15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 "Europa 24" Macaristan'da • ANKARA(AA)- Avrupa Ressamlar Derneği "Europa 24"ün ilk sergisı 28 ağustos 29eylül tanhleri arasında Macaristaı'da açılacak. Avrupa Konseyi ülkelerinin ressam üyelerinden oluşan derneğin haşkanhğını Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Catherine.. Lulumiereyapıyor. Ünlü ressam Vıetor Vasarely'nin de onur ü>esi olarak katıldığı bu sergide. derneğin davetbsi olarak Türkiye'den ressam LeylaOnatçağnldı. Sergi, Macaristan'dan sonra Strasbourg'da da açılacak. Her yıl birbaşka ülkede yapılmasıplanlanan bu sergiler, Avrupa ressamlan arasındaki sanat ve dostluk ilişkilerinigüçlendirmeyi amaçbyor Sinatra'nın hayatı film • ATtNA(AA)- Ünlü sinema ve sahne sanatçısı Frank Sinatra'nın hayatı televizyon dizisi oluyor. Yaşının 76'yı bulmasına rağmen hala konserler vermeye devam eden Sinatra, fırtınalı hayatının sinema ya da televizyona aktanbnasına yıllarca karşı çıkmasına rağmen ailesi ve özellikle de kızı Tina'run baskılanna dayanamayıp önerilere boyun eğdı. Sinatra'nın "çekimlere kanşmak şartıyla" razı olduğu dizinin yönetmenlığini kızı Tina Sinatra yapacak. Dizide Sinatra'yı Filip Gasnof, eski eşi Nancy Sinatra'yı da Gina Gerson canlandıracak. Çekimlerine sonbaharda başlanması beklenen dizide Sinatra'nın özellikle mafya ile ilişkilerine "hangi açıdan bakılacağı" merakla bekleniyor. 5. Devlet Fotoğraf Sergisi • Kültür Servisi-Türk fotoğraf sanatının gelişmesinı ve yaygınlaşmasını sağlamak ve fotoğraf sanatçılannı desteklemek ıçin düzenlenen Devlet Fotoğraf Sergisi'nin 5'incisı yapılıyor. En geç 9 eylüle kadar başvurulması gereken serginin konusu serbest ve tüm sanatçılara açık. Yanşmaya katılacak yapıtlar Ankara, İstanbul, Izmir, Samsun ve Adana'daki Devlet Güzel Sanatlar Galerisi müdürlüklerinde toplanacak. Seçici kurulunda, Mehmet Bayhan, Ara Güler, Cengiz Karbova, Aclan Urazgibi isimlerin bulunduğu serginin birincilik ödülü 20, ikincilik ödülü 15. üçüncülük ödülü 10, üç mansiyona da 7.5 milyon para ödülü verilecek. Derece alan ve sergilemeye değer bulunan yapıtlar kasım 92'de Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde izlenebilecek. Gezici Kültür BahçesiIKültür Servisi- Yeniçizgi Sanatevi ve Çocuk Kulübü tarafından Türkiye'de ilk kez geçen yıl uygulanan "gezici kültür bahçesi" bu yıl da tekrarlanıyor. 30 eylüle kadar Beşiktaş'ta sürdürülecek olan etkinlikler. daha sonra da Kadıköy ve Bakırköy'de sürdürülecek. Şu anda Levent-Beltaş karşısmda (Korukent yolu) kurulmuş olan "gezici kültür bahçesi"nde, çocuklara yönelık değişik kültürel. sanatsal ve eğitici faaliyetler sergileniyor. Giriş için bir okunmuş gazete alınan bahçede Pamukkale'yi kurtarma, okunmuş gazete kitap. kan organ bağışı gibi kampanyalarda sürdürülüyor. Amasra'ya kazı izni • Zonguldak (Cumhvriyet) - Kültür Bakanlığı 3 bın yıl öncesinin 75 bin nüfuslu liman kenti. bugünün 15 bin nüfuslu ilçesi Amasra'ya arkeolojik kaa izni verdi. Helenistik dönemde prens Amastrist'ten adını alan Amasra 3 bin yıl böyunca, Roma, Bizans, Ceneviz, Osmanlı uygarbklannın kültür mozayiğini taşıyan bir kent özelliğini taşıyor. İsviçre'detablo hıpsızlığı • NELCHATEL (AA) - İsviçre'nin batısındaki Neuchatel kentindeki bir villadan altı tablo çahndt. Pobs yetkililerinin verdikleri bilgıye göre ev sahiplerinin evde bulunmadığı sırada çalınan tablolar arasında empresyonist ressam Claude Monet'nin "Kavaklar"adlı tabbsu da bulunuyor. Yaşamının 35 yılı tiyatro sahnelerinde geçen Serezli birçok TV dizisindede rol almışü Bir tanecikNisavardı• Kısa boylu, star ölçü- lerinden uzak, ama zeki, alçakgönüüü, sempatik, seyirciyle her zaman sıcak bir iletişim içindeki bu yetenekli ve usta sa- natçı tüm yaşammı pro- valar, bitip tükenmeyen temsiller, film setleri arasında geçirdi. TURHAN GÜRKAN Yıllannı tiyatroya adamış ta- nınmış sanatçı Nisa Serezli, sa- nat dünyasını derinden sarsa- rak aramızdan aynldı. Geçen sezon tiyatro sahnesinde kendi- sini yoklayan bir kalp krizı bu kez şaka yapmayıp bu çok renkli, sempatik, yetenekli sa- natçıyı, henüz çalışır durumda ve çok şey beklenen en venmlı çağında yakalayarak, sanat dünyasını yasa boğdu. Yaşarrunın 35 yıh tiyatro sah- nelerinde geçen Nisa Serezli. birçok_ TV dizisinde de rol al- rruşü. İlk kez eşi Tolga Aşkıner ile 1983'te "Alamanya'dan Bir Yar Gelir Bizlere" dizisi ile tele- vizyon çahşmalanna girişen Se- rezli, 1987'de "Çıplak Ayak" ve 1988'de "Hanımlar Sizin İçin" adlı kuşak programda yer alan "Yaşama Sevinci" dizileri ile milyonlann gönlünde taht kur- muştu. Yaşamsal bir tehlike at- latmasına ve ilaçla ayakta dur- masına karşın NisaSerezli, "Ya- şama Sevinci" dizisinin yazan Nezihe Araz'ın bu yapıünda değişiklik yaparak hazırladığı "Eda Hanım" adlı yeni bir dizi- de yine eşiyle birlıkte oynuyor- du. Hastalığını unutup, bu çalı- şmasıyla yeniden hayat bul- Nisa Serezli, tlhanIskenderÖdülü'nüaldığı"TatlıKaçık"adlıoyundaAydemir AkbaşUe. duğunu söyleyen Nisa Serezlı'- nin vakitsiz ölümüyle dızi de yarım kaldı. Asıl adı Norinisa Ersan olan ve 12 Nisan 1928'de İstanbul'- da doğan Nisa Serezli. ilk ve orta öğrenimini ailesiyle gittiği Ankara'da yaptı. Sonra istan- bul Erenköy Kız Lisesi'ni bitir- di. Küçükken artist olmak aklı- nın ucundan bile geçmiyordu. Mimarhk öğrenimi için İsviç- re'ye gitti. Babasının ölümü üzerine Lozan Mimarhk Aka- demisı'ni bırakıp yurda döndü. İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Niyeti ga- zeteci olmaktı, ama sahne tut- kusu ağır bastı ve meslek olarak tiyatroyu seçti. Üniversitede okuduğu yıllarda tiyatroyla da ılgilenmeye başlamıştı. Galata- saray sahnesinde "On Küçük Yaramaz" oyununda küçük bir rol a)dı. Gençlik Tiyatrosu'nda Avni Dilligü'in yönetiminde "Yann Başka Olacaktır" oyu- nuyla Erlangen Festivali'ne ka- tıldı. Metin Serezli de aynı gruptaydı. Arkadaşlıklan aşka dönüştü ve birlikte oynadıklan Dormen Tiyatrosu'nda da ev- lendiler. Bir yıl sonra Levent adlı oğullan dünyaya geldi. Gençlik Tiyatrosu "Dover Yolu", "Boş Beşik", "Çember- ler", "Yalnız" oyunlanyla oy- nadı. " Köprü" oyununda da yönetmenlik yaptı. Cep Tiyat- rosu'nda "Bir Evlenme", "Dil- siz Kadın" ve "Mum Söndü"- yü oynadı ve bu oyunlarla Bris- tol Festivali'ne katıldı. Nisa Serezli'nin prova yapa- rak çıktığı ilk profesyonel rolü Küçük Sahne'deki "Fare Ka- panı"dır. Oda Tiyatrosu'nda "Tapılaca.k Kadın", Dormen'- de "Zafer Madalyası", "Şairin Mektuplan", "Ayı Masalı", "Borusunu Öttüren", "Altın Yumruk", "Şahane Züğürüer'- 'de oynadı. Her oyununda bir- birinden güzel ve etkili kompo- zisyonlar çizdi. Sevildi, tutuldu, beğeni topladı ve alkışlandı. 1964 ve 1966'da iki kez İlhan İs- kender Armağanı'nı kazandı. 1968'de ikinci eşi Tolga Aşkı- ner ile birlikte Nisa Serezli-Tol- ga Aşkjner Tiyatrosu'nu kuran sanatçı, büyük bir özveri göste- rerek, en zor koşullarda yuvası haline gelen bu sahneyi yaşat- mak için, canla başla uğraştı. 1978'de tiyatrosunu kapatıp, eşi Aşkıner'le gazino şovlanna çıktı. İngilizce ve Fransızca bi- len Serezli, bazı oyunlar yazdı, çevirdı, uyarladı. Kısa boylu, star ölçülerinden uzak, ama zeki, alçakgönüllü sempatik, seyirciyle her zaman sıcak bir iletişim içindeki bu ye- tenekli ve usta sanatçı tüm ya- şamını tozlu, tiyatro kulislerin- de provalar, matineler, suare- ler, bitip tükenmeyen temsiJler, film setleri, dublaj stüdyolan arasında mekik dokuyorak ömür törpüleyerek geçirdi. Tiyatro tutkusu ve vaktinin azhğı yüzünden sinemaya pek az zaman ayırabilen Nisa Se- rezli, oynadığı fılmlerde de, il- ginç portreler çizerek büyük bir başan kazandı. 1965'te Haldun Dormen'in yönetmenliğini yaptığı "Bozuk Düzen", "Gü- zel Bir Gün İçin" fılmleriyle admı sinema dünyasında da duyuran Nisa Serezli "Demir- kapı", "Yaban Gülü", "Küçük Hanım'ın Şoförü", "Tatü Ka- çık" gibi fılmleriyle arulıyor. Nisa Serezli jlhan İskender'in önerisiyle Dormen Tiyatrosu'na katıldı Yıldızı "Şahane Züğürtler"de parlamışb Kültür Senisi-1961 yıbnda profesyo- nel olarak Dormen Tiyatrosu'nda oyunculuğa başlayan Nisa Serezli, "Şa- hane Züğürtler"deki rolüyle 1964 yı- hnda İlhan İskender odülünü almışü. Nisa Serezli'nin asıl mesleği gazeteciliği bırakıp, tiyatroyu seçmesinin öyküsünü Haldun Dormen'in "Sürç-ü Lisan Et- tikse"adb anı kitabmdan yapüğımız abntılarla veriyoruz: "...İlk yılki oyunlarda, mevsime baş- lamadan anladığım bir gerçek, tüm çıplaklığı ile ortaya çıktı. Kadın kadro- muz zayıfü. Hem de çok zayıftı. Önü- müzdeki mevsim kuvvetli bir baş kadı- na gerek vardı...Bu gerçeği bilen İlhan İskender, benimle konuşarak Metin'in kansı Nisa Serezb'nin bizim kadroya katıbnak istediğini söyledi. Nisa'sı daha önce Gençlik Tiyatrosu'nun oyunlan- nda görmüş ve hiç etkilenmemiştım. İlhan'a hayretle baktım böyle bir şeyi nasıl teklif edebiliyor diye... O ısrarîa Nisa'nın çok yetenekli olduğunu söylü- yor ve bizim kadromuzun boşluğunu dolduracağına inandığını anlatıyordu. Ben de 'sahnede hiç şansı yok'diye sa- vuşturuyordum işi. Gerçeİcten de bu- gün Türk tiyatrosunun en popüler yıldı- zlanndan biri olan Nisa Serezli'nin ye- teneklerini o zamanlar hiç görmemiş, onu tiyatroya almamak için uzur süre didinmiştim." "Şahane DuF'da Nisa Serezli, Erol Keskin ve Zeynep Tedü. ". .İngiltere'de 26 yıldır oynayan Fare Kapanıbizde ancak yetmişbeş kez oynayabildi. Hiç bir özelbği olmayan bu pobsiyede Nisa Serezli yabana atıl- mayacak bir karakter aktrisi olduğunu kanıtladı seyirciye. O ovoından sonra Nisa'yı karakter rollerinde rahatça kul- lanabileceğimi anladım ve oyunculuğu hakkında haksız karar verdiğimi kabul ettim." "Sokak Kızı İrma...Nisa Serezli'nin harika bir Türkçeyle dilimize çevirdiği oyun büyük başan kazandı...." "Borusunu Öttüren'le ilgili çok sem- patik bir anıyı yazmadan geçemeyece- ğim. Metin'le Altan'ın şaşîun annesini oynayan Nisa, ikinci perdede sahnede yalnız kahyor ve oğullanna çeşitli kı- zlardan gelen telefonlara telaş içinde ce- vap veriyordu. Her seferinde not almak istiyor, gözünün önünde, telefonun he- men yanıbaşında duran kaiem yığınının görmeyerek heyecanla kalem anyor ve işin içinden çıkamıyordu bir türlü. Oyu- nun bu en komik sahnesini her gece ga- leriden izleyen tuvaletlerimize bakan Karadenızli hatun, bir gece oyundan sonra Nisa'yı yakalamış.'Kızım kaç ak- şamdır kan ter içinde kabyorsun. Oysa telefonun hemen yanında yığınla kalem var. Yann gece onlardan birini al da bo- şuna yorulma'demiş. Ertesi gece Nisa'- nın sahnede gene kalem telaşına düştü- ğünü görünce bizim tuvaletci kadın, Ni- sa'nın pek de göründüğu kadar akılb ol- madığına karar vermiştı herhalde." " Şahane Züğürtler'de ikinci perdede- ki yeni zengin, hafıf görgüsüz, mücev- her meraklısı Madame Dupont rolünde Nisa, sanat yaşamının en güzel rollerin- den birini oynuyor ve gerçek bir yıldız olduğunu bir kez daha kanıtlıyordu." "Yıbn son oyoınu olan ve Nisa için düşünülen Şahane Dul vardı sırada. Güler'in hazırladığı bırbirinden güçel kostümler ve Nisa'nın sempatik oyunu bu komediyi seyirciye sevdirdi ve kapalı gişe oynarken, turne nedeniyle kaldınldı. Yapılacak şey, bir mevsim sonra tekrar Şahane Dul'la başla- maktı." İki hafta önce ölen Besteci JohnCage 1985 yılında İstanbul Festivali'ne katılmıştı Yamıııılıoealaııııaülıaıııkaynam • John her zaman düşüne- cek şeyler verdi. Besteci, beste, gösteri ve izleyicinin ne anlama geldiğini yeni- den düşünmüştü. • Müzik, ses ve gürültü arasında hiyerarşik bir iliş- ki olmadığı ve aslında 'ses'- in varolduğu konusunda ısrar etmişti. PAULMCMILLAN John Cage öldü.. .Naçizane; ölümünü O'nun göreceği gibi görmeye çabşıyo- rum. Birkaç yıl önce, Merce Cunningham İstanbul Festivali'ne geldiğinde, Açı- khava Tiyatrosu'ndaki sahnenin önün- de John elektronik ses düzenini kur- muştu. Gösteri süresince sırtı seyirciye dönük olarak ve kımıldamadan oturdu; Merce'nin dansıyla rastlantı sonucu uyum sağlayan birtakım sesler üretti. Seyirci, elbette Merce Cunnigham'ın dansını seyretmenin etkisi başta olmak üzere, çeşitli şekillerde etkilenmişti. Seslerin bir kısmı, John'un sisteme bağladığı birkuru kaktüsü meditatif bir şekilde hareket ettirmesi ve zaman za- man yolmasıyla ortaya çıkıyordu. Sırtı bize dönük olduğu rıalde, konsantras- yonu bebrgindi. Gösteriden sonra yakın bir arka- daşım yanıma geldiğinde, "göstenden zevk aldın mı? "diye sordum. Sesıni al- çaltarak, dansın muhteşem olduğunu, ama bütün gece uğraşmasına rağmen şu "adamcağız"ın ses sisteminin bağlantı- Cage, gerçekleştirdiği rninimalist müzikle birçok çağdaş besteciyi etkilemişti. sını kuramamasına çok üzüldüğünü sö>ledı. Arkadaşımın umudu, günün birinde John Cage'nin müziğini "doğru dü- rüst" dinleyebilmekti. Bu konuşma>ı John ve Merce'e an- lattığımda o kadar hoşianna gıtti ki, İstanbul'da kaldıklan sürece defalarca tekrarlanmak zorunda kaldım. Burada tekrar anlattığım için John'- un duyacağı zevki hayal edebiliyorum. Birbaşka küçük pencere...ICA( Insti- tute of Contemporary Arts) Londra'da tutarb bir şekilde avant-garde olan gale- ri...Yıllar önce John orada bir konfe- ransv erecekti. Nelerden söz edebileceği konusunda epeyce spekülasyon vardı. Londra'nın sanatçı aydın topluluğuna mensup herkes orada ayaktaydı. En nü- fuzlu ve en çok tartışılan çağdaş Ameri- kan bestecisi John Cage acaba neler söyleyecekti? Bir masada oturdu ve günlüğünden "dünya nasıl iyileştirilir?" (meseleleri sadcce daha kötü hale getirebibrsiniz) konulu yazılar okudu. Konferansın en kapsamlı bölümü ise, mantarlar üzeri- neydi. (John tanınmış bir mikologdur.) Mantarlar nasıl bulunur, nasıl pişirilir, arkadaşlan lezzetini nasıl buluyor. or- manda nasıl dolaştılar, oraya nasıl gitti- ler, kimin otomobiliyle, vs. Dinleyiciler uzunca bir süre uygun bir tavır bubnak için çaba gösterdiler ve so- nunda John'un iyi tabiatı, sezgilerini us- taca örerek ilişkilendirmesi, yorumlan ve konu dışı eklemeleri onlara düşüne- cek bir çok malzeme verdi. John her zaman düşünecek şeyler verdi. Piyanistin piyanonun başında dör* dakika otuzüç saniye boyunca hiç çalmadan oturduğu "4:33" adlı piyano eseri, sadece bir "gesture" değil. gösteri üzerine güçlü bir beyandır. Besteci, beste, gösteri ve izleyicinin ne anlama geldiğini yeniden düşünmüştür. Müzik, ses ve gürültü arasında hiyerar- şik bir ilişki olmadığı ve aslında "ses"in varolduğu konusunda ısrar etmiştir. Bu anlamda "4:33"adb parçası. minima- üstler için bir düşün gerçek olmasıdır... Tek arzu edebilecekleri şey, bu eseri sayısız kez tekrarlamak olabilir. John Cage "hocalanm "dediği kişile- re-Daisetz Suzuki, Marshall McLuhan, Bukmınster Fuller, Marcel Duchamp, ArnoJd Schoenjberg, Henry David Tho- reau- sadıku. Bu isimler ve başka birçoklan, John Cage'in yazılannda birbirleriyle bağ- lantılıdır ve o yanrun "hoca'Mannı oluşturacak koskoca bir yeni nesil isim için ilham kaynağı olmayı başarmıştır. Müzığın ve diğer sanat formlannın geleceği, daha da yüksek düzeyde ka- bullenme, entegrasyon ve sorumluluk biçimlerinde olacaktır. Tören Dormen Tiyatrosu'nda NisaSerezli bugün toprağaverüiyor Kültûr Servisi - Önceki ak- şam Büyükada'da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren tiyatro sanatçısı Nisa Serezli'nin cenazesi dün saat 11.00'de Adalar Belediyesi motoru ile Ataköy Marina'ya getirildi. Adalar Belediye Baş- kanı Recep Koç, Tolga Aşkı- ner, Selda Alkor, Nesrin Tun- cer ve yakınlannın bindiği mo- toru Bakırköy Belediye Baş- kanı Ali Talip özdemir ve sa- natçı dostlan karşıladı, Mari- nada Hadi Çaman, Zeliha Berksoy, Cem Karaca, Füsun önal, Tank Akan, Halit Akça- tepe, Gülsen Tunçer, Engin Ayça, Kenar. Pars, Üstün Asu- tay, Cengiz Çizici, İbrahim Gündoğan, Yüksel Aşkıner ve tüm dostlannın çok üzgün ol- duğu gözleniyordu. Bakırköy Belediyesi'nde- Başkan Ab Talip özdemir'in odasında toplanan sanatçılar, erezb'nin ölümünden duyduk- lan üzüntüyü dile getirdıler. Füsun Önal, Nisa Serezli'ye ilk müdahale yapıldıktan sonra adadan İstanbul'a getirilmesi için bir helikopter buluna- madığını belirterek, başkan- lardan bu tür önlemlenn üze- rinde durulmasını istedi. Bakırköy Belediye Başkanı Ab' Talip Özdemir de yaptığı konuşmada " Biz galiba politi- kayı farklı açılardan yapar hale geldik, sanattan uzaklaş- maya başladık. Sanatçılann duygulanyla sevinip, ağlıyo- ruz, ama yine de onlann değe- rini yeterince bilemiyoruz. Jnsanlar ellerindeki kıymetli varlıklan yitirince değerini anlıyorlar" dedi. Serezli'nin naaşı Bakırköy Devlet Hastanesi'ne götürül- dü. _ Cumhurbaşkan Turgut Özal da Nisa Serezli'nin vefaü üzerine eşi Tolga Aşkıner'e bir başsağlığı mesajı gönderdi. Cumhurbaşkanı Özal mesajın- da, tiyatronun seçkin ismi Nisa Serezli'nin ölümünden duydu- ğu üzüntüyü dile getirdi. Baş- bakan Süleyman Demirel ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da eşi Tolga Aşkıner'e birer başsağlığı mesajı gönder- diler. Bugün Dormen Tiyatrosu'- nda saat 10.30'da Nisa Serezli için bir tören düzenlenecek. Sanatçının cenazesi, Şişli Ca- misi'nde kıbnacak öğle na- mazından sonra Zincirlikuyu Mezarbğı'nda defnedilecek. NİSÂ SÛRESİ yoksa nısâ 'kadınlar' mı demektir ne demektir yoksa Nisâ şu boğucu çokluktan sıynlmış Pasaklı cakasıyla yoksulluğumuzda* 'kadın' mı demektir, kim bilir Nisâ hakkımızda hayırlı bir şey miydi yoksa ve bir ada akşamı durduğunda durduğunda Tapılacak Kadın, Tatb Kaçık sözcükler döküldüğünde Şairin Mektuplan'na aşk olsun Nisâ Nisâ gitmiş sûre kalmış şimdi kaç hakikat kalmıştır aramızda ORHAN ALKAYA NE DEDILER Betül Mardin Beş parmağımdan biriydi. Çok sade, çok mü- kemmel bir hanımefendiydi. Nisa'nın da anlarru bu zaten. Olay- lan dinlediğı zaman derhal canalıo noktayı bulur ve cevap ve- rirdi. İnsana mütfıiş huzur veren, artdüşüncesiz, çok az bulunan kişilerdendi. Aristo gibiydi. Yıldız Kenter Nisa'yı otuz küsur yıl önce ilk seyrettiğimde, biraz da konservatuvar eğitimi görmüşlüğün deneyimsızliğimle kanşmış hambğın içinde vardığım kanı şu olmuştu: Niye sahne- ye çıkıyor? Sesi nefesi yetersiz, diksiyunu kusurlu gelmişti bana. Nisa'yı ikinci kezseyrettiğimde, sahici, sıcak, tempolu, kjvrak oyunculuğunun, öylesine etkisinde kalmıştım ki, nefesini sesini, diksiyonunu unuttum. Fark etmedim... Bu, pek az oyuncunun başarabileceği bir şeydi. Nisa'yı daha sonra seyrettiğim her oyununda özellikle " ko- medi"de geliştirmiş olduğu o ustabklarla dolu zamanlama duy- gusuna hayran kaldım. Nisa, kendini, kendi konservatuvarlannda yetiştirmiş, kabul ettirmiş, sevdirmiş, bir güzel oyuncuydu. Seyircisine daha nice mutluluklar verebilir ve bunun sevincini yaşabilirdi. Yazık. Bir tanecik Nisa vardı...Onu arayacağız, onu özleyeceğiz. Güben Tuncer Bilge kişiliği dostluğu, bizim için unutulmaz. Çok yüksek bir yakınımı kaybettim, onu tanımak ve birlikte çalışmak benim için bir şanstı. Bilmiyorum nedense akbma "Küçük Prens" gebyor. O sanki bir "Küçük Prens"ti. Nisa hanım gibiler o kadar az ve dünya için onlar o kadar gerekbki.. Hadi Çaman Bir kuş gibi gitti. Tolga'nın her şeyiydi. O kuş gibi yüreğiyle bıze çok değer verdi. Ne olur ölmeden sahip çı- kılsın hepimize. Cem Karaca Çok üzgünüm. 1992 biraz fazla geldi. Ölüm ar- tık başka yerlerde dolaşsın. Şükran Güngör Allah vergisi sıcaklığıru kısa zamanda salona yayan seyircisiyle sıcak ilişkiler kurabilen nadir oyunculardan- dı. Nur içinde yatsın. Metin Serezli Biz büyük birdostu kaybettik. Dünya da büyük bir sanatçı kaybetti. İzzet Günay Nisa benim çok eski bir dostum. 1%3'te tiyat- royu bıraktığım yıl, "Altın Çocuk"ta kan-kocayı birlikte oy- nadık. Çok sevdiğim, çok değer verdiğim özel bir insandı. Bu- gün çok üzgünüm. Nisa, tiyatro sahibi olmaktan çok etkilendi. Kadro bulamadı. çok sıkıntılar yaşadı. Doktorlan ona calışma demişti. Sanatçıbğını takdir etmekle birlikte, insan yanıyla çok özeldi. "Ben ölürsem sahnede öleyim" demişti. Ama insan ola- rak yaşamak ıçin oynamak zorundaydı. Tomris Oğuzalp Çifte Kumrular'da birlikte çabştık. 3-4 yıl birlikteydik tiyatrolannda. Çevresinde bilinen, sevilen bir sa- natçıydı. Çalışma arkadaşı olarak son derece içtendi, tiyatro patronu gibi değillerdi, can insanlardı. Çok renkli güzel bir ha- yatlan vardı. Ama Nisa son yıllarda yorgun düşmüştü, tabii bir özel tiyatroyu yürütmek kolay değil. Çok kültürlü, kişiliği ol- gunlaşmıs biriydi. Füsun Önal Bu iyi insanın arkasından söylenecek tabii ki çok şey var. Sevgi dolu, arkadaş, çok iyi bir oyuncu. Onu çok iyi tanımak lazım. Ben her zaman kendimi tiyatroculara daha yakın hissettiğim için, içim aayor, sanki ailemi kaybettim. Biz kalabalık bir aileyiz, herkes bir bir gjdiyor. ÖZGEÇMİŞİ Nisa Serezb, 1928'de İstanbul'da doğdu. Erenköy Kız Lise- si'ni bitirdikten sonra, Lozan Üniversitesi'nde mimarhk, İstan- bul Üniversitesi'nde Fransız filolojisi ve gazetecibk öğrenimi yaptı. Yeni Sabah Gazetesi ile Hayat Dergisi'nde çabştı. Öğren- cilik yıllannda başlayan tiyatroya ilgisi nedeniyle, İ.Ü.T.B. Gençlik Tiyatrosu'nda oyuncu, yönetmen ve çevirmen olarak çahşmalar yaptı. Tiyatro tutkusu ağır basmca gazeteciliği bırakıp 1961'de profesyonel olarak Dormen Tiyatrosu'na katıldı. Dormen Tiyatrosu'nda Fare Kapanı, Tapılacak Kadın, So- kak Kızı İrma gibi oyunlarda sahneye çıkü. Bir mevsim Ayfer Feray'la çabştıktan (1968) sonra Tolga Aşkıner'le evlenip kendi tiyatrosunu kurdu. "Şahane Züğürtler" ve "Tatb Kaçık" rolleriyle 1964 ve 1968 yıllannda iki kez İlhan İskender ödülü, 1975 Hürriyet Koleji "Yılın Sanatçısı" ödülü, 1977-78 "Nahnlann Türküsü" oyunu ile Ankara Sanatseverler Derneği'nin "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü, 1989 Avni Dilligil "Jüri Onur Ödülü", 1988-89 "Töre" ve "Ah Şu Gençler" oyunlanndan dolayı Kültür Bakanlığı "En İyi Tiyatro Topluluğu" ödülü aldı. 1989'da Nisa Serezli Tolga Aşkıner Tiyatrosu'nun 20. yıh kutlandı. Serezli, aralannda Sokak Kızı İrma, Kjrmızı Vazo, Çıplak Ayak, Hayat Hoştur Gerisi Boştur ve Çifte Kumrular'- ın da bulunduğu 20'den fazla oyunu dilimize kazandırdı. Nisa Serezli, televizyonda, Tolga Aşkıner'le bir- likte 4 yıl süren "Hanımlar Sizin İçin" dizisinin "Yaşama Sevin- ci" bölümüiıde oynadı. Aynca MünirÖzkul'la "Analar, Baba- lar, Çocuklar" dizisi ile "Can Teyze" dizisini yapü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle