Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 ARALIK1993 CUMARTESİ SAYFA
HABERLER
TÎÎBrrAK'tabiliıııe bütçeengeli
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nin 1993 yılı çalışma raporuna ilişkin toplantıda konuşan
Ömer Kaymakçalanl994 bütçelerinin önceki yıllara göre büyük oranda azaldığını belirtti
İstanbul Haber Servisi- Türkiye Bi-
limsel Teknik Araştırma Kurumu
TÜBİTAKa bağlı Marmara Araştı-
rma Merkezi'nin 1993 yılı çalışma ra-
poru ve 1994 yılına ilişkin program ça-
lışmalannın açıklandığı toplantıda
konuşan Merkez Başkanı Ömer Kay-
rnakçalan. "Bize 1994 yıluıda tanınan
bütçede önceki yülara göre büyük oran-
da reei düşüşier var. Bizim bu sınırlı
kaynaklarla araştırma yapmamız
mümkün değil. Bilimsd çalışmanın ne
olduğunu bilen Erdal İnönü'nün Baş-
bakan Yardımcılığı döneminde gerek
bütçede gerekse diğer konularda büyük
katkıiarı olmuştur" dedi.
Gebze'de kurulu bulunan Marmara
Araştırma Merkezi Başkanı Ömer
Kaymakçalan, kendilerinin lısans,
yüksek lisans, doktora ve doktora
üstü gibi çeşitli kademelerde yaklaşık
380 kişilik bir araştırma grubuyla hiz-
met vermeye çalıştıklannı, 1993 yıbna
ait bütçenin ise 300 mılyar lira düze-
yinde olduğunu bildirdi. 1994 yılı için
tanınan bütçenin ise 450 milyar lira
dolayında olduğunu açıklayan Ömer
Kaymakçalan, ABDde MAM hac-
mindeki bir bilimsel araştırma kurulu-
şu için aynlan bütçenin 500 milyon
dolar düzeyinde olduğunu belirterek
"Biz lisansüstü düzeyinde bir araştı-
rmacımıza briit 10 milyon ücret verebi-
liyonız. Durum böyle olunca ülkemiz-
den yurtdışına büyük oranda bir beyin
göçü yaşanıyor. Beklenen \erimlilikte
araştırma yapmamız söz konusu olamı-
yor" dedı.
Çarçur etmeyiz
Merkez bünyesinde faaliyet göste-
ren danışma kurulu üyelerinin de
katıldığı basın loplantısında getirdiği
eleştirilerini bütçe konusu üzerinde
yoğunlaştıran Kaymakçalan aynca,
buna rağmen mümkün olabilecek en
yüksek performansla araştırma çalı-
şmalannı sürdüklerini kaydederek,
'"Daha sağlıklı çaltşmamız için bütçe-
nin 10 kat daha arttırdması lazun. Bİze
bu para verilse herhalde çarçur etme-
yiz" savlamasında bulundu.
MAM'ıngeleceğine. rÜBİTAK Bi-
lım ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun
bu yıl içerisinde aldığı karar gereği 10
yıllık bir perspektif doğrultusunda
baktıklannı açıklamalanna ekleyen
Kaymakçalan. bu çerçevede araştı-
rma-geliştirme faaliyetleri için aynlan
kaynaklann 1993'te yüzde 0.33 olan
GSMH'ye oranının 2OO3'e kadar en
az yüzde 1 düzeyine çıkanlmasının
planlandığını. aynca bu alanlardaki
harcamalarda halen yüzde 18 olan
özel sektör katkısının da aynı yıla ka-
dar yüzde 30'a yükseltilmesinin dü-
şünüldüğünü ifade etti.
Araştırma merkezini tanıtıcı ki-
tapçıkta yer alan bilgilere göre sanayi-
nin yoğun olduğu Gebze'de 1972
yılında. 7200 dönümlük bir arazi üze-
rinde kurulan MAM'a bağlı olarak
Temel Bilimler Enstitüsü ve Metroloji
Araştırma Enstitüsü adlannda iki ayn
enstitü de bulunuyor.
Araştırmacılarla beraber toplam
835 personelin görevli bulunduğu
MAM'da toplam 18 ayn alanda bi-
limsel araştırma ve teknoloji geliştirme
çalışmalan sürdürülüyor. Görevleri
arasında hükümete bilimsel konular-
da destek sağlama işlevi de bulunan
MAM. aynca kendisine talepte bulu-
nan sanayi kuruluşlanna prpje geliş-
tirme hizmetı de veriyor.
TÜBİTAK TOPLAMISIIVDAN İZLENİM
Bitim nerede
politikaa nerede?
ORHANBURSALl
Türkiye"de iktidara gelenler ve gelecekler, bir ülkenin kal-
kınmasında, ilen sanayi ülkeleri arasına katılmasmda bili-
min. teknolojinin rolünü artık araştırmak ve bilmek zorun-
dalar...
Sayın Ömer Kaymakçalan. başkanlığını yaptığı Marma-
ra Araştırma Merkezini (MAM) ve orada yapılan bilimsel
ve teknolojik çalışmalan tanıtma toplantısında 1994 bütçe-
lerinin budanmasından haklı olarak yakınırken, siyasetçi-
nin bilimle hiç bir ilişkisinin olmadığı aa gerçeğini bir kez
daha akla getiriyordu.
Bugün ileri düzeyde kalkınmış ülkelerin geçmişıni hep bi-
lim adamlan mı araştıracak? Pasifık ülkelerinin teknolojide
bugün Avrupa ülkelerine ve Amerika'ya bile kafa tutacak
hale gelmelerinin, Japonya ile rekabet etmelerinin altında
yatan gerçeği. politikacılar, siyasi parti yöneticileri niçin
araşurmazlar? Ve Türkiye'yi geleceİc yüzyıla taşıyacak alt-
yapı planıru oluşturmazlar?
TÜBİTAK Başkan Yardıması Namık Kemal Pak. bi-
limsel ve teknik altyapı yatınmlannm bizde de kurulması
durumunda Güney Kore'nin 95 milyar dolarlık dışsatımına
Türkiye'nin de 10 yıl içinde ulaşabileceğini belirtirken, salt
günümüzün değil, geleceğjn bir gerçeğini dile getiriyordu:
Gümruk duvarlannın indirilip smırlann neredeyse yok ol-
maya gittiği birdünyada ekonomik. ticari, sanayi bakımın-
dan ayakta kalmak zorlaşıyordu ve giderek artan rekabet
koşullannda ancak sağlam bir bilimsel ve teknik altyapıya
sahip olan ülkelerin yaşama şanslan olacakü - diğerlerinin
ancak yerlerde sürünme şanslan vardı.
Projesi olan var mı?
Fen bilim. sosyal ve ekonomı bılimcilennin araşürdıklan
ve sık sık da yayımladıklan bu bılgi ve gerçek, gerçi söz ola-
rak potmkacının kulağına-çeşklı kanallardan akıtılmıyor
değikii. Ancak. acaba hangj polıtikacımızın uzun vadeli bir
TürJciy^'yi kalkındırma projesi var krbu bilgiler plana,
programa ve uygulamaya dönüşsün?
Ozetle bilim ıle polıtıka çarklan arasında kayışlar eksik.
dişliler birbirine girmiyor, her ıki çark kendi başına dönü-
yor. tktidarda bilim perspektifı olmayan politika oturduğu
için, milyarlann boşa akjtıldığı Türkiye'de bilimin zaten çok
sınırlı olan bütçesi de kırpılıyor. Toplanüdan aynlırken Sa-
yın Ömer Kaymakçalan'ın MAM'daki çalışmalan üzerin-
deki bilgiler doLaşıyordu düşüncelerimde: Türkiye'nin araş-
tırma geliştirme harcaması yüzde 0.33. Güney Kore'nin
yüzde 2. Japonya'nın yüzde 3. MAM'ın kazandığı uluslara-
rası teknoloji ihaleleri: Almanlar'dan Hava savaşlan simü-
lasyonu. Yüksek hızda görüntü taruma teknikleri geliştir-
me... MAM'ın sanayi prpje ve hizmetlerinden kazandığı
paranın son iki yılda iki misli artarak 23 milyar liraya yük-
selmesi... Ama daha çok, bilimin politikanın gündemine
nasıl sokulabileceği düşüncesi başımda uğuldayıp duruyor-
du.
Bir tutuklu öldürüldü
ÖOretlm üyeleri:
SerdarGüreş'e
torpilyapmadık
• İstanbul Üniversitesi Konservatuvan öğretim üyeleri
Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in oğlu Serdar'a
ayncalık tanındığı yolundaki iddialan reddettiler.
Haber Merkezi- İstanbul Güreş ailesiyle bir kez, o da
Üniversitesi Devlet Konserva- Serdar'ı konuşmak amacıyla
tuvan öğretim üyeleri. Genel- yemek yediğini, yemek daveüni
kurmay Başkanı Orgeneral Do- de kendisinin yaptığını belirten
~ Yıldız Kenler>Ben başka veü-
Thyakiyikancbrmakgüç
Önümüzdeki yaz mevsinünde de plajlar, yine mayo fırmalarının reka-
betine sahne olacak. Müşteri yeipazesini genişletmek ve pazardaki
paymı arttırmak için kıyasıya girdikleri yarışı hızlandıran üretici fîr-
malar. 1994 yazının mayo-bikini ve plaj gjvsilerinden oluşan modelle-
rini. defîlelerle bayilerinin beğenisine sunuyor. Otuzuncu yılını kutla-
yan Ten Mayolan'nın koleksiyonu, Polat Renaissance Otel'deki
defilede tanıtıîdı. Ürünleri. mankenler Nicola Folley, Alithea Came-
ron, Bernedetta Racnoni. V'aleria Pennick, Tanya Perret. Helen Mil-
let, Saskia Portir ve Yeşim Çakar sundu. Özeİlikle saydam içgiyim
ürünleri büyük ilgi gördü. \ abancı mankenlerin. dahaönce böylesi de-
filelere çıkan Türk mankenlerden daha rahat davranmaları, defıle tir-
yakileriningözünden kaçmadı.(Fotoğraf: MUHARREM AYDIN)
ğan Güreş'in oğlu Serdar Gü-
reş'e torpil yapıldığı iddialannı
yalanladılar.
Öğretim üyeleri Yardımcı
Doçent Suat Ozturna ile Hal-
dun Dormen, Engin Lludağ ve
Mehmet Birkiye ortak. Yüdız
kenter ise aynca yaptığı basın
açıklamasında. Serdar Güreş'-
in dört yılda bitırmesi gereken
okulu altı yılda bitirememesi-
nın "özel himaye görmemesi-
nin" açık kanıtı olduğunu vur-
guladılar.
Ne ilki ne de sonuncusu
Ahmet Letendoğlu'nun ken-
dısini ilgilendiren iddialan ne-
deniyle ayn açıklama yapmak
ihtiyacını duyduğunu belirten
Yıldız Kenter. "Serdar Güreş,
Ahmet LevendoğlıTnun devi-
miyle "başımızın belası" değilse
de değişen yaşamın. değişen ko-
şullarını taşıyamayan sağlıksız,
ilgiye, yardıma muhtaç prob-
lemli öğrencilerimizden biri ol-
muştur. Serdar ilki değildir bu
öğrencilerin. sonuncusu da ol-
mayacaktır" dedı. Kenter. söz-
lennı şöyle sürdürdü:
"Ama Serdar. paşanın oğlu-
dur. Bunu ne kendi unutabilmiş-
tir ne de bazı hocaları. Keşke Le-
vendoğlu Cem'e, CelaPe,
Övül'e, İsmail'e baktığı gibi ba-
kabilseydi Serdar'a da. Keşke,
tüm sınıf çocuklannı da harca-
ma pahasına "Scrdarın okudu-
ğu sınıfa ders vcrmem' diyerek
kişisel davranmayabilseydi."
lerle de buluştum. konuştum,
yaztştım. Tabii onlar 'paşa' de-
ğildiler. O zaman kime ne değil
mi" diye sordu. "Birçok ögren-
ciye yapıldığı gibi onu da kurtar-
maya, kazanmaya çalışınz. Bu-
nun başka yolu yoktur" görü-
şüne yer veren Kenter açıkla-
masında şunlan dedi:
"Biri okul açıldığında imtiha-
nı olduğu halde, Bodrum'dan te-
lefon edip imtihanda bulunama-
y acağını bildiren ve 1 -1.5 ay son-
ra 'ben geldim' diye ortaya
çıkan, ama idare tarafından eli-
ne bir teşekkür mektubu rutuştu-
rulan bir yeni öğretim görolisi.
Diğeri hocalığı döneminde kendi
de pek de\ amlı olmay an ve kendi
isteğiy le 2 y ıl önce okuldan ay rı-
lan bir görevli. Bir diğeri ise yurt
dışında olduğu için kendi ricası
ile ûntihan günü değiştirilen, o
imtihana da gelmeyip sorulan
yollay arak "siz imtihan edin' di-
yen, dönüp geldiğinde de imtihan
sonuçlannı kabul etmey ip küple-
re binen üç kusurlu öğretim gö-
revlisi. İnsaf! \e bunlar, suclu
öğrenci Serdar Güreş'i ipe cek-
meye kalkıyorlar! Miting mey-
danlannda. El insaf!..
Bu üçlüden biri, "hcmcn gitti
rapor düzenlettı. getirdi" diyor.
Doğrudur. getirdi. Ama rapor
kabul ediidi mi? Hayır.. Çocuk
sınıfını geçti mi? Hayır... E bun-
lan da söylesenize... Bu çocuk
her yıl ikmale kaldı, iki yıl da
sınıfta kaldı. Bu nasıl torpil?.."
ARAYIŞ
TOKTAMlŞATEg
Rektöp Seçmenin
Dayandmaz SıkınüSL..
Bundan on gun önce, rektör seçimleriyle ilgili olarak
bu sütunda yazdığım yazıda 'yaptığımız şey seçim-
meçim değil' demiştim. "Gönül eğliyoruz." Zira yapılan
şey, olsa olsa bir kanaat bildirimiydi. Gene de yaklaşık
2000 öğretim üyesi gün boyu oy kullandı. Fakülte ve ük-
sekokullar tatil ediidi. 45.000 öğrenci derslerinden yok-
sun kaldı. Ama aradan on gün geçti. YÖK'te bir hareket
yok. Anlaşılan YÖK bizim 'kanaatimizi' de pek ciddiye
almıyor, 'iplemiyor.' Gerekçe ise hazır: Ne yapalım, ya-
sa böyle...
Yasaya göre Yüksek Öğretim Kurumu, en çok oy alan
altı adaydan üçünü eleyecek ve Cumhurbaşkanı'na üç
isim bildirecekti. Cumhurbaşkanı da bu üç isimden birini
rektör olarak atayacaktı. Bugüne kadar hiç ses çıkmadı.
Kulağımıza geldiğine göre belirlenen adaylar incele-
niyormuş. Nesini inceliyorlar, nasıl inceliyorlar? Bu ku-
rum, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) mu, 'Yüksek Istih-
barat Kurumu' (YİK) mu?
Bu memlekette memuriyete girişte bir 'güvenlik so-
ruşturması' yapılıyor. Evlere şenlik. Bir zamanların eli
silahlı ülkücü militanı 'güvenilir' çıkıyor, amcası TÖB-
DER'den yargılanan genç (bu nedenle) güvenilmez'
oluyor. Tam anlamıyla yargısız infaz.' Zira en göster-
melik yargıda bile suçlananm kendini savunma hakkı
vardır. Ve işte köşebaşlarını böyle tuttular. Ve bu tür
özürlüler nedeniyle, devletin kimi çarklan birtürlü dön-
müyor.
En çok oy alan altı adayın nesini ve nasıl inceleyecek-
lerini gerçekten anlamıyorum. Zaten yasayı böyle de-
ğiştirenlerin mantığını da anlayamamışhm. Yasanın i!k
biçiminde ve ilk uygulamalarında rektörler, atamayla
geliyordu. Rejim kısmen sivilleşip, birazcık (!) demokra-
siye benzeyince, tepkiler dile gelmeye başladı. Ve yasa
bu hale sokuldu. Demokratık mi oldu? Hayır. Tam tersi-
ne.
Zira "Yozlaşmış ve sahte bir demokrasiden, gerçek
demokrasiye geçmek; totaliter bir rejimden demokrasi-
ye geçmekten çok daha zordur." Günümüz siyaset ya-
şamının en üstlerinde dolaşan bir isim, bir zamanlar bu
sözleri çok kullanırdı. Acaba kimdi dersiniz?
YÖK en çok oy alan altı adayın üçünü eleyecek. "Ne
hakla"diyesormuyorum Zirahakkınkaynağıbelli:Anti-
demokratik Yükseköğrenim Yasası. Ama "hangigerek-
çeyle, hangi kıstasla" diye sorabilirim. Bu konuda oy
kuilanan bir öğretim üyesi olarak benim de buna hakkım
olması gerek.
Daha çok oy alan bir ya da birkaç adayı eleyerek daha
az oy alan bir ya da birkaç adayın adını ilk üçe sokarak
Cumhurbaşkanı'na sunanlar bunun yanıtını nasıl vere-
ceklerdir? Belki de yüzlerce öğretim üyesinin 'tercihini'
bir kalemde geçeriz saymak. vicdanlarını sızlatmaya-
cak mıdır? Belli kulislere dayanan bir 'atanma'dışında,
YÖK üyelerinin, oy kuilanan diğer öğretim üyeleri ile ne
farkları vardır? Ustünlükleri nedır? Meslektaşlan değil
midir? Bir gün bunun hesabı sorulmaz mı?
Tek farklı yanları, olsa olsa yaşları olabilir. Zira 67 ya-
şını bitiren bir öğretim üyesi 'yaş haddinden' emekli
olurken YÖK uyesi olursa bu sınır kalkıyor. lOOOyaşına
kadar YÖK üyeliği sürebilir. Aynı biçimde, rektör olmak
da yaş haddinden emekliliği durdurabiliyor. Bu da yasa-
nın bir başka hikmeti.' Hocalık yapamayacak kadar
yaşlı' insanlar rektörlük ve YÖK üyeliği yapabiliyor. Ar-.
tık bu nasıl bir mantıksa...
En çok oy alan adayın dışındaki adayların durumları
da ilginç. Gazetede okudum. Bizim üniversitede seçim
sonuçları belli olunca. en çok oyu alamamakla birlikte,
ilk altı aday arasına giren biri "Bu iş daha bitmedi, bu
işin Ankara'sı da var" demiş. Ve eklemiş "Ne yapalım,
yasa boyle." Doğru, yasa böyle. Ancak bu hocamız da-
hil, seçimlere giren tüm adaylar, seçimlerden önce yazı-
lı ve sözlü olarak 'demokratik üniversite' vaadinde bu-
lunmuşlardı. Eski dönemi ve uygulamaları eleştirmiş-
lerdi. Şimdi kendilerinden çok oy alan bir meslektaşları
yerine rektörlüğe atansalar, bunu nasıl içlerine sindire-
cekler? Bu durum demokrasiyle bağdaşır mı?
YÖK düzeni, üniversitelerimizde onarılması çok güç
bir yıkıma yol açmıştır. Ve bu düzen, tüm mantıksızlıkları
ve antidemokratik hükümleriyle sürmektedir. Yitirilen
zamanı geri getirebilecek hiçbir güç yoktur.
Cezaevinde
silalıh çatışıııa
• Paşakapısı Cezaevi'ndedün sabaha karşı
meydana gelen silahlı çatışmada Erdal Meral adlı
tutuklu tabancayla vurularak öldürüldü. Meral'i
vuran ve adam öldürmekten 9 yıla hükümlü
Mehmet Kabakçı silahıyla birlikte ele geçirildi.
İstanbul Haber Servisi- Üs-
küdar Paşakapısı Cezaevi'nde
mahkum ve tutuklulann kaldı-
ğı koğuşta meydana gelen silah-
lı çatışmada. tutuklu Erdal Me-
ral. hükümlü Mehmet Kabakçı
tarafından kurşunlanarak öl-
dürüldü.
Dün sabaha karşı saat 03.00
dolaylannda meydana gelen
olayda adam öldürmekten 9
yıla hükümlü olduğu öğrenilen
Mehmet Kabakçı adlı mah-
kum kendisine küfür ettiği ge-
rekçesiyle aynı koğuşta kaldıgı
Erdal Meral'i, üzerinde bulu-
nan tabancasını çıkararak kur-
şun yağmuruna tuttu. Erdal
Meral başından ve boynundan
aldığı iki ayn kurşun yarasıyla
olay yerindecan verdi.
Tak>iye kuvvet geldi
Silah seslerinin duyulması
üzerine diğer koğuşlarda bulu-
nan hükümlü ve tutuklulann
ise ne olduğunu anlama telaşıy-
la koğuş parmaklıklanna vura-
rak tempo tutmaya başladılar.
Bunun üzerine olaylan kontrol
altına almaya çalışan Paşa-
kapısı Cezaevi yönetimınin
olâsı diğer olaylan önlemek
amaayla bölge güvenlik güçle-
nnden ve jandarma kuvvetle-
rfndenyardım istediler.
Çevik Kuvvet Şube Müdür-
lüğii ve Üsküdar Emniyet Mü-
düriüğü'ne bağlı birimler 3
panzer ve çok sayıda araçla be-
raber Paşakapısı Cezaevine ge-
lerek bina etrafını çevreledikleri
gözlemlendi. Ardmdan gelen
jandarma birliğinin ise cezaevi-
ne girerek olayın meydana gel-
diği koğuştan itibaren içerisini
kontröl altına almaya ginştı.
Ahnan bu önlemler sonrasında
bütün mahkumlar tek tek üst
aramasından geçirilerek bulun-
duklan koğuşlardan dışan çı-
kanldılar.
Aramalar sonucu olayın
sanığı Mehmet Kabakçı. Erdal
Meral'i öldürdüğü tabanca ıle
beraber ele geçirildi. Paşakapısı
Cezaevi SavcilığYnca başlatılan
soruşturma kapsamında olay-
da kullanılan tabancanın cezae-
vine nasıl ve kimler aracılığıyla
sokulduğunun araştınldığı be-
lirtildi. Adam yaralamak su-
çundan tutuklu olduğu sapta-
nan Erdal Meral'in cesedi. ön
soruşturmanın tamamlan-
masının ardmdan Haydarpaşa
Numune Hastanesi'ne getirildi.
Ancak hastanede görevli dok-
torlann sorumluluk alamaya-
caklan gerekçesiyle cesedi
Morga kabul edemeyeceklenni
söylemeleri üzerine Erdal Me-
ral'in cesedi yaklaşık bir saat
boyunca getirildiği ambülansta
bekletildi. Daha sonra Paşa-
kapısı Cezaevi Savcısı'nın giri-
şimleriyle ceset hastane morgu-
na alındı.
'••A5KODA
Skodo, siiper golleri
ödiillendirmeye devom ediyorL
EylüTde FB'li Bülent...
Ekim'de BJK'li Mehmet... Kasım'da BJK'li Oktay,
süper goller attılar... ödüllerini aldılar...
Süper golleri,
Türkiye'nin en tanınmış spor adamlarından
oluşan seçici kurulumuz belirliyor.
Yarış lig sonuna kadar.
Büyük ödül, sezon sonunda, 2 Skoda Favorit...
Sezon bitince, ayın gollerinden biri
Yılın Süper Golü seçilecek.
Skoda Türkiye Distribütörü Yüce Auto,
Skoda'lardan birini bu golün sahibine,
ikinci Skoda'yı ise, yılın golünü tahmin eden
bir futbolsevere verecek.
Futbolcular !.. Futbolseverler !..
Golleri Kaçırmayın.
Son model Skoda'lar sizleri bekliyor...
Scpd Kurul Oyeleri:
• Erdogan Anpınar (Organızasyon Komitesi Başkanı)
• Cem Atabeyojlu (Spor Tarıhı Yazarı)
• Mehmet Atalay (Zamar Cazetesı Spor Servisi Mûdürû)
• Nurhan Aydın (Turkıye Cazetesı Spor Yazarı)
• Kahraman Bapçum (Mıllıyet Gazetesı Spor Yazan, Spor Otontesı)
• Can Bartu (Sabah Gazetesı Spor Yazan)
• Togay Bayath (AIPS Başkanı, Mıllıyet Gazetesı Spor Yazan)
• Kemal Belgin (Yeni Gûnaydın Gazetesı Spor Yazan)
• Necati Bilgiç (Tercüman Gazetesi Spor Yazan)
• Bekir Boran (FLASH TV Spor Servisi Müdûrû)
• Faik Çetiner (Meydar Cazetesı Spor Senisı Müdûrû)
• Hûsnü Çil (Sabah Gazetes Spor Yazan)
• Turgay Demir (Fotospor Gazetesi Yazı Islen Müdûrû)
• Mustafa Denizli ( A ^ Spor Yoaımcusu)
• Haldun Domaç (Spor Yazan)
• Talay Erker (Yenı Gönaydın CazetesiSpof Servisi Müdûnj)
• Büsah Cencer (Sabah Gazetesı Spor Servisi Müdûnj)
• Atilla Cökçe (Millıyet Gazetesı Spor Yazan)
• Korkut Cöze (Hürriyet Gazetes. Spor Yazan)
• Hayri Hiçler (STAR Spor Servisi Mudurü)
• Necati Karakaya (Millıyet Gazetesı Spor Yazan)
• Erol Kaner (TRT Bölge Mûdurlügü)
• Dogan Kologlu (Hümyet Gazetesı Spor Yazan)
• Alaattin Metin (hümyet Gazetesı Spor Yazan)
• Oguz ökem (Futbol Federasyonu Cenel Koordınatönj)
• Coşkun özarı (Sabah Gazetesı Spor Yazan)
• Hasan Sarıçiçek (Tüfkıye Gazetesi Spor Yazan)
• Sadık Söztutan (Türkıye Cazetesı Spor Semsı Müdürü)
• Turgay Şeren (Spor Gazetesı Yazan)
• Necmi Tanyolaç (Gazeteoler Cemiyetj Başkanı, Spor Yazan)
• Ferhan Tezcan (KANAL 6 Spor Seıvisı Mûdür Yardıması)
• Ihsan Topaloglu (M'll'ıyet Gazetesi Spor Servsi Mûdûrû)
• Hıncal Uluç (Sabah Gazetesı Spor Yazan)
• Hayri Ülgen (Gûn Gazetesı Spor Yazan)
• Naci Yalınkıln; (TGRT Spor Servisi)
• llker Yasin (SHOVVTV Spor Programı Dtrektör Yardımosı)
• Rıdvan Yelekçi (Hürriyet Gazetes Spor Yazan)
• Remzi Yılmaz (Türk Spor Ajansı Yazı Işlen Mûdûrû)
• Abdûlkadir YOcelman (Cumhuriyet Cazetesi Spor Servtsı Danışmarı)
S o y a d ı n ı g S r c • I f ı b e t i k s ı r a I a n m ı | l ı r.