27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK1993 PERŞEMBE 14 HABERLER Çay-Kur Genel Müdürü, 25 bin ton radyasyonluçayın yer yokluğundangömülemediğini söyledi Radyasyoıılıı çaylarlıâlâ açıkta ŞEBNEM GÜNGÖR/FAİK BAKOĞLU RİZE - Saghk Bakajıı Yıldınm Aktuna, rad- yasyonun etkileri konusunda çeşitli çevrelerce farfclı yorumlar yapıldığım, bu durumun özel- likle Karadeniz insanmda panik yaratüğını be- lirterek, "Artık her kafadan bir ses çıkmasına izin vermeyeceğim" dedi. Çay-Kur Genel Mü- dürü Tuncer Ergüven ise, ellerinde bulunan 25 bin ton radyasyonlu çayın yer bulunamaması nedenıyle sağlıksız depolarda saklandığını bil- dırdi. Ergüven, "Çayda radyasyon söylenüleri- ne son verilsin. Piyasaya sürdüğümüz çayiarda, radyasyon tehlikesi yok" diye konuştu. Bakan Yıldınm Aktuna, radyasyonun insan sağlığı üzerindeki etkilenni tespit etmek ve bu- na bağlı olarak önlemler almak amacıyla çıktığı Karadeniz gezisinde dün Rize'de incelemelerde bulundu. Çay-Kur'un 1986 ürünü radyasyonlu çaylanndan 1380 tonunun gömülü olduğu Fe- ner Mahallesi Zihni Derin Çay Fabrikası'ndaki incelemeler yapan Bakan Aktuna, mahalle muhtannın, gömülen çaylardan sızan radyas- yonun ıçme sulanna kanştığı, bölgede yaşayan kurbağa gibi bazı hayvanlann ölümüne neden olduğunu iddia etmesi üzerine şunlan söyledi: •Radyasyonlu çaylann yerleşim merkezlen- nin bulunduğu yerlere gömülmesi yanhş. Va- tandaşlardan gizlenerek, çaylar buralara gö- mülmüş. Her ne kadar Çay-Kur ve TAEK gomülme işlemini onaylasa da, öncelilde halka danışılmalıydı. Bundan böyle tüm gömü yerler sürekli denetlenecek. Sızıntı var mı, hayyanJa- nn ölümü radyasyondan mı, tespit edilecek. Radyasyon konusunda herkes bir şey söylüyor. Biri 'Radyasyondan insanlar etkilenmedi', di- ğeri "Karadeniz'de kanser vakalan arttı", öteki 'Olay çok abarüldı' diyor. Bu durum vatandaşı tedirgin ediyor. Bir bilımsel kurul oluşturul- muştur. Tüm veriler değerlendirilecek ve anın- da halka duyurulacaktır. Artık radyasyon konusunda her kafadan bir ses çıkmasına izin vermeyeceğim." Rize Halk Kütüphanesi'nde vatandaşlarla sohbet eden Aktuna, burada kendisine yönelti- len sorulan cevaprfandırdı. Rizehlerin, lösemi ve kanser vakalannın arttığını, tanm alanlannda artık ürünlerin yetişmediğini söylemeleri ûzeri- ne Aktuna şöyle konuştu: "Tüm kanser ve lösemi vakalannı radyasyo- na bağlamak şu an içın mümkün dcğil. Ancak, aldjğım bilgılere göre vakalarda artış var. Korkmayın, Rize ev ev taranarak, tüm vakalar tespit edıJecek. Bu arada tüm hastalann tedavi- si ücretsiz olarak devlet tarafından karşılana- cak. Trabzon ve Edime'de kuracağımızradvas- yon merkezlerinde. başvuran hastalara İcart verilerek vatandaşlann isledikleri her yerde te- davi edilmeleri sağlanacak. Belki bu hastalan yeşil kart kapsamına alacağız." Toplanuya katılan Rizeli üreticilerin, "Top- rağutuz hasta. Artık ürün yetişmiyor" yakın- nıalan üzerine, Aktuna, yanında bulunan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Prof. Yalcın Sanalan'a direktif vererek, olayın araşü- nlmasıru istedi. Radyasyonlu çaylann gömüldüğü yerleri ge- zen, ancak depolara gitme önerilerini reddeden Bakan Aktuna, gazetecüenn ısrarlan üzerine. "Ben niye gideyim? Radyasyonlu depolara ANAP dönemindekiler girsin. Radyasyon ol- madığını iddia edenler, çayı içtikleri gibi depo- lara girsinler' dedi. Çernobil kazasından sonra Çay-Kur tarafın- dan ürctiJen 60 bin ton çayın 35 bin tonunun Rize'de fabrikalann bahçelerine gömüldüğü, geriye kalan yaklaşık 25 bin ton çayın ise yer bulunamaması nedenıyle hâlâ sağlıksız depo- larda saklandığı öğrenildi. Çay-Kur Genel Müdürü Tuncer Ergüven. bugün piyasaya sü- rülen çaylann en geç 1991 mahsulü ürünler ol- duğunu belirterek, "Şu anda piyasadaki çaylar- da radyasyon tehlikesi yok. Ancak. depolarda bulunan 25 bin ton radyasyonlu çay; kurumun ve Rizelilerin sırtında bir yük" dedi. Çernobil faciası sonrasında 1986 mayısında ellerinde 40 bin ton stok çayın bulunduğunu, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun bu stok çaylan incelediğini, ancak sonuçlann kendileri- ne 6 aylık bir gecikmeyle bildirildiğini belirten Genel Müdür Ergüven, bu süre içinde bir mik- tar radyasyonlu çayın yeni mahsullerle har- rnanlanarak, piyasaya sürüldüğünü açıkladı. Şu anda 3 bin 800 ton çayın Ankara, 4 bin 700 ton çayın İstanbul. 14 bin ton'cayın ise Rize Işıkh'daki depolarda muhafaza edildiğinı söy- leyen Ergüven, "Bu depolarda kapının açılma- ması. çayın dışan çıkanhnaması ve kullanılma- masını sağlamak dışında teknik hiçbir önlem alınmamışür. Kurumumuzun bu depolara ihti- yacı var. 1989 yılında radyasyonlu çaylann gömülmesi için alternatif yerler belirlendi. ör- neğin, Burdur ve Elmadağ, bu yerler arasınday- dı. Ancak mahalli yetkiDler, zorluk çıkarttı. Rize artık radyasyon mezarlığı olmaktan kur- tulmak istiyor. Ancak yer de bulunamıyor. Bu ürünieri Türkiye dışına mı çıkaralım" diye ko- nuştu. Ankara'nın planı Radyasyon faciası Toplumsal tepki örgütleniyor Haber Merkezi - Çernobil faciasının kamuoyundan giz- lenmesi. demokraıik kitle ör- gütlerini harekete geçirdi. 27 demokratik kitle örgütü, 'Çer- nobil İçin Toplumsal Duyarlı- lık Grubu"oluştururken, Insan Haklan Demeği de "gerçeklen halktan gizlediklen" gerekçe- siyle eski Cumhurbaşkanı Ke- nan Evren. eski Sanayi Bakanı Cahit Aral. eski Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yüksel Ozemre. es- ki YÖK Başkanı Prof. Dr. İh- san Doğramacı ve Prof. Dr. Kemal Karhan hakkında İs- tanbul cumhuriyet savcıhğına suçduyurusunda bulundu. Çernobil olaymıh halktan gizlenmesinın ortaya çıkması üzerine, Türk Tabipleri Birliği (TTB), NükkerTehltkeye Kar- şı Banş ve Çevre İçin Sağlıkçı- lar Demeği (NÜSED), Türk Mühendis Mimar Odalan Bir- liği (TMMOB), Türk Veteriner Hekimler Birliği. Türk Veteri- ner Hekimler Derneği, Türk Eczacıjar Birliği. Türk Diş He- kimleri Birliği. Mülkiyeliler Birliği, Ankara Barosu. Öğre- tim Üyeleri Derneği, Türkiye İnsan Haklan Vakfı, İnsan Haklan Derneği (İHD), Türki- ye Ziraatcılar Demeği, Çağdaş Hukukçular Derneei. Halkev- leri. D1SK, Türk-lş, Hak-İş Konfederasyonlan, 17 memur sendikası adına Kamu Çalışar.- lan Sendikalan Ankara Şubele- ri Platformu, Genel Sağlık İş Sendikası, Çevre Mühendisleri Odası, Türk Biyokimya Derne- ği, Trabzon Derneği, Trabzon- lular Vakfı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mezunlan Derneği Ankara Şubesi, Türk Hemşire- ler Derneği, biraraya gelerek "Çernobil için Toplumsal Du- jarlılık Grubu" oluşturdu. Grup olarak dün bir basın top- lantısı düzenleyen örgütler, toplumsal duyarlılık çağnsı \aptilar. Bakırköy İnsan Haklan Derneği istan- bul Şubesinin bir gurup üyesi ve çeşitli kuruluşlann temsılcıleri dün İstanbul Adüyesi'nde bir basın açıklaması yapü. Açıkla- mada, radyasyon olayında yet- kililerin gerçekleri halktan giz- lendiği. kitlelere yanlış bilgiler verdiği, görevlerinin gereği olan tedbirlen almayarak görevleri- ni kötüye kullandıklan ve böy- lelikle çok sayıda sakat doğum- #lara, kanserden ölüm olaylan- na. toplumsal ve tabi zenginlik- lerde ciddi hasarlara neden olduklan ileri sürüldü. "Fela- ket Çernobil Değil, Başımızda- ki Yöneticiler", "Radyasyon Sorumlulan Yargılansın. Ada- let İstiyonız", "Asmaya Ara Verdik, Şimdi Sıra Radyasyon- lamada" gibi sloganlann yer aldığı dövizlerin açıldığı basın toplantısından sonra savcılığa çıkıldı. İstanbul Adüyesi Müracaat Savası Atilla Alıa'ya verilen suç duyurusu dilekçesinde şöy- le denildi: "Sanıklar, toplum sağlığını tehtit eden korkunç tehLke ik ilgjli bilimsel araştırma ve tes- bitlerde bulunanlan, görevleri- ni kötüye kullanarak sustur- muşlar, bu konuda halkı uyarma yönünde kamu görevi yapan basın ve kuruluşlara kar- şı devlet imkanlannı kötüye kullanarak halkı yanılua ger- çek dışı. somut zarar tchlıkesine vücut verici probagandalarda bulunmuşlardır. Neticede başta Trakya ve Karadeniz bölgelerinde olmak üzere heryerde çok sayıda sakat çocuk doğumlanna, kanserli ölüm vakalanna, netıcesı yıllar- ca sonra ortaya çıkacak hasta- lıklara, hayvan ve bitki zengin- liklerinin kaybına sebep olmuş- lardır. Sanıklann toplu ölümle- re neden olmak fiillerinden dolayı yargı önûne çıkartılarak cezalandınlmalannı talep edi- yoruz." Kalitesizkömüre kullanımizni yokİstanbul Haber Servisi - Ba- kırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir. Bakırköy'de lalitesiz kömür kullanımma Icsinlikle izin verilmeyeceğini öelirterek kükürt oranı ve parti- lül oranı yüksek kömür konu- sunda apartman yöneticilerini tyardı. Bakırköv Belediye Başkanı Ali Talip Ozdemir, son günler- <Je ilçe sınırlan içindeki hava lirliliğinin yoğunlaşması nede- liyte apartman yöneticileri ve lapıcılarla dün Bakırköy Spor Vakfı Tesisleri'nde bir Yer yer urtışmalı geçen toplaniıda ipartman yöneticileri ve kapıcı- hr konutlann ısınma talimatla- ı konusunda önerilerini ve is- ekjerini dile getirdiler. Özdemir. Bakırköy'de hava lirliliğinin önlenmesi için önce- iklı önlem olarak kaloriferleri }akan kjşilerin ehliyetü olması Erektiğini belirtti ve önümüz- teki hafta içinde belediyede açı- iicak kurslara tüm kalorifercı % kapıcılann katılmak zorun- ta olduğunu söyledi. Kalitesiz iükürt ve partikül oranı yüksek iömürlerin hava kirliligine ne- en olduğunu hatırlatan özde- nir, "Oluşturduğumuz ekipler esin olarak denetim yaparak ialitesiz kömür kullanımını en- slleyecekler. Bunu apartman yöneticilerine de haürlatıyo- rum" dedi. Doğalgazm hava kiıiiliği konusunda bir çözüm olabileceğini vurgulayan Bakır- köy Belediye Başkanı, apart- man yöneticilerine doğalgaz kullanmalannı tavsiye etti. Öz- demir, doğalgaz için kanlann temmuz ayı ortalannda bitme- sini istediğini söyledi ve apart- man yöneticilerini. daha sonra kaaya izin vermeyeceği konu- sunda uyardı. Bakırköy'de eg- zoz kirliliği sorununa da deği- nen Özdemir, Bakırköy ve Ataköy trafik.düzeninin Jstan- bul Teknik Üniversitesi'nden bir heyet tarafından incelendi- ğini söyledi. Bakırköy'deki ha- va kirliiiğine çevre ilçelerin de neden olduğunu vurgulayan Özdemir, "Kendi bünyemiz dı- şından gelen hava kirliliği var. Ancak Bakırköy'de hiçbir sa- nayi kuruluşu filtresiz çalışa- mayacak" şeklinde konuştu. Ozdemır'in Ataköy'deki ko- nutlarda fıltre probleminin çö- zümlendiği biçimindeki sözleri- ne 3. ve 4. kısım muhtan Emin Altaıi itiraz ederek kendi ma- hallesinde hiçbir apartmanda fıltre olmadıgını söyledi. Özde- mir bunun üzerine sinirlenerek "Sizi buraya beni eleştirin diye çağırmadım" şeklinde tepki göstcrdi. İskoç adasınınender kuşlan, som balığı yataklan vedeniz samurlan kurtanlmaya çabşıhyor Shetkmdsakinlaipetrolebıdaıuh Dış Haberler Servisi - İs- koçyanın kuzeyindekı Shet- land Adası'nda önceki sabah fırtına nedenıyle karaya otu- ran Baer adlı tankerden petrol sızmaya devam etüği bildirili- yor. Bu arada. tankerin ikiye bölündüğü haber verildi. Sızan petrolü temizleme çalışmalan- na ise başlandıgı kaydedildı. Fırtına nedenıyle batma teh- likesi geçiren ve personelinm gemiyi terk'etmesinden sonra denetimsiz kalan, 85 bin ton ham petrol taşıyan Liberya bandralı tankerin 34 kişilik mürettebatı İngiliz Hava Kuv- vetlerince kurtanlmışü. Iskoçya'daki sahil koruma yetkililen ve çevre bilimcileri, tankerin tamamen sulara gö- müldüğunü belirtirken Ulaş- tırma Bakanlıgı tankerin dün öğleden sonra ikiye bölündü- ğünü açıkladı. Bu arada, denize yayılan petrolü dağıtmak amaayla Dakota DC3 tipi altı uçağın, tankerin parçalandığı Garths Ness koyuna özel deterjan serptiklcri ve denize yayıian petrolü çevrelemek amaayla bölgeye römorkörler gönder- dığı bıldirildi. Ulaşürma Bakanlıgı'ndan yapılan açıklamada, denize ya- yılan petrolün yüzde 40'ınm buharlaşacağı, yüzde 20-25'- inin özel kimyevi maddelerle dağıtılabılecegi belirtilerek "petrolün bir bölümü de doğal olarak karaya vuracak. Bütün çabamız kıyılara vuracak pet- rolün çevreyi kirletmeden te- Tankerden yayılan petrolden en ç-k samuriar rahatsız. mizlenmesini sağlamaktır" denildi. Bu arada Deniz Kirliliği Dairesi. tankerin karaya vur- duğu koya en yakın yerleşim birimi olan Lernick köyüne, denize yayılan petrolü topla- mak ve pornpalamak için çeşit- li araç ve gereçler gönderdi. Doğa ve çevre koruma ku- ruluşlan da. Shetland Adası çevresindeki ender bulunan deniz kuşlan, som balığı ya- taklan ve deniz samurlannın korunması için, yetkililerce yü- rütülen çalışmalara yardıma olmak amaayla gönüllüler toplamaya başladı. Öte yandan bir Amerikan şirketıne ait Braer tankerinin Yunanlı kaptanı Alexanderus Gcli, kurtanldıktan sonra ver- diği ilk ifadede, tankerin kendi yakıtına deniz suyu kanşması nedeniyle kazan dairesi ve je- neraıörlerinin işlemez durul- ma geldigini ve tankerin dene- timden çıktığını belirtti. Ulaş- tırma Bakanlıgı, kazayı soruş- turmava basjadı. Bu arada. İskoçya'da yaşa- nan tanker faciasının Avrupa Topluluğu'nu çevre koruma konusunda harekete geçırdiği bıldirildi. AA'nın haberine göre, yeni AT Komisyonu, görev başla- dığı ılk gün Shetland faciasının yarattığı çevre kirliliğinin te- mizlenmesi için maü yardım konusunu görüşürken, Avru- pa Parlamentosu Sosyalist Grubu, Parlamento'nun Çev- re Komitesi'ne, Avrupa kıyıla- nnda bu tür çevre felakeüeri- nin yaşanmasını önlemeyı hedefleyen bireyJem planı sun- du. Eytem planı, Avrupa kıyıla- nnda doğal ortam ve yerleşim acısıdan hassas olan bolgelere tehlikeli yük taşıyan gemilerin girmesınin yasaklanması, facıa durumunda yerel yetkıliJere yardımda bulunacak ve kirlen- menin boyutlannı belirleyecek bir AT uzman heyetinin oluş- turuiması ve gemilerin inşasın- da uygulanan standanlann iyileştirilmesi konusunda an- laşma sağlanmasını öngörü- vor. öte yandan Panama bandı- rah 'COTY 1' adlı bir yük gemi- sinin Mora yanmadası ile Girit adası arasındakı böjgede baUı- ğı bildirildi. AA'nın haberinegöre Yunan Deniz Ticaret Bakanbğı tara- fından yapılan açıklamada. geminin 11 Yunan ve 6 Rus'tan oluşan 17 kişilik mürettebatının hayatlanndan endişe edildiğı kaydedildı Bakanlık yetkililen. İtalya'ya çimento götürmek üzere önceki sabah Pire limanından harekel eden COTY l'in dün sabah Mora yanmadasının 15 mil gü- neyinde. muhtemelen yükünün yer değişürthesi sonucu battığı- nı söylediler. İşçiler ve çevreciler Tuzla açıklanndaki United Statesgemisini bugün teknelerle kuşatıyor SOS tstanbul: Ölümgemisi evinedöıı Haber Merfcezi - Çevreciler ve tersane işçileri asbest gemisine karşı eyleme geçi- yor. SOS Istanbui Çevre Gönüllüleri Plat- formu ve LİMTER-İş Sendikası tarafın- dan ortaklaşa gerçekleştirilecek basın toplantısının ardından Tuzla'da toplan- cak olan işçiler ve çevreciler, balıkçı tekne- leriyle denize açılaralc, United States ge- misinin Türkiye'ye getirilişini protesto edecekler. Protesto göstericisi için üzerinde "ölüm gemisi evine dön" yazılı sekiz metrelik bir pankan hazırlayan SOS İstanbul Çevre Gönüllülen Platformu eylem için tüm çev- recilere '> katıLn"çağnda bulundu. İstan- bul Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Aydil Kurtkaya da Baro olarak asbest ge- misinde çalışan işcilere hukuki yardımda bulunacaklannı açıkladı. Asbestin kansere neden olduğu gerçeği- nin tüm dünya tarafından kabul edilirken, Türkiye'de asbest yüklü United States ge- misinın sökümüne izin verilemeyeceğini vurgulayan LİMTER-İş Sendikası Genel Başkanı Emir Babakuş, "İnsanlann ölü- me gönderilmesine göz yummayacağız" dedi. SOS İstanbul Çevre Gönüllüleri Platformu adına aaklama yapan Türksen Başer Kafaoğlu ve Jşıl Yıldınm ise "Ölüm gemisi" Türkiye'den aynlanana dek bu işin peşirii bırakmayacağu" diye konuştu- lar. Bugün Tuzla'da saat 11 .OO'de gerçek- leştirilecek basın toplantısı ve eylem için çok sayıda çevre derneğinden, sendika ve sanatçılardan destek geldiği bildirildi. Ey- leme aynca bir pandomim grubunun da kaülacağı açıklandı. Çeşitli bilim adamla- nnın da eylem öncesi gerçekleştirilecek basın toplanüsında asbest konusunda bil- gi vereceklerini bebrten SOS İstanbul Çev- re Gönüllüleri Platformu Sözcüsü Türk- sen Başer Kafaoğlu. ardından kiraJana- cak balıkçı tekneleriyle denize açılarak ölüm gemisini protesto edeceklerini açık- ladı. Yaşam hakkının en temel insan hakkı olduğunu vurgulayan Türksen Başer Ka- faoğlu, "Biz bu hakkımızı koruyacağız. Tuzla getirilen ölüm gemisiyle bu gemide çalışan insanlann ve çevrede yaşayanlann yaşamı tehlikeye sokulmuştur. Türkjye gelimiş ülkelerin çöplüğü değildir. Konu- yugerekirse uluslararası platforma taşıya- cağız ve bu olaya göz yuman yöneticiİPr hakkında da hukuki tşlemkre başvuraca- ğız" diye konuştu. Çevrecikrin, işçi sendikalannın, bilima- damlannın ve çeşitli meslek odaJannın asbest gemisine yönelik tepkileri sürerken, İstanbul Barosu da asbest konusunda bir araştırma başlattı. İstanbuJ Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Aydil Kurtkaya, ko- nuyla ilgili gerçekleşurilen araşurmanın tamamlanmasmdan sonra asbest gemisin' de çalışan tüm işcilere hukuki yardımda bulunacaklannı açıkladı. Reno'dan sonra Tbfaş da zaııı \aptıİSTANBUL (AA) - Tofaş, ürettiği otomobillerin fiyatları- nı yüzde 9.1 ile yüzde 9.4 arasın- da, Otosan da yüzde 9.0 oranın- da arttırdılar. Tofaş ve Otosan'dan yapılan açıklamalara göre yapılan zam- dan sonra Tofaş'ın en düşük fi- yatlı modeü olan Serçe'nin KDV dahil fiyatı 57 milyon 610 bin li- raya, en yüksek fiyatlı modeü olan Tempra 2.0'lann fiyatı ise 203 milyon 28 bin liraya çıktı. Otosan'ın ürettiği otomobille- rin en düşük fiyatlı modeli Ford Taunus GTnin fiyatı 104 milyon 436 bin liraya, en yüksek fiyatlı modeli oJan Ford Taunus Auto A/C'nin fiyatı da 149 milyon 580 bin liraya yükseldi. Tofas ve Otosan'ın ürettikleri otomobillerin 1 Ocak 1993 tari- hinden geçerli olan KDV dahil eski ve yeni fiyatlanyla zam oranlan şöyle: ÇAYIRALAN KADASTRO MAHKEMESİ'DEN DosyaNo: 1991/102 Duruşmagünü: 9.2.1993 Davacı Çayıraian ilçesi merkez nüfusuna kayıtlı Hasan Basri Seç- gen tarafından davalılar aynı yerden İhsan Çakar ve Mustafa Çakar aleyhine Çayıraian ilçesi Dere Mahallesi Çırçırönü mevkiinde 127 ada. 15 parsel no.lu taşınmazla ılgılı lespit ve tescil davasırun duruş- malan sırasmda verilen ara karan gereğince: Tüm aramalara rağmen açık ikamet adresi tespit edilemeyen dava- lı Mustafa Çakar"ın mahkememizde 9.2.1993 günii saat 9.3Ö'da >apı- lacak durusmaya gelmesı, varsa belge ve delillerini ibraz etmesi. gclmcdığı lakdirde davanın yokiuğunda devam cdılebileccğını bilme- sı leblığ yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 45009 Tofaş'ın ürettiği otomobiller ITlp Eski fiyat (Tl) Yeni flyat (TL) Serçe Şah'm Kartal Kartaf SL Doğan SL Tempra BX Tempra SX (A) Tempra FX AK Tempra 2.0 İ.E () (XX) 52686000 71502000 78636000 96684000 90378000 115296000 128940000 145962000 186090000 57618000 78132000 85908000 105576000 98706000 125868000 140736000 159288000 203028000 9.4. 9.3 9.2 9.2 9.2 9.2 9.1 9.1 9.1 (x): İlave aksesuarh («): fcave aksesuariı ve tan otoaatik klhsaiı Otosan'ın ürettiği otomobiller Tlp Eski fiyat (TL) Veni fiyat (TL) De|isin 6T GTA/C 6TS GTSA/C Auto Auto A/C 95808000 109844000 113686000 127710000 123198000 137220000 104436000 119730000 123918000 139212000 '134286000 149580000 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 ÇekiçGüç'e BM şemsiyesi • Ankara'nın Clinton yönetiminden talepleri arasında. kapatılmış üslerin anlaşmadan ayıklanması, Yunanistan ile Türkiye arasındaki yardımda uygulanan 7/I0oranının değiştirilmesi yer alıyor. Dışişleri kaynaklan, ABD'de savunma alanındaki bütçelerin kısılması sonrasında ortaya çıkan şartlann iyileştirilmesini istiyor. HALUKGERAY ANKARA - Hükümet, İn- cırlik'te bulunan çokuluslu Çekiç Güç'ün işleyiş ve statü- sünde muhalefet partilerinin eleştirilerini göz önüne alacak düzenlemelerin yapılabilmesi için "'talimat" verdi. Ankara, Çekiç Güç'ün Bir- leşmiş Milletler şemsiyesi altına alınması ve bu gücün "görev ta- limaünın" dört ülkenin imza- sıyia güçlendirilmesi doğrultu- sunda değerlendirmelerini sürdürüyor. Bu talimatın abnmasından sonra Müsteşar Yardımcısı Ünal Ünsal, 30 aralıkta ABD, Fransız ve İngiliz elçiliklerini bakanlığa çağırarak Türkiye'- nin, Çekiç Güç'e ilişkin olarak çalışmalarda bulunmak üzere danışmalan başlatacağını bil- dirdi. Bu ülkelerinin elçi-müsteşar- lan. bakanlığın üzerinde çalıştı- ğı yeni düzenlemeier konusun- da fikir alışverişınde bulunmak üzere, önümüzdeki günlerde Dışişleri Bakanlıgı'na çağnla- caklar. Dışişleri kaynaklan, TBMM'de arahk ayı sonunda Çekiç Güç'ün görev sûresi uza- ülırken, hükümete "gerekli mevzuatı cıkarma" yetkisi ve- rildiğine de dikkat çekerek, hükümetin bu konuda harekete geçtiğini bildirdiler. Alınan bıl- giye göre. Dışişleri Bakanlıgı'- na bu yönde çaiışmalar yapıl- ması ve muhalefet partilerinin yaptığı eleştirilerin de gözönü- ne alınması doğrultusunda bir "talimat" ıletıldi. Aynı kaynaklar, hükümetin, karrruoyunda ve muhalefet par- tilerinde ortaya çıkan'çeşitli kuşku ve kaygılan gidermek üzere, Çekiç Güç'ün konumu- nun «'yoruma kapalf olacak "açık, seçik" düzenlenilmesinin ıstendiğinı bildiriyorlar. Gün- lük işleyişte, özellikle askeri açı- dan yapılanlann Türkiye tara- fından kontrol edilebildiğine dikkat çeken kaynaklar, hükü- metin yeni çaüşmayla "siyasi kontrolü" güçlendirmek istedi- ğınc dikkat çekiyorlar. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in, ülkenin kuzeyinde yaşayan Kürtlere saldınması sonrasında, Türkiye'ye yönelik başlayan göçe yardıma olmak amaayla gelen Çekiç Güç, da- ha sonra Bağdat'tan Kürtlere yönelik olas» saldınlan caydır- mak görevini üstlenmişti. Çekiç Güç'e dahil kuvvetler, halen ABD-Türkiye arasındaki Sa- vunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA) çerçevesin- deki sayı ve düzenlemelere uy- gun yürütüJüyor. 48 savaş uçağı, yaklaşık 20 destek helikopter ve uçağı ile 2 bin kadar personelden oluşan Çekiç Güç, Türkiye'nin yanı- başında bir Kürt devletinin ku- rulmasını kolaylaştırdıği ve PKK'ya destek verdiği için ka- muoyu ve muhalefet partilerin- ce eleştiriliyor. 5PKK'h öldürüldüHaber Merkezi - Ergani, Varto ve Bingöl'de güvenük güçleriyle çatışmaya giren 5 PKK'lı öldürüldü. Olağanüstü »Hal Bölge Valiliğı'nden yapılan açıkla- mada, güvenlık güçlerince geçen pazar ve pazartesi günleri yürütülen operas- yonlar sonucu Diyarbakır'- ın Ergani ilçesi Salihli kö- yünde 2. Muş'un Varto ilçesi Sazlıca köyünde 1, Bingöl'- ün merkez Güngören köyü böigesınde 2 olmak üzere toplam 5 PKK militanırun öldürüldüğü belirtildi. Ope- rasyonİarda 2 uzun namlulu silah, 2 el bombası, örgütsel doküman ele gecirildi, birde sığınak bulundu. Açıklama- da. Elazığ'da 1 PKK'lının Pişmanlık Yasası'ndan ya- rarlanmajk için tesüm oldu- ğu, 2 örgüt üyesinin de gü- venlik güçlerince yakalandı- ğı kaydedildi. Diyarbakır, Mardin ve Şırnak'm kırsal kesimlenn- de yapılan aramalarda 7 uzun namlulu silah, 8 taban- ca bulundu, 16 sığınak orta- ya çıkanlarak kullanılmaz hale getirildi. Silahlarla ilgili olarak 30 kişi gözaltına alın- dı. İnsan Haklan Derneğı Genel Başkanı Akın Birdal, PKK'nın elindeki esir asker- lerin bırakılmasını istedi. Birdal. "Esir askerlerin aile- len, çocuklannın serbest bı- rakılmalan içın grişimde bulunmamızı istediler" dedi. SEİApazarlığı Ankara: ABD yardımı artürsın ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yeni ABD Devlet Baş- kanı Bill Clinton'ın işbaşına geçmesinden sonra başlanacak Savunma ve Ekonomik İşbirli- ği Anlaşması (SEİA) görüşme- lerinde, Ankara, anlaşmanın yeni şartlara uydunJması ve ta- ahhüllerin güçlendirilmesi için çalışacak. Ankara'nın talepleri arasın- da. ABD'nin yardımlan arttır- masi için yollar bulunması, kapatılmış" üslerin anlaşmadan ayıklanması, Yunanistan ile Türkiye arasındaki yardımda uygulanan 7/10 orarunın değiş- tirilmesi yer alıyor. Dışişleri kaynaklan, ABD'de savunma alanındaki bütçelerin kısılması sonrasında ortaya çı- kan şartlann iyileştirilmesini is- tiyor. Geçen yıl, ABD'nin SEİA çerçevesinde verdiği hibe nıtelığındeki yardımlann ticari kredıye dönüştürülmesi, Anka- ra tarafından tepkiyle karşılan- mışü. SEİA görüşmelerinde, bu güçlüğûn aşılması için taahhüt alınması hedefleniyor. Bu güçlüğûn aşılamaması durumunda. Türkiye'de yürü- yen pek çok savunma sanayi projesi yanında, F-16 üretimi- nin de aksaması söz konusu olabilecek. Türkiye, 1986 arahk ayında, o zamanki ABD Dışişleri Ba- kanı George Shultz'un bir ek mektupla verdiği güvencelerin de, SEİA ana metnine konul- masım istiyor. Bu mektupıa Shultz, Yuna- nistan ile Türkiye arasındaki 7'ye 10 oranının değiştirilmesi için "elinden geleni" yapacağıru taahhüt ediyordu. Aynca, ABD güvenük yardımınm "ta- vizli" bir 'şekilde ve özellikle hibe yardımlannın mümkün olan en üst düzeye yükselülme- si; dış askeri kredilerinden (FMS) doğan borçlann yükü- nün Türk ekonomisine katkıda bulunacak şekilde azalulması da, verilen sözler arasında bulu- nuyordu. Ankara, ABD'nin Türkiye'- deki askeri variığmm, küçüle- rek sadece Diyarbakır'dakj Pi- rinçlik, İncirlik ve Ankara'daki bazı tesislerde olduğunu vurgu- luyor ve kapatılan pek çok te- sisle ilgili hükümlerin de, SEİA metninden ayıklanmasını isti- yor. . SEİA metninde iki taraftn farklı anladığı konulann, 10 yıl- hk tecrübenin de gözönüne alı- narak ayıklanması, bir başka amacı oluşturuyor. Özellikle, üslerde Türklerin yerine, ABD subaylannın yakınlannın calış- tınlmasına neden olan hüküm- lerin de yeniden düzenlenmesi isteniyor. Ekonomik yardımlann ABD tarafından kısılması olasılığına karşıbk ve Türkiye'nin savun- ma sanayinde ulaştığı gözönü- ne ahnarak, şu talepterin de SEİA metninde yer alması iste- niyor: - Bâkım. onanm ve tesislerde yapılacak eklemelerip rekabete dayalı şartlarda yapılması. - Teknoloji transferi alanın daki hükümlerin, Türkiye'ye sorun çıkartmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi. Tür- kiye'ye teknoloji trasferinde kolaybklar ve teşvikler sağlan- ması. - "Recouping charge" adı al- tında, Türkiye'ye gelen askeri malzemelerin tutannın bir bö- lümünün ABD'ye geri ödenme- sinin engellenmesi. - ABD eğitim tesislerinin, Türklere açılmasına izin veril- mesi. - Güney Kanat Yasası uygu- lanırken, Türkiye'nin gereksi- nimlerine önceUk tanınması ve gerekli esnekliğin gösterilmesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle