Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20EYLÜL1992PAZAR
12 DIZIYAZI
12 Eylül'ün izleri hâlâ süinmedi
Şimdi saııık, süngünün ucundaki hııkıık
12EylülYargılamaları
SÜNGÜNÜN
UCUNDAKİ HUKUK
DENİZTEZTEL
şahsen çekindim..."
Evet, okuyucumuz "yıllar önce gör-
düklerinin. duyduklannın" adı veri-
lerek yazılmasıri! istemiyordu. 12 yıl
geçmesine rağmen hâJâ bazı insaniar
korkuyor. Elbetteki o günlerin kor-
kutamadığı insanlar da var.Hatta 12
Eylül sonrasında yaşadıklannın ken-
disini "kavga adamı" yaptığını söyle-
yenler de var. Bu kişilerden biri de 18
aylık • kıayla gözaltında kalan Sevgi
Erdoğan. Sevgi Erdoğan eşi lbrahim
Erdoğan'la birlikte gözaltına alınıp 77
gün işkencede, iki yıl da cezaevinde
12 Eylül sonrasında çok şey yasan-
dı... 650 bin kişi gözaltına alındı... He-
men hemen herkesişkencegördü... Bir
milyon 700 bin kişi fişlendi... 230 bin
kişi yargılandı... 100 bin kişi örgüt
üyesi olmakla suçlandı... Ailelercezae-
vi kapılannda çocuklannı görebilmek
için bekledi... Dövüldüler, gözaltına
alındılar... 14 bin kişi vatandaşlıktan
çıkanldı... 20 bin dernek kapatıldı...
Gözaltında veya tutuklu 229 kişi
öldü... 49 kişi idam edildi... 308 kişinin
dosyası "idam" edilmeleri için Mec-
lis'e gönderildi...
kalanlardan. "12 Eylül bir anı olarak
lerin ölmesi olayının da gerçek oldu- kalmamalıdır" diyor ve ekliyor:
ğunu belirterek şunlan anlattı: "12 Eylüller bitmedi.Bugün ben
"O dönemde tutuklular büyük di- devrimciyim. Eşim, çocuğum, ailem,
renç gösteriyorlardı. özellikle cezae- halkım için.Ben halkını seven biriyim.
vinden tekrar emniyete götürülmeleri Katliama, işkenceye, insan haklan ih-
sırasında dırenıyorlardı. Yine bınsıni lallerine yer vermeyen, adalet, özgür-
emniyete götürmek istemişler. Bunun lük ve halklann kardeşçe yaşamasını
üzerine içeri sis bombası atılmış. sağlayacak güzellikler için uğraşıyo-
Kapalı bir yer, kapılar kilitli.Biz gaz rum.12 Eylül işkencecileri bugün ra-
bombalannın atılmasmdan sonra git- hatça ortada dolaşıyor. İşkenceciJer
tik.Daha sonra fenalaşan iki kişiyi yargı önüne çıkanlmazken, idareci
Haydarpaşa Askeri Hastanesi'ne koltuklannda oturuyorlar. lnsanlan
Konseyine bağlı oluklan açık bir ger-
çektir. Hiç bir hukuk kurah 'insan-
lann kıçına cop sokulur' veya "insanla-
ra bok yedirilir" diye yazmaz. Kanun
koyucular bir yandan bu insanhk dışı
yöntemleri emrederken, diğer yandan
bunlann başı 'ben hoca çocuğuyum.
hakka ve adalete saygılıyım" diye nu-
tuk atarsa bu hukuk olmaz. Veya bu
ortamda hukuk vardır denilemez. Her
türlü düşünceyi (hukuk normlannın
dışına taşarak) zulüm ve işkence ile
bastırmak isteyen bu düşüncenin
karşısma, şiddete karşı şiddetle
çıkılmıştır. Bugün PKK'da böyle doğ-
muştur. Demokratik bütün yollar ka-
patılmıştır. Üzülerek belirtmek isterim
ki, ülkeyi felakete sürükleyecek bu ha-
taya devam edilmektedir..."
TİPdavasında yargılanan Siyahkan
"gizli örgüt üyesi olmak" suçundan
cezaya çarptırıldı. Siyahkan Askeri
Yargıtay'daki TİP davası görüşmesi-
ne "Sanık" olarak katıldı. savunma-
sını yaptı.Duruşma sonrasında dışan
çıktı, cüppesini giydi ve bir başka dava
için aynı salona girdi.İkinci kez girdiği
bağlandı.
Yasalar 12 Eylül mantığına uygun
hale getirildi. Bu yasalar da 12 Eylül
mantıguun flrünü olan anayasaya
uygundu. "Hukuk devleti" veya "hu-
kukun üstünlüğüne" inanmış demok-
ratik bir ülke yerine; insan haklan ih-
lallerini yasal hale dönüştüren ve ya-
saklamalan "yasa" ile düzenleyen 12
Eylül hukuku adım adım ülkeye yer-
leştirildi.Herşey"meşru",her şey "Ya-
sal" ve her şey 12 Eylül 1980 ürünü
anayasaya uygundu.
Bilinen ve bütün çağdaş ülkelerde
kabul edilen hukuk ilkeleri terk edi-
lerek insan haklan ihlallerinin meşru
kılındığı sistem bugün ayaktadır. fşte
sorun bu. 12 Eylül >argılamalarında
sanıklar, avukatlar mahkemelere bir
çok dilekçeler verdiler. İnsanlar bu di-
lekçelerle "Beraatlerini", "tahliyeleri-
ni", "el konulan eşyalannın iadesini"
istediler. Savcılar bu istemlerin "redde-
dilmesini". "tutukluluk halinin de-
vamını" veya sanıklann cezalandml-
malannı" istediler. Mahkemeler bu
istemleri kabul etti. Bazen beraat, ba-
E et insanlar 12 Eylül
hukukunda kimi zaman
sanık, kimi zaman avukat
olarak mahkemelerin
karşısına çıktılar. Kimi zaman
duruşma ızleyen gazetecıler
mahkemelerin karşısında
sanık oldular.Kimin ne
zaman ne olacağı belü
olmayan bir süreç yaşandı.
Bu süreç yasal mıydı? Evet,
"Yasakh."
Ve aradan 12 yıl geçti... Ancak hâlâ
12 Eylül'ün izleri sürüyor. Hâlâ insan-
lar 12 eylül'ün korkusunu üzerlenn-
den atnninrfılnr Yazi dİZİSİ yayımlamr-
ken arayan bir okuyucumuz "Kadir
Tandoğan ve Ahmet Saner'in idam
gecesinde" kendisinin de bulunduğu-
nu tüm yazılanlann aynen yaşandığını
anlattı. 1981 yılında İstanbulda Alem-
dağ-Samandırayı içine alan 23. Tü-
mende askerliğini yapan bu kişi idam
edilenlenn çok cesur davrandıklannı,
korkusuzca slogan attıklannı anlattı.
Görevh olduğu için Paşakapısı Cezae-
vi'nde bulunmak zoruda kaldığı o ge-
ceyi hiç unuıamadığını. o günden son-
ra gerilim fılmi bile seyredemediğini
söyledi. Ve "Her şey doğru. Sadece bir
eksiğiniz var o gece orada bulunan bir
çardağın altında dönemin Emniyet
Müdürü Şükrü Balcı ile diğer komu-
tanlar sanki hiçbir şey olmamış gibi
çay içiyorlardı" dedi.
Aynı kışı askerliği sırasında Alem-
dağ Cezaevi'nde koguşlara gaz bom-
bası atılması ve daha sonra Hakan
Mermeroluk ile Şerif Yazar adlı kişi-
Bilinen ve bütün çağdaş ülkelerde kabul edilen hukuk ilkeleri terk edilerek insan haklan ihlal edildi.
salonda bu sefer "avukat" sıfatıyla sa-kaldırdılar.'Turp gibiler birşeyi yok katlediyorlar. İşkenceyi. baskıyı, zul-
bunlann'denildi ama biri hemen öldü. mü katliamlan onaylamıyorsanız 12
Sonra büyük panik oldu.O günlerde Eylülleri yargılayalım."
biz askerlerin duyduğuna göre Sıkıyö- -,-!,, , , . . _.. , ,
netimKomutanı,CezaeviKomutanf- TlP.davaaneden.yle Dıyarbakır
nıçağırmış.-Bunedıkkatsizlik'demiş.
A
.
s k e
P Çezaevı nde kalan ve oradakı
Sonra digeri devlet hastanesine gönde- tum bask.lan. ışkencelen goren ayu-
rildi am7o da öldü.. O dönemde gaze- £ * Necatı Siyahkan da 12 Eylül'de
teler bunlan yazamıyordu." hak ve aclaletten bahsedüemeyecegını
. , , . . . beurtıyor. Siyahkan, hele Hukuk
Ancak bunlan anlatan okuyucu- tan hiç bahsedüemeyeceğini vurgulu-
muz adının yazılmamasını ıstedı.Bu y o r v c ş u n l a n s o y l ü y o r
.
istemininnedeninide şöyle açıkladı: »Be
^m g ö r d ü
ğ u m
ve yaşadığun
"Avukat arkadaşlanmla konuş- Dıyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki yön-
tum.Aman adım yazmasınlar dediler. temlerin hukukla açıklanması müm-
Aslında bu ağnma da gitti ama.Her- kün değildir. Cezaevindeki işkenceci
kes 'aman' dedi.Siz cesur yazabiliyor- başlannın doğrudan doğruya yöneü-
sunuz, çünkü tamamen işiniz bu. ben mi elinde bulunduran Milli Güvenlik
vunma yaptı. Evet insanlar 12 Eylül
hukukunda kimi rarpar* sanık, kimi
zaman avukat olarak mahkemelerin
karşına çıktılar. Kimi zaman duruşma
izleyen gazeteciler mahkemelerin
karşında sanık oldular.Kimin ne za-
man ne olacağı belli olmayan bir süreç
yaşandı. Bu süreç yasal mıydı? Evet,
"Yasaldı"
İnsan haklanna "karşı" kenetlen-
miş, özgürlüklere "geçit vermez" bir
yasal yapılanma 12 Eylül hukuku-
nun temeli oldu. Tüm hak ve özgür-
lükler "otorite" adına kısıtlandı. Ya-
sama, yürütme ve yargıerki "dernokra-
si" adına emir ve komuta zincirine
zen raahkûmiyet, bazen de idam ka-
ran verdiler. Bu yaa dizisinin sonunda
istem:
12 Eylül hukuku sistem olarak yar-
gılanmalıdır. Hukuk devleti ilkelerine
geri dönülmelidir. Demokratik hukuk
devleti tüm kurumlanyla emir ve ko-
muta zincirinden kurtulmalıdır. Hu-
kukun üstünlüğünü, temel insan hak
ve özgürlüklerini koruyan, geliştiren
yasalar yapılmalıdır.
Bir başka deyişle Süngünün Ucun-
daki Hukuk yargılanmalı.Ve mah-
kûm edilmelidir...
BİTTİ
BÖLÜNMÜŞ ADLİYE İSTEMÎYORUZ
EN AZ ORDUEVLERİ KADAR
HİZMETE UYGUN
VE
YARGIYAYARAŞIR
ADLİYE BİNALARIİSTİYORUZ
İstanbul'da yaşanan çevre adliyeleri felaketi
yetmiyormuş gibi, Sultanahmet'i de parçalayıp
Sirkeci'ye taşımak, yepyeni sorunlar yaratmıştır.
Daracık koridorlan ve sıkışık kalemleriyle, böyle bir
binada adli hİ2met yapılamaz. Kalıcı çözümler için
Başbakan'ı, Hükümeti ve Adalet Bakanı'nı göreve
çağırıyoruz. tstanbul'un iki ayn yakasına, yargıya
yaraşır adliye binalan yapılması için, gerekli kaynak
yaratılmalı ve ilk adım hemen atılmahdır.
Bu amaca ulaşabilmek için 21.9.1992 Pazartesi günü
saat 11'de Sirkeci adliyesiönündebuluşup milyarlar
harcanarak yapılan yeri basın mensuplarına-tanıtmak
ve önerilerimizi kamuoyuna açıklamak istiyoruz.
Meslektaşlarımi2a önemle duyururuz.
îstanbul Barosu
Başkanlığı
İSTANBUL BAROSU
SEÇİMLERİ İÇÎN
MESLEKDAŞLARIMIZA
ÇAĞRI
Daha güçlü bir baroîçin. Avukadığın ve hukukun
temel sorunlarına kalıcı çözümler bulabiknek için.
Meslektaşlarımızın-karşdaştığı her güçlüğe
yetişebilmek için. İstanbul'da yaşanan bölünmüş
adİiyeler olayını aşıp Sirkeci felaketini durdurabilmek
için.flciayrı yakaya, yargıya yaraşır binalar yapılmasını
sağlayabilmek için. Çağdaşlığı doğm anlayıp konut ve
tatil köyü benzeri yeni hizmetler üretebilmek için.
Ivedilikle bir huzurevi kurabilmek için. Vakıf için.
Konukevi için. Yardımlaşma sandığını iyileştirmek ve
sosyal güvenceyi arttırabilmek için...
Kısacası, daha etkin ve güçlü bir îstanbul Barosu için,
arkadaşlarımı bilgilendirmek, geçmiş iki ydı özetleyip
geleceği değerlendirmek, Avta, seçimler, görev
anlayışı, kolektif çaLşma ve başkan adaylığı
konularında düşüncelerimi iletip önerilerinizi
görüşmek amacıyla ve Çağdaş Avukatlar Grubu adına,
sİ2İeri23.9.1992 günüsaat 17.30'da, Karaca Tiyatrosu
Salonu'nda yapılacak toplantıya davet ediyor, Baro
kimliğiyle birlikte teşriflerinizi rica ediyorum.
Saygılanmla,
AVUKAT
TURGUT KAZAN
GERCEK
ITUSIAD
1 Yeni Hükümet Arıyor
ı
TÜSİAD, Genelkurmay ve Yargıtay
Başkanları'nın Açıklamaları Raslantı mı?
Demirel Hükümetten Kaçıyor mu? Muhalefet
Aranıyor. TÜSİAD-TOBB Çatışması.
Izmir Provokasyonu Sonuç Verdi:
Urla Kürtsüzleşiyor
Kürdistan Doğumlular Gözaltına Alınıyor. Kürt
Minibüsçüler Urla Garajına Giremiyor...
Ünal Erkan İşkenceciydi!
• Gönlünde CHP Yatan Bakan Kim?Karayakjın
SHP Genel Sekreterliğine • Şovenlzmde Yeni
Asır Faktörü • Izmir-Ambarlarda Grev Var •
Memurlar 'Oemokratikleşme'ye Kanmıyor •
Belediyede Anlaşma Sağlandı: Taşerona Dave-
tiye • Yapı Kredl'nln Köleleri • D.T.O: Gü-
neydoğu Fabrika ve Ahırlar Mezartığı • Başkan
Gonzalo* Nasıl Yakalandı • Parisle Humanite
Bayramı • Brezilya'da Halk Sokakta • fşçiler
Köln1
de22
_E
y|
ürcüjere rjur Ded^i! i
GUNDEN YARINA
Timurtas Ulusov
lltaövlcsi:
"Gönül Kervanını
Dergaha Yürütelim"
Bayiinizden isteyiniz
SEYtTGAZİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1991/15
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili Ertuğrul Doğan'ın da-
vah Fatma Doğan ile 6.2.1987 tarihinde evlendijini, müşterek evli-
liklerinden Belkıs Doğan isimli bir kız çocuklannın bulunduğu,
evliliklerinden sonraki günlerde sebebsiz yere kavga ettikleri, kendi
üzerine düşen görevleri yerine getinnediğini, sık sık çıkıp gezmekte
ve anne babasırun evine gitmekte olduğunu, eşyalannı ve çocugu ala-
rak müşierek haneyi terk ettiğini, davacının t.e davet ettigi halde dön-
memiş olduğunu, bu nedenle davalı ile boşanmalarına karar
verilmesini talep etnüştir.
Davacının dava dilekçesinin bir özeti yukanya çıkartılrruş olup, iş
bu özetinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde davaüya tebliğ
olunduğu, davalının davaya karşı itirazlan ve karşı delilleri mevcut
ise ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde Seyitgazi Asliye Hukuk Mah-
kemesi'nin 1991/15 sayüı dosyasın», ^w^ /e dilekçesi ile müracatı-
nı, tebligat nizamnamesinin 48, 49, 50. maddeleri gereğince davaüya
ilanen tebliğ olunur. Basın: 50172
KONYA 1. ASLİYE
HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
1992 90Esas
Davacı Mehroet Pamuk vekıb
Av. Ayşe Yaşar tarafmdan dava-
lılar Remzi Bekler ve İbrahim
Toksoy ile müdahil Mehmet Ak-
taş aleyhıne açılan alacak ve tescil
davasmın yapılan açık yargılama-
sı sırasında verilen karar gereğin-
ce:
Davalılar adına çıkartılan da-
vetiye verilen meşruata göre bıla
tebliğ iade edılmiş ve zabıta mari-
fetiyle de açık adresi tespit edilc-
mediğinden Basın tlan Kurumu
aracılığı ile ilan edilmesine karar
verilmişür.
Davalılar Remzi Bekler ve lb-
rahim Toksoy'un duruşma günü
bulunan 8.10.1992 günü saat 9.
10'da mahkememızde hazır bu-
lunması veya kendisini bir vekille
temsil ettırmesi. gelmediği ve ken-
disini temsil ettirmediği takdirde
yokluklannda tahkıkat yapbp
karar venleceği hususu tebligat
yerine kaim olmak üzere ilanen
tebliğ olunur. Basm 37641
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Şırnak Gerçeği: (3)
KürtKadını NedenTürkçeBilmez?
Aziz Nesin, "Kürt Sorununun Çözümü" ile ilgili açıkla-
malarını sürdürüyordu. Şöyle diyordu Aziz usta:
"- Tabii ben, hiçbir zaman, Türk şovenizmini de, Kürt
şovenizmini de kabul etmiyorum. Çünkü biz yıllarca, Türk
şovenizmiyle savaşım verdik, ama şimdi görüyorum ki,
ayrıca haklı bularak da görüyorum ki, çünkü, yılların verdi-
ği ezikliğin tepkisi olarak da, Kürt şovenizmi başlamıştır.
Benim düşüncem bu tabii, kurultayda başka düşünce de
çıkabilir. Bu kurultayın zorunlu olduğuna inanıyorum;
açıkça, yüreklice, içtenlikle konuşmalıyız. Ya da, siz benim
konuşmamı örneğin beğenmeyebilirsiniz ya da ben sizin-
kini beğenmeyebilirim, bunadayanmalıyız.
Bakın, ekonomik sorunlar da var; yalnız siyasal sorun
degil Kürt sorunu. örnegin şöyle bir şey var; Kürtler bunu
çok söylüyorlar, her yerde, hele yurtdışında daha cesur
oluyorlar; Kürdün yurtdışında daha cesur olması tuhaf. Di-
yor ki, her yerde, bana soruyorlar, söylüyorlar
- Her milletin kendi kaderini kendinin tayin etmesine razı
değil misiniz? diyorlar. Şimdi, Razı değilim!' desem, yan-
lış söylemiş olurum; Razıyım!' desem de yanlış. Oyle
açmaza getiriyorlar ki, gayet kurnazca, ki buna inanmışlar
kendileri; şimdi böyle insana kırk soru sorarak, kırkıncı so-
ruda kendi istediğiniz yere getirebilirsiniz, her konuda.
Hırsızlık, ahlaksızlık, orospuluk, kaçakçılık.. Sonunda
adam, kırkıncı soruya yanıt verdiği zaman, kaçakçı oldu-
ğunun farkına varır ya da kaçakçı olur. Şimdi, soyut olarak
aldığımız zaman, 'Her millet kendi kaderini tayinde haklı-
dır' dediğimiz zaman, ne sonuç çıkıyor biliyor musunuz?
Ikinci soru çıkıyor, üçüncü soru çıkıyor, öyle bir yere sıkış-
trılırsınız ki, o zaman siz "bağımsız" olacağım derken
'bağımlı' olursunuz. Bu önemli, bunlan düşünmek gereki-
yor. Acaba bu sorunun arkasından, ikinci soru ne gelebi-
lir? Üçüncü soru ne gelebilir? Ve ben nereye doğru, bilme-
den kayabilirim? Acaba... Daha açık konuşayım, ama bu
açık konuşmam, Türkleri savunayım, kendimi savunayım
diye değil, gerçekten ben hayatım boyunca, bütün hükü-
metlere karşı bir yazarım ve bir yazarın da böyle olmasın-
dan yanayım, bu bağımsızlık' savaşımı, başka bir bağım-
lılığa götürüyor mu, götürmüyor mu? Bunu gerçekten çok
düşünmemiz gerekiyor. Kesintikle, Türk egemenliğini sa-
vunmak için söylemiyorum, bugün dünyada bağımsız kaç
devlet var, hesaba katın, 600 yıllık Türkiye Cumhuriyeti,
bugün ben inanıyorum ki, Valiye de (Bölge Valisi Ünal Er-
kan) aynen söyledim, bağımsız değildir. Ordusu da ba-
ğımsız değil, maliyesi de bağımsız değil, hiçbir şeysi ba-
ğımsız değil. Peki, Kürdistan nasıl bağımsız olabilecek?'
diye düşünüyorum. Yani, bugünü düşünmekten çok, yarını
düşünerek daha bir, 'acaba yol bulunabilir mi?' diye dü-
şünmek zorundayım. Yolu olmayan... Işte, bu kadar sarsıl-
mış, marsılmış, ama bu Kürt halkı bağımsız olduğu zaman
bağımsız mı olur, yoksa bugün olduğu bağımlılıktan daha
büyük bağımlılık mı olur?
Ayrıca Kürtler.. Bakın, çok ilginç bir şey, Kürt kadını,
Türkçe bilmiyor. Ve bilmek de istemiyor. Erkek de bilmek
istemiyor; bir tepki olarak bilmek istemiyor. Ama zorunlu
olarak askere geliyor, yaşamın içerisinde, Türkçeyi öğre-
niyor; öğrenmek zorunda. Kadınlar, öğrenrnek istemiyo-
ruz!' diyorlar. Şimdi burada çok ilginç bir şey var: Kürtler
bize, Rumlardan, Ermenilerden çok yakın, daha yakın.
Ama Ege'den, Istanbul'dan, Anadolu'nun başka yerlerin-
den kendi memleketlerine giden, gönderilen Rumlar ve
Ermeniler, hepsi Türkçe bilirler. Hala bugün çocukları bile
Türkçe konuşurlar. Peki, nasıl oluyor, bize bu denli yakın
olan Kürtler Türkçe bilmiyorlar da, bilmek istemiyorlar da,
bize o denli uzak olan Ermeniler, Rumlar nasıl biliyorlar?
Çünkü biz orasını hiçbir zaman Türkiye sayma-
mışız. Saysak iyi mi olurdu? Saysak iyi mi olurdu başka.
Kürt kadını kendiliğinden Türkçeyi öğrenmeliydi. Ama o
yakınlık kurulamamış ki. Oraya yalnız devlet memuru gel-
miş, o da, 'ne zaman döneceğim geriye?' diye. Yıllardap
beri bu böyle. Osmanlı zamanından beri..."
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Kanda hastalık
yapan bir bakteri
bulunmasından ileri
gelen her türlü has-
talık. 2/Kimliği be-
lirlenemeyen uzay ci-
simlerine verilen
ad... Karstik yöreler-
de kapalı havzaları
akaçlayan oyuk.
3/Kuzu sesi... Olta
ipi. 4/Tanrı'ya göre
insan... Eski Mısır-
da gök tanrıçası. 5/
Bir topluluğu yöne-
ten kimse... Tevfik
Fikret'in, Istanbul'a lanetler yağdır-
dığı ünlü şiiri. 6/ Uluslararası imdat
işareti... Bir Asya ülkesinin başken-
ti. 7/ Türk müziğinde bir makam...
Bir nota. 8/Çok iri bir kertenkele tü-
rü... "Ne gam âteş-i hevl olsa da
gavgâ-yı hürriyet / Kaçar mı mert
olan bir cân için meydân-ı gayretten"
(Namık Kemal). 9/ ödünç verilmiş
bir paranın, bir yıldan daha kısa bir
dönem için hesaplanan faizlerinin
ana paraya eklenmesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Japonlara özgü bir tür güreş... Habe*r. 2/ Batı Anadolu köy
yiğidi.... Yel, şimşek ve gök görültüsü ile ortaya çıkan sağanak
yağışlı hava olayı. 3/ Italya'da bir ırmak... Geminin baş ve kıç
tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte. 4/ Bir ili-
miz... Kurşun borulann ağzını açmakta kullanılan ucu sivri ta-
koz. 5/ Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir... Ti-
yatroda sahne. 6/ Bezek... Unvan. 7/ Sahip olma, kazanma...
Matematikte kullanılan sabit bir sayı. 8/ Alışılmış olan... İçin-
de anason, sakız gibi kokulu maddeler olmayan üzüm rakısı.
9/ Ayak direme... lstenilen şeylerin yazılması için hazırlanmış
basıh belge.
İMÜCAOCLC
PTEKELLER "RAHAT" SÖMÜRMEK İÇİN
"REFORMLAR" İSTİYOR
• Güçsüz ve çaresiz olan iktidar, bu isteğe cevap
verecek durumda değil. Demirel'ın TÜSİAD pat-
ronlarma serzenişte bulunmasının altında, ülke-
nın sosyo-ekonomik koşullarından dolayı, de-
mokrasıcilık oyununun geliştirilmesi zorunluluğu-
na karşın, oligarşinin buna gücünün yetmemesi
yatıyor.
-I ŞIRNAKLILARA UZANAN DOSTLUK EÜ
• istanbul, Ankara ve Adana'dan ÖZGÜR-DER'li-
ler, avukatlar, doktorlar Şırnak halkını yalnız bı-
rakmadılar.
• Kürt sorununa iran'da çözüm aranıyor.
• HEP "çözüm"de Ûzal'la uzlaştı.
• Emparyalizm milliyetçiliği körUklüyor,
devrimciler halklann birliğini savunuyor
J Sosyal demokratlann "umırt" kapısı:CHP
J Cenaze töreninden gözaltına altnanlara
yapılan iykancaleri belgelerle açıklıyoruz
• Ekranlarda döneklıkgösterısı.,. Polıs muh(a)birte-
n İGAM'da... Parasızsan sana lıse bile çok...