Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
,«ART1992CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
ClJMARTESİ CUMARTESİ
Ah nerede o eski "soğuk savaşlar"
S o r günlerdegiderek tırmanarı terör
b e l s ı karşısında çok sayıda gö.zlernti,
haJcı olarak. onca silahın nereden. kimler
taurrfindan sağlandığını soruyor.
iVslnda süahlann kimler tarafuıdan
üretldiği kimsenin saklısı değil. Ama
önenli olan. adı sanı bilinen ileri endüstri
ül lcderinin bu silahlan hangi kanraaşık
y o l k n n kullanımıyla terör pazanna
sürcüklerinin saptanmasıdır.
B u S3n derecede karmaşık bilmeceyi
çöznek, kuşkusuz kolay değil. Öncelikle
"silah satışı' olgusunun mantığınııı
kavıanması gerek. Silah, satılmtak için
üretür. Silah satışı başka hicbir satışla
kıyadanmayacak ölçiide kar &ağlar.
Ödeaneler peşin ve kuvveli dövLzlerle,
anınia yapılır. Ama silah satışlanna salt
lecinsel açıdan bakmak son derecede
yanıtıcıdır. Çünkü askersel silah sanayii
kompleksleri. ilgili devletlerin kontrolü
altıncadır. Dahası, devletler çoğu zaman
bu komplekslerin kontrolü altındadır. Bu
yüzden de silah ticaretinin iç ve dış
politkadan ekonomiye, istihdartKİan
teknolojikilerlemeye.dahadaönemlisi
savunma politikalanna uzanan yaşamsal
önernde yansımalan mevcuttur.
Silah satan ülkeler saüşlan politik baskı
aracıolarak kullanırlar. Ordulan belli
oranlarda satıcı ülkelerin silahlanyla
donatılmış olan ülkeler eğitim, yedek
parça gibi nedenlerle satıcı ülke-nin gizli
açık baskılanna hedef olurlar. A B D ,
BDT, İngiltere ve Fransa gibi büyük silah
satıcısı ülkeler, silah teknolojilerini
rekabete karşı belli bir düzeyde tutmak
zorundadırlar. Bu ise büyük harcamalar
gerekürir. Yine bu nedenle hiçbir üJke salt
iç pazar, yani kendi silahlı kuvvetleri için
silah üretmez. Çünkü, iç pazarla yetinmek
silah teknolojisinde geri kalmak anlamına
gelir. Teknolojiyi izlemek, çok daha etkin
silahlar üretmek doğrudan dış saüşlara
bağlıdır. Ülkeler, birazdabuyiâzden, ne
denli demokrasiden, silahsızlanmadan söz
ederlerse eısinler, kendilerini ne pahasma
olursa olsun silah üretmek ve ürettikleri
silahlan da ihraç etmek zorunda görürler.
Aksi halde, bırakınızhazinelerinin bu tatlı
kârlardan yoksun kalmasmı, dünyadaki
politik etkinlikleri tehlikeye girer, ordulan
güçsüz kalır. dolayısıyla da ülke
savunması zayıf düşer.
HÜSEYtN
BAŞ
Bugün Birleşmiş Milletler, Irak'ın imha
edilmekten kurtarmaya çahştığı balisük
füzeleri ve kimyasal silahlannı ele
geçirmek için nefes tüketmektedir. Bunun
için Saddam'a ciddi baskılar
uygulamaktadır. Ama Irak'a bu füzeleri,
kimyasal silahlann yapımı için gerekli
teknolojileri kimler sağlamıştır? Bugün
bile. petrol imtiyazlan koparmak, yıkılan
beldelerin büyük ihalelerini üstlenmek
karşılığında kimler yeniden karşı tarafa
silah ve teknoloji sağlamaya
hanrlanmaktadır?
Kimler yoktur?
Adı sanı bilinen anlı şanh demokrasiler,
insan haklan savunuculan kuyruktadır.
Aslında bütün sıkıntı, Jacq"ies Rosselin'in
"Courrier International"da değindiği
gibi, "soğuk savaş"ın, ister istemez sona
ermesinden kaynaklanmaktadır.
Rosselin'in yazısının başlığını "Acele Bir
Soğuk Savaş" koyması boşuna değil.
Silah taciri ülkeler işsizlikten, tatlı karlan
istifledikleri o eski soğuk savaşlann
özleminde yanıp tutuşuyor.
Business Week'in, West Chester'daki
araştırma kuruluşuna yaptırdığı
incelemeye göre soğuk savaş sonrası
Dış BASINDAN Ben de gider
Nice'e yerleşirim
ekonomiye geçişin Amerikan
ekonomisini ciddi dar boğazlara
soktuğunu ileri sürüyor. Pentagon'un 5
yılda yapacağı 50milyardolarlık kesinti
(ki buna Kongre'nin kesmesi muhtemel
25 milyar dolarhk bir ek kesintiyi de
katmak gerekir). Amerikan gayri safi
hasılasının, aynı dönemde. %2'nin altına
düşmesineyolaçacaktır. Bu 1996'ya
kadar 1.8 milyon işçinin işinden olmasına
yol açacaktır. Eğer kimi Kongre üyesinin
düşündüğü gibi kesinti bunun üç katına
çıkarsa. o zaman GSMH 1.6'nın altına
düşerek bu 3.3 milyon yeni işsize
patlayacaktır.
Amerika giderek sanayi toplumu olma
özelliğini yitirmektedir. Kore savaşından
sonra çalışan nûfusun %35'inin sanayide
çalışmasına karşın bugün bu oran
% 17'lere düşmüştür. DRI'MGravv
Hill'in bir araştırması, doğrudan yada
dolaylı olarak savunma için çalışan
sektörlerde 300 bin iş kaybından söz
etmektedir.
Kısaca, şöyle esaslı bir "soğuk savaş",
başta silah taciri ülkeler olmak üzere "yeni
dünya düzeninde" meydanı boş bulup
birbirlerini boğazlayan etnik gruplar da
dahil. hemen herkesin işine gelecektir.
Üstelik savaşı kundaklamak, eskisine
oranla bugün çok daha kolaydır.
Bu konuda senaryolarşimdiden hazır.
İkisini aktarmakla yetinelim:
Baltık Senaryosu: Kremlin'eyayılmacı ve
otoriterbirhükümetyerleşir. Baltık
devletleri, Beyaz Rusya ve Rusya arasında
18 aylık bir gerilimden sonra ABD'ye ve
NATO'ya ait 24 tümen Polonya-Litvanya
sınınnı aşar ve 80günlük birçatışmadan
sonra Baltık devletlerini kurtanr.
Ama daha heyecanh senaryo "Global
Düşman" senaryosudur. 2001 yılında bir
devlet ya da devletler topluluğu ABD'nin
"dünya ölçüsündeki" çıkarlannı tehdit
eder. Pentagonjargonunda bunun adı:
"Resurgent Emergent Global Threat
(REGT). Anlamıisetek: Rustehdıdi.
Hani şu unutulmuş görünen ünlü klasik
tehdit. Herkesin her işte rahatlıkla
kullandığı "tehlike". Ama sanınz bu kez.
"komünizm tehlikesi" yerine Rus tehlikesi
daha uygun.
Kendin pişir, kendin ye, ya da...
Nice "soğuk savaş'"!ara..
KUTU
"Alo Çankaya"
Gazetelerde "TMO bilmem rteden"
geçilmiyor. Moda iyi sardı. Bugünlere
bayağı "inn". Beşbini bastıran "Baba'dan
nasihatını alıyor. "Alo Baba."deyin yeter.
Baba karşınızda. Baba hizmetinizde. Eh o
yapar da Çankaya"daki durur mu? Bir
"Alo" da ona. "Alo Çankaya? Alo.. Alo.
Orda mısınız? H.B. •
Hâiâ!
Bir hükümet için şehiı, isyancıdan çok daha
zararlıdtr.
D'Azeglio
Çocuklar hiçbirşeyde. herşeyibulurlar.
Yetişkinler herşevde hiçbirşeybulama:lar.
Leopartü
Güneyİçte ve dışta patlak veren düzineyle iç
karartıcı olay, Güney Afrika'da 1948den
bu yana, tüm uluslararası baskılara karşın
acımasızca sürdürülen, insanlık suçu "ırk
aynmının" tarihin çöplüğüne havale
edilmesi yönünde atılan somut adımm
sevincini bir hayli gölgeledi.
Güney Afrikalı beyazlar, Başkan De
Klerk'in ırk aynmına son verilmesiy le
ilgili çağnsma 17 mart 1992
referandumuyla yüzde 68,7 gibi ezici bir
Pisuar
Mimar Erkal Güngören. sevimli ve son
derecede esprili kişiliğinin yanı sıra
işindeki titizliğiyle ünlüdür.
Ama oda çoğu meslektaşı gibi elindekiyle
yetinmek zorunda. Bu yüzden de "usta'ya
çıkan, ne varki el attıklan her işi yanm
yamalak vemutlaka yanlış yapan takımla
başı dertten kurtulmuyor.
Geçen hafta güneyde yapımını üstlendiği
turistik otelin insaatına denetlemeye
gjtti.
Ustası o sırada VVC'lerin takımlannı
yerleştirmekle uğraşıyordu. Erkal
Güngören, başına geleceklerden habersiz,
ustarun yanına uğramaya karar verdi.
Karar vermez olaydı. Usta, pisuarlann
alayını belden yukan takmıştı.
Öfkeden karu beynine çıkmıştı, Erkal
Güngören'in. "Yahu ".dedi "insanlar
oncayükseğe nastl çiş yaparlar. Üstelik
sana ölcü de vermiştim."
Usta, gayet sakin. soruyu
"Kusura bakma beyim, o gün metremi
yanıma almayı unutmuştum!" diye
yarutlayınca Erkal Güngören, kendini
tutaunadı.
"Pesdoğrusu" dedi. "Hadi metren yoktu.
diyelim bilmem neyin de mi yoktu be
kardeşim?"
A.VCILIKATICILIK
Yasak
AdLanın biri, balık lutma yasağına karşın
balıkavlayan amatör balıkçıya yaklaştı:
_» «<*»ie, dedi.Nasılgidiyor?
'da ırk ayrımına veda
oranda uyarak yüzkızartıcı "Apartheid "
ayıbının ortadan kalkmasını sağladılar.
Faşist ırkçı sistemi geride bırakan Güney
Afrika, şimdi en az onun kadar onurlu bir
başka savaşa, çok ırklı birdemokrasinin
kurulması savaşına hazırlanmaktadjr.
Bu, kuşkusuz. kolay olmayacak.
Beyaz azınlığın büyük oranda "evet"
demesinde De Klerk'in sandıktan "hayır"
oyu çıkması olasılığında bunun iç savaşa
ve ülkenin yeniden uluslararası planda
gy
a. Allah bereket versin, üç saatte
tar» 50çinekop, 150 kadar da san kanat
tuttum.
Aciımcebinden kimliğini çıkardı.
- Şansb günündesin. Benim kim
olciiğumu biliyor musun? Ben bahk
ko mıına görevlisiyim.
Bizarki, oralı olmadı:
- P*<k;, diye yarutladı. Sen benim kim
okjb$umu biliyor musun? Ben bu
har^aMnen büyük palavracısıyım.
TEMELÎNYERİ
Entel barda
İdris, iyice kafayı çektikten sonra, o
çoktandır merak ettiği "Entel
Barlardan" birine girdi.
Bir iki tek viski daha parlatüktan sonra
fena halde sıkıştığını fark edip, WC'ye
kendini dar attı.
Ama içeride onu inanılmaz bir sürpriz
bekliyordu. Pisuar som altından
yapılmıştı.
"Ula İdris, dedi kendi kendine. Ha
şimdu oldin kral. Som altın pisuara
işeysun. Ha pir de pu entel barlar para
kazanmay deyurlar..."
Altın pisuar işi İdris'in çok hoşuna
gitmişti. Ertesi gün yine "Entel Bar'ın"
yolunu tuttu.
Ama altın pisuar'ın yerinde yeller
esiyordu. Altın pisuar gitmiş. yerine o
her zaman rastlanan sıradan emaye
pisuarlardan biri gelmişti.
Müthiş bozulmuştu. Gidip şef garsona
sormaya karar verdi:
"Ha pu dunakşamki altın pisuar
nerededur?
Dahacümlesini bitirmeden şef garson
Sanlı, Bar'ın köşesinde kafayı çeken
arkadaşgrubuna seslendi heyecanla:
"Hulusi ağabey... Dün akşam senin
saksofona çişini yapanı bulduk..."
•tecridine" yol açacağı uyansının
belirleyici rolü olduğu kimse tarafından
yadsınmıyor. Beyaz azınlığın akıl yolunu
seçmesi, kuşkusuz, kolay olmadı. Bu
konuda zafere ulaşılmasında siyah halkın
destan boyuilanna ulaşan özverili ve
soluklu, dünya demokratlannın yoğun
dayanışması ve nihayet Apartheid'
denilencağdışı uygulamanmçıkaryol
nlmadığını kavrayan gerçekçi ve aklı
başında politikacılann sabırlı
mücadelelerinin payı büyük olmuştur.
Ne var ki ırkçı sistemin yenilgisi her şeyin
çözüme ulaştığı anlamına geîmemektedir.
Kanımızca çok ırklı demokrasinin
kurulması için aşılması gereken daha çok
engel vard*r. Bu bağlamda "Demokratik
Bir Güney Afrika İçin Konvansıyon'un
(CODESA) nisan sonunda yapılması
gereken genel kurulu. çoğu gözlemcinin
de altını çizdiği gibi 'yaşamsarönemdedir.
Siyah mücadelenin onurlu simgesî Neteon
Mandela'nın Afrika Ulusal Kongresi
(ANC) ile diyalog başlatan
CODESA'nın. sözü edilen nisan sonu
genel kurulunda bu kez, beyazlann
yanısıra siyahlar da yer alacak ve yakın
gelecekteki iktidann paylaşılması sürecini
tuiacaklardır.
CODESA'da vanlacak kararlar, De
Klerk'in Milliyetçi Partisi'nin(NP)
mutlak çoğunluğa sahip olduğu
parlamentoda onaylanmasıyla yürürlüğe
girmişolacaktır.
"Kara Hayalet" umacıayla halka ktorku
salarak "ırk aynmını" sürdürmek isteyen
faşist muhafazakâr parti ise
referandumda esaslı bir yenilgiye
uğramasına karşın gücünü yitirmiş
değildir. Bu yüzden de çok ırklı bir
demokrasinin kurulmasına ve siyah
halkın iküdan beyazlarla paylaşmasına
vargücleriyle karşı koyacakları kimsenin
saklısı değildir. De Klerk'in reformlannın
somutlaşmasını engellemek için elinden
geleni ardına koymayacağı hemen
kesindir. NelsonMandela, "Irk
aynmı yerli yerinde durmaktadır.
Siyahlann büyük bölümü oy kullanma
hakkından yoksundur. Güney Afrika'da
politik süreç henüz geri dönülmez
noktaya ulaşmış değildir. Başkan De
Klerk'in öncelikle yapması gereken 'bir
geçici hükümetin kurulması' yönünde
caba göstermesi ve bu konuda eüni çabuk
tutmasıdır. Ancak o zaman petrol ve silah
ambargosu dışındaki ambargolann
kaldınlmasını ve Güney Afrika'nın başta
Birleşmiş Milletler olmak üzere diğer
uluslararası örgütlerde yer almasını
sağlayabiliriz" demiştir.
Güne> Afrika da insanlık ayıbı "ırk
aynmı" yasal olarak sona ermiştir. Şimdi
sıra, tüm engellere karşın. "çok ırklı
demokrasinin" kurulmasında.
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK
F £ Ai/ A// 5 T
*>&*%$£&»
PİKNİK PÎYALE MADRA
HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
GARFIELD JIM DA VIS
BLACKIE WHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEIJAS
BULUT BEBEK NURA Y ÇİFTÇİ
Bızirn
Çapfcm Aydedc'nm
en
âoVunzn
tLAN
TC BATMAN ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
DosyaNo: 1992/61
Davacı tbrahim Yelken tarafından hasımsız olarak mahkeme-
mizde açılan çek iptali davası nedeniyle;
Davacıya ait Batman İş Bankası'ndan verilme 3365 hcsap nolu
151733 nodan 151750 noya kadar bulunan boş çeklerin kaybol-
duğu büdirildiğinden, iş bu ilan tarihinden itibaren 3 ay içinde
çekleri ellerinde bulunduranlann mahkememize ibraz etmeleri,
aksi takdirde iptallerine karar verileceği ilanolunur. 14.2.1992
Basın: 46646
tLAN
ANKARA 19. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1991/394
Davacı Yunus Uysal veküi Av. Hüseyin Çetin tarafından davah Ayset-
Uysal aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında;
Davalı AYSEL UYSAL'ın adresi meçhul olduğundan ilanen tebli-
gat yapılmasına karar vetümiştir.
Karar gereğince duruşmanın muaUak bulunduğu 6.5.1992 Çarşanjba
günü saat 10.00'a bırakıldığından duruşmaya bizzat gelmeniz veya bir
vekille tem&il etmeniz, gelmediğiniz takdirde HUMK'nın 213 ve 337.
maddeleri gereğince yokluğunda hakttm verileceği tebligat yerine kaim
olmak üzere ilan olunur.
Basın: 24123