Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK1993 CUMARTESİ
12 DUNYADAN
Müslümanhğın özünde şiddetin yer almadığını savunan Faslı aydın Tahar Ben Jelloun'a göre:
IslamolannhedefiKemaliztn
Tek laik. Müslüman ülke olan
Türkiye'de uzlasmaz bir şiddet
dalgası 70 yıllık Kemalizmi
yok ediyor. Birkaç gün içinde yıkılan
Sovyet Imparatorluğu, artık ideoloji-
lerin dayanak noktası kalmadığını
gösterdi. Türk halkının bir kesimi Isla-
mi kimlik arayışıyla harekete geçiyor.
1923'te Cumhuriyeti kuran, 1924'te
hilafeti kaldırarak ülkeye laikliği geti-
ren ve 1928'de harf devrimini yaparak
Arap harflerini kaldıran ve yerine La-
tin alfabesini yerleştiren. ülkenin ba-
bası Kemal Atatürk'ün vasıyetini tar-
tışan entelektüeller var. Osmanlı
fmparatorluğu artık hatıradan öte bir
şey değil. Devlet. modern Avrupa'da
yerini almak istiyor. Coğrafi ve askeri
açıdan ısrarlı bir tutum sergiliyor.
Islami dalgalann değişurmeye çalış-
tığı bu modern ve parlamenter Türki-
ye. Her gün yeni camiler yapıbyor.
Anadolu'da İslamın merkezi sayılan
Konya"da. kadınlarla erkekler çay
bahçelerinde beraber oturmuyorlar.
Aynı sigara içenlerle içmeyenlerin ay-
nldığı gibi, kadınlara ve ailelere mah-
sus yerlerle, yalruz erkeklerin otura-
caklan yerler aynlmış. Baa aydınlar
yeniden Arap aİfabesini öğreniyorlar,
elloun, Türkiye'de Kemalizm için büyük bir tehlike oluşturan ve
aydınlan aracılığıyla ülkeyi ele geçirmeye çalışan İslamcı akımın yeni
bir Osmanh İmparatorluğu düşü kurduğunu söylüyor.
İslami bir yayın kuruluşu olan TGRT
Almanya'dan yayın yapıyor, önemli
bir İslami kesim gazetesi olan Tür-
kiye'nin tirajı. yüksek rakamlara ula-
şıyor ve en tuhafı İslami bir rock gru-
bu, arabesk adını verdikleri tarz ile
modern müzik kanşımı bir müzik ya-
pıyor. Bir Türk filmi olan Minyeli Ab-
dullah, daha önce görülmemiş bir ba-
şan kazandı (sinema salonlannda ve
yideoda). Filmde, halktan biri olan ve
İslama inancı yüzünden kovuştur-
maya uğrayan Abdullah'ın hikayesi
anlatılıyor.
I İstanbul'da şeriatçıların
I kaleleri
Tüm bunlara, geçen kasım ayında
İstanbul'da yapılan kısmi yerel seçim-
lerde, İslamcı partınin oylann yüzde
32'sıni aldığını da eklemek gerekir.
Partinin karargahı savılan yerler; Fa-
tih semli ve yine İslamcı kesimin elinde
bulunan üniversite muhiti Beyaat.
İslamın dönüşü haarlamyor. Bu-
nunla ilgilenenler, eğitimli, modern
entelektüeller. İfadelerinde şematik
hiçbir unsura yer yok. Bu, onlar için
öze. Türkıye'nin kültürel ve politik
olarak Yakındoğu"da, güçlü bir impa-
ratorluk olduğu döneme dönüş. Bu
nostaljinin romantik hiçbir yönü yok.
Kemalizmin yıllarca önce bir kenara
bıraktığı geçmişle birleşmeye kararh-
lar. Milliyetçi İslam sosyal bir tabana
da oturuyor ve tabii ki yeni Başbakan
Tansu ÇiUer'e de karşı, hem de politi-
kası yüzünden değil de kadın olduğu
için. Sıvas'taki otel yangınını da bu
çerçeveye oturtmak gerekir; burada
bir grup aydın, solcu yazar Aziz Nesin
ile birlikte, XVI. yy'da Osmanlı idare-
sine karşulığı nedeniyle asılan Alevi
şair Pir SulUuı Abdal'ı anma törenleri-
ne kaulmak üzere toplanmışlardı.
Kurbanlann arasında, köy kökenli
ünlü halk ozaru şair Nesimi Aşık'ın da
olduğu dört yazann da bulımduğu
unutulmamalı. Şair 70 yaşında idi,
onunla beraber edebiyat tarihçisi
Asım Bezirci ve yeni nesil şairlerinden
Metin Altıok ile Behcet Aysan da öl-
düler.
I İslam yaşamın
heralanında
Bir Müslüman için laiklik saçmalık-
lan ibarettir. Son din İslam, diğer iki
tek tannlı dinden. günlük hayata da
sosyal açıdan hakim olmasıyla aynlır.
Hem ahlak. hem inanç, hem küJtür.
hem de bir kimliktir. Dört temel daya-
nağından birini bile tartışmak, Müslü-
manhğı, var oluş nedenini ve kimliğini
Jmnovs/dyie basaçıkmayolkm
Polonya Cumhurbaşkanı Lech Walesa, Batı'nın Rus seçimlerinden başanyla çıkan
Vladimir Jirinovski'ye nasıl davranması gerektiğini Finandal Times'a açıkladı.
Polonya halkı üç yıl önce Lech
Walesa"yı cumurbaşkanlığı
sarayına taşıyan seçimlerde
Stan Timinski adındaki karanlık bir
kişilik olan Polonya kökenli Kana-
dah'nın oylann dörtte birini alabilmiş
olmasına çok şaşmıştı. Geçen haftaki
Rus seçimlerinde Jirinovski de buna
yakın bir oy topladı.Ancak, Polon-
yalılar üç ay önceki seçimlerde Stan
Timinski ve onun Parti sine oylannın
yalnızca yüzde 5'ini verdi ve böylelik-
le yeni parlamentoda hiç sandalye ka-
zanamamasını sağladı.
Jirinovski de buna benzer karanlık
bir yazgıya mahkum olacak mı?
Cumhurbaşkanı Walesa'ya göre Rus-
ya'da gelişen olaylar hiç de şaşırücı
değil. Ekonomik yoksurıluk seçmen-
lerin Timinski \e Jirinovski gibi kişi-
lerce önerilen popüler "çözümlere"
karşı zayıf olmasına yol açıyor.
IKomünizme geri
dönüş olamaz
Walesa. "Bu komünizmi terkeden
ülkelerin gecmek zorunda olduğu bir
aşama" diyor. "Komünizme bir geri
dönüşe neden olamaz. Ama daha önce
sözünü ettiğim "eylemeiler"in ikridara
geri dönmesine yol açabilir. Bunlar ik-
tidara gelebilmek için parti kartlarının
kırmızıdan yeşile çevriunesi de dahil ol-
mak üzere gereken her şeyi yapabile-
cek kişiler."
Bu, serbest pazar reformculannın
adımlannı yavaşlatması gerektiği an-
lamına mı geliyor? Walesa böyle ol-
madığını iddia ediyor. "Polonya örne-
ğinde, Leszek Balkeroviç (Polonya'nın
şok reformlarının mimarı) işini iyi yap-
tı. Komünizmi terkeden her ülkede
böyle bir adama gereksinim var. Ama
ben başından beri Balkeroviç gibi bir
adamın onun arkasından dağınıklığını
toplayacak bir ikizi olması gerektiğini
söyledim. "
Polonyahlar, kendilerinin katolikli-
ğe olan bağlıhklan ve geleneksel
Batıhlaşma yanlıhklanyla ülkeleri ile
Rusya ve onun emperyalist geçmişi,
büyük boyutlan, zayıf demokratik
geleneği ve etnik kargaşası arasında
politikayla yaklaşmadığına ilişkin gö-
rüşünü yinelemekle yetiniyor. Wa-
lesa'ya göre Batı hâla Soğuk Savaş
dönemindeki tutumlannı korumak-
ta. Tüm orta Avrupa ve Baltık dev-
letlenndekı meslektaşlan gibi VValesa
eski bölgenin eski Sovyet-güdümlü
devletlerinın, Batı'nın desteğiyle Rus-
ya'daki reform sürecinın devamı için
çok iyi bir kanal oluşturacağı görü-
şünde.
I Eski Doğulular
W ALESA - Batı ile Rusya arasında arabuluculuğa sovunuvor.
büyük farklar olduğunun bilincinde-
ler. Tanınmayan. köksüz Timinski ile
daha iyi eğitim görmüş. daha çok
tanınan ve çok daha köklü bir kişilik
olan Jirinovski arasındaki aynmın da
bilincindeler.
Ne ki, yalnızca dört yıl önceki eko-
nomik şok tedavisine maruz kalan
Polonyahlar Rusya'nın ve eski Sovyet
cumhuriyetlerinin mücadele halinde-
ki yurttaşlannı gavet iyi anlıyorlar.
Polonyalı ekonomistlerin yapısal re-
formun yakından tanık olduklan kıt-
lesel yoksulluğa ve yüksek işsizlığe yol
açan gerçekten acılı aşamalanna Rus-
ya ve komşusu Ukrayna daha yeni
girmiş durumda.
Secim sonuçlannın verdiği Rusya
fotoğrafına karşı Batı'nın tavnnın ne
olması gerektiği şeklindeki soruya
Cumhurbaşkanı Walesa. eski komü-
nist dünyaya karşı Batı'nın yapıcı bir
Avrupalılaşmak istiyor
Eskıden Sovyet uydusu olan ülke-
lerin böyle bir rolü ancak Avrupa Bır-
liği ve NATO gibi seçkin batılı yapıla-
ra girmek yoluyla kendini güven altı-
nda hıssettiğı zaman oynayabilecek-
lcrine inanıyor.
"Avnıpa'nui düşman bloklara a>Til<-
mış olduğu eski günlerde, temel eğilim
bir bütün olarak Batı blokunun gücünü
za> ıflatabUecek voksul, az gelişmiş
devletleri kabul etmeme >önündeydi.
Fakat artık Varşova Paktı'nın dağıldı-
ğı şu günlerde bu tartışma artık geçerti
değildir ve biz de voksul kuzenler ola-
rak da olsa, artık Avrupa evine kabul
edilmeliyiz."
"Şimdiki öncelik Rusya'nın anarşi-
v e düşmesini önlemek olmaiı. Bunun en
etkili yollarından biri de Polonya gibi
ülkelerin aracılığına başvurmak ola-
cak. Biz yalnız serbest pazar reform-
larmı gerçekleştirmedik, aynı zaman-
da doğu ülkeleriyle aradaki sınuiarı
açtık. Bölgedeki güvenlik risklerini
azaltmanın ve Rusya reformcularmı
desteklemenin en iyi ve en ucuz yönte-
mini sunuyonız."
VValesa'nın görüşünü doğu ile batı
arasında "beynamaz" kalmaktan kay-
gılanan bölgedeki diğer ülkelerin li-
derleri de paylaşıyor. Bölge liderlen.
Rusya'da son seçimlerde alınan so-
nuçlardan sonra, yeni yılın başında
Brüksel'deki zirve toplantısında NA-
TO liderlerinin Jirinovski'nin Finlan-
diya, Baltık devletleri ve Polonya'yla
birleşmek gibi çılgınca tehdidlerini
görmezlikten gelemeyecekleri karu-
sındalar.
zedeler. Bu açıdan bakıldığmda laik-
lik. kimliğin temellerine yapılmış bir
saldın olarak değerlendiriliyor. Devle-
ti dinden ayırmak, bireye tek bir varlık
olduğu ölçüde inanma ya da inanma-
ma ya da özgür düşünce çerçevesi için-
de düşünme hakkını vermek anlamına
geliyor. Ama bu süreç. bireyi kabul et-
meyen bir toplumda düşünülemez. Bi-
lindiği gibi Arap-Müslüman toplum-
larda birey olgusu, dinin getirdiği
müşterek anlayış tarafindan engellen-
miştir, bu da ülkenin birieştirici temeli
haline gelmiştir. Ülke eyaletlerden
oluşur ve ümmetten bahsedilir, bu bü-
yük devlet tüm.dünya Müslümanla-
nndan oluşur.
Bu durumda laiklik, bölücü bir un-
sur, sosyal yaşamla ortaya çıkan insan
boyutu arasında bir ayınm haline geli-
yor. Laiklik taraftarlan, İsiamcı kesi-
min yanm yüzyıldan fazla bir süredir
Müslüman toplumlan aşağılayan Av-
rupa ve Amerika'dan getirilmiş ol-
makla suçladığı modernliği savunu-
yorlar. Bu toplumlann 1839-1897
yıllan arasında Sudan'da, Mısır'da
hatta Fas'ta İslam adına emperyalizm
ve sömürgecilikle mücadele ettiklerini
hatırlıyorlar. örneğin Fas'ta milliyetçi
•İstiklâr Partisi 1944'ten sonra bağım-
sızlık mücadelesini İslam adına ver-
miştir.
ILaisizm -şeriatçıük
kavgası her yerfle
Faslılar. Fransızlara Hıristiyanlar
diyorlardı, yani; tamamiyle yabana-
lar. İslam sadece bir kimlik ya da bir
hatıra sunmuyor, metafızik sorulara
da cevap veriyor. Ona karşı çıkmak
İslami en yüce ülkü olarak kabul eden-
lere saldırmak anlamına geliyor. Bu
da bazı militanlann hareketlerinde gö-
rülen şiddetı açıklıyor. Ama İslami ha-
reketin kışkırttığı tek olay. kimliği
kaybetme korkusu değil şüphesiz; aşa-
ğılanma konusu da önemli bir yer tu-
tuyor.
Aynı şey lsra.il işgali alündaki top-
raklar için de söz konusu. Filistinlilere
karşı her gün yeni vahşet örnekleri ser-
gilenıyor. orduya ait özel birlikler gü-
pegündüz cinayetler işliyorlar ve ceza
görmüyorlar, bu kuvvetler sorgular-
dan, şüphelerden ve her türlü kötü
muameleden söz etmemek için "RKs-
tinliiere ölüm" çığlıklanyla silahlı gös-
teriler yapıyorlar. Bu politika, Hamas
harekçtinin genç Filistinliler arasında
her geçen gün güç kazanmasına zemin
haarlıyor.
IİsraiTle görüşme
FKÖ'yü zayıflattı
Görüşmeci FKÖ. her geçen gün ta-
ban desteğini yitirmekte. islamın
çağnsı çok daha basit ve doğrudan: İş-
galcinin vahşetine karşı koymak ve
topraklann kurtanlması için asıl yol
olarak şiddet.
İslamcılık yavaş yavaş fakirlerin tek
düzeni güç haline geldi. Bu. kuvvetli
Hizbullah varlığıyla Lübnan'da da;
kavganın sosyal, ahlaki ve politik bo-
yutlannın da oldueu Mısır'dd da böy-
le.
Bazılan yeniden kimliklerine dön-
mek istiyorlar. diğerleri yolsuzluğa
son olarak, bazılan da İslamın dün-
yadaki zaferine ortak olmak için.
Unuttuklan bir tek şey var: İslamda
zorlama yoktur. ya da diğer bir deyiş-
le, kuvvetle kazanılan zafer. İslamın
felsefesine uymaz.
Tahar Ben Jalloun
ElPais
Faslı aydın Jelloun,' 'Kutsal Gece''
ve "Kum Çocuk'adlı
kıtapları Türkiye de de
yayımlanan, 1988 Goncourt Ödüllü,
Le Monde Gazetesi
yazarlanndandır.
Ingütere Bosnalıağınmaalan gerigönderiyor
İngiliz yetkililer sığınmacı çokluğuna karşı çareyi,
siyasal olmayanlannı ülkelerine geri göndermekte buldu
Geçtiğimiz hafta ağır yarah 16 Boşnak te-
davi amacıyla savaş bölgesinden tahliye
edilirken. İngıltere. Bosnalı sığınmacıla-
nn siyasi nitelik taşımadığın] öne sürerek eski
Yugoslavya"nın güvenilir bir yerleşim bölgesine
geri göndereceğini bildirdi.
Helikopterler 16 yarah ve yakınını doğu Bos-
na'da bulunan Tuzla bölgesinden Split bölgesine
taşıdı. Yarahlann iki gün içinde İngiliz hastane-
lerine sevkedileceği belirtiliyor. İngiltere'nin son
günlerde hava yoluyla tahliye ettiği Bosnalılann.
sığınma talebinde bulunan 7 bin Bosnalının
yanında devede kulak kaldığı öne sürülüyor.
IBosnalı sığınmacılara
Stğmınacdardan Susan Suta> iç, çocuğuy la birlikte Bosna'va geri göoderilme korkusuyla yaşıy or.
| dur deniyor
İngiltere artık Bosnalı sığınmaa istemiyor. Bu
bağlamda İçışlen Bakanı Michael Hovvard'ın
aldığı bir kararla Şaraybosna'dan oğlu ile birlik-
te kaçan Olivera Isakoviç Stanisavyeviç'in Bos-
na'da güvenlikli bir bölgeye geri-dönmesi isteni-
yor.
İngiliz içişleri bakanlığı eski Yugoslavya'dan
kaçıp. İngiltere'ye yerleşmek isteyenlere
yardıma olmak bir yana, engel olmaya çalışıyor.
Sırp bir anne ve Hırvat bir babadan doğan. sa-
vaşmak istcmediği için İngiltere'ye sığınan bir
asker kaçağına. sığınmacı olarak kabul edilemi-
yeceği bildirildı. Benzer olaylar birbirini izliyor.
İngiltere'ye çocuk bakmak üzere gelen genç bir
Müslüman kadının sığınma başvurusu geri
çevrildi. Genç kadın göçmen bürosuna verdiği
ifadede savaştan önce Hıristiyanlarla uyumlu
bir şekilde yaşadığmı belirtmişti. Bu durumda
gerekçesinin geçerli olmadığı ileri sürüldü.
Sığınma başvurusunda bulunan tüm Bosnalıla-
ra Ingiltere'de ancak 12 ay kalabilecekleri söyle-
niyor. Ailelerini İngiltere'ye getirmelerine izin
verilmiyor. İçişleri bakanlığı gelecek yıl tüm Bos-
nalılan geri göndermenin yollannı arayacak.
Başvuruda bulunan 7 bin sığınmacı geri gönde-
rilme korkusuyla yaşıyor.
İsakoviç-Stanisavyeviç savaştan önce Saray-
bosna'da iktisatçı olarak çalışıyordu. İçişleri ba-
kanlığının geri gönderme politikasını bir kabus
olarak nitelendiren İsakovıç-Stanisavyeviç ço-
cuğunun geleceğinden büyük kaygı duyuyor.
Genç kadının annesi Sırp, babası Hırvat, kocası
Müslüman Boşnak. Londra'nın arka mahalle-
lerindeki eski bir binanın harap bir dairesinde
yaşamını sürdüren İsakoviç-Stanisavyeviç,
"Çok korkuyorum. Bizi geri gönderirlerse ne
yaparız? Yugoslavya artık bizi istemiyor. Kocam
şu anda Saraybosna'da savaşıyor. Bir Sırph ile
evli olduğu için başı da belada" diyor.
Kocasının da İngiltere'ye gelip çalışmasını
arzu ediyor. Sığınmacılann avukatlığmı üstle-
nen Susan Sutaviç hükümetin tutumunu "garip"
olarak değerlendirerek, parçalanrruş ailelerinin
sonınlanna çözüm getirmenin çok zor olduğunu
belirtiyor.
Nick Kohen
The Independent
POLfriKA VE ÖTEŞİ
MEHMED KEMAL
Bizim Solculuğumuz...
Trabzon'da Sadun Hoca'yla (Aren) bir konuşma yapt-
yorlar. Yıllar sonra, "Biz de yanıldık" diyor. Bizim genç-
lik yıllarımızın yanılmaz solcusu Sadun Hoca da yanlış-
lara bir kılıf ararken, yolunu şaşıran yolcu ne yapsın?
Solculuğa heves ettiğimiz, her şeyi solculuğun pence-
resinden seyrettiğimiz yıllarda iki yol vardı: Burjuva
demokrasisi, proletarya diktatörlüğü... Bunun dışında
kalan her şay yalınkattı.
Solcu olurduk da sosyalist olamazdık... Sosyalizm so-
kakta yasaktı. Sosyalizmi rahatça bir söyleyebilsek halkı
ardımızdan koşar gelir sanırdık. Tanınmış bir şairimiz
bir gün bana, "Sosyalizmden bunun için korkuyorlar,
değil mi" diye sormuştu. Belki de öyleydi.
1946da kısa bir süre solcu partiler kurulmuştu. Esat
Adll'in Sosyalist Partisi, Dr. Şefik Hüsnü'nün Sosyalist
Emekçi ve Köylü Partisi... Arada başka sosyalist partiler
daha vardı ama, kodamanları bu ikisiydi. Esat Adil, Rıfat
tigaz aracılığıyla şair Ahmet Muhip Dıranas'a habersa-
lıyor, "Bizim partiye girsin" diye.. Her şey gizli.. Rıfat'la
Ahmet Muhip'i ben tantştırdım. Ikisi buluştular, parti işi
konuştular. İki şairin siyaset konuşması...
Aradan birkaç gün gecti Ahmet Muhip'e rastladım,
"Ne oldu" diye sordum.
"Mümtaz Faik Fenik'e danıştım, bir solcu parti daha
var, ikisinedegirmeyeceğim"dedi.
Partilere girmedi, ama Zafer gazetesinde köşe yazarı
oldu. Aziz şair, kaç kez Sinop'tan seçime girdiyse, hep-
sini kaybetti.
Şefik Hüsnü'nün solcu partisi Ankara'da Zekl Başti-
mar'dan sorulurdu. Zeki Baştimar, Mühendis Han'da
küçük bir odada partiyi yönetirdi. ilk kurulan iki sendika-
dan biri Terziler, öteki Makarnacılardı. Berberler de
sendika kuracak oldular ama polis ağır bastı. Gençler
(Türkiye Gençler Derneği), partinin militanlarıydı.
Zeki Baştimar, eşi bulunmaz değerde bir aydındı,
ama parti işlerine aydınlan karıştırmak istemezdi. O yıl-
larda kaç partili aydın varsa, partiye değil Zeki'ye bağ-
lıydı. Tanınmış şairlerimizden biri, bir gün işret ederken
öğünmüştü, 'BenZeki'yebağlıkomünisttim"diye.. kim
Zeki'ye bağlı değildi ki?
Sonra içeri girildiğinde aydınların partiye bağlanışı,
bağlanmayışı başlıca tartışma konusu olmuştu. Sadun
Hoca o yıllarda Londra'da olduğundan, dışında kalmıştı.
Londra dönüşündeyse havalimanında Sadun Hoca'yı
partililer değil, Mülkiyeliler karşılamıştı. Bu karşılama
bir anlamda korumaydı da...
Bugün Sovyet sosyalizmi çöktü. Rus komünistleri de
burjuva demokrasisi istiyorlar, proletarya diktatörlü-
ğünden çoktan vazgectiler.. Seçimli demokrasi isteyen
komünistler hayli kabarık oy aldılar. Hele bir seçimli de-
mokrasiyealışsınlarepeyceörgütlenirlerde.. Bakın ital-
yan komünistlerine, belediye secimlerini silmece götür-
düler. Polonya'da komünistler iktidara ortak değiller mi?
Bizde gizli parti dönemi oldu. Işçiler karışmadılar, çok
az kişiyle komünistlik yapıldı. Her şey, "Sen, ben, bizim
oğlan" arasındaydı. Eskileri de, yenileri de törenlerde
görüyoruz.
Bugün bir araya gelinse ne olur, karşıda olunsa ne
olur.. Dünya yeni bir tartışmanın içinde. Sovyet komü-
nistlerinin boşalttıkları yeri dolduran olmadı. Arayış sü-
rüyor...
BULMACA
SOLDAN SAĞA: , >....
1/ Rus kentlennde içkale- '1
ye verilen ad. 2/ Bir sanat
vedüşünceakımını.cağı- 2
na göre yeni bir görüşü ,
başlatan kimse ya da ya-
pıl... Deriyi kullanılabile- 4
cek duruma getirmek için g
uygulanan işlemlerin tü-
mü. 3/ Yunan rakısı... 6
Müstahkem yer. 4/ Bir j
gıda maddesi... Piston. 5/
Tahtasopalarve.toplarla 8
oynanan bır İngiliz spo- g
ru . Bir nota. 6/ Kayısı.
erik, zerdali gibi mevvelenn kuru-
su... Tann katı. 7/ âski dilde şiir-
ler... Üstü toprakla örtülü saman
yığını.8/ Bir işiçinaynlanbellipa-
ra. 9/ Narçiçeği renginde bir süs
taşı... Başkırdistan Cumhunyeti'-
nin başkenti.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Türk müziğınde. kıvrak ve şen
oyun havası. 2/ Radon elementi-
nin simgesi... Oyunda. özellikle
pokerde hile yapan kimse. 3/ Avrupa Topluluğu'nun ortak pa-
ra birimi... İstenç. 4/ Musıkı.. Avrupa'da birırmak. 5/Arthur
Hailey'in tanınmış bir romanı... Olumsuzluk belirten bir önek.
6/ Duman lekesi... Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp
verme işini sağlayan organ . 7/ Sıvı durumuna getirilmiş hava-
dan elde edilerek ışık araçlannda kullamlan element... Benzer
yapıdaki hücreler topluluğu. 8/ Bir sahne oyunur.un. bir opera-
nın başlamasından önce seslendirilen kısa müzik parçası. 9/
Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullamlan deyim sö-
zü... Ağzı geniş tek kulplu su kabı.
ILAN
ARAÇ ASLİ\E HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
1991,166
Davaa Araç Orman İşletme Müdürlüğü vekili Av. Yalçın Uz tara-
fından Atılım Inşaat Sanayii ve Tic. Anonim şirketi altında faalıycl
gösterirken bilahare. unvan değıştirerek Etkim Hazır Beton ve Inşaal
Sanayii Tic. Anonim şirketi olarak faaliyet gosteren davalı aleyhine
açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması
sırasında.
Davalının bıldirilen adreslerineçıkartılan tebligatlann tebliğedile-
mediği ve zabıta manfetiyle de adresı tespit edılemediğinden. dava
dilekçesinin ilanen tebliğne karar verilmiş olduğundan. vukanda
açık unvanı yazılı davalı Etkim Hazır Beton ve İnşaat Sanay'ü Ticaret
Anonim Şirketi'nin, duruşmanm bırakıldığı 24 2.1994 tarihinde saat
09.00'da mahkememizde hazır bulunmasfveya kendisini bir vekille
temsil ettirmesi, aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılıp bitirile-
ceğı ilan olunur. 12.10.1993
Basın: 53628
İLAN
ARAÇ ASLİYE HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
1991168
Davaa Araç Orman İşletme Müdürlüğü vekili Av. Yalçın Uz tara-
findan davalı Reşat Sok. No: 22'I Şişlı İstanbul adresinde faaliyet
gosteren Atılım Inşaat aleyhine açılan tazminat davasının mahkeme-
mizde yapılan açık yargılaması sırasında: Davaa tarafça davabnın
adresi Reşat Sok. Şişli olarak bildirilmiş ise de ve tebligat çıkartılmış
ise de, böyle bir adresın bulunmadığı çıkartılaıi teblıgata bildirilmiş
ve diğer tebligatlarla da davaüya tebligat yapılamadığından Aulım
Inşaat Hızmetlerı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adı altında faali-
yet gösterirken unvan değıştirerek Etkim Hazır Beton ve İnşaat Sa-
nayii Ticaret Anonim Şırketı olarak faaliyetlerim sürdüren davalıya,
dava dilekçesinin ilanen tebüğine karar verilmiş olup, yukanda açık
unvanı yazılı şirketin duruşma günü olan 24.2.1994 tarihinde saat 09.
00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille tem-
sil ettırmesi, aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılıp bıünleceğı
hususu ilan olunur. 12.10.1993
Basın: 53629