15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24MART1992SAL HABERLER HEP'eDGM soruşturması •AA(lstanbul)-Halkın EmekPartisi,(HEP) İstanbul İl Başkanlığı'nca, Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı'nda l mart tarihinde duzenlenen miting hakkında, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce soruşturma başlatıldı. İDGM Savası Fevzi Yılmaz, HEP İstanbul Teşkılatı ve İnsan HakJan Derneği İstanbul Şubesi'nin yöneticilerinin kaulımıyla yapılan, "Bütün halklar kardeştir" mitingi için İstanbul Valiliği'nden izin aJındığmı hatırlattı. Valiliğin. mıtng için belli slogan ve pankartlara izin verdiğine dikkati çeken sava Yılmaz, söz konusu mitingde, bölücü sloganlar aüldığı ve bölücü bayraklar taşındığının beÛrlendiğini de kaydetti. Yılmaz, sorumlular hakkında 3713 saydı Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddesi gereğince işlem yapılacağını ifadeetti. Cindoruk'un kabulleri • AA (Ankara) - TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Bağımsız Devletler Topluluğu ûlkelerineatanan büyükelçilerirnizden Acar Germen (Beyaz Rusya), Erkan Gezer (Litvanya) ve Tansu Okadamlı'yı (Ükrayna) kabul ederek bir süre görüştü. Hüsamettin Cindoruk, kabul sırasında yaptığı konuşmada, BDT ülkeleri ile ilişkilerimizin bölge banşının sağlamasında önemli bir rolü olacağını belirtti. Türkiye'nin 70 yıldan bu yana savaşmayan bir ülke olduğunu, ordusunu da sadece banşı korumak için bulundurduğunu anlatan Cindoruk, Türkiye'nin hem bölgede hem Orta Asya'da güveniik ve istikrann unsuru olduğunu söyledi. Cindoruk, Türkiye'nin ve Türkiye'yi yabancı ülkelerde temsil eden kişilerin, Atatürk'ün dış politikada çizdiği yolu en iyi şekilde izlediklerini belirtti. TBMM Başkanı Cindoruk, Sayıştay Başkanı Vecdi Gönül'ü de kabul ederek bir süre görüştü. Parlamenter andı• AA (Ankara)-Çeşıtli dönemlerde parlamentoda görev yapan 217 eski parlamenter, "Türk devletinin ebedi varbğı ve vatanın bölünmez bütünlüğü" üzerine and içti. Bu konuda hazırlanan, "Bizler, aşağıda isim ve imzalan bulunanlar, milli iradenin ilelebet hâkimiyetine ve mukaddes Türk devletinin ebedi varlığma ve vatanın bölünmez bütünlüğüne and içeriz" şeklindeki metni, ilk aşamada Ankara'da bulunan 75 parlamenter imzaladı. Ankara dışındaki çeşitli yerleşim yerierinde bulunan I42parlamenterle de bu metni onayladıklan konusunda mutabık kalındığı açıklandı. Ant metnine imza atan 75 eski parlamenterden partili olanlann dağılımı şöyle: AP: 27,DYP:2,CHP:28,SHP: l,ANAP:6,MÇP:l,DP:2, MDP: l, ant metnini, bir kontenjan senatörü ile 6 Danışma Meclisi üyesinin de imzaladıklan belirtildi. Akbulut'a büyük tepkiIANKA (Ankara)-DYP Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile SHP Erzincan Mületvekili Mustafa Kul, "Erzincan valisi dangalak" diyen ve yardımlann dağıulmasında partizanlık yapıldığmı öne süren eski Başbakan Yıldınm Akbulut'u sert bir dille eleştirdiler. SHP Erzincan milletvekili Mustafa Kul, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, milletvekili olarak zor günlerde insanlann arasında dolaşmasmın görevi olduğunu, Akbulut'un söylediği gibi kamyonlann üzerineçıkarak çadır dağıttığını belirtti. Çadır dağıtma işine yağmayı önlemek için giriştiğini ve Akbulut'un söylediği gibi partizanlık yapmadığını kaydedenSHP'liKul, 'Madem beni çadır dağıürken görmüş, gelip niye yardım etmemiş? Böyle günde gelip bir merhaba deyip kaçmakla bu iş olmaz" dedi. Alevi-Sünni aynmı yapıldığı iddiasının da yanlış olduğunu büdiren SHP'li Kul, "Böyle kötü bir günde böyle olaylan kaşımak yanlışür. Böyle bir günde Alevi-Sünni aynmı yapanlann insanlığından şüphe etmek gerekir' diye konuştu. ALMANYA Alman Içişleri Bakanlığı Müsteşan Neusel, Cumhuriyefin sorulannı yanıtladı PKK'yı yasakla\acak delil yokHAKAN AYGÜN (Bonn)- Alman Hükümet yetkilileri, Türk Hü- kümetinin yoğun baskısına karşın Al- manya'da "yan kuruluşlar" halinde örgütlenen PKK'nın yasaklanmaslnın oldukça zor olduğunu ifade ediyorlar. Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşan Hans Neusel. PKK'nın Almanya'daki ctkinliklerinden büyük kaygı duydukla- nnı. ancak delil yetersizliği ve tehditler v üzünden şahit bulunamaması nedeniy- İe PKK yandaşı örgütlerin faaliyetleri- nin yasaklanamadığını söyledi. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, önceki gün scrı bir uyanda bulunarak, "Al- manya PKK'ya nasıl arka çıkar?"diye tepki gösterdi ve bu tavnnındevamı ha- linde diplomatik durumun gözden geci- rileceği mesajını verdi. Buna karşılık, Bonn'da büıün Hükümet yetkilileri PKK'nın '"terörist bir örgüt" olduğu görüşünde birleşiyorlar. Ancak, Alman Hükümet çevreleri Türkiye'nin Kürt sorununun çözümü için başta "kültürel otonomi" gelmck üzere somut adımlar atması gerekıiğini de vurgulamaktan geri kalmıyorlar. PKK'nın kendilcrini kaygılandıran örgütlerin başında geldiğini vurgulayan Alman İçişleri Bakanlığı Müsteşan Hans Neusel'ın verdiği bilgiye göre, Al- manya'da Türkiye'ye karşı aktif faaliyet içinde olan Kürtlerin sayısı 1990'da 3 bin 500 iken. geçen yıl 4 bin 750"ye ulaş- tı. Neusel. PKK'ya ilişkin kaygılannı açıkça şöyle dile getiriyor: "PKK bizi oldukça kaygılandıran bir örgüt. Özellikle son aylardaki açıkla- malan bu örgütün faaliyetlerinin iyi kontrol edilmesini gerektiriyor. Al- manya'ya karşı açıkça savaş açtılar. Almanya'yı düşman ilan ettiler. Nedeni de PKK'lılarla ilgili açılan bazı davalar. Aynca bizi Türk Hükümeti'nin Kürtle- re karşı katı tutumunu desteklemekle suçluyorlar. Bir iddialan da Türkiye'ye gönderilen eski Doğu Almanya silah sisteminin Güneydoğu'da Kürtlere kar- şı kullanıldığı. Bu silahlann gönderil- memesini istiyörlar. Bir ara hayali vizc uygulaması başlattılar. Bu illegal bir uy- gulamaydı. Önlem alıyoruz. PKK'nın Almanya'daki bir faaliyeti de, Alman turistlcrin Türkiye'ye gitmcsini engelle- mek. Ama bunu başaramadılar. Biz Türkiye'ye gidecek turistleri sadece Gü- ncydoğu'nun tehlikeli olduğu konusun- da uyanyoruz. Alman turistlerin PKK'- nın propagandasından etkilenmediğini ise rahatlıkla sövleyebiliriz." Neusel. •Dev-Sol'u I982"de yasakla- dınız. Terörist bir örgüt olarak gördü- ğünüz PKK'yı niye yasaklamıyorsu- nuz?" sorusuna verdiği yanıtta, dört anagerekçe sıralıyor: -ORGÜTLENME YAP1SI: PKK Almanya "da Dev-Sol gibi açık bir ör- gütlenme içine girmivor. Daha çok legal yan kuruluşlarla faaliyetlerini yürütü- yor. PKK'nın askeri örgüıü ERNK Âlmanya'da faaliyet göstermiyor. PKK'nın Almanya'da dört tane legal örgütü bulunuyor. Bunlar. faaliyetleri daha çok gosteriler düzenlemek olan Vatansever İşçiler ve Kültür Birlikleri Federasyonu. Kürdistan Milli Kurtuluş Cephesi ile PKK'nın Halkla ve Kurum- larla ilişkilerini yürüten Kürt Komitesi ve Vatansever Sanatçılar Birliği.. PKK'- nın illegal örgütlenmesi ise daha farkiı. Baıı Avrupa'da Merkez Komitesi'ne bağlı 20 bölge komitesi faaliyet gösıeri- yor. Bu bölge komiıelerine bağlı idari ve mali konularla ilgilenen çok sayıda alt komite de bulunuyor. Dev-Sol gibi açık bir örgütlenme göstermediği için PKK'- ya karşı etkin önlem alamıyoruz. -DELİL YETERSİZLİĞİ: PKK. l*Wten itibaren yoğunlaşan faaliyetle- rinde davadan dönenlere ve rakip ör- gütleresaldınlarda bulundu. Şimdilerde daha çok gösteriler düzenleme ve zorla bağış toplama şeklinde faaliyet gösteri- yor. Almanya'da üç büyük PKK Dava- sı hala sürüyor. Almanya bir hukuk dcvleti olduğu için, PKK'nın faaliyetle- nnin yasaklanması karannı mahkeme- ler veriyor. Ancak burada delil yetersiz- liği büyük sıkıntı. Davalarda şahit bulmak zor. Zorla bağış yaptınlanlar korkiukları için tanık olmuyorlar. Mahkemelerde bu durumda çaresiz ka- lıyor. -KANLI EYLEM KORKUSU: PKK'yla ilişkili legal organizasyonlann vasaklanması da sorunun çözümü için yeierli görünmüyor. Dev-Sol yasaklan- dı. ama faaliyetlerini yeraltında sürdü- rüyor. Kürt örgütlerini yasaklarsak, iyice yeraltına itmiş olacağız. -ALMANYA'NIN YÖNETİM Bİ- ÇİMİ: PKK'nın eylemleri haber alınır- sa engelleniyor. Türk kuruluşlannın etrafında önlcmleralınıyor. Ama İçişle- ri Bakanlığı'nın elinde polis gücü olma- dığı için zorluk da çekiliyor. Almanya'- da her eyaleün kendi polis teşkilatı var. Yani bazı kararlann eyalet bazında alınması gerekiyor. 'Özalhükümete darbehazırlığında'DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berün) - Nevruz dolayısıyla yaşanan kanlı olaylar, AJmanya'da, çoğunluİda Türkiye aleyhinde sert ve bu arada ilginç yorum- larla karşılandı. Alman birinci kanal televizyo- nu ARD'nin Türkiye muhabiri Harald Weiss yorumunda, "olaylann Demirel'in kontro- lünden çıktığını ve Cumhurbas- kanı Özal'ın orduyla el ele hü- kümete karşı bir darbe hazırlı- ğı içinde olabileceğini" iddia et- ti. Televizyonun yanı sıra birkaç istisna dışında bütün gazete ve radyo istasyonlan da olaylann sorumlusu olarak Türk Silahü Kuvvetleri'ni göiteriyor. Alman gazetelerinde haber, "Kürdistan için mücadele tırmanıyor" ve "Kürtlere karşı katliam" man- setleriyle verildi. Ordunun süah- sız haJka ateş açarak Nevruz'- da bağımsızhk talebini dile ge- tiren Kûrtleri provokasyona ge- tirdiği iddia edildi. Olaylann PKK'nın bölgede iyice kök «al- dığını gösterdiği, Ankara'mn artık PKK'yı yasal muhatap al- ması gerektiği yazıldı. Dün Almanya'nın Berlin, Hamburg, Bremen ve Kassel kentlerinde Türk bankaJarına saldınlar oldu. Bremen Yeşiller Partisi Yönetim Kurulu'nun iki üyesinin Cizre'de mahsur kaldı- ğı bildirildi. Bunlardan Uwe Hebnke'nin Cizre'de Nevruz günü tutuklanıp serbest bırakıl- dıgı; Helmut Oppelmann'm da Cizre'de bulunduğu bildiriliyor. Yeşiller, Alman Dışişleri Bakan- lığı ve Ankara'daki elçilikleri kanaijyla bu iki üyesinin yurt- dışına çıkanlması için diploma- tik girişün başlattılar. Bu arada Köln'de PKK'ya bağlı çalışan Kürdistan Komitesi bütün Alman basın-yayın or- ganlanna gönderdiği beş bildi- ride, olaylarda en az 70 kişinin öldüğünü iddia etti ve "Türk devleti Kürtlere savaş açmıştır" dedi. PKK'nm ERNK sözcüsü Akif Hasan ise Frankfurter Rundschau gazetesine verdiği demeçte, "silahü ve silahsız ayaklanmanın hızlanacağını ve 1992 yılının bağunsız Kürdistan için karar yılı olacağım" söyle- di ve "Artık Türkiye'de hiçbir turistin can güvenliği yoktur" şeklinde konuştu. Darbe ihtimali Alman ARD televizyonu mu- habiri HaraJd Weiss'in yorumu- na göre "Türkiye'de askeri dar- be ihtimali belirdi". PKK'nm Nevruz'da halkı ayaklanmaya çağırdığını ve halkın yıllardır ezildiği için bu çağrıya kitleler halinde uyduğunu söyleyen We- i&s, "Asıl provokasyonu, silah- sız halka ateş açan Türk ordu- su gerçekleştirmiştir" dedi. Or- dunun tek başına hareket etme- yeceğinden yola çıkan ARD muhabiri, "Bunun ardında E-24 karayolunda yürüyüş yapmak isteyen bir grubun önünü polisler kesiyor. Yürüyüşçüler oturma eylemi yapıyor. Biraz son ra silablar patlayacak. (Fotoğraf: ALİ ÖZ) özal var" diyor. özal'ın yalnız Kürt meselesinde değil, Kara- bağ'da da Türkiye'nin daha ak- tif ve müdahaleci bir politika iz- lemesinden yana olduğu, orduy- la birlikte hükümete karşı dar- be yapabileceği, önümuzdeki üç-dört hafta içüıde Türkiye'de askeri darbe beklenebileceği yo- lundaki bu yorüm dün Alman televizyon ve radyolannda gün boyu yer aldı. PKK'nın Almanya teaısilcili- ği Köln Kürdistan Komitesi yo- ğun bir basın faaliyetiyle gaze- teleri ve kamuoyunu bilgilendi- riyor. Komite, Nevruz'daki ölü, yaralı ve tutuklu sayısını şöyle verdi: Şırnak 23 ölü, 50 yaralı, 100 tutuklu; Nusaybin 10 ölü, 60 tu- tuklu; Cizre 20 ölü, 45 yaralı, 40-50 tutuklu; Van 6 ölü, 30 ya- ralı, yüzlerce tutuklu, Adana 3 ölü; Gercüş 2 ölü, 15 yaralı; Er- gani 2 ölü, 15 yaralı, 40-50 tu- tuklu; Batman 2 ölü, 15 yaralı; İstanbul 1 ölü, 20-30 yaralı, yüzlerce tutuklu; Yüksekova 1 ölü, 5 yaralı; İdil 1 ölü; Malaz- girt yüzlerce tutuklu. Bayram kana bulandı Yorumlarda ağırlık noktasmı "Kürt halkımn Nevruz gösteri- lerinin Silahh Kuvvetler tarafın- dan kana boğulduğu" şeklinde- ki iddialar oluşturuyor. Bu bağ- larnda Medico International ad- U uluslararası dernek de dün bir açıklama yaparak "ölü sayısı- nın yüzü aştığını ve ordunun si- vil halka karşı olağanüstü kan- lı bir saldınya giriştiğini" iddia etti. Alman Yeşilleri bu dernekle birlikte yann Frankfurt'ta bü- yük bir basın toplantısı düzen- leyerek Türkiye'yi kınayacak ve Almanya'nın Ankara'ya askeri yardımı kesmesini bir kez daha talep edecekler. Al man hükü- meti ve muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti ise henüz bir açıkiamada bulunmadılar. İçiş- leri Bakanı İsmet Sezgin'in "Al- manya PKK'yı yasaklama- lı" şeklindeki demeci de Bonn'- da yorumsuz kaldı. Bonn, PKK'nın Almanya'da yasal ça- lışan derneklerini yasaklamak için elinde hukuki çerçeve bu- lunmadığını vurguluyor. Olay- lann Almanya'ya yansıtıhşı ve yaratılan kamuoyu desteği de hükümetin buradaki herhangi bir Kürt derneğine karşı girişim- de bulunmasını olanaksız haje getiriyor. Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eickhoff: 'PKK'dan AJman>a da rahatsız' CLMHLRİYET (Ankara) - RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan. kendisine nezaket ziyaretinde bu- lanan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Ekkehart EickhofTun. PKK'nın bir terör örgütü olduğunu ve Almanya'yı da rahatsız ettiğini söylediğini bil- dirdi. Alman Büyükelçi Eickhoff, bugün RP Genel Merkezi'nde, Genel Başkan Necmettin Erba- kan'ı ziyaret etti. 20 Ekim se- çimlerinde RP'nin aldığı sonu- cu tcbrik etmck amacıyla ger- çekleştiği belirtilen ziyarette Erbakan, Türk-Alman dostlu- ğunun. bugün bulunulan nok- tada çok büyük önem taşıdığını anlattı. Avrupa'da faaliyette bulu- nan Milli Görüş feşkilatı'nın 100 bin. gençlik teşkilatının da 20 bin üyesi bulunduğunu belir- ten Erbakan, bu kuruluşlann, iki ülke arasındaki ilişkilere katkı sağladığını söyledi. Al- manya'nın bir süper güç olma yolunda olduğunu kaydeden RP Genel Başkanı. "Bundan büyük memnunluk duyanz. Yer\üzünde huzur ve banş için kuvvetler arasında denge olma- lıdır" dedi. Orta Asyadaki Türk cum- huriyetlerinin, Türkiye'ye sem- pati duyduklanna da işaret eden Erbakan, bü ülkelerde ya- tınm yapılabilmesi için de Türk-Alman işbirliginin gerek- liliğini vurguladı. Büyükelçi Eickhoff da Tür- kiye ile Almanya arasındaki dostluğun tarihe dayandığını, 1. Dünya Savaşı'ndaki işbirligi- nin daha sonra halklann dost- luğuna dönüştüğünü ifade etti. Almanya'da yaşayan 1.7 mil- yon Türkün buradaki yaşama entegrasyon konusunda büyük başan gösterdiğini belirten bü- yükelçi, Orta Asya ve Balkan- lar'daki gelişmeler karşısında, Türk-Alman işbirliginin yararlı olacağını bildirdi. Türkiye'deki cumhuriyet modelinin Orta Asya'daki ül- kelere ömek olabileceğini kay- deden Eickhoff, bu duşüncele- rinin aynı zamanda 12 AT üyesi ülkeye de tercüman olduğunu söyledi. Büyükelçi, Türkiye'nin BDT ile Avrupa arasında bir köprü görevi göreceğini de söz- Ierine ekledi. Görüşmeden sonra gazeteci- lerin sorulannı yanıtlayan Er- bakan, Alman Büyükelçi ile görüşmelçrinde Güneydoğu olaylannm da gündeme geldiği- ni, EickhofTun, PKK'nın bir terörörgütü olduğunu vurgula- dığını ve bu örgütün, Al- manya'yı da rahatsız ettiğini söylediğini kaydetti. Büyükelçinin, Güneydoğu'- da huzurun sağlanmasını arzu ettiklerini, burada huzur sağ- lanmasının Almanya'da huzur sağlanmasını da temin edeceği- ni anlattığınj belirten Erbakan, bir soru üzerine, "Büyükelçi, Karabağ'daki olaylann bir Er- meni katliarru olduğunu kabul ettiklerini, bunu Alman gazete- lerinin de yazdığını söyledi" dedi. Erbakan, Güneydoğu'daki olaylann önlenmesinde, inanç birliği üzerinde durulması ge- rektiğini de ifade etti. Dış BASIN Independent; Türkiye'de açık savaş var CUMHURİYET (Londra)- İngiltere'de yaymlanan "Inde- pendent" gazetesinin haberinde "Kürtler sokağa dökülürken Türkiye'de açık savaş" başlığı altında, "Hafta sonunda, şimdi- ye kadar ilk kez tanık olunan şiddet olaylan patlak verdi. İlk kez Cizre'de tanklar görevlendirildi. Gerillalar, uzun namlulu tüfeklerle kent sokaklarında açıkça ateş açtılar" denildi. TRT televizyonunun olaylan görüntülediği ve "Kürt" ve "PKK" sözcükleri kullandığı vurgulanan haberde, "Kürt sorununun gerçek boy utlannm yıllarca gizü tutulmasından sonra televiz- yondakı görüntüler. Türk kamuoyunu şok edip, çoğunluğunu güveniik kuvvetlerinden yana tutum takınmaya itebilir. Ancak bu görüntüler. hükümetin konuya ilişkin olarak daha açık bir yaklasım içinde olduğunu da gösteriyor" denildi. İngiliz tele- vizyonu. haber bültenlerinde hiilanan secim kampanyası nede- niyle dünya haberlerini geri plana atarken, Türkiye'deki olayla- rı öneçıkarttı. BBC'nin Cizre'yegiden muhabiri, yerinde sağla- dığı görüntülerle Cuma gecesi başlayan ve gelişen olaylan aktardı. _ TIMES: 'Türk askeri Kürtleri öldürdü' Türkiye'nin Güney- doğusu'nda hafta sonu Kürtler açısından kana bulandı. Türk askerleri, Kürt göstericilere ateş açtılar. Olaylarda birçok Kürt öldü. Buna karşın. göstericilerden bazılan, ölülerini yetkililere bildirmcden alıp götürdüler. Bu nedenle, ölü sayısı, bilinenden daha > üksck olabilir. GUARDIAN: 'Kürt gerçeği' Demirel hükümeti, Kürt gerçeği- m uınıdı. Ancak hafta sonundaki olaylara bakılırsa, ne bu tanı- ınava inanılıyor nc de kendi devletlerinesahip olacaklan haya- lini kurmakta ısrar eden Kürtler, bunu yeterli taviz olarak aörüvor. ÖZGÜKCE TURKER ALKAN Bilgi Çağında AhkâmSaltanatı S ayın Özal, hikmet beyan ediyor: "Dünya, bilgi çağı- na girdiği için sosyal devlet çağından çıkmıştır!" "Allah Allah, kel alâka" demeyin. Tarafsız Cum- hurbaşkanımız böylece koalisyonun sosyal de- mokrat kanadına küçük bir çamur atmış oluyor. Yetmez mi? "Bilgi çağı!" Kulağa hoş geliyor. Biz de girdik bilgi çağı- na. Hatta geçenlerde "bilgi yılı'nı bile kutladık. Bir taraftan bilgi yılını kutlarken, bir taraftan da, nüfus sayımında "konuştuğumuz diller" arasma "Kürtçe"yi ek- leyen yetkilileri işinden atıp haklarında dava açtık. Neden? Çünkü Türkiye'de Kürt yoktu ki Kürtçe konuşulsun. Ve bu olay "bilgi çağından" söz eden özal'ın başbakanlığı döne- mindeoldu. Bilgi çağı! Kürt sorunu, ülkeyi bir iç savaşa sürükleye- cek kadar önemlidir, ama Türkiye'de kaç tane Kürt yaşar, kimse tam olarak bilmez. Zaten Kürtlerin varlığını da ge- çenlerde lütfen ve biraz da sıkılarak kabul etmedik mi? Bilgi çağı, herkesin her şeyi bildiği bir çağ mıdır? Değil- dir kuşkusuz. Sadece uzman olan kişilerin bazı konuları bildiklerini sandıkları bırçağdır. Ama bizde herkes' Gerçekten Kürtler ne istiyor, tam olarak bilen var mı? Herkes "Kürtlerin ne istediği konusundaki kendi tahminini" her şeyi şıpıdanak bil i- verir işte. Hele mevkii yükselenler, her yük- seliş karşılığında bi- raz daha bilge olurlar. Şimdi Kürt sorunu ge- lip kapımıza dayandı ya, herkes ahkâm kes- KÜrtlenn lStegl glDl SlUlup m ^, e •• u * kendince bir sonuç Verelım bağımsız- , y hklarını, onlar da kur- ÇlKariyor. tulsun, bizde." "Yok canım, Kürt halkı bağımsızhk istemez ki, olsa olsa federasyondur onların istediği. Ama onu da Türk halkı is- temez." "Yok canım, Türkiye'de kimse federasyon filan istemez. Hem federasyon bölücülüktür. Kürtlerin kültürel haklarını verelimyeter." "Kim demiş federasyon bölücülüktür diye? Yani şimdi bütün Amerikalılar, Almanlar, Hintliler, isviçreliler, Belçi- kalılar, Ispanyollar bölücü mü?" "Konuyu saptırıyorsun. Kürtler federasyon istemiyorki. Hatta kültürel hak filan da istemiyorlar. Birkaç kışkırtıcı te- rörist ortalığı karıştırıyor, o kadar. Onları bulup inlerinden çıkardık mı, iş tamamdır. Hiç ortalığı velveleye vermeye gerek yok. Bizim güveniik güçlerimiz çakı gibidir maşal- lah, bu işin de üstesinden kısa zamanda gelirler." • Gerçekten Kürtler ne istiyor, tam olarak bilen var mı? Herkes "Kürtlerin ne istediği konusundaki kendi tahmini- ni" Kürtlerin isteği gibi sunup kendince bir sonuç çıkarı- yor. Bilgi çağında, tam bir bilgisizlik bunalımı yaşıyoruz. Kürtlerin sayısını bile bilmekten korkan bir toplumda bundan daha doğal bir sonuç olabilir miydi? Bana öyle ge- liyor ki, Güneydoğu'da yaşanan dramın bir bölümü ve devletin bu dram karşısındaki aczinin tümü, bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Bilgi çağında, kendi kendimizi karanlığa mahkûm etme- nin bedelini ödüyoruz. '"*' Kürt sorunu nasıl mı çözülür? Önce, cezasız, yargılama- sız, korkusuz bir tartışma ortamı yaratmakla. Sonra, Kür- düyle, Türküyle, herkesin düşüncesini açıkça öğrenmek- le. Daha sonra da, beliren bu istekler doğrultusunda politi- ka oluşturmakla. Bilgi çağında işler böyle çözülür. Ahkâm kesmekle de- ğil Çok geç kalınmadıysa tabii!.. SHP'DEN NOTLAR HEP kopuyor FARLK BİLDİRİCİ (Anka- ra) - SHP'den kopuş yolunda dün bir adım daha atan HEP kökenli milletvekilleri daha ön- ceden programlanmasına kar- şın bütçe görüşmelerinde SHP adına konuşmadılar. Zübeyir Aydar. Sırn Sank, Mahmut Kılınç. dün Meclis kürsüsüneçıkmadılar. Kürsüye çıkmamakla yetinmeyen HEP kökenliler. İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerine de katıl- madılar. SHP adına Mehmet Keri- moğlu ve Muzaffer Ankan kür- süye çıktı. HEP kökenli olma- yan Mardin Milletvekili An- kan da Nevruz olaylanna iki cümleyle değindi: "- Şu anda Nusaybin. Cizre ve Şırnak'ta kan dökülüyor. Masum insanlar öldürüiüyor. Tansiyonu yükseltmemek için bu konuya değinmeyeceğim." HEP kökenli milletvekille- rinden söz eden ANAP Ordu Milletvekili Şadi Pehlivanoğlu ise sertti: - Hem Türk milletini temsil için Meclis'e geleceksiniz. Hem de millei düşmanlığı yapacaksı- nız. Buihanetür." Ve koalisyonun DYP kana- dından Pehlivanoğlu'na alkış. Bu alkışlar DYP grubunun HEP kökeniilerden duyduğu rahatsızlığı yansıttı. SHP gru- bundan tepki yok. Çünkü onlar da HEP'lilerin aynlmasını bek- liyor. İnönü, dün Mahmut Alı- nak'ın bütçe görüşmelerinin kapamşında konuşması öneri- sini de kabul etmiyor. Cemal Şahin'in konuşmasına karar verdiğini bildiriyor. Ve böylece bir kez daha dışlanıyor Alınak. Peki. Meclis kürsüsünden "hain" ilan edilen HEP kökenli milletvekilleri bu şartlarda ne yapıyor? Ashnda onlar HEP, PKK, seçmenler. SHP ve devlet ara- sında sıkışıp kalmışlar... HEP Genel Merkezi "dönün" diye bastınyor. Bölgede oy verip gönderenler, "Bize yardım ede- miyorsunuz. SHP'den aynbn" diyor. SHP yönetimi dışlama çabasını sürdürüyor. Devlet. PKK ile özdeşleştiriyor. Milletvekilleri. bölgedeki ar- kadaşlannın donmesini bekli- yor. Bir iki gün içinde SHP'den aynlma karan netleşecek. Ay- nlma ağır basıyor. Çünkü SHP'de kendilerini ellerikollan bağlı hissediyorlar. Gündemle- rindeki asıl soru "Tıkanmayı nasıl aşanz?" En çok kaygı duyduklan nokta da kamuoyundaki "PKK-HEP ve HEP kökenli milletvekilleri işbirliği içinde" kanısı. Bir miletvekili bu nokta- da şunlan söylüyor: "PKK da, HEP de. biz de ay- nı tabana sesleniyoruz. HEP ile aramızda nüanslar dışında bir fark yok. Ama PKK ile öyle de- ğil. PKK, Kürt sorununun çö- zümünü sılahta görüyor. Biz ise siyasal çözümden yanayız. İşte fark bu." "PKK ile benzeşme noktala- n yok mu?" deyince, anlatmaya devam ediyor: - Bizim tabanımız aynı. Hal- kımızın sorununu çözmek isti- yoruz. Biz resmi ideoloji ile şekillenmemiş insanlanz. PKK gerçeğini inkâr edemeyiz. Bu anlamda PKK'yı yadsımamız mümkün değil. Biz PKK'yı te- rör örgütü olarak görmüyo- ruz." Sonunda SHP grup toplanü- sında Nevruz olaylan için Mec- lis'te araşurma önergesi veril- mesi ve bölgeye heyet gönderil- mesinin istenmesi kararlaştınh- yor. Dün sabah SHP grubunda bu öneri tartışıhyor. Bu öneri tarüşılırken SHP grubunun ko- nuya ilgisizliği de açığa çıkıyor. Böylesi bir günde SHP millet- vekillerinin tamamı salonda yok. Olanlann bir bölümü de kuliste sigara içiyor. Sadece Cemal Şahin, araştır- maya karşı çıkıyor. Şahin'i şa- şırtan bir şekilde İnönü, bu öneriyi destekliyor ve SHP gru- bu Meclis'e araşurma önergesi vermeyi kabul ediyor. Buna Baykal kanadımn değerlendir- mesi ilginç: "-Bir politikasızhk söz konu- su. Grubun araşürmaya gerek görmesi, hükümet açıklamala- nnın yeterli görülmediği, des- teklenmediği anlamına gelir." Gerçekten de DYP milletve- killerinin aktardığına göre Demirel de bu yoruma kaülı- yor. Demirel, SHP'nin bu kara- nnı duyunca sert tepki göster- miş: "- Birbirimizi mi deneüeyece- ğız?"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle