Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ARALIK1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Arjantin'de Naziavıhızlandı
A,
C
umhurbaşkanı Carlos Saul
Menemin. Aıjintin'in "Nazi
dosyalan"nı açacağını açı-
klamasından iki yıl sonra, araştı-
rmacılar, İkina Dünya Savaşı'ndan
sonra bu ülkeye kaçmış binlerce
Nazi savaş suçlusu ve Nazi işbirlik-
çisinin isimlerini bulduklannı söylü-
yor. Sayı. daha önce açıklananlann
kat kat üstünde.
Araştırmaalar, sekiz aydır üze-
rinde çahşüklan yûzbinlerce say-
fanın, Nazi savaş suçlulannı hoş
karşılayan hükümet politikalannı.
başka hükümetlerin araşürma yap-
masını önlemek için girişilen çaba-
lan gözler önüne serdiğini söylüyor.
Belgeler açıklanmadan önce Nazi
savaş suçlulannın izini takip edenle-
rin elinde yalnızca çok belli başlı
isimlere dair kanıtlar vardı: Avru-
pa'daki Yahudileri katletme kam-
panyasının tniman Adolf Ekhmann.
1960'ta Israilliler tarafından
kaçınldı ve l%2'de asıldı. Ausch-
witz'in "Ölüm Doktoru" Joseph
Mengefer'in I979'da Brezilya'da
boğulduğu sanıhyor.
.rjantin'de başlatılan Nazi savaş suçlulan araştırması sonucu şimdiye
dek bin kişilik bir liste oluşturuldu. Araştırma projesinin asıl amacı. nasyonel
milliyetçilik ideallerine neden bu kadar yakın olduğunu öğrenmek.
Araştırma projesinin başkanı Gu-
revich Rubel. "Büyük bir olasılıkla,
savaştan sonra Nazilerin etkinlikleri-
ni belgeteyen en kapsamh arsivi der-
ledik" diyor. Rubel konuşmasını
şöyle sürdürüyor:
"Çalışmaya başladığımızda, hiçbir
şey bulamayacağunızı duşündüler.
Ya "temızlendıklenne" ya da ihmal
sonucu zarar gördüklerine inanılıyor-
du. Tahminlerin çok ötesinde şeyler
bulduk."
Israıl-Arjantin Birlıği Delegasyo-
nu, Dünya Yahudı Kongresı gibi
Yahudi örgütleri projeye mali des-
tek sağhyor.
Araştırmaalann derlediği bin ki-
şilik şüpheli listesinde yer alan 230
kişinin isimleri. savaşta oynadıklan
rol hakkmda daha aynntılı bir çalı-
şma yürütülebilmesi için Kudüs'teki
Soykınm araştırma merkezi ve mü-
zesi. Yad Vaşem'e gönderildi.
Araştırmaalar. Arjantin'dekı arşiv-
den çok fazla dosya topladıklannı.
altı ay ıçensınde listeye yüzlerce isim
daha ekleneceğini söylüyor.
Araştırmacı Adrian J. Jmelnizky,
"Belgeleri derleyebilmek için aylarca
çaba harcadık, ancak isimJer ve özel
olaylar hakkmda son birkaç haftadır
çalışıyoruz \c Dışişleri Bakanlığf-
ndaki arşivin daha yansına bile gel-
tnedik" diyor.
Araştırmaalar. bulduklan isimle-
rin Nazi avalan dünyası için yeni ve
daha az tanınan yüzlere ait olduğu-
nu söylüyor.
Sözgelimi bazılan Avrupa hükü-
metleri tarafından ölüme mahkum
edilip Arjantin'de ızlerini kaybetti-
ren ve bir daha asla bulunamayan
kişiler. Araştırma projesi bu kişile-
rin izinı bulmayı amaçlamıyor an-
cak, özel olarak soruşturma yürüt-
mek isteyenlere arşivini açacak.
Belgelerde. 1941-45 yıllan arası-
nda Hırvatistan'ı yöneten Nazi
yanlısı hükümetin lideri Ante Pave-
lic"ın. savaş sonrasında yedi yaveriy-
le biriikte Arjentm'e geldiği ve Ar-
jantin politıkasında önemli bir isim
olan General Juan Domingo Peron
yönetıminin son günlerinde eşkıya
çetelen oluşturduğuna yer veriliyor.
ABD, 1946 eylülünde Arjantin'i.
200 kadar Nazi'nin ülkeye sahte
kimlikle gjrmeyı planladıkları ko-
nusunda uyarmışü. Nazi ışbırlikçisi
Fransız gazetecı Charles Lesca Sar-
rakgui de bu ısimler arasında yer
alıyordu. Fransızlann, Sarralegui'-
nin ülkesine iade edilmesi için gös-
terdiğı çabalar sonuçsuz kaldı.
Belgeler, ünlü Nazilerle ilgili
aynntılara da yer venyor. Örneğin
Mengele, Kızıl Haç pasaportuyla
sahte bir kimlikle Arjantin'e gelmış.
sonra kendi ismini kullanmaya baş-
lamıştı. Belgelere göre, Amerika,
Mengele'nin yerini biliyordu.
Yahudi örgütünün başkanı Ru-
ben Ezra Beraja. "Sanki, savaş suç-
lulularmı ele geçirmemek için vapıian
gizli bir anlaşma vardı" diyor ve ekli-
yor: "Mengele'nin rutuklanması için
19STde başvuruldu, rutuklama emri
isel964'teçıktı."
Belgelerde Hitler'in sağkolu Mar-
tin Bormann la ilgili kanıtlar da yer
alıyor.
Bormann'ın Berlin'ın yıkıntılan
arasına kanştığına ınanılmakla bir-
iikte. Arjantin'e gıttığinden de kuş-
kulanılıyordu. Arşıve göre, Ameri-
kalı yetkililer Bormann'ın Arjan-
tin'in kuzeyınde yaşadığını bildir-
miş, ne ki. Arjantin polısı ıpuçlannı
takip etmemişti.
Araştırma projcsının asıl amacıy-
sa Arjantin'in Nazi mılliyetçiliğı ıde-
allen karşısmda nıye bu kadar alıcı
bir tutum takındığı ve savaş suçlu-
lannı ülkesine kabul etmekte niye
bu kadar hevesli davrandığı soru-
lanna yanıt aramak.
Belgeler, Arjantin ordusunun.
Hitler'in totaliter bir sistem kurabil-
mek için kullandığı şiddete övgüler
yağdırdığını ortaya koyuyor. Nazi-
lerin ülkeye gelişiyle ilgili hükümet
dosyalan üzerindeki gizlilik kısıtla-
malannın tamamen kaldınlması ise
Menem'in çıkardığı bir kararla
mümkün oldu.
NathanielC.Nash
Fas Kralı Hasan IsraiVleyakınlaşıyor
F
as Krah tsrail'le olan ekono-
mik ilişkılenni genişletmeye
karar verdi. Clinton yöne-
timinin üst düzey yetkilileri, Fas
Kralı Hasan'ın, ülkesinın İsraıl'le
olan ekonomik ışbirliğini genışlet-
mek için ilişkilerin düzeltilmesi için
büyük bir adım aünaya karar verdı-
ğini söylediler. Cuma akşamı Ra-
bat'ta Dışişleri Bakanı Warren Cris-
topher'la yaptığı görüşmede Kral
Hasan çok yakın bir gelecekte yü-
rürlüğe gırmek üzere Israil'le yaptığı
antlaşmalar paketini açıkladı. Ant-
laşmalara ilişkın ahnacak önlemler-
den hıç değılse bazılannın bu hafta
açiklanması bekleniyor.
Yetkililer, antlaşmalar paketinin
şu maddeleri ıçerdiğini söylediler:
-İsrail'in EL AL havayolunun ve
Fas'ın ulusal havayolu olan Royal
Eas'la İsrail
arasmda İspanya
•*' tizerinden uçak
seferleri konacak. İki
ülke arasındaki posta
ve telefon baglantılan
da düzenli hale
getirilecek. Böylece
İsrail ve Fas'ta
yaşayan Yahudiler
arasında iletişim
artacak.
Air Maroc, ikı ülke arasında uçuşla-
n başlatmak üzere bir anlaşmaya
vardılar. Bir üst düzey yetkili, bu
antlaşmanın ikı ülke arasında yol-
culuk eden turist sayısını yılda 10
bin kişiden 100 bine çıkarmasının
beklendiğini söyledi.
Fas asıllı yaklaşık 650 bin Yahudi
İsrail'de yaşıyor. Fas'taysa 8 bin
Yahudi var. Uçuşlar doğrudan ol-
mayıp, İspanya üzerinden yapıla-
cak.
-Fas ve İsrail direkt telefon ve
posta bağlantısı kuracak.
-Fas iki ülke arasında dinsel li-
derlerin ve işadamlannın ziyaretleri-
ne izin verecek. Fas ve İsrail aynı za-
manda İsrail'in iki baş hahamının
Fas'ı ziyaret edeceğini açıklayacak-
lar. Bu simgesel jestle İsrail'deki ve
tüm dünyadaki Yahudiler arasında
olumlu yankılar yaratılması bekle-
niyor.
-îki ülke ortak bir bankacılık gi-
rişimi başlatacaklar. Bu, bankacılık
işlemlerinin ve ticaret hacminin bü-
yümesıne giden yolu açacak. Geçen
kurulması konusunda özel bir rolü
olduğuna inanmasma karşın. Ku-
düs üzerindeki Arap taleplenne iha-
net ediyor görüntüsünü vermek de
istemiyor.
İzak Rabin, eylül ayında FKÖ'-
yle yapüğı banş antlaşmasından
sonra Washington'dan ülkesine dö-
nerken, banş görüşmelerindeki
yardımlanndan ötürü Hasan'a te-
şekkür etmek için Fas'a uğradı.
İki lider ve her iki ülkenin kimı
bakanlan, aradaki telefon hattırun
direkt olmamasına karşın, bu yolla
temaslannı sürdürmekte. İsraıl'le
1979'da banş yapmış olan Mısır dı-
şında, Arap dünyasından İsraıl'le
ilişki kuran ilk ülke Fas. 1973 Arap-
İsrail savaşından beri İsrail ve Arap
yetkililer Fas'ı gizli görüşmeler için
kullanıyorlar. İsrailli yetkililer
1977'de o sırada Mısırdevlet başka-
nı olan Enver Sedat'ın Kudüs ziya-
Fas Kralı Hasan, 1970'lerde uğradığı iki suikastten sonra İsrail'le ilişkilerinde oldukça çekingen davranıyor.
hafta İsrail'deki Leumi Bankası
temsilcisi Fas'ta çalışma olanaklan-
nı görüşmek üzere Rabat'taydı.
-Siyasal düzeyde, Faslı ve İsrailli
yetkililerin daha sık bir araya gelme-
leri ve aralanndaki doğrudan görüş-
me sayısını artırmalan bekleniyor.
Ancak, başlangıçta görüşmeler da-
ha çok ekonomik ve mali değişimler
alanında gerçekleşecek.
Fas ekonomik alanda olduğu
gibi diğer alanlarda da İsrail, Ürdün
ve Filistin delegasyonlan arasında
önümüzdeki üç ay içinde yapılacak
banş görüşmelerine de ev sahipliği
yapacak.
Kral Hasan, Cnsıopher'a ülkesi-
nin İsrail'le diplomatik ilişkılen
oluşturmaya girişip girişmeyeceği
konusunda hiçbir şey söylemedi.
Bazı Yahudi danışmanlanna daya-
nan ve ülkesinin Yahudilere göster-
miş olduğu hoşgörüyle iftihar eden
Hasan'ın, İsrail i diplomatik olarak
tanımak zorunda olduğu söyleni-
yor. Bu hareketi, ülkesine olağanüs-
tü ekonomik ve diplomatik kazanç-
lar getirebilir. Fas'ın ucuz işgücü,
Avrupa'ya yakınlığı ve hızla artan
nüfusu yabancı yatınm için son de-
rece uygun koşullar oluşturuyor.
Ne ki, 1970'lerde iki suikast gınşi-
minden kurtulmuş olan kral, ülke-
sindeki Arap millıyetçiliğini ya da
militan İslamcılığı alevlendirmek de
istemiyor.
Bu yüzden de çarçabuk harekete
geçmek niyetinde değil. Arap dün-
yasıyla İsrail arasındaki bağlann
as Kralı Hasan
uzun zamandan beri
sürdürdüğü Arap
dünyasıyla İsrail
arasında arabuluculuk
işlevini daha da
geliştirmek peşinde.
Gene de
köktendincilerin
tepkisinden kaygılı.
retinı hazırlamak üzere süreklı
Fas'a gitmışlerdi. Rabin 1976 eki-
minde Fas'ı gizlice ziyaret etmişti.
Şimon Perez de 1986'da başbakan
olarak yapüğı resmi ziyaretten önce,
dışişleri bakanı olarak 1978 ve
198l'de iki gizli ziyarette bulunmuş-
tu. Fas ve İsrail tıcari ilişkilerini, İs-
rail'le ticareti yasaklayan Arap boy-
kotuna rağmen, son birkaç yıl içın-
de oldukça ilerlettiler. Yönetim yet-
kilileri, Fas ve İsrail arasındaki tica-
retin gelecek yıl iki katına çık-
masının beklendiğini belirttiler. An-
cak, İsrail yetkilileri kralı fazla hızlı
davranmaya zorlamak niyetinde
değil.
Rabin'in kralla buluştuğu gün Pe-
rez'in söylediği sözleri İsrail hükü-
meti de paylaşıyor. Perez, "Bu geliş-
meler tedricen gerçekleşmek zorun-
dadır" demişti. Filistın-İsrail banş
görüşmelerinin alacağı yöne göre
Fas Kralı'nın tavn da merakla bek-
leniyor.
Elaine Sciolino
Kanada'nın muzır yasası geçitvermiyor
K
anadalılar Marguerite Duras'nın
aşk, tutku ve hayal kınklığı üzerine
yazdığı öyküleri yıllardır severek
okur. Ancak. New York'lu bir yayınevi sa-
hibi, yazann Trent Üniversitesi'nde ders ki-
tabı olarak okutulan "Koridorda Oturan
Adam" adh eserini Kanada'ya göndermeye
kalkışınca, karşısına gümriik görevlileri di-
kildi
Kanada gümrüğünde görevli Corinne M.
Honey kitapda ahlakı değerlere ters düşen
bölümler olduğunu öne sürerek, kitaplan
aynı gemiyle ABD'ye geri gönderdi. Ki-
tabın bir bölümünde öykü kahramanı olan
kadın dövülüyor ve tutkulu bir cinsel bera-
berlikten sonra öldürülüyor.Gümrük tuta-
naklannda kitapta "şiddet içeren cinsellik"
temasının bolca kullanıldığı belirtiliyor.
Kanada'da müstehcenlik konusuna ıliş-
kin yasalar oldukça katı. Geçtiğımiz yıl
Yüksek Mahkeme müstehcenliğin tanımını
yeniden yaparak sınırlannı genişletti. Bu
gelışmeler kıtabevi sahiplerini oldukça ra-
hatsız ediyor. En belli başlı ciddi kitaplann
bıle müstehcen damgası yediği ve dolayısıy-
la Kanada sınınnda takıldığı öne sürülü-
yor. Gümrük kapılanna gönderilen resmi
genelgede, ithal kitaplann anormal \e
sapkın cinsel ilişkileri icermemesi gerekıyor.
Örneğin. aile bıreyleri arasmda cinsel ilişki-
ler, tecavüz, küçük çocuklann cinselliğe alet
edilmesi gibi konulann yer aldığı kitaplar
kesinlikle sınırdan geçınlmiyor.
Söz konusu genelge, aynca, kışkırtıa, in-
sanlarda nefret duygulan uyandıran veya
özel bir grubu suçlayıa, saldırgan öğeler
taşıyan kitaplann da yasaklanmasını öngö-
rüyor. Yazann "anlatım özgürlüğü"nün de
dikkatlerden kaçmaması gcrekliliğinin vur-
gulandığı yazıda. anlatım özgürlüğünün
tanımı yapılmadığından, yetkililer nasıl ön-
lem alacaklan konusunda bir belirsizlik
içinde.
Trent Üniversitesi'nde Marguerite Du-
ras'ın eserlen üzenne bir sömestirlik ders
okutuluyor. "Sevgili" yazann en önemli
esen. Üniversite yetkılılen. kitabın ıthalı sı-
rasında ortaya çıkan sorunlann çözümü
için dava açıp, olayı kamuovuna duyurun-
ca, gümrük yetkılılen şaşırtıcı bir geri dö-
nüşle. kitabın kesinlikle müstehcen ol-
madığını ilen sürdü.
Ne var ki, pek çok kitap, dergi ve gazete
aynı kaden paylaşmıyor. Kanada-ABD
sınınnda takılan kitaplar büyük çoğunlukla
ABD'ye geri gönderiliyor. Kıtabev i sahıple-
ri, genelükle eşcinsellere yönelik kitaplann
toplatıldığını belirtiyor. Bunlann yanısıra,
çok satan bazı kitaplann da toplatıldığı ileri
sürülüyor. Örneğin Albert lrmaurato nun
"Innaurato'nun Oyunlan" adh kitabı da
sansürden kurtulamamış. Söz konusu ki-
tapta yer alan "İkizler Burcu" adh öykü
Tony Ödülü'nü kazanmış.
Kanada'da kaüksız bir özgürlük or-
tamının yerleşmesi için uğraş verenler, ülke-
lerindeki "özgür ifade" kavramının, ABD'-
de geçerli olan düşünce özgürlüğünden
farklı olduğunu belirtiyor. ABD'de anlatım
özgürlüğü, tüm kişisel haklann önünde ge-
lirken, Kanada bu konuda oldukça
kısıtlayıcı. Geçtiğimiz günlerde bir bölge
savası bir cınayet haberinin gazetelerde
yayımlanmasını durdururken, bir başka
savcı da yetimhanede geçen bir cinsel
saldınyı konu alan fılmin televizyonda yayı-
nlanmasını engelledi. ABD'de bir yayının
pornografık olup olmadığını saptamak res-
mi yetkililerin görevi iken, Kanada'da kişi-
ler ellerindekı malzemenin (kitap, fılm, vi-
deo vs.) pornografık olmadığını kanıtla-
mak zorunda.
Sarah Lyall
îljt îfrto JJork Chnea Marguerite Duras da sansürün kurbanı oldu.
Seçim kampany ası elemanları kapitalist reform yanlısı Rus> a'nın Se-
çimi'nin afışini üzerine yapıştınrken, Lenin'in heykeli sükunetini ko-
nıyor. Bugün yaşasaydı yeni anayasayı nasıl değerlendirirdi acaba?
EğerLenin
yaşasaydı?
Y,
B
oris Ydtsin Rusya'da parla-
mento seçımlenne katılan
partılerden herhangı binni
destekleme>ı reddettı. Bununla bır-
lıkte, etnık gerilimlerin silahlı çaü-
şmalara yol açtığı oldukça kanşık
durumdaki Kuze> Kafkasya bölge-
sine yaptığı sürpriz zıyaretle seçim
seferberlığıne katılmış oldu. De\let
Başkanının mesajı daha açık bir şe-
kılde ifade edılemezdr Eğer aynlıkçı
ahnıyete sahıp bu bölgede seçmen-
ler onun hazırladığı anayasa tas-
lağını onayiamayacak olurlarsa,
Rusya Federasyonu parçalanma
tehlikesıvle yüz vüze kalacak. Yerel
yetkililer de büyük bir işgüzarlıkla.
seçmenleri anayasa>a 'Da' (evet)
oyu vermeye çağırdılar.
Dıkkatler yeni ikı meclisli parla-
mento seçımlennde toplanmış du-
rumdayken, Kremhn Rusya'nın
108 mılyon seçmeninin anayasayı
onaylayıp
onaylamaya-
cağı derdine
düştü. Yeltsın.
ekim ayında asi
parlamentojıı
ciddi bir askeri
harekatla ezme-
sinden beri. baş-
kanlık karar-
namesiyle Rus-
ya'yı tek başına
yönetmekteydı. Rusya'yı anayasal
düzene geri çekmek için yeni yasa
yapıalannı seçmek veyeni anayasa-
yı onaylamak üzere halka danışması
çok cesur bır kumardı.
Tutucular Yellsin'i yeni anayasa-
>ı çağdaş bır çar olabilmek volunda
istısmar etmekle suçluyorlar. Tasa-
n, ABD Haklar Yasası'yla genel
olarak benzerlikler taşımak ve ba-
nnma ve sağlık hizmetleri konusun-
da komünıst dönemdekı güvencele-
ri aynen konımakla biriikte. yeni
parlamentonun yetkileri konusun-
da yasama gücünün örgütlenmesine
ilişkin temel sorulan yanıtsız bırakı-
yor.
En çok tartışmaya yol açan mad-
deler, başkana parlamentoyu denet-
leyebılme gücünü verenler: Rusya'yı
Soyyet-dönemı anayasalanndan tü-
müyle kopanp Fransa'nın Başkan-
lık modeline en çok yaklaştıran
maddeler. Kremlin artık ekim ayın-
enibirdemokratik
anayasayla Boris
Yeltsin çağdaş bir çann
tüm yetkilerine sahip
olacak.
daki kanlı olaylann >inelenmesini
istemediği ıçın, yeni yasa Yeltsin'e
kendi başbakan adayını üçüncü kez
kabul etmediği ya da üç ay içinde iki
kez gü\en oylaması ıstedıği takdırde
parlamentoyu feshetme yetkisini ve-
riyor. Başkan yardımcılığı raakamı
kaldınlıyor. Bunun nedenı de, Yelt-
sin'in kendi yardımcısı Alexander
Rutskoyun asilere katılması gibi bir
deneyimı bızzat yaşamış olması.
Eğer başkan herhangi bır şekilde ça-
lışamaz duruma gelirse. yetkileri ge-
çıa olarak başbakana devredılecek.
ÜÇ yıldan fazla bır sürede hazırla-
nan tasan. Ruslara insan haklan
konusunda etkıleyıcı bir lıste sunu-
yor. Toprak sahıplığinı içeren özel
mülkıyet hakkı, konuşma ve dın öz-
gürlüğü gibi hak ve özgürlükler yer
alıyor. Evlerde yapılacak aramalar
ıçın mahkeme karan zorunlu kılıru-
yor. Posta ve telefon haberleşmesin-
de özel yaşamın
gizlıliğı ilkesını
' kabul ediyor.
İşkenceyı ya-
sakhyor. Fakat
kağıt üzerindeki
sözcükler yasa-
lara kendiliğin-
den işlerlik ka-
zandıramaz.
Ruslar 1936'da
Stalin. 1977'de
Leonid Brejnev döneminde hazırla-
nan anayasalardaki tumturaklı söz-
leri unutmadılar. Bu anayasalarda-
ki haklann hiçbirinden yararlana-
mamışlardı. Anayasayı işlerliğe ka-
vuşturacak istikrarlı hükümetlenn
yokluğu halinde, bu metin de aynı
sona uğrayabilir.
Anayasa referandumunun kural-
lan bile oldukça kurnazca: Tasan-
nm bütün kayıtlı seçmenlerin en az
yansı gibi bir çoğunluk tarafından
onaylanması gerekıyor. Parlamento
seçimlerinin cansızlığının anayasa
oylamasını da gölgeleyeceğinden
korkan Yeltsin, televizyondan hal-
ka seslenmeye devam etti. Yeltsin,
bu yasa tasansının "Rusya'yı 1993
ekfanindeldne benzer şokkrdan koru-
manuı" en ıyı yolu olduğunu söyle-
di "Eğer ülkemiz, kendimiz, çocuk-
lanmızuı iyfliğini istiyorsak anayasa-
ya e>et oyu veTmetiyiz."
Time
Portekiz, seçimler
yüzünden bölündü
«t Monit
P
az&r günü yapılan belediye
seçimlerinin sonuçlanna
göre Portekizlilenn yansı
Sosyal Demokrat Parti'ye diğer
yansı da Sosyalist Parti'ye oy ver-
di. Oylann bölgelere dağılımına
bakıldığında Sosyal Demokrat
Parti (iktidardakı liberal sağpartı)
ülkenin iç bölgelerinde (kırsal ke-
sim) ile Acores ve Madere özerk
bölgelerinde çoğunluğa sahip
olurken Sosyalist Parti başta Liz-
bon ve Porto olmak üzere kentler-
de oylann çoğunluğunu aldı.
Seçim sonuçlannın ortaya çı-
kmasından sonra her ikı partinin
de yöneticileri seçimlerden gah'p
aynldıklannı belirtti. Sosyalist
Parti Genel Sekreteri Antonio Gu-
terres seçim sonrasındaki duru-
mun 1995'te yapılacak genel se-
çımler için umut verici olduğunu
behrtirken, tüm sosyalistleri ve
aynhkçılan kendilerini destekle-
meye davet ettı. Başbakan Anibal
Kavako Silva aldıklan oylann
1989'da yapılan belediye seçimlere
göre artığını belirtti. Silva sonuç-
lann kendi beklentilerinin altında
olduğunu ama kabul edilebilir ol-
duğunu da sözlerine ekledi. Sosyal
Demokrat Partinin başkan
yardımcısı ve Başkanlık bakanı
Femando Nogeriya başbakanla
aynı yönde bir açıklama yaparak
ülkedeki belediye başkanhklan-
ndan yansını elde ettiklerini belirt-
ti.
Sosyal Demokrat Parti eğer se-
çimlerde belediyelerin çoğunluğu-
nu kazanmış olsaydı ülkede bü-
yük etkinlıği olan belediyeler der-
neğinin de başkanlığını alacaktı.
Bu derneğin başkanlığını 1989'-
dan beri Sosyalist Parti yürütüyor.
Demeğin ülkede bu kadar önemli
ve etkin olmasının birçok nedeni
var: Dernek devletin verdiği süb-
vansiyonlann belediyelere dağılı-
mdan sorumlu. Aynca Maastricht
antlaşmasıyla oluşturulması ön
görülen bölgeler kurulunun üyele-
rini de bu dernek belirleyecek.
Portekiz'm iki önemü kenti Liz-
bon ve Porto eski belediye baş-
kanlannı tekrar seçti. Lizbon bele-
diye başban adayı ve Sosyab'st
Parti eski genel sekreteri Jorge
Sampaio ve Porto belediye başkan
adayı Fernando Gomes büyük
farkla seçimi kazandı.
Oylann iki parti arasında pay-
laşılmasıyla ortaya çıkan tabloya
göre seçimlerden en zararlı çıkan
Demokrat ve Sosyal Merkez'in 31
yaşındaki genç başkanı Manuel
Monteirooldu Monterio 1989se-
çimlerinde aldıklan yüzde 10 oy
oranın çok altında bir sonuçla se-
çimlerin mağlubu oldu.
Akxandre Fkıcher-Monteiro