27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAfFA CUMHURİYET 19EKİM1993SALI 2 OLAYLAR VE GORUSLER Bizans surlanndaciddi sorunlar İstanbul Bizans surlannın bugunlerde yurütulen ıestorasyonlaruıda çok addı sorunlar söz konusudur Prof. Dr. ORHAN ŞAHİNLER MSÜ İstanbul Vjrhklarını Koruma Grubu üvesi I stanbul'un tanhsel yanmada- sını çevrele>en, UîsESCO'nun 1 derece ınsanlık kültur mırası olarak tescıl ettığı surlann res- toras>onu 13 ayn şantıvece yurutuluyor Bıtmış onarımlar, yenı başlaülmiş uy- guamalar. henuz dokunulmamış -da- ha tahhlı olanlan- surlar Her uçunu ki)aslama olanağı aslında bır fırsat 1987 yılında UNESCO'nun sağlanan vahn ılgısı ıle başlatılan istanbul Ana- kent Beledıyesı'nce yüklenılen surlann restorasyonunun >onetım değışıklığı- ne karşın surdurulmuş oluşu se\ ındın- a Ortaya çıkan sonuçlar bakımından ıseçok cıddı şekılde ka>gı vencı Özet olarak Bizans surlan ıle ılgılı uç durum soz konusu -Zamana kısmen dırenen. büyük olçu- de dırenemevıp devnk. yıkık dağıl- mış. saf Bizans harabelen, -Bu harabelerden bazılannda, bırbı- nnden farklı anlayışta kdbul ve yo- rumlarla yapılan restoras>on. -1987 ivonrası onanmı bıtınlmış. yenı- leştınlmış. yanıltıcı. restorasyon temel ılkelenne aykın ve savgısız uyeulama- lar Şu anda en önemh olanı. 1600 >ıllık surlann adeta dun ınşa edılmışçesıne restore edılmış olması ve ınsanoğlu- nun zaman bılıncının, tanhle kuracağı zıhınsel ılışkının. sağduyunun cıddıje alınmaması Harabeler (tanhsel kalın- tılar) aracılığıyla ınsanda yaratılan duşunsel. duşsel, duvgusal kulturel uvanlan \ok savan bır sonuç Buyenı,yep>enı20 yuzyıl Bizans sur- lan karşısında ınsanlar geçmış 16 yuz- vılla nasıl kopru kurabılırler 0 Geçmışe donuk kaç kışının hayalgucü kıpırda- vabılır'' 1600 >ıllık tanhı bır kesıtle yepyem taşlann oluşturduğu duvarlar arasında ınandıncı ılışkının varlığm- dan soz edılebıhr mı' ) Tarihin sürekliliği komnmah Soğuk. sıcak, guneş yağmur, kar don ruzgar deprem ınsan vıkımına dırenen surlann mucadele süreçlennı boyle bır sonuçta kım gorebılır, seze- bılır. okuyabıhr 0 Tanhın surekhlığının kesıntıve uğ- ratıldığı bır restoras>on kabul edıle- mez Her bır bırey ıçın fantastık esın kavnağı olması gereken tanhı seru- venlerle yuklu Bizans harabelen sıra- dan bır sahne dekoruna donuşturule- mez Sanınm "harabe"" sozcuğu çok bo- yutludur. anlamlıdır Belırsızlıklen ıçenr. gızemlı bır sozcuktur İnsanın geçmışı, zaterlen. yenılgılen, çılelen. gorkemlı gunlen zeka, yaratıcıhk gıbı ozellıklen, kulturlennın voruma. fan- tezıye açık somut varhklandır Bu nedenle ınsanlar bu tur yanlış uvgula- malarla, restorasyonlarla yanıltılabı- hrler Tanhsel bır kentte yaşayan ınsan ayncalıklı, talıhlıdır Tanhsel kentler, kentlısıne sureklı kulturel, değerlı me- sajlar venr Kulturel dunvasını şekıl- lendınr. zengınleştınr 1600 yılhk surlar. 1500 vıllık anıtsal yapılar, samıçlar. bentler. dıkıhtaşlar. 550 yılhk carruler, medreseler. su ke- merlen. koprüler. saravlar. kasırlar. çeşmeler kentlılenn saygı duyduklan anılanvla bağlı olduklan taşınmaz varhklardır Kentlının manen beslen- dığı onur duyduğu kuhur hazınelen- dır Bulunduklan ulkelere bır tür soy- luluk kazandıran oğelerdır Tanhsel kahntılann yenıden^erlen- ne konulmalan olanaksızdır Insanlı- ğın uvgarlık hıkayesının taşlaşmış belgelennden olan Bizans surlannın harabelenne karşı temelde hata ışlen- mıştır Bizans surlannın bır kısmı 1987 uygulamalan ıle sıfır değenne ındınl- rruştır hıç kuşkusuz Kanımca >adsınamaz bu olumsuz gelışmelere temel neden. Myasal acele- cılıkle bu acelecılığe ujum sağlayan becenkh ışbıtıncılıktır Dunya kultur çevrelennde. ulkemızde, Bızantolog- lar. arkeologlar, sanat tanhçılen ve aydınlar arasında kabul edılemez bır hafıflık olarak değerlendınlmektedır Sanınm fılm setlennın. haması sahne- lennın an göruntusu (fonu) olmaktan ote bır anlamı da yoktur İstanbul Bizans surlannın bugun- lerde yurütulen restorasyonlannda çok cıddı sorunlar söz konusudur Or- neğm -Bu çok onemlı taşınmaz kultur mı- rasışla, Kultur Bakanlığı nın ılgısı ve sorumluluğu yoktur Kendı mulkıye- tınde gozuken surlan istanbul Ana- kent Beledıyesı restore etmektedır Mevzuatın neden olduğu bu ılgj kabul edılemez -Restorasvonu yuruten yuklenıcıle- nn bu konularda deneyımı ve ehlıyetı olmayabıhyor, boyle bır çozum ola- maz -Aynntılı projelen olmadan yapılan ıhalelenn sağlıkh olacaklan duşunüle- mez -Iş bıtıncı unu dıkkate ahnarak da- nışman belırlenıp. bu kışılenn gorev- lendınlmesı yanlıştan başka anlama gelemez -Şantıyeler arasındakı farkh anlayış. kabuller ve kararlar eşgudum (koordı- nasyon) eksıklıklen benımsenemez Sonuç Tanhsel bır kalıntının restorasyonu tam anlamıyla bır uzmanlık konusu- dur Sanınm temel tavır, tanhsel eser- lenn kahntılannın geçmışle ılgılı şıırsel ozunun buyuleyıcı çekıcılığının ko- runması, kaybedılmemesı, sağlamlaş- tınlmakla yetınılmesı, esas malzeme taş tuğla gıbı malzemelenn kullanı- mında çok dıkkatb ve duyarh olunma- sı, eskıtme, çurutme gıbı yapay yon- temlerden olabıldığınce kaçınıp çağı- run kalınü malzemelenyle restoras- yonlann vapılması esas olmahdır Bu gıbı restorasyonlan yuruten ulke, dün- >a u>gar toplumlanna karşı sorumlu- dur Sözkonusu ulkerun, uluslar aılesı ıçınde ıtıbannın yukselmesı veya ıtıba- nnın zedelenmesı anlamını taşır Hepı- rruzı cıddı şekılde ılgılendınr ARADABIR AYNUR SOYDAN / V A İ.Î.TE Ar. Gor •ff "Yaratma ye Bilgilenme Özgüpsüzlüğü 1 Tarıhsel surec ıçınde ınsan denen turun dığer canlıla- ra ustunluğunu vurgulamak ıçın sureklı bır ayırt edıcı ozellık veya ozellıkler arama cabasında olduğu gorulu- yor Insanı dığer canlılardan ayıran en onemlı ozellıkler- den bırı de okuyabılme yetısı Insan aklının yaratıcılığı yazıyı keşfettığınden berı okuyabılıyor ınsan Dılı gorsel- leştırıp kağıda doken yazı(*) aynı zamanda en eskı ve en onemlı ıletışım araçlarından bırı olarak karşımıza çı- kıyor Kağıda dokulen bu çeşıtlı ışaretlere dayalı dızge- nın, bır alıcı tarafından algılanmasıyla gercekleşen ıletı- şım de ' okuma olarak nıtelendırılıyor Okumanın, buna bağlı olarak bılgılenmenın ozgurce bır eylem olarak gerçekleştırılmesı ne yazık kı çeşıtlı zamanlarda, çeşıtlı bıçımlerde engellemelerle karşılaştı ve bu engellemeler ozellıkle azgelışmış ulkelerde ıçın- de bulunduğumuz çağda da suregelmekte Ancak, ın- san aklının gorelı ozgurleşmıs olması da bu eylemı o denlı anlamsız kılmakta Gelışmışlık koşullarını henuz tumuyle sağlayamamış ulkemızde okuma ozgurluğu konusunda karşılaştığımız çelışkılı goruş ve eylemler de, bu durumun bır yansıması olarak karşımıza çıkıyor Kutuphanelerımızın duvarlarında yer alan 'okumak gelışmektır', "okumak ozgurluktur , 'okumak yaşa- maktır' tumcelerını okuduktan sonra, bır gunluk gazete- de kıtap toplatılması yolundakı yazıya rastlanıyor ve bu durum da yeterınce tepkı gormuyorsa okuma (bılgılen- me) ozgurluğunun ıçerığı hakkında yenıden duşunmek soz konusu oluyor İnsanımızın okuma ozgurluğune ındırılen son darbe- lerden bırı de llhan Arsel'ın yılların bırıkımı ve çalışma- sıyla urettığı -Aydın ve 'Aydın' - adlı kıtabının TCK nın 175/3 numaralı maddesıne muhalefet gerekçesıyle top- latılması sonucundagerçeklestı Arsel.kıtabında dunya Muslumanlarının % 99 unun akılcı uygarlığın olusma- dığı bolgelerde yaşadığı duşundurucu gerceğınden yola çıkarak, daha oncekı yapıtlannda da vurguladığı gıbı şerıatcı bakış açısının akılcı duşunceyı engelledığı te- masını ışlemekte Arsel ın, bır duşunce tarıhı nıtelığın- dekı ' Batı dunyası halklannın gelışmıslığıyle şenat dunyası halklannm genlığı arasındakı farkm, bırbırın- den değer ve derece ıtıbarıyle farklı aydın tıplerının ya- rattığı sonuçlardan kaynakiandığını vurguladığı yapıtı- nın yasa gereğı toplatılması yaratma, okuma ve bilgi- lenme ozgurluğunun gerçekte var olmadığını ortaya koymakta Bu arada kutuphane duvarlarında yer alan okumayı ozendırıcı nıtelıktekı tumcelen de anlamsızlaş- tırmakta Içınde yaşadığımız kısır duşunsel ortama katkı yap- maya çalışan arastırmacıların yılgınlığa suruklenmesı, uretımlerının engellenmesı gunumuze dek yapılmıs ha- taların yınelenmesınden baska hıçbır anlam tasımaz Uygarlığın bugun geldığı asama ve yaşadığımız ulkenın bu uygarlık ıçınde yer alma savı da bu turden davranış- ları hoşgoremez Ayrıca belırtmek gerekır kı kıtap top- latmanın hıçbır gerekcesı olamaz Son yıllarda gelıstırı- len polıtıkaların ve bu yonde davranan medyaların toplum uzerındekı yoğun etkısı uyuşturucu ışlevı gor- muş ve kulturel yozlaştırma surecı baslatılmışken mad- dı değerlerın ınsanların yaşamında bırıncıl onemı sağ- lanmışken, kıtap toplatılması, bu etkılerın kalıcı olmasını sağlama cabası gıbı gozukmektedır Bılınmelıdır kı uygarlığın gelısımı verılı değerlerın reddedılmesı buna bağlı olarak da aykırı duşuncelerın ortaya cıkıp çeşıtlı yollarla kanıtlanmasıyla gerçekles- mıştır Bu yolda nıce araştırmacı duşunur ve bılımcı acılarçekmıstır Toplumlardabuacılaraortakolmuştur Geçmısı bu denlı net gorebılıyor ve yargılıyorsak su ya da bu bıçımde okuma sansına sahıp olusumuzdan- dır Tarıhten ders çıkarma olanağımızın bulunması, ha- talarımızı azaltmalıdır * 4ruı Bntaıvma iu-ınıadCJJ •s: PtDfiGOJIK DANISMA MtKU KIRMIZI BAUK COCUKfVI "AİLE VE ÇOCUK" toplantıları başlıyor. Konu sunuşu Danışman: Dr. Erdal ATABEK "Çocukta özgürlük - sorumluluk - disiplin" Kırmızı Balık ailesi cağrılıdır. Dışarıdan katlmak isteyenlerin telefonla haber vermeleri rica olunur. Bostancı: 24 Ekım 1993 Pazar, Saat 12.00 Tel 4171636-4172222(Fax) Mecidiyeköy: Tel: 272 96 07 TARTIŞMA Kırmızıkoltuldu Ecevit 1 0 ekım pazar gunu kırmızı koltuk programında konuşanSavın Ecevit'ı dınledıkten sonra ırdeledığı konulan az çok bılen bınnın uzulmemesı elde değıl Bır zamanlardağa taşa. v etışebıldığımız her y ere adını >azdığımız. "umut" dıye kalbımıze oturttuğumuz Ecev ıt şımdı oturmuş kırmızı koltuğa nelersoylemıyor Kullandığı sozcukler onu. o sozcuklen zorluvor Demokratıksolu, sosyal demokrathğı ırdelıyor Sosşaldemokrat olamayacağını vurguluyor Bakınız bu konuda sovledıklenne "Bonsosval demokrat değil. demokratik solcu biriyim. Kurduğumu/ parti de sos> al demokrat değil, demokratik sol partidir." Çocuklugumuzda bırbınmıze sıkça sorduğumuz bır soru vardı "SovîebakaJımtavuknıu vunıurtadan, yumurta mı tavuktan çıktı?" Demokratik solcu olduğunusoyleyen Ecevit bjzım çocuklugumuzda > aptığımız sozcuk o> ununu y apıv or karşımızda Demokratik sol ya da sosyal demokrat a> nı ıçenklı ıkı deyım Ikısıdesosyallığı. toplumsallığı. uretımde. tuketımde. kederde. kıvançta bırlıktelığı ıçermektedır Sozcuklerde kok bırlığı v arsa. yazma yadasoylemede sozcuğe yer değıştırerek anlatım değışıklığı veremezsınız Demokratik sol > a da sos) al demokrat dey ımlen aynı kökun turevlendır Zorlamayada'ben boj le istiyorunT demekle bu olgu değısmez Içımı burkan ve ırkıldığımız dıger bır konu daşu Savın Ecevit dıyorkı "Sos> aldemokrat Halkçı PartTnın son kurulta> ını izledim. Iddiah genel başkan adaylarından biri dıv or ki (Türki> e halkı, Turİuve toplumıı.) Turk halkı, Turk toplumudemivor. Diyemiyor. Hiç \lmanvahalkı,Âmerika halkı olurmu?" Bu sozlen duyunca insanın gerçekten ırkılmemesı elde deâl Bu sozlen "solda" olduğunu soyleyen bın sojluvor Ulkenın eskı bır başba'kanıso>lüyor Utandığını. urktuğunu soyluyor Bay Ecevit yukardakı sozlerden Öysautanılacak. urkulecek sozler kendınınkı Gerçeklen söylemek, dıle getırmek ulke butunluğunu bozmaz aksıne pekıştınr Yıllardır bu olguyu gızledığımız ıçın ulke bu duruma geldı Türkıye halkı ya da Turkıve toplumu dedığımız ıçın ulke bu duruma geldı Turkıy e halkı > a da Turkıv e toplumu demek vanlış bır anlatım değıl Turk halkı y a da Turk toplumu demek Turkıye butunluğunu tanımlamada eksık ve \anlı bır anlatım olur EğerSosv aldemokrat Halkçı Partı kongresınde konuşan Turk yurttaşlannın tumunu anlatacak bır durum ıçın 'Türkiye toplumu' deyımını kullanmışsa doğru bır seçım yapmıştır Bunun urkutecek korkutacak bır yanı yoktur Sadece ulusal konularda değıl. her konuda gerçeklen saptırmanın bır yaran olamaz Gerçeğı gorme ve soyleme hepımızın gorevı olmahdır Ancak o zaman bazı sorunlar çozumlenır Niyazi Ünsal-Ankara Boğazlar'dan geçiş ve sorumluluk Ansiklopedileriniz ve romanlarınız yerinizdenalınır. TEL: 5540804 C umhunvet gazetesının 22 9 1993 tanhh nushasında Prof Dr Yaşar Karavalçın ımzası ılevayımlanan "Petrol Tankerleri, l\Iontreu\ Sözleşmesi Tartışılırken" başlıklı > azıda 1980 yılında hukumetçe kurulan "Boğazlar"da Na>igasyonun Hukuki, İdari ve Teknîk Açıdan V eniden Duzenlenmesi Komisyonu" tarafından "HukûkiTedbirlerAJt Komis\onu" teşkıl edılmış olduğu v e > azı sahıbının uzmanlık alanına dahıl bulunmamasına rağmen başkanlık sorumluluğunu taşıdığı alt komısv onun 40 gunluk bır faalıyet sonucunda Turk Tıcaret Kanunu, Denızde Canve Mal Koruma Hakkında Kanun ve Lımanlar Kanunu'nda v apılacak değışıklıkler ve ılavelerle ılgılı uç kanun tasansı hazırladığı. hukumetçe benımsenerek Mıllı Guvenlık Konseyı'ne ve oradanda Danışma Kurulu'na sunulan tasanlann istanbul Hukuk Fakultesf nden bazı meslektaşlann gay ret v e engellemelen ıle kanunlaşmadığı beyan edılmış fakat bunun nasıl olduğu açıklanmamıştır Yazı sahıbının sozunu ettığı meslektaşlan aşağıda ımzalan bulunan bızlenz Gerçekten de bızler, bu tasanlann ozellıkle Mıllı ve Enternasyonal Denız Hukuku esaslanna v e memleketımızın menfaatlenne ay kın olmalan sebebıv le > etkılı mercılen. davetlen uzenne. bu hususta u> armak suretıv le kanunlaşmalannı onledık ve boylece gorev lenmızı yenne getırmış olduğumuz kanısındayız Yazı sahıbının bahsettığı komısyonlann kurulduğundan bıda> ette habenmız y oktu Fakat bılahare once Mıllı Guvenlık Konsevı daha sonra Danışma Meclısı'nce uzmanlık alanlanmızı, ıhşkın olmalan sebebıyle goruşlenmızı bıldırmek uzere Ankara'ya davetolunduk Tasanlar hakkındakı bılımsel goruşlenmızı ıhtısas komısy onlanna, gerekçelen> le ızahettık Mesele karşılıkb olarak tartışıldı, > azı sahıbı de hazır ıdı. o da göruşlennı sav-unma teşebbusunde bulundu Fakat netıcede gerek Mıllı Guvenlık Konsevı. gerekse Danışma Kurulu'nun ıhtısas komısy onlan bızım goruşlenmızın ısabetlı ve memleket menfaatlenne uygun olduğu kanısına vararak. mezkur tasanlann kanun halıne gelmesını onledıler Venlen ızahat, her ıkı komısyonun zabıtlannda mevcut olup. daha sonra yıne yazı sahıbının ısteğı uzenne İstanbul"da duzenlenmış bulunan "Türkiye'de Deniz Kazalan Sempozyumu"nda kısmen ozet olarak tekrarlanmış, orada da tartışılmış ve \ayımlanmıştır (') Tasanlarda yapılan v e hukuken kabulu mumkun olmay an ısabetsız v e yanhş tadıl teklıflennı burada tekrara mahal gormuyoruz Arzueden, bunlan yukanda gosterdığımız kay naklardan ıncele> ebılır. > alnız mısal olmak uzere ıkı tanesını zıkredıv oruz Yururluktekı Tıcaret Kanunumuz947 maddesınde gemı adamlannın fııllenyle uçuncu kışılere verdıklen zararlardan mesulıyetı kusur esasına bağlamiş ve 948 maddesınde de bu mesulıyetı sınırlamıştır Ancak bu husus. bızım Tıcaret Kanunumuza mahsus bır hukum olmayıp denızcı devletlenn kanunlannda bulunan temel ve yavgınbırhukumdur Şımdı Sayın Karayalçın'ın başkanı bulunduğu komısyon, bu şartlan tamamen bertaraf ederek gemı adamının kusurunu aramaksıan donatanın mutlak suretle mesulıv etı esasını getırmekte ve bu mesulıyetın sınırsız olmasını teklıf etmektedır Bızler ıse denızcılık faalıyetlennın ve denız hukukunun enternasvonal ozellıklen ıtıbanyle Turkıve"nm tek başına denız hukukunun yav gın olan bu ıkı esasından ay nlamavacağını. a> nldığı takdırde bunun Turk Tıcaret Fılosu'nun rekabet gucünu onemlı surette azaltacağını ılen surerek buna karşı çıktık, halen de bu goruşteyız Enternasv onal alanda kabul edılmış olan bazı ıstısnalann Turkıye tarafından da berumsenebıleceğını ve hatta benımsenmesı gerektığını, fakat kusur esasının bütun mesulıyet hallen ıçın terk edıleme) eceğını uzun boylu ızahettık Ikıncısıne gelınce 4922sayıh Denızde Can ve Mal Koruma Hakkındakı Kanun'a ılave edılenekmadde l'de"Türk limanlarına giren >ey a liman sınırlarımn içinde kalan alanlardan geçen \e ozellikleri yonetmeliğinde tespit edilecek Türk ve y abancı gemikr donatanlan'" ıçın bır mesulıyet sıgortası yaptırmalan veya temınat gostermelen mecbun>etıgetınlmıştır Ek3 maddede ıse mesulıyet sıgortasını yapabılecek sıgorta kuruluşlannda aranacak ozellıkler v e sıgortanın dığer şartlannın bıryonetmelıkte tespit olunması ongorulmuştur Ekmadde4'te ıse yukanda zıkredılen yukumluluğe uymayan gemılenn Turk lımanlanna gırmelen, lıman sınırlan ıçınde kalan alanlardan geçmelen. lıman başkanhklannca yasaklanacaktır istanbul lıman sahasına gumeden Boğaz'dan geçmek mumkun olmadığına gore. yasak hukmu gereğınce soz konusu gemıler istanbul Boğazı'ndan geçemeyeceklerdır Montreux Sozleşmesı'nın açık hukumlenne aykın olmalan ıtıbanyle bız bu duzenlemeye de karşı çıktık V aptığımız bunlardan ıbarettır Yetkılı mercıler bızım ızahlanmızı daha ınandıncı bulmuşlar v e buna gore kararlannıvermışlerdır Bızler de oğretım uyelen olarak uzmanlık alanımıza dahıl bır konuda ısabetsız ve bılımsel esaslara v e memleket menfaatlenne ay kın tasanlann kanunlaşmasını onlemekle gorevımızı yenne getırmış bulunuyoruz ve bundan da kıvançduymaktayız Benzer bırdurumda ay nı şeyı yapmakta tereddut etmeyeceğız Yazı sahıbı, bızım onende bulunmadığımızdan da söz edıyor Bu doğru değıldır Ezcumle donatanın mesulıyetı hakkında onende bulunduk, dığer denızcı memleketlerde ve uluslararası alanda yapılanlann -hıdrokarbonlarla denız kırlenmesınden ve nukleer zararlardan sorumluluk hakkındakı ozel duzenlemelenn- ay nen benımsenmesıru onerdık (Bak Not rdekı>ayıns 361) Ancak bugun de guncellığını muhafaza eden esas sorun bu değıldır, Boğazlar'da sevrusefer guvenlığının nasıl sağlanacağı ve kazalann nasıl asgan düze>e ındınlebıleceğı sorunudur Bu guvenlık, mesulıyetın ağırlaştınlması v e mesulıv et sıgortasının zonınlu hale getınlmesı ıle sağlanamaz, onun tedbırlen başkadır (Boğazlar'da sevrusefer emnıyet tesıslennın tamatnlanarak modern hale getınlmesı ve trafiğın ozel olarak duzenlenmesı gıbı) Ovle görunuyor kı >aa sahıbı bunun da farkında değıldır Prof.Dr.TahirÇağa/ Prof. Dr. Rayegân Kender 1) Turkı>e de Demz KdAilun Sempozyumu Bıkiınlcr Tdrtışmaiar Ankara 1983 PENCERE Kişilik Çatlamasında Kimlik Yitirmek... Gazeteleri karıştırıyorum, Tansu Çiller'ın Ameri- ka gezısıne ılışkin yazıları okuyorum, hepten tırlat- mış olduğumuzu düşünüyorum; canım sıkılıyor, reklamlara bir göz atıyorum, sayfanın dıbinde bır ilarv cık gözüme ılışıyor: Kimlığimı yıtırdım... Yenısını çıkaracağımdan Eskısının hükmu yoktur. • En ürkütücü şey savaşta kımlık yıtırmektir. Askenn kımlığını bu yüzden bır zıncırte madalyon gıbı boynuna asıyorlar Cephe ana baba gunüne dönuştü mü ya da ordcı bozguna uğradı mı, kimlik sorunu önem kazanır Sa- vaşta kımlığını yıtırdın mi, yandın. Ölsen adını sanı- nı bılmeden gömecekler, yaşasan kımın nesı olduğunu nasıl kamtlayacaksın? Nesın sen? Kahra- man mı? Kaçak mı? Casus mu? Ünlü yazar Sımonov, bu kurgu uzenne bır roman yazmıştır; İkıncı Dünya Savaşı'nda cepheler altüst olurken kımlığını yıtıren bır kahramanın öyküsü... • Kımısı kımlığını yıtırır.. Belleğını yıtırmez Kımısı de kımlığını yıtırmekle kalmaz, bır de üstü- ne belleğını yıtırır Fılmlerde belleğını yıtırmış kadın ya da erkek öy- külerıne sık sık raslarız Araba kazası mıdır? Savaş- ta başına raslayan şarapnel parçası mıdır? Sokakta yürürken kafasına saksı mı düşmüştür? Her neyse, adam geçmışıni unutuvermıştır. Hastanede gözlerı- nı açar- —Kımım ben?.. Kımlığını yıtırenlere akıl hastaneierınde de rasla- nabılır; zavalhnın bırı kendısını Napolyon sanıyor; sağ elını ceketının yakasından ıçerı sokmuş, impa- rator taklıdı yapıyor, bır başkası başına yapraklardan taç takmış Sezar'lık taslıyor Tırlattın mı ış kolay, canı azızın kımi çekerse onun kımliğıne gırebılırsın.. • Kımlığını yrtırmek tehlıkesı yalnız bıreye özgü de- ğıl, toplumların da kendı benliklerını yıtırdiklerı sü- reçlere tarıhte raslanıyor. Doğrusunu ıstersenız, Tansu Çiller'ın ABD gezisı ıçın yazılıp çızılenlerı okudukça, hem şastım, hem de kendi kendıme sormaktan kendımı alamadım. —Bız kımız^ "Kimlığimı yıtırdım Yenisını çıkaracağımdan Eskisinin hükmu yoktur " Yalnız kımliğımızı değıl, kışılığımizı ve benlığımizı de yitırdik gıbı.. Bır yandan Orta Asya'ya hükmetmek, Turan'ı fet- hetmek, Azerbaycan'ı avucuna almak ıçın çaba har- cayan ve Ortadoğu'da 'süper devlet'hk taslayan bır toplum; öte yanda Amerıka'da Başbakan Clinton- un gözüne gırmeye bu kadar önem verir, bu kadar yırtınırsa, kışılik çatlaması yuzunden benlığını yıtır- miş demektir. Kıminın gözünde ABD'ye TC Başbakanını gönder- medık; Beyaz Saray'a gelın göndermek ıçın görücü- ye kız çıkarmış görgüsuz aıle gibıyız. Bılmem kı tırlattık Bıll, Tansu'yu beğenırse Ortadoğu'da bıze bol ke- seden neyi ıhsan edecek? Damat bey kızımızı beğenırse, Türkıye ıle düğün yapıp gerdeğe mı gırecek? Yüzgörumluğu mu takacak? Ölçü mölçu kalmadı, kimlik kışilık hak getire, Qü- neydoğu'da PKK'yı yola getırmek için VVashıngton'- da Beyaz Saray'dan medet uman bır ulkenın kışılıksiz zavallıları gibıyız SIVAS KATLİAMIDOSYASI Karşı dergib,ı75ve^ö savnlannıtemmuz-ağuslosta bırleştırerek Sıvas olav lan v e kurbanlan ıçın ozel bır sayı olarak vavımladı Ankara dayavımlananbuedebı>at sanat.düşun dergısınde tanmmış vazarlanmızın ıçten duygularla dıle getırdıklen duşuncelenm bulacaksımz Şıle Ağla> anka\ a'da Dev let Opera v e BaleM Sanatçılan (Sanat-Kent) Kooperatıfi'nde satılık tnpleA vılla Her aun saat 09 00-12 00 arası "3617071-3731716 İLAN KAYSERİ İŞ HAKİMLİĞİ'NDEN DosvaNo 1993 49 Esas DuruşraaGünu 9 11 1993 Saat 09 00 Da\au Yu?.uf Gun tarafından davahlar SSK Genel Müdürluğü ve Remzı Cela>ırezen alevhıne açılan tespit davabiran 15 7 1993 tanhlı oturumunda venlen ara karan gereğını.e Davalılardan Remzı Celavırezen adına duruşma gun ve saatı ık dava dılekçe^ı butun aramalara rağmen adresının tespıtı mumkun ol- madığından adına gazete ılanı ıle tebhgat japılmasına karar venlmış olmakla 7201 savılı kanunun hukumlenne te\fıkan davalı Remzı Celavıre- zen adına dava dılekçesı ıle duru^ma gunu ve saatının ılanen teblığıne, oturum gunune kadar dava hakkında beyanda bulunması veya ken- dısını bır vekılle temsıi ettırmesı kendisinı vekılle temsıl ettırmevıp oturuma da katılmadıgı takdırde davanın gıvabında >apılacağı ve hukme baelanacaâ tebhgat \enne kaım olmak uzere ılan olunur 19 7 1993 Basm 51799 ILAN T.C. GAZİANTEP1. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1993 29^ DavacıŞehıtkamılBeldıveBa^kanlığıvekılı \\ Alı Haydar Yıl- dız, davahlar Ba^macı Medresebi Vaktı Ze>nel Tınka vs alejhıne açuğı ortakhgın gıdenlmesı davasının vapılan açık duruşması sırasın- da venlen ara karan gereğınce Davalılardan Gazıantep üı Şehıtkamıl ılçesı Be> mah pafta 19, ada 3465 parsel 102"de kavıtlı bulunan taşınmazın hıssedarlanndan olan Emme 4cıoğlu nadavadılekçesıtebhğedılememıştır Soz konu- su ta$ınmazın ortaklıgının gıdenhnesı davasında duruşmanın atılı bulunduğu 2 11 1993 gunu saat 09 00 da mahkememız salonunda hazır bulunmanız veva kendınızı bır \ekille temsıl ettırmenız. hazır bulunmadıgımz veva kendınızı bır vekılle de temsıl etürmedığınız takdırde gıvabınızda karar venlecegı davetıye yenne kaım olmak uzere ılan olunur 5 10 1993 Basm 51746
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle