30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2AĞUST0S1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 KISLALFNIN KONIGU ERTUĞRLL GUNAY CHP siyaset sahnesine çıkmalı Ertuğrul Günay, CHP sol kanadının önde gelen isimlerindendi. Daha sonralan SHP sol canadının önde gelen ismi oldu. Ankara il başkanlığından genel sekreter yardımcılığına kadar çeşitli görevlerde bulundu. Halen SHP Parti Meclisi üyesi olan Günay, sık sık genel sekreterlik için adının geçtiği partisinden aynlıp, eski partisi CHP'de etküi olmaya hazırlanıyor. CHP'nin yeniden doğuşu ile birlikte ortaya çıkan sorunlan, eski siyaset arkadaşı, yazanmız Ahmet Taner Kışlalı ile tartıştı. CHP'nin siyaset sahnesine bütün iddiaları ile çıkışını altı ay daha erteleme amacını kabul etmek mümkün değil. Kamuoyu yoklamaları, olağanüstü ağırlıkta kararsız seçmenin variığını gösteriyor. Türîdye'nin siyasetindeki boşluğnn bir an önce doldurulması gerekiyor. Eğer liderlik iddiasında olan insanlar bugün bir araya getirilemiyorsa 6 ay sonra uzlaşabilecekleri yolunda en ufak bir ipucu var mı? K Ş L A L I : 9 eylûk giden süreç içinde, CHP'nin bölge toplanrüa- n a sık sık kanlıyorsunuz. Nasıl bir hava var? GJNAY: İzmir'den Samsuna, Erzurum'a kadar, birçok bölge to»lantısmı görme şansını elde ettim. Çok yüksek ve heyecanlı bi kaülım var. Düşünülenin tersine, yoğun bir biçimde genç inanlar da kaühyorlar. KŞLALI: CHP'nin yeniden açılmasının gündeme gelmesinden buyana geçen zamanda, umutlaruuz azaldı mı, arttı mı? G'JNAY: Umut kıncı herhangi bir gelişme olmadı. Belki SHP veDSP'nin olaya biraz daha sıcak ve içtenlikli yaklaşımı bekle- noilirdi. Genel Yönetim Kurulu, kurultaya giden süreç içinde keıdisini, kurultayın sağlıkk ve görkemli yapılması gibi teknik scrunlarla sınırlandırdı. O arada CHP'nin Türkiye'ye ve dün- ya/a bakışıyla ilgilı yeni yaklaşımlar da dile getirilmeye başlan- sajdı, daha geniş toplum kesimlerinden daha yoğun bir ilgi ola- biirdi. O noktaya da, saruyorum 9 eylülden sonra geleceğiz. KŞLALI: SHP ve DSP'nin CHP'ye yaklaşımlannı nasü yo- runluyorsunuz? GÜNAY: Başka siyasal oluşumlara büyük emek vermiş insan- larn, kendi olusumJannı bir ölçüde korumalannı anlayışla kar- şılyoruz. O kendi kurumlannın görüntüsünü ve içeriğini, bir öküde CHP'ye de yansıtmak istiyorlar. SHP ve DSP, 1980 son- raanın çok hızlanan toplumsal değişimi karşısında, farkh tavır- lar aldılar. Son 15-20 yıldır, insanlar Türkiye coğrafyasında, keıdilerine yeni baştan yer tutmaya çalışıyorlar. Yerleşmeye çaıştıklan yerlerde, tutunabilmek için en koay araç olarak da siyaseti görüyorlar. SHP bu değişime bir doğrultu vermek, bu insanlara bir ortak dilkazandırmak için çakşmak yerine, kapılannı ardına ka- dar açarak, bu deği- şırne teslim oldu. DSP ise, bütünüyle bu değişime kapı- lannı kapalmaya çaba gösterdi. Bunu görmezden gelrneye çaJıştı. Her ikisi de yanlış. Oysa CHP, Türkiye'nin ya- şadığı bin tane badi- re içinde, gelişmele- re, değişmelere. bü- yük sarsıntılara yön göstermeye çalışan bir partiydi. Önemli yemlenmeleri, hem Türkiye'ye hem de kendisine yaşatabtl- mişti. SHP'nin de CHP'nin de, bugün- kü yapılannın üzeri- ne CHP tabelasının asılmasının müm- kün olmadığını gör- mesi gerekiyor. KIŞLALI: Kurul- tayın 9 evlüMe, eski GYK'nın S eksiğini tamamlayarak bir "geçiş yönetimi" oluşturması önerisine nasıl bakıyorsunuz? GÜNAY: CHP'nin siyaset sahnesine bütün iddialan ile çıkışını altı ay daha erteleme amacını kabul etmek mümkün değil. Ka- muoyu yoklamaları, olağanüstü ağırlıkta kararsız seçmenin varhğını gösteriyor, Türkiye'nin siyasetindeki boşluğun bir an önce doldurulması gerekiyor. Eğer, liderlik iddiasında olan in- sanlar bugün bir araya getirilemiyorsa, altı ay sonra uzlaşabile- cekleri yolunda en ufak bir ipucu var mı? Bazı arkadaşlar, bu kumltay delegasyonunun 12 yıl önce seçilmiş olmasını bir ge- rekçe olarak gösteriyorlar. Bu yaklaşımı temelden reddediyo- rum. Siyaseün okulu yaşamakür. Bu delegasyon, bir iktidar kurultayı, bir muhalefet kurultayı ve bir 12 Eylül yaşamışür. Kongre kavgalannı on yıl geride bırakmıştır. Üstelik dağılma- mışür ve siyaseti terk etmemiştir. KIŞLALI: Kim ne derse desin, sokaktaki insanın CHP'yle UgUi ençok merak ettiği konu liderlik. Nasıl çözülecek? GÜNAY: Kimse lıder sorununu erteleyemez. Bence burada li- derden ne anladığımız çok önemli. Lider sadece kendisı konu- şan, sadece kendisi karar veren insan mı olacak? Yoksa ortak aklın sözcüsü mü olacak? Arkasındaki kadro ve liderin o kadro ile ilişkileri nasıl olacak? Olabildiğince partinin ortak birikimini temsil eden bir yönetim kadrosu ortaya çıkmalıdır. Orada her- şey görüşülmeli, tartışılmah ve lider onun sözcüsü ol- malıdır. KIŞLALI: Ecevit adı CHP'nin bir dönemi- ne damgasını vunnuş, adeta CHP ile bütün- leşmişti. Sayın Bay- kal bile, eğer Ecevit aday olursa kendisûıüı genel başkanltğa adaylığını koymayacağını söylüyor. Sizin yaklaşımınız nasıl? GÜNAY: Bütün CHP'liler gibi, ben de Sayın Ecevit'e derin bir saygının ötesinde, içten bir sevgi de duyuyorum. CHP mayasın- da yetişmiş her insan için, bence bu çok doğaldır. Ama, lider konusunda biraz önce söylediklerim öncelik taşıyor. Ortak ak- lın, ortak girişimin öncüsü ve sözcüsü olmak kaydıyla, Sayın Ecevit'in CHP'nin yanında, önünde, başında olması, hepimiz için sevinç verici, saygıdeğer bir sonuç olur. KIŞLALI: Nasıl bir CHP? Elbette en önemli soru bu. tsterseniz kteolojisinden başlayalım. CHP ne ölçüde eski CHP'den farklı ohnalı? GÜNAY: "CHP öyle bir kurumsal yapı ki, ortaya çıkıp her ko- nuda köklü çözümler söyleyecek" demek, ondan mucize bekle- mektir. Abartıhdır. '"70 yıl önce kurulmuş CHP mi Türkiye'yi kurtaracak?" demek de haksızhktır. CHP, bugün kendisine karşı yapılan birçok suçlamalan siyaset sahnesinde iken aşmış bir partidir. Hiçbir zaman 1920'lere, 30'lara, 40'lara takıbp kal- mamıştır. 70'lerdeki "halklaşma" dönüşümü ile, bugünün bir- çok sorununun yanıtını içinde banndıran bir parti olmuştur. O hareket, içtenlikli bir Kemalizm özeleştirisini de içeriyordu. KIŞLALI: Aslında Kenıalizmin kendisi zaten dogmatizme karşıydı ve bir anlamda "sürekli devrimci" idi. O açıdan bakar- sak, İ970'lerdeki dönuşümün de Kemalizmin özüne uygun oldu- ğumı söyleyebfliriz. GÜNAY: Evet, sürekli devrimcilik, sürekli kendini yenileme gi- bi bir kavram, sanıyorum Mustafa Kemal'in tarihsel kişiliğine en uygun bir kavramdır. Kendisi, "Doktrin istemez, donar kalı- nz" gibi bir sözün temsilcisi. Şimdi Türkiye'de birçok kurum yıpranmışür, aşınmıştır, yetersizleşmiştir. Ben CHP'nin, Tür- kiye'yi yeniden kurma iddiası ile ortaya çıkmasından yanayım. Amacı, mevcut yapılan koruyup, iyileştirmek olmamabdır. En köktenci parti olmahdır. Ben CHP'den, yeni bir siyasal ahlâk anlayışının doğmasını da bekliyorum. Hiçbir parti dışında kal- maksızın, siyasal yapı bir yozlaşma içinde. Şu anda içinde bu- lunduğum partiyi de katarak söylüyorum. Ne yazık ki, olağa- nüstü bir kişisel çıkar haritası ortaya çıkıyor. Olağanüstü bir bi- reysel fırsat değerlendirme kaygısı var. SHP, yeni bir siyasal ahJakanlayışının temsilcisi olmalıdır. KIŞLALI: Çok esnek olan Kemalist ideoloji ile, bu ideolojinin 1920'lerin sonınlarına getirdiği yamtlan, birbiri ile kanştırma- mak gerekir. Koşullar değiştiğine göre, çözümlerin değişmesi do- ğaJdır. Kemalizm de, Mustafa Kemal'in sağuğmda yaptıklannm Türkiye'de insanlann yer değiştirmesi, bir anlamda çarpık kentleşme karşısında DSP ve SHP farklı tavırlar aldılar. Bu oluşum karşısında DSP kapılarını kapat- maya çalıştı. SHP ise, tümüyle marjinalliğe teslim oldu. bekçiliği değiidir! O Kemalizm değil, tutuculuktur ve 12 Eylül dö- neminde, o anlayışın yarattığı acıklı çelişkiler yasanmıştır. Tıpkı 1970lerde olduğu gibi, Kemalizmin 1990'ların koşullarına göre yorumlanmasuu istemek başka, Kemalizmi > adsunak gene baş- kadır. Sorumu net bir biçimde sormak istiyorum: örneğin SHP içinde bulunan ve Kemalizme karşı ve harta düşman olan bazı aydınlar. C HP'ye kabul edilmeli mi? GÜNAY: Ben, bu konuda biraz kördövüşü yapıldığı kaygısıru taşıyorum. İkinci Cumhuriyet tartışmalannı da yakından izli- yorum. Aslında çoğu birbirinin benzeri şeyler söylüyorlar. Her- kes kabul ediyor ki, bugünkü devlet yapısına bugünkü toplum şığmamaktadır. Birileri buna isim koymaya kalkıyorlar. Önemli olan, bugünkü toplum yapısına bugünkü devlet yapısı yetiyor mu yetmiyor mu? Bu tartışmalar CHP'de yapılabilir. Ama, bir özeleştiri anlayışı içinde konuya yaklaşırken, geçmiş bütün değerleri yok etmeye çalışmak, zaten siyasete uygun ol- mayan bir tavırdır. Bu bir muhalif aydın tavn olabilir, ama si- yasetçi tavn olamaz. Nerdeyse Kemalizm ile tartışmayı kan da- vası hahne getirmiş bulunan birtalum insanlann CHP adına si- yaset yapmaya kalkmalan, CHP kitlesinin benimsemeyecegi bir şeydir. KIŞLALI: Yeni CHP'de üye ve örgüt yapısı nasıl olmalı? GÜNAY: Biraz önce de söylediğim gibi, Türkiye'de insanlann yer değiştirmesi, bir anlamda çarpık kentleşme karşısında DSP ve SHP farkü tavırlar aldılar. Bu oluşum karşısında DSP kapı- lannı kapatmaya çahşü. SHP ise, tü- müyle marjinalliğe teslim oldu. CHP bu ömeklerden yararla- narak bir parti yapısı yaratmalıdır. Yer de- ğiştiren kitlelerin, top- lumda en kolay yer edinebilmelerinin yolu, siyasete gjrmek- tir. Aile, akraba, göç eden köy halinde bir partiye kaydoluyor- sunuz. Bu kaçınılmaz bir şey. Üye olmaya sınır getirilmemeli. Ama partide bazı ka- demelere gelmek ko- nusunda, birtakım duyarlılıklar gösteril- melidir. Mahalle biri- minde temsilcilikten Parti Meclisi üyeliğine kadar, bu dıkkatlcr kademe kademe geliş- tirilmelidir. Oysa şu andaki örgütlenme yapılan içinde, hiçbir sınırlama yoktur. Par- tinin calışmalanna kaülma, parti belgele- nnın oluşumuna kaül- ma, eğitim çalışma- lannda yer alma gibi, iyi partilılıği belirle- yen kıstaslarla başla- nabilir. Örneğin bir mahallede delegeler seçilirken, o mahalle- deki her işyerinden temsilci olması gibi yeni örgütlenme model- leri geliştirilebilir. KIŞLALI: Türkiye'deki partilerde uygulanan bugünkü seçim sis- temleri, belki de kaçınılmaz bir biçimde "çoğunluk egemenliği" yaratıyor. CHP bunun dışına çıkamaz mı? Siz de ben de, ydlardc "orantılı temsil" sistemini savunuyoruz. GÜNAY: Gerçekten de, şu andaki yapılar içinde, çoğunluğun tahakkümü var. Bu çoğunluk bir-iki oyla oluşmuş olsa bile.. Bunlar, partinin bir yansındaki emeği, potansiyeli dışlayan mo- dellerdir. Oysa partilileri bir arada çalıştıracak olan yeni model- lere ihtiyacımız var. O da, orantıli temsil sisteminin, partinin yaşamına vazgeçilmez bir biçimde kaülmasıdır. Mahalledeki delege seçiminden, kurultay düzeyinde yapılan seçimlere kadar, parti ıçî bütün secimlerde oranülı temsil sistemi uygulanmalı- dır. Şu anda, örneğin mahallelerde, en işlevsiz, en işsiz, en mes- leksiz insanlan her kademede görmek mümkün. Mahallenizde- ki insanlara karşı, partinizi onlar temsil ediyorlar. Partinizi tanıtmak ve diğer insanlann ilgisini çekmek görevi onlann. Oy- sa her kademede, en işlevsel olabilecek insanlar partide görev almalı. Ben son secimlerde görev yaptığım partide gördüm ki, parti örgütü ile yeni seçmen kitleleri arasında olağanüstü bir kopukluk var. Duyarhlıklan, cabalan, beklentileri arasında muazzam bir kopuk- luk var. Seçmen kitle- sinin beklentileri ile çok kaynaşmış bir parti örgütlenmesini, seçmen kitlesinin ya- şam damarlanna dağılmış bir parti ör- gütlenmesini oluştur- mak gerekiyor. KIŞLALI: CHP ile UgUi olarak tartışılan bir konu da hükümetin geteceği. CHP'nin yeniden doğuşu ile birlikte bir hükümet sorunu da doğacak mı sizce? GÜNAY: Ben CHP konusunda kararhhk içinde olan hiçbir ar- kadaşımızı, hükümet konusunda, önyargılı bir olumsuzluk içinde görmüyorum. Bu görüş, siyasette iddialannı sadece hü- kümet tutkalı ile sürdürmek isteyen arkadaşlanmızın özel gay- reti olarak yaydıyor. Ama CHP, elbette ki, hükümete zarar ver- me önyargısı olmadan, doğru bildiklerini söyleyecek. Eğer hü- kümetin de zaman zaman eleştirilmesi gerekiyorsa, herhalde onu da yapmamazlık edemez. KIŞLALI: SHP tabamnın, hükümete ucundan da olsa ortak ol- maktan memnun olduğu anlaşdıyor. Bu eğilimin, CHP'ye karşı bir koz olarak kuUaıulmak istendiği izlenimini mi taşıy orsuraız? GÜNAY: SHP'de şu anda yönetim erkini ellerinde bulunduran arkadaşlanmız, bu durumlannı son kurultayda büyük ölçüde hükümet gücü ile elde etmiş olduklan için, şimdi aynı alışkanlı- ğı sürdürüyorlar. Bence bu arkadaşlar CHP'ye bakacaklanna, sağda olup bitenlere baksalar daha iyi ederler. Yakın bir gele- cekte sağda DYP, ANAP ve MÇP arasında bir kümelenme do- ğabilir. Bir tür, tek başına Demirel iktidanna doğru bir gidiş olabilir. SHP'yi şu anda büyük ölçüde bir arada tutan etken, hükümetin getirmiş olduğu olanaklardır. Bu ortadan kalktık- tan sonra, birçok insanın, siyasete SHP'de devam etmesi için fazla nedeni kalmayacaktır. KIŞLALI: Sayın Baykal'ın 9 eylülde CHP'ye genel başkan ol- ması durumunda, DSP ve SHP'nin de varlıklanıu koruyacağı en- dişeleri var. Katılıyor musunuz? GÜNAY: Benim söylediğim liderlik anlayışı içinde, yani parti- nin bütün birikimini temsil edecek bir kadronun sözcüsü ola- rak, Sayın Baykal'ın liderliğinin bir sıkıntı getireceği konusun- da kendi payıma bir endişe taşımıyorum. 9 Eylül'de kim seçilir- se seçilsin, ötekilerin başlangıç için bir süre dışarda kalacaklan görülüyor. Ben, bir kişinin ismine yönelik olarak senaryo üretil- mesini ve bunun vahim bir tehlike olarak gösterilmesini, siya- sette bunca birikimi olan o arkadaşımıza karşı da bir haksızhk sayıyorum. Yaklaşık son 15 yıldır birçok senaryo, Sayın Bay- kal'ın önünün kesilmesi için üretiliyor. Bu arkadaşımıza yönel- tilmiş, onun liderliğini kabul edilemez kılacak, ağır ve haklı bir eleştiri de göremiyorum. Söylenilen eğer kadroculuk ise, bütün öbür lider ve lider adaylan da, ayru iddia ile maluldürler. KİM KİME DUM DUMA BEHiç AK ÇIZGILIK KÂMİL MASARACI VftX^ w. ' \ > I " \ AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES HARBİ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MÛMTAZ ARJKAN 24Ağustos VÛZEREK M/IMŞ'/ AŞT/L ISK'TB 8U6ÜN, »MTTHEty tt/e&g ADLI BlH KAPTAN, yüizeeae iuc KEZ AAANŞ oeNizi'uiAŞTI. KAFTAN WeSB, DAHA ÖMCELEfii ATLASOtCyAMÜSU'NM DE- Nİ2E PÛŞEN 8İ£ ADAkAI tUJgTARARAIC W*PALYA ALMlÇTI. SOĞU/C SüPAN ETK(L£NM£MeK İÇİN 6Û- ZELCB YAGLANMtŞ OLAN VÛ2JÜCÜ, ÇjRPlNTtU UANŞ'TA İL££UMEYE BAŞtAMlŞTt- HE&ZES, PE- Ü OLDUĞUMU OÜŞÜNÛYOR.,BO6ULACAĞ{NDAU t&RIOJYOİ&U.AAJCAK 8ÖY1£ g/£ŞBY OlMADl. GİTTİKÇE A/ZTAM RÜZGAH, KÖTüLSŞeu HAl/A VE SÛYÛYEAJ DALGALARA KAZŞIM, BGAUPY İÇ- MEK İÇ'M 8İÜHAÇ HEZ PUgMAZ/ 0/Ş/A/PA. ZO&JMK ÇEKMeDEU raz&J KAPmU IA/ESS, G£C£,FRAM£A tUy/SfNA UiAÇTt.. 60YILONCE Cumhuriyet Yeni bir cereyan 24AĞUSTOSI932 YILDIR Müslümanlar. selahiyetin yeni bir merkeze değil fakat vilyeticı c terkedilmesi, hususunu Londra kabinesinden hararetle talep etmekteberdamamdırlar. Bu suretleatiyen Pençapeyaletinin Hindistan'dan aynlmasını ve . J."^",*-.»,—>-i4i—. Efganistan gibi yakın Müslüman devletlerle birleşmesini kolaylaşürmayı ümit ediyorar. Bu hal hemen kaffesi Pençap'ta mütemerkiz milyonlarca azası bulunan Sikh cemaatinin endişelerini izah eylemektedir. Siks'Ierin Hindistanın feshinden sonra Yunanistana avdetten istinkaf ve Pençap'ta ikameti tercih eden İskender'i Kebir'in Yunanalı askerlernin ahfdından olduklan malumdur. Pencap'ın İngilizler tanfından işgalinden birbirasırmukaddem Müslümanlara hükmeden Sikslere Müslümanlann arasındaki şiddetli gerginlik devam etmektedir.Şiddetli bir ihtilaf zuhur ettiği takdirde, Hindular Sikslerin muavetine koşacak, fakat Efganlılar da kendi dindaşlanna yardım edeceklerdir. Tekaüt kanunu Bundan evvel belediye memurlan hakkında ayn bir tekaüt kanunu tanzim edilmeliş, fakat bu kanun Büyük Millet Meclisinde raeddolunmuştu. Belediyece memurlariçin yeni bir tekaüt nizamnamesi tanzim edilmişür. Bir kaç güne kadar Dahiliye Vekaletine gönderilecek tasvibe iktiren eylediği takdirde mevkii tatbike konacaktır. İST. ÜNİVERSİTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME İKTİSADI ENSTİTÜSÜ'NDEN 2-FİNANSAL KURULUŞLAR YÖNETİMİ İHTİSAS PROGRA- MI, (Türkçe ve tngilizce) (Banka, Sigorta, Borsa, Sermaye Piyasası Çejitli Eğitim Programlarına aday öğrenci kaydı devam ediyor. YÖNETICİLtK ÇAGlNDA YAŞIYORUZ; diplomanız başan için yeterli değiidir. Anık, 21. vüzyıhn koşullanna göre eğitim görme zo-' runluluğu vardır. Ülkemizde, bu konudaki ihtiyacınıa en iyi şekilje 'Yöneücilik Eği- timinde 37 Yıllık Deneyimi' olan lşletme tktisadı Enstitusü'nün aşa- ğıdaki proeramlarından en az birine katılarak sağlayabilirsiniz: I-GENELIŞLETMECİLİK PROGRAMLAR1: (1 akademik yıl sü- reli) 1-İŞLETMECİLİK İHTİSAS PROGRAMI (Türkçe ve lngilizce öğretim yapan gündüz ve gece bölümleri var- tür.) 2-İŞLETME İDARESİ PROGRAMI (Yatılı, en az 5 yıllık pratik deneyim, 6 hafca süreli) II-ÖZEL IŞLETMECİLİK PROGRAMLARI: (Bu programlann tngilizce ve Türkçe dillerinde 1 akademik yıl sü- reyle öğretim yapan gündüz ve gece bölümleri vardır.) 1-ULUSLARARASI IŞLETMECtLİK İHTİSAS PROGRAMI, (tn- gilizce) vb.) III-İNGİLİZ DİLİ KURSLARI 1-Kontenjan dolmuştur. KAYIT ŞARTLAR1 1. thtisas programlanna katılabümek için en az 4 yıllık bir yükse- köğretim kurumundan mezun olmak gerekir. (1992 gitz döneminde mezun olacaklar da aday kaydı yaptırabilirler.) 2. Aday kaydı 28 Ağustos 1992 günü saat 17.00'de sona erecek, seç- me sınavı 29 Ağustos 1992 Cumartesi günü saat 10.00'da yapılacak- tır. 3. Aday kaydı için; 2 fotoğraf, mezuniyet belgesi ya da son sınıfta bulunduğuna ilişkin belge gerekir. Daha fazla bilgi için: l.Ü. tşletme Fakültesi lşletme tktisadı Ens- titüsü 34850 Avcılar-İSTANBUL Telefon: 591 44 91 - 591 39 64 - 590 14 27/217-218-219-220 Fax: 591 99 78 bjMn: 35419
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle