Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14ARALIK1993SAU
12 DIZIYAZI
Ulus Gazetesi, 26 Şubat 1942 günkü sayısında "Şile açıklannda bulunan enkazda, 4'ü
ölü, l'i henüz sağ 5 kişi tespit edilmiştir" diye yaayordu
Ölüıııüııkıymadığı
'tek' yolcu
-3-
12 Arahk 1941'de Köstence'den her türlü
zorluğa karşın umutla başlayan, ancak 24 Şu-
bat 1942'de İstanbul Yön Burnu açıklannda
ölümle biten bu yolculuk ve bekleyiş sırasında
neler yaşandı?
Struma ile yolculuk etmenin ne demek oldu-
ğunu gördük. Dahası. bu gemi içinde 70 gün
beklemenin ne anlama gelmiş olduğunu da dü-
şünebilir ve bir ölçüde zihnımızde canlandırabi-
liriz. Ama acaba ne gibi somut olaylar yaşandı?
Eğer faciadan kurtulan o tek kişınin izi bulun-
masaydı ve Strumanın iki genç yolcusundan
Romanya'daki ailelerine göndenlen mektuplar
bugün elimızde olmasaydı, bunu hiçbır zaman
öğrenemeyecek. bilemeyecekük.
Struma'dan sağ olarak kurtulan bu tek kişi-
nin anlattıklan ve bu mektuplar trajedinin bir
yönüne ışık tutuyor bugün.
David Stoilar anlatıyor...
2
6 Şubat 1942 günlü Ulus gazetesinde
Struma'nın batması ile ilgilı bir haberde
şu satırlar yer alıyordu:
"... Dün 25.2.1942 tafihinde Şile'nin 6 mil batı-
smda denizde bir enkaz bulunmuş >e bunun 4'ü
ölü, btri henüz sağ beş kişi olduğu tespit edilmiş-
tir. Sağ olan yirmi-yirmi iki yaşlarında Davit is-
minde birisidir. Kendisi tedavi altına alınmış ve
ifadesinde Struma gemisinde bulunduğunu, ge-
minin bir torpile çarparak battığını söylemiş-
tk..."
Bu haberden sonra faciadan kurtulan bu tek
kişi ile ilgili başkaca aynntılı bir haber ve bilgiye
uzun bir siire rastlamıyoruz. Ancak aradan 30
yıl geçtikten sonra Maria Arsene'in Bükreş'te
1972'de yayımlanan "Struma" adlı kitabmın
362-367. sayfalannda "sağ kalan tek kişinin açı-
klaması" başlığı altında David Stoilar'ın ola>Lı
ilgili açıklamalannın yer aldığını görmekteyiz.
Ancak Stoilar'ın kendi ağzından yapılan bu
açıklamalann ne zaman, nerede, kime yapıldığı
belirtilmiyor. Kaldı ki Stoilann şimdi belirtece-
ğimiz açıklamalan ile de yer yer çelişkiler bulu-
nuyor
Oysa tarihçi Nicholas Bethell, yıllar sonra
David Stoilar'ı bulup konuştuğunda Stoilar'ın
yaptığı açıklamalar net ve kesin. Bethell. olayın
gelişimıni Stoilar'ın anlattıklanna dayanarak
ve onun ağzından yapılan açıklamalara da yer
vererek 9 Mart 1980 günlü The Sunday Times
Magazine'de yazmış bulunuyor.
Gemiye binmek için kıyasıya çaba
T
he Sunday Times Magazine'de "The
Man who Sunived the Struma" (Struma'-
dan Kurtulan Adam) başlığı ile yayımla-
nan bu yaada Bethell, Stoilar'ın Romanya'-
daki durumu. Yahudilerin nasıl korku içinde
yaşadıklannı, Struma'ya adım atabilmek içın
nelere katlandıklannı. gemiye binebilenlerin
nasıl acımasızca soyulup beş parasız bırakıldı-
klannı anlattığını belirtiyor ve onun söyledikle-
rine dayanarak diyor kı:
"Köstence'den ayrılalı daha 40 dakika olmuş-
tu ki Struma'nın makinaları bozularak stop etti.
Gemi. kendi başına sürüklenmeye başlamıştı.
Sabaha karşı bir römorkör belirdi ve gemije çı-
kan bir makinist. makinaları inceledikten sonra
onarabileceğini sövledi. Ancak bunun için para
istivordu. Sığınmacılar paraları olmadığı yanıtı-
nı verdiler. Her şeyleri Köstence'de ellennden
aiııunışt]. Makinist. işi parasız y apmay acağııu
söyleyince sonunda ellerinde kalan son değerli
varlıklarını vermeyi kararlaştırdılar. Makinist,
üç saatlik bir çalışma sonunda onarımı bitirdi ve
gemiden ücretini alarak aynklı. Bu bir torbaya
konuimuş 250 tane altuı nikah yüzûgüydü."
Trajik 70 gün
S
toilar'ın behrttiğine göre 70 gün süreyle
İstanbul'da Sarayburnu açıklannda bek-
letilen Struma'da tam bir trajedi ya-
şanmıştı. Bir kere yolcu taşımak için yapı-
lmamış olan bu gemide yatacak yer sayısının
azlığı yüzünden insanlar ya sırajla uyuyabili-
yorlar. ya da kimılen aynı yatağı paylaşmaya
çalışırken, kimilen de bir yerlere kıvnlıp kalı-
yorlardı. Üstelik hava çok soğuktu. bu soğukta
yaşlılar, çocuklar titreşip durmaktaydı. Bir süre
sonra geminin jeneraıörleri de çalışmaz olmuş-
tu. Onlan yaşama bağlayan tek şey, yollanna
devam edebilecekleri ya da karaya çıkmalanna
izin verileceği umuduydu.
Asıl işkence ise yolculan saran kuşkuydu.
Ya içlerinden biri ya da birkaçı şu ya da bu
biçimde bireysel olarak vc kendilerini. yazgıla-
nnı paylaşiıklan arkadaşlannı satarak kurtul-
. . .
maya kalkışırlar mıydı acaba? Böyle bir davra-
nış geride kalanlara zarar verme.yecek miydi?
Gerçekten de yolcular arasmda Ingiltere veya
Amerika için önem taşıyan birileri varsa onla-
nn soydaşlannı terk ederek kendi başlannın ça-
resine bakması. tümünün birden kurtulma
olasılığını azaltacaktı.
Kuşkular, tardşmalar...
B
u nedenle herkes birbirinden kuşkulan-
maya. kımsc kimseye güvenmemeye baş-
lamıştı. Öte yandan gemide her yıyecek
dağıtıldığında artık tartışmalar. kavgalar çıkıp
duruyordu.
Stoilar'ın açıklamalannın en çarpıcı bölümü
Ç E T I T K İ N
Stoilar, bu anı ve denizde v erdiği yaşam sava-
şımını şöyle anlatıyor: "İnsanüstü bir güç beni
havaya fırlattı. Birkaç saniye sonra suya çarptun
ve yine birkaç saniye sonra su yüzüne çıktım.
Havadan tahta parçalan yağıyordu. Gemiyi gö-
remedim. Tümüyle yok olmuştu. Su, buz gibi so-
ğuktu. Denizûi üsrû kendilerini kurtarmaya çalh-
şan kadın-erkek insanlarla doluvdu. Bunlar
Struma'nın parçalanan ahşap böiümlerinden
dtsarı fııiatılmışlardı. Geminin metal bölmelerin-
de bulunanlann riimü. bunların yolcularm üçte
ikisi olduğunu söyleyebilirim, anında boğulmuş-
lardı. Ötekilerin pek çoğu da çok çabuk öldüler."
David Stoilar, gemiden kopan' bir tahta par-
çasına tutanacak ve ertesi gün bir yük gemisi
Stoilar'ı görecek, hemen birkaç mil öledeki de-
pullan yapıştınlmış. Yakından inceleyince.
posta damgasının tarihinin 10 Mart 1942 oldu-
ğunu okuyabiliyoruz.
Demek ki Struma yolculan ile birlikte Karade-
niz'e gömüldükten iki hafta sonra Türkiye'den
postalanmışlar!
Adres: Bükreş Romanya...
Binnde şu satırlan okuyabiliyoruz:
"Sevgili Anneciğim.
... Başlarken yazmav ı hiç düsüıunediğim şeyle-
ri yazmış olarak mektubumu bitiriyorum... Belki
İstanbul çok güzel olabilir, fakat ne ben ve ne de
benim gibi genç olan Lazarescu, kenti doğru dü-
rust göremedik. O da benim gibi Yahudi cemaa-
tine ve postaneye ulaşabümek için denize atlaya-
rak Boğaz'a doğru yüzmek istemişti.
A dının
David Stoilar olduğu, faciadan ancak 30 yıl sonra, 1972*de ortaya çikan "ölüm yolcusu'nun "nerede, ne zaman ve
kime yaptığı bilinmeyen" açıklamalan, çelişkilerle doluydu. Oysa, aynı Stoilar'ın 9 Mart 1980 günkü The Sunday
Times Magazine'de yer alan açıklamalannda, şaşırtıcı bir netlik vardı. Hem de belleğinin 9 yıl daha yaşlanmış
olmasına karşın...
TA. he Sunday Times,
Stoilar'ın anlattıklanna
dayanarak, ölümün 70
günlük serüveninin
sonunu şpyle
anlatıyordu: "İnsanüstü
bir güç beni havaya
fırlattı. Suyun yüzüne
çıkabildiğimde havada
tahta parçalan
uçuşuyordu. Gemiyi
göremedim. Suda yüzen
cesetler, anında
ölenlerinkilerdi. Sağ
kalabilenlerin çoğu da,
çok çabuk öldüler...
Çünkü su, buz gibiydi..."
Stnıma yolcusu David Stoilar. David Stoilar 38 vıl sonra.
• • • * * • •
Öliiden gelen mekrup. Posta damgasmın tarihi
10Martl942'yi gösterijor.
geminin İslanbul'dan aynlmasının bıldirildiği
anla ilgili. Stoilar'ın anlattığına göre yolcular
direnişe gecmişler ve hatta birkaç polisı denize
bile atmışlar. Ama en önemlisi, Stoilar'ın belirt-
tiğine göre Struma'nın makınelcri çalışmadığı
için geminin römorkla çekilerek l urk karasula-
n dışına bırakılmış olması. Acaba Struma.
Türk makamlannca ölüme mi terk edilmişti?
Araştırmamızın son bölümünde bu sorunun
yanıünı vermeye çahşacağız.
Struma, o gece Saat 22.00 sıralannda Türk
karasulannın hemen dışında hareketsiz olarak
kendi başına kalacak. ertesi sabah 09.00 sırala-
nnda da bugüne dcğın kimlığı belirlenemeyen
bir denizaltı tarafından torpillenerek batmla-
caktı.
niz fenerine işaret vererek onlan uyaracak ve
oradan gelen bir tekneye alınarak kurtulacaktı.
Stoilar bu yaşam savaşını sürdürdüğü sıra-
larda geminin kopan bir kapısına tutunmuş
olarak 2. kaptan yanına gelmiş ve ona kıyı tara-
fından bir torpilin üzerlenne geldiğini görüp
kaptana haber vermek üzere iken patlamanın
olduğunu söylcyecek. ama ne çarc ki o da fazla
dayanamayarak ölecektı.
Ölûden gelen mektup
M
aria Arsen'in kitabmın sonunda ıkı mck-
tup zarfının fotoğrafı var. Her ikısinin de
üzerinde "Türkiye Cumhuriyeti Posta
Kartı" yaayor. Zarflara o zamanki Türk posta
Türk jandarması bizi yakaladı.
Kaygılanma, bizi sadece turukladılar. sonra da
bir tekne ile Struma'ya geri gönderecekler.
Lazarescu, annesine göndermek için bir posta
kartı almak üzere kemerini sattı. Ben de birlikte
bir şey ler yiy ebilmek için gömieğimi sattım. Çor-
ba vebiftekyedik.
Sana buradan bir hatıra olarak ancak İstan-
bul'un eski bir haritasını gönderebiliyorum. Ya-
rarlanabiliriz umuduyla tslanmasın diye plastik
bir muhafazaya sarmıştık. Ama artık kullana-
mayacağız..."
YARIN: Vehbl Koc'un can kur-
tarma' çabaları
ORDU1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo- 1992 84
Da%acı Ordu ili merkez Derinçay köyünden Ünal Özkan tara-
fından davalı 4656 K.ırebham-Kampesberg 50-Avusturya adresinde
ikamel eden Bırgjt Özkan aleyhine açılan boşanma davasmda davalı-
nın tüm araştırmalara rağmen adresi bulunamamış olduğundan ıla-
nen tebligat yapılmasına karar verilmış. davalının 29.12 1993 günü
saat 9.00'da mahkememizde yapılacak olan duruşmada bizzat hazır
bulunması veya vekil göndermesı, aksı takdirde yargılamaya yoklu-
ğunda devam edileceğı ve karar verileceği ilan olunur.
EYÜP1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1993,428
Karar No: 1993/703
Karar tarihi: 4 11.1993
Davacı Haydar Atar tarafından, 1929 D.lu annesi Ebide Atar'ın
gaipliğinc karar vcnlmesi lalep edilmiş ve mahkenıemızcc yapılan
yargılama sonunda;
Yukanda numarası yazılı dosyamızda serilen karar acreğıncc
Kırklareh ili. Vıze ilçesı, Evrenli köyu. K: 117. C: 019 03. S: 85'teka-
yıtlı Abdülvahap ile Naile'den olma 1929 D.lu Edibe Atar'ın gaiplığı-
ne karar verilmiştir.
llan olunur.
BARTIN SULH HUKUK HÂKtMLİĞİ
İLANEN DAVETİYETEBLİĞİ
EsasNo: I993M04
Karar No: 1993 858
Davacı Emel Işık vekili Av. İlknur Aydın tarafından, davalı Hüse-
yin kızı Hatice aleyhine mahkememizde ikame olunan ortaklığln gi-
derilmesı davasırun yapılan yaralanıalan sonunda;
Bartın merkez Kırtepe Mahallesi, Ortaokul Sokağı pafta 11. ada
118, parsel I7'de kayıtlı 973.05 m
2
miktanndakı taşınmaan ayııen
taksimi mümkün olmadığından paydaşlığın 300.000.000.- TL mu-
hammen bedelle umum arasında saulmak suretiyle ortaklığının gide-
rilmesme. satış bedelı ûzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi gere-
ğince kayyıma ücret ödenmesine, satış memuru olarak yazı işlen
müdûrü Yaşar Asıliskender'in layıninc. sauş bedelinin paydaşlara
paylan oranında ödenmesine, satış bedeli ûzerinden %05 nispı ilam
haranın paydaşlardan. paylan oranında tahsili ile Hazine'ye gelır
kaydına, davacı vekili için takdir olunan avukatlık asgari ücret tarife-
si gereğince maktu 200 000 TL ûcreli vekaleun, paydaşlardan paylan
oranında tahsılı ile davacı vekili Av. İlknur Aydın'a verilmesine. da-
vaanın yapmış olduğu toplam 754.900 TL yargılama giderinden.
kendi payı oranında indmm yapıldıktan sonra bakiyesinın davalıdan
alınarak davacıya verilmesine daır karar verilmiş olrnakla. daha önce
kendisine ılanen tebliğ yapılan davalı Hüseyin kızı Hatkc'ye karar
tebliği yerine gecerli olmak üzere ilanın. gazetede îlan larihınden ıtı-
baren 15 gün içinde yasal yollara başvurulmadıği takdirde 15 günlük
süreden sonra kesinleşmış oUcağı ilanen tebliğ olunur.
İLAN
ÜSKÜDAR 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1993/159
Davacı Ayhan Kurt vekili Av. Cem Tunçbılek tarafından davalı
Fatma Kurt aleyhine ikame olunan boşanma davasmda verilen karar
gereğince;
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile davalı Fatma Kurt"-
un davacı eşi ile 1980 yılında evlendiklerini. cşı ile gecinemedıklennı.
boşanmalanna karar verilmesini. bu evlilikten 3 tane de çocuklan ol-
duğunu, çocuklan Kısmet, Nimet ve Demet'in velâyetlerinin davacı
babaya verilmesini talep ve dava ettnıştir.
Davalının adresi olan İstanbul Kasımpaşa Kulaksız Mahallesi,
Kankardesler Sokak No: 64 sayılı yere göndenlen tebligal tebliğ edil-
meyerck bila geri iade edilmiş olup zabıtaca da adresi tdhkik ve tespit
edilemediğinden dava dilekçesinin davalıya ılanen tebliğine karar ve-
rilmiştir.
Duruşmanın atılı bulunduğu 28.1.1994 günü saat 09.15'teki duruş-
masına bizzat gelmesi veya kendisini yetkili bir vckılle lemsıl ettirme-
si. gelmedtği veya kendisini yetkili bir vekılle de lcm-.il ctlırmedığı
takdirde duruşma usulün 217-377. maddclen gereğince yokluğunda
yapılıp bitırıleceğinden. dava dilekçesi ve duruşma günü davalıya ila-
nen tebliğ olunur. 6.12.1993.
Basın: 12793
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Nurettin Sözen'le Söyleşi: (11)
Sorguda...
ilhan Selçuk, TÜYAP'ta, Rrfat llgaz a X>nur Gecesi" dü-
zenlendığı akşam, Nurettin Sözen'ı ovmüş, konuşmasının
sonunda özetle şöyle demişti:
"Yaşadığımız son yıllarda, dikkat edin, yerel yönetimleri
kazanan sol kesım, kitaplıklar açmıştır; etkinlikler yapmıştır,
şairine, sanatçısına, onun fikrine, duşuncesine hizmetetmek
için çabalamıştır. Yalnız sol kesımde değil, başka kesimler-
de de tabiı. insanlara katkıda bulunan yönetimler vardır.
Onlara teşekkur borçluyuz.
Ama, dikkat edin, aydınlanmız, sanatçılanmız, solcuları-
mız, hem bu etkinliklere katılmışlardır, hem de bu etkinlikleri
düzenleyen yerel yönetimlere biraz dudak bükerek bakmış-
lardır 27 Mart seçimlerinden sonra, bu geçiş günleri aranı-
yor. Denılır ki, sol, genellikle, eğer Türkiye'de şu siyasal ikti-
darın ucundan, kıyısından yerel yönetimlerdeki başarısını
sürdürebilseydi, kendi arasında bütunleşebilseydi, bu böyle
akıp gıdebılırdi. Biz, bu fırsatı kaçırdık gibi. Fakat kaçırmakla
da bir şey olmaz. Sol seçmen, yıne bildiğini yapacaktır. Ama.
kendi yandaşlanmızı da canavann ağzına vermeyelim. Ben,
kendi hesabıma, çok namuslu olduğuna yurekten inandığım
insanlann, üzerine medya tarafından gölge düşürülerek ser-
gilenmesine fırsat vermeyeceğim. Ve de onlan savunmak
boynumun borcudur. Herkesin boynunun borcudur..."
•
Nurettin Sözen'le söyleşirken, onda yalnız bırakılmış in-
sanlann huznunü gördüm.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesı Başkanı Zeki Polat'a,
sorgusu nedenıyle verdiği yazılı ifadesını okudum. Yorum-
suz, birkaç bölümünü aktarmak ıstiyorum. İfadenın gırişinde
özetle şöyle diyor Sözen.
"Iddianamenin 5. sayfasında aynen Buyukşehır Belediye
Başkanı Nurettin Sözen'ın, E. Göknel ile Z. Kurtaran'fn be-
yanlarından anlaşılacağı üzere makamında yaptığı toplantı-
da İSKI kurumu ile iş yapan yüklemcilerden bağış toplanma-
sı yolunda E. Göknel'i azmettirdiğı, bu hususta emir ve idare
yetkisini kötüye kullandığı' şeklınde bir ıfade yer almaktadır.
Benim için bağışın bile söz konusu olmadığı yerde, bağışa
azmettirmekten söz edilmekte, onunla da yetinilmeyerek irti-
kâp suçu ya da suçlaması şahsıma yöneltilmektedir.
Hiçbır yuklenıci ile karşılaşmamış, konuşmamış, hiçbir
ihaleye katılmamış, hiçbir yüklenicıden bağış almamış, hiç-
bir bağış makbuzu gormemış otuz yıllık bir kamu görevlisi-
ne, irtikâp suçlaması yapmak ithamların en ağındır.
Göknel ve Kurtaran'ın beyanlanndan. makamımda yapı-
lan toplantıda Göknel'i bağış toplanması yolunda azmettirdi-
ğım iddia edılmektedir. Kurtaran, ıddianamede sözü edilen
ve makamımda yapılan toplantının öykusünü, Göknel'den
duyduğunu ifade etmektedir. Yam yapıldığı iddia edilen bu
toplantıya, Ziya Kurtaran katılmamış, toplantıya tanık olma-
mış, toplantıyı görmemiştir. Bu, iki kişi arasında geçen dedi-
koduyu ve iki üst düzey yöneticinin rekabetini senaryolaştı-
ran bir anlatım biçimidir. Göknel 'in belirttiğı sözde toplantıya
gelınce;
Herkesin bildiğı gibi makam odam iç ıçe üç odadan oluş-
maktadır. Kapılanm herkese açıktır ve günün her saatinde
bu odalarda değışik nedenlerle gelmiş konukları görmek
olasıdır. Sozde toplantıya katıldığı bildirilen Sıvas Milletvekı-
li Ziya Halis. hemşerim ve arkadaşımdır. istanbul'a geldikçe
de beni ziyaret eder. Yine sözde toplantıda bulunduğu bildi-
rilen YûKsel Çengel de, partimin il başkanıdır, gorevım gere-
ğı kendisiyle sık sık görüşürüm Bu toplantıda bulunduğu
bildirilen Tuğrul Erkln ise genel sekreterimdir, işi gereğı do-
ğal olarak odama sık sık girıp çıkar...
... Ben 30 yıllık kamu yöneticilik hayatımda hiçbir şekilde
kanunsuz emır vermedim. Hiçkimsenin kanunsuz emirlere
uymasını da hoş karşılamam...
... 3. klasörün son kısmında 13 numarada yer alan İstanbul
Giyim Sanayıi 'ne ait 3.2.1992 tarihlı 3748 nolu faturadan anla-
şılacağı uzere korumalar için alınan elbiselerin 7 milyonluk
bedelinin odenmesı konusu: Benim aracımm arkasından ge-
len koruma aracı içinde silahlı üç koruma görevlisi vardır.
Bunlar İSKİ'nin kadrosunda görevii koruma memurlarıdır.
İSKİ yönetimı bu görevlilere pantolon. gomlek almıştır. Bu
giysilerın alınması da yasal zorunluluktur. Bunların ne za-
man, kimın tarafından alındığını ve bedelinin nasıl ve nere-
den odendiğını bılmek görevim olmadığı için bunları ancak
soruşturma sürecinde oğrendim.
Ikincı harcama Sıvas ili Gurün ilçesınde yapılan bir sünnet
duğünu sırasında çocuklara dağıtıldığı iddia edilen saatler
için, 5 mılyon lıranın Güngör Musaoğlu'na verilmesıdir
.. Törenler törenleri izledi. Keza Gürün'e de Sayın inönü
ve bakanlarla birlikte gittik. Konumum gereği devlet büyük-
lennden bir an için bile aynlmadım. Akrabalanmı bile ziya-
ret edemedim Hiçbir şekilde sunnet ya da benzeri bir top-
lantıya katılmadım Dolayısıyla saat ya da benzeri bir
armağanın verilmesi soz konusu değıldır. Bu yönde bir em-
rim ya da talebim olmamıştır. Bu konuda adı geçen şahsı
tammıyorum. Kım olduğunu bilemem. Dolayısıyla sünnet
nerede. ne zaman olmuş? Kim ya da kimler sünnet olmuş?
Saatlen kim almış? Alınması için kım emir vermiş? Parası
nereden venlmis? Adıgeçen şahıs kımdir? Bütün bunlar se-
naryonun hayal mahsulu olduğunu veya binlerının çıkar ya
da başka amaçlarla bu iddialan duzenlediğini akla getirmek-
tedır..
Ifadeler daha çok uzun. Tutanakları ınceledım: Itadelerine
başvurulan yuklenıcilerin tümü, yaptıkları bağışları, Nurettin
Sözen ın baskısı ya da telkınıyle yapmadıklarını söylüyorlar.
"Kimseden şıkâyetçı değıliz" dıyorlar.
Ifadeler boyle de, neden medya basını, bunları olduğu gibi
yazmıyor? Neden?
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Adına. Efes'teki
"Dünvanın Yedi Hari-
kası'ndan bın olan tapı-
nağın yapıldığı Yunan
lannçası. 2/ Bir dcnîz tek-
nesinın devrilerek ters
dönmesi. 3/ Samit de de-
nen ve sözsüz o\nanan
köy seyirlık oyunlannın
genel adı.. Yakarma. 4/
Bir haber ajansının sim-
gcsı... İskambildeki maça
rengıne verilen bir başka
ad... Ayak. 5/ Kılise ça-
nı... "Hayır" anlamında kullam-
lan söz. 6/ Oyun yazma ve yönet-
me kurallannı bilen. bir oyun
yazılır ya da sahnelenirken bu bil-
gisinden yararlanılan kimse. 7/
Devleteait topraklann.askervesi-
vil yönetıcilere tahsis edilmesi sis-
temine verilen ad... Vilayet. 8/ İnce
den ya da ınce kabuk... Kinetik sa-
natın içinde, devinim izlenimi
uyandıran optik etkilerin ağır bas-
tığı eğilim. 9/ Kauçuktan yapılan
sıcaksu torbası.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Gölge ağacı olarak dikilen. kötü kokan bir ağaç. 2/ Boksta
vurulan bir yumruk çeşidi. 3/ Kök. sap ve yaprak şeklinde fark-
hlaşmamış bir bıtkinin yaşama ve büyüme organı... Damla. 4/
Yabancı... Yırtıcı bir hayvan. 5/ Bir ilimiz... Kemiklerin yuvar-
lak ucu. 6/ Horoz, hindi gibi hayvanlann tepesinde bulunan
kırmızıderi uzantısı... Mürekkeplenmişkabartma biryüzeyden
baskı elde etme yöntemi. 7/ Irk... Hayvan yemi olarak yetiştiri-
lcn bir bıtkı. 8/ Bir incelemesonucuiçeren kâğn... Yunan abece-
sindc bir harf. 9/ Kutsal savaş... Bacağın alt bölümünü ve
ayakkabının üstünü örten, kumaş ya da köseleden yapılmış bir
lür tozluk.