15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 28 MART1992 CUMARTESİ 1) DIŞ HABERLER Bonn-Ankara gerginliğine geniş yer veren gazetelerde PKK yanlısı ifadeler dikkat çekiyor Alman basını Türkiye'ye saldırıyor Japonya'da grev• Lıs Haberler Servisi - Japonya'da demryolu işcilerinin greve gitmesi hayıu felce uğratü Ozel demiryolu şiric:tlerinde çalışan îşçilerin dün sabih erken saatlerden iıibaren başlıttıklan grev. işe gitmek üzere yola düşaı Japonian yürümeye mahkûm ctti. Bunun sonucunda caddelerde kendıliğındcn oluşan yürüyüş kollan, proesto gösterisı izlenimi yaratü. Gre/den en çok etkılenen kentlerin başnda başkent Tokyo yer aldı. Atina kaygılı • AA (Atina) - Makçdonya Curnhuriycti ıle ilişkileri ncdeniyle ulus.ararası alanda zor durumda kalan Yunanistan hükümeti, Arnavutluk ile ilişk.lerinde de >eni gergınlikler endişesı içınde bulunuyor. Arnavutluk"ta geçen pazar günü yapılan seçimlenn galibi Demokratik Parti'nin liden Salı Berişa'nın, Yunanistan'da yaşamış Arnavut azınlığın haklan konusunu ortaya atmasıyla başlayan bu endişeler ABD'nın Tiran Büyükelçisı William Riarson'un, Berişa'nın bu konuda hakb olduğunu söylemesiyle daha da arttı. Bosna'da Sırp devleti • AA (Belgrad)- Bosna-Hersek'te yaşayan Sırplar " Yugoslavya'nın 4. Sırp Devleti"ni kurduklannı açıkladılar. Tanjug ajansının bıldırdiğine göre Bosna-Hersek Sırplannın sonbaharda oluşturduğu mcclisın başkanı Momcılo Krajisnik, Saraybosna'da toplanan meclisin. yeni Sırp devletinın anayasasını kabul ettğıni açıkladı. G. Lübnan'da alarm • AA(Raşaya)-Lübnan'ıngüneyinde İsrail ordusu ile Liibnan ordusu ve Hizbullah milılanlan arasında önceki gün başlayan çatışmalann şiddetlendiği bildiriliyor. AFP'nin habcrinde, Güney Lübnan'da İsrail tarafından tek taraflı olarak oluşturulan ve işgal edilen "güvenlik böigesi" yakmındaki Bekaa Vadisi'nin güneyınde Lübnan ordusu ve Hizbullah milıtanlannın alarm halinde butunduğu bclirtildi. Önceki gündcn bu yana süren karşılıklı topçu ateşinin ardından "güvenlik böigesi" ile Bekaa'nın güneyi arasındaki sınır boyunca yoğun askeri hareketlerin gözlcndıği. bolgede yaşayan sivıllcrin göçetmeye başladığı bildirildi. Türkıtıenistan'a elçi • AA (Moskova) - Türkiye'nin Türkmenıstan'ın başkenti Aşkabad'daki Büyükelçisı Selçuk İncesu'nun görevıne başladığı bildirildi. İnteıfaks ajansının haberine göre İncesu. güven mektuburîu önceki gün Türkmenistan Devlet Başkanı Şaparmurat Nıyazov'a verdi. İncesu'nun, Aşkabad'da göreve başlayan ilk yabancı ülke büyükelçisı olduğu belirtildi. Kıpun'da referandum • AA (Moskova) - Kınm'da, yanmadanın Ukrayna'dan bağımsızJığını ılan elmesi konusunda bir referandum yapılması için yeterli sayıda imza toplandığı bildirildi. inteıfaks ajansının haberine göre Rus loplumunun kurduğu 'Kmm' harekeünin lıderi Yuri Meşkov, referandum için 200 bin imza toplandıgını söyledi. Yasalara göre bunun için 180 bin imza yeterli oluyor. Meşkov, Ukrayna'dan bağımsızlık istediklcrini ve öncelikle Rusya olmak üzere diğer BDT üyeleriyle iÜşkilerini geliştirmeyi amaçladıklannı söyledi. Kınm Yanmadası'nda geçen yıl ocak ayında yapılan referandum sonucunda. Kınm Özerk Cumhuriyeti kurulmuştu. Erivan'a Batum kapısı • AA (Moskov a) - Gürcistan'ın Ermenistan'a mal sevkıyatı için Batum Lımanrnınkullanılmasınavebu mallann kendi topraklan üzerinden geçmesine izin verdiği bildirildi. TASS Ajansı'nın haberine göre Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan'ın basm servisinden yapılan açıklamada Gürcistan Devlet Konseyi Başkanı Eduard Şevardnadze'nin önceki gün Ermenistan'a Batum Limanı'ndan buğdaysevkedileceğjni Erivan'a bildirdiği belirtildi. Scudlarimhaedildi • AA(Bağdat)- BM balistik uzmanlan. Irak'ın önemli miktarda scud füzesini imhaetti|ini bildırdiler. BM heyetinin başkanı Ingiliz Derck Boothby, Bağdat'ta basına yaptığı açıklamada, Bağdat'ın kuzeyinde ve güneyindeki tesislerde yaptıklan incelemelerde Irak'ın önemli miktarda scud füzesini gerçekten imha ettiğini belirledıklerini belirtü. 35 kişılik heyetin başkanı, bununla birlikte tüm füzelerin imha edildiğini denetlemenin "kolay bir operasyon olmadığmı" vurguladı CUMHURtYET(Berlin)-Alman basını, Nevruz'dan bu yana yaptığı ya- yınlarla tek bir kanıyı yerleştirdi: 'Türk ordusu, teröristlerle mücade- le bahanesiyle sivil Kürt halkıru öldürüyorî' Nevruz'u izleyen ilk nüs- halannda "Frankfurter Allgemeine" ve "Suddeutsche Zeitung" gibi ciddi gazeteler temkinli davranırken, diğerleri çoğunlukla "Türkiye Kürtlere savaş başlattı" gibi manşetler kullanmışlardı. Muhafazakâr Frankfurter Allgemeine Zeitung bile iki gündür yaptığı yorumlarda Türkiye'yi suçluyor. Dünkü yorumda şöy- le deniyordu: "Türk Silahb Kuvveüeri'nin silahsız Kürtgöstericilere saldınlan Bonn tarafın- dan kınanıyor. Bonn bu konuda haklıdır. Devlet düzenini tehdit eden ve kanlı cina- yetler işleyen teröristlerle mücadele başka şeydir; silahsız sivillere ateş açmak başka şey. Şırnak ve Cizre'den görgü tanıklan bunu doğruluyor." Alman kamuoyu öncelikle işte bu 'görgü tanıklan' yoluyla ve yöreden haber geçen muhabirlerin ifadeleriyle bilgilendi. 'Gör- gü taruklan'nın başında, televizyon dahil tüm basın-yayında ifade veren bir Alman delegasyonu geliyor. Cizre'ye Nevruz kut- lamaya giden Yeşiller'Partisi mensubu iki kişi verdikleri ifadelerde 'ordunun. silahsız gösteri yapan Kürtlere saldırdığı ve kadın- lan, çocuklan öldürdüğü'nü iddia ettıler. Bu arada Sabah muhabin tzzet Kezer'in bir asker tarafından öldürüldüğünü gördü- ğünü söyleyen bir Alman gazetecinin ifa- deleri kamuayunu çok etkiledi. TV'nin ana haber bültenlerinde, TRTnın Kezerçaüş- mada öldü* şeklindeki haberi Türkiye ger- çeklen bilinçü olarak örtbas edıyor, Kürt halkı öldürülüyor ve bu Batı kamuoyun- dan gizlenmeye çahşıhyor' şeklindeki yo- rumlara bağlandı. Alman basın-yayın organlannda 'PKK nedir" şeklindeki soruya da ilginç cevaplar veriliyor. PKK'nın "şiddetten sakınmayan Stalinist bir örgüt" olduğu belirtildıktcn sonra örgütün Kürt halkı arasında büyük bir kitle tabanına sahip olduğu; Kürt halkı- nı temsil ettiği söyleniyor. PKK geniş halk tabanına dayanan bir örgüt olarak tanım- lanıyor. Hatta şiddete dayalı bir örgüt ola- rak PKK'nın doğuşu, Türk devletinin uzun yıllardır Kürt halkı üzerindeki baskı- lanyla meşru gösıeriliyor. Son olarak dünkü Frankfurter Rundsc- hau gazetesinde yayımlanan 'Türkiye'ye karşı politikamızın sefaleti' başlıkh yorum- dan bir bölümde, sosyal demokrat eğilimli gazete şöyle diyor. "Eskiden Türkiye'deki askeri diktatör- lüklere, işkenceye, azınlıklara uygulanan baskıya karşı Batı pek sesini çıkartmazdı. Bunun tek bir nedeni vardı: Türkiye'nin jeo-stratejik önemı. Soğuk savaş bittikten sonra artık Türkiye'ye karşı dürüst bir po- litika ızlenmelidir. Ankara'yı artık AT üye- lıği konusunda kandırmaktan vazgeçelim. Ekonomik nedenler bile Türkiye'nin AT üyeliğinin gerçekleşmeyeccğini kanıtüyor. Soğuk savaşta verilen sözler düzeltilmeli, silah ambargosu genişletilmeli ve uzatılma- lı, Türkiye'nin insan ve azmlık haklannı çığnemesine daha fazla göz yumulmamalı- dır." Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesi de, yorumunda, hiçbir NATO ül- kesinin. güneydoğu kanadını oluşturan Türkiye'yi kırmaya niyetli olmadığını be- lirtti. Hassas bir diplomasiye ihtiyaç duyul- duğunu yazan gazete, Türkiye'nin Kürt politikasmda BaU'dan taraftar bulamaya- cağııu anlaması gereküğiru ifade ettı. Almanya'nın kuzeyinde yayımlanan Bremer Zeitung ise, Türkiye'ye başlatılan silah ambargosunun biranlamı olmadığını kaydederken, "Çünkü Türkiye, zaten tepe- den tırnağa silahlanmış durumda" görüşü- nü savundu. Gazete, Almanya'nın. eski Doğu Alman silahlannı "başından defetmek' için Tür- kiye'ye verdiğini de kaydetti. Mannheimer Morgen gazetesi de, Tür- kiye'de demokratik kurallara uyulmadığı- nı iddia ettı. Türk ve yabana bilim ve siyaset adamlan Bonn ile gerginliği Ankara'nın AT ile diyalog noksanlığına bağladılar: Almanya krizinin nedeni AT ile iletişimsizlikilişkilerinin sağlamlığını göz önünde bu- lundurmamız gerekir" dedı. YONCA ÖZKAYA (tstanbul) - "Türkiye ve Avrupa Topluluğu arasında siyasi anlamda bir diyalogun bulunrnaması, Almanya ile ilişkilerin bu noktaya gelmesine neden oldu." Türkiye'nin AT ile iliş- 'Mmanlar eltştlritten hoşlanmaz' kilerini değerlendirmek üzere "Avrupa'da Siyasi İşbirliği - Uzlaşma ve İhtilaflar" konulu konferansta dün bir araya gelen Türk ve yaban- cı bilimadamlan ve siyasiler, Ankara ile Bonn arasında tırmanan ger- ginliği böyle yorumladılar. Marmara Üniversitesi AT Ensütüsü ile Alman Avrupa Politikalan Enstitüsü tara- fından ortaklaşa düzenlenen ve Marmara Üniversitesi'nin Sultanahmet'teki merkez binasında gerçekleştirilen toplantıda, AT- nin yeni dünya düzeni oluşturulurken sap- laması gereken polıtikalar tartışıldı. Tartış- malar sırasında Almanya ve Türkiye ara- sında tırmanan gergınlik de ele alındı. İki gün sürecek olan toplantının dünkü oturumuna katılan Dışişleri eski bakanı Vahit Halefoğlu, Cumhuriyet'e yapüğı açıklamada Almanlann karaktenstık özel- liklenne dikkat çekerek " Almanya ıle iliş- kılerimizı yürütürken hem Almanlann hassasiyetini hem de Türkiye-Almanya Vahit Halefoğlu "' Bugun lurk-Alman ilişkilerinde kara bir gündür" derken, son gelışmeleri şöyle yorumladı:"Almanlar açıktan cleşürilmekten hiç hoşlanmazlar Hatırlarsınız, bir takım açıklamalar oldu ve bunlar Almanlan rahatsızetti. Rahatsız olduklannda mutlaka bir reaksion göstcri- jorlar. Bu kez bu şekilde tepki verdiler." Halefoğlu. olaylann dün Türk basınında çok şıddetli tepkiyle yansıtıldığını belirte- rek "Almanya, Türkiye ile dost olan bir ülkcdır. OECD çerçevesinde yıllardır yar- dım yapıyorlar. 1975 yılında Kıbns hare- kâtı nedcnişle ABD Türkiye'ye karşı ambargo başlatüğında, ambargodan do- ğan açığı. dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger'ın da teşvikiyle Almanlar kapatmıştır" şeklinde konuştu. Dünkü oturuma davet edilen Türkiye'- nin Bonn Büyükelçisı Dr. Onur Öymen, toplantıva katılmazken Türkiye'nin AT nezdindoki temsilcısi Cem Duna, Al- manya'nın Türkiye'ye karşı silah yardımı- nı durdurması olayını "sadece basm spekü- lasyonu" olarak niteledi ve herhangi bir değerlendırme yapmaktan kaçındı. 'Etki-tepki sorunu' Ortadoğu ve Balkan Incelemeler Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı emekli büyükel- Avrupa Parlamentosu Kürt raporu beklemedeSABETAY VAROL (Brüksel) - Tür- kiye'ye NATO çerçevesinde yapılan si- lah sevkıyatının durdurulmasına ilişkin olarak Almanya'nın ortaya atuğı "Kürt halkının self-determinasyon hakkı" ko- nusu, aynı zamanda Avrupa Parlamen- tosunun da (AP) gündeminde bulunu- yor. İtalyan liberal parlamenter Jas Gawronski'nin raportörlüğünü yaptığı ve "Kürt Halkının Haklan" başhğııu ta- şıyan bir karar taslağ) mayıs aymda Av- mpa Parlamentosu Genel Kurulu'nda görüşülecek. Gavvronski'nin ocak aymda kaleme alarak AP Dışişleri Komisyonu'na sun- duğu raporun ilk şekhnde "özel nedenler yüzünden Kürt halkının self-determi- nasyon hakkını kullanmasının mümkün olmadığı" ifade ediliyordu. Ancak ocak ve şubat aylannda parlamentonun dışiş- leri komisyonunda yapılan haarhk gö- rüşmeleri sonunda söz konusu cümle, bizzat raportörün kendisi tarafından "Kürt halkının tam self-determinasyon hakkı kullanmasının mümkün olmadı- ğı" şeklinde değiştirildi. Self-determinasyon hakkı, siyaset bili- minde bir halkın bağımsız devletini ku- rup kurmama konusunda tercih yapa- j bılmesi anlamında kullanılıyor. Jas Gavvronski'nin karar taslağının ilk şek- linde "Kürtlenn farklı ülkelere dağılmış olması" ve "yaşadıklan bölgenin birkaç ülke açısından ekonomik ve stratejik öneme sahip olması" gibi özel nedenlerle bu hakkın kullanılamayacağı vurgulanı- yordu. Ancak ifadeye "tam" ibaresinin eklen- mesiyle şimdiki aşamada, self-determi- nasyon hakkının ara biçimlerinin bulu- nabileceği benimsenmiş oldu. Ne var ki nisan ayında Dışişleri Komisyonu'nda, mayıs ayında genel kurulda oylanacak taslağın, raportörün verdiği son şekliyle bile AP'den geçebilme olasılığı hayli za- yıf. Gözlemciler, Kürtlerin self-determi- nasyon hakkıyla ilgili ifadenin verilen çok sayıda değişiklik önergesiyle birlikte ya taslaktan tamamen çıkanlacağını ya da taslağın Kürtlerin bu hakka sahip ol- ması gerektiği yönünde radikal bir deği- şikliğe uğrayacağıru tahmin ediyorlar. Güneydoğu'da Nevruz kutlamalan sırasında güvenlik güçleri ile PKK mitanları arasında çıkan çatısmalar Türkiye 0e Almanya arasında sorun yarattı. Almanya, Türkiye'ye NATO anlaşmaJarı çerçevesinde hibe ettiği zırhlı personel taşıyıcılarının sivil Kürt halkına karşı kullanıldığı gerekçesiyle Ankara'yı protesto ederek Türkiye'ye silah sevkiyatını durdurdu. Ankara ise Güneydoğu olaylannda Alman yapımı askeri araçların kuUanilmadığını ve Türkiye'nin NATO anlaşrnalarına bütünüyle uyduğunu açıkladı. çi İsmail Soysal da Cumhuriyet'e "Tür- kıye'de istikrarsızhk yaraülmasının Al- manya'nın çıkanna olmayacağını düşün- düğünü ve bu nedenle son gelişmelere anlam vermekte güçlük çektiğini" söyledi. Almanya'nın tutumunu etki, Türkiye'nin tutumunu da tepki olarak niteleyen Soysal, İngilterede IRA, İspanya'da ETA'nın gi- riştikleri operasyonlarda pek çok sivilin yaşamını yiürdiğini, ancak Almanya'nın buna bir tepki göstermemiş olduğunu vur- guladı ve "'Almanya'nın çifte standart uy- guladığım" savundu. Berlin Freie Universitaet öğretim üyesi Dr. Heinz-Jürgen Axt, Almanya'da iç poli- tik kaygılann önemini vurgulayarak ka- muoyunun üçüncü ülkelere silah satışı konusunda tatsız deneyleri olduğunu söy- ledi. Irak'a kımyasal silah yapımında kul- laaılan malzemelerin salılmış obnasının Körfez savaşı döneminde büyük tepkiyle karşılandığını haürlatan Dr. Axt, Alman hükümetinin, bir toplumun zor kullanarak basünlmasında rol oynadıklan şeklinde yorumlanabilecek bir duruma engel olma- ya çahştığıru söyledi. Dr. Hans-Jürgen Axt, Almanya'da ya- şayan Kürtlerin konumu konusunda, Kürtlerin ABD'de olduğu gibi bir Ermenı j a da Yahudi lobisı benzen bir baskı grubu oluşturmadıklannı, PKK'ya sıcak bakıl- madığını. ancak insan haklan alanında Kürt konusunun büyük bir hassasiyetle değerlendirildiğini belirtti. Dr. Axt, olayın, "bir tek Almanya'nın sorunu" olarak ele alınmaması gereküğını belirurken Avrupa Parlamentosu'nda da Kürtler ve insan haklan sorununun diğer ülkeler tarafından dile geünldiğını hatırlattı. Prof.Dr. Haluk Kabaalioğlu'nun ilk oturumu yönettiği "Avrupa'da Siyasi İşbir- liği- Uzlaşma ve İhtilaflar' konferansında söz alan konuşmacılar, toplantının amacı- nı "yeni dünya düzeni oluşturulurken sap- tanacak AT poliükalan için perspektif saptamak" şeklinde belirtirken Türkiye ve' AT ilişkileri üzenndeki görüşlennı de dile getirdiler. Alman Doğu Bilımlcri Enstitüsü'nden Dr. Udo Steinbach, "Türkiye ıle AT ara- sında son yıllarda dışişleri bakanlan düze- yinde bir diyalog ortarru yaratılmış olsaydı, bu noktaya gelinmezdi" dedi. Marmara Üniversitesı Rektör Yardım- cısı Prof. Ömer Faruk Baturalp "ATnin yeni dünya düzenın oluşturulmasmda kat- kı sağlarken kapılannı açık tutması gerek- tiğini' belirtti. Prof. Baturalp, "ATnın uzun dönemli çıkannın Türkiye'yi tam üye olarak topluluğa almakta" yattığını da kaydetti. AT üyesi ülkelerin ortak dış politikalan olup olmadığı hakkında konuşmacılar farklı görüşler dile getirdiler. Avrupa Poli- tikalan Enstitüsü'nden Dr. Wolfgang \Vessels. topluluğun genişleme konusuna yaklaşımında. dış poütikalann uyumuna bakıldığını hatırlattı. Balkanlar'da ve dağı- lan Sovyetler Birliği'nde yaşanan gelişme- lerle dış politika perspektifîerinin gözden geçırilmesinin gerekliüğini vurguladı. Diğer bir enstılü yetkilisi VVolf von Leip- zıg, ATnin Türkiye ılışkılennı değerlendi- rirken. Ankara Anlaşması imzalandıktan sonraki 5 yıl siyasi diyalogdan söz edileme- yeceğini. 1970-80 arasında Kıbns konusu- nun , 1980'den sonra 12 Eylül darbesi ile KKTC'nin kurulmasının ilişkileri olumsuz yönde etkilediğini anlattı. AT ile Türkiye arasında diyalogun güç- lendiği döneftılerin niteliği. dünkü oturu- mun diğer bir tartışma konusunu oluştur- du. Türkiye'nin AT nezdindeki büyükelçisı Cem Duna, ilişkilerin özellikle knzdönem- lerinde sıkılaştığına dikkat çekti. Türkiye'ye yardım Kürt sorununa endeksliHAKAN AYGUN (Bonn-Ankara) Alman Hükümeti, Türkiye'- nin Ortak Pazara üyeliği ve yapacağı askeri yardımlan Kürt soru- nuna endeksledi. Son yıllarda duraklayan ikili ilişkileri canlandır- ma niyetini taşıyan Bonn'daki yetkiüler, Alman askeri yardımının sürmesinin Türkiye'nin, "Kuzey Irak ve Güneydoğu'daki operasyon- ları"na bağlı olduğunu açıkça dile getiriyorlar. Türkiye ile 1986 yılından ıtibaren so- ğuyan siyasi ilişkilerin 1991 yılında Dı- şişleri Bakanlığı Müsteşan Özdem San- berk ve ardından da Dışişleri Bakanlan- nın Bonn ziyaretleriyle yeniden can- landığı görüşündeki Alman yetkililer, kısa süre önce Bonn'a davet ettikleri Türk gazetecilere de bu görüşlerini ak- tardılar. Bir anlamda Alman Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'in Ni- san ayında gerçekleştirmesi planlanan Türkiye zdyareti öncesinde oluşan olum- lu havayı daha da geliştirmeyi hedefleyen Alman yetkililerin, işaret ettikleri tek or- tak kaygılan "Kürt sorunu"ydu. Genscher'in ziyareti, Alman Dışişleri Bakanı'nın uzunca bir süredir Türk- Alman ilişkilerini ve Türkiye-AT ilişkile- n n i o l a s ı te pkilerden kaçınmak amacıyla gündeme getirmemesi açısından da önem taşıyordu. Sonuçta Genscher'in Türki- ye'ye sert tepki göstermesine yolaçan ge- lişmenin habercisi ise, Bonn'un Türkiye'- nin sınır ötesi operasyonlanna karşı ta- kmdığı tavır ve Türk gazetecilerle görü- şen Alman yetkililerin Kürt sorununun "kültürel otonomi" verilerek çözülmesı- ni de içeren sözleriydi. Kürt sorununun Türk-Alman ilişkilerine yansıması da şöyleydi : -Geçen ağustos ayında PKK tarafın- dan kaçırılan Alman turistlerin serbest bırakılmalanrun ardından Türktye'de Almanya-PKK işbirliği kuşkusu doğdu. -Bu olayı izleyen saatlerde Almanya Dı- şişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, Ankara'da şok etkisi yaratan ilk açıkla- masını yaptı. Türk Ordusunun 1991 Ağustos ayında Kuzey Irak'ta PKK te- röristlerine karşı gerçekleştirdiği hare- kat, Genscher ve tüm siyasi parti temsıl- cilerince sert tepki ile karşılandı. Hare- kat, sivil halkın da zarar gördüğü gerek- çesiyle eleşurildi. İkincı harekat tepki uyandırmadı. Ekim ayındaki üçüncü ha- rekat üzerine ise, Türkiye'ye yapılan as- keri yardımın siyasi baskı aracı olarak kullanılması gündeme geldi. 8 Kasım 1991'de Federal Meclis Bütçe Komisyo- nunda askeri yardımın 25 milyon marklık bölümünün askıya alınması ve serbest bırakılmasının Dışişlen Bakan- lığı'nın Türkiye'de insan haklannın du- rumu konusunda vereceği rapor ile ır- tibatlandınlması kararlaştınldı. -Alman Başbakanı Helmut Kohl, 18 Aralık 1991 günü Bonn'u ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'e bu kısı- llamanın kaldınlması için şahsen giri- şimde bulunacağını söyledi. Bu husus Başbakanhğın yaptığı basın açıklaması- nda da yeraldı. -1 Mart 1992 tanhinde yapılan sınır ötesi operasyonu ise Almanya'da gerek Hükümet yetkilileri. gerekse de siyasi parti mensuplanndan hiçkimse eleştir- medi. Alman basınında da kayda değer bir eleştiriye rastlanılmadı. Bunda sivil halkın zarara uğrayacağı gerekçesiyle sınır ötesi operasyonlara karşı hassasiyet gösteren Alman makamlanna, operas- yondan çok kısa bir süre önce bilgi veril- miş olması da önemli rol oynadı. -Almanya, yumuşayan tutumunu 21 Mart'ta öüneydoğu'da meydana gelen olaylann ardından yeniden sertleştirdi. Bunda. Yeşiller Partisı'ndcn Alman par- lamenter Uvve Halmke'nin Cizre'de gü- venlik güçleri tarafından lartaklanması ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in geçen Pazar günkü sözkri de etkili oldu. Alman gazetecileri kabulü sırasında, "Almanya'- nın PKK'yı desteklediğini" söyleyen Sez- gin, "Bu tutumunu dcvam cttirmesi ha- linde. konuyu diplomatik açıdan değer- lendirme aşamasına gelebileceğimizi be- lirtmek istiyorum" demişti. Sezgin'in Dı- şişleri'ni de rahatsız eden bu sözlerinin yanısıra, Sivillerin de öldüğü çatışmalar- da, Almanya'nın Türkiye'ye gönderdiği eski Doğu Alman silah sistemlerinin kul- lanıldığı yönündeki iddialar ise Alman- ya'nın sert tepki göstermesınde en önem- li etken oldu. Kürt sorununun iki ülke arasındaki ilişkileri bozabileceğine ilişkin ikınci bir işaret de, Bonn'daki yetkililerin Türk ga- zetecilerine verdikleri mesajlardı. Yet- kililer kaygılannı üç ana noktada dile ge- tiriyorlardı : -Eski Doğu Alman silah sistemlerinin Türkiye'de Kürtlere karşı kullanılması. Böylece Almanya'nın da sorumlu tutul- ması. -Almanya'ya açıkça savaş ilan eden PKK'nın kanlı saldınlarda bulunmasın- dan korkulması. -Alman iç politikasmda Kürt sorunu- nun giderek hayli önemli yer tutması.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle