Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK1993 PERŞEMBE
14 DIZI
Üstün yetenekli çocuklar hem öğretmenlerini, hem de arkadaşlannı kızdırabilirler
Çocuğun başarısı koşullara bağlı
Yetenekli çocuklann bir diğer soru-
nu da yaşıtlannı. uygulanan öğrenimi
sıkıcı bulmalandır. Bu duruma tepki
olarak bu tür bırçocuk ya tüm sınıf fa-
liyetlerinden kendini anndırabilir ve
okul dersleriyle ilgilenmek istemeyebi-
lir. Yahut öğretmen veya diğer öğren-
cileri kızdıncı bir tutum içine girebilir
veyahut da polansıyelinin lümünü
gerçeJdeşurmeden, durumu idare ede-
bilecek ancak orta düzeyde bir başan
gösterebilir. İşte üstün çocuğun bu tür
önemli bir sorunu yaşamaması için
ona farklılaştınlmış bir eğitim-öğretirn
anlayışının gereği olan dinamik bir
program uygulanmalıdır. Yani öğren-
cilenn ilgi, potansiyel ve öğrenme hız-
lan dikkate alınarak bireyselleştirilmiş
bir öğretim anlayışı benımsenmelidır.
Öğrencilerin ulaşabileceği düzeye
kendi hızlanyla ılerlemelerine ımkan
vererek öğrenme yaşantılan kapsam,
dennlik. düzen açısından öğrencilerin
ihtiyaçlanna göre düzenlenmelıdir.
Konulan genel bir tema altında top-
layarak sunma ve bu genel temadaki
konulan çeşıtli dısıplınler açısından in-
celetmeye özen göstermelidir. Bu çok
boyutlu yaklaşımın bir diğer gereği
olan yüksek düşünce süreçlerinin işle-
tilmesınc de küçük yaşlardan itibaren
önem verilmelıdır. Bilgıyi pasifçe al-
ması yenne, çocuğun onu kullanması-
nı. yani bilgısini analız etmesini, yeni
sentezlere gitmesinı. değerlendirme
yapmasını sağlamaya özen gösteril-
melidır Bu açıklamalardan yaratıcılı-
ğın da böyle bir öğretim anlayişında
ne denlı önemli olduğu ortaya çık-
maktadır.
Okul ve rehberlik hizmetlerinin üs-
tün çocuğun başan ve ruh sağlığı açı-
sından önemı bıiyük olmasına rağmen
bu konuda aileye de büyük görevler
düşmektedir.
Merak
Üstün çocuklann önemli özellikle-
nnden bin meraktır. Bazen yetışkinlet
çocuklannın sorulannı yanıtlamakta
zorluğa uğrayabilirler. Böyle durum-
• Üstün çocuklarla ilgili karşılaşılabilecek bir diğer
sorun da harekete dayalı becerilerinin beklenen
düzeyde olmamasıdır. Bu durum genellikle
yetişkinlerin, çocuktaki sadece zihinsel üstünlüğe
takılıp bazı becerilerinin gelişmesini teşvik etmekte
başansız olmalanndandır.
ÇOCUĞUNUZ
ÜSTÜN ZEKALI
OLURSA
ORALÇAUŞLAR
larda çocuğa karşı tepkisız kalmak ye-
rine, başka çözüm yollan aramak uy-
gun alabilır. Örneğın kitaplardan.
ansıklopedılerden, dost ve uzman kişi-
lerden yararlanmak gibi. Ashnda çok
küçük yaşlardan itibaren bu tür so-
runlann yanıtlanması, çocuklarda ni-
çin sorusunu yerleşmesine neden ola-
cak ve yaşam boyunca sürekli daha
iyiyi, gerçeği arama çabaJan için ze-
min haarlamış olacaktır.
Yeüşkınin, çocuğun tepkilerine kar-
şı duyarlılığının sayısız yararlan var-
dır. Daha bebeklik döneminde çocu-
ğun seslendirmelerine yetişkinin sözel
tepkilerde bulunması, daha sonralan.
çocuğun ilgisini yoğunlaştırdığı konu-
larla ilgili açıklamalar getirip ek bilgi-
ler vermesı, en ufak başansını ödüllen-
dirmesı, yasaklann nedenini açıklayıp
alternatif yollar bulmakta yardımcı ol-
ması. hem çocuğun kendine olan gü-
venini artüracak hem de öğrenme atı-
lımlannı destekleyecektir.
Çocuklardaki tüm gelişim yüzleri-
nin aynı hızda gelişmediği gerceğinı de
akıllardan çıkarmamakta yarar var-
Bazen yetişkinler çocuklannın sorulartnı yanırJamakta güçlûk çekebilirler( Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
dır. Çoğu kez zihinsel gelişim sosyal ve
duygusal gelişimden daha ileri durum-
dadır. Böyle hallerde. çocuğun sosyal
gelişiminin zihinsel gelişimiyle ayru
hızda ilerleme gösterdiği farz edilirse,
sosyal yönden çocuğa fazla sorumlu-
luklar yüklenebılir ve kendisıne çatış-
ma ve gereksiz gerginlikler için zemin
hazırlanmış olur.
Her alanda üstünliik bekJentisi
Üstün çocuklarla ilgili olarak yetiş-
kinler tarafindan benimsenen bir yan-
lış kanı da onlann her alanda üstünlük
göstereceklerini zannetmektir. "Nicin
aritmetiğe olduğu gibi sosyal dersler-
den de yüksek not almıyorsun?" Ya
da "Nıçin kimyaya kompozisyona
ayırdığın kadar zaman tanımıyorsu-
nuz" gibi sorulann çocuklara yöneltil-
diğini duyanz. Aslında anne baba-
lann başlıca görevi bağımsız davrana-
bilen bireyler yetiştirmek olmahdır.
Eğer sürekli olarak hedefler yetişkin-
ler tarafından dıştan konursa. bu du-
rumda çocuklara kendi amaçlan için
düşünme fırsatı tanınmamış olur. Ço-
cuklara, ılgi alanlannı kendilerinin be-
lirlemeleri için şans tarunırsa. kendile-
rini daha iyi taruma fırsaü bulabile-
ceklen gibi karar verme alışkanhğmı
da edinebilirler. Böylece dış çevrenın
denetımini üstlenebilirler, kendilerine
ve diğerlerine karşı sorumluluk duy-
gusu geliştirebıhrler. Anne babalann
sürekli olarak onlar için hedefler.belir-
lemeleri, ne yapacaklannı söylemeleri
ve standartlar oluşturmalan halinde
ise deneümin esiri olmalan kaçınılmaz
olur.
SÜRECEK
PÜNYADA ÜSTÜN YETE1VEKLİLER İCİN NE YAPILIYOR
Batıda yetenekliçocuğa özel eğitimDoçent Doktor Füsun Akarsu, üJkemizde sı-
kıntısı çekilen üstün yeteneklilerle ilgili eğitim
eksikliğine dikkat cekerken dünyada bu konu-
da neler yapddığmı şu sözlerle özetledi: Değişik
ülkeler, değişik yetenek derecelerine
istatistiksel bedefler koyarlar. Mesela bu
Amerika'da yûzde ikidir. Ama üstün
yeteneklilere eğitim vermek söz konusu olunca
bu oran Kanada'da yüzde yirmidir. Yani
çocuklann yüzde yirmisini üstün yeteneklilere
uygun bir eğitime layık göriiyor Kanada
hükümeti. Bizde de istarisriki olarak canınız
neyi çekiyorsa koy abiürsiniz. Normal dağılım
ölcülerine göre Türkiye'de de yüzde iki ile iki
bucuğun üstün yetenekli olması gerekiyor.
Normal dağılım bize onu söyler. Bu sadece
istatistiki bir durumdur.
Uzun zamandan beri İkinci Dünya Savaşf ndan
bu > ana her ülkede üstiin yetenekli çocuk-
larla ilgili bir şey yapdıyor. Bu yapdan ulkenin
eğitim sistemiyİe yakından Ugfli. Mesela Ame-
rika'da Indepedent School dedikleri özel okul-
lar, kaliteli özel okullar var. Bunlar hiçbir
zaman üstün yeteneklikr için eğitim yapıyoruz
diye ortaya çıkmıvorlar. Hala da böyle bir şey
söylemiyorlar. Ama öğrencilerin yansma yakı-
nı gerçekten zihinsel olarak üstün yetenekli ço-
cuklar. Onları bireyselleştirilmiş bir eğitimden
bu okullar geçiriyor. Bunlann yansı gerçekten
zengin çocuğu, ama yansı da üstün \etenekli.
Mesela Amerika'da çeşitli alanlarda özellikle
de fen ve matematikte ve sanatta uzmanlaşmış
okullar var. Çok sivri çok yetenekli çocuklann
toplandığı okullar var. Galiba 6-7 talîe ~^
fen-matematik okulu v ar. Onlarca da sanaî
okulu var. Fame adlı dizinin geçfiği okul.
Sanatta uzmanlaşmış çocuklann üstün
yetenekli çocuklann devam ettiği bir okuldur.
Ama admı böyle koymazlar. Bir de bütün bu
çözümlere ek olarak Amerika'da 60'u
yıllardan başlayarak özeüikk 801erde çok
yoğunluk kazandı, üstün yetenekliler(gifted)
porgramlan var. Bu da normal okullarda üstün
yetenekli çocuklan ayıklayıp, bir yöntemle
çocuklan okuldan çıkanp belli saatlerde
eğitiyorlar > a da çocuklan değişik okullardan
toplay ıp haftanın bir günü bir okulda onlara
özel bir program veriyorlar. Ya da akşam üstü
3'ten sonra bunlan göndermeyip, zihni
zenginleştirme programlan yapma gibi çok
çeşitli yöntemlerie bu çocuklara yönelik prog-
ramlar uyguluy orlar.
Bunun dışında Sovyetler Birligi, 1950lerde
kurduğu 4 ayn okulda cok üstün yetenekli ço-
cuklan toplay ıp, bilim adamı yetiştirmek üzere
egitiyor ve Kiev'de, Leningrad'da ve Mos-
Amerika'da
özellikJe
matematikte
ve sanatta
uzmanlaşmış
okullar var.
kova'da müthiş okullan var. Bir de onun dışın-
da dil ağırfıklı. spor ağniıklı, özel okul
dedikleri uzmanlık okullan var. O da bir
aıdamda üstün, spor ya da sanat yeteneğine
sahip çocuklara ayn bir eğitim vermek
demektir.
Mesela Avustralya oldukça eşitlikçi bir ülke
olmasuıa rağmen -demokratik değerier çok
korunuyor- buna rağmen ismini açıkça
söyleyemedikleri halde, prarikte çok üstün
yetenekli çocuklann seçilip çok özel okullarda
eğhümesini sağlıyorlar. Benim bildiğim böyle 4
tane okul var. Bu resmi kay ıtlarda geçmiyor.
Çünkü parası devletten geİiyor.
Yetenekli çocuklara özel eğitim vermek ve on-
lara bir ayncalık tanımak eğitimin genel amaç-
lan açısından ne ölcüde doğrudur tarttşmasuıın
yapıldığı ülkelerden biri de tngUtere'dü*.
Orada da üstün yetenekli çocuklar için özel
okullar açıbnaya başlandı. Evvelki yil böyle bir
okul açıldı. Biraz pahalı. ama resmen üstün
yetenekliler okulu diye geçiyor.
Finlandiya, İsveç, Norveç gibi ülkelerde bu tür
egitime hiç sıcak bakmıyoriar. Hiçbir şekiMe
ilgi göstermiyorlar. Zaten nüfusları. okul ve
öğretmen say üan, ellerindeki imkanlar ve
eğitimlerinin kalitesi oldukça
bireyseUeştirilmiş bir programa yer veriyor.
Yani özel olarak onlann üstün yeteneklfleri
ayırmaya ihtiyaçlan yok. Her çocuk için böyle
bir olanak var. Bu yüzden onlar, bunun
tartışılmasmı bile kabul etmiyoriar.
Sevgili
UGUR
MUMCU
Sen zaten yaşayacaksın, ama biz
seni sanatın içinde de yaşatmak
istiyoruz. Bu nedenle bir
salonumuza senin admı verdik...
MÜJDAT GEZEN
SANAT MERKEZt
Demokrasi ve laikliğin ödünsüz savunucusu
UĞUR MUMClPnun
karanhk güçlerce katledilmesini nefretle
kınıyoruz.
GÖÇERLER
FCriDĞRAF KULÜBÜ
DUYURU
Türkiye basını, değerli kalemlerinden Sayın Uğur
Mumcu'yu hain bir cinayet sonucu yitirdi. Muammer
Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Musa Anter ve
daha niceleri gibi bu dnayetin de 'faili meçhul'
cinayetler zincirine eklenmemesi için hükümetin olayın
uzerine kararuhkla gitmesini, katilleri bulmasını talep
ediyoruz.
UĞUR MUMClPnun
ailesinin, Cumhuriyet Gazetesi çalışanlannın,
demokratik, laik ve uygar bir Türkiye'den yana olan
tüm insanlann başı sağolsun.
Frankfort ve çevresinden: Selver-Harnn Erol,
Ferfaat Tezer, Bahtiyar Erkul. Dilaver-Nevri§
Doğan, TUrkan-Hüseyin Kiraz, Kahraman
Topuz, Ali Dogan, Dursun Bengül. Mustafa-
Fikriye Kartal, Reşit Suna, Zeynel-Alev Toksun,
Metin-Zehra Cam. Fato^-Metüı Yıldız, Adil
Demirtaş, Ali Doğruel, İmran Ayata, Naim
Yıldınm, Ali Yıldız, Mehmet Ali-Zahide Dursun.
Tnran-Ayşe Kurban
UĞUR MUMClPnun
Insanlık dışı cinayetini demokrasi adına
kınıyor; Türk milletine, ailesine ve
Cumhuriyet çalışanlarına başsağbğı
diliyoruz.
HAVA TRAFtK KANTROLÖRLERl
DERNEĞt MERKEZİ - İSTANBUL
Gerçek Atatürkçülüğün; O'nun
gösterdiği yolda, O'ndan daha
ileriye gitmek olduğunu bilen
seçkin hukukçu, gazeteci ve
yazar, laikliğin ödünsüz
savunucusu
UĞUR MUMClTyu
alçakça bir salduı sonucu
yitirmenin derin üzüntüsü
içindeyiz.
DAMŞT4Y SAVOLARI VE
TETKİK HÂKİMLERİ
özgür, demokratik, çağdaş, laik Türkiye'nin yılmaz
savunucusu, dürüst, yürekli insan
UĞUR MUMOPnun
katledilişini nefretle kınıyoruz.
Yüreklerimizde yaktığı mum'un aydınbğı hiç
tükenmeyecek.
MARMARA ÜNÎVERStTESİ DtŞ HEKİMLİĞt
FAKÜLTESt ORTODONTt ANABtLtM DAU
ÖĞRETtM ÜYE VE ASİSTANLARI
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Uğur Şimdi Her Yerde!
Uğur Mumcu'nun canına kıyanlar yakalanacak mı?
Başbakan Süleyman Bey, 'Yakalayacağız'diyor; Içişleri
Bakanı ismet Bey, "Bu bir onur sorunudur" demeye ge-
tiriyor.
Türkiye'de gece, burada, Avustralya'da gündüz.
Sydney'de, Melbourne'da, Canberra'da olayı duyanlar,
neye uğradıklannı şaşırdılar. Burada olduğumu öğre-
nenler, telefonumu bulabilenler, başsağlığı diliyorlar...
Neye yarar, Uğur gitti gider. Ugur Mumcu, sözde koru-
nuyordu. Böyle mi korunur bir insan? Avustralya'da,
Sydney'de yaşayan, yirmi yıl önce Kars'ın Sarıkamış'-
ından buralara göçüp yerleşen 50 yaşındaki Ali Ak-
baba'nın anlattığı bir olay nasıl da ilginçtı. Ali Akbaba,
Sydney'de Mt. Druit mahallesınde oturuyordu. Evierinin
yanıbaşına, dul bir kadın taşınmıştı. Kadının iki çocuğu,
bir de köpeği vardı. Kadın dışarıda olduğu bir sırada,
köpek kaçmasın diye bağlamış, öyle gitmişti. Bağlan-
maya alışık olmayan köpek, çırpınırken ipı, bağlı olduğu
kazığa dolandı. Köpek neredeyse boğulacaktı.
Ali Akbaba, köpeğin çırpınışlannı görünce, polise te-
lefon etti, durumu anlattı
- Şu adreste bir köpek, ipe dolandı, neredeyse boğula-
cak, gelip kurtarın...
Ali Akbaba, polisleri beklemeye başladı. On dakikada
gelip yetişmeleri gerekirdi, diye düşündü. Oysa, on bes
dakika geçiyordu. Az sonra polisler göründüler. Biri,
Ali'yi görünce:
- Sen mi telefon ettin? diye sordu, nerede köpek?
- Aptal, görmüyor musun, taa orada çırpınıyor. Neden
bu kadar geç kaldınız? Hem geç kaldınız hem de beni
azarlıyorsunuz. Köpeğe bir şey olursa, seni şikâyetede-
ceğim!
"Şikâyet edeceğim" sözünü duyar duymaz, polisler
çiti atladılar, koşarak ipe dolanmış köpeği kurtardılar...
Ali Akbaba, şöyle diyordu:
- Avustralya da ipe dolanmış bir köpeği kurtarmak için
polisler böyle çalışıyorlar da Türkiye'de polisler, Uğur
Mumcu gibi bir yazarı koruyamıyorlar. Göz göre göre,
bir cinayete kurban gitmesine neden oluyorlar. Ingilte-
re, Salman Ruşdü'yü nasıl korudu? Her çeşit olanağı
nasıl kullandı? Koruma böyle olur...
Ali Akbaba, yirmi yılda çok şey öğrenmişti. Sordu:
- Bu olay karşısında bakan istifa etmedi mi? Hükümet
düşmedimi?
- Etmedi! Duşmedi! dedim.
- Avustralya'da olsa hükümet düşerdi! dedi...
Ali Akbaba'ya sordum:
- Peki, sen köpeği kendin kurtaramaz mıydın? Dola-
nan ipi çözemez miydin?
- Yapardım, ama burada bu görev polisindir, görevini
yapsın istedim!
Salı günü, Avustralya'nın bayramıydı; Ak adam'\n
Avustralya'yaayağmı basışının 205. yılı. Heryıl, 26ocak-
ta, bu nedenle bayram yapılıyor. Her yıl tatil. Pazartesi
günü de çok kişi kafadan mı dınlendi ne? O gün de her
yer kapalıydı. Ali Akbaba, Saffet Alan, beni alıp Sydney'-
in 90 km. uzağındakı Blue Moundains'a (Mavi Dağlar)
götürdüler. 'Mavi Dağlar , 1000-1500 metrenin bıraz üs-
tünde. Zaten Avustralya'da dağ yok, tepeye bile dağ di-
yorlar. 'Mavi Dağlar' denmesinin nedeni de sisler için-
deki dağların, güneş açtığında, mavi görünmeleri.
Güneş çıkmadığı için, mavilikleri göremedik. Ama, boy-w
dan boya otobüslerle gelmiş Japon, Taivvan'lı turistleri
gördük bol bol. Mavi birsis perdesinin böyle değerlendi-
rilebileceğini düşünemezdim. Aşkolsun!
Bizim ağustos ayında, Mavi Dağlar'a kar da yağıyor-
muş. Hani, "Ağustostabaltakesmezbuzolur"demişya,
türkü, o hesap. Ama, neme gerek, 'Mavi Dağlar' iyi gel-
di, azıcık kendime geldim. Mavi Dağlar'da 'Three Sis-
ters' (Üç Kızkardeş) dedikleri üç kaya parçası da var;
onun da bir masalı var ya, durmadım üstünde. Ben, şim-
di Uğur'u yaşıyordum.
Radyolarda, televizyonlarda Nazım Hikmet üstüne,
Uğur Mumcu üstüne konuşmalar yaptım. Türkçe yayın
yapan radyoda, Sydney'de özen özüner'le, Şule Tö-
reci'yle, Cengizhan Güngör'le tanıştım. Özen özüner,
Adanalı, Nâzım Hikmet gecelerinde şiir de okudu. O
"SBS" radyosunda. Melbourne'da yayın yapan radyo-
da, Bülent ibrişim'le, Uğur Mumcu'yu konuştuk. Bülent
ibrişim'e, Prof. Nevzat Toroslu'nun selamını söyledim,
çok sevindi. Onunla radyoda bir daha konuşacağız. Bu
sırada, radyodan, Avustralya'da bulunan Türk dinleyici-
lerin sorulannı da -anında- yanıtlayacağım.
Uğur Mumcu'ya yöneltilen saldırı, gerçekte özgürlük-
lere, laikliğe, bu ilkeyi savunan Cumhuriyet gazetesine,
basına yapılmıştır. Laikliğe karşı olan yobazlann savu-
nacak, tutunacak hiçbir dalları kalmamıştr. Din sömürü-
cüsü, düzmece din tecimerlerinin (tüccarlarının) toplu-
muntükürükyağmurunatutulacaklangünleruzakdeğil-
dir. Camiler siyaset alanı' yapılacak, hükümetin bir
kanadından ses gelmiyor diye, "madrabaz" din sömü-
rücüleri, kökleri Arap, CIA kaynaklarında, keyif çatacak-
lar öyle mi? Turan Dursun'ların, Uğur Mumcu'lann güç-
leri buradadır işte. Türkiye'den binlerce kilometre
uzakta, Avustralya anakarasında haberlerden ögren-
dim, SHP'liler, cenaze törenine büyük çoğunlukla katıl-
mayı kararlaştırmışlar. Sarıkamışlı Ali Akbaba:
- Bu yetmez, dedi, katillerin bulunması için de SHP'-
liler yoğun çaba harcamalıdırlar! Buna katılmalıdırlar...
Türkiye'den eşim söyledi: Televizyonda, Uğur'u halka
sormuşlar? Bir okur, şöyle demiş:
- Bir mumdu, söndü. O kadar az mumumuz var ki!
BULMACA
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/ Yakup Kadri Karaos-
manoglu nun bir romanı.
2/ "Şirlerpençe-i kahnm-
da olurken lerzan/Beni
bir gözleri -'ya zebun etti
felek" (Yavuz Sultan Se-
lim)... Ölü doğan kuzu-
nun derisi. 3/ Marksist
terminolojide. proletar-
yanın sınıf bilıncinden
yoksun alt tabakası... Ba-
kınn simgesi. 4/ Şarkı,
türkü... Mitoloji. 5/"'- ile
yola gelmeyeni etmeli
tekdirTekdir ile uslanmayanın
hakkı kötektir" (Ziya Paşa).'.. Al-
tın. 6/ Muğla'nın bır ilçesi. 7/ Kre-
dı mektubu. 8/ Bir nota... Gelen
evrak. 9/ Eleştiri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Necati Cumalı'nın birtiyatroya-
pıtı. 2/ Afrika'nın en yüksek dağı
Kibmanjaro'nun, yerli dillerde
"özgürlük" anlamına gelen yenı
adı... Tatb birçörek. 3/ Müslüman
ülkelerde oturan Yunan asılh kim-
se... Uğur. abnyaası. 4/ 1925'ten 1979'a kadar İran'ı yöneten
hanedan. 5/ Akla ve sağduyuya aykın olan... Faize temel oluş-
turacak miktar ile günlerin çarpımı sonucunda bulunan rakam.
6/ Pir Sultan Abdal'ın doğum yeri olan köy... Oylumlu. 7/ Bahk
yakalama araa... Dolaşık, kanşık. 8/ Bir şeyi kiraya veren...
Bayram. 9/ Haysiyet... Ege bölgesinde ünlü bir antik kent.