27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet fmtiyazsahibi: BerinNadi Genel Yayın Yonetmcni Özgen A«.ar •Gcncl Yayın KoordınaloVii: Hikmet Çetinka>a • Ya7i İşlcn Müdüru Celal Ba^angıç • Habcr Mcrkczı Müdürü: Mustafa Balbav Gorscl Yonetmen \li Acar • Duzenkme Muslafa Sağlamer Ankara Temsılcısı Cüneyt Arcayürek •Haber Müdurlen Işık Kansu, Hakkı • İslanbul Haberlen Şroaj Kalkan •!>> Haberler Ergun Balcı Erdem Z.Gökalp Blv İnkilap S \ o 19 4, Tel 4331141-47. Telex 42344. Fax • Iş - Ekonomı Dmç Tajanç •>urt Haberlen Mehmet Saraç (4)4330565 • lzmır Temsücı V Serdar Kızılt, H Zıya Blv 1352S 2 3 Tel:831230, • Makdleler Sami Karaoreo «Spor \bdülkadir Vücelman «Du- Telex 52359.Fax (51)895360 «Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoğlu İnönü Co «lıme AbduUah Yaucı 119 S No 1 Kat. 1, Tel. 59 37 52(4 hat).Tetex 62155, Fax (71)59 25 78 Mucsscsc Mudür V Erol Erkut •Koordına- tor Ahmet Korulsan • Muhasebe IMtnl Ye- ner •Idarc Hüseyin Gûrer •lşletme ömta Çtfik «Bılgı-işlem Naü tnal «BılgısayarSıs- lem: Münhet Çüer •Reklam Rfc I y K Yenı Gün Haber Ajattsı. Basın vc Yayınalık A Ş Basan: Cumhunyct Mathadcılık vc Ga/clccıhk TAŞ Türkoca& Cad 39'4I Cagaloflu 34334 Isl PK 246 Istanbul Tel 5120505TCİC» 23246.F.H (I)<n8595 TAKV1M25OCAK 1993 Imsak 5 45 Guneş 7 14 Oğlc:12 21 İkındi 14.54 Akşam:l7 18 Yatsı. 18.41 TehditleronnyılclırmadıYobazlann,gericilerin,silah kaçakcılarının düşmanıydı. A tatürk Cumhuriyetiönündekiher engeliyikmaya hazır bir demokra irçoşkuselı, btröfke yıldınmı...Atatürk Cumhuriyeü'nin önündeki her engeli yıkıp geçmeye hazırbirdevnmcı... Gericilerin baş düşmanıydı. Çünkü; Cumhuriyet ve Atatürk'ü tüm iDketeriyle benlığinın derinüklerine değın sindirmişti. Yobazlann baş düşmanıydı; çünkü, sapına kadar laiktı. Çünkü. din kısvesi alünda, Türkiye'nın nerelere götürülmek istendiğinin en aynmında olan aydınlann başında geliyordu. Çünkü; 'İslami' maskesinin ardına gizlenerek, Türkiye'yı çok uluslu şirketlere ve temsil ettıkleri emperyalizme leslim etmenın karanlık emelinin peşinde olanlan çok iyi tanıyor ve 'kellesinı koltuğuna aldığını bıle bile' tcşhir edıyordu. Rabıla'yı ortaya cıkartüğında, aldığı tehdıtlerden, kaüedıleceğıni de biliyordu. Çünkü; her Atatürkçü gıbi, lam bağımsızlığa 'iman' etmiştı. Çıkar çevrelerinın baş düşmanıydı. Çünkü; ulusal çıkarlanmıan emperyalızme nasıl kurban edilmeye haarlandığını biliyordu. Çünkü; uluslararaa karanlıkgüçler aracılığıyla Türkiye'ye sokulan silahlann hangi amaçlar ıçin. kımler tarafından kullanıldığını. kullandırtıldığmı biliyordu. Çünkü; Mafya babalannın, kendı gkarlan ıçın, bir an bileduraksamaksızın her aydınlığı karanbğa boğrnaya kararlı oldukJannı biliyordu Çünkü; emperyalızmın, mafya babalan eliyle Türkiye'ye soktuğu slahlann teröru naal körükleyeceğınin aynmındaydı. Çünkü; tcrörolaylannın tırmandınlmasının ardından nelenn geleceğını apaçık görüyordu. Cuntacılığın baş düşmanıydı. Çünkü, 12 Martve 12EylülcuntaJannı'canhlanık' olarak yaşamıştı. Çünku; kontrgenllanm ne olduğunu biliyor ve herkean öğrenmesinin bir 'hak' olduğuna ınanıyordu. Demokrasi veınsan haklan düşmanlannın baş düşmanıydı. Çünkü; hıç bınnın kauli ya da kaülleri yakalanamayan gazelealenn, bılım adamlannın ve aydınlann kanlannın yerde kalmasını ıstemiyordu. Çünkü; devletin, kaüllerin bulunması için elindeki guçlen yelerince seferberetmedığıninbılınandeydi Çunkü; aydınlanamayan, aydınlauimayan her anayeün, dia dızi ycnilennı getircceğıni de biliyordu. Mumcu'nun 3 Şubat 1990 günü, kalledılışinın üzennden henüz üç gün gecmişolan Prof. Muammer Aksoy'un ardından Cumhuriyet'lekı 'GÖZLEM' köşesmde yazdığı 'Son Görev' başlıklı yazısının Aksoy'u anlatan bölümlennı, bugün kendia içın yazardı. "Kalpaksız Kuvayı Mıllıyeciler'ın son temsılcilennden bınydi. İnançJı; Dirençli; Kararlı. Ve mangal gibi yürekli" Mumcu Laiklikmi? Mumcu Tam bağımsızhk mı? Mumcu Millı petrol davaa mı? Mumcu Uygulanmayan Danıştay kararian mı? Mumcu Vıetnam halkıyla dayanışma mı? Mumcu Kıyılan, sürülen, dövülen, öldürülen öğretmenlermi? Mumcu Anayasa mı? Mumcu UArkasıSa.l7,Sû.6'da İslama örgüüerekarşı uyarmıştı Cinayetikim işledi? C'ğur Mumcu, Muammer A ksoy cinayetinden sonra yazdığı yansuıda "Cinayet 'İslami Hareket'adına işlenmişti. 'İslami Hareket', bir örgüt adı mıydı, yoksa cinayeti işleyenJer, bu cinayeti, Islamcı dûşûnce adtna islediklerini anlalmak içingenelanlamda 'İslami hareket' sözcüklerini m kullanmıslardı?" diye soruyordu. Mumcu,kendi cinayetinden sonra dayapılmastgerekenleri, sorulması gereken sorulan sorargibiydi. Aşağıda,31 Ocak 1991 tarihü kösesindeçıkan yazısmı sunuyoruz. GOZLEM UĞUR MUMCU Aksoy Cinayeti... Atatürk devrımlerının ve hukuk devletinin yılmaz savu- nucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy, geçen yıl bugün alçak- ça kurşunlanarak öldürülmûştü. Cinayet "İslami hareket" adına işlenmıştı "islami hare- ket", bir örgüt adı mıydı, yoksa cınayetı işleyenler, bu cina- yetı, islamcı duşünce adına işlediklerini anlatmak içın genel anlamıyla "İslami hareket" sözcüklerini mi kullan- mışlardı? Bu konular hiç aydınlanmadı. Bu gidişle de bundan son- ra da aydınlanacağı yok. Aksoy cinayetıni Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Çetin Emeç cinayeti izledi; Çetın Emeç cınayetini Turan Dursun'un öldürülmesi İslami Hareket'in en son kıydığı can, Doç. Bahriye Uçok'tu. Aksoy cinayetinden sonra bir tek ıpucu bıle ele gecmedi. Emeç, Öursun ve Bahriye Uçok cınayetlerinin kımler tara- fından işlendığını gösteren bir tek kanıta bile ulaşılamadı. Aksoy, Emeç ve Dursun, uçlarına susturucu takılmış si- lahlarla öldürülmüşlerdi. Cinayetlerde kullanılan teknik- ler, bu üç saldırının da Ortadoğu istihbarat örgütlerince duzenlendigı yolunda kuşkular doğmasına yol açmıştı. Bu arada kuşkulular arasında, bir Islam devletinin Anka- rabüyükelçiliğindegörevlidiplomatlardabuiunuyorlardı. Öyle ya da böyle; başta Aksoy cinayeti olmak üzere hıç bir cinayet aydınlanamadı. On bir yıl once öldürülen Mılliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi ipekçi cinayeti aydınlandı mı? Hayır; aydınlanmadı, aydınlanmadığı gibi İpekçi cınaye- tinin aydınlanmaması için gizli eller bütün kanıtları değiş- tirdiler. Bu gibi konular duyarlık ıster... Bu duyarlığı devlet gös- termiyorsa basın organları ve siyasal partiler göstermeli- dir. örneğin SHP, niçin Aksoy ve Üçok cinayetlerinin aydın- lanması için bir araştırma komisyonu kurup kanıt topla- maz 9 Hürriyet Gazetesi -belki kurmuşlardır, bilmiyorum- en yetenekli muhabirlerinden oluşan bir grup oluşturup gerektiğinde de polis ile işbirliğı yaparak genel yayın mü- dürlerinin katillerini aramaz? Yeri geldi açıkça yazayım: İpekçi cinayetinden sonra basın, görevini yapmadı. Ga- zeteciler, cinayetten sonra ellerindeki kanıtları karşılaştı- rır, bu ortak çalışma sonucunda cinayetin arkasındakı suç örgütünü ortaya çıkarabilirdi. Bu görevi, yalnızca iki gaze- tecı üstlendi Bu iki gazetecı, ayrı gazetelerde çalışmaları- nakarşın birarayagelip kanıtları birliktedeğerlendirdiler. Gazetecinin görevi, bu konuda savcılıkları harekete ge- çirmekti. Savcılar, kapanmış davayı yeniden açülar. Bun- dan sonrası devletin işiydi. Devlet, bu aşamada duyarlık göstermedi. Ve dosya böylece kapandı. İpekçi cinayetinin aydınlanmasından korkan gizli eller de hemen harekete geçmişlerdi Aksoy, bir düşünce ve kavga adamıydı. Tek başına bir ordu gibi savaşırdı. Bu savaşta alçakça ve sinsice kurşun- lanarak öldürüldü. Devletin görevi, bu gibi cinayetlerin kanıtlarını bulmak değil midir? Devlet, "islami hareket" adına, uçlarına susturucu takıl- mış silahlarla cinayet işleyen çetelere karşı bu kadar çare- siz midir'' Yoksa "ctev/ef"dediğimiz şu büyük aygıta takılan başka susturucular var da biz mi bu susturucuları bılemıyoruz! Aksoy'un laiklik konusundaki çabaları, cinayetin İslamcı bir terör örgütünce işlendiği kuşkusunu doğuruyor. Cinayetten hemen sonra AA ve bazı gazeteleri arayan bir kişi, bozuk bir Türkçe ile Aksoy'un "te- settür konusunda Islam'a karşı îakındığı tavır ne- deniyle İslami Hareket" adlı bir örgüt tarafından "cezalandırıldığını" söylüyor. "İslami Hareket adlı bir örgütten kimsenin habe- ri yok! Böyle bir örgüt gerçekten varsa, bu örgüt adını ilk kez Aksoy cinayeti ile duyurmuş oluyor. 2.2.1990 Böyle Başlar... KARASES'LE - Kaplan'la 198Tde Uğur Mumcu 'Laik düzen yıkılmah' diyen eski müftü, yurtdrşında şcriatçı örgüt kuran Cemalettin Almanya'da görüşmüş, yazdığı onlarca yazıda ve kitaplaı ında 'Kara Ses' tehlikesine dikkat çekmişti. Her soygun siyasal amaçla yapılmaz, ama soygun olayları artınca bu sılahlı eylemlerin başlayacağı yolunda birer belir- ti olur Daha önce böyle olmadı mı? Oldu. Şimdi de böyle olmuyor mu? Oluyor Teröı^orgütleri, soygunlarla para sağlariar, sonra da bu soygun paraları ile silah satın alırlar. Bu silahlarla da adam öldurürler. Silahlı soygun. Silah kaçakcılığı Ve terör.. Bunlar, bir zincirin birbirinden ayrılmaz halkalarıdır. Bugun Türkiye eskisinden çok daha derin ve karmaşık so- runların içindedır Bu nedenle büyük kentlerde başlayacak terör eylemleri, Türkiye'yi çok kısa sürede yeni ve içinden hiç çıkılmayacak kargaşalara sürükleyebilir. Kargaşaların ne getirip ne götürdüğü de bellidir. Teröre karşı uyanık olmak yurttaşlık ve insanlık görevi- dir... 24.1.1990 Duyarlık... EVREN'LE- Mumcu, eski Cumhurbaşkanı EvrenTc 1990'da Marmaris'teki evinde vaptığı röportajda 12 E\hil*de bazı din adamlanna Suudi Arabistan kaynaklı Rabıta örgütünden maaş ödenmesi olayıyla ilgili sorulan da yöneltmekten kaçınmamıştı. Prof. Muammer Aksoy ve ardından da Hürriyet gazetesi yazarı Çetin Emeç'i kimler öldürdü 9 Her iki cinayet konusunda henüz bir ipucu yok. Ipucu ol- madığı içın yorumlar somut verilere ve kanıtlara değil soyut ve kuşkulu varsayımlara dayanıyor Bu varsayımların hareket noktası, gerek Aksoy'un gerek Emeç'in laıklık konusunda duyarlıklarıdır. Üstelik, Aksoy ci- nayetinden hemen sonra Anadolu Ajansı ve Hürriyet gaze- tesini arayan bir kişi, cinayetin "İslamcı Intikam Örgütü" tarafından işlendiğini bildirmişti. Çetin Emeç'in öldürülmesinden yaklaşık alt saat sonra ci- nayeti "Turk-lslam Komando Birliği" adlı bir başka örgüt üstiendı. Bunu, "Devrimci Guçler Birliği" adlı bir örgütün Milliyet gazetesini arayarak cinayeti üstlenmesf izledi. Olayı Dev-Genç adına üstlenenler de oldu. Bunların her biri şaşırtmaca olabilir. 9.3.1990 Şu Kontrgerilla... Kontrgerilla konusundaki tartışmalar bitmiyor. Bizler 70'li ve80li yıllarda bu konuyuelimizden geldiği kadar belgele- dık. O zaman susuldu. "Kontrgerilla ", 12 Mart döneminde Ziverbey Köşkü sorgu- ları sırasında ortaya çıkmıştı Sorgular. "Burası Genelkurmay'a bağlı Kontrgerilladır, burada anayasa yo/rfur"diye başlıyordu. Aynı ışkenceli sorgular Ankara'da da yapıldı. Bizler, "kontrgerilla" sözcüklerini ilk kez bu sorgulardan öğrendik. 7.12.1992 OKURLARIYLA- Uğur Mumcu'nun bugüne kadar araştırmacı gazeteciliğinörneklerini sergilediği 24 kitabı bulunuyor. Her yazdığı yazısında sorgulayıcı bir üslup kullanan Uğur Mumcu için kitap imza günleri, onun okurlanyla buluşmasıydı. Hizbulkontra! Araştırmaaga• Uluslararası haber ajanslan, yazanmız Uğur Mumcu'ya düzenlenen suikastın gerçekleşmesinin hemen ardından, haberi acil koduyla tüm dünyaya geçtiler. öncüsü' dış basında DışHaberlerServisi- Yazanmız Uğur Mıuncu'nun öldürülmesi, suikastın duyulmasından kısa birsüre sonra dış basında yer aldı. Uluslararası haber ajanslan Reuter ve AFP'nın acil koduyla verdiğı genış haberler, yabancı radyo ve televızyonlann haber bültenlerinde duyuruldu. Haberi ilk olarak TSİ 14:14'teveren İngiliz haber ajansı Reuter, Mumcu'nun "Türkıye'de araşurmaa gazeteciliğin oncülerinden" olduğunu vurguladı. Reuter, "sosyalist" olarak nitelendirdiği Mumcu'nun, müttefık kuvvetleri tarafından Irak'a yönelik operasyonlarda İncırlik Üssü'nün kullanılması nedeniyle hükumeti eleştırdiğini belirtti. Âjans haberinde, Mumcu'nun yolsuzluk ıddıalan, yabancı istihbarat binmlen, mafya, aşın sol ve Papa suıkastı konulannda araştırma yaptığını anımsattı. Fransız haber ajansı AFP de acil koduyla verdıği habennde, Mumcu'nun olay yennde bulunan muhabirinın gözlen önünde öldürüldüğünü duyurdu. Haberdc, Mumcu"dan Türk basınının cn ünlü köşe yazarlanndan bıri olarak söz eden AFP, gazclecının arabasının kontak anahtannı çevirmesı ile patlamanın meydana geldığinı bıldırdi Ajans genış habennde, Mumcu'nun son 13 ayda öldürülen 13'üncü gazetecı olduğunu belirtti. Ancak, arabasına bomba konarak öldürülen ilk gazetecı olduğuna dikkat çekti. Aynca, Anadolu Ajansf nın (AA) olayla ılgılı olarak beyaz bir Kartal marka otomobilin aranmakta olduğunu bildirdiğini kaydetti. AFP, Mumcu'nun Türk mafyası veyolsuzluklarile Mehmet Ali Ağca tarafından Papa 2. Jean Paul'e yönelik olarak gerçekleştinlen suikast konusunda araştırmalar yaptığını ve yazılar yazdığını belirtti. Amenkan haber ajansı AP de haberinde Mumcu'yu "Türkiye'nın önde gelen gazetecilennden biri" olarak nıteledı. AP, yazanmız Uğur Mumcu'nun bir terör uzmanı olduğunu ve Papa 2. Jean Paul'e düzenlenen suıkasl gırişimi üzennde araştıımalar yaptığını belirtti. Ajans, Mumcu'nun radikal İslamcı vc bölücü hareketlere sert eleştiriler yonelttığıni vurguladı AP yayınladığı ikınci haber bültcnındede. Mumcu'nun laiklığin yılmaz bir sav unucusu olduğuna ve köklendincı kesimlerden sık sık ölüm tehdıtlen aldığına dikkat çekti. Ajans, Mumcu'nun sağcı terörist Ağca'nın, Papa 2. Jean Paul'e düzcnlediği suikastın iç yüzünü anlatan kılabıyla uluslararası üne kavuştuğunu kaydetti. Mumcu'nun, Ağca'nın Papa suikasti öncesınde Türkiye'de ve Avrupa'da kurduğu ılişkileri araştırdığını kaydeden AP, ünlü gazetecinin Ağca'nın Bulgar silah kacakçılan ile ılışkılcnnı ortaya çıkardığını belirtti. BArkasıSa.l7,Sû.6'da Son günlerde Guneydoğu'da işlenen cinayetlerin arkasın- da kımler var? Bir sava göre "Hizbullah." Bu savın sahiplerı, Hizbullah örgütünün devlet tarafından desteklendiğini, bu cinayetlerin "Kontrgerilla" örgütünce planlandığını, "Hizbullah" adlı islamcı örgutün bu amaçla kullanıldığını da ileri sürüp, bu örgüte "Hizbulkontra" adını takıyorlar. "Hizbullah", Şiı kökenli bir terör örgütüdür. Sözcük anla- mıyla "Allah'ın Partisi" demektir. "Hizbullah", 1973 yılında iran'ın Kum kentinde Muham- med Gaffari tarafından kuruldu. Gaffari, Şah rejimi tarafın- dan tutuklandı ve cezaevinde öldürüldü örgüt, Humeyni'nin iktıdara gelmesinden sonra Muhammed Gaffarı'nin oğlu Ha- di Gaffari tarafından yaşatıldı. "Hizbullah", Iran'da Islam Cumhuriyeti kurulduktan sonra kısa sürede 75 sılahlı militana sahip bir örgüt haline geldi. Aynı amaçlı bir başka örgüt "Amal"örgütüdür. Şii liderle- rinden Imam Musa Sadr'ın 1975 yılında Güney Lübnan'da kurduğu "Amal" orgütü, 1978 yılında Musa Sadr'ın Libya'da öldürülmesinden sonra ikiye ayrılmış, "Amal"örgütü Nebih Berri tarafından temsil edılirken, Hüseyin Musavi liderliğin- deki "islami Amal", Bekaa Vadısı'nde örgütlenmeye başla- mıştı. ^ 26.9.1992
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle