Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ARALIK1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Sermaye
arttırımı
• Ekonomi Servisi - Türk
Ticaret Bankası dün sermaye
arttınrru için yapılan
olağanüstü genel kurul
toplanüsında sermayesini
yûzde yüz arttırarak I trilyon
liraya çıkarma karan aldı.
Bankanın Genel Müdürü
Behzat Tuncer yaptığı
açıklamada. girişilmiş büyük
ölçekli yatınmlann
gerektirdiği taleplerin
karşılanması için bu karann
alındığını söyledi.
İktisat Leasing
• Ekonomi Servisi - İktisat
Leasing şirketi 1993 yılında,
ki faaliyetlerini dûzenlediği
basın toplantısında bir
multivızyon göterisi ile
sundu. Türkiye'de halka
açılan ilk leasing şirketi olan
İktisat Leasing AvTupa'nın
en büyük 65 leasing
şirketinden biri oldu.
Ham çelik üretinri
arttı
•ANKARA (ANKA)-
Türkiye'nin ham çelik
üretimi yılın ilk on ayında 10
milyon tonu buldu. Toplam
üretimde yaklaşık yüzde
14'lükartışgörüldü. Söz
konusu artışın tamamına
yakını özel sektör demir-çelik
fabrikalannın üretimindeki
artıştan kaynaklandı. Üretim
artışı kamuda yüzde 1.2, özel
sektörde yüzde 24 oldu.
Demir-Çelik Üreticileri
Derneği (DÇÜ) tarafından
yapılan açıklamaya göre
Türkiyenin ham çelik
üretimi ocak-ekim
döneminde. geçen yıhn aynı
dönemine göre yüzde 13.6
oranında artarak 9 milyon
495bintonaulaştı.
Yabancı
sermayede artış
• ANKARA (ANKA)-
Türkıye'deki yabancı
sermaye tutan 18 trilyon
liraya yaklaştı. Yabaneı
sermayeli firmalann sayısı da
2 bin 500ü geçti. Yabancı
sermaye en çok hizmet
sektörüne ilgi gösteriyor.
Firma sayısında Almanlar,
yabancı sermaye tutannda
ise Hollandalılar başı
cekiyor. Türkiye'dekı
yabancı sermaye tutan kasım
sonu itibanyla 17 trilyon 708
milyarUradüzeyinde
bulunuyor. Söz konusu
tutar, yılbaşına göre yüzde 38
oranında artış gösterdi.
Türkiye'de faalıyette
bulunan yabana sermayeli
firmalann sayısı da kasım
sonunda 2 bin 528'e yükseldi.
Çukurava Grubu
• ANKARA (ANKA) - Cep
telefonlannın kullanımına
olanak sağlayacak GSM
mobil telefon sistemi
ihalesini kazanan ve bunun
için Kavala Grubu, Ericsson
ve Finlilerle 120 milyon lira
sermayeli şirket kuran
Çukurova Grubu, bu alanda
ticaret yapmak için
iştirakının statüsünde
değişikliğe gitti. Türkiye
Genel Sigorta, Çukurova
İthalat ve İhracat ile Sınai
Mali Yatınmlar Holding'in
de ortaklan arasında yer
aldığı, Genel İnşaat ve
ReklamAŞ'ninana
sözleşmesinde, dünyaca ünlü
fırmalann kapışmaya
hazırlandığı cep telefonu
alanına girebilecek şekilde
değişikliğe gidildi.
Tekdüzen
hesap planı
• Ekonomi Servisi - İstanbul
Serbest Muhasebeci Mali
MüşavirlerOdası Başkanı
YahyaAnkan, 1994başında
zorunlu olarak başlayacak
olan. tek düzen hesap planı
uygulamasmın bilançolara
şeffafhk getireceğini söyledi.
12 bin muhasebeciye eğitim
çabşmalanna başladıklannı
belirten Ankan, bilanço
usulündedefter tutan
kişilerin, "Muhasebe sistemi
Genel Tebliği"ne uymak
zorunda olduklannı
hatırlattı.
İşBankast'na
göreekonomi
• ANKARA (AA) - Yıhn ilk
dokuzayındaekonominin reel
olarak yüzde 7.9 oranında
büyüdüğü, ancak ihracatın
yavaşlayıp ithalatın belirgin
oranda hızlanması sonucu dış
ticaret ve cari işlemlerdengesi
açıklannın genişlediği
belirtildi. Ekonomik
göstergelerden hareketle yılın
ilk dokuz ayına ilişkin yapılan
değrelendirmede, kamu kesimi
borçlanma gereği ile iç borç
stokunun giderek büyüğüne
dikkatçekilirken, bu durumun
yarattığı enflasyonist
baskılannönemini koruduğu
vurgulandı.
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması, 7 yıl süren görüşmeler sonrası onaylandı
GÂTT sonunda imzalandıEkonomi Servisi - Dünya ticaretinın
dönüm noktası olan GATT(Gümrük
Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) 7
yıl süren çetin mücadeleler sonrası dün
Cenevre'de onaylandı.
GATT Başkanı Peter Sutheriand 117
ülkenin temsilcilerine anlaşma sonrası
sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında
"Anlaşma daha fazla ticaret, vatırım. iş
ve bütün ülkeler için daha büvük geiir ar-
rtşı anlamına gelecek tarihi bir başan"
dedi. Sutheriand konuşmasında. dün-
yadaki bütün üreticiler ile tüketiciler
yatınmcılar ve ticaret ile uğraşanlann
bu anlaşmadan kazançh çıkağını da
vurguladı. 500 sayfaya yakın anlaşma
metni içerisinde dünya ücaretinde eski-
yen yasalann yenilenmesinden. marka
ve isim haklannın korunması, gümrük
indinmi gibi maddeler bulunuyor. Ön-
ceki gün ABD ile AT arasında vanlan
ikili anlaşma ile görsel ve işıtsel mallann
dolaşımı konusu dışındaki konularda
fıkirbirliğine vanlmıştı.
GATT'ın onamasına en çok sevinen
taraf AT oldu. AT önceki gün görsel ve
işitsel mallann dolaşımı konusunun
GATT kapsamı dışında tutulması ile
Avrupa Film Endüstri'sini korumuş ol-
du. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Jup-
pe, "Anlaşmanın bu şekilde kabulünün
AT içindeki ülkelerin da>anışma içinde
olmaları ve birlikte karar vermeleri ile
gerçekleştiğini" söyledi. AT tıcan go-
nişmecısı Sir Leon Brittan, "Bu anlaşma
ile ATnin tekrar düzlüğe çıktığım " vur-
guladı. ABD Başkanı Bill Clintonise
anlaşmanın tam anlamıyla istedikleri
şartlan içermediğini ancak bu şartlarda
da en iyi anlaşma olduğunu vurguladı.
GATT ile dünya ticaretine yılda 2.8
katrilyon lıra katİcı sağlanması öngörü-
lüyor.
KOÎ özelleştirmeyehız verdiANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)
Kamu Or-
taklığı İdare-
si. özelleştir-
meye hız vere-
rek AEG-Eti Elektrik, İstanbul
Demir Çelik ve NETAŞ Nort-
hern Elektrik'teki hisselerinin
tamamını sattı.
KOİ'den yapılan açıklamaya
göre AEG-Eti Elektrik Endüst-
riAŞ'de yüzde 11.11 olan KOİ
payı 3 milyon 750 bin marka
'sirketin yuzde 59.9'unâ sahip
bulunan AEG AG'ye satıldı.
Sözleşmenin imzalandığı 10
aralıktaki Merkez Bankası dö-
viz satış kuruna göre bu satış-
tan 3 milyar 644 milyon lira ge-
lir elde edildi.
KOİ, aynı tarihte İstanbul
Demir Çel'ik Sanayi AŞ'de bu-
lunan yüzde 40 orarundaki his-
sesini 2 milyar 750 milyon lira
karşıhğında Birlik İnşaat ve
Madencilik Sana>i Ticaret AŞ-
ye sattı. İmzalanan satış sözleş-
mesi uyannca fırma, aynca
İstanbul Demir Çelik'in 1991
ve 1992 yıllannda ilişkin KOİ-
ye olan 293 milyon lira vergi is-
tisnasi borçlannı da ödeyecek.
KOİ, 14 arahkta da NE-
TAŞ'ta yüzde 15.32 oranmdaki
hissesini sattı. 39 bin liradan sa-
ülan hisselerle toplam 752.8
milyar lira gelir elde edildi. Söz
konusu işlem yabancı kurum-
sal yatınmcılar adına İMKB'de
işlem yapan Global Menkul
Değerler AŞ ile Kamu Ortaklı-
ğı adına İş Bankası tarafından
gerçekleşürildi. Hısseler, ya-
bana kurumsal yatınmalar ta-
rafından, daha sonra aralann-
da Allians Capital, Soros,
Smiıh Barney. Shroders ve Pos-
tell gibi kuruluşlann da bulun-
duğu 60 yabana yaünmcı ve
fona satılması taahhüdü ile sa-
tın alındı. KOİ'den yapılan açı-
klamada. Bu uygulama ile ilk
kez bir kuruluştaki kamu pay-
lannın uluslararası sermayeye
acıldığı bıldirildi.
SEK'e sendikalar talip
Yeniden ihale yöntemiyle
satılması kararlaştınlan Süt
Endüstrisi Kururnu (SEK) fab-
rikalanna, Hak-İş'e bağlı Öz-
gıda-İş Sendikası ile Köy-Koop
birlikleri talip oldu.
Hak-ݧ Konfederasyonu ve
Özgıda-lş Sendikası Genel Baş-
kanı Necati Çelik. SEK'in bü-
tününe işletme düze>inde talip
olduklannı belırterek hüküme-
tin. sendikanın başvurusunu
bir ticari fırma başvurusu gibi
görmemesi gerektiğini savun-
du.
Hükümetin, özelleştirmeler-
de önceliğin işçilerde olduğunu
açıkladığına değinen Çelik şun-
SEK fabrikalanna kimin sahip olacağı merak konusu.
lan söyledi:
"Sendikamız, SEK'in özel pa-
zarlıklar sonucu çok düşük fı-
v atlara satılması kararlannın
iptal edilmesini memnuniyctle
karşılamıştır. V anlış hesap Bağ-
dat'tan dönmüştür. Lmarım hü-
kümetin «österdiği bu hassasivet
amacına ulaşır. Amacına ulaş-
masının. bana göre ilk şartı, hü-
kümetin "Öncelik işçilerindir,
yöre halkınındır' beyanuun ka-
bul görmesidir. Aksi halde bu-
güne değin yapılan tartışmaJar
devam edecektir."
Köy-Koop İzmir Birliğı Baş-
kanı Ata Ünver, SEK'in bazı te-
sıslerinin alınmasına ilişkin
projelerle Ankara'da temaslar-
da bulunacaklannı bildirdi.
Projelennin, hem devletin
özelleştirme politikasını içeren.
hem hayvancıhk sektörünün
gelişimini sağlayacak hem de
tüketiciye zarar vermeyecek ni-
telikte olduğunu kaydeden Ün-
ver şu görüşleri dile getirdi:
"19 milyar liralık tesisler, 2.5
milyara satümak isteniyordu.
Bu, fabrikanın bağışlanması de-
mek. Biz, bağışlanmasını istemi-
yonız. 19 milyarsa, 19 milyara
alalım. Faiz yükü konmasm üs-
tüne, bunu 3 senede ödevelim di-
\oruz. 3 senede biz tamamen
öde>eceğiz. Bu ödemeyi de şöv le
\ apacağız: Kurduğumuz anonim
jirket var. Bu şirketin sahipleri
de kooperatiflerdir."
OtomobMe üç trilyonluk yatimııEkonomi Servisi - Japonya'-
nın Honda Motor Co. ve Gü-
ney Kore'nin Hyundai Motor
Co. şirketlerinin Türkiye'de
Türk şirketleri ile ortaklığa gj-
derek yatınm yapacağı açıklan-
dı.
Reuter'in haberine göre 3
trilyon liralık Hyundai ve Türk
Assan Grubu ile 2.7 trilyon li-
ralık Honda ve Anadolu En-
düstri ortaklığındaki yaünma
izin verildi.
Yetkililerin verdıği bilgiye
göre her iki fabrika da Kocaeü'-
nde kurulacak.
1998 yıiında bitmesi planla-
nan ve vılda 100 bin otomobilin
üretileceği açıklanan fabrika- üretim yapılmasının düşünül-
larda 3 bin kişiye iş imkanı sağ- düğünü açıkladı.
Türkiye'de Fransız Renault.
İtalyan Fiat, Amerikan Gene-
ral Motors otomobil şirketleri
Türk şirketleri ile ortaklığa git-
lanacak.
Konuyla ilgili bir yetkili, her
iki yatınmın da sadece Türkiye
pazanna dönük olmayacağını.
1995 yılında gıdilmesi planla-
nan gümrük birliği ile aynı za-
manda Avrupa pazanna da
mışti. En son Japonya'nın To-
yota şirketi ile Sabancı grubu
bu ortakhğm İstanbul yakınla-
nnda fabrika kurma çalışmala-
n sürüyor. Aynca Japonya'nın
Nissan ve Fransız Peugeot şir-
keti Türkiye'de ortaklık kura-
cağını açıklamıştı. Türkiye'nın
otomobil üretimi bu yıhn ilk 10
ayında yüzde 28'lik bir artışla
bir ortaklık kurmuştu. Halen 278 bin 111 adede yükseldi.
IŞÇEVIN EVRENEVDEN
ŞÜKRANKETENCt
Bu Nasıl Bir Dûzen?
önümde son günlerde yine benzerleri sıkça gelmeye
başlayan bir mektup var. Yenice-Tarsus, Seyhan-Adana
bölgelerinde yaşayan ve ünlü bir marka kot pantolon üre-
tilen fabrikadan çıkarılmış 20 işçinin ortak imzaları ile
gönderilmiş. Sendikalar ve işyerlerinin adları değiştirile-
rek yüzlerce örneği yaşanan bir olayı yansıtöğı için, adları
çıkararak mektubun olayı anlatan bölümlerini aynen ya-
yımlamakla yetiniyorum.
"12 yıllık olanımızın ücreti 1 milyon 750 bin lira dolayın-
da idi. Yıllarla ... konfederasyonuna bağlı... sendikasına
üye olduğumuz halde bizim haklarımız korunmuyordu.
Biz de işyerinde... konfederasyonunun üyesi... sendika-
sının örgütlenmesine başladık. işveren bunu duyunca
çağırdı ... konfederasyonuna bağlı sendikayı işyerine
sokmayacağını, gerekirse kapatacağını söyledi. Bizler
anayasanın 51 .maddesine göre vatandaşlık hakkımızı
kullanıp sendika seçme tercihimizi kullanacağımızı söy-
ledik. 20 işçi işten atıldık. Biz işyerinde işini iyi yapan, üre-
tim veren insanlardık. işverenin bize niye bu kadar
kızdığını düşündük. Sendikanın iyi olanını seçtiğimizden
olduğuna karar verdik. Ürettiğimiz unlu markanın panto-
lon fiyatına çalışırken işten çıkarılan bizlere sahip çıkma-
nızı bekliyoruz. Bu ülkede yasalar yalnız işverenler lehi-
ne midir?.."
İşçinin sendikalaşma, sendika seçme bakkını kullanma
nedeni ile işten atılması anayasa ve yasalara aykırı. çağ
dışı bir uygulama Türkiye'de oldum olası yaygındır. An-
cak 196O'lı, 1970li yıllarda hiç degilse toplumsal bir du-
yarlılık, tepki söz konusu ıdi. İşçinin bu anayasal hakkının
işveren tarafından gaspedılmesinesendikal hareketgüç-
lü tepki gösterir, işçı arasında bir dayanışma yaşanır ve
kamuoyu olayla ilgilenirdi. işçinin anayasal hakkını gas-
peden işverenler, işçi direnişlerine, kamuoyu tepkisine,
gazete haberlerine ve eleştirilere hedef olurlardı. Bun-
dan çekindikleri için de hem uygulama çok keyfi ve yay-
gın yaşanamaz hem de pek çoğunda, işçi ve sendika dn
renişi, kamuoyu tepkisi karşısında karardan geri dönülür-
dü.
işçinin sendikalaşma hakkının bu kadar kolay gaspedil-
mesinin bir nedeni sistemimizde hep var olan yasal boş-
luk. İşverenlerin tazminatlarını ödemek koşulu ile istedik-
leri zaman, istedikleri sayıda keyfi işçi çıkarabilme hakla-
nnın yasa ile sağlanıyor olması, her tür yasadışı, kötü ni-
yetli işçi çıkarmaya kapı açıyor. Sendikal nedenle işçi çı-
karma yasağı getiren yasa hükümleri işlemiyor. Bunda
yargının, özellikle de Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin sendi-
kal nedenlerle çıkarmalarda işçinin tazminat hakkını iş-
letmemesinin de payı var.
Ancak sendikaların duyarsızlığı daha büyük bir rol oy-
nuyor. Başka sendikaya geçen işçinin cezalandınlmasın-
da işverenle birlikte hareket eden sendikal anlayış, bir
başka uygulamada kendi sendikasına üyeolduğu için işi-
ni kaybeden işçinin de hakkını arayamıyor Bir zamanla-
rın gerek sendikalaşma, gerekse sendika değiştirme
aşamasında işten çıkarmalara karşı çok duyarlı davra-
nan işçi kitlesi de yok. işçi dayanışmasında, işten çıkarı-
lan arkadaşlarına sahip çıkmada zayıf kalan, işten atılma
uygulamaları karşısında demoralize olan işçiler, sonuçta
giderek daha katı ve yaygın bir işten atılmaya hedef olu-
yorlar. Ozel sektörde boyutları her geçen gün büyüyeR
bir sendikasızlaştırma yaşanıyor.
Keyfi işçi çıkarmayı bir ölçüde frenleyebilecek, hiç de-
ğilse işverene gerekçe gösterme zorunluluğunu getiren
ve keyfi, haksız çıkarmalarda tazminat yükü getirebilecek
yasa tasansı bu tabloda kadük olacağa benziyor. Çalış-
ma Bakanı Mehmet Moğultay'ı işverenlerle karşı karşıya
getiren ünlü iş güvencesi yasa tasansı her ne kadar Ba-
kanlar Kurulu'nda hazır bekliyor görünuyorsa da, çıkarı-
labilmesi, yasalaşması her geçen gün biraz daha gün-
demden düşüyor. Ekonomik zorunluluk halini bir yana
bırakınız, sendikal nedenle ve ücretleri aşağı çekmek,
toplu sözleşme yükünden kurtulmak üzere bu kadar yay-
gın işçinin çıkanldığı bir duzende. işsizlik sigortası da bir
hayal.
Keyfi işçi çıkarmanın olmadığı Batı duzenlerinde, geliş-
miş ekonomilerde, ekonomik nedene dayalı çıkarmalar,
işsizlik artınca, işsizlik sigortaları iflasa sürüklenmeye
başladı. Türkiye de bu kadar büyük bir işsizlik ve böylesi-
ne yogun, keyfi, sendikal nedenle işçi çıkarma varken,
ayakta durabilecek bir işsizlik sigortası sistemi nasıl ku-
rulabilir? iş güvencesi yasasının çıkarılmasına bağlan-
mış, işsizlik sigortası yasasının da çıkarılması ya da çıka-
rılsa bile yaşatıiabilrnesi bu tabloda olanaksız gözüküyor.
Sermaye cephesinin ve ideolojik yandaşlarının çok
övündükleri çağdaşlaşma, yenı dünya duzenlerinde işçi-
nin çalışma hakkı demode "out", işverenin atma hakkı
moda "in" oluyor. Sendikal nedenle işçi atmalarının art-
masına paralel özel sektörumüzde çok hızı bir sendika-
sızlaştırma yaşanıyor. Özel sektörümüzün çalıştırdığı işçi
sayısında, teknoloji değişimine. az işçi ile çok verim alma
yolundaki gelişmelerden gelen azalmaya rağmen, üre-
tim ve yatırım artışı ile bağlantılı önemli bir artış söz konu-
su. 1980in başlarında özel sektörde 1.6 milyon olan si-
gortalı çalışan sayısı, şimdilerde 1.9 milyonu aşmış bulu-
nuyor. Ancak o tarihlerde hiç degilse çalışanın üçte biri,
500 binden fazlası sendikalı iken, şimdi sendikalı sayısı-
nda bile bir azalma yaşanarak 300 bine, oran olarak da
onda bire kadar düşmüş bulunuyor.
Bir yandan da işçinin iş güvencesi ve sendikalaşma
hakkını kullanabildiği kamu işletmelerinin özelleştirme
ile eritilmesi hedefleniyor. İşverenlerimizin ve ideologla-
rının hızla gerçekleştirme yolunda ilerledikleri yeni dün-
ya düzeni, Türkiye işçi sınıfı için sendikasızlaştırma, ko-
layca işten atılma olarak biçimleniyor.
Konuk
yazar Özelleştirme ve Türk bankaalık sistemi
HtKMETKURNAZ
Bankacı, İktisatçı
1980'ler sonrası Türk fınans piyasasında
yapılan bir dizı düzenlemelerle yenı kurum
ve araçlarla tanışan bankaalık sistemimiz,
kısa sayılabilecek sürede uluslararası fı-
nans dünyasına erışir bir başan yakala-
masına karşın, ekonominin temel özellikleri-
ni taşımaktadır.
Sistem öncelikle enflasyon baskısı altında
kısa süreli fonlara dayanmaktadır. Ticaret
bankacılığı egemenliğindedir. Kaynakta çe-
şitlenme, mevduatağırlığmdadır. Fıyatlama,
kamu borçlanma göstergelerine endekslen-
miştir. Fiyatlama benzerdir. Sistemde az
sayıda bankanın egemenliği sürmektedir.
Bankalar arasında likidite, kaynak yapısı ve
karlıhk yönünden büyük aynm vardır. Kay-
naklar üzerinde kamu bankalarının etkinliğı
sürmektedir Sistem, temel büyüklüklerinde
reel olarak gerilemektedir. Sistemde yoğun-
laşma gelişmış yörelerdedır. Sistem ya-
bancı kaynağa olan bağlılığını korumaktadır.
Sistemde giderek artan bir dış borç riskı eko-
nomıye taşınmaktadır. Gelir ve gider kalem-
leri, faiz buyüklüğü ile değişme ıçındedir.
Kamu finansman açığı baskısında aynı kay-
nak maliyeti ile sistemde rekabet, yeterlı te-
minat koşullanndan uzaklaşmaya yol aç-
maktadır.
Bir ülkenin bankacılık sistemi, o ulkenın
ekonomi politikasının aynasıdır. Bunun için
banka kredilerinin kesimsel dağılımına ve
kredi/hasıla oranlarına bakmak yeterlıdir.
Piyasa ekonomisinin en ınançlı kesimi olan
bankacılığımız, fiyat mekanizmasında tasar-
ruflar ile yatırımı değil, tasarruflar ile tüketi-
mı eşgüdümleyen bir politika yürütmektedir.
Doğrusu, izlenen politika enflasyonun ya-
pılandırdığı ülkemiz ekonomisinde rasyonel
işletme davranışıdır. öyle ki bugün ban-
kacılığımızda, para rantı kollar şekilde para
ikamesı yaşan-
maktadır. Karlılığı
önceden belli olan
ticaret kesimi fi-
nanse edilmekte-
dir. Uzun süreli za-
man riski taşıyan
işlemlerden
kaçınılmaktadır.
Faiz angajmanları-
nda temkinlilik ön
plandadır, Faiz
ödemelerini yeniden borçlanmak suretiyle
gerçekleştırmek öncelıkli seçenektir. Enflas-
yon, kaynak toplama ve aktarma mekaniz-
masını spekülatıf olmaya özendirmektedir
Çoğu zaman bir olgu ne olmadığına bakı-
larak da tanımlanabilir. Türk bankacılık sis-
temının karlılığı ve bunun kaynakları yakı-
ndan ıncelendığınde; iktısadı bir faalıyete fı-
nansal katılım ya da hızmete aracılık ışle-
minden çok, dış kaynakların yurtiçinde Türk
Lirası üzerinden özellikle kamu kuruluşları-
na aktanlması, piyasa mekanizmasında
bankacılığımızı açıklamaya yeterlidir Kabul
edilmelıdir ki piyasa ekonomisinde akılcı bir
işletme davranışıdır.
Öte yandan, ülkemiz kesiminde kaynak-
ların dağılımında yaşanılan gelışigüzellikte
kamu bankalarının rolü yadsınamaz. Ancak
bu, sistemin özelliğini nitelendirmez, oysa
sistemin özelliğini nitelendirmez; oysa, sis-
İzlenen politika enflasyonun
yapılandırdığı ülkemiz ekonomisinde rasyonel işletme davranışıdır. Öyle
ki bugün bankacılığımızda, para rantı kollar şekilde para ikamesi
yaşanmaktadır. Karlılığı önceden belli olan ticaret kesimi fınanse
edilmektedir. Uzun süreli zamanriskitaşıyan işlemlerden
kaçınılmaktadır. Faiz angajmanlannda temkinlilik ön plandadır. Faiz
ödemelerini yeniden borçlanmak suretiyle gerçekleştirmek öncelikli
seçenektir.
temin özelliğini belırleyen piyasa mekaniz-
masında tek amaç olan karöır. Böyle olunca.
kımı iktisat dışı etkenler rol almakla birlikte
yatırım, kamu bankalarının omuzlarındadır.
Htçbır ekonomi, yatırımdan vazgeçe-
meyeceğıne göre, kamu bankalarının özel-
leştirilmesi savunusunun ülkenin yatırım aç-
masına fiyat mekanızması ekseninde yapı-
lan bankacılık sıstemimızden nasıl kaynak
aktaracağına yanıt vermek zorunluluğu
vardır. Denilebilir kı sistem kamunun açığını
kapatma yükümlülüğünden ve kamu ile kay-
nak paylaşım yarışından kurtuldukça artan
fonları satma sorunuyla karşılaşacağından,
kaynaklarını yatırıma yönlendirecektir. An-
cak bunun için özelleştirme zorunlu ol-
madığı gibi özelleştirme ile varılacak sonuç
da değıldır. Kaynakların yatırıma bölümlen-
mesi ışlevı, fiyat mekanizmasınındır. Do-
layısıyla, bırakın başka etkenlerı, ulusal pa-
rasını. değerlerini
dövize endeksle-
miş bir ekonomi-
de, fiyat mekaniz-
masının bugün-
den yarına yatırı-
ma ayıracağı
kaynağının olma-
ması gerekir.
Bakıldığında
sistemde temel
sorun, kendini
besleyecek olan yurtiçı tasarruf düzeyinin
yetersızliği kadar toplumun tasarruf potansi-
yelini arttırıcı etkınlıkten uzak bir yapılanma
içinde oluşudur. Kaynaklar çoğunlukla siste-
me yapay bir likidite sağlar şekilde kısa sü-
rede geri gönmek uzere ticaret kesimi
aracılığıyla ekonomiye aktarılmaktadır. Bu
durum ekonomide bir yandan enflasyon et-
kısı doğururken. bir yandan enflasyonun
mali yapılar üzerine olumsuz etkisini bir
sonrakı döneme erteleme becerisi gösterir
Böylece, toplumun tasarruf potansıyelinde
gereken artışın önemı önemsizleşir.
Kuşkusuz açıklamaya çaba gösterilenler
özeleştirmede yanıt aranması gereken so-
runlardır. Ortadadır. Freud, rüya yorumcu-
sunun, rüyada görünenin yerıne, görünme-
yen çevrenin arınmasının daha sağlıklı oldu-
ğunu söyler. Dolayısıyla, ekonomide sağlıklı
olan günü kurtarma savlı çözümler değil,
güne nasıl gelındiğıni kavrayan, ulke ger-
çekliğini değişme dınamizminde gören çö-
zümlere varabilmektedır.
Meslekten iktisatçı bilir kı, bir malın ya-
rannı belirleyen, o malın kime ait olduğu de-
ğil, o malın kullanım biçimıdir. Nitekim, top-
lumlar mülkıyeti kamuda olan bir malın kul-
lanım biçimıyle kendılenne zararlı olduk-
lannı örneklerı ile doludur. Özelleştirme ko-
nusunda yapılan değerlendırmeler salt bu
nedenle bile ideolojik yan tutma, taraf ol-
manın ötesinde ülkenin temel ekonomik he-
define varmada üstleneceğı rolde yapı-
Imalıdır KlT'ler işletme bazında ülke ekono-
misi ıçın onemi bakımından değerlendıril-
melıdir Yoksa, zarar eden bir KIT mülkıyet
değişıklığı ile ulke ekonomisıne yük olmak-
tan çıkabilıyorsa sorun daha başka etkenler-
de aranmalıdır. Öncelikle yapılması gere-
ken, mülkıyeti sıyasal iktıdarların yerinegeç-
mış olan KİT'lerin kamuya iade edilmelıdir.