15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EYLÜL 1992 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 OIAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK W Baştarafi 1. Sayfada kesine yaşadığımız tarihle ka- vuştuk; Osmanlmm çöküş dö- rtemi ardı arkası kesilmeyen sa- vaşlarla doludur; Türkiye Cum- huriyetil9U Trablus Harbi'n- den başlayarak 1922'de biien siirekli savaşlar sonucunda ku- ruldu; ardından iç isyanlar bas- tınldı; İkinci Diinya Savaşı'nm dışında kalabilmemiz bu dene- yimlerden aldığımız tarihsel dersler sonucunda oluşan bilin- cimizi vurgular. Bugün alkemizi tedirgin eden terör sorununu koalisyon hükü- metinin hukuk devleti kapsa- mında ve demokrasi çerçevesin- de çözümleme kararı, halkın da katıldığı bir doğru siyasettir. Toplumda etnik gruplar ara- sında kanlı kavgalar yaratmak isteyenlerin hüsrana düşecekle- rine inanıyoruz. Ne var ki günümüzde ve böl- gemizde iç barış, kolayca sağla- namıyor. Bugünkü dünyada yoksullan birbirine kapıştırarak büyük çıkarlannın kurulu düze- nini sürdürmek isteyen güçlerin varlığı yadsmamaz. Türkiye bu alanda yeterli ta- rih birikiminden oluşan bir bi- lince saniptir. Her şeye karşm elbirliğiyle barışı korumak yo- lunda verilmesi gereken savaşı- mı göze aimalıyız. Çelişkili gibi görünse de ba- nşı sağlamak ve korumak için- de insanoğlunun bir savaşımı göze alması gerekiyor. • • • Türkiyeİden kiırt fideriere uyarı ANKARA (Cumhuriyel Bii- rosu) - Türkiye, Ankara'da bu- lunan Kürt liderlerini PKK'nın Kuzey Irak'tan yaptığı saldırıla- ra karşı uyardı. Kiırt liderler Me- sut Barzani ve Celal Talabani, yaptıkları ortak açıklamada Türkiye'nin şu anda Kuzey Irak topraklarında operasyon yap- madığını ve Kuzey Irak'ta polis gücünün oluşmasıyla PKK'nın Kuzey Irak topraklarım saldın amacıyla kullanmasına izin ver- meyeceklerini Türkiye"ye bildir- diklerini aktardılar. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani ve Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) lideri Cetal Talabani dün ilk kez birlikte Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'le görüştüler. Çe- tin, görüşmeden önce gazeteci- lere yaptığı açıklamada, Kürt li- derlerle Irak, Kuzey Irak'taki durum ve PKK saldınlannın ele alınacağını açıkladı. Dışişleri kaynakları, toplantıda Kürt li- derlerin verdikleri işbirliği sözü- ne rağmen PKK'nın Kuzey Irak topraklannı kullanmaya devam etmesinden duyulan endişenin aktarıldığını bildiriyorlar. Talabani ve Barzani, görüş- meden sonra yaptıklan ortak basın toplantısmda Irak Kürdis- tanı'nda yeni bir parlamento ve yerel hükümetin oluştuğunu vurgulayarak, bu yeni hüküme- tin kendi topraklan üzerinden Türkiye ve diğer komşu ülkele- re yönelik olarak herhangi bir Kürt grubun saldırmasına izin vermeyeceğini söylediler. Kahraman M Baştarafi 1. Sayfada Palandöken "Biz zamlann asıl sorumlusunu tüketicive gös- termek istiyoruz" diyerek şu görûşleri dile getirdi: "Tüketici- de marka imajı çok kuvvetli. Kimyasal formülü aynı ama promosyonla yanında tabak, çanak verilerek fıyatı şişirilmiş üç deterjan firması piyasaya hâ- kim. Promosyonda tüketiciye verilen döküntüler. bir de top- tancıya verilenler var. Bu piya- sa 2 trilyonluk bir pazar. Biz kalite ile yanşı istiyoruz, pro- mosyonla degıl. Promosyonla fıyatlar yüzde 50 şişiriliyor. Biz fıyatlan farklı olan deterjanlar- dan ucuz olanı alın diyeçağnda bulunacağız." Omo, Omomatik, Domeks deterjanlannı üreten Lever-İş Saüş Direktörü Taner Kara- mollalıoğlu deterjan fiyatlann- daki artışın. yıllık enflasyon rakamı akında kaldığıru belir- terek şöyle konuştu: "Lever olarak baktığımızda deterjan fıyatlannın 1990 yıhn- da yuzde 35 (enflasyon yüzde 64), 1991 yılında yüzde 65 (enf- lasyon yüzde 71) artüğı görül- mektedir. 1992 yılında ise son 8 aydaki fıyat artışlan çeşitli ma- mül yapılanna göre değişmekle birlikte, ana mamüllerde yüzde 4 ile 36 arasında olmuştur. 1992 yılı sonu itibariyle beklentimiz yine de deterjan fıyatlannın yıl- lık enflasyon rakamı altında kalacağı şektlindedir." Kara- mollalıoğlu "Deterjan sektörü- nü ülke gerçeklerinden soyutla- mak imkansız olduğuna göre sektörün önemli maliyet unsur- lan olan, devalüasyon, gümrük vergi ve fonlan, hammadde gir- dileri, işçüik maliyetleri gözardı edüerek, belli periyodlardaki fı- yat artışlannı eleştirmek tutar- sızhktır" diye konuştu. GUNCEL CUNEYT AKCAYUREK U Baştarafi 1. Sayfada bir amacın peşinde. Şu ya da bu hükümet ayrımı yaptığı, ya- pacağı yok. İster Demirel, ister Mesut Yılmaz olsun, kanlı eylemlerini sürdürecek. Önümüzde Kıbrıs sorunu varmış. Batılıların baskısı da- ha da artabilirmiş. Işbaşında başka bir hükümet otsa, BM Genel Sekreteri'yle Güvenlik Konseyi'nin beş üyesi daha değişik bir siyaset izlerlermiş gibi, hükümet güm! Daha, daha... 9 Eylül'de CHP toplantısı, ardından SHP'den istita- lar... Düştü hükümet! Ya "a/fernafıY"?.. Tabii, ANAP! Ne var ki Keçeciler'in ANAP adına yaptığı hesaplar, da- ha hükümet kurulurken Demirel'le inönü arasındaki gö- rüşmelerde öngörülmüştü. Kürt kökenli milletvekilleri ayrılabilirlerdi, ayrıldılar. Kurultayda liderliği yitiren Bay- kal ve arkadaşları -o sırada CHP sancısı henüz başlama- mıştı- partiden kopabilirlerdi. Bütün bunlara karşın dokuz ay önceki varsayımlarda hükümeti destekleyen sayının 226'nın altınadüşmeyeceği saptanmıştı. Hükümet kalır CHP'yle birlikte, 70 kişilik SHP grubundan -on üç, on dört beklenmesine karşın- diyelim ki 20 milletvekili istifa etti. 178 kişilik DYP grubuyla, SHP'den Meclis'te hükümete destek verenlerin toplamı en azından 228 olacak. Ya hükümet düşürecek cephenin rakamları: ANAP 115, RP40, HEP18, MHP6, DSP7, CHP 20, IDP3...Toplam, 209! Bu rakamlarla ne köy olur ne kasaba... GeçendeTempo dergisinde de söylediğimiz gibi, bugünkü Meclis aritmeti- ğine göre; DYP'siz, daha doğrusu Demirel'siz bir hükümet düşünülebilir mi? Öyleyse? Bir hükümet işbaşındayken yenisini aramanın anlamı var mı? Yoksa muradınız gözü kapalı hükümet bunalımı yaratmak mı? Yadsınmâyacak öğelere karşın bir hükümet bunalımın- dan söz açmak, tümüyle yapay kimi irdelemeleri bir araya getirerek yalan yanlış bir bina inşa anlamına geliyor. Keçeciler gibi pek çok siyasetçinin bel bağladığı, hükü- meti zorlayacak bir başka öğe, 1 Kasım yerel seçimleri... 6 Haziran seçimleri öncesiyle sonuçlarında da görüldüğü gibi 1 Kasım'da da, 20 Ekim'de o yörelerde alınan sonuç- lar üç aşağı beş yukan aynen çıkabilir. 1 Kasım'da seçim yapılacak yörelerde ANAP, toplam oyun yüzde 24.86'sını almış. SHP, yüzde 22.61 'ini DYP işe DSP ile atbaşı; yüzde 17.41 ve 17.42. ANAP, beklenen ve bilinen bu gerçekleri an:msatmadan şimdiden 1 Kasım'da her partiden daha çok oy alacağını, DYP'nin alta düşeceğini öne sürüyor. 1 Kasım sonuçları sanki bütün yurtta yapılan yerel seçimin sonucuymuş gibi propaganda hazırlığına girişiyor. Bu açılardan bakınca hükümetin 1 Kasım seçimleri ya daöteki kimi tutarsız nedenlerle "gitmesi"söz konusuola- bilir mi? Ne var ki ANAP yeniden hükümet olmaya iştahlanıyor. Bir iki gün önce ANAP genel başkan yardımcılarından biriyle konuşuyorduk. ANAP'ın yeniden nasıl hükümet ola- cağını içeren planı "ifşa etti." Plan şu: Bütün partilerin katılacağı bir "milli koalisyon" kurulacakmış. Bu hükümet enflasyonla, terörle fazla uğ- raşmayacak, sabah akşam yeni bir anayasanın hazırlığı- na çalışacakmış. Anayasa tamamlanır tamamlanmaz derhal erken seçime gidilecekmiş! Tabii erken seçim sonucu belli; ANAP tek başına iktidar! Vatan, millet, Sakarya ile planı kabul ettireceklermiş. Rafta dolma var, yiyen olursa! Firarierin sığınma talebi LEFKOŞA (Reuter) - Rum yetkililerin bildirdiğine göre Kuzey Kıbns'taki Türk birli- ğinde görev yapan bir Kürt asıl- lı asker fırar ederek, Güney Kıbns'tan sığınma hakkı istedi. 19 yaşındaki Dersimli Ali Gungordan, curnartesi günü otomatik tüfeği ile sının geçe- rek Rum polisine teslim oldu. Ali Gungordan, Rum polisine verdiği ifadede, PKK. örgütünü desteklediğini söyledi. Emekliye • Boştorafi I. Sayfada bugün 4 kamu bankasının ge- nel müdürüyle bir toplantı ya- pacak. Toplantıya, SSK'lılann emekli ayhklannı ödeyen Zira- at Bankası. Vakıflar Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bank genel müdürleri ve yetkilileri katılacak. Toplantıda, banka .yetkililerinin, aylıklann öden- mesini kolaylaştırmak yönünde iyileştirici önlemler önerecekle- ri belirükii. Işçi partililerden soru yağmuru UBaştarafı 1. Soyfada ğini anımsatarak öncelikle res- mi binalardaki hasarlann belir- leneceğini. zarar tespitlerinin bir ayı alacağını söyledi. Olay- lan kendi içimizde halletmemiz gereküğini belirten Malay, "Maalesef Suriye, Irak, İran'- dan sızmalar oluyor. Sının ko- rumak güç. İç-dış kanşıyor."- diye konuştu. Malay. dün makamında İP Genel Sekreteri Hasan Yalçın. Genel Sekreter Yardımcısı Yal- çın Büyükdağlı, Merkez Karar Kurulu üyeleri Guri Benzer ve Avukat Nusret Senem'le görü- şerek olaylar hakkında bilgi verdi. Malay. Hasan Yalçın'ın, "Olaylarda güvenlik kuvvetle- rinin Leopard tanklannı kul- landığı yönünde haberler var. Doğru mu" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Çok değişik silahlar kulla- nıldı. Askeriyenin kullandığı da ilgili makamlarca soruşturulu- yor. Kim, nerede, ne, nasıl, ne kadar kullandı, soruşturulu- yor. Havanlar, tanklar, roketle- rin. polis. asker ve teröristler tarafından kullanıldığı tam bir vahşet yaşandı. Genelkurmay Başkanhğı, onu kendi açısın- dan soruşturuyor." Kentte çok acı olaylann ya- şandığını ve büyük bir tahribat meydana geldiğini anımsatan Malay, öncelikle resmi binalar- daki hasarlann belirlenecegini, zarar tespitlerinin yaklaşık bir ayı alacağını bildirdi. Tapu def- terlen kayıtlannın bile kaybol- duğunu kaydeden Malay, Şır- naklılann evlerinin oturulama- yacak durumda olduğunu kaydetti. Olayla ilgili soruştur- malann sürdüğünü ifade eden Mustafa Malay. Hasan Yal- çın'ın. "Olay sırasında güvenlik kuvvetleri mübalağalı bir cevap mı verdi" sorusuna karşılık, "Tabii. bir yerde silah patladı mı. nerede olduğunu tespit ede- miyorsunuz. Nokta hedeflerini sağlamak son derece güç. Kar- şılıklı kördövüşü gibi geçti. Merminin adresi belli değiT. her yere gidiyor" dedi. Malay, "Sizin Şırnakhlarla ilişkilerinizin iyi olduğu, ope- rasyonlan siz yürütseydiniz, sonucun farklı olacağı söyleni- yor. Doğru mu" sorusuna, "Polis tek başına olsaydı. bazı aksakiıklan önlemek daha ko- lay olurdu. Ama polis yetersiz kalıyor. Polis. asker. jandarma birlikte müdahale ediyor" kar- şılığını verdi. Malay, büyük bir tahribatın meydana geldiği ve bazı evlerin yakıldığı bildirilen Balveren, Yoğurtçular ve Dağ- konak köylerindeki askeri ope- rasyonlann henüz sürdüğünü, kendisinin de bu köylere daha gjdemediğini bildirdi. Malay'- ın, bu köyleri gezmek isteyen IP heyetine. izin başvurusunu Şır- nak Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı'na yapmalannı bildinnesi dikkat çekti. Askeri operasyonlann devam ettiği bu köylerin asker koruması altın- da olduğunu kaydeden Malay, Yalçın'ın, kendileriyle beraber Yoğurtçular. Balveren ve Dağ- konak köylerine gelmesi öneri- sine, "işlerinin olduğu ve ope- rasyonlann sürdüğü" gerekçe- siyle olumlu yanıt vermedi. "Vatandaş bize güvenmedik- HAVA DURUMU ten sonra huzuru sağlamak zor olur. Yaralar sanlacak" diyen Malay, Şırnak'tan Kumçatı, Cizre. Silopi ve diğer yerlere göç eden yurttaşlann parça parça dönmeye başladıklannı, Şırnakhlann büyük bir çoğun- luğunun önümüzdeki günlerde kente geri döneceklerini tahmin ettiğini kaydetti. Malay, Hasan Yalçın'ın, "Şırnaklılar, 'Silahlar şehre çevrilmesin' diyorlar" sözlerine karşılık olarak, "Tabii, vatan- daş onu istiyor. Silah sesi duy- mak istemiyor" diye konuştu. 144'ü Tugay Komulanlığı'nda, 23'ü de Emniyet Müdürlüğü'- nde olmak üzere toplam 167 kişinin halen gözaltında oldu- ğunu bildiren Malay. soruştur- malann "karma komisyonlar marifetiyle yürütüldüğünü" be- lirterek, yakında tamamlanaca- ğını söyledi. Bugün Cizre ve Silopi'ye giderek evlerini terke- den Şımaklılara, "Geri dön" çağnsı yapacağını belirten Mustafa Malay, bir başka soru üzerine. "Olaylan dışı kanştır- madan kendi içimizde hallet- memiz lazım. Maalesef Suriye, Irak, İran'dan sızmalar, müda- haleler oluyor. Sının korumak güç. İç-dış kanşıyor" diye ko- nuştu. Malay, bir başka soru üzeri- ne, "Gerçekler neyse onun üze- rine gitmek lazım. Gerçekleri yansıtmak lazım. Ama herkesin görevi ve sorumluluğu farklı" diye konuştu. Malay, görüşme sırasında kendisine telefon eden Kızılay Başkanı'na, yiyecek ve içecekle- rinin kalmadığını, un ağırlıklı olmak üzere gıda malzemesi gönderilmesini, şeker, pirinç ve peynire gereksinim olduğunu söyledi. Yalçın, görüşme sırasında 1.5 ay önce Şırnak'ta gözaltına alman Avukat Abdürrahim Demir'den haber alınamadığı- nı, gözaltında baskı gördüğü için yaralanarak hastaneye kal- dınldığı şeklinde duyumlan olduğunu belirterek, Demir'in durumu hakkında Malay'dan yardım istedi. Bu arada kenti terk eden me- murlann büyük bölümü. Ma- lay'ın, önceki gün yaptığı "gö- reve dön" çağnsı sonunda dün Şırnak'a döndüler. Memurla- nn Şırnak'a sabah gelip akşam konaklamak üzere Cizre ve Si- lopi'ye geri dönecekleri bildiril- di. Iran: Türk askeri sının geçmişse rahatsız oluruz Ttirkiye, Irarfa nota verdi • Baştarafi 1. Sayfada gözyumulduğu kesin. Son hareket de bunu gösteri- yor. Bundan önceki bir sınır baskını da gene İran hudutlan içinden yapıldı. Bu, ilk baskın değil. -Önceki günkü çatışmada İran sınınnı geçtik mi? SEZGİN - Üç gruptan ateş ediyorlar. İki grubu kaçıyor. Kaçınca oradaki güvenlik güç- leri. kaçan düşmana yapılanı yapıyor. Nereye kadar yapıyor, görüldüğü yere kadar yapıyor. -İran'a karşı nota dışında herhangi bir girişim olacak mı? SEZGİN - Bakalım notayı ne yapacaklar. Bugüne kadar haberimiz yok di>orlardı. Ha- berimiz yok diyen İranhlann konuşmalannın gerçeği yansıt- madığı ortaya çıktı, anlaşıldı en azından. Sezgin'in önümüzdeki günler- de İran'a gitmesi bekleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-İran*ın Ankara Büyükel- çiliği Maslahatgüzan Nasır Hamidi Zareh, Iran'ın hiçbir zaman PKK'yı desteklemediği- ni bildirerek. "Türk askeri İran topraklanna girmişse, rahatsız oluruz" dedi. Önceki gece geç saatlerde Dı- şişleri Bakanlığı'na çağrılan Zaheri, dün Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada, Dışişleri yetki- lilerinin bir grup PKK'hmn İran topraklanndan Türkiye'ye girerek güvenlik güçlerine sal- dın düzenlediğini kendisine ak- tardığını bildirdi. Buna karşılık olarak ellerinde bu konuda bil- gj olmadığını aktardıklannı söyleyen Zaheri, Tahran'dan bu konuda bilgi beklendiğini kaydetti. Türkiye'nin bu konuda sözlü ya da yaalı "nota" vermediğini kaydeden Zaheri, "Sadece bilgj aktanldı" dedi. Dışişleri kay- naklan da İran ve Türkiye'nin terorizm ve uluslararası konu- larda işbirliği yapmalanrun ve aralanndaki işbirligini geliştir- melerinin gerekli olduğunu be- lirttiler. Türk ordusunun saldırgan teröristleri takip ederek Iran topraklanna gjrmelerinin ra- hatsızlık yaraüp yaratmadığı sorusuna karşılık Zaheri şöyle konuştu: "Tabii. Her ülke komşusu- nun kendi topraklanna gjrme- sinden rahatsız olur. Ancak şu anda bizde, İran topraklanna girildiği yolunda bir bilgi yok." Zaheri, İran'ın hiçbir zaman PKK'ya destek vermediğini sa- vunarak, "Bunu kaç kere en üst düzeyde Türk hükümetine ak- tardık. Dışişleri Bakanı Çetin'e aktardık. Cumhurbaşkanımız Rafsancani, özal'a söyledi. İran PKK'ya destek venme- mektedir. Hiçbir zaman da ver- memiştir." İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'- in mayıs ayında yaptığı Suriye ziyareti sırasmda PKLK'run Su- riye topraklannda banndınl- mamasını içeren bir protokol imzalanmıştı. Bu imzadan son- ra, PKK'nın İran topraklannı kullanmaya başladığı yolunda- ki haberler üzerine Türkiye de haziran ayında İran'ı uyararak, İran içlerindeki PKK faaliyetle- rini engellemesini istemişti. Bu arada, çeşitli kaynaklar, Cudi ve diğer dağlarda operas- yonlann sürdüğü, Kuzey Irak'a yönelik bir kara harekatırun gündeme geldiği bir sırada, PKK'nın İran tarafından tak- tik bir saldın yaptığına dikkat çekiyorlar. Kaynaklar, PKK- nın Iran-Türkiye ilişkilerini ger- ginleştirerek, Tahran'ı kendine çekme poütikası uyguladığjnı bildiriyorlar. I*etrOİ Kimlik yeııııe silah gösterdi W Baştarafi 1. Sayfada göre, Mecidiyeköy-Reşitpaşa seferirü yapmakta olan 34 MLU 86 plakah İETT otobü- süne Maslak'taki otobüs dura- ğından 19 yaşlannda bir kişi bindi. Şöför Mehmet Ali Kah- raman, binen kişinin gösterdi- ği mavi karttan şüphelendi ve kimliğini göstermesini istedi. Gösterilen kimlik ile mavi kar- tın birbirine uymadığının anla- şılması üzerine tarüşma çıkti. Tartışma sırasında silahını çe- ken genç, şoförden otobüsün kapılannı açmasını ve yolcula- nn indirilmesini istedi. Atış Poligonu durağının önünde duran otobüsten yolcular iner- ken saldırgan. şöför Mehmet Ali Kahraman'a, hemen ya- nında bulunan İETT planton- luk görevlisi Adem Şen'e ve olaya müdahale etmek isteyen 83 yaşındaki yolcu Kâmil Ba- şeyrnez'e birer el ateş etti. lETT'den emekli Kâmil Ba- şeymez başına isabet eden tek kurşunla olay yerinde ölürken, şöför Mehmet Ali K.ahraman sıründan. plantonluk görevlisi Adem Şen kasığından yaralan- dı. İstinye Devlet Hastanesi'- nde tedavi edilen yaralılann durumlannın iyi olduğu ögre- nildi. Saldırgan olaydan sonra fabrikalar yönüne kaçmaya başladı. Bu sırada 055'e olayın ihbar edilmesi üzerine bölgeye giden polisler, çevrede geniş Ekrem Akın Savaş -1 kişiyi öl- dürdii, 2 kişi yaralandı. İETT görevlileri yaralandı. güvenlik önlemleri aldı. Fabri- kalar mevkiinde 34 TEM 53 plakah ticari taksiye binen sal- dırgan, kendisini takip eden poüslere ateş açtı. Daha sonra saldırgan. taksiyi terk ederek Kaplıcalar Mevkii Lale Sokak 1 numaradaki Sami Yetkin'e ait eve girdi. Kendisine yapılan uyanlara ateşle karşılık veren saldırganla polis arasında ça- tışma çıktı. Saldırgan, eve gi- ren Terörle Mücadele Timi tarafından öldürüldü. TURKIYE'DE Baştarafi 1. Sayfada ANAP'lı Solhan ilçe encümen üyesi İhsan Köse'yi kurşuna dizdiler. Bir grup PKK militanı ön- ceki gece saat 22.00 sıralann- da Diyarbakır'dan 35 kilo- metre uzakhktaki Sheü'e ait petrol dolum tesislerini basü. Tesislerde görevli gece bekçisi- ni etkisiz hale getiren militan- lar, içinde 5'er ton ham petrol bulunan dört toplama tankını ateşe vererek olay yerinden kaçtılar. Yangının söndürül- mesi için Diyarbakır ve ilçe it- faiyeleri seferber oldu. Petrol tanklannda patlama olasılığı nedeniyle söndürme çalışma- lannm güçlükle yürütülüdüğü bildirildi. Yangın söndürme çalışmalan sürdürülüyor. Böl- gede çıkanlan petrolün top- lanma ünitesi olan tesisteki yangında maddi hasann yük- sek olduğu bildiriliyor. Bitlis'te çatışma Bitlis'in Aşağıölek bölgesin- de önceki gece devriye gezen güvenlik kuvvetlen. bir grup PKK'lı militanla karşılaşü. Çıkan çatışmada 5'i kadın 6 PKK'lı öldürüldü. Olağanüs- tü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamada, altı uzun namlulu silah, yedi el bomba- sı, bir RPG-7 roketatan, bir roket, dört roket fışeği ve çok sayıda patlayıcı madde ele ge- çirildiği kaydedildi. Açıkla- mada Hakkâri, Bitlis ve Van'- da 8 PKK'hnın teslim olduğu bildirildi. Bingöl'ün Genç îlçesi'ne saldın düzenlemeye kalkışan PKK'lılarla güvenlik güçleri arasında üç saat süren bir ça- üşma oldu. Yetkililer ölü ve yarah sayısının belirlenemedi'- DÜNYA'DA Meteoroloıi Genel Mü- dûriûğü'nden alınan bilgi- ye göre yağış beklenmi- yor. Bütün bölgelerimiz açık ve az bulutlu geçe- cek. Hava sıcaklığı artma- ya devam edecek. Rüz- gâr, yurdun güneybatısın- da gûney ve batı, diğer yerierde kuzey ve doğu- yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerimizde rûzgâr, Kara- deniz, Marmara ve Kuzey Ege'de yıldız ve poyraz, Güney Ege'de günbatısı ve karayel, Akdeniz'de kıble ve lodostan 2-4 kuvvetinde, saatte 4-16 deniz mili hızla esecek. Mana Atyon sıslı A-açık B-bukjöu 6-gûne«i K-kJH S-sısh Yyajmurlu Amsterdam Amman Atina Bajdat Brûksel Cmvre FranUuıt LBİkoşa Pstttsburg londra Madnd Mılano Moskova Mûnih Oslo Pans Prag Kyad ftoma Vıyana Zûnh Y A eA Y Y Y A Y Y Y Y A Y Y Y A A A A Y 20° 34° 33" 40° 22° 33» 30° 38° 18° 21° 32» 32» 19» 30° 18» 26° 33» 42° 31° 35° 34° ğini açıkladılar. PKK'Ulann bölgeden uzaklaşmalanna fır- sat verilmeyeceği ve çevreleri- nin sanldığı bildirildi. Yine Genç ilçesinin Güze!- dere köyü yakınlannda gü- venlik güçlerine pusu kuran PKK'lılar 4 jandarma erini şe- hit etti. 7 eri de yaraladı. Dün saat 08.30 sıralannda Güzeldere köyüne saldın dü- zenleyen PKK'lılar köy yakın- lannda devriye görevi yapan jandarma erlerini de pusuya düşürdüler. PKK'nın açtığı ateş sonucu jandarma erleri Atilla Sunar, Şenol Gül , Mehmet Koşçu ve Jandarma onbaşı Mehmet İkiz şehit ol- du. 7 jandarma eri de yaralan- dı. Muş'tan Elazığ'a giden yol- cu treni de PKK'lılann raylar üzerine koyduğu bombanın patlaması sonucu devrildi. PKK'hlar dün 17.30 sıralann- da Muş- Elazığ seferini yapan yolcu treninin güzergâhı olan Genç-Palu arasında raylan sökerek bomba yerleştirdiler. Bombanın patlaması sonucu 58 yolcusu bulunan 16 vagon- lu tren devrildi. Olayda 4 kişi agır yaralandı. Pusuya yatan PKK militanlan trenin devril- mesinden sonra yolculann üzerine ateş açmaya başladı- lar. Bölgeye gelen güvenlik güçleriyle de bir süre çatışma- ya giren PKK'lılar daha sonra olay yerinden kaçtılar. Solhan'dan Diyarbakır'a giden bir yolcu otobüsü önce- ki gece saat 20.00 sıralannda Diyarbakır-Genç arasında, yola barikat kuran bir grup PKK militanı taraftndan dur- duruldu. Yolcu otobüsünde kimlik kontrolü yapan PKK'- lılar, ANAP'h Solhan ilçe en- cümen üyesi İhsan Köse'yi otobüsten indirerek kurşuna dizdiler. Batman'da önceki akşam saat 21.00 sıralannda meyda- na gelen olayda. 28 yaşındaki nüfus memuru, kimliği belir- lenemeyen bir kişinin silahlı saldınsı sonucu öldürüldü. Şırnak olaylan sırasında gö- zaltına almanlann mahkeme- ye sevki başladı. Dün Şırnak Sulh Ceza Mahkemesi'ne gön- derilen 30 kişiden 5'i tutukla- narak Diyarbakır DGM'ye gönderildi. Diğerleri serbest bırakıldı. GÖZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada "Polis devleti", yönetenlerin hiçbir kurala bağlı olmak- sızın devleti yönettikleri baskı rejimidir. "Hukuk devleti" devletin erkinin temel hak ve özgür- lükler yararına sınırlandığı; yetkilerin, yasalara, çağdaş ve evrensel hukuka göre biçimlendirildiği demokratik yönetim düzenidir. Parlamentolar, hükümetler ve kolluk güçleri, soyut kavramlardan değil; aramızda yaşayan ve devlet adına bazı yetkilerle donatılmış insanlardan oluşur. Devlet aygıtı içinde yer alan bu insanlardan bazıları görev yaparlarken adam öldürür ya da işkence yaparlar. Polis devletinde bunlar doğaldır, kimse kimseden he- sap sormaz. Hukuk devletinde ise başta kamuoyu, basın, siyasal partiler ve dernekler, bu cinayetleri aydınlatma- ya ve işkenceleri yargı önüne getirmeye çalışırlar. işkence yapan ve adam öldüren kamu görevlileri hak- kında dava açan ve bu görevlileri cezalandıran da aynı devlet çatısı altında görev yapan kamu görevlileridir. Bu yüzdendir ki insan haklarının en büyük güvencesi; kamuoyudur, basındır, siyasal partiler, dernekler ve ba- ğımsızyargıdır. Bu gibi konularda soyut devlet kavramını bir yana bı- rakmak gerekir. Peki insan hakları yalnızca kamu görevlileri tarafından mı çiğnenir? Terör örgütleri, insan haklarını çiğner ve yaşam hakkında olduğu gibi insan haklarını büsbütün yok etmezler mi? Bu konu, uzun süreden beri bütün dünyada tartışılıyor. . Uluslararası hukuk belgelerinde terör örgütlerince kul- lanılan şiddet yer alıyor. Söz gelişi, BM Genel Kurulu, bildiri yayımlıyor; AGİK Viyana ve Kopenhag belgelerin- de etnik ve ideolojik görüşlere dayalı şiddet eylemleri kınanıyor. 21 Kasım 1990günlü "PahsŞartı" terör konusundaşu ilkeyi benimsiyor: -Her türlü terörist eylemleri, yöntemleri ve uygulama- ları açıkça suç olarak kınıyor ve bunlann ikili olduğu ka- dar çok taraflı işbirliği ile ortadan kaldırılması için çalış- maya kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz. "Amnesty lnternational=Uluslarası AfÖrgütü"? Eylül 1991 günü yayımladığı "Yoklohama Bildirisi"nöe devlet dışındaki kuruluşların "insan hakları ihlallerine" de yer vereceğini açıklamış, 1992 mayıs raporunda da PKK ci- nayetleri yer almıştır. insan hakları kavramındaki son gelişmeler bunlardır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kamuoyunu oluşturan kanallar açıktır. insan hakları çiğnenince, ka- muoyu harekete geçiyor, gazeteler bu konulan işliyor, milletvekilleri önergeler veriyor. Devlet görevlilerince yapılarr teröre hep birlikte karşı koyuyoruz. Terör örgütleri, birçok insanın yaşama hakkını yok edince ne yazık ve acı ki birçoğumuz susuyor. Sustuğu gibi insan haklarının yalnızca devlet tarafından çiğnene- ceği yolunda yapay kuramlar ve dayanaksız gerekçeler de oluşturuyor. Bu aymazlıktan kurtulmadıkça inandırıcı olunamaz. Kimse de insan haklarının içtenlikle savunulduğuna inanmaz. Herkes insan haklarından eşitçe yararlanmalıdır. Suç örgütleri de, kamu görevlileri de, pusularda can veren erler de, astsubaylar da, subaylar da, polisler de, evle- rinde kurşunlanan Oramiral Kayacan ve Orgeneral Ad- nan Ersöz gibi emekli komutanlar da, Prof.Muammer Aksoy, Doç.Bahriye Üçok, Abdi lpekçi, Çetin Emeç, Tu- ran Dursun gibi aydınlarda, Güneydoğu'da birbiri ardın- dan öldürülen gazeteciler de, Şırnak halkı da... Evet, herkes, herkes... insan haklarında ne "devlet ve terörörgütü"ayrımı ya- pıltr, ne renk, ne dil, ne cins ne de rütbe ayrımı. Türkiye'de son yıllarda birçok kavram yozlaştı. örneğin, Sovyet işgallerine karşı çıkan Marksist aydın- lar, övüleceklerine suçlandılar; 12 Eylül öncesi Türkiye'- ye silah sokan Bulgar şirketleri sosyalizm adına görmez- likten gelindi. Şimdi de aynı ideolojik sapiantılar insan hakları konu- sunda kendisini gösteriyor. İnsan hakları, etnik ve ideolojik renklere büründürüle- cek yüzeysel ve tek boyutlu bir kavram değildir. İnsan hakları, devlete ve terör örgütlerine karşı aynı inanç, aynı tutarlılıkla ve aynı kararlılık ile savunulmazsa hiç inandırıcı olunabilir mi? \ahudi Soykırını Anıü • Baştarafi 1. Sayfada deki bir mülteci yurduna tam 5 gün devam eden Neonazi saldı- rısından sonra Almanya'nın dört bir yanından saldın haber- leri geliyor. Leipzig'te mültecile- rin kaldığı çadırkent kundakla- narak tamamen yakıldı. Cottbus'a Neonaziler bir mülteci yurduna üç gece üst üs- te molotof kokteylleri ve gaz ta- bancalanyla saldırdılar. Doğu Almanya'nın Brandenburg, Mecklenburg, Sachsen ve Sachsen-Anhalt eyaletlerinde bir düzineyi aşkın kentte mülteci yurtlarına Neonazi baskınları düzenlendi. Almanya'nın batı- sındaki Saarloiwis ve Bad Lau- terberg kentleri de ırkçı saldın- lara sahne oldu. Saldırılarda şans eseri yaralanan olmadı. Ba- zı kentlerde helikopterlerle olay yerine gelen özel timler çok sa- yıda silaha el koydu. Neonazi terörünün tırmanışı- nı protesto için Rostock'ta haf- ta sonunda 15 bin kişi yürüdü. Aralannda Berlin'den çok sayı- da Türk gençlerinin de bulundu- ğu yürüyüş sıkı güvenlik önlem- leri altında olaysız geçti. Daha önce Neonazilere alkış tutarak destek veren Rostocklular, pro- testo yürüyüşünü uzaktan izle- mekle yetindiler. Başbakan Helmut Kohl, Do- ğu AJmanya'nın Rostock kentin- deki beş günlük Neonazi saldı- nlannın eski gizli polis "Stasi" üyelerince örgütlendiğini iddia etti. Alman Parlamentosu'nun İçişleri Komisyonu dün toplana- rak Neonazi eylemlerine karşı önlemleri görüştü. Düşünülen önlemler arasında aşın sağ terö- re karşı özel timler kurarak bun- ları helikopterlerle olay yerleri- ne göndermek ve mülteci yurt- larının çevresinde tampon böl- geler oluşturmak yer alıyor. Mülteci akınının durdurulma- sı için Alman Anayasası'nın "si- yasi iltica hakkı"nı güvenceye alan maddesi büyük olasılıkla yılbaşına kadar değiştirilecek. Anayasa değişikliğine şimdiye kadar karşı çıkan Sosyal De- mokrat Parti, sokağın baskısına boyun eğerek rota değiştirdi. Hükümetin yabancılar görevlisi Bayan Schmalz-Jacobsen, Neo- nazi eylemleri sürerken İltica Ya- sası'nın tartışılmasını çok sert bir dille kınadı ve bunun aşın sağa teslimiyet anlamına geldi- ğini belirterek "büyük bir so- rumsuzluk örneği" olarak nite- ledi. İltica Yasası'nın /e yaban- cılann bugünlerde en üst düzey- de tartışma konusu yapılması, eylemcilere ve onlara destek ve- ren halka "hakh olduklan" duy- guşunu veriyor. Öte yandan kabinedeki liberal Adalet Bakanı Bayan Leutheusser-Schnarrenberger, olaylar sırasında Neonazilere destek veren halka karşı cezai önlemler alınmasını istiyor. Ros- tock'ta halk mültecilere saldıran Dazlaklan alkış tutarak, slogan atarak desteklemiş ve polise kar- şı da arasına alarak korumuştu. Der Spiegel dergisinin Alman kamuoyu araştırma enstitüsü Emnid'e yaptırttığı ve dünkü nüshasında açıkladığı anketin sonuçlarına göre Alman halkı "ülkenin en büyük sorunu" ola- rak yabancıları görüyor. "Ya- bancılar yuzünden aşın sağ par- tileri anlayışla karşüıyorum" di- yen Almanların oranı aralık ayında yüzde 24 iken haziranda yüzde 38'e yükseldi. ZDF tele- vizyonunun bir anketine göre Doğu Almanların yuzde 60*ı "Almanya'da bu kadar çok ya- bancı yaşamasına karşıyım" di- yor. Açıkça "Yabancıları sevmi- yorum ve ülkeyi terk etmelerini istiyorum" diyenlerin oranı yüz- de 40 ile ürkütücü bir boyuta ulaştı. Berlin Sosyal Bilimler Ensti- tüsü'nün son anketine göre Do- ğu Almanlann yüzde 85'i "ülke- ye artık tek bir Türk girmesin" diyor. Yüzde 82'si "nefret" sıra- lamasında önce Çingeneleri, sonra Türkleri ve Afrikahlan anıyor. Doğu Almanlann yüzde 60'ı da "Doğu Avrupalılardan (Polonyalılar, Ruslar, Macarlar vs.) nefret ediyorum diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle