19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK1993 CUMARTESİ 12 DUNYADAN Müslümanhğın özünde şiddetin yer almadığını savunan Faslı aydın Tahar Ben Jelloun'a göre: IslamolannhedefiKemaliztn Tek laik. Müslüman ülke olan Türkiye'de uzlasmaz bir şiddet dalgası 70 yıllık Kemalizmi yok ediyor. Birkaç gün içinde yıkılan Sovyet Imparatorluğu, artık ideoloji- lerin dayanak noktası kalmadığını gösterdi. Türk halkının bir kesimi Isla- mi kimlik arayışıyla harekete geçiyor. 1923'te Cumhuriyeti kuran, 1924'te hilafeti kaldırarak ülkeye laikliği geti- ren ve 1928'de harf devrimini yaparak Arap harflerini kaldıran ve yerine La- tin alfabesini yerleştiren. ülkenin ba- bası Kemal Atatürk'ün vasıyetini tar- tışan entelektüeller var. Osmanlı fmparatorluğu artık hatıradan öte bir şey değil. Devlet. modern Avrupa'da yerini almak istiyor. Coğrafi ve askeri açıdan ısrarlı bir tutum sergiliyor. Islami dalgalann değişurmeye çalış- tığı bu modern ve parlamenter Türki- ye. Her gün yeni camiler yapıbyor. Anadolu'da İslamın merkezi sayılan Konya"da. kadınlarla erkekler çay bahçelerinde beraber oturmuyorlar. Aynı sigara içenlerle içmeyenlerin ay- nldığı gibi, kadınlara ve ailelere mah- sus yerlerle, yalruz erkeklerin otura- caklan yerler aynlmış. Baa aydınlar yeniden Arap aİfabesini öğreniyorlar, elloun, Türkiye'de Kemalizm için büyük bir tehlike oluşturan ve aydınlan aracılığıyla ülkeyi ele geçirmeye çalışan İslamcı akımın yeni bir Osmanh İmparatorluğu düşü kurduğunu söylüyor. İslami bir yayın kuruluşu olan TGRT Almanya'dan yayın yapıyor, önemli bir İslami kesim gazetesi olan Tür- kiye'nin tirajı. yüksek rakamlara ula- şıyor ve en tuhafı İslami bir rock gru- bu, arabesk adını verdikleri tarz ile modern müzik kanşımı bir müzik ya- pıyor. Bir Türk filmi olan Minyeli Ab- dullah, daha önce görülmemiş bir ba- şan kazandı (sinema salonlannda ve yideoda). Filmde, halktan biri olan ve İslama inancı yüzünden kovuştur- maya uğrayan Abdullah'ın hikayesi anlatılıyor. I İstanbul'da şeriatçıların I kaleleri Tüm bunlara, geçen kasım ayında İstanbul'da yapılan kısmi yerel seçim- lerde, İslamcı partınin oylann yüzde 32'sıni aldığını da eklemek gerekir. Partinin karargahı savılan yerler; Fa- tih semli ve yine İslamcı kesimin elinde bulunan üniversite muhiti Beyaat. İslamın dönüşü haarlamyor. Bu- nunla ilgilenenler, eğitimli, modern entelektüeller. İfadelerinde şematik hiçbir unsura yer yok. Bu, onlar için öze. Türkıye'nin kültürel ve politik olarak Yakındoğu"da, güçlü bir impa- ratorluk olduğu döneme dönüş. Bu nostaljinin romantik hiçbir yönü yok. Kemalizmin yıllarca önce bir kenara bıraktığı geçmişle birleşmeye kararh- lar. Milliyetçi İslam sosyal bir tabana da oturuyor ve tabii ki yeni Başbakan Tansu ÇiUer'e de karşı, hem de politi- kası yüzünden değil de kadın olduğu için. Sıvas'taki otel yangınını da bu çerçeveye oturtmak gerekir; burada bir grup aydın, solcu yazar Aziz Nesin ile birlikte, XVI. yy'da Osmanlı idare- sine karşulığı nedeniyle asılan Alevi şair Pir SulUuı Abdal'ı anma törenleri- ne kaulmak üzere toplanmışlardı. Kurbanlann arasında, köy kökenli ünlü halk ozaru şair Nesimi Aşık'ın da olduğu dört yazann da bulımduğu unutulmamalı. Şair 70 yaşında idi, onunla beraber edebiyat tarihçisi Asım Bezirci ve yeni nesil şairlerinden Metin Altıok ile Behcet Aysan da öl- düler. I İslam yaşamın heralanında Bir Müslüman için laiklik saçmalık- lan ibarettir. Son din İslam, diğer iki tek tannlı dinden. günlük hayata da sosyal açıdan hakim olmasıyla aynlır. Hem ahlak. hem inanç, hem küJtür. hem de bir kimliktir. Dört temel daya- nağından birini bile tartışmak, Müslü- manhğı, var oluş nedenini ve kimliğini Jmnovs/dyie basaçıkmayolkm Polonya Cumhurbaşkanı Lech Walesa, Batı'nın Rus seçimlerinden başanyla çıkan Vladimir Jirinovski'ye nasıl davranması gerektiğini Finandal Times'a açıkladı. Polonya halkı üç yıl önce Lech Walesa"yı cumurbaşkanlığı sarayına taşıyan seçimlerde Stan Timinski adındaki karanlık bir kişilik olan Polonya kökenli Kana- dah'nın oylann dörtte birini alabilmiş olmasına çok şaşmıştı. Geçen haftaki Rus seçimlerinde Jirinovski de buna yakın bir oy topladı.Ancak, Polon- yalılar üç ay önceki seçimlerde Stan Timinski ve onun Parti sine oylannın yalnızca yüzde 5'ini verdi ve böylelik- le yeni parlamentoda hiç sandalye ka- zanamamasını sağladı. Jirinovski de buna benzer karanlık bir yazgıya mahkum olacak mı? Cumhurbaşkanı Walesa'ya göre Rus- ya'da gelişen olaylar hiç de şaşırücı değil. Ekonomik yoksurıluk seçmen- lerin Timinski \e Jirinovski gibi kişi- lerce önerilen popüler "çözümlere" karşı zayıf olmasına yol açıyor. IKomünizme geri dönüş olamaz Walesa. "Bu komünizmi terkeden ülkelerin gecmek zorunda olduğu bir aşama" diyor. "Komünizme bir geri dönüşe neden olamaz. Ama daha önce sözünü ettiğim "eylemeiler"in ikridara geri dönmesine yol açabilir. Bunlar ik- tidara gelebilmek için parti kartlarının kırmızıdan yeşile çevriunesi de dahil ol- mak üzere gereken her şeyi yapabile- cek kişiler." Bu, serbest pazar reformculannın adımlannı yavaşlatması gerektiği an- lamına mı geliyor? Walesa böyle ol- madığını iddia ediyor. "Polonya örne- ğinde, Leszek Balkeroviç (Polonya'nın şok reformlarının mimarı) işini iyi yap- tı. Komünizmi terkeden her ülkede böyle bir adama gereksinim var. Ama ben başından beri Balkeroviç gibi bir adamın onun arkasından dağınıklığını toplayacak bir ikizi olması gerektiğini söyledim. " Polonyahlar, kendilerinin katolikli- ğe olan bağlıhklan ve geleneksel Batıhlaşma yanlıhklanyla ülkeleri ile Rusya ve onun emperyalist geçmişi, büyük boyutlan, zayıf demokratik geleneği ve etnik kargaşası arasında politikayla yaklaşmadığına ilişkin gö- rüşünü yinelemekle yetiniyor. Wa- lesa'ya göre Batı hâla Soğuk Savaş dönemindeki tutumlannı korumak- ta. Tüm orta Avrupa ve Baltık dev- letlenndekı meslektaşlan gibi VValesa eski bölgenin eski Sovyet-güdümlü devletlerinın, Batı'nın desteğiyle Rus- ya'daki reform sürecinın devamı için çok iyi bir kanal oluşturacağı görü- şünde. I Eski Doğulular W ALESA - Batı ile Rusya arasında arabuluculuğa sovunuvor. büyük farklar olduğunun bilincinde- ler. Tanınmayan. köksüz Timinski ile daha iyi eğitim görmüş. daha çok tanınan ve çok daha köklü bir kişilik olan Jirinovski arasındaki aynmın da bilincindeler. Ne ki, yalnızca dört yıl önceki eko- nomik şok tedavisine maruz kalan Polonyahlar Rusya'nın ve eski Sovyet cumhuriyetlerinin mücadele halinde- ki yurttaşlannı gavet iyi anlıyorlar. Polonyalı ekonomistlerin yapısal re- formun yakından tanık olduklan kıt- lesel yoksulluğa ve yüksek işsizlığe yol açan gerçekten acılı aşamalanna Rus- ya ve komşusu Ukrayna daha yeni girmiş durumda. Secim sonuçlannın verdiği Rusya fotoğrafına karşı Batı'nın tavnnın ne olması gerektiği şeklindeki soruya Cumhurbaşkanı Walesa. eski komü- nist dünyaya karşı Batı'nın yapıcı bir Avrupalılaşmak istiyor Eskıden Sovyet uydusu olan ülke- lerin böyle bir rolü ancak Avrupa Bır- liği ve NATO gibi seçkin batılı yapıla- ra girmek yoluyla kendini güven altı- nda hıssettiğı zaman oynayabilecek- lcrine inanıyor. "Avnıpa'nui düşman bloklara a>Til<- mış olduğu eski günlerde, temel eğilim bir bütün olarak Batı blokunun gücünü za> ıflatabUecek voksul, az gelişmiş devletleri kabul etmeme >önündeydi. Fakat artık Varşova Paktı'nın dağıldı- ğı şu günlerde bu tartışma artık geçerti değildir ve biz de voksul kuzenler ola- rak da olsa, artık Avrupa evine kabul edilmeliyiz." "Şimdiki öncelik Rusya'nın anarşi- v e düşmesini önlemek olmaiı. Bunun en etkili yollarından biri de Polonya gibi ülkelerin aracılığına başvurmak ola- cak. Biz yalnız serbest pazar reform- larmı gerçekleştirmedik, aynı zaman- da doğu ülkeleriyle aradaki sınuiarı açtık. Bölgedeki güvenlik risklerini azaltmanın ve Rusya reformcularmı desteklemenin en iyi ve en ucuz yönte- mini sunuyonız." VValesa'nın görüşünü doğu ile batı arasında "beynamaz" kalmaktan kay- gılanan bölgedeki diğer ülkelerin li- derleri de paylaşıyor. Bölge liderlen. Rusya'da son seçimlerde alınan so- nuçlardan sonra, yeni yılın başında Brüksel'deki zirve toplantısında NA- TO liderlerinin Jirinovski'nin Finlan- diya, Baltık devletleri ve Polonya'yla birleşmek gibi çılgınca tehdidlerini görmezlikten gelemeyecekleri karu- sındalar. zedeler. Bu açıdan bakıldığmda laik- lik. kimliğin temellerine yapılmış bir saldın olarak değerlendiriliyor. Devle- ti dinden ayırmak, bireye tek bir varlık olduğu ölçüde inanma ya da inanma- ma ya da özgür düşünce çerçevesi için- de düşünme hakkını vermek anlamına geliyor. Ama bu süreç. bireyi kabul et- meyen bir toplumda düşünülemez. Bi- lindiği gibi Arap-Müslüman toplum- larda birey olgusu, dinin getirdiği müşterek anlayış tarafindan engellen- miştir, bu da ülkenin birieştirici temeli haline gelmiştir. Ülke eyaletlerden oluşur ve ümmetten bahsedilir, bu bü- yük devlet tüm.dünya Müslümanla- nndan oluşur. Bu durumda laiklik, bölücü bir un- sur, sosyal yaşamla ortaya çıkan insan boyutu arasında bir ayınm haline geli- yor. Laiklik taraftarlan, İsiamcı kesi- min yanm yüzyıldan fazla bir süredir Müslüman toplumlan aşağılayan Av- rupa ve Amerika'dan getirilmiş ol- makla suçladığı modernliği savunu- yorlar. Bu toplumlann 1839-1897 yıllan arasında Sudan'da, Mısır'da hatta Fas'ta İslam adına emperyalizm ve sömürgecilikle mücadele ettiklerini hatırlıyorlar. örneğin Fas'ta milliyetçi •İstiklâr Partisi 1944'ten sonra bağım- sızlık mücadelesini İslam adına ver- miştir. ILaisizm -şeriatçıük kavgası her yerfle Faslılar. Fransızlara Hıristiyanlar diyorlardı, yani; tamamiyle yabana- lar. İslam sadece bir kimlik ya da bir hatıra sunmuyor, metafızik sorulara da cevap veriyor. Ona karşı çıkmak İslami en yüce ülkü olarak kabul eden- lere saldırmak anlamına geliyor. Bu da bazı militanlann hareketlerinde gö- rülen şiddetı açıklıyor. Ama İslami ha- reketin kışkırttığı tek olay. kimliği kaybetme korkusu değil şüphesiz; aşa- ğılanma konusu da önemli bir yer tu- tuyor. Aynı şey lsra.il işgali alündaki top- raklar için de söz konusu. Filistinlilere karşı her gün yeni vahşet örnekleri ser- gilenıyor. orduya ait özel birlikler gü- pegündüz cinayetler işliyorlar ve ceza görmüyorlar, bu kuvvetler sorgular- dan, şüphelerden ve her türlü kötü muameleden söz etmemek için "RKs- tinliiere ölüm" çığlıklanyla silahlı gös- teriler yapıyorlar. Bu politika, Hamas harekçtinin genç Filistinliler arasında her geçen gün güç kazanmasına zemin haarlıyor. IİsraiTle görüşme FKÖ'yü zayıflattı Görüşmeci FKÖ. her geçen gün ta- ban desteğini yitirmekte. islamın çağnsı çok daha basit ve doğrudan: İş- galcinin vahşetine karşı koymak ve topraklann kurtanlması için asıl yol olarak şiddet. İslamcılık yavaş yavaş fakirlerin tek düzeni güç haline geldi. Bu. kuvvetli Hizbullah varlığıyla Lübnan'da da; kavganın sosyal, ahlaki ve politik bo- yutlannın da oldueu Mısır'dd da böy- le. Bazılan yeniden kimliklerine dön- mek istiyorlar. diğerleri yolsuzluğa son olarak, bazılan da İslamın dün- yadaki zaferine ortak olmak için. Unuttuklan bir tek şey var: İslamda zorlama yoktur. ya da diğer bir deyiş- le, kuvvetle kazanılan zafer. İslamın felsefesine uymaz. Tahar Ben Jalloun ElPais Faslı aydın Jelloun,' 'Kutsal Gece'' ve "Kum Çocuk'adlı kıtapları Türkiye de de yayımlanan, 1988 Goncourt Ödüllü, Le Monde Gazetesi yazarlanndandır. Ingütere Bosnalıağınmaalan gerigönderiyor İngiliz yetkililer sığınmacı çokluğuna karşı çareyi, siyasal olmayanlannı ülkelerine geri göndermekte buldu Geçtiğimiz hafta ağır yarah 16 Boşnak te- davi amacıyla savaş bölgesinden tahliye edilirken. İngıltere. Bosnalı sığınmacıla- nn siyasi nitelik taşımadığın] öne sürerek eski Yugoslavya"nın güvenilir bir yerleşim bölgesine geri göndereceğini bildirdi. Helikopterler 16 yarah ve yakınını doğu Bos- na'da bulunan Tuzla bölgesinden Split bölgesine taşıdı. Yarahlann iki gün içinde İngiliz hastane- lerine sevkedileceği belirtiliyor. İngiltere'nin son günlerde hava yoluyla tahliye ettiği Bosnalılann. sığınma talebinde bulunan 7 bin Bosnalının yanında devede kulak kaldığı öne sürülüyor. IBosnalı sığınmacılara Stğmınacdardan Susan Suta> iç, çocuğuy la birlikte Bosna'va geri göoderilme korkusuyla yaşıy or. | dur deniyor İngiltere artık Bosnalı sığınmaa istemiyor. Bu bağlamda İçışlen Bakanı Michael Hovvard'ın aldığı bir kararla Şaraybosna'dan oğlu ile birlik- te kaçan Olivera Isakoviç Stanisavyeviç'in Bos- na'da güvenlikli bir bölgeye geri-dönmesi isteni- yor. İngiliz içişleri bakanlığı eski Yugoslavya'dan kaçıp. İngiltere'ye yerleşmek isteyenlere yardıma olmak bir yana, engel olmaya çalışıyor. Sırp bir anne ve Hırvat bir babadan doğan. sa- vaşmak istcmediği için İngiltere'ye sığınan bir asker kaçağına. sığınmacı olarak kabul edilemi- yeceği bildirildı. Benzer olaylar birbirini izliyor. İngiltere'ye çocuk bakmak üzere gelen genç bir Müslüman kadının sığınma başvurusu geri çevrildi. Genç kadın göçmen bürosuna verdiği ifadede savaştan önce Hıristiyanlarla uyumlu bir şekilde yaşadığmı belirtmişti. Bu durumda gerekçesinin geçerli olmadığı ileri sürüldü. Sığınma başvurusunda bulunan tüm Bosnalıla- ra Ingiltere'de ancak 12 ay kalabilecekleri söyle- niyor. Ailelerini İngiltere'ye getirmelerine izin verilmiyor. İçişleri bakanlığı gelecek yıl tüm Bos- nalılan geri göndermenin yollannı arayacak. Başvuruda bulunan 7 bin sığınmacı geri gönde- rilme korkusuyla yaşıyor. İsakoviç-Stanisavyeviç savaştan önce Saray- bosna'da iktisatçı olarak çalışıyordu. İçişleri ba- kanlığının geri gönderme politikasını bir kabus olarak nitelendiren İsakovıç-Stanisavyeviç ço- cuğunun geleceğinden büyük kaygı duyuyor. Genç kadının annesi Sırp, babası Hırvat, kocası Müslüman Boşnak. Londra'nın arka mahalle- lerindeki eski bir binanın harap bir dairesinde yaşamını sürdüren İsakoviç-Stanisavyeviç, "Çok korkuyorum. Bizi geri gönderirlerse ne yaparız? Yugoslavya artık bizi istemiyor. Kocam şu anda Saraybosna'da savaşıyor. Bir Sırph ile evli olduğu için başı da belada" diyor. Kocasının da İngiltere'ye gelip çalışmasını arzu ediyor. Sığınmacılann avukatlığmı üstle- nen Susan Sutaviç hükümetin tutumunu "garip" olarak değerlendirerek, parçalanrruş ailelerinin sonınlanna çözüm getirmenin çok zor olduğunu belirtiyor. Nick Kohen The Independent POLfriKA VE ÖTEŞİ MEHMED KEMAL Bizim Solculuğumuz... Trabzon'da Sadun Hoca'yla (Aren) bir konuşma yapt- yorlar. Yıllar sonra, "Biz de yanıldık" diyor. Bizim genç- lik yıllarımızın yanılmaz solcusu Sadun Hoca da yanlış- lara bir kılıf ararken, yolunu şaşıran yolcu ne yapsın? Solculuğa heves ettiğimiz, her şeyi solculuğun pence- resinden seyrettiğimiz yıllarda iki yol vardı: Burjuva demokrasisi, proletarya diktatörlüğü... Bunun dışında kalan her şay yalınkattı. Solcu olurduk da sosyalist olamazdık... Sosyalizm so- kakta yasaktı. Sosyalizmi rahatça bir söyleyebilsek halkı ardımızdan koşar gelir sanırdık. Tanınmış bir şairimiz bir gün bana, "Sosyalizmden bunun için korkuyorlar, değil mi" diye sormuştu. Belki de öyleydi. 1946da kısa bir süre solcu partiler kurulmuştu. Esat Adll'in Sosyalist Partisi, Dr. Şefik Hüsnü'nün Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi... Arada başka sosyalist partiler daha vardı ama, kodamanları bu ikisiydi. Esat Adil, Rıfat tigaz aracılığıyla şair Ahmet Muhip Dıranas'a habersa- lıyor, "Bizim partiye girsin" diye.. Her şey gizli.. Rıfat'la Ahmet Muhip'i ben tantştırdım. Ikisi buluştular, parti işi konuştular. İki şairin siyaset konuşması... Aradan birkaç gün gecti Ahmet Muhip'e rastladım, "Ne oldu" diye sordum. "Mümtaz Faik Fenik'e danıştım, bir solcu parti daha var, ikisinedegirmeyeceğim"dedi. Partilere girmedi, ama Zafer gazetesinde köşe yazarı oldu. Aziz şair, kaç kez Sinop'tan seçime girdiyse, hep- sini kaybetti. Şefik Hüsnü'nün solcu partisi Ankara'da Zekl Başti- mar'dan sorulurdu. Zeki Baştimar, Mühendis Han'da küçük bir odada partiyi yönetirdi. ilk kurulan iki sendika- dan biri Terziler, öteki Makarnacılardı. Berberler de sendika kuracak oldular ama polis ağır bastı. Gençler (Türkiye Gençler Derneği), partinin militanlarıydı. Zeki Baştimar, eşi bulunmaz değerde bir aydındı, ama parti işlerine aydınlan karıştırmak istemezdi. O yıl- larda kaç partili aydın varsa, partiye değil Zeki'ye bağ- lıydı. Tanınmış şairlerimizden biri, bir gün işret ederken öğünmüştü, 'BenZeki'yebağlıkomünisttim"diye.. kim Zeki'ye bağlı değildi ki? Sonra içeri girildiğinde aydınların partiye bağlanışı, bağlanmayışı başlıca tartışma konusu olmuştu. Sadun Hoca o yıllarda Londra'da olduğundan, dışında kalmıştı. Londra dönüşündeyse havalimanında Sadun Hoca'yı partililer değil, Mülkiyeliler karşılamıştı. Bu karşılama bir anlamda korumaydı da... Bugün Sovyet sosyalizmi çöktü. Rus komünistleri de burjuva demokrasisi istiyorlar, proletarya diktatörlü- ğünden çoktan vazgectiler.. Seçimli demokrasi isteyen komünistler hayli kabarık oy aldılar. Hele bir seçimli de- mokrasiyealışsınlarepeyceörgütlenirlerde.. Bakın ital- yan komünistlerine, belediye secimlerini silmece götür- düler. Polonya'da komünistler iktidara ortak değiller mi? Bizde gizli parti dönemi oldu. Işçiler karışmadılar, çok az kişiyle komünistlik yapıldı. Her şey, "Sen, ben, bizim oğlan" arasındaydı. Eskileri de, yenileri de törenlerde görüyoruz. Bugün bir araya gelinse ne olur, karşıda olunsa ne olur.. Dünya yeni bir tartışmanın içinde. Sovyet komü- nistlerinin boşalttıkları yeri dolduran olmadı. Arayış sü- rüyor... BULMACA SOLDAN SAĞA: , >.... 1/ Rus kentlennde içkale- '1 ye verilen ad. 2/ Bir sanat vedüşünceakımını.cağı- 2 na göre yeni bir görüşü , başlatan kimse ya da ya- pıl... Deriyi kullanılabile- 4 cek duruma getirmek için g uygulanan işlemlerin tü- mü. 3/ Yunan rakısı... 6 Müstahkem yer. 4/ Bir j gıda maddesi... Piston. 5/ Tahtasopalarve.toplarla 8 oynanan bır İngiliz spo- g ru . Bir nota. 6/ Kayısı. erik, zerdali gibi mevvelenn kuru- su... Tann katı. 7/ âski dilde şiir- ler... Üstü toprakla örtülü saman yığını.8/ Bir işiçinaynlanbellipa- ra. 9/ Narçiçeği renginde bir süs taşı... Başkırdistan Cumhunyeti'- nin başkenti. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Türk müziğınde. kıvrak ve şen oyun havası. 2/ Radon elementi- nin simgesi... Oyunda. özellikle pokerde hile yapan kimse. 3/ Avrupa Topluluğu'nun ortak pa- ra birimi... İstenç. 4/ Musıkı.. Avrupa'da birırmak. 5/Arthur Hailey'in tanınmış bir romanı... Olumsuzluk belirten bir önek. 6/ Duman lekesi... Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ . 7/ Sıvı durumuna getirilmiş hava- dan elde edilerek ışık araçlannda kullamlan element... Benzer yapıdaki hücreler topluluğu. 8/ Bir sahne oyunur.un. bir opera- nın başlamasından önce seslendirilen kısa müzik parçası. 9/ Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullamlan deyim sö- zü... Ağzı geniş tek kulplu su kabı. ILAN ARAÇ ASLİ\E HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1991,166 Davaa Araç Orman İşletme Müdürlüğü vekili Av. Yalçın Uz tara- fından Atılım Inşaat Sanayii ve Tic. Anonim şirketi altında faalıycl gösterirken bilahare. unvan değıştirerek Etkim Hazır Beton ve Inşaal Sanayii Tic. Anonim şirketi olarak faaliyet gosteren davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında. Davalının bıldirilen adreslerineçıkartılan tebligatlann tebliğedile- mediği ve zabıta manfetiyle de adresı tespit edılemediğinden. dava dilekçesinin ilanen tebliğne karar verilmiş olduğundan. vukanda açık unvanı yazılı davalı Etkim Hazır Beton ve İnşaat Sanay'ü Ticaret Anonim Şirketi'nin, duruşmanm bırakıldığı 24 2.1994 tarihinde saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunmasfveya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılıp bitirile- ceğı ilan olunur. 12.10.1993 Basın: 53628 İLAN ARAÇ ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1991168 Davaa Araç Orman İşletme Müdürlüğü vekili Av. Yalçın Uz tara- findan davalı Reşat Sok. No: 22'I Şişlı İstanbul adresinde faaliyet gosteren Atılım Inşaat aleyhine açılan tazminat davasının mahkeme- mizde yapılan açık yargılaması sırasında: Davaa tarafça davabnın adresi Reşat Sok. Şişli olarak bildirilmiş ise de ve tebligat çıkartılmış ise de, böyle bir adresın bulunmadığı çıkartılaıi teblıgata bildirilmiş ve diğer tebligatlarla da davaüya tebligat yapılamadığından Aulım Inşaat Hızmetlerı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adı altında faali- yet gösterirken unvan değıştirerek Etkim Hazır Beton ve İnşaat Sa- nayii Ticaret Anonim Şırketı olarak faaliyetlerim sürdüren davalıya, dava dilekçesinin ilanen tebüğine karar verilmiş olup, yukanda açık unvanı yazılı şirketin duruşma günü olan 24.2.1994 tarihinde saat 09. 00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille tem- sil ettırmesi, aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılıp bıünleceğı hususu ilan olunur. 12.10.1993 Basın: 53629
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle