Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK1993 PERŞEMBE
14 HABERLEREV DEVAMI
Türk askeri• Baştarafi l.Sayfada
Türkiye'nin Somalı'dekı bırlıgi-
nin Dışişleri Bakanlığı ve Genel-
kurmay'ın da tavsıyelen doğrul-
tusunda, şubat ayında çekmesi
yönünde görüş birliği oluştu. So-
mali'de ıç çatışmalar sonucu baş-
layan açlık ve kanşıklıklar üzeri-
ne. BM Güvenlik Konseyi'nin
karannın ardından Türkiye de
bu ulkeye asker göndermeyı ka-
bul etmişti. Türk kuvvetleri, bu
yıl 16 martta Mogadişu'ya ulaş-
mış ve kentin hava ve denız li-
manlannın korunmasıyla görev-
lendırilmışti.
Somali'den asker çekilmesi.
Aidid ve ABD kuvvetleri arasın-
daki çatışmalann şiddetlendiği
ekim ayında da Türkiye'de ka-
muoyunun gündemine gelmişti.
ABD'li komutanlann, BM Banş
Gücü Komutanı Korgeneral Çe-
vik Bir'den emır almayacaklan
yönünde basında çıkan haberler.
Türkiye'nin tepkisını çekmişti.
Muhalefet partilerinin. "SoraalT-
BÛI Vietnam'a döndüğü" ve
ABD'nin mart ayında çekilip işi
Türkiye'ye devredeceğı yolunda-
ki eleştırileri de hükümeti zor
durumda bırakmıştı. Hükümet
çevrelen. o dönemde yaptıklan
açıklamalarda. Çevik Bir'ın gö-
rev süresınin şubat ayında dola-
cağına dikkat çekmişlerdi.
Edinılen bılgıye göre. hükü-
mette Somali'den Türk askerleri-
çekilmesi doğrultusundanın
görüş oluşmasında. Somali'deki
durumun iyileşmiş olması ve kalı-
cı çözüm bulunması olasılığının
artmış olması etkin oldu. Değer-
lendirmede şu unsurlar göz önü-
ne alındı:
1- Mogadişu'nun güneyinde
General Aıdid'in liderliğinı yapü-
ğı fraksiyonun kontrolünde bu-
lunan güney Mogadişu bölgeleri
dışında, olaylar duruldu. İnsani
yardımlar artık yerlerine ulaşabı-
îiyor. Açlık sorunu kalmadı.
2- Somalililer yavaş yavaş nor-
mal günlük hayatlanna dönü-
yorlar. Halk, geçen sonbaharda
tarlalannı ekmeye başladı. Bır yıl
önce hiçbır malın bulunmadığı
ülkede. dukkânlar açılmaya baş-
landı. Ticari hayatta başlayan
canlanma sonucu mal akışı hız-
landı. Sağlık hizmetlen verilmeye
başladı.
3- General Aidid, Adis
Ababa'daki konferansa katıla-
rak, "asf olarak değil, siyasi güç-
lerden biri olarak yelpazedeki
yerini alıyor ve görüşmelere katı-
lıyor. Aidid, arak "araıulan" bir
ası değil. siyasi bir lider olarak ül-
kede dplaşabiliyor.
4- Ülke çapında karar verme
ve temsil organlan olarak "halk
şûralan" oluşturuldu ve çalışma-
ya başladı. Ülke içinde kamu
güvenüğini sağlayacak emniyet
kuvvetlerinın çekirdekleri oluştu
ve görev yapmaya başladı. Geçen
aylarda. adi vakalarda önemli
düşüşler oldu. Birleşmiş Mıllet-
ler'in oluşturduğu UNOSOM
birliklerinin kurduğu asayişi te-
min ve insani yardımlan ulaştır-
ma görevini bu unsurlar üstlene-
bilecek duruma getirilıyor.
5- Bu gelişmeler sonucu, ABD
başta olmak üzere, asker gönde-
ren ülkelerin çoğunluğu mart ayı-
na kadar Somali'den çekilecekle-
rini açıkladılar. Bu ülkelerçekilir-
ken Türkiye"nin kalmaya devam
etmesine gerek bulunmamakta-
dır.
Türkiye'nin Somali'den asker
çekme karanna ulaşmasında.
General Aidıd'in ABD ile kurdu-
ğu ilişki ve ABD'nin mart ayına
kadar "nihai çözüm" ıçın baskı
yapacağı yolundaki mesajlar da
etkili oldu. Somali'de çözümün
olabilmesınin önündeki tek "po-
tanstyeT' engelin. oluşturulmuş
olan halk şûralan olduğu belirti-
liyor. Aidid. kendisi için "vur
erari" varken oluşturulan bu şû-
ralann dağıtılarak kendi fraksi-
yonunun da katılımıyla yeniden
oluşturulmasını talep'ediyor. An-
cak. Aıdid'in, Adis Abâba'daki
konferansa bile bir ABD uçağı ile
gitmiş olması, ABD-Aidıd ilişki-
lerinde. "çözüınü zoriama kartı-
nm" Washıngton'un elınde oldu-
ğu şeklınde yorumlanıyor.
Şimdiye dek Batılı ülkelerin
mart ayında çekileceklerini açık-
lamalanna dikkat çeken kaynak-
lar. Türkiye'nin de çekılmesinden
sonra, Paİcıstan, Hindıstan ve ba-
zı Afnka ülkelerinin Banş Gücü
ıçinde göreve devam edebilecek-
lenni bildiriyorlar.
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
muzun arkasındadır. Milli
Misak Türkiyesinin sınırla-
rını korumakyolunda ulusu-
muzun istenci açık seçiktir.
Ulkenin çeşitli kesimlerinde
askere giden gençler davul
zurnayla uğurlanmakta, her
yerde sanki bir düğün alayı
düzenlenmektedir. Birbirin-
den uzak yörelerde vatani
hizmet yolundaki kararlılığı
gösteren coşkunun yanı sı-
ra elbette askerden kaçan-
lar ya da askerliği isteme-
yenler de olacaktır. Ulusal
Kurtuluş Savaşımız'da bile
bu yüzden Istiklal Mahke-
meleri kurulmadı mı?
Basın ve yayın dünyasın-
da gazetecilerın ve televiz-
yon programlarının bu
konuları kurcalamaları ya
da tartışmaları doğal görül-
meli ve serinkanlılıkla karşı-
lanmalıdır.
Türkiye büyük bir ülkedir
ve demokrasi kurallartna
özen göstererek terörün
hakkından gelebilecek gü-
cü toplumsal yapısında
içermektedir. Gereksiz tep-
kilerin yarar getirmeyeceği-
ni bu köşede hep yinele-
mekteyiz.
PKK'nın terör örgütü ol-
duğunu onaylayarak bu yol-
da uygulamalara geçen dış
dünyaya karşı içeride de-
mokratik dengeyi korumak
aklın ve sağduyunun gere-
ğidir. Şu ya da bu derneğin,
gazetenin, televizyon prog-
ramının hoşa gitmeyecek
yönleri olabilir. Ters yorum-
lar ve fikirler temeldeki ger-
çeği değiştiremez.
Ülke bütünlüğünün gü-
vencesi de ceza yasaları ve
maddeleri değil. temeldeki
bu gerçektir. • • •
Başsız heykelin başına
• Baştarafi Arka Sayfada
sıma ekleyecektim.
Bu makalede. Anadolu arkeolojisini en iyi bilen Prof. Mach-
teM J. Mellink. heykelin "Kyzikos-Erdek
r>
ten geldiğini, "mûze
bahçesj
rı
nde olduğunu belirtiyordu. Makalede aynca, heykelin
topraktan yeni çıkmış durumunu gösteren bir fotoğrafa da yer
veriliyordu.
Ganp birolay... Amerikalı profesör 1976'da müze bahçesin-
de gördüğü heykel hakkmda makalesini bir yıl sonra yayımh-
yor, buna karşılık hiçbır Türk profesörii ya da müzecisi bu
konuda bir yayın yapmıyordu. Hatta hatta heykel 1976'da çık-
tığı halde, müze envanterine yedi yıl sonra 1983'te kaydediliyor-
du. Bu ilgisizlikler karşısında Edıp Telli'nin adamlanna hak
vermemek elden gelmiyor...
İlk müzayedejıin ardından üç yıl geçince ve Türk hükümetin-
den de ses seda çıkmayınca heykel, bu kez ünlü Sotheby's Mü-
zayede Evi'nde yine Nevv York'ta 14 aralık sah günü yeniden
açık arttırmaya çıkanldı.
Çekirge sıçnyor
Katalogda bu kez heykelin yandan çekilmiş bir fotoğrafı ba-
sılmıştı.
Ancak ne var ki daha önce 125-150 bin dolara pazarlanmak
istenen heykelin fıyatı, üç yıl sonra bu kez 30-50 bin dolara
(yaklaşık 420-700 mılyon lira) düşmüştü.
Çünkü bir kere adı "sıcak maP'a, yani çalınmışa çıkmıştı.
• • •
Öykü bu kadar dallanıp budaklandıktan sonra, çekirge
üçüncüsünde değil; ikinci kez sıçrarken yakalanacaktı.
Bu kez Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, New York'-
taki avukatlannı harekete geçirerek müzayede öncesinde satışı
durduracaktı.
Sah günü New York'ta York Caddesi ile 57. Sokak'ın kesişti-
ği köşedeki SothebyYdeki rrüzayedeyi yöneten Rkhard M.
Keresey bir süre sonra 34 numarah mermer "kikledik" kandil
için "sattım" sözü ile tokmağı indirdi. İzleyenler bu arada ganp
bir olay yaşadılar. Çünkü katalogda 35 numara yoktu. Bunun
üzerine 36. sıraya geçıldi. 36 nolu eser "başsız bir genç heykeü"-
ydi. Bu esere sahip olanlar ellenni kaldırmaya haarlanıyorlardı
ki Rıchard M. Keresey "Bu eser müzayededen çekildi" demekle
yeündi ve hiçbır şey olmamışçasına 37. maddenın satışına geçti.
O anda müştenlerden kımse çıkıp da şu sorulan sormadı:
"Bu eser neden ve kim tarafından müzayedeye konmuştu? Şim-
di son dakikada neden müzayededen, kim tarafında çekildi? Bu
eser üc yıl önce bir başka müzayedede daha yüksek fiyatla sumıl-
muştu, şimdi neden yüzde 75 ucuza satılıyor?"
Çünkü bu ışın "raconu" böyleydi... Bu gibi işlerdc soru sorul-
rnazdı. Sadece bıyık altından gülünür. geçilirdi...
Bakalım, bu eser ne zaman geri gelecek? Eğergelirşe yine Er-
dek Açıkhava Müzesi'nin bahçesine mi konulacak? Ötekı mü-
zclerin bahçelerinde değen bılınnıeyen yağmura, kara vc günc-
şin etkisine bırakılan "değersiz! eserler ne zaman 'içeri" alına-
cak ya da ne zaman "drçan" kaçınlacak
0
TÜRKİYEDE DUNYADA
Meteofnknı Işlen Genel Mûdürlûgö nden alınan bılgıve göre yurdun dogu ke-
sımlerı çok buluOu. Do9u Karaderez. Do$u ve Guneydo$u Anaöolu öolgelen
yağışlı. otetu yerier az bulutlu geçecek Yağı$lar. Karademz byı anrtda ya^n^ur
aûneydoğu Anadolu da karla kareıfc yağmur Ooğu Anadolu da kar şeklınde
olacak Hava sıcakı>ğı azalmaya devam edecsk. Oen<zlenmızde ruzgar Bab
Karadenız Marmara ve Kuzey Ege de gunbaDsı ve lodos. Ooğu Karadenız.
Gûney Ege ve Akdenız de gunbansı ve karaye-den 3-5 kuvvetınde satte 10-21
denız mdı tııziaesecek Van Goiu'nde hava kar yağis!' gececek
Adana
Alyon
Ağn
Ankata
Antatva
Aydın
Bursa
Çanakkale
Dıyarbakır
Edıme
Erzurum
Eskişehir
Isanbul
tzniır
Kars
Konya
Samsun
Trabzon
Zonguldak
A
A
K
S
A
A
S
S
K
S
K
S
S
A
K
S
B
Y
S
13'
0 '
0"
O '
12*
1 T
6 '
9 -
9 '
7 '
-2'
0"
8 '
; 0 '
- 3 '
0"
6"
8°
6 -
6
7
5
-5
5
3
2
3
6
15
5
0
4
14
-6
1
4
G
451 Peterstxırg
Amslerdam
Amman
Almat
BaJOal
Bonn
Brûteel
Cenevra
Cezayır
FranMurt
Lekosa
Petersbun]
Londra
Madnd
Mılano
Moskova
Munıh
Oslo
Pans
Pras
Rıyad
Roma
Vıyana
Y !
Y i:
A 1r
Y 2 t
Y (
Y £
Y £
Y2C
Y t
B 14
K C
Y 1C
B ie
Y 1î
K -i
Y 7
K -t
1 l
Y 7
A3C
Y 17
Y 1C
Yağmurlu ı Buluttu Sısli $ Güneşlı S
K a r İ 1
Hizbullah camilerde örgütleniyor
• Baştarafi l.Sayfada
evi olarak kullandıâ. örgütsel eylem karar-
lannın gerek camilerde gerekse hücre evle-
rinde alındığı bilinmektedir.
- Her iki grupta da cami sonımlusu bu-
lunduğu, sorumluluğun genellikle buralar-
da ders veren şahıslarda olduğu görülmüş-
tür. Her iki grubun örgütlenme çalışma-
lannın başlangıcınm 1988 yılına dayandığı
ve o tarihlerde faalıyette bulunan Diyar-
bakır'daki aynı isimlen taşıyan kitabevleri
çevresinde olduğu belirlenmiştır.
Bunlardan. 1991 yılında terör örgütü
PKK'yı "Hizbuşseytan" olarak niteleyip
söz konusu öreüte cihat ilan etmekle silahlı
mücadeleyi başlatan tlim Grubu. bu rnüca-
deienin başlangıcından itıbaren "Hizbul-
labçüar" olarak isımlendirilmiş ve bu isim-
le anılmışlardır. Buna göre, örgütlenme
çalışmalannın başlangıcından bir iki sene
gibi bır süre sonra gruplar arasında strateji
farkı ortaya çıkmıştır. İlim Grubu. amaa-
na ulaşmak için cihat olarak isimlendirdiği
yola başvurmanın gereklıliğini fıili olarak
ilan ederken; Menzil Grubu tebliğ ve irşat
denilen siyasi çözüm yoluyla amaca ulaş-
mayı tercih etmıştir.
- Gruplarda gizlılığin esas olduğu. şahı-
slann kendi sorumlulanndan başka birso-
rumluyu bilmemeleri ve tanımarnalanna
özen gösterildiği görülmektedir. Örgütler
bu yönleriyle hücre tipi çahşma modelini
benimsediklerini ortaya koyarak ilişkilerde
kod isimleri ile adlandınhnaktadırlar. 1993
yılı ağustos ayı başlannda İlim Grubu'nun.
Menzil Grubu'na mensup bir kişiyi satırla
saldırarak yaralaması sonucu. önceleri şid-
dete karşı olan Menzil Grubu'nun da
saldınlara karşılık vermek suretiyle şiddet
yoluna ginnesine sebebiyet vermiştir.
İlim Grubu ile Menzil Grubu arasında
son bir ay içerisınde çıkan silahlı çatışma-
larda ölen 9 kişinin kimlikleri ise şöyle:
"Aydın Türmak. Mahmut Kauıt. Sertip
Bilek* Burhan Ateş, Abdulkadir Tekin, Şeh-
muz Narin, Sedrettin Ay, Recep Erbahadır,
Hasan Elhakan."
Islami Hareketçi, Refahlı çıktı
• Baştarafi l.Sayfada
kaydetti. Adnan Dedeş. emnı-
yetteki ifadesinde. örgüte gir-
meden önce. İslami Hareket
Örgütü üyelerinden Ramazan
Aytunç ile dıni sohbetler
yaptığını. ancak bu dönemde
Aytunç"un örgüt üyesı olduğu-
nu bilmedığini belirterek "Ta ki
İslami Hareket operasyonu ola-
na kadar Aytunç'un bu örgütün
içerisindc olduğunu bilmiyor-
dum, sonra gazetelerden operas-
yon olduğunu ve Aytunç'un
aranır vaziyette olduğunu öğren-
dim" diye konuştu.
Dedeş. bu yılın ocak ayında
başlayan operasyondan sonra
nisan ayına kadar Ramazan
Aytunç ile bir ilişkisinin ol-
madığını belirttiği ifadesinde,
Aytunç'un nisan ayı içerisinde
tarihinı tam anımsamadığı bir
Ataşe ÇağlarYücel toprağa verildi
ANKAFL\ (Cumhuriyet Bürosu) - Bağdatta
uğradığı silahlı saldında yaşamını yitiren Bağ-
dat Büyükelçiliği İdari Ataşesi Çağlar Yücel'in
cenazesi dün Dışişleri Bakanlığı Şehitliği'nde
toprağa verildi.
Yücel için Dışışlen Bakanlığı önündedüzen-
lenen törene Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin.
Devlet Bakanı Nuran Tekinel. Anayasa Mah-
kemesi Bakanı Yetka Güngör özden. Dışişleri
Bakanılğı Müsteşan Özdem Sanberk. Başba-
kan eski Yardımcısı Elrdal İnönü ve Yücel'in ai-
lesi ile Irak'ın Ankara Büyükelçisı Raffi Mic-
wel El Tıkriti katıldı.Çetin, törende yapüğı ko-
nuşmada, Çağlar Yücel'in şehit edilmesi konu-
sundaki açıklamalar ve gerekçeler ne olursa ol-
sun, olayın özünün terorizm olduğunu belirte-
rek. "Bu terörist saldırıyı nefretle kınıyoruz.
Irak hükümetinden de suçiulan süratle > e en ağır
şekilde cezalandırmasını bekliyoruz" dedı.
Yücel'in yakın arkadaşı Cnal Kayseri de
"Bazı ülkclerde can güvenliğimiz bulunmuyor.
Bu ülkelerden can güvenliğimizi sağlamalarını
bekliyoruz. Çağların terörün bizden kopardığı
son şehit olmasını diliyoruz" diye konuştu.
Yücel'in cenazeM Kocatepe Camii'nde
kılınan cenaze namazıiıdan sonra Cebeci Asri
Mezarlığı'ndaki Dışişlen Bakanlığı Şehitliği'-
nde toprağa venldi.
110 sağlık personeline işten çıkarma
• Baştarafi 1.Sayfada
ünitesi ve ameliyathanenin de
aralannda bulunduğu bütün
servisleri dolaşan polisler per-
sonele kimlik kontrolü yaparak
listede isimleri bulunanlan dı-
şanya çıkardı. Öğle tatilinde
içeride bulunan diğer personel
de yemek boykotu yapü. Dev-
rimci Sağlık İşçileri Sendikası
Başkanı Doğan Halis, yemek-
hanede yapüğı konuşmada,
hastane yönetiminin çahşanlar
üzerinde bir sendikasızlaştırma
politikası izlediğini belirterek.
"Avrupa standartlannda hasta-
ne kurup, astronomik tedavi üc-
retleri alan ancak personeline
çağ dtşı ücretler >eren yönetimin
bu çabası boşa çıkacaktır. Sen-
dikasız hiç bir işçinin çalışma-
ması gereken bu dönemde bi/ler
mücadelemizle, sendikamızı da,
toplu sözleşmemizi de, grev
hakkunızı da elde edeceğiz."
dedi.
Bunun üzerine boykotta bu-
lunan personel, "Sendika
hakkımız, söke söke alınz". Ya-
şasın sendika, atılanlar alınsın"
şeklinde alkışlı sloganlar attı-
lar. Personel daha sonra. atılan
arkadaşlanna destek vermek
amacıyla hastane dışına çıka-
rak arkadaşlarının yanında yer
aldılar.
SHP Şışli İlçe Başkanı Mu-
ammer Keskin'in de aralannda
bulunduğu partililer, Tüm Sağ-
lık-Sen ve Kamu Çalışanlan
Sendikalan Platformu üveleri
de atılan personele destek ziya-
retinde bulundular. Sendika
Başkanı Doğan Halis. İstanbul
Valiliği ve Emniyet teşkilatırun
hastane yönetımiyle ışbirliğı
içinde olduğunu belirterek,
•'hakkımızı arayan bizler polis
saldırılarına maruz kaldık. has-
tane vönetimi ve Cem'i Demi-
roğlu, işçilerin yasa, anayasa ve
uluslararası sözlesmelere daya-
nan haklannı çiğnemiştir.
Demiroğlu. Haseki Hastanesi
\e İstanbul Lniversitesi kardi-
yoloji Bolümü'nden kişisel ilişki
ve idari yetkilerini kullanarak
çağırdığı memuıiarı hastanede
yasadışı bir şekilde çalıştırmak-
tadır. Cem'i Demiroğlu'nu, Tür-
kiye Cumhuriyeti yasalannın
üzerinde bir nüfuz sağladığı için
gün evine geldiğini ve İslami
Hareket operasyonu ile kendı-
sinin maddi sıkıntısı hakkında
konuştuklannı kaydetti.
Aytunç'un lemmuz ayı orta-
lannda Kenan ısminde bir şahı-
sla evine yeniden geldiğini bildi-
ren Dedeş, sonraki gelişmeleri
şöyle anlatü:
"Kenan maddi sıkıntımın gi-
derilmesi ve içinde bulunduğu-
muz davaya hizmet edebilmemiz
için bazı işlerin yapılması gerek-
tiğini, bu işin de araba teslim işi
olduğunu, geniş açıklamayı, bi-
zimle tanıştıracağı şahsın anla-
tacağını söyledi. Ve tanı-
şacağımız kişinin Kadıköy Bü-
yük Postahanesi arkasında bu-
lunan Telas Cafe'ye geleceğini,
birbirimizi tanıy abilmemiz için
elimizde bir Cumhuriyet gazete-
si götürmemizi söyledi. Ertesi
gün saat 11.00'de elimizde Cum-
huriyet gazetesi ile beraber git-
tik. Tahminen 15 dakika sonra
bize bahsedilen şahıs geldi.
'Merhaba ben Erdal' dedi ve
araba tescil işlerini nasıl yapa-
cağunızı anlattı."
Dedeş, kendisini Erdal ola-
rak tanıtan kişinin gerçek ismi-
nin, yine aynı operasyonda ya-
kalanan Zeki Deniz olduğunu,
emniyette öğrendiğını kaydetti.
Dedeş. bu işlere neden
kanşıığını ise "Bu işleri, içinde
bulunduğum davava hizmet ol-
sun diye, yani laik düzeni yıkıp
teokratik düzene dayalı sistemi
getirmek için maddi katkıda bu-
lunmak için yapıyordum" dedı.
Dedeş. İstanbul DGM Savcı-
hğı'nda verdiği ifadesinde de
emniyette verdiği ifadesinin.
"örgütle ilişkiü olduğu" bölüm-
leri hariç, lümünü kabul etfğını
belirtti.
Dedeş, kendisine yöneltilen
suçu kabul etmediğini sözlerine
ekledi.
tebrik etmek isterim. Demokra-
siden yana olan tüm kişi >e kuru-
luşları day anışmaya çağırıyo-
rum. Bu arada yönetim, perso-
nele yeni yılda zam yapma ka-
ran aldığını bildirerek, bizlerin
de iyiniyet sahibi olmay an, işleri
sabote eden ve pazaıiesi günü
eylem yaparak hasta girişlerini
engellediğimiz için işten
çıkanldığımızı bildirmiş. Bun-
ların hepsi yalan. Zam yapacak
yönetim bugüne kadar neden
bekledi?"dedı.
Öte yandan DİSK Genel
Başkanı Kemal Nebioğlu, has-
tane yönetimi tarafından işten
çıkanlan personeün durumunu
anlatmak için bugün İstanbul
Valisi Hayri Kozakçıoğlu'yla
görüşecek.
Büyükerşen'in üniversiteye dönüş yolu kapandı
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - DYP
Eskişehir Milletvekili fbrahim Yaşar De-
delek ve Afyon Milletvekili Ethem Kelek-
çi ile ANAP Eskişehir Milletvekili Mus-
tafa Balcılar'ın. Danıştay karan uyannca
görevden alınan Anadolu Üniversitesi
eski Rektörü Yümaz Büyükerşen'i kur-
tarma teklifleri TBMM Milli Eğitim Ko-
misyonu'nda reddedildi. Tekliflere yalnı-
zca DYP'li Kelekçi olumlu oy verdi. Tek-
lifler. Başbakan Tansu Çiller ile DYP'li
mılletvekiHerini. Milli Eğitim Bakanı
Nevzat Ayaz ile YÖK Başkanı Mehmet
Sağlam'ı karşı karşıya getırdı.
Milli Eğitim Komisyonu'nun dünkü
toplantısında. yasa teklifleri ele alındı.
Başbakan Çiller, komişyona gönderdiği
hükümet görüşünde. YOK Yasası'na ek-
lenen "İki dönemden fazla rektörlük yapı-
lamaz" hükmünün. değişikliğın yürür-
lüğe girdıği tarihten önce rektör seçiimiş
olanların rektörlük süre ve dönemlennı
kapsamaması gerckliğını bildırdı. Çiller.
bunun. yasalann ileriye dönük olma ilke-
sine uygunluk ve hızmctin kcsintisiz dc-
vamlılığını sağlamak yönünden yararlı vc
zorunlu olduğunu belirtti. Milli Eğitim
Bakanı Nevzat Ayaz da Çiller'in ılettiğj
hükümet görüşünü savundu ve yasanın
yürürlüğe şrdiği tarihten önce seçilenle-
rin rektörlük süre ve dönemlerinin bu
hükmün kapsamı dışında tutulması ge-
rektiğinı anlattı.
SHPh Ali Lyar ile Lral Köklü, Danı-
ştay karannın uygulanmasının Eskişe-
hir"dc üzüntü. İstanbul'da ise sevinç ya-
rattığını belirterek kişiler için yasa çıkan-
lmasının hukuka ters düşeceğinı söyledi-
ler. Büyükerşen'in başanlı hizmetler ver-
diğini bildıren SHP'lı üyeler. konunun
Danıştay'ın gündeminde bulunduğuna
dikkat çekerck teklifın kabul edilmesinın
Danıştay'a by-pass anlamma geleceğini
söyiediler. DYP Gaziantep Milletvekili
Ayvaz Gökdemir ise Başbakan ile Milli
Eğitim Bakanı na ters düşerek teklifın ka-
bul edilmesinin TBMM"yi yaralayacağını
söyledi. Gökdemir. bu düzenlemenin
1946-1960 ve 1973'tedeyasada bulundu-
ğunu. ABD'de başkanlar için de uygu-
landığını anımsatarak. "Hukuka aykın
bir uygulam?nın sürdürülmcsi saltanat gö-
rüntüsü >erebilir. Bir kişi için kanun çıkan-
rsak bölge milliyetçilip için karar çıkan-
yor duruma düsebiliriz" diye konuştu.
Rektörlere süre sınırlaması getiren
hükmün yasaya konufmasını sağlayan
İstanbul bağımsız milletvekili Tunca Tos-
kay da kişiler için yasa çıkanlamaya-
cağını belirterek yasaların kamu yaran ve
genellık ılkesıne uygun olması gerektiğıni
söyledi. Toskay. Yılmaz Büyükerşen ve
Cem'i Demiroğlu ile ilgili konunun yargı-
da bulunduğuna dikkat çekerek anaya-
sanın 138. maddesine göre \argıda olan
bır konu için yasa çıkanlamayacağını bil-
dırdi.
Bakan Ayaz'a ters düşen YÖK. Baş-
kanı Sağlam da iki rektörü görevden aldı-
klan yorumlannın gerçeği yansıtmadı-
ğmı, Danıştay karannı uyguladıklannı
söyledi. Karan uygulamada aceleci dav-
ranmadıklannıanlatan Sağlam, "L'ygula-
nan bir mahkeme karannı değiştirmek hu-
kuk devietine yakışmaz, hukukla bağdaş-
ma/" dedı. Teklif sahibi Ethem Kelekçi
ısc benzer kısıilamanın mılletvekılleri ıçın
de konulmasını önerdı.
Tartışmalardan sonra. yasa önerileri
Kelckçi'nın olumlu oyuna karşın 9 oyla
reddedildi.
Rusya olayı akılcı
biçimde incelenmeli
VAHİTHALEFOĞLU
£sAı DLçışlerı Bakanı
1949 yılında Moskova'da ilk defa görev yapıyordum.
Türk-Sovyet ilişkileri en düşük noktasındaydı. Rejimin dost
sayılmayan bir ülkenin temsilcilerine karşı sergilediği nahoş
manzara ve davranışın, hemen her gün tanığı ve muhatabı
oluyorduk.
Moskova'da 1965-66 ve 1982-83 yıllannda büyükelçilik
yaptım. Hava tamamıyla değişti. Ondan sonraki yıllarda da
Sovyetler Birliği'ne çeşitli ziyaretlerde bulundum. En son zi-
yaret bu yılın mayıs ayında Moskova ve Leningrad'a, yeni
adıyla St. Petersburg'a oldu. Dışişleri Eski Bakanlan Dünya
Konseyi'ni kurmak üzere davet edilmiştim. Her iki kentte
eski ızlenimlerimi tazelemek fırsatını buldum. Yurda döndü-
ğümde edindiğim bu ızlenimleri bir cümlede topladım: Şekil
açısından birçok şey değişmış. içerik bakımından ise her şey
eskisi gibi.
Eski çar, yeni çar
1949'da Moskova'da iken okumakta olduğum Time der-
gisinde Rusya ile ilgili bir makalede yayımlanan iki fotoğrafı
evde çalışan hizmetçiye gösterip bunlan tanıyıp tanımadığını
sorduğumda, gülerek şu yanıtı verdi: "Tabii tanıvonım." 2.
\ikolay"ı göstererek "Bu eski çar" dedikten sonra Stalin'ı
göstererek "Bu da yeni çar" dedi.
1984 yılı VVashıngton'daki NATO Dışişlen Bakanlan
Konferansf nda o zamanki ABD Başkanı RonaM Reagan'ın,
kabinenin toplantı odasında bakanlan kabulunde. ABD Dı-
şişleri Bakanı'nın teklifı üzerine yaptığım konuşmada bu
fikrayı anlatrruş, arkadan da "Bugün de Çernenko ile (o za-
man başkandı) Büyük Petro'nun resimlerini sokaktaki adama
gösterseniz aynı cevabı alırsınız. Onlarda değişen sadece isim-
lerdir, şekiklir. Muhtevada, özde, düşünce sisteminde değişen
bir şey yoktur. Değişen bizleriz, ancak onlar değişiyor sanıvo-
nız" demiştim.
Her şey değişti mi?
Pekı Vlihael Gorbaçov ve Boris YeltsinMe Rusya'da her şey
değişti mi? Bu soruya "evet" diyebilmek çok zor. Yüzyıllar
boyunca totaliter bir sistem altında yaşamaya alışmış bir
toplumu, bırkaç yıllık kısa bir sürede parlamenter demokra-
siye ve pazar ekonomisine intikal ettirmenin ne derece zor
olduğunu son gelişmeler gözler önüne sermıyor mu?
Gösterilen bütün sempatiye. yavaş ve sınırlı da olsa yapı-
lan bütün yardımlara rağmen Gorbaçov yerini koruyamadı.
Gorbaçov'a karşı yapılan darbeyı kabul etmeyen Yeltsin.
hürriyet ve demokrasi kahramanı ilan edildi. Hatta parla-
mentoyu topa tutmasına göz yumuldu. Batı'da destek ve iti-
bar gördü. Daha mürekkebi kurumamış AKKA Anlaş-
ması'nı çiğnemesine yeşil ışık yakıldı. Sonuç ne oldu? İşte or-
tada. Son seçimlerde durum bütün Baü'da. hatta dünyada
şok etkısi yarattı. Amerika'dan Alaska'yı geri almayı düşü-
nen, Türkiye'yi nerede ise tasfıye ederek Irak ile sınırdaş ol-
mayı hayal eden ve daha bir sürü ipe sapa gelmez düşüncelen
olan Jirinovski ve partisi, seçimlenn galibı olarak ortaya
çıktı Onu destekleyenlerin başında da askerler geliyor ki bu
nokta son derece önemlidir.
Rus tarihinin akla hemen gelen iki çan vardır: Biri Kor-
kunç Ivan, diğeri bizim "Deü" dediğımiz Büyük Petro'dur.
Onlann arkasından gelen çarlar, Komünist Partisi genel
sekreterleri ve son olarak başkanlar. bunlardan ya birincisi-
ne benzerler (Stalın gibi) veya ikincisine benzemeye çalışı-
rlar, vehayut ikisinin kanşımıdırlar. Acaba Yeltsin kıme
benzeyecek ve ne yapabilecek? Rus toplumunun arzulanan
düzeye ulaşabilmesi için daha birçok zorluklan göğüslemesi
ve fedakarûklara katlanması gerekecektir. Bizlerin de arzu-
lanmızı ve umutlanmızı gerçek gibi görerek aceleci kararlara
varmadan. sağlıklı ve akılcı tahîıller ve ıncelemeler yaparak
doğru teşhislere yönelmemiz lazımdır.
Dünyanm bugün Rusya'daki seçimler karşısında geçirdiği
şok. bir taraftan özlemleri ile gözlemlerini kanştırmasından.
dığer taraftan da doğru ve akılcı tahli1lerle bir sonuca va-
ramamasından veya varmak istememiş olmasından kaynak-
lanmaktadır.
Jirinovski, Rusya'yı
maceraya sürükleyebilir
Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV
Rusya'daki son seçimlerde y elpazenin en sağında görünen
Lıberal Demokral Parti'nin önderi Madimir Jirinovski ile
bırkaç yıl önce Moskova'da evinde görüşmüştüm. Yeltsin'i
Cumhurbaşkanlığı'na getiren oylamada yüzde 7.8 ile üçün-
cü gelmişti. Komünist Partisi'ne hiç girmemiş. ama ona mu-
halefet de etmemişti.
Banda aldığım konuşmasında. sosyalizmin temelde adalet
düşüncesinden kaynaklandığını. 1920'lerin ilk Sov^et hükü-
metlerinin halka yakın kararlar aldıklannı, ancak parti bü-
rokratlannın kısa sürede yabancılaştıklannı söylüy or. aynca
ülkenin bir de Yakutlann. Tatarlann. Başkırtlann başlannı
alıp gıtmeye hazırlanmalanyla bölünme tehlikesiyle karşı
karşıya olduğunu ıleri sürüyordu. Tırinovski seçmenin, si-
lahlı kuv vetlerin bır kısmıyla birlikte, ilerde kendisine destek
vereceğini belirtiyordu.
Rusya'daki siyasi partiler ve sayılan yüzlere varan grup-
laşmalar üç ana akıma indirgenebilir: (I) Yeltsin'i başkanlı-
ğa götüren Demokratik Bloİc. (2). "kızıl-kahverengi muhale-
fet" diye de bilinen aşın milliyetçi-neokomünist ittıfakı ve (3)
zayıf merkezci güçler.
Jinnovskı ve partisi ikinci seçenek içinde yer aiıyor. Özel-
likle yayılmaa dış politikasıyla bazı eski Sovyet cumhuriyet-
lerini ve Batı'yı ürküten Jirinovskı'nin Rus halkına ulusal
gururu ve dev letin kay bolan iç ve dış say gınlığını geri getirme
mesajını verdiği ve bu arada günlük sorunlan çözme vaatle-
rinde bulunduğu anlaşılıyor.
Onu hayalci ve şansı olmayan bir aşın uçgörenlenn. aldığı
oy desteğiyle pekala "meşrulaşabileceğini" unutmamaları
gerekir. Hiçbir Rus polıtikacısı nükleer silahlann kullanıla-
bileceğini bu denli açık söylememiştir.
Böyle bir çizgi. Türkiye de dahıl. dış dünyaya güven ver-
miyor. Ruslan da Afganistan örneğinin çok daha ötesınde
nıaceralara sürükleyebilir.
İLAN
T.C.
KAYSERİ 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı: 1991 298
Davalı Ahmet Osmanoğlu 67.DY.634 plaka sayılı vasıtanın sürü-
cüsü olup. Zonguldak ili. Ereğli ilçesı, Yukan Horalar köyü ve daha
sonra tespit edilen Zonguldak ilı. Alaplı Yalı Petrol yanı Tuz Fabri-
kası'nda çalıştığı bildirilen. ancak her iki adresten de yaptmlan zabıta
tahkıkatında kendisımn bulunamadığı gibi tebliğe yarar açık adresi-
nın de tespitı mümkün olmamıştır.
23 2 1991 tarihınde Ahmet Osmanoğlu yönetimındeki 67.DY.634
plakah araçla 38.EK. -943 plakalı araan çarpışması sonucu meydana
gelen trafik kazasından dolayı hakkında alacak davası açılmış olup.
davalı Ahmet Osmanoğlu'nun 3.2.1994 günü saat 09.00'da duruşma-
da bizzat bulunması veya kendisini bir vekille temsil etürmesi. aksi
takdirde dava yokluğunda görülüp yokluğunda karar verileceği hu-
susunda davadilekçesi kendisine ilan yoluyla tebliğ olunur. 2.12 1993
Basın: 53232
Nüfus cüzdanımı. öğretmen
pasomu kaybetüm.
Hükümsüzdür.
EYÜPŞE\TÜRK
Hüviyetımı. ehliyetimi,
öğretmen pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür.
ZEKİYESALTAŞ