27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK1993 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Basınve Terörle Mücadele YasasıDemokratik bir düzenin aynlmaz bir parçası düşünce ve basın özgürlüğünü kısıtlayan ve koalisyon iktidannın hükümet programına da ters düşen Terörle Mücadele Yasası'nm tüm- den yürürlükten kaldınlması demokratikleşme çahşmalan içinde yer almalıdır. HALİTÇELENK G eçtiğimiz günlerin ga- zete haberlerine bakı- yoruz: Terörle Müca- dele Yasası'nın yüriir- lüğegirdiği 12.4.1991 gününden bu yana gazelecilere verilen hapis cezası 157.5 aya, para cezası da 4 milyar 135 milyon 476 bin 445 liraya ulaş- mış. Çağdaş Gazeteciler Dernegi Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, "Terörle Mücadele Yasası 141-142'- ve tüy dikmiştir. 10 Ocak Basm Bay- ramı kutlanamaz" diyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başka- nı Orhan Erinç, "Tüm sözlere karşın llkir suçu kavramı, Damokles'in Kı- lıa gibi basın organlannın üzerinde durmaktadır" sözleriyle tepkisini di- le getiriyor. Gazete ve dergj yönetici- leri de. I4l-I42"yi anyoruz, 141-142 hayaleti bir an önce basın üzerinden kaldınlmalıdır, diyorlar. (Cumhuri- yet 7,8,11.1.1993) Bu dergilerin ve çoğu gazetelerin bu kadar büyük para cezalannı öde- meleri olanaksız. Büyük olasıhkla kapanma dunımunda kalacaklar. Sermaye sahipleri kredi açarken borçlunun ödeme gücünü gözönüne alırlar, alacaklanrun kendilerine geri dönmesini sağlamaya çalışırlar. Te- rörle Mücadele Yasası'nı çıkaranlar da kuşkusuz buna benzer bir hesap yapmışlardır. Bu hesapta hapis ceza- sı, para cezası ve kapanma gibi üçlü bir yaptınmın hedeflendiğini düşün- meİc yanlış olmayacaktır sanıyoruz. Para cezalanna hüküm veren yargı organlannı da eleştirmenin doğru olmadığına inanıyoruz. Onlann gö- revi yürürlükteki yasalan uygula- maktır, burada kusur yasanın ken- disinde aranmalıdır. Kutlu ay doğuşundan belliydi. Te- rörle Mücadele Yasası gereİc tasan halindeyken ve gerekse yasalaştık- tan sonra ona karşı çıkmış, bu ya- sayla biryandan 141-142. maddeler kaldınhrken öte yandan yeni düşün- ce suçlan türetildiğini (Madde: 7-8), basına ağır para cezalan getirildiği- ni, böylece basın özgürlüğünün bas- kı altına alındığını, yürürlükteki Basın Yasası çağdaş ceza hukuku anlayışma uygun olarak sorumlu yönetmenler için hapis cezasını kal- dırmışken buna ilişkin hükmün Te- rörle Mücadele Yasası'yla gecersiz hale getirildiğini, bu yasanın düşün- ce açıklama ve basın özgürlüğü açı- sından doğuracağı ağır sonuçlann ilende uygulamayla daha acık orta- ya çıkacağını söylemiştik. (Cumhu- riyet: 24.3. 1991, 25.4.1991, 28.10. 1991 S.lı) Gerçekten yasanın yedi ve sekizin- ci maddeleri propagandayı yani dü- şünce açıklamasını suç saymış ve böylece Türk Ceza Yasası'nın yü- rürlükten kaldınlan 141-142. mad- delerini daha ağırlaştırarak yeniden düzenlemiş ve propaganda suçun- dan ötürü hem yazan, hem de gazete ve derginin sorumlu yönetmenini ve de sahıbini aynı zamanda cezalan- dırmıştır. Oysa yürürlükte bulunan Basm Yasası yazan belli olan bir ya- zıdan ötürü sadece yazıyı yazan kişi- yi hapis cezası ile cezalandırmakta, gazete ve derginin sorumlu yönet- menine hapis cezası vermemektedir. Çünkü Anayasa ve uluslararası bel- gelere göre ceza hukuku açısından "Suç ve cezanın kişiselliği" ilkesi ge- çerlidir. Başka bir deyişle kişi, kendi eyleminden sorumludur, bu eylem- den ötürü başka bir kişi sorumlu tu- tulamaz. Bir kişinin yazdığı yazıdan ötürü başka bir kişiye örneğin gazete ve derginin sorumlu yönetmenine ve sahibine hapis cezası verilemez. 12 Eylül uzantısı bir iktidann ge- tirdiği Terörle Mücadele Yasası da- ha sonra Anayasa Mahkemesfne götürülmüş, basına yansıyan haber- lere göre Yüksek Mahkemece bu ya- sanın birçok maddeleri Anayasa'ya aybn bulunarak iptal edilmiş, an- cak gerekceli karar yazılıp Resmi Gazete'de yaymlanmadığ için yasa hükümlerinin uygulanmasına de- vam edilegelmiştir. Çağımızın Kriminoloji (Suçlar bi- limi) anlayışma göre suçlar ağır ce- zalarla değil, suç sayılan eylemlerin toplumsal ve ekonomik itici neden- lerini ortadan kaldırarak önlenebi- lir, suçlarla cezalar arasında adil bir denge kurulmalıdır. Demokratik bir düzenin aynlmaz bir parçası düşünce ve basın özgür- lüğünü kısıtlayan ve koalisyon ikti- dannın hükümet programına da ters düşen Terörle Mücadele Yasasfnın tümden yürürlükten kaldınlması de- mokratikleşme çahşmalan içinde yer almalıdır. Anayasa Mahkemesi'nin bu yasa konusunda hukuk devleti (Demokrasi) ilkelerine uygun bir ka- rar vereceğine inanıyoruz. Ancak, bu konudaki esas görevin yasa ko- yucuya ait olduğunu da anımsat- mak gereğini duyuyoruz. ARADABIR Prof.Dr. TOLGA YARMAN Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü Çernobil'den Yedi Yıl Sonra Nisan 1986 sonunda Çemobil'in patlak vermesinin er- tesinden itibaren sayılamayacak kadar çok açıklamayla kamuoyuna dönük görevlerini yerine getirmiş b»r bilim adamının "esenliğini" taşıyorum. Bir şey daha belirte- yim: O günlerde dediklerime şöyle bir göz atınca, çok hızlı seyreden olayla ilgili hiç bir "resmi veri'ye sahip olmadığım halde hiç yanılmadığımı görmenin "ayrıca- lığı'nı tadıyorum. O günlerde üzerimizeçullanan ilgililerin bugünkü hal- ' lerine bakınca "keşke biz yanılsaydık" demekten de kendimi alamıyorum. Söz konusu kişiler, o zaman bizi 'vatana hıyanef'le suçlamaktaydı!.. Çaydan ve "radyasyon bulaşığı"na uğramış besin maddelerinden ne kadar "ışın" alagitmekte olduğumu- zu ve burtun hangi artlama geldiğini, gerekli hesaplama- ları yaparak kamuoyuna duyuranlann başında geldiğim hatırlardadır. Hemen belirteyim ki, nükleer araştırma merkezlerimizdeki seçkin uzmanlarımızı ve çalışanları- mızı, dikkate getirdiğim çerçeveden "ak'tutarım. Onlar, biliyoruz ki, daha ilk günden üstlerine düşeni kusursuz yapmışlar ve ilgili katlara bildirmişlerdir. Benim, Çernobil'den sonra, sayılamayacak kadar çok konuşmamda ve yazımda söylediğim özetle şuydu: Çernobil kazasına bağlı olarak ülkemizde 'olağanüs- tü radyasyon bulaşığı" meydana gelmiştir. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı radyasyon "olağanüs- tü" demek, olağanda doğadan aldığımız radyasyondan, (çeşitli yörelerimizde Çernobil bulutunun üzerimize ne kadar bglaşık döktüğüne bağlı olarak) şöyle bir "onbeş- yırmi kat daha fazia radyasyona maruz kalmamız" de- mek olmaktadır. Bu doz, genelde (tekrar ediyorum, genelde) uluslara- rası ilgili kuruluşların "güvenli" olarak alınmasına izin verdiği doz sınırında olup, 'tehlike doz sınırı'nın hayli1 altındadır. Durum, Türkiye genelinde ve "erginler" için böyledir ama aynı kuruluşlar hamile kadınların, örneğin röntgen filmi çekilirken bir yılda, doğadan olağanda aldığımız radyasyondan en çok dört kat daha fazla radyasyon al- malarına izin vermektedir. O halde çeşitli yörelerimizde değişik yaş grubundaki yurttaşlanmıza, özelliklede "ha- mile kadınlarla çocuklara" dönük örgün ve derin bir öze- nin gösterilmesi gerekmektedir. Başka bir yandan, Çernobil'den edindiğimiz "radyas- yon bulaşığı" çok karışık bir özelliktedir. Burada Krip- Jon-85, Stronsyum-90, lyot-131, Sezyum-137, Karbon-14, Kabolt-60, Demir-59, Tritum, hatta Plütonyum-239 var- dır. Bu sonuncu hariç, öteki bütün çekirdekler dışarıya elektron ya da çok yüksek enerjili "gama ışınları" atarak rahatfarlar. Işte, ciltler dolusu açıklamalarımda o zamanlar, bite- viye, bunları söylemişim. O kadar böyle ki, ilgililerin birbirini tutmaz, basiretsiz ve kamuoyuna saygısız açıklamaları yanında hem "ka- muoyunu aydınlatma" hem de "ilgilileri uyarma" göre- vini üstlenenler arasında yer almışım. Bugün ortaya çıkan durum karşısında benim, şimdi o günkü sorumlu bakan, başbakan, kimse, ilgililerin üstü- ne "çullanmam " hak sayılmaz mı? Pekiyi şimdi ne yapmalı? Bir defa ortaya çıkan ve şimdi Çernobil'le ilişkilendiri- len vakalar, "gerçekten" ne ölçüde Çernobil'e bağlıdır, bunu anlamak gerekir. Bunun için Çernobil'den önce ve sonra, söz konusu yörelerdeki "kanser bulgulan" nedir, belirlenmelidir. Bu konuda önce Sağlık Bakanlığı, ge- rekli açıklamayı, "belirsizlik" ya da "yanılma paylarf'nı da özenle belirterek yapmalıdır. Demokrasi ve Insan Haklan w savunucusu, tutarlı insan, UGUR MUMCU'yu saygıyla anıyor, katledenleri kınıyoruz. Hazır Giyim ve Konfeksiyon ihracatçılan Birliği DEĞİŞİM GRUBU Firmalan Cumhuriyet'in değerHokurlan; UğurMumcu'ya olan duygulannızı herkese anlatabilmek için,gazetem'zi beşgünaurüan sağanağma tuttunuz. Özelükle îstanbuldışındakimatbaalannuzda, sayfa sayısuu, teknik olanaksızhklar nedeniyk arttıramamaktayız. Bunedenle, ortaya, UğurMumcu'ylailgili Uanlaruazut, istediğini- tarihten bir ikigün sonrayayınlanabilme durumu çıkabümektedir. Şundan en ufak kuşkunuz olmasın;ilanlarınız, veriüşsırasınagöre yayınlanmaktadtr. Eğerilanınızı 1 şubatpazartesigûniinekadar gazetenizde göremezsenizjstanbul 5120505 ve 5139580, Ankara4331141, İzmir831230ve Âdana593752numarabtetefonlanlütfenarayarak,biziuyannız. Savunduğun ve uğrunda ölümüne mücadele ettiğin laik ve demokratik Türkiye özleminden biz okuyucuların asla ödün vermeyeceğiz. CUMHURİYET OKURLARI "Uğur"suz dünya biraz daha uğursuz. Uğur'suzluk, uğursuzlar için de uğursuzluk olacak. Başımız sağolsun, başları sağ olamasın. ESİNAJANS Bize, haksızlığa karşı çıkmayı hukukım üstünJüğünü ve demokrasi ilkelerini savunmayı dürüstiüğü, mertliği, insan sevgisini miras bırakan UĞUR MUMCUy. Ozlemle anıyor, bu mirası reddedenleri lanetliyoruz. 1?tstanbul Büyükşehir Belediyesi Radyo ve Televizyonu Çahşanlan CUMHURİYET ve Cumhuriyet sağolsun CUMHURİYET OKURLARI Sevgili UĞUR MUMCU Senin yazılannla büyüdük, senin fîkirlerini yaşatacağız. Ahmet Toksoy, Ahmet Tttrel, Ahmet Dinç, Ali thsan Hitay, Benan Akçasn, Emel Kural, Esen Tekin, Hasan Tahsin Tuna, Harun Gönenç, Handan Tuncer, İsmaU Acar, Lütfü Haboğlu. Mehmet Sanyar, Meral Ok, Nihal Gündüz, Önder Erdoğan, Özden Ateşçi, Özgttr Akçasu, Selçnk Yurdakul, Tekin Dalga, Ümit Altın, Vildan Şavlnk. Sevgili, erdemli UĞUR MUMCU Söndürülraeye çalışılırken hiç söomeyecek olan sayısız muma yeniden can verdin. Fiziksel yok oluşun çok ağır bir fatura! Ancak senin çafdaşın olmanın onuru ve kuşağımızın Ozerindeki ölü toprağının sonunda kalkacagı inancı ile acımızı dindırmcye çalışacagız. Doç. Dr. Göntil Ö.Peker, Sevgi Yönlü, Dr. Lütfiye Kanıt, Dr. Tulga Kalaycı, Dr. Çiğdem Kalaycı, Dr. Özlem A.Yılmaz, Bedri Yümaz, Dr. Murat Pehlivan, Dr. Ersin Koyla, Dr. Tolga Uz, Gözde Uz, Salih Nazım Peker, Dr. Yasemin Baskın. HALKIMKA Laiklik ve demokrasinin yıbnaz savaşçısı, gazeteci-yazar UĞUR MUMOPya uzanan karanlık elleri şiddet ve nefretle lanetliyoruz. İMRAISL1 VAKFI PENCERE KüpeğinSapı. Tütünçiflik.. Şevki Erencan'ın mezarı.. Mezarın başındayım.. Şevki Erencan'ı mapusaneden tanıyorum, Izmit gru- bundan, tersane işçilerinden, Basri Dede'nin can yolda- şı, zahmetkeşan, kol işçisi, gemiler yapar, suya salar, tezcanlı, yerinde duramaz, oturamaz, babayiğit, inan- mış, cüdam değil, adam... Mezara toprak atılıyor.. Kürekler yavaş çalışıyor, Şevki Erencan'ın tabutu me- zarın dibinde, taze toprağın dört bir yandan kucakladığı Erencan, üstüne atılacak toprağı bekliyor. Kürekler yavaş çalışıyor.. Hava kurşun gibi ağır.. Gamlı.. ' • Şevki Erencan devrimci, demokrat, sosyalist, tezcanlı, gemiler yapar ve suya salarken, 12 Mart ara rejiminde gözaltına alınıp Maltepe Tutukevine atılmış, çıktıktan sonra çok yaşayamamış, şimdi tabutu mezarın dibinde yatıyor, kimbilir belki de Şevki Erencan taze toprak ko- kusunu duyuyor... Kürekler yavaş çalışıyor.. Düşündüm: Şevki Erencan şimdi mezara toprak atan işçilere öfke- lenip canfanacak, avuçlarına tükürüp küreğin sapına yapıştıktan sonra: - Ulan, diye bağıracak, toprak öyle atılmaz, böyle atı- hr.. Şevki Erencan, kendi mezarının toprağını kendisi ata- cak kadar tezcanlıydı, kol işçisi, zahmet keşan, yerinde duramaz, oturamaz, cüdam değil, adam... • Toplumun üstüne 12 Eylül faşizminin ölü toprağı mı serpilmişti? 83 rejiminde tıknefes kaldık.. Yıl 1993.. Cüdamlar ortalıkta salınıyor.. Adamlar üzgün.. Kamuoyususkun.. Uğur Mumcu, kalem işçisi, tez canlı, an gibi çalışkan, yerinde duramaz, yazılaryazar, ülkeyeyayar, babayiğit, inanmış, savaşımcı. kuvayi milliyecL Konuşurduk: -12 Eylül faşizminin buldozeri toplumun üstünden öy- le bir geçti ki solun pestilini çıkardı.. - Emekçileri parçalayıp dağıttılar, partileri böldüler, aydınları ezdiler.. - Canlanma için zamana gereksinme var. - Onursuzluk geçerli bugünlerde.. Uğur çırpınırdı.yolsuzlukdosyalarının üstüne atılır.te- rörün ardındaki gerçekleri yakalamayaçalışır, sorunlan didik didik eder, demokrat ve devrimci kesimlerin rüz- gârlanması için bütün soluğunu harcardı... Kımıldamazdı toplum.. Uğur'un öldürülmesi silkeledi toplumu, rüzgârlandı kamuoyu; onursuzluğun, pısırıklığın, korkunun, yılgınlı- ğın lök gibi üstüne çöktüğü çevreler bile kımıl kımıl kımıl- danıyor.. Uğur bunu görse sevinirdi: - Bilseydim, derdi, daha öncesinden canımı verirdim. Ya da kara mizah yapardı: - Demek ki ölmem gerekiyormuş.. Hava kurşun gibi ağırdı.. Uğur bağır bağır bağırdı.. Kurşun eritmeye çağırdı.. Duyuramadı sesini.. Kimi zaman bir ölünün sesi, canlının sesinden daha iyi duyuluyor... • Uğur'u toprağa verdik.. Toprak ana kucakladı Uğur'u, bağrına basb, son uyku- suna yatırdı, dinginleştirdi... Ama toplumun üstüne serpilmiş ölü toprağı, Uğur'un mezarına serpilen toprakla birlikte dağılacak mı? Cumhuriyet Türkiyesi, laik, demokratik, özgür, onurlu, bağımsız bir yaşam düzeninin güvencesine kavuşacak mı? Eğer insan gibi yasamak isteyenler, Şevki Erencan gi- bi avuçlarına tükürüp küreğin sapına yapışırlarsa, bu amaca ulaşılır... Küreğin sapına yapışma zamanıdır. Türk demokrasisinin unutulmaz mücahidi, örnek Atatürkçü ve çağdaş fîkir adarrn yazar UĞUR MUMCU Seni, Cumhuriyet gazetesi ile bir kat daha güçlenen yorumlannı hiçbir zaman belleğimizden çıkarmayacak, sevgini kalbimizde, yurtseverliğini ise kafamızda yaşatacağız. r RECEP KOÇ ADALAR BELEDİYE BAŞKANI Ehliyetimi, hüviyetimi ve Tabipler Odası kartımı kaybettim, hûkümsüzdür. SEVİL KIZILOK S.T.C.W. sertirıkamı kaybettim. Geçersizdir. HÜSEYtNKALE EN İYİ FIYATLAR GENE VESTEL DE KAMPANYA 93 EN İYİ FIYATLAR GENE VESTEL DE VESTEL'DEN HERKESE ELEKTRONİK ANTENVestel TV ya da vıdeo alan herkese, Turbo - 7000 etektronık anten bedava!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle