Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ŞUBAT1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
Antalya'da
çocuk tiyatrosu
•ANTALYA(AA)-
Antalya Beledıyesi Çocuk
Tiyatrosu. çocuklara
tiyatroyu sevdirraek
amacıyla yıl boyunca
sahnelemeyi planladıjâ
oyunlanna başlıyor. Ilk
oyun, bugün, Zübeyde
Hanım Çocuk Yurdu'nda
kalan çocuklar için
sahnelenecek. Veysel
Jiker'in yaap yönettiği
oyun, "Perili Ev", "Robot
Ax-7" ve "Doktor ve
Çocuk" adlı üçayn kisa .
oyundan oluşuyor.
Konya'da
kültüp-sanat
• KONYA(AA)-"Yer
Demir Gök Bakır" adlı
oyun, 22 şubat pazartesi
günü Konya'da Devlet
Tiyatrosu Salonu'nda
sahnelenecek. Yaşar
Kemal'in aynı adlı eserinden.
Yaşar Kemal ile Nihat Asyalı
tarafından oyunlaştınlan
yapıt, Ankara Sanat
Tiyatrosu (ASp tarafından
sahneleniyor. Öte yandan
Ankara Devlet Opera ve
balesi. Mesut Göksu'nun
yaap yönettiği "Öylesine Bir
Dinleti", bugün Konya
Devlet Tiyatrosu
Sahnesi'nde sunulacak.
"Öylesine Bir Dinleü'de
Murat Akar, Sema Özer,
Ömer Yılmaz, Bülent
Ateşoğlu, Eralp Kıyıcı ve
Ferda Yetişer rol aîıyor. bu
arada, Konya'daki kültür
Bakanlığı'na bağlı müzeleri
son bir ay içinde 2 bin 84O'ı
yabancı toplam 28 bin 970
kişi ziyaret etti. Önceki yılın
lynı dönemine oranla
yabancı ziyaretçi sayısında
yûzde 13, yerli turist
sayısında da yüzde 8 artış
kaydedildiği bildirildi.
'Ücretsiz Çocuk
TiyatrosıT
• ANKARA(AA)-
Keçiören Belediyesi
tarafından her yıl düzenlenen
"Ücretsiz Çocuk Tiyatrosu"
etkinlikleri. 28 şubat pazar
gününden itibaren başlıyor.
Kecıören Belediyesi Genç
Oyuncular Sahnesi'nin
sergileyeceği oyunlann ilki
"Sırça Köşk" adıru taşıyor.
Clker Köksal'ın yazdığı ve
Seiim Kıbç'ın yönettiği
"Sırça Köşk", biray
boyunca her pazar, Keçiören
Belediyesi Güçsüzler Yurdu
Salonu'nda sergilenecek.
Nisan ayında "Dağ Denize
Kavuştu ", mayıs ayında da
dönüşümlü olarak
"PalyaçolarOkulu", "Hasip
ile Nasip" ve "Fıstık ıle
Mıstık" adlı oyunlar
sergilenecek.
'Bu Köpfez Bizim'
• lZMtRAA)-îzmirÖzel
Çakabey Lisesi, genç neslin
çevreye du> arlı kişiler olarak
yetişmelerine katkı sağlamak
icin, "Bu Körfez Bizim"
konulu resim yanşması
düzenledi. Yanşma,
İzmir'deki ilk ve orta dereceü
okul öğrencilerinin tümüne
açık olacak. Her okul.
yanşmaya en fazla 5 yapıtla
katılabilecek. Dereceye giren
ögrencilere, bilgjsayar, org ve
bisiklet armağan edilecek.
Yanşmaya son başvuru
tarihi 26 şubat 1993 olarak
belirlendi.
Yunus Emre
resim sergisi
• KAYSERİ(AA)-9
Yunus Emre resim sergisi, 17
şubat çarşamba günü
Kaysen'de açılacak.
Eskişehir Valiliği ve
Esbank'ın işbirliğj ile
düzenlenen sergide, Yunus
Emre konusunu işleyen 50
yağlıboya tablo yer alacak.
Kayseri Güzel Sanatlar
Galerisi'ndeki sergi, lOgün
açık kalacak.
Süreya,
Bandıpma'da
anılacak
• Kültür Servisi - Cemal
Süreya, Bandırma
-elediyesi'nce düzenlenen
kültür-sanat etkinlikleri
çerçevesinde düzenlenecek
birprogramla bugün
anılacak. Saat 15.30'da
Kültür Merkezi'nde
yapılacak anma toplantısına,
Cevat Çapan, Enver Ercan,
Muzaffer Btıynıkçu veAtilla
özkmmlı konuşmacı olarak
katılacak. Marmara
Üniversitesi öğretim üyesi
Doç. Basri Erdem'in resim
sergisi de pazartesi günü
Kültür Merkezi'nde
açılacak. Sanatçının sergisi
27 şubata dek sürecek. Kökü
Selçuklar'a dek uzanan
"Yağlıbedir" halılan sergisi
ise, 17 şubat çarşamba günü
yine Kültür Merkezi'nde
açıacak ve 1 marta dek
izlenebilecek.
Daniel Buren'in 'Yerleştirilmiş Bir İş' sergisi Maçka Sanat Galerisi'nde
Saııatçrvla keııtsoyhıııım oyunu
BERAL MADRA boya. bağımsız yapıştırma şeritleri) olu-
şuyor. mekarun ve sanatçının düşünce-
sinin gerektirdiği yüzeylere, oylumlara
ve biçimlere uygulanıyor. Örneğin.
1969'da dünyanın her yerinde billbo-
ardlarda afış olarak, 1973'te New
York'ta. 1985'te Japonya'da Usimado'-
da bayrak olarak uygulanan yapıtlarda
Buren'in, izleyiriyi bütün bir kent ya da
Daniel Buren'in 8.7 cm
genişliğindeki şeriti, ken-
disine sık sık sorulduğu
sun ister müzede olsun. ister kentin bir mekten hoşlandığı için yapar, bunu. Bir
alanındaolsun,temeldeizleyiciyle böyle an için, sanatçının 'kültür' üstünde bir
bir ilişkiye girer. hak iddia etmeyecek yeni bir izleyici ya
Buren, 1968 de. Galerie des Arts der- da yeni bir tüketıci bulmak amaayla bir
gisindeki yazısında. izleyia ile başka işe giriştiğini ve bugüne değin sanatsal
türlü bir ilişkiye girmek gerekliliğjni üretime pompalanmış kan dolaşımını
şöyle açıklıyor: "Bugün sanatçı, kültür- köktenci bir değişikliğe uğrattığını var-
lü kentsoylu azınlık için üretiyor. Sa- sayalım. Bu aşağı yukan sanaün fabri-
natçı -bilinçli ya da bilinçsiz- izleyicisi kalarda üretilmesi anlamına gelir." Bu
olan kentsoylunun oyununa katılır: düşüncesini şöyle tamamlıyor, Daniel
kentsoylu da kendisine sanatçı-üretici- Buren: "Bu koşullar altında fabrikada
sanat iyi bir sonuç yara-
tacaktır; işin çerçevesi-
nin daha rahat oluştu-
rulmasını sağlayacaktır,
ne daha az ne daha çok.
İşin en uç noktasında
devrimci bir isteğin nasıl
oluşacağı konusunda es-
tetik tartışmalar ortaya
çıkacaktır."
Sanatçı ve izleyici
arasındaki ilişki sorunlan
bugün de sürmekte; Da-
niel Buren'den sonra da
birçok sanatçı, bu ilişkiyi
irdeledi ve sanat an-
layışını bu ilişkinin eleşti-
risi ve yorumu üstüne
kurdu. 1993'te ülkemiz-
deki sanat ortamı bu so-
runu çeşitli boyutlarda
yaşamaktadır. Kentsoy-
lu izleyicinin sanat
yapıtınm ne olduğu ko-
nusunda açık seçik bir
,. ... , , . . ,. ., . . . . . . . . . ., . . . . . . . . . . . . . . karara varabilmesi için,
n ın şendı. mekamn degerlendınlınesınde izleyicinin algılamasını sağlamak ıçm duşunulmuş bınkim. Buren gibi siyasal, eko-
Maçka Sanat Galerisinde "Yerleşti-
rilmiş Bir İş" sergısini izlediğimiz Daniel
Buren , İstanbul'a ilk kez 1989'da 2.
Uluslararası İstanbul Bienali'nde gel-
miş ve Süleymaniye Kültür Merkezi'nin
içavlusunun kemer ve kubbelerine bir
yerleştirme yapmıştı. _. , _ , „ .
Buren. sergisi dolayısıyla MSÜ Odi- kırsal alan üstünde düşünmeye yönelt-
toryumu'nda verdiği konferansta, otuz üğini görüyoruz. "Sanat yapıtı bir amaç
yıllık sanat üreü'minin bir
kesitini anlattı. Üç saatlik
konferans, bize herşeyden
önce bir sanatçının kendi
yapıtmı anlatırken. nasıl
bu denli nesnel olabilecegi
üstünde düşündürdü. Bu-
ren. yapıtlannı bir ekono-
mist, bir sosyolog, bir mi-
mar, bir matematikçi gibi
çalışarak oluşturmasırun
ötesinde, bu yapıtlan an-
latırken de onlara bir
araştırmacı, bir gözlemci
gibi bakıyordu. Buren'in
bu tavn bir bakıma izleyi-
ciye, kendisi gibi davran-
ması için bir öneri: izleyi-
ci. >apıt üstünde gerekh
inceleme ve araştırmasını
yaptıktan sonra sorulara
kendi yanıtını vermeli.
Görsel bir araç
gibi bir imza değil, temelde mekanın de- değil, insanlann dikkatini başka şeylere nin önerdiği üretimı daha başlangıçta nomik ve toplumsal değişimlerle sanat
ğerlendirilmesi için kullanılan bilgileri
birleştirmek ve bunlann izleyici tarafı-
ndan kavranmasını ve algılanmasını
sağlamak için düşünülmüş bir birikim-
çekmek için görsel bir araçtır" sözleri de
bu durumu açıklamaktadır. Böyle bir
yapıtın ortaya koyacagı sorulan bul-
mak bir düşünce süreci ise, bu sorulann
kabuleder. Kentsoylu buüretimde ken- arasındaki iüşkiJere zamanında ve ye-
dini bulur. Dahası kentsoylu bu 'yıkıa' rinde müdahale eden sanatçılann işleri-
(Tinsel ya siyasal yıkıcı) denılen sanata ni görmesi iyi bir olanakür; bu aynı za-
açtır; ne ki. bir vicdan rahatlığı sağla- manda Türkiye'deki sanatçının sorgu-
dir. Bu şeritler çeşitli malzemelerden ne olduğunu bulmak da öyledir. Bu- mak için değil, duvarlanna asılı ya da layıcı yapıtlan için bir değerlendirme
(Kağıt ya da bez üstüne baskı veya ren'in işleri, ister galeri mekanında ol- evin içine serpiştirilmiş bir de\'rim gör- düzlemi de oluşturmaktadır.
Çağdaş Dans Topluluğu'nun Sanat Yönetmeni Beyhan Murphy:
Gerçek 'çağdaş dansı' getireceğiz
NURAN BAYER
ANKARA- Ankara Devlet Opera ve
Balesi. 92-93 sezonunu açarken bu sezo-
nun getirdiğı en önemli yenilik olarak
Devlet Opera ve Balesi tarihinde ilk kez
sadece modern dans gösterileri sunacak
bir grubun oluşturulmasını amaç-
laııuşlı. ftunun için de topluluğun öğret-
meni ve sanat yönetmenliğine on yedi
senelik bir çalışma süreci icerisinde
İngiltere'de modern dans alanında
dansçıöğretici ve koregraf/yönetmen
olarak kendisine bir isim yapan Beyhan
Murphy*yi getirdi.
Bir misyon yüklenmek
Türkiye'de ilk kez kurumsal bir "Mo-
dern Dans Topluluğu"nun oluşumun-
da bir misypner gibi davranarak, 17
yıllık parlak İngiltere kariyerini bir tara-
fa bırakıp , Türkiye'ye gelen Beyhan
Murphy'ye bunun nedenini ve yapmak
istediklerini sorduğumuzda şöyle yanı-
tladı: "Bir misyon yüklendiğ imin fâ
ndayım. Bana bu teklif gelince bj
az idealler ve vatanseverlik.
ağır bastı sanıyorum.Türl
ıye'de daha önce değişik ye!
lerde değişik denemeler oldu,
ama bunlar klasik bale içensin
de ufak dene>imler olarakkaldı.
hiçbir zaman kurumsallaşmış bir •*" ^
grup halinde olmadı, bu ilk defa oluyor.'
Sanatçılanrruz böyle bir oluşum için
çok haardı, yeni koregraflar, genç in-
sanlar var. Burada orta ölçekli, yani dı-
şandaki Ramberl Dance Company ya
da London Çontemporary Dance
Company gibi 18-20 kişiden oluşan bir
topluluk düşünüyoruz. Tabii bunun
çalışma sistemi de farklı olacak, kendi
içinde bağımsız ama genel müdürlüğe
bağb olarak. Amaamız hepsi zaten
klasik bale eğitiminden geçen dansçı-
lanmıza bir an önce çağdaş tekniği de
öğretmek ve aynı zamanda içimizdeki
koregraf potansiyelini ortaya çıkar-
mak." Beyhan Murphy. yedi yaşında
başladığı özel klasik bale eğitimini Ba-
yan Fenmen ve Sait Sökmen'le sürdü-
rür.
On yedi ydlık kariyer
Londra Çağdaş Sanat Okulu'nun sı-
navlannı kazanır. Mezun olduktan son-
ra ilk profesyonel koregrafisini Jumpers
Dance Company için sahneler. Laban
Center'ın 'Genç Koregraflar Yan-
şması'nda birinci gelir, aynı yıl Basic
Space Dance Theatre'a danscı olarak,
katılır. İngiltere, İskocya ve Galler'de
tumelere çıkar. Bunu, övgü dolu, 17
yıllık bir İngiltere kariyerine dönüştürür
sanatçı. Bu kariyer klasik baleden yeni
akımlann doğduğu avant-garde üslup-
lara, dramdan pandomime, eğitim
projelerinden televizyon ve filme, çağ-
daş dans gruplanndan düz tiyatroya ka-
dar geniş bir alaru kapsıyor.
Kötû taklit ohnadan
Birçok başanlı dansçıyla çalışmalan
bulunan Beyhan Murphy, dünyaca
ünlü pandomim ve hareket sanatçısı
David Glass ile çeşitli calışmalar yaptı.
Son yıllarda tiyatroya ağırlık vererek
Kraliyet Shakespeare Topluluğu (Ro-
yal Shakespeare Company) için sahne-
lemelerde bulundu. Dr. Faust, Moscow
Gold, II. Edward gibi.. Türkiye'ye gel-
meden en son çalıştığı eser ise 1992 No-
bel Edebiyat Ödülü'nün sahibi Derek
Walcott'un çağdasuygulamasıyla Ho-
mer'inOdesa ^ A ^ DesUnı'ydı.
Sanatçı bu ^ ^ ^ ^ h ü n l ü tiyatro
yapıtında, ^ ^ ^ ^ ^ ^ K danslan,
bütün
driş çıkış
ArtsCollege onun koregrafık
çalışmalannı her zaman için en
üststandartta buluyor ve düşün
celerini özgün ve yenilikçi
olarak nıtelıyor. "Repertu
anmızı olu ştururken Batı
bunu böyle yapıyor biz de
öyle yapmalıyız' kaygısın^
dan-u2ak,ama köübi
tâklit yerine Batı'dan,
alabileceğimizi alıp.^
kendi yetenekler
imizi ve potans
iyelimizi yan
sıtacak bir
oluşumu
gerçekleş
tirmeyi'"
hedef
ledik
• Kültür Bakanlığı'nın
desteğiyle Genel Müdür
RengimGökmen 'in
çabalanyla kurulan
Türkiye'de ilk kez Devlet
Opera ve Balesi
bünyesinde kurulan
Modern Dans
Topluluğu, evrensel bir
dans diline yönelmeyi
amaçbyor.
lan ve anlaüm sırasındaki sahnelemeyi
içeren "kavramsal koregrafi"vi üstlenir.
Physical Theatre'ın sanat direktörü
Lloyd Nevvson, Beyhan Murphy'nin
"dansm sınırh kavramlan içerisine
sıkışmadığını" söylerken VVeekend
lerini söyleyen Murphy, özgün olmanm
da altını çiziyor. Bale repertu an iceri-
sinde haftada 1 -2 gösterinin yerine kısa,
yoğun sezonlan yeğliyor. Oluşturduk-
lan her gösteriyi de turnelerle kentlere ta
şımayı düşünüyorlar. Beyhan'ın en bü-
kyük dileği de konservatuvarlarda mo-
fdern dans bölümlerinin açılması. "Bu
bizim işimizi çok kolaylaştınr. En azı-
ndan yetişmiş eleman potansiyeli ola-
cak. Türkiye'de kurumsallaşmış bir mo-
dern dans grubunun oluşturulması çok
önemli bir olay. Ülkemizde talep var.
Bakın Türkuaz o kadar zor şartlara rağ-
men böyle bir duruma geldi, şimdi çok
popüler. Gönül ister ki ;Türkiye'nin bir-
çok kentinde böyle kurumlar oluşturul-
sun, yeni dans gruplan çıksın. Çünkü o
zaman çok hoş bir işbirligi de olur" şek-
linde bu konudaki düşüncelerini akta-
ran sanatçı, modern bale ve modern
dansın farklılığını özellikle vurguluyor:
"Modern baleyle modern dans farklı
şeyler. Modern bale klasik balenin için-
den çıkan, ama modern eğilimli bir stil.
Klasik balenin sınırlan içinde kalmakla
birlikte. klasik teknik ve anlatıma yeni
yaklaşımlar getirirken konulann ele
alınışında daha soyut bir platform sağ-
lar.
Modern ve çontemporary
Modern dans dediğimiz zaman ise
Isadora Duncan'dan Martha Graham'-
dan gelen, Amerika'da 'modern', İngil-
tere'de ise 'çontemporary' sözcükleriyle
ifade edilen türdür. öyle ki bunda bale
papuçlannı atmaktan başlayıp, konu
çeşitliliğine uzanan büyük bir farkhlık
söz konusu. İçinde özgün ve bağımsız
birçok tekniği banndırmakta. Biz "mo-
dern" ya da "çontemporary" olarak alı-
nan dans grubuyuz. Artık bu terimleri
de oturtmak ve doğru kullanmak gere-
kir. Şu andaki bale grubu zaten modern
bale yapıyor bunu da sürdürecek. Biz
bunlara aru olarak birazdaha uca gidıp
gerçek "modern dans"ı getirmek istiyo-
nız. Bunun için de bir eğitimden gecmek
çok önemli. Çünkü teknik farklı. Ama
avantajımız buradaki dansçılann klasik
bale eğhımi almış olmalan. Bir klasik
danscınm çağdaş dansa geçmesi, çağdaş
danscının klasiğe gecmesinden daha kc-
lay."
İngiltere'nin tanınmış çağdaş dans ko-
regrafı Michael Popper, MDT'nin dünya
prömiyerinde yer alan ilk konuk sanatçı.
Popper, Bach'ın ttalyan Konçertosu eşli-
ğinde Cunningham tekniğinin ilginç bir
uyarlamasını sergilemekte. Aynca toplu-
luk içerisınden iki sanatçının Binnaz Ay-
dan ve Yasemin Altıoklar'ın iki yepyeni
koregrafisi de yer almakta. Beyhan
Murphy iseüç eserle katılıyor Rock müzi-
ğinin tanınmış grubu U2'den bir parça eş-
liğinde ensemble calışması. Dave Hwath'-
in soyut bir uyarlaması ve Kırkpınar peh-
livanlanndan esinlenen "Pehlivan.."
Troya Hazineleri'nin Almanya'ya geri verilmesini eleştiren Bakan Sağlar:
Pazarlık yapmak ahlaki sorumsuzluktur
• Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Rusya Federasyo-
nu'nun Troya Hazineleri'nin elinde olanparçalannı
Almanya'yageri vermesini/ahlaki sorumsuzluk'
olarak nitelendirdi ve iade konusundagörüşmek
için Almanya'dan yamtbeklediklerini söyledi.
ANKARA (AA) - Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar Rus\a Federas-
yonu'nun. Troya Hazineleri'nin
elinde olan parçalannı Alman>a'-
ya geri vermesiyle ilgil) olarak.
"İki ülkeıtin, kültürel varlıklan
pazarlık konusu y apmalan bir ah-
laki sorumsuzluktur" dedi. Sağ-
lar, Troya Haaneleri'nin Türki-
ye'ye iadesi için görüşme talebinde
bulundukları Almanya'dan yanıt
bekledikJerini de söyledi.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar,
Rusya Federasyonu ile Alman
Hükümeti arasında sanat ve kül-
tür eserierinin geri verilmesi konu-
sunda imzalanan protokolle ilgili
bir açıkhuna yaph:
"Federal Almanya ile Rusya
arasındaki kültürel ilişkileri gö-
rüşmek üzere iki ülkenin 8.12.
1992 tarihinde Bonn'da bir arava
geMikleri ve bu Alman-Rus ko-
raisyonunun, savaş nedeniyie yer-
leri değiştirilmiş olan kültür >arlı-
klannın iadesi ile ilgili ilk toplantı-
lannı. 1993 yılı ocak ayında yapa-
caklan öğrenilmiştir.
Sözkonusu toplanhya taraf ola-
rak katılma isteğimize Dışişleri
Bakanlığı, diplomatik çerçerede
bunun mümkün olamayacağı.
daha önce Almanya >e Rusya Fe-
derasyonu nezdinde gerçekleştir-
digüniz girişimlerin izlenroesiııin
yerinde olacağı şekünde yanıt ver-
iniştir."
Rusya Federasyonu ile Alman-
ya'nuı "gizli örüşmelerde" buluna-
rak "Troya eserleri"ni pazarlık
konusu yaptıklannı öğrendiklerini
büdiren Fikri Sağlar, açıkla-
masını şöyle sürdürdü:
"Bakanlığımız iki ülkenin, kül-
türel >arlıklan pazariık konusu
yapmalarının bir ahlaki sonımsuz-
İuk olduğunu ve bundan bir asır
önce Çariık Rusyası'nın. (yasadışı
yollarla edinilmiş eserierin kabtil
ediuneyeceği) gerekçesiyle, ül-
kelerine almadıkları eseiier için
verdikleri bu kararın. bugün de
aynı sorumluluk kapsamında Rus-
ya Federasyonu"dan beklendiğini
vurgulamıştır."
Ote yandan, Dışişleri Bakan-
lığı'nın Alman tarafına her iki ül-
kenin kuracağı komisyonlar çer-
çevesinde, Almanya'da olduğu be-
liıienen Troya eserleri de dahil,
Anadolu kökenli eserierin ait ol-
duklan ülkeye iadeierinin ön-
görüldüğü görüşmelerin başlah-
Iması ile iligili Kültür Bakanlığı'-
nın resmi talebini bUdirdiği ve Al-
man tarafımn komıyla ilgili
yanıtmın bekkndiği acıklandı.
Açıklamada, Kültür Bakanlığı
olarak, getişmelerin özenie izlen-
diği. konuyla ilgili çeşitli uluslara-
rası platformlarda ve ikili itişkiler-
de, yurt dtşuıa kaçuılan tanhi re
kültürel mirasımızm ülkemize
iade edibnesi doğnıltusundaki gi-
rişimlerinin sürdüğü de kaydedil-
di.
10.Ankara Müzik Festivali
Orkestralardan
astronomik fiyatANKARA (AA)- Moskova Devlet Senfoıü Orkestrası 10.
Uluslararası Ankara Müzik Festivali nde 2 konser karşılığı ola-
rak 60 bin dolar (550 milyon lira) talep ederken, ABD'li caz
topluluğu Chick Corea and Acoustic Band da 40 bin dolar istedi.
Sevda Cenap And Müzik Vakfı 'ınca düzenlenen ve 4 Nisan- 7
Mayıs tarihleri arasında Ankara"da Milli Eğitim Bakanlığı
Şur'a Salonu'nda yapılacak olan lO.Uluslararası Ankara Mü-
zik Festivali'ne katılması için teklif götürülen orkestralann ast-
ronomik rakamlar istemeleri dikkat çekti.
Festival Komitesi'nin orkestralarla yürüttüğü görüşmefer sı-
rasında festivalin açılışını yapması istenen Moskova Devlet
Senfoni Orkestrası'nın yöneticileri, iki koser için 60 bin dolar
isterken, ABD'li caz topluluğu Chick Corea and Acoustic Band
da 40 bin dolar talep etti. Hazırlık çalışmalannın tamamlanma
aşamasına girdiği festivale Rusya, Almanya, İtalya ve İngilte-
re'den toplam 4 orkestra
katılacak. Türkiye'den İdil
Biret , Şirin Parcaroğlu ve
Boğaziçi Üçlüsü'nün kon-
serlerinın yer alacağı festival
kapsamında, İsveç. Japon-
ya, Avusturya ve Monaco'-
dan kaülacak orkestralar da
oda müziğinden örnekler
sunacaklar.
Festivalin görsel etkinlik-
ler kapsamında ise, Polon-
ya'dan "Gd>iua Müzik Ti-
yatrosu", A BD'den Skylight
Opera Tiyatrosu. Türkıve-
den Çağdaş Bale Topluluğu.
Fransa'dan Ballet De Nanc>
ile Beyaz Rusya"dan HaiK
Danslan Topluluğu'nun gös-
terilerine yer verilecek
ABD'den Chick Corea and
Acoustis Band'ın iki konser
sunacağı festivalde, Fransa'dan Le Prestige Orchestra. 40'lı yıl-
lann caz müziğinden örnekler sunacak.
Festival Komitesi yetkilileri, haarlıklann tamamlanma aşa-
masına geldiğini belirterek, şunlan kaydettiler:
"Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin bu yıl da başkenti-
mize yaraşır bir şekilde düzenlenmesine çalışıyoruz. Geçen yı-
llara oranla bu yılki festivalin sanat düzeyi daha yüksek ola-
caktır. Bunun için bütün kurum ve kuruluşlann ve tüm baş-
kentlilerin her türlü desteği vereceklerine inanıyoruz."
Bu yılki bütçesi 6 milyar lira olarak belirlenen festival, Baş-
bakanlık, Dışişleri, Kültür Bakanlıgı, TRT, Ankara Büyük-
şehir Belediyesi ve Ankara Valiliği'nin yanında özel kuruluşlar
tarafından da destekleniyor.
Resitallerin Devlet Resim ve Heykel Müzesinde, diğeretkin-
liklerin ise Milli Eğitim Bakanlığı Şur'a Salonu'nda düzenlecegi
festivale bu yıl çok sayıda izleyicinin katılması bekleniyor.
Festival biletleri, 15 marttan itibaren satışa çıkartılacak.
'Padişahlıktan demokrasiye'
Torunu Mevhıbe
Inönü'yüyazıyorfZMİR (AA) - Atatürk'ün si-
lah arkadaşı ve ikinci cumhur-
başkanı İsmet Inönü'nün toru-
nu Gülsün Bilgehan, anneaıme-
si Mevhibe İnönü'nün yaşamı
ile ilgili bir kitap yazdığmı ve ki-
tabın önümüzdeki sonbaharda
piyasaya çıkacağını bfldirdi.
Kitabmı Mevhibe İnönü'nün
tuttuğu günlüklerden ve anne-
sinden dinlediklerinden yararia-
narak yazdığmı büdiren Gülsün
Bilgehan şöyle dedi:
"Son zamanlarda miDi mu-
cadefemiz veTürkiyeCumhuri-
yeti tarihinden şûpnekr yarat-
mak moda oldu. Mevhibe İnö-
nü'yü anlatacağım kitap, milli
mücadelemizden de comhuriyet
tarihimizden de doğrulan
yansıtacak, keskler verecek-
tir."
Gülsün Bilgehan, Mevhibe
İnönü'nün İsmet Paşa'nm poli-
tik yaşamında önemli bir yeri
olduğunu ancak bunu hep *4es-
siz" kalarak yaptığmı anlattı.
Mevhibe İnönü'nün Adnan
Menderes ile Deniz Gezmiş'in
idamlannı önlemek için da çaba
harcadığını kaydeden Gülsün
Bilgehan, "O Miralay İsmet
Bey'in de Cumhurbaşkaıu
İsmet İnönü'nün de bir eşiydi...
Mustafa Kemal Atatürk ve ar-
kadaşlarmın yararmak istediği
Türk kadını ripi ooda bütünieşi-
yordu" dedi.
23 yıl sonra yine eski haliyle
'Markız' pastanesi
yeniden açılıyorKültûr Servisi - Kurtuluş Sa-
vaşı'ndan hemen sonra, Fran-
sız Sefareti'nden aynlan iki
Fransız tarafından, "Lebon-
Bourbon" adıyla kurulan,
1940'ta da "Markiz" adıru
alan ve 1970'te kapanan, bir
zamanlann ünlü pastanesi ye-
niden açılıyor.
Richrnond Oteller zincirinin
bir atıhmı olarak gerçekleştiri-
len "Markiz Pastanesi"nin öy-
küsü, iki Fransız tarfından açı-
lan "Lebon-Bourbon"la başh-
yor. Fransızlar yaşlanınca pas-
taneyi "Kosti" adındaki Rum
garsona devrederler ve 1940'ta
Lebon başka bir binaya
taşınır. Boşalan yer, Avedis
Ohanyan Çalur tarafından
"Markiz" adıyla yeniden dü-
zenlenir. 1950'lerde Markiz'in
üst kaü lokanta, aşağı katı ise
şekerlemeci ve pastane olarak
işletilir. Daha sonra lokanta
aşağıya alınır ve üst kat gece
kulübü olarak faaliyetini sür-
düriir.
Yakın Doğu ve Balkanlar'ın
en iyi meyve şekerlemelerini
yapan Markiz, 1970 başlan-
nda bir yedek parçacıya saulır.
Anıtlar Kurulu'nun aldığı
kararla bugüne dek, kapalı tu-
tulan Markiz Pastanesi yakın
bir gelecekte eski haliyle Istan-
bulllular'ı ağırlamaya başlaya-
cak.
Mülkiyeliler Birlığı istanbul Şubesi
İstanbul'da Hava
Kirliliği veönlemler
Fikret Toksöz, Mul B\rl ht Şb Bşk
Hayri Kozakçıoglu, istanbul Vahsı
Serpil Bagcı, Çevre Bakanlığı Hava Daıre Bşk.
Prof. Dr. Orhan Kural, ITÜ Maden Fakültesı
Cemil Ökten, GEMAD Genç Madenciler Der Bsk.
Taner Yılmaz, Tûrkok Gn. Md.
Tarih:13Şubatl993
Saat : H.
00
\ er : The Marmara Bıllo Salonu
Giriş serbesttir.