23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK1993SALI CUMHURİYET SAYFA GENÇLİK - EĞİTİM ItimizdekimarkatutkusuMichael Jordan 'ın bir yıllık reklam ücreti, 12 bin işçinin 2.5 yılda aldığı toplam ücrete denk geliyor AŞKENELÇİ - _ -_- ike üreten, 12 bin Endonezyalı kadın iş- ^L T çinin, 2.5 yıl, günde 8 saat çahşarak, 600 / ^ / milyon çıft ayakkabı ûretmek karşıh- / ^ / ğında aldıklan ücret, Nıke'ın reklamını / W yapan Michael JordaıTın bir yılhk rek- - ^ - » lam ücretinin karşıhğı oluyor. ^•••••B Amerika'da aşın işçi sömürüsü nedeni ile Nıke'a karşı boykot kampanyasına hazırlanan Ame- rikan İşçi Sendikalan Konfederasyonu uzmanı Jefferey Ballinger ın yaptığı araşürma sonucunda, Nike fırma- sının MTV kanabndaki toplam reklam süresinin 2 saat olduğu ve Mıcael Jordan'ın bu reklamlar karşıhğında yılda 30 milyon dolar kazanç sağladıgı belırlendi. "Jordan'", 2 milyon 360 bin hra ıle. Nike'ın Türkiye'deki en pahalı modeb. Diğer modcllcrle arasında ikı hatta üç kat fiyat farkı olmasına karşın, tıpkı Levi's 501, Lee Stı- letto ya da Reebok Pump gibı "in" olan ve pazar payıyla satış performansı bir hayh yüksek bir versiyon. Ancak piyasada, sadece farkh markalar ve modeller de- ğil, aynı modellenn değişik renkleri de alabildiğine çekışı- yor. Hit modellerde istem yaşının düşmesı, fırmalann çahşmalannı 4-14 yaş grubuna kadar ındirmesi gereğını doğurmuş. Marmara Ünıversitesi Hukuk Fakültesi'ne devam eden bir grup arkadaşla, içimızdeki marka tutkusunu konu- şurken, gençlerin çoğu bu oluşumu ıstemlen dışında gelı- şen bir olgu olarak nitelediler Tomurcuk Ağaoğlu, marka giysıyi bir gereklibk olarak görmediğını ancak kendisinin de marka kullandığmı söy- lerken. bunu göstenş olsun dıye yapmadığını ve marka gjysi kullanmanın felsefesini değıştirmediğını vurguladı. Marka olgusunu biraz da okulun yönlendırdığini bebr- ten özlem Gerbah ıse, "Özel okulda okuyan çocukla, dev- let okulunda okuyan çocuk arasında bu konuda çok fark var. Aslında kaliteli bir şeyler giymek ve dikkat çekmek is- teniyor. önemli olan imaj yaratmak" dedı. Marka eğiliminde en büyük etkıyi toplumun yaptığını sa\unan L'tku Tanscl. "Arkadaş çevTesine girdiğinizde, herkesin üzerinde 501, Abbate. Timburland görünce, ken- dinizde bir eksiklik hissediy orsunuz. Böy lece insan bir satın alma krizine giri>or. Gerçi medyanın da ctkisi çok büyük. Reklamlar çok etkiliy or ancak insanları bö> le değerlendir- mek yanltş. Bir insanı iyice taıudıktan sonra şunu ya da bunu gjymis hiç farketmiyor" dıyor. Gençler. marka gj>sılenn yarattığı ımajlann. ınsani de- ğerlerin üzenne cıkmaması gerektiğine inanıyor ve em- poze edılen ımajlann ışlevlerini fazlasıyla aştığı konusun- da birleşiyorlar. Mahıiıuf Gümüşel'ın görüşü ıse," Mar- kalar, çok uhıslu sirketlerin yarattığı olgular. tnsanlann medya yoluyla bilinçaltına yerleştirilen zonmlu değerler haline geldiler. Sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı ulus- lararası bir marka örgütü kuşatmış gibi... İnsanlar oluşan kartellerin ürettiği maiları psikolojik etkilcrle almaya zor- lanıyor. Bunlar toplumların kendi tercihleri değil. Tercihle- ri dünyanın bir çok ülkesinde büyük organizasyonlar yön- lendiriyor" şeklınde • Genclerln en cok satın aldığı kitaplartfa eleştlrl' yok Asiliği asalet gibi korumak "Birbirimize değdiğimizde birbirimizi eşyalaştırmak ve markalaştırmak istemiyorsak, muhalifbir kültür yaratabilmek için kitaba mecburuz" BARLAS ÖZARIKÇA Gecikmeden sormalıydık. Kendımize vaat ettiğimiz hayat ile para ve eşya dün- yasının vaat ettiği hedef çakışıyor mu? Evet veya hayır diye cevap versek de hepımize ait olan küçük, mavi boncuk iribğindekı dünya adb gezegende kendimızi başkalanna ifade edebilmek ıçin sözcüklere ih- tiyacımız vardır. Sözcükler, bizim başkalannı ve başkalanrun bizi bula- bilmeleri için ortaya attığımız ışıklı işaretlerdir Haklısmız; kulağımızdaki küpe. sakalımız, saçımızın biçimı. bilhassa giydiğinıiz yırtık jean. eteğimızın kısabğı. kafamıza sıkıca sardığımız türban, toplumun genel tale- bine uyumlu ve uyumsuz davranışlanmız, dmledığimiz mûzık. gittiğimiz sinema. dansımızın enerjik ritmi, vakti- mizi geçırdiğimız mekânlar da bize aıt fıkir verir. Fakat bu seçimlerin her biri bizzat bana mı ait? Yoksa hiç yüzünü dahı göremeyeceğım birileri tarafından sezdi- rilmeden özelbkle mi bana dikte ettiriliyor? Böyle bir so- ruyu sormaya, eğer çok içınde birey, sürünün parçası de- ğil, onu insansı aşkınlığa taşıyıp yönlendiren varhk ol- mak istiyorsam zorunluyum. Bilmeyeni kullanmak kolaydır Neyi bileceğımi, neyi bilmemem gerektiği konusundaki ıstencı hiçbır kişiye, hiçbir kuruma, hiçbır otoriteye teslim etmemebydik. Asi- lığımizı asalet gibı koruyabilmebydik. Yeryüzünü, geçmişimı, şımdiki zamanı. geleceği ve ın- sanlan anlayıp her şeyı hayatın içinde kendime göre bir alana oturtabilmek ıçın. en yakınımdan en uzağıma ka- dar olup bitenlen kavrayabilmek ıçin, çevremi aydınlatıp kendı ışığımı başkalannın ışığıyla çoğaltabıbnek için ki- taplara ihtıyacım vardır. Çünkü kitap ıle okur arasındaki ıbşla birebır ibşkıdir Çunkü kitaplann araalığı>la bir düşünürle. bir bilginle, bir sıyasetçiyle. bır eğitimciyle. bir sosyologla, bir işa- damıyla, bir imamla. bir teronstle, bır polemıkçiyle. bir romancıyla teke tek hesaplaşınz. Tek başımıza tartışınz. Böylece kişisel güçler, çok ozel dünyalann bıbncını elde ederiz. Yükselinz. Beğenilerimız, tercihlerimiz. karar- lanmız farkblaşır. Herkesin azçabayla kazanacağ görü- nüşte değil; daha zorlu. daha dennden. daha boyutlu ger- çekten farkb oluruz. Bır benzerimız olmaz Taklıt etmez, takbt ediliriz. Ve bu özgür hesaplaşma. bundan sonra gırişeceğimiz çeşitli hesaplaşmalann, karar vermelerin tabanını inşa eder. Sevgilimızle el ele tutuştuğumuzda. bır arkadaş edin- meye kalkıştığımızda. kendımizi dışa vurduğumuzda. se- vıyorum dediğımızde. yanştığımızda, rakıplerimıze karşı yenık düşmemek ve ilgi uyandırmak istedığjmızde. eviçı ve okuliçı donanımımızın dışında kimlığımizı hangı malzemenin kalitesi veya kalitesizlığiyle tanıttığımız önem kazanacaktır. Kitapçılanma genç- lerin en çok satın aldı- klan kitaplan sordum Aldığım liste şaşırtıaydı: Metallica, Bilardo Öğretimi. Burç- lar. Egoist Olma Sanatı (J.Kischner), Ufolar. fkinci Beden (T.L.Ram- pa), Tufan Oncesi At- lantis. Oyun (Stephan King), Artila'nın Lider- lik Snİan, Cengiz Han'- ın LJderlik Sırlan, Ha- yata Dair Küçük FJki- tabı, Babaının Bilgelik Kitabı. Şu Hayatta \e- ler Öğrendik Neler, Leo Buscagılu'nun Birbiri- mizi Soraek, Kişilik, Se>gili Babam. 9 Numa- ralı Otobüsle Cennete adb kitaplan. Ölü Ozanlar Demeği. Cin- sellikle tlgjli kitap oku- muyorlar mı diye sor- dum. Kıtapçım gülüm- sedi; yapıyorlar, eylem- de bulunuyorlar, okumuyorlar dedı. O çeşit kitaplan kırk yaşın üstündekiler abyorlarmış, özel- Ûkle Taocu Sevişme'yi. İstenilen şekildeydi: Bu kitaplann hiçbirinde "parazit gibi kendisini y aratânların sırtında barııunakta olan politik ve topJumsal ustyapı kunımlanna yönelik bir ekştiri" yok- tu. Bu liste, yaratıcı yönlerimızi ve düşünebilme yeteneği- mizi yok ederek bizlen edilgen bırer izleyici. mal tükete- cek, saüşlara destek olacak birimler haline geürmekle gö- revlendınlmış ve programlanmış televizyonun, radyo- nun. sinemanın, gazetelerin zafenydi. Reklam kuşaklannda markası olan eşya, markası olan okul, markası olan dıploma. Oysa biz ucuz okullarda iyi yurttaş ayinleriyle seri halde üretilip sonra toplu halde tüketibneye hazırlanmalıydık. Birbirimize değdiğimizde birbirimizi eşyalaştırmak ve markalaştırmak istemıvor- sak, muhalıf bir kültür yaratabilmek için şımdı kitaba bütün zamanlardan daha fazla mecburuz. ı şın Gençler, genelde markanın önemli olmadığını savunuyorsa da bildik markalan giymekten vazgeçmiyor. (Fotoğraf: Erdoğan KÖSEOĞLU) Universiteden, üniversiteyehazırlıkkursu Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, vakıfaracılığıyla lise öğrencüerine üniversiteye hazırlık kursları başlattı ASUMAN ABACIOĞLU % İZMİR- Dokuz Eylul Cnı- / versıtesı "dersanedliğe" soyun- du. Üniversiteye bağb bır vakıf aracıbğıyla lise öğrencilerine üniversiteye hazırlık kurslannın yanı sıra Açık Öğreüm Fakültesı öğrencilerine de vıze, fınal ve bü- ^ ^ ^ ^ H tunleme sınavlan ıçın kurslar açan rektörlük. böylece önemli miktarda ge- br sağlamış oluyor. Dokuz Eylül Ünıversitesi Vakfı (DE- VAK), "Kar amacı gütmeden, üniversite öğ- retim üyeleri tarafından yüz yüze eğitimyön- temi" gibı tanıtım sözlerinin yeraldığı ılan- larla Açık Öğretım Fakültesı'nde okuyan öğrencılen. \ize, fınal ve bütünleme sınavla- nna hazırlık kurslanna çağınyor. Üniversı- tenın altyapısı kullanılarak iktısat ve ışletme bölümlennden öğretim üyelennin verdiği kurslara kayıt için 300 bin lira ödemek gere- kiyor. Kursa katılacak ögrenalerin, 45 saat- lik programı ıçeren tek bır ders ıçın ödeye- ceklen ücret ıse 900 bin lira. Derslerin sayısı arttıkça. ödenecek ücret de katlanarak artı- yor. Kurslar hakkında bilgi almak isteyen bır öğrencı gibı aradığımız DEVAK Ders- haneleri ırtıbat bürosundaki görevlı kışı. "Şu anda para önemli değil. hemen gelin kaydınızı v apalun. si/i seviye belirleme sınavı- na alarak kurslara başlatalım" dı>erek teşvık edia bır tanıtım ve reklam görevini de yürii- tüyor. DEVAK'ın ılgılendığı bir dığer alan da üniversiteye hazıriık kurslan. Bu kurslar. pi- >asadakı özel dershanelerle rekabet edecek fıyatlarla yürütülüvor. Güzel Sanatlar Fa- kültesi'nın sınıflannda yalnızca hafta sonlan gerçekleştınlen kurslara. şu anda 300 öğren- cı kayıtlı. Her bir oğrencinin 500 saatlık kurs için ödedıği ücret 10 milyon lira Hesap- landığında. gerek Açık Öğretım Fakültesi oğrencileri gerekse üniversiteye hazırlık kurslanndan sağlanan gelir, ümversıte büt- çesıne önemli bir katkı oluşturuyor DEVAK Yöneticisi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ali Çetin Gürses amaçlannın. üni- versitenın fızıkı kapasıtesinın, boş kaldığı sü- reler içınde değerlendınlmesı olduğunu söy- lüyor Piyasadaki dığer özel dershanelere karşı bir haksız rekabet ortamı yaratmadı- klannı savunan Prof. Dr Gurses. bu arada "talebin fazlalığı nedeniyle yüksek fiyatlany- la toplum üzerinde baskı oİuşturan" dersha- nelenn de DEVAK'ın açtığı kurslar nede- niyle bıraz rahatsız olduklannı ekliyor. DE- VAK'ın kurslan sayesınde. "Üni>ersite bu pazara girerse payımız kücfilür mü?" tedır- gınbği >aşayan özel dershanelenn. fiyatlan- nda avarlamalar yapmak zorunda kaldı- klannı ka\deden Prof.Dr. Gürses böylece dershane pıyasasında "önemli bir dengeleyi- ci" rol oynadıklannı vurguiuyor Ancak yınc de özel dershanelenn kaygı- lanmasınd gerck \ok. Çünkü Prof Dr Gur- ses"e göre "ünhersitelerin görevi, dershane açmak değil" ve DEVAK., üniversiteye hazırlık kurslannın kapasıtcsinı arttırmaya da niyetlı görünmüyor • Oğretmen dayağı Meclis'te • CHPMilletvekili İbrahim Özdiş, Adana Erkek Lisesi'nde bir öğrenciye dayak atıldığı yolundaki savı bugün TBMM'ye getiriyor. j ADANA A (CumhuriyetGü- /m neyllleri / I Bürosu^CHP / • Seyhan Ilçe -*- - * - Başkanı Fehmi ^ ^ ^ ^ ^ Kaya, Adana ^ ^ ^ ^ ^ Erkek Lisesi'nde bır oğrenaye dayak atıldığı yolundaki savı, Adana Milletvekili İbrahim Özdiş - in, bugün TBMM'de soru önergesi olarak dile getirece- ğını açıkladı. Fehmı Kaya, kendisine dayak aüldığını öne suren öğrenci S.I.'nm da katıldığı basın toplantısında, Adana Erkek Lisesi'nde Başmüdür Yardımcısı Mehroet Çalkamtş hakkında son üçyıldırçıkangazete haberlerini gösterdi. Hiç kımsenın durup dururken öğretmenı \a da müdür yardıması ıçın "dayak attı", "kûfrettT diye yalana başvurmayacağmı savunan CHPİlçe Başkanı Kaya, şunlan söyledi' "Dayağın dozu. kıifrün şekli önemli değil. Önemli olan baskı >e hakaret. Çözümü ka- ba ku»ette göriiyor muyuz, yoksa eğiterek mi sorun çöz- meye çalışıyoruz? Cumhuri- yet'imizin 70. yılında ha!a baskı, işkence, küfür varsa bundan utanmalıyız. Adana Millervekilimiz sayın Özdiş, Adana Erkek Lisesi'nin day akçı baş aktörü Mehmet Çalkamış ile tokat attığı söy lenen öğretmeni Fikret V argül'le ilgili olarak bugün TBMM'de gündem dışı söz alarak bir konuşma y apacak- tır." '"Olayı abartmakla*' suçla- nan öğrena S.I, dayak olayınışöyleanlattı: "Bana vurdu, dövdü. Sınıftaki 41 kişi tanık. Habergaze- telerde çıktıktan sonra inkar etti ama dövmese neden 'döv du' diyeyim. Hakkımda disip- lin soruşturması açıldı. Boyu nuzdan büyük ışler yapma- yın" denilerek öğrencilerin ifadesi alınıyor. Başmüdür Yarduncımız Mehmet Bey (Çalkamış) beni hergün odası- na çağırıp baskı yapıy or, 'so nun kotu olacak' diyor." • Şile'ye Işık Üniversitesi % fstanbulHaber / Servisi - Fev nye Mektepleri Vakfı tarafından kurulacak Işık Üniversitesi için bağışkampariyası ^ ^ ^ ^ açıldı. Vakıf Başkanı Prof Dr Hikmet Binark'ın verdiği bılgıyegöre. Işık Ünıversitesi Şıle'de kurulacak. Şıle Beledıyesi'nm yer vermeyı kabul ettığını. arazinın orman alanı olarak gönilmesı nedeniyle Orman Bakanbğı'ndan da "olur" alındığını behrten Prof. Dr. Bınark, bürokratık ışlemlenn tamamlanmaması nedenıyleYÖK'ehenüz başvuruda bulunulmadığını söyledi. Işık Üniversıtesi'nde ılk aşamada Bilgisavar ve Elektronık Mühendıshği ile Iktısat-İş İdaresı fakültelerinin açılması düşünülüyor. Jlk >ıl 400 öğrenciyle öğretıme başlaması planlanan Işık Ünıversitesf nde öğretım dili İngilizce olacak Işık Ünıversitesınde, Işık Lısesi mezunlan için de kontenjan bulunacak Fevziye Mektepleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Hikmet Bınark. çok sayıda Işık Lısesi mezununun bulunduğunu hatırlatarak, "Vakfı desteklemek amacıyla bağtş kampany ası başlattık. Mezunlanmızın da desteğiyle vakıfolarak çok iy i bir üniversite kuracağımıza inamyoruz"dedı. • Bu sayfada yer almasmı istediklerinizi, önerilerinıziyada düşüncelerinizi şu adrese yazabilirsiniz: Cumhuriyet Gazetesi Genç Sayfa PK246 Sirked-İstanbul Aynca(212)5138595 numaraya da "Genç Sayfa" notuyla faks gönderebilirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle