Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19ARALIK1993PAZAR
14 HABERLER
AbidinDinovatanınagömüldüDile kolay tam 40 yıldır vatan özlemiyle dopdolu yaşadı Abidin Dino. 7 araEk son günüydü. Paris'ten İstanbul'a
doğru son yolculukbaşladı. Önce Karacaahmet Morgu sonra Bebek Camii, oradan da Aşiyan Mezarlığı.
Kültür Servisi -1952 \ ılından bu yana
yaşadığı Paris'te 7 aralıkta kalp
yetmezîiğinden ölen ünlü sanatçı Abidin
Dino. dün Bebek Camii'nde kılınan öğle
namaandan sonra Rumelihisan Aşiyan
Mezarlığı'nda toprağa verildi. Abidin
Dino'nun cenazesi. dün sabah erken
saatlerde Karacaahmet Mezarlığı
morgundan Bebek Camii'ne getirildi.
Cenaze töreni için saat 10.00'dan
itibaren Bebek Camii'nin önüne
toplanan kalabalık, öğle namazına
kadar Bebek Camii'nin avlusunda ve
dışındabekledi.
Abidin Dino'nun cenaze törenine,
sanatçının 50 yıldır birlikte olduğu eşi
Güzin Dino ve aıle yakınlannın yanı sıra
SHP Onursal Genel Başkanı ve İzmir
milletvekili F.rda! İnönü. Kültür Bakanı
Fikri Sağlar. CH P Genel Başkanı Deniz
Baykal, DEP Genel Başkanı Hatip
Dicle. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen gibi pek çok
siyaset adamının yanı sıra aralannda
gazetemiz imtiyaz sahibi Berin Nadi.
köşe yazan İlhan Selçuk. \ aşar Kemal,
Mehmet Ali Aybar. Ara Göler, Can
Yücel. Genco Erkal, Cihat Burak,
Demirtaş Ceyhun. Komet. Orhan
Pamuk. Hüsamcttin koçan, Bedri
Baykam, Mehmet Güleryüz, Latife
Tekin. Selçuk Demirel, Erol Akyavaş
gibi sanat, edebiyat ve basın
dünyasından da pek çok ünlü isim
katıldı. Bebek Camii'ndı kılınan öğle
namazı öncesinde Güzin Dino'ya
başsağlığı dıleklerinde bulunan SHP ötesine geçen bir kişiliği vardı. Resim
Onursal Başkanı Erdal İnönü, '*Abidin meselesini gerçektenciddive almış ve
Dino büyük bir sanatçıydı. Çok büyük bir uluslararası alanda adunızı duyuran ilk ve
kayıp" dedi. "Dostum, arkadaşım, önemli sanatçunızdı. Onu çok geç
kardeşim" dediği Abidin Dino için tanıdım; sonbaharda v apılan sanat
"Yaratıcılığımın yansı onundur" fuannda... Onu tanımaktan ne kadar
şeklinde konuşan Yaşar Kemal. "Abidin mutlu olduğumu söylemiştim, oda bunun
Dino, > üzyılımı/ın yetiştirdiği en bü> ük ne önemi * ar, ben o kadar önemli biri
ressam, kültür > e düşün adamı> dı. fürk değilim demişti... Çok alçakgönüllü bir
sanatçıvdı. Türk rcsmi için büyük bir
kayıp" şeklinde konuştu.
Abidin Dino'nun vasiyeti üzerine
Rumelihisan Aşiyan Mezarlığı'na
götürülen tabutunu cenaze arabasma
kadar Erdal tnönü, Fikri Sağlar ve
halkının ona sahip çıkmadığını
söylüyorlar ama Türk halkı kendisine
sahip çıkmıştır. Nasıl Nazım'a,
Sabahattin Alfye sahip çıktıysa, ona da
çıkmıştır. BütünTürk halkının başı
sağolsun" dedı.
Plastik Sanatlar Derneği Başkanı
Hüsamettin Koçan da "Abidin Dino çok
başka bir sanatçıvdı. Ressamlığının
Nurettin Sözen de taşıdı. Kilitlenen
Bebek trafıği yüzünden, çok sayıda kişi,
Aşiyan Mezarlığı'na yüriiyerek gitti.
Abidin Dino,
kültür ve politika
RAStH NURt İLERİ
Abidin Dino, bebek denecek yaşta aılcsı ile birlikte İstan-
bul'dan aynlıp Pans'e yerleştı. Binnci Dünya Savaşı'nda
Cenevre'ye taşmmak zorunda kalan Dinolar, savaşm biti-
minde Paris"e dönduler. Oradan gıuikleri Korfu Adası'nda
bir yıl kalıp 1926'da İstanbul'a dönen Dino Ailesi, bir yakın-
lannın Yenıköy'deki yalısına yerleştiler.
Abidin. İngiİizce öğrenmesi için Robert Kolej'e yollandı;
yazın babasının yanına Adana'ya gittı. 1927 yılı sonunda
babası Rasih Dino'yu kaybettikten sonra okulu terk etti. İlk
resimleri kolej yıllığında basılan Abidin, okulda oynanan
"Fermanlı Deli Hazretleri" piyesinin davetiyesini resimledi.
1930 yılında Abidin. Arif Oruç'un "YaruT gazetesinde
karikatürler ile Nizamettin Nazirin "Kara Davut" dizisinin
resimlemesini yaptı. O dönemde Fethi Okyar'h "Serbest Fır-
ka" çok partili sistem denemisi yaşanıyordu. Arif ve Abidin
Dino karikatürleri ile CHP'yc karşı "Serbest Fırka'Vı des-
tekliyordu. Bu Abidin'in ilk siyası konumunu belirler.
Cumhuriyetin onuncu yılı dolayısıyla Sovyet rejisör Yırt-
kiyeviç'in yönettiği "Ankara Türkiye'nin Kalbi" fılmini beğe-
nen Gazi Mustafa Kemal Atatfirk rejisöre: "Türk sinemasını
nasıl gelişrirebiliriz" dıye sorunca. Yutkiyeviç. "Bana bir öğ-
renci yoUaym" yanıtını vermıştı. 1930'da annesıni de kaybe-
den Abidin Dino. Fikret Adilın "Artist" dergisinde çalışma-
ya başlamış, dolayısıyla da "bohem" hayata çok genç vaşta
atılmıştı. Kardeşleri budurumdan tedirgindi Abidin'in hala-
oğlu babam Suphi Nuri'nin Girit'ten yakın akrabası Aü Fuat
Paşa (Cebesoy) Abidin'in Gazi tarafından Sovyetler'e gön-
derilecek öğrenci olarak seçilmesıni sağladı. Böylece. Abi-
din, Leningrad'da sinema dalında yetişti. dekorasyon ve rejı
alanlannda başanlar kazandı. 1937 yılında İkinci Dünya
Savaşı tehlikesi belirince ya yurduna geri dönme veya Sovyet
vatandaşı olma seçeneği karşısında Abidin. önce Londraya.
sonra Pans'e gıtti, bir yıl sonra 1938'de İstanbul'a döndü.
New York sergisini düzenleyen Abidin. az sonra "Ses" ve
"Yeni Ses" dergTlerini çıkardı'(1938-1939). TKP'nin "Yeni
Edebiyat" dergisinde önemli katkısı oldu (1940-1941). bu
dergide aynca parti genel sekreteri Reşat Fuat Baraner ile
yaptığı "realizm tartışmalan" polemiği önemli bir yer tuttu.
Bu dönemde Abidin TKP'lidır; ancak Jdanov'un sekter çiz-
gisi onu rahatsız etmektedir.
Antifaşistler sürgünü... Abidin Dino'nun Mehmet Soztşık
ile parmak kelepçesi takılarak eşleştirilmesi... Mecitözü,
sonra Adana sürgünü... Kayseri'de askerlik... Adana'da
"Türk Sözü"gazetesı 1943 yılında Gûzan Dikd ileevleni-
şi.... "Kel" pıyesi kitabının toplatunlması... Ankara'ya yer-
leşme.
" Bu dönemde Reşat Fuat ve arkadaşlan hapistedir (1944
tevkifatj). 1946"da altı ay ömürlü TSEKP kapaülmış Şefik
Hüsnü \e arkadaşlan tutuklanmıştır. Bu durum karşısında.
1947 yılında Ankara'da Zeki Baştımar partinin illegale yeni-
den geçişini örgütlemekıedır. Abidin de onunla birliktedir.
1950de Abidin. parunın "Nuhun Gemisi" adlı dergısini ya-
yımlar. bu dergide yeniden kurduğu "Sosyaüst Partisi"nı
teslimiyetçi bir çizgiye oturtan. eski dostu Esat Adil'e karşı
çok sert bir polemiğe gırişir.
1950 sonrası TKP sıkı takiptedir. Abidin ise daralan bu
çembenn odaklanndan bıridir. Açtığı seramik sergisindeki
cami ve minarelerin alemi bile "orak-çekiç"e benzetilerek ta-
kibata uğraülmaktadır. Ünlü 1951 tutuklamalan başlar. Bu
kez de ablasının kocası \e kuzeni Suphi Nuri'nin İstiklal Sa-
vaşı ve İsıiklal Mahkemesi arkadaşı. DPdönemi İçişleri Ba-
kanı Fevzi Lürfii Karaosmanoğlu'nu devreye sokan Abidin,
pasaport alabılir; ancak yurtdışına çıkış için bu da yetmez,
26Ocak 1952 günü Yeşilköy Havaalanı'ndangeriçevrilir ve
bakanın kesin emri üzerine ertesı eün Paris'e hareket edebi-
lir.
Ve yeni bir görev; Yurtdışındaki parti dış bürosunun "Bi-
zim Radyo" yayınlanna çekidüzen verme görevi... Yurtdı-
şındaki Sabiha Sertel ile Türkiye'den gidecek belli başlı bir
aydın grubu bu görevi üstleneceklerdi. Gidış sırasıyla; Na-
zım Hikmet. Abidin Dino hapis vc sürgünden sonra Zeki
Baştımar ve yurtdışına çıkmayan bir arkadaşlan... Abidin
Dino "Bizim Radyo"da yayınlanan mesajlannın gün ışığına
çıkmasını çok istiyordu. Leibzig'den Moskova'ya giden
TKP arşivı ile birlikte bulunan bu radyo arşivi ne yazıktır ki
henüz geri ahnamamıştır.
Abidin. Nazım Hikmet ve 1960devriminden sonra yurtdı-
şına çıkan ve vurtdışındaki TKP'yi yöneten Zeki Baştımar;
Türkiye'de Tl'P kuruiduktan bir yıl sonra Ay bar, Boran gibi
sol aydınlar partinin yönetimine getırilince Türkiye İşçi Par-
tisi'nı tümüyle desteklediler. Abıdin'in. benim organize etti-
ğim TİP Resim Sergisi için yurtdışındaki ünlü Türk ve ya-
bancı ressamlardan resım sağlayarak serginin başansında
büyük katkısı oldu.
Abidin bu dönemde yurtdışında adeta Türkiye'nin kültür
ve sanat clçiliğıni üstlenmiştir. Oysa ancak CHP iktidannda
ilk kez özlemini çektiği yurduna dönebilmiştir. Bunun dışın-
da bir de Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün resmi daveti
üzenne yurda gelişi de onun bu kültür ve sanat elçiliğini sim-
gelemiştir.
İzlenlmler
'Her zaman
gençti...'
AHU A>.TMEN
Bebek Camii, her zamanki gibi erken
uyandı. Dışardaki dünyaya baktı: Kış
mevsimine meydan okuyan bir aralık
sabahıydı: güneşli, ılık. O gün öğle
namazında. İstanbul'u sevmiş, ama
yıllardır uzak kalmış, özlemis. yaşamı
sanatla özdeş bir ressamı konuk edecek-
ti. Sabah saat 10.00'dan itibaren avlusu-
na doluşan kalabalıklan görünce, "Çok
değerli bir sanatçı olmalı" dive düşündü.
Sonra kalabalıklar sığmadı avlusuna.
Dışarda beklemeye başladılar. Saatler-
ce beklediler. Bebek Camii kulaklannı
kaba.rttı:
"Üzüldüm diyemem" diyordu Yaşar
Kemal yaşlı gözlerle. "Bu üzülmekten
çok öte..."
"Aslında 80, öunek için iyi bir yaştır"
dıvordu Cihat Burak. "Ama Abidin
;ine dovamadan gitti diyebilirim.
Abidin Dino vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığı'na gömüldü. Mezan başındaki yoğun
kalabalık, me/arlığın büy ük bir bölümüne \ ayılmıştı; kimisi u/aktan y alnı/ca kürek ses-
lerini duy abildi. O artık, yıllardır özlemini çektiği \ atanının bu en güzide >erindey atacak.
Dinogrev destekçisi
DİNO İŞÇİLERLE-1963'te kurulan TÜBİTAK'ta kurumun en yüksek karar organı
olan "Bilim Kurulu" çaltşanların son derece mütoazi taleplerini bile geri çevirir. Istc-
nen ücret artışı yüzde 10 cnarındadır. Bunun üzerine 1970 yılının 4 nisanında grev baş-
lar ve 3 ay sürer ve başanyla biter. Abidin Dino başta olmak üzere greve destek vermek
amacıyla kurumun bahçesinde duvarlara büyük harflerle desenler çizerler.
Onun kafası her zaman gençti çunkü...'
Bir şıır duydu sonra: "O dina/oru çok
arayacağız" diyordu Can ^ ücel ilk dıze-
sinde. "Allahtan el-ayak izleri var / Çu-
kurova'da."
Ufak tefek. siyah saçlı bir kadın dik-
katinı çekti. Ağlamıyordu; ya da göz-
yaşlanvla ağlamıyordu. Sessizdi. Belki
'50 yıllık dostuyla geçen yaşamını düşü-
nüyordu: Türkiye'den ilk aynldıklann-
da 38 yıl hiç dönmeyen. yiten bir fstan-
bul'u son yıllarda birkaç kez yine Abi-
din Bev'le elele gezen Güzin Dino. eşini
bu kez İstanbul'da bırakacaktı.
Yakalara iliştirilen, her gün gördüğü
o tanıdık. tükenmcz siyah-beyaz fotoğ-
raflara baktı sonra. Yaşamı yüzünde
taşıyan bir adam. Abidin Dino, 1913-
1993.
Bebek Camii. belki yıllardır bövle bir
kalabalık görmemişti gerçekten de. Ce-
naze töreni. sanat ve siyaset dünyasın-
dan çok kalabalık bir topluluğu birara-
ya getirdı. SHP'nın Onursal Başkanı
Erdal İnönü'den. Kültür Bakanı Fikri
Sağlar'a. CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'dan İstanbul Büvükşehir Bele-
dıye Başkanı Nurettin Sözen e dek pek
çok siyaset adamı. cenazeye katılarak
Güzin Dino'ya başsağlığı dileklerinde
bulundu. Ancak gerçek kalabalığı oluş-
turan sanatçılardı: Abidin Dino. ressa-
mını. edebıyatçısını. tıyarocusunu. mi-
mannı- hepsinı bıraraya getirdi. Çok
uzun bir liste olacak ama, Orhan Pa-
muk, Demirtaş Ceyhun, Zülfiı Livaneli,
Hilmi \avuz. Murat Belge. Sennur Se-
zer. Adnan Özyalçıner, Erol \kya>aş,
Bedri Baykam, Mengü Ertel. Latife Te-
kin, AtiUa Birkiye, Cihat Burak, Ataol
Behramoğlu, Genco Erkal, Turgut Çevi-
ker yalnızca birkaç isimdı.
Bebek sahili sanatçılarla doldu. Be-
bek trafıği, cenaze nedenivie her zaman-
kinden daha da "kilitliydi" çünkü. Aşi-
yan'a yürüdüler. Tanıyan-tanımayan,
herkesin yüzünde bir hüzün vardı. Be-
bek de yas tuttu sankı. Bebek sahilını
genelde dolduran "cıstakçı''' gençler bile
sessizdi. Rumehhisan Aşiyan Me-
zarlığı. sahilden bakıldığında ağaçlann
ye mezar laşlannın arasında koşuşturan
insanlarla güzcl bir resim oluşluruyor-
du. Gelenlerin arkası kesilmiyordu ki!
Abidin Dino'nun mezan başındaki yo-
ğun kalabalık. mezarlığın büyük bir bö-
lümünc yayılmıştı: kimisi uzaktan
yalnızca kürek seslerinı duyabildi.
Dino. alkışlarla. marşlarla uğurlandı.
Abidin Dino'nun arkadaşı. eski tüfek-
lerden Mehmet Bolışık. birbirlerine ya-
şarken verdikleri bir sözü unutmamıştı:
Hayatta kalan, önce gidenin ardından
enternasyonal marşını söyleyecekti.
Marş söylendı. yumruklar kalktı. Dino.
yıllardır özlemini duyduğu İstanbul'la,
Rumelihısan'yla başbaşa kaldı.
Bebek Camii. "Ve bir gün daha..." di-
yedüşündü. Abidin Dino'yu unutmadı.
Ama bir sonraki cenazenin hazırlıklan-
na başlamıştı bile.
ÇALIŞANLARIN / SORULARI-SORUNLARI/ YILMAZ ŞIPAL
Kıdem tazminatı avansı
SofU: 25 dolayında işçi çalıştıran bir işverinde idare-
ci olarak çalışıyorum. Ayrıca. işyerinin muhasebe işle-
rini de yürütüyorum.
İşvercn. artan ücretlerin getirdiği kıdem tazminatı
yükümlülüğünden kurtulmak için her işçiye iki ya da
üç senede bir kıdemini ödeyip çaltşmaya devam ettire-
ceğirıi söylüyor.
Bu olur mu?
Ç.L.
YANIT: Sorunuzun yanıtı aşağıya aldığımız yargı karan-
nda verilmiştir.
(1 )"ÖZET: Bir işçinin muhtelif tarihlerde hizmet akti bozu-
lup kıdem tazminatı ödendikten sonra aynı işverinde çalışma-
ya devam ermesi halinde, işverenin bu yoldaki davranışının
işçiye daha az kıdem tazminatı ödeme amacına yönelik oldu-
ğu sonucuna varıldığı takdirde. tüm hizmet süresine göre son
ücretten kıdem tazminatı hesaplanıp daha önce ödenen
kısımlar mahsup edildikten sonra kalana hükmetmek gerekir."
(Yargıtay 9. Hukıık Dairesi, 27.4.1981 Tarih. 1981 3224
Esasve 1981,5604 Karar)
(2) "ÖZET: Kıdem tazminatı, mutlak surerte hizmet akti
ilişkisinin yasada öngörülen sebeplerle sona ermesi halinde
doğan haklardandır. Hak doğmadan önce v apılan ödemeler
olsa olsa ileride doğacak hakka mahsuben yapılan bir avans
ödemesi niteliği taşır. Bu nedenle hizmetin tamamı üzerinden
kıdem tazminatı hesabı yapılmalı, ödemeler düşüldükten son-
ra sonuca gidilmelidir."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 26.12.1985 Tarih, 1985,10295
Esasve 1985 12710 Karar)
(3) "ÖZET: İşçinin hizmet akti devam ederken ödenen
kıdem tazminatı avansının toplam hizmctleri için hak ettiği
kıdem tazminatından düşülmemesi maddi hata olduğu gibi. o
tarihte yapılan ödemeyi kabul eden işçinin bu paradan o za-
manki ve emekli olduğu tarihe kadar geçen süre içindeki yasal
faiz değerlerine göre yararlandığının düşünülmemesi ve mah-
supta bunun dikkate alınnıamış olması hatalıdır. İş sözleşme-
lerinin sona ermesi halinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve yasa-
dan doğan ve para ile ölçülmesi mümkün yararların tam ola-
rak ödeme zonınluluğu getiriuniştir. Vasanın zorunlu kıldığı
böyle bir halde artık temerrüt işlemlerinin gerekli olduğu dü-
şünülemez."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 22.10.1986 Tarih. 1986/8522
Esasve 1986-9464 Karar)
(4) "ÖZET: İşçiye, aynı işverinde işini sürdürdüğü sırada
girdi-çıktı yapılmak sureriyle kıdem tazminatı ödenmiş ise
son olarak işten ayrılırken işc ilk girdiği tarih ile son olarak iş-
ten ayrıldığı tarih arasındaki dönem için kıdem tazminatı he-
saplanmalı. evvelcc aldığı tazminat tenzil edilmelidir."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi. 26.5.1987 Tarih, 2948 Esas ve
1987/5277 Karar)
Kaynak: (1) Lebib Yalkın Yayımlan Cilt AA/12 sıra no:
217
(2) Lebib Yalkın Yayımlan Cilt AA/13. sıra no: 267
(3) Yasa Hukuk Dergisi Mart 1987, sayfa. 411/171
(4) Lebib Yalkın Yayımlan Cilt AA, 13, sıra no: 289
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Nurettin Sözen'le Soyleşi: (13)
Basmın Görmed^ü
"Nurettin Sözen'le Söy/eş/"lerin sonuna geldim. Okur-
ların büyükçoğunluğu, Nurettin Sözen'le konuşmalardan
hoşlandıklarını, yeni şeyler öğrendıklerini soyledıler. Bu-
na sevindim, demek emeğim bir şeye yaramış. "Ankara
Notları", daha çok, daldan dala seken, değişik konuları
ele alırdı. Nurettin Sözen olayında da konuşmamızı ardı
ardına yayımlamadım. Atlaya atlaya gittim.
Bu arada, tek tük de olsa, Nurettin Sözen'le ilgili, ceşitli
gazetelerde çıkan yazıları okudum. Gazetecilerin içyüzle-
rini daha iyi öğrendim. Biri vardı, Nurettin Sözen'in sayrı-
sı, yani hastâsıydı. Dalan gidip de Sözen gelınce, Sö-
zen'e, gazeteci deyimıyle, giydirmeye başladı! Sözen ne
yapsın, bu gazetecinin bayan arkadaşına bir gün şöyle
dedi:
- N... Hanım, hastaların doktorlarma teşekkür etmeleri
bir inceliktir. Arkadaşınız bana teşekkürünü böyle ifade
etti, ne yapalım!
Gazetecilik, her şeyden soyutlanmak demek midir?
Şimdi adlannı yazmadım. Zaten Nurettin Sözen, "Sağın,
sayrısını açıklamaz" kuralına uyup ad vermek istemiyor.
Ama, bir gün bunları sergilemek, okura hizmet olacak gi-
bi geliyor bana. Prof. Nurettin Sözen, kulak-boğaz-burun
uzmanıyken:
- Hocam, aman yetiş, perişanım! diyeceksin; kulağına,
burnuna baktıracaksm; sonra adam, SHP'den İstanbul'a
belediye başkanı olunca, eh solda biri ya, veryansın ede-
ceksin. Hem de "suret-i hak"\an görünerek. Yazık!
Nurettin Sözen, olayları öyle soğukkanlılıkla karşılıyor
ki, şaşırıp kalıyorum. O yaptığı işleri anlatmayı sürdürü-
yor, şöyle:
- .... Hangi konuda derseniz, Türkiye'de ilk kez bir
"Kongre Sarayı", eski Spor Sergi Sarayı'ydı, çok tartşıldı
biliyorsunuz, (bilmiyorum, unutmuşum!) 3 bin 500 kişinin
toplanabıleceğı, uluslararası kongrenin yapılabileceği,
üç-beş dilden çeviri yapılabileceği "Kongre Sarayı", iki-
üç aya kadar bitiyor. Âtıl bir hale gelmış, eski Spor Sergi
Sarayı'nda. Bütün tiyatro sahneleri yeniden yapılmıştır.
Sadece Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na 15 milyar verilerek
çağdaş kılınmıştır. Eski nikâh salonu bir kültür merkezi
haline getirilmiştir Mecidiyeköy bir kültür merkezi haline
getirilmiştir, kapalı parkın en üstkatı. Gaziosmanpaşa'da
tiyatro açılmıştır. Her ilçede, üç-beş tane "Semt Konağı"
açılmıştır. Bu semt konakları, siz çok ilginç bulacaksınız.
Birdayatmaolmasındiye, "Ha/kev/"demediğimiz "Semt
Konaklan"dır•. (Bunaçokuzüldüm, neden "Ha//cew"dıye-
miyoruz. İrikıyım gerici medyadan yıldığımız için mi?
"Köy Enstitüleri" adından da korkmuyor muyuz sanki? 24
Kasım 1993 günlü Hürriyet'te, eski Cumhuriyet'çi Hadi
Uluengin neler de yazmış öyle? "Artık, Köy Enstitüsü kül-
türlü cahil münevverlerin sol vepozitivızm adına düşünce
platformu üzerine kurduklan sulta bitmektedir" demiş.
Ne diyelim? Metin Tofcer bir gün Erol Simavi ye demiş ki:
"Senin baban, bu gazeteyi iyi bir kadroyla çıkanrdı, sen
kötü bir kadroyla çıkanyorsun!" Ben, bu kadarını yazdım.)
(Nurettin Sözen, yaptıklarını anlatmayı sürdürüyor:)
- Semt Konakları, aslında Halkevi'nin çağdaş ışlevlerini
üstleniyor. O zaman, bilgisayar yoktu, şimdi bilgisayar
kursu var. O zaman çamaşırhane gereksinimı yoktu, şim-
di modern çamaşırhane var.
- Nerde bu?
- Her yerde, üç-beş tane. Kütüphanesi, resim ve müzik-
le uğraşan ınsanlar için özel bölümleri. becerı kursiarı ve
de kreşleri, danışma merkezleri... Yani, 1950 öncesinirv
"Halkevi'"n\n 1980 ye 1990'lardaki çağdaş karşılığı olan
ve özellikle "Önce insan" programını yazarken, bir siya-
sal dayatma, bir siyasal kavga olmasın diye, bulduğum
bir addır "Semt Konakları". Orada, semt ınsanlarının da
dayanışmasını öngören... Gerçi kreşimiz var, gerçi psiko-
loğu var, sosyoloğu, pedagogu var ama, anneler de gel-
sinler orada, komşularının çocuklanna baksınlar. Mahal-
le hanımları toplansınlar orada. çaylarını içsinler. Gelsin-
ler, doktora sorsunlar doğum kontrolünü, çocuklarının
bakımların:. yetışmesini. Bekâr ya da yoksul insanlarsa,
altında çamaşırhane var, özel çamaşır makineleri, o ma-
kinelerde çamaşırlarını yıkasınlar; yani akla gelebilecek
her sey. Beceri kursu.. Dikiş öğrenmek istiyorsa dikiş öğ-
rensin; yabancı dil öğrenmek istiyorsa yabancı dil; bilgi-
sayar öğrenmek istiyorsa bilgisayar.. Bunlardan şu anda
yapılmakta olanlarla birlikte, İstanbul'da gerçekleştırılen-
lerin sayısı 15-20 tane. Bu saydığımız fonksiyonlardan,
kurduğumuz bölgeye hangisi uygunsa, beşi, yedisi, onu
orada. Hepsinin bir yerde olması olanağı yok. Feshane'-
de ilk kez, Çağdaş Sanat Müzesi'ni açıyoruz, birkaç aya
değin; "Nejat Eczactbaşı" adını veriyoruz oraya. O Fes-
hane, o Halıç bir "Kültür Merkezi" oluyor. "Kadın Küfüp-
hanesi" açtık bir ikı yıl önce; Kadın Kütüphanesi, Türkiye'-
de ilk kez. Onun bitişiğinde bu Feshane, "Modern Sanat
Müzesi". Onun yanına, bitişiğine eski Galata Köprüsü'nü
taşıyoruz, bu yılbaşında koyacağız. Altı kültür merkezi, tu-
rizm merkezi olacak: üstünden yayalar, otomobiller geçe-
cek. Onun biraz ilerisinde, "Makıne Müzesi'ni açıyoruz;
daha ilerisinde, Aksoy Vakfı'yla Sütlüce'de, Türkiye'nin
en büyük "Sanat Merkezi"r\\ açıyoruz.
- Aksoy, bu Muammer Aksoy mu?
- Hayır, bu "Erol Aksoy". Yani, o gördüğümüz Haliç, bir
kültür merkezi haline geliyor. Kültürde, sporda.. Bütün re-
sim galerilerini yeni baştan ele aldık, iki üç katınaçıkar-
dık. Bütün tiyatrolar yerine. hep yeni merkezler açtık.
Yani, sadece kültürde değil. hangı konuda diyorsanız.. Şu
anda aklıma gelenler bunlar, yazmadan çizmeden, oku-
madan, size sıraladıklarım..
Onu dinlerken düşünüyordum: Medya basını, bunları
neden görüp yazmıyor?
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Yabanördeği. 2/ Tut-
sak... Pakistan'ın resmi
dili. 3/ Dili tutulmuş. ko-
nuşamaz hale gelmiş...
Bir dinin öğrenilmesi ge-
reken ınançlannm ve ta-
pınma kurallannın tümü.
4/ İlaç... Üzeri kırmızı pa-
rafinle kaplanan bir tür 6
peynir. 5/ Bir şeyi benzer-
lerinden ayıran özellik...
Bir renk. 6/ İcar... İki tar- 8
la arasındaki sınır. 7/ Ba-
nndırma... Bir çeşit İngi-
Iiz birası. 8/ Meyve koparmak için
ucuna üçlü ya da dörtlü bir çatal
geçirilmiş sınk... Yahudilikte,
Tann'nın herhangi bir konuda ne
düşündüğünü anlamak için kulla-
nılan kutsal büyü zarlan ya da
çubuklan. 9/ Az sayıda çalgı için
ve özel toplantılarda çalınmak
amaayia bestelenmiş müzik yapı-
tı.
\XKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ İki kuzulu koyun... Uluslararası
Çalışma Örgütü'nün simgesi. 2/ İsimler... Rüzgâr. yel. 3/Argo-
da karnı aç ya da parasız kimse... Bir cins pamuk. 4/ Yunanis-
tan'ın plaka işareti... Tıp dilinde derinin kanlanmasına verilen
ad. 5/ Şöhret... Bir nota. 6/ Sokakta bulunan ve sahibi bilinme-
yen eşya... Eli işe yatkın, becerikb. 7/ Tiyatro niteliği taşıyan
radyo ya da telvizyon yayını... Hınt-İran dil grubuna verilen ad.
8/ İcraat... Döl verme çağına eren. 9/ Uğur. talih... Kansızbk.