş olması kafidir. Dogrulanmış sayılması lazım" diye konuştu. Başbakan Demirel, düşman işgalinden kurtuluşunun 73. yı- Idönümü kutlamalanna ka- lılmak ve bazı tesisleri hizmete açmak amacıyla iki gündür bu- lunduğu Kahramanmaraş'ta dün sabah kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi. Özal'ın gezileri Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tinin, ABD Başkanı Bill Çlin- ton ile Cumhurbaşkanı Özal arasında yapılan görüşmeye katılmadığını. Balkan ülkeleri- ne yapacağı gezide de Özal'a eş- lik etmeyeceğını anımsatarak, bu konuda bir hükümet karan olup olmadığını soran bir gaze- teciyi, "Bakıntz, on, yirmi defa, otuz defa söyletüriyorsunuz" diye elcştiren Başbakan, şunlan söyledi: "Yine söyleyelim, bizim işi- miz bu. Türkiye'de Cumhur- başkanı içeride veya dışanda gezerse veya giderse, bu gezi resmi olsa da, olmasa da hükü- met veya Dışişleri Bakanı onunla beraber gider diye bir kaide yok. Böyle birşey otmaz. 'Efendim, ABD gezisine Dışiş- leri Bakanı niye katılmadı?' Katılması niye lazımdı ki, katıl- sın? Neye lazımdı?" Başbakan."Ama söz konusu nın lazım. Bcnce bu tartışma fevka- ladc yersizdir" yanıtını verdi. ABD'nin Bosna planı Cumhurbaşkanı Özal'ın Taksim Meydanı'nda kaülaca- ğı "Sırp Zulmünü Protesto" mitingine gitmeyeceğini söyle- yen Demirel, "ABD'nin planı- HEP Genel Başkanı Ahmet Türk, Kuzey Irak gezisinideğerlendirdi: KuzeyIrakvicdaıılan sızlatıyor ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - HEP Genel Başkanı Ah- nıet Türk, Kuzey Irak'a yap- tıklan gezide, üzüntü vcrici tab- lolarla karşılaştıklannı belirte- rek,"İçler aası bir sahne yara- tan BM'ce uygulanan ambar- gonun, amaçlanan hedeften çok, Kürtleri elkilediğini gör- dük. Bu nedenle de, amacı dışı- na taşıp, yıkımlara ncdcn olan ambargonun bir an önce kaldı- nlması gerektiğini savunuyo- ruz" dedi. Gerçek banştan yana olanlann gözlerini, kulak- lannı Kuzey Irak'taki gelişme- iere kapatamayacağını vurgu- layanTürk,hükümeü'nde,"Ha- bur sınır kapısında uyguladığı kısıtlama ve engcllemelere son vermesini" istedi. HEP Genel Başkanı Ahmet Türk, Federe Kürdistan Mech- si Başkanı Cevher Namık'ın çağnsı üzerine gittikleri Kuzey Irak'ta 2-10 şubat tanhleri ara- sında çeşitli temaslarda bulun- duklannı söyledi. Saptadıklan en önemli olgulardan birinın, çok yeni olmasma karşın bölge- deki demokratık yapının hızla ve bütün kesimlerce benimsen- mesi olduğuna dikkat çeken Türk, sözlenni şöyle sürdürdü: "Buna karşılık, oldukça üzüntü verici tablolarla da kar- şılaştık. Bunlann başında, Sad- dam Hüseyin yönetimindekı Irak devleti'ne uygulanmakta olan ambargonun amaçlanan hedeften çok , Kûrtierin de ara- lannda yer aldığı Irak halkını ezdigi gerçeği geliyor. Kürtlerin yaşadığı Kuzey İrak'ta yoksul- lugun yol açtığı tahribatm, \ic- danlan sızlatacak_ boyutlara ulaştığını gördük. İlaç ve gıda maddeleri sıkıntısının, tam an- lamıyla bir kıtlık ortamı yarat- uğına tanık olduk. Güney irak'ta üretilen petrol, Kuzey'- deki Kürt halkına yüzde 2 binin üzerinde bir fiyat arüşıyla ula- şabilmektedir. Tahrip olan ile- tişim ve eneıji hatlan yüzün- den, zaten sınırb olan sanayi kuruluşlan durmuş, haberleş- me olanaklan neredeyse tü- müyle ortadan kalkmış, aydın- lanma gereksinimi güç koşul- larda giderilebilmektedir. So- runlardan biri, maalesef Türki- ye'den kaynaklanıyor. Habur gümrük kapısında, sınır ötesi operasyondan sonra uygula- nan gümrükleme işlemleri ve kamyonculara çıkanlan güç- lükler, Kuzey Irak Kürtlerinın dünyaya açılan en önemli pen- ceresini neredeyse kapatmış- tır." Türk, geziye " kimseye haber vermeden gittikleri" söylentile- ri anımsatıİdığında, "Sayın İçiş- leri Bakanı ile görüştük hatta Birdergiile biryayınevinin dökümanlarıııa elkonuldu İstanbul Haber Servisi- Mefea Yaymevi ve Özgür Halk Dergisi bürosuna, DGM karan geregi üç bilgisayar ve bir mutfak oca- ğını almak için gelen polislerin. her iki yayınevinin bütün dokü- manlanna el koyduklan bildi- rildi. Yayınevlerine ait yazı, fotoğ- raf, arşiv malzemelerini alan polislerin bunlan yakacaklannı da söyledikleri öne sürüldü. Po- lislerin aynca dergi sahibi Hay- dar Deıtıir. Yazıişleri Müdürü Hasan Tepe, Melsa Yayınevi sahiplerinden Şükrii Piliç ile di- ğer çabşanlan, Terörle Müca- dele Şubesi'ne götürerek kaba dayaktan geçirdiği iddia edildi. Gözaltına alınan Adnan Alp ile Güler Çelik'in de işkence gör- düğü öne sürüldü. • Türk, Federe Kürdistan Meclisi Başkanı Cevher Namık'ın çağnsı üzerine gittikleri Kuzey irak'ta, oldukça üzüntü verici tablolarla karşılaştıklannı. Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak devleti'ne uygulanmakta olan ambargonun amaç- lanan hedeften çok, Kürtlerin de aralannda yer aldığı Irak halkmı ezdiği gerçeğinin geldiğini söyledi. bize, 'Uçakla gıderseniz daha iyi olur' dedi. Meclis başkanıyla uzun süre bağlanü kuramadık. TBMM, Ortadoğu'daki bal- kanlardaki gelişmelere karşı her zaman duyarlı. Ama, yanı- başımızda 15-20 milyon kadar insanın yaşadığı bir ülkenin so- runlanna da kulaklar tıkana- maz. Gerçek banştan yanay- sak^ gözümüzü, kulaklanmızı Kuzey Irak'taki gelişmelere ka- patamayız. Bosnalılar, banşa kavuşsun, ama Kürtler, savaş içindc zorluklar arasında yaşa- sın anlayışına katılmıyoruz. Biz czilcn lüm halklar için duyarlı- yız, elbette Kürtler için de" de- di. Türk, gezinin ardından Cumhurbaşkanı Özal ile görü- şüp görüşmeyeceklerine ilişkin bir soruya da, "Resepsiyonda Sayın Cumhurbaşkanı, 'ABD dönüşü görüşüz' demişti. Ken- dılerinden talep gelirse görüşü- rüz" yanıtını verdi. Türk, Şam'- da yapılan üçlü Irak toplantısı ile ilgili bir soru üzennede, "İçe- riğini tam bilmiyorum. Hesap- lar, Kürt federe devletinden ra- halsızlık duyulması üzerine. Bugün Irak Kürtlerinin dc lrak'ın bölünmesı diye bir anla- yışı yok, ama kendilerini özgür- ce ifade edebilecekleri bir ortam istiyorlar. Şam'daki toplantının çok önemli sonuçlar vereceğine inanmıyorum" dedi. nın Bosna-Hersek'le elkili ola- cağını düşünüyor musunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Umalım etkin olsun. Biz si- yasetçiler gencllikle pcsimist (kölümser) olmayız, optimistiz. Sırplar bu zamana kadar Bir- leşmiş Mijletler'i, Avrupa Gü- venlik ve İşbirliği Konferansf- nı, hiç kimseyi dinlemediler. Bildiklerini okudular. Bu çir- kinliklerin ortadan kalkması bakımından. ABD'nin bilhassa seçim csnasında Avrupa'yı ikna edip bu meseleye müdahale için bir karara varması bakımından biz çok telkinde bulunduk. Hatta Bush görevi bırakmadan iki gün evvel konuştum. Müda- hale karan, yani güç kullanma, BM vc AGIK'in karannı icra etmek için yaptınm gücü orta- ya koymadıkça bir neticeye varmaktaki zorluğu anlattık." İran'a resmi bilgi Türkiye'de İran'la bağlantısı görülen cinayetler konusunda bu ülkeye verilen bilgilere bir yanıt gclip gelmediği sorusunu yanıtlarken, bu konuda soğuk- kanlı hareket etmenin önemine değincn Demirel, cinayetlenn İran'la ilgili olduğu şeklinde bir durumun ortaya çıktığını belir- terek, şunlan söyledi: "Şimdi bunun aydınlanması lazım. Ya bu adamlar yalan söylüyor, İran'a falan gitme- mişlerdir, İran'da eğitim gör- memişlerdir. Ya da bunlann ele verdiği belgelerin hepsi düzme- ccdır. Vcyahut da gitmişlerdir de, bu cinayetlerin faili değiller- dir. Veya gitmişlerdir, İran'da eğitim görmüşlerdir, fakat İran devletiyle birılgileri yoktılr. Bü- tün bunlann açıklığa kavuşma- sı lazımdır ki, bir muhakeme yapalım." Demirel, Uğur Mumcu cina- yetinden sonra Kontrgerilla id- dıalannın yoğunlaştığmı ve RP Lideri Necmettin Erbakan'm MC hükümetlerine ilişkin ben- zer iddialan ortaya atüğını anı- msatarak, "Kontrgerilla mese- lcsini açığa cıkarmak için birşey yapmayı düşünüyor musu- nuz?" sorusunu yönelten bir gazeteciye de, şu yanıtı verdi: "Bu havanda su dövmektir. Türkiye'de Kontrgerilla yok." GÖZLEM U Ğ U R MUMCU23 Tfemmuz 1991 ...Atatürkçü düşünceyenilmedi, yenilmeyecek; Kurtuluş Savaşi'na, Kuvayı MSNye ruhurta, ulusai onura, Anadotu dev- rimine, aydmlanma cağma ve çağdaş özgüriükJete sahip çv karakgüçtenecek...' UĞUR MUMOPya ve özgür duşünceye karşı yapılan saldırılan kıtuyor, tüm basın şehitlerinin anısı önünde saygı ile eğiliyoruz. BİLGİSAYAR MÜHENDİSLERİ ODASI ANKARA ÇAIJ$MA GRUBU Atatürk ilkelerinin, özgür düşüncenin, demokrasinin ve laik Türkiye'nin savunucusu gazeteci-yazar UĞUR MUMClPyu saygıyla anıyoruz. MALATYA EĞİTİM VAKFI YÖNETtM KURULU AVRUPA'DAN Atatürkçülüğün, demokrasinin, laikliğin yorulmaz savunucusu Sevgili UĞUR MUMCU Bu yolda yaşıyorsun, yaşayacaksın! GÜ.GAZtEĞnİM FAKÜLTESİ EĞİTÎM BtLtMLERl BÖLÜMÜNDEN BÎR GRUP ÖĞREltM ELEMANI ÜGÜR MÜMCÜ'ları öldürmekle tüketemezler. Ateşini sürdüreceğiz. VEDAT GÜNYOL'ÜN ÖĞRENCİLERİ Emekçi halkın dostu, demokrasi ve laiklik savaşçısı UĞUR MUMOPnun katledilmesini nefretle kınıyoruz. Katillere ve koruyucu sahipleri karanlık güçlere sesleniyoruz: GÜNEŞİ BALÇIKLA SIVAYAMAZSINIZ SET ANADOLU ÇtMENTO İŞÇİLERİ Demokrasinin ve laikliğin yılmaz savunucusu, yiğit insan UĞUR MUMCU9 ,»katledenleri nefretle kınıyor ve suçlulann bulunmasını devletten acil olarak istiyoruz. Şevket Şahin, Cemal Çetin, İsan özkan, Yalçın Güleş. Saniye Bıçak, H.Reşjt Tanağaıdı, Ramazan Erdernir. Ali Tanyıldız. Tayfun Özveren, Ne\^zat Özbalcı, İ.Ercan, Ünal Sankaya, Çetin Aköz, Hüdai Baş, Mustafa Başer. Musa Çelik, Belkıs Oktay, Erol Karagöz, Mustafa Türel, VeH Çahk, Abdullah Özgüler, Yurdadön Deniz, M Şükrü Erkmea Kemal Türk, Nuri Altuğ, Sacit Altuğ, Raşjt Akpınar. Hakan Kocer, H.Gül Turan. EDİP EMİL ÖVMEN Bir Ülkenin Önemi Bir ülkenin önemi, somut verilere, neredeyse fıziki bi- limlere özgü formülleri andıran değeı lendirmelere da- yanır. Ekonomik güç, stratejik konum, nüfus gibi, herke- sin bildiği temel başlıklar altında düzinelerle maddenin karşısına ne yazıldığına bağlıdır bir ülkenin "önemi". Süpergüç düzeyindeki ülkeler, daha alt düzeydeki bü- tün diğer ülkelerin durumlarını sürekli izler, bilir ve ona göre davranırlar. Sonuçta, bir ülkenin önemi, kendisin- den daha güçlü diğer ülkelerin değerlendirmelerine bağlıdır. Bir hiyerarşi vardır. Duygu ve zihniyetten kay- naklanan soyut verilerden kamu sektörü borçlanması- na, ulusai gelire kadar uzanan somut verilere kadar bir çok girdi, o ülkenin "sıra numarasını" belirler. Bu sıra numarasını o üikenin beğenip beğenmemesi fazla bir şey ifade etmez. Bir ülke halkı, kendisini, daha değerli ve önemli görebilir. ûyle hissedebilir. Ama uluslararası ilişkilerde duygulara yer yoktur. Sadece çıkarlara ve so- mut verilere dayanır kararlar. Uluslararası ilişkilerınaslmdatamamensomutdeğer- lendirmelere dayandığını "idrak etmek" çok önemli. Durmadan eski imparatorluk dönemlerinin mitolojik ve ne ölçüde gerçekleri yansıttığı belirsiz Tarkansal, Kılıç Arslantrak, Malkoçoğlumsu iki boyutlu çizgi roman dü- zeyinde "hasretj çekilen" donemlerini hatırlamanın ya- rarı yok. Türkiye'de, Bosna Hersek felaketi konusunda hep "Yükseliş Dönemi"ni hatırlatan türden "asalım, kese- lim, vuralım" edebiyatı yapıldı. Uluslararası platformda bir işe yaradı mı? Hayır. Gerçekçi de değildi. Oysa hal- kın duyguları, sonuçsuz kalan, sonuçsuz kalacak gibi görülen girişimler için aşırı milliyetçilik yönünde pom- palandı, kabartıldı. Bugün de böyle olacağını Taksim'de görecegiz. Dtş siyaset planında bir işe yarayacak mı? Hayır. Neden? Çünkü Süpergüç ve yandaşları için Bos- na Hersek, içine girilmeyecek bir bataklık. Yeni Ameri- kan Dışişleri Bakanı VVarren' açıkça, "Biz dünya polisi değiliz, nerede bir çatışma çıksa oraya müdahale ede- cek değiliz" diyor. Süpergüç, nereye ne zaman nasıl müdahale edeceğini kendisi biliyor bir tek. Bosna'yı on kantona bölen Owen-Vance Planı, aylar ve aylar önce, daha Türkiye Dışişleri Bakanı, bu konuda Londra'da yapılan ilk "barış" konferansına bile gelme- den hazırdı. Bosna için yapılan somut değerlendirme ne yazık ki Boşnaklar aleyhindeydi. Yirminci yüzyıhn so- nunda, Avrupa'nın hemen dibinde, ortaçağ öncesini hatırlatan durumlann"kaçınılmaz olduğu", Batılı ülkele- re dış siyaset seçenekleri araştıran kuruluşlarda bilini- yordu. "Yugoslavya, Ikinci Dünya Savaşı'nı bitirememişti. Şimdi artık hesaplaşsınlar" deniliyordu. Bunlardan, Türkiye'de karar mevkiindeki yöneticilerin ne kadar ha- beri oldu? Hiç olmadığı anlaşılıyor. Türkiye adına yapı- lan resmi açıklamalarda, sık sık "asalım, keselim" ede- biyaü sürdü. Bunun, "Sallandır bir ikisini, bak bir daha yaparlar mı?"dan farkı yoktu. Soğuk Savaş ardından, Süpergüç ve onun çevresindeki yakın müttefiklerinin Türkiye'ye biçtikleri rol, Avrupa'nın güneydoğu sınırını "np idüğü belirsiz" istikrarsız Arap ülkelerine, doğu sı- nırını "şeriatçılık ve fanatikliğe" karşı korumak, aynı fa- natikliğin Orta Asya'da kökleşmesine karşı "Batılı de- ğerlerin oralara ihracını" sağlamaktı. Soğuk Savaş dö- neminden bu yana Türkiye'nin konumu değişmemişti kı- sacası. Eskiden Sovyetler Birliği'ne karşı Avrupa ve Ame- rika'nın ileri karakoluyken, şimdi karakol sayıları artmış- tj, o kadar. Kolaycılığa kaçarak somut verilere dayan- mayan genellemelere, kendimiz söyleyip kendimiz inandığımız kuşkulu mitoloji ve duygusal efsanelere bel bağlayıp, sonra bunlann hiç bir işe yaramadığını fark edip hayal kırıklığına uğramak, öfkelenmek 21. yüzyıhn eşiğinde vakit kaybı. Türkiye Cumhurbaşkanı, Amerikan Başkanı ile görü- şürken, "samimiyet belirtisi olarak" uzanıp kolunu tutsa da Türkiye'nin önemi artmıyor. önem, duygusal verilere bağlı değil çünkü. CMUKödeneği MaliyeiIeBaro ıızlaşmazlığısüriiyor İç Politika Servisi -Maliye Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği arasındaki 'CMUK öde- neği" konusundaki anlaşmazlık sürüyor. Maliye Bakanı Sümer Oral, "Kanuna netlik ka- zandırdık. Barolar ödcneğini alacak" derken, TBB Başkanı önder Sav, anlaşma sağlana- madığını söyledi. Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CMUK) uyannca karakollarda gözetim altına alı- nan mali durumu yerinde olma- yan sanıklarla görüşen avukat- lara ücret barolarca ödenecekti. Bu nedenle, Türkiye Barolar Birliği'ne bu yıl icinde 38 milyar lira ödeneğin aktanlrnası gere- kiyor. TBB Başkanı Önder Sav, kendilerine bugüne dek sadece 3 milyar liranın gönderildiğini bu miktann ise verilen hizmeti karşılamadığını belirterek, "yasa gereği aktanlması gere- ken ödenek verilmedıği taktırde avukat tayin edilmeyeceğinı" acıklamıştı. A.A.'nm haberine göre, Ma- liye Bakanı Sümer Oral, Baro- lar Birliği yöneticileriyle görii- şerek anlaşmaya vardıklannı söyledi. önder Sav ile görüş- melerinde, kanunda net olma- yan hususlan bir esasa bağla- dıklannı anlatan Oral, anlaş- mazlığa "Bir yıl önceki kesin hesabın şimdiden belli olama- yacağı' hususunun yolaçtığını belirtti. CMUK'un uygulanmasında bir aksamanın sözkonusu ol- mayacağını belirten Oral, "Ba- nun tayin ettiği avukatın parası ödenecek. Buna ilişkin karan imzaladım" dedi. Önder Sav ise yaptığı açıkla- mada, Bakanın aksine, kendi- siyle yaptıklan telefon görüş- mesinde anlaşma sağlanama- dığını söyledi. Durumu bugün düzenleyecekleri bir basın top- lantısıyla kamuoyuna açıkla- yacaklannı bildiren Sav, şöyle dedi: "Yasadaki hüküm gayet açık. Bu yıl için 38 milyar lira ödenek aktanlması gerekirken, 3 milyar lira gönderiyorlar. Bu miktar şimdiye kadar verilen hizmetin ancak dörtte birini karşılar. Maliye Bakanlığı'na bugün (dün) bir yazı göndere- rek, yapılan uygulamanın haksız olduğunu, paranın ta- mamı gönderilmediği taktirde işlerin durma noktasına gelece- ğini bildirdim. Bu durumu da yann (bugün) yönetim kuru- luyla birlikte düzenleyeceğim basın toplantısında kamuoyu- na açıklayacağım" CMUK uyannca, sözkonusu ödeneğin en geç 1 Şubat tarihi- ne kadar Barolar Birliği'ne ; tanlması gerekiyor. Barolar Birliği de bu ödeneğin barolara dağıümı konusunu bir yönet- melikle belirleyecek. Barolar Birliği aynca, ücretsiz avukat tayini konusundaki ücret tarife- sini de onay için Adalet Ba- kanlığı'na gönderecek. KAYIP 34 HAT 34 plakalı 89 model koyu yeşil, Şahin arabam evimin önünden çalınmıştır. Görenlerin 575 59 52 nolu telefona bildirmeleri rica olunur. ödül verilecektir. ZEKİ KILIÇ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle