Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 SJBAT1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Nıle Akıncı
resim sergisi
• A>İKARA (ANKA> Naile
AkncTnın resim sergisi yann
Arc. Sanat Galerisi'nde
açıh or. Ressam Naile
Akna 1923 yıhnda Van'da
doğtu. Resim eğjtimine 1943
yılırda İstanbul Devlet
Güz-1 Sanatlar Akademisi
orta^ölümünde başladı.
1951yıhnda Yüksek Resim
Bölımü Zeki Kocamemı
Ntöyesi'nden mezun oldu.
3 kşisel sergi açan sanatçı, 7
adetuluslararası ödül
kazaıdı. 8 mana dek sürecek
sergde sanatçının Eyüp
çeşıtemelerinden örnekler ve
son ki yıllık çalışmalan yer
alıvu".
Kerpiç Mehmet'
• 0RDL(AA)-Ordu
Beleiiyesi Karadeniz
Tiyarosu'nun bu sezon
oynıyacağı oyunlar
belirtendi. Programa göre,
tiyaTo bu sezon perdelerini
Caht Atay'ın yazdığı
'Pusuda' adlı oyunla açacak.
Daha sonra yine Cahit
Atay'ın 'Kerpiç Mehmet',
Turgay Yıldız'ın da 'Palyaço
Prets' adlı oyunlan
sahnelenecek. Buarada
tiyaıro kursunda başanh
olan gençlerin rol aldığı
Tureut Ozakman'ın yazdığı
'AhŞu Gençler" adlı oyun da
sahnneye konacak.
Siıema Günleri
•TRABZON(AA)-
Trabzon Belediyesi
tarafından "Sinema Günleri'
adı altında düzenlenen film
gösteriminin büyük ilgi
gördüğü ve gösterime giren
18 fvlmden 140 milyon liraltk
hasılat elde edildiği bildirildi.
'apılan açıklamaya göre
göstenme giren bıri yerli 18
filmı 24 bin kişi izledi.
Sinema günleri boyunca
fılmlerin gösterime girdıği
salonun her seansta dolu
olduğu ve özellikle yabancı
filmlere ılgınin büyûk olduğu
bıldınldı. Trabzon
Belediyesi' nın düzenledıği
sinema günlerinde tam
biletler 12 bin lıradan,
öğrenci bileti ise 7 bin liradan
satıhyor.
Opera'nın 10.
j r *
• İZMİR(AA)-tzmir
Devlet Opera ve Balesi'nin
10. yıl kutlamalan
çerçevesmde hazırladığı
ıkıncı konser "Ünlü .
Operalardan Seçrneler' bu
akşam gerçekleştirilecek.
Ayşe Tek Yenal (soprano),
Tanju Nebol
(mezzo-soprano), Gökhan
Koç (bariton) ve Alpaslan
Mater"in (bas) solist olarak
yer alacağı konserde,
orkestrayı şef Ercan Yenal
yönetecek. Koroyu Alexi
Vinogradski'nın haarladıği
gecede, Mozart'ın
'Figaro'nun Düğünü' ve
'Don Giovanni'. Rossini'nın
'Sevıl Berben'. Verdi'nin
'Rigoletto' ve 'La Traviata',
Bizet'nin 'ButterflyVLa
Boheme' ve 'Tosca",
Mascagni'nin "Cavalleria
Rusticana' operalanndan
bölümler sunulacak.
Tariş'in
sanatsal
etkinlikleri
• İZMİR (AA)- Yenilenme
çalışmalanru sürdüren 98 bin
ortakh Tariş. kültür alarunda
da ortaklann ve çalışanlann
yararlanacağı birdizi
sanatsal etkinlik başlattı. Bu
amaçla öncelikle Tariş
bünyesinde çahşanlardan ve
cahşanlann yakınlan ile
çocuklanndan oluşan
'Tiyatro Topluluğu' ile 'Halk
Oyunlan Topluluğu'
kuruldu. Daha önce kurulan
veçahşmalannı sürdüren
Türk Sanat ve Halk Müziğı
Korolan' daha güçlü bir hale
getirildi. Oluşturulan okuma
odalan ve kitaplıklarda,
idarece sağlanacak günlük
gazeteler ile haftalık, ayhk
penyodik yayırüann yanı
sıra, isteyenlerin
okuyabıleceği kitaplar da yer
alıyor.
İşçi Hareketinin
Udeplepi'
JANKARA(UBA>-
Gazeteci-yazar Refik
Sönmezsoy Türk İşçi
Harekeünde Liderler
Galerisi' adlı kitabında
kuruluşundan bu yana
Türk-İş Konfederasyonu
başkanlannı anlattı.
Kitabında, 1947 yıhnda
çıkanlan Sendikalar
Yasası'yla Türk ışçj
hareketinin yeni bir uyanış
içine girdiğini belirten
Sönmezsov, sendika
liderkrini Şütün özellikleri ile
inceledi. Liderlerin dönemini
değeriendirerek gelişmelerin
perde arkasını veren
Sönmezsoy, kitabında
işçilere bir dönemin kesitini
vermekle kalmayıp, işçi
sorunlanna önem veren ve
merak eden aydınlara da
biyografık bir tablo çızıyor.
İDSO'dan yeni bir opera ,Rusya Devlet Senfoni Orkestrası ve Akbank'm 45.yıl konseri
Andre
EVTN İLYASOĞLU
Andrea Chenier. İstanbul'da
doğmuş, klasık şiıin romantık
şiire bağlamış. Fransız Dev-
rimi'run çoşkulu sanatçısı. Bes-
teci Umberto Giordano da mü-
zik tarihine bu operası ile geç-
mîş. Ülkemizde ilk kez 1963'te
Ankara'da, 1971 'de İstanbul'-
da sahnelenmiş. Zamanının en
başanlı metin yazarlanndan
olan Luigi lllica 'nm librettosu
üstüne kurulmuş. Andrea Che-
nier'in acıklı öyküsü Erol
Uras'ın başanlı oyunu ile sergı-
lenıyor.
Erol Urasşaınnduyarhlığını,
çoşkusunu. hüznünü ve kaygı-
lannı yürekten seslendiriyor.
Çok iyi çahşılmış bir rolün sah-
ne rahatlığı ile, kendıne özgü bi-
çemi ve yumuşak sesiyle, Erol
Uras'ın yolculuğu temsilin nice
eksigini kapaüyor. Mete Lğur
"un yıllarla oluşmuş sahne de-
neyimi; Remziye Alper'in "en-
tellektüel" yorutnu, güzel tonu.
Jaklin Çarkçı'nın neşeli ancak
biraz fazla uçan oyunu; Nilgün
Arda'nın kısacık Madeton ro-
lünde ağırbaşh bır aynntıyı seç-
mesi: Mine Mater'in Contessa
rolünü güzel karikatürize etme-
sine karşın yetersiz sesi ; İtal-
yanca söylemenin telaşındaki
kimi solist ya da koristin Türk
jestı ve Türkçe vurgulaması,
oyunun prömiyerinden ızle-
nımler. Orkestra şefi Renato
Palumbo'nun katkısı çok
önemli : Sahnedekı dramı or-
kestrasında yansıtması, her so-
liste yol gösteren , her soluğu
denetleyen temposu ; keman-
lar, çello solo ile başanh bir mü-
zik sunuyor.
Yapıtı sahneye YekU Kara
ier'in coşkusuve hüznü
Erol Uras şairin duyartdığBH,kaygılarını yürekten scskndiriyor, Mete Uğur'un yıllarla olu$mu$ sahne deneyimi gözleniyor.
koymuş. Osman Şengezer de-
kor ve kostümleri üstlenmiş.
Ahmet Defne ışıklan yapmış.
İlk sahnedeki mat- parlak ikile-
mi sınıf farkını yansıtan simge-
sel bir ortam yaratıyor. Oyu-
nun sonuna doğru donuklaşan
renkler ve ışık , son sahnedeki
zindan ve giyotinin inişi etkıle-
yici. Oldukça de\ingen başla-
yan oyun, giderek durgunlaşıp.
uzun arya ve düetlerle olayın
ağır karakterine koşut gehşi-
yor. İlk ve ikinci sahnedeki bazı
koşuşturmalar yerine ışık
oyunlan ile bir başka devinim
boyutu kurulamaz mıydı soru-
sunu sorduruyor.
Koro, halkı simgelediğıne
göre, üstelık Fransız ıhtilalinın
kamçılayıcı çoşkusunu duyur-
makla yükümlü olduğuna göre,
daha bır güçlü, görkemli bir or-
tam yaratmalı. Cannen temsi-
lindeki gibi dışardan olaya fıkir
yürüten bır görev değil, olayı
yaratan kişiler olmanın sorum-
luluğunu üstlenmeli. Özellikle
ilk sahnede arkadan duyulan
erkekler korosundan daha et-
kin bır dalgalanma bekleniyor.
İkina perdede artık yüzlerin-
den kaygj okunması, ıhtilalin
kararlar aldığını somut olarak
gören halkın acı gülümseyişıni
anlatması gerekiyor. Bütün
bunlar ilk temsilin izlenimleri.
Andrea Chenier, mutlakadaha
oturmuş. aksakhklan gideril-
miş şeklı ile mevsim boyu oyna-
yacak.
Geçen haftanın ve belki de bu
mevsimin en önemli senfonik
olayı. Rusya Devlet Senfoni Or-
kesirası'nın konserleri idı.
İstanbul'da Cemal Reşit Rey
salonunda verdıkleri üç konse-
nn sonuncusunu dınleyebil-
dim. Şef. Viron Fidedjis ; solist
Ludmil Angelov du. Ve tümü
Rus bestecılen ile örülmüş bir
programdı : Mussorgsky 'nin
•Çıplak Dağda Bır Gece'sı ;
Çaykovski 'nm l.piyano kon-
çertosu ve Prokofierın 5. senfo-
nısı. Orkestradaki bülün çalgı
gruplannın, özellikle keman-
lann tek bir tınıda seslenmesi:
a\nı teknikle çalan kocaman
bir ailenin kendi atalannın mü-
zığini çalmalan. sankı aynı
fabrıkanın ürettiği kusursuz bir
sanat yapıtrydı. Şef Fidedjis'in
bu geleneğe sahip bir topluluğa
ne kadar katkısı olabıljrdi. ne
kadar oldu. tartışılır. Öylesine
"rafıne" eğıtilmış kı orkestra,
kim yönetse pek sallanmaz gibı.
Ancak genç pıyanistleri An-
getov'un Çaykovski ya da Cho-
pin gıbı romantiklen çalması
ıçin daha umutsuz aşklar, hatta
hüsranlar yaşaması gerekecek.
Teknik herşeynn üstesinden
gelmiyor.
45. yıldönümünü bir minı
konser ile kutlayan Akbank,
orkestrasına şef olarak Rengim
Gökmen 'i, solist olarak Valeri
Otstrakh ı davct etmiş. Mozart
'ın 16 yaş ürünü olan bir Diver-
timento(K.l 36) ve 19 yaş ürünü
J.Kcman Konçertosu (K.216)
seslendırildı. Böylesi davet kon-
serlerinin kısa tutulması. ahmlı
parçalann seçilmesi, klasık mü-
ziği kalabalık bir davetli kitlesi-
ne sevdirmek bakımından ya-
rarlı. Şef Gökmcn'ın çoşkulu yö-
netimınde dinlediğimiz Divertı-
mento'da oldukça hoş bir ton
\ardı. Valeri Oistrakh ise ünlü bir
aıle adını taşımasının sorumlulu-
ğu ile ezilmiş, gibiydi. Belkı de sa-
natçılan kalıUmsal değerleri ile
yargılamak haksızlık oluyor, her-
kes kendi ruh hali içinde bır ses'le
özlcşiyor Valeri'nin sesi de ken-
dıne özgü ama dedesıninki değil.
doğal olarak'
Rengim Gökmen:
Popüler
olmak
istemiyoruz
ANKARA(AA)- Devlet
Opera ve Balesi (DOB), Genel
Müdürü Rengim Gökmen,
opera ve bale sanatının popü-
ler olmasının beklendiğini,
oysa kendilerinin popüler ol-
mayı istemediklerini bildıre-
rek. 'popüler olacağız diye dü-
zeyi düşürmek istcmiyoruz'-
j dedı.
ı Rengim Gökmen, dünyada
olduğu gibi Türkiye'de de son
yıllarda opera ve bale sanaıma
karşı ılginin arttıcını belırte-
rek, 1991- 1992"sezonunda
260 bin olan seyirci sayısını,
bu sezonda 320 binin üzerine
çıkarmayı hedeflediklerini
söyledı:
"Bu sanatlann popüler ol-
ması bekleniyor. Biz yaygın-
laşmanm. bu sanatlan müm-
kün olduğu kadar yayabilme-
nin yanındayız. Ama popüler
olması, halkın popüler müzik-
ler alışkanlığı kadar opera ve
baleye ulaşabilmcsı, onun eği-
tımıne bağlı. Dolayısıyla ope-
ra vç bale sanatlannın popü-
lerliğı ile değcrinı ölçmemek
lazım.
Operada da değer ölçüsü
çok satmak, popüler olmak
değildır. "
Opera ve bale yazarlığının
çok meşakkatli ve çok zor bir
iş olduğunu kaydeden Gök-
men, şöyle de\am etvi:
"Çok kapsamlı bır opera
için normal olarak bir K v '^,
5-6 sene çahşır. Böyle bir
marun maddi ve m,
karşılığını verecek hazııL.>,ı
temelimiz yok. Maddi olarak
karşılayamıyoruz. Dolayısıy-
la besteciyi buna teşvik edemi-
yoruz."
Andre Chenier'in acıklı yaşamı 20 yıl sonra yeniden İstanbul'da sahneleniyor
Görkemli bir karşıtlıklar operası
NİLGÜN TOPTAŞ
İstanbul Devlet Opera ve Balesi. Um-
berto Giordano' nun "Andre Chenier"
operasıru, İstanbul'da 20 yıl aradan
sonra yeniden sahneleniyor. . „...
Operanın kahramam Andre Chenier,
18. yüzyıl Fransız edebiyaunm en bü-
vük ozanı aynı zamanda siyaset yazan.
Ölümünden 25 yıl sonrasma kadar
yapıtlan yayınlanmamış. İlk kez 1819'-
da basılan toplu şiirleri büyük başan
kazanmış.
Chenier, klasik dönemin son temsil-
cisi ve romantik akırrun da öncüsü, yani
bir anlamda bir geçiş dönemi ozanı.
Fransız devriminde çok etkin bir rol oy-
namış olan Chenier İstanbul doğurnlu.
1762de İstanbul'da Galata semtinde
doğan Cheniertıin doğduğu ev halen
varhğını koruyor.
Andre Chenier üç yaşında Fransa'ya
gitmiş ve çok yoğun bir yaşamı ohnuş.
Once İngiltere'ye gitmiş, ardından
1790'da Fransız devrimi başladıktan
hemen sonra Fransa'ya dönmüş. Ve
büyük bir coşkuyla devrime katılmış.
Gerici krallık rejimiyle de şiddet yanhsı
devrimcilerle de mücadele eden Cheni-
er'nin 32 yühk yaşamı giyoü'nde son-
bubnuş.
İlk kez Milano La Scala'da 1896'da
sahnelenen "Andre Chenıer"yi, İstan-
bul Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat
Yönetmeni Yekta Kara sahneye koyu-
yor. Yekta Kara. Andre Chenier'nin
trajik yaşammın ve yaşadığı dönemin
opera yazımı için çok çekici bir konu ol-
duğunu belirtiyor. "İlgi çekici konusun-
dan dolayı Umberto Giordano ve söz
yazan Luigi lllica bu temayı ele almışlar
ve gerçekten de İtalyan opera gele-
neğindekı 'gerçekçilik' akımmın en yet-
kin örneklerinden biri çıkmış ortaya."
Yekta Kara operada metnin önemi-
ne inandığını. "Andre Chenier"nin bu
kadar başanlı olmasında da söz yazan
İllica'nın rolünün büyük olduğunu vur-
guhıyor "tthca , tarBooeme', "M**»-"
me Butterfly' gibı kaha olmuş, günü-
müze ulaşmış, opera yazının en önemli,
seçkin yapıtlan olarak niteleyebileceğı-
miz operalann metnini yazmış. Çünkü
İllica tiyatroyu çok ıyi bilen biri ve bun-
dan dolayı metrun kurgusu, dramatür-
"Ben operayı salt bir aşk öyküsü olarak
görmedim. aynı zamanda insanlık ta-
rihinin çok önemli bir kesitini sahneye
getinyor ki o da Fransız Devrimi. Oyun
1789'da başlıyor 1794'te bitiyor. Yanı
Fransız devriminin ilk beş yıllık döne-
"mirri ele alryor. Aristokrasmin çököşün-
den devrime geçiş sürecı, ardından -da
devrimin ilk yıllan boyunca yaşanan
kargaşa.. Bunıı bir şekılde öne taşımaya
çalıştım, çünkü sonuç olarak tarihsel
bir oyun. 'Andre Chenier' bir 'karşnhk-
lar operası olarak da değerlendirilebı-
• 18.yüzyıl Fransız edebi-
yatının en büyük ozanı
aynı zamanda siyaset ya-
zan olan Andre Chenier,
İstanbul doğurnlu.
Operayı sahneye koyan
Yekta Kara, yapıtı İtalyan
opera geleneğindeki ger-
çekçilik akımının en yet-
kin örneklerinden biri ol-
duğunu belirtiyor.
'Andre Chenier' aşk öykü-
sünün yanı sıra Fransız
Devrimi'nden de kesit-
ler sunuyor.
jisi. diyalog yaamını çok iyi kotarmış."
"Ander Chenier" hem Chenier'nin
yaşamım, hem de soylu Maddalena de
Coigny ile yaşadığı aşk öykusünü ak-
tanyor. Yekta Kara operayı sahneler-
ken konuyu nasıl ele aldığını anlatıyor:
lir. Örneğin bırinci perdede eski düze-
nin 'Rokoko' dünyasını görürüz, bo-
zuk bir düzenin tüm özelliklerini
yansıtır ve Chenier'nin soylularla çatış-
masına taruk oluruz. İkinci perdede
aradan beş yıl geçmiştir ve Chenier dev-
rimin serthk yanhsı önderleriyle
çaüştığı için hafıyelerce izlenmektedir.
Uçüncü perde de ise, Andre Chenier ih-
tilal mahkemesınde yargılanır ve ölüme
mahkum olur."
Yekta Kara, operayı sahnelerken
teknik açıdan içerdığt bu '^âfŞitliklan
sahneye yansıtmaya çalıştığinı anlatı-
yor: "Gerek metinde gerekse müzikte
karşıtlıklar yani 'Rokoko' dünya ile,
devrim kargaşasının yaşandığı ortamın
karşıtlığı çok iyi verilmiş. Ben de görsel
olarak bunu yansıtmaya çahşüm. Soy-
lulann kendi dünyalanna dönük eğlen-
dikleri birincı perdede gavot kul-
lanılmış, ikinci ve diğer perdelerde
"Marsaılles" ve devrimin simgesi olan
'Carmaglone'a geçiyor. Ben de birinci
perdedeki görkemi vermek için AKM'-
nin büyük salonunun avantajlanndan
yararlandım."
Yekta Kara, "Andre Chenier"yi seçi-
şıni etkileyen bir faktörü de şöyle açıklı-
yor: "1993 yılının Kültür Bakanhğı'nca
''İstanbul Yılı" ılan edıldi. Chenier'nin
İstanbul'da doğmuş bir ozan olarak
İstanbul seyircisini yakından ilgilen-
direceğini düşündüm."
Oyunun dekor ve kostümleri Osman
Şengezer 'e ait. Andre Chenier'yi tenor
Erol Uras oynuyor, Maddalena rolünü,
Leyla Demiriş, Remziye Alper vc Nilgün
Karagülle dönüşümlü olarak üstleni-
yor. Mete Lğur da operadakı önemli
karakterlerden biri olan "Gerard'ı oy-
nuyor. Diğer rollerde, Jaklin Çarkçı,
Zuhal Yunga/ Mine Mater. Yüksel Ör-
ses/Nilgün Arda. Kenan Dağaşan. Ferdi
Atuner, Arda Ay doğan. Ozer Sezer/
Sevan Şencan, Kurtuluş Demirperçin/
Erkan Tezcan, Ali İhsan Onat. Cemil
Özfırat, Ahmet Yazıcı yer alıyor.
Ender Sakpınar yönetimindeki İDSO'nım solisti kemancı Valeri Oistrakh'tı
6
Dev' kuşaktan 'hafif bir temsilci
ÜNER BİRKAN
İZMtR - Bu yıl biz müzik ya-
zarlan, anlaşılan, vazılanmızda
Çaykovski'den sık sık söz ede-
ceğiz. 1991 \1ozart Yıü'ydı. 1993
ise Ça\ko«ki Yılı. Ondokuzuncu
yüzyıl Rus> ası'nın. üzerinde hiçbir
zaman görüş birliği sağlanama-
yan, bol melodili, bol abarrmalı.
"patetik"U, •'kugu"^ epüeptik,
eşcinsel bestecisi.
"Rus Beşleri" adıyla tanınan
besteciler topiuluğunun, geceo
yüzyılda bir "(jlusal Rus Muziği"
yaratma yolundaki çabalan yanın-
da, bir öbek Rus bestecisi de gele-
nekçi, akademik. biçimci Avrupa
müziğinin. klasik Abnan kültürü-
nün yolundan gidiyor; bu tutum-
larıyla, birincilerin evrimciliğine,
hatkçıhğma karşı duruyorlardı.
Bunlarm arasında yer alan Piyotr
hyiç Çaykovski (1840-1893), "zen-
gin esini, ûstün yaratma ko-
laylıgıyla, kendisine karşı olması
pek olağan sayılacak müzikçilerin
bile beğenâsini, hayranlığıaı ka-
zanmış bir bestecidir. Parlak, gös-
terişli. zaman zaman bayağdıkla-
ra kapıldığını, tşin koJayına
kaçtığını dûşündüren bir müziğin
yaratKisıdır Çaykovski. Çay-
kovski müziğinin en belirgin özelİi-
ği, soy ut biçimler içinde bile kendi-
ni gösteren, asırı duygululuğudur.
Öğreniminin
kendisini ittiği
biçimcUiğin
dar kalıplan
içinde kabna-
daıu içten, coş~
kun, aşın bir
duyariılıkla;
en az, "su katri-
Imadık bir Rus
müziği yarat-
ma" amacı pe-
şindeki u
Beş-
ler" kadar
ulusçu, ırkınm
özelliklerini
çok iyi yan-
sıtan, özgfin
bir müzik ya-
ratmasını bil-
miştir.
Izmir DSO.
5 şubat cuma
konserinde, bu
"popûler" bes-
tecinin konser
salonlannda
her zaman boy
gösteren son
senfonilerin-
den birini de-
ğil, 26 yaş ürü-
nü, "Kış Düş-
leri" başiıklı birinci senfoıûsim
dinletti. Genç yönetmen Ender
Sakpınar, bugüne değin tzmir
uzatmalardan
uzak. klasik sen-
foni kalıbına uy-
gun. melodik
yapisı zengin,
kompakt bir eser
bu. Sakpınar'ın
yonımu, eserin bu
özelliklerine uy-
gun bir ılımlüık,
nüans, entonas-
yon düzgünlüğü
ömeğiydi. İzmir
DSO,' abartma-
lardan " annmtş,
plastik yumu-
şaklıkta bir ses-
lendirmeyle sun-
du Çaykovski'nin
1866 yılı ürünü
gençlik senfoni-
sini.
5 şubat akşamı
tzmir DSO'nın
ünlü bir solist ko-
nuğu vardı: Mos-
ko>a/Oistrakh
Klanı'nın (şimdi-
lik)son temsilcisi,
kemancı Valeri
Oistrakh. Artık
efsaneleşmış bü-
yük "David'in
dinleyicisine hiç sunulmavan bu tonınu. yakından tanıdığımız lgor
gençlik senfonisini programa al- Oistrakh'ın oğlu. 1%I doğumlu.
makla çok iyi etmiş; abartmalı Dedesi. babası gibi iri >arı değil
Valeri; oldukça ince yapıh, saçlan
>aktinden çok önce dökülmüş. bu
yüzden yaşından fazla gösteren bir
genç. Onu İzmir'de daha önce iki
kezdinledik:
198Tnin son günkrinde. babası
lgor Oistrakh'la birlikte Bach'ın
İki Keman için Koncertosu'nda,
bir de geçen > ılın aralık ayı başın-
da. hanımlardan oluşan Vhaldi
Oda Orkestrası ile çaldığı, gene
aynı bestecinin VIi Majör Keman
Koncertosu'nda. O iki yonımunda
da pek gözümüzü doldurmamışfı
genç Oistrakh; kendisinden önce-
ki kuşaklarm "de\" temsjkilf riyle
kıy aslandığında.fîziğigibi "hafîf
gelmişti. Bu kez İzmir'de Dimitri
Şostakoviç'in, zamanında birçok
eseri gibi, resmi Sovyet ideolojisin-
ce "müzik değil, kargaşa" diye
suçlanan, ama sonradan aklanan
Birinci Keman Konçertosu'nu ses-
lendirdi. Birinci bölümün lirik.
duygulu akışını ikinci bölümün çe-
vik. ritmik > apısını. Passacaglia'-
nın içli şarkısını. son bölüme geçiş
öncesinin uzun "solo sonat" ben-
zeri eadenzasuıı. finalin parlak al-
legrosunu "Oistrakh" adından
beklenen bir düzgünlükte, kıvam-
da sundu genç Valeri. "Ailenin Bis
Parçası" diye nitelediği, Eugene
Ysaye'nin (İ858-1931) Re Minör
Üçüncü Sonat'ında da aynı dolu-
luk aym sağlam yapı egemendi.
Garbarek. Miroslav VHous ve Peter Erskine 9e birlikte çalacak,
Garbarek'in konseri 22 şubatta CRR'de
Avrupa'nınen
yetenekli cazasıKültür Servisi - Ünlü Norveçlı saksafoncu Jan Garbarekin basta
Miroslav Vitous ile davulda Peter Erskine'le birlikte 22 şubatta Ce-
mal Reşit Rey Konser Salonu'nda vereceği konsenn biletleri saUşa
sunuldu. Sisley flrmasının düzenledıği konsenn biletlen (100 bin-
130 bin lira) Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun yanı sıra Sisley
mağazalanndan elde edilebilir.
Avrupa'nın caz tarihine kazandırdığı en önemli isimler arasında
yer alan Jan Garbarek. "Kuzeyin soğuğundan gelen sıcak soluk"
olarak nitelendiriliyor. 1962 yıhnda katıldıgı bir müzik yanşması-
nda aldığı bınncilik ödülüyle profesyonel müzik hayatına başlayan
Garbarek. "Othello Ballet Suite", "Electronic Sonata For Souls
Loved By Nature", "'Dis", "Arbour Zena", "Sound and Sha-
dows", "It's OK To Listen To The Gray Voice", "Afric Pepper-
bird" gibi başanlı albümlere imzasıru attı. Saksafonunda John
Cottrane, Sonny Rollins, AUbert Ayler, Omette Coleman, Archie
Sbeep, Gato Barbieri gıbı cazcılann etkısinden söz edılse de Garba-
rek, 'müzik dıliyle" caz dünyasında kendine özgü bir yeri olan bir
müzisyen. Sanatçının 1960 ve 70'li yıllarda birlikte çahştıği bestea
ve piyanıst George Russrfl. "Django Reinhardt'tan bu yana Avru-
pa'nın çıkardıği en özgün ve en yetenekli cazcıdır" diyor Garbarek
için.
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki konserde Garbarek ile
birlikte çalacak olan bas sanatçısı Mıroslav Vitous da caz dün-
yasmın "star" isımlerinden biri. 1977 yıhnda Joe Zavvinul ile birlikte
VVeather Report topluluğunu kurarak caz tarihine geçen ünlü sa-
natçı, bugüne dek Miles Davis, Stanky Clark ve Chirk Corea
gibiisimlerleçalıştı.
Yme VVeather Report ekıbınden. bu topluluğun uzun süredav ul-
culuğunu yapan Peter Erskine de bu toplulukta başansının yanı
sıra ımzasmı attığı üç başanh solo albümte caz düny asında tanındı.
Sanatçı. Wayne Shorter, Joe Zawinnl ve Jaco Pastorius'la bırlıkte
yapiığı "8:3Ö"' adlı yapıtıyla Grammy de kazanmıştı.
Jan Garbarek, Miroslav Vitous ve Peter Erskine ile 22 şubatta
başlayan Sisley konserlen. 18 martta ünlü caz pıyanisti Chıck Co-
rea'nın vereceği solo konser ile sürecek.
UGUR MUMCU'NUN AN1SINA
Saltuk, Mumcu
için söyleyecek
Kültür Servisi"En son 1986"da, yasaklan aşarak verebildığım bir
konserime gelmişti Uğur Mumcu Yanında getirdiğı ODTİJ'lü öğ-
renciler ve bir de Aydın Güven Gürkan konserden önce kuliste hep
beraber sohbct etmiştik. Uğur Mumcu beninı 25 yıllık hocam ve
dostumdu Ankara Hukuk Fakültesi'nde okurken derslerine girer-
dim Okula nerdeyse yalnızca onunla görüşebilmck için uğrardım"
dıyor Rahmi Saltuk.
Rahmi Saltuk, engellemelerle geçen yıllardan sonra ilk olarak 25
ocakta AKM'de. Uğur Mumcu'nun ölümünün hcmen erıesınde,
dostunu ve hocasını kaybetmenin 'şoku' ve 'karmakanşıklığr için-
de verdığı konseri önce ertelemek istemış. Sonra o gece gcç vakit
karar vermış-."Ertelemem bırşey getırmeyecekti. Türkülerimizi söy-
lemeliydim. O gece programımda Uğur Mumcu için 'Kandan Kına
Yakılmaz'. 'Hadi Gülümse' gibi türküleri seslendirdim". Sanatçı
şımdi 15 şubattaki konserım 'Uğur Mumcu'nun Anısına' düzenlene-
cek" diyor. Saltuk bunun için hazırlıklara girişmış ve konsenn açış
konuşmasını yapması için llhan Seiçtık 'a ricada bulunmuş
15 şubatta Atatürk Kültür Merkezi'ndekı konserinde Uğur
Mumcu'nun sevdiğıni bildıği 'Çanakkale içinde vurdular bem",
'Drama Köprüsü1
. 'Kara Yılan' . 'Kocabey' türkülerinı yorumla-
yacak