Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE
16 HABEBLEREV DEVAMI
BURASITURKIYE
HALUKŞAHtV
Siyaset Bilimi Aramyor
Lisedeki coğrafya hocamız "Imam", ülkelerin gelece-
ğiyle ilgili tahminlerde bulunmaya bayılırdı:
"Bir gün gelecek, Amerika Rusu tepeleyecek, Ingilizle
Alman birleşip Amerika'yı çökertecek, sonra ikisi birfoirine
dûşecek..."
En sonunda bir tek "Mûslüman Türkiye"nin ayakta kal-
dığı, başkalarının duman olduğu. deve güreşini andıran
senaryolardı bunlar. Hocamız dünyanın belli başlı ülkele-
rini birbirine kırdırarak haritadan silerken, arkadaşlar gı-
cıklık olsun diye sorarlardı:
"Peki hocam, Fransa ne olacak? Onu söylemediniz."
"O da kendi günahlanndan batıp gidecek; Allah'ın ceza-
sı!.."
Hocamız etiminasyon usulüyie 'düvel-i muazzama'nın
icabına bakarken biz pek keyiflenirdik. Bir yandan dersin
kaynadığına sevinirken, bir yandan söylenen saçmalıkla-
ra gülerdik.
"Saçmalık" diyorum. Cehalet işte!
• • •
"Uluslararası siyaset" dersi veren akademisyen bir ar-
kadaşım geçenlerde şöyle dedi:
"Çocuklara okutacak kitap bulamıyorum. Soğuk savaş
döneminde yazılmış olanlarm tümünü kitaplığımdan attım.
Hepsi fos çıktı. Hiçbiri artık işe yaramıyor."
Hayır, tarihin materyalist yorumuna dayandıgını iddia
eden, Marksizm-Leninizmin evrensel zaferini kaçınılmaz
goren Moskova baskısı kitaplardan söz etmiyordu. New
York, Londra, Paris baskısı; "hür dünyacı", "objektif", "si-
yasal bilimler" metodolojisine uygun kitaplardan söz edi-
yordu. Kitaplığından atbkları bunlardı.
Dünyanın geleceğine ilişkin tahminlerde, bunlar da bi-
rinciler kadar yanılmışlardı. Ince istatistiksel analizlere
dayandırdıkları, simulasyon örnekleriyle sınadıkları, ma-
tematiksel formüllerle doğruladıkları modellerin hiçbiri
bizim Imam'ın tahminleri kadar bile doğru çıkmamışt.
Imam'ın bizi çok güldüren tahminleri; tarihte ani iniş-
çıkış, yükseliş ve batışlarla birlikte bazı garip süreklilikle-
rin bulunduğu sezgisine dayanıyordu.
Doğal bilimlerden aktarılmış "sistem teorisine", "yapı-
sal işlevciliğe" dayanan Batılı kuramlar ise hep, varolanın
olduğu gibi devam etmesinin kaçınılmazlığını kanıtlamaya
calışır gibiydiler. Onların dediklerine bakılırsa, "sistem
teorisi" ne Sovyetler Birliği'nin kendisini oluşturan siyasal
alt-birimlere bağımsızlık vererek dağılmasına izin verirdi
ne de Amerika'nın alt-birimleri durumundaki Avrupa ile
Japonya'nın bu ölçüde güç kazanmasına...
Bu kitaplarda siyasal gerçeklik, tarihsiz bir "şimdi" ola-
rak dondurulmuştu âdeta. O sonsuz "şimdi", "Amerikan
yüzyıh" idi.
20. yüzyıl sona ererken, Marksist-Leninist alternatifiyle
birlikte o ortodoksluk da yıkıldı.
Eski ders kitapları kadük oldu. Yalntz eski Sovyetler Bir-
liği'nde değil, onun simetrik karşıtı sayılan yerlerde de
böyle oldu.
Siyaset biliminin, yıllar önce dondurulup saklanmış bir
hasta gibi, tarihin alevleriyle ısıtilıp canlandırılması gere-
kiyor. w
Niye böyle oldu?..
Her iki yanda da yapılan temel hata, bilimsellik adına in-
san öğesinin ikinci plana atılmasıydı. Yöntemler ve model-
ler doğal bilimlerden ödünç alınmıştı. Tahminler, Newton
evreninin yasalanna göre ayarlanmıştı.
Bu yasalardan birisi olan "devinim yasası", hiçbir pürtü-
ğü olmayan tam yuvarlak toplann hiç pürüzsüz bir zemirt-
de hava direnciyle hiç karşılaşmadan yuvarlandığını var-
saytyor, kestirimlerin buna göre yapılmasını istiyordu.
Oysa gerçek yaşamda böyle bir durumun gerçekleşmesi
olanaksızdı. Ne böyle toplar olabilirdi ne de böyle bir or-
tam...
"Siyasal bilimciler"in tarihten soyutlanmış modellerinin
yaşama geçirilmesinin olanaksız olması gibi.
Ama bu bakış açısı egemen oldu. Soguk savaş dönemi-
nin ideolojikçekişmesi içindeortodoksluklarmarifetsayıl-
dı; söylenenlere aldırış edilmedi; herkes bildiğini okuma-
ya devam etti. Ve yazmaya, tabii...
Her iki yanda da, kütüphaneler dolusu işe yaramaz kitap
kaldı geriye. Ve hepsi birbirinden yanlış çıkmış tonlarla si-
yasal tahmin...
60 YIL ÖNCE CumhuriYeT~
Rus mütehassıslar
6 AĞUSTOS 1932
tnşaat projeleri devlet tröstû
müdürü Orolofun
riyasetindeki mütehassıslar
gurubu Türkıye hükümeti
tarafından bazı sınai
teşebbûsat hakkında plan ve
projeler tanzimi için yapılan
davet üzerine Türkiye'ye
hareket etmiştir. Bu projeler
Sovyet hükümeti tarafından
BaşvekJl Ismet Paşa'nın
Moskova'daki ikameti
esnasında Türkiye'ye açılan 8 milyon dolarbk krediye
tevfıkan yapılacak siparişlerin tahakkuku şeklinde tatbik
edilecektir. Gurup azası meyanında şu zevat
bulunmaktadır. M. Glagebn, M. Nikolayef, su mecrası ve
kanalizasyon mütehassısı profesör M. Samgin, jeoloji
mütehassısı M. Troyanski, kutret mütehassısı M. Voloski,
planlar izzan mütehassısı iktisatçı M. Kovalevski. Sovyet
mütehasısian Türkiye'de iki ay kadar ikamet ederek tabii
şeraitin ve yapılacak işlere ait projelerin ihzanna lazım
olan diğer hususatın tetkiki için Türk mütehassıslarla
birlikte Anadolu'nun muhtelif mıntıkalanru ziyaret
edeceklerdir.
Yerli malı satışlan
Dûn hava sıcak, yollar, bina dahılleri tahammül edilemez
halde idi. Fakat buna rafemen dûn şehrin en kalabahk yeri
Oalatasaray Lisesi'nde kurulan yerli mallar sergisi idi. Daha
sabahtan başlayan ziyaretçi akını akşam üstü tehacüm halini
almış, sergi komiserliği intizamı terrun için fevkalade tedbirler
almaya lüzum görmüştür. Yerli malı kelimesi halk üzerinde
sihirkar ve cazip bir tesir yaratan meftıum haline gelmiştir.
Dün sergiyi 23 bin kişinın ziyaret ettiği sanılıyor. Bu rakam
şimdiye kadarki ziyaretçi miktannı 71.380 kişıye çıkarmış
ohıyor.
HAVA DURUMU
Dikili 7. Sanat ve Kültür Şenliği
Ivedilikle yeııi bîr aııayasaNÜVÎTTOKDEMİR
FİGENYAISIK
DİKtLİ - 'Türkiye'nin
Gündemi Yeni Anayasa" tar-
tışmasında, yeni anayasanın
insan hak ve özgürlüklerine
uygun olması, ivedilikle de
"anayasa kurultayı"nın top-
lanmaa istendi.
Dikili 7. Kültür ve Sanat
Şenlikleri'nin dünkü bölü-
münde gerçekleştihlen "Tür-
kiye'nin Gündemi Yeni Ana-
yasa" panelini Halit Çelenk
yönetirken konuşmacı olarak
Avukat Atilla Coşkun, Dr.
Alpaslan Berktay ve Avukat
Turgut Inal katıldılar. Panel
yöneticisi Halit Çelenk açış
konuşmasında, hak ve özgür-
lük mücadelesinin, emeğin
karşıhğmı
olduğunu
larla kabul etürilmiş
anayasasının yerine oluşturul- doğdu. Yeni anayasa objektif,
ması gereken anayasanın ko- gerçekçi olarak hak ve özgür-
şullanna değinen Çelenk söz- lükleri düzenlemeli, insan
lerini şöyle sürdürdü: haklan ve toplumun ihtiyaç-
•• •- • lan ölçüsünde yerine oturtul-
malı. Terörle Mücadele Yasa-
kaldınlmah. Pişmanlık
"Hak ve özgürlük kavramı
insanlarla ve sınıflı toplumlar-
la yaşıt. tnsanlann haklan da
yasalarda yer almışür. Soyut
gibi görünseler de hak ve öz-
gürlük mücadelesinin teme-
linde somut kavramlar vardır.
Hak ve özgürlük mücadelesi,
emeğin karşıhğını alma müca-
delesidir. Bağımsız yargı,
emekçinin mücadelesinde bi-
reyın hakkını savunur. tnsan
haklan ve demokrasi iç içe
kavramlardır. Hukuk devle-
tiyle insan haklan da iç içe
kavramlardır. Anayasa, yöne-
tenle yönetilenler arasındaki
hak antlaşmasıdır. Bir anaya-
sı
Yasası kaldınlmalı. Bir ana-
yasada belli bir ideolpji öne
çıkanlmamalı."
Halit Çelenk, yargının ba-
ğımsızlığının korunması,
cumhurbaşkanının yetkileri-
nin azaltılması, DGM'lerin
kaldınlması ve sivillerin aske-
ri mahkemelerde yargılanma-
ması gerektiğini vurguladı.
Çelenk, en kısa sürede anaya-
sa kurultayının da toplanması
gereğjni vurguladı.
Panelin konuşmacılanndan
.^^ •,...„-„,•• „ „ j _ Av. Atilla Coşkun, bugünkü
alma mücadelesi sa tepki anayasası olmamalı- anayasa ile oyalanmak yerine bir orgutlu sıvıl toplum? Eski
vurRUİadı Baskı- dır. 27 Mayıs Anayasası ve 12 yapılması gerekenin bir an ön- anayasalar çağın ıhüyaçlanna
12 Eylül Eylül geçmişe tepki olarak ce gerçekleştirilmesine değine- yanıt verebılır mı? Çağı behr-
rek "önüıaüzdeki baharda
Türk anayasası tartışması bel-
li bir sona gelecek. Bunu yük-
seltmek gerekiyor. Demokra-
tik anayasa isteyenlere ayn bir
görev düşüyor" dedi. Siyasi
partilerin çeşitli anayasa öne-
rileri olduğunu vurgulayan
Coşkun, şöyle konuştu:
"Anayasa önerilerini SHP
açıklayamıyor. ANAP açıkb-
yor, DYP kısmen açıklıyor. 12
Eylül anayasası anlayışına uy-
gun olanlar açıklıyor. Ama
değiştirilmesi gerektiğini gö-
renler açıklayamıyor. Her
toplumun belli bir anayasası
var. Anayasa, devlet-yurttaş
arasındaki yaşam kurallannı
belirlemeli. Dünkü kurallarla
yürümek bugün mümkün
mü? Nasıl bir anayasa, nasıl
Aaa... Müze soyuhnıtş!
SERDAR KIZIK
tZMİR - Selçuk-taki "Efes"
ve Yatağan"in Eskihisar kö-
yündeki "Stratonikeia" antik
kentlennin tarihi eser depolan
soyuldu \e bazı mermer heykel-
ler calındı. Efes soygununu ya-
panlar çaldıklan eserleri İstan-
bul'da pekçok antika kaçakçı-
lık olayına adı kanşan Nihat
Kolaşın'a satarken yakalandı.
Ancak. deponun soyulduğu üç
hafta sonra farkedildi. Anıtlar
ve Müzeler Genel Müdürü
Prof. Dr. Engin özgen. "Efes-
teki soygunun anfitiyatroda
verilen festival konserleri sıra-
sında güvenliğin delinmesinden
kaynaklanmış olabileceğini"
söyledi. Yatağan'daki depo da-
ha önce de soyulmuş ve bir de
cinayet işlenmişti.
3 Haziran 1992tarihli"Cum-
huriyefte "Tarihi Eserde Su-
çüstü" başlıklı bir haber yayım-
lanmış ve aralannda adı pek
çok antika kaçakçılığı olayına
kanşan Nihat Kolaşın ve yeğe-
ni Ali Kolaşırûn yakalandığı
duyurulmuştu.
Önce soyguncu
yakalandı
Adliyeye gönderilen sanıkla-
nn bazılannın tutuklu. bazıları-
nın da tutuksuz yargılanması
kararlaştınlmıştı. Haberimizde
Roma dönemine ait mermer-
den yapılmış bir erkek gövdesi-
nin de "Torso" fotoğrafı ya-
yımlanmıştı. "Efes'ten geldiği"
bildirilen bu heykel ve öteki
eserler mahkeme karanyla İs-
tanbul'da Türk ve tslam eserle-
ri müzesinde güvenlik altına
alınmıştı.
Soygun sonra anlaşıldı
Bu olaydan 8 gün sonraki ge-
lişmeyi Efes Müzesi'nden bir
yetkili şöyle açıkladı:
"Ören yerindeki denetim sı-
rasında deponun zindrirun kı-
nlmış olduğu görüldü. Sayım
yapıldı. Biri depodan ve dördü
de açık sergi alanından olmak
üzere dört adet eski eserin çalın-
dığı saptandı."
Heykelleren biri müze depo
kayıtlannda şöyle tanımlanı-
yor:
"1977 Efes kazılan sırasında
antik kütüphane önünde çıka-
nlan, 77 cm. boyunda. 45 cm.
genişliğinde, 22 cm. derinliğin--
de çıplak "torso" mermer hey-
kel. Heykelin kollan dirsekle-
rinden, bacaklan kalçanın bir
altından kınk. Kalça yanlann-
daki destek çıkıntılanndan bir
yere dayanmış olduğu anlaşılı-
yor. Vücut hafif sağa eğilimli."
Aydın polisi hâlâ
ipucu anyor
Olay hakkında konuştuğu-
muz Şelçuk ve Aydın emniyet
yetkilileri "Soruşturmanın sür-
düğünü bugüne değin soygun-
cular ile eserlerin nerede olduk-
lanna ilişkin bir ipucu bulun-
madığını" söylemekle yetindi-
ler.
Oysa bu tanımlamadan son-
ra heykelin fotoğrafını görünce
bunun Jstanbul'da Kolaşm'-
lara satılmak iştenen. mahke-
mece Türk İslam Eserleri
Müzesinde güvenlik altına alı-
nan ve 3 haziranda gazetemizde
fotoğrafı yayımlanan eser oldu-
ğunu saptadık.
Polis ve Kültür Bakanlığı
yetkililerinin olayı bugünkü ya-
ymımız üzerine bir de bu açıdan
değerlendirmeleri bekleniyor.
Çalınan eserler
Efes deposundan çalınan
ötekı eserler ıse şöyle:
1. Efes'te çıkartılan 99 cm.
yüksekliğınde mermer Herak-
les heykeli, İ.S. 2. yüzyıla ait.
2. 1974'te bir ev inşaatı sıra-
sında bulunan 44 cm. boyunda
girlandlı lahitparçası. Üzennde
bir meduza kabartması bulu-
nuyor.
3. Roma dönemine ait 97 cm.
yüksekliğinde gıyimli kadın
heykeli
4. Roma dönemine ait 52 cm.
yüksekliğinde mermerden va-
pılmış çıplak erkek torsosu.
Efes soygunu hakkında An-
kara'dan kendisıyle konuşan
bir muhabırimize Anıtlar ve
Müzeler Genel Müdürü Prof.
Dr. Engin Özgen "Efes anfı tı-
yatrosunda verilen festival kon-
serlen nedeniyle sahnede ses ve
ışık düzenlemesi için pekçok kı-
şi belirsiz saatlerde buraya girip
çıkmakta ve antik kentin gü-
venlik sistemi bozulmaktadır.
Soygunculann bir konser bağ-
lantısı sırasında güvenliğı deldi-
ğinı sanıyoruz. Bu konuda
açıklama yapılacaktır."demek-
leyetindı.
Prof. Özgen"ın varsayımı ka-
bul edilecek olursa Efes'teki
soygunun 31 Mayısta yapılan
İstanbul Senfoni Orkestrasf nın
"Bahar Konseri" gecesi ya da
öncesindeki hazırlıklar sırasın-
da olması gerekıyor. Bundan
önce tıyatroda başka bir konse-
rin verilmediği biliniyor. Buna
karşılık İstanbul Mali Şube
Ekiplerinin soygunculan "ka-
çakçı" zannıyla 31 Mayıs'tan
önce takibe aldıklan biliniyor.
Bu yıl şu ana kadar Efes'tc 11
konser düzenlendı. Sırada 8
konserin daha olduğu bıldirili-
yor.
Bu arada Yatağan'ın Eskihi-
sar köyünde bulunan "Strato-
nikeia" antik kenti deposundan
27 temmuz günü iki eserin ça-
lındığı ortaya çıktı. Bir telefon
ihban üzerine yapılan incele-
mede Roma dönemine ait çıp-
lak kafalı, uzun kulaklı ve
büvük dudaklı mermerden, İ.S.
birinci yüzyılda yapılmış "sa-
tir" tiyatro maskı ile Roma
dönemine ait üzerinde sandal-
yede oturan bir kadını gösteren
ve yaklaşık bir metre boyunda
kınk mezartaşının da caİındığı
ortaya çıktı.
Olayla ilgili tutanakta müze
bahçesınin giriş kapısının zor-
lanmadığı. kapı kilidinin kapalı
olmadığı belirtildi.
Öte yandan bu deponun 20
yıl önce bir kez daha soyulduğu
ve hatta olayda eserleri taşıyan
bir taksi şoförünün öldürüfdü-
ğü anımsatılıyor.
Çin'de ölüm cezasıveriliyor
Haber Merkezi - Çin hükümeti, antikalann ve
tarihi eserlerin ülke dışına kaçınlmasını
önlemek amaayla kaçakçılara idam cezası
vermeye başladı. Bununla birlikte son
zamanlarda ağırcezalara karşın kacakcılıkla
baş edemeyeceğını anlayınca bazı eserlerin
açıkarttırmayla satışa çıkanlması karannı
aldı.
İngiliz "Independent" gazetesinde
yayımlanan bir habere göre, sonbaharda ilk
kez Çin'de görkemli bir açıkarttırma
düzenlenecek ve iki binden fazla tarihi eser ile
antika, yerli ve yabancı meraklılara satılacak.
Saüşa çıkanlacak eserlerin I.ö. 1600 yıllanna
kadar uzanan Şang hanedanı ve sonrası
dönemlere ait olduğu belirtiliyor. Satılacak
eserler arasında ev eşyalan, halılar, tekstil
ürünleri, ziynet eşyası bulunuyor.
Bir tarihi eser satıcısı, Çin hükümeünin çok
önemli eserleri satışa çıkarmayacağını, ancak
satılacaklann "merakhlann iştahlannı biraz
olsun kesmeye yeterli olacağuu" ileri sürdü.
Ekim ayındaki açıkarttırmanın iyi bir biçimde
örgütlenebilmesi ıçın, "Çin Sanat ve Antika
Vakfı" Maastricht kentinde bir irtibat bürosu
açtı. Büronun yönetmeni olan Hollandab
Maryke van Holder, "Kaçakcılık o boyutlara
ulaşmışü ki Çinliler bununla başa çıkamaz
duruma geldiler. Son çare saüşlan
resmıleştirmekti" dedi. Gerçekten de Çin'de
yılda ne kadar tarihi eser kaçınldığını
hesaplamak çok zor. İki hafta önce, 700 ayn
kazı alanında müzelik değerde üç bin parça
tarihi eser kaçınrken yakalanan bir grup,
hemen tutuklandı.
Çinlilerin açıkarttırmayı çok Batılı havasında
düzenledikkri, ülkeye gelecek yabancı
meraklılann ve koleksiyonculann " Yasak
Kent"e götürülecekleri, konferanslar,
aüşveriş turlan düzenleneceği, aynca
açıkartürmaya katılacak herkese ipek kapb
birer katalog armağan edileceği belirtiliyor.
V
Suhanahmet Açıkhava Sineması dün sinemaseverlerin hizmetine snnuldu.
Cezaevi yok, sinema var
Çevre Bakanlığı Meteo-
rotojı Genel Müdûriüğü'-
nden alınan bılgıye göre
bütûn bölgelenmız az txı-
luttu ve açık geçecek. Ha-
va sıcaklıgı artmaya
davem edecek. Rüzgâr,
kuzey kesimtennde, kuzey
ve doğu, ötekı yerlerde
güney ve batı yönferden
hafif, ara sıra orta kuvvet-
te esecek. Denıztenmızde rözgâr, Batı Karadenız, Marmara, Kuzey Ege'de
yıldız ve poyraz, Doğu Karadenız ite Güney Ege'de yıldız ve karayel, Akde-
niz'de günbatısı ve lodostan 2-4, yer yer 5 kuvvetnde, saatte 4-16. yer yer
21 deniz mili hızla esecek Van Gölü'nde hava, az bulutlu ve acık gececek
TÜRKİYE'DE
Kültür Servisi - Sultanahmet
Açıkhava Sineması dün, Kül-
tür Bakanı Fikri Sağlar tarafın-
dan acıldı. Sağlar açılışta yapü-
ğı konuşmada, "Geçmiş ikti-
darlarca düşünceye zindan
katmak için yapılan bu mekân-
larda, biz çocuklanmıza sanatı,
banşı, özgürlüğü öğreteceğiz.
Yıllarca ülkemizde düşünceyi
zindana atmanın simgesi olan
bu mekânda şimdi sinema izle-
niyor, şenlik oluyor" dedi.
Eminönü Belediyesi, Halkev-
DÛMYA'DA
Adaru
Afyon
AJr,
Ariora
Antalya
Aydın
Bursa
ÇanaKkale
Oıyarbakır
E*rne
Eraın/m
Estoşdnt
Istantmt
Izmır
Kars
Konya
Mersn
Samsun
Tratuoo
Zongukla«
13°
35°
29°
29° 14°
30° 16°
34° 20°
39° 21°
22° 15°
32° 20°
39° 21°
35° 17°
29° 14°
30° 14°
30° 21°
36° 22°
25° 12°
29° 14°
32° 24°
28° 19°
29° 20°
O , Amsteröam B
Amman
Aona
buUki 7
1
yadmurtu sa» A-açık B bukıDu G-guneşt K karl, S ask Y-yajınurlu
Brijksel
Cenevre
Frankfurt
Letkoşa
Pelersturg
Londra
Madnd
Mılano
Mcskova
Uûmh
Oslo
Parıs
Prag
Rıyad
Roma
Vtyana
Zunh
25=
40°
34°
40°
26°
32°
32»
38°
25°
26°
31°
34°
26°
32°
,90
8 28°
A 33°
A 43°
A 35°
A 34°
A 32°
leri Genel Merkezi, Ankara
Birlik Tiyatrosu ve Ankara Sa-
nat Tiyatrosu'nun katkılanyla
düzenlenen, Sultanahmet Açık-
hava Sineması ve Kültür Etkin-
likleri, dün Kadırga'daki Emi-
nönü Halkevi önünden, Istan-
bul'daki 20 halkevinden temsil-
cilerin, yöneticilerin ve çocuk
tiyatrolanyla halk oyunu ekip-
lerinin kauldığı yürüyüşle baş-
ladı. Eminönü Belediyesi'ne
kadar "özgürlüğü
cezaevleri değil, kültürevleri
yaratır", "Sultanahmet özgür-
lük şimdi" yazıb flamalar, pan-
kartlar taşıyarak ve türküler
söyleyerek yürüyen kortej,
grevdeki belediye işçilerini ziya-
ret ederek, birbkte halay çekti-
ler. Daha sonra Sultanahmet
Meydanı'na kadar yine türkü-
ler ve halkoyunlan eşbginde
yürüyen topluluk, çevredeki
vatandaşlann ve turistlerin bü-
yük ilgisini çekti. Kalababğı ve
taşıdıkian flamalan, pankartla-
n görüp miting, gösteri yapıb-
yor sanan insanlar kenara çeki-
lirken, şenlik olduğunu anla-
yınca alkış ya da oyunla, el
sallayarak ilgi gösterdiler.
Sultanahmet Meydanı'nda
leyen ne? Ulusalcıbk, milb'yet-
çiUk mi, uluslarüstü kurallar
mı? Milliyetci hareketler çağı-
mızı belirleyemez. Ama ger-
çektir, yaşanacaktır. Dünya-
da uluslar kendi devletlerini
kurmaya cabsırken uluslarüs-
tü devlet anlayışını ortaya çı-
karüyor."
Dr. Alpaslan Berktay, 1982
Anayasası'nın, 12 Eylül yöne-
timinin gayrimeşru, silah zo-
ruyla oluşturulmuş yapısının
ürünü olduğunu belirtti.
Babkesir Barosu Başkanı
Av. Turgut Inal da, anayasa-
lann bir mahsul ya da mal
obnadığını vurgulayarak şöy-
le konuştu:
"Bugün kendisine devlet
adını vermiş her ülkenin ken-
disine özgü birer anayasalan
bulunmaktadu-. Bu anayasa-
lar demırbaş eşya gibi bir ül-
keden diğer ülkeye almıp saü-
da bir süre duran kortej, çevre-
deki turistlerin de izlediğl hal-
koyunu gösterileri ve tiyatro
oyunlanndan sahneler sundu.
Daha sonra Sultanahmet Ce-
zaevi'nin önüne yürüyen kala-
bahk burada türkülerle coşkulu
bir gösteri yaptı.
Topluluk, açıkhava sineması
haline geürilen cezaevi avlusu-
na girdiğinde çevreden insanla-
nn da merakla içeriye doluştu-
ğu izlendi. Daha sonra geçmiş
yıllarda Sultanahmet
Cezaevi'nde yatmış olan "eski
tüfekler" bir bir gelmeye başla-
dılar. Mehmet Alı Aybar, Ibra-
him Balaban, Zihni Anadol,
Osman İşci, Nuran Akşit, Fai-
ka Atkan, Müşir Kayalar yüz-
lerinden okunan heyecanla
birbirleriyle kucaklaşular.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar
yanında Eminönü Belediye
Başkanı Ahmet Naci Akgün ol-
duğu halde saat 20.20'de geldi.
Açılış konuşmasmı yapan Ah-
met Naci Akgün, 1900'lü yılla-
nn başlanndan beri acılara
sahne olan, en çok da siyasi ha-
yatta mücadele verenleri konuk
eden Sultanahmet Cezaevi'nin
artık olmadığmı belirtti.
Dün de bu eserler ele geçti
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul Malı Şube Müdürlüğü
ekipleri, yurtdışına kaçınlmak
üzere toplanan, Roma dönemi-
ne ait bebek mezarlan, kadın-
erkek büst ve heykelcikleri ile
erkenbronz çağından Osmanb
dönemine kadar uzanan za-
manlara ait çeşitli antika parça-
lannı ele geçirdiler. Olayla ilgili
5 kişi gözaltına alınırken, anti-
ka parçalan inceleyen arkeo-
loglar, ele gecenlerin maddi
değerlerinın çok yüksek oldu-
ğunu belirttiler. Mali Şube
Müdürlüğü yetkilileri, ele geçen
antika parçalann müzelere tes-
lim edileceğini söylediler.
3.8.1992 günü bir ihban değer-
lendiren Mali Polis, Beyazıt
Çadırcılar Caddesi Camili
Han'da turistik eşya satışı ya-
pan bir dükkâna baskın düzen-
ledi. Dükkân içinde çeşitli
bölmelere konmuş dört adet la-
hiı. bir büst, bir adet heykel ve
bir adet heykel başı ele geçirildı.
Pobs, işyeri sahipleri Hakkı De-
mirkan ile Kemal Uslu'yu gö-
zaltına aldı.
Uzman arkeolog Gülden Polat
ile Şehrazat Karagöz'ün yap-
tıRlan incelemede, ele geçen ta-
rihi eserlerin Roma Devri Eya-
let Sanatfna ait olduğu beüf-
lendi. Ostatek Teknesi denen
çocuk mezarlanrun üzerlerin-
de, kitabe, girlant, erkek ve
kadın portreleri, kapı, koç başı
ve rozetler bulunuyor. Ostatek
teknelerinin Afyon mermeri ve
kireç taşından yapıldıklan öğ-
renildi. Mali Şube ekıplennin
aynı handa başka bir dükkâna
yaptıklan baskında ise erken
bronz çağından Osmanlı döne-
mine kadar uzanan zamanlara
ait çok sayıda tarihi çanak.
çömlek. küp. testi ve benzer
eserler ele geçirildi.
Çeşitli kışılerden toplanan tari-
hi eserlerin dökümü şöyle: 6
adet iki kulplu büyük çömlek.
iki büyük testı, bir adet sırlı
maşrapa, 10 adet tek kulplu tes-
ti. üç adet koku şışesi, bir adet
anforiskos (kaide ve boyun kı-
nk), 10 adet değişik tür ve nite-
likte kase, iki adet terra sigillata
noktalarla süslü kap ve kâse, 5
adet vazo. değişit türde testicik-
ler, bir adet ary balloz, bir kuş
fıgürini, 12 adet kandil, 8 adet
kadın figürini, 2 adet Bizans
dönemine ait kulp ve kâseler,
bir adet men başı, iki cam koku
şişesi, 8 mızrak ucu, 15 sîklce,3
adet bronz mızrak ucu, ve 6
adet bronz bıçak.
Tarihi eserleri özellikle Antalya
ve Alanya yörelerinden topla-
yan Kemal Uslu ile Mustafa
Yerlikaya, dün gazetecilere
gösterildi. Sanıklar, tarihi eser-
leri uzun yıllardır topladıklanru
ve bunlan daha sonra Türkiye'-
nin ve Avrupa'nın tanınmış ki-
şilerine aracılar vasıtasıyla sat-
tıklannı belirttiler.
Mustafa Yerlikaya, tarihi eser
toplayıp satma suçundan bir
kez daha gözaltına alındıgını
belirterek şöyle konuştu: "Bu
benim baba mesleğim. yaklaşık
20 yıldır bu işi yapıyorum. Yeni
değil. Biz, yıllardır, hep köylü-
lerden böyle tarihi eserleri top-
lanz ve bunlan sonra uygun
fıyatlara satanz. Ancak, öyle
herkesin dedidiği gibi milyar-
larca liraya değil. Mesela bu
Bizans dönemine ait kadın hey-
kelciğini bir köylüden 300 bin
liraya almıştım. Eğer siz gelip
istemiş olsaydınız 500-600 bine
satardım." Mustafa Yerlikaya,
"Tarihi eserleri kimlere satıyor-
sunuz" şeklindekı birsoruya da
"Biz genelde hep aracılarla çalı-
şınz. Asıl alıcıyla biz pazarhk
yapmayız. Ancak, bizim malla-
n verdiğimiz aracılann Koç ve
Sabancı ailesi ile Ayşegül Na-
dire sattıklannı biliyorum. "
yanıtinı verdi. Bizans dönemi
Eyalet Sanatı ürünleri olan ço-
cuk mezarlannın (Ostatek tek-
nesi) sahibi Kemal Uslu ise,
eserleri Antalya ve Alanya yö-
relerinden topladıklannı belirt-
ti. Uslu, "Ben bu işi yıllardır
yapıyorum şimdi suçlu oldum"
dedi. İstanbul Mali Şube Mü-
dürü Salih Güngör, arkeologla-
nn tarihi eserlere paha biçeme-
diklerinı belirterek şunlan
söyledi: "Mali Şube'de çalışan
bütün arkadaşlanmız, tarihi
eser kaçakçılannı yakalayabil-
mek için yoğun çaba harcıyor.
Tarihi eserlerimizin yurtdışına
kaçmlmasına engel olmaya ça-
bşıyoruz."
Özal rektörleri atadı
• Baştarafi 1. Sayfada
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın çoğunlukla üniversitele-
rin en çok oy verdiği adaylan
seçmesi nedeniyle YOK'ün 1. sı-
rada gösterdiği isimlerden 6'sını
atamadı. Bu kapsamda üniver-
site tarafından 2 ya da daha ait
sıralardan aday seçilmesine
karşın YÖK'ün 1. sırada göster-
diği Ankara Üniversitesi Rektö-
rü Prof. Dr. Necdet Serin,
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. ömer
Saatçioğlu, Egc Ünıversııesi
Rektör Yardıması Prof. Dr. Er-
dal Saygın, Uludağ Üniversitesi
Mühendisbk Fakâtesi Dekanı
Fatih Cengiz Babalık, Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi
ögretim üyesi Prof. Dr. Hüsnü
Yusuf Gökalp, İTÜ Rektör
Yardıması Prof. Dr. Duran
Leblebici, özal'ın listesi dışmda
kaldı. özal, üniversitenin en çok
oyunu aidığı halde, tnönü Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Beh-
san önol. Mannara Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
ömer Faruk Baürel (YÖK'ün de
1. ara adayı), Yüzüncü Yıl Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Ni-
hat Bayşu, Erciyas Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Eyüp Selahattin Karakaş, Ha-
cettepe Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Vural Bertan ve Ondokuz Ma-
yıs Üniversitesi Tıp Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr. M.
Kâmuran Erk'i hste dısı bırakü.
ATANAN REKTÖRLER
• Akdeniz Ünrv.: Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu,
• Anadolu Üni.: Prof. Dr. Yıhnaz Büyükerşen,
• Ankara Üni.: Prof. Dr. Günay Akbay,
• Atatürk Üniv.: Prof. Dr. Erol Oral,
• Boğaziçi Üniv.: Prof. Dr. Üstün Ergüder,
• Cumhuriyet Üniv.: Prof. Dr. Asım Gültekin,
• Çuknrova Üniv.: Prof. Dr. Can özşahinoğlu,
• Dide Üniv^ Prof. Dr. Sedat Antürk,
• Dokuz Eylül Üniv.: Prof. Dr. Namık Çevik,
• Ege Üni?.: Prof. Dr. Rafet Saygılı,
• Erdyes Üniv.: Prof. Dr. Mehmet Şahin,
• Fırat Üniv.: Prof. Dr. Eyüp tspir,
• Gazi Üniv.: Prof. Dr. Enver Hasanoğlu,
• Gaziantep Üniv.: Prof. Dr. Uğur Büget,
• Hacettepe Üniv.: Prof. Dr. Yüksel Bozer,
• tnönü Üniv.: Prof. Dr. Mehmet Yüeesoy,
• tstanbul Üniv.: Prof. Dr. Cem'i Demiroğlu,
• tstanbnl Tekırik Üniv.: Prof. Dr. Reşat Baykal,
• Karadenız Teknik ÜnL: Prof. Dr. Aydın Dumanoğlu,
• Mannara Üniv.: Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız,
• Mimar Sinan Üniv.: Prof. Dr. Gündüz Gökçe,
• Ondokuz Mayıs Üniv.: Prof. Dr. Naci Gürses,
• Ortadoğu Teknik Üniv.: Prof. Dr. Süha Sevük,
• Selçuk Unh.: Prof. Dr. Halil Cin
• Trakya Üniv.: Prof. Dr. Poyraz Ülger,
• Uludağ Üniv.: Prof. Dr. Ayhan KJZII,
• YüdE Teknik Üniv.: Prof. Dr. Turgut Uzel,
• Yüzüncü Yıl Üniv.: Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen.
lan cinsten mal ve metaya
benzememektedir. Anayasa-
lar tekniğin, fennin buhıp ge-
bştırip en modern makıne
haline getirdiği bir mahsul,
mal değildir. öyle olsaydı,
dünyanın çağdaş, en ünlü hu-
kukçulanndan bir meclis
oluşturur, uzunca süren bir
•çalışma ile en modern hukuk
ve devlet yönetimine ait for-
mül ve hükümleri yan yana
getirip, işte en mükemmel ve
en ideal anayasa bu der, bunu
tüm ülkelere örnek anayasa
diye takdim ederdik/^ _
'Dıkiîi 7. Kültür ve Sanat
Şenliği'nde önceki gece Coş-
kun Sabah konseri büyük ilgi
gördü. Konserin başlamasına
üç saat kala Liman Sahnesi
önünde uzun kuyruklar oluş-
masının yanı ara, gece çevre-
deki yapılann çatılannda da
yoğun izleyici grubu gözlendi.