Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ARALIK1993 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sendikalaşmadaen gerilerdeyiz• Dünyada sendikalaşma oranında demokratik
ülkelerin çok gerisinde olan Türkiye, ABD ve
Japonya gibi dev ülkelerle aynı grupta yer alıyor.
ABD'de yüzde l4olanoranTürkiye'deyüzde 11.3.
• Sıralamanın en üst grubundaki yüzde 80-90'dan
oluşan dilimde ise Finlandiya ve İsveç sendikal
örgütlülükte başı çekiyorlar.
YILMAZ KARABACAK
Başta Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) olmak üzere çe-
şitli verilere dayalı olarak ger-
çekleştirdiğimiz araştırmaya
göre uluslarötesi tekelleriyle
dünya sanayi üretiminin dörtte
birini gerçekleştiren Amerika
Birleşik Devletleri ile tek boy
ölçüşebildiğinıiz alarun sendi-
kalaşma oranlannda olduğu
görülüyor. Dünya ülkeleri sen-
dikalaşma oranlan sıralama-
sında ABD yüzde 14. Türkiye
ise yüzde 11.3"le aynı grubu
paylaşırken. Botsvana, Kenya,
Malezya, Nijerya, Filipinler.
Peru ve Zambiya grupta bulu-
nan diğer ülkeler arasında yer
alıyorlar. Bunu yüzde 10'nun-
da altındaki grupta bulunan
diğer azgelişmişler izliyor. Sıra-
lamanın en üst grubunda yüzde
80-90'dan oluşan dilimde ise
Finlandiya ve İsveç sendikal ör-
gütlülükte başı çekiyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri"-
nde 1827'li yıllarda. yerel ve
bölgesel düzeyde örgütlenmeye
başlayan sendikalar, 1914 yılın-
da çalışanlann yüzde 10"unu.
ülkenin en büyük sendikal ör-
gütü (CIO) Endüstri Örgütleri
Birliği'nin kurulduğu 19351er-
de ise, çalışanlann yüzde 30-
una karşılık gelen yaklaşık 12
milyon işçiyi bünyesinde bann-
dınr duruma gelmışler. Ancak
1970'lerde de yüzde 30'lar dola-
yinda olan sendikalaşma oranı.
1980'lerin başında yüzde 20'-
lere. 1992 yılı rakamlanna göre
ise yüzde 14'ler düzeyine yani
hemen hemen yüzyılın başla-
nndaki düzeyedüşmüş bulunu-
yor.
Sendikasızlaşmada birincili-
ği, hammadde kaynağı ve pazar
olarak kullandığı. az gelışmış
ülkelerle paylaşan ABD'de,
1980'li yıllarla başlayan işçı ör-
gütlülüğündeki düşüşün, 1990
yılında GSMH'da gerçekleşen
• Kim hangi grupta? 1
Sendikalaşma
oranlannda
dilimler(%)
90-80
80-70
70-60
60-50
50-10
40-30
30-20
20-10
10dan asağı
Kavnıık ILO '
Ülketer
Finlandiya, İsveç
Belçika, Danimarka
Avusturya, Lüksefnburg, Norveç
Avustralya, Irlanda,
Italya. Ingıltere
Almanya, Yenı Zelanda
Arjantın, Barbados, Kanada,
Şilı Fijı, Yunanıstan, Guyana.Hollanda,
Sıngapur Srılanka, Isviçre.Venezuella
Kolombıya, Mısır, Fransa, Gabon,
Jamaıka, Meksıka, Portekız
Ispanya, Trınadat ve Tabogo
Botsvana, Brezilya, Kostarika, Ekvador.
Kenya. Malezya. Nijerya, Panama,
Peru Filipinler, Zambiya, Türkiye, ABD
Bangladeş. DomınikCumhuriyetı. Haitı,
Hındıstan, Endooezya, Nepal, Pakıstan,
Papuva. Yeni Gıne, Senegal. Tayland, Togo
l'luslararası Çalifma Örgütü)
yüzde 2.5'luk artışa rağmen.
ücretleri aynı yıl yüzde 1.9.
1991 'de yüzde 1 .'8 ve 1992 yılın-
da yüzde 1.5 orarunda geriletti-
ğine dikkat çekihyor.
Sendikalaşma oranlanndaki
bu düşüşün en önemli nedenleri
arasında işsizlik artışının başlı-
ca etken olduğu çeşitli çevreler-
ce kaydediürken. çoğunluğu
orta sınıf değerlerine sahip
Amerikan işçisinin sendikalara
ilgisiz kalmalan, örgütlenmede
getirilen yasal zorluklar, sendi-
ka karşıtı olarak yapılan istih-
damlar, taşeron işçi çalıştırmak
gibi konulannda bu olumsuz
sonucu sağlayıcı diğer etkenler
arasında yer aldığı görüşü öne
sürülüyor.
ABD'de uygulanan sosyo-
ekonomik politikalann eleşti-
rildiği. diğer bazı kaynaklarda
ise "1980'li yıllarda durgunluğa
giren Amerikan ekonomisinde-
ki istikrarsızlık, isühdam yara-
tıcı sermaye varlıklanna yatın-
mı riskli hale getirmiş, karlann
artan bölümü mali yatınmlara
yöneltilmiş öte yandan neo li-
beral ekonomi polıtikalan uya-
nnca da işgücü maliyetini düşü-
rücü her türlü önlem alınırken.
sendikal hareketi zayıflatıa uy-
gulamalar da milli gelir içinden
ücretlilerin aldığı payın azalma-
sma neden olmuştur" şeklinde
değerlendirmeier yapılıyor.
Ulkemizde ise 12 Eylül'ün
sendikal örgütlülüğe indirdiği
darbeyi Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı'nca yayınla-
nan resmi rakamlarda dahi
açık olarak gözlemlemek müm-
kün. Bu verilerde 1950-1980
arası 30 yıllık döneme bakıldı-
ğında 1950 yılında 9 bin 86 işye-
rinde çalışan 292 bin 606 SSK'lı
işçiden 76 bini 88 ayn sendika-
ya üye gözükürken bu rakam-
lann, demokrasinin Filistin
askısına alındığı iki askeri ara
rejim dönenıine rağmen 1980
yılında 994 bin 732 işyerine. 2
milyon 204 bin 807 SSK'lı işçi-
ye, 733 sendikaya ve 5 milyon
721 bin 74 sendikalı işçiye yük-
seldiği kaydediliyor. 12 Eylül'ü
izleyen 1981, 1982 ve 1983'lü
yıllarda bu rakamlara ilişkin
hiçbir kayıt bulunmuyor. Yine
aynı kaynaklarda 1984 yılı ka-
yıtlan sigortalı işyeri sayısını
%1 bin 743. SSK'lı işçi sayısını
2 milyon 439 bin 16, sendika sa-
yısını 90, bu sendikalara üye işçi
sayısını ise 1 milyon 422 bin 271
olarak gösteriyor. 1984'ten
I993*e gelinen noktada günü-
müz rakamlan sendikalı işçi
sayısını 2 milyon 254 bin 271
olarak ifade ediyor. Başka bir
anlatımla 1971 "lerdeki 631 sen-
dikaya üye. 2 milyon 362 bin
787 sendikalı işçı sayısına ancak
ulaşabilmişiz. Bunun yanısıra
12 Eylül'ün sicilini kabartan
2821 ve 2822 sayıh Sendikalar
Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi
Grev ve Lokavt Kanunu'na gö-
re sendikalara üye olmasına
rağmen 1 milyon 300 bin işçi
toplu iş sözleşmelerinden yarar-
lanamadığı gibi grev yasağı
kapsamında bulunuyor.
ILO sıralamasının genelin-
den çıkanlan sonuca bakıldı-
ğında çalışanlar arasında yüzde
yüz sendikal örgütlülüğe ulaşa-
bilmiş ülke bulunmazken,
90-40 arasındaki ana dilimde
bulunanlar parlamenter de-
mokrasinin işlerlik kazandığı
ülkeler arasında yer abyor.
40-10 arasındaki ikinci ana di-
limde bulunan Japonya ve
Amerika Türkiye'nin de içeri-
sinde bulunduğu az gelişmiş
ülkeler grubundalar. Tek farkla
onlar iki" süper" devlet. Sendi-
kasızlaştırmada kendilerine
özgü yöntemleri var.
ARAYIS
• •
Üniversitede
Türk-Fransız
ışbırligı
• Galatasaray Üniversitesi dışa
açıldı. 7 Fransız üniversitesiyle ortak
çalışma. ders programlannın
oluşturulması,araştırma programlan
uygulanması ve öğretim üyesi
değişimini içeren bir protokol
imzalandı.
İSTANBL L (AA)I - Galatasaray Üniver-
sitesi ile Fransa'nın öndegelen 7 üniversite-
sı arasında. ortak çalışma. ders programla-
nnın oluşturulması, araştırma programlan
uygulanması ve öğretim üyeleri değişimi
konusunda işbirliğini öngören bir protokol
imzalandı.
i Gslatasaray Lısesi Tevfik.Fikret Konfe-
rans Salonu'ndakı imza töreni, Sorbonne
Cniversitesi Ekonomi Bölümü Dekanı
Prof. Dr. Ahmet Ünsal. Paris Üniversitesi
Siyasal Bilimler Okulu Dekan Yardımcısı
Prof. Dr. Françoise Sauvage, Aix Marseil-
le Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Michel Giraud. Pıcardie Üniversitesi Rek-
tör Yardırncısı Prof. Dr. Bernand Disbo-
urg. Lille Üniversitesi Matematik ve En-
formasyon Bölümü Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Vincent Gordonnier, Paris Üni-
versitesi Uluslararası Bilgi İşlem Bilimleri
Dekanı Prof. Dr. Nesim Fintz ve Grenoble
Politeknik Yüksek okulu Dekanı Prof. Dr.
Gerard Gognet ile Galatasaray Üniversite-
si Rektörü Prof. Dr. Yıldızhan Yayla ara-
sında gerçekleşti.
Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Yayla. protokolü imzalayan Prof. Dr.
Ahmet İnsel ile Prof. Dr. Nesim Fintz'in
GS Lisesi mezunu olduğunu belirtti.
Sorbon Üniversitesi Rektör Yardıması
Prof. Dr. Pierre Lemier de Galatasaray
Üniversitesi ile Fransız üniversiteleri ara-
sında imzalanan protokolün, Fransa'nın
çok önem verdiği eğitim projesinin bir par-
çası olduğunu kaydetti.
Galatasaray Üniversitesi
Devlet okulu olmasına rağrnen, özel bir
statüsü bulunan Galatasaray Üniversitesi,
Galatasaray.Eğitim ve Öğretim Kurum-
lan'nın (GEÖK) bir parçası olarak Türki-
ye ve Fransa arasında yapılan kültür anlaş-
malan çerçevesınde kurulmuştu.
1952 tarihli Türk-Fransız kültür anlaş-
ması çerçevesinde Fransa Devlet Başkanı
François Mitterrand ve merhum Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın katıldığı bir imza
töreni ile kurulan GEÖK, ilkokuldan. üni-
versite ve lisansüstü eğitime kadar uzanan
bir eğitim zincirini öngörüyor.
Üniversite, 11 Ekim 1993 tarihinde
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tara-
fından açılarak eğitime başlamıştı.
Nefesnefesefoto-maraton
İstanbul Fotoğrafve Sinema Amatörleri Derneği'nin
(İFSAK) 9. İstanbul Fotoğraf Günleri kapsamında
düzenlediği Foto-Maratoru fotoğraf se>erlere nefes
nefese bir hafta sonu yaşattı. Cuma akşamr
öğrendikleri j arışma komısu "İstanbul'un semt
pazarları. tren istasv onları. eski e\ lerT'ni bir makara
filme 48 saatte sığdırma heyecanındaki 200
yanşmacı. İstanbullular tarafından ilgiyle izlendi.
Fotoğraf sanatçıları Halim kulaksız, Ibrahim
Zaman. Cem Çetin ve İFSAK Başkan Yardımcısı
Yüksel ErserteTden oluşan seçici kurulun karan 16
aralık perşembe günü Yakıfbank Sanat Galerisi'nde
açıklanacak.
(Fotoğraf: HATİCETUNCER)
Hak-İş, il idaresi
tasansını eleştirdi:
Valîlere
apoletsiz
komutanlık
veriliyor
• Hak-İş Genel Başkanı
Necati Çelik, hükümetin, il
idaresi yasa tasansının
demokratikleşmeye aykın
olduğunu belirterek,
valilere çok büyük yetkiler
verilmek istediğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Hak-İş Kbnfederasyöiu
Genel Başkam Necati ÇtBk.
hükümetm gündeminde bulu-
nan il idaresi yasasında değişik-
lik öneren yasa tasansının "de-
mokratikleşmeye aykırı" oldu-
ğunu savunarak, "Hükümet, bu
tasanyla bir kez daha sınıfta
kalnnştır"dedı.
• Çelik. dün düzenlediği basın
toplantısında, tasanyla vali ve
kaymakamlara "hükümetin tek
başına kullanamadığı yetkiler"
verildiğini ileri sürdü. Çelik,
olağanüstü halin olağanlaştınl-
dığını ifade ederek şunlan söy-
ledi:
"Bu tasarı. olağanüstü hal re-
jimini de aşarak adeta bir sivil
sıkıyönetim rejimi ihdas ermek-
tedir. Olağanüstü hali değiştir-
me. uzatma \eya kaklırma >et-
kisi TBMM'ye verilmiştir.
Halbu ki bu tasannın 8. ve 11.
maddesi ile vali ve kaymakam-
lar, Olağanüstü Hal Kanunu'-
nda olmayan meslek kuruluşla-
nnın, sendika \e vakıfların faali-
yetlerini düzenleme. arama
yapraa, 3 aya kadar kapatma gi-
bi hiçbir demokratik ülkede ol-
mayan yetkileri tek kişiye ver-
mektedir. Cumhurbaşkanı.
Başbakan ve hatta hükümetin
büe tek başına kullanamadığı
yetkiler vali ve kaymakamlarca
kullanılacaktır."
Çelik, tasannın koalisyon ve
hükümet programına aykın ol-
duğunu ileri sürerek. "Valiler ve
kaymakamlar, apoletsiz komu-
tan konumuna gcririlmek isten-
mektedir. De\let, terör yapmak-
tadır. Demokratikleşnıevi terör
kullanarak yasaklama cibetine
gitmeyi hedeflemektedir" dedi.
Işveriııde meslek lıastalıkları taraması
Yasal bakımın yapılmadığı koşullarda işverenin ödeyeceği meslek hastalığı tazminatı 1 milyara kadar yükseliyor
Globe Medikal, işyerlerine sağlık konusunda Barılı standartlar-
da çok çeşitli hiznîetier götürüyor. ,
Bilim Teknik - Sanayi kuru-
luşlannda, inli ufaklı işyerlerin-
de işçı sağhğına uyulması ve
önlemlerin ahnması yasal bir
zorunluluk. Ancak ulkemizde
binlerce işçinin sağlığa uygun
olmayan koşullarda çalıştığı ve
gerekli önlemlerin alınmadığı
bir gerçek. Bu durum, kısmen
çalışma yasasını bilmemekten;
kısmen işveren. işçi ve sendika-
nın bilinçsizliğinden; kısmen de
işyerinin vurdumduymazlığın-
dan kaynaklaruyor.
Ancak bütün bunlann fatu-
rası da pahabya ödeniyor. İşçi
sağlığından oluyor, bazen iyi-
leşmez hastahklarla ömrü geçi-
yor. işveren işgücü ve zaman-
dan kaybediyor. İşveren bazen
de milyarlk tazminat ödcmek
zorunda kalıvor.
Kurallara uyuJmaması ve iş-
yerlerinde periyodık meslek
hastalıklan denetimlerinin ya-
pılmaması sonucu meslek has-
talığına yakalandığını belgele-
yen işçiye işverenin ödemek
zorunda olduğu tazminat işçi
başına bu yıl. 750 milyonla I
milyar lira arasında değişiyor.
Şimdi aralannda meslek has-
talıklan uzmanlan da bulunan
21 sağlık bilimcisi. yasalann
öngördüğü işyeri ve işçı sağlığı
denetimlerini yapabilmek için
işyerinde arunda hizmet veren
Globe Medikal'i kurdular. 21
kişilik kadrolannda ikisi dahili-
ye ve meslek hastalıklan uzma-
nı olan 5 tıp doktoru, 1 kulak
burun boğaz uzmanı. toksiko-
lojide çalışan 1 kimyamühendi-
si, biyokimyacı. baİcteriyolog. 2
pratisyen hekim ve laboratuvar
teknisyeni bulunuyor. Globe
Medikal ekibinin "işçisağlığı
dispanseri" gibi donanımlı, ge-
zdci 2'si büyük 3 arabalan var.
Bütün hizmetleri işyerinde veri-
yorlar ve analiz raporlannı iş-
yerine hemen teslim ediyorlar.
Globe Medikal'ın işyerinde
hemen verdiği hizmetler: İşyeri
sahiplerine yasal ve sağlık ko-
nusunda brifing ve danışman-
lık: çalışanlann fiziki muayene-
si. işyerinin özelliğine göre
örneğin solunum fonksiyonlan
testi. 35x35 akciğer röntgeni.
gürültü etkilenmelerine karşı iş-
yerinde ve gezıci arabada he-
men odyometrik ölçüm, tüm
kan analizleri, toksikolojik tet-
kikler, örneğin kanda idrarda
tükrükte civa. kanda bakır.
kurşnn miktan analizleri. tüm
solvent analizleri. Sağlık Ba-
kanhğından belgeli olan ekip
işçilerin sağbk analizlerini yap-
tıktan sonra durumu işyerine
raporla bildiriyor ve meslek
hastalıklan hastanesine sev-
kedilmesi zorunlu olan işçiler
varsa bunlan belirliyor. Gere-
kirse işyerinde yasal periyodik
sağlık bakımlannı üstleniyor.
Bir kaç örnek verirsek: Kur-
şunla çalışan bir akü fabrika-
sında çalışan işçilerin yasal ola-
rak üç ayda bir periyodik
bakımdan geçirilmesi zorunlu.
İşyerine ve işyerinde çalışılan
maddelere göre, odyometrik
(işitme analizleri) 6 ayda bir,
kan analizleri yılda 1 kez yapıl-
mak zorunda.
TOKTAMIŞ ATEŞ
Turban Sorunu
Turban (türban) sözcüğünün anlamı için sözlüklere
bakmadım, ama benim bildiğim 'turban', kimi hanımla-
rın tüm saçlarını örtecek bir biçimde başlarına giydikleri
bir tür geniş bere ya da şapka idi. Üniversitelerimize
YÖK düzeninin egemen olduğu 1980li yıllarda, başını
örten öğrencilerin eşarplarına 'turban' ve bu hanım kız-
larımıza da 'turbanlı' denir oldu. Yanlış olmasına karşın
yaygın bir biçimde benimsendi. Ben de bu nedenle aynı
yanlış sözcüğü kullanıyorum.
12 Eylül yönetimi; Atatürk'ün adını ağzından düşür-
mezken Atatürk'ün ilkelerini ayaklar altına alan ve Ata-
türkçülüğe en büyük zararı veren bir yönetimdi. Işte 'tur-
ban sorunu' da bu yönetim sırasında ortaya çıktı. Yasa-
ya; üniversiteöğrencilerinin başlarını bağlayamayacak-
ları konusunda bir hüküm koyunca, anlamsız ve hiç
istenmemesi gereken bir sürtüşme başladı.
öncelikle şunu vurgulamak isterim ki; karşımda başı
bağlı bir öğrenci görmekten pek mutlu olmasam da, ko-
lundan tutup dışarı atmayı da hiç düşünmem. Zira tartış-
masız bir biçimde düşünce özgürlüğünde.n yanayım. Ve
düşünce özgürlüğü; bireyin, Nasrettin Hoca'nın hindisi
gibi düşünmesi özgürlüğü demek değildir. Düşünce öz-
gürlüğü, ancak düşündüklerinin '7/ade edilebilindiği"
zaman vardır. Ister sözle. ister başörtüsüyle...
Başını örten genç kızlarımıza hiçbir itirazım yok. Bu
onların kendi inançları ve bu inanç dogrultusundaki ka-
rarlarıdır. Yani kendi bilecekleri bir şeydir. Ancak bu
konuda hiç hoşuma gitmeyen bazı şeyler var. Bunlar
üzerinde kısaca durmak istiyorum.
Bunlardan birincisi turbanın amacıyla' ilgili. Öğrenci-
lerimin inançları doğrultusunda giyinmelerine elbette
içbir itirazım olamaz. Bu hususu yukarıda da vurgula-
dım. Fakat bazı öğrencilerimiz inançları uyarınca başla-
rını örterek derse gelmek amacından çok, "siyasal bir
?oy"yapmak için, düzene meydan okumak için ve kendi
siyasal görüşlerini sergilemek için bunu kullanıyorlar
gibime geliyor.
Bizim okulda yok. ama kimi fakültelerde çarşaflı öğ-
rencilerederastlıyorum. Buçarşaflarınfarklı renkleride
oluyor. Bu farklı renkler farklı tarikatların simgesi imiş.
Henüz ben inceliklerini anlamadım, ama başörtüsünü
bağlama biçimi de farklı anlayışları temsil ediyormuş.
Böyle şey olmaz. Inanca saygı duymak ayn bir şeydir,
üniversiteleri siyasal gösteri alanına çevirmek bambaş-
ka bir şey. Bunun savunulacak bir yani yoktur.
Kaldı ki, (benim kişisel olarak saygı duymama karşın)
burada oyunun kurallan' dazorlanmaktadır Toplumsal
yaşam içinde birtakım biçimsel kurallar ve zorunluluklar
vardır. Bunlara uyulması gerekir. Üniversite öğrencile-
rinin üniformaları olmasa bile; nasıl giyinecekleri ya da
nasıl giyinmeyecekleri bellidir. Bunu herkes bilir. "Ben
hem çarşafımı giyerim hem de üniversiteye giderim"
denilemez. Eğer bu denirse, o zaman inançları doğrul-
tusunda başlarını örterek okula gelen insanlar da zor
duruma düşerler.
Biraz yukarıda "oyunun kurallarından" söz ettim.
Gerçekten her oyunun bir kuralı vardır. Futbol oynamak
üzere sahaya çıkarsanız, futbolun kurallan içinde kal-
mak zorundasınız. Topu elle tutamazsınız. Tutarsanız,
cezalandırılırsınız. "Ben hem futbol oynayacağım hem
de sıkışırsam topu elime alacağım" demeye kimsenin
hakkı yoktur.
Subay, subay gibi giyinmek zorundadır, hemşire,
hemşire gibi giyenecektir. Zabıtanın nasıl giyineceği de
bellidir, itfaiyecinin nasıl giyineceği de. Hekimin kılığı da
bellidir, hakimin kılığı da. Devlet memurluğu ve öğret-
menliğin kılık düzenlemesi yoktur, ama herkesin kafa-
sında belli bir ölçü vardır. Bunu fazla zorlamamak gere-
kir. Zorlanırsa, zorlayanlar zararlı çıkar.
Bugünlerde bir de kafasına sarık saran gençler ortaya
çıktı. Şimdilik okullarda görülmüyor, ama sanıyorum
göz alıştırıyorlar. Yakında okullarda da görülür.
Bunlann sarıklarının biçimleri ve renklerı de farklılık-
larını simgeliyormuş. Her tarikatın biçim ve rengi farklıy-
mış. Cübbelerini savura savura dolaşıyorlar. Gören de
bunlan din adamı falan sanıyor. Seyrek sakalları da var
elbette.
Allahım ne günlere kaldık? Aklımızı sen koru. Turban-
dan başladık, nerelere geldik. Ama bakalım daha neler
göreceğiz.
Soner için yardım kampanyası
Haber Merkezi -Zonguldak"ta bir kaza sonucu idrar yollan
ezilen ve hayatta kalabilmesi için yurtdışmda ameliyat olması
gereken 9 yaşındaki Soner Yılmaz için yardım kampanyası
açıldı. Zonguldak Belediyesi'nde işçi olarak çalışan Fikri
Yılmaz'ın oğlu olan küçük Soner'in öğretmenleri ve öğrenci
arkadaşlannın kendi aralannda 40 milyon lira
toplayabildikleri, gereken paranın iseyanm miKarlira olduğu
belirtildi. Küçük Soner için açılan yardım kampanyasında
Garanti Bankası Zonguldak Şubesi 6603783-9 numaralı
hesaba para yatınlabileceği belirtildi.
SBF'de 7 öğrenci gözaltında
• İstanbul Haber Senisi - İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler
Fakültesi'nden yedi öğrencinin gözaltına abndığı bildirildi. Siyasal
Bilimler Fakültesi öğrenaleri Mete Esen. Cihan Çabuk. İsmail
Durmaz. Deniz Çağn Uslu. Oğuz Erkan. Erol Şimşek ve Ali Eşki
dün akşam saatlerinde üniversite binasından çıkışta sivil polislerce
gözaluna alındı. Gözaluna alınan öğrenalerin arkadaşlan
yapüklan basın açıklamasında, sivil polislerin okul kantinini
işletenlerden avanta istediğini öne sürdüler. Sivil polislerin silahlan
ve telsizlenv le bırhkte aralanna girerek kendilerini taciz ettiğini
belirten öğrencıler, "Okullarda terörestirerek öğrencilerin eğitim-
öğretim haklannı gaspeden polislerin üniversitelerdeyeri yoktur"
dediler.
Akis'te işten çıkarma
• istanbul Haber Servisi- Geçen eylül ayında Türkiye"nin
gündeminde ciddi bir siyasi haber dergisınin eksıküğine dikkat
çeken ve bu eksiklıği gidereceği vaadıyle yayın hayatına başlayan
Akis dergısinde kanşıklık dinmedı. Dergjnin aylığa çevrilmesiyle
başlayan süreç. Ankara ve İstanbul bürolannda işten çıkartılan
toplam 11 muhabirinmasrafveihbartazminatlannın
ödenmemesiyledevam ediyor.
Devrimci Gençlik toplaüldı
• İstanbul Haber Senisi - Devnmcı Gençlik dergisinin 25'inci
sayısı DGM karanyla toplaüldı. Derginin üçüncü sayfasında yer
alan "Yenileceksiniz" başlıklı yazıda "sınıf ve bölge farklıhğı
gözetilerek halkı suç işlemeye açıkça tahrik", beşinci sayfadaki
"İnfazlara karşı birlikte mücadele etmeliyiz" başbkb yazıda da
"Terörle mücadeieye katılanlann kimüklerini açıkladıklan"
gerekçeleriyle toplatma karan verildiği belirtildi. Dergıden yapılan
yaalı açıklamada. "De\'letin geneldedevrimci-yurtsever başına.
özelde ise dergimize yönelik saldınlannı protesto ediyor,
gözaltında tutulan Ozgür Gündem gazetesi çalışanlannın bir an
önce serbest bırablmalannı istiyoruz'" denildi.
Adana'da molotof!u gece
• A DANA (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu) -Adana'da üç
işyerine molotofkokteyli atıldı. Olaylarda bir kişi yaralandı.
Denizli Mahallesi 329. Sokak'taki bir tekel bayiine atılan
molotofkokteylinden bayiin kardeşi Abdullah Aygün
yaralandı. Buolaydan hemen sonra Şakirpaşa Mahallesi 1100.
Sokak'taki Aytok Gıda işyerine molotofkokteyli atıldı.