06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SJLYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE DIS HABERLER Atjna'ya gizli mektup •ATİNA(AA)- Yunanistan'ın Ankara Bü-'ükelçisi Dimitrios Makris'in, Türkiye-AT ilişüleriyle ilgili olarak İngLltere Dışişleri Bakanı Dojglas Hurd'un hazırladığı rapor hakkında Başbakan Kotstantin Mitsotakis'e "gidi bir mektup" göndcrdiği ileri sürüldü. Haftalık Tahidromos dergisinin haberine göre, Makris bu gizli mektubunda Hurd raporunun kabul edilmesinin Türkiye'yi "küstahlaştıracağını", Türk hükümetindeki saldırgan çevrelerin"işini kolaylaştıracağmf' ve Kıbns sorununun çözümü ile Türk-Yunan ilişkilerine olumsuzetkisi olacağını belirtti. Suftanlıbakan Ankara'da • ANKARA (AA)-tçişleri Bakanı lsmet Sezgin'in resmi konuğu olarak Ankara'da bulunan Sudan İçişleri Bakanı El Zubeyir Muhammed Salih, Aselsan veSivilSavunma Koleji'ni ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Konuk bakana, Aselsanı ziyareti sırasında, genel müdüryardımcısı Ayhan Gerçeker tarafından bir brifıng verildi ve Aselsan'ın ürûnleri tanıtıldı. Sudan İçişleri Bakanı Salih ve beraberindeki heyet, daha sonra da Sıvil Savunma Koleji'ni ziyaret ederek ilgililerdcnbilgi aldı. İsveç,ATiçin umutiu • BRLKSEL(AA)- Brüksel'deki Avrupa Komisyonu'nun tam üyelik başvurusu konusunda olumlugörüş bildirdiği İsveç, 1995 yılından önce topluluğa lam üyeolmayı bekliyor. Brüksclc ulaşan haberlere göre komisyon raporundan son dcrccc memnun kalan Stockholm hükümeti. ' Maastricht sözleşmesi ile bclirlencn AT politikalannı tam anlamıyla desteklediğıni ve bunlara kaiılmayahazır olduğunu Dışişleri Bakanı Ulf Dinkelspieİ'in ağzından açıkladı. Buaçıklama cözlcmciler tarafından îsveç'in şimdiye kadar izlediği tarafsızlık polrtikasından vazgeçebileceği biçiminde yorumlandı. Venezüela liderine suikast • CARACAS(AA)- Vcnezüella'da iktidardaki Demokratik Eylem Partisi (sosyal demokrat) lideri Marcos Palacios, başkent Caracas'daki evinde önceki gün uğradığı silahlı saldın sonucu öldü. Venezüella rcsmi haber ajansı Venpres. polisin alayla ilgili aynntı vcrmeyi reddettiğini duyurdu. Çirrtle toprak kayması: 48 ötö • HONGKONG(AA)- Çin Halk Cumhuriyeti'nin güneybatısındaki Sincan yerleşim bölgesinde meydana gelen toprak kaymasında en az 48 kişinin öldüğü, 29 kişinin de kaybolduğu bildirildi. Yeni Çin Haber Ajansı, 22-29 temmuz günleri arasında meydana gelen toprak kayması sonucu dağlık bölgelerde kayalann yuvarlandığını duyurdu. Stealth uçağı denemede düştü • LA LUZ(AA)-ABD'nin ilk olarak Körfez savaşında kullandığı radarlara yakalanmayan F117-A Stealth savaş uçaklanndan biri önceki gece eğitim uçuşu sırasında düştü. Uçak düşmeden önce otomatik fırlatma mekanizmasını çalıştırarak atlayan pilotun hafif yaralarla kurtulduğu ve tedavi için hastaneye kaldınldıgıbelirtildi. Penrtte gerilla tuzağc6ölü • LİMA(AA)-Peru"da, asadışı Aydınhk Yol Örgütüne bağlı gerillalar tarafından önceki gün duzenlenen saldınlarda altı asker öldü. Başkent Lima'nın güneyindeki Surco bölgesinde meydana gelen olayda, askeri komando okulu komutanı albayın silahlı dört kişinin saldınsı sonucu ağır yaralandığı ve kaldınldığı hastanede öldüğü belirtildi. Askeri kaynaklar, ülkenin Bolivya sının yakınlanndaki Puna yerleşim bölgesinde de Aydınhk Yolgerillalan larafından kurulan tuzak sonucu biryüzbaşı iledört askerin öldüğünü kaydettiler. Türk tarafına yüzde 29 oranında toprak bırakıhyor, ancak Güzelyurt bölgesi yine Rum tarafında gösteriliyor Gali'den Denktaş'a Veni lıarita*• KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbns'ta ta- rihi gerçekleri gözardı ederek bir çözüm bulanamayaca- ğıni ve Kıbns'ı yeni bir Bosna-Hersek'e dönüştürecek yaklaşrmdan kaçınılmaa gerektiğini söyledi. NEWYORK(Cumiwriyet) Gah,Turkmrannayuzde29ora- B M Genel Sekreten Butros nında toprak hrakan, ancak Gu- Gali tarafından hazırlandığı zelyurtu Rum tarafında gosteren ifade edilen ve Güzelyurt'u yenı bir hanta sunmaya hazırlanı- Rumlara vererek Türk tarafi- KKTC C h b k R BM'nin, yeni bir harita suna- endişesine, korkusuna ve var cağı öğrenildi. KKTC Cum- olan psikolojik duvarlara hurbaşkanı Rauf Denktaş ise önem vererek insancıl ve adil "Güzelyurt'u kapsamayan bir bir formül üzerinde durulma- haritayı sunamazlar. Boşuna hdır. Toprak ya da harita ko- yorulmasınlar, kabul etmeyiz. nuşulmamıştır. Bizim 29 artı lar. Biz burada oyun oynamıyo- B i z , , ^ d a o y u n 0)™"^°- yaklaşımrmız ortadadır. Bu- my'H«ii J J J ruz dedı. nun ıçınden Guzelyurt ve yo- "Sorunun normal ve akla resinin çıkanlamayacağı delil y a kın bir hal caresi, Kıbns'- v e nedenleriyle anlaülmıştır. taki gerceklere göz yumarak Kıbns'ta Türkler Kuzey'e gel- bulunamaz. Biz bunu savunu- mjsse on bir yü sürekli zor- yoruz. Kıbns'ta yeni bir landıklan için insanca yaşa- B H k k k ür olmk içi geh "Rum tarafi savaş nedeniyle larda Rum tarafinın bize ne lediler. Şimdi içınden çıkmaya kadar yaklaşüğmı, neleri ka- caüşıyorlar. bul ettiğini, neleri reddedece- ğii h i k l d ü güneye gitti" diyerek onlara ayncalıklı bir muamele dü- ü hşünme haksızlık konuştu. olur" diye 'Haksızlık sûriiyor' tki tarafın çıkarlan ile arzu- lannın caüşüğı bir noktada ara formülün, mal-mülk ve tazminatlarla bulunabileceği- k ö l dy»-^TCCıımhurbaşkanı Ra- na yüzde 28.24 oranında top- Bosna-Hersek yaratmak yak- mak ve hür olmak için gelrrSş- ni beHrten Denktaş, şöyle de- ut Denktaş, "Bıze Guzelyurt u rak bırakan hantayı Denk- laşımı yanlış olur" diyen lerdir ve her şeylerini bıraka- vam etti: "Dördüncü haftaya kapsamayan bir harita sunamaz- taş'a kabul ettiremeyen Denktaş, "Halkın hislerine, r a k gelmişlerdir Dolayısıyla geldik, hala anayasal sorun- KKTC'DE YOLSUZLUK Hükümete yaylım ateşi • KKTC Meclisi'nin olağanüstü oturumunda ko- nuşan muhalefet milletvekilleri, "'İç güvenliğin, do- layısıyla yurttaşlarınhuzurunun kalmadığını, bu- nun sorumluluğunun UBP hükümetlerinde oldu- ğunu" vurguladı. Başbakan Eroğlu'na yönelik eleş- tiriler, bugüne dek görülmeyen ağırlığa ulaştı. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA - KKTC Mec- lisi'nin ikinci dönem dördüncü olağanüstü birleşiminde, "iç güvenlik sorunlan" görüşülür- ken "KKTC'de polisin içişleri bakanlığına, askerin savunma bakanlığına bağlanması, bu arada adalet bakanlığı kurul- ması" istendi. Salı günü saat 11.00'den 19. OO'a kadar iktidardaki Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) sert şe- kilde eleştirildiği olağanüstü birleşimde konuşan meclis içi muhalefet miletvekilleri. "KK- TC'de iç güvenliğin. dolayısıyla yurtaşlann huzurunun kalma- dığını. bunun sorumluluğunun UBP hükümetlerinde olduğu- nu" vurguladı. UBP Genel Baş- kanı ve Başbakan Derviş Er- oğlu'na yönelik eleştiriler, bu- güne dek görülmeyen ağırlığa ulaştı. Demokrat Parti (DP). "insan- lann yüriitme tarafından eşit tutulmadığını. hûkümetin hu- kukun üstünlüğü ilkesini uy- gulamadığını" kaydederken. "UBP hükümetinin partizanca davrandığını ve devlet nimetle- rini kullandığını" belirtti. Sosyal Demokrat Parti Ge- nel Başkanı Ergün Vehbi, "fçöz olayının birçok olayla birlikte iç güvenliği elkilediğini, bomba olaylannm faillerinin buluna- madığını, polis kadrolannın ye- tersiz olduğunu" ortaya koyar- ken, "Sorumluluğun Eroğlu başkanlığındaki hûkümetin ol- venlik Kuvvetleri Komutanlığı- na bağlı bulunuyor. Yeni Doğuş Partisi milletve- kili Kenan Akın, "KKTCdeiç güvenliğin bozulmasından Eroğlu hükümetinin sorumlu olduğunu, her geçen gün artan suç oranına karşın hûkümetin kayıtsız kaldığını" söyledi. Hür Demokrat Parti (HDP) Genel Başkanı İsmet Kotak da, "polisin içişleri bakanlığına, as- kerin de savunma bakanlığına bağlanması gerektiğini savuna- rak adalet bakanlığı kurulması- nı" isterken, Eroğlu hükümeti- nin uygulamalannı eleştirdi. Meclisteki muhalefet. eroin kaçakçılığına kanşan Gülşen İçöz'ün gözaltında iken kay- bolmasını araştıracak özel bir komite kurulmasını da istedi. UBP Meclis Grubu adına konuşan Güner Göktuğ, UBP Lefkoşa Milletvekili Emin Uzun'un, başsavcılığın sahte çek türünden beş suçlaması do- layısıyla dokunulmazlığının kaldınlması istemine değinir- ken, "Bu istemin verine getiril- mesinin bazı temel ilkeleri bu- lunduğunu, dokunulmazlıgın bu temel ilkeler çerçevesin- kaldırılabileceğini" söyledi. Göktuğ. "Her talebin yerine ge- tirilmesi diye bir kural yoktur" dedi.Başsavcılığın aleyhine beş suçlama yönelttiği Emin Uzun, "kendisinin çok önceden doku- nulmazlığının kaldınlmasını is- tediğıni"ilerisürdü.Meclis, "do- kunulmazlıgın kaldınlması"yla ilgili olarak bir "dokunul- mazlık özel komitesinin kurul-duğunu" vurguladı. KKTC'de polis, KKTC Gü- masını" oybirliğiyle kabul etti. Sokak çocukları, iki günlük genel grevden arta kalan sopalar ve afişlerle ateş yakıp ısındılar. SiyahgrevciöfkesinihaykırdıDış Haberler Servisi - Güney Afrika'da De Klerk hükümetini demokratik reformlara zorlamak amacıyla yapılan iki günlük genel grevin ardından. Nelson Mandela önderliğindeki onbinlerce siyah işçi, dün başkent Pretoria'daki hükümet merkezine yürüdü. Güney Afrika'daki 80 yıllık beyazyönetiminsona ermesini isteyen göstericilerin çoğunluğunu kent dışındaki yerleşim merkezlerinden gelen siyahlar oluşturdu. Polisin çemberealdığı hükümet mcrkezinin çevresini saran on binlerce siyah gösterici, "De Klerk'i başımızdan hemen atalım!" yaiılı pankartlar taşıyarak hükümet aleyhine sloganlar attı. ğini ve hangi konularda mü- Gali ve Gobi haritalannın zakere yapacağımızı bilmiyo- gösterilmesi konusunda bir ruz. Sanınm bu bizim için sonı üzerine Denktaş, "Biz' büyük haksızhktır. Geçen Gobi haritasını da görmedik. hafta dengeli ve birbirine pa- Sanınm 1986'da söz konusu ralel müzakerelerin devam harita Rumlara gösterilmiş ve edeceğinin söylenmesine rağ- onlar bu haritayı kabul etmiş- men bu yaklaşım başlatılma- ri. Bu haritayı da biz hiç gör- mışür. Vasiliu'nun ne söyledi- medik. O zaman da açıklamış- ğini bilmiyoruz. Ama bu um. Vasüiu Türklerin araanı uygulamayı başta tam tersine acmaya çalışü, ancak yalan- yapülar. Yani haritayı onlara lanmast sanınm birleştirici da gösterip müzakereleri kilit- oldu" seklinde konuştu. Vasiliile Gali eski doşt OSMANKARAKAŞ NEW YORK - Kıbns görüş- melerinde ödün için Türk tara- fına baskı yapan Birleşmiş Mil- letler Genel Sekreteri Butros Gali'nin, Rum yöneümi lideri Vasiliu ik resmi görüsmelerin dışında gizlice görüştüğü ve iki liderin dostluklanrun eskiyeda- yandığı iddia ediliyor. BM çevrelerinde yayüan ha- berlere göre çeşıtlı uluslararası müşavirlik şırketlerinin sahibi olan Rum yönetimi lideri Yor- go Vasiliu'nun, bazı Arap ülke- lerinde de aynı konuda faaüyet gosteren fırmalan bulunuyor. Vasiliu ile meslektaş olan, iş iliş- kileri nedeniyle birbirlerini yıl- lardan beri tanıyan Mısırlı Butros Gali'nin kardeşi de Yu- nanistan'da yaşıyor ve Yuna- nistan'ın sayıh işadamlanndan biri durumunda. BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin Vasiliu ile olan yakın dostlukian "Kıbns görüşmeleri için büyük bir handikap" ola- rak nitelendiriliyor. Toprak konusunda sürekli Türk heyeti- ne baskıda bulunan Gali'nin istediği sonucu alarnayınca Türk tarafını Güvenlik Kon- seyi'nin beş daimi üyesine şikâ- yet ettiğine dikkat çekiliyor. Kıbnslı liderlerin ortaya ko- nulan konularda birbirlerine yaklaşmalannı sağlamak ama- ayla duzenlenen resmi görüs- melerin dışında BM Genel Sekreteri Gali'nin, Rum yöneti- mi lideri Yorgo Vasiliu ile sık sık görüştüğü öne sürülüyor. Gali'nin Vasiliu ile en uzun görüşmesini önceki pazar günü gerçekleştirdigi ve iki diploma- tın sabahtan akşama kadar bir- likte olduklan ifade edildi. Bu arada gerekü zemini ha- zırlamadan iki tarafi Nevv York'a getirten ve görüşmeler- den bugüne kadar sornut bir sonuç çıkmaması nedeniyle "bunun sorumlusunun kendisi olmadığını, taviz vermeyen ta- rafın Türk tarafi olduğunu, bu nedenle gelişme sağlanamadığı- nı" Güvenlik Konseyi'ne ileten Gali'den, Güvenlik Konseyi'- nin beş daimi üyesının rahatsız olduğu görüşü ileri sürülüyor. KONUK YAZAR TürkiyeKıbnspolitikasınıdeğîştirmekzorunda Prof. Dr. EROL MANİSALI Kıbns uyuşmazlığında, çözüm. çözüm- süzlük, çözüm ve çözümsüzlüğün getireceği sorunlar ve yararlar nelerdir? Bu sorulann karşılığının açık, yuvarlak sözlerden uzak bir biçimde, net olarak ortaya konması hem sorunun gerçekte çözümü bakımından hem de Türkiye'nin ve Kıbns Türklerinin çıkar- lannın korunması bakımından büyük önem taşıyor. Konuyu derinlemesine bilmeden ve ince- lemeden. olayın ne olduğunu tam olarak an- lamadan yapılan değerlendirmeler ne so- runun çözümüne yardımcı olur, ne de Türk- Yunan ilişkilerinin düzelmesine bir katkı sağlar. Sayın Ecmel Barutçu'nun Cumhuri- yet'te yayımlanan anılannda da görüldüğü gibi ilgili bakanlar, başbakanlar I974'ten bugüne kadar konuya gereken ağırlığı vere- medikleri gibi uzmanlar ve teknisyenler tara- fından önlerine getirilen çalışma ve değerlen-- dirmeleri. gereken önem ve ciddiyetle incele- meyip uzmanlann değerlendirmelerine ka- bataslak bakıp karar verdikleri (veya ka- rarsız kaldıklan) için, Kıbns uyuşmazlığını daha da içinden çıkılmaz halegetirmişlerdir. Çok defa da esen rüzgarlara göre günü kur- tarmak ve kendi hükümetlerinin kısa vadeli rahatlamalannı sağlamak için gerçekçi adım- lar atmamışlar, pasif hareket etmişjerdir. Her şey açıklanmaz Bütün bunlar. Kıbns sorununu "Kapalı kapılar ardında tutarak veya çözmeye çalı- şarak" kamuoyunu devre dışı bırakmakla yürütülmüş ve yürütülmektedir. Kamuoyu- nun ve halkın yaklaşımınm ayak bağı olaca- ğı düşüncesi dün de vardı, bugün de vardır. Kuşkusuz, diplomaside her şey açıklanmaz, bazı hususlarda, en azından bir süre gizlili- ğe uymak gerekebilir. Ancak, hadisenin esasını meydana getiren ana çizgiler ve politikalann, kamuoyu ile birlikte yürütülmesi, en azından demokrasi- nin asgari şartıdır. Bu uygulamanın çok acı örnekleri. 198T- de Evren'in General Rogers ileyaptığı anlaş- ma (Rogers Planı) ile ve 1987'den sonra. Turgut Ozal'ın Kıbns konusunda yürüttüğü kişisel girişimlerde açık bir şekilde görül- müştür. _ Kıbns konusunda. 1987'den itibaren. Özal-Papandreu görüşmelerinde (Davos toplantılan). Camp David'de Bush ile yapı- lan görüşmelcrdc başlatılan süreç. Kıbns uyuşmazlığının çözümüne yardım etmemış; Rumlann ve Yunanlılann daha büvük bck- lentiler içine girmelerine. ABD ve AT'nin Türkiye aleyhine aktif bir biçimde devreye sokulmalanna yol açmıştır. Rum lideri Vasiliu, bu süreçten cesaret alarak Ankara'nın büyük ödünlere razı ol- duğunu basına açıklarİcen, 1987 sonrası baş- latılan 'kişisel girişimlerden" güç almaktadır. Evet, belki Ankara'daki 'en üst makamlar" biz Gobi haritasını kabul ediyoruz dememiş- lerdir ama, pek cok şeyin kabul edilebileceği konusunda karşı tarafa veya ABD yöneti- mine yeşil ışık yaknuşlardır. Son aylarda, Başbakan Mitsotakis'i cesa- retlendiren ve "Ne yaparsa yapsın Ankara yapar" yaklaşımı içine sokan da bazı politi- kacılanmızın son yıllardaki kişisel girişimle- ridir. Sanılmıştır ki Ankara'da bazı üst dü- zey politikaalar ayak üstü bazı sözler söyle- dikleri için bu iş Rum tarafinın istediği yön- de gelişir. Bugün vardığı noktada Kıbns uyuşmazlı- ğını çözmek için Ankara'nın yeni biryakla- şımla ortaya çıkması ve "bir ada-iki de\let" Kıbns adasında gerçekçi ve banşa götü- ren çözüm şudur: Türk ve Rum devletleri adada uluslararası topluluk tarafından tanı- nır ve aralanndaki işbirliği, Türkiye, Yuna- nistan ve BM tarafından desteklenir, özendi- rilir. 2laman içinde aralanndaki sorunlar unutulur ve iki devletin serbest ve gönüllü iradeleri ile "işbirliği ve bütünleşme" yavaş yavaş ortaya çıkar. Bu gerçeği Türkiye biliyor. söyleyemiyor. Yunanistan ve Rumlar biliyor, kabullenmek istemiyorlar. çünkü uzun vadede adanın tü- münü kontrolleri altına almak istiyorlar. ABD ve AT ise. gerçekleşmesinin çok zor ol- duğunu, gerçekleşse bile. önünde sonunda Rumlara yarar sağlayacağına inandıklan fe- derasyon formülünü. başta avans olarak ödeterek (toprak ödünleri), dış baskılarla kabul ettirmek istiyorlar. Aslında Kıbns uyuşmazlığında bir taraf- tan Türkiye çifte standart uygularken karşı taraf da açık bir şekilde iki yüzlü hareket et- yapılmadığı için. mevcut baskılann, yapay çözümler yönünde devam etmesine yol aç- mışlardır. Karşı taraf da iki yüzlüdür; Rumlar ve Yunanistan federasyon derken, Türk tarafi- nın eşit katılımı ile kurulacak dengeli bir fe- derasyon düşünmemekte. uzun vadede adanın. doğrudan veya AT şemsiyesi altında dolaylı olarak Rum denetimine geçeceği bir formül aramaktadır. ABD ve AT de Rum tarafinın bu niyetini bile bile karşı tarafın yaklaşımına. dış baskı ile destek vermekte- dir. Çünkü kendilerine göre haklı nedenleri vardır. ABD Rum lobisi. AT'nin Kıbns adası ile Doğu Akdeniz'de etkinliğinin art- ması. din gibi unsurlar ABD \e AT'nin tek yanlı hareket etmelerine neden olmaktadır. Bu etkenler. Türkiye'nin federasyon formü- lü dışına çıkan politikalan. açık politika ola- rak ortaya koymasını engelleyen unsurlar- dır. Ancak. bu engel ve zorluklara rağmen. • Kıbns konusunda, 1987'den itibaren, Özal-Papandreu görüşmelerinde (Davos toplantılan), Camp Da- vid'de Bush ile yapılan görüşmelerde başlatılan süreç, Kıbns uyuşmazlığınm çözümüne yardım etmemiş; Rumlann ve Yunanlılann daha büyük beklentiler içine girmelerine, ABD ve ATnin Türkiye aleyhine aktif bir biçimde devreye sokulmalanna yol açmıştır. Rum lideri Vasiliu, bu süreçten cesaret alarak Ankara'nın büyük ödünlere razı olduğunu basına açıklarken, 1987 sonrası başlatılan 'kişisel girişimlerden' güç almak- tadır. Evet, belki Ankara'daki 'en üst makamlar' biz Gobi haritasını kabul ediyoruz dememişlerdir ama, pek çok şeyin kabul edilebileceği konusunda yeşil ışık yakmışlardır. yaklaşımına doğru, resmi ve açık politika olarak yavaş yavaş yön değiştirmesi gerekir. 1963-1974 döneminde Birleşmiş Millet- ler'in yaptığı hatalar zincirine 1974 sonrasın- da federasyon polıtikasına bağlanan Anka- ra ikinci hatayı eklemiştir. BM'den çıkan ka- rarlar. 649, 716, 750 dahil, federasyonu des- tekleyen ve federasyonun tek yol olduğunu ortaya koyan kararlardır. Ancak, "Federas- yonu fîilen, daha başlamadan bozacak vc kopartacak olan taraf nasıl olsa Rum tarafi olacaktır" varsayımından hareket ederek, ne karşı tarafın. ne de Türk tarafinın gerçek- te istemediği federasyon politikasını sürdür- mek, hem sorunu çözümsüz kılar, hem de Türkiye, KKTC üzerindeki baskılann deva- mına yardımcı olur. Sayın Bush ile Camp David'de buiuşan politikacılanmız, Kıbns sorununu çözcriz diye ümitler vereceklerine, federasyonun ni- çin yürümeyeceğini anlatıp, Kıbrıs'taki ger- çekleri ortaya koyabilselerdi, uyuşmazlığın çözümüne katkıda bulunmuş olurlardı. mektedir. Türkiye. adada iki halkın. kendi bağımsız yönetimleri altında. yan yana yaşamalannın tek çözüm yolu olduğunu bilmektc ve gör- mekte, ancak bunu resmi Kıbns politikası olarak ortaya koyamamaktadır. Çünkü BM'de 1963-1974 dönemi yürütülen politi- ka, 1974 sonrası izlenen politikalar. hep fe- derasyon yönünde oldu. I974"icn bugüne bütün hükümet yetkilileri. hemen hemen bü- tün parti liderlcri. "Kıbns'ta iki toplumlu. iki bolgclı federasyon isliyoruz. sorun iki topluluk arasındadır. Biz dışardan yardımcı oluyoruz" klişesini ezberletmişlerdir. Hem de bunun böyle olmadığını. yürümeyeceeinı bile bile. 1974'ten bugüne kadar. hiçbir hükiimcl. "Bu böyle olmaz, kendi kcndımizi aldatma- yalım. açık politikamızı dcğişıirclım \c ne- denlerini dostlanmıza ankıtalım" di\cme- miştir. Çünkü böyle bir yeni yaklaşım Tür- kiye'yi 1-2 yıl bazı zorluklar içine sokar. dı- şardan bazı baskılar getirirdi. Ancak bu gcrçckleşemeyccck. gcrçcklcşsc bile kcsınlik- \e Rumlar lchıne işleyecek federasyonun for- mülünü artık terk etmek. hem Türkiye hem de Kıbrıs Türklen için zorunlu hale gelmiş- tir. Çünkü. mevcut politikalar izlenirken de en ağır dış baskılar devam etmekte. Kıbns Türk.tarafi ambargo altında bulunmakta- dır. Üstclik. her gün federasyon dıye diye. hem Türkiye'de. hem de Kuzey Kıbns'ta in- sanlar böyîc bir yaklaşımın esiri olmakta \c bunun işleyebilcccğinc inanmaya başlamak- tadırlar Türklerin çoğu başka yerde Bu konu ayrıca Rum tarafmın sürdürdü- ğü sistcmli polıtikanın bir aracı haline gel- mekle \c Türk topluluğunun içerden çöker- tilmesine yardımcı olmaktadır. 1974 önccMndc. adada Türklerin lapulu arazisı adanın ("o 32\inı) kapsarkcn bugün Denktaş. ("« 29"a) ınmc>e nı/ı olmııştuı. Adadaki nüfu>a sıelince: adada bulunan 180.000 Türke karşılık, Türkiye'de 500.000, İngiltere, Avustralya, Kanada gibi ülkelerde 200.000 dolayında Kıbnslı Türk yaşamakta- dır. Bunlar büyük ölçüde.' İngiliz ve Rum baskılan sonucu ada dışına çıkmak zorunda kalmışlardır. Denktaş, KKTC sınırlannı (% 29'a)çekerkenkarşılığındayasiliu'nun,"Biz- den hiçbir şey beklemeyin, önce toprağı alalım, sonrasını oturup görüşürüz" diye- rek, "Bunun bir pazarlık değil, dış baskı ile sağlanacak bir ödün olduğunu" açık ve net bir şekilde söylemektedir. Kısacası, Bush'un Rum seçmenlerinin hatın.iVasiliu'nun ada- daki durumunun sağlamlaştınlması için di- yet istenmekte. ancak Türk tarafinın istedi- ği, "Asgari yaşama, güvenlik, özgürlük ve yönetim koşullan" içinde eşit bir halk olarak kabul edilmemektedir. Uyuşmazlık çözümsüz halde Ankara hükümeti. Kıbns uyuşmazlığının çözümü konusunda. bir ada iki devlet esası- na dayalı bir politika değişikliği yapmaz ise, Kıbns uyuşmazlığı. mevcut dış baskılarla sürer gider. Böyle bir politika değişikliği, başlangıçta. yoğun dış baskı ve bazı yeni so- runlar doğuracaktır. Ancak bunlar zaman içinde hafifleyerek önemini kaybedecektir. Şimdiye kadar. hükümetler yeterli cesareti ve atılımı gösterip bu yönde değişiklik yapa- madıklan için uyuşmazlık daha da karmaşık ve çözümsüz hale gelmiştir. Son 5-6 yıl içinde Ankara'da bazı politika- cılar, sorunun iç yüzünü tam olarak göreme- dikleri ve konuyu tali bir mesele olarak algı- ladıklan için. ABD ve Yunanistan yönetim- leri ile bazı "Ara rejimlerin kurulması yolun- da" anlaşmayı tercih etmişlerdir. Ancak, ni- hai çözüm olarak karşı tarafın istek ve niyet- lcri, Türkive'nin kabul edebileceği ölçülerin çok ötesinde olduğundan, işler istendiği gibi gitmemiş ve bugünkü noktaya gelmiştir. BM'nin 716 ve 750 sayılı kararlan içindeki tuzaklar açık iken Ankara, dört elle bu ka- rarlara sanlmıştır. Bu kararlann uyuşmazlı- ğı bugünkü noktaya getireceği uzmanlar ve Teknisyenlerce kendilerine anlatılmasına rağmen kulaklannı kapatmışlar ve günü ge- çiştirmeyi tercih etmişlerdir. Yukanda belirtildiği yönde, temel politi- kada yön değişikliği yapılmaz, yine günlük politikaya öncelik verilirse. yann Türkiye'- nin ve KKTCnin karşılaşacağı sorunlar daha büyük olacaktır. Bilcmiyoruz. Demirel hükümeti bu gerçe- ği görüp. bazı baskılan göğüsleme pahasına. gcrçcktcn cesur adımlar atabilecck mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle