Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14AĞUSTOS1992CUMA • * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
OLAYLARIN
AKDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
adalet duygulanmız bu kadar
körlenip sığlaşiığı zaman ufuk-
lanmız da daralır, çağdaş de-
mokrasinin değeryargılanndan
hızla uzaklaşınz. Çünkü bir
toplumda çeşitli meslekler ara-
sındaki ücret dengelerini düştin-
mek başka şey, genel kapsam-
da sosyal adaleti düşünmek baş-
ka şeydir.
199'ler Türkiyesi'nde rant-
faiz-kâr getirileri yüzde yetmişi
buluyorsa ve ücretliler geri ka-
lan yüzde 30'la yetiniyorlarsa,
temel bir bozukluk var demek-
tir. Bu temelde düşünmeden
yalnız çalışanlarm kazançları
arasında kıyaslama yapmaya
kalkışmak eksikliktir.
Yıllardan beri bu toplumu
yönetenler insanlan yüzde
50'den yüksek bir enflasyonla
yaşamaya zorladılar ve köşeyi
dönme felsefesini koskoca top-
lumun dünya görüşüne dönüş-
türdüler. Vergi kaçakçılarının
cennetinde yaşadığımızı biliyo-
ruz. Bu ortamda sendikacıdan
dengeli, sabırlı, ılımlı bir davra-
nış beklemek gerçekçi bir yak-
laşım olur mu?
Bakanlar Kurulu karanyla te-
mizlik işçilerinin grevi iki ay er-
telendi. Kamuoyu bu karan
bekliyordu.
Ancak aklı başında olart sağ-
duyu sahipleri, yaşanan olayın
her boyutunu düşünerek şu so-
nuca varabilirler: Demokrasi
dengeler, uzlaşmalar, anlaşma-
lar rejimidir. Keske belediyelerle
sendikalar uzlaşabilselerdi de
hükümet halk sağlığı adına du-
ruma müdahale etmek zorunda
kalmasaydı.
Bir toplum ki on yıldan beri
yüzde 50'nin üstünde enflasyon-
la yaşar, bir toplum ki seçkin-
leri ve yüksek dereceli memur-
lan, çbpçülerin ücretlerine ba-
karak kendi durumlarını kıyas-
lamaya kalkarlar, orada bir
yanlışlık var demektir.
Öyle bir yanlışlık ki kimse tek
başına düzeltemez, ancak elbir-
liğiyle ustesinden gelinebilir.
• • •
Ofkeliişçi
MBaştarafı 1. Sayfada
Belediye-lş Sendikası'nın
grev ertelemesi karan üzerine
dün İstanbul'da toplanan tem-
şilciler meclisine katılan Türk-
İş Genel Başkanı Şevket Yıl-
maz, Belediye-lşin alacağı ey-
lem karannı konfederasyon
olarak destekledikJerini, Danış-
tay'a açılan yürütmeyi durdur-
ma davasının sonuçlanmasın-
dan sonra Türk-İş Başkanlar
Kurulu'nun toplantıya çağnla-
cağını söyledi. Yılmaz, gerekir-
se genel greve gideceklerini be-
lirterek "Grevinizi kıran eller
kınlsın" dedi. Hükümetin beş
ay içinde üç grevi durdurduğu-
na dikkat çeken Şevket Yılmaz
"Bu hükümet sosyal hukuk
devletini sildi. 20 ekim seçimleri
öncesi bizim isteklerimizi az bu-
lup, sizden daha öndeyiz diyen-
ler neredeler? Bize Özal'ı arat-
masınlar, aratıyorlar. Hükü-
metin iki ortağına da sesleniyo-
rum. Böyle ortaklık olmaz"
diye konuştu. İşçilerin "Hükü-
met istifa", "Bekle Ankara geli-
yoruz", "tşçiler el ele genel
greve" sloganlan altında ko-
nuşmasını sürdüren Yılmaz,
İstanbul, Ankara ve tzmir beİe-
diyelerinin Hazine'den aldıkla-
n yüzde 5'lik paylan bir puan
arttırmak için işçileri greve sü-
rüklediklerini savunarak "Şim-
di de grevi ertelediler. Toplu-
sözleşme görüşmeleri kesilmiş
sayılmaz. Ama görünen o ki bu
belediye reisiyle toplusözleşme
zor bitecek" dedi. Önceki gün
Başbakan Süleyman Demirel'-
in, kendisinden istanbul Beledi-
ye Başkanı'nı aramasını iste-
yince "Telefon edeyim de
benden para mı istesin" dediği-
ni aktaran Yılmaz "Para yok
diyorlar. Peki siz Türkiye'nin
kasasını bilmeden mi iktidara
talip oldunuz" diye sordu.
Belediye-İş Sendikası Genel
Başkanı Fuat AJan da "İşçi sı-
nıfinı başında taşıdığını söyle-
yen ukalalar grevi kaldırtmak
için ellerinden geleni yaptılar"
dedi. Alan "Masada kırama-
dık, anti demokratik yasalarla
kıranz dediler. Ama kınlmaya-
cağız. Anti demokratik yasalan
kaldıracağız dediler.
Ankara'da Belediye-İş yöne-
ticileri ve bir grup işçi. Çahşma
ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı
ösüne samandan yapılmış ve
ûzerinde "Bu işyerinde grev
vardır" yazılı çelenk koydular.
HAVA DURUMU
GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı I. Sayfada
ihbarla başlayan operasyon dün sonuç veriyor.
Sezgin, "Küçükesat'taki bir teröıisti canlı ele geçirmek
istediklerini" özellikle vurguluyor Polis, operasyon so-
nuçlanmadan önce iki örgüt evindo yaşayanlarm Adana-
daki bir cinayetin, Ankara'da başkii olayların faili olduğu-
nu açıklıyor.
Sezgin, 15ağustos "beklentilerirden"sözaç\yor.
Ne gibi bir özelliği var o tarihin? Yanıt, "çok basit" Içişle-
ri Bakanı'na göre: O gün "kuruluş mu yoksa cinayetlere
başladıkları günün yıldönümü mü herhangi bir sebeple"
PKK'dan kanlı gösteriler bekleniyo -. Yeterince önlem alın-
mış. Ama yine de 15 ağustos tarihi bir rahatsızlık kaynağı.
Beri yandan Dev-Sol örgüt evlerine yapılan baskınlarda
teröristlerin neden canlı ele geçirilemediği ya da polisin
infaz mangaları gibi davrandığı sürekli birtartışma konu-
su. Dündeyarında...
Bakanın ya da çevresinin ses titreşimleri huzursuzluğu
duyumsatıyor insana.
O sırada Başbakan
Başbakan Demirel, Ankara'dakı operasyonları istan-
bul'dan izlerken bir yandan da dürkü gazetelere bakıyor.
Bir iki gün önce "çöp" manşetlerd*;. Halkın ve tıbbın sabrı
taşmaya başladığında grev ertelemesine gidilmiş. Haberi
dün arka sayfalarda küçültülmüş.
"Çöp sorunu çözuldü" diyor, "Şindi bakınız; biz, bu ka-
rarı üç gün önce alsaydık grev kırıcı olurduk, değil mi?"
Başbakan şöyle konuşuyor: "Yaval haklara ben herkes-
ten fazla taraftarım. Ama... Bir yerde, benim vatandaşım
hakkın doğurduğu sonuçlan gözden geçiriyor. Uzlaşma
olmâymca neticede hakları umursamaz görünüyor."
Birden Güneydoğu'ya atlıyor Başbakan. Yazan çizenler
arasında Güneydoğu'daki "cinayetlere siyasi bir çözüm
gerektiğini" öne sürenlere getiriyor sözü.
Demirel, mantığını şöyle seslendiriyor:
"Soruyorum böyle görüş öne sürenlere; cinayetleri ön-
lemenin siyasal çözümü nedir, buyrun söyleyin, diyo-
rum."
Yanıt Yok! Başbakan sürdürüyor:
"Türkiye'yi, hani Nazım Hikmet'in bir kısrak başı gibi
Akdeniz'e uzanan toprak diye tanımladığı Türkiye'yi mu-
hafaza edeceğiz. Bu topraklarm üzerinde kim yaşamak
istiyorsa gelsin, insan gibi yaşasın. Dağlannda, taşlannda
şehirlerinde, köylerinde, kasabalarında insan gibi yaşa-
sın.
Ve... Hangi dilden, hangi dinden, hangi ırktan, hangi
renkten, hangi cinsten olursa olsun, insan gibi yaşasın.
Ben bu kavgayı yapıyorum. Bu parçası senin, bu parçası
benim dersek hem de çok kolay yoldan Yugoslavya ya dö-
neriz.
Cinayetlere siyasal çözüm aramak... Yok, hayır! Türki-
ye üniter bir devlettir. Türkiye'yi parçalayalım mı? Böyle
bir gidiş olursa, kim parçalamaya kalkarsa Türkiye'yi, son
nefesime kadar boğuşurum."
Içişleri Bakanlığı'nda 15 ağustos huzursuzluğu yaşanı-
yor.
Başkentin Maltepe ve Küçükesat semtlerınde silah ses-
leri...
Başbakan, -kendi üslubu içinde- suret-i haktan görünüp
Güneydoğu'daki "cinayetlere siyasal çözüm arayanlara"
karşı çıkıyor, ad vermeden onları sergiliyor.
TO mü? ANAP'ın içine düşmüş. Hemen her gün Mesut'u
mu yoksa Çankaya'yı mı kolladığı belli olmayan gazetele-
rin manşetlerinde.
lstanbul'da dün temulik işçileri çalışmadı. Vatandaşlar çöplerini kendileri topladı. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
istaıılnıTda teıııizlik işçisi çahşmadı
Haber Merkezi- Bakanlar
Kurulu karanyla belediye işçi-
lerinin grevinin ertelenmesin-
den sonra, Ankara, İzmir-
Konak ve Trabzon'da biriken
çöplerin jemizlenmesine baş-
landı. İstanbul'da iseişçiler dün
işbaşı yapmadı. Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Nurettin Sözen,
görevlerine başlamayan işçiler
için yasal işlem yapacaklanru
söyledi.
Istanbul'da 14 gün süren
grev nedeniyle biriken çöpler
müteahhit fımıalar, esnaf ve
vatandaşlar tarafından toplan-
maya başlandı. Biriken çöple-
rin tamamen kaldınlmasından
sonra cadde ve sokaklann ilaç-
lanacağı ve deterjan ile yıkana-
cağı bildirildi.
istanbul Büyükşehir Beledi-
yesi ve ilçe belediyelerine bağb
temizlik işçileri grev erteleme
karannın kendilerine tebliğ
edilmediğini belirtirken, sendi-
ka, bütün şube müdürlüklerine
çöplerin toplanması karannın
iletildiğini açıkladı.
Önceki gün alınan Bakanlar
Kurulu karan Belediye-İş Sen-
dikası'na dün öğle saatlerinde
ulaştı. Sendika yönetim kurulu
karan görüşmek uzere toplan-
dı. Belediye-İş Sendikası Yöne-
tim Kurulu, Bakanlar Kurulu
karannın uygulanmasını kabul
etti ve karan tüm şubelere iletti.
Karar şubelere ulaşmasına kar-
şın akşam saatlerine kadar te-
mizlik işçilerinin işbaşı yapma-
dıklan görüldü.
İstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Nurettin Sözen, gre-
vin yarattığı psikolojik etkiden
dolayı işçilere her türlü anlayışı
göstereoeklerini, ancak görevi-
ne dönmeyenler için yasal iş-
lenılere başlayacaklannı bildir-
di. Sözen, işe başlamayan işçile-
re yevmiyelerinin kesilmesin-
den, disiplin cezasına kadar her
türlü yapünmın uygulanabile-
ce|jni hatırlattı.
Yitsane diyor?
Anayasa'nın 75. maddesine
göre, grev erteleme karannın
ardından işçilerin göreve başla-
malan gerektiğini, bu karara
uymayanlar konusunda sözko-
nu:su maddenin kesin hüküm
taşıdığını işaret eden Sözen, uy-
mayanlar hakkında 6 aydan az
olnamak üzere hapis ve 30 bin
lirc dan az olmamak üzere para
cezası verileceğini belirtti. Sö-
zert, "tşci arkadaşlanmın en
kısa zamanda görevlerine dö-
na«ğine eminim. İşçilerin Ana-
yasa'ya saygılı olduklanna
inanıyorum." dedi.
Sağlık Bakaru Yıldınm Ak-
turıa, İstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Nurettin Sözen'i
dü ı makamında ziyaret ederek
belediye işçileri grevi ile ilgili
son durum hakkında bilgi aldı.
Aktuna, Bakanlar Kurulu ka-
rarının yasal olduğunu kayde-
deıek, "Sendika bu karara
uymak zorundadır. Grev hakkı
da yasaldır. Ancak toplanma-
yan çöpler halkın sağlığını teh-
dit edici boyutlara ulaşuğı için
Bakanlar Kurulu'nun aldığı bu
karan sendika uygulamak zo-
rundadır. Aksi halde mülki
amir yasal işlem yapar" dedi.
Sö ;en de konuşmasında temiz-
lik işçileri dışındaki birimlerin
çahşmaya başladığını belirterek
"Grevde olmayan şirkeüerimiz
ve cabşma yaptığımız müteah-
hit firmalann yardımıyla çöp
toplamaya başladık" dedi.
Ümraniye"de temizlik işçileri
SHP ilçe binasına yürüdü. Erte-
leme karannın kendilerine ulaş-
madığını bu nedenle işbaşı
yapmadıklannı belirten işçiler,
karara karşı yasal haklanru
kullanacaklannı söylediler.
Eminönü Belediyesi'ne bağlı
temizlik işçileri de kendilerine
sendıkadan hiçbir açıklama ya-
pılmadığını bu nedenle Bakan-
lar Kurulu'ndan çıkan karan
tanımadıklannı belirttiler.
Bu arada ANAP milletvekil-
leri Cem Kozlu ve Bahattin
Yücel Ayasofya Müzesi önün-
de düzenledikleri basın toplan-
tısında çöplerin turizmi olum-
TÜRKİYE'DE
suz etkileyeceğini belirterek,
biriken çöplerin sorumlusunun
tstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen oldu-
ğunu söylediler.
Ankara
Ankara'da erteleme karannın
ardından temizlik ve park bahçe
işçileri dün işbaşı yaptı. İşçiler sa-
bahın erken saatlerinden itibaren
Ankara'da halkın yoğun olarak
bulunduğu ve çöp tepeciklerinin
oluştuğu yerlerdeki çöpleri topla-
maya başladılar.
Anakent Belediye Başkanı
Murat Karayalçın. belediye gre-
vinin ertelenmesinin ardından,
Maliye ve Gümrük Bakânı Sü-
mer Oral ile görüşerek, belediye-
lerin kaynaklannın arttınlmasını
istedi. Yaklaşık 1.5 saat süren gö-
rüşmede Karayalcın'ın. belediye-
lerin bütçeden akiıklan yüzde 5
oranındaki payın yüzde 6'ya çı-
kartılmasını istediği öğrenildi.
Maliye Bakaru Oral'ın, bu konu-
daki talepleri değerlendirecekle-
rini söylediği belirtildi.
Karayalçın, 14 gün süren gre-
vin 26.6 milyar liralık bir üretim
kaybına yol açtığını da ifade etti.
30bintonçöp
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Murat Karayalçın, 14
günlük grev süresince Ankara'-
da 30 bin ton dolaymda çöp
biriktiğini, bunun ancak beş
günde toplanabileceğini söyle-
di. Karayalçın, grevin 26.6 mil-
yar lirahk üretim kaybına yo-
İaçüğını belirtti.
İzmir Konak'ta önceki gece-
den itibaren çöplerin toplan-
masına başlandı. Çöplerin top-
lanmasının ardından caddele-
rin deterjanla temizleneceği
bildirildi.Konak Belediye Baş-
kanı Ahmet Sanşın, çöp topla-
ma konusunda Büyükşehir
Belediyesi'nden büyük destek
gördüklerini belirterek, grev sı-
rasında hiç kimsenin sağlık açı-
sından rahatsız olmamasından
büyük sevinç duyduğunu söyle-
di.'
DÜNYA'DA
Belediye-İş Sendikası 4 No'lu
Şube Başkanı Hasan Kaplan
da, işçilerin tebligat yapılma-
dan işbaşı yaparak önceki gece-
den itibaren çöpleri toplamaya
başladığına dikkat çekerek, iş-
çinin iş yavaşlatmasının sözko-
nusu olmadığını söyledi.
Trabzon
Trabzon'da da erteleme ka-
rannın ardından belediyeye
bağlı temizlik işçilerinin büyük
kısmı işbaşı yapü.
İstanbul'daki sağlık meslek
odalan, çöplerin toplanırken
aknması gerekli önlemler konu-
sunda ortak açıklama yaptı.
Açıklamada, şehir şebeke suyu-
na her zamarîkinden çok klor-
lama yapılması önemle vurgu-
landı. Çöp birikintisi bulunan
yerlerin, çöpler kaldınldıktan
sonra çamaşır suyu katılmış su-
larla yıkanmasırun sağlık açı-
sından oldukça yararh olduğu
belirtilen açıklamada şöyle de-
nildi:
, "Çöplerin kaldınlma işle-
minde görev alacak tüm perso-
nelin mutlaka koruyucu iş elbi-
sesi, eldiven, toz tutucu maskc
kullanması gerekecektir. Çün-
kü, tüm çöp birikintilerinde
oldukça fazla sayıda "ve türde
mikro organizma üremiş bu-
lunmaktadır. Zararlı böceklerle
mücadele devam ettirilmeli,
çöpler kaldınldıktan sonra yer-
lerin tazyikli ve içerisinde de-
zenfektan madde içeren sularla
yıkanması, ardından ilaçlan-
maşı gerekmektedir."
Öte yandan büyük rahatsız-
lık veren çöp kokulannı gider-
mek amacıyla Japonya'dan
denemek için getirilen Epoleon
ilacının olumlu sonuç vermedi-
ği öğrenildi. İstanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Sağlık İşleri Dai-
re Başkanı Şeref Solak, ilacın ev
gibi küçük çaph alanlarda etkili
olduğunu, açıkta ve geniş çaph
çöp alanlan üzerinde yapılan
denemede etkili olmadığını söy-
ledi.
Bakanlığı Meteo-
röoji Genel Müdürtüğü'-
ncen alınan bitgrye göre
büün bölgelerimiz az bu-
lutu ve açık geçecek. Ha-
VcSicaklıöında önemli bir
öğsm olmayacak. Rûz-
Q*, kuzey ve doğu, yur-
tiz\ güneyinde güney ve
toio yönlerden hafif, ara
sıa orta kuvvette esecek.
Dmizlerımızde rüzgâr, Do^u Karadeniz ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5.
ye yer 6 kuvvetinde, saatte 10-21, yeryer 27 deniz mılı hızla esecek. Van
Gılü'nde hava, açık ve az bulutlu geçecek.
ıçık ka'lı A-açık B-bulutlu G-gûneşt K-karh S-sısJı Y-yaOmufhı
Amsterdam
Amman
AAna
BaOdat
Brüks*
Cenevre
Fmikfcırt
Uftoça
Petenburg
Londfa
Madnd
Mlano
Moskova
Mümh
Osıo
Pans
Prag
FHyad
Roma
Vıyana
Zûnh
Y
A
A
A
Y
B
B
A
Y
Y
A
A
B
B
Y
Y
B
A
A
B
B
21°
37°
35°
40°
22°
24°
22°
40°
24°
20°
27°
30°
26°
23°
19°
24°
25°
44°
31°
26°
25°
SOYLEV
(Cilt 1-2)
Hıfzı V. Velidedeoğlu
21. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağt
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul
Ödemeli gönderilmez.
DOSTUM
MOZART
Nadir Nadi
8. bası 10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Yakovos,
dinive
siyasi elbise
giyiyor
LEYLA TAVŞAıNOĞLU
İstanbul'daki Fener Rum
Patrikhanesi, bütün Ortodoks
dünyanın dini lideri durumun-
da. Yüzyıllar boyu Fener Pat-
rikliği için çeşitli siyasi oyunlar
oynanmış, siyasi partiler ve hü-
kümetlere bile taş çıkartacak
kulisler yapılmışü. 29 yıl bo-
yunca patriklik görevinde bulu-
nan 1. Dimitrios'un geçen yıl
ekim ayı başında ölümünün ar-
dından yine ilgjnç bir patrik se-
çimi süreci yaşandı.
1. Dimitrios'un 8 Ekim 1991
günü Patrikhane'deki Aya
Yorgj Kilisesi'nde düzenlenen
ve Bizans ilahilerinin okundu-
ğu törcnden sonra Balıklı Rum
Mezarlığı'ndaki patriklere ait
özel kabristana gömülmesinin
ardından "Patrik kim seçile-
cek" sorusu gündeme geldi.
Çeşitli kaynaklardan, Kuzey
ve Güney Amerika Ülkeleri Or-
todoks Kiliseleri Başpiskoposu
Yakovos'un patrikliğe adaylı-
ğını koyacağı ve seçilmek istedi-
ği haberleri gazetelerin birinci
sayfalannda boy boy yayımla-
nıyordu. Oysa Lozan Antlaş-
ması uyannca patrik seçilebiî-
mek için baş koşul Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olmak-
tı. Gerçi Yakovos, Gökçeada
doğumluydu, ama daha sonra
Türkiye'yi terk etmiş ve Ameri-
kan vatandaşı obnuştu. Bu ne-
denle seçilmesi olası değildi.
Ancak haberleri veren kaynak-
lar, Yakovos'un, Cumhurbaş-
kanı özal'la arasının iyi olması
nedeniyle kısa süre içinde Tür-
kiye Cumhuriyeti vatandaşlıgı-
na alınabileceğine işaret ediyor-
lardı.
Yalnız bu arada Patrikhane'-
nin izlediği çizgi gözardı edili-
yordu. Çünkü Patrikhane,
öteden beri siyasi bir imaj için-
de olmaktan kaçınmışu. Buna
karşılık Yakovos'un dini oldu-
ğu kadar siyasi bir kişiliği de
vardı. Üstelik pek de "Türk
dostu" olarak tarunmıyordu.
Patrikhane, Yakovos'un bu ni-
telikleri nedeniyle patrikliğe
uygun bir aday olmadığı dü-
şüncesindeydi. Ama bu tavnnı
açık açık da ortaya koymuyor-
du.
Patriklik seçimi için kulisle-
rin kızışüğı ekjm ayında Yako-
vos aniden İstanbul'a geldi.
Geldigi akşam da HiltonOteli'n-
deki dairesinde bize verdifi de-
mecte, pek de inandıncı olmayan
bir dille "Patrikliğe aday deği-
lim" dedi.
Satır arası söylediği sözler ve
tavnndan, kendısinin patrikliğe
uygun bulunmadığı mesajını al-
mış olduğu anlaşılan Yakovos,
şu çümlelerle durumuna açıklık
getiriyordu:
"Ben hiçbir zaman patrik ol-
mak gibi bir isteğe kapılmadım.
Patrik Dimitrios benim üstüm-
dü, çok sevdiğim, saydığım bir
insandı. Onun cenazesı için İs-
tanbul'a, kendisine son kez say-
gılanmı sunmak ve son görevi-
mi yapmak için geldim. Patrik
olmam için ne bir şahıs ne de bir
ülkenin hükümeti bana yaklaş-
mış, beni aday göstermiştir.
ABD'de bunca yıl yaptığım gö-
rev beni doyiordu. Önümde ne
kadar yılük bir yaşam kaldığını
da bilmiyorum. Tannnın bana
bahşettiği yıl kadar yaşamak,
başka bir şey yapmamak istiyo-
rum."Yakovos, 8 ekimdeki ce-
naze törenine katıldı, daha son-
ra da ABD'ye döndü.
22 Ekim 1991 günü de en
güçlü aday olan Kadıköy Met-
ropoliti 53 yaşındaki Vartholp-
meos, Sen Sınod Meclisi'nin
gösterdiği 15 metropolitlik
aday listesi içinden patrikliğe
seçildi. Vartholomeos'un
hem Patrikhane hem de aday
listesini onaylamakla görevli İs-
tanbul Valiliği tarafından göre-
ve en uygun kişi olarak göriil-
düğü biliniyor.
Yakovos
MBaştarafi 1. Sayfada
Konstantin Mitsotakis ile
olan ilişkilerine de düştüğün-
densözediliyor.
Yakovos'un aynca ABD'-
deld Yunan lobisi ile de arası-
rur açıldığını haber veren
Yunan gazeteleri. ABD'deki
Yunan cemiyetine ait 200 dö-
nünlük bir arsanın habersiz
satışa çıkanlmasından doğan
bir ekonomik skandala Yako-
vos'un adının bulaştığını öne
süıdüler.
/Vncak İstanbul Rum Pat-
riğ'nin belirlenmesinden son-
ra Yakovos'un Türk-Yunan
ilişkilerine bakış açısının da
dejpştiği gözleniyor.
Türk-Yunan ilişkilerine
olumlu yaklaşmakla Yako-
vos, hem ABD hem Türkiye
hem de Yunanistan'ın gözüne
girmeyi ve yegâne arzusu olan
Fener Patrikhanesi'nin "tah-
tına oturma>ı" hedefliyordu.
Ancak Kutsal Sinod, Fener
Rum Ortodoks Patrikliği'ne
yine İmrozlu olan Vartholo-
meos'u uygun gördükten son-
ra, Yakovos'un Türk-Yunan
ilişkileri ve Kıbns konulann-
da dönüş yaptığı görüldü.
GOZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafı 1. Sayfada
verilir mi" gibi sorular soruldu.
Toplu uyuşmazlıklarda sendikalar ve işveren kesimlerirv
de farklı görüşlerin savunulması doğaldır. Sendikalar, işçi
ücretlerini arttırmak isterler, işverenler, sendikaların ücret
artışı istemlerini kabul etmezler, bu konularda pazarhk sü-
rer; bu toplu pazarlıklardan sonra bir ortak noktada buluşu-
lur.
Toplu pazarlık düzeni budur; kızmaya, bağırmaya, çağır-
maya hiç gerek yoktur.
Diyeceksiniz ki:
-Grev, insan sağlığını tehdit etmeye başladı. Halk ile işçi-
ler arasında kin tohumlan ekildi. Bu işe bir son vermek ge-
rekmez miydi?
Böyle de düşünebilirsiniz.
O zaman gelin, işin özünü tartışalım:
Türkiye'de sendikal haklar, toplu pazarlık düzeni ve grev
hakkı, 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra toplum yaşamımıza
gırebıldı. Girerken de bir yanlış yapıldı. Bu yanlış,"parf//e-
rüstü sendikacılık" anlayışıydı.
Bu anlayış, sendikacılıkta Amerikan modeliydi. Sendika-
cılıkta, Avrupa modeli ise işçi sendikalartnın partiler ile ör-
gütsel bağlar kurmalarını gerektiriyordu.
İşçi sendıkalarımn siyasal partılerle jlişki kurmaları ve
partilerle, örneğin Almanya ve ingiltere'de olduğu gibi ör-
gütsel bütünlük içinde çalışmaları sakıncalı görülmüştü.
Türk-İş, Amerikan yardımı ve Amerikan uzmanları eliyle
güçlendirildi.
Türk-İş, partilerüstü sendikacılık anlayışının ürünüydü.
Bu anlayışa karşı siyasal partiler ile el ele, kol kola siyasal
sendikacılık anlayışı Türk-İş içinde filiz verdi.
Bu anlayış DİSK'i doğurdu.
"Ücret sendikacılığı" diye adlandırılan sendikacılık türü,
Türk-İş içinde gelişti. KİT'lerde ve belediyelerde gelişen üc-
ret sendikacılığı, devlet eliyle desteklendi.
DİSK'ten korkuldu ve DİSK devlet eliyle sendikal yaşam-
dan dışlanmak istendi.
12 Eylül döneminde Türk-İş Genel Sekreteri Sadık Şide,
MESS Başkanı Turgut özal'ın başbakan yardımcısı olarak
atandığı Bakanlar Kurulu'nda yer alırken DİSK yöneticileri,
başta Genel Başkan Abdullah Baştürk olmak üzere ışken-
celi sorgulardan geçirilerek yargılandılar.
DİSK, 12 Eylül askeri rejiminde devlet eliyle yok edılmek
istendi.
Sendikaların siyaset ile uğraşmaları, partiler ile ilişkiler
kurmaları ve örgütsel bütünlük içinde çalışmaları, öteden
beri devleti tedirgin etmekteydi 12 Eylül, bu siyaseti, silah
zoruyla uyguladı.
DİSK'in çalışmaları durduruldu; malvarlığıne el kondu,
yöneticileri idam istemleriyle yargılandılar; duruşmalarda
"savaş hali hükümleri" uygulandı.
Bunlar da yetmedi; liberalizm ve sivil toplum tartışmaları
arasında ANAP hükümeti, Askeri Yargıtay karan ile aklanan
DİSK'in malvarlığını "yasa ile gasp ederek" işçi ve sendika
düşmanlığındaki son örnekleri verdi.
12 Eylül, silah zoruyla, DİSK'e bağlı sendikaları, Türk-iş'te
toplamıştı. Bu süreçte, sendikalı işçi sayısında düşüşler ol-
du, toplu pazarlık düzenine de kısıtlamalar ve yasaklar geti-
rildi.
Bugün yakınılan sendikacılık, işte bu "partilerüstü sendi-
kacılık" anlayışının doğal sonucudur. "Ücretsendikacılığı"-
nı doğuran düzen de işte devlet destekli bu sendikacılık
anlayışıdır.
Sendikaların siyasal bilinçle karar vermeleri, partiler ile
kuracakları ilişkilere ve örgütsel dayanışmalarına bağlıdır.
Bu "ücretsendikacılığı"r» yaratan dagüçlendiren dedev-
Jetin kendisidir.
Bugün, belediye grevi nedeniyle işçi ve emek düşmanlığı
yapılıyor. Bu düşmanlık rüzgârları, işyerlerindesendikalara
hiç izin vermemiş büyük tirajlı ünlü gazetelerde ve televiz-
yon ekranlarında estirmeye estiriliyor.
Amerikan modeli "partilerüstüsendikacılık"yerine Avru-
pa modeli sendikacılık anlaytşını benimseyerek siyasal par-
tiler ve sendikalar arasındaki yasak köprülerini kaldırma-
dan sorunlar çözülmez.
ÇALIŞANLARIN
SORULAm/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Enıekli aylığımı hangi kurum
bağlar?"
5ori/:30.6.1971-1.7.1980 kamu kunımunda memur,
1.7.1980-28.2.1982 askerlik görevinde,
17^.1982-14.8.1988 bir kamu kurumunda sigortalı işçi,
16.9.1982-31.7.1987 kamu kurumunda memur,
1.8.1987-31.10.1987 özel sektörde sigortalı işçi,
1.2.1988-6.9.1990 özel sektörde sigortalı,
7.9.1990-30.4.1991 özel sektörde sigortalı işçi
15.8.1991-17.1.1992 arası da yine bir özel sektörde sigortalı
işçi statüsunde çalıştım.
Şu anda işsizim. Durumumu inceleyen bazı dostlanm, 19% yı-
Imın tenunuz ayında emekü maaşıma hak kazanacağmu söyle-
mekteler, Sorulanm:
1) Söylenenler doğru ise emekli maaşımı Emekli Sandığı'ndan
mı, yoksa SSK'dan mı alacağun?
2) Yine aynı dostlarım, devlet memuıiuğuna dönebildiğim tak-
dirde Emekli Sandığı'ndan emekli ikramiyemi de almaya hak
kazanacağmu, aksi durumda bu hakkrnım yanacağını söylediler.
Doğru mudur?
3) 1987 ydında devlet memurluğundan istifa ederken "İstifa
tarihinden 6 yıl sonraya kadar devlet memurluğuna dönûlebUir"
diye bir madde olduğunu duydum. Ancak tüm aramalanma kar-
şın böyle bir maddeye rastlamadun. Böyle bir madde var mıdır?
Bu maddeye dayarak istifa nedeniyle aynldığım kunımun beni
yeniden memurluğa almak gibi bir zorunluluğu var mıdır?
MF.Y.
YANIT: 1) 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kururnlan-
na Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi
Hakkında Yasa'nın 8. maddesi uyannca çeşitli sosyal
güvenlik kurumlannda geçen ve birleştirilen hizmet
sürelerinin toplamına göre, bağlanan emekli ayhklan
her kurumun "kendi mevzuatına göre" belirlenmek-
tedir.
Sosyal Sigortalar Yasası madde 61'e göre, erkek si-
gortah, 25 yıldan beri sigortalı bulunmak ve bu 25 yıl
içinde en az 5000 gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigor-
talan primi ödemek koşuluyla emekli olmaya hak
kazanmaktadır.
Bir başka anlatımla 25 yıllık süre içinde 13 yıl 10 ay
20 gün toplam prim ya da kesenek ödenmiş hizmeti bulunan
sigortalılara SSK'ca aylık bağlanır.
Buna karşılık, TC Emekli Sandığı Yasası'nın 27 Şubat 1992
günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3774 sayıh yasa ile değişti-
rilen 39. maddesi uyannca "Erkek iştirakçilerden 25 fiili hiz-
met yıbnı dolduranlann" emekli olabilmeleri sağlanmıştır.
Kısaca, SSK mevzuatına göre, 25 yıllık süre içinde prim ve
kesenek toplamı 5.000 gün (13 yıl 10 ay 20 gün) olanlara, TC
Emekli Sandığı mevzuatına göre, yine 25 yıllık süre içinde prim
ve kesenek toplamı 9.000 gün (25 tam yıl) olanlara emekli ayb-
ğı bağlanmaktadır.
Yaptığımız hesaplamada, askerlik dışında yaklaşık 18 yıllık
çahşmanız bulunmaktadır. Bu çahşma 25 yıllık sürenin dola-
cağı temmuz 1996'da SSK'dan emekli olmanıza yeterlidir.
Ancak Emekli Sandığı'ndan emekli olabilmeniz için 18 yıllık
çahşma sürenizi 25 tam yıla (9.000 gün) tamamlamanız gereke-
cektir.
2) Son kez Emekli Sandıği'na bağh bir görevden ve 25 tam
yılı doldurarak emekli ayhğıru Emekli Sandığı'ndan aldığınız-
da, size emekli ikramiyesi de ödenir.
3) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 97. maddesine gö-
re, kendi isteği ile (istifa) devlet memurluğundan çekilenler altı
ay geçmeden "devlet memurluğuna almamazlar."
Kurumlann, istifa eden memurlannı belirli bir süre içinde
yeniden göreve geri alma zorunluluğu yoktur.