03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN1992 CUMARTESJ 12 DİZİ-YAZI DÜŞ İŞLERÎBÜITENİ NAZUERAY Birdenbire... Çocukluğum! Sevgılı okurlarım, dun akşam Turk-lngılız Kultur Der- neğı'nın sanat galerısındekı bır resım sergısının açılışın- daydım Gonul ve özdemır Duranoğlu çtftının "EVLER EVLER" adını verdıklerı sergının açılış kokteylı tıklım tıklım kalabalıktı Sepet sepet gelen çıçekler ozenle resımlerın altlarına, koşelere yerleştırılıyor, kalabalığın ıçınde bırbırı- nı çoktandır gormemış kımseler sohbet edıyor, garson or- talarda bır tepsı dolaştınyordu Tam bır açılış atmosferı Kalabalığı hem severım, hem sıkılırım Ben usulca duvar- dakı resımlere yanaştım izlemeye başladım onları Ah- şap evler, çok eskı Seydışehır evlerı Balkonlarmı yeşıl asma dalları sarmış Gonul Duranoğlu'nun o çok sevdığı Mersın sahıllerı Masmavı bırdenız bulutgıbı bır yelkenlı usul JSUI karadan uzaklaşıyor Sokaklar, keçıler bırvazo- da leylâklar Bır başkaduvarda kış manzaraları Ankara- nınkarı Grı-beyaz soluk gokyuzlerı Ama ben en çok evle- rı sevdım Ulu evler, kımı yenı boyanmış, kımı oylece kalmış Derken tam orta duvarda bır sedır' tablosu gozu- me çarptı Arkada el ormesı dantel perdeler Ustunde dol- ma gullerı ışlenmış yuvarlak yastıklı bır eskı zaman sedırı Sankı benı çağırıyor Gel bırazoturdadınlen dıyor Ben yıllardır boyle pencere ıçınde suslu, gelın sedırı gı- bı bır sedıre oturmamıştım Garson fılân gormeden konuk- lar aralarında konuşmaya dalmışken, attım ayağımı çer- çeveden ıçerıye, hop dıye sedırın ustune oturdum Çevre- me bakıyorum Genış, ferah bır odada bu sedır Yerde değışık renklı bır halı var Duvarlar tahta Gullu yastıklara sırtımı dayadım Oda yukluk kokuyor, hafıf nem kokuyor Çocukluğumun bır odasındayım sankı Bırden yanımda çok lyı tanıdığım belkı çoktandır unuttuğum, yırmı beş yıl- dır duymadığım bır sesduydum Donup baktım Rahmetlı babaannem oturuyordu sedırın otekı ucunda 'Babaanne1 ' dıye bağırdım 'Babaannecığım sen ne arıyorsun bura- da9 Babaannem onu son gorduğum gıbıydı Başında ba- şortusu, ayağında rugan terlıklerı, lastıklı çorapları vardı Çok lyı anımsadığım sıyah ustune beyaz çızgılı elbısesını gıymıştı "Nasılsın Nazlıcığım, nasılsın yavrum'?' dedı bana Her zamankı gıbı sakın, sevgı dolu gozlenyle bana bakı- yordu 'Babaanne, bu sergıde senı goreceğımı hıç bılemezdım Çocukluğumun en sevgılı parçası, babaanne' dıyebıldım 'Ben sergıde değılım kı evladım Sedırın ustunde oturu- yorum Bırazdan yatsı namazını kılacağım' dedı babaan- nem Çocukluğum, babaannemle ahşap koşkte geçırdığım gunler geldı aklıma Onun gecelerı bana anlattığı masal- lar Bahçedekı mor salkım, selvı ağacı, gugukçuk kuşunun sesı Hepsı birdenbire tablonun ıçıne doluvermıştı Duvartakvımınnerede babaanne'' dıyesordum 'Sana arkasındakı Peygamberın seferlerını okuyayım Sonra es- kıden yaptığım gıbı ayaklarımı yıkadıktan sonra koynuna gıreyım ustumuze pembe yorganı çekelım Sen bana ge- ne o masalları anlat Cıçeklerle ılgılı masalları Tıngırmın- gır tencerecığı her yere gıren parmak kadar Kukuman Kadın'ı olur mu babaanne?' 'Olur yavrum' dedı babaannem Hurma çekırdeğınden yapılmış tesbıhını şıkırdatıyordu Anladım kı bana bır na- zar duası okuypr Babaannemın anlattığı masalların hıçbırını unutmadım Onlar benım ılk dınledığım fantastık oykulerdı Duvarda babaannemın ışledığı kabartma çıçeklerden tablo, baba- annemın yureğınde, çocukken kaybettiğı kuçuk kızı Esma Babaannem sedırden kalkıp, namaza durmuştu Bıraz- dan selam verıp, yanıma gelecektı Sevgılı okurlarım, boyle bır anı parçasının ıçınden kolay kolay çıkılmaz Ben hâlâ orada, o sedırın ustunde, baba- annemle bırlıkteyım Bu guzel sergıyı gezersenız belkı de ıkımızı gorursunuz Orada sedırın ustunde yanyana oturuyoruz 60 YIL ONCE Cumhuriyet Şark Oku 25NİSAM932 Beynelmılelseyruseferhavaî şırketı onumuzdekı mavısın ıkısınden ıtıbaren "Şark Oku namı venlen havaîseferlere başlıyacaktır Butanhten ıtıbaren tatbık edılecek olan sevrusefer tanfesıne göre Istanbul-Pans ırtıbatı aynı gunde temın edılecektır Cıdna tayyaresı Yeşılkoy tayyare karargâhından 4 15 le hareket ederek Sofya, Bukreş, Budapeşte. Vıyana, Prag. Varşovagıbı Merkezî Avrupa'nınen muhım merkezlenne uğra> acak ve akşam saat 20 20 de Pans'e muvasalat edecektır Bu hattı havaî aynı zamanda Londra, Berlın. Moskova. Roterdam Amsterdam, Bruksel ve Madnt şehırlen ıle de ırtıbatı temın eylıvecektır. Şark Oku ha\aîseferlen acele ışı olanlarla sur'atle kolı ve numunegöndermek ısteyenlere gayet elvenşlı bırvasıtadır İstanbul çıleklennın bu vasıta ıle A\ rupa'ya naklı buy uk faydalar temınınden hâlı kalmaz 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Berlin yollarının kontrolü 25 NİSAN 1962 Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanı Dean Rusk ıle Sovyetler Bırlığı"nın Washmgton Bu> uk Elçısı Dobnnın arasında dün oğleden sonra Amenkd Dışışlen Bakanlığında yapılan ıkıncı goruşmenın Berlın ve buna bağlı konular uzennde geçmış olduğu bıldınlmektedır Goruşmelenn geçış şeklı hakkında Sovyet Elçılığı çevrelen "dostça" ve Amenka Dışışlen Bakanlığı mensuplanysa "yumuşak bırhava ıçınde" deyımlennı kullanmaktadırlar Öte yandan. Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanının Londrada merkezı antlaşma teşkılatı (Cento)'nun Bakanlar Konseyı toplantısından sonra Atına. Canberra ve Wellıngton'u zıyaret edeceğı ışaret edılmektedır Bu takdırde Sovyetler Bırlığı Buyuk Elçısının Dışışlen Bakanının yardımcılanndan bınyle gonaşmelere devam etmesı muhtemeldır Dun yapılan konuşmalar sırasında Berlının gınş ve çıkış yolannın mılletlerarası bır ıdarenın kontrolune bırakılması konusu uzennde de durulmuş olduğu sanılmaktadır Bazı tahmınlere gore Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanı bu mılletlerarası ıdarenın on uç devlet temsılcılennden meydana gelmesını ıstemıştır Buna gore bu teşekkule dört buyukler (Amenka Bırleşık Devletlen, Ingıltere. Fransa ve Sovyetler Bırlığı). Almanya'nın ıkı.doğu komşusu (Polonya Çekoslovakya), uç tarafsız devlet (İsveç, İsvıçre ve Av usturya) Batı ve Doğu Almanya dahıl olmalıdır Ancak, Amenka Bırleşık Devletlen Dışışlen Bakanının Sovyetler Bırlığı Buyuk Elçısıne ne bundan oncekı konuşmada ne de dun hıçbır vesıka sunmamış olduğu hususu uzennde de durulmaktadır Buçevrelennbelırttıklenne gore Amenka böyle bıryazılı teklıfi, Federal Almanya hukumetının nzasını almadan yapmıyacaktır Nıtekım, hatırlarda olduğu gıbı, Amenkanın bu tasavv urunun bundan bır sure once ıfşa edılmesı Dışışlen Bakanı Dean Rusk'ı bıraz muşkul duruma duşunnuştu aBtTHMUM HVULtâl •Matfa»ı* * PHILIP*3'2ni MPUUKl ULUSAL EGEMENLİK VE I. MECLİS ŞÜKRAN KURDAKUL Değişik katmanlardan gelen milletvekilleri, savaş sırasında bağımsızlığı savundu Amaç ayııı, öğreti farklı • Meclıs'ın değışık toplumsal katmanlardan gelen mılletvekıllennden oluşması, savaş boyunca em- per>alızm karşısındakı bırlıktehğe golge duşürme- mıştır İslamcı akımın temel ilkeleri doğrultusunda düşunen dın adamlannın da savaşın amacı ve felse- fesıyle uyum ıçınde olduklan gerçektır. • Çelışkı, İstanbul hükümetıne bağlı İslamcılarla, Mılh Mücadele'ye katılan İslamcılaF arasındadır İşbırlıkçı hükümetın şeyhühslamı, >ayımladığı fet- vâda düşmana karşı direnç orgütlen kuranlan eşkı- ya diye suçlamış ve onlan öldürenlenn gazı, bu uğurda ölenlenn şehıt sayılacaklannı bıldırmıştır. — 2 — 61 sanklı hoca 46 çıftçı (aralannda Emin Sazak'ın da bulunduğu buvuk ve or- ta toprak sahıplen olarak duşunmek gere- kır). 10 aşıret reısı. ağa ve 8 tankdt şeyhı de Meclıs'ın çatısı altındadır <•»> Bu >apıya bakarak Meclıs'te eşraf ve toprak sahıplenyle, asker-sıvıl orta taba- kanın çoğunlukla olduğu soylenebılır Ancak, değışık toplumsal katmanlardan gelen mılletvekıllennden oluşması, savaş boyunca emperydlızm karşısındakı bırlık- tehğe golge düşurmemıştır Ayrıca. doğal olarak, İslamcı akımın temel ılkelen doğ- rultusundd duşunen dın dddmldnnın da bavaşın amacı ve felsefesıyle uyum ıçınde olduklan gerçektır Çelışkı, İstanbul hukumetıne bağlı js- ldmcılarla Mılh Mucadeleye katılan Is- ldmcılar arasındadır İşbırlıkçı hukumetın şeyhulısldmı. yayımladığı tetvâda (5 Nı- san 1920) duşmana karşı direnç orgutlen kuranlan eşkıya. katıl gıbı nıtelemelerle suçlamış ve onlan oldurenlenn gazı, bu uğurda olenlenn şehıt sayılacaklannı bıl- dırmıştır " Halıfenın askerlennden olup da eşkı- yaları katledenler gazı veeşkıydlartarafın- dan katlolunanlar şehıd ve şefaate naıl olurlar mı> beyan buyrula Cevabı budur Gerçeğı Tann bılır kı. olurlar' (Durr-ızi- deEs-SeyıdAbdullah) Anddolu'dd dın gorevı yapan 153 müf- tunun ortak fetvâsı ıse şevhulıslamın go- ruşlennı çuruten gerekçeferedavanmakta. "Yuksek Meclısınızın taşıdığı olağanus- tu yetkıler dolayısıyle karşısına çıkacak bır yurutme kuvvetını yalnız denetlemek ve mılletın hayatı meselelen uzennde bu heyetle tartışmaya mecbur kalmak gıbı. bugunku vazıyetın dayanamayacağı ddr bır kanun yapma vaafesıyle değıl, mılletın genel ıdaresını fiılen yuklenmek ve memle- ketm, hıldfetın selametını bızzat temın ve mudafaa v azıfe ve selahıyetlenyle teşekkul etmıştır Ve artık yuksek Meclısınızın uze- nnde bır kuvvet mevcut değıldır " Halide Edib diyor ki Halıde Edib (Adıvar) yülar sonra yayım- ladığı Türkıye'de Şark-Garp ve Amerikan Tesirlen (1956) adlı yapıtında, 1. Meclıs'- ın görev ve yetkılen, hukumetın oluşum bı- çınu uzerıne tartışmalan değerlendınrken şunları yazmıştır "... Önce hukumdarsız meşrûti şekilde bir meclis, bir kabioe ve icra kuvveti akla gelmesi tabii idi. lstanbul'da işgal kuvvetle- rinin oyuncağı olan hukumetın verini Bu- >ük Millet Meclisi Reisi'nin bir nevi naip gibi alması tabii >e zanıri gorunuvordu. Bu vaziyette mesuliyetin de Meclis reisinde, yani naip hükûmette ohnası gerekecekti. Yani bu mesuliyetin Mustafa Kemal Paşa ile Meclis arasında taksimi lazım gelivordu.' Fakat. Mustafa Kemal Paşa ısrarla ve kafivetle butun mesuliyeti millctın mumes- sillerine bırakmak istivordu. Yalnız teşrii değil, icrai kuv>eti dahi Meclis'e bırakmak fikri hâkim oluvordu. Bunun netıcesivledir ki, kabine azası muşterek bır mesuhvet ala- metı, hayat ve ıstıklalını kurtarma\ı tek gaye bıldığı halkı emperyalızmın ve kapı- talızmın tahakkum ve zulmunden kurtar mak, ıdare hâkımıyetının sahıbı kılmakla gayesıne ulaşacağma ınanmaktadır 3- Turkıye Buyuk Millet Meclısı huku- metı, mılletın hayat ve ıstıklahne suıkast eden emperyalıst ve kapıtalıst duşmanla nn tecav uzlenne karşı mudafaa ve dış duş- manlarla ışbırlığı ederek mılletı aldatmaya ve kanştırmaya çalışan ıç haınlen cezalan- dınnak ıçın orduyu kuvvetlendınneyı ve onu millet ıstıklalının dayanağı bılmeyı vazıfesayar Gorulduğu gıbı. programı hazırlayan- lar "ulusal sınırlar ıçınde vaşam ve bağım sızlık hakkı", 'halkın. emperyalızmın ve kapıtalızmın tahakkumunden kurtulma- sı", "empervdlıst ve kapıtalıst duşmanlar- la bırlıkte ışbırlıkçılenn saldınlanna karşı ulusal ordunun oluşumu' gıbı belırle\ıcı nıtelık taşıyan oğelere oncelık tanımışlar- dır Özelhkleılkıkımaddedeemperyalızm ve kapıtalızm kavramlanna yer venlmesı kuşkusuz bır dünjd goruşunun ıfddesıdır Bır ydnddn ışgdl devletlennın ıdeolojık yd pılan v argulanırken, ole yandan maddele- nn ıçenğınde TBMM hukumetının be- nımsedığı meslek-oğretı yansıtılmaktddır Program tdrtışılırken bu nokta uzennde duran konuşmaular, ozellıkle Batı ulkele nne ozgu ıdeolojılen taklıt etmenın -Tan- zımat donemınde olduğu gıbı- ulkeye yarar sdğiamayacağını one surduler As- lında konuşmalara Bolşevızm kaygısı ege- mendı Proaramı hazırlayanlar adına konuşan- 6 mayıs 1920. Şeker Bavramı'nın ilk gunü. Tıirkiye Büvuk Millet Meclisi açılalı henuz 13 gün olmuş. MilletvekiUeri ve \nkaralı- lar Meclis binası önünde hocanın kurtuluş duasına hep birlikte 'arnin' divorlar. (Fotoğraf: MECLİS ARŞFVİ) ozellıkle ışgal ve esaret olayına dıkkat çe- kılerek ulusal harekete katılmanın İslamın gereklennden olduğu belırtılmektedır Duşmanldra karşı açılan savaşta olenler şehıd. hayattakalanlar gazı olurlar mı 11 beyan buyrula Cevabı budur Gerçe- ğı tann bılır kı. olurlar " " Duşman devletlennın zorlanmalan ve kandırmdlan ıle olaylara ve gerçeklere avkın olarak çıkanlmış bulunan fetvâlar Islam halkı ıçın şerıatça muteber olurlar mı'beydn buyruld Cevdbı budur Gerçe- eı Tann bılır kı. olmaz " (Sabahattın Se- Fck. Anadolu lhtılalı I bas 196^, sf 66-67) Hükümet biçimi ve anav asa tartışmalan Meclıs. 2^ Nısan 1920 cuma gunu, Ha- cıbayram Camıı nde kılınan ndmdzddn sonrd açılmıştı Mustafa Kemal Paşa, 24 nısdn gunu soz alarak, gundemındekı bı- nncıl sorunldr uzennde goruşlennı kursu- yc getırdı Bu konuşmada. Ingılızlenn ıstdnbul'u ışgal etmelenyle yenı bır duru- mun ortaya çıktığını belırtıyor ve oldyın "Osmanlı devletının egemenlığını esasın- ddn yıkmdya çdlışmak"' olduğunu vurgu- luyordu Çunku. istanbuFda doğrudan doğruya devlet guçlenne el konmuş, "Meb usan Meclısı' zorla duşurulerek kanun yapıcı guç orudan kaldınlmıştır Yurutme gucu de vabancı buvruğu altına gırdığı ıçın devletın tum ıletışım organlan ışgalcılenn elıne geçmıştır Öte yandan bağımsızlığın bınncıl koşul- Unndan bın olan ulusai yargı hakkı da saldınya uğramış, ışgalcıler yasal bır ge- rekçe gostermeden yuzlerce kışıvı tutukla- mışlar, ancak ortaçağda gorulen uvgula- malarla ınsan haklannı hıçe saymışlardır Bu nedenle "Esas Teşkılatımızın" duştu- ğu boşluğu vakıt geçırmeden doldurma gereğı doğmuştur Meclıs'ın olağanustu yetkılerle toplanması bu zorunluluktan kaynaklanmakıadır "Meşrûdur", çunku ulusal ıradeyı temsıl etmektedır Yetkılı- dır. çunku ulus kendısıne yasa koyma hakkını vermıştır Oylevse "Muhterem heyetınızle tecellı eden millet vıcdanının murakabesıne bağlı bulunmak volu ıle de mesulıyetını takdır edebılecek bır kuvve- tın ışlen ıdare eımesı zarundır Bu kuvve- tın tabıı şeklı ıse hukumettır Anadolu'da. şımdıhk kaydı ıle de olsa bır hukumet reısı tanımak veya bır padışah kaymakamlığı ıhdasetmek doğru değıldır " Bu duşuncelerle ' başkansız bır huku- met " kurma zorunluluğunun ortaya çıktı- ğını belırten Mustafa Kemal Paşa, Mec- lıs'ın yenne getırmek zorunda olduğu gorevlenn hukuksallığını vurgulayarak yonetımı de uslenme gerekhhğı duşuncesı- nı savundu madı. Her kabine azası Meclis'e karşı şah- sen mesul bir vaziyete girdi. Bumı sadece Fransız Convention'una değil, bazılan Sov- vet fıkrine vakın buldukları için çok müna- kaşaya mucib oldu. ... Mustafa Kemal Paşa'nın o günlerde mesuliveti Meclis'e bırakması, halk naza- rında ona George \Vashington mevkiini verdi. Mamaafih. bu kadar emnivet ve ye- rinde olan itimat besledıklen adam karşı- sında dahi, Meclis üveleri. halkın haklarını çok kıskanç ve sıkı bir murakabe altında tuttular." (sf. 132-133) Her turlü olumsuzluğa karşın tartışma, eleştırı ve denetleme . Araştırmacılarm I. Meclıs'ı değerlendı- nrken bırleştıklen yargı böyle özetlenebı- lır. Bırey olarak sorumluluklannın bıhn- cınde olan milletvekilleri az değıldı Kur- tuluş Savaşı Mechsınde. Goruşlen hangı öğretıden kaynaklanmış olursa olsun - azınhkta kalsalar bıle- "duşunceye saygı" ılkesını demokrasının bınncıl koşulu say- dılar. Bu gerçek, İslamcı akıma bağlı mılletve- kıllennden Hasan Basri'nın (Çağatay, Ba- lıkesır) hukumet uyelennın seçılmesıne ılışkın konuşmasında şoyle ıfdde edılmış- tır "Halkçılık demek mılletın hâkımıyetıne doğrudan doğruya ve fıılı olarak hâkım olmdsı demektır Seçım bu hâkımıyetın ılk tecellısıdır Bendenız ıddıa edıyorum kı. bugünku muşterek gayemızde tam bır bır- lığımız vardır Muşterek gayemız memle- ketı kurtarmaktır Bendenız hıç bır dzanın bu gayeden ayn bır gayeye bağlı olduğunu zannetmıyorum Yalnız ga>e bır olmakla beraber, o gayeye varmak ıçın gıdılecek yollar vardır kı. o yollara ınananlar. ıhtı- mal kı başka başka mesleklere (oğretılere) bağh olabılırler Bu teşnı hayatta pek tabıı bır şeydır Bundan dolayı ben mutlaka kendım gıbı duşunen adamlarla ışbırlığı yapacağım demek Meclısın ve halkın hâ- kımıyetıne darbe vurmak demektır" Dış baskı. ıç ısyanlar ve Yunanhlann ılerlemesıne karşın. yaşamsal konulardakı tartışmalarda bıle ayn dunya goruşlenne bağb mılletvekıllerının usluplanna ozen gostennelennden çıkanlacak dersler ol- malıdır Anayasa tartışmalan Hükumetçe hazırlanan anayasa prog- ramı, Meclıs'e Mustafa Kemal Paşa'nın ımzası ıle 18 Eylul 1921'desunuldu Prog- rdmın "Maksat ve Meslek-Amaç ve Oğre- tı" başlığı altında venlen ılk uç maddesı şoy ledır "1- Turkıye Büyuk Millet Meclısı. mıllî hudut ıçınde hayat ve ıstıklalını temın ve Hılafet ve Saltanat makamını kurtarmak yemını ıle teşekkul etmıştır 2- Turkıye Buvuk Millet Meclısı huku- larsa hukumeün ulusal kaynaklardan çık- majan hıçbır akımdan esınlenmedığını savundular Anaydsa programının tartışıldığı bu ılk aşamada, Meclıs'te değışık kışısel goruş- lerle bırlıkte gruplaşmalar da suyun yuzu- ne çıkmaya başladı Ama "Hâkımıyet kayıtsız şartsız mılletındır İdare usulu halkın mukadderatını doğrudan doğruva ve fiılı olarak kendısının ıdare etmesı esası- na davanmaktadır" ılkesını butun uyeler yurekten destekledıler Meclis. "'Maksat ve Meslek" bolumune yönehk tartışmalar sonucu belırtılen go- ruşlen goz onunde tutarak "programın anayasa tasansı halıne getınlmesı' ıçın ozel bır kurul oluşturdu Kurulun başkan- lığına V unus Nadi. raportorluğune İsmail Suphi (Soysallıoğlu) getınldıler Ne var kı hazırlanan tasanda bu bolumde yer alan maddelenn "kanun şekhnde tesbıt ve neş nnden vazgeçıldığı' açıklanıyor, ozunde- kı ılkelenn Turkıye Buvuk Millet Meclısı bıldırgesı olarak yayımlanmdsı ongorulu- yordu Kurtuluş Savaşımızın temel amaçlanna ışık tutan ılk uç bolumu şoy ledır " Emperyalıst devleılenn dev let v e mılle- tımızın hdyatına açıkça kdstetmelen netı- cesınde meşrü mudataa ıçın Turkıve Büyuk Millet Meclısı. şımdıve kadarmuh- telıf vesılelerle açık ve zımnı olarak ılan ettığı maksal ve mesleğını bır kere dahd butun cıhdnd arz ıçın şu bevannamey ı neş- reylemeyı luzumlu gormuştur Turkıye Buyuk Millet Meclısı mıllî hu- dutlan ıçınde hayat ve ıstıklalını temın ve Hılafet ve Saltanat Makamı nı kurtarmak yemını ıle teşekkul etmıştır Bundan dola- yı, hayat ve ıstıklalını tek ve mukaddes emel bıldığı Turkıye halkını empervahzm ve kapıtalızmın zor ve zulmunden kurta- rarak ırade ve hâkımıyetının sahıbı kıl- makla gdyesıne uldşacağı kanaatındedır Turkıye Büyuk Millet Meclısı mılletın ha- yat ve ıstıklahne suıkast eden emperyalıst kapıtalıst duşmanlann tecav uzlenne karşı mudafaa ve bu maksada karşı hareket edenlen tehdıt azmıle kurulmuş bır ırade- >e sahıptır Emır ve kumanda selahıyetı Buyuk Millet Meclısı nın manevı şahsıve- tındedır " (Samet Ağaoğlu. Kuvvayı Mıl- hyeRuhu.sf 103,4 bas 1973) Anayasa programı Meclıs'e, tumuyle Mustafa Kemal Paşa'nın ımzdsıyld sunul- muştu Çoğunluğun tepkısı, "Mdksat ve Meslek" bolümunun yasalaşmasını onle- mıştır (4) I. Meclis'e katılan milletvekiUerinın adları ve meslekleri içın bkn. Mahmut Go- loğlu, Lçuncu Meşrutivet (1970) BÎffî POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL ElestiPisiz Kavga... Eğer meydan Nurullah Ataç ın olsa edebıyatımız yıllar- ca eleştırısız ve eleştırıcısız kalacaktı Ataç, yazdıklarına eleştırı demez dıyenlere kızardı 'Pekı ustat sızın yazdıklarınız nedır" dıye sorulduğun- da, 'Deneme (Fr Essaı) " derdı Fransız edebıyatına XVI yuzyılda gıren deneme bızde bır haylı gecıkmıştır Ataç ın bunları soyledığınde kımse denemeyı bılmezdı Ömeklerı de pek yoktu Bızdenemeyı, 1940 larda, Tercume dergısınde Sabahattın Eyuboğlu'- nun yaptığı çevırılerden oğrendık Montaıgne ın deneme- lerının tumu ıse bundan bırkaç yıl once dılımıze gırdı Ataç, kendıne her ne kadar eleştırmen demese de yaz- dıklarının çoğu eleştırıydı Edebıyat tarıhıne de eleştırı ola- rak gırer Pekı, ustunde bunca yıl tartışılan eleştırı nedır? Edebıyat tarıhçısı Cevdet Kudret eleştırıyı şoyle tanımlar 'Eleştırı (Fr Crıtıque) bır sanat ya da duşunce eserının ozunu, yapısını anlatan, onun değerlı ve değersız yanları- nı toplumun sanat ve duşunce gelışımı ıçındekı yerını, gerektığınde belgeler ve orneklerle belırten bır yazıdır " Bıraz uzun kaçtı ama nıdelım kı ustat boyle anlatıyor. Ötekı eleştırmenler daha kestırmeden anlatırlar Şaır Ahmet Haşım'ın eleştırmenı ıse şoyledır Her duşunce otlağından topal ve yaralı bır hayvan gıbı sopa ıle, taşla, tekme ıle uzaklaştırılan eleştırıcı, gerçekte, ınsan zekâsının en etkılı hızmet edıcılerınden bırıdır " Eleştırı, Batı edebıyatının bır turudur XIX yuzyılın ıkıncı yarısından sonra gelışmıştır Her şeyde bır eleştırı aranır olmuştur Edebıyatçılar ıçınde eleştırmen yok değıldı, vardı ama o zamanlar eleştırmen denmıyordu Daha çok edebıyatçı denıyordu Ismaıl Habıb Sevuk Turk Teceddut Edebıyatı ıle gorunuyordu sonradan adı Edebı Yenılığımız oldu Mustafa Nıhat, Agâh Sırrı Levent vardı Suut Kemal Yetkın, NahıtSırrı Örîk bırgızlı eleştırmen Yaşar Nabı Nayır, Sad- rı Ertem Suut Kemal Yetkın ıle Nurullah Ataç bırbırlerıyle çatışır gıbıydıler Şıır yazarken birdenbire eleştırmenlığe soyunan Şahap Sıtkı unutulmamalıdır, dergılerdevegaze- telerde yazardı Şahap Sıtkı şımdıkı Fethı Nacı gıbı acımasız, bağışla- maz bır eleştırmendı Bundan olacak şaırler Şahap Sıtkı'- ya 'acı munekkıt' adını takmışlardı Şahap Sıtkı, roman, oyku anlatıyı bırakarak eleştırmen olmuştu Bugunun eleştırmenlerı arasında Fahır Onger, Asım Bezırcı Fethı Nacı yerlerını alırlar Bunlar bereketlı yazar- lardır, basılmış bırçok kıtapları vardır Bu arada Memet Fuat ı unutmamak gerekır Çevırı, an- tolojı araştırma turundekı kıtapları yanında son günlerde Çağdaşımız Makyavel ı (Adam Yayınları) pıyasadadır 1985-1991 yılları arasında yazdığı toplum ınsan bılım, sa- nat, yazın şıır konularında bırbırını tamamlayan orneklerı bır arada topladı Bunlara hem deneme, hem de eleştırı denebılır Ismaıl Habıb Edebı Yenılığımız adlı kıtabına Ahmet Hamdı Tanpınar'ı nedense almaz Buna çok ıçerleyen Tanpınar, bır gun Degustasyon da ismail Habıb'e rastlar Kıtabına aldındı, almadındı dıye bır tartışmaya gırerler Tartışma yumruklaşmaya kadar varır Tanpınar, daha çe- ümsız olduğu halde Sevuk u bır yumrukta yere serer Boy- fece eleştırı eyleme donuşur Pehlıvan yapılı ismail Habıb e bır yumrukta yere serılışı- nı sorduklarında, 'Ayağım kaydı yerde muz kabuğu var- mış der Eleştırıde kavgasız doneme yaklaşıyoruz BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 1/ Vadesı belli ol- mayan ve yalnızca faızı ödenen devlet tahvıh 2/ Karak- ter . Olumsuzluk belırten bır önek..v Bır renk. 3/ Türk tnüzığmde 'usul' anlamında kullanı- lan sözcuk... Turk- çe eylem çekıminde 'şımdıkı zaman' ekı. 4/ Yağda kı- zartılarak uzerıne şeker dökulen bır hamur tatlısı. 5/ Konut Bankacılıkta, bır kışının hesabından başka bır kışının hesa- bına para aktarılması 6/ "Abdest alsan aldın demez / — kılsan kıl- dın demez / Kadı gıbı haram yemez / Şeytan bunun neresınde" (Dert- li)... Üstun bır yetkınuı gucunu sım- geleyen değnek 7/ Tünus'un plaka ışaretı Voleybol ve tenıste kut ın- me. 8/ Eskı Turklerde toplumsal ve orgutsel ıçerıkh buyuk zıyafet.. Kat kat çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvrımı 9/ Istencın yı- tımı, dış etkılere karşı duygunluğun ortadan kalkmasıyla be- lıren sendrom YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Susleme amacıyla yatak üzen- ne konulan yastık 2/ Mustahkem yer.. Bir kımsenın emek vermeden sağladığı kazanç. 3/ Erışmış, ulaşmış.. Kuçük bıt- kılere venlen ortak ad 4/ Sıcak ulkelerde yetışen, kabuğu ve odunu hekımlıkte kullanılan kuçuk bır ağaç. 5/ Kendı kendı- ne cınsel doyum sağJama 6/ Bır nota. Yunanıstan'm plaka ışaretı.. Tanrıtanımaz 7/ Dağın ya da tepenın herhangı bir yani 8/ Eskı Çın felsefesınde evrenın bırhğını yapan düzen ılkesi... Bir spor takımının gözde oyuncusu Osmıyum ele- mentının sımgesı 9/ Bır elektrık akımımn bır sımr ya da kas- la uyarım oluşturabılmesı ıçın gereken kısa süre DOSTLUK DERNEĞİ KONFERANSI K o n u f m a c ı Dr. REFET KAYSERİLİOGLU DÜNYADA NEDEN YAŞIYORUZ? NAS1LYASÂMALIYIZ? 25 Nisan Cumartesi Saat 13.45 Atatürk Kültür Merkezi Giriş Ücretsizdir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle