20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28ARAUK1993SAU 12 DUNYADAN Filistinadaleti ElFetih'inelindeFilistin sığınmacı kamplanndan Şabura'da çamurlu sokaklarda dolaşan silahlı El Fetih Şahinleri koyduklan yasalann tek uygulayıcılan. Bu sistem adli hatalara yol açıyorsa da, Şahinler anarşiyi önlemek için tek çarenin bu olduğunu söylüyorlar. 'Banşa bir şans tanımahyız' diyen İsrail askeri yetkilileri, büyük olaylar çıkmadığı sürece Filistin sığınmacı kamplanna çok sokulmuyorlar. El Fetih Şahinleri, antlaşmadan beri gerillalardan küçük derebeylere evrilme sürecine girmiş durumdalar. O mzunda bir AK-47 tü- feğı asılı olan Halid Tafiş. yanında silahlı iki arkadaşıyla birlikte Şabura sığmmaa kampındaki bir so- kakta ağır ağır dolaşıyor. Bellerine sokulu tabancalarla dolaşan onlarca genç adam başlanyla selam veriyorlar. Aralanndan biri, el bombasını havaya fırlatıp yeniden yaka- byarak oyalanıyor. _ Filistin KurtuluşÖrgütü'nde Yaser Arafat fraksiyonunun askeri kanadı olan El-Feıih Şa- hinlerinin kamptaki lideri 24 yaşındaki Tafiş. "Bu sokaklan biz denetliyonız. İsrailliler kam- pın bu tarafına artık hiç uğramı- yorlar. Yasalan biz kovuyonız ve yasaya karşı gelenlerin ceza- lannı biz veriyoruz" diyor. İsrailli ve Filistinli görüşme- ciler, İsraiFin bölgeden çekil- mesini sağlayacak bir antlaş- mayı hanrlamaya çalışırken, kamptaki yaşam şimdiden de- ğişmiş bile. israil birlikleri, Gazze Şe- ridi'ne yayılmış olan ve dört ay öncesine değin İsrailli askerleri vuran ve kaçak yaşayan Filis- tinli gerillalann yaşadığı sığın- maa kamplanndan sessizce çe- kilmeye başlamış durumda. FiüstinHkr aynaya bnktıkkmnda yabnzca sonmka'göriiyor O unutulmaz Yaser Arafat ve tzak Rabin tokalaşmasından bu yana geçen üç ay içinde Filistinlilerin geleceği tü- müyle değışti. 26 ydlannı baskılar ve başkaldınyla geçiren nüfus. artık bir ölçüde yetki elde edecekleri yeni bir döneme hazı- rlanıyorlar. Gene de, Filistinlilerin ru- hunu karakterize eden kuşkulan gider- mek üzere pek az şey yapılmış durum- da. Filistinlilerin bir zamanlar sahip olduğu birlik ruhu da yok oluyora benziyor. Daha parlak bir geleceğe ilişkin umutlar. yenni ufukta daha çok kar- gaşaya bırakmış gibi görünüyor. Ge- lişmelere ilişkin korkular FKÖ baş- kanı Arafat'ın onlan bir diktatörlüğe sürûkleyeceğinden. İsrail'in Filistinli- ler hakkında karanlık planlar yapıyor olduğuna dek değişen pek çok bağ- lamda kendini ortaya koyuyor. Filistinlilerin kaygılannın yeni odağı, hükümet ku- rumlannı, diyalog gelenekleri ve özerk yönetime banşçıl bir geçişi gerçekleştir- melerini sağlayacak toplumsal yapılan oluşturma fırsatı bu- lamadan önce kendi kendileriyle yüzleş- mck zorunda kala- caklannı düşünme- leri. Bununla birlikte, bu tür kurumlann üzerine kurulabile- ceği dûzeyde siyasal bir kültüre sahip du- MIS1R Now York Times'dan Cumhurıyefe ö*el rumdalar. Filistinliler. başkaldın ve si- yasal mücadeleyle diğer Arap uluslan- ndan çok daha uzun süredir içiçeler. 1948'den beri İsrail karşısında müca- dele veriyorlar. 1%0'lardan beri de si- yasal bağlamda örgütlenmiş du- rumdalar. Uluslararası destek sağlamak için Baü ve Do- ğu"da geniş bir kampanya baş- lattılar. Bu ve Filistinlilerin yeryüzünün dört biryanınagöçet- miş olması on- lann çoğulcu kültürlerle yakı- ndan ilişki kur- malannı sağladı. Hiç kuşku yok ki. İsrail'in işgal altına aldığı bölgeler- de yaşayan Filistınlilere 26 yıldan beri uyguladığı dcmokraük ilkelerini de öğrendiler. Bugün Gazzc Şeridindeki kalabalık gecekondu yerleşimlenndc ya da Batı Şeria'nın Kutsal Kitap'ta yer alan küçük kasabalannda ya da minik köy- lerinde yaşayan Filistinliler arasında gittikçe artan düzeylerde durum an- laşıhyor. Batıhlaşma yanlısı ıhmlılar. İslamcı köktendincilerin tümüyle karşısında yer alıyorlar. Ve İsrail işgaline karşı uzun yıllardır mücadele eden Filistinli- ler. gücün meyvelerini toplamak üzere Tunus'tan dönen Arafat gibi sürgünle- re oldukça kuşkulu bakıyorlar. İsrail'in kendilerine ne dereceye ka- dar özgürlük vereceğine ilişkin kaygı- lar da var. Aynca denetimi elinde tut- mak istcyen israil'in Filistinliler arası- nda sivil savaşı köriiklediği yönünde komplo teorileri de revaçta. YusufM.İbrahim IBarışa bir şans verelimşans El-Fetih'in sınm gibi lideri si- garasına uzanıyor: "İsrail as- kerleriyle uyum içindeyiz. Bir- likiere saldırmadığımız sürece, kampın bizim denetimimiz altm- daki kısımlarına gelmiyoriar bi- le. Aslında silah taşımamızı iste- miyorlar, ama silahlarımızı bı- rakmayı da biz istemivoruz." Bir askeri yetkili. ""ProMem yaratniamak ve banşa bir şans tanımak istiyonız. Bu yüzden onlan rahatsız etmemek için eli- mizden geleni vapıvoruz"' diyor. 64 bin kişinin yaşadığı Şabu- ra kampı harap kulübeler, ça- murlu sokaklar ve tozlu Mısır sının boyunca uzanan açık ka- nalizasyonlardan oluşan bir la- "birent. Dar ve kirli sokaklarda elektrik kablolan sarkıyor. Fi- listin bayrağı çatılarda dalga- lanıyor. El Fetih'e övgüler yağ- dıran milliyetçi duvar vaalan duvarlan dolduruyor. Ama genç savaşçılann Fetih Toprağı adını verdikleri kam- pın çevresine yapılmış en şaşır- tıcı katkı. El Fetihçilerin Şabu- ra Sokağmda açtıklan tek odalı bir büro. Büronun cephesine asılmış dev bir bez afışte şu söz- ler yer alıyor: "El Fetih toprak- lanna boş geldiniz! Burası eesur El Fetih Şahinlerinin vurdudur!" Dökme cam pencereye asıl- mış 50 kişilik liste, İsrail birlik- lerinin çekilmesinden sonra dü- zeni sağlamak üzere kurulacak polis gücünün. FKÖ'nün de onayıyla yönctimine getirilecek olan genç El Fetihçilerin isimle- Banş antlaşmasıyla bile huzur bulamayan ve düzenin hala silahlaria sağlandığı Fihstin'de acılann en böyüğü gene kadınlara düştü. rini içeriyor. El Fetihçilerin de yer alacağı bu polis örgütlen- mesi şu anda sürgünde olan 7 bin ve işgal altındaki topraklar- da yaşayan 8 bin Filistinliden oluşacak. El Feüh Şahinleri 1991'de kuruldu. Aslında gerillalann çoğu dağıtılmış olan Kara Pan- terler adlı silahlı bir grubun üyeleriydi. Grup kenar mahalleler ve sı- ğınmaa kamplanndaki genç erkekleri topluyor. Ama lider- ler emirleri Arafat'ın üslendiğı Tunus'tan alıyorlar. Sahip ol- dukları silahlann çoğunu ya İsrailli uyuşturucu veya silah kaçakçılanndan satın alıyorlar. Bu kaçakçılar da silahlan yasa dışı yollarla Mısır'dan getiri- yorlar. Pek az zamanda El Fetih Şa- hinleri genlladan minik dere- beylik yöneticilerine dönüşmüş durumda. Arafat ve yardımcı- lan Gazze ve Batı Şeria'daki Eriha kentine geldikleri zaman örgütlerini, bu genç külhanbey- lerinin hazırladığı kurtanlmış bölgelerde kuracaklar. Gazze Şeridi'ndcki her yer ve hatla her sokak bclirli Filistinli hizıplerin denetimi altında. El Fetih Şa- hinlerinin "nasıl" yönetecekleri son zamanlarda ortaya çıkan iki örnekten iyice anlaşılabili- yor. El Fetih Şahinlerinin liderle- rinden Cihad Ebu Samhadara. kamp sakinlerinin arazi anlaş- mazlıklannı çözmesi için kendı- sine verdikleri sayısız dilekçeyi göstcrerek, "Çok çeşitli sorun- larla karşı karşıyayız. Sorunian çözmek için komiteler kuruyo- nız. Ve kiıtıin haklı kimin haksız olduğunu bulmaya çalışıvoruz" diyor. Bir olayda 31 yaşındaki Fethi Ebu Araf.""komşusunun kızına tecavüz ctmekle bir adamın suçlandığını" anlatıyor. Daha sonra Ei Fetih Şahinleri olayı araştırdıklannda adamın suc- suz olduğu ortaya çıkmış. Asıl suçlu. sanığın amcasıymış. El Fetihçiler adamı idam etmişler. Daha sonra kızın ailesi tecavü- ze uğrayan kızı öldürmüş. Has- tanede de kızın intihar ettiğıni söylemişler. Israillilerle işbirliği yapmak suçunu işleyen Filistinliler dü- zenli olarak yargılanıp cezalan infaz ediliyor. Birkaç gün önce. herkesçe tanman bir ışbirlikçı vunılarak öldürülmüş ve cesedi bir kasap çengeline asılarak ser- gilenmiş. El Fetih Şahinleri. arada bir haksızlık yapsalar bile. duzeni sağlamayacak olur- larsa anarşinin hüküm sürece- ğine inanıyorlar. Bununla bir- likte. uyguladıklan adalet siste- minin kusurlan olduğunun farkındalar. Kucağında bir AK-47 tüfeği tutan Ebu Mahsub. "Ne polis gücümüz, ne de mahkemelerimiz ya da hapishanelcrimiz var. Sanıklan dikkatle sorgulayıp >argüıyoruz ve karariarı bir ko- mite aracdığıyla alıyoruz" di- yor. Ne ki. İsraıl'le yapılan ateş- kes sürekli olacağa benzemi- yor. Liderlerden biri olan Ah- med Ebu Riş'in İsrailli bir ye- raltı örgütünce üç hafta önce öidürülmesinden beri El Fetih- çiler eylemlerine yeniden başla- dılar. Bu olayı izleyen ayaklan- malarda İsrailli birlıkler 60 Fi- listinliyi vurdular. İsrail-FKÖ antlaşmasına karşın. savaşçılar bölgede ka- lan İsrailli yerleşimcileri koru- mayacaklannı söylediler. Bun- dan başka militan Hamasharc- kctince gerçekleştirilecek olan silahlı saldınlara da müdahale etmeyeceklerini bildırdıler. Mahsub. "Eğer İsrailliler bi- zim Filistinli kardeşterimize sır- tımızı çevireceğjmizi sanıyortar- sa çok yanılıyorlar" diyor. "Bartş antlaşmasına karşı olan gnıplann amaçları bizimki- lerle avnı, onların tek farkı bu amaçlara ulaşmakta kullandık- ları araçlardan kavnaklanıvor. Hiçbirimi/ > ahudik'r burada çı- kana ve kendi devlctimi/i kurun- caya kadar mücadelen >az- geçmeyeceğiz." Hintli küçük katili ailesi de terk ettiGeçen hafta üç çocıtğu bam- bu sopavla döverek öldüren 5 yaşındaki Hintli çocuk ailesi tarafından terkedildi. Harender Choudary adlı küçük katilin anne ve babası öldürülen çocuklarm ailesînin misüeme yupmasından korkup cinayetin iflendiği köyden kaçtılar. Hindistan'm enfakir bölgele- rinden birinde yer alan Puren- derpurım tozlu sokaklarında, üzerinde yırtık pırtık birgömlek- le tek başına dolaşan Harender 'e kimse yardım elini uzatmadığı gihi, köylüler arkasından "küçük katil" diye bağırıyor. Diğer taraftan gazeteciler de küçük çocuğu rahat bırakmıyor. Hindistan'da çıkan "Calcutta Telegraph" adlı gazetenin mu- habirleri çocuğu soru yağmuru- na tutarak, üç çocıtğu niçin öl- dürdüğüne ilişkin ağzmdan laf almaya çalışıyor. Ne var ki, Ha- render konuşmamakta israr edî- yor. Emniyet Müdürü Rathan Lal Kanajia cinayeti soruşturmak için köye geldiğinde Harender in ailesi tarafından terkedilmesini şöyle değerlendiriyor: 'Aile ken- dini kurtarmak için köyden kaçmış. Öldürülen çocukların ailesinin intikam alacağuıdan korkmuş olmahlar." Harender '- in intikam amaayla öldürüle- ceğinden korkan güvenlik güç- leri, çocuğu uzak akrabalarm- dan birinin yanına gönderiyor. Bu arada Harender'in ailesi- nin Hindıı, öldürülen çocuklarm ailesinin Müslüman olması ne- deniyle. bölgede bir din çatış- masmın çıkmasından kuşku du- yutuyor. Dolayısıyla şu anda köy güvenlik güçlerinin deneti- minde. Hindistan 'da bölgesel küçük olaylar hiç umulmadık bir anda toplu şiddei olaylarına dö- nüşebiliyor. Purenderpur, feodal değerle- rin hala geçerli olduğu geri kal- nuş bir köy. Bu bölgede şiddetin öliime yol açması sıklıkla görü- len bir olgu. Dolayısıyla kamuo- yu, 5 yaşındaki bir çocuğun 3 ço- cuğu öldürmesi karşısında Şaşırmıyor. Oysa, geçen ay fngiltere'de 11 yaşında iki çocu- ğun iki yaşlarındaki bir başka çocuğu öldürmesi üzerine tütn ülke ayağa kalkmıştı. Hint yayın organları son gün- lerde çocuklarm yolaçtığı şiddet olaylarına geniş yer veriyor. Pu- renderpur'da işlenen cinayet. Kalküta da çocuklarm işlediği başka bir cinayetin vahşeti karşısmda oldukça masum kalı- yor. Ortaokul öğrencisi bir ço- cuk yanma arkadaşlartnı alarak babasmı, üvey annesini ve üvev kardeşini önce sıkıca bağlavıp, sonra bıçakla leker teker ölâürü- yor. Üstelik bu cineyetleh son derece büyük bir soğuk kanlılt- kla, kılları kıpırdamadan işliyor. Olay ortaya çıktp, çocuklar ya- kalandıklarmda, yapılan sorgu- lamaları sırasında BBC'deyayı- nlanan bir prognımm etkisinde kaldıklarını öne sürüyorlar. ^ £ THE INDEPENDENT Hditi'de infazrnyeni cuh tecavüz Darbecihükümete bağlı birlıkler, sürgündekibaşkan Aristideyanlılarını,yaş ayrımıyapmaksızın ailedeki kadınlara tecavüz ederek cezalandırıyorlar Haiti'de gecekondu mahallelerinin tek göz evlerinden birine giren silahlı. askeri ünifor- malı adamlar. çocuklann Noel armağanlan için birikti- rilen parayı çaldı, sürgündeki Cumhurbaşkanı Jean Bert- rand Aristide'nin kıyıda kö- şede saklanmış bir fotoğ- rafını parçaladı ve bunlardan çok çok daha değerli bir şeye saldırdı. Üniformalılardan birisi babanın şakağına si- lahını dayamışken, öteki iki- si. 14 yaşındaki kızına sırayla tecavüz ediyordu. Anneyle diğer kardeşler, korku içinde çömelmişlerdi. Saldırganlar sonunda çekip gıttiğındc Aristide yanlısı baba başını ÖHC eğdi ve ağladı. İnsan haklan ve kadın ör- gütleriyle. sağlık kuruluşlan- na göre, Haiti'de. güvenlik güçleri ve milis kuvvetlerinin tecavüz ettiği kadınlann şayısı giderek artıyor. Haiti İnsan Haklan Platformu Ge- nel Sekreteri Jean Claude Jean. "Özellikle son aylarda. bize gelen tecavüz olaylannın sayısında büyük bir artış var" diyor ve ekliyor: "Çoğu ör- nekte, asker ya da milis kuv- vetleri' erkekleri aramak için evlere baskın düzenliyor. Bulamadıklannda verdikleri yanıt eşlerine. yaşlı kadınla- ra. hatta çocuklara tecavüz etmek oluyor." Jean, baskı- nlarda tutuklanan kadınlara bazen hapisanede lecavüz edildiğini söylüyor. Uluslara- rası bir örgüt daha geçen haf- Haitili kadınlar Bosnalı hemcinsleri gibi tecavüzü ömür boyu si- linmeyecek bir leke taşımava devam edecekler. ta, gardiyanlann lecavûz ettiği lar Ulusal Koalisyonu'nun yö- bir kadını tedavi etmesi için bir Haiti hapısanesine jinekolog göndermişti. Konu, Bosna'daki Hırvat ve Müslüman kadınlara yönelik saldınlardan sonra günflemesonra geldiyse de, Haiti'deki tecavüz- ler insan haklan raporlanna yansımıyor. Haitili Sığınmacı- neticisı Anne Fulİer, "Ordu ya da orduya bağlı kimselerce gerçekleştirilen tecavüz ve cin- sel taciz olaylan genellikle ra- por edilmiyor. Olan bitenin, konuşulandan çok daha fazla olduğuna hiç kuşku yok. Şu koşullarda, tecavüze uğrayan kadınlan bulup konuşmalannı sağlamak çok zor. çünkü baş- vurmuyorlar" diyor. Haiti'deki tecavüz kurbanla- n. loplumsal bir leke sayılan A1DS virüsünü almış olmanın da korkusunu yaşıyor. Bunu çok daha aşağılayıcı sayan Hai- tili kadınlar, tecavüze uğradık- lannın kayıtlara geçmesini istc- miyor. Yoksul Haitili aile (isim- leri, onlan korumak amacıyla saklanıyor). kızlannm tecavüze uğrarnasmı "kaza" olarak nite- lendiriyor. bu olayın koca bul- ma şansını kapatmasından kor- kuyor. Annesi. "İleride bir nişanlısı olduğunda. evlenmedcn önce bu olayı anlatması gerekiyor. çünkü bakire olmadığını anla- yacak" diyor ve ekliyor: "Eğcr gerçekten seviyorsa, 'Boşver, seni seviyorum. Seninle evlen- mek istiyorum' der." Çevrclerindeki pek çok Aris- tide yanlısı aile, benzer olaylar- dan sonra kenti terketmiş.14 yaşındaki kızın ailesi de uzakla- ra, bu korkunç "kazayı" kimse- nin bilmediği biryerleregilmeyi planlıyor. Aile. olaydan bir gün sonra kızlannı doktora götür- müş. Doktor, enfeksiyonlara önlem olarak bedava antibiyo- tik vermiş ve AIDS ve gebelik testleri için daha sonra tekrar gclmelerini söylemiş. Politik çalkantılar ve Eylül 1991'de Aristide'ye karşı yapılan askeri darbeyi izleyen uluslararası yaptırımlann ardından doğra- maa olan babası artık neredey- se hiç para kazanamıyor. AKKARANOTLARI MUSTAFA EKMEKÇÎ İsıtıetPaşa'nın Verdiği Ders... ismet Paşa, laikliğin, demokrasinin temeli olduğunun bilincindeydi. Biliyordu ki, ülkede laiklikolmazsa, 1945- lerde başlattığı çok partili demokrasi de olmayacaktır. Ne yazık ki, İsmet Paşa da, dinin siyasete alet edilmesini önleyemedi. Hep bunun getireceği tehlikeleri düşüne- rek, yaşadı. Bu tehlikeleri gösterdi; yaşadıkiarını anlattı. Ama karşısındakiler, bunu anlayacak, değerlendirecek kıratta politikacılar değildiler. 1957 yılında, CHP'lilere "kâfir" diyen, 10 ay hapis cezasına hükümlü vaiz Fevzi Boyarın, DemokratPartililerceafönerisigetirilerek, ba- ğışlanmasını istemeleri üzerine, TBMM'nin 7 Hazıran 1957 günlü birleşiminde yaptığı konuşmanın girişi il- ginçtir. Bu konuşma, politikacılara derslerle doludur inönü, o konuşmasında özetle şöyle diyordu. "- Muhterem arkadaşlar; dini siyasete alet etmeye mt- sal gösteriten bir vakıanın mütalaasındayız. Bizim mev- zuatımıza dini siyasete alet etmeyi meneden hüküm nereden ve niçin gelmiştir? Bunun menbaı (kaynağı) Milli Mücadele'ye gider. Milli Mücadele'de galip devlet- ler, Türkiye Devleti'nin yeryüzünden kaldınlmasına ka- rar verdiler ve bunun için halifeyi, padişahı ve ulemasını vasıta ittihaz ettiler. Anadolu'da yalnız başına kalan Türk milleti eline ne geçtiyse -sopa, balta, yumruk, tır- nak- bununla hayatını ve istiklalini kurtarmaya çalışıyor- du. Buna halife en tesirli mukabele ve mâni olarak şu tedbiri buldu: Ulema toplandı, şeyhülislam bunların ba- şına geçti: 'Anadolu'da mücadele edenler kâfirdir' fetva- sını verdi. Huzurunuzda konuşmak şerefine nail olan bu arkadaşınız, onların içinden seçilen 5-6 idam mahku- mundan biridir. Halifenin, Şeyhülislam Dünizade Ab- dullah Efendi'n/n fetvası ile. Anadolu büyük bir harpten çıkmış, yorgun, vasıtasız, Türk milleti mücadelenin neticesinin ne olacağını zaten endişe ile düşunürken bütün gayretini vatanperverliğin- de toplamış iken Yunan tayyareleri her gün avuç avuç Şeyhülislam Dünizade Abdullah Efendi'nin fetvasını bi- zim saflanmıza atarlardı. Ne derlerdi bunlar? •Ana- dolu'da memleketi kurtaracağız diye mücadele edenler münafıktırlar, bu adamlar kâfirdirler' derlerdi. Tıpkı Fev- zi Boyarın dediği gibi, tıpkı Fevzi Boyar'ı müdafaa ede- nin dediği gibi. (Sağdan 'Bravo' sesleri, alkışlar) Şimdi arkadaşlar; dini siyasete alet etmeyi ve bundan fayda beklemeyi demokratik hayatımızda bazı politika- cılar dalalete kapılarak (sapıtarak), bunu bir vasıta zan- netmektedirler. Bu mesele ikinci defa Büyük Millet Meclisi'nin huzuruna geldi. Dini siyasete alet etmemek emeliyle ceza ve usul hükümleri şiddetlendirildi. Adliye Bakanı yine dinliyor. Kendisi, bütün bu hadiselerin cere- yanından mesul bir şahıs olarak takibedenlerden biri- dir. Günlerden beri konuşuluyor. Hüküm giymiş olan şahıs, vatandaşlan birbirine katlettirmek için dini vasıta ittihaz etmeye (düşünmeye) çalışan şerir (yaramaz) ve deni (alçak) mahluk hakkmdaki hüküm giymeden ban- sediliyor. Hüküm giydiği halde bir buçuk seneden beri infaz olunmuyor. Nasıl? Arkadaşlar, insaf ile düşünün. Osmanlı tarihinde böyle bir adaletcihazı ve böyle Büyük Millet Meclisi karşısında, milleti temsil eden Büyük Mil- let Meclisi karşısında mesuliyetten bu kadar uzak ve azade bir Adalet Bakanı görülmemiştir. (Sağdan Bravo' sesleri, alkışlar)." O zamanın Adalet Bakanı Hüseyin Avni Göktürk tür. İsmet Paşa'nın yine bir konuşmasında, "Boncuklu ibra- him'/n kadısı bundan daha dır" dediği H. AvniGök- türk'tür. O, Paşa'dan sonra çıkıp, partisini, hükümeti, kendisini savunur. Paşa, tutanaklara göre, yeniden, s<jz ister Meclıs Başkanı da, ikide bir İsmet Paşa'nın sözünü kesmektedir. Paşa, O'na da şöyle karşılık verir: - Riyasetle (Başkanlıkla) uğraşamam. Riyaset, dini si- yasete alet edenlere, hakimlerin vicdani tesir altında bulundurulanları müdafaa etmek için bana imkan ver- mezse ben Riyasetle uğraşamam. (Soldan gürültüler). Aynı konuşmada, İsmet Paşa, yargıç güvencesinin de savunucusudur. Konuşmasının sonuna doğru şu dersi verir: İsmet İnönü (Devamla) - Şimdi arkadaşlar, 35 sene evvel Türk adliyesini ben müdafaa ettiğim zaman ecne- biler yakamdan tutarlardı:' İsmet Paşa sen Türk mahke- mesini bilmiyorsun" derlerdi. Ben, "Türk hakimi ne hüküm verirse, biz ona razıyız ' derdim. 35 sene sonra Türk hakiminin vicdanını, şerefini, ek- meğini Adalet Bakanı'nın pençesinden kurtarmakla meşgulüm. (Sağdan alkışlar) (Soldan gürültüler) Şimdi arkadaşlar; size, seçimde dini siyasete alet et- menin tesirli bir silah olduğunu söyleyeceğim. Hatta tehlikeli bir silah olduğunu söyleyeceğim. Fevzi Boyar veya emsali tekrar seçmen karşısına çıkanlır da "Muha- lifler münahktır, kâfirdir, onlara rey vermeyiniz " derler- se cevabı gayet basittir. Fakat dini siyasete alet ederek girişilecek bir seçim asla emniyetli olmayacaktır ve va- tandaşlan birbirine son derece zıt ve düşman olarak kalacaklardır. Bu gayet tehlikeli bir harekettir. Bunu ta- kip edenleri ibretle düşünmeye davet ederim. irtica, irti- caın müdafaasını yapıyorlar. (Soldan gürültüler, "Kimse yapmıyor" sesleri). irticaa karşı memleketi müdafaa edeceğinden bahsediyor. Hakimin vicdanına tesir et- mek isteyen siyaset adamı irticaın (gericiliğin) müces- sem timsalidir (canlı simgesidir). (Sağdan "Bravo"ses- leri). Hakimi odasına çağırıp tehdit eden, hakimlerin şerefini, sokağa atıp haysiyetini şüphe altında bırakan Adalet Bakanı irticaın ta kendisıdir. (Sağdan "Bravo" sesleri), (Soldan gürültüler). (İsmet Inönü'nün TBMM'- deki Konuşmaları, ikinci Cilt, TBMM Yayınları No: 57). BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/K.imı giyeceklere sert- lik vermek için kullanılan bir tür kumaş. 2/ Yaban- cı... Yerel otarak koleste- rol ve kalsiyum tuzlan birikmesine neden olan atardamar iç gömleğı soysuzlaşması. 3/ Çift öküzünün boyunduruk- tan çıkmaması için boy- nunun iki yanından boyunduruğa geçirilen 8 çubuk... Baba. 4/ Avrupa Topluluğu'nu simgeleyen harfler... Voleybol ve teniste küt inme. 5/ İzmaritgillerdcn bir ba- lık... Su. 6/ Habeş soylusu... Göz- leri görmeyen. 7/ Orta Anadolu'- da bir göl... Düğün armağanı. 8/ Bilgiçlik taslayan kimse... Dere, çay. 9/ Takım... Uygun bulan, be- nimseyen. YUKARIDAN AŞAĞIYA: ,1/ İslam edebiyatlannda ünlü kişi- lerin yaşam öykülerinin toplandığı yapıtlann genel adı. 2/ Bir tür İngi- lizbirası... Doğu Karadeniz bölgesinin dağlık kesimlerinde ya- şayanlann giydiği, bacağı çorap gibi saran bir tür çizme. 3/ Çanakkele'nin bir ilçesi. 4/ Mızrapla çalınan bir çalgı... Şarkı- nın sert bir biçimde vurgulandığı disko müzik üslubu. 5/ Tann- tanımaz... Radyum elementinin simgesı. 6/ Bir cetvel türü... Komisyoncu. 7/ Kutsal kitaplarda, Suriye ile Mezopotamya'yı içine alan bölgeye verilen ad... Bir haber ajansının simgesi. 8/ Pilotlar ve havacılar için yayımlanan bülten... Bumbann yağı. 9/ Dört kişiyle oynanan bir iskambil oyunu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle