Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SJLYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE
DIS HABERLER
Atjna'ya gizli
mektup
•ATİNA(AA)-
Yunanistan'ın Ankara
Bü-'ükelçisi Dimitrios
Makris'in, Türkiye-AT
ilişüleriyle ilgili olarak
İngLltere Dışişleri Bakanı
Dojglas Hurd'un hazırladığı
rapor hakkında Başbakan
Kotstantin Mitsotakis'e
"gidi bir mektup"
göndcrdiği ileri sürüldü.
Haftalık Tahidromos
dergisinin haberine göre,
Makris bu gizli mektubunda
Hurd raporunun kabul
edilmesinin Türkiye'yi
"küstahlaştıracağını", Türk
hükümetindeki saldırgan
çevrelerin"işini
kolaylaştıracağmf' ve Kıbns
sorununun çözümü ile
Türk-Yunan ilişkilerine
olumsuzetkisi olacağını
belirtti.
Suftanlıbakan
Ankara'da
• ANKARA (AA)-tçişleri
Bakanı lsmet Sezgin'in resmi
konuğu olarak Ankara'da
bulunan Sudan İçişleri
Bakanı El Zubeyir
Muhammed Salih, Aselsan
veSivilSavunma Koleji'ni
ziyaret ederek incelemelerde
bulundu. Konuk bakana,
Aselsanı ziyareti sırasında,
genel müdüryardımcısı
Ayhan Gerçeker tarafından
bir brifıng verildi ve
Aselsan'ın ürûnleri tanıtıldı.
Sudan İçişleri Bakanı Salih
ve beraberindeki heyet, daha
sonra da Sıvil Savunma
Koleji'ni ziyaret ederek
ilgililerdcnbilgi aldı.
İsveç,ATiçin
umutiu
• BRLKSEL(AA)-
Brüksel'deki Avrupa
Komisyonu'nun tam üyelik
başvurusu konusunda
olumlugörüş bildirdiği İsveç,
1995 yılından önce topluluğa
lam üyeolmayı bekliyor.
Brüksclc ulaşan haberlere
göre komisyon raporundan
son dcrccc memnun kalan
Stockholm hükümeti.
' Maastricht sözleşmesi ile
bclirlencn AT politikalannı
tam anlamıyla desteklediğıni
ve bunlara kaiılmayahazır
olduğunu Dışişleri Bakanı
Ulf Dinkelspieİ'in ağzından
açıkladı. Buaçıklama
cözlcmciler tarafından
îsveç'in şimdiye kadar
izlediği tarafsızlık
polrtikasından
vazgeçebileceği biçiminde
yorumlandı.
Venezüela
liderine suikast
• CARACAS(AA)-
Vcnezüella'da iktidardaki
Demokratik Eylem Partisi
(sosyal demokrat) lideri
Marcos Palacios, başkent
Caracas'daki evinde önceki
gün uğradığı silahlı saldın
sonucu öldü. Venezüella
rcsmi haber ajansı Venpres.
polisin alayla ilgili aynntı
vcrmeyi reddettiğini
duyurdu.
Çirrtle toprak
kayması: 48 ötö
• HONGKONG(AA)-
Çin Halk Cumhuriyeti'nin
güneybatısındaki Sincan
yerleşim bölgesinde meydana
gelen toprak kaymasında en
az 48 kişinin öldüğü, 29
kişinin de kaybolduğu
bildirildi. Yeni Çin Haber
Ajansı, 22-29 temmuz günleri
arasında meydana gelen
toprak kayması sonucu
dağlık bölgelerde kayalann
yuvarlandığını duyurdu.
Stealth uçağı
denemede düştü
• LA LUZ(AA)-ABD'nin
ilk olarak Körfez savaşında
kullandığı radarlara
yakalanmayan F117-A
Stealth savaş uçaklanndan
biri önceki gece eğitim uçuşu
sırasında düştü. Uçak
düşmeden önce otomatik
fırlatma mekanizmasını
çalıştırarak atlayan pilotun
hafif yaralarla kurtulduğu ve
tedavi için hastaneye
kaldınldıgıbelirtildi.
Penrtte gerilla
tuzağc6ölü
• LİMA(AA)-Peru"da,
asadışı Aydınhk Yol
Örgütüne bağlı gerillalar
tarafından önceki gün
duzenlenen saldınlarda altı
asker öldü. Başkent
Lima'nın güneyindeki Surco
bölgesinde meydana gelen
olayda, askeri komando
okulu komutanı albayın
silahlı dört kişinin saldınsı
sonucu ağır yaralandığı ve
kaldınldığı hastanede öldüğü
belirtildi. Askeri kaynaklar,
ülkenin Bolivya sının
yakınlanndaki Puna
yerleşim bölgesinde de
Aydınhk Yolgerillalan
larafından kurulan tuzak
sonucu biryüzbaşı iledört
askerin öldüğünü
kaydettiler.
Türk tarafına yüzde 29 oranında toprak bırakıhyor, ancak Güzelyurt bölgesi yine Rum tarafında gösteriliyor
Gali'den Denktaş'a Veni lıarita*• KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbns'ta ta-
rihi gerçekleri gözardı ederek bir çözüm bulanamayaca-
ğıni ve Kıbns'ı yeni bir Bosna-Hersek'e dönüştürecek
yaklaşrmdan kaçınılmaa gerektiğini söyledi.
NEWYORK(Cumiwriyet)
Gah,Turkmrannayuzde29ora- B M Genel Sekreten Butros
nında toprak hrakan, ancak Gu- Gali tarafından hazırlandığı
zelyurtu Rum tarafında gosteren ifade edilen ve Güzelyurt'u
yenı bir hanta sunmaya hazırlanı- Rumlara vererek Türk tarafi-
KKTC C h b k R
BM'nin, yeni bir harita suna- endişesine, korkusuna ve var
cağı öğrenildi. KKTC Cum- olan psikolojik duvarlara
hurbaşkanı Rauf Denktaş ise önem vererek insancıl ve adil
"Güzelyurt'u kapsamayan bir bir formül üzerinde durulma-
haritayı sunamazlar. Boşuna hdır. Toprak ya da harita ko-
yorulmasınlar, kabul etmeyiz. nuşulmamıştır. Bizim 29 artı
lar. Biz burada oyun oynamıyo- B i z
, , ^ d a o y u n
0)™"^°- yaklaşımrmız ortadadır. Bu-
my'H«ii J J J
ruz dedı. nun ıçınden Guzelyurt ve yo-
"Sorunun normal ve akla resinin çıkanlamayacağı delil
y a kın bir hal caresi, Kıbns'- v e nedenleriyle anlaülmıştır.
taki gerceklere göz yumarak Kıbns'ta Türkler Kuzey'e gel-
bulunamaz. Biz bunu savunu- mjsse on bir yü sürekli zor-
yoruz. Kıbns'ta yeni bir landıklan için insanca yaşa-
B H k k k ür olmk içi geh
"Rum tarafi savaş nedeniyle larda Rum tarafinın bize ne lediler. Şimdi içınden çıkmaya
kadar yaklaşüğmı, neleri ka- caüşıyorlar.
bul ettiğini, neleri reddedece-
ğii h i k l d ü
güneye gitti" diyerek onlara
ayncalıklı bir muamele dü-
ü hşünme haksızlık
konuştu.
olur" diye
'Haksızlık
sûriiyor'
tki tarafın çıkarlan ile arzu-
lannın caüşüğı bir noktada
ara formülün, mal-mülk ve
tazminatlarla bulunabileceği-
k ö l dy»-^TCCıımhurbaşkanı Ra- na yüzde 28.24 oranında top- Bosna-Hersek yaratmak yak- mak ve hür olmak için gelrrSş- ni beHrten Denktaş, şöyle de-
ut Denktaş, "Bıze Guzelyurt u rak bırakan hantayı Denk- laşımı yanlış olur" diyen lerdir ve her şeylerini bıraka- vam etti: "Dördüncü haftaya
kapsamayan bir harita sunamaz- taş'a kabul ettiremeyen Denktaş, "Halkın hislerine, r a k gelmişlerdir Dolayısıyla geldik, hala anayasal sorun-
KKTC'DE YOLSUZLUK
Hükümete
yaylım ateşi
• KKTC Meclisi'nin olağanüstü oturumunda ko-
nuşan muhalefet milletvekilleri, "'İç güvenliğin, do-
layısıyla yurttaşlarınhuzurunun kalmadığını, bu-
nun sorumluluğunun UBP hükümetlerinde oldu-
ğunu" vurguladı. Başbakan Eroğlu'na yönelik eleş-
tiriler, bugüne dek görülmeyen ağırlığa ulaştı.
İZZET RIZA YALIN
LEFKOŞA - KKTC Mec-
lisi'nin ikinci dönem dördüncü
olağanüstü birleşiminde, "iç
güvenlik sorunlan" görüşülür-
ken "KKTC'de polisin içişleri
bakanlığına, askerin savunma
bakanlığına bağlanması, bu
arada adalet bakanlığı kurul-
ması" istendi.
Salı günü saat 11.00'den 19.
OO'a kadar iktidardaki Ulusal
Birlik Partisi'nin (UBP) sert şe-
kilde eleştirildiği olağanüstü
birleşimde konuşan meclis içi
muhalefet miletvekilleri. "KK-
TC'de iç güvenliğin. dolayısıyla
yurtaşlann huzurunun kalma-
dığını. bunun sorumluluğunun
UBP hükümetlerinde olduğu-
nu" vurguladı. UBP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Derviş Er-
oğlu'na yönelik eleştiriler, bu-
güne dek görülmeyen ağırlığa
ulaştı.
Demokrat Parti (DP). "insan-
lann yüriitme tarafından eşit
tutulmadığını. hûkümetin hu-
kukun üstünlüğü ilkesini uy-
gulamadığını" kaydederken.
"UBP hükümetinin partizanca
davrandığını ve devlet nimetle-
rini kullandığını" belirtti.
Sosyal Demokrat Parti Ge-
nel Başkanı Ergün Vehbi, "fçöz
olayının birçok olayla birlikte
iç güvenliği elkilediğini, bomba
olaylannm faillerinin buluna-
madığını, polis kadrolannın ye-
tersiz olduğunu" ortaya koyar-
ken, "Sorumluluğun Eroğlu
başkanlığındaki hûkümetin ol-
venlik Kuvvetleri Komutanlığı-
na bağlı bulunuyor.
Yeni Doğuş Partisi milletve-
kili Kenan Akın, "KKTCdeiç
güvenliğin bozulmasından
Eroğlu hükümetinin sorumlu
olduğunu, her geçen gün artan
suç oranına karşın hûkümetin
kayıtsız kaldığını" söyledi.
Hür Demokrat Parti (HDP)
Genel Başkanı İsmet Kotak da,
"polisin içişleri bakanlığına, as-
kerin de savunma bakanlığına
bağlanması gerektiğini savuna-
rak adalet bakanlığı kurulması-
nı" isterken, Eroğlu hükümeti-
nin uygulamalannı eleştirdi.
Meclisteki muhalefet. eroin
kaçakçılığına kanşan Gülşen
İçöz'ün gözaltında iken kay-
bolmasını araştıracak özel bir
komite kurulmasını da istedi.
UBP Meclis Grubu adına
konuşan Güner Göktuğ, UBP
Lefkoşa Milletvekili Emin
Uzun'un, başsavcılığın sahte
çek türünden beş suçlaması do-
layısıyla dokunulmazlığının
kaldınlması istemine değinir-
ken, "Bu istemin verine getiril-
mesinin bazı temel ilkeleri bu-
lunduğunu, dokunulmazlıgın
bu temel ilkeler çerçevesin-
kaldırılabileceğini" söyledi.
Göktuğ. "Her talebin yerine ge-
tirilmesi diye bir kural yoktur"
dedi.Başsavcılığın aleyhine beş
suçlama yönelttiği Emin Uzun,
"kendisinin çok önceden doku-
nulmazlığının kaldınlmasını is-
tediğıni"ilerisürdü.Meclis, "do-
kunulmazlıgın kaldınlması"yla
ilgili olarak bir "dokunul-
mazlık özel komitesinin kurul-duğunu" vurguladı.
KKTC'de polis, KKTC Gü- masını" oybirliğiyle kabul etti.
Sokak çocukları, iki günlük genel grevden arta kalan sopalar ve afişlerle ateş yakıp ısındılar.
SiyahgrevciöfkesinihaykırdıDış Haberler Servisi - Güney Afrika'da De Klerk
hükümetini demokratik reformlara zorlamak amacıyla
yapılan iki günlük genel grevin ardından. Nelson
Mandela önderliğindeki onbinlerce siyah işçi, dün
başkent Pretoria'daki hükümet merkezine yürüdü.
Güney Afrika'daki 80 yıllık beyazyönetiminsona
ermesini isteyen göstericilerin çoğunluğunu kent
dışındaki yerleşim merkezlerinden gelen siyahlar
oluşturdu. Polisin çemberealdığı hükümet mcrkezinin
çevresini saran on binlerce siyah gösterici, "De Klerk'i
başımızdan hemen atalım!" yaiılı pankartlar taşıyarak
hükümet aleyhine sloganlar attı.
ğini ve hangi konularda mü- Gali ve Gobi haritalannın
zakere yapacağımızı bilmiyo- gösterilmesi konusunda bir
ruz. Sanınm bu bizim için sonı üzerine Denktaş, "Biz'
büyük haksızhktır. Geçen Gobi haritasını da görmedik.
hafta dengeli ve birbirine pa- Sanınm 1986'da söz konusu
ralel müzakerelerin devam harita Rumlara gösterilmiş ve
edeceğinin söylenmesine rağ- onlar bu haritayı kabul etmiş-
men bu yaklaşım başlatılma- ri. Bu haritayı da biz hiç gör-
mışür. Vasiliu'nun ne söyledi- medik. O zaman da açıklamış-
ğini bilmiyoruz. Ama bu um. Vasüiu Türklerin araanı
uygulamayı başta tam tersine acmaya çalışü, ancak yalan-
yapülar. Yani haritayı onlara lanmast sanınm birleştirici
da gösterip müzakereleri kilit- oldu" seklinde konuştu.
Vasiliile
Gali eski doşt
OSMANKARAKAŞ
NEW YORK - Kıbns görüş-
melerinde ödün için Türk tara-
fına baskı yapan Birleşmiş Mil-
letler Genel Sekreteri Butros
Gali'nin, Rum yöneümi lideri
Vasiliu ik resmi görüsmelerin
dışında gizlice görüştüğü ve iki
liderin dostluklanrun eskiyeda-
yandığı iddia ediliyor.
BM çevrelerinde yayüan ha-
berlere göre çeşıtlı uluslararası
müşavirlik şırketlerinin sahibi
olan Rum yönetimi lideri Yor-
go Vasiliu'nun, bazı Arap ülke-
lerinde de aynı konuda faaüyet
gosteren fırmalan bulunuyor.
Vasiliu ile meslektaş olan, iş iliş-
kileri nedeniyle birbirlerini yıl-
lardan beri tanıyan Mısırlı
Butros Gali'nin kardeşi de Yu-
nanistan'da yaşıyor ve Yuna-
nistan'ın sayıh işadamlanndan
biri durumunda.
BM Genel Sekreteri Butros
Gali'nin Vasiliu ile olan yakın
dostlukian "Kıbns görüşmeleri
için büyük bir handikap" ola-
rak nitelendiriliyor. Toprak
konusunda sürekli Türk heyeti-
ne baskıda bulunan Gali'nin
istediği sonucu alarnayınca
Türk tarafını Güvenlik Kon-
seyi'nin beş daimi üyesine şikâ-
yet ettiğine dikkat çekiliyor.
Kıbnslı liderlerin ortaya ko-
nulan konularda birbirlerine
yaklaşmalannı sağlamak ama-
ayla duzenlenen resmi görüs-
melerin dışında BM Genel
Sekreteri Gali'nin, Rum yöneti-
mi lideri Yorgo Vasiliu ile sık
sık görüştüğü öne sürülüyor.
Gali'nin Vasiliu ile en uzun
görüşmesini önceki pazar günü
gerçekleştirdigi ve iki diploma-
tın sabahtan akşama kadar bir-
likte olduklan ifade edildi.
Bu arada gerekü zemini ha-
zırlamadan iki tarafi Nevv
York'a getirten ve görüşmeler-
den bugüne kadar sornut bir
sonuç çıkmaması nedeniyle
"bunun sorumlusunun kendisi
olmadığını, taviz vermeyen ta-
rafın Türk tarafi olduğunu, bu
nedenle gelişme sağlanamadığı-
nı" Güvenlik Konseyi'ne ileten
Gali'den, Güvenlik Konseyi'-
nin beş daimi üyesının rahatsız
olduğu görüşü ileri sürülüyor.
KONUK
YAZAR TürkiyeKıbnspolitikasınıdeğîştirmekzorunda
Prof. Dr. EROL MANİSALI
Kıbns uyuşmazlığında, çözüm. çözüm-
süzlük, çözüm ve çözümsüzlüğün getireceği
sorunlar ve yararlar nelerdir? Bu sorulann
karşılığının açık, yuvarlak sözlerden uzak
bir biçimde, net olarak ortaya konması hem
sorunun gerçekte çözümü bakımından hem
de Türkiye'nin ve Kıbns Türklerinin çıkar-
lannın korunması bakımından büyük önem
taşıyor.
Konuyu derinlemesine bilmeden ve ince-
lemeden. olayın ne olduğunu tam olarak an-
lamadan yapılan değerlendirmeler ne so-
runun çözümüne yardımcı olur, ne de Türk-
Yunan ilişkilerinin düzelmesine bir katkı
sağlar. Sayın Ecmel Barutçu'nun Cumhuri-
yet'te yayımlanan anılannda da görüldüğü
gibi ilgili bakanlar, başbakanlar I974'ten
bugüne kadar konuya gereken ağırlığı vere-
medikleri gibi uzmanlar ve teknisyenler tara-
fından önlerine getirilen çalışma ve değerlen--
dirmeleri. gereken önem ve ciddiyetle incele-
meyip uzmanlann değerlendirmelerine ka-
bataslak bakıp karar verdikleri (veya ka-
rarsız kaldıklan) için, Kıbns uyuşmazlığını
daha da içinden çıkılmaz halegetirmişlerdir.
Çok defa da esen rüzgarlara göre günü kur-
tarmak ve kendi hükümetlerinin kısa vadeli
rahatlamalannı sağlamak için gerçekçi adım-
lar atmamışlar, pasif hareket etmişjerdir.
Her şey açıklanmaz
Bütün bunlar. Kıbns sorununu "Kapalı
kapılar ardında tutarak veya çözmeye çalı-
şarak" kamuoyunu devre dışı bırakmakla
yürütülmüş ve yürütülmektedir. Kamuoyu-
nun ve halkın yaklaşımınm ayak bağı olaca-
ğı düşüncesi dün de vardı, bugün de vardır.
Kuşkusuz, diplomaside her şey açıklanmaz,
bazı hususlarda, en azından bir süre gizlili-
ğe uymak gerekebilir.
Ancak, hadisenin esasını meydana getiren
ana çizgiler ve politikalann, kamuoyu ile
birlikte yürütülmesi, en azından demokrasi-
nin asgari şartıdır.
Bu uygulamanın çok acı örnekleri. 198T-
de Evren'in General Rogers ileyaptığı anlaş-
ma (Rogers Planı) ile ve 1987'den sonra.
Turgut Ozal'ın Kıbns konusunda yürüttüğü
kişisel girişimlerde açık bir şekilde görül-
müştür.
_ Kıbns konusunda. 1987'den itibaren.
Özal-Papandreu görüşmelerinde (Davos
toplantılan). Camp David'de Bush ile yapı-
lan görüşmelcrdc başlatılan süreç. Kıbns
uyuşmazlığının çözümüne yardım etmemış;
Rumlann ve Yunanlılann daha büvük bck-
lentiler içine girmelerine. ABD ve AT'nin
Türkiye aleyhine aktif bir biçimde devreye
sokulmalanna yol açmıştır.
Rum lideri Vasiliu, bu süreçten cesaret
alarak Ankara'nın büyük ödünlere razı ol-
duğunu basına açıklarİcen, 1987 sonrası baş-
latılan 'kişisel girişimlerden" güç almaktadır.
Evet, belki Ankara'daki 'en üst makamlar"
biz Gobi haritasını kabul ediyoruz dememiş-
lerdir ama, pek cok şeyin kabul edilebileceği
konusunda karşı tarafa veya ABD yöneti-
mine yeşil ışık yaknuşlardır.
Son aylarda, Başbakan Mitsotakis'i cesa-
retlendiren ve "Ne yaparsa yapsın Ankara
yapar" yaklaşımı içine sokan da bazı politi-
kacılanmızın son yıllardaki kişisel girişimle-
ridir. Sanılmıştır ki Ankara'da bazı üst dü-
zey politikaalar ayak üstü bazı sözler söyle-
dikleri için bu iş Rum tarafinın istediği yön-
de gelişir.
Bugün vardığı noktada Kıbns uyuşmazlı-
ğını çözmek için Ankara'nın yeni biryakla-
şımla ortaya çıkması ve "bir ada-iki de\let"
Kıbns adasında gerçekçi ve banşa götü-
ren çözüm şudur: Türk ve Rum devletleri
adada uluslararası topluluk tarafından tanı-
nır ve aralanndaki işbirliği, Türkiye, Yuna-
nistan ve BM tarafından desteklenir, özendi-
rilir. 2laman içinde aralanndaki sorunlar
unutulur ve iki devletin serbest ve gönüllü
iradeleri ile "işbirliği ve bütünleşme" yavaş
yavaş ortaya çıkar.
Bu gerçeği Türkiye biliyor. söyleyemiyor.
Yunanistan ve Rumlar biliyor, kabullenmek
istemiyorlar. çünkü uzun vadede adanın tü-
münü kontrolleri altına almak istiyorlar.
ABD ve AT ise. gerçekleşmesinin çok zor ol-
duğunu, gerçekleşse bile. önünde sonunda
Rumlara yarar sağlayacağına inandıklan fe-
derasyon formülünü. başta avans olarak
ödeterek (toprak ödünleri), dış baskılarla
kabul ettirmek istiyorlar.
Aslında Kıbns uyuşmazlığında bir taraf-
tan Türkiye çifte standart uygularken karşı
taraf da açık bir şekilde iki yüzlü hareket et-
yapılmadığı için. mevcut baskılann, yapay
çözümler yönünde devam etmesine yol aç-
mışlardır.
Karşı taraf da iki yüzlüdür; Rumlar ve
Yunanistan federasyon derken, Türk tarafi-
nın eşit katılımı ile kurulacak dengeli bir fe-
derasyon düşünmemekte. uzun vadede
adanın. doğrudan veya AT şemsiyesi altında
dolaylı olarak Rum denetimine geçeceği bir
formül aramaktadır. ABD ve AT de Rum
tarafinın bu niyetini bile bile karşı tarafın
yaklaşımına. dış baskı ile destek vermekte-
dir.
Çünkü kendilerine göre haklı nedenleri
vardır. ABD Rum lobisi. AT'nin Kıbns
adası ile Doğu Akdeniz'de etkinliğinin art-
ması. din gibi unsurlar ABD \e AT'nin tek
yanlı hareket etmelerine neden olmaktadır.
Bu etkenler. Türkiye'nin federasyon formü-
lü dışına çıkan politikalan. açık politika ola-
rak ortaya koymasını engelleyen unsurlar-
dır. Ancak. bu engel ve zorluklara rağmen.
• Kıbns konusunda, 1987'den itibaren, Özal-Papandreu görüşmelerinde (Davos toplantılan), Camp Da-
vid'de Bush ile yapılan görüşmelerde başlatılan süreç, Kıbns uyuşmazlığınm çözümüne yardım etmemiş;
Rumlann ve Yunanlılann daha büyük beklentiler içine girmelerine, ABD ve ATnin Türkiye aleyhine aktif
bir biçimde devreye sokulmalanna yol açmıştır. Rum lideri Vasiliu, bu süreçten cesaret alarak Ankara'nın
büyük ödünlere razı olduğunu basına açıklarken, 1987 sonrası başlatılan 'kişisel girişimlerden' güç almak-
tadır. Evet, belki Ankara'daki 'en üst makamlar' biz Gobi haritasını kabul ediyoruz dememişlerdir ama,
pek çok şeyin kabul edilebileceği konusunda yeşil ışık yakmışlardır.
yaklaşımına doğru, resmi ve açık politika
olarak yavaş yavaş yön değiştirmesi gerekir.
1963-1974 döneminde Birleşmiş Millet-
ler'in yaptığı hatalar zincirine 1974 sonrasın-
da federasyon polıtikasına bağlanan Anka-
ra ikinci hatayı eklemiştir. BM'den çıkan ka-
rarlar. 649, 716, 750 dahil, federasyonu des-
tekleyen ve federasyonun tek yol olduğunu
ortaya koyan kararlardır. Ancak, "Federas-
yonu fîilen, daha başlamadan bozacak vc
kopartacak olan taraf nasıl olsa Rum tarafi
olacaktır" varsayımından hareket ederek,
ne karşı tarafın. ne de Türk tarafinın gerçek-
te istemediği federasyon politikasını sürdür-
mek, hem sorunu çözümsüz kılar, hem de
Türkiye, KKTC üzerindeki baskılann deva-
mına yardımcı olur.
Sayın Bush ile Camp David'de buiuşan
politikacılanmız, Kıbns sorununu çözcriz
diye ümitler vereceklerine, federasyonun ni-
çin yürümeyeceğini anlatıp, Kıbrıs'taki ger-
çekleri ortaya koyabilselerdi, uyuşmazlığın
çözümüne katkıda bulunmuş olurlardı.
mektedir.
Türkiye. adada iki halkın. kendi bağımsız
yönetimleri altında. yan yana yaşamalannın
tek çözüm yolu olduğunu bilmektc ve gör-
mekte, ancak bunu resmi Kıbns politikası
olarak ortaya koyamamaktadır. Çünkü
BM'de 1963-1974 dönemi yürütülen politi-
ka, 1974 sonrası izlenen politikalar. hep fe-
derasyon yönünde oldu. I974"icn bugüne
bütün hükümet yetkilileri. hemen hemen bü-
tün parti liderlcri. "Kıbns'ta iki toplumlu.
iki bolgclı federasyon isliyoruz. sorun iki
topluluk arasındadır. Biz dışardan yardımcı
oluyoruz" klişesini ezberletmişlerdir. Hem
de bunun böyle olmadığını. yürümeyeceeinı
bile bile.
1974'ten bugüne kadar. hiçbir hükiimcl.
"Bu böyle olmaz, kendi kcndımizi aldatma-
yalım. açık politikamızı dcğişıirclım \c ne-
denlerini dostlanmıza ankıtalım" di\cme-
miştir. Çünkü böyle bir yeni yaklaşım Tür-
kiye'yi 1-2 yıl bazı zorluklar içine sokar. dı-
şardan bazı baskılar getirirdi. Ancak bu
gcrçckleşemeyccck. gcrçcklcşsc bile kcsınlik-
\e Rumlar lchıne işleyecek federasyonun for-
mülünü artık terk etmek. hem Türkiye hem
de Kıbrıs Türklen için zorunlu hale gelmiş-
tir.
Çünkü. mevcut politikalar izlenirken de
en ağır dış baskılar devam etmekte. Kıbns
Türk.tarafi ambargo altında bulunmakta-
dır. Üstclik. her gün federasyon dıye diye.
hem Türkiye'de. hem de Kuzey Kıbns'ta in-
sanlar böyîc bir yaklaşımın esiri olmakta \c
bunun işleyebilcccğinc inanmaya başlamak-
tadırlar
Türklerin çoğu başka yerde
Bu konu ayrıca Rum tarafmın sürdürdü-
ğü sistcmli polıtikanın bir aracı haline gel-
mekle \c Türk topluluğunun içerden çöker-
tilmesine yardımcı olmaktadır.
1974 önccMndc. adada Türklerin lapulu
arazisı adanın ("o 32\inı) kapsarkcn bugün
Denktaş. ("« 29"a) ınmc>e nı/ı olmııştuı.
Adadaki nüfu>a sıelince: adada bulunan
180.000 Türke karşılık, Türkiye'de 500.000,
İngiltere, Avustralya, Kanada gibi ülkelerde
200.000 dolayında Kıbnslı Türk yaşamakta-
dır. Bunlar büyük ölçüde.' İngiliz ve Rum
baskılan sonucu ada dışına çıkmak zorunda
kalmışlardır. Denktaş, KKTC sınırlannı (%
29'a)çekerkenkarşılığındayasiliu'nun,"Biz-
den hiçbir şey beklemeyin, önce toprağı
alalım, sonrasını oturup görüşürüz" diye-
rek, "Bunun bir pazarlık değil, dış baskı ile
sağlanacak bir ödün olduğunu" açık ve net
bir şekilde söylemektedir. Kısacası, Bush'un
Rum seçmenlerinin hatın.iVasiliu'nun ada-
daki durumunun sağlamlaştınlması için di-
yet istenmekte. ancak Türk tarafinın istedi-
ği, "Asgari yaşama, güvenlik, özgürlük ve
yönetim koşullan" içinde eşit bir halk olarak
kabul edilmemektedir.
Uyuşmazlık çözümsüz halde
Ankara hükümeti. Kıbns uyuşmazlığının
çözümü konusunda. bir ada iki devlet esası-
na dayalı bir politika değişikliği yapmaz ise,
Kıbns uyuşmazlığı. mevcut dış baskılarla
sürer gider. Böyle bir politika değişikliği,
başlangıçta. yoğun dış baskı ve bazı yeni so-
runlar doğuracaktır. Ancak bunlar zaman
içinde hafifleyerek önemini kaybedecektir.
Şimdiye kadar. hükümetler yeterli cesareti
ve atılımı gösterip bu yönde değişiklik yapa-
madıklan için uyuşmazlık daha da karmaşık
ve çözümsüz hale gelmiştir.
Son 5-6 yıl içinde Ankara'da bazı politika-
cılar, sorunun iç yüzünü tam olarak göreme-
dikleri ve konuyu tali bir mesele olarak algı-
ladıklan için. ABD ve Yunanistan yönetim-
leri ile bazı "Ara rejimlerin kurulması yolun-
da" anlaşmayı tercih etmişlerdir. Ancak, ni-
hai çözüm olarak karşı tarafın istek ve niyet-
lcri, Türkive'nin kabul edebileceği ölçülerin
çok ötesinde olduğundan, işler istendiği gibi
gitmemiş ve bugünkü noktaya gelmiştir.
BM'nin 716 ve 750 sayılı kararlan içindeki
tuzaklar açık iken Ankara, dört elle bu ka-
rarlara sanlmıştır. Bu kararlann uyuşmazlı-
ğı bugünkü noktaya getireceği uzmanlar ve
Teknisyenlerce kendilerine anlatılmasına
rağmen kulaklannı kapatmışlar ve günü ge-
çiştirmeyi tercih etmişlerdir.
Yukanda belirtildiği yönde, temel politi-
kada yön değişikliği yapılmaz, yine günlük
politikaya öncelik verilirse. yann Türkiye'-
nin ve KKTCnin karşılaşacağı sorunlar
daha büyük olacaktır.
Bilcmiyoruz. Demirel hükümeti bu gerçe-
ği görüp. bazı baskılan göğüsleme pahasına.
gcrçcktcn cesur adımlar atabilecck mi?