18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 Antalya'da çocuk tiyatrosu •ANTALYA(AA)- Antalya Beledıyesi Çocuk Tiyatrosu. çocuklara tiyatroyu sevdirraek amacıyla yıl boyunca sahnelemeyi planladıjâ oyunlanna başlıyor. Ilk oyun, bugün, Zübeyde Hanım Çocuk Yurdu'nda kalan çocuklar için sahnelenecek. Veysel Jiker'in yaap yönettiği oyun, "Perili Ev", "Robot Ax-7" ve "Doktor ve Çocuk" adlı üçayn kisa . oyundan oluşuyor. Konya'da kültüp-sanat • KONYA(AA)-"Yer Demir Gök Bakır" adlı oyun, 22 şubat pazartesi günü Konya'da Devlet Tiyatrosu Salonu'nda sahnelenecek. Yaşar Kemal'in aynı adlı eserinden. Yaşar Kemal ile Nihat Asyalı tarafından oyunlaştınlan yapıt, Ankara Sanat Tiyatrosu (ASp tarafından sahneleniyor. Öte yandan Ankara Devlet Opera ve balesi. Mesut Göksu'nun yaap yönettiği "Öylesine Bir Dinleti", bugün Konya Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde sunulacak. "Öylesine Bir Dinleü'de Murat Akar, Sema Özer, Ömer Yılmaz, Bülent Ateşoğlu, Eralp Kıyıcı ve Ferda Yetişer rol aîıyor. bu arada, Konya'daki kültür Bakanlığı'na bağlı müzeleri son bir ay içinde 2 bin 84O'ı yabancı toplam 28 bin 970 kişi ziyaret etti. Önceki yılın lynı dönemine oranla yabancı ziyaretçi sayısında yûzde 13, yerli turist sayısında da yüzde 8 artış kaydedildiği bildirildi. 'Ücretsiz Çocuk TiyatrosıT • ANKARA(AA)- Keçiören Belediyesi tarafından her yıl düzenlenen "Ücretsiz Çocuk Tiyatrosu" etkinlikleri. 28 şubat pazar gününden itibaren başlıyor. Kecıören Belediyesi Genç Oyuncular Sahnesi'nin sergileyeceği oyunlann ilki "Sırça Köşk" adıru taşıyor. Clker Köksal'ın yazdığı ve Seiim Kıbç'ın yönettiği "Sırça Köşk", biray boyunca her pazar, Keçiören Belediyesi Güçsüzler Yurdu Salonu'nda sergilenecek. Nisan ayında "Dağ Denize Kavuştu ", mayıs ayında da dönüşümlü olarak "PalyaçolarOkulu", "Hasip ile Nasip" ve "Fıstık ıle Mıstık" adlı oyunlar sergilenecek. 'Bu Köpfez Bizim' • lZMtRAA)-îzmirÖzel Çakabey Lisesi, genç neslin çevreye du> arlı kişiler olarak yetişmelerine katkı sağlamak icin, "Bu Körfez Bizim" konulu resim yanşması düzenledi. Yanşma, İzmir'deki ilk ve orta dereceü okul öğrencilerinin tümüne açık olacak. Her okul. yanşmaya en fazla 5 yapıtla katılabilecek. Dereceye giren ögrencilere, bilgjsayar, org ve bisiklet armağan edilecek. Yanşmaya son başvuru tarihi 26 şubat 1993 olarak belirlendi. Yunus Emre resim sergisi • KAYSERİ(AA)-9 Yunus Emre resim sergisi, 17 şubat çarşamba günü Kaysen'de açılacak. Eskişehir Valiliği ve Esbank'ın işbirliğj ile düzenlenen sergide, Yunus Emre konusunu işleyen 50 yağlıboya tablo yer alacak. Kayseri Güzel Sanatlar Galerisi'ndeki sergi, lOgün açık kalacak. Süreya, Bandıpma'da anılacak • Kültür Servisi - Cemal Süreya, Bandırma -elediyesi'nce düzenlenen kültür-sanat etkinlikleri çerçevesinde düzenlenecek birprogramla bugün anılacak. Saat 15.30'da Kültür Merkezi'nde yapılacak anma toplantısına, Cevat Çapan, Enver Ercan, Muzaffer Btıynıkçu veAtilla özkmmlı konuşmacı olarak katılacak. Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Basri Erdem'in resim sergisi de pazartesi günü Kültür Merkezi'nde açılacak. Sanatçının sergisi 27 şubata dek sürecek. Kökü Selçuklar'a dek uzanan "Yağlıbedir" halılan sergisi ise, 17 şubat çarşamba günü yine Kültür Merkezi'nde açıacak ve 1 marta dek izlenebilecek. Daniel Buren'in 'Yerleştirilmiş Bir İş' sergisi Maçka Sanat Galerisi'nde Saııatçrvla keııtsoyhıııım oyunu BERAL MADRA boya. bağımsız yapıştırma şeritleri) olu- şuyor. mekarun ve sanatçının düşünce- sinin gerektirdiği yüzeylere, oylumlara ve biçimlere uygulanıyor. Örneğin. 1969'da dünyanın her yerinde billbo- ardlarda afış olarak, 1973'te New York'ta. 1985'te Japonya'da Usimado'- da bayrak olarak uygulanan yapıtlarda Buren'in, izleyiriyi bütün bir kent ya da Daniel Buren'in 8.7 cm genişliğindeki şeriti, ken- disine sık sık sorulduğu sun ister müzede olsun. ister kentin bir mekten hoşlandığı için yapar, bunu. Bir alanındaolsun,temeldeizleyiciyle böyle an için, sanatçının 'kültür' üstünde bir bir ilişkiye girer. hak iddia etmeyecek yeni bir izleyici ya Buren, 1968 de. Galerie des Arts der- da yeni bir tüketıci bulmak amaayla bir gisindeki yazısında. izleyia ile başka işe giriştiğini ve bugüne değin sanatsal türlü bir ilişkiye girmek gerekliliğjni üretime pompalanmış kan dolaşımını şöyle açıklıyor: "Bugün sanatçı, kültür- köktenci bir değişikliğe uğrattığını var- lü kentsoylu azınlık için üretiyor. Sa- sayalım. Bu aşağı yukan sanaün fabri- natçı -bilinçli ya da bilinçsiz- izleyicisi kalarda üretilmesi anlamına gelir." Bu olan kentsoylunun oyununa katılır: düşüncesini şöyle tamamlıyor, Daniel kentsoylu da kendisine sanatçı-üretici- Buren: "Bu koşullar altında fabrikada sanat iyi bir sonuç yara- tacaktır; işin çerçevesi- nin daha rahat oluştu- rulmasını sağlayacaktır, ne daha az ne daha çok. İşin en uç noktasında devrimci bir isteğin nasıl oluşacağı konusunda es- tetik tartışmalar ortaya çıkacaktır." Sanatçı ve izleyici arasındaki ilişki sorunlan bugün de sürmekte; Da- niel Buren'den sonra da birçok sanatçı, bu ilişkiyi irdeledi ve sanat an- layışını bu ilişkinin eleşti- risi ve yorumu üstüne kurdu. 1993'te ülkemiz- deki sanat ortamı bu so- runu çeşitli boyutlarda yaşamaktadır. Kentsoy- lu izleyicinin sanat yapıtınm ne olduğu ko- nusunda açık seçik bir ,. ... , , . . ,. ., . . . . . . . . . ., . . . . . . . . . . . . . . karara varabilmesi için, n ın şendı. mekamn degerlendınlınesınde izleyicinin algılamasını sağlamak ıçm duşunulmuş bınkim. Buren gibi siyasal, eko- Maçka Sanat Galerisinde "Yerleşti- rilmiş Bir İş" sergısini izlediğimiz Daniel Buren , İstanbul'a ilk kez 1989'da 2. Uluslararası İstanbul Bienali'nde gel- miş ve Süleymaniye Kültür Merkezi'nin içavlusunun kemer ve kubbelerine bir yerleştirme yapmıştı. _. , _ , „ . Buren. sergisi dolayısıyla MSÜ Odi- kırsal alan üstünde düşünmeye yönelt- toryumu'nda verdiği konferansta, otuz üğini görüyoruz. "Sanat yapıtı bir amaç yıllık sanat üreü'minin bir kesitini anlattı. Üç saatlik konferans, bize herşeyden önce bir sanatçının kendi yapıtmı anlatırken. nasıl bu denli nesnel olabilecegi üstünde düşündürdü. Bu- ren. yapıtlannı bir ekono- mist, bir sosyolog, bir mi- mar, bir matematikçi gibi çalışarak oluşturmasırun ötesinde, bu yapıtlan an- latırken de onlara bir araştırmacı, bir gözlemci gibi bakıyordu. Buren'in bu tavn bir bakıma izleyi- ciye, kendisi gibi davran- ması için bir öneri: izleyi- ci. >apıt üstünde gerekh inceleme ve araştırmasını yaptıktan sonra sorulara kendi yanıtını vermeli. Görsel bir araç gibi bir imza değil, temelde mekanın de- değil, insanlann dikkatini başka şeylere nin önerdiği üretimı daha başlangıçta nomik ve toplumsal değişimlerle sanat ğerlendirilmesi için kullanılan bilgileri birleştirmek ve bunlann izleyici tarafı- ndan kavranmasını ve algılanmasını sağlamak için düşünülmüş bir birikim- çekmek için görsel bir araçtır" sözleri de bu durumu açıklamaktadır. Böyle bir yapıtın ortaya koyacagı sorulan bul- mak bir düşünce süreci ise, bu sorulann kabuleder. Kentsoylu buüretimde ken- arasındaki iüşkiJere zamanında ve ye- dini bulur. Dahası kentsoylu bu 'yıkıa' rinde müdahale eden sanatçılann işleri- (Tinsel ya siyasal yıkıcı) denılen sanata ni görmesi iyi bir olanakür; bu aynı za- açtır; ne ki. bir vicdan rahatlığı sağla- manda Türkiye'deki sanatçının sorgu- dir. Bu şeritler çeşitli malzemelerden ne olduğunu bulmak da öyledir. Bu- mak için değil, duvarlanna asılı ya da layıcı yapıtlan için bir değerlendirme (Kağıt ya da bez üstüne baskı veya ren'in işleri, ister galeri mekanında ol- evin içine serpiştirilmiş bir de\'rim gör- düzlemi de oluşturmaktadır. Çağdaş Dans Topluluğu'nun Sanat Yönetmeni Beyhan Murphy: Gerçek 'çağdaş dansı' getireceğiz NURAN BAYER ANKARA- Ankara Devlet Opera ve Balesi. 92-93 sezonunu açarken bu sezo- nun getirdiğı en önemli yenilik olarak Devlet Opera ve Balesi tarihinde ilk kez sadece modern dans gösterileri sunacak bir grubun oluşturulmasını amaç- laııuşlı. ftunun için de topluluğun öğret- meni ve sanat yönetmenliğine on yedi senelik bir çalışma süreci icerisinde İngiltere'de modern dans alanında dansçıöğretici ve koregraf/yönetmen olarak kendisine bir isim yapan Beyhan Murphy*yi getirdi. Bir misyon yüklenmek Türkiye'de ilk kez kurumsal bir "Mo- dern Dans Topluluğu"nun oluşumun- da bir misypner gibi davranarak, 17 yıllık parlak İngiltere kariyerini bir tara- fa bırakıp , Türkiye'ye gelen Beyhan Murphy'ye bunun nedenini ve yapmak istediklerini sorduğumuzda şöyle yanı- tladı: "Bir misyon yüklendiğ imin fâ ndayım. Bana bu teklif gelince bj az idealler ve vatanseverlik. ağır bastı sanıyorum.Türl ıye'de daha önce değişik ye! lerde değişik denemeler oldu, ama bunlar klasik bale içensin de ufak dene>imler olarakkaldı. hiçbir zaman kurumsallaşmış bir •*" ^ grup halinde olmadı, bu ilk defa oluyor.' Sanatçılanrruz böyle bir oluşum için çok haardı, yeni koregraflar, genç in- sanlar var. Burada orta ölçekli, yani dı- şandaki Ramberl Dance Company ya da London Çontemporary Dance Company gibi 18-20 kişiden oluşan bir topluluk düşünüyoruz. Tabii bunun çalışma sistemi de farklı olacak, kendi içinde bağımsız ama genel müdürlüğe bağb olarak. Amaamız hepsi zaten klasik bale eğitiminden geçen dansçı- lanmıza bir an önce çağdaş tekniği de öğretmek ve aynı zamanda içimizdeki koregraf potansiyelini ortaya çıkar- mak." Beyhan Murphy. yedi yaşında başladığı özel klasik bale eğitimini Ba- yan Fenmen ve Sait Sökmen'le sürdü- rür. On yedi ydlık kariyer Londra Çağdaş Sanat Okulu'nun sı- navlannı kazanır. Mezun olduktan son- ra ilk profesyonel koregrafisini Jumpers Dance Company için sahneler. Laban Center'ın 'Genç Koregraflar Yan- şması'nda birinci gelir, aynı yıl Basic Space Dance Theatre'a danscı olarak, katılır. İngiltere, İskocya ve Galler'de tumelere çıkar. Bunu, övgü dolu, 17 yıllık bir İngiltere kariyerine dönüştürür sanatçı. Bu kariyer klasik baleden yeni akımlann doğduğu avant-garde üslup- lara, dramdan pandomime, eğitim projelerinden televizyon ve filme, çağ- daş dans gruplanndan düz tiyatroya ka- dar geniş bir alaru kapsıyor. Kötû taklit ohnadan Birçok başanlı dansçıyla çalışmalan bulunan Beyhan Murphy, dünyaca ünlü pandomim ve hareket sanatçısı David Glass ile çeşitli calışmalar yaptı. Son yıllarda tiyatroya ağırlık vererek Kraliyet Shakespeare Topluluğu (Ro- yal Shakespeare Company) için sahne- lemelerde bulundu. Dr. Faust, Moscow Gold, II. Edward gibi.. Türkiye'ye gel- meden en son çalıştığı eser ise 1992 No- bel Edebiyat Ödülü'nün sahibi Derek Walcott'un çağdasuygulamasıyla Ho- mer'inOdesa ^ A ^ DesUnı'ydı. Sanatçı bu ^ ^ ^ ^ h ü n l ü tiyatro yapıtında, ^ ^ ^ ^ ^ ^ K danslan, bütün driş çıkış ArtsCollege onun koregrafık çalışmalannı her zaman için en üststandartta buluyor ve düşün celerini özgün ve yenilikçi olarak nıtelıyor. "Repertu anmızı olu ştururken Batı bunu böyle yapıyor biz de öyle yapmalıyız' kaygısın^ dan-u2ak,ama köübi tâklit yerine Batı'dan, alabileceğimizi alıp.^ kendi yetenekler imizi ve potans iyelimizi yan sıtacak bir oluşumu gerçekleş tirmeyi'" hedef ledik • Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle Genel Müdür RengimGökmen 'in çabalanyla kurulan Türkiye'de ilk kez Devlet Opera ve Balesi bünyesinde kurulan Modern Dans Topluluğu, evrensel bir dans diline yönelmeyi amaçbyor. lan ve anlaüm sırasındaki sahnelemeyi içeren "kavramsal koregrafi"vi üstlenir. Physical Theatre'ın sanat direktörü Lloyd Nevvson, Beyhan Murphy'nin "dansm sınırh kavramlan içerisine sıkışmadığını" söylerken VVeekend lerini söyleyen Murphy, özgün olmanm da altını çiziyor. Bale repertu an iceri- sinde haftada 1 -2 gösterinin yerine kısa, yoğun sezonlan yeğliyor. Oluşturduk- lan her gösteriyi de turnelerle kentlere ta şımayı düşünüyorlar. Beyhan'ın en bü- kyük dileği de konservatuvarlarda mo- fdern dans bölümlerinin açılması. "Bu bizim işimizi çok kolaylaştınr. En azı- ndan yetişmiş eleman potansiyeli ola- cak. Türkiye'de kurumsallaşmış bir mo- dern dans grubunun oluşturulması çok önemli bir olay. Ülkemizde talep var. Bakın Türkuaz o kadar zor şartlara rağ- men böyle bir duruma geldi, şimdi çok popüler. Gönül ister ki ;Türkiye'nin bir- çok kentinde böyle kurumlar oluşturul- sun, yeni dans gruplan çıksın. Çünkü o zaman çok hoş bir işbirligi de olur" şek- linde bu konudaki düşüncelerini akta- ran sanatçı, modern bale ve modern dansın farklılığını özellikle vurguluyor: "Modern baleyle modern dans farklı şeyler. Modern bale klasik balenin için- den çıkan, ama modern eğilimli bir stil. Klasik balenin sınırlan içinde kalmakla birlikte. klasik teknik ve anlatıma yeni yaklaşımlar getirirken konulann ele alınışında daha soyut bir platform sağ- lar. Modern ve çontemporary Modern dans dediğimiz zaman ise Isadora Duncan'dan Martha Graham'- dan gelen, Amerika'da 'modern', İngil- tere'de ise 'çontemporary' sözcükleriyle ifade edilen türdür. öyle ki bunda bale papuçlannı atmaktan başlayıp, konu çeşitliliğine uzanan büyük bir farkhlık söz konusu. İçinde özgün ve bağımsız birçok tekniği banndırmakta. Biz "mo- dern" ya da "çontemporary" olarak alı- nan dans grubuyuz. Artık bu terimleri de oturtmak ve doğru kullanmak gere- kir. Şu andaki bale grubu zaten modern bale yapıyor bunu da sürdürecek. Biz bunlara aru olarak birazdaha uca gidıp gerçek "modern dans"ı getirmek istiyo- nız. Bunun için de bir eğitimden gecmek çok önemli. Çünkü teknik farklı. Ama avantajımız buradaki dansçılann klasik bale eğhımi almış olmalan. Bir klasik danscınm çağdaş dansa geçmesi, çağdaş danscının klasiğe gecmesinden daha kc- lay." İngiltere'nin tanınmış çağdaş dans ko- regrafı Michael Popper, MDT'nin dünya prömiyerinde yer alan ilk konuk sanatçı. Popper, Bach'ın ttalyan Konçertosu eşli- ğinde Cunningham tekniğinin ilginç bir uyarlamasını sergilemekte. Aynca toplu- luk içerisınden iki sanatçının Binnaz Ay- dan ve Yasemin Altıoklar'ın iki yepyeni koregrafisi de yer almakta. Beyhan Murphy iseüç eserle katılıyor Rock müzi- ğinin tanınmış grubu U2'den bir parça eş- liğinde ensemble calışması. Dave Hwath'- in soyut bir uyarlaması ve Kırkpınar peh- livanlanndan esinlenen "Pehlivan.." Troya Hazineleri'nin Almanya'ya geri verilmesini eleştiren Bakan Sağlar: Pazarlık yapmak ahlaki sorumsuzluktur • Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Rusya Federasyo- nu'nun Troya Hazineleri'nin elinde olanparçalannı Almanya'yageri vermesini/ahlaki sorumsuzluk' olarak nitelendirdi ve iade konusundagörüşmek için Almanya'dan yamtbeklediklerini söyledi. ANKARA (AA) - Kültür Ba- kanı Fikri Sağlar Rus\a Federas- yonu'nun. Troya Hazineleri'nin elinde olan parçalannı Alman>a'- ya geri vermesiyle ilgil) olarak. "İki ülkeıtin, kültürel varlıklan pazarlık konusu y apmalan bir ah- laki sorumsuzluktur" dedi. Sağ- lar, Troya Haaneleri'nin Türki- ye'ye iadesi için görüşme talebinde bulundukları Almanya'dan yanıt bekledikJerini de söyledi. Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Rusya Federasyonu ile Alman Hükümeti arasında sanat ve kül- tür eserierinin geri verilmesi konu- sunda imzalanan protokolle ilgili bir açıkhuna yaph: "Federal Almanya ile Rusya arasındaki kültürel ilişkileri gö- rüşmek üzere iki ülkenin 8.12. 1992 tarihinde Bonn'da bir arava geMikleri ve bu Alman-Rus ko- raisyonunun, savaş nedeniyie yer- leri değiştirilmiş olan kültür >arlı- klannın iadesi ile ilgili ilk toplantı- lannı. 1993 yılı ocak ayında yapa- caklan öğrenilmiştir. Sözkonusu toplanhya taraf ola- rak katılma isteğimize Dışişleri Bakanlığı, diplomatik çerçerede bunun mümkün olamayacağı. daha önce Almanya >e Rusya Fe- derasyonu nezdinde gerçekleştir- digüniz girişimlerin izlenroesiııin yerinde olacağı şekünde yanıt ver- iniştir." Rusya Federasyonu ile Alman- ya'nuı "gizli örüşmelerde" buluna- rak "Troya eserleri"ni pazarlık konusu yaptıklannı öğrendiklerini büdiren Fikri Sağlar, açıkla- masını şöyle sürdürdü: "Bakanlığımız iki ülkenin, kül- türel >arlıklan pazariık konusu yapmalarının bir ahlaki sonımsuz- İuk olduğunu ve bundan bir asır önce Çariık Rusyası'nın. (yasadışı yollarla edinilmiş eserierin kabtil ediuneyeceği) gerekçesiyle, ül- kelerine almadıkları eseiier için verdikleri bu kararın. bugün de aynı sorumluluk kapsamında Rus- ya Federasyonu"dan beklendiğini vurgulamıştır." Ote yandan, Dışişleri Bakan- lığı'nın Alman tarafına her iki ül- kenin kuracağı komisyonlar çer- çevesinde, Almanya'da olduğu be- liıienen Troya eserleri de dahil, Anadolu kökenli eserierin ait ol- duklan ülkeye iadeierinin ön- görüldüğü görüşmelerin başlah- Iması ile iligili Kültür Bakanlığı'- nın resmi talebini bUdirdiği ve Al- man tarafımn komıyla ilgili yanıtmın bekkndiği acıklandı. Açıklamada, Kültür Bakanlığı olarak, getişmelerin özenie izlen- diği. konuyla ilgili çeşitli uluslara- rası platformlarda ve ikili itişkiler- de, yurt dtşuıa kaçuılan tanhi re kültürel mirasımızm ülkemize iade edibnesi doğnıltusundaki gi- rişimlerinin sürdüğü de kaydedil- di. 10.Ankara Müzik Festivali Orkestralardan astronomik fiyatANKARA (AA)- Moskova Devlet Senfoıü Orkestrası 10. Uluslararası Ankara Müzik Festivali nde 2 konser karşılığı ola- rak 60 bin dolar (550 milyon lira) talep ederken, ABD'li caz topluluğu Chick Corea and Acoustic Band da 40 bin dolar istedi. Sevda Cenap And Müzik Vakfı 'ınca düzenlenen ve 4 Nisan- 7 Mayıs tarihleri arasında Ankara"da Milli Eğitim Bakanlığı Şur'a Salonu'nda yapılacak olan lO.Uluslararası Ankara Mü- zik Festivali'ne katılması için teklif götürülen orkestralann ast- ronomik rakamlar istemeleri dikkat çekti. Festival Komitesi'nin orkestralarla yürüttüğü görüşmefer sı- rasında festivalin açılışını yapması istenen Moskova Devlet Senfoni Orkestrası'nın yöneticileri, iki koser için 60 bin dolar isterken, ABD'li caz topluluğu Chick Corea and Acoustic Band da 40 bin dolar talep etti. Hazırlık çalışmalannın tamamlanma aşamasına girdiği festivale Rusya, Almanya, İtalya ve İngilte- re'den toplam 4 orkestra katılacak. Türkiye'den İdil Biret , Şirin Parcaroğlu ve Boğaziçi Üçlüsü'nün kon- serlerinın yer alacağı festival kapsamında, İsveç. Japon- ya, Avusturya ve Monaco'- dan kaülacak orkestralar da oda müziğinden örnekler sunacaklar. Festivalin görsel etkinlik- ler kapsamında ise, Polon- ya'dan "Gd>iua Müzik Ti- yatrosu", A BD'den Skylight Opera Tiyatrosu. Türkıve- den Çağdaş Bale Topluluğu. Fransa'dan Ballet De Nanc> ile Beyaz Rusya"dan HaiK Danslan Topluluğu'nun gös- terilerine yer verilecek ABD'den Chick Corea and Acoustis Band'ın iki konser sunacağı festivalde, Fransa'dan Le Prestige Orchestra. 40'lı yıl- lann caz müziğinden örnekler sunacak. Festival Komitesi yetkilileri, haarlıklann tamamlanma aşa- masına geldiğini belirterek, şunlan kaydettiler: "Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin bu yıl da başkenti- mize yaraşır bir şekilde düzenlenmesine çalışıyoruz. Geçen yı- llara oranla bu yılki festivalin sanat düzeyi daha yüksek ola- caktır. Bunun için bütün kurum ve kuruluşlann ve tüm baş- kentlilerin her türlü desteği vereceklerine inanıyoruz." Bu yılki bütçesi 6 milyar lira olarak belirlenen festival, Baş- bakanlık, Dışişleri, Kültür Bakanlıgı, TRT, Ankara Büyük- şehir Belediyesi ve Ankara Valiliği'nin yanında özel kuruluşlar tarafından da destekleniyor. Resitallerin Devlet Resim ve Heykel Müzesinde, diğeretkin- liklerin ise Milli Eğitim Bakanlığı Şur'a Salonu'nda düzenlecegi festivale bu yıl çok sayıda izleyicinin katılması bekleniyor. Festival biletleri, 15 marttan itibaren satışa çıkartılacak. 'Padişahlıktan demokrasiye' Torunu Mevhıbe Inönü'yüyazıyorfZMİR (AA) - Atatürk'ün si- lah arkadaşı ve ikinci cumhur- başkanı İsmet Inönü'nün toru- nu Gülsün Bilgehan, anneaıme- si Mevhibe İnönü'nün yaşamı ile ilgili bir kitap yazdığmı ve ki- tabın önümüzdeki sonbaharda piyasaya çıkacağını bfldirdi. Kitabmı Mevhibe İnönü'nün tuttuğu günlüklerden ve anne- sinden dinlediklerinden yararia- narak yazdığmı büdiren Gülsün Bilgehan şöyle dedi: "Son zamanlarda miDi mu- cadefemiz veTürkiyeCumhuri- yeti tarihinden şûpnekr yarat- mak moda oldu. Mevhibe İnö- nü'yü anlatacağım kitap, milli mücadelemizden de comhuriyet tarihimizden de doğrulan yansıtacak, keskler verecek- tir." Gülsün Bilgehan, Mevhibe İnönü'nün İsmet Paşa'nm poli- tik yaşamında önemli bir yeri olduğunu ancak bunu hep *4es- siz" kalarak yaptığmı anlattı. Mevhibe İnönü'nün Adnan Menderes ile Deniz Gezmiş'in idamlannı önlemek için da çaba harcadığını kaydeden Gülsün Bilgehan, "O Miralay İsmet Bey'in de Cumhurbaşkaıu İsmet İnönü'nün de bir eşiydi... Mustafa Kemal Atatürk ve ar- kadaşlarmın yararmak istediği Türk kadını ripi ooda bütünieşi- yordu" dedi. 23 yıl sonra yine eski haliyle 'Markız' pastanesi yeniden açılıyorKültûr Servisi - Kurtuluş Sa- vaşı'ndan hemen sonra, Fran- sız Sefareti'nden aynlan iki Fransız tarafından, "Lebon- Bourbon" adıyla kurulan, 1940'ta da "Markiz" adıru alan ve 1970'te kapanan, bir zamanlann ünlü pastanesi ye- niden açılıyor. Richrnond Oteller zincirinin bir atıhmı olarak gerçekleştiri- len "Markiz Pastanesi"nin öy- küsü, iki Fransız tarfından açı- lan "Lebon-Bourbon"la başh- yor. Fransızlar yaşlanınca pas- taneyi "Kosti" adındaki Rum garsona devrederler ve 1940'ta Lebon başka bir binaya taşınır. Boşalan yer, Avedis Ohanyan Çalur tarafından "Markiz" adıyla yeniden dü- zenlenir. 1950'lerde Markiz'in üst kaü lokanta, aşağı katı ise şekerlemeci ve pastane olarak işletilir. Daha sonra lokanta aşağıya alınır ve üst kat gece kulübü olarak faaliyetini sür- düriir. Yakın Doğu ve Balkanlar'ın en iyi meyve şekerlemelerini yapan Markiz, 1970 başlan- nda bir yedek parçacıya saulır. Anıtlar Kurulu'nun aldığı kararla bugüne dek, kapalı tu- tulan Markiz Pastanesi yakın bir gelecekte eski haliyle Istan- bulllular'ı ağırlamaya başlaya- cak. Mülkiyeliler Birlığı istanbul Şubesi İstanbul'da Hava Kirliliği veönlemler Fikret Toksöz, Mul B\rl ht Şb Bşk Hayri Kozakçıoglu, istanbul Vahsı Serpil Bagcı, Çevre Bakanlığı Hava Daıre Bşk. Prof. Dr. Orhan Kural, ITÜ Maden Fakültesı Cemil Ökten, GEMAD Genç Madenciler Der Bsk. Taner Yılmaz, Tûrkok Gn. Md. Tarih:13Şubatl993 Saat : H. 00 \ er : The Marmara Bıllo Salonu Giriş serbesttir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle