Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2OCAK1993CUMARTESİ CUMHURfYET SAYFA
KULTUR 11
Şizerlere
Japonya'dan
idül
• KültürServisi -Tokyo'da
ıav ımlanan, Japon) a'nın en
büyük gazetelcrinden
Vomıuri Shimbun'un
süzenlediği. bu\ıl \4.\ü
jerçekleştirilen uluslararası
tarikatür yanşmasında
Türkiye'den altı çızerödül
»ldı. Serbest ve konulu
bölümlerden oluşan
»anşmanın 1992yılındakı
tonusu. "'cesaret" olarak
belırlenmişti. 64 ülkeden 12
bin 884 yapıtın kalıldığı
;.anşmada Mahmut Akgün
~Excellent" ödülünü
lazanırken, Gürbûz Doğan
Ekşioğlu onur mansiyonu ıle
ödüllendirildı. İsmet
Lokman, Enver Malkoç,
Eray Özbek ve Mahmut
Tibet de "Cıtation" ödülüne
değer bulundu.
TÜPk
sanatçılara ödül
• Kûltür Servisi - L N ESCO
Asya Kültür Mcrkezi
tarafından Tokyo"da
düzenlenen "Noma
Concours" adlı yanşmada,
FendunOral "Böğürtlen
Cini ve San Gaga" adlı öykü
kılabıyia üçüncülük aldı. 54
ülkeden 467 sanaıçının
katıldığı yanşmada Nazan
Erkmen ile Kağan Güner de
teşvik ödülü kazandılar.
Talayman'ın
pesimleri
•Kûltür Senisi • Yaşamını
Almanya'da sürdüren
ressam Metin Talayman'ın
Türkıye'deki yeni sergisi 5
ocafc tarinmde İsutftbni Tem
Sanat Galerisi'nde acılıyor. 3
şubat tarihine dek
izlenebilecek sergide,
Talayman'm sanat yaşamı
hakkında bilgi veren
audiovisual gösteri de her
gün izlenebiliyor. Talayman,
gerek insan fıgürlü
kompozısyonlannda,
gerekse soyut bir atmosferin
ön plana çıktığı resimlerinde
insanın yalnızlık duygusunu
ve bu duygunun çeşitlerini
yorumluyor.
Antika bebekler
• ATİNA(AA)-Anüka
bebekler, ABD'de
milyonlarca liraya kolayca
müşteri buluyor.
Uluslararası Bebekler
tCulübü Başkanı Cynthia
Mouser. örneğin
porselenden yapılmış ve iyi
şekilde korunmuş eski bir
bebeğin koleksiyoncular
tarafından herzaman
kapışıldığınısöyledi. Lipor
dergisının haberine göre,
bugüne dek en pahalı antika
bebeğin Almanya"da 170 bin
dolara saiıldığını belirten
Mouser, 1880-1890 yıllan
arasında üretilen bir "Zimo
Bem" bebeğin değerinin altı
bın dolann üzerinde
olduğunu kaydetti.
Duran Karaca
Sergisi
Şekerbankta
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Duran
Karaca'nın resim sergisi, 6
ocak çarşamba günü
Şekerbank Ömer Sunar
Sanat Galerisi'nde
sergilenmeye açılacak.
Atatürk Bulvan 171
numaıadaki galeride, 28
ocağa kadar açık kalacak
sergi, pazar ve pazartesi
günleri dışında 10.30 -
19.00 saatleri arasında
görülebilir. 1934 yılında
Ceyhan'da doğan ve 1962
yılında TRT resim ödülü,
1981 yılında Kûltür
Bakanlığı "Atatürk,
Kurtuluş Savaşı ve
""»evrimler" konulu resim
/arışmasında mansiyon
ödülü, 1984 yılında da
Ankara Sanat Kurumu'nun
"Yılın Sanatçısı" ödülleri
verildi. Sanatçının,
yurtiçinde ve vurtdışındaki
müze ve özel
koleksiyonlarda yapıtlan
yer ahyor.
Ankara Devlet Opera ve Balesi bale tarihinin en eski yapıtını sahneliyor
Romantizmin simgesi 'La Sylphide'ŞEBNE1VIAKSAN
Ankara Devlet Opera \e Ba-
lesi'nde. bale tarihinin en eski
ve orijınal yapıtı "La Sylphıde"
sergileniyor. İlk kez 1832'de Pa-
ris Operası'nda. müziği Jean
SchneitzhoefFer. koreografısi
Filippo Taglioni tarafından
kızı Marie Taglioni için gerçek-
leştirilen bu yapıtı, Danimar-
kalı koreograf Bournonville'ın
1836'da gerçekleştirdiğı yo-
rumla ızleyeceğiz. Bu balenın
bir de 1971'de Piere Lacotte ta-
rafından yapılan bir yorumu
vardır. Bournonville yorumu
en eski ve otantık olan yorum-
dur. Eseri Danimarka Kraliyet
Balesi sanatçılanndan Flem-
ming Ryberg sahneye koydu.
Ancak belli başlı toplulukla-
nn oynamaya cesaret ettiği bu
yapıta. romantizme yazı, şiir.
resim ve müziklen sonra görün-
tü kazandıran ve bale sanatını
saygınlığa kavuşturan ilk eser
olarak bakılır. Romanüzm.
Fransız ıhtılalinin mcydana ge-
tirdiği büyük değışimin sonucu
ortaya çıkan bir anlayıştır. Ger-
çeklere dayanmak zorlaştıkça,
insanoğlunun başka bir dünya
yaratma gereği kaçınılmaz olu-
yor. Balede bu çelışki. saray ge-
lenegi. zevkı ve hımayesinden,
halka inen ve orta sınıf bir zev-
ke hitap etmek zorunda kalan
sanatçının içine düştüğü yaşam
ve gerçeklere tepkisı olarak be-
lirir. Bu nedenle gerçekle düş
âlemı yanyana ve içıçe işlenir bu
dönem balelerde. Mitolojik ko-
nular, krallar ve tannlann yeri-
ni gerçek insanlar ve onlann
düşlerindeki periler almıştır. Şi-
ırsel estetik ve siil anlayışı ro-
mantizmin baleye kazandırdığı
temel olgulardan biridir.
'La Sylphide' pek çok ilkleri
1845"te sahnetenen "La Sylphide
v
'den . Bu balede James rolünû yurtdışında oynayan tek Türk
danscı Erkan Çimenciler, bu roldeki başansıyla övgüler topiadı.
içerir. parmak ucu pabucunun
bir atraksi\on olarak değil, ifa-
deyi güçlendirme amacı ile kul-
lanılması, bu pabuçlarla kadın
dansçının tekniğınin ilerlemesi
dolayısıyla romanıik ideali sim-
gelemesi dışında, erkek dansçı
kadar becerisi ile de ön plana
çıkması, gaz lambalannın sah-
ne aydınlatmada kullanılması
ve bunun romantik görüntüyü
bütünlcmesı. tanınmış edebı-
yatçılann baleye ilgı duymaya
başlaması hep bu yapıtla bağ-
lantılıdır.
'La Sylphıde" de zaten bir or-
man perisıdir. Bileklere kadar
uzayan bol beyaz tül etekleri,
küçük ve sıkıca vücuda oturan
dekolte bedeni, arka belinde
kanatlan, başında beyaz çiçek-
lerden oluşan yuvarlak tacı ve
parmaklannın ucunda yere
sanki değmeden uçarak dans
eden bir hayal ürünüdür. Arzu-
lanan, düşler kurulan ama hiç
bir zaman sahip olunamayan
bir \mge. Bu peri nişan haarlı-
klan içinde olan bir İskoç gen-
cın aklını çeler! Odasına girer,
yanağından öper, şapkasını ahr
kaçınr, onu ormana götürmek
ıster. James bu varhğa tutul-
muştur, o belirdiği anda herşeyi
unutur ve nitekim tam nişan sı-
rasında peri belirir, yüzûğiı ala-
rak kaçar ve tabii James de ar-
kasından kaçar.
Ancak James'in bu varhğa
dokunmasına olanak yoktur,
ormanda kendine benzeyen bir
sürü peri arasında bir gözükür,
bir yok olur. Tam bu sırada be-
lıren cadı Madge zaten hınç al-
maya kararlı olduğu James'in
eüne bir eşarp verir ve bunu pe-
rinin kolîanna sararsa onun
gerçek insana dönüşeccğini
söyler. Fakat bu eşarp Sylphi-
de'e dokununca James'in haya-
li de kollannda yok olur. Uzak-
tan bir düğün alayı geçmekte-
dir, James'in nişanlısı bir arka-
daşı ile evlenmiştır. Bir yanda
nişan davetlilen neşeli, atla-
malı, zıplamalı halk danslan
yaparken bir yanda bu peri
uçuşmakta ve olaylann akışı
değişmektedir.
1930- 40 yıllan arasında ro-
mantik baleyle başlayan gehş-
meler teatral dans sanatının en
önemli çağı olarak tanımlana-
bilir. Akademik teatral dans,
esas olarak klasık ve romantik
düşünce ve görüş arasında gi-
dıp gelen bir şakül gıbıdir.
Klasik görüş, bence mükem-
meliyet, dış görüntü \e tekniği
kendine amaç edinırken, ro-
mantik görüş ifadeyi ve içeriği
ön plana alır ve tekniği bu
amaçta kullanır.
Bournonville tekniğınin özel-
likle erkek dansçılara kazandır-
dığı hafıflik, çabukluk. yumu-
şaklık, abartıya ve göstenşe
kaçmadan asil ve zarif tavırlan
benimseme, Türk dansçılan
için yeni bir deneyim olacaktır.
Aslında arzu edilen Bournon-
ville tekniği ve repertuannı
dansçılanmızın okul yıllannda
görmelendir.
Bu nedenle de önde gelen
okullar belli başlı stil ve teknik-
lere eğitim programlannda yer
vermektedirler.
'La Sylphide'deki James ro-
lünü yurt dışında tek oynayan
Türk dansçı Erkan Çimenciler
bu roldeki başansı ile önemli
kritiklerden övgüler almış, sti-
lin ve tekniğin inceliklenni kav-
ramış bir dansçı olarak kendin-
den söz ettirmiştır Bir
dansçının kariyerinde ona en
çok haz veren sadece egosunun
şişirilmesi olamaz. Gerçek haz,
dansçının vücudunu yeni bir
stille yeniden keşfetmesidir.
ORHON ARIBURNU ODULLER
Soıı katılıııa
tarilıi 1 ıııart
Kültür Servis - Şair ve sınemacı Orhon Murat Anburnu
anısına düzenlenen ödüller bu >ıl da şıir, uzun metrajlı film se-
naryosu. kısa metrajlı film ve fotoğraf dallannda verilecek. Bu
yıl aynca kısa metrajlı film dalında yanşmaya katılan bir fılme
de geçtığimiz günlerde yitirdiğimız Yavuzer Çetınkaya amsına
bir özel ödül verilmesi kararlaştınldı.
Orhon Murat Anburnu ödüllennin bu yılki seçicı kurulu. şiir
dalında Oktay Akbal, Kemal Özer, Hilmi Yavuz. Hüseyin
Haydar, Turgaş Fişekçi ve Hüsevin Alemdar. uzun metrajlı
film scnaryosu dalında Engin Ayça. Macıt Koper. Orhan
Oğuz. Hülya Avşar. Fehmi Yaşar ve Talat Bulut. kısa metrajlı
film dalında Atıf Yılmaz. Cevat Çapan, Tank Akan, Zeki Ök-
ten. Tunç Başaran \e Şerif Sezer; fotoğraf dalında İsa Çelik,
Mehmet Bavhan, Mehmet Kısmet, Aclan Uraz, Gökhan Yalta
ve Rıza Baloğlu'ndan oluşuvor.
Yanşmaya şiir dalında 10 nisandan sonra yayımlanan kitap-
lar. uzun metrajlı film se-
naryosu dalında 110 da-
kikayı geçmeyecek senar-
yolar, kısa metrajlı film
dalında 30 dakıkadan
uzun olmayacak fılmler,
fotoğraf dalında da 18x24
ölculerinden küçük olma-
yacak siyah-beyaz baskı
fotoğraflar katılabilecek.
Yanşmaya katılmak ıste-
yenlerin. yapıtlannı bir
fotoğraf ve yaşam öykü-1
lenyle birlıkte yedı nüsha
olarak 1 mart 1993 tarihi-
ne dek Anburnu Ödülle-
ri, Ahududu sok., No:27.
Daire:7,80060 Beyoğlu İstanbul adresıne ulaştırmalan gereki-
yor Sonuçlan 11 nısan 1993 tarihinde açıklanacak yanşmada.
geçen yıl: şiir ödüllen, Anburnu"nun elyaası sema şiiri, "Ko-
van" adlı şiir kitabının tıpkı basımı ve "Burak Dünya" adlı top-
lu şiirleri, kısa film ödüllen 5"er adet L'-maüc kaset ve Sony M-3
kamerayla bir film çekme olanağı, film senaryosu ödülleri An-
burnu'nun "İçimizdeki Boşluk" adlı fılminin senaryosu, "Sihir-
h Boru" fılminin afışı. Agah Özgüç'ün "Türk Filmleri Sözlüğü"
kıtabi ve aynca senaryosu fılme alınacak yazara 3-5 mılyon lira
arasında para ödülü. fotoğraf ödüllen de Anburnunun "Gün-
doğumu" adlı fotoğrafı ile Aclan Uraz'ın "Çocuk İşçıler" fo-
toğraf albümü olarak belırlendi. Anburnu ödüllerini geçen yıl
şıir dalında "Rüzgârlarla Dolu" adlı kıtabıyla Ali Asker Barut,
kısa fılm dalında binncilığı Bırand Kaya. sinema ütopyası dalı-
nda Mehmet Tığlı \c fotoğraf dalında da Gül Ezen kazanmıştı.
Yavuz Tanyeli'nin hareketli, çarpıcı, heyecanlı resimleri AKM Büyük Salon'da görülebilir
Gömıenin sonuyoktur, görraüyor musunuz?
FATMA ORAN
Yavuz Tanyeli'nin 1980-1992 yı-
llannda. yaptığı resimlerinden bir bö-
lümü Alatürk Kültür Merkezı'nin Bü-
yük Salon'unda sergileniyor.
Ercüment Kalmık'ın eşi ve kızlan
tarafından I991'de kurulan Ercüment
Kalmık Vakffnın ilk ctkinliğj olan
"Görmenin Sonu Yoktur'' adlı sergi-
de Tanyelınin yüz adet büyük boyut-
lu, tuval üzerine yağlıboya resmi yer
ahyor.
- Sergiyi önce Nişantaşı-Urart Sanat
GalerİM'nde gerçekleşlirmeyi düşü-
nen Tanyeli, resimlerinın 'mekân'la
ilişkisini değerlendirmek amacıyla so-
nuçta AMKninalabildiğineözgürve
derinlıkli salonunda karar kılmış.
Karanlığa dağılan bir kuşağın. 50
kuşağının temsilcisı Yavuz Tanyeli.
Bütün rüzgârlara açık olan bir ku-
şağın, 'yitik" bır kuşağın temsılcisi. Bu
yuzden kuşağının aalan, sevinçleri,
keyifleri, keyifsizlikleri büyük ölçüde
resimlerine yansıyor. 'Serseri' bir ku-
şak olduğunu söylüyor Tanyeli. 50 ku-
şağının "Serseri, ama 'karşı çıkan tip'
anlamında serseri. Özgür ve özgün
'tip' anlamında serseri."
Yavuz Tanyeli on iki yıllık resim se-
rüveninde, dışavurumcu bir tutumla
kendine özgü birfigüranlayışı geliştır-
miş olmakla birlikte, 'kategorize' edi-
lemiyor yine de. Anlatımcı mı? Evet.
Duşsel mi? Evet. Fantastik mi? Evet.
Gerçekçi mi? Evet. Gerçeküstücü mü?
Evet. Bir 'evet' kadar 'zengin' Tanye-
V avuz Tanyeli'nin on iki yıllık resim serüveninde, bu sergi de on ikinci kişisel sergisi; "Görmenin Sonu Yoktur".
li'nin resımleri...
Siyasi havanın ağır bastığı 'Ankara'
konulu resimlerden sonra "tıplemeler'
dönemi, karşıtavn açıklayıcı dönemi
başbyor Tanyeli'nin. Siyasal havalar-
dan, evrensel. kişisel ve doğasal boyut-
lara uzanan resimleri, ışık ve karanlık
arasındaki dramaük değişmelerle şid-
det, saldırganhk, çılgınlık, coşkunluk
gibı insan ilişkilerini ve duygulanm da
dile getiriyor; 'okunan' resimler de di-
yebüinz bunlara. Mesela, hiciv veesp-
ri kıvılamlanyla bir takım görsel sim-
geleri kullanarak gerçekleştirdiği çah-
şmalanndan binndc, kafasının içinde
"kaybolmuş" bir adam van adam 'mi-
nare'ye bakıyor. Aslında resmın binn-
de 'kazık' olarak görünen 'şey' öbü-
ründe 'mınare'ye dönüşüyor.
Kasaplardizisi, Lalelerdizisi, Otok-
ritikler ve Beykoz dönemi çahşmalan
var bır de Tanyeli'nin Beykoz'daki
atölyesinden. hiçbır kaygı taşımadan.
öyle bırdenbire yaptığı resimlerden
oluşuyor bu dönem Beykoz'da unu-
tulmuş bir^ıslık dolaşıyor gcceleyın.
"Mesela, şu karşıdaki ışıklan yapar-
ken bir Wrsaymıştını"'diyör,Tanyc}i:
"Bu. benım araba. Kertenkeleler, za-
ten gelen atmaca arkadaş. Burası Çu-
buklu Körfezi. Bebek. Maslak Yolu.
Yani, gecenin o saatinde doğal bir alı-
şvenş işte..."
Çahşırken kendisini neler mi motive
ediyor? Başta "kendisi' tabiı; kendı
enerjısi. Enerjisini yansıttığı resimlenn
başkalannı da motive ettiğıne inanı-
yor Tanyeli. Resimlerini 'sempatık"
kılanın, insanlara baktıranın da bu e-
nerji olduğunu söylüyor sonra. Tan-
yeli'nin resmini oluşturan bır sürü
'olay' var. Kendı kutbunu keşfetmek
için yola çıkmış bir insanın iç görünüş-
lerini görüyorsunuz Tanyeli'nin re-
simlerinde. lç'in dış'a yansımasını gö-
rüyorsunuz. Nesneler, onun kendi ıç
v arlığma eğilmesinde bir araç. Resmin
aydınlanma anı: "Resmin oluşması,
var olabılmesıne bağlıdır: yani ışın-
masına."
Ölümün bir solukta aldığı ince peri-
şanlıklar. Yağmurun ma\i suyu.
İlkbaharda panldayan her şey kışa
adanmıştır. Sabah opali. Namlu si-
yahı. İnfilak kızılı. Zehirli yeşıl. Hoy-
rat san. Kurduğumuz ve bozduğumuz
dostluklar. Agfacolor mutluluklar.
Hareketli. zengin imgeli, çarpıcı ve he-
yecanlı resimler bunlar...
GENÇ SANATÇ1LAR1N SERGİSİ
Farklı Atatürk
ımgesi arayışı
gostermeksızın, bır belgesel gjbıGÜRHANTÜMER
İZMİR -Konak'ta, Esbank
İzmir Sanat Galerisi'nde, iki
genç sanatçının Ekrem Yalçin-
dağ ile Ramazan Bayramoğlu'-
nun sergisi var.
Yalçındağ. Türkiye'nin öteki
ucunda. Adıyaman'da doğ-
muş. Dokuz Ey-
lül Üniversitesi
Güzel Sanatlar
Fakültesi Resim
Bölümü'nü bi-
tirmiş. Bir burs
alarak gittiği Al-
manya'da, bir
yandan müzele-
ri, galerileri gez-
miş, bir yandan
da resim yapmış,
sergiler açmış.
Şimdi yüksek li-
sans öğrencisi.
Ramazan
sunuyor. Ancak, yapıtlann bir-
kaç tanesi bu genellemenin
dışında. Onlarda yorum var ve
bu yorumun temelinde, sa-
natçının ortaya attığı. "Devlet
devleün kurdudur" özdeyişi ya
da politik felsefesi yer alıyor.
Bayramoğlu'na gelince,
onun yapıt-
lannın konusu,
yalnızca ve yalnı-
zca Atatürk.
yani, 17. Türk
devletinin kuru-
cuslı. Ama bun-
lar, putlaşünl-
mış, deyim yerin-
deyse, "resmi"
bir üslupla
yapılmış Ata-
türk'ler değil.
Ramazan Bay-
ramoğlu'nun
Atatürk resimle-Ekrem Yalçındağ
Bayraktaroğlu ise Ege'li, Balı- ri, henüz tamamlanmamış, üze-
kesir doğumlu ve aynı bölüm- rinde daha çalışılacakmış izle-
YÜZYÜZE
Atillâ Dorsay
20 000 lıra (KDV ıv
ınde)
Ödemtli gonderilmtz.
den mezun olmuş. Şimdi araştı-
rma görevlisi.
Serginin temasını, Türk tari-
hini bir baştan bir başa kapsa-
yan bır kesitın oluşturduğunu
söyleyebilinz, çünkü Yalçındo-
ğa. Türkiye Cumhuriyeti'nden
önce kunılmuş olan 16 Türk
devletinin bayraklannı konu
olarak seçmış ve bu bayraklan.
hiçbir yorum katmaksızın, "re-
sımleştırmek" için hiçbır çaba
nımi veriyor. Mümtaz Sağlam'-
ın kaleme aldığı bir değerlendir-
me yazısında belırttiği gibi, "bu
görüntüler izleyicide rahatsızlık
yaratabilir."
Katılıyorum. Ama olsun, sa-
nat biraz daha rahatsız etmeli
insanı. Bir başka Atatürk imge-
sinin aranması, ilgjnç bir dene-
me. Ancak, sanatçının, aradığı
imgenin doruğuna ulaşlığını
söylemek biraz zor.
Sudepo^undan
sanat
me-kezine
ANKARA(AA) - Ankara"-
daki Kavaklıdere su deposu,
büyük bır sanat merkezine
dönüştürülecek.
Çankaya Beledıye Başkanı
Doğan Taşdelen. Ankara'da
sanat olaylanna hizmet vere-
cek büyük bir sanat merke-
zine şıddeıle ihtiyaç duyul-
duğunu belirtti. Iş Banİcası
Gencl Müdürlüğü karşısı-
ndaki devre dışı bırakılan su
deposunun yerine, bu boşlu-
ğu doldurmak amacıyla sanat
merkezi yapımı için harekete
geçtiklerini bildiren Taşdelen,
şunlan sö>ledi:
"Avrupa ülkelcrinin he-
men tum başkentlennde bü-
yük sanat merkezlen bulun-
maktadır. Bızde ıse sanatçı-
lanmız küçük. uygun ol-
mayan salonlarda ürünlerini
sergılemck için bınbır zahme-
te katlanmaktadırlar."
Taşdelen, 2 bin 700 met-
rekarehk alanda kurulacak ve
dört katlı olacak sanat mer-
kezinin alt katlannın otopark
olarak kullanılacağını. bir
kalta 750 kişilık konferans sa-
lonunun bulunacağını bildir-
di. Sanat evinde beş galerinin
yani sıra 500 kişilik kokteyl
salonunun da yer alacağını
bildiren Taşdelen, sanat mer-
kezinin inşaatına önümüz-
deki aylarda başlanacağını
belirtti
ATATÜRK KİTAPLIĞrNDA SÖ\XEŞİLER
1992'de edebiyatta ve
felsefede neler oldu?
Ocak ayında Atatürk Kitaplığı'nda değişik
başlıklar altında her gün söyleşiler gerçek-
leştirilecek. Edebiyat, tarih, plastik sanatlar,
sanat tarihi konulanndaki söyleşilerin
yamsıra tartışmah paneller de yapılacak.
Yapı Kredi Izmir Sanat Galerisi
Kültür Servisi - Yapı Kredi İzmir Sanat Ga-
lerisi, Yapı Kredi resim koleksiyonunun yer
aldığı bir sergıyle etkinliklerine başladı. Ara-
lannda Osman Hamdi, Halil Paşa, Hoca Ali
Rıza, İbrahım Çalh, Avni Lifij, Nazmi Ziya,
Feyhaman Duran, Diyarbakırlı Tahsin, Şev-
ket Dağ, Sami Yeük, Cevat Erkul, Ali Sami
Boyar, Ayetullah Sümer, Şeref Akdik, îbra-
him Safi ve Vecih Bereketoğlu gibi Türk resmi-
nin çeşitli dönemlerinin önde gelen ressam-
lannın yer aldığı sergi, Yapı Kredi İzmir Sanat
Galerisi'nde 20 ocak tarihine dek izlenebilecek.
Kültür Servisi - Atatürk Kı-
taphğj'nın ocak ayı programın-
da yine zengin kültürel etkinlik-
kr yer ahyor.
Haftanın her günü saat 16
00'da, değişik başlıklar altında
gerçekleştinlen söyleşiler kap-
samında, pazartesi günü yapı-
lacak "1992'de Felsefede Neler
Oldu?" başhklı konferansın ko-
nuşmacısı felsefeci-yazar Aslan
Kaynardağ.
Salı gününün başlığı ıse
"Plastik sanatlarda bu hafta."
Nur Nirven'in düzenlediğı
söyleşinin konuğu Sczer Tan suğ.
6 ocak çarşamba günü tanh
konuşmalan gerçekleşitiriliyor.
Bu haftanın konusu "Tarıh
Eğitimi- Demokrasi Eğilimi".
konuşmacı Büşra Ersanlı Be-
har ve düzenleyen Yüccl Demi-
rel.
7 ocak perşembe günü, Atilla
Bırkiye, Metin Celal ve Konur
Ertop'un konuşmacı olarak ka-
tılacağı "1992"de Türk Edebı-
yatı" konulu toplantınm dü-
zenleyicisi Enver Ercan.
Cumartesi günü yapılacak
"vefa" toplantısmda anılacak
sanatçı ise. müzisyen Nurhan
Hekimoğlu. Gönül Paçacfnın
düzenlediği anma toplantısına
müzisyenler \e "Fıçı Ailesi" ka-
tılacak.
11 ocak pazartesi günü, Tun-
cay Gürhan'ın düzenlediği "88
Kuşağı Tartışıyor" adlı panelin
katıhmcılan öğrenci dernekleri,
Özgür Karaduman, Banş Soy-
dan ve Uğur Yüzbaşıoğlu.
12 ocak salı günü, sanat tari-
hinde yeni yayınlann ıncelendi-
ğı bölümde "11. Mahmut'un
Istanbul'u" adlı kıtap ele alına-
cak. Kaülımcılar Cahit Kayra
ve Erol Üyepazarcı, düzenleyen
Dr. Neşe Yıldıran.
Cuma ve pazar günleri dışın-
da düzenlenen söyeşiler. 13
ocak çarşamba gününden ıtiba-
ren, "Genç karikatürün önü
tıkalı mı?", 'İletışimbilim ve
edebiyat ilişkileri", "Tank Z4-
fer Tunaya ve Cumhuriyet'i Sa-
vunmak", "Alevilik Bektaşilik
Araştırmalan", "Oktay Rıfat'-
ın Bir Şiıri Üzerine : 1509 Dep-
rem" gibi konularla sürecek.