Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhunyel Maıbaacıhk ve Gazeıecilik Turk Anonim Şirketi adına Berin Nıdi Isunbul Haberlerı: Şeuy Kaikan, Dış Haberler: Ergua Balcı, Iş-Ekonomı: Şükru Kclenci, Yurt
• Genel Yayın Yönetmenı: Özgtn Acar • Genel Yaym Koordinatöru: Hikmel Çetinktyı Haberleri: Mckncl Sanf, Külıür: Cctari ÜsUr, Makakler: S»mi Karaöfcn, Spor: Abdilkadir
• Yazı Işlerı Müdurleri: Fusun Özbiigen (Sorumlu), Celal B*»bMgıç (Haber) • Görsel Vocclnun, Duzeltmc AMnllah Vaz»cı • Mılessese Müdür V.: Enrf Erkal • Koordınatör:
Yönetmen: AH Acv • Duzenleme: Mustafa Saglamer •. Ankara Tcmsılcısı: Cmcyt Ahmel Komlsın • Muhasebe Bslenl Vtntr • Idaje: Hiıseyia Gnrer • lşletmır. Önder Çtük •
Arcayıirck, Haber Mudurleri: Mustafa Balbay, Işık Kansu, Izmır Temsilci V.: Serdar Kıak, Bilgi-tşlem: IMıil inıl Bilgisayar Sistem: Mânivel Çilcr • Pcrsonel: Sevgi BosUnciojlu
Adana Temsilcisi: Ç«tin Yitenoglu • Reklam: Reha Işılmın
Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türkocağ) Cad.
39/41 Cagaloglu 34334 Ist. PK: 246 Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 haı), Tdex:
22246, Fax.' (1) 526 60 72 • Bürolar Aakan: Z. Gökalp Blv. Inkılap a No:
19/4, Tcl: 433 II 41-47, Teiex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • İzndn H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telet: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adan: Inönü
Cd. 119 S. No: 1 Kaı 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM.25EYLÜLI992 Güneş. 6.47 öğle 13.01 İkındı: 16.24 Akşam: 19.04 Yatsı: 20.25
'Cezayir
Savaşı'na yasak
TV Servisi - Atilla Dorsay'ın
sunduğu "Sinema
Tarihinden Bir Yaprak"
kuşağında dün gcce
gösterilmesi gcreken Gillo
Pontecorvo'nun ünlü filmi
'Cezayir Savaşf son anda
yasaklandı. Daha öncesöz ve
görüntü denetimınden
geçtiği bıldirilen fılm,
gösterimden birkaç saat önce
yapılan son denetime takıldı.
Cezayir halkının Fransız
sömürgesi olarak geçirdiği
son yıllan ve bağımsızlık
mücadelesini anlaıan fılm.
siyasal sinemanm
başyapıtlanndan biri
sayılıyordu. Venedik "Altın
Arslan" ödûlü ve üç dalda
Oscar adaylığı olan fılmin
yerine başrolünde Marlene
Dietrich'in oynadığı "Kadın,
Doktor ve Bebek" adlı
komedi filmi gösterildi.Pekçok
izleyici gazeteleri ve TRTyi
arayarak ani yayın
değişikliğini protesto ettiler.
Jki yıl önce Istanbul Sinema
Günleri'nde gösterilen fılmin
yayından kaldınlması
konusunda TRT hiçbir resmi
açiklama yapmadı.
Sinatra
işkencesi
• LONDRA(AA)-
A BD'de bir öğretmenin,
yaramazlık yapan
öğrencilerine ceza olarak
Frank Sinatra'nın
şarkılannı dinleüıği
bildirildi. Daily Mirror
gazetesinin konuya ilişkin
haberinde, Amerika'nın
Chicago kentindeki
Riverside lisesi
öğretmenlerinden Bruce
Janu'nun (34). haylaz
öğrencilerine yanm saat
boyunca. ünlü şarkıcısının
Ol Blue Eyes" albümünü
dinleme cezası verdiğini
yazdı.
Arşen'den yeni
hizmet
Haber Merkezi - Arşen
Tanıiım veOrganizas^on
Şirkeıi hizmetegirdi. Onceki
gcce Dedeman Otel'de
yapılan "açılış kokıeyli" ile
faaliyete geçen organizasyon
şirketi. düğün. nişan. doğum
günü. kabul günü. toplantı,
dekorasyon ve çeşitli
tanıtımlarda her türlü
hizmeti üstlenecek. Arşen'in
ortaklanndan Ayşen
Laçinel. açılış töreninde
yaptığı konuşmada.
"Ulkemizin bu tür bir
hizmete gereksinimi vardı.
Özelgünlerdeartık tüm
sorumluluk bizdeolacak ve
eksiksiz hizmeıimizleyeni bir
çığıraçacağız'dedi.
Gençliğin cînsel
tutumu
• ANKARA (AA) -
İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi'nde
yapılan "Gençliğin cinsel
tutumu" konulu ankette,
gençlerin yüzde 80'inin
cinsel baskıya karşı olduğu,
yüzde 75'inin iseevliük
öncesi iüşkiyeolumlu
baktığı sonucu ortaya çıktı.
Gastrit bulaşıcı
• FRANKFL'RT (AA)-
Tıp dilinde gastrit olarak
tanımlanan ve mide zan
iltihaplanmasindan
kaynaklanan mide
ağnlannın bulaşıa olduğu
bildirildi. Hannover Tıp
Fakültesi'nde görevli Dr.
Siegfried Wagner, mide
ağnlannın sadece stres ve
sıkmtıdan değil, çoğu
zaman "helikobakter
pilorT'adlı bir bakteriden
kaynaklandığını belirtti.
'Fahişeye tecavüzde ceza indirimi' kurbanı NazireTarhan, çiğnenen onurunu soyadını değiştirerek koruyacak
Nazîre Tarhan 2 yıldır onur savaşıveriyor• TCK'nın 438. maddesinin tartışılır hale gelmesine yol açan Nazire Tarhan, yaşam kav- • Anayasa Mahkemesi, önce 4 kişinin saldınsına uğrayan, daha sonra birlikte yaşadığı
gası veriyor.Antalya'da iki odalı bir gecekonduda oturan Tarhan," Satabilsem, böbrekleri- erkekle "nikâhsız" olduğu gerekçesiyle baskına ugrayıp fışlenen ve "fahişe" kapsamına alı-
mi, ciğerlerimi satardım. Beni tanıyan işe almak istemiyor" diyor. 8 yaşındaki kızının hiç nan Nazire Tarhan için "fahişelere" tecavüzde üçte iki ceza indiriminin uygun olduğu
arkadaşı olmadığını söyleyen Tarhan, "Ben insan değil miyim?" diye yakınıyor. kanısma varmıştı. Daha sonra açılan tartışma sonucu bu madde yasadan kalkmıştı.
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Nazire Tarhan. Adı
1990 yılı başlannda fahişelere tecavüz
edenlere ceza indirimi sağlayan TCK'-
nın 438. maddesi ile özdeşleşmişü. Bu
madde yasadan kaldınlırken hayatı da
fllm olmuştu. Basın onu uzun süre N.T.
olarak tanıtmıştı.
Antalya'nın gecekondu mahallele-
rinde oturan ilk eşinden avnldıktan
sonra imam nikâhlı olarak H.Ü. ileya-
şayan Nazire Tarhan, Avrupa'da bile
tanınan. televizyon muhabirlerinin,
gazetecilerin aradıklan bir insan ol-
muştu. Kadın haklan savunuculan
onun için yüriiyüşlerdüzenlemiş, para
yardımlan yapılmışü.
"Fahişeye ındırimli tecavüz"
utananı Türkiye'nin yüzüne vuran 48
yaşındaki Nazire Tarhan, 2 yıldır sür-
dürdüğü yaşam kavgasını da kaza-
nabilmiş değil. Tarhan, çevreden gör-
düğü baskılar nedeniyle soyadını değiş-
tırmek ısüyor. Bugün 8 yaşında olan ve
ilkokul 2. sımfa giden kızı Gülsüm. 1.
sınıfta çok başanlı olduğu için teşekkür
belgesi almış. "Kızımın okuması için ne
gerekiyorsa yapanm" diyor.
1986 yılında Düdenbaşı Mahallesi'n-
deki evinde eşinden aynldıktan sonra
Halil tbrahim, Mevlüt ve yeni doğan
Gülsüm ile birlikte otururken Bilal
Ceylan. Yusuf Asar, Muammer
Yılmaz ve Kadir Hakan'm saldınsına
uğrayan Nazire Tarhan, o günlen ha-
tırlamak istemiyor. Antalya 2. Ağır
Ceza Mahkemesı'nde dava görüldük-
ten sonra Anayasa Mahkemesı'nin
madde 438'e göre "fahişelere tecavüzde
üçte iki ceza indirimi'nin uygun olduğu
karan vermesi üzerine günün konusu
haline gelen N.T. şimd: Künuksever
Mahallesi'nde 2 odalı bir gecekonduda
yaşıyor.
İki yıl önce kullanılmış eşya satan
dükkânlardan aldığı koltuk. kuzine
soba ve bir küçük sehpa ile yıpranmış
halı hâlâ duruyor. Duvarda "ağlayan
çocuk" fotoğrafı iyice solmuş. Siyah-
beyaz televizyonun üzerinde askerde
olan oğlunun fotoğrafı duruyor. Gaze-
telerden uzak durmak isıediğini söylü-
yor Tarhan. Hakkında yazılar çıktıkça
çalıştığı yerlerden de kovulduğunu.
hatta komşulanrun mahalleden gön-
Nazire Tarhan, Avrupa'da bOe tanınan, televizyon muhabirlerinin, gazetecilerin aradıklan bir insan obnuştu.
dermek istediklerini dile getiriyor.
-Nazire Hanım, Türkiye'nin ceza ka-
nunundaki bir aksaklığm gündeme gel-
mesirun kahramanı oldunuz. Bu sizden
kaynaklanan bir olay değil. Bugüne ka-
dar aradan 2 yıl geçti. Olayın üzerinden
ise 6 yıl. Bu sürede yaşam kavganıa öğ-
renmek istiyoruz.
-Yaşam kavgam... Bol bol gazetelere
çıktık meşhur olduk. Ama nasıl meşhur
olmak. Keşke hiç dava açmasaydım.
adamlar hakkında. Böyle olacağını bil-
seydim hiç dava açmaz, çalışır çocukla-
nma bakardım. Bu olay nedeniyle ga-
zetelerde adım. fotoğraflanm yayım-
lanmaya başlayınca komşulanm, bir-
likte yaşadığım eşim hepsi birden cephe
aldılar. Çaüştığım işyerimden de kov-
dular 'Biz seni böyle bilmiyorduk' diye.
Kavga edecek halim de kalmadı.
-Olaylardan sonra yardım elleri
uzandı. banka hesaplan agldı ve sana
yardımlar geldi. O paralarla bir şey
yapmadın mı?
-Bankada toplanan para 4 milyon
lira idi. O parayı aldım Kızılank Ma-
hallesi'nde bahçeli yıkık dökük bir ev
kiraladım. Seneliği 3 milyon liraydı. 2
yıllık da peşin verdim. Elektriği suyu
yoktu. Yıkık dökük bir evdi. Portakal
bahcesi vardı. Onlan satar para kaza-
nır, çocuklanma bakanm diyedüşûnû-
yordum. Orada da rahat vermediler.
İlk gece portakal bahcesinin asıl sahibi
benim diye biri çıktı. Sonra ev sahibi
Cemil Aka 2 yıllık peşin verdiğim hal&
evinden çıkmam için baskı yapmaya
başladı. Ben çahşmaya giuiğim zaman
çocuklan evden çıkanp kapıya kilit
vurdu. Polis çağırdım. bu kez polise
"Yerimi zaptetti, satmaya kalktı" de-
yince ben suçlu oldum. Kontratımı gös-
terdim, savcıhğa başvur dedi polisler.
Daha sonra komşum vardı Paşa Dayı
diyorlar. mahallenin camisinin imarru.
Motorlu testere geü'rtip bahçedeki por-
takal ağaçlannı kesmiş. Ev sahibi de
savcılığa başvurmuş ve ben çıkmak zo-
runda kaldım. Ben onun evini nasıl sa-
tan m. Satabilsem böbreklerimi ciğerle-
rimi satacaktım geçinebilmek için.
-Türker tnanoğlu tarafından "Mad-
de 438" adlı fılm çevrildi. Sız de hayat
hikâyenizi anlattınız. Bir yardım yap-
madılar mı?"
-Yaptılar, 5 milyon lira vermişlerdi.
Ama o parayla da birlikte yaşadığım
H.Ü. araba aldı. Zaten o fılmin benim
hayaümla hiç ilgisi yok. Antalya'da fes-
tivalde izlemıştim geçen yıl.
-Evden aynldıktan sonra ne yaptın?
- Bu arada beni terk eden eşim Hüsc-
yin de tekrar gelmişti. 6 ay kadar ayn
kalmıştı. lş>e bu oturduğumuz evi kira-
ladık. Kirası 350 bin lira. Bunu bile zor
ödeyebiliyorum. Belediyenin iskâna
açüğı yerlere girip bir kanş toprağım ol-
sun istiyorum. Beyimin de kazancı an-
cak kendisine yetiyor. Şu anda 2 eve gi-
diyorum temizlığe. Onlardan aldığım
para yetmiyor. Beni tanırlarsa kimse iş
vermiyor, evlerine almıyorlar. Ortanca
oğlum rahatsız. doktora götüremiyo-
rum. 16 yaşına gekii, çişini kontrol ede-
miyor. Büyük oğlum askerde ona para
gönderemiyorum.
- Gülsüm'ü valilik sizden alıp yetiştir-
me yurduna verecekti. Bunun üzerine
yoğûn mücadele verdiniz.
- Evet. Eğer o çocuğumu elimden al-
salardı kendimi kesin öldürürdüm.
Ben ne yapıp yapıp o kızımı okutaca-
ğım, büyük insan yapacağım. Kendisi
bile şimdiden 'zengin olacağım anne'
diyor. Geçen yıl ilkokulu bitirdi, teşek-
kür belgesi aldı. Kimse çocuklannın
onunla oynamasına müsaade etmiyor.
- Jnsan haklan açısından Türkiye'de
çok önemli bir olayın kahramanı ola-
rak ve sizden sonra bu 438. maddenın
uygulaması kalktıktan sonra duygu-
lannız nasıl oldu?
- Elbette başka kadınlann zarar gör-
mesi önlendi. Kadın haklan bakınun-
dan da önemli bir adım aüldı. Ama
ben n'oldum.. Şimdi ben bu olaylann
kahramanı olsaydım bir işte çalışıyor
olacaktım ve çocuklanm daha huzurlu
olacaktı. Tamam insan haklan falan,
ama ben insan değil miyim? Benim hak-
lanm nerede? Madem ben kadınlara
karşı bir hak kazandım, benim hakkım
böyle yaşamak mı? Mağdur olan ben,
tecavüz edilen ben, gazetelerde boy boy
fotoğrafım çıktıktan sonra yüzüme
bakılmayan gene ben. Bana fahişe
damgası vuruldu geçti. Artık insanlar
gariban görüp de kimseyi böyle suçla-
masınlar. Bazılan var, lüks semtlerde
oturuyor, beğendiği erkeği evlerine ah-
yor, balkonda oturup viskilerini içiyor-
lar, ama hiçbir komşusu bir şey demi-
yor.
"Ben onurumla yaşamaya devam
edeceğim. Çocuğumu okutacağım" di-
yerek sözlerini tamamlıyor Nazire Tar-
han. Artık Tarhan soyadını da kullan-
mayacak, kızlık soyadını kullanacak.
Çiğnenen onurunu böyle kurtarabilir
miacaba.-
Sadece müzisyenlere açık olan tesiste masöründen doktoruna herkes müzisyenlerin hizmetinde. Tek onlar beste yapsın diye...
İsveçlimüzisyenler artık 'Müzikistan'dayaşayaca
GÜRHANUÇKAN
Arvika yakınındaki Gunnarsbyn adlı
küçücüİc köyde benzeri pek olmayan
bir düş, gerçek oldu. İsveç'in dünya
capındaki baritonu Hakan Hagegard
(1945 doğumlu) adını taşıyan bu
proje, birçok kurumun güçlerini
birleştirmesiyle gerçekleşti. Son
derece nitelikli birdinlenmeevigibi
kurulan tesis, yalnızca müzisyenlere
açık. Masöründen tutun doktoruna
dek herkes, buraya gelip bir süre
kalacak olan müzisyenlerin
bakımıyla yükümlü.
M üzisyen gelecek ve bestesini
yapacak. Başka hiçbir sorunla
uğraşmayacak. Yemekti. yatakü,
cimnastikti, her şey onu bekliyor. Tek
o yapsın bestesini!
Küçük odalarda, birerpiyano, birer
köşe lambası ve birer de tabure var.
Buraya kapanan müzisyen üretecek,
kendini geliştirecek. İçeridekı büyük
salonda ise akustik biUminin en son
aşamasına uygun olarak kayıt
yapılabiliyor. Akustik konusundaki
titizlikten ötürü bütün kayıt
stüdyosu, binarun dışındaki bir
otobüse yerleştirilmiş. Tek bir
kabloyla mikrofonlar otobüse
bağlanıyor. Sanatçı, yapiünı, teknik
olanaklann son düzeyini kullanarak
kaydedebiliyor.
Hagegarden Müzik Merkezi'ne
dinleyici alınmıyor. Merkez. konsere
uygun değil. Müzik merkezinin 21
hazırandakı açılışına 20 bin kışı geldi.
Açıhşta konuşma yapan Hakan
Hagegard bu yapıyı, "Sidney
Operası'yla bir Viİang kulübesinin
kanşımı" olarak tanımladı. Projenin
temelinde yatan görüşü şöyle anlatü:
"Sanatçıyı dışa açmakla çoğu zaman
ona kötülük ediliyor. Her şeyin
sunulmak için yapılması gerekli değil.
Bu sanatta, izleyicinin olmaması
gereken bir calışma süreci var. Bu
süreçsıraslnda sanatçı. kendi içine
kapanabilmelidir. Onun ruhunun
derinliklerindeki itici güç, sahneye
çıkma gerginliği olmadığı zaman
kendini daha çok gösterir çünkü."
Açılışın kuşkusuz en ilginç yanı,
Hakan Hagegard'la İsveç'in Ispanya
Büyükelçisi Carl-Erik Norrman'm
düetyapmasıydı.
Hagegard Müzik Merkezi'ndeilk
plak kaydını Hakan Hagegard yaptı.
unlü besteci John Corigliano ve
" Versay'daki Hayalet" operasının
yazan Bill Hoffman da bu yıl gelecek
ünlü konuklar arasında.
Hakan Hagegard'a sonıyonız:
Buraya kimler gelecek, diye.
- Amerikalı müzik öğrencileri,
Avrupa'daki operalarda denemede
bulunabilmek için 5000 dolar
ödüyorlar. Burada onlan, nefıs bir
doğa ve sessizlik bekliyor. Büyük
kentlerin dış semtlerindeki otellerden
kurtulacaklar.
Müzik merkezindecahşan personel,
daha önce bu sanatla ilgisi olmuş
kişiler. Müzisyenlerin
gereksinmelerini biliyorlar.
Dünyanın en büyük müzik arşivine
bağlı bilgisayarla, kâğıt üzerinde
gerekli en son bilgileri edinebiliyorlar.
Ses ve görüntü bağlantısı, birçok ünlü
müzik metropolüyle kurulmuş
durumda. Ondan sonrası artık onlara
kalıyor. Hakan Hagegard sesleniyor:
- Buyrun, gelin. Bestenizi yapın!
Italya ile diplomatik sorun olmuştu
Cezaeyindeki turist
kız krizi aydınlandı
ÖMER YURTSEVEN
DENİZLt — Türkiye ile
Italya arasında diplomatik so-
run yaratan Denizli Cezaevi'n-
de tutuklu Annalisa de Grego-
rio'nun erkeklerle aynı koğuş-
ta kaldığı, tecavüz edildiği ve
kötü muamele yapıldığı yolun-
da Italyan gazetelerinde çıkan
haberin asılsız olduğu belgelen-
di.
İtalya'mn II Mattino ve Re-
buplica gazetelerinde çıkan id-
dialar olayı araştırmak üzere
Denizli'ye gelen İtalya'mn Iz-
mir Konsolosu Guisteppe
Scognamigla ile kızın babası
Anteni de Gregoria tarafından
yalanlandı. Annalisa, cezaevin-
den annesi Teresa de Gregori-
o'ya gönderdiği mektupta hak-
kında yazılanların bir tertip ol-
duğunu bildirdi. Bu arada olayı
incelemek üzere Denizli'ye ge-
len II Mattino gazetesinin mu-
habiri Mino Jovakim ve Re-
buplica gazetesinin muhabiri
Ottovio Lucaralli ile telefonla
bir röportaj yapan îtalyan 2.
kanalı da yayınıyla iddiaların
gerçek dışı olduğunu kamuo-
yuna duyurdu.
Kazadan sonra Denizli'ye
gelen Annalisa'nın babası An-
teni de Gregorio da kızıyla her
zaman görüşebildiğini ve raha-
tının iyi olduğunu söyledi. An-
na'nın iddialarının ortalığı ka-
nştığını savunan Gregorio'nun,
"Cezaevinin koşullan Italya'-
daki kadar iyi değil ama kızım
çok rahat. Yetkililer bana ve
kızıma çok iyi davranıyor. Ka-
za nedeniyle Türk yasaları uya-
nnca işlem yapılıyor. Bu nor-
mal bir şey. Kızımın tahliyesi
oluncaya kadar Denizli'de ka-
lacağım. Kimseden bir şikâye-
timiz yok" dedi.
AnnaKsa yalanladı
Cezaevinde 6 ekimde yapıla-
cak duruşma gününü bekleyen
ve 4 yıldan 10 yıla kadar ağır
hapis cezası istenen Annalisa
de Gregorio, annesine yolladı-
ğı mektup ile gazete haberini
tekzip edercesine iddiaların bir
tertip olduğunu bildirdi.
FAHJÇÎ J>OKTOR
Avrupa ve ABD'de erkekler de vücutlanndaki kıllan aldınyor
Parlak erkekmodasıHaber Merkezi - Bir erkek
güzellik salonundan son gün-
lerde sıkça rastlanan bir görün-
tü.
Adam beline peştemal gibi
dolanmış bir havluyla sedirde
sırtüstü yatıyor. Güzellik salo-
nu çahşanlanndan bir kadın
elindeki tahta spatulayı altında
fokur fokur su kaynayan ağda
dolu kaseye daldınyor, sonra
bu kızgın ağdayı adamın göğ-
süne sürüyor. Bu iş de bitince
bir bez parçasını ağdanın üzeri-
ne yapıştınp çekiyor. Adamın
ilk anda tabii ki gözlerinden
yaşlar fışkınyor, canı öylesine
acıyor çünkü. Ama bu, alına-
caksonucadeğer.
Artık moda böyle. Erkekler
göğüsleri başta olmak üzere vü-
cutlannın her yerindeki kıllan
aldınyorlar.
Ashnda bu moda daha so-
kaktaki adam için pek geçerli
değil, ama yakın bir gelecekte
bütün Batı plajlannda kılsız er-
keklerin dolaşacağına kesin gö-
züylebakılıyor.
Şimdilik modanın öncülüğü-
nü yapanlar Avrupa ve ABD'-
deki erkek mankenler, jimnas-
tikçiler, yüzücüler, vücutçular.
Washington'da erkeklere
özel bir güzellik salonunun yö-
neticisi şunlan anlatıyor:
"Son zamanlarda kıllannı al-
dırmak için bize başvuran er-
kek sayısı gittikçe artıyor. Bu-
rada çahşan kızlar, göğüs, ba-
cak ve koltuk altı kıllannı al-
maya itiraz etmiyorlar, ama iş
etek tıraşına gelince içleri biraz
bulanıyor."
Ashnda kılsız erkek modası-
na Amerikalı ünlü modaevi sa-
hibi Calvin Klein önayak ol-
muş.
New York'ta Boss adlı kuru-
• Sokaktaki adam için pek geçerli değil ama,
Avrupa ve ABD'deerkek mankenler,
jimnastikçiler ve yüzücüler
vücutlanndaki tüm kıllan
aldınyorlar. International
Herald Tribune
gazetesinde
yer alan haberde
kılsız erkek
modasınm
oncuıugunu
ünlü modacı
Calvin Klein'in
yaptığı
açıklanıyor.
Yakın gelecekte bütün Batı plajlannda kılsız erkeklerin dolaşacağına kesin gözüyle baküıyor.
luşun erkek manken yetiştirme ner bu konuda diyor ki: keni olarak Marcus Schenken-
bölümü yöneticisi Jason Kan- "Calvin Klein, içgiyim man- berg'i tuttuğundan beri erkek
aşıyorgörünümü daha bir parlaklaştı.
Ashnda Schenkenberg doğuş-
tan kılsız bir erkek. Ama bu
modanın öncülüğunü Calvin
Klein'la birlikte yapıyor. Bu ye-
nilikten sonra bütün müşterile-
rimiz özellikle içgiyim sunan
mankenlerin temiz görünümlü
olmalannda ısrar ediyorlar."
Ancak Kanner, modacılann,
temiz erkek vücutlannda ısrarlı
olmalanna karşın "biraz tıraşlı
erkek yüzleri"ni beğendiklerini
beürterek, "Bu, erkek manken-
lerimize biraz vahşi bir hava ve-
riyor" diye fıkir belirtiyor.
International Herald Tribu-
ne gazetesinde yayımlanan ha-
bere göre Virginia'nın Falls
Church kentinde vücutçu olan
Mitch Mclntyre vücudundaki
kıllan temizlemesi konusunda
şunlan söylüyor:
"Ben koltuk altlanmı ve ba-
caklanmı, vücudumu daha iyi
gösteriyor diye ahyorum. He-
men hemen jimnastik salonlan-
na giden bütün erkekler de aynı
şeyi yapıyor. Bu iş artık normal
sayılıyor. Kanm beni böyle te-
miz olduğum zaman daha çok
seviyor. Bir gün temizlenmeyi
ihmal etsem dikkatini çekiyor."
Ama Mclntyre kJlannıjiletle
alıyormuş. Ağda yapma konu-
sunda tepkisi, "Aman Allah,
onun aasına dayanıhr mı" olu-
yor.
New York'ta Elizabeth Ar-
den güzellik salonunun erkek
bölümü yöneticilerinden biri de
"Geçen gün iki erkek manke-
nin konuşmasına tanık oldum.
Sadece bir merak yüzünden gö-
ğüslerini ağdayla almaya kal-
kışmışlar. Ama tek bir kez on-
lara bu işin ne feci bir şey oldu-
ğunu anlatmaya yetmiş" diye
anlatıyor.