03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S HAZıRAN1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 17 OLAYLARIN AHDINDAKI GERCEK Fuzuü Sorunlar • Baştarafi 1. Sayfada %österiye biraz da siyasalpropa- landaya dönüşecek. Sayın özal ikranda imzacı olarak görün- mezse olur mu? Bugüne dek hiçbir cumhur- başkamnda sorun oluşturmayan bir konuda özal sorun çıkart- yor; hiddet gösteriyor, kızıyor, küsüyor; öfke, aile boyuna ula- şıyor. Sayın özal ve sayın eşi, "Madem kikadrimizi, kıymeti- mizi bümiyorlar, biz de yapaca- ğumzı biûriz" diyorlar; Semra özal, ANAP tstanbul îl Baş- kanlığt'ndan istifa ediyor; karı koca uçağa bindikleri gibi Mar- maris'e gidiyorlar. tyi de ediyorlar. Çünkü ne KEÎB Anlaşması- nda Tiırgut Bey'in imzasına "lüzum" var, ne de Semra Ha- nım'ın cumhurbaşkanı eşi ola- rak ANAP tstanbul tl Başkan- lığı'nı yürütmesi yakışık alıyor. Karı ve koca, daha dengeli bir tutum içinde bulunsalar, ülkeye daha çok hizmet etmiş olacak- lardır. özallar, hem Çankaya'- da oturmak, hem siyaset yap- mak, hem hükümet etmek, hem Türkiye'yiyönetmek heveslerin- den fedakârlık etmek zorunda- dırlar. • • • GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada atacaktı? Başbakan mı yoksa kuruluşun isim babalığını üst- lenen TÛ mü? Yoksa her ikisi mi? Tö'nün önceki gün MGK'ya başkanlık etmek üzere Mar- maris'ten Istanbul'a gelmesinden sonra, sorular daha çok Demirel'e yöneldi. Dünkü basıntoplantısındakonu, birsoruylaönünegeldi. Başbakan, imzaolayını sen-ben kavgasına dönüştürmeye razı değildi. Türk anayasasından kaynaklanan devlet dü- zenine bakılırsa, böylesine "icraata müteallik belgeleri" ancak başbakanlar imzalayabilirdi. Kimin imza atacağı, dün saat 10.30-11.00 dolayında he- nûz bir karara bağlanmamıştı. Başbakan Demirel, gazete- cilere biraz sonra Istanbul'a hareket edeceğini, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'le akşam üzeri bir araya gelerek "so- runa bir çözüm yolu bulacaklarını" söyledi. Basın toplantısından sonra Istanbul'a hareketinden ön- ce Başbakanlığa gelen "çok sayıda konuğu" kabul etti. Konut'a gidecek, kimi evrakt alacakt. Kapı önünde bir kâğıt uzattılar: "Tö ile eşi, özel uçağa atladıkları gibi Marmaris'e git- mişlerdi." Demirel şaşırdı. Başbakan'ın Cettn'e verdtöl tallmat Konut'a, Çankaya'ya çıktı ve derhal Tö'nün bulunmasını istedi. Herkes seferber oldu. TÛ saat 15.00 dolaylarında hâlâ bulunamamış, Başbakan'la "irtibatkuramamıştı." Tö yumurta kapıya geldiğinde olay yaranyor, eşi ANAP il başkanlığından istifa ettiği bir sırada "ailece sanki dün- yaya küsmüş, kırgın, Marmaris'e çekiliyor"du. Acaba? Yoksa "ricaların ve ricacıların" Marmaris'e kadar uzan- masını, ancak ondan sonra imza törenine katılmayı mı planlıyor? Dün saat 13.30a kadar kimi gelişmeler yaşandı. önceki gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda bir ara TÖ, Başbakan Demirel'e "imza olayını nasıl çözecekleri- n/"sordu. Demirel, -bana anlattığına göre- TÖ'ye "Ben yarın Istan- bul'a geliyorum'' dedi,''Bir çare bulunur.'' O nedenle ve asıl başka bir nedenden ötürü Demirel dünkü basın toplantısında çok yumuşak konuşuyor, kim- seyi kırmak istemeyen, özellikle imza sorununaçare bulu- nabileceğini dokunduran bir üslup benimsiyordu. Evet, asıl neden basın toplantısından önce telefonla gö- rüştüğü Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'e verdiği talimattı. Demirel, Dışişleri Bakanı Çetin'e belgeyi kimin imzala- yacağı konusunda dün sabah verdiği talimatı uçağa bin- meden az önce bana söyle açıkladı: "Hikmet Çetin'den rica ettim, dokuz cumhurbaşkanını buraya getirdik, mesele çıkarmayalım. Yumuşak gidece- ğiz. Varsın o da (TÖ de) gelsin, imza atsın. Ona göre, lütfen ayarla işi, dedim." Başbakan, Istanbul'a gittiğinde Tö'yü arayıp varılan ka- rarı bildirecekti. Ama, Tö birtürlü bulunamıyordu. Uçakladatemaskuru- lamıyordu. Daha neler olur? Bu gelişmelerden sonraki saatlerde Demirel, Tö ile konuşur ve Tö, bugün uçağa atladığı gibi tekrar Istanbul'a dönerek belgeyi imzalar mı? Tö ile öyle günler geçirdik ki, böylesi olaylarda daha neler olabilir ya da neler olmayabilir, kestirmek olanaklı degıl. Tö, gerçekten Marmaris'te kalır ve imza törenine dönüş için bir plan uygulamazsa, gelen yabancı konuklara du- rum nasıl açıklanacaktı, bu da bir ayrı soruydu. Akla ilk gelen Tö'nün rahatsız olduğu için törende bulunamayaca- ğıydı. Devletin resmi görüşünü Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin şöyle açıkiamıştı: "Bize göre, söz konusu belgenin, icranın başı olan Baş- bakan Demirel tarafından imzalanması gerekiyor. Çift imza bu noktada bazı sakıncalar taşır. Türkiye, sanki baş- bakanının imza yetkisinin tam olmadığı, Cumhurbaşkanı- nın da imzalaması gerektiği gibi yanlış bir izlenim bırakır. KEİB toplantısına katılacak ülkelerin büyük çoğunluğu, başkanlık sistemiyle yönetilen ve Başbakanlığm, yani ic- ranın başının da görevlerini üstlenmiş durumda. Bu yüz- den, bu devlet başkanlan belgeyi imzalarken, kendi ülke- lerinde icranın başı olarak bu yetkiyi kullanacaklar. Sadece Yunanistan'daki rejim bizimkine benzediği için, anlaşmaya Yunan Cumhurbaşkanı değil, Başbakanı Mit- sotakis imza atacak. Doğrusu da budur." Park OteFe üçüncü mühür • Baştarafi 1. Sayfada katıldığı bir değerlendirrhe toplantısı yapıldı. Toplan- üda Park Otel'in tekrar mühürlenmesi karan çıktı. Karan uygulamak için dün saat 10.45'te inşaata gelen Hüseyin Aslan, giriş katında- ki beton taşıyralardan birine mUhrü astı. MühUrleme işle- mınden sonra gazetecilenn sorulannı yanıtlayan Hüseyin Aslan, inşaatın ytkılacak kat- lan için ödenecek tazminat konusunda bakanlığın deste- ğini beklediklerini söyledi. Aslan, "Bizden isteneni yapa- rak inşaau mühürledik. An- cak mal sahibi hakkımızda dava açabilir. Ben yasal olanj yapüğıma inanıyorum" dedi. Yıkım işleminin gerçekleştiri- lebilmesi için ileri bir teknolojı gerektiğini ifade eden Aslan, bu işlem için bir ihaleyle fır- manın belirlenmesi gerektiği- ni kaydetti. 1989 ve 1991 yıllannda iki kez mühürlenen, daha sonra mahkeme kararlanyla mü- hürleri sökülen Park Otel dün üçüncü kez mühürlendi. Otel yapıhnası için belirle- nen arazinin içinde evi kamu- laştınlan bir yurttaşın 1989 yılında İstanbul 4. tdare Mah- kemesi'ne dava acarak kamu- laşürma karannın, karann dayandığı planın ve otelin avan projesinin iptal edilmesi- ni istedi. Mahkeme yaptığı incelemelerden sonra yürüt- meyi durdurma karan verdi ve inşaat mühürlendi. Aynı mahkeme 19.12.1989 tarihinde verdiği yeni kararda "ruhsat ve eklerine aykın bir inşaatın söz konusu olmadıfr- nı" belirterek mühürleme işle- minin kaldınlması yolunda karar verdi ve inşaatın müh- rü söküldü. Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Aslan. gerekli güven- lik önlemleri ahnmadığı ge- rekçesiyle Park Otel'i 30 Ara- lık 1991 tarihinde ikinci kez mühürledi. Böylece Park Otel'in avan projesi de iptal edilmiş oldu. I I TURKHAVAYOLLARI'NDANDUYURUIç savaş dolayısıyla Yugoslavya üzerinden geçen hava koridorlarının kapatılması, tüm hava trafiğinin kısıtlı güzergâh üzerinden çalışmasına neden olmuştur. Ayrıça Suudi Arabistan'daki aşırı hac trafiği de, ülkemize gaJen uçaklarımızda ve bunlarla bağlantılı seferlerimizde gecikmelere yol açmıştır. Elimizde olmayan tüm bu nedenlerden dolayı geçici bir süre için aşağıdaki tarifeleri uygulayacağımızı sayın yolcularımızın bilgilerine sunariz. Saygılarımızla. 2b HAZİRAN 1992 DEN İTİBAREN • 9 TEMMUZ 1992 DEN İTİBAREN Günler Eski Tarife Yeni Tarife İSTANBUL - Hergün 1.2.3.4.6.7 5. 5. 6. ANTALYA 18.30 21.00 23.00 23.15 20.45 yerine yerine yerine yerine yerine 19 21 23 23 21 .15 .30 .15 .45 .00 ANTALYA Hergün İSTANBUL Hergün 1.2.3.4.6. - İSTANBUL 20.45 - DALAMAN 7. 19.00 21.10 yerine yerine yerine 21.30 19.45 21.50 DALAMAN - İSTANBUL Hergün 21.10 yerine 21.55 Günler İSTANBUL 1.5.6.7. 2. ANTALYA 1.5.6. İSTANBUL 2.5. İSTANBUL 1.2.3.4.5 5. ANKARA- 1.2.3.4.5 Eski Tarife - ANTALYA 06.45 ; 06.15 - İSTANBUL 08.50 - DALAMAN j 06.50 -ANKARA 07.30 06.20 İSTANBUL : 09.30 yerine yerine yerine yerine yerine yerine yerine Yeni Tarife 06.15 05.30 08.45 06.30 09.00 05.20 11.00 İSTANBUL Hergün Hergün -ANKARA 18.45 20.00 yerine yerine 19 20 .00 .30 ANKARA- 1.2.3.5.6 Hergün İSTANBUL 21.00 22.00 yerine yerine 21. 22. 15 35 İSTANBUL - Hergün 1.2.3.4.6.7 IZMİR 18.55 22.15 yerine yerine 19 22 .40 .45 İZMİR - İSTANBUL Hergün 21.00 yerine j 21.45 TURK HAVA YOLLARI Içte kriz, • Baştarafi 1. Sayfada ğini açıklayarak Marmaris'e döndü. Cumhurbaşkanı Özal akşam üzeri yaptığı açıklamada anlaşmayı Başbakan'la birlikte imzalama teklifınin Demirel ta- rafından kabul edilmediğini, MGK toplantısında Başba- kan'ı bu konuda uyardığını, Demirel'in "Hallederiz" dedi- ğini, ancak dün öğleye kadar kendisine bilgi verilmediğini söyledi ve bu yüzden zjrveye katılmadığını belirtti. Özal'ın aniden Okluk Koyu'na gidişin- den sonra gerek Başbakan Sü- leyman Demirel'in gerekse Dı- şişleri Bakanı Hikmet Çetin'in kendisine ulaşmaya çahşüklan, ancak Cumhurbaşkanı Özal'ın denizde olduğu yanıtını aldıkla- n bildirildi. Karadeniz Ekono- mik İşbirliği Toplantısı'nın açı- hşında uluslararası skandala yol açan bu gelişmeler üzerine Başbakan Süleyman Demirel dün gece yaptığı açıklamada, "Sayın Özal'ın pek çok şeyi bir- birine yanlış şekilde bağladığı, yanhş sonuçlar çıkardığı ka- naatindeyim. Böyle bir duru- mun hasıl olmasından üzgü- nüm. Kendisinin lüzumsuz bir alınganlığa girip böyle bir olay ihdas ettigi anlaşıhyor" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut özal dün aniden Çırağan Sa- rayı'ndan aynlarak Yeşilköy'e doğru yola çıkü. özal, saat 1_3. 15'te GAP adlı özel uçakla İs- tanbul'dan Dalaman'a hareket etti. Cumhurbaşkanı özal'ın is- tanbul'dan Marmaris'e gitme- sinden sonra Cumhurbaşkanlı- ğı Basın Müşavirliği'nden Cumhurbaşkanı Turgut özal imzalı bir açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: "Bu projenin Türkiye'nin ön- cülüğü ve gayreti ile Istanbul'da imza safhasına gelmesinden ül- kemizin ne kadar gurur duydu- ğu izahtan varestedir. Bu konuda son ana kadar Dışişleri Bakanhğımız ile gerek deklarasyon gerek yapılacak görüşmelerle ilgili son metnin haarlanmasında fevkalade ve- rimli çahşmalarda bulunduk. Hal böyle iken dünkü bir gaze- tede bu anlaşmanın tarafımdan imzalanamayacağı, yetkimin olmadığı şeklinde alışılmamış bir üslupla Sayın Başbakan ta- rafından baa beyanlar yapıldı- ğını gördüm. Nitekim Dışişleri Bakanı ile yaptığım bir görüş- mede benim daha evvel önerdi- ğim ve 'anlaşmayı müştereken imzalamamız' teklifımin Sayın Başbakan tarafından kabul edilmediğini öğrendim. 23 hazi- ran tarihinde Istanbulda yapı- lan Milli Güvenlik Kurulu top- lantısı vesilesiyle şahsen bu konuyu Sayın Başbakan'la gö- rüştüm ve kendisini bir kere daha uyardım. Mutadı veçhile 'Meseleyi bugün (dün) öğlene kadar görüşür, hallederiz' dedi. Ancak bugün öğleye kadar herhangi bir haber çıkmaması ve bugün Sayın Başbakan'ın Ankara'daki basın toplantısın- da bu konuyla ilgili bir soruya verdiği cevap muvacehesinde kendisine daha evvel ifade etti- ğim gjbi bu toplantı ile ilgili bü- tün angajmanlanmı kendisine devrederek İstanbul'dan aynl- mayı uygun buldum." Açıklama Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın aniden İstanbul'dan ay- nlarak Marmaris'e dönmesin- den sonra dün akşam yazılı bir açıklama yapan Başbakan Sü- leyman Demirel, durumun ta- mamıyla bir yanlış anlamaya dayandığını bildirdi. Demirel yaptığı açıklamada şunlan söy- ledi: "Türkiye Cumhuriyeti Ana- yasası'na göre icraattan siyasi iktidar sorumludur. Cumhur- başkanı, siyasi iktidann bir par- çası değildir. Devleti bağlaya- cak her türlü anlaşmayı bu zamana kadar hükümetler ya- pagelmişür. Türkiye'de bir halkın seçtiği hükümet, bir de Çankaya hü- kümümeti söz konusu olamaz. Bu husustaki anayasa görüşü- müzü 23 haziran günü MGK toplantası dolayısıyla geldiğim İstanbul'da Sayın Özal'a söyle- dim. Buna rağmen. kendisinin de bu anlaşmaya imza koymak arzusuyla ilgili olan bu sonına bir çözüm bulacağımızı ifade ettim ve Ankara'ya döndüm. Bakanlar Kurulu toplantısı yaptım. 24 haziran sabah yani bugün basın toplantısı düzenle- dik ve toplantı saat 11.30'da bitti. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'e törenin Sayın Özal'ın da imza koyabileceği şekilde düzenlenmesini söyledim. Da- ha sonra saata 16.00'da geldi- ğim İslanbul Atatürk Havaa- lanı'nda fıkrimi basına da açık- ladım. Dışişleri Bakanı Sayın Hikmet Çetin ile söz konusu görüşmeyi takiben Sayın Özal'ı aradım. İstanbul'dan aynldığı- nı öğrendim. İstanbul'a geldik- ten sonra kendisini bir daha aradım. Denizde olduğunu be- lirtüler. İrtibat kurulamadı. Cumhurbaşkanı Özal'ın ani- den İstanbul'dan aynlarak Marmaris'e dönmesi dün KE- İB zirvesi için İstanbul'da bulu- nan yabancı ve Türk diplomal- lar arasında da bomba etkisi yaptı. GOZLEM UĞUR MUMCIJ • Baştarafi 1. Sayfada öldüren PKK'nın, Abdullah öcalan'ın peygamberliğini ilan etmediği kalmış! Bu sözler, PKK'nın cephe örgütü ERNK tarafından 1 Haziran 1992 günü S. Arabistan'ın Mekke ve Medine kentlerinde Türk hacıları arasında dağıtılan bildiriden alınmıştır. 1978 yılında Marksist-Leninist ideolojik doğrultuda ku- rulan PKK bugün din silahına sarılarak, din duygularını ve dince kutsal kavramları en kaba biçimde sömürüyor. Ve böylece hacıları etkilemeye çalışıyor. PKK'nın din sömürüsü silahına başvurması yeni de değil. 1990 kongresinde dinin siyasal amaçlarla kullanıl- ması kararı alındı ve bu karar uygulamaya konuldu. 1991 yılı ocak ayında Abdullah öcalan'ın "Din Sorunu- na Devrimci Yaklaşım" başlıklı kitabı Almanya'nın Köln kentinde "Wesanen Serxwebun" yayını olarak yayımlan- dı. Kitabın 119. saytasını açarak okuyalım: - Bu bağlamda, dinin anti- emperyalist, anti-sömürgeci bir temelde ve halkın tarihi geleneklerine uygun bir mü- cadele aracı olarak kullanılmasına önayak olmak gere- kir. Bir Iran deneyiminde olduğu gibi anti- emperyalist radikal çıkış örneklerinden yararlanarak bunların olumlu yönlerini kendi koşullarımızda değerlendirerek ve daha olumlu karşılık vererek sonuç alabiliriz. Aynı kitapta öcalan amaçlarının "Islam enternasyona- lizmi kurabilme" olduğunu da açıklıyorj^ öcalan, Aleviliği de kendi amaçları için çarpıtp şöyle yorumluyor: - Alevilik gerçekte Kürt direnişçiliğinin tarihte gelişen biçimidir. (s: 124) PKK'nın Iran devrimine özenmesi, PKK kamplarına Kuzey Iran'da yer bulduğu günlere rastlıyor... PKK, 1978 yılında kuruldu. Kurulurken de amacını "Kürdistan proletaryasının toplumsal ve ulusal progra- mınakavuşması "olaraktanımladı. 1978-79 yıllarında PKK, Türkiye Işçi Köylü Partisi (TİKP) üyelerini öldürmeye başladı. Bu cinayetleri, Cum- huriyetçi Güven Partisi Batman ilçe başkanının öldürül- mesi izledi. Bu saldırılar üzerine TİKP Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Aydınlık Gazetes/"nin 6 Ağustos 1979 tarihinde yazdığı başyazıda "Apocular"\n eylemlerini şöyle tanımladı: - Eylemlerini inceleyiniz, bunlar, silahlarının namlula- nnı hep halka yöneltmişlerdir. Kimi zaman aşiret kavga- sının aletidirler, kimi yerde bir toprak ağasmm aleti olmuşlardır. Öldürdükleri insanlar ya halktandırlar ya kendi içlerinden. Sürekli olarak halk içinde kargaşa çı- karmakta ve doğudaki MHP görevini üstlenerek halkı zaptü rapt altında fufmaya hizmet etmektedirler. Perinçek'in aynı yazısında Apocuların "cinayet şebe- keleri" ve "itgüruhlan"oldukları, "üç-beş kı&kırtıcı tara- fından istenen yönde hareket ettirildikleri", böylece "kontrolden çıktıkları", kontrolden çıktıktan sonra da "serseri mayın haline geldikleri" yazılmıştır. Perinçek'in o gün yazdıklarına bugün hak vermemek elde değil, bir yandan kundaktaki çocukları havan topia- rıyla öldüren, bir yandan da öcalan'ın peygamberliğini ilan eden PKK'nın.bir "cinayet örgütü" olduğu ve "halkı zaptü rap altında tutmaya hizmet ettigi" bellidir. Belli olmayan, NATO ülkesi Almanya'nın bu cinayet örgütüne sağladığı desteğin amacı ile insan hakları sa- vlınucularının PKK saldırılarına karşı gösterdikleri utanç verici suskunluğun nedenleridir! ANAP 'Ana'sız kaldı • Baştarafi 1. Sayfada rulu toplantısında üyelere istifa konusunu açtı ve görüşlerini al- dı. Yönetim kurulu üyelerinin 7 Haziran ara yerel seçimleri ve kasım ayında yapılacak yerel ara secimler üzerine konuşarak "daha sıkı bir çalışmaya giril- mesi, daha sık toplantılar yapıl- ması ve bu toplantılarda il başkanının da bulunması" iste- ğjni iletmeleri üzerine Semra Ozal'ın . toplantılann aksama- sına meydan vermek istemediği ve "Bundan böyle parti çalış- malan hakkında karar arifesin- deyım. Bu akşam (önceki ak- şam) bir karara vanp yann (dün) size bilgi vereceğim" de- diği bildirildi. Semra Özal, üç saat süren yönetim kurulu top- lantısından sonra İstanbul Mil- letvekili Leyla Yeniay Köse- oğlu'nun Bebek'teki evine gitti. Özal'ın istifa mektubunu bura- da hazırladığı öğrenildi. Özal, dün sabah İl Başkanve- kili Zeki Aytaç'ı telefonla arayarak Harbiye Orduevi'ne çağırdı. İstifa mektubunu ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a ıletmek üzere Zeki Aytaç'a vererek İl Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu'na da açıklama yapmasını istedi. Dün başkanlık divanını top- layan 2x:ki Aytaç. Semra Özal'- ın istifasını iletti. Başkanlık divanından sonra bir basın top- lantısı düzenleyen Zeki Aytaç, önceki günkü loplanlıda Semra Özal'ın kendileriyle uzun uzun konuştuğunu ve •"partiyle ilgili çahşmalan hakkında karar ari- fesinde olduğunu" söylediğini bildirdi. Semra Özal'ın istifasını daha önce sözlü olarak Genel Başkan Mesut Yılmaz'a da ilet- tiğini belirten Aytaç şöyle dedi: "Bu sabah beni telefonla arayarak Harbiye Orduevi'ne çağırdı. Semra Hanım çok yo- ğun olduğunu, kasım ayındaki secimler nedeniyle yönetim ku- ruİunun toplantılann daha sık yapılması arzusunda olduğunu ve bu toplantılarda kendisinin de bulunmak istediklerini dik- kate aldığını söyledi. Bu toplan- tılara bazı mazeretleri nedeniy- le sık sık gelemeyeceğini ve vekil tayin ettiğini belirtti. Çok meş- gul olduğunu ifade ederek daha rahat çalışma ortamı yaratmak üzere istifa ettiler." Semra Özal'ın bazı meşguli- yetlerini yakından bildiğini be- İirten Aytaç, başka gerekçelen de bulunabileceğini söyledi. Aytaç. ancak en önemli nede- nin. yoğun meşguliyet. yurtdı- şında bulunma ve hastalıklan- nın karannda etkili olduğunu söyledi. Yönetim kurulunun Semra Özal'dan istifası yönün- de bir talepte bulunmadığını da bildiren Aytaç. istifanın 7 Hazi- ran seçimleriyle de ilgisi olma- dığını ifade etti. Aytaç, "Genel Merkez bu konuda herhangi bir başansızlık suçlaması getir- medi. Semra Özal, önümüzdeki secimlerde kampanya döne- minde sıkı bir calişmanın lazun olduğunu ve kendisinin yoğun- luğu nedeniyle bu kampanyada bulunamavacağını iletti" dedi. Semra Özal'ın MKYK'dan da istifa ettiğini sadece Sanyer delegeliğinin devam ettiğini bil- diren Aytaç. 14 aydır il başkan- lığmı yürüten Semra özal'ın geniş tecrübesi olan bir kişi ol- duğunu da vurgulayarak, yöne- tim kurulu üyelerinin bu kara- nn gerekçelerine samimiyetle inandıklannı kaydetti. Zeki Aytaç, bir soru üzerine de Semra Özal'ın istifasını "Za- manında ve isabetli bir karar" olarak yorumladı. Genel Mer- kez tarafından atama yapılana dek il başkanlığmı kendisinin yürüteceğini söyleyen Aytaç, is- tifa mektubunu bugün An- kara'ya giderek Mesut Yıl- maz'a iletecek. Aylaç, Mesut Yılmaz'a ıleteceğı zarf kapalı olduğu için Semra Özal'ın ne gibi gerekçeler yazdığını bilme- diğini de sözlerine ekledi. Karar yararlı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Semra Özal'ın Cum- hurbaşkanı eşi olarak diğer gö- revleri bulunduğunu ve Cum- hurbaşkanı'nın sağlık durumu dolayısıyla uzun süreden beri İstanbul İl Başkanlığı görevini gereği şekilde yürütemediğini belirterek, "Semra Hanım'ın bu karan partimiz için yararlı bir karar olmuştur. Yeni birdü- zenleme vermek için istifa et- miştir". dedi. Yılmaz, gazeteci- lerin "İstifasını siz mi istediniz" sorusuna. "Hayır, kendisinden istifa talep etmedim " dedi. Semra Özal'ın görevinden alınması isteğini Yılmaz'ın ka- bul etmemesi üzerine Genel Başkan Yardımcılığı görevin- den aynlan Fahrettin Kurt, bu istifa üzerine, "Parti için inşal- lah hayırlı olur. Bundan sonra oluşacak ortamı Başkanlık Di- vanı inşallah iyi değerlendirir" demekle yetindi. Bu arada Semra Özal'ın isti- fasıyla boşalan MKYK üyeliği- ne gelecek kişinin kura çekımi ile belirleneceği bildirildi. Alı- nan bilgiye göre. MKYK'ya yedek listeden giren eski İstan- bul milletvekili Yaşar Albayrak ile eski Erzurum milletvekili Necali Güllülü eşit oy aldılar. Albayrak ile Güllülü arasında çekilecek kura sonucu MKYK'ya girecek kişi belirle- necek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle