Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24ARALIK1993CUMA
12 DUNYADAN
Fidel Castro'ya göre, sosyalizmin son kalesi Küba:
Kendi ışığını yayan bir yıldız• Fidel Castro, La Stampa gazetesinin kendisiyle yaptığı • Alina Fernandez Revuelta Castro, babasına defalarca
söyleşide, Sovyetler Birliği'nin intihar ettiğini, Küba'nınsa suikast girişiminde bulunan ABD'ye sığınırken, ünlü lider
intihar etmek için hiçbir nedeni olmadığını söyledi. bir kez daha ^-"~~N<iünya gündemine yerleşti.
İtalya'nm La Stampa gazetesinde,
Fidel Castro'yla yapılan bir söyleşi
yayımlandı. Jas Ğonronski'nin soru-
larını yanıtlayan Castro, Küba'nın
gekceği, sosyalizmin bugünkü duru-
mu, Küba-ABD ilişkileri konusunda-
ki görüşlerini bildirdi.
-Kumândan Castro, Küba'da sanki
dtş dünyada hiçbir şey ofanamış gibi ha-
la "de>rim"den, "sosyalizm"den söz
edüiyor. Peki sizin için bu sö/cükler 35
yıl önee seriivene başladığmız günkii
anlamlannı taşıyor mu?
Castro- fki nedenden ötürü, artık
anlamlan değişti. Birincisi, o zamanlar
programımız çok daha kapsamlıydı.
Ikincisi. uluslararası durum kesin ola-
rak değişti. Ne ki, biz yine de idealleri-
mize ve politik hedeflerimize bağlılığı-
mızı sürdürüyoruz.
- Komünist ülkelerde iktidarın el de-
ğtştimıesi. Küba'da da bir şeylerin de-
ğişmesi gerektiği somjcunu beraberinde
getirmiyor mu?
Castro- Komünizmin kendi kendi-
ne zarar verdiğini, Sovyetler Birliği'-
nde inlihar ettiğini söyleyebilirim. Bi-
zimse intihar etmek için hiçbir nede-
nimiz yok. tnsanüğa büyük hizmeüer
veren bu koskoca ülkenin dayandığı
bütün değerlerin yıkılması. hem bizim
hem de Batı için şaşırüaydı. Faşizme
karşı savaşta SSCB büyük bir rol üst-
lendi. Dünya değiştiyse, bunda Sov-
yetler Birliği'nin katkılan göz ardı edi-
lemez. Sosyalizm yıkılmamah, iyileşti-
rilmeliydi. Bugün, ABD'nin egemenli-
ği altında bir dünya kaldı elimizde.
IHitler'in başaramadığını
Sovyetler başardı
- Bütün bunlarm sorumlusu olarak
Mihail Gorbaçov'u mu görüyorsunuz?
Castro- Hayır. Gorbaçov, sosyaliz-
min iyileştirilmesinden söz ediyordu,
yıkılmasından değil. Sosyalizmin yı-
kılmasına hangı etkenlenn neden ol-
duğu sorusunu kendımize sormalıyız.
Hitler'in onbinlerce tankla, tüfeİcle,
tümenle başaramadığı. hiç savaşsız
nasıl gerçekleşü. Sovyet önderliği, Hit-
ler'in başaramadığını başardı. Bunda
Batı'nın gizli ajanlannın oynadığı rolü
ise, tarih gösterecektir.
- Kfiba'yı nasıl bir geiecek bekliyor?
Castro- Sosyahst bloğun yıkılması,
bize addi bir darbe indirdi. ABD bize
ambargo uyguladığından, sosyalist ül-
kelerle ticaret yapıyorduk. Bugün am-
bargo sürüyor ama bu destek gitti.
Bu deney bize, suçlamalann aksine
Sovyet uydusu olmadığımızı kanıtla-
ma fırsatı da verdi. Kendi ışığını yayan
bir yıldız olduğumuzu herkese göster-
dik, Biz devTİmci yolda ilerlemeyi sür-
dürüyoruz. cesaretimizi yitirmedik.
Teslim olmadık. Sovyetler Birliği'nin
kendi kendini yıktığı doğru ama Çin
ve Vietnam'da bu oîmadı.
- Çin, sizin için izlenmesi gereken bir
örnek mi?
Castro- Üzerinde düşünmeye değer
bir deneyim. Çinlıler, başkalannı oto-
matik olarak taklit etmemek gerekti-
ğini söyler. İlk yıllarda Sovyet deneyi-
mini olduğu gibi kendi ülkelerine uy-
guladıklan için özeleştiri yapmışlar-
dır. Ancak sosyalizmin Çin'deki kaza-
nımlannı unutmamak gerekir. Bir za-
manlar açlığın, yoksulluğun hüküm
sürdüğü bu ülkede bugün insanlar yi-
yecek bulabiliyor, eğiüm görebiliyor.
Çağdaş dünyanın Robinson Crusoe'su Fidel Castro, "modası geçmeyen' gerilla üniformasını üzerinden hiç çıkarnu-
yor. "Papa ile söyleşi yaparken niye hep beyaz bir takım giydiğini sordunuz mu" diye sonıyor muhabire.
- Çin, sosyalist bir poh'tika sürdûrse
de ekenomisini değiştirmeye çalışıyor.
Küba'ysa tam anlamıy la sosyalist. Her
şey değişirken tek sosy alist ülke olarak
kalmak zor değil mi?
Castro- Çin ve Vietnam'ın sosyalist
olduğuna inanıyorum. Kalkınmayı
sağlayabilmek için reform yaptıklannı
ısrarla vurguluyorlar. Tamamen saf
bir rejim yoktur. Örneğin Küba'da
özel mülkiyet var. Avrupa'da büyük
toprak sahibi diye nitelendirilebilecek
çiftçiler var. Üstelik Küba'da herkesin
oturduğu ev kendisınc ait, Ama bu
Küba sosyalist değil demek değildir.
- Küba'da sosyalizm sizin kimliğiniz-
le özdeşleştiriliyor. Ola ki siz iktidar-
dan giderseniz, sosyalizmin başma neter
getir?
Castro- Sosyalizmin benim kişili-
ğimle özdeşleştirilebileceğini hiç san-
mıyorum. Tarihsel bir dönüm nokta-
sında kişiler belirleyici olabılir ama sis-
temlerle kişileri bir tutamazsınız. Üs-
telik bu sosyalizmin kuramcılanndan
çalmak olur.
- Tüm sonınlannızuı kaynağı ABD'-
ye gelelim. Kısa bir sürc önce yaptığınız
bir konuşmada, ABD'ye karşı biraz
hayranhk hissettim...
Castro- Amerikan halkınm başan-
lannı hiç küçümsemedim. ABD'nin
bir zamanlar, bağımsızlık savaşımı ve-
ren bir sömürge olduğunu unutma-
mak gerekir. Bağırnsızlık Bildirgesi'-
nde herkesin eşit ve özgür doğduğu ya-
zar. Öte yandan bu aynı ülkede kölelik
uzun yıllar sürmüştü.
Jofcin Kennedy. Küba'ya ambargo
ilan etmişti, bana yönelik suikast giri-
şimlerinin planlandığı yıllarda baş-
kandı. Yine de ona karşı kötü hisler
beslemiyorum, dinamik, zeki bir in-
sandı.
- Sözünûzü kesiyorum, özür dilerim.
Suikast girişimlerine takıldım da. Ya-
şamııuz boyunca kaç kere bu tehlikeyi
atlattınız?
Castro- Eğer bu konuda bir Olimpi-
yat şampiyonası düzenlenseydi, herhal-
de altın madalyayı alırdım. Washing-
ton bile suikast planlannı kabul etti.
Bunlann yanı sıra yürütülen psikolojik
savaş da cabasıydı. CIA'in yüzlerce
suikast gınşimınden sağ çıktım.
IABD-Küba ilişkilerini
nasıl bir geiecek bekliyor?
- Başa geldiğiniz günden beri sekiz
kadar Amerikan başkanı eskittiniz.
Clinton sizden daha genç olan ilk Ame-
rikan başkanı. Ne dersiniz, ilişkilerde
bir yumuşama olur mu, bu yoMa giri-
şimler var mı?
Castro- ABD başkanlan, kampan-
yalarda sözler veriyorlar. Ne yazık ki,
Clinton. Küba'ya düşmanlık besleycn
açıklamalar yaptı.
Bütün Amerikan başkanlan. birinci
görev sürelerinde ikinci kez seçilmeyi
düşünür. İlk bölümde çok temkinli
davranırlar. Tüm bu nedenlerden ötü-
rii. şu anda ilişkileri iyileştirmeye yö-
nelik görüşmeler yok.
Şunu söyleyebilirim. Clinton bence
savaş yanlısı bir insan değil. İtiraf ede-
yim, Clinton hakkında komışmak be-
nim için çok zor. İyi şeyler söylesem,
arkadaşlan telaşa kapıhr. Ben onun ne
düşmanı ne dostuyum.
- Yani ilişkilerin iyileştirilmesi için
Ctinton'ın tekrar seçümesini mi bekle-
mek gerekecek?
Castro- Kimse, yannın ne getirece-
ğini söyleyemez. Öyle görünüyor ki.
Clinton şimdilik, yaatleri ve iç sorun-
larla boğuşuyor. Üstelik biz Çin gibi
büyük bir ülke değiliz. Şimdilik, Kü-
ba'dan daha önemli gördükleri sorun-
lan var.
- Son olarak, sırf kendi merakon için
bir soru sormak istiyonım. Niye hala
gerilla üniforması giyiyorsunuz? Sierra
Maestra'nın kahramanlık günleri çok-
tan geride kaldı.
Castro- Bunlar benim elbiselerim.
bütün yaşamım boyunca üstümden çı-
kmadılar. Rahat, yalın ve ucuzlar. üs-
telik modası hiç geçmiyor. Şimdi be-
nim bir sorum var.
Papa'yla söyleşi yaparken niye hep
beyaz bir takım giydiğini sordunuz
mu?
La Stampa
Kolomblya - Ekvacior
Devrimd gerükdav
uyuşturucu batağında
Arjantin hükümeti belediyelereelkoydu
Peronculann elindeki belediyelerde, ücretleri ödenmeyen işçilerin ayaklanması,
ekonomik büyümeyi henüz yakalayan ülkeyi yeni bir darboğaza soktu
E kvador uyuşturucuy-
la mücadele ekiplerinin
sınır boyunda devriye
gezdikleri arada gerçekleşen bir
saldında 14 kişi öldü ve yara-
landı. Polis saldınyı Kolombi-
yalı bir gerilla çetesinin yapmış
olabilecegüıı düşünüyor. Ekva-
dor'da bir polis yetkilisi yak-
laşık yedi uyiışturucuyla müca-
dele müfettişinin öldüğünü, bir
o kadannın da yaralandığını
açıkladı.
ABD'nin gönderdiği botlan
kullanan Ekvador sınır devri-
yesi, yasa dışı uyıışturuculann
yapımında kullanılan kimyasal
maddelerin geçirilmesini önle-
mek üzere görevde bulunuyor-
du. Yaklaşık 200 kişiden ohı-
şan ve poüsin Kolombiya Si-
lahlı Devrimci Güçleri'nden
(KSDG) olduğuna inandığ
saldırganlann Kolombıya-
Ekvador sınınnı geçtiği sarulı-
yor. Kolombiyalı yetkililer ge-
rilla çetelen'nin mali güç kazan-
mak için uyuşturucu trafığine
girdiklerini beürtiyorlar. Geçen
ekimde Kolombiya ordusunca
yapılan bir araştırmada
KSDG'nin yansından çoğu-
nun uyuşturucu işine kanştığı
ortaya çıkanlmış. Amerikalı bir
diplomat, "Bu çok iyi haztr-
lanııuş bir saldınydı. Saldırgan-
lar ne yapöklannı gayet iyi bili-
yorlardı" diyor.
Bu arada Kolombiya hükü-
meti ile Sosyalist Yenilenme
Hareketi adıyla bılinen gerilla
grubu arasında banşa yönelik
görüşmeler cumartesi günü
başlamıştı. Bu görüşmelerde ta-
raflar gerillalann silahlannı bı-
rakması ile insan haklan, eko-
nomik büyüme ve kalkmma
konulannın tartışılacağı sivil
forumlar oluşturulması için ta-
rihlerin saptanacağı belirtiliyor.
IGerilla liderlerine
şiddet uygulamyor
Son banş çabalan. görüşme-
leri yürüten gerilla liderlerine
uygulanan şiddet >nûzünden
yanm kalmıştı. Geçen .hafta
başında Kolombiya ordusu-
nun bazı üyeleri geçen eylüldeki
Sosyalist Yenilenme Hareketi
sözcüsü iki kişiyi öldürmüş ol-
makla suçlanmışlardı.
Perşembe ve cuma günü,
Sosyalist Yenilenme Hareketi'-
nin üyeleri görüşmeler süresin-
ce güven içinde olacaklan, ku-
zey batıda yer alan Sucre bölge-
sindeki bir kampta toplandılar.
Nisan ayında yapılacak genel
secimlerin yaklaşmasıyla, solcu
gerillalar politikaalara yönelik
saldınlan artırmışlardı. Buna
yanıt olarak parlamento da.
hükümetin onayı olmadan
ayaklanmacılarla banş görüş-
meleri yapmaya kalkışan böl-
gesel yetkililere ağır cezai
yaptınmlar uygulamaya yöne-
lik bir yasa çıkarttı.
U
ç aydan beridir ücretlerini alamayan
yerel yönetim işçilerinin niyeti vila-
yet binasının önündeki resmi araba-
lardan birini devirmek, sonra da evlerine
dönmekü. Ne ki, uzun zamandır bastırdı-
klan öfke, perşembe günü aniden patlayı-
verdi. Federal yetkililer, yaklaşık 4 bin kişi-
den oluşan göstericilerin arabalan yaktığıru.
hükümet binalannı yakıp yıktıklannı. hatta
öndegelen politikacılann evlerini işgalettik-
lerini bildirdiler.
Bu, Arjantin'de yıllardır rastlanmayan
boyutlarda bir toplumsal başkaldınydı.
Gösterilerde 50'den fazla kişi yaralandı ve
Cumhurbaşkanı Carios Saul Menem'in hü-
kümetiyle partisi büyük sarsıntıya uğradı.
Arjantin, 1989'da yüzde 5 bin olan enflas-
yon oranını bu yıl yüzde 7.5'a indirdi, para
değenni istikrara kavuşturdu ve kar getir-
meyen devlet kuruluşlannı satışa çıkardı,
bütçesini dengeledr. Bütün bunlar sonucu
geçen üç yıl boyıınca yüzde 8'lik bir ekono-
mik büyüme hizına ulaştı.
Gene de, Santiago del Estero'da ve Me-
nem'in memleketi olan ve küçük de olsa
benzer ayaklanmalann görüldüğü La Rio-
ja'nın da yer aldığı Arjantin'in kuzeybatısı-
ndaki bölgeler yoksulluğun tutsağı olmak-
tan kurtulamamış durumda.
Ayaklanmanın yer aldığı bölgede bir tez-
gahta sandviç satan Selva Rojas, "Halk aç
ve çocuklanna yemek bulanuyor. Yakında
büyük olaylar çıkacak gibi görünüyor" di-
yor. Ayaklanmalar. bölgelenni kışısel dere-
beylıklen ve özel bankalan gıbı kullandı-
klan için tepki toplayan neçok poliükacı ol-
duğunu ortaya koydu.
Daha da kötüsü, Santiago del Estero'da
yerel yönetim işçileri ortalama 350 dolar
s
i
X BOL / 1
V ^ A R A G W
B R E 2 I L Y A
«H f'^jDELESJERO f
N S
LARKUA \
ARJANTİN.
Santiago
del Estero
) X
URUGUAY
Aliantlc
New YofK Tmes'dMi Cumhunrefe özel
olan (yaklaşık 5 milyon lira) maaş çeklerini
ağustost4n beri alamamışlardı. İşçilere yö-
netimin eünde hiç para olmadığı söylenmiş-
ti. Oysa üst düzey yetkililerin ayhk 16 bin
dolara (250 milyon Üra) kadar ulaşan maaş-
lannın ödenmesinde hiçbir aksama ol-
mamıştı. Bölgedeki işsizlik ve gizli işsizlik
oranı yüzde 45'e ulaşıyor. Geçtiğimiz on yıl
boyunca bölgenin temel getir kaynaklan
olan tanm ve sanayi neredeyse tümüyle yok
oldu. Bu yüzden yerel yönetimlerin çalışan-
lan. istihdamın yüzde 80'ini oluşturuyor.
Yabancı yaünmölar, ülkenin Buenos Aires
gibi çok daha gelişmiş yerleri dururken,
Santiago del Estero gibi ücra bölgelerde
çahşmanın mantıksız olduğunu düşünüyor-
lar. Hükümet tahviline yaürdığı parayı ala-
bilmek için beş saattir kuyrukta bekleyen
Maria de los Angeles, "Geçen haftaki ayak-
lanmaya katılanlan destekliyoruz. Çünkü
artık bu yozlaşmış hükümetten iyice bikük"
diyor.
Muhalefetteki Radikal Parti'nin liderleri
ile bir Katolik piskopos, Santiago del Estero
ayaklanmasının Menem hükümetinin
reddedilmesı olarak tammladılar. Ne ki.
cumhurbaşkanı bu iddialara karşı çıktı. O
ve Maliye Bakanı Domingo F.Cavaüo.
ayaklanmalann kokuşmuş yerel yönetimler
nedeniyle çıktığını. hükümetin imajıru zede-
lemek isteyen muhalefet partisinin bir
komplosu olduğunu ifade ettiler.
Son 10 yıldır yerel yönetimlerde.Carlos
Juarez, Cezar Iturre ve Carios Mujica gibi
Peronisüer görev yaptılar. Menem hükü-
meti yetkilileri bu isimleri vergi olarak top-
lanan paranın 100 milyon dolannı zimmete
geçirmek ya da keyfı biçimde harcamakla
suçluyorlar. Federal vali vekili Juan Schia-
retti salı günü ücretlerin ilk taksitlennin
ödenmesini başlatü: emeklilere 300 dolar ve
çalışanlara 500 dolar ödeniyor.
Salı günü kendisiyle yapılan bir söyleşide
Schiaretti. u
Bu açıkça kötü yönetim, ahlak
ve maneviyat çöküşü, eşitsizlik ve siyasal
kayıncıltkla ilgili bir sonındur. Cumhurbaş-
kanı Menem, bana daha bugün kim suiLstimal
yaptıysa dertıal yargılanmasını söyledi. Tek
bir kişi bile bağ^ianmay acak. Biraz zamana
gereksinimim var" dedı.
Öyle görünüyor ki, Schiaretti'nin zaman-
dan daha başka şeylere de ihtiyaa Var. İşçi-
ler mahkeme binasına girdiklerinde bazı
yargıçlann bürolannda eski Peronist lider-
lenn yaptıklan suiistimallere ilişkin dosya-
İann yok olduğunu gönnüşler. Bölgedeki
doğum ve ölüm kayıtlanyla arazi mülkiyeti
belgelerinin çoğu da kaybolmuş.
Zavalia, "Burada açıklama bekleyen daha
çok şey var. Bu ayaklanmada dışardan des-
tek veren bir örgütün var obnası bile müm-
kün" dedi.
Natiıaniel C.Nash
ANKARA... ANKA...
MÜSERBEF HEKİMOĞLU
Restartep ve Sorubr
Yeni yıla doğru güzel seslendi ve renklendi başkenti-
miz. CSO salonunda İsmet İnönü anısına düzenlenen
geleneksel konserde Mendelson'un keman konçerto-
sunu dinledik Suna Kan'dan. Sonra Beethoven'in
Eroika'sı... İsmet Paşa'ya yaraşır bir konser. Çalanlar da
dinleyenler de paşasal bir gece yaşadı.
İnönü anısına bir konser sevgi, saygı ve teşekkürle
gerçekleşen bir müzik olayı her zaman. Müzikseverler
de güzel yaşıyor bu olayı. inönü Konçertosu ya da Eroi-
kası yaşar gibi. Artık bir gelenek oldu, inönü konserlerini
Pembe Kösk'te bir gece yemeği izliyor. Vakıf Başkanı
özden Toker, kızları, torunlarıyla üç kuşak bir arada
ağırlıyor konukları. Yemek salonunda Pembe Köşk'ün
geleneksei mutfağının tadı, masalarda anılar, söyleşi-
lerle uzuyor saatler. ûzden Toker sevgiyle, saygıyla
neler yapılabileceğini kanıtlar her zaman. Bu yıl Pasa'-
nın yeni bir portresiyle selamladı dostlarını. Reflk Ep*-
man'ın yaptığı bir portre. Genç bir İnönü. Portreyi Kültür
Bakanlığı Müsteşarı Emre Kongar buluyor, Resim Hey-
kel Müzesi koleksiyonunda. Pembe Köşk'ün yaşayan
müzesine veriyor, tablo gerçek yerini buluyor. Ozden
Toker sevgiyle bakıyor babasına, sonra da bir gerçeği
belirtiyor: Refik Epikman 1924 yılında resim öğrenimi
yapmak, yeteneğini geliştirmek için Paris'e yollanan bir
sanatçımız.
Pembe Köşk'ün tarihsel dekorunda derin bir soluk alı-
yor insan. Cumhuriyetimizi kuranların yüreğini hissedi-
yor. Kurtuluş Savaşı sonrası bir ülkede devlet bütçesinin
darlığına karşın Batı ülkelerine resim öğrencisi yollanı-
yor.
• • •
Resim dalı çok zengin! Ne güzel ressamlarımız var.
Nejad'ın sergisini gördünüz mü Galeri Nev'de. Yine
uzun bir öyküsü var ve yine sevgili Dlno'nun ilgisi ve
desteğiyle gerçekleşen bir sanat olayı, önce Istanbul-
da, şimdi Ankara'da sergileniyor Nejad'ın tabloları. Yeni
bir pencere açılıyor resim dünyasına. O dünyada çok ta-
nınan bir sanatçı Nejad. Fransız basınında adından,
sanatından çok söz edilen bir ressam. Lirik soyutun,
geometrik soyutun öncülerinden biri. Paris Okulu'nu
oluşturan, EKIM Salonu'nu kuran bir kişi. Annesi Fah-
rülnisa Zeyd'i, teyzesi Aliye Berger'i, dayısı Cevat Şa-
klrM, yeğeni Füreya'yı, kardeşi Şlrin Devrim'i iyi tanıyo-
rum ama onu bir kez gördüm. Resimlerini tanıyor,
öykülerini dinliyorum yalnız. Nev'deki tablolar geçmiş
dönemlerden. Sergi nedeniyle yayımlanan kitapdasay-
gın bir çabanın ürünü bence. Ülkemizde az tanınan bir
sanatçımızı ışığa çıkarıyor, genç kuşaklara, sanat tarih-
çilerine bir yol açıyor. Galericiliğin de bir görevi, sorum-
luluğu olduğunu kanıtlıyor.
Her zaman yazarım, güzel ürünler sevgiyle, coşkuyla
oluşuyor. Bir Nejad sergisi kolay gerçekleşmiyor elbet
Iğne ile kuyu kazar gibi bir öyküsü var. Uzun araştırma-
lar, yolculuklar sonunda başarıya ulaşıyor. Bir gün bu
öyküler de yazılmalı bence. önce sanatçılarımızı tanıya-
rak, sonra bir serginin kulisini yaşayarak. Istanbul'da
doğuyor, Paris'te yaşıyor; Italya'ya. Ispanya'ya, Ingil-
tere'ye geziler yapıyor, sergiler açıyor. Bir aralık
Amman'a da gitti, ama uzun kalmadı. Şimdi Polonyalı
eşinin ülkesinde yaşıyor Nejad Devrim. Hâlâ resim yapı-
yor amafırçasında, göze çarpan bir hırçınlık, neredeyse
öfke var. Eski ve yeni resimleri arasında göze çarpan bir
gerileyiş... Yaratma gücünü yitirmiş gibi. Belki de öze-
leştiriden kaynaklanıyor. Nev'deki tablolarının coşku-
sundan hayli uzak görünüyor. Oysa sergideki resimle-
rinde fırçasının çok güzel boyutları var...
• • •
Hastalığım nedeniyle açılışına gidemedim. Turan
Erol'un sergisini geç gördüm. Ama doyasıya seyrettim
yeni resimlerini. Birkaç saatimi Galeri Armoni'degecir-
dim geçen sabah. Dağlar, denizler, köprüler ve çiçekler-
le güzel bir sergı. Ufkumuzu parlatıyor. Şaşkına döndüm
duvarlar arasında. Bir duvarda Erciyes'in doruklanna
tırmanıyor. karşıda Bodrum'daki verandadan Ege'ye
açılıyorum. Sonra güzelim köprüler. Sanatçımız bir ileti-
şim boşluğunu, kopukluğunu mu vurgulamak istiyor
acaba? Onca mavilik çevre kirlenmesine bir tepki belki
de! Doğa özlemini derinleştiren mavi bir fırça... Çiçek
tabloları beni çok etkiler her zaman. Belli dönemlerde
çok çiçek üretir kimi fırçalar. Hiçbir şey üretmeyen, tüm
çiçekleri solduran bahçıvanlara tepki mi acaba?
Turan Erol da güzel çiçeklerle selamlıyor bizi. Sevdiği
enginar çiçekleriyle mor mor gülüyor duvarlar, sonra
pembe hatmilerle, bahçe güzelleriyle... Kaç yıllık eme-
ğin ürünü o çiçekler.. Fırçasıyla, boyalarla kaç yıllık bir
savaşın ürünü.
Sanatçının savaşı sona ermez ama, bu sergide belli
bir barışa da varmış görünüyor Turan Erol. Renklerin
güzel bir uzlaşması var yeni yapıtlarında. Bizi de rengin
ötesine götürüyor; sessizlik, saydamlık, mutluluk veren
bir yolculuğa çıkarıyor.
Yeni yıl öncesinde hepimizin böyle bir yolculuğa özle-
mi var değil mi?
BULMACA
1 2SOLDANSAĞA:
1/ Yapılarda cıkıntı. 2/
Asyada bir ülke... Eski
yapı ya da kent kalımısı.
3/ Yapmacıkh davranış...
Bir pamuk cinsi. 4/ Halı
ya da kilim dokunan tez-
gâh... Deriden sızan sıvı.
5/ Soğukla sıcak arası...
Baryum elementinin sim-
gesi. 6/ Tamamlayıcı ses-
ler ekJenmiş müzik parça-
sı. 7/ Türkçede ilgi adıh...
Mürekkeplenmiş kabart-
ma bir yüzeyden elde edi-
len baskı yöntemi. 8/ Genellikle
kürkten, gösterişli kumaşlardan
ya da yün örgüden yapılmış uzun
omuz atkısı. 9/Dinlenmek ve sağ-
lık kazanmak için gidilen orman,
dağ, göl kıyısı gibi yerleri kapsa-
yan turizm etkinliği.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Yorgan, şilte gıbı şeyleri iri ve
aralıklı dikmek. 2/ Yunan mitolo-
jisinde aşk tannsı... Kamboçya'-
nın para birimi. 3/ Semer ya da
eyerin ileri kaymasını önlemek için kullanılan kayış... Boru sesi.
4/ İlave... Erİcekliğin ve dişiliğin belirlenmesinde rol oynayan
kromozom. 5/ Kazı yeri... Bir nota. 6/ Bir tür erkek deve... Eski
Türkler tarafından yapılan at, köpek, keçi gibi evcil hayvanla-
nn mumyalanna verilen ad. 7/ Gelir... Kilime benzer, renkli ve
motifli uzun yolluk. 8/ Henri Charriere'nin fılme de aktanlan
ünlü romanı. 9/ Haykırma... Elektrik direnç birimi.
SOYLEV (CILT
1-2)
HıfzıV.Velideoeoğhj
23. bası 70.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-htanbu!
ödemetigönderilmra
GEÇMİŞ ZAMAN
OLURKİ
SaraErtuğrulKorte
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-lstanbul
ötkmetigöaderfflnez