15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Derbank şube kapattı • ANKARA (ANKA)- Kamu Ortaklığı İdaresi'nin yiizde 49 oranındaki kamu hissesıni satın alarak tamanına sahip olduğu •Çaybank'ın ilk etapla adını değiştirdi. Derbank, bankanın ilk kuruluş yeri olan Rize'deki şubesini kapattı. Derbank Yönetim K.urulu'nun aldığı karar •doğrultusunda kapatılan Rize şubesınde çalışan ikinci müdür, şef ve veznedann da iş akitleri feshedildi. Akitleri feshedilen personelin ihbar ve kıdem tazminatlannın ödeneceği belirtildi. ISO-9000 zorunlu değil • ANKARA (AA) - Avrupa Topluluğu tarafından kabul edilen ISO9000standardının bir standart olmadığı belirtildi. Kalite Derneği Genel Sekreteri Selim Güven,ISO9000 standardının Uluslararası Standartlar Örgütü tarafından oluştunılmuş 10-15 senelik geçmişi olan bir standart olduğunu söyledl. Selim Güven, standardın tamamen alıcı ile satıcı arasındaki bir sözleşmeye esas olmak üzere hazırlanmış bir standart olduğunu belirtti. Güven, "ISO 90O0'de şirndiye kadar işin hep mecburi tarafı düşünüldü. Esasında böyle bir mecburiyet yok" dedi. Orta Avrupa'ya ihracat • ANKARA (AA)- Yugoslavya'daki iç savaş sedeniyle ihracatta karayolu 3e taşımacılıkta yaşanan sorun, demiryollan devreye sokularak hafifletilmeye çalışılıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) fle Avustralya ve Macaristan demıryolu işletmeörgütleri arasında yapılan anlaşma ;ervesinde Macaristan-Avustralya arasıdaki Türk TI R'lannın taşınması amacn !a konan iren seferlerinin sayısı arttınlacak. Çelik yelek ihalesi • ANKARA (AA) - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle büyük şehirlerde terör olaylannda kullanılmak üzere polise çelik yelek ahnacak. Emniyet Genel Müdürlüğü, 3 bin 500 çelik yelek alımı için ihale açtı. Içişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgjye göre balistik koruyucu olarak bilinen çelik yeleklerin îhalesine 19 fırma kaüldı. Kapalı zarf usulü yapılan İhaleye katılan fınmalar, eylül çyına kadar Emniyet Genel Müdürlüğü'ne numune gönderecekler. Çelik yelek îhalesine 3 yerli, 15 yabancı [ırma ile KKTC'den bir Jirma katıldı. Grossmarket Ankara'da • ANKARA (ANKA)- tstanbul Bakırköy'de hipermarket denilen dev ıhşveriş merkezi işleten yabancı sermayeli Metro jrossmarket Ankara'da da jenzer bir şirket kurdu. 'Metro Grossmarket Ânkara Alışveriş Hizmetleri TicaretLTD.ŞTİ"adı Verilen şirketin sermayesi, 4 fnilyar lira olarak belirlendi. 866 bin kişi iş anyop• ANKARA (ANKA) - Bu fihn nisan sonu itibanyla İş /e İşçi Bulma Kurumu'nda 566 binden fazla kayıtlı şsizin bulunduğu belirlendi. Kuruma yılm ilk dört ayında başvuranlann sayısı geçen yıhn aynı dönemine göre yüzde 32.9 orarunda arttı. Iş ye İşçi Bulma Kurumu'ndan edınilen verilere göre, kayıtb Şsizlerin sayısı geçen yılın fiisan sonuna göre yüzde 2.3 izalma gösterdi. Geçen yıl 887 bin 115 olan kayıtlı işsiz iayısı bu yıl 866 bin 459'a |eriledi. Devlet 500 milyar harcıyor • ANKARA (AA) - Devletin konsolide bütçeden yapüğı günlük harcama miktan yılın |k yedi ayında ortalama 501 şıilyar lirayı buldu. Bütçenin günlük gelir ve giderleri arasındaki fark ise ortalama 100 milyar lirayı buldu. Maliye ve Gümrük Bakanlığfnın yılın ilk yedi aylık dönemine ilişkin bütçe uygulama sonuçlanndan yararlanarak yapılan besaplamaya göre devletin bütçeden gerçekleştirdiği ortalama günlük harcama miktan bir önceki yıla göre yüzde 85 oranında bir artış gösıerdi. Belediye gelirleri arbşı sözdekaldı EStN SUNGUR Belediyeler bazı gelirlerini on kat artüran kararnameden um- duğunu bulamayacak. Köşk'te imza için bekleyen kararname, belediyelerin top- ladığı harçlar ile vergilerden sa- dece ilan-reklam ve eğlence ver- gisini on kat arttınyor. Beledi- yelerin en büyük gelir kalemle- rinin bütçeden alınan paylar ile emlak vergisi olduğunu belirten ilçe belediye başkanlan, karar- namenin dertlerine çare olma- yaçağını söylediler. Içişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kuru- lu'nca onaylanarak Köşk'e gönderilen kararnameye göre belediyelerin işyerlerinin tabe- lalanndan metre kare başına aldığı yıllık ilan ve reklam vergi- si en az 50 bin en çok 250 bin lira olacak. Motorlu taşıtlara asılan ilanların vergi miktan ise • Içişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'nca onaylanarak Köşk'e gönderilen kararnamede belediyelerin bazı gelir- lerinin 10 kat arttınlması öngörülüyor. Belediye başkanlan, belediye- lerin en büyük gelir kalemlerinden biri olan emlak vergisini içermeyen kararnamenin dertlerine çare olmayacağı görüşünde. 20 bin lira ile 100 bin lira arası- nda değişecek. Kararnameye göre sokak veya bina cepheleri- ne asılan bezden yapılma geçici ilanlar için de belediyelere met- re kare başına 5 bin ile 25 bin lira arasında vergi ödenecek. Kanuni sının 200 lira ile 4 bin lira arasındayken 1988 yılında bin ile 20 bin lira arasında yük- seltilen, biletle ginlmesi zorunlu olmayan eğlence yerlerinden belediyelerin aldığı günlük ver- gi miktan da 10 bin lira ile 200 bin lira arasına çıkartılacak. Kararname, belediyelerin iş- gal, tatil günlerinde çalışma ruhsatı, kaynak sulan, hayvan kesimi, muayene ve denetleme, ölçü ve tartı aletleri muayene, bina, inşaat ve içinde sağlık bel- gesi, işyeri açma izni gibi harç- lann bulunduğu çeşitli harçlar kalemini on kat arttınyor. Buna göre tatil günlerinde çalı- şma ruhsatı almak için işin nite- üğine bağlı olarak en az 30 bin lira, en çok da bir milyon 200 bin lira harç ödenmesi gereke- cek. İşgal harçlan ise metre kare başına günde en az 500, en çok 2 bin 500 lira olarak ödene- cek. Kararname, belediyelerin kanunen toplama izni bulunan emlak vergisi, haberleşme ver- gisi, elektrik ve havagazı tüke- tim vergisi ile yangın ve sigorta vergisi miktarlannda herhangi bir değişiklik getirmiyor. Buna karşıkk kaynak sulan, hayvan kesimi muayene ve denetimi, ölçü ve tartı aletleri muayene, kayıt-suret, muayene ve rapor ile imarla ilgili harçlann nüfus büyüklüklerine göre belediyeler arasında dağılımını yeniden dü- zenliyor. Buna göre beş gruba aynlan belediyelerin, söz ko- nusu harçlarda uygulayabile- cekleri en yüksek tarife miktan, 1988 yılında yapılan düzen- lemeye göre ortalama 15-20 kat yükseltiliyor. 92 yılından memmun olan turizmciler şimdi de ağustos ayındaki kredi geri ödemelerinden şikâyetçi. Turizm yatmmcısuım gözü Çiller'de HÜSEYİN ERCtYAS İZMİR - Turizm yatınmcılannı ağustos ayı sonunda vadesi gelen kredi borçlannın telaşı sardı.Türkiye Kalkınma Bankasf nın nakit gereksinimini karşılayacak sermaye artışının gerçekleşmesi, yeniden erteleme isteyen yatınmcılan umutlandırdı. Turizm Yaünmalan Derneği Başkan Yardımcısı Yılmaz Türkeri, "Ertelemeyle ilgili kararname veya tebliğin çıkmasını bekliyor, şartlannın ne olduğunu öğrenmek istiyoruz" dedi. Turizm yatınmcılan, 1985 yılından bu yana Türkiye Kalkınma Bankası kaynaklanndan, Merkez Bankası reeskont kredisi ve döviz kredileriyle desteklendi. Turizm sektörüne bu yıl temmuz ayı sonuna kadar yaklaşık 2 trilyon liralık kredi açıldı. Körfez krizinden büyük ölçüde etkifenen turizm sektörü kredi borcunu ödemede zaman zaman güçlüklerle karşılaştı. Körfez krizinin olumsuzetkilerini üzerinden atamayan, içine düştükleri fınansal darboğazı aşamayan turizm yatınmcılan, vadesi yaklaşan borçlannın yeniden ertelenmesini istedi. Turizm Yatınmalan Derneği Başkan Yardımcısı Yılmaz Türkeri, turizm yatınmcılannın haziran ayında hareketlilik başlamış da olsa sezondan umduklannı bulamadıklannı söyledi. Türkeri, "İşletmelerin fon yaratarak bu seneki ödeme programlannı karşılamalan, bir de geçen sene ertelenmiş yüksek faizli paralann ödemelerini karşılamalan mümkün değil" diye konuştu. 31 Ağustos 1992 tarihinde ödenmesi gereken borçlann vadesi yaklaşırken turizm yatınmcılannın "fevkalade huzursuz" olduklanru anlatan Türkeri, şunlan söyledi: "Aldığımız müspet laflara rağmen kesin bir karar çıkmadı. Gazete haberlerinde erteleme karannın Sayın Devlet Bakanı Çiller'in imzasına kaldığı belirtiliyor. Bunlan doğrulayabilmiş değiliz. Biz olayın birkaç gün içinde aydınlanmasını bekliyoruz. Çünkü vade yaklaştıkça birçok yatınmanın senedinin protesto olmasıyla karşı karşıya bırakılmasından endişemiz var." Bu arada, TKB'nin sermayesi 1.5 trilyondan 2.5 trilyon liraya çıkanldı. TKB'ye 1 trilyon hralık nakit aktanlması durumunda borçlann ertelenme olasılığı yatınmalan umutlandırdı. Belediyelerin bazı gelirlerini artüran kararname konusunda Fatih Belediye Başkanı Yusuf Günaydın. "Bizim derdimize çare olmaz" derken Sanyer Be- lediye Başkanı İhsan Yalçın, kaynak sorunlannın çözümü için devlet bütçesinden aktan- lan paylann yükseltilmesi ge- rektiğini söyledi. "Bazı vergi ve harçlanmız on kat değil, isterse yüz kat arttınlsın enflasyon karşısında yine aşınacak" diyetn Fatih Be- lediye Başkanı Günaydın, arttınlan harçlann bir bölü- münün kendilerini zaten ılgi- lendirmediğine işaret ederek şöyle dedi: "Artacak harçlar, arasında hayvan kesimi, kaynak suyu gibi kalemler var. Bizim bele- diye sınırlanmız içinde mez- baha veya kaynak suyu yok. Yani bu gelir artışı bize yansı- mayacak. Aynca şimdi on kat arttınlan bu limitler birkaç ay sonra enflasyon karşısında za- ten aşınacak. Bu konuda yap- lacak en doğru şey, belediyele- rin kendi vergi miktarlanna kendilerinin karar verip uygu- lamasıdır. Belediye meclisleri kendi vatandaşlannın ekono- mik gücüne ve belediye sınırlan içindeki faaliyetlere uygun ver- gilendirme yapmalıdır." Sanyer Belediye Başkanı İhsan Yalçın ise arttınlan vergi ve harçlann toplam belediye gelirleri içinde çok büyük ra- kamlara ulaşmadığını belir- terek "Bizim esas gelirimiz ge- nel bütçeden aynlan paylar ile emlak vergisıdir. Bunlar artü- nlmadığı sürece içinde bulun- duğumuz fınansman darboğa- zını aşamayız" dedi. Yalçın, belediyelerin toplayacaklan vergi miktarlannın hükümet- ler tarafından belirlenme^ini de eleştirerek "Gelirlerimizi arttırabilmek için hükümetle- rin karannı beklememiz gere- kiyor. Mesela şimdi arttınlma- sına karar verilen vergi ve harçlar en son 1988'de yakla- şık iki kat yükseltilmiş. ondan sonra da hiç ellenmemişti. Bu durum belirlenen rakamlann zaman içinde aşınmasına yol açıyor" diye konuştu. Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri de Içişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan kararna- menin çok büyük miktarda bir gelir artışı getirmeyeceğini be- lirterek "On kat arttınlan mik- tarlar zaten o kadar düşük ki bunlan yüz kat arttırsanız bile çok fazla gelir olmaz" dediler. Söz konusu yetkililer çok fazla sayıda harç ve vergi olmasının da yönetimi güçleştirdiğini vur- gulayarak belediye gelirlerini düzenleyen kanunun yeniden elden geçirilmesi gerektiğini sa- vundular. Tansu Çiller zorunlu emekliliğin kamu açıklannı kapatıcı nitelikte olduğunu söyledi Zorunlu emekliliğe dış kaynak arayışı• Devlet Bakanı Tansu Çiller, KİTlerdeki zo- runlu emeklilik uygulamasının, kamu açığını kapatıcı nitelikte olduğunu beürterek, gerekli kaynağın Dünya Bankası'ndan sağlanması amacıyla çeşitli görüşmeler yapıldığını büdirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - KİTlerde "zorunlu" olarak emekli e .ocek işçilerin tazminatlannın ödenmesi için Dünya Bankası'ndan kaynak sağlanmaya çalışıbyor. Eko- nomiden sorumlu Devlet Ba- kanı Tansu Çiller, KİTlerdeki zorunlu emeklilik uygula- masının, kamu açığını kapatıcı nitelikte olduğunu belirterek, gerekli kaynağın sağlanması amacıyla Dünya Bankası yetki- lileriyle çeşitli görüşmelerin de- vam ettiğini bildirdı. Çiller, kamu fınansmanında kısa vadeli iç borç yerine Mer- kez Bankası kaynaklannı tercih etmeye devam edeceklerini söy- ledi. KİTlerdeki istihdam fazla- sını azaltmak amacıyla başlatı- lan zorunlu emeklilik uygula- ması için dış kaynak aranıyor. Şimdiye dek, Türkiye Demir Çelik İşletmeleri'nde 3 b- : n. TÜPRAŞ'ta da 700'ü aşkın iş- çinin emekli edildiği uygulama sonucu, 500 milyar dolayında kıdem ve ihbar tazminatı öde- mesi yapıldığı kaydedildi. Çiller, konuya ilişkin olarak Cumhuriyefe yaptığı açık- lamada. uygulamanın KIT- lerin kendi kararlan olduğunu söyledi, "Bu konuda bizim yaptığımız bir şey yok" diyen Çiller, şöyle devam etti: "KİTler. kendi uygulama- lan için hazineye başvuruyor- lar. Bizim onayımız gerekiyor bu uygulama için. Uygulama, Türkiye ekonomisi için bir kül- fet getiriyor. Biz de Amerika'ya gittiğimizde bu konuyu açtık. Dedik ki. bu KİTlerde bir yak- laşım içinde olmak gerekir. Bu uygulama. netice itibanj la kamu açığmı kapatıa bir nite- liktedir. Çünkü devamlı işçi fazlası olduğu söylenen kurum- lardan bazı kişiler emekli ol- duktan sonra, bir tasarruf sağ- lanabilir. Bir defaya mahsus bir şey gider ama tasarruf kalıcı olur. Bir defaya mahsus bir şe- yin, kıdem ve ihbar tazminat- lannın karşılanması, bir prog- ram kredisinin bir parçası ola- rak düşünülebilir. Bütün ön- lemler kamu açığını azaltmaya yönelik olduğundan, buna da olumlu baktılar. Bunun üzerine çalışma devam ediyor. Biz 17-18 eylülde Dünya Bankası ve IMF toplanülan için tekrar Amerika'ya gideceğiz." Çiller, Türkiye'de "Kısa va- deli de olsa iç borcun, Merkez Bankası kısa vadeli avansına tercih edilmesi gerektiği" yö- nünde genel bir kanı olduğunu belirterek, "Biz bunun tam ter- sini yaptık" dedi. Türkiye'deki bu yaygın görüşün her zaman doğru olmadığmı savunan Çil- ler. şöyle konuştu: "Yani aşağı yukan 9 aydır kısa vadeli iç borcu bırakıp. kısa vadeli avans kullandık. Bu da çok yararlı ohnuştur. Eğer bunu yapmasaydık, şimdi hazi- ne tıkanmış olurdu. Neden? Çünkü 3 aylık bütün borçlar fa- iziyle birlikte gelecekti. Faiz üs- tüne faiz, faiz üstüne faiz bine- cekti. Kamu açığı çok daha bü- yük olacakü. Çünkü görüyoruz ki. Türkiye'nin şu andaki kısa vadeli iç borç kullanma hacmi, dünya oranlannın üstünde de- ğil, altında. Baktığımız zaman Türkiye'- nin toplam iç borcu gayri safi milli hasılaya göre fazla değil. Ama bu borcun kısa vadeli kısmının gayri safi milli hasıla- ya oranı çok yüksek. Hele 3 aylığın oranı, düyaya göre çok yüksek. Kısa vadeli avans için aynı şey sözkonusu değil. Bu, 'biz furya para basacağız' anlamına geliniyor. şimdiye kadar ne yaptıysak, aynı şeyleri yapma- ya devam edeceğiz." Dünya Ekonomik Forumu'nun araştırmasına göre en az riskli ülke Norveç Türkiye Batı9 nınenriskliülkesi•Türkiye, 22 sanayileşmiş ülke arasında "sı- yasi" açıdan ikinci, "ekonomik" açıdan ise bi- rinci en riskli ülke. Yunanistan, Türkiye'den daha fazla siyasi riske sahip. Araştırmaya göre siyasi açıdan en az riskli ülke ise İsviçre. CENEVRE (AA) - Türkiye, 22 sanayileşmiş ülke arasında "siyasi" açıdan ikinci, "ekono- mik" açıdan ise birinci en riskli ülke olarak nitelendirildi. Dünya Ekonomik Forumu'- na göre ekonomik açıdan en az riskli ülke Norveç olurken siya- si açıdan en az riskli ülke ise İs- viçre. Siyasi risk sıralamasında Yu- nanistan, Türkiye'den daha fazla riskli görüldü. Dünya Ekonomik Forumu'- nca hazırlanan 1992 yılına iliş- kin "Dünya Rekabet Gücü" raporunda "siyasi risk' ve 'eko- nomik risk' sıralaması be- lirlenirken uluslararası ülke risk rehberinin endeksi kullanıldı. Siyasi riks puanlan hesapla- nırken "Ekonomik beklentiler ve gerçekleşenler". "Ekonomik başansızlıklar", "Siyasi lider- lik", "Harici sorun riski", "Hü- kümetteki çözülmeler", "Siya- sette ordunun etkisi", "Siyaset- te dinin organize etkisi", "Hu- kuk ve düzen geleneği","Etnik ve ulusal gerginlik". "Siyasi te- rorizm", "Iç savaşriski","Siya- si partilerdeki gelişmeler" ve "Bürokrasinın kalitesi" değer- lendirmeyealındı. Ülkelerin ekonomik gücünü gösteren ekonomik risk puan- lan belirlenirken ele alınan gös- tergeler de şöyle oldu: "Enflasyon", "İhracat içinde dış borç geri ödemelerinin pa- yı", "Uluslararası likidite", "Dışdeneyim", "İhracat içinde cari işlemler kaleminin payı", ve "Paralel döviz piyasalan". Siyasi risk sıralamasında pu- anlar 0'la (en fazla risk), 100 (en az risk) arasıda değişirken eko- nomik risk sıralamasında ise puanlar 0'la (en az risk), 50 (en az risk) arasında verildi. RİSK SIRAUMALARI VE ALINAN PUANLAR EHM* Ott> 1. Norveç 2 Hollanda 3. Japonya 4 isviçre 5 Portekiz 6. Avusturya 7 Almanya 8.ABD 9 Avustralya 10. Belç.-Lüks. 11 Danimarka 12 Isveç 13 Kanada 14. irlanda 15 Ingıltere 16Y.Zelanda 17. Ispanya 18 Fınlandıya 19 Fransa 20 Italya 21 Yunanistan 22 Türkiye RİSK 43.5 41.0 40.5 40.5 40.0 39.5 390 390 38.5 38.5 38.0 38.0 37.5 37.5 37.5 360 360 350 35.0 35.0 29.5 26.0 StYUİRİa • Ifcı 1 İsviçre 2. Avusturya 3 Danimarka 4. Fınlandıya 5. Hollanda 6. Almanya 7 Norveç 8. Fransa 9. isveç 10. Kanada 11. Avustralya 12. Ingıltere 13. irlanda 14. Japonya 15 Y.Zelanda 16.ABD 17 Belç.-Lüks. 18. Ispanya 19. Italya 20 Portekiz 21 Türkiye 22. Yunanistan Synirttk 93 90 87 85 85 84 84 83 83 81 79 79 78 78 78 77 76 76 72 72 68 63 Araştırmada "Enflasyon", "Uluslararası likidite", "Dış derte- yim", "ihracat içinde cari işlemler kaleminin payı", ve "Para- lel döviz piyasalarT'gibi krrterier göz önüne alındı Fındıkta fiyat karmaşası NtHATTlĞLI GİRESUN - Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhra- catçılan Birliği Genel Sekre- teri Ahmet Tunavelioğlu, fındık ihracatından ahnacak fonun kaldınlacağı veya de- ğişiklik yapıhnayacağı şeklin- de bir açıklama yapılmadığı için alıcılann alımlannı ve bağlantılannı durdurduk- lannı söyledi. Tunavelioğlu, "Bu bekleme süresi içinde ödemenin peşin yapılacağı açıklanmasına karşın uygu- lamanın başlamasını görmek arzusu, serbest piyasadaki fı- yatın tespiti için belirmeye başladı. Aslında fiyatla be- raber fonun, eski yıl ürünü stoklann ne olacağının da açık- lanması gerekirdi. Bilin- meyenlenn bilinmesi için bek- leme durumundayız" dedi. Fındık ve Mamulleri İhra- çatçılan Birliği Genel Sekrete- ri yüksek rekolteye karşın 200 bin ton iç fındığın ihraç edile- bileceğini vurguladı. DUŞUNCELER SALtHN.NEFTÇİ Dobr-Mark Çapraz Kuru Doların uluslararası piyasalarda değer kaybetmesi Tür- kiye'de dövize olan talep üzerinde frenleyici bir etki yapı- yor. Hazine ve borsanın işi kolaylaşıyor. Hazine daha ra- hat borçlanabiliyor. Hisse senetlerine olan talep göreli olarak artıyor. Yatırımcıyı ilgilendirmesi gereken soru şu: Dolardaki aşınma daha ne kadar sürer? Dolar-mark çapraz kuru ne olur? Amerikan ekonomisinin sorunu durgunluk. Ve yaklaşan başkanlık seçimleri. Üretim hâlâ gevşek. işslzlik oranı, son yılların en yüksek seviyesinde. Bu nedenle Amerikan Merkez Bankası para arzını gevşek tutup, faizlerin inmesini yeğliyor. Amacı kre- di hacmini genişletip, üretimi hızlandırmak... Amerika'da kısa vadeli faizler % 3.3 civarında. Alman Merkez Bankası (Bundesbank) ise buna ters dü- şen bir politika izliyor. Geniş anlamlı para arzında en fazla % 5.5'lik bir artışa izin verecek. Almanlar hedeflenen% 2'- lik enflasyonun ancak bu şekilde tutturulacağına inanıyor. Oysa Alman hükümeti, eski Doğu Almanya'daki işlet- melere sübvansiyonlu kredi açma kararı almış durumda. Eski Doğu Almanların tüketimleri Batı'daki yaşam tarzın- dan etkilendiğinden toplam talepte de bir artış var. Netice- de son6 ayda, özel kesime açılan krediler % 11 genişlemiş. iktisat biliminde "kredi", para ile aynı anlama geliyor. Alman para arzı artışındaki gerçekleşme bu nedenle son altı ayda % 8.6 civarında. Hedefin çok üstünde. Alman Merkez Bankası bu nedenle kredileri kısıyor. Krediler kısı- lınca faizler yükseliyor. Üç aylık faizler Almanya'da % 9.8 civarında. Amerika'- dakinden % 6.6 daha yüksek. Gerek "kredi riski", gerekse "likidite riski" açısından Al- manya ile ABD arasında fazla bir fark da yok. Uluslararası yatırımcı % 6.5'lik bu getiri fazlasını görii- yor. Dolardan marka geçiyor. Ellerindeki dolar cinsinden kâğıtları satmak isteyenler doların marka karşı değer kay- betmesine yol açıyorlar. Dolardaki bu gevşeklik daha ne kadar sürer? iktisat bilimi bu gibi soruları yanıtlamada fazla yardımcı olamıyor. Ama bazı yorumlar yapmak da mümkün. Dolara endeksli yatırım araçlarında bir "panik satış" ol- madığı sürece, dolardaki değer kaybının Amerikan ekono- misi üzerinde fazla bir olumsuz etkisi yok. Üstelik bu Ame- rikan mallarını dünya piyasalarında daha cazip hale de getiriyor. Çünkü dolar ucuzlayınca, bu malların fiyatları da kendiliğinden düşmüş oluyor. İhracat artıyor. Başkanlık seçimlerinden önce Amerika'daki faizlerde bir artış olasılığı da fazla yüksek değil. öte yandan Alman Merkez Bankası'nın da para arzını kontrol altına alma çabalarından vazgeçmesini bekleme- mek gerek. Demek ki, bir kriz çıkmadığı sürece, ABD ve Alman faizleri arasındaki % 6.5'lik farkta ciddi bir azalma olasılığı yok.Şartlar ABD başkanlık seçimlerinden sonra değişiyor. Amerikan Merkez Bankası faizleri yükseltmede daha rahat davranabilecek. Bu, Türkiye'de ekonomi yönetiminin karşılaştığı güçlük- lerin asıl artmaya başlayacağı süreye denk geliyor. 1992'- nin ilk yarısında nasıl bir fırsatın kaçırılmış olduğu o za- man daha iyi anlaşılacak. KONUK YAZAR GÜREL ÇEIİKKANAT* KITIerin Sessizliği Bugün ülkemizdeki bütün ekonomik kötülüklerin baş so- rumlusu olarak gösterilen KİT'ler, bundan 60 sene önce, buh- ranlara karşı ülke ekonomisini korumak ve kalkınmayı daha planlı ve sağlıklı gerçekleştirmek üzere Türk ekonomi tarihi sahnesindeki yerlerını almaya başlamışlar ve bu onurlu gö- revlerıni yüzlerinın akı ile gerçekleştirmişlerdir. Bir gün gelmiş, serbest piyasa ekonomisinin tüm kuralları ile uygulandığı ifade edilen bir dönemde KlT'lerin bir bölümü- ne (TEK, TCDD, PTT gibi) görevlerinin "kamu hizmeti niteliği" ağırlıklı olduğu yasayla hatırlatılarak satış fiyatlarını serbest- çe belirlemeleri engellenmiştir. Mali politikaların gözardı edilerek enflasyonist baskıların ve tüm ekonomik zorlukların sadece para politikalarının uy- gulanması ile giderilebıleceğine ınanılan son 10 yılda ise bu politikanın en büyük araçlarından biri olan bankaların, uygu- lama sırasında düştükleri bunalımlardan kurtarılmaları göre- vi de KİT'lere verilmiş ve yüzde 100'lerin üstündekfaiz oran- ları ile alınan krediler sayesinde bankaların soluk almaları sağlanmıştır. Tahkim Yasası ile de birbirlerine olan borçlarından ta- mamen kurtulan KİT'ler artık rahatlıkla ve gönül huzuru ile bankalara birikmiş olan borçlarını da ödeyebilecekler ve son görevlerini de başarı ile tamamlayabileceklerdir. Böylece, 60 yıla yaklaşan bir süreden beri ülkemizin insan- larına, hükümetlerine, özel sektörüne ve bankalarma tüm güçleriyle yardım etmeye çalışan KİT'ler, bu sürenin sonun- da artık verimsiz, yararsız, hatta zararlı birer kuruluş hâline getirildiklerinin bilinci içinde, satılmaya, satılamıyorsa beda- va verilmeye, alan çıkmazsa atılmaya hazır, boyunları bükük, kaderlerini beklemeye başlamışlardır. Tarih, 1929'un "29"unu ters çevirip 1992'yi gösterirken KlT'lerin kaderlerınin ters döndügünü ifade edıyordu sankı. Yüz binleri aşan personel fazlaları, 38 trilyon liralık finans- man açıkları ve yine trilyonlarla ifade edilen zararları ile KİT'- lerin ekonominin en büyük kamburu olduğu, senelerden bu yana süregelen araştırmalar sonucu nihayet (!) tespit edile- bilmiştir ve bunlardan mutlaka kurtulmak gerekmektedir. Oysa bu ülkenin bazı insanları da diğer ülkelerle -örneğin Japonlarla- yapılan bir ortaklık anlaşması içinde, yurdumu- zun güzide kuruluşlarınm başlarında gelen Koç veya Sa- bancı'nın yanında güçlü KlT'lerimızden birini, örneğin o dev Sümerbank'ı görmenin umudu ile hala yaşamaktadırlar. "Devlet pijama, terlik yapmaz" diye alay konusu yapılan ve yıllık satış hasılatı kadar faiz ödeyeceği en yetkili kişilerce suçlayıcı bir dille ifade edilen Sümerbank'ın terllğini veya pi- jamasını dünyaca meşhur bir markanın (Yves Saint Laurent ya da Pierre Cardin gibi) ortaklığı içinde görmek, bu konuyu "resmi devlet alayı" halinegetirenlerikimbilirne kadar mutlu edecektir. Aynca; 1- Bu yılkifinansman açığının2.5trilyon liraya, zararının ise 1 trilyon liraya ulaşacağı ifade edilen ve "yeniden yapılan- ma" gayretleri ile etkinliğini sürdürmeye çalışan o koskoca Etibank'ı dünyanın önde gelen maden kuruluşları ile beraber dünyanınyada ülkenin herhangi biryerindeki bir maden üre- tim ortaklığı içinde görmek. 2- Savunma sanayiinin kurulması çalışmalarının içinde o mağrur ve vakur MKE kurumuna tecrübe birikimlerini değer- lendirebilecek ve ona yeni teknolojiler getirebilecek bir ulus- lararası ortaklık imkânının yaratıldığına tantk olmak. 3- Kıyılarımızdaki turistik potansiyeli -karayolu trafiğinin curcunasından kurtararak- hızlı deniz ulaşım vasıtalarına açacak bir üretim ve işletme ortaklığını, Türkiye Gemi Sanayii ve Türkiye Denizcilik işletmeleri ile bu konuda gelişmiş Ku- zey Avrupa ülkeleri arasında oluşturmayı planiamak. 4- Çağdaş tekniklere yakın boyutta kurulan ve işletilen PETKIM'i petro kimyanın dünya büyükleri ile yepyeni bir pro- jenin ortağı yapacak bir çalışmanın ve gayretin içine girmek. 5- Gübre sanayiini, Demir Çelik İşletmeleri'ni, TEK'i ve Te- kel'i de kendi sahalarında bu tür organizasyonlara sokmak, fırsatlarını da henüz kaçırmış sayılmayız. Gelecek nesıllerın üzülerek hatırlamalarına neden olacak bu siyasi/ekonomik hatadan dönmek için her türlü olanağı değerlendirmeye kendimizi mecbur hissetmeliyiz. Bence, büyük kuruluşlara sahip büyük ülkelerin büyük düşünmesi- nin yolu buradan, bu güzel zorlukları başarmaktan geçer. * Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müfettişi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle