Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT1993 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yeni DünyaDüzeni...
Rambo yöntemlenyle kan golune donmüş mutsuz bır dünya
yenne, bırbınnı kucaklamış ınsanlann klasık bir tango
eşliğınde dans etmelennı gormenın, müzığı ve dansı sevdığı
anlaşılan Başkan Bıll Clınton ıçın de esenlık kaynağı
olacağını umuyoruz.
Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL
1
944 yılında, savaş sonrasırun
dünya ekonomısınde çozum
bekleyen sorunlann tartışıl-
dığı uluslararası Bretton-
Woods toplântısında ünlu
Ingılız ıktısatçısı Lord J M
Keynes tarafından sunulan plan go-
zardı edılıyor ve onun jennı ABD pa-
tentlı Whıte planı alıyordu Bu böyle
olmasaydı gunumuzde dunya ekono-
mısı gundemınde tarüşılan küreselleş-
me>e dönuk bır yapının temellen bü-
yuk olasılıkla daha o gunlerde atılmış
olacaku Bu gerçekleşmedı Çunku
1940'h yıllann sıvasal ortamında
ABD'nın ebnde tuttuğu ekononuk ve
asken gûç, anılan ulkeyı "Dunya Dev-
tetı", ABD Dolan'nj da "Dünya Pa-
rası' yapmaya yetıyordu
Jandarma devlet!
Yenı Dunya Düzenı uzennde çeşıtlı
göruşlenn ortaya atıldığı gunumuzde,
ABD ıçın 1944koşullannınhâlâgeçerb
olup olmadığı araşünlmadan Yenı
Dunya Düzenı hakkında sağlıklı bır
yargıya vanlabıleceğını sanmıyoruz
O nedenle ABD'nın bugun de 1944
yılındakı kadar güçlü ve sayguı bır
ülke olup olmadığın) ırdelemek zorun-
luluğunu duyuyoruz
Dunya ekonomısı 197O'lı yıllara, o
güne kadar yaşamadığj değışık türde
bır bunalımla gınyordu Enflasyon
ıçınde deflasyon sonuçlannı yaşıyor-
du bır yandan fıyatlar genel duzeyı
yüksebrken öte yandan ışsızlık dalga
dalga yayılıyordu O gunlerde dunya
ekonomısınde gözlenen bu değışık bu-
nalımdan çıkmanın yollan araştınl-
maktadır
Bır yandan hastahğın nedenlen üze-
nnde dunılurken ote yandan farkh
ekollerin gözlemlenne dayab bılgı bın-
kımlennden yararlanarak bır reçete
gehştınlmeye çalışılıyordu Üzennde
karar kılınan reçete, ultra-Iiberal yak-
laşırrüa bunalımdan çıkmaktır
Reçetede kullanılması onenlen belb
başlı ılaçlar şunlardır
- Kuralsızlaştırma (Dereglementatı-
on) Bılınen anlamı, ekonomıyı pıyasa
mekanızmasının doğal ışleyışıne bı-
rakmak, devletın kurallara dayalı
yönlendırmesınden ve müdahalesın-
den kurtarmaktır Boylebkle devlet
uretımde. kaynaklann yenıden dağılı-
mında ve ekonomık düzenlemede söz
sahıbı olmaktan çıkanlacaktır Bır
başka anlatımla, dev let köcültükcek'-
tır Çunku devlet, reçetenın yazarlan-
na gore kötu bır kaynak kullanıcısıdır
Harcamalanyla boluşüm-bınkım
dengesını bozmakta, akıl dışı davra-
nışlarıyla toplumun yaratüğı "fazlayı"
har vurup harman savurmaktadır Oy-
sa bu "fazla" tümüyle özel sektore ak-
tanlsa, kışının önundekı bankatlar
kaldınlsa, boyle bır dunya düzenı ıçın-
de gebşmemış. daha doğrusu yaşadık-
lan çağı atlamamış ulke kalmayacak-
tır
Devlet bununla da yetınmıyor, eğı-
tıme, sağlık ve sosyal güvenbğe aktar-
dıp kaynaklarla ve eşıllıkçı buyume
olgusuna verdığı ağırlıkla pıyasalar
(mal ve hızmet pıyasası. sermaye pıya-
sası, para pıyasası) arasındakı denge-
len bozuyordu Bu böyle gıdemezdı
Devlet sosyal devlet olmaktan çıkanl-
mab, toplumsal çıkarlar yenne bırey-
sel çıkarlan kollayıp gözeten jandarma
devlet konumuna geünbnebydj
- Arz ekonomısıne gore dünya gö-
nencı ancak bıreycı atıbmlarla ve reka-
bete dayab serbest pıyasa ekonomısıy-
le gerçekleşebılır O nedenle ozel gınşı-
mın onündekı tum engeller kaldınl-
mab ya da etkjsız hale getınlmelıdır
- Mutlak öncebk, devletın ekono-
mık ve sosyal yaşamdan ebnı çekmesı-
ne venldığıne gore doğrudan vergıler
olabıldığınce duşurülmeb, devletın
ebndekı ekonomık ve sosyal tesısler
özel sektore devredılmehdır (özelleş-
tırme) Bunlann yonünü ve yöntemını
her ulkede uygulanacak kuralsızlaştır-
manın derecesı ve toplumun ekono-
mık haklanru korumada ulaştığı orta-
lama bılınç duzeyı bebrleyecektır
ABD'nin başına yağan taşlar
Şımdı, ultra-bberabzmın ABD'ye
ne getırdığmı yenı Başkan Bıll Cbn-
ton'dan dınleyebm
- Amenkan devletı ultra-bberal ka-
pıtabst uygulamaya geçıldıkten sonra
sahıp olduğu gücu büyuk olçüde kay-
betmış ve kuçulmuştur Devletın eskı
gücunu kazanması (rehabıhtatıon) ve
ekonomıdekı eskı yennı alması zorun-
ludur
- Bu dönemde uygulanan kuralsız-
laştırma pobtıkasıyla ekonomık buyu-
me yavaşlamış, ülkenın ekonomık ve
sosyal dengelen bozubnuştur ABD
Dolan'nın değen ölçüt para bınmı
SDR karşısında süreklı olarak düş-
müştur
1989 yıbnın alüna ayında 1 SDR'-
nın değen 1 241 ABD Dolan ıken
1992 yüının alüna ayında bu pante
1 412 S olmuştur Bundan da önemlısı
dolann 1989-1992 yıllannda SDR
karşısında aylar ıtıbanyla ortalama
değennde gözlenen sabnımlardır Do-
lar surekb olarak değer değıştıren ka-
rarsız bır para bınmı halıne gelmıştır
Dolann değenndekı kısa dönemb dal-
galanmalar, ABD Dolan'nın üzenn-
dekı spekülatıf hareketlen gözlemle-
mek bakımından onembdır 1992
yılında kasım ayı mbanyle on ıkı aybk
ortalama enflasyon artış hızı %3 düze-
yınde tutulurken ışsızlenn artış oranı
ekonomıdekı durgunluğu (recessıon)
yansıtan en önemlı gösterge olmuştur
- Uluslararası rekabette ABD alt-
yapılanmada. eğıtımınde büyük tek-
nolojık projelenn seçımınde yaptığı
yanlışlarla Almanya ve Japonya karşı-
sındakı guçlü konumunu yıtırmıştır
Daha açık bır soyleyışle ultra-bbera-
bzm uygulamalanyla ABD'nınbaşına
umulmadık taşlar yağmış ve Amen-
kan ekonomısı gunumuzde buyuk so-
runlan aşmak durumunda o'lan bır
ekonorru konumuna geünlmışür (*)
Clınton'ın çabşma arkadaşlanndan
Prof Rudıger Dornbusch'a gore ılk
aşamada 'ABD'nın her turden serma-
ye bınkımını yenıden oluşturacak bır
devlet pohtıkasına gereksmımı vardır
Bu bınkım, msan gücünde, teknolo-
jıde, aityapıda ve finans sermayesınde
mutlaka sağlanmalıdır" (**) Prof
Dornbusch'un bu sozlen ABD önder-
bğınde kurulacak Yenı Dunya Dü-
zem'nın Başkan Clınton'a ıkı seçenek-
ten bın uzennde karar vermek şansını
tanımasıdır Sovyetler Bırlığı'mn ço-
kuşunden sonra ABD, tum bu olan bı-
tenlere karşın sahıp olduğu büyük as-
ken güçle Yenı Dünya Düzenı*nın ku-
rulmasında jönlendıncı bır rol oy-
nayacaktır Onemb olan bu rolü nasıl
oynayacağıdır7
Rambolar ve tangolar
- Başkan Cbnton'ın ehndekı bınncı
seçenek 1940'b yıllara gore gebşmış
obür kapıtabst ulkeler karşısında eko-
nomısı göreb olarak zayıflamış, reka-
bet gucü azalmış, ama buna karşın as-
ken gücu doruğa yükselmış ABD'yı
bır Rambo olarak kullanmak ve eşıt-
sız buyümeyı zorla dunyaya kabul et-
ürmeye çabşmaktır Bunu yapabıbr
mı7
Böyle bır gınşım, ABD'nın ulusal
çıkarlanru, uiuslararası topluluğun çı-
karlannın önune koyması ve bunu
Bretton-Woods'tan farkb olarak eko-
nomık üstunluğü ıle değıl sılah zoruyla
yaptırmaya kalkışmasıdır Dünya
ekonomısının gunümuzdekı yapılan-
masında boyle bır çılgınlığa önce eko-
nomıde ve teknolojıde kendısıyle yan-
şacak dunıma gelmış zengınler kulü-
bunun öbur uyelen tepkı gösterecek-
lerdır Yoksullann yer aldığı uçuncü
dunya ulkelenne gebnce, onlan da
gözden çıkarmak 1950, 1970 done-
mınde yaşandığı kadar kolay olmaya-
caktır Teknolojı akıl almaz boyutlar-
da hızla değışmekte. ureümın ortala-
ma mahyetı yaranlan olçek ekonomı-
lenyle gıderek kucülmektedır Bu gcr-
kemb surecın devam etmesı ancak
Prof Dornbusch'un behrttığı gıbı in-
saiML, teknoloji\e, alrvapıya yapılacak
dev yatınmlarla olanaklıdır Dev kay-
naklann bıraraya getınlmesıyle ola-
nakhdır Bu koşullar sağlanmadan bır
an ıçın olanakli olduğu varsayılsa ve
sunumun önundekı tum sorunlar aşıl-
sa bıle olay donup dolaşıp bu kez ıs-
temde duğumlenecektır Çünku kapı-
tabzm, böluşum sorununu sosyal dev-
let olgusuyla ancak bır olçüde çozebıl-
mışor Unutmayalım kı Rambolar, ta-
nhın hıçbır evresınde boluşmeden
yana olmamıştır O nedenle bu seçe-
nek gerçekleşebdır bır seçenek değıl-
dır
tkıncı seçenek, ıpuçlannı Keynes
planında gördüğümüz dunva duzeyın-
de sunum (arz) ekonomısını ıstem (ta-
lep) ekonomısıne dengeleyecek yenı
bır dunya düzerunın kurulmasıdır
Bunun ıçın dunya ekonomısı duzeyın-
de uluslararası ışbırlığını sağlamaya
yönebk bır orgutlenmeve gıdılmesı te-
mel koşuldur Keynes'ın duşledığı gıbı
dünya çıkarlannı ulusal çıkarlann
onunde goren cıddı ve etkın bır orgut-
lenme Bu başanldığında, uluslarara-
sı ışbırlığının koşullan ulusal düzeyde
behrlenıp optımum kabplanna dökul-
duğunde, dunya ekonomısı, ınsanlar
ıçın daha buyük bır gönenç kaynağı
olabıhr Gundebk yaşamda bınlerce
optımumu bebrleyebılen msan akb-
nın. bu buyük hazınenın, daha büyük
sorunlan çozmemesı ıçın bır neden
gormuyoruz
Rambo yöntemlenyle kan golüne
dönmuş mutsuz bır dünya yenne, bır-
buını kucaklamış ınsanlann klasık bır
tango eşbğınde dans etmelennı gorme-
nın, muzığı ve dansı sevdığı anlaşılan
Başkan Bıll Clınlon ıçın de esenbk
kaynağı olacağını umuyoruz
(•)Enk!ZRAELEWlCZ Utat rehabıbte Umon-
de6Novembre 1992
(••) Rudıger DORNBUSCH The Econonua 24
Octobrel992
ARADABIR
Prof. Dr. METİN HEPER
BU. Üni. Siyaset Bilirni Bölümü Başkanı
Elektronik Demokrasi"11
ve Otoriteryanizm
Son zamanlarda ' elektronik demoKrası' yı tartışmaya
başladık
'Elektronik demokrasf'den maksat, doğrudan doğruya
ve kolayca bıreye ulaşılabılen ve sık sık çeşıtlı konularda
vatandaşlann oylarına başvurulabılen bır rejım ıse -efe-
randumyolu ıle doğrudan demokrası olarak tanımlanabtle-
cek soz konusu rejım onemlı bazı sonuçları da beraberınde
getırır Türkıye'de uzennde durulacağını tahmın etmedı-
ğım bır muhtemel sonuç üzennde durayım Söz konusu de-
mokrası bıçımınde, bıreylerın ıstek ve duşuncelen, çıkar
grubu örgutlerının süzgecınden geçmeden hükumete
yansırvesınırsızkaynaklarasahıpolmasınaımkânolmayan
hukumetlerın tum bu ıstek ve dusuncelere asgarı duzeyde
dahı duyarlı olmalarına olanak kalmaz Sıyasal sıstemın
toplumdan gelen ıstemlerı karsılamakta devamlı başarısız
kalması uzun surede rejımın meşruıyetıne golge düşurür
Bi' durumdan, çeşıtlı tur otonter rejım heveslısı kışı ve
gruplar yararlanabılırler ve bazen halkın oyu ıle otonter re-
Iimler tesıs edebılırler Aynı nedenden olmasa dahı ıkı dun-
ya savaşı arasında hukümetlerının çeşıtlı toplum kesımle-
rının guvenını yıtırdıklerı çeşıtlı kara Avrupası ulkelen,
uzun süre ayakta kalan otonter sıstemlere suruktenmışler-
dır Benzer bır durumun bugun de muhakkak ortaya çıka-
cağını söylemek fazla ıddıalı bır tahmın olur Toplumsal
olayları etkıleyen çok sayıda faktor vardır öte taraftan,
başka uygun koşullarla bır araya gelınce, orneğın toplu-
mun kaynaklarının haylı sınırlı olması ya da yönetıcılerın
aşırı populıst yaklaşımlara sahıp bulunmalan durumların-
da,' elektronik demokrası otonter bır rejımle son bulabt-
lır
Konu ıle doğrudan ılışkısı dolayısıyla, çıkar grubu örgut-
lerı ve sıyasal partılerle ılgılı olarak Turkıye de pek uzenn-
de durulmayanşu hususlarındaaltını çızmek ısterım Çıkar
grubu örgutlen, temsıl ettıklen kesımlerın ıstek ve duşun-
celerını sıyasal sısteme ıletmekle yukumlu oldukları gıbı
soz konusu ıstek ve duşuncelen makul bır çızgıye çekmek
durumundadırlar Aynı şekılde sıyasal partıler de bır yan-
dan bırıncı derecede kendılerıne yakın kesım ya da kesım-
lerın ıstem ve duşuncelerını gerçekleştırecek programları
gelıştırırken bır yandan da toplumun uzun surelı çıkarlannı
da göz onunde tutarak tum kesımlerın ıstek ve düşüncelen-
nı bırbırlerıyle bağdaştırmak zorundadırlar Ancak soz ko-
nusu durumlarda, demokrası kesıntıye uğramadan devam
eder
Çıkar grubu örgutlen, belırttığım ışlevlerını başarılı bır
bıçımde yenne getırırlerse o oranda sıyasal partılerın ışı
kolaylaşır, hatta sıyasal partıler sıstemın nıspeten onem-
sız kurumları halıne gelebılırler Bu duruma orneğın Ame-
rıka Bırleşık Devletlen'nde rastlanır Bunun nedenı, o ulke-
de sıvıl toplum kesımlerının kendı aralarında bellı bır uyu-
mugerçekleştırmışolmalarıdır
Bu gozlemler bızı şu sonuca göturür "Elektronik demok-
rası", benım burada belırttığım gıbı gerçekten bunyesınde
doğrudan demokrası boyutları tasıyorsa ve doğrudan de-
mokrası, yukarıda belırttığım nedenden dolayı, otorıteryan
bır rejıme süruklenılme tehlıkesını de beraberınde getırı-
yorsa ' elektronik demokrası' nın gerçekleşmesı oranmda
sorumlu çıkar grubu orgutlerını ya da sıyasal partılerı
gûçlendırmek ya da geleneksel olarak bu kurumların yen-
ne getırdığı ışlevlerı görecek başka kurum ya da mekanız-
malargelıştırmekgerekecektır Eğer 'elektronik demokra-
sı ' ufukta onlenemez bır olgu olarak belırıyorsa, kanımca
burada ışaret ettığım sorun uzennde vakıt geçırmeksızın
düşünmeye baslamak gereklıdır Sorun, yukarıda da ışaret
ettığım gıbı toplum kesımlerının bellı bır uyuma ulaşama-
dıklan sıyasal sıstemlerde daha da cıddı bır sorundur
TARHŞMA
Sayın Kültür Bakanı'na açık mektup
B
uca'da, yüzyıbn
başında ınşası
tamamlanmış
gerçek bır sanat
anıtı vardır
tzmır'ın şınn ılçesı
Bucanın Sosyal Sıgortalar
Hastane bahçesı ıçınde yer alan
bu eşsız mıman örneğının, tum
yapı malzemelen Ingıltere'den
getınlmışur Bırzamanlar
Buca'da mücevhergıbı
panldayan bu yapı, beyaz
mermerlen, anr, vakur taşlan,
yakJızb tavanlan ıle
bahçesındekı ardıçlann gızemlı
türküsünü dınleyerek yıDara
meydan okumayı
surdurmektedır Oymalı
tavanlanndan düşen her parça,
mahalle çocuklannın
sapanlanna hedef olan her
vıtray. kadır bıbr herkesın
yüreğını sızlatacak bır
gönınümdedır Sayın Kültür
Bakanımız, 1991 yılında
Buca'yı zıyaret etmış ve
buradakı eşsız sanat
yapıtlannm restorasyonu ıçın
söz vermış, gereklı masraflar
ıçın butçeden bellı bır fon
aynlacağını Buca halkına
büdırmıştır Ancak ogunden
bu yana, en ufak bır gınşımde
bulunulmamış, restorasyonJa
ılgılı hıçbır etkınlık
görulmemıştır Kentınher
yanına yenı gorünumler
kazandınbnaya calışılan şu
gunlerde. eşsız tanh
değerlenmıze sahıp çıkmak
neden daha onemsız
göruluyor
7
Bıryenısını asla
yapamayacağımız bu kültür
varbğımızı daha geç obnadan
koruyalım ve lütfen vaat edılen
sozumuzun ne denlı önemlı
olduğunu unutmayalım,
ŞahâlYuncu
Coğrafya Öğretmeni
OKURLARDAN
Erozyon
Hjrozyonun sonuçlannın korkunçluğu bılımsel olarak
ortadayken, memleket ormanlannı devlet elıyle yok eden
kanunlann kaldınlmasını ve henuz y apımı devam eden,
erozyon sebebıy le 50 yıl sonra yok olacağı soy lenen GAP
projesı ıçındekı barajlann ve Türkıye'dekı dığer barajlann,
çıplak arazılenn aal olarak ağaçlandınbnasıru, var olan
ormanlanmızın, meralanmızın, venmlı topraklanmızın,
kent ıçındekı yeşıl alanlann Bakanlıklar ve vasalar arasında
eşgudum bağlanaraK korunmasını, gehştınlmesmı, bu
konularla ı Igılı bılımsel venlere dayanan çağdaş kanunlann
acıl olarak cıkanlmasını ılgılı bakanlıklardan nca edıyoruz
Hülya Aksoy
Y a y ı n d ü n y a s ı n a F ı r t ı n a g e l
PENCERE
Günlük
Hukuksal Boyu
Fırtına bu ulkede yaşayan herkesin dergisi.
an başınıza gelebilecek olayiann hukuksal bcrç
Kamuoyunu raeşgul eden, sansasyon yaratan konufl^g hukuki
yonu ve perde arkası Fırtına'da...
İşte Fırttna'nın Uksayısı... Sahte diş hekimleri
leti zorluyor • Çekid terörü cep yakıyor • Devlet tiyatrol
n satılırsa kim alır • Konut açıgı çığ gibi büyüyor • Adalet
hekim hatalannda susuyor rnu?
D e r g i n i z F ı r t ı n a B a y i l e r d e . . .
Türkistan
Ahmet
Ahmet Yesevı'yı çoğu kışı tanımaz, ama, bundan son-
ra tanımak zorunda kalacak
Çok eskıden berı Yunus Emre'yı Anadolu da tanıyan,
seven, benımseyen, özumseyen çok kışı vardı Ancak
Osmanlı'da 'resmı ıdeolojı' şaırı dışladığı ıçın, Cumhurı-
yet devrımıne kadar Yunus, seçkın çevrelerın bılmedığı
ve aydınların tanımadığı bır sanatçı olarak kaldı '192?
Devrımı yle yukselen Aydınlanma surecınde, Yunui
Emre okul kıtaplarına gırebıldı
•
Sovyetler Bırlığı nın dağılmasından sonra Turkıye,
Orta Asya'ya açılma sıyasetını benımsedı
Bu açılış, yalnız ekonomık ılışkılerle sınırlı kalmaya-
cak, külturel alanda gelışecek, daha şımdıden ortak alfa-
be ve ortak okul kıtapları konusunda gırışımler var,
koalısyon hukumetı, Ahmet Yesevı nın Yesı'deTımurta-
rafından yaptınlan turbesını onarmayı ustlenıyor, Baş-
bakan Demırel 1993 un "Yesevı Yılı1
olacağını açıkladı
özbekler, Kırgızlar, Kazaklar, Tacıkler, Yesevı'nın
kabrını zıyaret edıyorlar, halk tasavvufunun bu unlü ön-
cusü "Pîr-ı Turkıstan dıye anılıyor, üstelık hem Bektaşı-
lerın, hem Nakşıbendılerın, daha başka deyışle arala-
rında çelışkı bulunan ıkı tarıkatın da buyuğu sayılıyor
Nasıl oluyor bu^
•
Irene Melıkof'un Vyur Idık Uyardılar' (Alevılık-Bekta-
şılık Araştırmaları) adlı kıtabında (Cem Yayınevı) bu so-
runun yanıtı araştırılıyor
Melıkof, bu alanın yetkın bır uzmanı olduğundan, bu
karmaşık sorunun yanıtındakı duğumlerı bır bır açmış
Çoğu soylentıye dayanan, ınançların gızemlerıne dola-
nan, zaman ıçınde değışıme uğrayan toplumsal olgula-
rın nerede bırbırme yakınlaştığı, nerede uzaklaştığını
saptamak her babayığıdın harcı değıl ' Ahmet Yesevı,
nasıl hem Nakşıbendılığın temellerını atan Abdulhalık
Gucduvanı'nın yoldaşı hem de Hacı Bektaş ın mürşıdı
olabılıyor? Nakşıbendılık Sunnılığe aykırı duşmüyor,
Bektaşılık ıse Alevılıkle ozdeş sayılıyor Bektaşılık, Haz-
retı Alı'ye bağlanıyor, Nakşıbendılık, Ebubekır'e ulaşı-
yor
Ve ıkısı de Ahmet Yesevı'de buluşuyor
'Pîr-ı Turkıstan'ın soylencelere karışmış hayatı, 12'ncı
yüzyılda geçıyor, Yesevı, Sırı Derya bolgesınde yaşıyor,
Şıırlerını Türkçe yazıyor, Islamın yayılışında onderlık ya-
pıyor, murıtlerıyle toplantılarına kadıntar da katılıyor,
kadınlar ortunmuyorlar, Yesevı, Orta Asya'da ılk Türk
mutasavvıflarından bırı, Turk velısı
Halk mutasavvıfı
Pekı, tasavvuf ne demek?
özunde tasavvuf Tanrı ıle msan ılışkısınde, ınsanı
tanrısal erdemlerle bezeyen bır ınanç bıçımıdır, geçmış
yüzyılların karanhklarında bıle ınsana -hem erkeğe hem
kadına- daha onurlu bır yer arayan dınsel goruştur, Yu-
nus Emre de ıse sanatsal açıdan doruğuna ulaşmıştır
•
Nakşıbendılıkte kadına yer yok, Sunnılığe katılım ağır
basıyor, Turkçe dışlanıyor, Osmanlı'da Bektaşılık horla-
nırken Nakşıbendılık en gozde tarıkat sayılıyor
Soylendığıne göre, 1140'ta Merv de ölen Şeyh Yusuf
Hemedanı, Maveraunnehır de bır dervışler topluluğu
kurmuş, hem Ahmet Yesevı hem de Nakşıbendı tarıkatı-
nın temelını atan Gucduvanı, bu şeyhın murıtlerınden
ımışler, ayrılık daha sonra başlamış, bır dal Nakşıbendı-
liğe uzanmış ötekı dal Bektaşılığe.. • ;
Önemlı olan bu ayrılık değıl
önemlı olan ne
7
Bır kökenden tureyen ınançların daha sonra bırbırme
duşmanlaşması, bağnazlıktır
Orta Asya dan Anadolu ya uzanan Ahmet Yesevı'yı
anmatorenlerını, koalısyon hukumetı benımsedı Olaya
yalnız ınanç açısından değıl, akıl, bılım, sanat açısından
yaklaşabılecek mıyız
1
?
Temel sorunumuz buradadır
ŞAİRİIN ATÖLYESÎ
DİVAIN dizisi/1
BROY YAYINEVI, snrseverlerm yenı yıhnı
ozgun bır şur dızısıyle kutluyor.
ŞAİRIN ATOLYESİ, şur ve ele^tıri ürünlerının
yanı sıra, yazma seruvenının de sergılendıği
bır ŞAIRLER DIVANI'dır.
Yent, benzersız bır toplam...
Bu mesaı'de Fuzuh'den Ahmet Oktay'a,
Goethe'den Brecht'e, Cemal Sureya'dan
Eray Canberk'e, Rımbaud'dan Moodyson'a
bır şıır deltası ../ 1. hamur 128 sayfa.
İSTEME ADRESİ Broy Yayınları, Ankara Cad, Vılayet Han,
205- Cağaloğlu / Ist Tlf 513 68 56- Fax 511 25 74
DİVAN 1"ı edınmek üzere Muammer Akca 191647 nolu posta
çata hesabına 30 000 (otuzbın) TL yatırılması ve alındı
fotokopısırHn göndenlmesı yeteriıdır
. DAĞITIM Akdenız (Antalya).'Arkadaş Barış, Bertay, Bılge
ı Kitap Kulübü, Bırteşım, CKK, Evrensel, Haşet (Bursa), Hoy
Kıtap Klübü, llen (izmır). Karya (Zonguldak) Kaynak, Pandora,
Papırûs, Tümda-Yön, Yazın
1NG1Iİ1CE
INGILIZCE
Dilko English'te tngilizce'yi kullanarak öğrenin...
KIŞ DÖNEMİ
Kayıtları Pazar dahil surmektedir.
DİLKO
ENGLISHBAKIRKÖY
Td "70 12 70 572 21 44 Td33IH4? 338UIO
KADUÖY ŞİŞU BCŞİKTAS