04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14AĞUSTOS1992CUMA • * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 OLAYLARIN AKDINDAKI GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada adalet duygulanmız bu kadar körlenip sığlaşiığı zaman ufuk- lanmız da daralır, çağdaş de- mokrasinin değeryargılanndan hızla uzaklaşınz. Çünkü bir toplumda çeşitli meslekler ara- sındaki ücret dengelerini düştin- mek başka şey, genel kapsam- da sosyal adaleti düşünmek baş- ka şeydir. 199'ler Türkiyesi'nde rant- faiz-kâr getirileri yüzde yetmişi buluyorsa ve ücretliler geri ka- lan yüzde 30'la yetiniyorlarsa, temel bir bozukluk var demek- tir. Bu temelde düşünmeden yalnız çalışanlarm kazançları arasında kıyaslama yapmaya kalkışmak eksikliktir. Yıllardan beri bu toplumu yönetenler insanlan yüzde 50'den yüksek bir enflasyonla yaşamaya zorladılar ve köşeyi dönme felsefesini koskoca top- lumun dünya görüşüne dönüş- türdüler. Vergi kaçakçılarının cennetinde yaşadığımızı biliyo- ruz. Bu ortamda sendikacıdan dengeli, sabırlı, ılımlı bir davra- nış beklemek gerçekçi bir yak- laşım olur mu? Bakanlar Kurulu karanyla te- mizlik işçilerinin grevi iki ay er- telendi. Kamuoyu bu karan bekliyordu. Ancak aklı başında olart sağ- duyu sahipleri, yaşanan olayın her boyutunu düşünerek şu so- nuca varabilirler: Demokrasi dengeler, uzlaşmalar, anlaşma- lar rejimidir. Keske belediyelerle sendikalar uzlaşabilselerdi de hükümet halk sağlığı adına du- ruma müdahale etmek zorunda kalmasaydı. Bir toplum ki on yıldan beri yüzde 50'nin üstünde enflasyon- la yaşar, bir toplum ki seçkin- leri ve yüksek dereceli memur- lan, çbpçülerin ücretlerine ba- karak kendi durumlarını kıyas- lamaya kalkarlar, orada bir yanlışlık var demektir. Öyle bir yanlışlık ki kimse tek başına düzeltemez, ancak elbir- liğiyle ustesinden gelinebilir. • • • Ofkeliişçi MBaştarafı 1. Sayfada Belediye-lş Sendikası'nın grev ertelemesi karan üzerine dün İstanbul'da toplanan tem- şilciler meclisine katılan Türk- İş Genel Başkanı Şevket Yıl- maz, Belediye-lşin alacağı ey- lem karannı konfederasyon olarak destekledikJerini, Danış- tay'a açılan yürütmeyi durdur- ma davasının sonuçlanmasın- dan sonra Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun toplantıya çağnla- cağını söyledi. Yılmaz, gerekir- se genel greve gideceklerini be- lirterek "Grevinizi kıran eller kınlsın" dedi. Hükümetin beş ay içinde üç grevi durdurduğu- na dikkat çeken Şevket Yılmaz "Bu hükümet sosyal hukuk devletini sildi. 20 ekim seçimleri öncesi bizim isteklerimizi az bu- lup, sizden daha öndeyiz diyen- ler neredeler? Bize Özal'ı arat- masınlar, aratıyorlar. Hükü- metin iki ortağına da sesleniyo- rum. Böyle ortaklık olmaz" diye konuştu. İşçilerin "Hükü- met istifa", "Bekle Ankara geli- yoruz", "tşçiler el ele genel greve" sloganlan altında ko- nuşmasını sürdüren Yılmaz, İstanbul, Ankara ve tzmir beİe- diyelerinin Hazine'den aldıkla- n yüzde 5'lik paylan bir puan arttırmak için işçileri greve sü- rüklediklerini savunarak "Şim- di de grevi ertelediler. Toplu- sözleşme görüşmeleri kesilmiş sayılmaz. Ama görünen o ki bu belediye reisiyle toplusözleşme zor bitecek" dedi. Önceki gün Başbakan Süleyman Demirel'- in, kendisinden istanbul Beledi- ye Başkanı'nı aramasını iste- yince "Telefon edeyim de benden para mı istesin" dediği- ni aktaran Yılmaz "Para yok diyorlar. Peki siz Türkiye'nin kasasını bilmeden mi iktidara talip oldunuz" diye sordu. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat AJan da "İşçi sı- nıfinı başında taşıdığını söyle- yen ukalalar grevi kaldırtmak için ellerinden geleni yaptılar" dedi. Alan "Masada kırama- dık, anti demokratik yasalarla kıranz dediler. Ama kınlmaya- cağız. Anti demokratik yasalan kaldıracağız dediler. Ankara'da Belediye-İş yöne- ticileri ve bir grup işçi. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı ösüne samandan yapılmış ve ûzerinde "Bu işyerinde grev vardır" yazılı çelenk koydular. HAVA DURUMU GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı I. Sayfada ihbarla başlayan operasyon dün sonuç veriyor. Sezgin, "Küçükesat'taki bir teröıisti canlı ele geçirmek istediklerini" özellikle vurguluyor Polis, operasyon so- nuçlanmadan önce iki örgüt evindo yaşayanlarm Adana- daki bir cinayetin, Ankara'da başkii olayların faili olduğu- nu açıklıyor. Sezgin, 15ağustos "beklentilerirden"sözaç\yor. Ne gibi bir özelliği var o tarihin? Yanıt, "çok basit" Içişle- ri Bakanı'na göre: O gün "kuruluş mu yoksa cinayetlere başladıkları günün yıldönümü mü herhangi bir sebeple" PKK'dan kanlı gösteriler bekleniyo -. Yeterince önlem alın- mış. Ama yine de 15 ağustos tarihi bir rahatsızlık kaynağı. Beri yandan Dev-Sol örgüt evlerine yapılan baskınlarda teröristlerin neden canlı ele geçirilemediği ya da polisin infaz mangaları gibi davrandığı sürekli birtartışma konu- su. Dündeyarında... Bakanın ya da çevresinin ses titreşimleri huzursuzluğu duyumsatıyor insana. O sırada Başbakan Başbakan Demirel, Ankara'dakı operasyonları istan- bul'dan izlerken bir yandan da dürkü gazetelere bakıyor. Bir iki gün önce "çöp" manşetlerd*;. Halkın ve tıbbın sabrı taşmaya başladığında grev ertelemesine gidilmiş. Haberi dün arka sayfalarda küçültülmüş. "Çöp sorunu çözuldü" diyor, "Şindi bakınız; biz, bu ka- rarı üç gün önce alsaydık grev kırıcı olurduk, değil mi?" Başbakan şöyle konuşuyor: "Yaval haklara ben herkes- ten fazla taraftarım. Ama... Bir yerde, benim vatandaşım hakkın doğurduğu sonuçlan gözden geçiriyor. Uzlaşma olmâymca neticede hakları umursamaz görünüyor." Birden Güneydoğu'ya atlıyor Başbakan. Yazan çizenler arasında Güneydoğu'daki "cinayetlere siyasi bir çözüm gerektiğini" öne sürenlere getiriyor sözü. Demirel, mantığını şöyle seslendiriyor: "Soruyorum böyle görüş öne sürenlere; cinayetleri ön- lemenin siyasal çözümü nedir, buyrun söyleyin, diyo- rum." Yanıt Yok! Başbakan sürdürüyor: "Türkiye'yi, hani Nazım Hikmet'in bir kısrak başı gibi Akdeniz'e uzanan toprak diye tanımladığı Türkiye'yi mu- hafaza edeceğiz. Bu topraklarm üzerinde kim yaşamak istiyorsa gelsin, insan gibi yaşasın. Dağlannda, taşlannda şehirlerinde, köylerinde, kasabalarında insan gibi yaşa- sın. Ve... Hangi dilden, hangi dinden, hangi ırktan, hangi renkten, hangi cinsten olursa olsun, insan gibi yaşasın. Ben bu kavgayı yapıyorum. Bu parçası senin, bu parçası benim dersek hem de çok kolay yoldan Yugoslavya ya dö- neriz. Cinayetlere siyasal çözüm aramak... Yok, hayır! Türki- ye üniter bir devlettir. Türkiye'yi parçalayalım mı? Böyle bir gidiş olursa, kim parçalamaya kalkarsa Türkiye'yi, son nefesime kadar boğuşurum." Içişleri Bakanlığı'nda 15 ağustos huzursuzluğu yaşanı- yor. Başkentin Maltepe ve Küçükesat semtlerınde silah ses- leri... Başbakan, -kendi üslubu içinde- suret-i haktan görünüp Güneydoğu'daki "cinayetlere siyasal çözüm arayanlara" karşı çıkıyor, ad vermeden onları sergiliyor. TO mü? ANAP'ın içine düşmüş. Hemen her gün Mesut'u mu yoksa Çankaya'yı mı kolladığı belli olmayan gazetele- rin manşetlerinde. lstanbul'da dün temulik işçileri çalışmadı. Vatandaşlar çöplerini kendileri topladı. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) istaıılnıTda teıııizlik işçisi çahşmadı Haber Merkezi- Bakanlar Kurulu karanyla belediye işçi- lerinin grevinin ertelenmesin- den sonra, Ankara, İzmir- Konak ve Trabzon'da biriken çöplerin jemizlenmesine baş- landı. İstanbul'da iseişçiler dün işbaşı yapmadı. Büyükşehir Be- lediye Başkanı Nurettin Sözen, görevlerine başlamayan işçiler için yasal işlem yapacaklanru söyledi. Istanbul'da 14 gün süren grev nedeniyle biriken çöpler müteahhit fımıalar, esnaf ve vatandaşlar tarafından toplan- maya başlandı. Biriken çöple- rin tamamen kaldınlmasından sonra cadde ve sokaklann ilaç- lanacağı ve deterjan ile yıkana- cağı bildirildi. istanbul Büyükşehir Beledi- yesi ve ilçe belediyelerine bağb temizlik işçileri grev erteleme karannın kendilerine tebliğ edilmediğini belirtirken, sendi- ka, bütün şube müdürlüklerine çöplerin toplanması karannın iletildiğini açıkladı. Önceki gün alınan Bakanlar Kurulu karan Belediye-İş Sen- dikası'na dün öğle saatlerinde ulaştı. Sendika yönetim kurulu karan görüşmek uzere toplan- dı. Belediye-İş Sendikası Yöne- tim Kurulu, Bakanlar Kurulu karannın uygulanmasını kabul etti ve karan tüm şubelere iletti. Karar şubelere ulaşmasına kar- şın akşam saatlerine kadar te- mizlik işçilerinin işbaşı yapma- dıklan görüldü. İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Nurettin Sözen, gre- vin yarattığı psikolojik etkiden dolayı işçilere her türlü anlayışı göstereoeklerini, ancak görevi- ne dönmeyenler için yasal iş- lenılere başlayacaklannı bildir- di. Sözen, işe başlamayan işçile- re yevmiyelerinin kesilmesin- den, disiplin cezasına kadar her türlü yapünmın uygulanabile- ce|jni hatırlattı. Yitsane diyor? Anayasa'nın 75. maddesine göre, grev erteleme karannın ardından işçilerin göreve başla- malan gerektiğini, bu karara uymayanlar konusunda sözko- nu:su maddenin kesin hüküm taşıdığını işaret eden Sözen, uy- mayanlar hakkında 6 aydan az olnamak üzere hapis ve 30 bin lirc dan az olmamak üzere para cezası verileceğini belirtti. Sö- zert, "tşci arkadaşlanmın en kısa zamanda görevlerine dö- na«ğine eminim. İşçilerin Ana- yasa'ya saygılı olduklanna inanıyorum." dedi. Sağlık Bakaru Yıldınm Ak- turıa, İstanbul Büyükşehir Be- lediye Başkanı Nurettin Sözen'i dü ı makamında ziyaret ederek belediye işçileri grevi ile ilgili son durum hakkında bilgi aldı. Aktuna, Bakanlar Kurulu ka- rarının yasal olduğunu kayde- deıek, "Sendika bu karara uymak zorundadır. Grev hakkı da yasaldır. Ancak toplanma- yan çöpler halkın sağlığını teh- dit edici boyutlara ulaşuğı için Bakanlar Kurulu'nun aldığı bu karan sendika uygulamak zo- rundadır. Aksi halde mülki amir yasal işlem yapar" dedi. Sö ;en de konuşmasında temiz- lik işçileri dışındaki birimlerin çahşmaya başladığını belirterek "Grevde olmayan şirkeüerimiz ve cabşma yaptığımız müteah- hit firmalann yardımıyla çöp toplamaya başladık" dedi. Ümraniye"de temizlik işçileri SHP ilçe binasına yürüdü. Erte- leme karannın kendilerine ulaş- madığını bu nedenle işbaşı yapmadıklannı belirten işçiler, karara karşı yasal haklanru kullanacaklannı söylediler. Eminönü Belediyesi'ne bağlı temizlik işçileri de kendilerine sendıkadan hiçbir açıklama ya- pılmadığını bu nedenle Bakan- lar Kurulu'ndan çıkan karan tanımadıklannı belirttiler. Bu arada ANAP milletvekil- leri Cem Kozlu ve Bahattin Yücel Ayasofya Müzesi önün- de düzenledikleri basın toplan- tısında çöplerin turizmi olum- TÜRKİYE'DE suz etkileyeceğini belirterek, biriken çöplerin sorumlusunun tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen oldu- ğunu söylediler. Ankara Ankara'da erteleme karannın ardından temizlik ve park bahçe işçileri dün işbaşı yaptı. İşçiler sa- bahın erken saatlerinden itibaren Ankara'da halkın yoğun olarak bulunduğu ve çöp tepeciklerinin oluştuğu yerlerdeki çöpleri topla- maya başladılar. Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın. belediye gre- vinin ertelenmesinin ardından, Maliye ve Gümrük Bakânı Sü- mer Oral ile görüşerek, belediye- lerin kaynaklannın arttınlmasını istedi. Yaklaşık 1.5 saat süren gö- rüşmede Karayalcın'ın. belediye- lerin bütçeden akiıklan yüzde 5 oranındaki payın yüzde 6'ya çı- kartılmasını istediği öğrenildi. Maliye Bakaru Oral'ın, bu konu- daki talepleri değerlendirecekle- rini söylediği belirtildi. Karayalçın, 14 gün süren gre- vin 26.6 milyar liralık bir üretim kaybına yol açtığını da ifade etti. 30bintonçöp Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın, 14 günlük grev süresince Ankara'- da 30 bin ton dolaymda çöp biriktiğini, bunun ancak beş günde toplanabileceğini söyle- di. Karayalçın, grevin 26.6 mil- yar lirahk üretim kaybına yo- İaçüğını belirtti. İzmir Konak'ta önceki gece- den itibaren çöplerin toplan- masına başlandı. Çöplerin top- lanmasının ardından caddele- rin deterjanla temizleneceği bildirildi.Konak Belediye Baş- kanı Ahmet Sanşın, çöp topla- ma konusunda Büyükşehir Belediyesi'nden büyük destek gördüklerini belirterek, grev sı- rasında hiç kimsenin sağlık açı- sından rahatsız olmamasından büyük sevinç duyduğunu söyle- di.' DÜNYA'DA Belediye-İş Sendikası 4 No'lu Şube Başkanı Hasan Kaplan da, işçilerin tebligat yapılma- dan işbaşı yaparak önceki gece- den itibaren çöpleri toplamaya başladığına dikkat çekerek, iş- çinin iş yavaşlatmasının sözko- nusu olmadığını söyledi. Trabzon Trabzon'da da erteleme ka- rannın ardından belediyeye bağlı temizlik işçilerinin büyük kısmı işbaşı yapü. İstanbul'daki sağlık meslek odalan, çöplerin toplanırken aknması gerekli önlemler konu- sunda ortak açıklama yaptı. Açıklamada, şehir şebeke suyu- na her zamarîkinden çok klor- lama yapılması önemle vurgu- landı. Çöp birikintisi bulunan yerlerin, çöpler kaldınldıktan sonra çamaşır suyu katılmış su- larla yıkanmasırun sağlık açı- sından oldukça yararh olduğu belirtilen açıklamada şöyle de- nildi: , "Çöplerin kaldınlma işle- minde görev alacak tüm perso- nelin mutlaka koruyucu iş elbi- sesi, eldiven, toz tutucu maskc kullanması gerekecektir. Çün- kü, tüm çöp birikintilerinde oldukça fazla sayıda "ve türde mikro organizma üremiş bu- lunmaktadır. Zararlı böceklerle mücadele devam ettirilmeli, çöpler kaldınldıktan sonra yer- lerin tazyikli ve içerisinde de- zenfektan madde içeren sularla yıkanması, ardından ilaçlan- maşı gerekmektedir." Öte yandan büyük rahatsız- lık veren çöp kokulannı gider- mek amacıyla Japonya'dan denemek için getirilen Epoleon ilacının olumlu sonuç vermedi- ği öğrenildi. İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi Sağlık İşleri Dai- re Başkanı Şeref Solak, ilacın ev gibi küçük çaph alanlarda etkili olduğunu, açıkta ve geniş çaph çöp alanlan üzerinde yapılan denemede etkili olmadığını söy- ledi. Bakanlığı Meteo- röoji Genel Müdürtüğü'- ncen alınan bitgrye göre büün bölgelerimiz az bu- lutu ve açık geçecek. Ha- VcSicaklıöında önemli bir öğsm olmayacak. Rûz- Q*, kuzey ve doğu, yur- tiz\ güneyinde güney ve toio yönlerden hafif, ara sıa orta kuvvette esecek. Dmizlerımızde rüzgâr, Do^u Karadeniz ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5. ye yer 6 kuvvetinde, saatte 10-21, yeryer 27 deniz mılı hızla esecek. Van Gılü'nde hava, açık ve az bulutlu geçecek. ıçık ka'lı A-açık B-bulutlu G-gûneşt K-karh S-sısJı Y-yaOmufhı Amsterdam Amman AAna BaOdat Brüks* Cenevre Fmikfcırt Uftoça Petenburg Londfa Madnd Mlano Moskova Mümh Osıo Pans Prag FHyad Roma Vıyana Zûnh Y A A A Y B B A Y Y A A B B Y Y B A A B B 21° 37° 35° 40° 22° 24° 22° 40° 24° 20° 27° 30° 26° 23° 19° 24° 25° 44° 31° 26° 25° SOYLEV (Cilt 1-2) Hıfzı V. Velidedeoğlu 21. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağt Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul Ödemeli gönderilmez. DOSTUM MOZART Nadir Nadi 8. bası 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Yakovos, dinive siyasi elbise giyiyor LEYLA TAVŞAıNOĞLU İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi, bütün Ortodoks dünyanın dini lideri durumun- da. Yüzyıllar boyu Fener Pat- rikliği için çeşitli siyasi oyunlar oynanmış, siyasi partiler ve hü- kümetlere bile taş çıkartacak kulisler yapılmışü. 29 yıl bo- yunca patriklik görevinde bulu- nan 1. Dimitrios'un geçen yıl ekim ayı başında ölümünün ar- dından yine ilgjnç bir patrik se- çimi süreci yaşandı. 1. Dimitrios'un 8 Ekim 1991 günü Patrikhane'deki Aya Yorgj Kilisesi'nde düzenlenen ve Bizans ilahilerinin okundu- ğu törcnden sonra Balıklı Rum Mezarlığı'ndaki patriklere ait özel kabristana gömülmesinin ardından "Patrik kim seçile- cek" sorusu gündeme geldi. Çeşitli kaynaklardan, Kuzey ve Güney Amerika Ülkeleri Or- todoks Kiliseleri Başpiskoposu Yakovos'un patrikliğe adaylı- ğını koyacağı ve seçilmek istedi- ği haberleri gazetelerin birinci sayfalannda boy boy yayımla- nıyordu. Oysa Lozan Antlaş- ması uyannca patrik seçilebiî- mek için baş koşul Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak- tı. Gerçi Yakovos, Gökçeada doğumluydu, ama daha sonra Türkiye'yi terk etmiş ve Ameri- kan vatandaşı obnuştu. Bu ne- denle seçilmesi olası değildi. Ancak haberleri veren kaynak- lar, Yakovos'un, Cumhurbaş- kanı özal'la arasının iyi olması nedeniyle kısa süre içinde Tür- kiye Cumhuriyeti vatandaşlıgı- na alınabileceğine işaret ediyor- lardı. Yalnız bu arada Patrikhane'- nin izlediği çizgi gözardı edili- yordu. Çünkü Patrikhane, öteden beri siyasi bir imaj için- de olmaktan kaçınmışu. Buna karşılık Yakovos'un dini oldu- ğu kadar siyasi bir kişiliği de vardı. Üstelik pek de "Türk dostu" olarak tarunmıyordu. Patrikhane, Yakovos'un bu ni- telikleri nedeniyle patrikliğe uygun bir aday olmadığı dü- şüncesindeydi. Ama bu tavnnı açık açık da ortaya koymuyor- du. Patriklik seçimi için kulisle- rin kızışüğı ekjm ayında Yako- vos aniden İstanbul'a geldi. Geldigi akşam da HiltonOteli'n- deki dairesinde bize verdifi de- mecte, pek de inandıncı olmayan bir dille "Patrikliğe aday deği- lim" dedi. Satır arası söylediği sözler ve tavnndan, kendısinin patrikliğe uygun bulunmadığı mesajını al- mış olduğu anlaşılan Yakovos, şu çümlelerle durumuna açıklık getiriyordu: "Ben hiçbir zaman patrik ol- mak gibi bir isteğe kapılmadım. Patrik Dimitrios benim üstüm- dü, çok sevdiğim, saydığım bir insandı. Onun cenazesı için İs- tanbul'a, kendisine son kez say- gılanmı sunmak ve son görevi- mi yapmak için geldim. Patrik olmam için ne bir şahıs ne de bir ülkenin hükümeti bana yaklaş- mış, beni aday göstermiştir. ABD'de bunca yıl yaptığım gö- rev beni doyiordu. Önümde ne kadar yılük bir yaşam kaldığını da bilmiyorum. Tannnın bana bahşettiği yıl kadar yaşamak, başka bir şey yapmamak istiyo- rum."Yakovos, 8 ekimdeki ce- naze törenine katıldı, daha son- ra da ABD'ye döndü. 22 Ekim 1991 günü de en güçlü aday olan Kadıköy Met- ropoliti 53 yaşındaki Vartholp- meos, Sen Sınod Meclisi'nin gösterdiği 15 metropolitlik aday listesi içinden patrikliğe seçildi. Vartholomeos'un hem Patrikhane hem de aday listesini onaylamakla görevli İs- tanbul Valiliği tarafından göre- ve en uygun kişi olarak göriil- düğü biliniyor. Yakovos MBaştarafi 1. Sayfada Konstantin Mitsotakis ile olan ilişkilerine de düştüğün- densözediliyor. Yakovos'un aynca ABD'- deld Yunan lobisi ile de arası- rur açıldığını haber veren Yunan gazeteleri. ABD'deki Yunan cemiyetine ait 200 dö- nünlük bir arsanın habersiz satışa çıkanlmasından doğan bir ekonomik skandala Yako- vos'un adının bulaştığını öne süıdüler. /Vncak İstanbul Rum Pat- riğ'nin belirlenmesinden son- ra Yakovos'un Türk-Yunan ilişkilerine bakış açısının da dejpştiği gözleniyor. Türk-Yunan ilişkilerine olumlu yaklaşmakla Yako- vos, hem ABD hem Türkiye hem de Yunanistan'ın gözüne girmeyi ve yegâne arzusu olan Fener Patrikhanesi'nin "tah- tına oturma>ı" hedefliyordu. Ancak Kutsal Sinod, Fener Rum Ortodoks Patrikliği'ne yine İmrozlu olan Vartholo- meos'u uygun gördükten son- ra, Yakovos'un Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbns konulann- da dönüş yaptığı görüldü. GOZLEM UĞURMUMCU • Baştarafı 1. Sayfada verilir mi" gibi sorular soruldu. Toplu uyuşmazlıklarda sendikalar ve işveren kesimlerirv de farklı görüşlerin savunulması doğaldır. Sendikalar, işçi ücretlerini arttırmak isterler, işverenler, sendikaların ücret artışı istemlerini kabul etmezler, bu konularda pazarhk sü- rer; bu toplu pazarlıklardan sonra bir ortak noktada buluşu- lur. Toplu pazarlık düzeni budur; kızmaya, bağırmaya, çağır- maya hiç gerek yoktur. Diyeceksiniz ki: -Grev, insan sağlığını tehdit etmeye başladı. Halk ile işçi- ler arasında kin tohumlan ekildi. Bu işe bir son vermek ge- rekmez miydi? Böyle de düşünebilirsiniz. O zaman gelin, işin özünü tartışalım: Türkiye'de sendikal haklar, toplu pazarlık düzeni ve grev hakkı, 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra toplum yaşamımıza gırebıldı. Girerken de bir yanlış yapıldı. Bu yanlış,"parf//e- rüstü sendikacılık" anlayışıydı. Bu anlayış, sendikacılıkta Amerikan modeliydi. Sendika- cılıkta, Avrupa modeli ise işçi sendikalartnın partiler ile ör- gütsel bağlar kurmalarını gerektiriyordu. İşçi sendıkalarımn siyasal partılerle jlişki kurmaları ve partilerle, örneğin Almanya ve ingiltere'de olduğu gibi ör- gütsel bütünlük içinde çalışmaları sakıncalı görülmüştü. Türk-İş, Amerikan yardımı ve Amerikan uzmanları eliyle güçlendirildi. Türk-İş, partilerüstü sendikacılık anlayışının ürünüydü. Bu anlayışa karşı siyasal partiler ile el ele, kol kola siyasal sendikacılık anlayışı Türk-İş içinde filiz verdi. Bu anlayış DİSK'i doğurdu. "Ücret sendikacılığı" diye adlandırılan sendikacılık türü, Türk-İş içinde gelişti. KİT'lerde ve belediyelerde gelişen üc- ret sendikacılığı, devlet eliyle desteklendi. DİSK'ten korkuldu ve DİSK devlet eliyle sendikal yaşam- dan dışlanmak istendi. 12 Eylül döneminde Türk-İş Genel Sekreteri Sadık Şide, MESS Başkanı Turgut özal'ın başbakan yardımcısı olarak atandığı Bakanlar Kurulu'nda yer alırken DİSK yöneticileri, başta Genel Başkan Abdullah Baştürk olmak üzere ışken- celi sorgulardan geçirilerek yargılandılar. DİSK, 12 Eylül askeri rejiminde devlet eliyle yok edılmek istendi. Sendikaların siyaset ile uğraşmaları, partiler ile ilişkiler kurmaları ve örgütsel bütünlük içinde çalışmaları, öteden beri devleti tedirgin etmekteydi 12 Eylül, bu siyaseti, silah zoruyla uyguladı. DİSK'in çalışmaları durduruldu; malvarlığıne el kondu, yöneticileri idam istemleriyle yargılandılar; duruşmalarda "savaş hali hükümleri" uygulandı. Bunlar da yetmedi; liberalizm ve sivil toplum tartışmaları arasında ANAP hükümeti, Askeri Yargıtay karan ile aklanan DİSK'in malvarlığını "yasa ile gasp ederek" işçi ve sendika düşmanlığındaki son örnekleri verdi. 12 Eylül, silah zoruyla, DİSK'e bağlı sendikaları, Türk-iş'te toplamıştı. Bu süreçte, sendikalı işçi sayısında düşüşler ol- du, toplu pazarlık düzenine de kısıtlamalar ve yasaklar geti- rildi. Bugün yakınılan sendikacılık, işte bu "partilerüstü sendi- kacılık" anlayışının doğal sonucudur. "Ücretsendikacılığı"- nı doğuran düzen de işte devlet destekli bu sendikacılık anlayışıdır. Sendikaların siyasal bilinçle karar vermeleri, partiler ile kuracakları ilişkilere ve örgütsel dayanışmalarına bağlıdır. Bu "ücretsendikacılığı"r» yaratan dagüçlendiren dedev- Jetin kendisidir. Bugün, belediye grevi nedeniyle işçi ve emek düşmanlığı yapılıyor. Bu düşmanlık rüzgârları, işyerlerindesendikalara hiç izin vermemiş büyük tirajlı ünlü gazetelerde ve televiz- yon ekranlarında estirmeye estiriliyor. Amerikan modeli "partilerüstüsendikacılık"yerine Avru- pa modeli sendikacılık anlaytşını benimseyerek siyasal par- tiler ve sendikalar arasındaki yasak köprülerini kaldırma- dan sorunlar çözülmez. ÇALIŞANLARIN SORULAm/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Enıekli aylığımı hangi kurum bağlar?" 5ori/:30.6.1971-1.7.1980 kamu kunımunda memur, 1.7.1980-28.2.1982 askerlik görevinde, 17^.1982-14.8.1988 bir kamu kurumunda sigortalı işçi, 16.9.1982-31.7.1987 kamu kurumunda memur, 1.8.1987-31.10.1987 özel sektörde sigortalı işçi, 1.2.1988-6.9.1990 özel sektörde sigortalı, 7.9.1990-30.4.1991 özel sektörde sigortalı işçi 15.8.1991-17.1.1992 arası da yine bir özel sektörde sigortalı işçi statüsunde çalıştım. Şu anda işsizim. Durumumu inceleyen bazı dostlanm, 19% yı- Imın tenunuz ayında emekü maaşıma hak kazanacağmu söyle- mekteler, Sorulanm: 1) Söylenenler doğru ise emekli maaşımı Emekli Sandığı'ndan mı, yoksa SSK'dan mı alacağun? 2) Yine aynı dostlarım, devlet memuıiuğuna dönebildiğim tak- dirde Emekli Sandığı'ndan emekli ikramiyemi de almaya hak kazanacağmu, aksi durumda bu hakkrnım yanacağını söylediler. Doğru mudur? 3) 1987 ydında devlet memurluğundan istifa ederken "İstifa tarihinden 6 yıl sonraya kadar devlet memurluğuna dönûlebUir" diye bir madde olduğunu duydum. Ancak tüm aramalanma kar- şın böyle bir maddeye rastlamadun. Böyle bir madde var mıdır? Bu maddeye dayarak istifa nedeniyle aynldığım kunımun beni yeniden memurluğa almak gibi bir zorunluluğu var mıdır? MF.Y. YANIT: 1) 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kururnlan- na Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Yasa'nın 8. maddesi uyannca çeşitli sosyal güvenlik kurumlannda geçen ve birleştirilen hizmet sürelerinin toplamına göre, bağlanan emekli ayhklan her kurumun "kendi mevzuatına göre" belirlenmek- tedir. Sosyal Sigortalar Yasası madde 61'e göre, erkek si- gortah, 25 yıldan beri sigortalı bulunmak ve bu 25 yıl içinde en az 5000 gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigor- talan primi ödemek koşuluyla emekli olmaya hak kazanmaktadır. Bir başka anlatımla 25 yıllık süre içinde 13 yıl 10 ay 20 gün toplam prim ya da kesenek ödenmiş hizmeti bulunan sigortalılara SSK'ca aylık bağlanır. Buna karşılık, TC Emekli Sandığı Yasası'nın 27 Şubat 1992 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3774 sayıh yasa ile değişti- rilen 39. maddesi uyannca "Erkek iştirakçilerden 25 fiili hiz- met yıbnı dolduranlann" emekli olabilmeleri sağlanmıştır. Kısaca, SSK mevzuatına göre, 25 yıllık süre içinde prim ve kesenek toplamı 5.000 gün (13 yıl 10 ay 20 gün) olanlara, TC Emekli Sandığı mevzuatına göre, yine 25 yıllık süre içinde prim ve kesenek toplamı 9.000 gün (25 tam yıl) olanlara emekli ayb- ğı bağlanmaktadır. Yaptığımız hesaplamada, askerlik dışında yaklaşık 18 yıllık çahşmanız bulunmaktadır. Bu çahşma 25 yıllık sürenin dola- cağı temmuz 1996'da SSK'dan emekli olmanıza yeterlidir. Ancak Emekli Sandığı'ndan emekli olabilmeniz için 18 yıllık çahşma sürenizi 25 tam yıla (9.000 gün) tamamlamanız gereke- cektir. 2) Son kez Emekli Sandıği'na bağh bir görevden ve 25 tam yılı doldurarak emekli ayhğıru Emekli Sandığı'ndan aldığınız- da, size emekli ikramiyesi de ödenir. 3) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 97. maddesine gö- re, kendi isteği ile (istifa) devlet memurluğundan çekilenler altı ay geçmeden "devlet memurluğuna almamazlar." Kurumlann, istifa eden memurlannı belirli bir süre içinde yeniden göreve geri alma zorunluluğu yoktur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle