Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24MART1992SAL
HABERLER
HEP'eDGM
soruşturması
•AA(lstanbul)-Halkın
EmekPartisi,(HEP)
İstanbul İl Başkanlığı'nca,
Şişli Abide-i Hürriyet
Meydanı'nda l mart
tarihinde duzenlenen miting
hakkında, İstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nce
soruşturma başlatıldı.
İDGM Savası Fevzi Yılmaz,
HEP İstanbul Teşkılatı ve
İnsan HakJan Derneği
İstanbul Şubesi'nin
yöneticilerinin kaulımıyla
yapılan, "Bütün halklar
kardeştir" mitingi için
İstanbul Valiliği'nden izin
aJındığmı hatırlattı. Valiliğin.
mıtng için belli slogan ve
pankartlara izin verdiğine
dikkati çeken sava Yılmaz,
söz konusu mitingde, bölücü
sloganlar aüldığı ve bölücü
bayraklar taşındığının
beÛrlendiğini de kaydetti.
Yılmaz, sorumlular
hakkında 3713 saydı Terörle
Mücadele Yasası'nın 8'inci
maddesi gereğince işlem
yapılacağını ifadeetti.
Cindoruk'un
kabulleri
• AA (Ankara) - TBMM
Başkanı Hüsamettin
Cindoruk, Bağımsız
Devletler Topluluğu
ûlkelerineatanan
büyükelçilerirnizden Acar
Germen (Beyaz Rusya),
Erkan Gezer (Litvanya) ve
Tansu Okadamlı'yı
(Ükrayna) kabul ederek bir
süre görüştü. Hüsamettin
Cindoruk, kabul sırasında
yaptığı konuşmada, BDT
ülkeleri ile ilişkilerimizin
bölge banşının sağlamasında
önemli bir rolü olacağını
belirtti. Türkiye'nin 70 yıldan
bu yana savaşmayan bir ülke
olduğunu, ordusunu da
sadece banşı korumak için
bulundurduğunu anlatan
Cindoruk, Türkiye'nin hem
bölgede hem Orta Asya'da
güveniik ve istikrann unsuru
olduğunu söyledi. Cindoruk,
Türkiye'nin ve Türkiye'yi
yabancı ülkelerde temsil eden
kişilerin, Atatürk'ün dış
politikada çizdiği yolu en iyi
şekilde izlediklerini belirtti.
TBMM Başkanı Cindoruk,
Sayıştay Başkanı Vecdi
Gönül'ü de kabul ederek bir
süre görüştü.
Parlamenter
andı• AA (Ankara)-Çeşıtli
dönemlerde parlamentoda
görev yapan 217 eski
parlamenter, "Türk
devletinin ebedi varbğı ve
vatanın bölünmez
bütünlüğü" üzerine and içti.
Bu konuda hazırlanan,
"Bizler, aşağıda isim ve
imzalan bulunanlar, milli
iradenin ilelebet
hâkimiyetine ve mukaddes
Türk devletinin ebedi
varlığma ve vatanın
bölünmez bütünlüğüne and
içeriz" şeklindeki metni, ilk
aşamada Ankara'da
bulunan 75 parlamenter
imzaladı. Ankara dışındaki
çeşitli yerleşim yerierinde
bulunan I42parlamenterle
de bu metni onayladıklan
konusunda mutabık
kalındığı açıklandı. Ant
metnine imza atan 75 eski
parlamenterden partili
olanlann dağılımı şöyle: AP:
27,DYP:2,CHP:28,SHP:
l,ANAP:6,MÇP:l,DP:2,
MDP: l, ant metnini, bir
kontenjan senatörü ile 6
Danışma Meclisi üyesinin de
imzaladıklan belirtildi.
Akbulut'a büyük
tepkiIANKA (Ankara)-DYP
Erzurum Milletvekili İsmail
Köse ile SHP Erzincan
Mületvekili Mustafa Kul,
"Erzincan valisi dangalak"
diyen ve yardımlann
dağıulmasında partizanlık
yapıldığmı öne süren eski
Başbakan Yıldınm
Akbulut'u sert bir dille
eleştirdiler. SHP Erzincan
milletvekili Mustafa Kul,
parlamentoda düzenlediği
basın toplantısında,
milletvekili olarak zor
günlerde insanlann arasında
dolaşmasmın görevi
olduğunu, Akbulut'un
söylediği gibi kamyonlann
üzerineçıkarak çadır
dağıttığını belirtti. Çadır
dağıtma işine yağmayı
önlemek için giriştiğini ve
Akbulut'un söylediği gibi
partizanlık yapmadığını
kaydedenSHP'liKul,
'Madem beni çadır
dağıürken görmüş, gelip niye
yardım etmemiş? Böyle
günde gelip bir merhaba
deyip kaçmakla bu iş olmaz"
dedi. Alevi-Sünni aynmı
yapıldığı iddiasının da yanlış
olduğunu büdiren SHP'li
Kul, "Böyle kötü bir günde
böyle olaylan kaşımak
yanlışür. Böyle bir günde
Alevi-Sünni aynmı
yapanlann insanlığından
şüphe etmek gerekir' diye
konuştu.
ALMANYA
Alman Içişleri Bakanlığı Müsteşan Neusel, Cumhuriyefin sorulannı yanıtladı
PKK'yı yasakla\acak delil yokHAKAN AYGÜN (Bonn)-
Alman Hükümet yetkilileri, Türk Hü-
kümetinin yoğun baskısına karşın Al-
manya'da "yan kuruluşlar" halinde
örgütlenen PKK'nın yasaklanmaslnın
oldukça zor olduğunu ifade ediyorlar.
Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşan
Hans Neusel. PKK'nın Almanya'daki
ctkinliklerinden büyük kaygı duydukla-
nnı. ancak delil yetersizliği ve tehditler
v üzünden şahit bulunamaması nedeniy-
İe PKK yandaşı örgütlerin faaliyetleri-
nin yasaklanamadığını söyledi.
İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, önceki
gün scrı bir uyanda bulunarak, "Al-
manya PKK'ya nasıl arka çıkar?"diye
tepki gösterdi ve bu tavnnındevamı ha-
linde diplomatik durumun gözden geci-
rileceği mesajını verdi. Buna karşılık,
Bonn'da büıün Hükümet yetkilileri
PKK'nın '"terörist bir örgüt" olduğu
görüşünde birleşiyorlar. Ancak, Alman
Hükümet çevreleri Türkiye'nin Kürt
sorununun çözümü için başta "kültürel
otonomi" gelmck üzere somut adımlar
atması gerekıiğini de vurgulamaktan
geri kalmıyorlar.
PKK'nın kendilcrini kaygılandıran
örgütlerin başında geldiğini vurgulayan
Alman İçişleri Bakanlığı Müsteşan
Hans Neusel'ın verdiği bilgiye göre, Al-
manya'da Türkiye'ye karşı aktif faaliyet
içinde olan Kürtlerin sayısı 1990'da 3
bin 500 iken. geçen yıl 4 bin 750"ye ulaş-
tı. Neusel. PKK'ya ilişkin kaygılannı
açıkça şöyle dile getiriyor:
"PKK bizi oldukça kaygılandıran bir
örgüt. Özellikle son aylardaki açıkla-
malan bu örgütün faaliyetlerinin iyi
kontrol edilmesini gerektiriyor. Al-
manya'ya karşı açıkça savaş açtılar.
Almanya'yı düşman ilan ettiler. Nedeni
de PKK'lılarla ilgili açılan bazı davalar.
Aynca bizi Türk Hükümeti'nin Kürtle-
re karşı katı tutumunu desteklemekle
suçluyorlar. Bir iddialan da Türkiye'ye
gönderilen eski Doğu Almanya silah
sisteminin Güneydoğu'da Kürtlere kar-
şı kullanıldığı. Bu silahlann gönderil-
memesini istiyörlar. Bir ara hayali vizc
uygulaması başlattılar. Bu illegal bir uy-
gulamaydı. Önlem alıyoruz. PKK'nın
Almanya'daki bir faaliyeti de, Alman
turistlcrin Türkiye'ye gitmcsini engelle-
mek. Ama bunu başaramadılar. Biz
Türkiye'ye gidecek turistleri sadece Gü-
ncydoğu'nun tehlikeli olduğu konusun-
da uyanyoruz. Alman turistlerin PKK'-
nın propagandasından etkilenmediğini
ise rahatlıkla sövleyebiliriz."
Neusel. •Dev-Sol'u I982"de yasakla-
dınız. Terörist bir örgüt olarak gördü-
ğünüz PKK'yı niye yasaklamıyorsu-
nuz?" sorusuna verdiği yanıtta, dört
anagerekçe sıralıyor:
-ORGÜTLENME YAP1SI: PKK
Almanya "da Dev-Sol gibi açık bir ör-
gütlenme içine girmivor. Daha çok legal
yan kuruluşlarla faaliyetlerini yürütü-
yor. PKK'nın askeri örgüıü ERNK
Âlmanya'da faaliyet göstermiyor.
PKK'nın Almanya'da dört tane legal
örgütü bulunuyor. Bunlar. faaliyetleri
daha çok gosteriler düzenlemek olan
Vatansever İşçiler ve Kültür Birlikleri
Federasyonu. Kürdistan Milli Kurtuluş
Cephesi ile PKK'nın Halkla ve Kurum-
larla ilişkilerini yürüten Kürt Komitesi
ve Vatansever Sanatçılar Birliği.. PKK'-
nın illegal örgütlenmesi ise daha farkiı.
Baıı Avrupa'da Merkez Komitesi'ne
bağlı 20 bölge komitesi faaliyet gösıeri-
yor. Bu bölge komiıelerine bağlı idari ve
mali konularla ilgilenen çok sayıda alt
komite de bulunuyor. Dev-Sol gibi açık
bir örgütlenme göstermediği için PKK'-
ya karşı etkin önlem alamıyoruz.
-DELİL YETERSİZLİĞİ: PKK.
l*Wten itibaren yoğunlaşan faaliyetle-
rinde davadan dönenlere ve rakip ör-
gütleresaldınlarda bulundu. Şimdilerde
daha çok gösteriler düzenleme ve zorla
bağış toplama şeklinde faaliyet gösteri-
yor. Almanya'da üç büyük PKK Dava-
sı hala sürüyor. Almanya bir hukuk
dcvleti olduğu için, PKK'nın faaliyetle-
nnin yasaklanması karannı mahkeme-
ler veriyor. Ancak burada delil yetersiz-
liği büyük sıkıntı. Davalarda şahit
bulmak zor. Zorla bağış yaptınlanlar
korkiukları için tanık olmuyorlar.
Mahkemelerde bu durumda çaresiz ka-
lıyor.
-KANLI EYLEM KORKUSU:
PKK'yla ilişkili legal organizasyonlann
vasaklanması da sorunun çözümü için
yeierli görünmüyor. Dev-Sol yasaklan-
dı. ama faaliyetlerini yeraltında sürdü-
rüyor. Kürt örgütlerini yasaklarsak,
iyice yeraltına itmiş olacağız.
-ALMANYA'NIN YÖNETİM Bİ-
ÇİMİ: PKK'nın eylemleri haber alınır-
sa engelleniyor. Türk kuruluşlannın
etrafında önlcmleralınıyor. Ama İçişle-
ri Bakanlığı'nın elinde polis gücü olma-
dığı için zorluk da çekiliyor. Almanya'-
da her eyaleün kendi polis teşkilatı var.
Yani bazı kararlann eyalet bazında
alınması gerekiyor.
'Özalhükümete darbehazırlığında'DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berün) - Nevruz dolayısıyla
yaşanan kanlı olaylar, AJmanya'da, çoğunluİda
Türkiye aleyhinde sert ve bu arada ilginç yorum-
larla karşılandı.
Alman birinci kanal televizyo-
nu ARD'nin Türkiye muhabiri
Harald Weiss yorumunda,
"olaylann Demirel'in kontro-
lünden çıktığını ve Cumhurbas-
kanı Özal'ın orduyla el ele hü-
kümete karşı bir darbe hazırlı-
ğı içinde olabileceğini" iddia et-
ti. Televizyonun yanı sıra birkaç
istisna dışında bütün gazete ve
radyo istasyonlan da olaylann
sorumlusu olarak Türk Silahü
Kuvvetleri'ni göiteriyor. Alman
gazetelerinde haber, "Kürdistan
için mücadele tırmanıyor" ve
"Kürtlere karşı katliam" man-
setleriyle verildi. Ordunun süah-
sız haJka ateş açarak Nevruz'-
da bağımsızhk talebini dile ge-
tiren Kûrtleri provokasyona ge-
tirdiği iddia edildi. Olaylann
PKK'nın bölgede iyice kök «al-
dığını gösterdiği, Ankara'mn
artık PKK'yı yasal muhatap al-
ması gerektiği yazıldı.
Dün Almanya'nın Berlin,
Hamburg, Bremen ve Kassel
kentlerinde Türk bankaJarına
saldınlar oldu. Bremen Yeşiller
Partisi Yönetim Kurulu'nun iki
üyesinin Cizre'de mahsur kaldı-
ğı bildirildi. Bunlardan Uwe
Hebnke'nin Cizre'de Nevruz
günü tutuklanıp serbest bırakıl-
dıgı; Helmut Oppelmann'm da
Cizre'de bulunduğu bildiriliyor.
Yeşiller, Alman Dışişleri Bakan-
lığı ve Ankara'daki elçilikleri
kanaijyla bu iki üyesinin yurt-
dışına çıkanlması için diploma-
tik girişün başlattılar.
Bu arada Köln'de PKK'ya
bağlı çalışan Kürdistan Komitesi
bütün Alman basın-yayın or-
ganlanna gönderdiği beş bildi-
ride, olaylarda en az 70 kişinin
öldüğünü iddia etti ve "Türk
devleti Kürtlere savaş açmıştır"
dedi. PKK'nm ERNK sözcüsü
Akif Hasan ise Frankfurter
Rundschau gazetesine verdiği
demeçte, "silahü ve silahsız
ayaklanmanın hızlanacağını ve
1992 yılının bağunsız Kürdistan
için karar yılı olacağım" söyle-
di ve "Artık Türkiye'de hiçbir
turistin can güvenliği yoktur"
şeklinde konuştu.
Darbe ihtimali
Alman ARD televizyonu mu-
habiri HaraJd Weiss'in yorumu-
na göre "Türkiye'de askeri dar-
be ihtimali belirdi". PKK'nm
Nevruz'da halkı ayaklanmaya
çağırdığını ve halkın yıllardır
ezildiği için bu çağrıya kitleler
halinde uyduğunu söyleyen We-
i&s, "Asıl provokasyonu, silah-
sız halka ateş açan Türk ordu-
su gerçekleştirmiştir" dedi. Or-
dunun tek başına hareket etme-
yeceğinden yola çıkan ARD
muhabiri, "Bunun ardında
E-24 karayolunda yürüyüş yapmak isteyen bir grubun önünü polisler kesiyor. Yürüyüşçüler oturma eylemi yapıyor. Biraz son
ra silablar patlayacak. (Fotoğraf: ALİ ÖZ)
özal var" diyor. özal'ın yalnız
Kürt meselesinde değil, Kara-
bağ'da da Türkiye'nin daha ak-
tif ve müdahaleci bir politika iz-
lemesinden yana olduğu, orduy-
la birlikte hükümete karşı dar-
be yapabileceği, önümuzdeki
üç-dört hafta içüıde Türkiye'de
askeri darbe beklenebileceği yo-
lundaki bu yorüm dün Alman
televizyon ve radyolannda gün
boyu yer aldı.
PKK'nın Almanya teaısilcili-
ği Köln Kürdistan Komitesi yo-
ğun bir basın faaliyetiyle gaze-
teleri ve kamuoyunu bilgilendi-
riyor. Komite, Nevruz'daki ölü,
yaralı ve tutuklu sayısını şöyle
verdi:
Şırnak 23 ölü, 50 yaralı, 100
tutuklu; Nusaybin 10 ölü, 60 tu-
tuklu; Cizre 20 ölü, 45 yaralı,
40-50 tutuklu; Van 6 ölü, 30 ya-
ralı, yüzlerce tutuklu, Adana 3
ölü; Gercüş 2 ölü, 15 yaralı; Er-
gani 2 ölü, 15 yaralı, 40-50 tu-
tuklu; Batman 2 ölü, 15 yaralı;
İstanbul 1 ölü, 20-30 yaralı,
yüzlerce tutuklu; Yüksekova 1
ölü, 5 yaralı; İdil 1 ölü; Malaz-
girt yüzlerce tutuklu.
Bayram kana bulandı
Yorumlarda ağırlık noktasmı
"Kürt halkımn Nevruz gösteri-
lerinin Silahh Kuvvetler tarafın-
dan kana boğulduğu" şeklinde-
ki iddialar oluşturuyor. Bu bağ-
larnda Medico International ad-
U uluslararası dernek de dün bir
açıklama yaparak "ölü sayısı-
nın yüzü aştığını ve ordunun si-
vil halka karşı olağanüstü kan-
lı bir saldınya giriştiğini" iddia
etti. Alman Yeşilleri bu dernekle
birlikte yann Frankfurt'ta bü-
yük bir basın toplantısı düzen-
leyerek Türkiye'yi kınayacak ve
Almanya'nın Ankara'ya askeri
yardımı kesmesini bir kez daha
talep edecekler. Al man hükü-
meti ve muhalefetteki Sosyal
Demokrat Parti ise henüz bir
açıkiamada bulunmadılar. İçiş-
leri Bakanı İsmet Sezgin'in "Al-
manya PKK'yı yasaklama-
lı" şeklindeki demeci de Bonn'-
da yorumsuz kaldı. Bonn,
PKK'nın Almanya'da yasal ça-
lışan derneklerini yasaklamak
için elinde hukuki çerçeve bu-
lunmadığını vurguluyor. Olay-
lann Almanya'ya yansıtıhşı ve
yaratılan kamuoyu desteği de
hükümetin buradaki herhangi
bir Kürt derneğine karşı girişim-
de bulunmasını olanaksız haje
getiriyor.
Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eickhoff:
'PKK'dan AJman>a da rahatsız'
CLMHLRİYET (Ankara) - RP Genel Başkanı Nec-
mettin Erbakan. kendisine nezaket ziyaretinde bu-
lanan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Ekkehart
EickhofTun. PKK'nın bir terör örgütü olduğunu
ve Almanya'yı da rahatsız ettiğini söylediğini bil-
dirdi.
Alman Büyükelçi Eickhoff,
bugün RP Genel Merkezi'nde,
Genel Başkan Necmettin Erba-
kan'ı ziyaret etti. 20 Ekim se-
çimlerinde RP'nin aldığı sonu-
cu tcbrik etmck amacıyla ger-
çekleştiği belirtilen ziyarette
Erbakan, Türk-Alman dostlu-
ğunun. bugün bulunulan nok-
tada çok büyük önem taşıdığını
anlattı.
Avrupa'da faaliyette bulu-
nan Milli Görüş feşkilatı'nın
100 bin. gençlik teşkilatının da
20 bin üyesi bulunduğunu belir-
ten Erbakan, bu kuruluşlann,
iki ülke arasındaki ilişkilere
katkı sağladığını söyledi. Al-
manya'nın bir süper güç olma
yolunda olduğunu kaydeden
RP Genel Başkanı. "Bundan
büyük memnunluk duyanz.
Yer\üzünde huzur ve banş için
kuvvetler arasında denge olma-
lıdır" dedi.
Orta Asyadaki Türk cum-
huriyetlerinin, Türkiye'ye sem-
pati duyduklanna da işaret
eden Erbakan, bü ülkelerde ya-
tınm yapılabilmesi için de
Türk-Alman işbirliginin gerek-
liliğini vurguladı.
Büyükelçi Eickhoff da Tür-
kiye ile Almanya arasındaki
dostluğun tarihe dayandığını,
1. Dünya Savaşı'ndaki işbirligi-
nin daha sonra halklann dost-
luğuna dönüştüğünü ifade etti.
Almanya'da yaşayan 1.7 mil-
yon Türkün buradaki yaşama
entegrasyon konusunda büyük
başan gösterdiğini belirten bü-
yükelçi, Orta Asya ve Balkan-
lar'daki gelişmeler karşısında,
Türk-Alman işbirliginin yararlı
olacağını bildirdi.
Türkiye'deki cumhuriyet
modelinin Orta Asya'daki ül-
kelere ömek olabileceğini kay-
deden Eickhoff, bu duşüncele-
rinin aynı zamanda 12 AT üyesi
ülkeye de tercüman olduğunu
söyledi. Büyükelçi, Türkiye'nin
BDT ile Avrupa arasında bir
köprü görevi göreceğini de söz-
Ierine ekledi.
Görüşmeden sonra gazeteci-
lerin sorulannı yanıtlayan Er-
bakan, Alman Büyükelçi ile
görüşmelçrinde Güneydoğu
olaylannm da gündeme geldiği-
ni, EickhofTun, PKK'nın bir
terörörgütü olduğunu vurgula-
dığını ve bu örgütün, Al-
manya'yı da rahatsız ettiğini
söylediğini kaydetti.
Büyükelçinin, Güneydoğu'-
da huzurun sağlanmasını arzu
ettiklerini, burada huzur sağ-
lanmasının Almanya'da huzur
sağlanmasını da temin edeceği-
ni anlattığınj belirten Erbakan,
bir soru üzerine, "Büyükelçi,
Karabağ'daki olaylann bir Er-
meni katliarru olduğunu kabul
ettiklerini, bunu Alman gazete-
lerinin de yazdığını söyledi"
dedi.
Erbakan, Güneydoğu'daki
olaylann önlenmesinde, inanç
birliği üzerinde durulması ge-
rektiğini de ifade etti.
Dış BASIN
Independent; Türkiye'de
açık savaş var
CUMHURİYET (Londra)- İngiltere'de yaymlanan "Inde-
pendent" gazetesinin haberinde "Kürtler sokağa dökülürken
Türkiye'de açık savaş" başlığı altında, "Hafta sonunda, şimdi-
ye kadar ilk kez tanık olunan şiddet olaylan patlak verdi. İlk
kez Cizre'de tanklar görevlendirildi. Gerillalar, uzun namlulu
tüfeklerle kent sokaklarında açıkça ateş açtılar" denildi. TRT
televizyonunun olaylan görüntülediği ve "Kürt" ve "PKK"
sözcükleri kullandığı vurgulanan haberde, "Kürt sorununun
gerçek boy utlannm yıllarca gizü tutulmasından sonra televiz-
yondakı görüntüler. Türk kamuoyunu şok edip, çoğunluğunu
güveniik kuvvetlerinden yana tutum takınmaya itebilir. Ancak
bu görüntüler. hükümetin konuya ilişkin olarak daha açık bir
yaklasım içinde olduğunu da gösteriyor" denildi. İngiliz tele-
vizyonu. haber bültenlerinde hiilanan secim kampanyası nede-
niyle dünya haberlerini geri plana atarken, Türkiye'deki olayla-
rı öneçıkarttı. BBC'nin Cizre'yegiden muhabiri, yerinde sağla-
dığı görüntülerle Cuma gecesi başlayan ve gelişen olaylan
aktardı. _
TIMES: 'Türk askeri Kürtleri öldürdü' Türkiye'nin Güney-
doğusu'nda hafta sonu Kürtler açısından kana bulandı. Türk
askerleri, Kürt göstericilere ateş açtılar. Olaylarda birçok Kürt
öldü. Buna karşın. göstericilerden bazılan, ölülerini yetkililere
bildirmcden alıp götürdüler. Bu nedenle, ölü sayısı, bilinenden
daha > üksck olabilir.
GUARDIAN: 'Kürt gerçeği' Demirel hükümeti, Kürt gerçeği-
m uınıdı. Ancak hafta sonundaki olaylara bakılırsa, ne bu tanı-
ınava inanılıyor nc de kendi devletlerinesahip olacaklan haya-
lini kurmakta ısrar eden Kürtler, bunu yeterli taviz olarak
aörüvor.
ÖZGÜKCE
TURKER ALKAN
Bilgi Çağında AhkâmSaltanatı
S
ayın Özal, hikmet beyan ediyor: "Dünya, bilgi çağı-
na girdiği için sosyal devlet çağından çıkmıştır!"
"Allah Allah, kel alâka" demeyin. Tarafsız Cum-
hurbaşkanımız böylece koalisyonun sosyal de-
mokrat kanadına küçük bir çamur atmış oluyor. Yetmez
mi?
"Bilgi çağı!" Kulağa hoş geliyor. Biz de girdik bilgi çağı-
na. Hatta geçenlerde "bilgi yılı'nı bile kutladık.
Bir taraftan bilgi yılını kutlarken, bir taraftan da, nüfus
sayımında "konuştuğumuz diller" arasma "Kürtçe"yi ek-
leyen yetkilileri işinden atıp haklarında dava açtık. Neden?
Çünkü Türkiye'de Kürt yoktu ki Kürtçe konuşulsun. Ve bu
olay "bilgi çağından" söz eden özal'ın başbakanlığı döne-
mindeoldu.
Bilgi çağı! Kürt sorunu, ülkeyi bir iç savaşa sürükleye-
cek kadar önemlidir, ama Türkiye'de kaç tane Kürt yaşar,
kimse tam olarak bilmez. Zaten Kürtlerin varlığını da ge-
çenlerde lütfen ve biraz da sıkılarak kabul etmedik mi?
Bilgi çağı, herkesin her şeyi bildiği bir çağ mıdır? Değil-
dir kuşkusuz. Sadece uzman olan kişilerin bazı konuları
bildiklerini sandıkları bırçağdır.
Ama bizde herkes'
Gerçekten Kürtler ne
istiyor, tam olarak bilen
var mı? Herkes "Kürtlerin
ne istediği konusundaki
kendi tahminini"
her şeyi şıpıdanak bil i-
verir işte. Hele mevkii
yükselenler, her yük-
seliş karşılığında bi-
raz daha bilge olurlar.
Şimdi Kürt sorunu ge-
lip kapımıza dayandı
ya, herkes ahkâm kes- KÜrtlenn lStegl glDl SlUlup
m
^,
e
•• u * kendince bir sonuç
Verelım bağımsız- , y
hklarını, onlar da kur- ÇlKariyor.
tulsun, bizde."
"Yok canım, Kürt halkı bağımsızhk istemez ki, olsa olsa
federasyondur onların istediği. Ama onu da Türk halkı is-
temez."
"Yok canım, Türkiye'de kimse federasyon filan istemez.
Hem federasyon bölücülüktür. Kürtlerin kültürel haklarını
verelimyeter."
"Kim demiş federasyon bölücülüktür diye? Yani şimdi
bütün Amerikalılar, Almanlar, Hintliler, isviçreliler, Belçi-
kalılar, Ispanyollar bölücü mü?"
"Konuyu saptırıyorsun. Kürtler federasyon istemiyorki.
Hatta kültürel hak filan da istemiyorlar. Birkaç kışkırtıcı te-
rörist ortalığı karıştırıyor, o kadar. Onları bulup inlerinden
çıkardık mı, iş tamamdır. Hiç ortalığı velveleye vermeye
gerek yok. Bizim güveniik güçlerimiz çakı gibidir maşal-
lah, bu işin de üstesinden kısa zamanda gelirler."
•
Gerçekten Kürtler ne istiyor, tam olarak bilen var mı?
Herkes "Kürtlerin ne istediği konusundaki kendi tahmini-
ni" Kürtlerin isteği gibi sunup kendince bir sonuç çıkarı-
yor.
Bilgi çağında, tam bir bilgisizlik bunalımı yaşıyoruz.
Kürtlerin sayısını bile bilmekten korkan bir toplumda
bundan daha doğal bir sonuç olabilir miydi? Bana öyle ge-
liyor ki, Güneydoğu'da yaşanan dramın bir bölümü ve
devletin bu dram karşısındaki aczinin tümü, bilgisizlikten
kaynaklanmaktadır.
Bilgi çağında, kendi kendimizi karanlığa mahkûm etme-
nin bedelini ödüyoruz. '"*'
Kürt sorunu nasıl mı çözülür? Önce, cezasız, yargılama-
sız, korkusuz bir tartışma ortamı yaratmakla. Sonra, Kür-
düyle, Türküyle, herkesin düşüncesini açıkça öğrenmek-
le. Daha sonra da, beliren bu istekler doğrultusunda politi-
ka oluşturmakla.
Bilgi çağında işler böyle çözülür. Ahkâm kesmekle de-
ğil
Çok geç kalınmadıysa tabii!..
SHP'DEN NOTLAR
HEP kopuyor
FARLK BİLDİRİCİ (Anka-
ra) - SHP'den kopuş yolunda
dün bir adım daha atan HEP
kökenli milletvekilleri daha ön-
ceden programlanmasına kar-
şın bütçe görüşmelerinde SHP
adına konuşmadılar.
Zübeyir Aydar. Sırn Sank,
Mahmut Kılınç. dün Meclis
kürsüsüneçıkmadılar. Kürsüye
çıkmamakla yetinmeyen HEP
kökenliler. İçişleri Bakanlığı
bütçesi görüşmelerine de katıl-
madılar.
SHP adına Mehmet Keri-
moğlu ve Muzaffer Ankan kür-
süye çıktı. HEP kökenli olma-
yan Mardin Milletvekili An-
kan da Nevruz olaylanna iki
cümleyle değindi:
"- Şu anda Nusaybin. Cizre
ve Şırnak'ta kan dökülüyor.
Masum insanlar öldürüiüyor.
Tansiyonu yükseltmemek için
bu konuya değinmeyeceğim."
HEP kökenli milletvekille-
rinden söz eden ANAP Ordu
Milletvekili Şadi Pehlivanoğlu
ise sertti:
- Hem Türk milletini temsil
için Meclis'e geleceksiniz. Hem
de millei düşmanlığı yapacaksı-
nız. Buihanetür."
Ve koalisyonun DYP kana-
dından Pehlivanoğlu'na alkış.
Bu alkışlar DYP grubunun
HEP kökeniilerden duyduğu
rahatsızlığı yansıttı. SHP gru-
bundan tepki yok. Çünkü onlar
da HEP'lilerin aynlmasını bek-
liyor. İnönü, dün Mahmut Alı-
nak'ın bütçe görüşmelerinin
kapamşında konuşması öneri-
sini de kabul etmiyor. Cemal
Şahin'in konuşmasına karar
verdiğini bildiriyor. Ve böylece
bir kez daha dışlanıyor Alınak.
Peki. Meclis kürsüsünden
"hain" ilan edilen HEP kökenli
milletvekilleri bu şartlarda ne
yapıyor?
Ashnda onlar HEP, PKK,
seçmenler. SHP ve devlet ara-
sında sıkışıp kalmışlar... HEP
Genel Merkezi "dönün" diye
bastınyor. Bölgede oy verip
gönderenler, "Bize yardım ede-
miyorsunuz. SHP'den aynbn"
diyor. SHP yönetimi dışlama
çabasını sürdürüyor. Devlet.
PKK ile özdeşleştiriyor.
Milletvekilleri. bölgedeki ar-
kadaşlannın donmesini bekli-
yor. Bir iki gün içinde SHP'den
aynlma karan netleşecek. Ay-
nlma ağır basıyor. Çünkü
SHP'de kendilerini ellerikollan
bağlı hissediyorlar. Gündemle-
rindeki asıl soru "Tıkanmayı
nasıl aşanz?"
En çok kaygı duyduklan
nokta da kamuoyundaki
"PKK-HEP ve HEP kökenli
milletvekilleri işbirliği içinde"
kanısı. Bir miletvekili bu nokta-
da şunlan söylüyor:
"PKK da, HEP de. biz de ay-
nı tabana sesleniyoruz. HEP ile
aramızda nüanslar dışında bir
fark yok. Ama PKK ile öyle de-
ğil. PKK, Kürt sorununun çö-
zümünü sılahta görüyor. Biz ise
siyasal çözümden yanayız. İşte
fark bu."
"PKK ile benzeşme noktala-
n yok mu?" deyince, anlatmaya
devam ediyor:
- Bizim tabanımız aynı. Hal-
kımızın sorununu çözmek isti-
yoruz. Biz resmi ideoloji ile
şekillenmemiş insanlanz. PKK
gerçeğini inkâr edemeyiz. Bu
anlamda PKK'yı yadsımamız
mümkün değil. Biz PKK'yı te-
rör örgütü olarak görmüyo-
ruz."
Sonunda SHP grup toplanü-
sında Nevruz olaylan için Mec-
lis'te araşurma önergesi veril-
mesi ve bölgeye heyet gönderil-
mesinin istenmesi kararlaştınh-
yor. Dün sabah SHP grubunda
bu öneri tartışıhyor. Bu öneri
tarüşılırken SHP grubunun ko-
nuya ilgisizliği de açığa çıkıyor.
Böylesi bir günde SHP millet-
vekillerinin tamamı salonda
yok. Olanlann bir bölümü de
kuliste sigara içiyor.
Sadece Cemal Şahin, araştır-
maya karşı çıkıyor. Şahin'i şa-
şırtan bir şekilde İnönü, bu
öneriyi destekliyor ve SHP gru-
bu Meclis'e araşurma önergesi
vermeyi kabul ediyor. Buna
Baykal kanadımn değerlendir-
mesi ilginç:
"-Bir politikasızhk söz konu-
su. Grubun araşürmaya gerek
görmesi, hükümet açıklamala-
nnın yeterli görülmediği, des-
teklenmediği anlamına gelir."
Gerçekten de DYP milletve-
killerinin aktardığına göre
Demirel de bu yoruma kaülı-
yor. Demirel, SHP'nin bu kara-
nnı duyunca sert tepki göster-
miş:
"- Birbirimizi mi deneüeyece-
ğız?"