Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAfFA CUMHURİYET 19EKİM1993SALI
2 OLAYLAR VE GORUSLER
Bizans surlanndaciddi sorunlar
İstanbul Bizans surlannın bugunlerde yurütulen
ıestorasyonlaruıda çok addı sorunlar söz konusudur
Prof. Dr. ORHAN ŞAHİNLER MSÜ İstanbul
Vjrhklarını Koruma Grubu üvesi
I
stanbul'un tanhsel yanmada-
sını çevrele>en, UîsESCO'nun
1 derece ınsanlık kültur mırası
olarak tescıl ettığı surlann res-
toras>onu 13 ayn şantıvece
yurutuluyor
Bıtmış onarımlar, yenı başlaülmiş uy-
guamalar. henuz dokunulmamış -da-
ha tahhlı olanlan- surlar Her uçunu
ki)aslama olanağı aslında bır fırsat
1987 yılında UNESCO'nun sağlanan
vahn ılgısı ıle başlatılan istanbul Ana-
kent Beledıyesı'nce yüklenılen surlann
restorasyonunun >onetım değışıklığı-
ne karşın surdurulmuş oluşu se\ ındın-
a Ortaya çıkan sonuçlar bakımından
ıseçok cıddı şekılde ka>gı vencı
Özet olarak Bizans surlan ıle ılgılı uç
durum soz konusu
-Zamana kısmen dırenen. büyük olçu-
de dırenemevıp devnk. yıkık dağıl-
mış. saf Bizans harabelen,
-Bu harabelerden bazılannda, bırbı-
nnden farklı anlayışta kdbul ve yo-
rumlarla yapılan restoras>on.
-1987 ivonrası onanmı bıtınlmış. yenı-
leştınlmış. yanıltıcı. restorasyon temel
ılkelenne aykın ve savgısız uyeulama-
lar
Şu anda en önemh olanı. 1600 >ıllık
surlann adeta dun ınşa edılmışçesıne
restore edılmış olması ve ınsanoğlu-
nun zaman bılıncının, tanhle kuracağı
zıhınsel ılışkının. sağduyunun cıddıje
alınmaması Harabeler (tanhsel kalın-
tılar) aracılığıyla ınsanda yaratılan
duşunsel. duşsel, duvgusal kulturel
uvanlan \ok savan bır sonuç
Buyenı,yep>enı20 yuzyıl Bizans sur-
lan karşısında ınsanlar geçmış 16 yuz-
vılla nasıl kopru kurabılırler
0
Geçmışe
donuk kaç kışının hayalgucü kıpırda-
vabılır'' 1600 >ıllık tanhı bır kesıtle
yepyem taşlann oluşturduğu duvarlar
arasında ınandıncı ılışkının varlığm-
dan soz edılebıhr mı'
)
Tarihin sürekliliği komnmah
Soğuk. sıcak, guneş yağmur, kar
don ruzgar deprem ınsan vıkımına
dırenen surlann mucadele süreçlennı
boyle bır sonuçta kım gorebılır, seze-
bılır. okuyabıhr
0
Tanhın surekhlığının kesıntıve uğ-
ratıldığı bır restoras>on kabul edıle-
mez Her bır bırey ıçın fantastık esın
kavnağı olması gereken tanhı seru-
venlerle yuklu Bizans harabelen sıra-
dan bır sahne dekoruna donuşturule-
mez
Sanınm "harabe"" sozcuğu çok bo-
yutludur. anlamlıdır Belırsızlıklen
ıçenr. gızemlı bır sozcuktur İnsanın
geçmışı, zaterlen. yenılgılen, çılelen.
gorkemlı gunlen zeka, yaratıcıhk gıbı
ozellıklen, kulturlennın voruma. fan-
tezıye açık somut varhklandır Bu
nedenle ınsanlar bu tur yanlış uvgula-
malarla, restorasyonlarla yanıltılabı-
hrler
Tanhsel bır kentte yaşayan ınsan
ayncalıklı, talıhlıdır Tanhsel kentler,
kentlısıne sureklı kulturel, değerlı me-
sajlar venr Kulturel dunvasını şekıl-
lendınr. zengınleştınr
1600 yılhk surlar. 1500 vıllık anıtsal
yapılar, samıçlar. bentler. dıkıhtaşlar.
550 yılhk carruler, medreseler. su ke-
merlen. koprüler. saravlar. kasırlar.
çeşmeler kentlılenn saygı duyduklan
anılanvla bağlı olduklan taşınmaz
varhklardır Kentlının manen beslen-
dığı onur duyduğu kuhur hazınelen-
dır Bulunduklan ulkelere bır tür soy-
luluk kazandıran oğelerdır
Tanhsel kahntılann yenıden^erlen-
ne konulmalan olanaksızdır Insanlı-
ğın uvgarlık hıkayesının taşlaşmış
belgelennden olan Bizans surlannın
harabelenne karşı temelde hata ışlen-
mıştır Bizans surlannın bır kısmı 1987
uygulamalan ıle sıfır değenne ındınl-
rruştır hıç kuşkusuz
Kanımca >adsınamaz bu olumsuz
gelışmelere temel neden. Myasal acele-
cılıkle bu acelecılığe ujum sağlayan
becenkh ışbıtıncılıktır Dunya kultur
çevrelennde. ulkemızde, Bızantolog-
lar. arkeologlar, sanat tanhçılen ve
aydınlar arasında kabul edılemez bır
hafıflık olarak değerlendınlmektedır
Sanınm fılm setlennın. haması sahne-
lennın an göruntusu (fonu) olmaktan
ote bır anlamı da yoktur
İstanbul Bizans surlannın bugun-
lerde yurütulen restorasyonlannda
çok cıddı sorunlar söz konusudur Or-
neğm
-Bu çok onemlı taşınmaz kultur mı-
rasışla, Kultur Bakanlığı nın ılgısı ve
sorumluluğu yoktur Kendı mulkıye-
tınde gozuken surlan istanbul Ana-
kent Beledıyesı restore etmektedır
Mevzuatın neden olduğu bu ılgj kabul
edılemez
-Restorasvonu yuruten yuklenıcıle-
nn bu konularda deneyımı ve ehlıyetı
olmayabıhyor, boyle bır çozum ola-
maz
-Aynntılı projelen olmadan yapılan
ıhalelenn sağlıkh olacaklan duşunüle-
mez
-Iş bıtıncı unu dıkkate ahnarak da-
nışman belırlenıp. bu kışılenn gorev-
lendınlmesı yanlıştan başka anlama
gelemez
-Şantıyeler arasındakı farkh anlayış.
kabuller ve kararlar eşgudum (koordı-
nasyon) eksıklıklen benımsenemez
Sonuç
Tanhsel bır kalıntının restorasyonu
tam anlamıyla bır uzmanlık konusu-
dur Sanınm temel tavır, tanhsel eser-
lenn kahntılannın geçmışle ılgılı şıırsel
ozunun buyuleyıcı çekıcılığının ko-
runması, kaybedılmemesı, sağlamlaş-
tınlmakla yetınılmesı, esas malzeme
taş tuğla gıbı malzemelenn kullanı-
mında çok dıkkatb ve duyarh olunma-
sı, eskıtme, çurutme gıbı yapay yon-
temlerden olabıldığınce kaçınıp çağı-
run kalınü malzemelenyle restoras-
yonlann vapılması esas olmahdır Bu
gıbı restorasyonlan yuruten ulke, dün-
>a u>gar toplumlanna karşı sorumlu-
dur Sözkonusu ulkerun, uluslar aılesı
ıçınde ıtıbannın yukselmesı veya ıtıba-
nnın zedelenmesı anlamını taşır Hepı-
rruzı cıddı şekılde ılgılendınr
ARADABIR
AYNUR SOYDAN / V A İ.Î.TE Ar. Gor
•ff
"Yaratma ye Bilgilenme
Özgüpsüzlüğü
1
Tarıhsel surec ıçınde ınsan denen turun dığer canlıla-
ra ustunluğunu vurgulamak ıçın sureklı bır ayırt edıcı
ozellık veya ozellıkler arama cabasında olduğu gorulu-
yor Insanı dığer canlılardan ayıran en onemlı ozellıkler-
den bırı de okuyabılme yetısı Insan aklının yaratıcılığı
yazıyı keşfettığınden berı okuyabılıyor ınsan Dılı gorsel-
leştırıp kağıda doken yazı(*) aynı zamanda en eskı ve
en onemlı ıletışım araçlarından bırı olarak karşımıza çı-
kıyor Kağıda dokulen bu çeşıtlı ışaretlere dayalı dızge-
nın, bır alıcı tarafından algılanmasıyla gercekleşen ıletı-
şım de ' okuma olarak nıtelendırılıyor
Okumanın, buna bağlı olarak bılgılenmenın ozgurce
bır eylem olarak gerçekleştırılmesı ne yazık kı çeşıtlı
zamanlarda, çeşıtlı bıçımlerde engellemelerle karşılaştı
ve bu engellemeler ozellıkle azgelışmış ulkelerde ıçın-
de bulunduğumuz çağda da suregelmekte Ancak, ın-
san aklının gorelı ozgurleşmıs olması da bu eylemı o
denlı anlamsız kılmakta Gelışmışlık koşullarını henuz
tumuyle sağlayamamış ulkemızde okuma ozgurluğu
konusunda karşılaştığımız çelışkılı goruş ve eylemler
de, bu durumun bır yansıması olarak karşımıza çıkıyor
Kutuphanelerımızın duvarlarında yer alan 'okumak
gelışmektır', "okumak ozgurluktur , 'okumak yaşa-
maktır' tumcelerını okuduktan sonra, bır gunluk gazete-
de kıtap toplatılması yolundakı yazıya rastlanıyor ve bu
durum da yeterınce tepkı gormuyorsa okuma (bılgılen-
me) ozgurluğunun ıçerığı hakkında yenıden duşunmek
soz konusu oluyor
İnsanımızın okuma ozgurluğune ındırılen son darbe-
lerden bırı de llhan Arsel'ın yılların bırıkımı ve çalışma-
sıyla urettığı -Aydın ve 'Aydın' - adlı kıtabının TCK nın
175/3 numaralı maddesıne muhalefet gerekçesıyle top-
latılması sonucundagerçeklestı Arsel.kıtabında dunya
Muslumanlarının % 99 unun akılcı uygarlığın olusma-
dığı bolgelerde yaşadığı duşundurucu gerceğınden yola
çıkarak, daha oncekı yapıtlannda da vurguladığı gıbı
şerıatcı bakış açısının akılcı duşunceyı engelledığı te-
masını ışlemekte Arsel ın, bır duşunce tarıhı nıtelığın-
dekı ' Batı dunyası halklannın gelışmıslığıyle şenat
dunyası halklannm genlığı arasındakı farkm, bırbırın-
den değer ve derece ıtıbarıyle farklı aydın tıplerının ya-
rattığı sonuçlardan kaynakiandığını vurguladığı yapıtı-
nın yasa gereğı toplatılması yaratma, okuma ve bilgi-
lenme ozgurluğunun gerçekte var olmadığını ortaya
koymakta Bu arada kutuphane duvarlarında yer alan
okumayı ozendırıcı nıtelıktekı tumcelen de anlamsızlaş-
tırmakta
Içınde yaşadığımız kısır duşunsel ortama katkı yap-
maya çalışan arastırmacıların yılgınlığa suruklenmesı,
uretımlerının engellenmesı gunumuze dek yapılmıs ha-
taların yınelenmesınden baska hıçbır anlam tasımaz
Uygarlığın bugun geldığı asama ve yaşadığımız ulkenın
bu uygarlık ıçınde yer alma savı da bu turden davranış-
ları hoşgoremez Ayrıca belırtmek gerekır kı kıtap top-
latmanın hıçbır gerekcesı olamaz Son yıllarda gelıstırı-
len polıtıkaların ve bu yonde davranan medyaların
toplum uzerındekı yoğun etkısı uyuşturucu ışlevı gor-
muş ve kulturel yozlaştırma surecı baslatılmışken mad-
dı değerlerın ınsanların yaşamında bırıncıl onemı sağ-
lanmışken, kıtap toplatılması, bu etkılerın kalıcı olmasını
sağlama cabası gıbı gozukmektedır
Bılınmelıdır kı uygarlığın gelısımı verılı değerlerın
reddedılmesı buna bağlı olarak da aykırı duşuncelerın
ortaya cıkıp çeşıtlı yollarla kanıtlanmasıyla gerçekles-
mıştır Bu yolda nıce araştırmacı duşunur ve bılımcı
acılarçekmıstır Toplumlardabuacılaraortakolmuştur
Geçmısı bu denlı net gorebılıyor ve yargılıyorsak su
ya da bu bıçımde okuma sansına sahıp olusumuzdan-
dır Tarıhten ders çıkarma olanağımızın bulunması, ha-
talarımızı azaltmalıdır
* 4ruı Bntaıvma iu-ınıadCJJ
•s:
PtDfiGOJIK DANISMA MtKU
KIRMIZI BAUK
COCUKfVI
"AİLE VE ÇOCUK" toplantıları başlıyor.
Konu sunuşu
Danışman: Dr. Erdal ATABEK
"Çocukta özgürlük - sorumluluk - disiplin"
Kırmızı Balık ailesi cağrılıdır.
Dışarıdan katlmak isteyenlerin telefonla haber
vermeleri rica olunur.
Bostancı: 24 Ekım 1993 Pazar, Saat 12.00
Tel 4171636-4172222(Fax)
Mecidiyeköy: Tel: 272 96 07
TARTIŞMA
Kırmızıkoltuldu Ecevit
1
0 ekım pazar gunu
kırmızı koltuk
programında
konuşanSavın
Ecevit'ı dınledıkten
sonra ırdeledığı
konulan az çok bılen bınnın
uzulmemesı elde değıl Bır
zamanlardağa taşa.
v etışebıldığımız her y ere adını
>azdığımız. "umut" dıye
kalbımıze oturttuğumuz Ecev ıt
şımdı oturmuş kırmızı koltuğa
nelersoylemıyor Kullandığı
sozcukler onu. o sozcuklen
zorluvor Demokratıksolu,
sosyal demokrathğı ırdelıyor
Sosşaldemokrat
olamayacağını vurguluyor
Bakınız bu konuda
sovledıklenne "Bonsosval
demokrat değil. demokratik
solcu biriyim. Kurduğumu/ parti
de sos> al demokrat değil,
demokratik sol partidir."
Çocuklugumuzda bırbınmıze
sıkça sorduğumuz bır soru
vardı "SovîebakaJımtavuknıu
vunıurtadan, yumurta mı
tavuktan çıktı?" Demokratik
solcu olduğunusoyleyen Ecevit
bjzım çocuklugumuzda
> aptığımız sozcuk o> ununu
y apıv or karşımızda
Demokratik sol ya da sosyal
demokrat a> nı ıçenklı ıkı
deyım Ikısıdesosyallığı.
toplumsallığı. uretımde.
tuketımde. kederde. kıvançta
bırlıktelığı ıçermektedır
Sozcuklerde kok bırlığı v arsa.
yazma yadasoylemede
sozcuğe yer değıştırerek
anlatım değışıklığı
veremezsınız Demokratik sol
> a da sos) al demokrat
dey ımlen aynı kökun
turevlendır Zorlamayada'ben
boj le istiyorunT demekle bu
olgu değısmez
Içımı burkan ve ırkıldığımız
dıger bır konu daşu Savın
Ecevit dıyorkı
"Sos> aldemokrat Halkçı
PartTnın son kurulta> ını
izledim. Iddiah genel başkan
adaylarından biri dıv or ki
(Türki> e halkı, Turİuve
toplumıı.) Turk halkı, Turk
toplumudemivor. Diyemiyor.
Hiç \lmanvahalkı,Âmerika
halkı olurmu?"
Bu sozlen duyunca insanın
gerçekten ırkılmemesı elde
deâl Bu sozlen "solda"
olduğunu soyleyen bın
sojluvor Ulkenın eskı bır
başba'kanıso>lüyor
Utandığını. urktuğunu
soyluyor Bay Ecevit yukardakı
sozlerden Öysautanılacak.
urkulecek sozler kendınınkı
Gerçeklen söylemek, dıle
getırmek ulke butunluğunu
bozmaz aksıne pekıştınr
Yıllardır bu olguyu
gızledığımız ıçın ulke bu
duruma geldı
Türkıye halkı ya da Turkıve
toplumu dedığımız
ıçın ulke bu duruma geldı
Turkıy e halkı > a da Turkıv e
toplumu demek vanlış bır
anlatım değıl Turk halkı y a da
Turk toplumu demek Turkıye
butunluğunu tanımlamada
eksık ve \anlı bır anlatım olur
EğerSosv aldemokrat Halkçı
Partı kongresınde konuşan
Turk yurttaşlannın tumunu
anlatacak bır durum ıçın
'Türkiye toplumu' deyımını
kullanmışsa doğru bır seçım
yapmıştır Bunun urkutecek
korkutacak bır yanı yoktur
Sadece ulusal konularda değıl.
her konuda gerçeklen
saptırmanın bır yaran olamaz
Gerçeğı gorme ve soyleme
hepımızın gorevı olmahdır
Ancak o zaman bazı sorunlar
çozumlenır
Niyazi Ünsal-Ankara
Boğazlar'dan geçiş ve sorumluluk
Ansiklopedileriniz ve romanlarınız
yerinizdenalınır.
TEL: 5540804
C
umhunvet
gazetesının
22 9 1993 tanhh
nushasında
Prof Dr Yaşar
Karavalçın
ımzası ılevayımlanan "Petrol
Tankerleri, l\Iontreu\
Sözleşmesi Tartışılırken"
başlıklı > azıda 1980 yılında
hukumetçe kurulan
"Boğazlar"da Na>igasyonun
Hukuki, İdari ve Teknîk Açıdan
V eniden Duzenlenmesi
Komisyonu" tarafından
"HukûkiTedbirlerAJt
Komis\onu" teşkıl edılmış
olduğu v e > azı sahıbının
uzmanlık alanına dahıl
bulunmamasına rağmen
başkanlık sorumluluğunu
taşıdığı alt komısv onun 40
gunluk bır faalıyet sonucunda
Turk Tıcaret Kanunu, Denızde
Canve Mal Koruma Hakkında
Kanun ve Lımanlar
Kanunu'nda v apılacak
değışıklıkler ve ılavelerle ılgılı
uç kanun tasansı hazırladığı.
hukumetçe benımsenerek Mıllı
Guvenlık Konseyı'ne ve
oradanda Danışma Kurulu'na
sunulan tasanlann istanbul
Hukuk Fakultesf nden bazı
meslektaşlann gay ret v e
engellemelen ıle kanunlaşmadığı
beyan edılmış fakat bunun nasıl
olduğu açıklanmamıştır
Yazı sahıbının sozunu ettığı
meslektaşlan aşağıda ımzalan
bulunan bızlenz Gerçekten de
bızler, bu tasanlann ozellıkle
Mıllı ve Enternasyonal Denız
Hukuku esaslanna v e
memleketımızın menfaatlenne
ay kın olmalan sebebıv le > etkılı
mercılen. davetlen uzenne. bu
hususta u> armak suretıv le
kanunlaşmalannı onledık ve
boylece gorev lenmızı yenne
getırmış olduğumuz
kanısındayız
Yazı sahıbının bahsettığı
komısyonlann kurulduğundan
bıda> ette habenmız y oktu
Fakat bılahare once Mıllı
Guvenlık Konsevı daha sonra
Danışma Meclısı'nce uzmanlık
alanlanmızı, ıhşkın olmalan
sebebıyle goruşlenmızı
bıldırmek uzere Ankara'ya
davetolunduk Tasanlar
hakkındakı bılımsel
goruşlenmızı ıhtısas
komısy onlanna, gerekçelen> le
ızahettık Mesele karşılıkb
olarak tartışıldı, > azı sahıbı de
hazır ıdı. o da göruşlennı
sav-unma teşebbusunde
bulundu Fakat netıcede gerek
Mıllı Guvenlık Konsevı.
gerekse Danışma Kurulu'nun
ıhtısas komısy onlan bızım
goruşlenmızın ısabetlı ve
memleket menfaatlenne uygun
olduğu kanısına vararak.
mezkur tasanlann kanun
halıne gelmesını onledıler
Venlen ızahat, her ıkı
komısyonun zabıtlannda
mevcut olup. daha sonra yıne
yazı sahıbının ısteğı uzenne
İstanbul"da duzenlenmış
bulunan "Türkiye'de Deniz
Kazalan Sempozyumu"nda
kısmen ozet olarak
tekrarlanmış, orada da
tartışılmış ve \ayımlanmıştır
(') Tasanlarda yapılan v e
hukuken kabulu mumkun
olmay an ısabetsız v e yanhş
tadıl teklıflennı burada tekrara
mahal gormuyoruz Arzueden,
bunlan yukanda gosterdığımız
kay naklardan ıncele> ebılır.
> alnız mısal olmak uzere ıkı
tanesını zıkredıv oruz
Yururluktekı Tıcaret
Kanunumuz947 maddesınde
gemı adamlannın fııllenyle
uçuncu kışılere verdıklen
zararlardan mesulıyetı kusur
esasına bağlamiş ve 948
maddesınde de bu mesulıyetı
sınırlamıştır Ancak bu husus.
bızım Tıcaret Kanunumuza
mahsus bır hukum olmayıp
denızcı devletlenn
kanunlannda bulunan temel ve
yavgınbırhukumdur Şımdı
Sayın Karayalçın'ın başkanı
bulunduğu komısyon, bu
şartlan tamamen bertaraf
ederek gemı adamının
kusurunu aramaksıan
donatanın mutlak suretle
mesulıv etı esasını getırmekte ve
bu mesulıyetın sınırsız olmasını
teklıf etmektedır Bızler ıse
denızcılık faalıyetlennın ve
denız hukukunun
enternasvonal ozellıklen
ıtıbanyle Turkıve"nm tek
başına denız hukukunun
yav gın olan bu ıkı esasından
ay nlamavacağını. a> nldığı
takdırde bunun Turk Tıcaret
Fılosu'nun rekabet gucünu
onemlı surette azaltacağını ılen
surerek buna karşı çıktık, halen
de bu goruşteyız
Enternasv onal alanda kabul
edılmış olan bazı ıstısnalann
Turkıye tarafından da
berumsenebıleceğını ve hatta
benımsenmesı gerektığını,
fakat kusur esasının bütun
mesulıyet hallen ıçın terk
edıleme) eceğını uzun boylu
ızahettık
Ikıncısıne gelınce 4922sayıh
Denızde Can ve Mal Koruma
Hakkındakı Kanun'a ılave
edılenekmadde l'de"Türk
limanlarına giren >ey a liman
sınırlarımn içinde kalan
alanlardan geçen \e ozellikleri
yonetmeliğinde tespit edilecek
Türk ve y abancı gemikr
donatanlan'" ıçın bır mesulıyet
sıgortası yaptırmalan veya
temınat gostermelen
mecbun>etıgetınlmıştır Ek3
maddede ıse mesulıyet
sıgortasını yapabılecek sıgorta
kuruluşlannda aranacak
ozellıkler v e sıgortanın dığer
şartlannın bıryonetmelıkte
tespit olunması
ongorulmuştur Ekmadde4'te
ıse yukanda zıkredılen
yukumluluğe uymayan
gemılenn Turk lımanlanna
gırmelen, lıman sınırlan ıçınde
kalan alanlardan geçmelen.
lıman başkanhklannca
yasaklanacaktır istanbul
lıman sahasına gumeden
Boğaz'dan geçmek mumkun
olmadığına gore. yasak hukmu
gereğınce soz konusu gemıler
istanbul Boğazı'ndan
geçemeyeceklerdır Montreux
Sozleşmesı'nın açık
hukumlenne aykın olmalan
ıtıbanyle bız bu duzenlemeye
de karşı çıktık
V aptığımız bunlardan
ıbarettır Yetkılı mercıler bızım
ızahlanmızı daha ınandıncı
bulmuşlar v e buna gore
kararlannıvermışlerdır Bızler
de oğretım uyelen olarak
uzmanlık alanımıza dahıl bır
konuda ısabetsız ve bılımsel
esaslara v e memleket
menfaatlenne ay kın tasanlann
kanunlaşmasını onlemekle
gorevımızı yenne getırmış
bulunuyoruz ve bundan da
kıvançduymaktayız Benzer
bırdurumda ay nı şeyı
yapmakta tereddut
etmeyeceğız
Yazı sahıbı, bızım onende
bulunmadığımızdan da söz
edıyor Bu doğru değıldır
Ezcumle donatanın mesulıyetı
hakkında onende bulunduk,
dığer denızcı memleketlerde ve
uluslararası alanda
yapılanlann -hıdrokarbonlarla
denız kırlenmesınden ve
nukleer zararlardan
sorumluluk hakkındakı ozel
duzenlemelenn- ay nen
benımsenmesıru onerdık (Bak
Not rdekı>ayıns 361) Ancak
bugun de guncellığını
muhafaza eden esas sorun bu
değıldır, Boğazlar'da sevrusefer
guvenlığının nasıl sağlanacağı
ve kazalann nasıl asgan düze>e
ındınlebıleceğı sorunudur Bu
guvenlık, mesulıyetın
ağırlaştınlması v e mesulıv et
sıgortasının zonınlu hale
getınlmesı ıle sağlanamaz,
onun tedbırlen başkadır
(Boğazlar'da sevrusefer
emnıyet tesıslennın
tamatnlanarak modern hale
getınlmesı ve trafiğın ozel
olarak duzenlenmesı gıbı) Ovle
görunuyor kı >aa sahıbı bunun
da farkında değıldır
Prof.Dr.TahirÇağa/
Prof. Dr. Rayegân Kender
1) Turkı>e de Demz KdAilun
Sempozyumu Bıkiınlcr Tdrtışmaiar
Ankara 1983
PENCERE
Kişilik Çatlamasında
Kimlik Yitirmek...
Gazeteleri karıştırıyorum, Tansu Çiller'ın Ameri-
ka gezısıne ılışkin yazıları okuyorum, hepten tırlat-
mış olduğumuzu düşünüyorum; canım sıkılıyor,
reklamlara bir göz atıyorum, sayfanın dıbinde bır ilarv
cık gözüme ılışıyor:
Kimlığimı yıtırdım...
Yenısını çıkaracağımdan
Eskısının hükmu yoktur.
•
En ürkütücü şey savaşta kımlık yıtırmektir.
Askenn kımlığını bu yüzden bır zıncırte madalyon
gıbı boynuna asıyorlar
Cephe ana baba gunüne dönuştü mü ya da ordcı
bozguna uğradı mı, kimlik sorunu önem kazanır Sa-
vaşta kımlığını yıtırdın mi, yandın. Ölsen adını sanı-
nı bılmeden gömecekler, yaşasan kımın nesı
olduğunu nasıl kamtlayacaksın? Nesın sen? Kahra-
man mı? Kaçak mı? Casus mu?
Ünlü yazar Sımonov, bu kurgu uzenne bır roman
yazmıştır; İkıncı Dünya Savaşı'nda cepheler altüst
olurken kımlığını yıtıren bır kahramanın öyküsü...
•
Kımısı kımlığını yıtırır..
Belleğını yıtırmez
Kımısı de kımlığını yıtırmekle kalmaz, bır de üstü-
ne belleğını yıtırır
Fılmlerde belleğını yıtırmış kadın ya da erkek öy-
külerıne sık sık raslarız Araba kazası mıdır? Savaş-
ta başına raslayan şarapnel parçası mıdır? Sokakta
yürürken kafasına saksı mı düşmüştür? Her neyse,
adam geçmışıni unutuvermıştır. Hastanede gözlerı-
nı açar-
—Kımım ben?..
Kımlığını yıtırenlere akıl hastaneierınde de rasla-
nabılır; zavalhnın bırı kendısını Napolyon sanıyor;
sağ elını ceketının yakasından ıçerı sokmuş, impa-
rator taklıdı yapıyor, bır başkası başına yapraklardan
taç takmış Sezar'lık taslıyor
Tırlattın mı ış kolay, canı azızın kımi çekerse onun
kımliğıne gırebılırsın..
•
Kımlığını yrtırmek tehlıkesı yalnız bıreye özgü de-
ğıl, toplumların da kendı benliklerını yıtırdiklerı sü-
reçlere tarıhte raslanıyor.
Doğrusunu ıstersenız, Tansu Çiller'ın ABD gezisı
ıçın yazılıp çızılenlerı okudukça, hem şastım, hem de
kendi kendıme sormaktan kendımı alamadım.
—Bız kımız^
"Kimlığimı yıtırdım
Yenisını çıkaracağımdan
Eskisinin hükmu yoktur "
Yalnız kımliğımızı değıl, kışılığımizı ve benlığımizı
de yitırdik gıbı..
Bır yandan Orta Asya'ya hükmetmek, Turan'ı fet-
hetmek, Azerbaycan'ı avucuna almak ıçın çaba har-
cayan ve Ortadoğu'da 'süper devlet'hk taslayan bır
toplum; öte yanda Amerıka'da Başbakan Clinton-
un gözüne gırmeye bu kadar önem verir, bu kadar
yırtınırsa, kışılik çatlaması yuzunden benlığını yıtır-
miş demektir.
Kıminın gözünde ABD'ye TC Başbakanını gönder-
medık; Beyaz Saray'a gelın göndermek ıçın görücü-
ye kız çıkarmış görgüsuz aıle gibıyız.
Bılmem kı tırlattık
Bıll, Tansu'yu beğenırse Ortadoğu'da bıze bol ke-
seden neyi ıhsan edecek?
Damat bey kızımızı beğenırse, Türkıye ıle düğün
yapıp gerdeğe mı gırecek?
Yüzgörumluğu mu takacak?
Ölçü mölçu kalmadı, kimlik kışilık hak getire, Qü-
neydoğu'da PKK'yı yola getırmek için VVashıngton'-
da Beyaz Saray'dan medet uman bır ulkenın
kışılıksiz zavallıları gibıyız
SIVAS KATLİAMIDOSYASI
Karşı dergib,ı75ve^ö savnlannıtemmuz-ağuslosta
bırleştırerek Sıvas olav lan v e kurbanlan ıçın ozel bır sayı olarak
vavımladı Ankara dayavımlananbuedebı>at sanat.düşun
dergısınde tanmmış vazarlanmızın ıçten duygularla dıle
getırdıklen duşuncelenm bulacaksımz
Şıle Ağla> anka\ a'da Dev let Opera v e
BaleM Sanatçılan (Sanat-Kent) Kooperatıfi'nde
satılık tnpleA vılla
Her aun saat 09 00-12 00 arası
"3617071-3731716
İLAN
KAYSERİ İŞ HAKİMLİĞİ'NDEN
DosvaNo 1993 49 Esas
DuruşraaGünu 9 11 1993
Saat 09 00
Da\au Yu?.uf Gun tarafından davahlar SSK Genel Müdürluğü ve
Remzı Cela>ırezen alevhıne açılan tespit davabiran 15 7 1993 tanhlı
oturumunda venlen ara karan gereğını.e
Davalılardan Remzı Celavırezen adına duruşma gun ve saatı ık
dava dılekçe^ı butun aramalara rağmen adresının tespıtı mumkun ol-
madığından adına gazete ılanı ıle tebhgat japılmasına karar venlmış
olmakla
7201 savılı kanunun hukumlenne te\fıkan davalı Remzı Celavıre-
zen adına dava dılekçesı ıle duru^ma gunu ve saatının ılanen teblığıne,
oturum gunune kadar dava hakkında beyanda bulunması veya ken-
dısını bır vekılle temsıi ettırmesı kendisinı vekılle temsıl ettırmevıp
oturuma da katılmadıgı takdırde davanın gıvabında >apılacağı ve
hukme baelanacaâ tebhgat \enne kaım olmak uzere ılan olunur 19
7 1993
Basm 51799
ILAN
T.C.
GAZİANTEP1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
1993 29^
DavacıŞehıtkamılBeldıveBa^kanlığıvekılı \\ Alı Haydar Yıl-
dız, davahlar Ba^macı Medresebi Vaktı Ze>nel Tınka vs alejhıne
açuğı ortakhgın gıdenlmesı davasının vapılan açık duruşması sırasın-
da venlen ara karan gereğınce
Davalılardan Gazıantep üı Şehıtkamıl ılçesı Be> mah pafta 19,
ada 3465 parsel 102"de kavıtlı bulunan taşınmazın hıssedarlanndan
olan Emme 4cıoğlu nadavadılekçesıtebhğedılememıştır Soz konu-
su ta$ınmazın ortaklıgının gıdenhnesı davasında duruşmanın atılı
bulunduğu 2 11 1993 gunu saat 09 00 da mahkememız salonunda
hazır bulunmanız veva kendınızı bır \ekille temsıl ettırmenız. hazır
bulunmadıgımz veva kendınızı bır vekılle de temsıl etürmedığınız
takdırde gıvabınızda karar venlecegı davetıye yenne kaım olmak
uzere ılan olunur 5 10 1993
Basm 51746