27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8MAYIS1992CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Kahrolsun enflasyon Uibnan. iç sa\aş öncesi, "Ortadoğu'nun İsviçresi" olarak niteteniyordu. Ekonomik bakımdan. bölgenin önemli fmans \e ticaret merkezi} di. Enflasyon, hızlı kalkınmava karşın. Ortadoğu'nun bir çok iilkesine kıyasla. çok dûşiiktû. Bugiin ise Lübnan'ın kalkın- nası durdu, üretimi geriledi, paranın değeri adama- kıllı düştü. Lübnan LirasJ, önemli para bi- rimleri karşısmda de- ger kaybetmeyi hızla sürdürüyor. Bunu protesto eden Lüb- nanlılar, Beyrut'un merkezi yerlerinden Hamra'daki bir döviz bürosuna saldırdüar. Göstericiier, siyasi li- derierin evlerini de ge- celeri sık sık ziyarel ederek, berkesin uy- kuda olduğu saatier- de, zilleri uzun uzun calıyoriar. (REUTER) Dünden bugüne hostes giysileri™tLSSS2£ £ şam diizenlenen defilede Neşe Erberk Manken Ajansı'na bağlı mankenler, 1968'ler- den günümiize kadar hostes giysilerini tanıttı. THY Genel Müdürü Tezcan Yaraman- cı iie çok sayıda davetlinin izlediği defilede daha sonra koregrafisini VAKKO adına Necla Seyhıin'un >aptığı ve 1 ağustos gününden itibaren kullanılacak olan yeni hostes kıvafeti Rus manken Kitibova tarafından sumıJdu. Lacivert, krem ve gri tonlann bu- lunduğu yeni hostes giysisinin fularında İznik çinilerinden esinlenmiş motifler yer alı- yor.(Foioğraf: MLHARREM AYDIN) Mama olmaya hazır Michael Jackson, Washington''m District Hdghts banliy ösünde dört köpeğin saldırısına uğra)an 7 yaşındaki Raynelle Tucker'ıziyaret etti. kücük kız, sevincini, "Michael'ın beni bir daha kucağına alacağını bilsem. kendimiyüzlerce •ahşi köpeğin önüne çekinmeden atarun" diye dile getirdi.(AP AA) Alanya'ya ikinci imam-hatip ANTALYA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Alanya'da devlet- vatandaş işbirliğiyle yapılacak olan ikinci imam hatip lisesinin temeli Kaymakam Lütfı Yiğe- noğlu tarafından atıldı. Güllüpınar Mahallesi'nde 5 bin metrekarelik bir alan Ostfl- ne yaptınlacak Alanya'nın ikinci imam hatip lisesi için Sabri Yö- net adlı bir vatandaş, 200 mil- yon lira nakit para yardımında bulundu. 4 katlı ve 32 derslikli olarak projelendirilen lise bina- sımn bir yıl içinde bitirümesi planlamyor. NUfusu 100 bin civannda olan Alanya'da temeli atılan ye- ni imam hatip lisesi ile toplam lise sayısı ll'e yükselecek. HABERLERIN DEVAMI OLAYLARIN İşveren DYP'yi zorluyor ARDENDAKI GERCEK Sınırda • Baştarafı I. Safyada men yansımıstır; dedikodular tatlı tatlı okunuyor, hayaller ku- ruluyor, pazarlıklar bile uç ve- riyor. Yurttaşm gözleri önünde hiç de tatlı olmayan görüntüleri ser- gilemekte birbirleriyle yarışa çıkmaya hazırlananlar iyi bir heves içinde değildirler. CHP'nin açılması yeni bir parçalanmaya veyeni bir tartış- ma aşamasma yeşil ışık mı ya- kacaktır? Sosyal demokratlar birbirlerini kötülemek, karala- mak, birbirleriyle didişmek için yeni bir olanak mı buluyorlar? Kamuoyu, ister istemez bu kuşkulara kapılıyor. Eğer bu kuşkular bir gerçeği dile getiriyorlarsa, CHP'nin açılması demokratik açıdan ne kadar zorunlu olursa olsun sos- yal demokrasiye yararlı bir giri- fime dönüşemeyecektir. • • • 68. yılımızı • Baştarafi I. Safyada oluşumdan sonra bazı sarsıntı- !ar geçirdi; devresel olaylarla . karşı karşıya ka(dı; bunlan size burâda soyleyecek değilim. Bir de içinde bulunduğu çok güç koşullar aşılması imkansız ko- şulîar değil. Şu anda görünen odur ki, her zaman örnek verdi- ğim bir olay var, elimizdeki tu- lumba uzun bir süre çalışmadı. 5-6 ay çalışmadı. Bundan dola- yı, bu tulumbayı çahştırmak için üzerine bir miktar su ila\e etmek gerekiyor ki. o tulumba çalışabilsin. Şu anda o gerekli su bulundu, üzerine eklendi \e şimdi Cumhuriyet Gazetesi ça- lışanlan, 1 Mayıs'ta görevi dev- raldığımdan sonra bu kolu daha güçlüce çekmeye başladı- lar. Ve, inanıyorum ki bu gaze- te, daha nice mutlu günlerde, tüm kamuoyunu aydınlatmayı sürdürecek. alışılmış görevini yapacak. Şunu da belirtmek ge- rekiyor -bağımsızlık günlerinın güzel bir sloganı var: 'Biz Ha- üfe'nin idam fermanını boynu- muzda taşıyoruz," diyor. Bizler de, haciz yargıcının milyarlarca lirahk haciz karannı boynu- muzda taşıyoruz; bu bizi yıldır- mayacak, bu bizi körükleyecek. Bundan dolayı inancım sonsuz. güvendiğim sizlersiniz. Hep bir- Ukte bu işi başaracağız. Bundan önce olan olaylar bahar mev si- mi yaklaştığında bir ağacın kol- lannın budanması olayıdır \e ağaç daha gür çıkacaktır. Bu bahar günlerinde Cumhunyet. bir ağaç gibi daha bir özlü ba- hara kavuşmaktadır. Ve, önü- müzde-nurlu ufuklar demiyo- rum- dikenli yollar vardır. Ama. biz bunun altından kal- kacağız. Buna inancım sonsuz. Hep birlikte halledeceğiz ve sa- yın değerli konuklanmızın da bu çahşmalanmıza katkılannın olacağına inanıyorum. Hepini- ze hoşgeldiniz diyörum. Hepi- nizin 68"inci yılını kutluyorum. Hepiaize mutlu yannlar..." Konuşmalardan sonra, Cumhuriyet'in 68"inci yılında emekli olan Serdar Hazan, Me- riç İzgi, Arif Tezcan, Rıfat Ta- neroğlu^ Salih Akdağ, Ahmet Faruk Ozakbulut, Meral Ta- mer. Süphan Yılmaztekin, Mustafa Bayram, Abbas Tul- gayoğlu, Basri Y'ılmaz. Adıl Acar. Mehmet Ali Doğru. Yıl- dıran Özçeİik, Erdoğan Yaşar Özbakar ve Ertan Kurt'a emeklilik şiltleri Berin Nadi ta- rafından verildi. Şilt töreninden sonra gazete- nin bahçesinde geleneksel yıl- dönümü yemeğine geçildi. Kuruluş yıldönümü törenine gazete okurlan ile her kesimden çok sayıda davetli kaüldı. Çeşitli kişi ve kuruluşlann gönderdiği çiçekler arasında kutlanan 68. kuruluş yıldönü- mümüz sevincine okurlanmız da bizzat gelerek ya da telefon ve telgrafla kauldılar. • Baştarafi 1. Safyada nin toplanarak, konuyu değer- lendireceğini ve bir program ha- zırlayacağını bildirdi. Konuyla ılgili sorulanmızı yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Moğultay, önümüzdeki hafta, taslağı tasa- nya dönüştürüp. Bakanlar Kurulu'na sevk edeceğni bildir- di. Moğultay. TISK Başkanf- nın iddialanna ilişkin soruyu. "Olmaz öyle şey. Ben hüküme- tin bakanıyım" diye yanıtladı. İş güvencesi taslağı hakkında hükümet içinde şu ana kadar bir anlaşmazlık olmadığını bil- diren Moğultay, "Hükümet, bir uzlaşmadır. Şu ana kadar bir ihtilaf olmamıştır ki, bu tas- lak konusunda da olsun" dedi. Taslağın. hükümet programı ve tüm bakanlann imzaladığı 158 sayılı ILO sözleşmesi gereği ol- duğunu belirten Moğultay. " 158 sayılı sözleşme şu anda sa- dece sayın Demirel'in imzasını bekli>or"dedi. Başbakan Sülevman Demirel de Cumhuriyet'in "158 sayılı ILO sözleşmesinin halen kabi- nece onaylanmamasının nedeni nedir?" sorusunu. "Şu anda bir şe> söyleyemem" diye yanıtla- dı. Orman Bakanı Vefa Tanır, TİSK'in. "İş güvencesi yasa taslağı hükümete değil, SHP">e aittir" iddıası konusunda, Cumhuriyet'e "Hayır, olmaz öyle şey. Hükümette iki kanat yoktur" değerlendirmesini yap- tı. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, konunun Bakanlar Kurulu'na gelmediğini belirierek yorum yapmazken, Malıye ve Güm- rük Bakanı Sümer Oral, "Şu anda bir değerlendirme yapa- ILO'nun hükümleri kesin ANKARA (Cumhuriyet Bo- ros)- İş güvencesi >asa taslağj- na dayanak yapıldığ) için tar- tışmalann gündeminde olan 158 sayılı Uluslararası Çalış- ma Örgütü (ILO) sözleşmesi Bakanlar Kurulu'nda bekli- yor. Başbakan Süleyman Demirel'in de imzasırun alın- masından sonra Meclis'e su- nulması beklenen sözleşme- nin kabul edilmesi halinde ILO sözleşmeleri ulusal hu- kuk niteliğini kazandığı için bir anlamda iş güvencesi yasa- sı da çalışma hukukuna Mec- lis'ten geçmeden girmiş ola- cak. Yürürlükteki düzenleme- nin de aynca söz konusu sözleşme ile uyum içinde ol- ması gerekecek. Aşağıda iş güvencesi yasa taslağına da aynen yansıtılan söz konusu sözleşmenin iş güvencesini ge- tiren önemli hükümleri yer alıyor. • Sözleşmede feshin yalnız hakb bir nedeni varhğmda uy- gıih olacağı. böyle bir nedenin işçinin yeteneksizliğine veya davranışlanna ya da işyeri ge- reklerine dayanması gerekti- • Sendika üyeüği, sendikal faaliyette bulunma, hastalık veya kaza sonucunda ulusal hukukun geçici kabul ettiği iş görememe durumlan fesih için uygun neden sayılmaz. • îşine son verilen işçi uygun bir süre içinde tarafsız bir merci önünde feshe karşı iti- razda bulunabilir. • Eğer bu merci feshin işlemi- nin haksız olduğu sonucuna vanrsa feshin geçersizliğinin ve işçinin işe iadesinin uygun görülmediği ya da ulusal hu- kukun bunu öngörmediğj durumlarda işveren işçiye uy- gun bir tazminat ödemekle yükümlüdüf. • Ulusal hukuk fesih için hakb bir neden bulunduğuna ilişin kanıt yükünün bütünü- nü işverene yükleyebileceği gibi her iki taraftan kendi id- dialanru kanıtlamalannı iste- me olanağını tarafsız merciye bırakan bir yöntemi de be- nimseyebilirler. İlk gündeme geldiğinden bu yana yoğun tartışmalara ko- nu olan iş güvencesi yasa tasa- nsında Çabşma Bakanlığı'nın uzmanlar düzeyinde yaptırdı- ğı son değişiklikler de tamam- landı. İşverenlerin kalkmasını istedikleri yargı denetimi so- nunda çıkarma haksızsa işçi- nin işe dönebilecegi hükmü de dahil bütün önemb ilkeler ay- nen korundu. Sadece toplu çıkarmada önceden yargıdan izın alınmasını isteyen hüküm kaldınldı. Aynca işyeri temsil- cisi ve sendika yöneticilerine ilişkin güvencelerde bazı dü- zenlemeler yapıldı. mam. Sayın Baydur'u da iyi tanınm. Fakat. henüz konu Ba- kanlar Kurulu'na gelmedi. Ba- kanlar Kurulu'na geldikten sonra bir değerlendirme yapa- nz" dedi. Ekonomiden Sorumlu Dev- let Bakanı Tansu Çıller "Bu konuda değerli arkadaşlanmız \e bakanlanmız var. O bakan- lara sormak lazım. Benim ba- kanlığimın dışında olan bir şey" değerlendirmesini yaptı. Devlet Bakanı Cavıt Çağlar. konuya ilişkin görüşlerini açık- larken. "Işverenler sıkıntıya sokulmamalı" dedi. Çağlar. konunun Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Moğultay ile de görüştüğünü bildirdi. Hak-İş Genel Başkanı Neca- ti Çelik. TİSK'in iktidar parti- lerini birbirine kışkırtarak, tas- lağın yasalaşmasını engellemek istediğini ileri sürdü. Çelik. tas- lağın engellenmesı halinde her türlü eylemi gerçekleştirecekle- rini kaydetti. DİSK Genel Sekreteri Süley- man Çelebi. TİSK'in "İş Gü- vencesi Yasa TaslağY'nı tartış- maya bile yanaşmamasını, işverenlerin 12 Eylül'de bütün önerilerinin anayasa ve yasa hükmü olmasına bağladı.Çele- bi işverenlerin elde ettikleri haklan kaybetmek istemedikle- rini, soruna ideolojik baktıkla- nnı belirterek "Taslak nedeniy- le bir işçiyi işten çıkartırlarsa dünyayı başlanna yıkanz" de- di. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş konfederasyonlannın iş güven- cesi taslağının yasalaşması için ortak hareket edeceklerini be- lirterek "Bu taslak mutlaka va- sallaştınlmalıdır. Yasallaşması için her çabayı göstereceğiz" di- ye konuştu İstanbul Ticaret Odası Baş- kanı Yahm Erez tasannın 1960'lann devletçilik ve solcu- luk düşüncesiyle hazırlandığını savunarak "Bu taslak işçiyi ko- rumayacak. İşçinin aleyhine bir yasa taslaktır"dedi. İşgüvence- sinin temel şartının. işyeri gü- vencesi olduğunu belirten Erez. Çalışma Bakanı Mehmet Mo- ğultay'ı şov yapmakla suçladı. EBSO Meclis Başkanı Şinasi Ertan da Çalışma Bakanı Meh- met Moğultay'ı sert dille eleşti- rerek "Memlekete bundan büyük kötülük olamaz. Bakan ne dünyanın ne Türkiye'nin farkında. Tahmin edıyorum ki hükümet bu tasiağı katiyen ka- bul etmez. Yoksa bindiği dalı keser. Bu taslak yasalaşırsa, ça- lışan sayısı mutlaka azalacak" diye konuştu. İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Hasan Denizkurdu "Bu taslak yasalaşırsa iş barışı bozulur" derken. Yönetim ku- rulu Başkanı Ekrem Demirtaş da " Biz tepkilerimızi fıkri plat- formlarda dile getiririz. Onun dışında yürümek falan gibi bir şey düşünmeyiz" diye konuştu. Profilo Holding Yönetim Kurulu Başkanı Jak Kamhi de iş güvencesi tasansının Tür- kiye'nin teknolojik değişimini frenleyeceğiru iddia ederek "Yeni teknolojıyegeçinceelbet- te ki işçi sayısı değjşecektir. Teknoloji değiştiği halde işçi çı- kartılmazsa KİT'lerin başına gelen özel sektörün de başına gelir" dedi. • Bu$turujt I. Sajyadu PKK'lının saklandığı saptan- dı. Güvenlik güçlerinin "Tes- lim ol" çağnsına ateşle karşı- hk verilmesi üzerine çıkan çatışmada. biri kadın 7 PKK militanı öldürüldü. Olayda aynca 3 MP-5 otomatik tüfek ile 6 tabanca ele geçirildi. Da- ha sonra genişletilerek sürdü- rülen operasyonda başka bir evde gizlenen bir militan daha güvenlik güçleriyle çatışmaşa girdi. Çatışmada bu militanın da öldürüldüğü kavdedildi. Bölge Valiliği'nin bildirisin- de aynca Şırnak'ın Silopi ilçe- sının sınır kesımınde komşu bir ülkeden Türkiye'ye girme- ye çalışan 5 kişi güvenlik güç- leriyle catışmaya girdi. Çıkan çatışmada 5 kişinin ölü ele ge- çirildiği bildinldi. Öldürülen- lenn üzerinde silah çıkmadığı, silahlann ölen kişilerin arka- daşlan tarafından çatışmadan sonra götürülmüş olabıleceği belirtildi. Adıyaman'ın kırsal kesiminde bir PKK mılıtanı- nın kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim olduğu açık- landı. İncirli Caddesi üzerinde bu- lunan Bakırköy DYP İlçe Ör- gütü'ne patlayıcı madde atıl- dı. Kımliği belırsiz kişilerce >erleştırilen ses bombasınını. dün saat 19.30 sıralannda pat- laması sonucu ölen ya da yara- lanan olmadı, ancak hasar meydanageldi.* "* Ölaydan sonra gazeteleri arayan bir kişi saldınyı Dev- rimci Sol Güçler Devrimci İş- çi Hareketi adlı örgütün üst- lendiğinisöyledi. Aydara özgürlük kredisi Dr. Özel nasıl dışlandı? • Baitaıafı I. Safyada söz edildi. Haber Türkiye'de bomba gibi patladı. Haberde Dr.Ziya Özel kanserli hastalan nasıl iyileştirdiğini anlatıyor ve o tarihe kadar ilacın çok sayıda hasta üzerinde denediğini söy- lüyordu. Muğla Devlet Hastanesi'nde 15 yıl önce başlattığı çalışmalan İstanbul'da sürdüren Op. Dr. Ziya Özel'in zakkum bitkisin- den ürettiği ilaçla yaptığı öne sürülen tedavi yöntemi bilim çevrelerince büyük tepkiyle karşılandı. Kanser uzmanlan bilime dayanmayan böyle bir çalışmanın TRT'de ilk haber olarak duyurulmasını büyük sorumsuzluk örneği olarak ni- telediler. Başlayan tartışma 12 Şubat 1988 tarihinde tüm hızıyla sür- dü. Dr. Ziya Özal Atatürk Kül- tür Merken'nde düzenlediği basm toplantısına bütün bilım adamlannı davet etti. Dr. Özel toplantıda ledavive devam eden 300 hastasından 210'unun hayatta olduğunu ileri sürerek, ektresinin ilaca dönüştürülmesi için yardım istedi. Toplantının son bülümünde sorulara geçil- diğinde ise Özel. bilim adamla- nnın sorulanna bilimsel açıklık getiremediği görüldü. " Toplantıda Özel'i avukatı Burhan Apaydın. İ.Ü Bilimsel Tıp Araştırma Merkezi (DE- TAM) Başkanı Prof. Sevim Büyükdevrim ile yardımcısı Dr. Tuncay Altuğ destekledı. Bu toplantıdan birgün sonra Dr.Ziya Özel'in destekçisi. dö- nemin Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı. Müşteşar Yardımcısı Abdurrahman Koçer. Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr Nusret Fişek . 2.Ba5.kan Prof.Dr. Kâzım Türker. TUBİ- TAK Başkanı Prof.Dr Meh- met Ergun ve avukat Burhan Apaydın TV'deki " Panora- ma" adlı programda NO ektre- sini tartıştı. Âçıkoturuma katı- lan Prof.Dr Nusret Fişek ile Prof.Kazım Türker olay a bü- yük bir tepki göstererek. bilim- sel açıdan hiçbir değer taşıma- yan bu ekstrenin TRT kanalıy- İa yayımlanmasını eleştirdi. Daha sonraki günlerde İ.Ü Onkoloji Bilim Dah'ndan Prof. N'ıjad Bilgc ile Prof.Dr Avhan • Ba^tarufı I. Safyada rak bir tazminat ödeyeceklerini anlatan bakan, şunları söyledi: "Ayısını aldığımız kişiye bir tazminat vereceğiz ve başka işle uğraşmasına çalışacağız. Bu- nun için dış kaynaklı para bula- cağız. Ayı oynatılmasının ta- mamen önüne geçrnek şu an için mümkün değil, ancak önü- müzdeki sezonlarda bunun ke- sin olarak çözüleceğini söyleye- bilirim." İstanbul'da a\T eğitim yerleri- ni kapattıklannı kaydeden ba- kan. "Özellikle Sulukule'de birkaç yer vardı. Buralann ka- patılmasını sağladık. Ayılan kesilmiş varilin altına ateş ya- karak tef sesine şartlandınp sıç- Ulubelen ekstrenin ABD'de 25 yıl önce denendiğinı ve hiçbir olumlu sonuca vanlamadığını açıkladılar. Dr.Ziya Özel hakkkında da- ha sonra İstanbul Tabip Oda- sınca rapor hazırlandı \e TTB Merkez Konseyi Yüksek Hay- siyet Divanı'na sevk edildi. Dr.Ziya Özel daha sonra yo- rulduğunu belirterek ailesiyle birlikte ABD'ye gitti. Bu arada NO ektresiyle ilgili tek gelişme merkezi Isviçre'de bulunan Sandoz fırmasından geldi. Dünyaca ünlü ilaç firması ekt- reyi inceliyor ve sonucunda "antitoksit \e \ ücudun bağışık- lık sistemini arttıncı" olduğu ABD: Zakkum için • Bajtarafı I. Safyada açıklamalan üzenne başvu- rulan ABD Gıda \c İlaç Dairesı (FDA) yeikilıleri de bunun doğru olmadığını söylediler. Cumhuriyet VV'ashington muhabiri Ufuk Güldemir'in bildirdiğine göre ABD Patent ve Marka Dairesi yetkilileri pa- tent için kendilerine başvuran herkese. belgenin alındığını be- lırtir bir yazı \erdıklerini. bu- nun "pateni alındf anlamına gelmeycceğini söylediler. Yeiİciliier. herhangi bir kişi veya firmanın patent için baş- vunnasından sonra uzmanlan- nın konuyu incelediğini.testler y aptığını ve eğer bulgular doğ- ru çıkarsa o firma veya kişiye patent verdiklerine dikkat çek- tıier. ABD Patent ve Marka Dai- resi'nden Carolyn Brooks. "Doğadaki bir bıtkiden bir ekstre yapılsa buna patent alı- nabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Evet.Yalnız o ekstre sizin dediğiniz gibi çıkıyor mu.çık- mıyor mu diye bakanz. Eğer öyle birekstreçıkıyorsa ona pa- tent veririz.Ama bu patent sa- dece o bitkıden böy le bir ekstre çıktığını kanıllar. O ekstrenin herhangi bir amaca hizmet ede- ceğini kanıtlamaz.Eğer söz ko- nusu ektrenin bir ilaç olma id- diası varsa o zaman Gıda ve İlaç Dairesi'nde yıllar süren testler. deneyler yapılır. Bunla- nn sonucunda başvuru onayla- nırsa o zaman ilaç olarak satıla- bilir." ratıyorlar. Hayvan daha sonra sesi duyunca ayaklanmn yan- maması için bu hareketi tekrar- uyor. Bu bir eğlence olamaz" diye konuştu. Ayılar için en rahat doğal çevrenin neresi olacağını araş- tırdıklanm anlatan Ateş, hay- van haklanna da saygılı olduk- lannı Türkiye'ye gelen turistler ve çeşitli hayvan kuruluşlann- dan da hayvanlann doğal or- tamlannda yaşamalan için is- tekler geldiğini belirtti. Turistlere ve ayı oyununu iz- leyenlere de çağnda bulunan Ateş, "Bu tip kişilere para veril- memesi de bu işi azaltacak. Ben para ödenmemesi çağnsında bulunuyorum. Talep olmayın- ca arz da olmaz" dedi. görüşüne vanyordu. Ancak ay- nı firma ekstrenin ilaç aşaması- na gelmesi konusunda geri adım attı. Dr. Ziya Özel geçen haftaya kadar kamuoyunun gündeminde değildi. Muğla'- daki özel muayenesinde çalış- malannı sürdürdü. Zakkum (Nerium Ole- ander)nedir? Zakkumgillcr (apocynaceae) familyasından kışın yapraklan- nı dökme_yen zehirli çalı ya da ağaccık. Öbür Akdeniz ülkele- rınde olduğu gibi Türkiye'de de kendiliğinden yetişen bu bitki. aynca park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Dalla- ra karşılıklı dizilen mızrak bi- çimli. kalın. derimsi yapraklan ve pembe ya da beyaz. alımlı çi- çekleri vardır.Uzun kılıflaf ha- lindeki meyvelerin içinde çok sayıda tüylü tohum bulunur. Zakkumun zehırleyici özelliği glikozitlerden kaynaklanır. /. Safyada dönmemesi durumunda. yasa Cumhurbaşkanı Vekıli Hüsa- mettin Cindoruk tarafından imzalanarak yürürlüğe girecek. Görüşülmesine geçen hafta başlanan ve ANAP'ın engelle- mesi ile zaman zaman meydana gelen kavgalarnedeniyleçıkan- lamayan yasa üzerindeki gö- rüşmelere TBMM Genel Ku- rulu'nda dün gece devam edil- di. Koalisyon ortağı DYP ve SHP'nın grup yöneticileri yasa- nın dün akşam çıkanlması için 1 milletvekillerinı sıkı denetim al- tına aldılar. Grup başkanvekillerinin çağ- nsına karşın. yasanın geçmesi için gerekli karar yeler sayısı güçlükle sağlandı. Bu arada ANAP'lılar da yasaya yönelik eleştirilerini sürdürdüler. ANAP Kastamonu Milletvekı- li Murat Başesgioğlu. yasa ile Adalet BakanlığYna siyaset bu- laştınldığını savunarak. bu du- rumun. SHP'nın geleneği oldu- ğunu öne sürdü. Başesgioğlu. "Bakanlık belli siyasal görüşün etkisi altına alınmak isteniyor. "Devletin tepesinde kavga ol- maz' diyenler bu tasan ile dev- letin tepesinde kavga başlatmış oluyorlar" diye konuştu. Bu sözler özellikle DY'P'lilerin tep- kilerine neden oldu. Görüşmeleri dün gece çok sa- yıda hadkimın izlediği yasanın kabul edılmesindcn sonra. bir konuşma yapan Adalet Bakanı Oktay ise "Sezar'ın hakkının Sezar'a verildığini" bildirerek. gerçek anlamda adalet dagıtan- lann layık olduklan yerlere ge- lebilmelen ıçın yol açıldığmı söyledi. Oktay. kcndı bakanlığı dönemınde. yargıyı herhangi bir cıkı altına alacak hiçbir dav- ranışın söz konusu olmay acağı- nı da vurgulayarak. "Bu yasa ile yargı bağımsızlığı vc yargıç güvencesi daha da güçlendiril- mıştir"dedi. VEFAT Şairbestekar Bakırköy Musiki Derneği Başkanı mümtaz insan ORHAN KIZILSAVAŞ'ı kaybettik.Cenaze8Mayıs 1992(bugün) Ataköy Camii'nden öğle nama/ını müteakip Feriköy Mezarlığf ndaki aıle kabristanına defnedilecektır. GÖZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafı I. Safyada Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan, cezaevi- nin Hüseyin Gazi Dağı'na bakan arka hücrelerinden alın- mış, bizlerin bulunduğu Dış-B koğuşunun önünden aske-' ri araçlarla infazların yapılacağı Cebeci'deki cezaevine' götürülmüşlerdi. Avukat Halit Çelenk'in giriştiği hukuk savaşı sonuç ver- memişti. CHP Genel Başkanı ismet Inönü'nün çabaları da boşa gitmişti. Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet Dairesi Başkanı Yargıç Tümgeneral Numan özdalga'nın Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'a "bu suçların. 146. maddeye girmeyeceğini" anlatan mektubu da bir eK ki yapmamıştı. Prof. Faruk Erem'in Cumhurbaşkanlığı Genel Sekre-1 terliği'ne yaptığı başvuru da sonuçsuz kalmıştı. TİP Ge- S nel Başkanı M. Ali Aybar'm TBMM'de yaptığı o yiğitçe konuşma da hukuk vicdanlarını uyandırmamıştı. O günlerde "yüreklerin kulakları sağır"dı. Hükümeti ve parlamentoyu suçlayarak yönetimi ele geçiren cunta, karannı çoktan vermişti: Üç genç asıla- caktt. Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki Sıkıyönetim Mahkemesi'ndan çıkan karar Askeri Yargıtay'ca da onanmıştı. Karar. TBMM'de de görüşülerek onanmıştı. İnfazların yapılmamasını isteyenlerle cunta arasında. amansız bir savaş başlamıştı. idam kararları veren sıkı- yönetim mahkemesi duruşma yargıcı Albay Ahmet Te-. tik'in yeğeni ODTÜ öğrencisi Fatih Uludere de THKO: davası sanığı olarak yakalanmış ve tutuklanarak cezae- vine gönderilmişti. r O günlerde bizler de idamların durdurulması için bü- tün Türkiye'de imza kampanyası açmıştık. idamlara karşı çıkan bildiri ve altındaki imzalar, Arv kara'da Altan Oymen'de toplanmıştı. Altan öymen'in evinde bir araya gelerek infazların durdurulmasını iste- yen bildiriyi kamuoyuna nasıl duyuracağımızı görüş- müştük. Altan Öymen, ertesi gün basın toplantısı yaparak bu* bildiriyi açıkladı. Aradan çok geçmedi, bu bildiri için imza- toplayan Altan Öymen, ben ve yazar Erdal Öz, saçma •, sapan nedenlerle tutuklandık. Hukuk savaşı, aynı günlerde askeri yargı kesiminde de •, veriliyordu. 83 deniz subayını yargılayan İstanbul Sıkıyö- netim Mahkemesi, sanık eylemlerinin 146. maddeye gir- meyeceği gerekçesi ile aklama kararı verince mahkeme, Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Faik Türün'ün emri ile kaldırılıyor, mahkeme üyeleri Remzi Şirin ve Refik Ka- raa, doğu illerine sürülüyordu. Askeri Yargıtay Genel Kurulu'nda iki yürekli askeri yargıç -Tuğgeneral Kemal Gökçen ve Albay Nahit Saçlı- oğlu- Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile ilgili karara karşı oy yazısı yazıyorlardı. General Gökçen ve Albay Saçlıoğlu, şu gerekçe ile ka- rara karşı çıkmışlardı: - ...memleketimizde TCK'nın 146/1. maddesindeki su- çu işlemeyi niyet edenlerin hareketlerinin elverişli vası- talarla vuku bulduğunu kabul edebilmek için bunların ya anayasa ve onun kurduğu devlet düzeninin bekçiliğini yapmakta olan güçlerle az çok mücadele edebilme yete- neğine sahip olduklarmı düşündürecek bir kuvvetle, ve- yahut da bilinmeyen şaşırtıcı bir taktik, strateji ve sevki idareyle harekete geçmiş olmalan lazımdır. Halbuki sa- nıkların ne vasıtaları elverişlidir ne de taktik ve stratejile- rinin bilinmeyen bir tarafı vardır. Gunümüzde bunlar olsa olsa ancak uyanık ve tedbirli olmayan idareler için şaşırtıcı olur ve sürpriz teşkil eder. Bu da o günlerde -hele askeri yargıç olarak- çok az kK şinin dile getirebileceği bir hukuk şiiriydi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının eylemleri elbettesuç- tu. Gökçen ve Saçlıoğlu'nun karşı oy yazılarında yazdık- ları gibi bu suç, anayasayı ihlal suçu değil silahlı çete kurmak ve bu çeteyi yönetmek suçlarıydı. Bu suçların yaptırımları da ölüm cezası değildi. Yirmi yıl önce 6 Mayıs sabahına karşı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın Mamak Cezaevi'nden götürülüşlerini ve arkadaşlarının ağlayarak marşlar söy- lemelerini bugün gibi anımsıyorum. -Bir çift güvercin havalansa/Yanık yanık koksa karan- fil/Değil, unutulur şey değil/Çaresiz geliyor aklıma. Ecevit askeri müdahale UBaşlaıa/ı I. Safyada Ankara'dan İstanbul'a geli- şinde Atatürk Havalimanf- nda gazetecilerin sorulannı cevaplandıran Ecevit. bütün umutlannı Türkiye'ye bağla- yan Bosna Hersek'in umutla- rinın da boşa çıkmakta oldu-. ğu görüşünü savundu. Nahcıvan için Türkiye ile Sovyetler Bırliğı'nin de garan- <ör devlet olduğunu kaydeden Ecevit. Sovyetler Birliği'nin. dağılmış olmasıyla müdahale ımkânının ortadan kalktığını. sadece Türkiye'nin garantör ülkeolaıak kaldığını söyledi. Bülent Ecevit. bu konuda "I921 yılında yapılmış olan anlaşma gercğınce. Türkiye tıpkı Kıbns'm olduğu gibi Nahcıvaııda da garantor dev- let durumundadır. OlaVın boyuılan daha ileri aşamalara varmadan. Türkiye üzerine düşenı yaparak. Natıcıvan'a askcn bir ınüdahıılede buiun- mjlıdır. Hcrhalde 3 milvon jıüfuslu Ermenıstan karşısm- da. 60 milyonlu Türkiye. hu- kuki haklannı yerine getir- mekten kaçmacak değildir. Aksi halde. sayın başbakanın sık sık sözünü ettiği Adriyatik kıyılanndan, Çin sınınna ka- dar uzanan yeni Türk dünya- sının Türkiye'ye bağlanan bütün umutlan yıkılır." Kahramanmaraş Bağımsız Milletvekili Recep Kırış, Enne- ni saldınlanmn Nahavan'a yö- nelmesinin çok kaygı verici ol- duğunu bildirerek "Türkiye Nahcıvan'a zaman gcçinneden askeri müdahalede bulunmalıdır" dedi. Kırış, TBMM'de dün düzcn- lediğ basın toplantısında, Erme- ni saldınlarımn Türkiye'nin Türki cumhuriyetleri ile olan bağlantısmın kesilmesini amaç- ladığını bildirdi. Kırış, bu ne- denle Moskova Anlashıası gere- ği olarak Türkiye'nin derhal, olaya el koymasını istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle