Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10ŞUBAT1993ÇARŞAMBA CUMHUBİYET SAYFA
EKONOMI
Patatesede
destek
• ANKARA (ANKA)-
Patates, destekleme alımı
kapsamına alındı ve Toprak
Mahsulleri Ofisi (TMO)
palates alımı ile
görevlendirildı. Bakanlar
K.urulu'nunTMO'yal992
yılı ürûnü yemeklik patates
alımı yetkisi veren karan,
Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Karar, 15 marta kadar
"eçerli olacak. Ofisin
apacağı alımlarda ödemeler
peşin yapılacak. Alımlar
yalnızca üreticilerden
gerçekleştirilecek. Tanm ve
K.öyişkri Bakanhğı İl ve İlçe
Müdürlükleri, TMO ve genel
kurullannı yapmış ziraat
odalan tarafından verilen
•'üreticibelgeleri"ni
taşıyanlar üretici sayılacak.
Vepgi okulu
• ANKARA (AA) - OECD,
Türkiye"de "çok laraflı vergi
eğitım merkezi" kuruyor.
ABD. Japonya ve Almanya
tarafından da desteklenecek
eğitım merkezinin Orta Asya
ve Kafkasya'da bulunan
ülkeler için hizmet vereceei
öğrenildı. OECD
kaynaklanndan edinilen
bilgiye göre "Çok Taraflı
Vergi Eğitim Merkezi"
projesinin hizmet süresi en az
üçyıl olacak.
İsgüvenliği
yatınmsız
• ZONGULDAK (AA) -
Türkiye Taşkömürü
Kurumu'nabağlı
işyerlerinde iş güvenliği
yaünmlannın yetersiz
olduğu öne sürüldü. Genel
Maden-İş Sendikası Genel
Jaşkan Vckıli Selahattin
Ataraaa, yaptığı açıklamada,
geçen yıl Kozlu'da meydana
gelen gnzu faciasının
zihinlerden hala
sılınmediğinı hatırlatarak
"Facia.maden
ocaklanndaki iş güvenliği
önlemlerinin yetersiz
olduğunun birgöstergesi
olmuştur. O tarihten bu y ana
neredeyse bir yıl geçti. Ancak
havzada gereken iş güvenliği
önlemleri alınmamışür"
dedı.
Colgate Hacışakir
operasyonu
•I ANKARA (ANKA)-
Türkiye'nin sabun
üreüminde en önemli payı
bulunan Hacı Şakir Şabun
Sanayi TicaretA.Ş'yi alan
Colgate Palmolive, bu kez
hisselerinin beste birlik
bölümünden fazlasını yerli
ortaklara devretti. 90 milyar
lira sermayelı Colgate
Palmolive-Hacı Şakir Sabun
Sanayi ve Ticaret AŞ'de 76
milyar 997 milyon lirahk
hissesi bulunan Colgate
Palmolive Transnational Inc.
bunun 16 milyar 700 milyon
lıralı k bölümünü tlyas ve Ali
Nuri Özsüer ile Esra Nurçin
Tüze] adlı kışilere devretti.
Böylece, Colgatein yüzde
85.5 oranındaki payı yüzde
66.97'yegeriledi.
Petkim'de
• ALİAĞA(AA)-
Müteahhit işçilerinin
sendikalaşma mücadeleleri
devam ederken Petrol-İş
Sendikası'nın örgütlü
bulunduğu Aliağa'da,
Peikim'de çabşan ve
sendikaya üye olan 600
müteahhit işcisi, işyerinde
imzalanantopluiş
sözleşmesinden yararlanmak
istiyor. Petrol-İş Sendikası
Aliağa Şube Başkanı
Mustafa Öztaşkın. işyerinde
çalışan bin 750 müteahhit
işçisinden, 600'ünün haziran
1992 yılında sendikaya yasal
olarak üye olduklanru
hatırlatarak "Bu konuda
Yargıtay'ın 4Kasım 1987
tarihliE98719-166.K.
9871815sayıhkaranvar.
Buna rağmen Petkim
işyereni, bu işçilen
sözleşmeden
yararlandırmıyor" şeklinde
konuştu.
OECD-TÜPkiye
toptantısi
İPARİŞ(AA)-OECD
^ktisadi İşbirliği ve
Kalkınma Teşkılatı)
temsilcileri ile resmi Türkiye
delegasyonu arasında yapılan
ve bir gün süren toplantı ile
kuruluş tarafından kaleme
altnan rapor, Türk
delegasyonuna başkanlık
eden DPT Müsteşan tlhan
Keski tarafından genel olarak
"sonderece olumlu" biçimde
nitelendi. Makro
ekonomideki OECD
incelemesinin Türkiye için
başanh olmasına karşıhk, bu
yılki raporda özel bir başlık
altında ele alınan "'emek
piyasası" bölümünde bazı
rahatsızlıklar olduğunu ifade
edenKesici.bu
rahatsızlıklann büyük ölçüde
veri eksikliğinden
kaynaklandığıru söyledi.
Girdi fıyatları 49 kat, ürün fıyatları ise yalnızca 7 kat arttı
Tütünüreticisi 'isyankmoynuyor'• Ankara'da dertlerini dinleyecek yetkili bulamayan Egeli tütün
üreticileri, Cumhuriyet'e gelip 'ürün bedellerinin peşin
ödenmesini; baş fıyat yerine de ortalama fıyatın esas alınmasmı
istiyoruz' diye içlerini döktüler.
ANKARA (Çumhuriyet Bûrosu) - maliyetinin 50 bin lira olduğunu söyle-
Ürün bedellerinin peşin ödenmesini ıs- diler.
teyen tütün üreticileri. Ankara'da so- İlan edilen başfıyatın sadece A Grad
runlannı anlatacak yetkili anyorlar. tütüne uygulandığını, ancak bu tür tü-
tünün toplam üretimin 5"te bırini oluş-
turduğunu kaydeden üreticiler. baş fıyat
yerine ortalama fıyatın esas alınmasmı
istediler. Ortalama fıyatın kilo başına 50
bin liradan az olmaması gerektiğmi sa-
Son 8 yılda girdi fıyatlanrun 49, ürün fi-
yaünın ise yalnızca 7 kat antığını söyle-
yen üreticiler, baş fiyat yerine ortalama
fıyatın esas alınmasmı istiyorlar.
Çumhuriyet Ankara Bürosu'na gelip
sonınlannı dile getiren Egelı tütün üreti-
cilerinin temsilcileri, bir kilo tüıünün
vunan üreticiler, ürün bedellerini en er-
ken 15 ayda alabildiklerini, yeniden üre-
tim yapabilmeleri için borç alntak zo-
runda kaldıklannı belirterek. peşin öde-
me yapılmasını istediler.
Kredi 2 milyon
Yılda ortalama 2 milyon lira kredi
alabildiklerini. bunun ihtiyacı karşıla-
maktan uzak olduğunu kaydeden üreti-
ciler. "Aldığımız kredilerin faizleri de
son yıllarda yükselmiştir. Geç ödenen
alacaklanmız karşılığında hiçbir ödeme
yapılmazken istemeyerek geciktirdiği-
miz kredi geri ödemelerinde faiz işletü-
mektedir" dediler.
Üreticiler şunlan söylediler.
"Sigara kaçakçıhğıru önıeme gerekçe-
siyle çıkartlan tekel kararnamesi, ya-
bancı tekellere büyük ayncahklar tanı-
maktadır. Ürettikleri sıgaralara
kanştırdıklan yabana tütün oranı yüz-
de 85'e varabilmektedir. Crettiğimiz ka-
liteli tütüne karşıhk kalitesiz yabancı tü-
tünün. özellikle de Virginia tütününün
tüketiminin son yıllardaki hızla artışı
haklı olarak bizleri endişelendirmekte-
dir. Gelişmeler bu şekilde devam ederse
ekim alanlanmız boş, bizler de açlık ve
işsizlikle karşı karşıya kalacağız. Bütün
bu nedenlerle, tekel karamamesinin ıp-
tal edilmesini ve lehimize olacak şekilde
yeniden düzenlenmesini ıstiyoruz."
İstikrarsızlık ve liman yetersizliği atılımı engelliyor
Ege'de ihracat 'parçalı bulutlu'
• Dünya ekonomisindeki durgunluk ve daralmaya karşm • Yüksek tonajlı gemilerin yanaşmasına elverişli olmayan İzmir
Türkiye'nin ihracatta ki artışı başan olarak değerlendirilirken Limanı'nda altyapının da son derece yetersiz olması yüklemeyi
Ege'deki istikrarsızlık ihracatçıyı kaygılandınyor. zorlaştınyor, dolayısıyla sanayi ürünü ihracatı yetersiz kahyor.
MERtHAK
tZMİR - Son 5 yılda Ege
Bölgesi'nin ihracat potansiyeli
dalgalı bir grafik çizerken tanm
ürünleri dışsatımda agırlığını
koruyor. Sanayi ürünlerinde de
5 yıl önceye göre iki kat artış ol-
masına karşın, istikrarsızlık dü-
şündürücü boyutlarda. Son 5
yıl içinde Ege Bölgesi ihra-
catının, genel ihracattaki payı
yüzde 17.6'dan yüzde 25 dolay-
lanna yükseldi. Buna karşın ih-
racatçılar, bölgenin dışsatımda
istenilen düzeye gelmediğjni be-
ürtiyor ve dalgalanmadan
yakınıyorlar.
Ege Ihracatçı Birliği Başkan-
lar Kurulu Başkanı Mustafa
Özman, ihracatta hedeflere
ulaşılamamasına neden olarak
hükümetlerinin ekonomik ka-
rarlan ve yanlış uygulanıalannı
gösterdi.
Bitmeyen dalgalanma
İzmir Ticaret Odası verilerine
göre Ege Bölgesinden sanayi
ürünleri ihracatı 1987 yılında
672 milyon dolarken. 1989
yılında 2 milyar 25 mil> on dola-
ra yükseldi. Bundan sonra dü-
şüşe geçen sınai ihracat 1991 'de
1 mjlyar 657 milyon dolara ge-
ritedL 1*2 yıîı ıtk değerlendir-'
melerine göre de ihracat, yak-
laşık 1 milyar 700 milyon d'olar
düzeyinde gerçekleşti.
Sanayi ürünü ihracaündaki
bu dalgalanma, tanm ürünle-
rinde de kendini gösteriyor.
1987"de Ege'den 1 milyar 123
milyon dolarlık tanm ürünü ih-
racatı yapüırken 1988'de ih-
racat 1 milyar 60 milyon dolara
düştü. Daha sonraki yıllarda
tanmsal ihracat yükselme eğjli-
mine girdi ve 1991 yılmda en
yüksek noktaya ulaşarak 1 mil-
yar 817 milyon dolar oldu. Bu
rakam 1992 yılında 1 milyar
702 milyon dolara düştü.
Ege'nin eskiden ihracat mer-
kezi olduğunu, bu merkezin
daha sonra İstanbul'a
kaydığmı anımsatan Özman
şunlan söyledi:
"Ekonominin ağırlığı da ora-
ya kaydı. Ege Bölgesi'nin eski
Genel ihracat
içinde Ege'nin
yeri
Ege bölgesi ihracatının genel ihracattaki payı yüzde 17.6'dan yüzde 25"c yükseldi. Buna karşın ihraeatçılar i
iBunaktan yakmyor.
agırlığını kazanması için sana-
yınin gelişmesi gerekir. Hükü-
metten bu konuda taleplerimiz
var. Bunun için bir güçbirliği
oluşturuldu. Inşallah bu güç-
birliği devam eder. Ege'nin sa-
nayisini hızlandırmak lazım.
Aynca İstanBul'la olan bağ-
lantının arttınlması gerekiyor.
Bunun için İstanbul otobanının
hemen başlatılması gerek. îhra-
catta ulaşımı çözütnlemek
lazım. Serbest liman bir an önce
yapılmalı, serbest bölgeye işler-
lik kazandınlmahdır. Aynca
bölgemizin önemli özellikleri
var. Doğa. turizm, tanm. Bun-
lara ağırhk verilmeli."
îzmir Ticaret Odası Başkanı
Ekrem Demirtaş. dünya ekono
misinde süregelen durgunluğa
karşın son iki yıldır Türkiye'nin
ihracatının ytîzde 10-12'Ük bir
artış göstermesinin önemli ol-
dözeye ulaşa-
duğunu vurguladı. Bölgedeki
mallann üretimi ile pazarlan-
masında son derece önemli
olan organizasyonlann etkin-
likıen uzak çalıştığını vurgula-
yan Demirtaş, "Bunlardan or-
ganize sanayi bölgesi ile serbest
bölge atıl kapasite ile calışmak-
tadır. îzmir Limanı büyük to-
najlı gemilerin yanaşmasına
olanak vermemekte. mevcut
altyapı donanımı ihtiyaçlan
karşılayamamaktadır. Fuar, it-
halai fuan olmaktan çıkartılıp
ihracat fuan görüntüsüne ka-
vuşturulmalıdır" dedi.
Sanayi ürünü 2. planda
EBSO Yönetim Kurulu Baş-
kan Vekili Kemai Çolakoğlu.
Ege Bölgesi'nde tanma dayalı
ihracatın yoğun olarak gerçek-
leştirildiğini. sanayi ürünü ihra-
catının ikinci planda kaldığını
belirtti. Ege Bölgesi'nin ihra-
catta gerçek potansiyelini kul-
lanamadığını kaydeden Çola-
koğlu, "Sanayicilerin yaptığı
ihracatı. kiasik ihracattan so-
yutlamak mümkün değil. Böl-
gede yetiştirilen tütün, incir, pa-
muk. zeytin gibi bütün üriinler
Ege Bölgesi'nde işlenmekte, ih-
raç edilmektedir. Ege Bölgesi
Türkiye'de tanma dayalı sa-
nayi ihracatının en önemli mer-
kezidir. Ege Bölgesi'nin diğer
bir özelliği de en büyük özel de-
mir çelik fabrikalannın bölgede
bulunmasıdır. Bu, ikinci büyük
potansiyeli yaraüyor. Ege Böl-
gesi'nin ihracattaki potansiyeli
yüksek" dedi.
Son dönemlerde özellikle sa-
nayide birtakım sıkıntılar ya-
şandığını ve bunun da ihracaü
olumsuz etkilediğini vurgula-
yan Çolakoğlu, bu yüzden ihra-
catta tam bir potansiyel kul-
lanımının olmadığını vurgu-
ladı. İzmir Limanı'nın şu anda
ihracatta büyük bir sorun ya-
ratmadığmı, ancak ılende ne
olacağı endişesi' taşıdıklannı
vurgulayan Çolakoğlu şunlan
söyledi:
Çalışmalar yetersiz
"Kısa bir süre sonra, liman
Ege Bölgesi'ne yetmeyecek.
İzmir Limanı'nın nereye taşı-
nacağma ilişkin kesinleşmiş so-
mut bir gösterge yok. Yapılan
geliştirme çalışmalan da yeterli
değil. İzmir Limanı'nın serbest
liman haline getirilmesi gerekir.
Bunun yanmda yeni bir liman
yapılması şart. Bunun için yer
saptaması ve fızibilite çahşma-
lanna bir an önce başlanmalı."
SURtYE İLE UYUŞMAZLIK MASADA
Yılan hikayesinde
ıııııtlıı soııa doğru
•TBMM'de konuya ilişkin soru önergesini
yanıtlayan Dışişleri Bakaru Hikmet Çetin, 63 yıldan
bu yana sürüp giden ve karşıhklı olarak
kamulaştırma ve hak dondurulmalara kadar varan
anlaşmazlığın çözümü için Türkiye ve Suriye
yetkililerinin çahşmalan hızlandırdığını söyledi.
KİLİS (Çumhuriyet) - Tür-
kiye ile Suriye arasında 63
yıldır süregelen arazi uyuş-
mazlığının çözümü için kom-
şu ülke makamlanna yeni bir
öneri paketi sunuldu. Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin, Türk
yurttaşlanna ait 467 bin dö-
nüm arazinin, tazminat öden-
meden, Suriyeli makamlarca
kamulaştınldığına dikkat çe-
kerek "Türkiye'deki Suriye
yurttaşlannın haklan da bu
nedenle donduruldu" dedi.
'1930'lardan kalma'
Gaziantep Milletvekili Han-
nan Özüberk'in soru önergesi
üzerine güncelleşen "TüĞ-
kiye-Suriye arazi uyuşmazlı-
ğı" yeniden masaya yatınldı.
Milletvekili Özüberk'in
TBMM'de yönelttigi soruyu
yanıtlayan Dışişleri Bakanı
Çetin, şu bilgileri verdi:
"Suriye'nin 1930'lann ba-
şmdan itibaren uygulamaya
koyduğu bir dizi önlem ve bu
bağlamda 27 Eylül 1968 tarih
ve 161 Sayılı Toprak Reformu
Kanunu uyannca aldığı, 'ya-
bancılann sahip olduklan 300
hektan aşan topraklann ka-
mulaştınlması' yolundaki ka-
rar çercevesinde. vatandaş-
lanmıza ait 467 bin 927 dö-
nüm arazi dönüm arazi her-
hangı bir tazminat ödemeksi-
zin kamulaştınlmıştır."
Çetin. bu gelişme üzerine
T.C. Hükümeti'nin. Suriye
uynıklulann ülkemizdeki ta-
şınır ve taşınmaz malian üze-
rindeki tüm haklannı dondur-
duğunu ve yönetimini Maliye
Bakanhğı Milli Emlak Genel
Müdürlüğü'ne verdiğini belir-
terek şunlan söyledi:
"Bu uygulamamıza karşıhk
olarak Suriye Başbakanlığı da
19 Ekim 1966 tarihinde aldığı
bir kararla T.C. uynıklulann
Suriye'deki taşınmaz malian
üzerindeki tasarruf ve yetkile-
rini dondurmuş ve bu taşın-
maz mallann gelirlerinin Tür-
kiye'ye transferine izin verme-
miştir. Vatandaşlanmızın Su-
riye'deki taşınmaz mallarına
ilişkin haklannı korumak ve
iki ülke arasında verilecek bir
anlaşma ile uzun süredir sü-
rüncemde kalan bu konuyu
kesin çözüme bağlamak üzere
başlatılan çalışmalar son
aşamaya gelmiştir. Haarla-
nan emlak anlaşma taslağı Su-
riye makamlanna iletilmiştir.
Türkiye-Suriye Emlak Anlaş-
ması tasansı incelenmektedir
ve duruma göre iki ülke heyet-
leri arasında görüşmeler
yapılacaktır."
Sarp'ta ticaret artışı, kıyı tkaretinn getirilmesinden sonra 90'da yüzde 52'ye, 91'de de91'e çıktı.
Trabzon'da ticaret canlanma dönemini yaşıyor
Sarp Kapısı'ndangelen ıımııt
TRABZON (Çumhuriyet) - Sarp Sınır
Kapısı'nın ticarete açılmasıyla biıiikte
canlanma> a başlay an sınır ticareti, Trabzon
ekonomisine de soluk aldırttı. Canlanma
sonucunda, Trabzon'da şirket sayısındaki
artış, geçen yıl yüzde 107 olarak gerçekleşti.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO)
Yönetim Kurulu Başkanı Mazhar Afacan,
v akın bir gelecekte Trabzon'un uluslararası
ticaretin odak noktalarından biri olacağım,
şehirdeki gelişmelerin bunun işareti sayılması
gerektiğini belirtti.
Daha 3-4 yıl öncesine kadar büyük ekonomik
ve sosyal sorunlann içinde kıvranan Trabzon ve
Doğu Karadeniz Bölgesi Sovyetler Birliği'nin
\ikilmasi, Sarp Kapısı'nın açılması; Rusya,
Gürcistaru Türk cumhuriyetleri ve diğer yeni
devletlerle ekonomik ve ticari ilişkiterin
artmasından sonra önemli gelişmelere tanık
oluyor. Bölgede, ner gün gelecekte
oynanabilecekrollereilişkin yeni belirtiler
kendini gösteriyor. Bunlann en önemlilerinden
biri de daha çok ticari amaca y önelik yeni
şirket sayısındaki artış.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası verilerine
göre Trabzon'da geçen yıl 172 şirket kapandı,
357 yeni şirket kuvruldu. Kurulan şirketlerin
153'ü limited. 124'ü ferdi, 45'i kooperatif, 36'sı
anonim, 5"i de kolektifşirket oldu.
Verilere göre geçen yıl şirket sayısındaki artış
yüzde 107 olarak gerçekleşmiş oldu. Artışhızı
1987'de yüzde 51'den 1988'de yüzde 1 l'e,
1989'da da yüzde 5'e düşmüştü. Sarp'ta
ticaretin artış hızı, kıyı ticaretinin
getirilmesinden sonra 1990'da önce yüzde
52'ye, 1991'de de yüzde 91'e yükseldi.
EKONOMI DUNYASI
TANER BERKSOY
Kirleıtmeye Tepki
Uğur'un öldürülmesi birçok şeyi ktpırdattı.
Adeta toplumsal bir refleks gibi oluşan muhteşem
cenaze töreni ve evinin önünde hala süregelen mum-
karanfil törenleri toplumun genış bir kesıminin huzur-
suz ve güvensiz olduğunu sergiledi.
Toplumun bu kesimi genellikle sessiz. Şikayetlerini
ve isteklerini demokratik ve barışçı yöntemlerle ser-
giliyorlar. Şiddet, nereden gelırse gelstn bu kesimi
rahatsız ediyor. Demokratik yaşamda önemli ağırlığı
var bu insanların. Gelişme ve kentleşme hızlandıkça
bu ağırlık artacak, belirleyicı hale gelecek.
Oluşacak tepki ve bunu biçimlendirme yöntemlerı
toplumun sessiz belkemiğinin, şikayetleri ve talepleri
olduğunu gösteriyor.
Genellikle kirlenmeden şikayetçiler.
örneğin siyasal kirlenmeden şikayetçiler. Dünya
görüşlerine uygun bulup gönül verdikleri siyasi parti-
lerin kişiler ve beziran gruplar etrafında kilitlenip par-
çalanıp bölünmesinden şikayet ediyorlar. Son dö-
nemlerde istisnadan çok kural haline gelen kapkaççı
politikacı tipinden rahatsızlar. Başrollerıni siyasetçi-
lerin oynadığı dev boyutlu yolsuzlukların genelleş-
mesi, yutulması zor bir lokma oluşturuyor alınteri, el
emeği ile geçinen sessiz çoğunluk ıçın
Siyasi otoritenin yıllardır bıreysel ve toplumsal çı-
karlar konusunda kararsız ve ehlıyetsiz görüntü ver-
mesinin yarattığı siyasal boşluk bu insanları huzur-
suzluğa itiyor. Kendi oylarıyla bu boşluğu kapatmaya
çabalıyorlar. iktidarı değiştirmeye yeter oyları, gün-
cel siyasetoyunlarını değıştiremeyince özgüvenleri-
ni yitiriyorlar. Karamsarlığasürükleniyorlar. Genelde
aydınlık olan bu insanlar, karanlığı sevmiyor.
Aydınlığı vaatedenleri değil. gerçekten ufku aydınla-
tacak olan siyasetçileri özlüyorlar.
Değerlerdeki kirlenmeden de şikayetçi bu sessiz
çoğunluk. öğrendikleri, belledikleri ve giderek ya-
şam biçimine dönüştürdükleri değerler sisteminin
aşındırılmasından şikayetçiler. Genç neslin depoliti-
zasyona itilmesi. köşe dönücülük ideolojisiyle yetişti-
rilmesi ve tüm iletışım araçlarının böylesine değer
yoksunu birdünyayı özendirmesi rahatsız ediyor ses-
siz ana babaları.
Kendi değerlerini çocuklarına aktarmalarını güç-
leştiriyor bu kirienme. Eğitim sisteminden umacak-
ları bir medet kalmamış. Eskiyen kalıplar, değerler
sistemine yönelen kirienme tehdidine karşı etkisiz.
Siyaset, hanedan oluşumundan boşalıp bu kirlenme-
ye karşı çözüm üretemiyor. Bireysel direnç oluşan
toplumsal baskıya karşı yetersiz kahyor. Başıbozuk
biçimde ellerinden kayıp giden değerlerin arkası-
ndan bakakalmayı sevmiyor bu insanlar. Yeni dün-
ya^ı kucaklayacak tutarlı bir değerler sistemini, bunu
savunacak kadroları özlüyorlar.
Toplumsal güvenlik kirlenmesi en büyük şikayeti
sessiz çoğunluğun. Yılların mafyalar, Ağcalar, Ziver-
bey Köşklerı, güvenlik mahkemeleri arastnda akıp
geçtiğtne tanık olmuşlar. Şimdi de adını bile zor sök-
tükleri gizli servislerle iç tçe yaşadıklarını keşfediyor-
tar Ortadoğu'nun bitmez tükenmez hile ve desiseleri-
nin kendi sokaklarma kadar ulaşmış olmasına şaşı-
yorlar.
Yol geçen hanına dönmüş, güvenlik sistemı böyle-
sine kirlenmiş bir ülkede yaşıyor olmayı hazmedemi-
yorlar. Toplumun değerli evlatlarmı bu kirlenmeye
feda edilmesini kabul edemiyorlar. Güvenlik kirlen-
mesine kimin hangi kısır hesaplarla göz yummuş ol-
duğunu kavramayaçalışıyorlar. Gerçeklerı gördükçe
çoğalıyorlar, dikleşiyorlar, seslerı yüseliyor.
Toplumun belkemiği olan bu sessiz ve barışçı kitle-
nin tepkilerinin önemsenmesı gerektiğini düşünüyo-
rum. Uğur Mumcu yaşamı boyunca yaptığı katkılar
kadar önemli bir katkıyı da ölümüyle yaptı. Sessiz kit-
leye ses verdi.
Bu şikayetlerin basit polemiklerle geçıştirilebılece-
ğini ummak aymazlık olur. Takkeleri öne koyup dü-
şünmek gerektiriyor bu şikayetler. Bunlann bir kez
daha böylesine kapsamiı biçimde seslendirilmesine
olanak verecek bir Uğur Mumcu daha yok..
AT'NIN POLITIKASIBALTAHYOR
Narenciye
darboğazda
• Özellikle portakal ve greyfurt ihracatında son
yıllarda yaşanan tıkanıkhğın bir yandan AT ve
diğer Avrupa ülkelerinin engellemesinden. bir
yandan da yeni ürün üretiminin
başanlamamasından kaynaklandığı gözleniyor.
MERStN (Çumhuriyet
Güney tlleri Bürosu) - Naren-
ciye dışsatımında yaşanan
darboğazın. AT ülkelerinin
uyguladığı fıyat politikalan
ve gümrük vergilerini arttı-
rmalanndan kaynaklandığı
ileri sürüldü.
Akdeniz İhracatçı Birlikle-
ri tarafından yayımlanan ra-
porda, narenciye dış satımı-
nda yaşanan sıkıntılann AT
ve öbür Avrupa ülkelerinin
yüksek gümrük vergilerin-
den kaynaklandığı ileri sürü-
lürek şu görüşlere yer verildi:
AT engelliyor
- _ "Portakal ve greyfurt ıhra-
catımızda beklenenin altında
ihracat yapılırken mandali-
na ve limonda 'tahmini ihra-
cat' Doğu Avrupa ve Suudi
Arabistan için beklenen he-
defe ulaşmıştır. Ancak geçen
yıl turunçgil meyveleri pa-
zanndaki önemli sıkıntı ve
darboğazdan en çok etkile-
nen ülkelerden biri Türkiye
olmuştur.
Bunun en önemli nedeni
olarak da AT ülkelerinde uy-
gulanan fıyat sistemleri ve di-
ğer Avrupa ülkelerindekı
gümrük vergileri Türk tu-
runçgillerinin Avrupa pazar-
lanndaki rekabet gücünü
zorlaştırmaktadır. Aynca
aralık ayında nakliye fırma-
lanndaki pahalılık narenciye
ihracatımızı olumsuz etkiler-
ken daha önce ihraç ettiğimiz
narenciyelerimizın büyük bir
kısmının Avrupa'daki depo-
larda beklemesi de yeni ihra-
catımızı olumsuz etkileye-
cektir."
Portakal düşuyor
Dış pazarlardaki olumsuz-
luğun giderilebilmesi için tu-
runçgillerde yeni çeşitlerin
üretiminin yapılması gerekti-
ğıne değinilen raporda "son
yıllarda, piyasaya sürebilece-
ğimiz yeni bir çeşidin olma-
ması yüzünden son 5 yıldır
portakal ihracatımızda sü-
rekli düşüş yaşanmaktadır.
Bu konuyla ilgili acil tedbir-
lerin alınması gerekmekte-
dir. İç piyasada da düşüşü
göriilen narenciye çeşitleri-
mizin ıslahında gerekîi çalı-
şmalar yapılmazsa .- aşam
mücadelesi verdiğimız dış
pazarlanmızı kaybedebili-
riz" denildı.