Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26KASIM1993CUMA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Peru Başkanı'nınyeni zaferi
Jsetu york Simes
P
eru'nun matematikçiye dönen
başkanının önünde kalem
kağıt haar bekh'yor. Salı ak-
şamı gelen bir Amerikah ziyaretçi
içinbaşkan, Perunun geçen 13 yıl
boyunca süren sivil savaşta ölen 22
bin kişinin ABD'de 250 bin kişinin
ölümüne bedel olduğunu hesap-
lamışü.
Başkan Alberto K.Fujimori, "Ül-
kenizde bu kadar çok kişi öimüş ol-
saydı. eminim ki halkmız acil önİem-
ler alınraasMiı talep ederdi" dedı
Amerikalı konuğuna. Fujimori, ge-
çen yıl Peru'nun Maoist gerillalan
adına yönetime el koymuş ve mah-
kemelerle parlamentoyu kapatmış-
tı. "Böyle kannaşık sonuılan anla-
yabilmek için içinde yaşamanız gere-
kiyor. Bunları W ashington'dan ba-
karak anlamak. Ayacucho'dan anla-
maktan daha güç" dıyor.
"Fuji darbesi"nin yırminci ayında
Peru aruk yeni bir parlamentoya.
yeni bir anayasaya ve Şili'ninkinden
daha düşük bir enflasyon oranına
sahip. Gerilla savaşının boyutlan
oldukça küçülmüş durumda ve Ay-
dınlık Yol lideri Abimael Guzman
hapishanesindeki hücresinde sabır-
sızlıkla banş görüşmelerinin başla-
masını bekliyor.
Şu anda Latin Amerika'run en
popüler (ve en çok eleştırilen) politi-
icacılanndan olan Peru'nun 55 ya-
şındaki başkanı.kararlanndan do-
layı hiç pişmanlık duymadığını ifade
ediyor. Geçen ay yeni anayasa ka-
muoyunun onayına sunuldu. Refe-
randumdan zaferle çıkan Fujimori,
"Hükümetimizin meşnıluğıı konu-
sunda hiçbir tereddüt yok" diyor. Pe-
ru'da diktatörlük olduğu ıddıala-
nna karşı Fujimoro'nun söylemek-
ten gurur duyduğu bir gerçek de,
asa^o
bunun 1992 nisanında gerçekleşen
darbeden beri yapılan üçüncü refe-
randum olması.
Şu sıralar Amerikalı işadamlan-
nın yeni yatınm olanaklannı keşfet-
mek için Lima otellerini doldurma-
lanna karşın, VVashington'daki bazı
yetkililer parlamentoyu dağıtan bir
başkanla çok yakın ilişkilere gir-
mekte isteksiz davranıyorlar.
Bu boşluğu kapayabilmek için
Peru başkanı 20 yıl önce VViscon-
sin'de matematik öğrencisi olarak
öğrendiği İngilizcesinin tozlannı sil-
keledi ve kendisine kuşkuyla bakan-
lan büyüleyebilmek amacma yöne-
lik bir kampanya başlattı. •
IDünya Bankası
krediverecek
Geçen hafta kendisiyle yapılan
bir söyleşide Fujimori. Dünya Ban-
kası Başkanı Leuis Preston'u geçen
yıla değin gerillalann deneümindekı
Quechua kasabasma götürdüğünü
söyledi.
"Yanımızda asker olmadan kasa-
baya rahatça girdik. Hemen her yere
hiçbir gii>enlik önlemi almadan gide-
biliyoruz" dedi.
Preston Dünya Bankası'nın ka-
mu harcamalannda kullanılmak
üzere Peru'ya 500 milyon dolar borç
vermesini destekliyor. İki yıllığına
verilen paranın yansı Andlar'da bu-
lunan Ayacucho gibi yoksul bölge-
lere akıtılacak. Fujimori'nin bun-
dan sonraki hedefı Peru'ya ocak
ayında gelmeleri beklenen ir grup
senatörü büyülemek. Fujimori'nin
iki yılhk hükümetinin başanlannı
sergileyen İngilizce video bantlar
çalışma odasındaki bir masanın
üzerine dizilmiş, hazır bekliyor.
IPeru'da insan haklan
ihlalleri azalıyor
İnsan haklan gnıplan, 1992 dar-
besinde Fujimori'nin gardiyan ör-
gütünü kaldırmasıyla insan haklan-
nın uygulanmasmda büyük geliş-
meler görüldüğünü söylemekteler.
Peru ordusu, çeşitli kent ve köyler-
deki gizemli "kayıplar"dan sorumlu
tutuluyor; tutuklanan sanıklar ge-
nellikle kimseyle görüştürülmüyor.
Amerikan Kongresinin Peru'daki
insan haklan ihlalleri konusundaki
göriişlerine ilişkin soruya. "Ben çok
saborlı bir insaıum. Clinton yöneti-
miyle çok fazla anlaşmazuğınıız
yok" yanıtını veriyor.
Konuklannı ayn bir ofisteki top-
lantı odasında, yanında hiçbir da-
nışman olmaksızın lacivert takım el-
bisesiyle karşılayan Fujimori, ken-
disini ülkenin "genel müdürü" ola-
rak tanımlıyor.
Kendisine yöneltilen "tek adam"
mı olduğu şeklindeki soruyu. "Ül-
keyi yöneten kişi benim" diye yanıtlı-
yor. Şimdilik iki hedefı var: 1995te
yeniden seçilmek ve 1990'lann so-
nunda Peru'nun NAFTA'ya (Ku-
zey Amerika Serbest Ticaret Antlaş-
ması) girmesini sağlamak.
"Güode 50 telefon konuşması ya-
panm" diyerek, kabine toplantılan-
nı ve resmi yemeklen sevmedığinı
sözlerine ekliyor: "Başkan olduğum-
dan beri verilen resmi yemeklerin
sayısı 6'yı geçmez."
James Brook
Madrid mezarlıkları
10 yıllığına
kiraya veriliyor
M
adrid'deki Almudena Be-
lediye Mezariığı işçileri
yeni ölenlere yer açmak
için her gün, 75 cesedi mezardan çı-
kanyorlar. İspanya'nın başkentin-
de rastlanan bu tuhaf ve korkunç
uygulama, mezar yeri kıthğmdan
çok basit ekonomik gereklerden
kaynaklanıyor. Bundan yıllar önce
kentteki mezarlıklarda indirim uy-
gulanmaya başladı. Sevdiklerinizi
sadece on yıllığına da olsa normal
gömme ücretinin üçte birine göm-
dürmeniz mümkündü.
Gömülenin vakti dolunca kefene
sanh kemikleri, çürümüş tabutla-
nndan çıkartılıyor. Ölüye ya da on-
dan geri kalanlara sahip çıkan ak-
rabalara bir kaç seçenek sunuluyor:
yerüstündeki çekmece mezarlara
gömülmelerini sağlamak için gere-
ken ödemeyi yapmak; daha yüksek
bir ücret karşılığında 99 yıllığına
toprak altına gömdürmek; kalıntı-
lann yakılmasına izin vermek.
Mezarlık görevlileri, ölü yakma
işleminin popülerliğinin gittikçe
artmakta olduğunu belirtiyorlar.
Almudena MezarlığVnın Müdürü
Fernando Pedraza. 10 yıllık dönem
sonunda aileleri tarafından alınma-
yan ölülere bu yöntemin uygu-
İandığını söylüyor. Pedraza. ölüye
sahip çıkan aile üyesinin genellikle
kalıntılan arabasına atıp, bilinme-
yen bir yöne doğru kaybolduğunu
sözlerine ekliyor. Bu kadar çok öhı-
nün mezardan çıkarülması, bir gün
Madrid mezarlıklannda ölü koya-
cak yer kalmayacağı kaygısıru orta-
dan kaldırdı. Kentteki 13 me-
zarlığın yöneticiliğini yapmakta
olan Gabino Abanades, "Madrid'e
önümüzdeki 50 yıl yetecek kadar
mezarlık yer var" diyor. Bundan
bu kadar emin olmasının nedeni,
ülke halkının ölülerini gömme alı-
şkanhklannın gittikçe değişmekte
olması. İspanya'daki Roma Kato-
lik Kilisesi'nin bundan 20 yıl önce
ölülerin yakılma işlemini dine uy-
gun olarak kabul etmesinden gö-
mülenlerin oranlannda düşüş gö-
rüldü. Uygulamanın başlaüldığı
1973 yıhnda sadece 44 ölü yakılır-
ken bu sayı 1984 yıhnda 584,1990'-
daysa 3 bin 310 oldu. 1992 yıhnda
Madrid'de ölen 26 bin 677 kişiden 4
bin 666'sı yakıldı. Abanades, eko-
nomik koşullann aile değerlerini ve
dini gelenekleri değiştirmesiyle bu
sayının önümüzdeki yıllarda daha
da artacağıru belirtiyor. "Yakma iş-
lemi bem daha ucuz, hem de 10 yıl
sonra ölünûn kalıntüannı yerinden
çıkartmaktan ya da tamamen yok
saymaktan çok daha iyi" dedi.
Ilerde ölüleri gömecek yer
kalmayacağından endişelenen bele-
diye yetkilileri 1985 yıhnda, 10
yıllık gömmeleri durdurarak sade-
ce 99 yıllık gömmelere izin vermeye
başladılar. Bu da mezar boşaltma-
lann 10 yıllığına gömülen son kişi
de çıkartılana kadar yani 1995
yılına kadar devam edeceğini göste-
riyor. Ondan sonra ise sadece 99 yıl
önce gömülmüş bulunanlann me-
zarlanndan cıkartılacağıru bunun
da yılda ortalama 1500 ölü yapa-
cağı behrtiliyor.
Louis J. Salome
Ruslar seçimle değil,
pembe dizilerle i ^
R
usya, bu hafta yepyeni bir
deneyim yaşıyor. Halk, ko-
münizminçökmesinden son-
ra ülkede düzenlenecek olan gerçek
anlamdaki çok paruli ılk seçim ön-
cesinde, pohtik içerikli haber yayı-
nlanyla kuşatılmış durumda.
Öyle görünüyor ki. bu bom-
bardımana karşın çoğunluk, TV'de
pembe dizüeri izlemeyi tercih edi-
yor. ABD yapımı "Santa Barba-
ra*\ Meksika >apımı "Yalnızca
Maria", en çok izlenen diziler arası-
nda.
Santa Barbara düşkünü, Natal-
ya, "12 aralıkta ben de o> >ereceğim
galiba, ama şimdilik poütika ûstün-
de düşünnıek istemiyonım" dıyor.
IPolitikacılar heyecanlı,
ama halk kayıtsız
Halkın kayıtsız tutumunu gö-
rünce. Devlet Başkanı Boris Yelt-
sin'in zora başvurarak dağıttığı
parlamentoyu yeniden belirlemek
üzere ülkede üç hafta içerisınde bir
seçim yapılacağına inanmak ola-
naksız görünüyor.
ÜsteEk halk bu seçimde, yerel
özerklikleri kısıtlayıp başkanlık
yetkilerini parlamento düzeyine
çıkaran yeni bir anayasayı kabul
edip etmeyeceğjne de karar vere-
cek.
Son yapılan bir kamuoyu
araştırması, Rusya nüfusunun yüz-
de 76'sının, anayasa taslağını, bası-
nda çıkmasına İcarşın okumadığını
gösteriyor. Aynı araştırmaya göre,
konuyla ilgili bilgisi olanlann yüz-
de 49'u da. henüz bir karara va-
ramamış durumda.
Politik yayınlarda, hem seç-
menlere, seçimlere kaülacak 13
parti hakkında bilgj verilmesi, hem
depolitikacılannna9ilolsa'*birbirin-
den farksız" olduğu şeklindeki
yaygın kanıyla savaşılması gereki-
yor.
Federasyon Konseyi secimlerine
kaülan adaylann yüzde 40'ını şim-
di yönetimde bulunan kişiler
oluştururken. yüzde 13'ünü dağıtı-
lan parlamentodan gelenler oluştu-
ruyor.
1991 yıhnda Mihail Gorbaçov'a
karşı düzenlenen darbe girişiminin
hazırlayıcılanndan iki kişi de birer
koltuk kazanma umudunu taşıyor.
Ekim ayında Yeltsin'e karşı
ayaklananlann başında. Gennadi
Zyugano>'un Rusya Federasyonu
Komünist Partisi yer alıyor.
SBKP'nin ardıh olan partide çalı-
şan pek çok gönüllü var. Haber yo-
rumculan, partinin. Yeltsin'in re-
formlanndan duyulan hoşnutsuz-
luktan yararlanarak, oylann yak-
laşık yüzde 30'unu alacağını düşü-
nüyor.
Bu arada Yeltsin taraftarlan, bu-
na karşı birleşme fırsatmı ellerin-
den kaçırmış gibi görünüyor. Yelt-
sin taraftan partiler içerisinde, baş-
lannı kabine üyelerinin çcktiği
önde gelen iki tanesi, birbirleriyle
kapışıyor.
Yegor Gaydar önderliğindeki
Rusya'mn Seçiıni. serbest pazara
radikal bir dönüşümü savunurken,
Sergei Şakray önderliğindeki Rus-
ya Birliği \e Lzlaşma Partisi, bölge-
sel çıkarlar üzerinde duruyor.
Başbakan Viktor Çernomirdin.
küit isimlerin birbirlerine karşı
kampanyalar yürütmelerine
karşın, kabinenin iyı işledığini dü-
şünüyor: "Bir koaÜsyon hükümeti-
ne benzetebiliriz. Üyelerinin politik
konumlanışlan farklı ama birükte
çalışıyorlar."
Seçimlerden sonra da başbakan-
hk görevini sürdürmeyi düşünen
Çernomirdin, politik kargaşanın
dışında kahnaya çalışıyor.
Rusya Seceneği ve Rusya Birliği
ve Uzlaşma Partisi anlaşabilirse,
sandıktan Çernomirdin'in başba-
kanlığındaki bir koalisyon hü-
kümetinin çıkması hiç de uzak bir
olasılık değil. Tabii bu durumda
komünistlere kala kala muhalefet
kahyor.
>£THE INDEPENDENT
Helen VVomack
APEC ziryesinde
sanlık tehlikesi
Gecen hafta ABD'nin Seattle
kentinde APEC (Asya-Pasifık
Ekonomik İşbirliği) görüşmeleri-
nin sona ermesi dolayısıyla verilen
akşam yemeğini hazırlayan
ahçırun, hepatit A (bir çeşit sanlık)
olduğu ortaya çıktı. Sağlık Ba-
kanhğı'ndan bir yetkiîi, Başkan Bill
Clinton ve 13 ülke liderinin hastahk
virüsünden etkilenmiş olmasının
çok düşük bir olasıhk olduğunu be-
h'rtiyor.
Seattle Halk Sağlığı Merkezi'-
nden doktor RusseJ Alexander orta-
da bir risk faktörünün olmadığını
öne sürerek, ahçının yalnızca piş-
miş eti servise hazırladığını. aynca
mutfakta devamh eldiven kul-
landığını kaydediyor. Öte yandan
hepatit A, sanlık türlerinin en hafi-
fı olduğundan telaşa gerek ol-
madığı iddia ediliyor. Ne var ki.
sağlık yetkilileri Beyaz Saray'ı ko-
nuya ilişkin uyarmış bulunuyor.
Beyaz Saray sözcüsü Arthur Jo-
nes virüsün yayılmasının söz konu-
su olmadığına dikkat çekerek, pa-
nik yaratmaya çalışanlan uyardı.
Ancak. yemeği düzenleyen Boeing
Şirketi'nin yetkilisi Laveme Hawt-
horne şimdiden paniğe kapılmış
bile. Ha\vthome "Ne kadar utanç
verici bir dunon. Bunlar dünyanın en
önemli kişileri. Şimdi ne yapacağız?
Hepsini geri çağınp, teda>i mi ede-
ceğiz" diye soruyor.
Beyaz Saray sözcüsü Jones. ye-
meğe kaulan İıderlerin konuya iliş-
kin uyanlıp uyanlmayacaklan so-
rusunu, "nasdsa bir şekilde duyar-
lar" diye yanıtlıyor.
Yemeğe 600 kişinin katıldığı be-
lirtiliyor.
Konuya ilişkin görüşlerini açı-
klayan doktor Alexander, APEC
toplantısına katılan Batılılann
sanlığa yakalanma olasılığının. As-
yahlara göre daha büyük olduğunu
belirtiyor, çünkü Asyahlann yedik-
leri yemekler yüzünden sanhğa
karşı direnç kazandıklannı ileri sü-
rüyor.
Tom Paulson
Batılı gizli servisler şeffaflaşıyor
A
vrupa ülkelerinin haberalma
örgütleri zor durumda. So-
ğuk Şavaş'ın sona ermesin-
den sonra işsiz kalma tehlikesiyle
karşı karşıya kalan örgütler. şimdi
veni bir kimlik arayışı içinde. Ka-
muoyunda yarattıklan olumsuz iz-
leri silmek için yoğun çaba harcıyor-
lar.
Haberalma örgütleri, bağlı ol-
duklan hükümetler ve uluslara
karşı bir takım yükümlülükler taşı-
yor. Dolayısıyla hükümetler. gizli
servislerin bütçeden aldıklan payı
nasıl harcadıklanru sorgularken,
secmenler de ceplerinden çıkan pa-
ranın hesabını soruyor.
Haberalma servisleri tüm bu
tepkiler karşısında çözüm arayışına
girdiler. İlk aşamada yeni işlevler
edinme yoluna gittiler. Sınır tanıma-
yan terör eylemlerine karşı önlem
almaya çahşırken, eski Sovyet
Blok'unda ortaya çıkan örgütlü şid-
det hareketine karşı uluslarası işbir-
liğini gündeme geürdiler.
Haberalma örgütieri, ikinci
aşamada, kamuoyunu kendi saflan-
na çekmek için daha açık bir politi-
ka izlemeleri gerektiğini düşünüyor.
Geleneksel olarak Alman ve Hol-
landa gizli servisi eylemlerinde açık-
lığı yeğlerken, Ingjliz ve İtalyan ha-
beralma örgütleri gizliliği ilke edin-
mısTerdı.
Ingjltere'nin M15 ve 1VD6. Alman-
ya'run BDN adh haberalma örgütle-
ri şimdiden aralanndaki işbirliğıni
geliştirerek. uyuşturucu ve silah ka-
çakçıhğına karşı önlem aldılar.
Doğu Avrupa'da yeni kurulan de-
mokrasiler de bu işbirliğine katılma
zorunluluğunu hissetuler.
cunun >oizde 70'i Çek Cumhuriyeti"-
nden geçiyor. İtalyan gizli servisör-
gütü, ülkede son yıllarda ortaya
çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylan
karşısında köklü bir değişime gitti.
Bu arada mafyanın yurtdışı bağ-
lantılannı ortaya çıkartmak için
Çek Cumhuriyeti, Ukra>na ve Ar-
navutluk ile sıkı bir işbirliğine gir-
mek zorunda kaldı. Italya. aynca
haberalma örgütlerinin siyasi güçle-
rin denetimine girmesine ilişkin ör-
nek alınacak bir uygulama başlattı.
Ülkeyi içinde bulunduğu yolsuzluk
bataklığından kurtarma çabalan
kapsamında, İtalyan haberalma ör-
gütleri de soruşturma kapsamına
alındı. İtalyan yargı organlan. gizli
servis elemanlannı, görevlerini kö-
tüye kullanma. mafya ile ilişkide bu-
lunma olasılığına karşı çok sıkı bir
denetime tabi tutuyor. Gizli servis-
ler üzerindeki denetimi kurumlaştı-
rmak için, tüm haberalma örgütleri
tek bir çatı altında birleştirilerek,
Başbakan'ın denetimine sokuldu.
A>xıca parlamentoya haberalma
örgütünün bütçesi ve eylemlerine
ilişkin soruşturma açma hakkı
tanındı.
IHaberalma örgütleri
birleşiyor
ttalya'daki uygulamayı İzleyen
İngiüzler, haberalma örgütlerinin
etkinliklerini düzenleyen yeni bir ya-
sa tasansı hazırladılar. Tasanya gö-
re MI5, MI6 ve GCHQ bundan
böyle, parlamento bünyesinde ku-
rulacak özel bir komisyonun deneti-
mine girecek. Hollanda ve Almanya
da benzer girişimlerde bulundu.
İspanya ve Fransa'da haberalma
örgütlerinin gızlilik ilkelerinden
ödün vermesi, genel bir rahatsızlık
yaratıyorsa da. aynı örgütlerin ulus-
İararası işbirliğine gitmesi herkes ta-
rafından kabul görüyor.
tngılız MI5 örgütünün Başkanı
Stclla Rimington. örgütün çahşma-
lanndan bir bölümü kamuoyunun
bilgisine sundu. 4 ay önce M15 ya-
yınladığı 36 sayfahk bir kitapçıİcta
etkinliklerini açıkladı. Ne var ki,
Stella Rimington'un bu girişimi Al-
man haberalma örgütü BfV'nin
yaklaşımı kadar cesaretli bulunma-
dı. BfVnin Başkanı Eckart Werthe-
bach, sıkhkla televizyona çıkarak,
açıklık politikasını cesaretle uygulu-
yor. Öte yandan VV'erthebach, Stella
Rimington'u IRA tehlikesine karşı
halk arasında çok fazla görünme-
mesi konusunda uyardı.
İngiliz MI6, MI5'in yolunu izle-
meye pek hevesli görünmüyor.
MI6nın BaşkanıSir ColinMcCoU,
Stella Rimington gibi halkın karşısı-
na çıkmayacağını açıkça belirtiyor.
Sir Colin, örgütünün hükümet tara-
fından yeterince denetlendiği kanı-
sında. Mlö'nın eski denetmenlerin-
den Barones Daphne Park, örgütten
emekli oknasına karşın, televizyon-
daki bir açık oturumda örgüte iliş-
kin sorulan yanıtladı. Ancak verdiği
yanıtlar, örgütün sırurlı açıklık poü-
tikasının dışına çıkmadı. Oysa ki,
Ahnan BDN örgütünün Başkanı
Konrad Porzner, Alman basınında
yeralan bir söyleşide, örgütüyle ilgili
oldukça aynnuh bilgi verdi.
HNANCIALTIMES
oğuk Şavaş'ın
bitmesi haberalma
servislerinin varlık
nedeninin
sorgulanmasına yol
açtı.
Avrupa'nın tüm
haberalma servisleri
şeffaflıkta ve
uyuşturucuya karşı
mücadelede birleşiyor.
Eski KGB'nin devamı olan Rus
haberalma örgütünün hala eski işle-
vine devam edıp. Batı'nın endüstri-
yel ve bilimsel gelişmelerini casuslan
kanalıyla izlediği öne sürulüyor.
İngiliz MI5 örgütü. Çek, Macar
ve Polonyalı gizli servis üyeleri için
kurslar düzenleyerek, Batİh anlam-
da yeniden yapılanmalanna yar-
dıma oluyor.
Alman haberalma örgütünden
bir sözcü, uyuşturucu kaçakçıhğı ve
kirli paranın aklanmasına karşı yü-
rüttükleri savaşta, Doğu Avrupa ül-
kelerinin haberalma örgütleriyle iş-
birliği yaptıklannı belirtiyor.
Çek Cumhuriyeti son günlerde
haberalma örgütlerinin başanlany-
la tüm dikkatleri üzerine çekiyor.
Yıl başından bugüne kadar sayısı
20'ye varan. gizli faaüyette bulunan
uyuşturucu laboratuannı ortaya çı-
kartan Çek haberalma örgütü, bü-
yük bir uyuşturucu şebekesini orta-
ya çıkarttı. Çek Polisi'nin belirttiği-
ne göre Almanya'ya gjren uyuşturu-
AVRUPA'NIN HABERALMA ÖRGÜTLERİ
Yerel örgütler :Gü\enlik Servisi ve-
ya M15, Içişleri Bakanhğı 'ntn dent -
timinde. îç terör (en başta IRA teru-
rü), karşı casusluk, nûkleer ve kim-
yasal silahlarınyaytlması ile ilgileni-
yor.
Başkanı:5re//a Rimington
Bünvesinde iki bin eleman çalışıvor.
Bütçesi gizli. 1992de 200-250 'mil-
yon dolaylarında olduğu tahtnin edi-
liyor.
Dış örgütler:G;'z// Haberalma Örgü-
tü veya MF6, Dışisleri Bakanlığı'nın
denetiminde. İlgi alanları: Doğu Av-
rupa, Ortadoğu ve nükleersilahların
varılmasmı engellemek.
Başkanı:5ı> Çolin McCoy
Bünyesinde iki bin eleman çalışıyor.
Bütçesi gizli. İşletme giderlerinin
MIS 'e yakm olduğu düşünülüyor.
Iktişim örgütleri:GC//ö Dışişleri
Bakanhğı denetiminde. Uydu ve
elektronik avcı uçaklan ile ilgileni-
yor.
Başkanı.Sır John Adye
Elemon sayısı ve bütçesigizli. 6 veya
7 bin kişi çalıştığı sanılıyor.
örgütlü şiddet eylemleri ve yabancı-
ları izlemek ile ilgileniyor. Başkanı:
Arthur Docters van Leeımen
600 kişi çalışıyor.
ALMANYA
nularıyla ilgileniyor. İki kuruluş
Merkezi Güvenlik Örgütü adı altın-
da birleşecek.
4.421 kişi çalışıyor. Son yolsuziuk
olaylanndan sonra 467 kişi kovuldu,
emekli edildi veva tutuklandı.
Yerel örgütler: Bundesamt für Ver-
fassungsschutz (BfV) İçişleri Ba-
kanlığı'nın denetiminde. Karşı ca-
susluk, anü-terörizm, aşırı uçtaki si-
yasigruplarmyürüttüğü şiddet hare-
ketiyle ilgileniyor.
Başkanı: Eckart Werthbach
2.300 kişi çalışıyor. Bütçesi 227 mil-
yon mark.
Lhş örgjâÜer.Bundesnachrichtendi-
enst. Başbakan'ın denetiminde. An-
ti-terörizm, nükleer silahların yayı-
Iması, uyuşturucu kaçakçıhğı ve kir-
li paranın aklanması ile ilgileniyor.
Başkanı: Konrad Porzner
6500 kişi çalışıyor. Bütçesi gizli.
HOLLANDA
Yerel örgütler: Binnenlanase Veüig-
heldsdienst (BVD). Karşı casusluk,
Yerel örgütler: Sisde, İçişleri Ba-
kanhğı nm denetiminde.
Anti-terörizm, teknik ve bilimselbil-
gi toplamak ile ilgileniyor.
Askeri Haberalma ve İlusal Güven-
lik: Sismi, İçişleri Bakanhğı 'nm de-
netiminde.
Anti-terörizm, örgütlü şiddet olay-
lan, dış operasyonlar ve iletişim ko-
Ulusal Güvenlik:G?sk/, Savunma
Bakanhğı 'nm denetiminde. İç ve dış
haberalma görevlerini üstleniyor.
Başkanı: General Emilio Alonso
Manglano
Elemanlarm çoğu asker kökenli.
Yerel örgütler: Guardia Cîvil, sınır-
lartn güvenliği, kentlerin ve köylerin
güvenliğini koruyor. Policia Nacio-
nal, İçişleri Bakanhğı 'nm denetimin-
de. Büyük kentlerin güvenliğinden
sorumlu.
I I FRANSA
İç örgütler: Direction de la Surveil-
lance du Territoire. Karşı casusluk
ile ilgileniyor. Sanayi casusluğunu
önlemenin yanısıra, yabancı terör
örgütlerinin (Kürtler ve Cezayirliler
gibi) eylemlerini izliyor.
Başkanı: Philippe Parant
Dış örgutier: Direction Generale du
Service Exterior
Başkanı: Jacaues Denare
Kaç kişinin çalıştığı bilinmiyor.
Moskova'da evsizlere polis yardımı
£t
M
oskova'nın kuzeyindeki
sığınma ve yönlendirme
merkezinin 47 yaşındaki so-
rumlusu Albay Gennadi Nikolaye-
viç polislik yapmaktan çok sosyal si-
gorta hizmeti verdiklerini söylüyor.
butırka hapishanesinin yakınındaki
bu merkezde sokaklardan top-
lanmış Bomjiler kahyor. Bomji,
Moskovalılar'ın sokaklarda yaşa-
yan evsizlere verdiği isimlerden sa-
dece bin. Merkezin kapılannı gaze-
tecilere açan Nikolayevıç basının tu-
tumundan şikayetçı olduğunu sak-
lamıyor: "•Bizim insan haklarmı ciğ-
nediğJmizi yazıyorsunuz ve başka bir
şey bilmiyonım. Ama onları dtşarıda
bnraksaydık kaç tane Bomji soğuk-
tan ölecekti biliyor musunuz?"
Merkez, gazeteciler gehneden
önce, kınk camlannın onanlmasına
ve koridorlannın temizlenmesine
Her gün hapsedilme veya şehir dışına çıkanlma
tehlikesiyle karşı karşıya olan binlerce "kafa
kağıtsız" sokak insanı ve dilenci başkent
Moskova'nın sokaklannda yaşamlannı devam
ettirmeye çalışıyor.
karşın sefil bir izlenim uyandınyor.
İlk kattaki 10 metrekarelik hücrede
7 Bomji kahyor. Derme çatma dö-
şeklere uzanmış Bomjilerin kimi
uyuyor, kimi ağır kokulu sigara-
lannı içiyor. Hücrenin sakinlerin-
den 38 yaşındaki Volodiya gazetecile-
ri görünce konuşmaya başlıyor:
"Esasında yerde yatan üç kişi daha
var. Ama sizin geleceğimizi bilen şef-
ler onları doktor muayenesine gön-
derdi. Burada bize iyi davranılıyor.
Bizi dövTnüyorlar". Konuşmasına
yaşadıklannı. hapiste geçen günleri-
ni ve yiyecek ve sıcak yer bulmakta
çektiği zorluklan anlatarak devam
ediyor. Anlattıklan, davranışlan
ve görüntüsü Paris metrosunda,
Hamburg gannda veya New York'-
ta yaşayan evsizlerden farksız.
Volodiya kendi aralannda tartı-
şma olmadığını, çünkü zengin ol-
mayınca tartışacak birşeyin ol-
madığını söylüyor. Günlük yiyecek
olarak 500 gram ekmek ve bir kap
lapa alan Bomjiler odalann sıcak ol-
masından hoşnutlar. Bugün mer-
kezde kalan 105 kişi gibi Volodiya
da kendisine bir nüfus kağıdı veril-
mesini istiyor. Böylelikle iş ve kala-
cak yerbulabilecek. Nüfus kağıdına
sahip ohnanın getirdiği en önemli
avantaj ise olası bir kontrol sonrası-
nda Moskova'nın binlerce kilomet-
re uzağına gönderilmekten kurtul-
mak. Merkezde kalanlar arasında
kadınlar da var. Onlar üçünü katta
kahyor. Kadvnlarm da hikayeleri er-
keklerinkine benziyor. Belki biraz
daha acıkh ama genelh'kle gizemli.
Gardiyanlardan biri baalannın hiç
konuşmadığını belirtiyor.
Nikolayeviç merkezi gezdirirken
çahşma amaçlannı eleştiriyor. On-
lan kent dışına atmanın bir şeye ya-
ramadığını çünkü geri geldiklerini
belirtiyor. Bunun nedeninin de
Bomjilerin ancak Moskova'da ya-
şayabileceklerini, >iyecek ve banna-
cak yer bulabileceklerini belirtiyor.
Nikolayeviç, merkezin, gerçekte,
evsiz kişilere kimliklerini belirleye-
cek belgelerini geri almalanna
yardırn etmesi gerektiğini belirtir-
ken sözlerine şöyle devam ediyon
"Sonra, onlar başka merkezJere gön-
derilmeli. Çocuklar için doktoriar,
psikologlar, hastabakıcılar gerekli.".
Jose-Alain Fralon