Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN1992 CUMARTESJ
12 DİZİ-YAZI
DÜŞ İŞLERÎBÜITENİ
NAZUERAY
Birdenbire... Çocukluğum!
Sevgılı okurlarım, dun akşam Turk-lngılız Kultur Der-
neğı'nın sanat galerısındekı bır resım sergısının açılışın-
daydım Gonul ve özdemır Duranoğlu çtftının "EVLER
EVLER" adını verdıklerı sergının açılış kokteylı tıklım tıklım
kalabalıktı Sepet sepet gelen çıçekler ozenle resımlerın
altlarına, koşelere yerleştırılıyor, kalabalığın ıçınde bırbırı-
nı çoktandır gormemış kımseler sohbet edıyor, garson or-
talarda bır tepsı dolaştınyordu Tam bır açılış atmosferı
Kalabalığı hem severım, hem sıkılırım Ben usulca duvar-
dakı resımlere yanaştım izlemeye başladım onları Ah-
şap evler, çok eskı Seydışehır evlerı Balkonlarmı yeşıl
asma dalları sarmış Gonul Duranoğlu'nun o çok sevdığı
Mersın sahıllerı Masmavı bırdenız bulutgıbı bır yelkenlı
usul JSUI karadan uzaklaşıyor Sokaklar, keçıler bırvazo-
da leylâklar Bır başkaduvarda kış manzaraları Ankara-
nınkarı Grı-beyaz soluk gokyuzlerı Ama ben en çok evle-
rı sevdım Ulu evler, kımı yenı boyanmış, kımı oylece
kalmış Derken tam orta duvarda bır sedır' tablosu gozu-
me çarptı Arkada el ormesı dantel perdeler Ustunde dol-
ma gullerı ışlenmış yuvarlak yastıklı bır eskı zaman sedırı
Sankı benı çağırıyor Gel bırazoturdadınlen dıyor
Ben yıllardır boyle pencere ıçınde suslu, gelın sedırı gı-
bı bır sedıre oturmamıştım Garson fılân gormeden konuk-
lar aralarında konuşmaya dalmışken, attım ayağımı çer-
çeveden ıçerıye, hop dıye sedırın ustune oturdum Çevre-
me bakıyorum Genış, ferah bır odada bu sedır Yerde
değışık renklı bır halı var Duvarlar tahta Gullu yastıklara
sırtımı dayadım Oda yukluk kokuyor, hafıf nem kokuyor
Çocukluğumun bır odasındayım sankı Bırden yanımda
çok lyı tanıdığım belkı çoktandır unuttuğum, yırmı beş yıl-
dır duymadığım bır sesduydum Donup baktım Rahmetlı
babaannem oturuyordu sedırın otekı ucunda 'Babaanne1
'
dıye bağırdım 'Babaannecığım sen ne arıyorsun bura-
da9
Babaannem onu son gorduğum gıbıydı Başında ba-
şortusu, ayağında rugan terlıklerı, lastıklı çorapları vardı
Çok lyı anımsadığım sıyah ustune beyaz çızgılı elbısesını
gıymıştı
"Nasılsın Nazlıcığım, nasılsın yavrum'?' dedı bana
Her zamankı gıbı sakın, sevgı dolu gozlenyle bana bakı-
yordu
'Babaanne, bu sergıde senı goreceğımı hıç bılemezdım
Çocukluğumun en sevgılı parçası, babaanne' dıyebıldım
'Ben sergıde değılım kı evladım Sedırın ustunde oturu-
yorum Bırazdan yatsı namazını kılacağım' dedı babaan-
nem
Çocukluğum, babaannemle ahşap koşkte geçırdığım
gunler geldı aklıma Onun gecelerı bana anlattığı masal-
lar Bahçedekı mor salkım, selvı ağacı, gugukçuk kuşunun
sesı Hepsı birdenbire tablonun ıçıne doluvermıştı
Duvartakvımınnerede babaanne'' dıyesordum 'Sana
arkasındakı Peygamberın seferlerını okuyayım Sonra es-
kıden yaptığım gıbı ayaklarımı yıkadıktan sonra koynuna
gıreyım ustumuze pembe yorganı çekelım Sen bana ge-
ne o masalları anlat Cıçeklerle ılgılı masalları Tıngırmın-
gır tencerecığı her yere gıren parmak kadar Kukuman
Kadın'ı olur mu babaanne?'
'Olur yavrum' dedı babaannem Hurma çekırdeğınden
yapılmış tesbıhını şıkırdatıyordu Anladım kı bana bır na-
zar duası okuypr
Babaannemın anlattığı masalların hıçbırını unutmadım
Onlar benım ılk dınledığım fantastık oykulerdı Duvarda
babaannemın ışledığı kabartma çıçeklerden tablo, baba-
annemın yureğınde, çocukken kaybettiğı kuçuk kızı Esma
Babaannem sedırden kalkıp, namaza durmuştu Bıraz-
dan selam verıp, yanıma gelecektı
Sevgılı okurlarım, boyle bır anı parçasının ıçınden kolay
kolay çıkılmaz Ben hâlâ orada, o sedırın ustunde, baba-
annemle bırlıkteyım
Bu guzel sergıyı gezersenız belkı de ıkımızı gorursunuz
Orada sedırın ustunde yanyana oturuyoruz
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Şark Oku
25NİSAM932
Beynelmılelseyruseferhavaî
şırketı onumuzdekı mavısın
ıkısınden ıtıbaren "Şark Oku
namı venlen havaîseferlere
başlıyacaktır Butanhten
ıtıbaren tatbık edılecek olan
sevrusefer tanfesıne
göre Istanbul-Pans
ırtıbatı aynı gunde temın
edılecektır Cıdna tayyaresı
Yeşılkoy tayyare
karargâhından 4 15 le hareket
ederek Sofya, Bukreş,
Budapeşte. Vıyana, Prag. Varşovagıbı Merkezî Avrupa'nınen
muhım merkezlenne uğra> acak ve akşam saat 20 20 de Pans'e
muvasalat edecektır Bu hattı havaî aynı zamanda Londra,
Berlın. Moskova. Roterdam Amsterdam, Bruksel ve Madnt
şehırlen ıle de ırtıbatı temın eylıvecektır.
Şark Oku ha\aîseferlen acele ışı olanlarla sur'atle kolı ve
numunegöndermek ısteyenlere gayet elvenşlı bırvasıtadır
İstanbul çıleklennın bu vasıta ıle A\ rupa'ya naklı buy uk
faydalar temınınden hâlı kalmaz
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Berlin yollarının kontrolü
25 NİSAN 1962
Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanı Dean Rusk ıle
Sovyetler Bırlığı"nın Washmgton Bu> uk Elçısı Dobnnın
arasında dün oğleden sonra Amenkd Dışışlen Bakanlığında
yapılan ıkıncı goruşmenın Berlın ve buna bağlı konular
uzennde geçmış olduğu bıldınlmektedır Goruşmelenn geçış
şeklı hakkında Sovyet Elçılığı çevrelen "dostça" ve Amenka
Dışışlen Bakanlığı mensuplanysa "yumuşak bırhava ıçınde"
deyımlennı kullanmaktadırlar
Öte yandan. Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanının
Londrada merkezı antlaşma teşkılatı (Cento)'nun Bakanlar
Konseyı toplantısından sonra Atına. Canberra ve
Wellıngton'u zıyaret edeceğı ışaret edılmektedır Bu takdırde
Sovyetler Bırlığı Buyuk Elçısının Dışışlen Bakanının
yardımcılanndan bınyle gonaşmelere devam etmesı
muhtemeldır
Dun yapılan konuşmalar sırasında Berlının gınş ve çıkış
yolannın mılletlerarası bır ıdarenın kontrolune bırakılması
konusu uzennde de durulmuş olduğu sanılmaktadır Bazı
tahmınlere gore Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanı
bu mılletlerarası ıdarenın on uç devlet temsılcılennden
meydana gelmesını ıstemıştır Buna gore bu teşekkule dört
buyukler (Amenka Bırleşık Devletlen, Ingıltere. Fransa ve
Sovyetler Bırlığı). Almanya'nın ıkı.doğu komşusu (Polonya
Çekoslovakya), uç tarafsız devlet (İsveç, İsvıçre ve Av usturya)
Batı ve Doğu Almanya dahıl olmalıdır
Ancak, Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanının
Sovyetler Bırlığı Buyuk Elçısıne ne bundan oncekı konuşmada
ne de dun hıçbır vesıka sunmamış olduğu hususu uzennde de
durulmaktadır Buçevrelennbelırttıklenne gore Amenka
böyle bıryazılı teklıfi, Federal Almanya hukumetının nzasını
almadan yapmıyacaktır Nıtekım, hatırlarda olduğu gıbı,
Amenkanın bu tasavv urunun bundan bır sure once ıfşa
edılmesı Dışışlen Bakanı Dean Rusk'ı bıraz muşkul duruma
duşunnuştu
aBtTHMUM HVULtâl
•Matfa»ı*
* PHILIP*3'2ni
MPUUKl
ULUSAL EGEMENLİK VE I. MECLİS ŞÜKRAN KURDAKUL
Değişik katmanlardan gelen milletvekilleri, savaş sırasında bağımsızlığı savundu
Amaç ayııı, öğreti farklı
• Meclıs'ın değışık toplumsal katmanlardan gelen
mılletvekıllennden oluşması, savaş boyunca em-
per>alızm karşısındakı bırlıktehğe golge duşürme-
mıştır İslamcı akımın temel ilkeleri doğrultusunda
düşunen dın adamlannın da savaşın amacı ve felse-
fesıyle uyum ıçınde olduklan gerçektır.
• Çelışkı, İstanbul hükümetıne bağlı İslamcılarla,
Mılh Mücadele'ye katılan İslamcılaF arasındadır
İşbırlıkçı hükümetın şeyhühslamı, >ayımladığı fet-
vâda düşmana karşı direnç orgütlen kuranlan eşkı-
ya diye suçlamış ve onlan öldürenlenn gazı, bu
uğurda ölenlenn şehıt sayılacaklannı bıldırmıştır.
— 2 —
61 sanklı hoca 46 çıftçı (aralannda
Emin Sazak'ın da bulunduğu buvuk ve or-
ta toprak sahıplen olarak duşunmek gere-
kır). 10 aşıret reısı. ağa ve 8 tankdt şeyhı de
Meclıs'ın çatısı altındadır <•»>
Bu >apıya bakarak Meclıs'te eşraf ve
toprak sahıplenyle, asker-sıvıl orta taba-
kanın çoğunlukla olduğu soylenebılır
Ancak, değışık toplumsal katmanlardan
gelen mılletvekıllennden oluşması, savaş
boyunca emperydlızm karşısındakı bırlık-
tehğe golge düşurmemıştır Ayrıca. doğal
olarak, İslamcı akımın temel ılkelen doğ-
rultusundd duşunen dın dddmldnnın da
bavaşın amacı ve felsefesıyle uyum ıçınde
olduklan gerçektır
Çelışkı, İstanbul hukumetıne bağlı js-
ldmcılarla Mılh Mucadeleye katılan Is-
ldmcılar arasındadır İşbırlıkçı hukumetın
şeyhulısldmı. yayımladığı tetvâda (5 Nı-
san 1920) duşmana karşı direnç orgutlen
kuranlan eşkıya. katıl gıbı nıtelemelerle
suçlamış ve onlan oldurenlenn gazı, bu
uğurda olenlenn şehıt sayılacaklannı bıl-
dırmıştır
" Halıfenın askerlennden olup da eşkı-
yaları katledenler gazı veeşkıydlartarafın-
dan katlolunanlar şehıd ve şefaate naıl
olurlar mı> beyan buyrula Cevabı budur
Gerçeğı Tann bılır kı. olurlar' (Durr-ızi-
deEs-SeyıdAbdullah)
Anddolu'dd dın gorevı yapan 153 müf-
tunun ortak fetvâsı ıse şevhulıslamın go-
ruşlennı çuruten gerekçeferedavanmakta.
"Yuksek Meclısınızın taşıdığı olağanus-
tu yetkıler dolayısıyle karşısına çıkacak
bır yurutme kuvvetını yalnız denetlemek
ve mılletın hayatı meselelen uzennde bu
heyetle tartışmaya mecbur kalmak gıbı.
bugunku vazıyetın dayanamayacağı ddr
bır kanun yapma vaafesıyle değıl, mılletın
genel ıdaresını fiılen yuklenmek ve memle-
ketm, hıldfetın selametını bızzat temın ve
mudafaa v azıfe ve selahıyetlenyle teşekkul
etmıştır Ve artık yuksek Meclısınızın uze-
nnde bır kuvvet mevcut değıldır "
Halide Edib diyor ki
Halıde Edib (Adıvar) yülar sonra yayım-
ladığı Türkıye'de Şark-Garp ve Amerikan
Tesirlen (1956) adlı yapıtında, 1. Meclıs'-
ın görev ve yetkılen, hukumetın oluşum bı-
çınu uzerıne tartışmalan değerlendınrken
şunları yazmıştır
"... Önce hukumdarsız meşrûti şekilde
bir meclis, bir kabioe ve icra kuvveti akla
gelmesi tabii idi. lstanbul'da işgal kuvvetle-
rinin oyuncağı olan hukumetın verini Bu-
>ük Millet Meclisi Reisi'nin bir nevi naip
gibi alması tabii >e zanıri gorunuvordu. Bu
vaziyette mesuliyetin de Meclis reisinde,
yani naip hükûmette ohnası gerekecekti.
Yani bu mesuliyetin Mustafa Kemal Paşa
ile Meclis arasında taksimi lazım gelivordu.'
Fakat. Mustafa Kemal Paşa ısrarla ve
kafivetle butun mesuliyeti millctın mumes-
sillerine bırakmak istivordu. Yalnız teşrii
değil, icrai kuv>eti dahi Meclis'e bırakmak
fikri hâkim oluvordu. Bunun netıcesivledir
ki, kabine azası muşterek bır mesuhvet ala-
metı, hayat ve ıstıklalını kurtarma\ı tek
gaye bıldığı halkı emperyalızmın ve kapı-
talızmın tahakkum ve zulmunden kurtar
mak, ıdare hâkımıyetının sahıbı kılmakla
gayesıne ulaşacağma ınanmaktadır
3- Turkıye Buyuk Millet Meclısı huku-
metı, mılletın hayat ve ıstıklahne suıkast
eden emperyalıst ve kapıtalıst duşmanla
nn tecav uzlenne karşı mudafaa ve dış duş-
manlarla ışbırlığı ederek mılletı aldatmaya
ve kanştırmaya çalışan ıç haınlen cezalan-
dınnak ıçın orduyu kuvvetlendınneyı ve
onu millet ıstıklalının dayanağı bılmeyı
vazıfesayar
Gorulduğu gıbı. programı hazırlayan-
lar "ulusal sınırlar ıçınde vaşam ve bağım
sızlık hakkı", 'halkın. emperyalızmın ve
kapıtalızmın tahakkumunden kurtulma-
sı", "empervdlıst ve kapıtalıst duşmanlar-
la bırlıkte ışbırlıkçılenn saldınlanna karşı
ulusal ordunun oluşumu' gıbı belırle\ıcı
nıtelık taşıyan oğelere oncelık tanımışlar-
dır Özelhkleılkıkımaddedeemperyalızm
ve kapıtalızm kavramlanna yer venlmesı
kuşkusuz bır dünjd goruşunun ıfddesıdır
Bır ydnddn ışgdl devletlennın ıdeolojık yd
pılan v argulanırken, ole yandan maddele-
nn ıçenğınde TBMM hukumetının be-
nımsedığı meslek-oğretı yansıtılmaktddır
Program tdrtışılırken bu nokta uzennde
duran konuşmaular, ozellıkle Batı ulkele
nne ozgu ıdeolojılen taklıt etmenın -Tan-
zımat donemınde olduğu gıbı- ulkeye
yarar sdğiamayacağını one surduler As-
lında konuşmalara Bolşevızm kaygısı ege-
mendı
Proaramı hazırlayanlar adına konuşan-
6 mayıs 1920. Şeker Bavramı'nın ilk gunü. Tıirkiye Büvuk Millet Meclisi açılalı henuz 13 gün olmuş. MilletvekiUeri ve \nkaralı-
lar Meclis binası önünde hocanın kurtuluş duasına hep birlikte 'arnin' divorlar. (Fotoğraf: MECLİS ARŞFVİ)
ozellıkle ışgal ve esaret olayına dıkkat çe-
kılerek ulusal harekete katılmanın İslamın
gereklennden olduğu belırtılmektedır
Duşmanldra karşı açılan savaşta
olenler şehıd. hayattakalanlar gazı olurlar
mı
11
beyan buyrula Cevabı budur Gerçe-
ğı tann bılır kı. olurlar "
" Duşman devletlennın zorlanmalan
ve kandırmdlan ıle olaylara ve gerçeklere
avkın olarak çıkanlmış bulunan fetvâlar
Islam halkı ıçın şerıatça muteber olurlar
mı'beydn buyruld Cevdbı budur Gerçe-
eı Tann bılır kı. olmaz " (Sabahattın Se-
Fck. Anadolu lhtılalı I bas 196^, sf
66-67)
Hükümet biçimi ve anav asa
tartışmalan
Meclıs. 2^ Nısan 1920 cuma gunu, Ha-
cıbayram Camıı nde kılınan ndmdzddn
sonrd açılmıştı Mustafa Kemal Paşa, 24
nısdn gunu soz alarak, gundemındekı bı-
nncıl sorunldr uzennde goruşlennı kursu-
yc getırdı Bu konuşmada. Ingılızlenn
ıstdnbul'u ışgal etmelenyle yenı bır duru-
mun ortaya çıktığını belırtıyor ve oldyın
"Osmanlı devletının egemenlığını esasın-
ddn yıkmdya çdlışmak"' olduğunu vurgu-
luyordu Çunku. istanbuFda doğrudan
doğruya devlet guçlenne el konmuş,
"Meb usan Meclısı' zorla duşurulerek
kanun yapıcı guç orudan kaldınlmıştır
Yurutme gucu de vabancı buvruğu altına
gırdığı ıçın devletın tum ıletışım organlan
ışgalcılenn elıne geçmıştır
Öte yandan bağımsızlığın bınncıl koşul-
Unndan bın olan ulusai yargı hakkı da
saldınya uğramış, ışgalcıler yasal bır ge-
rekçe gostermeden yuzlerce kışıvı tutukla-
mışlar, ancak ortaçağda gorulen uvgula-
malarla ınsan haklannı hıçe saymışlardır
Bu nedenle "Esas Teşkılatımızın" duştu-
ğu boşluğu vakıt geçırmeden doldurma
gereğı doğmuştur Meclıs'ın olağanustu
yetkılerle toplanması bu zorunluluktan
kaynaklanmakıadır "Meşrûdur", çunku
ulusal ıradeyı temsıl etmektedır Yetkılı-
dır. çunku ulus kendısıne yasa koyma
hakkını vermıştır Oylevse "Muhterem
heyetınızle tecellı eden millet vıcdanının
murakabesıne bağlı bulunmak volu ıle de
mesulıyetını takdır edebılecek bır kuvve-
tın ışlen ıdare eımesı zarundır Bu kuvve-
tın tabıı şeklı ıse hukumettır Anadolu'da.
şımdıhk kaydı ıle de olsa bır hukumet reısı
tanımak veya bır padışah kaymakamlığı
ıhdasetmek doğru değıldır "
Bu duşuncelerle ' başkansız bır huku-
met " kurma zorunluluğunun ortaya çıktı-
ğını belırten Mustafa Kemal Paşa, Mec-
lıs'ın yenne getırmek zorunda olduğu
gorevlenn hukuksallığını vurgulayarak
yonetımı de uslenme gerekhhğı duşuncesı-
nı savundu
madı. Her kabine azası Meclis'e karşı şah-
sen mesul bir vaziyete girdi. Bumı sadece
Fransız Convention'una değil, bazılan Sov-
vet fıkrine vakın buldukları için çok müna-
kaşaya mucib oldu.
... Mustafa Kemal Paşa'nın o günlerde
mesuliveti Meclis'e bırakması, halk naza-
rında ona George \Vashington mevkiini
verdi. Mamaafih. bu kadar emnivet ve ye-
rinde olan itimat besledıklen adam karşı-
sında dahi, Meclis üveleri. halkın haklarını
çok kıskanç ve sıkı bir murakabe altında
tuttular." (sf. 132-133)
Her turlü olumsuzluğa karşın tartışma,
eleştırı ve denetleme .
Araştırmacılarm I. Meclıs'ı değerlendı-
nrken bırleştıklen yargı böyle özetlenebı-
lır. Bırey olarak sorumluluklannın bıhn-
cınde olan milletvekilleri az değıldı Kur-
tuluş Savaşı Mechsınde. Goruşlen hangı
öğretıden kaynaklanmış olursa olsun -
azınhkta kalsalar bıle- "duşunceye saygı"
ılkesını demokrasının bınncıl koşulu say-
dılar.
Bu gerçek, İslamcı akıma bağlı mılletve-
kıllennden Hasan Basri'nın (Çağatay, Ba-
lıkesır) hukumet uyelennın seçılmesıne
ılışkın konuşmasında şoyle ıfdde edılmış-
tır
"Halkçılık demek mılletın hâkımıyetıne
doğrudan doğruya ve fıılı olarak hâkım
olmdsı demektır Seçım bu hâkımıyetın ılk
tecellısıdır Bendenız ıddıa edıyorum kı.
bugünku muşterek gayemızde tam bır bır-
lığımız vardır Muşterek gayemız memle-
ketı kurtarmaktır Bendenız hıç bır dzanın
bu gayeden ayn bır gayeye bağlı olduğunu
zannetmıyorum Yalnız ga>e bır olmakla
beraber, o gayeye varmak ıçın gıdılecek
yollar vardır kı. o yollara ınananlar. ıhtı-
mal kı başka başka mesleklere (oğretılere)
bağh olabılırler Bu teşnı hayatta pek tabıı
bır şeydır Bundan dolayı ben mutlaka
kendım gıbı duşunen adamlarla ışbırlığı
yapacağım demek Meclısın ve halkın hâ-
kımıyetıne darbe vurmak demektır"
Dış baskı. ıç ısyanlar ve Yunanhlann
ılerlemesıne karşın. yaşamsal konulardakı
tartışmalarda bıle ayn dunya goruşlenne
bağb mılletvekıllerının usluplanna ozen
gostennelennden çıkanlacak dersler ol-
malıdır
Anayasa tartışmalan
Hükumetçe hazırlanan anayasa prog-
ramı, Meclıs'e Mustafa Kemal Paşa'nın
ımzası ıle 18 Eylul 1921'desunuldu Prog-
rdmın "Maksat ve Meslek-Amaç ve Oğre-
tı" başlığı altında venlen ılk uç maddesı
şoy ledır
"1- Turkıye Büyuk Millet Meclısı. mıllî
hudut ıçınde hayat ve ıstıklalını temın ve
Hılafet ve Saltanat makamını kurtarmak
yemını ıle teşekkul etmıştır
2- Turkıye Buvuk Millet Meclısı huku-
larsa hukumeün ulusal kaynaklardan çık-
majan hıçbır akımdan esınlenmedığını
savundular
Anaydsa programının tartışıldığı bu ılk
aşamada, Meclıs'te değışık kışısel goruş-
lerle bırlıkte gruplaşmalar da suyun yuzu-
ne çıkmaya başladı Ama "Hâkımıyet
kayıtsız şartsız mılletındır İdare usulu
halkın mukadderatını doğrudan doğruva
ve fiılı olarak kendısının ıdare etmesı esası-
na davanmaktadır" ılkesını butun uyeler
yurekten destekledıler
Meclis. "'Maksat ve Meslek" bolumune
yönehk tartışmalar sonucu belırtılen go-
ruşlen goz onunde tutarak "programın
anayasa tasansı halıne getınlmesı' ıçın
ozel bır kurul oluşturdu Kurulun başkan-
lığına V unus Nadi. raportorluğune İsmail
Suphi (Soysallıoğlu) getınldıler Ne var kı
hazırlanan tasanda bu bolumde yer alan
maddelenn "kanun şekhnde tesbıt ve neş
nnden vazgeçıldığı' açıklanıyor, ozunde-
kı ılkelenn Turkıye Buvuk Millet Meclısı
bıldırgesı olarak yayımlanmdsı ongorulu-
yordu
Kurtuluş Savaşımızın temel amaçlanna
ışık tutan ılk uç bolumu şoy ledır
" Emperyalıst devleılenn dev let v e mılle-
tımızın hdyatına açıkça kdstetmelen netı-
cesınde meşrü mudataa ıçın Turkıve
Büyuk Millet Meclısı. şımdıve kadarmuh-
telıf vesılelerle açık ve zımnı olarak ılan
ettığı maksal ve mesleğını bır kere dahd
butun cıhdnd arz ıçın şu bevannamey ı neş-
reylemeyı luzumlu gormuştur
Turkıye Buyuk Millet Meclısı mıllî hu-
dutlan ıçınde hayat ve ıstıklalını temın ve
Hılafet ve Saltanat Makamı nı kurtarmak
yemını ıle teşekkul etmıştır Bundan dola-
yı, hayat ve ıstıklalını tek ve mukaddes
emel bıldığı Turkıye halkını empervahzm
ve kapıtalızmın zor ve zulmunden kurta-
rarak ırade ve hâkımıyetının sahıbı kıl-
makla gdyesıne uldşacağı kanaatındedır
Turkıye Büyuk Millet Meclısı mılletın ha-
yat ve ıstıklahne suıkast eden emperyalıst
kapıtalıst duşmanlann tecav uzlenne karşı
mudafaa ve bu maksada karşı hareket
edenlen tehdıt azmıle kurulmuş bır ırade-
>e sahıptır Emır ve kumanda selahıyetı
Buyuk Millet Meclısı nın manevı şahsıve-
tındedır " (Samet Ağaoğlu. Kuvvayı Mıl-
hyeRuhu.sf 103,4 bas 1973)
Anayasa programı Meclıs'e, tumuyle
Mustafa Kemal Paşa'nın ımzdsıyld sunul-
muştu Çoğunluğun tepkısı, "Mdksat ve
Meslek" bolümunun yasalaşmasını onle-
mıştır
(4) I. Meclis'e katılan milletvekiUerinın
adları ve meslekleri içın bkn. Mahmut Go-
loğlu, Lçuncu Meşrutivet (1970)
BÎffî
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
ElestiPisiz Kavga...
Eğer meydan Nurullah Ataç ın olsa edebıyatımız yıllar-
ca eleştırısız ve eleştırıcısız kalacaktı Ataç, yazdıklarına
eleştırı demez dıyenlere kızardı
'Pekı ustat sızın yazdıklarınız nedır" dıye sorulduğun-
da,
'Deneme (Fr Essaı) " derdı
Fransız edebıyatına XVI yuzyılda gıren deneme bızde
bır haylı gecıkmıştır Ataç ın bunları soyledığınde kımse
denemeyı bılmezdı Ömeklerı de pek yoktu Bızdenemeyı,
1940 larda, Tercume dergısınde Sabahattın Eyuboğlu'-
nun yaptığı çevırılerden oğrendık Montaıgne ın deneme-
lerının tumu ıse bundan bırkaç yıl once dılımıze gırdı
Ataç, kendıne her ne kadar eleştırmen demese de yaz-
dıklarının çoğu eleştırıydı Edebıyat tarıhıne de eleştırı ola-
rak gırer Pekı, ustunde bunca yıl tartışılan eleştırı nedır?
Edebıyat tarıhçısı Cevdet Kudret eleştırıyı şoyle tanımlar
'Eleştırı (Fr Crıtıque) bır sanat ya da duşunce eserının
ozunu, yapısını anlatan, onun değerlı ve değersız yanları-
nı toplumun sanat ve duşunce gelışımı ıçındekı yerını,
gerektığınde belgeler ve orneklerle belırten bır yazıdır "
Bıraz uzun kaçtı ama nıdelım kı ustat boyle anlatıyor.
Ötekı eleştırmenler daha kestırmeden anlatırlar
Şaır Ahmet Haşım'ın eleştırmenı ıse şoyledır
Her duşunce otlağından topal ve yaralı bır hayvan gıbı
sopa ıle, taşla, tekme ıle uzaklaştırılan eleştırıcı, gerçekte,
ınsan zekâsının en etkılı hızmet edıcılerınden bırıdır "
Eleştırı, Batı edebıyatının bır turudur XIX yuzyılın ıkıncı
yarısından sonra gelışmıştır Her şeyde bır eleştırı aranır
olmuştur
Edebıyatçılar ıçınde eleştırmen yok değıldı, vardı ama o
zamanlar eleştırmen denmıyordu Daha çok edebıyatçı
denıyordu Ismaıl Habıb Sevuk Turk Teceddut Edebıyatı
ıle gorunuyordu sonradan adı Edebı Yenılığımız oldu
Mustafa Nıhat, Agâh Sırrı Levent vardı Suut Kemal Yetkın,
NahıtSırrı Örîk bırgızlı eleştırmen Yaşar Nabı Nayır, Sad-
rı Ertem Suut Kemal Yetkın ıle Nurullah Ataç bırbırlerıyle
çatışır gıbıydıler Şıır yazarken birdenbire eleştırmenlığe
soyunan Şahap Sıtkı unutulmamalıdır, dergılerdevegaze-
telerde yazardı
Şahap Sıtkı şımdıkı Fethı Nacı gıbı acımasız, bağışla-
maz bır eleştırmendı Bundan olacak şaırler Şahap Sıtkı'-
ya 'acı munekkıt' adını takmışlardı Şahap Sıtkı, roman,
oyku anlatıyı bırakarak eleştırmen olmuştu
Bugunun eleştırmenlerı arasında Fahır Onger, Asım
Bezırcı Fethı Nacı yerlerını alırlar Bunlar bereketlı yazar-
lardır, basılmış bırçok kıtapları vardır
Bu arada Memet Fuat ı unutmamak gerekır Çevırı, an-
tolojı araştırma turundekı kıtapları yanında son günlerde
Çağdaşımız Makyavel ı (Adam Yayınları) pıyasadadır
1985-1991 yılları arasında yazdığı toplum ınsan bılım, sa-
nat, yazın şıır konularında bırbırını tamamlayan orneklerı
bır arada topladı Bunlara hem deneme, hem de eleştırı
denebılır
Ismaıl Habıb Edebı Yenılığımız adlı kıtabına Ahmet
Hamdı Tanpınar'ı nedense almaz Buna çok ıçerleyen
Tanpınar, bır gun Degustasyon da ismail Habıb'e rastlar
Kıtabına aldındı, almadındı dıye bır tartışmaya gırerler
Tartışma yumruklaşmaya kadar varır Tanpınar, daha çe-
ümsız olduğu halde Sevuk u bır yumrukta yere serer Boy-
fece eleştırı eyleme donuşur
Pehlıvan yapılı ismail Habıb e bır yumrukta yere serılışı-
nı sorduklarında, 'Ayağım kaydı yerde muz kabuğu var-
mış der
Eleştırıde kavgasız doneme yaklaşıyoruz
BULMACA
SOLDAN SAGA: 1 2 3 4
1/ Vadesı belli ol-
mayan ve yalnızca
faızı ödenen devlet
tahvıh 2/ Karak-
ter . Olumsuzluk
belırten bır önek..v
Bır renk. 3/ Türk
tnüzığmde 'usul'
anlamında kullanı-
lan sözcuk... Turk-
çe eylem çekıminde
'şımdıkı zaman'
ekı. 4/ Yağda kı-
zartılarak uzerıne
şeker dökulen bır
hamur tatlısı. 5/
Konut Bankacılıkta, bır kışının
hesabından başka bır kışının hesa-
bına para aktarılması 6/ "Abdest
alsan aldın demez / — kılsan kıl-
dın demez / Kadı gıbı haram yemez
/ Şeytan bunun neresınde" (Dert-
li)... Üstun bır yetkınuı gucunu sım-
geleyen değnek 7/ Tünus'un plaka
ışaretı Voleybol ve tenıste kut ın-
me. 8/ Eskı Turklerde toplumsal ve
orgutsel ıçerıkh buyuk zıyafet..
Kat kat çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvrımı 9/ Istencın yı-
tımı, dış etkılere karşı duygunluğun ortadan kalkmasıyla be-
lıren sendrom
YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Susleme amacıyla yatak üzen-
ne konulan yastık 2/ Mustahkem yer.. Bir kımsenın emek
vermeden sağladığı kazanç. 3/ Erışmış, ulaşmış.. Kuçük bıt-
kılere venlen ortak ad 4/ Sıcak ulkelerde yetışen, kabuğu ve
odunu hekımlıkte kullanılan kuçuk bır ağaç. 5/ Kendı kendı-
ne cınsel doyum sağJama 6/ Bır nota. Yunanıstan'm plaka
ışaretı.. Tanrıtanımaz 7/ Dağın ya da tepenın herhangı bir
yani 8/ Eskı Çın felsefesınde evrenın bırhğını yapan düzen
ılkesi... Bir spor takımının gözde oyuncusu Osmıyum ele-
mentının sımgesı 9/ Bır elektrık akımımn bır sımr ya da kas-
la uyarım oluşturabılmesı ıçın gereken kısa süre
DOSTLUK DERNEĞİ KONFERANSI
K o n u f m a c ı
Dr. REFET KAYSERİLİOGLU
DÜNYADA
NEDEN YAŞIYORUZ?
NAS1LYASÂMALIYIZ?
25 Nisan Cumartesi
Saat 13.45
Atatürk Kültür
Merkezi
Giriş Ücretsizdir