Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17OCAK1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 11
Kavur'un resim
sepgisi
• Kültür Servisi - Lzmirli
sanatçı Nilgûl Kavur'un
kişiselresimsergjsi yann
Kadıköy'deki Reks sineması
sokağındaki Kadife
Chalet'teaçılıyor. Resim
çalışmalanna Izmir Devlet
Resim Heykel Müzesi'nde
başlayan sanatçı, bugünedek
21 kişisel sergjaçmış.
'Dolce Quartet'
İzmip'de
« İZMİR (AA)-İzmir
Devlet Opera ve Balesi'nin
'OperaveOperet
Dünyasmdan Esintiler"
başlıklı konser dizisinde bu
ay "Dolce Quartet" çalacak.
Buca Azizler Kilisesi'nde
yann saat 20.00'de
>erçekleştirilecek konserde,
Haydn ve Mendellsohn'un
yapıtlan seslendirilecek. 1990
yılında kurulan "Dolce
Quartet" topluluğunda
Hakan öztekinveTaner
Tannkulu keman, Ebru
Moralıoğlu viyola ve Ayhan
Elmas viyolonsel çalıyorlar.
Müzik festhraline
• ANKARA(UBA)-
Ankara Büyûkşehir
Belediyesi'nce düzenlenen 3.
Yeni Müzik Festivali
başkentlilerce büyük ilgiyle
karşılandı. Türkiye'de ilk kez
özgür yaratıcılığı özendinne
ve izleyicinin ilgisini
belirlemek amacıyla
düzenlenen festivale özellikle
üniversite öğrenrilerinin ilgi
gösterdiği bildirildi.
Girginsoyöykü
/arışması
• İZMIT(AA)-
Gazeteci-yazar Naci
Girginsoy'un ölümünün 10.
yıldönümü nedeniyle
yazarbğını yapüğı Kocaeli
gazetesi tarafından yurt
genelinde düzenlenen öykü
yanşmasının sonuçlan
açıklandı. Yanşmada
birincilik ödülünü Dr. Sema
Isısağ kazandı. 3 ay önce
açılan Naci Girginsoy öykü
Yanşması'na 52yazar71
yapıtla katıldı. Adnan
Ozyalçıner, Şakir Balkı ve
Ruşen Hakkıdan oluşan
seçici kurulun yapüğı
değerlendirme sonucunda,
Dr. Sema l&ısa£uıuVNeware
Hanım'ın Yalısı'^ıdlı
öyküsüne birincilik ödülü
verilmesi kararlaştınldı
Yanşmada ikinci Vural
Sözer, üçüncü ise Fatma
BölekGüreloldu.
Aksaray'da
tiyatro
• KOItûr Servisi - Ankara
Haik Oyunculan Tiyatrosu,
Faruk Erem'ın yazdığı, Fuat
Çiğiltepe'nin yönettiği "Bir
Ceza Avukatının Anılan"
adlı oyunla Aksaraylı
tiyatroseverlerin karşısına
çıkacak. Aksaray
Belediyesi'nin etkinlikleri
arasında yer alan oyun. 22
ocak cuma günü 19.30'da
Belediye Kültür Evi"nde
izlenebilir. Oyunun biletleri
Belediye Kültür Müdürlüğü,
Boztoprak Kitabevi ve Ezgi
Eczanesi'nden alınabilir.
Misman'ın
resimJepi
• ANKARA(AA) - Hayati
Misman'ın genellikle
özgünbaskı üzerinde
yoğunlaşan çahşmalannı
görmeye ahşmış
sanatseverler. Misman'ın
yağlıboya çahşmalannı ilk
kez Ankarada görmek
şansına sahip olacaklar.
Sanatçırun lOşubattarihine
dek gezilecek sergisinde son
çalışmalannın ürünü olan 6
yeni özgünbaskı resim de
sergideyeralıyor. Bilkent
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'nde öğretim
görevlisı olarak çalışan
Mismanın sergjsi Artium
Sanat Galerisi'nde.
Sanata yapılan
saUnya kınama
• ANKARA (AA>Antalva
Kaleiçi Sanatevi'nde bir süre
önce Türk-İsviçre Dostluk
Demeği tarafmdan açılan
resim sergisinin
kundaklanması kınanarak.
üyelerin mağduriyetinin
giderilmesi için yardım
"-ampanyası başlatıldı.
ârk-İsviçre Dostluk
Dernegj Başkaru Cclalettin
Çelebi, sanat ortarrunın
gelişmesi içinderneklerinin
her türlü maddi ve manevi
desteği verdiğini ancak bu
olaydan iyi niyetli girişimlerin
ve dostluk ilışkilerinin güç
duruma sokulduğunu
kaydetti. Çelebi,
kundaklamadan doğan
zarann 200 milyon lira
olduğunu, isteyenlerin4
derneklerinin Türkiye İş
Bankası MeşrutiyetŞubesi
475907 nolu hesabına
yardımda bulunabileceğıni
bildirdi.
Türk sinemasma yöneltilen eleştirileri yanıtlayan sanatçı ve emekçiler, tepkilerini dile getirdiler
Kervan yohına devam edecektirIVültür Servisi- Bir haftalık derginin iki hafta önce yapmış rarak kendilerini bu yayına karşı savunmak, seslerini duyur-
olduğu bir yaytn, Türk sinema çevresinde büyük tepki mak, düşüncelerini geniş, kesilmemiş biçimde kamuoyıma
uyandırdı. Sabah gazetesinde bu konuda bir soruşturma yayı- ulaştırmak istediklerinibelirttiler.
nlandı. Ancak çok kısa, çok özetlenmiş bir soruşturma. Ve Cumhuriyet gazetesi olarak, kuşkusuz bir sanatsal üretim
Türk sinemasmın önde gelen sanatçı ve emekçileri, bize başvu- kesimiyle biryaym organı arasında oluşmuşanlaşmazlıkta "ta-
IŞIL ÖZGENTÜRK
Sübjektif dergicilik
Bu soruya, Cumhuriyet gazetesi sorduğu
için cevap veriyorum, çünkü Cumhuriyet.
dürüst ve insanlann eskiden beri taşıdığı de-
ğerlere cevap veriyor. Derginin editörü, baş
yazısında konuyu sübjektif ele aldıklannı
açıkça söylüyor. Dünyanın hiç bir ciddi der-
gisi. kendi editörûnün ağzından "bu sübjek-
tif bir yazı" demez, "der-
gicilik sübjektif olaylara
yer vermez". Yazı süb-
jektif olduğu için cevap
bile vermiyorum. Ama
dergiye çok teşekkür
ederim. beğenmedikleri
"Seni Seviyorum Rosa"-
nın haberinde üç resim
kullandılar. Türk seyir-
cisinin ise. beğenmediği-
ni terk ederek protesto etmesini çok uygar
buluyorum. Dergideki yaada, "hiçbir yö-
netmen set işçisine, kameramanına, sese ve
senaryoya ne kadar para verdiğini belgeleye-
cek ve açıklayacak kadar cesur olmadığına
göre" deniyor. Haberin sahibi üşenmeyip
beni bir arasaydı, "bir kutu negatifın ne ka-
dar olduğunu, filmde kaç kutu harcandığıru,
set işçisine, kopya baskılara, reklama öde-
nen paralan" anlatırdım. Ben de gazetecilik-
ten geldim, bizim zamanımızda gazetecilik
bu kadar kolay değildi.
FÜRUZAN
Yanlış değerlendirme
Bir kere Cannes Fim Festivali dünyanın
en büyük film fesüvalleri arasında yer alır.
Oradaki 'Altm Kamera" ve 'Eleştirmenlerin
7 Günü' bölümlerine dünyanın her yanı-
ndan 180 film katılır. Bunlann arasmdan 8
ya da 9 film bu bölümlerde gösterilmek üze-
re aynlır. Festivalin seçici kurulu 8 kişiden
oluşur. Mehmet Basutçu bu üyelerden sade-
ce biri. Gelelim 'Benim Sinemalanm'daki
kurgu yanlışlan değerlendirmesine : Bu za-
ten tümüyle yanlış bir değerlendirmedir. Fil-
min konusu için yapılan
'Sokağa Düşmüş Genç
KJZ' değerlendirmesini
birçok kişiden duydum.
Buna çok da şaştım, şaşı-
yorum. Şaşırmak aynca
güzel bir duygudur. Bu,
benim 74'de yayınlanmış
öykü kitabımdam bir
öykümdür. Böylesi
parçalanmış hayatlar ol-
dukça, ben de bunlan yazmaya devam ede-
ceğım. Amerikan tarzı reçeteİerden yola çı-
karak fılmler yapmaya hiç niyetim yok. Ge-
lelim Türk sınemasının ünlü Yeşilçam ve
yapıtlanna: Türk sineması oradan boy ver-
miş, çok saygıdeğer yönetmenler oradan ye-
tişmiştir. Bunu yadsımak ne kadar uğraşılsa
olanaksız. Aynca, niçin uğraşıldığı önemli
bir soru. Lütfi Akad, Metin Erksan, Halit
Refığ, Osman Seden, Yılmaz Güney. Atıf
Yılmaz gibi ustalann yapıtlan sinemamızın
temel taşlannı oluşturur. Bu yazıyı yazan,
Türk sinemasını kendi anlayışına uygun
bulmayabilir. bunda yadırganacak birşey
yok. Biz tek bir film gerçekleştirdik. Bu açı-
klamayı bir sinemacıdan çok bir yazar ve sa-
natçı olarak yapıyorum. Başta "Variety" ol-
mak üzere birçok yabancı dergide 'Benim
raf olmak durumunda değiliz. Ancak sinemacıların seslerini
duyurmak ve enine boyuna tartısmak için bizim gazetemizi
seçmelerini de gözardı edemezdik. Bu nedenle, sözkonusu
yayın organınm yazısına karşı oluşan tepkileri topluca vermeyi
bir görev sayıyoruz.
Şimdi hangimiz hakhyız? Bunlar öznel de-
ğerlendirmelerdir. Tek başına bir şey demek
değildirler. Temellendirmeleri gerekir. Yok-
sa şımanklık ya da en çok "gazetecilik"
yapmış oluruz.
YAVUZ ÖZKAN
Sinemalanm' üzerine yayınlanan yazılan çe-
virip yayınlasaydım, herkes o övgülerden
çok etkilenirdi. Son dönemin yönetmenleri
içinde sinemasıyla özgün bir dünya kurma-
ya çalışan Ömer Kavur için böylesi değerlen-
dirmeleri kişinin kendi görüş açısıdır' diye
yorumluyorum. Bir halırlatma yapmayı da
kaçınılmaz buluyorum: Altyapı sinemada
ınanılmaz önemlidir. Öylesine önemlidir ki
altyapı yeterli değilse bir yapıtın yüzde 40-
50'sını götürür. Yönetmenler de çevirdıkleri
yapıta yüzde 50-60 katabildikleri ile yetinir-
İer. Bunu da bilenler iyı bilir.
HALİT REFİĞ
BİLGE OLGAÇ
'Vah vah'diyorum
Kendilerine "vah. vah"
diyorum. Maksatlı ve
tarafiı bir.yazı. Duşün-
dükleri sansasyonu
uyandırdılar. Bu bakı-
mdan kendilerini kutlu-
yorum. Ancak Ameri-
kan semalannda uçrnayı
bırakıp ayaklannı Tür-
kiye topraklanna bassı-
nlar!
İRFAN TÖZÜM
Ucıız bir magazin
Araştırmacı bir yanı yok. Çalakalem (bil-
gisizce) buluyorum. Aİctüel olabilmek için
seviyesiz ve ucuz bir magazin düşüncesizliği.
ÖMER KAVUR
Ilgilenmiyorum
Beni hiç ilgjlendirmiyor.
Muhatap değilim
Ben böyle saçma sapan konularda muha-
tap olmak istemiyorum. Lütfen beni çoluk-
çocukla uğraştırmayın.
TARIK AKAN
Olanaklar bu kadar
Aktüel'deki bu yanya
hiç katılmıyorum. Çün-
kü biz sinemacılar Tür-
kiye'yi dışarda tanıtmak
için en fazla çaba sarfe-
den ınsanlanz.
Olanaklar bu kadar
elveriyor. Bu ülkenin
birçok sanat dallan-
ndan daha iyiyiz: tiyat-
rosundan. balesinden, müziğinden veya fut-
bolundan..
İlkönce toplumun kültür seviyesinin yük-
selmesi gerek sinemamızın gelişmesi için.
Aynca şimdiye kadar itilmiş. kakılmış, hep
kendi yağıyla kavrulmaya çalışmış bir sanat
dalıyız.
ATAOL BEHRAMOĞLU
Keııdiııi beğennıişlik
Geçenlerde bir gün. kitap sergilerine, si-
nema afişlerine bakarak Beyoğlu'nda gezi-
nirken kanma şöyle dedim:
Şimdi şu kitap sergilerinde bir tek Türk
yazannın. şairinin bulunmadığını düşün,
işte o zaman Türk sinemacısının içinde bu-
lunduğu korkunç durumu anlarsm. Sine-
macı arkadaşlar Aktüel'in yayınıyla ilgili
benden de bir yanıt istediklerinde bir süre
önceki bu gözlemimi ve sözlerimi anımsa-
dım.
Edebiyat da sinema ölçüsünde kârh bir
alan olsaydı ve çeviri sorunlan söz konusu
olmasaydı, Türk yazarlannın ve şairlerinin
de kitapcı raylanrıda yerlerini birer birer.
kımi kez kendilerinden daha değerli ol-
mayan yabanalara bıraktığına tanık olabi-
lirdik. Çünkü okurun (izleyicinin) seçimin-
de, sanatsal yapıtın değennden çok fazla,
reklam ve ambalaj özelliklerinin ve bu oku-
run (izleyicinin) bilgi ve zevk düzeyinin et-
ken olduğu bilinen bir gerçek.
Edebiyat alanında da sinemadakine ben-
zer bir sürecin yaşanmakta olduğu pekala
söylenebilir. Değersiz "çok satan"lann üs-
tüste basım yapmalannı, "Scarlet" ve hatta
"Gülün Adı" olgulannı başka «asıl açıkla-
yacağız?
Aktüel'cilerin sansasyon peşinde olduk-
lan. söylediklerini bu bakımdan fazla önem-
sememek gerektiği düşünülebilir. Eleştirile-
rinde ban gerçek paylan
olduğu da muhakkak.
Fakat Fransa gibi bir
ülke bile Amerikan kül-
türünün yayılmaalığı
karşısında önlemler
alma gereğini duyarken,
ulusal kültürle ilgili bu
şımankça duyarsızlık
neden?
Tüm fılmlerini nerele-
rinde bırakıp, sinema salonundan
çıktıklannı, şaşılası bir kendini beğenmişlik-
le sırahyorlar. Benim de sonuna dek izle-
meden bıraktığım fılmler oluyor.
Sözgelimi, geçen yıl "Kuzulann Sessizli-
ği"ni hemen hemen başlarda izlemeyi
bırakıp salondan çıkmışüm. Yine sözgelimi,
benim çok beğendiğim ve iki kez gördüğüm
"Düş Gezginlen'"ni sonuna kadar izleme-
yen arkadaşlar arasında "Kuzulann Sessiz-
üğT'ni belki o zevkle izleyenkr olmuştur.
Sinemamız ölmeyecek
Biz bütün dünyada kendisinden söz ettire-
cek bir sinema yaratabilmek için çabahyo-
ruz. Bunu gerçekleştireceğimizden hiç kuş-
kumyok.
Bütün olanaksızlıklara ve salt bütçe
sıkıntılanndan ötürü baa bilinen eksiklıkle-
re rağmen bugün bu ülkede yaraalan birçok
filmde yabancı yönetmenlerin imzalan ol-
saydı, yazıyı yazanlar o fılmlere övgüler di-
zerlerdi.
Evet, hayati kirletmek moda oldu. Yaşa-
ma dair söyleyecek doğru ve haklı hiç bir
sözü olmayanlar varlıklanru reddetmek, ta-
yin etmek üstüne kurmaya çalışıyorlar.
Çok hazın bir ruh hali.
Ben o yazıyı yazanlan kendileriyle yüzleş-
tirmek için bir şey sora-,
cağım. Yazıda arahksız
söz ettikleri "Temel lç-
güdü" filminin frag-
manının maliyeti 2 mil-1
yon 100 bin dolar. (18
milyar TL)
Bir Türkfilmininmali-!
yeti ise ortalama 1 milyar
TL. Ama biz hiç bir |
komplekse kapılmıyoruz
ve çok kısa zamanda dünyanın sayılı si-
nemalan arasında yer alabileceğimize kesin-
likle inaruyoruz.
Sinema öldü yok oldu dendiği ve bunun
çığırtkanhğı yapıldığı bir sırada. sinemanın
ölmeyeceğini. var olduğunu kamtlıyoruz.
Yeni kuşaklara umut, inanç, güven taşıyo-
ruz.
Onlara bu ülkede sinema yapılabileceğini
gösteriyoruz.
Amerikan sinemasanıru akılalmaz üretim,
pazarlama. dağıtım ve promosyon olanak-
lanrîa rağmen, Türk Sineması var ve kesin
olan şu ki, bu varlığmı kısa zamanda o yazıyı
yazanlar başta olrtıak üzere herkese kabul
ettirecek.
Peki, ya ülkemizde Tîme, Newsweek, Bu-
sinessvveek vs, gibi dergiler de cn azından
Amerikan filmleri kadar yaygın olsaydı
Türk sinemasma kendi deyimiyle "ver-
yansın" eden bayanla, "n'ayır, n'olmuyor"
yazan ne yaparlardı acaba?
YUSUF KURÇENLÎ
Kervan yolunda
Türkiye'deki maga-1
zinciliği tanımlamak
bakımından ibret verici
bir yazı. Bilgısızliklennı
zekâlanyla örtebilecek-
lerini sanıp, akıllan sıra
sinemamızı "ti ye" alı-1
yorlar.
Bir çok sorunu olan, I
ciddiyetle ele alınıp irde-
lenmesi gereken bir konuyu, sinemayı kul-
lanıyorlar. Zavallılık. Ciddiye ahnmalan
için bir sebep yok. Kervan yoluna devam
edecektir.
'Frankfurter Kurorchester' müziksel dünya turunda Türkiye'de
Müzik montajıyla
6
Iyi Yolculuklar
9
• İzmir, İstanbul
ve Ankara'dal9,
21,23 ocak tarihle-
rinde gösterilerini
sunacak olan top-
luluk, dört müzis-
yenden oluşuyor.
• Yaptıklan mü-
zik ise varolan hiç-
bir müzik türü
içinde yer almıyor.
NURAN BAYER
Yeryüzünün giderek ulusal
smırlann ötesinde bir kültürel
kaynaşmaya doğru gittiği çağı-
mızda, müzikte de yaratıcdığın
merkezi. çekim odaklanndan
ötede, sanatçırun ve dinleyici-
nin gündelik dünyasının hedef-
lendiği birdönem yaşanmakta.
Bu yaklaşım müzik türleri ara-
sındaki kesin sınırlan yumuşa-
ürken, sanatçılann çeşitli türde-
ki müzikleri amaçlan doğrultu-
sunda sentezleme çabalannı da
öne çıkarmakta. Işte Kurorc-
hester da böyle bir yaklaşımın
oluşturduğu lopluluklardan bi-
ri.
Yaptıklan müzik belki her-
kese seslenmıyor. ama onlar
yaptıklan müziklc herkcsın bir
şeyler bulacağı varsa\ınıı\la
yolaçıkmışlar
Beelhovcn'dan Bob D\lan"a.
Frans Schuberlten B.Brechte.
Jimi Hendrix"tden Eric Saiıc'yc
Hint folk müzığinden Johann
Tophıluk Anne Barenz (piyano/keyboard/vokal), VV'illi Kappich (percussjon/vokal), Jos Rinck
(flüt/vokal), Frank VVoif tan (viyolonsel/vokal) oluşuyor.
Sebastian Bach ve Nina Ha-
gen'e kadar uzanan her tür mü-
zik onlann uğraşlan içerisinde.
Bunu yaparken de özenli bir
müzik monıajı anlayışıyla din-
leyicilerin karşısına çıktıklannı
belırtiyorlar.
Annc Barcn7(piyanokeybo-
ard'vokal). VV'illi Kappich(per-
cussior \okal(. Jos Rinck (flüt
vokal). Frank \Volftan (viyo-
lonsel vokal) oluşan topluluk.
müzıği. gcleneksel müziğe yük
olan Fazlalıklardan anndırma.
dar gorüşlülük ve uzlaşmazlık-
tan kurtarma gibi bir de misyon
yüklemişler kendilerine.
Buna ulaşmak için de var
olan müziksel birikimden hare-
ketle, müzik türlerinin birbirle-
riyle olan benzerlikleri, tamam-
lamalan ve gelişmeleri açısı-
ndan, anlatım ve duygu iletişi-
mini incelemekteler.
1980yılında kurulan "Frank-
furter Kurorchester"in üyeleri
1985'ten bu yana değişmemiş.
Yaptıklan gösteri "müziğin ka-
baresi" olarak da nitelendirilen
grubun "Bon Voyage" adını
verdikleri programlan, bugünc
kadar sunduklannınbeşincisı.
Daha öncekiler ise Tuhowab
hu (1985), Bestiarium(l985)
Volxoper (1989) ve Dolce Vi
(1990) adlannı taşıyor.
Bir LP ve CD kayıtlan da
olan grubun İzmir konseri 19
ocak salı günü Fransız Kültür
Merkezi Salonu'nda saat 19.
(X)'da, İstanbul konseri 21 ocak
perşembe günü Ataiürk Kültür
Merkezi'nde aynı saatte ve An-
kara'da ise 23 ocak cumartesi
günü TRT An Slüdyosu'nda
saat 20.00'de gerçekleştirilecek.
Nuneyeviçin 'Bale Geceleri'Kültür Servisi -İTÜ Vakfı, kısa bir süre önce
yitirdiğimiz efsanevi bale sanatçısı Nureyev'in
anısma "Bale Geceleri" adı altında bir dizi et-
kinlik gerçekleştirecek.
İTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel Hizmetler Ko-
mitesi'nin düzenlediği ve Ankara, İstanbul ve
İzmir Devlet Balesi solist sanatçılannın yer
aldığı "Bale Geceleri"nin ilki, yann saat 20.00'-
de İstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'-
nde izlenebilecek.
Ankara Devlet Balesi sanatçılanndan Sonya
Arslan'ın genel sanat yönetmenliğini yaptığı bu
programda özkan Arslan, Deniz Berge, Âlkış
Peker, Mustafa Kargaa, Alper Akalın, Murat
Akaoğlu, Nilay Yeşiltepe, Çiğdem Çelik, Şule
Akaoğlu Kalkavan, Ülker Karamızrak, Lale
Sezgın ve İzmir Devlet Balesfnden Mine Ressa-
moğlu Zibel gibi dansçılar yer alıyor.
Koregrafısinı Paris'ten ülkemize davet edilen
Riccardo Nunez ile İstanbul Devlet Balesinden
Sibel Kasapoğlu'nun yapüğı "Bale Geceleri"
programında. Chopin. H. Villa Lobos, Keith
Jarrett. Gonzalo Rubalcaba gibi sanatçılann
yanı sıra Fred Astaire-Sarah Vaughan ile Ella
Fitzgerald-Louis Armstrong gibi sanatcılann
müziğine eşlik edilecek.
Biletlen Atatürk Küjtür Merkezi. Vakkora-
ma, Taksim Sahnesi ve İTÜ Ayazağa Kampusu
Merkez Kütüphanesi'nde satılan "Bale Gecele-
ri", 1-8-15-22 şubat tarihlerinde yinelenecek.
Tüıkııaz
Abnanya
9
da
Kültür Servisi -İstanbul Bü-
yükşehır Beledıyesi Cemal Re-
şit Rey Konser Salonu'nda
gösterilerini sürdüren Türku-
az Modern Dans Topluluğu,
bugünden itibaren repertu-
annı değiştiriyor.
Topluluk, eski repertuar-
lanndan derlediği karma bir
program ile mart ayından iti-
baren yeni yapıtlanndan olu-
şan alüncı repertuarlanyla iz-
leyici karşısına çıkacak.
Yeni programı oluşturan
"Çeş.itlemeler". "Ağıt ". "SA.
3 SU. 8" ve "Bi Rüya Gör-
düm" adb yapıtlann koregra-
fileri. topluluğun sanat yönet-
menı Aysun Aslan'a ait.
Türkuaz Modern Dans
Topluluğu. aynca Tunzm Ba-
kanlığı laralindan düzenlenen
bir turne ile 21-26 ocak tarihle-
n arasında Alman\a"nın Diis-
seldorf kenıınde gcrçekleştıre-
ceğı gösterilerde '•Çeşııleme-
ler"i sunacak.