04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 1992 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kocaeli'de deprem • KOCAELİ (AA) - Kocaeli ve çevresinde dün öğle saatlerinde hafıf şiddette bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi yetkilileri, saat 11.51'de meydana gelen depremin, Richter ölçeğine göre 3.9 şiddetinde olduğunu bildirdiler. Depremin herhangi bir hasara yol açmadığı belirtildi. İETT'de devir-teslim... • İSTANBL L (AA) - Sağlık sorunlan nedeniyle görevinden a>nlan İETT Genel Müdürü Vural Akarçayjın yerine atanan Samim Oztek göreve başladı. İETT Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen devir-teştim töreninde konuşan İstanbul Büyükşehir Beledıye Başkanı Nurettin Sözen, Vural Akarçay'ın bundan sonra, Büyükşehir Beledi>esi Spordan Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürûteceğini söyledi. Budapeşte'ye yaptığı ziyarete de değinen Sözen, orada 500 otobüsalımıiçin görüşmelerde bulunduğunu, sonucun bu hafta ıçinde belli olacağını kaydetti. Yangın raporu • İstanbul Haber Servisi -Galata Köprüsü yangınıyla ilgili bilirkişi raporu tamamlandı. Raporu hazırlayan yangın uzmanı MümtazÇoruh, lömayıs sabahı çıkan yangının bacalarda biriken yağlann luiuşması sonucuçıktığının belirlendiğini söyledi. İstanbul İtfaive Müdürü Abdurrahman Kılıçise yangının kcsin nedeninin saptanabilmesi için uzun ve tiıiz birçalışma yapılması gcrektiğini belırterek, " Yangından sonra deliller kayboldu. Bu aşamada herkes yangının nedeni ile ilgili bir şeylersöyledi. Ama gerçek nedenin belirlenebilmesi için uzun ve titiz birçalışma gerekiyor" dedi. MümtazÇoruh tarafından hazırlanan, ekleriyle birlikte lösayfadan oluşan rapor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Zeybek'everilecek. Raporda asfaltın çökmesine çelik kolon ve kirişlerin yangından sonra dayanıksızlaşmasının neden olduğu da ifade ediliyor. Tekin'in cenazesi • İSTANBUL(AA)-. Emekli İstanbul valisi İhsan Tekin'in cenazesi, bugün valilik önünde düzenlenecek törenden sonra toprağa verilecek. İhsan Tekin için, 1978-1979 yıllan arasında görev yaptığı İstanbul Valiliği önündebusabah İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in de katılacağı bir tören düzenlenecek. Tekin'in cenazesi daha sonra. Şişli Camii'nde öğleyin kıhnacak namazdan sonra Edimekapı Şehitliği'nde toprağa verilecek. Denizeuçan otomobil • İSTANBUL(AA)- Kanlıca'da dün sabah denize uçan otomobilde Akdemir ailesinin bulunduğu kesinleşti. Otomobilin sürüçüsü Nuri Akdemir'in, ailesiyle gittiği arkadaşının evinde alkol aldığı, uyanlara rağmen otomobille evden aynldığıöğrenildi. Dalgıçlann yaptığı incelemeler ve denizden çıkanlan bazı parçalar, kazada ölenlerin 3 kişilik Akdemir ailesi olduğunu belirledi. Akdemir'in yakınlannın ifadeleri doğrultusunda da kazanın oluş biçimi saptandı. Akdemir ailesinden 14 yaşındaki Aras Akdemir'in de geceyi babaannesinin evinde geçirmesi nedeniyle, muhtemelen ölümden kurtulduğu bildirildi. Genclik forumu • İstanbul Haber Servisi - Galatasaray Lisesi ' öğrencileri tarafından düzenlenen "9. Kültür Şenliği"ndedün,"21. Yuzyıla Doğru Türkiye'de Gençlik ve Eğitim" konulu forum yapıldı. Prof. Dr. Tolga Yarman"ın yönettiği foruma, Prof. Dr. Emre lCongar'ın yanı sıra 34 liseden öğrenci ve öğretmenler katıldı. Toplantıda eğitim sistemindeki çarpıkhklar, anüdemokratik cczalandırma mekanizmalan ve dayak gibı konularirdelendı. Çevre Bakanı Akyürek,'Atığın ithaline izin vermiyorum, bu kadar' dedi Zehirli gemi, ülkesine geri dönmeyemahkûm HÜRRtYETUYMAZ Alman Hamburger Sıahl- \verke şirketinin Eurocat ve Türk SBS firmalan kanalıyla Türkiye'ye pazarlamaya çalıştı- ğı 4 bin ton zehirli atıkla yüklü Heltermaa gemisi, ülkesine geri dönmeye mahkum. Çevre Bakanı Doğancan Ak- yürek. Çinkur'un bundan son- ra Almanlann baca küllerini değil, Türkiye"deki demir çelik tesislerinden çıkan ve bugüne kadar toprağa gömülen fıltre atıklannı işlemeye başlayacağı- nı açıkladı. Heltermaa adlı gemideki ze- hirli atıklann sahibi Hambur- ger Stahlwerke şirketi yetkilile- rinin bugünlerde ihracatlanrun önündeki engeli kaldırmak üze- re Türkiye'ye gelecekleri yolun- daki haberi ise Bakan Akyürek şöyle janıtladı: "Buyursunlar gclsinler. Türkiye'ye bir turist olarak gelir ve giderler. Benim muhatabım. ithalatçı firma Çinkur'dur. Yılan hikayesi de- ğil, bitti bu iş, O dosya kapan- mıştır." Alman demir-çelik tesislerine ait atıklann Türkiye'ye ihraç edilmesinin, kendisi izin verme- dikçe olanaksız olduğunu belir- ten Bakan Akyürek, " Çevre Kanunu'nun bâna verdiği yet- kiyi kullanarak, bu ithalatın uygun olmadığı karannı ver- dim. Değişen bir sey yok. Yetki sadece bende. Kanunun geçici 2. maddesi, "Çevre Kanunu'- sonra bu tür ithal çareleri ara- mak yerine, Türkiye'deki de- mir-çelik tesislerine ait külleri işleyeceğini de açıkladı. Aldığı karan hiçbir şekilde değişt.r- meyeceğini vurgulayan Akyü- rek, daha sonra şunlan söyledi: " Ülkemizdeki demir-çelik İthalatçı firma Çinkur, bundan böyle Almanların baca küllerini değil, Tür- kiye'deki demir-çelik te- sislerinden çıkan filtre atıklannı işleyecek. An- cak firma, çevreyi koru- yucu bir dizi önlem aldık- tan sonra bu atıkları işlemeye başlayacak. nun 12. ve 13. maddelerine iliş- kin yönetmelik çıkanlıncaya kadar, her türiü yakıt, atık, ar- ük ve kimyasal maddenin ithali Çevre Bakanının onayına tabi- dir' diyor. Ben. o atığın ithaline izin vermiyorum, bu kadar" de- di. Akyürek, Çinkur'un bundan tesislerine sordum, atıklannı cürufla birlikte toprağa gömü- yorlarmış. Bundan sonra top- rağa gömmeyecekler. Yılda 80 bin tonu bulan ve Almanların atıklanna göre daha vasıflı olan bu külleri Çinkur alıp işleyecek. Daha vasıflı, çünkü Helter- maa'daki atıklar, bizımkilere oranla düşük vasıflı. O atıklar- daki çinko oranı yüzde 15-30 oranında, bizinıkilerde ise yüz- de 20-40'a yakın. Daha çok, yüzde 40 civannda. Üstelik, bu işlemeden sonra Çinkur'da elde edilen çinko ülkemize kala- cak." Heltermaa adlı gemideki yaklaşık 4 bin ton zehirli Al- man külü. Çevre Bakanı Akyü- rek'in yasağına takılmamış olsaydı, Çinkur, Hamburger Stahlvverke şirketine ait bu atık- lardan yılda 100-150 ton işleye- cekti. Bu işleme sırasında, ye- terli tesisi bulunmadığı için kanserojen dioksin ve furon atıklan atmosfere, içme suyu kaynaklanna ve bitki örtüsüne yayılarak, çevre ve insan sağlı- ğını tehdit edecekti. İşlemeden elde edilen yüzde 15-30 oranındaki çinko da tek- rar Almanya'ya gönderilecek, geri kalan cüruf ise Türkiye'de kalacak ve çevreyi tehdit etmeyi sürdürecekti. Bakan Akyürek, bu alengirli tehlikeli atık ticareti konusunda şöyle bir noktaya dikkat çekiyordu: "Çinkoyu geri alacaklar. peki ya geri ka- lan cürufu da alacaklar mı?" Egzoz için katalitik konvertör Temczlefimış Egzoz Gazı Çrtoşı NO« KatoHzörü HavlGirtşi TAYFUN GÖNÜLLÜ Avrupa Topluluğu ülkele- rinde araç egzozlanna katali- tik konvertör takılması zo- runluluğu 1993 sonunda baş- layacak. Böylece konvertör- süz araçlar AT ülkelerine giremeyecek. Araç egzozundan çıkan karbonmonoksit. korbondi- oksit ve azot gazlannı süzerek zararsız hale getiren katalitik konvertör sadece ABD, Al- manya ve Japonya'da üretili- yor. Hava kirliliğini önlemek ıçın araçlara takılması öngö- rülcn konvertörler, Türkiye'- de I milyar dolarlık bir pazar yarattı. Konvertörleri üreten ülkelerin firmalan. Türkiye pazannı ele geçirebilmek için çabalıyor. Ama. şimdiye ka- dar hiçbir fırmaya temsilcilik verilmiş değil. Türkiye'de 2 milyon araca lakılacak konvertörlerin ya- pım malzemelerinin yurtdı- şından getirilmesi durumun- da 1 miljar dolar ödenecek. Bununla birlikte, TÜBİTAK ve İTÜ görevlileri. bu konver- törlerin yaklaşık yüzde 80'ini Türkiye'de yapabileceklerini açıkladılar. Yapılacak çalış- Egzoz^ çevreci oluyor mayla Türkiye'nin 800 mıl- şon dolannın y urtiçinde kala- cağı kaydedildi. TÜBİTAK Malzeme Araş- tırma Bölümü Başkanı ve İTÜ Meialurji Mühendısliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Adnan Tekin, katalitik konvertörlerin altyapı çalış- masını sürdürdüklerini ve bunun için 300 ile 400 bin do- lar harcadıklannı söyledi. Dünya Bankası'nın katkıla- nyla kurulan Türkiye Tekno- loji Vakfı'na önümüzdeki günlerde TÜBİTAK-İTÜ ve özel sektör işbirliğiyle hazırla- nan bu projeyi sunacaklannı söyleyen Prof.Tekin, bu çahş- malar için 1,5 milyon dolara gereksinimleri olduğunu be- lirtti. Vakfm bu . projeye Tür- kiye'nin geleceği açısından oldukça sıcak baktığını belir- ten Tekin, "Zaten çalışmalan- mızla 2-3 firma çok ciddi şe- kilde ilgileniyor" dedi. Prof.Adnan Tekin, 6 ay sonra ilk katalizörü yapabile- cek konuma geleceklerini. 2 yıl içinde de mükemmelini ürelebileceklerini söyledi. Bütün bu gazlan zararsız hale getirebilecek çözüm ise katalizörde görülüyor. Kar- bonmonoksit ve metanın ha- va ile yanması sonucu kar- bondioksit ve su buhan olu- şuyor. Azotoksit bileşikleri ise karbonmonoksit ile reaksi- yon sonucu zararsız hale dö- nüşüyor. Egzozdaki koşullar göz önüne alındığında, bu kimyasal reaksiyonlar saruldı- gı kadar hızlı olmaz ve zararlı maddeler yeterince uzaklaştı- nlamaz. Bugün 100 milyondan fazla otomobilde katalitik konver- tör takılı. Avrupa'da gelecek yılın sonunda tüm arabalara katalitik konvertör takıhna zorunluluğu geürildi. Defîlede, Başak Gûrso> Manken Ajansı'na bağlı >e magazin basımnın vazgeçifanez mankenlerinden Deniz Pulaş, Mer>e tldeniz, Begüm Özbek, Meral Topçak üe Sibel özûnlü hiç de alışık olmadıklan tesettür giysileriyle yürûrken, çoğunhığunu başörtûlü ve nlrbanlı hanımlann oluşturduğu davetliler. merak ve şaşkınhk dolu bakışlarla daha önce yalnızca açık saçık fotoğraflardan gördükleri ûnlü mankenleri süzüyor; arada bir de fısddaşarak yonımlar yapı\orlardı. Tesettür: Vücudu örtme estetiği1V1UHARREMAYEHN Salonun tam ortasma T biçiminde, yeşil örtülü bir podyum kurulmuş. Fondan yûkselen müzik seşinde Veysel Karani'den söz eden ilahiler duyulu- yor. Sıra sıra dizilmiş sandalyelerde başörtûlü ya da türbanh şık kadınlar oturuyor. Aralanna sayılan az da olsa başı açık ve makyajlı haumlar da sıkış- mış. En geride ise genç kızlar yer ahyor. Hanımlann arasında oturan erîcek- ler "Muhterem müslüman kardeşle- rim, erkekler kendilerine aynlan bö- lümlere otursunlar" anonsuyla "'selam- hk"taki yerlerini ahyor. Aynı ses, davetlilere mikrofondan şöyle sesleni- yor "Bizler Doğu uygarlığırun bir parça- sıyız. Burada kadın bazen bir şiir, ba- zen bir şarkı, bazen de bir üham perisi- dir. Tesettür, şahsi bir tercih değil, bir inançtır. Dini akidelerrn gerektirdiği bir giyim tarzıdır. İslarmyette tesettür, kadını kısıtlayan ve köle gibi gören bir prensipler manzumesi değüdir. Aksine, kadını koruyan ve güzeDeştirendir. Kuran-ı Kerim'deki a«tlerde ve İs- lamda kadını yûceltmek lafta değil, özdedir." Tüm salonun pür dikkat, büyûk bir sessizlik içinde dinlediği, konuya uzak olan bilgjsizleri aydınla-'.ıcı nitelikteki konuşma, Kuran-ı Kerim'den kadın giyimiyle ilgili kimi ayetler, İslamiyetin önde gelen kadınlanndan ömekler ve Necip Fazıl Kısakürek ile Nazım Hik- met'ten seçilen kadına yönelik şiirler- den sonra şöyle noktalanıyor: genç müslüman kardeşlerimizin hakla- nnı koruyacak bir kamuoyu neden yok? Muhterem müslüman kardeşle- rim. inanç birliğinden yavaş yavaş vaz- geçmeyi ve ekonomik çıkarlar peşinde koşmayı bırakalım ve bu kamuoyunu oluşturalım..." Onceki akşam Beyazıt'taki The Pre- sident Otel'in Marmara Salonu'nda. Tesettürde Yılın Moda Defilesi, "Bizler, Doğu uygarlığının bir parçasıyız. Burada kadın bazen bir şiir, bazen bir şarkı, bazen de bir ilham perisidir. Tesettür, şahsi bir tercih değil, bir inançtır" sözleriyle başladı. "İslamda 'ben' değil, 'biz' kavramı meşrudur. Ama son zamanlarda hepi- miz vahşi kapitalizmin etkisi altında- yız. Bir süre önce Türkiye'de üstsüzle- re yer yok' diyen bir bakan, aşın tepki- ler üzerine sözûnden dönmüştü. Türkiye'de bir bakanı sözûnden dön- dürecek ölçüde kamuoyu oluşturan odaklar var da, üniversite kapılanndan türbanh-başörtülü diye geri çevrilen Tekbir Giyim tarafından Türkiye'de ilk kez bacma açık olara*' «jerçekleştiri- len ve ' tarihi"' bir anlanı aşıyan "Te- sestürde Yılın Moda Defilesi" bu çağ- nyla başladı. Başak Gürsoy Manken Ajansı'na bağlı ve magazin basımnın vazgeçilmez mankenlerinden Deniz Pulaş. Merve lldeniz, Begüm Özbek, Meral Topçak ile Sibel Özûnlü hiç de alışık olmadıkla- n tesettür giysileriyle yürûrken, çoğun- luğunu başörtûlü ve türbanlı hammla- nn oluşturduğu davetliler. merak ve şaşkınhk dolu bakışlarla daha önce yalnızca açık saçık fotoğraflardan gör- dükleri ünlü mankenleri süzüyor; ara- da bir de fisıldaşarak yonımlar yapı- yorlardı. Aynı şaşkınhk ve merak, mânkenlerde de yok değildi; onlar da, bugüne dek çıküklan defılelerde kendi- lerini göz hapsine alan çapkın erkekle- rinkinden farklı bakışlarla karşı karşı- yaydılar... Defıle sonrasında dyzenleyici firma- nın sahibi Mustafa Karapınar, "'Insan- lann ruhuna uyan bir kıyafet tarzuu benimsedik ve tesettürde bir çığır aç- mayı amaçladık. İnşallah bu tür defıle- lerin sayısı da artar" dedi. Defilenin sonunda mankenler kuli- sin kapısında kendileriyle haüra fotoğ- rafı çektiren ve basında çıkan sözlerin- den ve açık fotoğraflanndan ötürii soru yağmuruna tutan genç kız ve ço- çuklara, "ashnda dışardan göründüğü gibi olmadıklannı ve inançlannın bu- lunduğunu" anlatmaya çahşırken, de- fıleyle ilgili olarak "Biz profesyoneliz. İşimiz bu. Her tür gjysiyi giyeriz" dedi- ler. Park Otel'e keşif ve bilirkişi incelemesi Danıştay'a sunulacak bilirkişi raporuna göre, inşaatın durdurulması veya yıkılması da söz konusu olabilecek REVIZİGÖKDAĞ Danıştay 6. Dairesi. Park Otel davasına ilişkin karannı açıkladı: Park Otel'in bulundu- ğu yerde keşıf ve bilirkişi incele- mesi yapılacak. Bilirkişi incelemesi sonucun- da Danıştay 6. Dairesi'ne bir rapor sunulacak. Raporda, Park Otel'e ilişkin uygulama imir planlannın şehircilik ve planlama ilkeleri ile imar mev- zuatına aykırılığının saptanma- sı halinde inşaatın durdurulma- sı ve yıkılması sözkonusu ola- cak. Park Otel'in yerinde keşfı ve bilirkişi incelemesinin yapıla- bilmesi için Danıştay 6. Daire üycsi AcarOltulu'ya yetki veril- di. Tetkik hâkim Alattin Öğüş dc. Oltulu'nun yardıması ola- rak belirlendi. Ayaspaşa Çevre Güzelleştir- me Dernegi'nin Park Otel'in durdurulması istemiyle 10 ay önce İstanbul 5. Idare Mahke- mesi'nde açtığı davada mahke- me görevsizh'k karan vererek topu Danıştay'a atmıştı. Mah- keme. demek tarafından açılan davanın 2577 sayıh İdari Yargı- lama Usulü Kanunu'nun ilgili maddesine göre, dosyanın gö- revli yargı yeri olan Danıştay'a gönderilmesine karar vermişti. Park Otel davasında yürüt- menin durdurulması istemiyle Turizm Bakanhğı'na, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan- Iığı'na ve Beyoğlu Belediyesi'ne dava açan Ayaspaşa Çevre Gü- zelleştirme Demeği avukaü Derviş Parlak, karan Ayas- paşa'da yaşayanlann Park Otel inşaatından dolayı kaybettiği değerlerin yeniden kazamlması yolunda atılmış önemli bir hu- kuk adımı olarak nitelendirdi. 14. Uluslararası Kazı Sempozyumu başladı ASLIKAYABAL ANKARA - Yurtiçi ve yurt- dışından arkeologlan bir araya gelıren 14. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sem- pozyumu dün Ankara'da Milli Kütüphane'de başladı. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr. Engın Özgen, kazılara ayn- lacak ödeneklerin geçen yıla oranla üç kat fazla olacağını açıkladı. Sempozyumun açılış törenin- de konuşan Arkeoloji ve Ar- keologlar Derneği başkanı arkeolog Emine Aynur, arkeo- lojinın ve arkeologlann ülke düze>indeki sorunlannı sapta- mak, öneriler sunmak ve çö- züm yollan aramak amacı ile kurulan derneğin, herkesle eş- güdüm içinde çalışmayı hedef- lediğini söyledi. Açılışta Bilim Kurullan adı- na söz alan Prof. Dr. Tahsin Özgüç, Türkiye'deki arkeoloji biliminin temel sorunlannı an- latırken, şunlan söyledi: "Türkiye'de öncelikle tüm ören yerlerinin envanteri yapıl- mahdır. Bu konu, kazılardan daha önemli. Nelere sahip ol- duğumuzu yeterince bilmiyo- ruz. Gordion. Zincirli, Boğaz- köy ve Alacahöyük hedef bölgeler olarak seçilebilir. Ayn- ca. Kültür Bakanlığı büyük bir yayın gücüne sahip. Bakanhk adına yürütülen kazılann so- nuçlan. müzelerdeki arkeolojik eserler ve sayılan 90.000*e va- ran çivi yazılı tabletlerin bir yayına konulması zorunludur. Define aramak ise eski eser ara- yralığına dönüştü. Define ara- yıahğına son vermek yönünde eski eser kanununun çıkanlma- sını sağlamak gerekiyor. Ar- keoloji bilim ve sanat olduğuna göre, erbabı tarafından gelişti- rilmeüdir." Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr. Engin Özgen. bu yıl gerçek- leştırilecek her bir kazıya, ba- kanlığın ayıracağı ödeneğin geçen yıla oranla ü£ kat fazla olacağını aktardı. Özgen, Al- man ve Avusturyalı arkeolog- lann kazı izinlerinin geciktiril- mesi konusunda basmda çıkan haberlerle ilgili şu bilgiyi verdi: "Genel müdür olduğum za- man çeşitli konularda gerekli değişiklikjere yönelik gecikme- ler oldu. Örneğin, tüm kazı izin- lerinin verilmesinde gecikildi. Alman kazılanndan restoras- von konusunda şikâyetçiyiz. Bu şikayet ilgisizlikte bağlantı- lı." Özgen, aynca, eski eser en- vanteri konusunda, 170 müze- de toplam 2.5 milyon eseri kapsayacak bir bilgisayar pro- jesi hazırlamak amaanda ol- duklannı vurguladı. Yasataslağuıa göre, DevletTiyatrolarıözeıkleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Tiyatrolan için yeni yasa tas- lağı hazırlandı. Devlet Tiyatrolan Yeniden Yapı- lanma Hazırhk Kurulu tarafından hazırlanan taslakta, Devkt Tiyatro- lan'nın Kültür Bakanhğı'na bağlı, ama özerk bir yapıda ofcnası hükme bağlanıyor. Taslağa göre, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü, fakülte ya da yükse- kokul mezunu ve tiyairo alanında yaptığı çahşmalarla ken-dini kanıtla- mış, sanat yönetmenlerince behrle- necek üç aday arasından Kültür Bakanı tarafından belirlenecek. Ge- nel müdürün görev süresinin 3 yıl olacak ve yeniden seçilebilmesi de hükme bağlanacak. Devlet Tiyatrolan'nm amaa, "Kültür Bakanhğı'na bağlı özerk bir konuma sahip, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü kurulmasına, ör- güt ve görevlerine dair temel hüküm- leri belirlemektir". Taslakta, Devlet Tiyatrolan (DT) Genel Müdûrlüp'- nün görevi şöyle anlatıldı: Taslakta, devletin 50 yıla yaklaşan geçmişe sahip DTnin artık rüştünü kanıtladığını kabul etmesi gerektiği kaydedilerek. "Devlet elbette bu ku- rumun içinde yer almalı, ama yöne- ten, yönîendiren değil, destek veren konumunda kalmalıdır" denildi. Özerhk konusunda, taslağın öneriler bölümünde şu görüşlere yer verildi: "Devlet, tiyatroyu en doğru ola- rak, yine tiyatroculann yöneteceğine inanmalıdır ve bu inananı da çıkartı- lacak olan yeni yasada, bu kuruma kendi kendini yönetme yetkisi diye- bileceğimiz, özerklik hakkını tanıya- rak kanıtlamahdır. Devlet, elbette bu kurumun içinde yer almah, bu kuru- mun ürettiği hizmetin bir kamu göre- vi olduğunu, bu yer ahşta tartışmaya meydan vermeyecek biçimde göster- melidir. Devlet bu kurumun içinde yer almalı ve kurum da zaten bu ne- denle özerk olmahdır. Taslakta, genışletilmiş bir yönetim kurulu oluşturulması da benimsenir- ken, bu kunılun Birim Tiyatro sanat yönetmenleri, her Birim Tiyatronun sanatçı temsilcisi, DT merkez yöne- tim kurulu üyelerinden oluşması öngörüldü.Bu kurula hukuk müşa- viri de daruşman olarak kaülacak. Taslakta, Devlet Tiyatrolan yû- rütme kurulunun, genel müdür baş- kanlığmda, genel müdür idari işler yardımcısı, merkez başdramaturgu, merkez sanat teknik müdürü, genel sekreter ve iki sanatçıdan oluşması da öngörüldü. İki sanatçının ise DT sanatçılan arasından, en az biri ka- dın olmak kaydıyla tiyatro çalışanla- nnca seçihnesi de kararlaştınldı. Taslakta, yeni kurulacak Birim Tı- yatro şöyle açıklandı: "Devlet Tiyatrolan merkez yöne- tim kurulunca açıhr. Yeterli sayıda sanatçı, teknik ve idari personelden oluşur. Kent bazında sanatçılar ge- nel kurulunca seçilyecek sanat yö- netmenlerinin oluşturacaklan Birim Tiyatro sanatçı kadrolan üç yılda bir yeniden varedilir. Genel Kurul, Birim Tiyatro sanat- çılar kurulu, teknik elemanlar kurulu ve idari elemanlar kurulunun topla- mından oluşur. Göreve Birim Tiyat- ronun üç yılhk çahşmalannı değer- lendirir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle