Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8MAYIS1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Kahrolsun
enflasyon
Uibnan. iç sa\aş öncesi, "Ortadoğu'nun İsviçresi"
olarak niteteniyordu. Ekonomik bakımdan. bölgenin
önemli fmans \e ticaret merkezi} di. Enflasyon, hızlı
kalkınmava karşın. Ortadoğu'nun bir çok iilkesine
kıyasla. çok dûşiiktû. Bugiin ise Lübnan'ın kalkın-
nası durdu, üretimi geriledi, paranın değeri adama-
kıllı düştü. Lübnan
LirasJ, önemli para bi-
rimleri karşısmda de-
ger kaybetmeyi hızla
sürdürüyor. Bunu
protesto eden Lüb-
nanlılar, Beyrut'un
merkezi yerlerinden
Hamra'daki bir döviz
bürosuna saldırdüar.
Göstericiier, siyasi li-
derierin evlerini de ge-
celeri sık sık ziyarel
ederek, berkesin uy-
kuda olduğu saatier-
de, zilleri uzun uzun
calıyoriar. (REUTER)
Dünden bugüne hostes giysileri™tLSSS2£ £
şam diizenlenen defilede Neşe Erberk Manken Ajansı'na bağlı mankenler, 1968'ler-
den günümiize kadar hostes giysilerini tanıttı. THY Genel Müdürü Tezcan Yaraman-
cı iie çok sayıda davetlinin izlediği defilede daha sonra koregrafisini VAKKO adına
Necla Seyhıin'un >aptığı ve 1 ağustos gününden itibaren kullanılacak olan yeni hostes
kıvafeti Rus manken Kitibova tarafından sumıJdu. Lacivert, krem ve gri tonlann bu-
lunduğu yeni hostes giysisinin fularında İznik çinilerinden esinlenmiş motifler yer alı-
yor.(Foioğraf: MLHARREM AYDIN)
Mama
olmaya
hazır
Michael Jackson,
Washington''m
District Hdghts
banliy ösünde dört
köpeğin saldırısına
uğra)an 7
yaşındaki Raynelle
Tucker'ıziyaret
etti. kücük kız,
sevincini,
"Michael'ın beni
bir daha kucağına
alacağını bilsem.
kendimiyüzlerce
•ahşi köpeğin
önüne çekinmeden
atarun" diye dile
getirdi.(AP AA)
Alanya'ya
ikinci
imam-hatip
ANTALYA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Alanya'da devlet-
vatandaş işbirliğiyle yapılacak
olan ikinci imam hatip lisesinin
temeli Kaymakam Lütfı Yiğe-
noğlu tarafından atıldı.
Güllüpınar Mahallesi'nde 5
bin metrekarelik bir alan Ostfl-
ne yaptınlacak Alanya'nın ikinci
imam hatip lisesi için Sabri Yö-
net adlı bir vatandaş, 200 mil-
yon lira nakit para yardımında
bulundu. 4 katlı ve 32 derslikli
olarak projelendirilen lise bina-
sımn bir yıl içinde bitirümesi
planlamyor.
NUfusu 100 bin civannda
olan Alanya'da temeli atılan ye-
ni imam hatip lisesi ile toplam
lise sayısı ll'e yükselecek.
HABERLERIN DEVAMI
OLAYLARIN İşveren DYP'yi zorluyor
ARDENDAKI
GERCEK
Sınırda
• Baştarafı I. Safyada
men yansımıstır; dedikodular
tatlı tatlı okunuyor, hayaller ku-
ruluyor, pazarlıklar bile uç ve-
riyor.
Yurttaşm gözleri önünde hiç
de tatlı olmayan görüntüleri ser-
gilemekte birbirleriyle yarışa
çıkmaya hazırlananlar iyi bir
heves içinde değildirler.
CHP'nin açılması yeni bir
parçalanmaya veyeni bir tartış-
ma aşamasma yeşil ışık mı ya-
kacaktır? Sosyal demokratlar
birbirlerini kötülemek, karala-
mak, birbirleriyle didişmek için
yeni bir olanak mı buluyorlar?
Kamuoyu, ister istemez bu
kuşkulara kapılıyor.
Eğer bu kuşkular bir gerçeği
dile getiriyorlarsa, CHP'nin
açılması demokratik açıdan ne
kadar zorunlu olursa olsun sos-
yal demokrasiye yararlı bir giri-
fime dönüşemeyecektir.
• • •
68. yılımızı
• Baştarafi I. Safyada
oluşumdan sonra bazı sarsıntı-
!ar geçirdi; devresel olaylarla
. karşı karşıya ka(dı; bunlan size
burâda soyleyecek değilim. Bir
de içinde bulunduğu çok güç
koşullar aşılması imkansız ko-
şulîar değil. Şu anda görünen
odur ki, her zaman örnek verdi-
ğim bir olay var, elimizdeki tu-
lumba uzun bir süre çalışmadı.
5-6 ay çalışmadı. Bundan dola-
yı, bu tulumbayı çahştırmak
için üzerine bir miktar su ila\e
etmek gerekiyor ki. o tulumba
çalışabilsin. Şu anda o gerekli
su bulundu, üzerine eklendi \e
şimdi Cumhuriyet Gazetesi ça-
lışanlan, 1 Mayıs'ta görevi dev-
raldığımdan sonra bu kolu
daha güçlüce çekmeye başladı-
lar. Ve, inanıyorum ki bu gaze-
te, daha nice mutlu günlerde,
tüm kamuoyunu aydınlatmayı
sürdürecek. alışılmış görevini
yapacak. Şunu da belirtmek ge-
rekiyor -bağımsızlık günlerinın
güzel bir sloganı var: 'Biz Ha-
üfe'nin idam fermanını boynu-
muzda taşıyoruz," diyor. Bizler
de, haciz yargıcının milyarlarca
lirahk haciz karannı boynu-
muzda taşıyoruz; bu bizi yıldır-
mayacak, bu bizi körükleyecek.
Bundan dolayı inancım sonsuz.
güvendiğim sizlersiniz. Hep bir-
Ukte bu işi başaracağız. Bundan
önce olan olaylar bahar mev si-
mi yaklaştığında bir ağacın kol-
lannın budanması olayıdır \e
ağaç daha gür çıkacaktır. Bu
bahar günlerinde Cumhunyet.
bir ağaç gibi daha bir özlü ba-
hara kavuşmaktadır. Ve, önü-
müzde-nurlu ufuklar demiyo-
rum- dikenli yollar vardır.
Ama. biz bunun altından kal-
kacağız. Buna inancım sonsuz.
Hep birlikte halledeceğiz ve sa-
yın değerli konuklanmızın da
bu çahşmalanmıza katkılannın
olacağına inanıyorum. Hepini-
ze hoşgeldiniz diyörum. Hepi-
nizin 68"inci yılını kutluyorum.
Hepiaize mutlu yannlar..."
Konuşmalardan sonra,
Cumhuriyet'in 68"inci yılında
emekli olan Serdar Hazan, Me-
riç İzgi, Arif Tezcan, Rıfat Ta-
neroğlu^ Salih Akdağ, Ahmet
Faruk Ozakbulut, Meral Ta-
mer. Süphan Yılmaztekin,
Mustafa Bayram, Abbas Tul-
gayoğlu, Basri Y'ılmaz. Adıl
Acar. Mehmet Ali Doğru. Yıl-
dıran Özçeİik, Erdoğan Yaşar
Özbakar ve Ertan Kurt'a
emeklilik şiltleri Berin Nadi ta-
rafından verildi.
Şilt töreninden sonra gazete-
nin bahçesinde geleneksel yıl-
dönümü yemeğine geçildi.
Kuruluş yıldönümü törenine
gazete okurlan ile her kesimden
çok sayıda davetli kaüldı.
Çeşitli kişi ve kuruluşlann
gönderdiği çiçekler arasında
kutlanan 68. kuruluş yıldönü-
mümüz sevincine okurlanmız
da bizzat gelerek ya da telefon
ve telgrafla kauldılar.
• Baştarafi 1. Safyada
nin toplanarak, konuyu değer-
lendireceğini ve bir program ha-
zırlayacağını bildirdi.
Konuyla ılgili sorulanmızı
yanıtlayan Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Moğultay,
önümüzdeki hafta, taslağı tasa-
nya dönüştürüp. Bakanlar
Kurulu'na sevk edeceğni bildir-
di. Moğultay. TISK Başkanf-
nın iddialanna ilişkin soruyu.
"Olmaz öyle şey. Ben hüküme-
tin bakanıyım" diye yanıtladı.
İş güvencesi taslağı hakkında
hükümet içinde şu ana kadar
bir anlaşmazlık olmadığını bil-
diren Moğultay, "Hükümet,
bir uzlaşmadır. Şu ana kadar
bir ihtilaf olmamıştır ki, bu tas-
lak konusunda da olsun" dedi.
Taslağın. hükümet programı ve
tüm bakanlann imzaladığı 158
sayılı ILO sözleşmesi gereği ol-
duğunu belirten Moğultay.
" 158 sayılı sözleşme şu anda sa-
dece sayın Demirel'in imzasını
bekli>or"dedi.
Başbakan Sülevman Demirel
de Cumhuriyet'in "158 sayılı
ILO sözleşmesinin halen kabi-
nece onaylanmamasının nedeni
nedir?" sorusunu. "Şu anda bir
şe> söyleyemem" diye yanıtla-
dı.
Orman Bakanı Vefa Tanır,
TİSK'in. "İş güvencesi yasa
taslağı hükümete değil, SHP">e
aittir" iddıası konusunda,
Cumhuriyet'e "Hayır, olmaz
öyle şey. Hükümette iki kanat
yoktur" değerlendirmesini yap-
tı. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin,
konunun Bakanlar Kurulu'na
gelmediğini belirierek yorum
yapmazken, Malıye ve Güm-
rük Bakanı Sümer Oral, "Şu
anda bir değerlendirme yapa-
ILO'nun hükümleri kesin
ANKARA (Cumhuriyet Bo-
ros)- İş güvencesi >asa taslağj-
na dayanak yapıldığ) için tar-
tışmalann gündeminde olan
158 sayılı Uluslararası Çalış-
ma Örgütü (ILO) sözleşmesi
Bakanlar Kurulu'nda bekli-
yor. Başbakan Süleyman
Demirel'in de imzasırun alın-
masından sonra Meclis'e su-
nulması beklenen sözleşme-
nin kabul edilmesi halinde
ILO sözleşmeleri ulusal hu-
kuk niteliğini kazandığı için
bir anlamda iş güvencesi yasa-
sı da çalışma hukukuna Mec-
lis'ten geçmeden girmiş ola-
cak. Yürürlükteki düzenleme-
nin de aynca söz konusu
sözleşme ile uyum içinde ol-
ması gerekecek. Aşağıda iş
güvencesi yasa taslağına da
aynen yansıtılan söz konusu
sözleşmenin iş güvencesini ge-
tiren önemli hükümleri yer
alıyor.
• Sözleşmede feshin yalnız
hakb bir nedeni varhğmda uy-
gıih olacağı. böyle bir nedenin
işçinin yeteneksizliğine veya
davranışlanna ya da işyeri ge-
reklerine dayanması gerekti-
• Sendika üyeüği, sendikal
faaliyette bulunma, hastalık
veya kaza sonucunda ulusal
hukukun geçici kabul ettiği iş
görememe durumlan fesih
için uygun neden sayılmaz.
• îşine son verilen işçi uygun
bir süre içinde tarafsız bir
merci önünde feshe karşı iti-
razda bulunabilir.
• Eğer bu merci feshin işlemi-
nin haksız olduğu sonucuna
vanrsa feshin geçersizliğinin
ve işçinin işe iadesinin uygun
görülmediği ya da ulusal hu-
kukun bunu öngörmediğj
durumlarda işveren işçiye uy-
gun bir tazminat ödemekle
yükümlüdüf.
• Ulusal hukuk fesih için
hakb bir neden bulunduğuna
ilişin kanıt yükünün bütünü-
nü işverene yükleyebileceği
gibi her iki taraftan kendi id-
dialanru kanıtlamalannı iste-
me olanağını tarafsız merciye
bırakan bir yöntemi de be-
nimseyebilirler.
İlk gündeme geldiğinden bu
yana yoğun tartışmalara ko-
nu olan iş güvencesi yasa tasa-
nsında Çabşma Bakanlığı'nın
uzmanlar düzeyinde yaptırdı-
ğı son değişiklikler de tamam-
landı. İşverenlerin kalkmasını
istedikleri yargı denetimi so-
nunda çıkarma haksızsa işçi-
nin işe dönebilecegi hükmü de
dahil bütün önemb ilkeler ay-
nen korundu. Sadece toplu
çıkarmada önceden yargıdan
izın alınmasını isteyen hüküm
kaldınldı. Aynca işyeri temsil-
cisi ve sendika yöneticilerine
ilişkin güvencelerde bazı dü-
zenlemeler yapıldı.
mam. Sayın Baydur'u da iyi
tanınm. Fakat. henüz konu Ba-
kanlar Kurulu'na gelmedi. Ba-
kanlar Kurulu'na geldikten
sonra bir değerlendirme yapa-
nz" dedi.
Ekonomiden Sorumlu Dev-
let Bakanı Tansu Çıller "Bu
konuda değerli arkadaşlanmız
\e bakanlanmız var. O bakan-
lara sormak lazım. Benim ba-
kanlığimın dışında olan bir
şey" değerlendirmesini yaptı.
Devlet Bakanı Cavıt Çağlar.
konuya ilişkin görüşlerini açık-
larken. "Işverenler sıkıntıya
sokulmamalı" dedi. Çağlar.
konunun Bakanlar Kurulu
toplantısından sonra Moğultay
ile de görüştüğünü bildirdi.
Hak-İş Genel Başkanı Neca-
ti Çelik. TİSK'in iktidar parti-
lerini birbirine kışkırtarak, tas-
lağın yasalaşmasını engellemek
istediğini ileri sürdü. Çelik. tas-
lağın engellenmesı halinde her
türlü eylemi gerçekleştirecekle-
rini kaydetti.
DİSK Genel Sekreteri Süley-
man Çelebi. TİSK'in "İş Gü-
vencesi Yasa TaslağY'nı tartış-
maya bile yanaşmamasını,
işverenlerin 12 Eylül'de bütün
önerilerinin anayasa ve yasa
hükmü olmasına bağladı.Çele-
bi işverenlerin elde ettikleri
haklan kaybetmek istemedikle-
rini, soruna ideolojik baktıkla-
nnı belirterek "Taslak nedeniy-
le bir işçiyi işten çıkartırlarsa
dünyayı başlanna yıkanz" de-
di. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş
konfederasyonlannın iş güven-
cesi taslağının yasalaşması için
ortak hareket edeceklerini be-
lirterek "Bu taslak mutlaka va-
sallaştınlmalıdır. Yasallaşması
için her çabayı göstereceğiz" di-
ye konuştu
İstanbul Ticaret Odası Baş-
kanı Yahm Erez tasannın
1960'lann devletçilik ve solcu-
luk düşüncesiyle hazırlandığını
savunarak "Bu taslak işçiyi ko-
rumayacak. İşçinin aleyhine bir
yasa taslaktır"dedi. İşgüvence-
sinin temel şartının. işyeri gü-
vencesi olduğunu belirten Erez.
Çalışma Bakanı Mehmet Mo-
ğultay'ı şov yapmakla suçladı.
EBSO Meclis Başkanı Şinasi
Ertan da Çalışma Bakanı Meh-
met Moğultay'ı sert dille eleşti-
rerek "Memlekete bundan
büyük kötülük olamaz. Bakan
ne dünyanın ne Türkiye'nin
farkında. Tahmin edıyorum ki
hükümet bu tasiağı katiyen ka-
bul etmez. Yoksa bindiği dalı
keser. Bu taslak yasalaşırsa, ça-
lışan sayısı mutlaka azalacak"
diye konuştu.
İzmir Ticaret Odası Meclis
Başkanı Hasan Denizkurdu "Bu
taslak yasalaşırsa iş barışı
bozulur" derken. Yönetim ku-
rulu Başkanı Ekrem Demirtaş
da " Biz tepkilerimızi fıkri plat-
formlarda dile getiririz. Onun
dışında yürümek falan gibi bir
şey düşünmeyiz" diye konuştu.
Profilo Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Jak Kamhi de
iş güvencesi tasansının Tür-
kiye'nin teknolojik değişimini
frenleyeceğiru iddia ederek
"Yeni teknolojıyegeçinceelbet-
te ki işçi sayısı değjşecektir.
Teknoloji değiştiği halde işçi çı-
kartılmazsa KİT'lerin başına
gelen özel sektörün de başına
gelir" dedi.
• Bu$turujt I. Sajyadu
PKK'lının saklandığı saptan-
dı. Güvenlik güçlerinin "Tes-
lim ol" çağnsına ateşle karşı-
hk verilmesi üzerine çıkan
çatışmada. biri kadın 7 PKK
militanı öldürüldü. Olayda
aynca 3 MP-5 otomatik tüfek
ile 6 tabanca ele geçirildi. Da-
ha sonra genişletilerek sürdü-
rülen operasyonda başka bir
evde gizlenen bir militan daha
güvenlik güçleriyle çatışmaşa
girdi. Çatışmada bu militanın
da öldürüldüğü kavdedildi.
Bölge Valiliği'nin bildirisin-
de aynca Şırnak'ın Silopi ilçe-
sının sınır kesımınde komşu
bir ülkeden Türkiye'ye girme-
ye çalışan 5 kişi güvenlik güç-
leriyle catışmaya girdi. Çıkan
çatışmada 5 kişinin ölü ele ge-
çirildiği bildinldi. Öldürülen-
lenn üzerinde silah çıkmadığı,
silahlann ölen kişilerin arka-
daşlan tarafından çatışmadan
sonra götürülmüş olabıleceği
belirtildi. Adıyaman'ın kırsal
kesiminde bir PKK mılıtanı-
nın kendiliğinden güvenlik
güçlerine teslim olduğu açık-
landı.
İncirli Caddesi üzerinde bu-
lunan Bakırköy DYP İlçe Ör-
gütü'ne patlayıcı madde atıl-
dı. Kımliği belırsiz kişilerce
>erleştırilen ses bombasınını.
dün saat 19.30 sıralannda pat-
laması sonucu ölen ya da yara-
lanan olmadı, ancak hasar
meydanageldi.* "*
Ölaydan sonra gazeteleri
arayan bir kişi saldınyı Dev-
rimci Sol Güçler Devrimci İş-
çi Hareketi adlı örgütün üst-
lendiğinisöyledi.
Aydara özgürlük kredisi
Dr. Özel nasıl dışlandı?
• Baitaıafı I. Safyada
söz edildi. Haber Türkiye'de
bomba gibi patladı. Haberde
Dr.Ziya Özel kanserli hastalan
nasıl iyileştirdiğini anlatıyor ve
o tarihe kadar ilacın çok sayıda
hasta üzerinde denediğini söy-
lüyordu.
Muğla Devlet Hastanesi'nde
15 yıl önce başlattığı çalışmalan
İstanbul'da sürdüren Op. Dr.
Ziya Özel'in zakkum bitkisin-
den ürettiği ilaçla yaptığı öne
sürülen tedavi yöntemi bilim
çevrelerince büyük tepkiyle
karşılandı. Kanser uzmanlan
bilime dayanmayan böyle bir
çalışmanın TRT'de ilk haber
olarak duyurulmasını büyük
sorumsuzluk örneği olarak ni-
telediler.
Başlayan tartışma 12 Şubat
1988 tarihinde tüm hızıyla sür-
dü. Dr. Ziya Özal Atatürk Kül-
tür Merken'nde düzenlediği
basm toplantısına bütün bilım
adamlannı davet etti. Dr. Özel
toplantıda ledavive devam
eden 300 hastasından 210'unun
hayatta olduğunu ileri sürerek,
ektresinin ilaca dönüştürülmesi
için yardım istedi. Toplantının
son bülümünde sorulara geçil-
diğinde ise Özel. bilim adamla-
nnın sorulanna bilimsel açıklık
getiremediği görüldü.
" Toplantıda Özel'i avukatı
Burhan Apaydın. İ.Ü Bilimsel
Tıp Araştırma Merkezi (DE-
TAM) Başkanı Prof. Sevim
Büyükdevrim ile yardımcısı Dr.
Tuncay Altuğ destekledı.
Bu toplantıdan birgün sonra
Dr.Ziya Özel'in destekçisi. dö-
nemin Sağlık Bakanı Bülent
Akarcalı. Müşteşar Yardımcısı
Abdurrahman Koçer. Türk
Tabipler Birliği Başkanı Prof.
Dr Nusret Fişek . 2.Ba5.kan
Prof.Dr. Kâzım Türker. TUBİ-
TAK Başkanı Prof.Dr Meh-
met Ergun ve avukat Burhan
Apaydın TV'deki " Panora-
ma" adlı programda NO ektre-
sini tartıştı. Âçıkoturuma katı-
lan Prof.Dr Nusret Fişek ile
Prof.Kazım Türker olay a bü-
yük bir tepki göstererek. bilim-
sel açıdan hiçbir değer taşıma-
yan bu ekstrenin TRT kanalıy-
İa yayımlanmasını eleştirdi.
Daha sonraki günlerde İ.Ü
Onkoloji Bilim Dah'ndan Prof.
N'ıjad Bilgc ile Prof.Dr Avhan
• Ba^tarufı I. Safyada
rak bir tazminat ödeyeceklerini
anlatan bakan, şunları söyledi:
"Ayısını aldığımız kişiye bir
tazminat vereceğiz ve başka işle
uğraşmasına çalışacağız. Bu-
nun için dış kaynaklı para bula-
cağız. Ayı oynatılmasının ta-
mamen önüne geçrnek şu an
için mümkün değil, ancak önü-
müzdeki sezonlarda bunun ke-
sin olarak çözüleceğini söyleye-
bilirim."
İstanbul'da a\T eğitim yerleri-
ni kapattıklannı kaydeden ba-
kan. "Özellikle Sulukule'de
birkaç yer vardı. Buralann ka-
patılmasını sağladık. Ayılan
kesilmiş varilin altına ateş ya-
karak tef sesine şartlandınp sıç-
Ulubelen ekstrenin ABD'de 25
yıl önce denendiğinı ve hiçbir
olumlu sonuca vanlamadığını
açıkladılar.
Dr.Ziya Özel hakkkında da-
ha sonra İstanbul Tabip Oda-
sınca rapor hazırlandı \e TTB
Merkez Konseyi Yüksek Hay-
siyet Divanı'na sevk edildi.
Dr.Ziya Özel daha sonra yo-
rulduğunu belirterek ailesiyle
birlikte ABD'ye gitti. Bu arada
NO ektresiyle ilgili tek gelişme
merkezi Isviçre'de bulunan
Sandoz fırmasından geldi.
Dünyaca ünlü ilaç firması ekt-
reyi inceliyor ve sonucunda
"antitoksit \e \ ücudun bağışık-
lık sistemini arttıncı" olduğu
ABD: Zakkum için
• Bajtarafı I. Safyada
açıklamalan üzenne başvu-
rulan ABD Gıda \c İlaç Dairesı
(FDA) yeikilıleri de bunun
doğru olmadığını söylediler.
Cumhuriyet VV'ashington
muhabiri Ufuk Güldemir'in
bildirdiğine göre ABD Patent
ve Marka Dairesi yetkilileri pa-
tent için kendilerine başvuran
herkese. belgenin alındığını be-
lırtir bir yazı \erdıklerini. bu-
nun "pateni alındf anlamına
gelmeycceğini söylediler.
Yeiİciliier. herhangi bir kişi
veya firmanın patent için baş-
vunnasından sonra uzmanlan-
nın konuyu incelediğini.testler
y aptığını ve eğer bulgular doğ-
ru çıkarsa o firma veya kişiye
patent verdiklerine dikkat çek-
tıier.
ABD Patent ve Marka Dai-
resi'nden Carolyn Brooks.
"Doğadaki bir bıtkiden bir
ekstre yapılsa buna patent alı-
nabilir mi?" sorusuna şu yanıtı
verdi:
"Evet.Yalnız o ekstre sizin
dediğiniz gibi çıkıyor mu.çık-
mıyor mu diye bakanz. Eğer
öyle birekstreçıkıyorsa ona pa-
tent veririz.Ama bu patent sa-
dece o bitkıden böy le bir ekstre
çıktığını kanıllar. O ekstrenin
herhangi bir amaca hizmet ede-
ceğini kanıtlamaz.Eğer söz ko-
nusu ektrenin bir ilaç olma id-
diası varsa o zaman Gıda ve
İlaç Dairesi'nde yıllar süren
testler. deneyler yapılır. Bunla-
nn sonucunda başvuru onayla-
nırsa o zaman ilaç olarak satıla-
bilir."
ratıyorlar. Hayvan daha sonra
sesi duyunca ayaklanmn yan-
maması için bu hareketi tekrar-
uyor. Bu bir eğlence olamaz"
diye konuştu.
Ayılar için en rahat doğal
çevrenin neresi olacağını araş-
tırdıklanm anlatan Ateş, hay-
van haklanna da saygılı olduk-
lannı Türkiye'ye gelen turistler
ve çeşitli hayvan kuruluşlann-
dan da hayvanlann doğal or-
tamlannda yaşamalan için is-
tekler geldiğini belirtti.
Turistlere ve ayı oyununu iz-
leyenlere de çağnda bulunan
Ateş, "Bu tip kişilere para veril-
memesi de bu işi azaltacak. Ben
para ödenmemesi çağnsında
bulunuyorum. Talep olmayın-
ca arz da olmaz" dedi.
görüşüne vanyordu. Ancak ay-
nı firma ekstrenin ilaç aşaması-
na gelmesi konusunda geri
adım attı. Dr. Ziya Özel geçen
haftaya kadar kamuoyunun
gündeminde değildi. Muğla'-
daki özel muayenesinde çalış-
malannı sürdürdü.
Zakkum (Nerium Ole-
ander)nedir?
Zakkumgillcr (apocynaceae)
familyasından kışın yapraklan-
nı dökme_yen zehirli çalı ya da
ağaccık. Öbür Akdeniz ülkele-
rınde olduğu gibi Türkiye'de de
kendiliğinden yetişen bu bitki.
aynca park ve bahçelerde süs
bitkisi olarak yetiştirilir. Dalla-
ra karşılıklı dizilen mızrak bi-
çimli. kalın. derimsi yapraklan
ve pembe ya da beyaz. alımlı çi-
çekleri vardır.Uzun kılıflaf ha-
lindeki meyvelerin içinde çok
sayıda tüylü tohum bulunur.
Zakkumun zehırleyici özelliği
glikozitlerden kaynaklanır.
/. Safyada
dönmemesi durumunda. yasa
Cumhurbaşkanı Vekıli Hüsa-
mettin Cindoruk tarafından
imzalanarak yürürlüğe girecek.
Görüşülmesine geçen hafta
başlanan ve ANAP'ın engelle-
mesi ile zaman zaman meydana
gelen kavgalarnedeniyleçıkan-
lamayan yasa üzerindeki gö-
rüşmelere TBMM Genel Ku-
rulu'nda dün gece devam edil-
di. Koalisyon ortağı DYP ve
SHP'nın grup yöneticileri yasa-
nın dün akşam çıkanlması için
1
milletvekillerinı sıkı denetim al-
tına aldılar.
Grup başkanvekillerinin çağ-
nsına karşın. yasanın geçmesi
için gerekli karar yeler sayısı
güçlükle sağlandı. Bu arada
ANAP'lılar da yasaya yönelik
eleştirilerini sürdürdüler.
ANAP Kastamonu Milletvekı-
li Murat Başesgioğlu. yasa ile
Adalet BakanlığYna siyaset bu-
laştınldığını savunarak. bu du-
rumun. SHP'nın geleneği oldu-
ğunu öne sürdü. Başesgioğlu.
"Bakanlık belli siyasal görüşün
etkisi altına alınmak isteniyor.
"Devletin tepesinde kavga ol-
maz' diyenler bu tasan ile dev-
letin tepesinde kavga başlatmış
oluyorlar" diye konuştu. Bu
sözler özellikle DY'P'lilerin tep-
kilerine neden oldu.
Görüşmeleri dün gece çok sa-
yıda hadkimın izlediği yasanın
kabul edılmesindcn sonra. bir
konuşma yapan Adalet Bakanı
Oktay ise "Sezar'ın hakkının
Sezar'a verildığini" bildirerek.
gerçek anlamda adalet dagıtan-
lann layık olduklan yerlere ge-
lebilmelen ıçın yol açıldığmı
söyledi. Oktay. kcndı bakanlığı
dönemınde. yargıyı herhangi
bir cıkı altına alacak hiçbir dav-
ranışın söz konusu olmay acağı-
nı da vurgulayarak. "Bu yasa
ile yargı bağımsızlığı vc yargıç
güvencesi daha da güçlendiril-
mıştir"dedi.
VEFAT
Şairbestekar Bakırköy Musiki Derneği
Başkanı mümtaz insan
ORHAN
KIZILSAVAŞ'ı
kaybettik.Cenaze8Mayıs 1992(bugün)
Ataköy Camii'nden öğle nama/ını müteakip
Feriköy Mezarlığf ndaki aıle kabristanına
defnedilecektır.
GÖZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafı I. Safyada
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan, cezaevi-
nin Hüseyin Gazi Dağı'na bakan arka hücrelerinden alın-
mış, bizlerin bulunduğu Dış-B koğuşunun önünden aske-'
ri araçlarla infazların yapılacağı Cebeci'deki cezaevine'
götürülmüşlerdi.
Avukat Halit Çelenk'in giriştiği hukuk savaşı sonuç ver-
memişti. CHP Genel Başkanı ismet Inönü'nün çabaları
da boşa gitmişti. Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet
Dairesi Başkanı Yargıç Tümgeneral Numan özdalga'nın
Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'a "bu suçların.
146. maddeye girmeyeceğini" anlatan mektubu da bir eK
ki yapmamıştı.
Prof. Faruk Erem'in Cumhurbaşkanlığı Genel Sekre-1
terliği'ne yaptığı başvuru da sonuçsuz kalmıştı. TİP Ge-
S
nel Başkanı M. Ali Aybar'm TBMM'de yaptığı o yiğitçe
konuşma da hukuk vicdanlarını uyandırmamıştı.
O günlerde "yüreklerin kulakları sağır"dı.
Hükümeti ve parlamentoyu suçlayarak yönetimi ele
geçiren cunta, karannı çoktan vermişti: Üç genç asıla-
caktt.
Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki Sıkıyönetim
Mahkemesi'ndan çıkan karar Askeri Yargıtay'ca da
onanmıştı. Karar. TBMM'de de görüşülerek onanmıştı.
İnfazların yapılmamasını isteyenlerle cunta arasında.
amansız bir savaş başlamıştı. idam kararları veren sıkı-
yönetim mahkemesi duruşma yargıcı Albay Ahmet Te-.
tik'in yeğeni ODTÜ öğrencisi Fatih Uludere de THKO:
davası sanığı olarak yakalanmış ve tutuklanarak cezae-
vine gönderilmişti. r
O günlerde bizler de idamların durdurulması için bü-
tün Türkiye'de imza kampanyası açmıştık.
idamlara karşı çıkan bildiri ve altındaki imzalar, Arv
kara'da Altan Oymen'de toplanmıştı. Altan öymen'in
evinde bir araya gelerek infazların durdurulmasını iste-
yen bildiriyi kamuoyuna nasıl duyuracağımızı görüş-
müştük.
Altan Öymen, ertesi gün basın toplantısı yaparak bu*
bildiriyi açıkladı. Aradan çok geçmedi, bu bildiri için imza-
toplayan Altan Öymen, ben ve yazar Erdal Öz, saçma •,
sapan nedenlerle tutuklandık.
Hukuk savaşı, aynı günlerde askeri yargı kesiminde de •,
veriliyordu. 83 deniz subayını yargılayan İstanbul Sıkıyö-
netim Mahkemesi, sanık eylemlerinin 146. maddeye gir-
meyeceği gerekçesi ile aklama kararı verince mahkeme,
Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Faik Türün'ün emri ile
kaldırılıyor, mahkeme üyeleri Remzi Şirin ve Refik Ka-
raa, doğu illerine sürülüyordu.
Askeri Yargıtay Genel Kurulu'nda iki yürekli askeri
yargıç -Tuğgeneral Kemal Gökçen ve Albay Nahit Saçlı-
oğlu- Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile ilgili karara karşı
oy yazısı yazıyorlardı.
General Gökçen ve Albay Saçlıoğlu, şu gerekçe ile ka-
rara karşı çıkmışlardı:
- ...memleketimizde TCK'nın 146/1. maddesindeki su-
çu işlemeyi niyet edenlerin hareketlerinin elverişli vası-
talarla vuku bulduğunu kabul edebilmek için bunların ya
anayasa ve onun kurduğu devlet düzeninin bekçiliğini
yapmakta olan güçlerle az çok mücadele edebilme yete-
neğine sahip olduklarmı düşündürecek bir kuvvetle, ve-
yahut da bilinmeyen şaşırtıcı bir taktik, strateji ve sevki
idareyle harekete geçmiş olmalan lazımdır. Halbuki sa-
nıkların ne vasıtaları elverişlidir ne de taktik ve stratejile-
rinin bilinmeyen bir tarafı vardır. Gunümüzde bunlar
olsa olsa ancak uyanık ve tedbirli olmayan idareler için
şaşırtıcı olur ve sürpriz teşkil eder.
Bu da o günlerde -hele askeri yargıç olarak- çok az kK
şinin dile getirebileceği bir hukuk şiiriydi.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının eylemleri elbettesuç-
tu. Gökçen ve Saçlıoğlu'nun karşı oy yazılarında yazdık-
ları gibi bu suç, anayasayı ihlal suçu değil silahlı çete
kurmak ve bu çeteyi yönetmek suçlarıydı.
Bu suçların yaptırımları da ölüm cezası değildi.
Yirmi yıl önce 6 Mayıs sabahına karşı Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın Mamak Cezaevi'nden
götürülüşlerini ve arkadaşlarının ağlayarak marşlar söy-
lemelerini bugün gibi anımsıyorum.
-Bir çift güvercin havalansa/Yanık yanık koksa karan-
fil/Değil, unutulur şey değil/Çaresiz geliyor aklıma.
Ecevit askeri müdahale
UBaşlaıa/ı I. Safyada
Ankara'dan İstanbul'a geli-
şinde Atatürk Havalimanf-
nda gazetecilerin sorulannı
cevaplandıran Ecevit. bütün
umutlannı Türkiye'ye bağla-
yan Bosna Hersek'in umutla-
rinın da boşa çıkmakta oldu-.
ğu görüşünü savundu.
Nahcıvan için Türkiye ile
Sovyetler Bırliğı'nin de garan-
<ör devlet olduğunu kaydeden
Ecevit. Sovyetler Birliği'nin.
dağılmış olmasıyla müdahale
ımkânının ortadan kalktığını.
sadece Türkiye'nin garantör
ülkeolaıak kaldığını söyledi.
Bülent Ecevit. bu konuda
"I921 yılında yapılmış olan
anlaşma gercğınce. Türkiye
tıpkı Kıbns'm olduğu gibi
Nahcıvaııda da garantor dev-
let durumundadır. OlaVın
boyuılan daha ileri aşamalara
varmadan. Türkiye üzerine
düşenı yaparak. Natıcıvan'a
askcn bir ınüdahıılede buiun-
mjlıdır. Hcrhalde 3 milvon
jıüfuslu Ermenıstan karşısm-
da. 60 milyonlu Türkiye. hu-
kuki haklannı yerine getir-
mekten kaçmacak değildir.
Aksi halde. sayın başbakanın
sık sık sözünü ettiği Adriyatik
kıyılanndan, Çin sınınna ka-
dar uzanan yeni Türk dünya-
sının Türkiye'ye bağlanan
bütün umutlan yıkılır."
Kahramanmaraş Bağımsız
Milletvekili Recep Kırış, Enne-
ni saldınlanmn Nahavan'a yö-
nelmesinin çok kaygı verici ol-
duğunu bildirerek "Türkiye
Nahcıvan'a zaman gcçinneden
askeri müdahalede
bulunmalıdır" dedi.
Kırış, TBMM'de dün düzcn-
lediğ basın toplantısında, Erme-
ni saldınlarımn Türkiye'nin
Türki cumhuriyetleri ile olan
bağlantısmın kesilmesini amaç-
ladığını bildirdi. Kırış, bu ne-
denle Moskova Anlashıası gere-
ği olarak Türkiye'nin derhal,
olaya el koymasını istedi.